buyurun cenaze namazına tiyatro / BUYRUN CENAZE NAMAZINA

Buyurun Cenaze Namazına Tiyatro

buyurun cenaze namazına tiyatro

BUYURUN ABDESTSİZ CENAZE NAMAZINA!

Orta derecede dini bilgiye sahip olanların da bildikleri üzere, Allah insanları yaratmış, süresi belirli bir ömür takdir ederek dünyaya göndermiş, nasıl yaşamaları gerektiğine dair ilâhi kitapları indirmiş ve gönderdiği peygamberlerde tatbiki olarak ayrıntısına kadar bizzat yaşayarak insanlara örnek olmuşlardır. Dünyaya gelişin ve imtihan olmanın bir gereği olarak, Allah insanları iman konusunda muhayyer bırakmış, verdiği cüz-i irade ile kendi mükellefiyetlerini icra etmelerini murad etmiştir. Kısaca, insanları inanma-inanmama konusunda serbest bırakmış, “Lâ ikrahe fid dîn” ayet-i celilesi ile de bunu beyan etmiştir.

Evet, dinde asla zorlama yoktur. Filhakika Allah dileseydi, mü’min olarak yarattığı bütün insanları Müslümanca yaşatır ve o hal üzere huzuruna alırdı. Ancak o zaman da dünyaya gelişin ve imtihan olmanın bir anlamı olmazdı. Bu itibarla; her insan iman konusunda serbesttir, bu hususta kimse kimseyi zorlayamaz, baskı altına alamaz. Allah, peygamberler de dahil, kimseye bu yetkiyi vermemiştir; kendisine verilmeyen yetkiyi kullanmaya kalkanlar sonucuna katlanır.

Kaldı ki, mevzuatımızda da durum farklı değildir. Hatta son bir-iki asırdır “din sosyal hayatın dışında” tutulduğundan, inananlar ve dindarlar açısından zaman zaman zor dönemler olmuştur. Bu konudaki sıkıntıları bizzat yaşıyor ve görüyoruz. “Dini, vicdanlara ve camilerin duvarları arasına hapseden” bir anlayış ve uygulayışın neticesi olarak bu çileler hayatın içinde hep var ola gelmiştir ve adeta inanan insanlara hayat zindan olmuştur.

Bizler Müslümanlar olarak, dünya ve ahiret mutluluğu adına elbette ki her insanın İslâm’a inanmasını ve inandığı gibi yaşamasını arzu ederiz. “İnancımızın gereği olarak” kendi nefsimiz için istediklerimizi diğer insanlar için de isteriz.” İstemekle de kalmaz, insanlara hasbel kader davette bulunur, tebliğat yaparız. Hatta bu hususta cehd ederiz, cihad ederiz. Bu, bizim iyi niyetimizin ve imanımızın hayata yansımasıdır. Biz inanırız ki, “cihad etmek sadece savaşmak ve gayri Müslim öldürmek değildir.” Cihad, Allah ile kul arasındaki engelleri ortadan kaldırma gayretidir, insanlara İslâm’ı anlatma sanatıdır. İnsanların Dar-eyn Saadeti uğruna bunu yaparız, ancak yetkimizi aşarak, asla kimseyi zorlamayız. Zira herkes iradesinde ve tercihinde hürdür, isteyen dinli olur, isteyen dinsiz. İsteyen iman eder, isteyen isyan eder. Kimsenin imanına, hayat modeline müdahale etmeyiz; ancak kimsenin de bize hayat modeli ve ibadet şekli dayatmasını da asla kabul etmeyiz, edemeyiz. İmanımızdan kaynaklanan bu iyi niyet gereği, kimseyi kınamayız, ama kimsenin de bizi kınamasını hoş göremeyiz. Bu dünyada beraber yaşamak zorunda isek ki öyledir, birbirimize katlanmamız, anlayışlı olmak zorundayız.

Bunları niye yazıyorum: son zamanlarda başkalarına saygı duymaktan aciz, bencil, hoş görüden habersiz öylesine insan tiplemeleri türedi ki, kabul edilebilir değil. Ekseriyetinin “Müslüman” olduğunu beyan eden bu insanları anlayabilmek gerçekten zordur. İslâm’a ve Kur’an-a sürekli hakaret eden; çağ dışı, gericilik, irtica yaftasını vuran; Müslümanlara mürteci, gerici, yobaz diyen bu güruh, ne hikmetse din adına bir söylem duyduklarına veya eylem gördüklerinde ayağa kalkıyorlar, saldırıyorlar, adeta dünyayı ateşe veriyorlar. Hayat sermayesi ve yegâne gayesi din ve iman karşıtlığı olan söz konusu bu insanlar ve gruplar insanlarımızın huzurunu ve ülkemizin geleceğini adeta tehdit eder hale geldiler.

İnanan insanlara reva görülen tüm bu maddi ve manevi baskı, şiddet, işkence, zulüm, sindirme ve caydırma faaliyet ve çabalarına rağmen; bu insanların, öldüklerinde cenazelerinin cami avlularına getirilerek, musallâ taşlarına musallat edilmelerini; ölünün yakınlarının kıyılarda kenarlarda beklemelerine rağmen, bir kısım Müslümanların cenaze namazına iştirak etmelerini, doğrusu içime sindiremiyorum. Ömrünü İslâm’a ve Müslümanlara düşmanlıkla tüketen, mukaddesata küfretmeyi kendisine şiar edinen, imansızlığını bayraklaştırarak bu dünyayı terk eden insanların cenaze namazını eda eden saf, ahmak ve şuursuz Müslümanları bir türlü anlamıyorum. Onurumuzla oynamayınız lütfen, Allah aşkına…

Bizler, iman sahibi insanlara yardımcı oluruz, dua ederiz, ölünce de namazını kılarız, bağışlanması için Mevlâ’mıza dua ederiz. Her insanın günahı vardır, hatası vardır. Amel ve ibadet konusunda hepimizin eksiği kusuru olabilir ve vardır. Ancak iman konusunda durum farklıdır. Cami görevlileri mevzuat gereği camiye getirilen cenazenin namazını kıldırmakla mükelleftir, fakat cemaat namaza iştirak etmek zorunda değildir. Bir önerim var: Alenen ve isteyerek din düşmanlığı yapan ve naaşı camiye getirilen 5-10 kişinin cenaze namazına Müslümanlar-protesto mahiyetinde- iştirak etmesinler; bakınız ondan sonra, ne kadar imansız olursa olsun, kimse maneviyat düşmanlığına cesaret edebilir mi?  Onurunuza, kişiliğinize, maneviyatınıza sahip olunuz; kimsenin sizi istismar etmesine fırsat vermeyiniz Müslümanlar. Dik durmak, karakter sahibi olmak, vakar ve onuru korumak bizim için elzemdir.

Velhasılı kelam: Hem Müslümanlık iddiasında bulunmak, hem de İslâm düşmanlığında ön safta olmak. Bu bulmacayı çözebilirseniz çözünüz.  Söylenecek tek söz var: BUYURUNUZ ABDESTSİZ CENAZE NAMAZINA. ALLAHÜ EKBER.

 

Selam ve dua ile…

Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar

Erdoğan, “En yakın zamanda Şam’agidip Emevi Camisi’nde namaz kılacağız” dediğinde tarih, 5 Eylül 2012 idi.
O dönem Başbakan, Washington’ın desteğini arkasında hissediyordu.
Suriye’de rejim devrilirse Türkiye’nin bölgesel güç rolüne kavuşacağına inanıyordu.
Dışişleri Bakanı gibi o da Esad’ın düşmesinin an meselesi olduğunu sanıyordu.
Yanılıyordu.

***

O bunları söylerken Amerika, Şam’da işlerin kötüye gittiğini, Esad’ın boşluğuna radikal İslamın yerleşeceğini görüp politikasından çark etmişti bile...
2013’te CIA’nın eski Başkanı MichaelHayden, Suriye’deki iç savaş sonunda ülkenin tamamen çözülme ihtimaline karşılık, Esad’ın kazanma ihtimaline yakınlık duyduğunu açıkladı.
Washington, kötünün iyisine yönelmişti.
Ancak Ankara, “Bölgede benden habersizkuş uçmaz” böbürlenmesine kendini fena kaptırmıştı.
Şam rejimini devirmek için kirli ilişkilere girdi.
Topraklarını Esad karşıtı İslamcı örgütlere açtı, muhaliflerin İstanbul’da toplanmalarına önayak oldu, mülteci kamplarında onlara askeri eğitim, silah, mühimmat verdi. Suriye’ye savaşmaya giden militanların Türkiye sınırlarından geçişine göz yumdu. Yaralananlar için hastaneler kurdu.
TIR’larla silah nakletti. Bu TIR’ları çeviren polisleri, savcıları “vatana ihanet”le itham etti.
Ama olmadı.
Esad gitmedi.

***

Irak ve Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) Musul’daki Türk Konsolosluğu’nu basıp 80 kişiyi rehin alması, Türkiye’nin Suriye politikasının iflasıdır.
Bu tablo, Amerika’nın Afganistan’da yaptığı hatanın aynıdır.
Türkiye, kendi yarattığı canavarın esiri olmuştur.
Üstelik -Amerika’dan farklı olarak-, artık o canavarla komşudur.

***

Başbakan’ın Emevi Camisi’nde namaz rüyası gördüğü günlerde Esad, Yurt gazetesine verdiği demeçte, Erdoğan’ın ikili görüşmelerde kendisine tek sorduğu şeyin, Müslüman Kardeşler’in Suriye’ye dönmesi olduğunu söylüyordu.
Suriye’yi yakından bilen bir diplomatla görüştüm:
Esad’ın radikal İslamcılar meselesini iyi kullandığını anlattı.
“İki nedenle onların örgütlenmesine gözyumdu, liderlerini genel af kapsamındaserbest bıraktı” dedi:
Birincisi; ülkedeki El Kaide varlığı, Esad’a muhaliflerine karşı rahat silah kullanma imkânı verdi.
İkincisi; bu sayede, Batı’daki El Kaide korkusunu kendisine desteğe dönüştürebildi.
Nitekim Batı kamuoyu, kör bıçakla Şiileri gırtlaklayan şeriatçıları görünce, “Esadbunlardan iyiydi” demeye ve Suriye’ye müdahaleye ayak diremeye başladı.

***

Sözünü ettiğim röportajda Esad şöyle diyordu:
“Radikal İslamın ideolojisi, toplumu yakanbir alevdir. Bu alev genişler, yarın Türkiye’yide ‘kâfirler’den temizlemek için cihatbaşlatırlar. Yani Suriye yanarken Türkiyerahat edemez. Sınırlarını bu teröristlereaçmanın bedelini ağır öder.”
Gelinen nokta tam da budur.
-İsmail Saymaz’ın benzetmesiyle- 2 yıl önce Emevi Camisi’nde namaz hayali kuranlara, bugün Musul’da “Buyrun cenazenamazına” denilse yeridir.  


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Murat Sabuncu’ya açık mektup11 Kasım 2016

Nazi devrinin başlangıcı gibi6 Kasım 2016

Tükeniyoruz, hadi artık!5 Kasım 2016



nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası