Serendib Dağı

Âdem Aleyhisselâm Nereye İndirildi ?

Posted by Site - Yönetici Aralık 31,

This entry was posted on Aralık 31, am and is filed under Bunları Biliyormuydunuz, Diger Konular, Dini Konular, Güncel, Gündem, Genel, H.z Adem, Ruhu`l Beyan Tefsirinden Kıssalar, Tavsiyeler, Türkiye, Yorumlar, İbretlik, İlginç. Etiketler: Âdem Aleyhisselâm Nereye İndirildi ?. You can follow any responses to this entry through the RSS feed. You can leave a response, veya trackback from your own site.

İçindekiler:

1. Serendip kelime anlamı nedir?
2. Serendip Dağı nerededir?
3. Hz Adem hangi dili konuşuyor?
4. Sri Lanka hangi ülkeye bağlı?
5. Sri Lanka hangi dine mensup?
6. Sri Lanka ismi nereden gelir?
7. Sri Lanka halkı Müslüman mı?
8. Sri Lanka Müslüman nüfusu ne kadar?

Serendip kelime anlamı nedir?

Serendib, Arapça'dan geliyor ve Farsça ve Urduca'da da kullanılıyor. Sözlük anlamı olarak örümcek olsa bile, Sri Lankalılar “İlginçlikler ülkesi” olarak anlamlandırıyorlar. Bugün Serendib çok kullanılan bir isim.

Serendip Dağı nerededir?

geçer. Serendip denilen ada aslında bugün Seylan ya da Sri Lanka diye bildiğimiz ülkenin ta kendisidir. Adem ile Havva'nın da cennet'te kovulurken burada yer yüzüne indiklerine inanılır. Adem'in Serendip Adasının ortasında bulunan Rahvan Dağında yeryüzüne indirildiği söylenir.

Hz Adem hangi dili konuşuyor?

Er-Rahman, 55/ İnsanı O yarattı. Ona beyanı (konuşmayı, düşünüp ifade etmeyi) öğretti. yer alan manzum parçada Âdem'in esma ilmini bildiği, Arapça, Farsça ve Türkçe gibi bütün diller ile konuştuğu bildirilmektedir.

Sri Lanka hangi ülkeye bağlı?

Sri Lanka veya resmî adıyla Sri Lanka Demokratik Sosyalist Cumhuriyeti (Seylanca: ශ්‍රී ලංකා, Tamilce: இலங்கை) Güney Asya'da, Hindistan'ın 31 kilometre güneyinde ve Hint Okyanusu'nda bulunan bir ada ülkesidir. yılından önce Seylan olarak bilinirdi.

Sri Lanka hangi dine mensup?

Sri Lanka'nın nüfusuna göre, yüzde 70,2 Budist, yüzde 12,6 Hindu, yüzde 9,7 Müslüman ve yüzde 7,2 Hristiyan dini inancı sahiptir. Toplam 1, kilometrelik sahil şeridine sahiptir.

Sri Lanka ismi nereden gelir?

Adanın ilk olarak ismi Yunanca “bakır renkli” demek olan Toprobane funduszeue.info fetihlerinden sonra, Arapça “beklenmedik şeylerin ülkesi” anlamına gelen Serendip denildi. Sonraları yılına kadar kullanılacak olan Seylan ismini aldı.

Sri Lanka halkı Müslüman mı?

Sri Lanka'da, çeşitli din ve etnik gruplara mensup 22 milyon insan yaşıyor. Nüfusun yüzde 70'inden fazlası ise Budist. Hindular, nüfusun yüzde 12'sini, Müslümanlar yaklaşık yüzde 10'unu ve Katolikler yüzde 6'sını oluşturuyor.

Sri Lanka Müslüman nüfusu ne kadar?

Sri Lanka nüfusunun dörtte üçünü Budist Sinhaliler oluşturuyor. Ülkede 3 milyona Hindu Tamil yaşarken Müslümanların toplam nüfusu 2 milyona yakındır.

Füsunlar Diyarı Serendip

Füsun Diyarı Serendip

Yazar : Francis De Croisset
Çevirmen : Hamdi Varoğlu
Yayınevi : Hilmi Kitapevi
Basım Yılı :

Hind Yarımadası

Sanalda sahafçılarda gezinirken rastlamıştım bu kitaba. İnternette baya aramama rağmen

Rahvan Dağı

kitap hakkında pek bir bilgiye rastlamadım. Sadece bir iki sahafçıda bulmuştum, oralarda da kitap hakkında bir bilgi yoktu. İsmi hakkında bir araştırma yaptıktan sonra perilerden bahsedeceğini sanıp almıştım. Kitap basımı idi. İmla hataları fazla idi. Özellikle ilk sayfalar baya sıkıcı bir kitap idi. Kitap, Fransız yazarın Hindistan’a giderken tuttuğu bir gezi defteri gibi. Aslında bir nevi seyahatname gibi&#; Yazar aynı zamanda bir Fransız subayıdır ve

Hz. Adem&#;e ait olduğu İddia edilen ayak izi

gezisini İngiliz askerlerle yapar. Gezinin Büyük Kısmı Hindistan’ın Serendip adlı adasında

geçer. Serendip denilen ada aslında bugün Seylan ya da Sri Lanka diye bildiğimiz ülkenin ta kendisidir. Adem ile Havva’nın da cennet’te kovulurken burada yer yüzüne indiklerine inanılır. Adem’in Serendip Adasının ortasında bulunan Rahvan Dağında yeryüzüne indirildiği söylenir. Burada bulunan bir ayak izinin de Adem Peygamber’e ait olduğu iddia edilir.

Sessizlik Kuleleri (Çizim)

Yazar Serendip’e giderken Hindistan’daki Mecusîlerle de karşılaşılaşır. Bunlar

Sessilik kulesine bir ölü bırakılırken Akbabalar beklemekteler&#;

muhtemelen İran müslümanlar tarafından feth edildikten sonra Hindistan’a kaçan Mecusilerdir. Hindistanlılar bunlara “Pers Diyarından Gelen” demek olan “Parsî” derler. Yazar Mecusilerle karşılaşırken bir mecusi cenaze törenine şahit olur. Mecusiler ölülerini “Sessizlik Kuleleri” denilen yere bırakıp akbabaların – vahşi hayvanların- ölünün cesedini parçalayıp yemesini beklerler. Sonra kuruyup beyazlaşan kemikleri ise gömerler. Çünkü mecusi inanışa göre kirli olan vücudun suyu, toprağı ve ateşi kirletmemesi gerekir. Böylece Avesta’da söylenen “Atan olan toprağı kirletmeyeceksin” emri yerine getirilmiş olur. Bunlara şahit olan yazar duygularını şöyle ifade eder:

“              Bir kadın seviyorsunuz, o kadın ölüyor ve siz ondan sonra yaşıyorsunuz. Çehresi hayalinizde! Yırtıcı kuşların, kaybolan bakışlarına ağladığınız gözleri oymasına, buselerini dudağınızda hissettiğiniz ağzı yırtmasına nasıl dayanırsınız?

Mezardaki kurtlar bence daha iyi; hiç olmazsa onlar meydanda görünmüyor!

Fakat bu akbabalardan iğrenmemeye imkan var mı? Fazla beslenmiş vücutlarıyla, yirmi adım ötedeki ağacın üstüne yığılmışlar. Pembe ve dazlak başlarını boyunlarının ucunda endişeli endişeli kımıldatarak, kanatlarını çırpa çırpa, sağa sola sallanıyorlar. Bir tanesi, ağır ağır havalanıyor. İlk kulenin üstünde dolaşarak aşağıyı gözden geçiriyor, dalıyor ve gagasının ucunda bir kırıntı ve tekrar yükseliyor.

İnsan nasıl mecusi olabilir, anlamıyorum!.”

Mecusiler Hakkında mini bir video:

funduszeue.info?v=dMXvsg1bN-s

Yazarın Serendip’e geçtikten sonra yanındaki İngilizlerin görünüşleri hakkındaki

“30 yaşından evvel ve altmışından sonra bütün İngilizler birbirine benzer. Ancak bu iki yaş arasında bir fasıla vardır.” Görüşü biraz bizim uzakdoğulular daha doğrusu Çinliler hakkındaki görüşlerimize benzemiş: “Çekik göz, siyah saç, yuvarlak yüz&#;” Hatta Kore, Japonya ya da başka yerde yaşaması da değiştirmez hepsi Çinlidir.

Başka bir yerde de yazar ile ingiliz bir subay arasında geçen şu diyalog insana Stefan Zweig’in “Üç Büyük Usta” adlı eserinin Charles Dickens bölümünde İngilizler hakkında anlattıklarını anımsatıyor.

“-Acayip bir seyyahsınız. Galiba Serendip hakkında hiçbir kitap okumamışsınız.

-Bilakis, André Bellesort’un gayet güzel makalelerini, Leclercq’in çok güzel bir kitabını ve André chevrillon’un enfes yazılarını okudum.

-Ooo! Chevrillon büyük bir Fransızdır.

Hayretle yüzüne bakıyorum.

-Nereden biliyorsunuz?

-Çünkü ingilizler hakkında çok iyi şeyler söylemiştir. İngiltere’de tanınmıştır. Fakat bir Fransız muharriri daha vardır ki Serendip’ten hiçbir şey anlamamıştır.

-Kim bu muharrir?

-Pierre Loti. ‘İngilizsiz Hindistan’ isimli bir kitap yazmış. Saçma. Fransız Fransa der gibi bir şey.”

İngiliz subayın yazara bir bölgedeki yıllanlar hakkında verdiği şu bilgi de ilginç:

“Burada, 30 çeşit yer yılanı vardır. Mütemediyen de artarlar. Çünkü malum ya, din, yerli’ye öldürmeyi yasak etmiştir. (Budist inancında kan dökmek yasaktır.) Yılanı yakalayınca bir sepete koyarlar ve Musa gibi nehire fırlatırlar.”

Yazımızı da yazarın şaşırtan ve heyecanladıran bir bölgeyi anlatırken yazdıklarıyla bitirelim.

“Burada her şey mukallit, aldatıcı, kandırıcı, her şey tabiatın fevkinde. Şu ağaca sarılmış, sizi gözetleyen yılanın, her defasında, yılan değil bir sarmaşık dalı olduğunu anlıyorsunuz. Bahçenin yollarını tavsiye eden cücelerin yerde unuttukları kıvrık dal da , dal değil bal gibi yılan. Şu çiçek ki, ne kuştur ne kelebektir. Fakat gerçekten birer çiçektir, birden bire obur ağızlarını açıp yanlarından geçen sinekleri kapıyorlar, yutuyorlar ve hazmediyorlar.”