emilia clarke hastalığı / Emilia Clarke Hakkında Bilmeniz Gereken 5 Gerçek | Vogue Türkiye

Emilia Clarke Hastalığı

emilia clarke hastalığı

Game of Thrones yıldızı Emilia Clarke anevrizma geçmişini anlattı

Game of Thrones'un yıldızı Emilia Clarke ödüllü diziyi çekerken iki beyin anevrizması geçirdiğini ve ameliyat olduğunu açıkladı. Geçmişte yaşadığı hastalığı kamuoyuna ilk kez duyuran Emilia Clarke, iyileşme sürecinden sonra kendisi gibi beyin ameliyatı geçiren hastalar için yardım toplayan SameYou adında bir dernek kurdu.

22 Mart

Game of Thrones'un yıldızı Emilia Clarke ödüllü diziyi çekerken iki beyin anevrizması geçirdiğini ve ameliyat olduğunu açıkladı

Oyuncu Emilia Clarke, The New Yorker'da kaleme aldığı yazıda anevrizmayla mücadelesini ilk kez anlattı

Game of Thrones'ta 'Ejderhaların Anası' Daenerys Targaryen'i oynayan 32 yaşındaki aktris, dizinin ilk sezonu sonrası 'de ilk beyin anevrizmasını yaşadığını paylaştı.

Clarke yaşadıklarını "Tüm çocukluk hayallerim gerçekleşmiş gibiyken, neredeyse aklımı ve sonra hayatımı kaybediyordum. Bu hikayeyi herkese açık olarak söylemedim, ama şimdi zamanı" diyerek paylaştı.

Emilia Clarke, ilk beyin anevrizmasını ünlü dizinin 1. sezonunun çekimlerinin bitmesinin ardından bir spor salonunda antrenörle çalışırken yaşadı.

O zaman 24 yaşında olan Clarke'a subaraknoid kanama teşhisi konuldu ve MR'a gönderildi.

Clarke "Bu tür kanamalar, beyin etrafındaki kanamaların neden olduğu yaşamı tehdit edici bir felç şekli olmakla birlikte hastaların 3'te birinin öldüğü bir türdür" diyerek ölüme çok yaklaştığını ifade etti.

Üçüncü sezonu tamamladıktan sonra Broadway'de Holly Golightly rolünü üstlenen Clarke'a anevrizmanın boyutunun iki katına çıktığı söylendi ve ünlü oyuncu ameliyat masasına yattı.

Bu süre zarfında panik ataklar ve ağrılar çeken Clarke'a bir muhabir ameliyatını sordu ancak ünlü yıldız hızlıca iddiaları reddetti. Ancak şimdi artık konuşmasının zamanı geldiğini ve doğru zaman olduğunu belirtti ve sosyal medya hesabından yaşadıklarını paylaştı.

Emilia şimdi kendini tekrar iyi hissettiğini ve nihayet yaşadığı deneyimlerden bahsedebildiğini ve beyin kanaması, felç geçiren insanlara tedavi sağlamayı amaçlayan SameYou adında bir hayır kurumu başlatmaya karar verdiğini açıkladı.

Clarke'a itirafı sonrası destek mesajları yağdı. Pek çok kişi genç kadını "konuştuğun ve ilham kaynağı olduğun için seninle gurur duyuyoruz" diyerek takdir etti.

emilia clarkegame of thronesoyuncuanevrizmaaçıklama

Annem, Game Of Thrones’un Emilia Clarke’ı kadar şanslı değildi!

Sağlık Muhabiri Özlem YURTÇU KARABULUT, Medimagazin için yazdı

 

Game of Thrones fanlarının iki yıldır dört gözle beklediği final sezonun başlamasına birkaç gün kala, New Yorker’da gözüme ilişti dizinin başrol oyuncusu Emilia Clarke’ın hikayesi…

 Henüz 24 yaşındayken geçirdiği “anevrizmaya bağlı subaraknoid kanama” ve sonrasında yaşadığı hastane-tedavi süreçlerini, çektiği acıları birkaç fotoğraf eşliğinde ilk kez paylaşıyordu sevenleriyle. Başında kateter varkenki resmini gördüğüm an boğazım düğümlendi. Çünkü anlattığı şeylerin pekçoğu annemin başından da geçmişti, ama annem onun kadar şanslı değildi; ameliyat sonrası hastane enfeksiyonu, annemin şu an “kendi hikayesini” anlatma şansını dahi elinden almıştı…

 

TIBBIN ÇARESİZ KALDIĞI NOKTA: ANTİBİYOTİK DİRENCİ

Yaklaşık 20 yıllık meslek hayatımda belki binlerce haber, bir o kadar da insan öyküsü yazmışımdır. Ama en zoru, insanın kendi hikayesini kaleme almakmış sanırım… Antibiyotik direnci, bilinçsiz antibiyotik kullanımı, gereksiz antibiyotik tüketimi vs…. Bu konuda en büyük hassasiyetlerden birini taşıyanlardan biriyim. Zira hastane enfeksiyonu olarak adlandırılan, tıp dünyasının da aslında kâbusu olan bir tabloyu çok ciddi bir şekilde tecrübe edip tabiri caizse hayatı alt üst olan hasta yakınlarından biriyim.

 

KONUŞARAK AMELİYATA GİRDİ

Annemin ’de henüz 57 yaşındayken “anevrizmaya bağlı subaraknoid kanama” geçirmesi, her şeyin başlangıcı oldu. Şuuru kapalı götürüldüğü hastanedeki (doktorlar daha iyi bilir Glaskow koma skalası 4 idi, sözel uyarana yanıt hiç yoktu, sadece ağrılı uyaranlara tepki veriyordu, yani kurtulma şansı aslında çok düşüktü), yoğunluk, bazı imkansızlıklar vs yüzünden beyin cerrahi servisinin koridorunda external ventriküler drenajkaterizasyonu uygulandı. Amaç, kanamadan dolayı baskı altında olan beyni bir miktar rahatlatmak, ameliyata daha iyi bir tablo ile girmesini sağlamaktı. İşlemden sonra şuuru açıldı gerçekten de. Konuşuyordu, sorular soruyordu! Kısa süreli hafızasında sorun vardı sadece, ki akut evrede de beklenen bir şeydi bu zaten. Ertesi sabah açık beyin ameliyatına alındı. Ameliyattan çıktığında çok iyiydi. Espriler falan yapmaya başlamıştı hatta. Ama kanamadan dolayı oluşan hidrosefali (bilmeyenler için en basit tanımıyla beyin omurilik sıvısının -BOS’un- beynin karıncıklarında aşırı birikimi sonucu kafa içi basıncın artması) nedeniyle başındaki kateter hala duruyordu. Birkaç gün içinde VP shunt ameliyatı da yapılacak, bu sorun da bertaraf edilecekti. (Yine bilmeyenler için, VP shunt ise aşırı biriken bu BOS’u bir cihaz ile karın boşluğuna kanalize ederek kafa içinde oluşan basıncı ve buna bağlı gelişebilecek riskleri azaltmaya yarayan cerrahi-medikal tedavi olarak özetlenebilir)

 

ASLINDA DOKTORLAR DA ANNEM DE BİR MUCİZEYİ BAŞARMIŞTI!

Ameliyat edilene kadar external drenaj ile idame ettirilmesi gerekiyordu ki tekrar sıvı birikimi olmasın. Yoğun bakımda yer olmadığı için annem ameliyattan hemen sonra başındaki o kateter ile “üç kişilik koğuş odaya” alınmak zorunda kalındı. Doktorları “Birkaç gün sonra da shunt ameliyatını yapar bir aksilik olmazsa da taburcu ederiz, teyze mucize gibi, bu kadar ağır bir kanama tablosuna rağmen direndi” dediğinde dünyalar bizim olmuştu. Ama maalesef o sevinç uzun sürmedi.

 

AMELİYAT SONRASI MENENJİT HER ŞEYİ ALT ÜST ETTİ

Üçüncü gün “post-op menenjit” tablosu gelişti. Sabah vizitte doktorlara espri yapan annem, 5 dakika sonra kollarımda nöbet geçirdi, şiddetli bir şekilde kustu, saniyeler içinde tansiyonu 20’ye ateşi 41’e fırladı. Bu da şu anlama geliyordu: Enfeksiyon kapmıştı ve bu enfeksiyon beyinde gerçekleştiği için menenjit olmuştu. (Oysa external drenaj katerizasyonu sonrası enfeksiyon gelişme riski kimi literatüre göre binde 45 civarı. Ama işlemin yoğun bakım veya ameliyathanede yapıldığı varsayılırsa… Buna eklenen ikincil enfeksiyonlar veya cerrahi işlemler de riski artırıyormuş. O dönemde içinde bulunduğumuz hastanenin koşullarını düşündüğümde hiç de şaşırtıcı bir sonuç değilmiş aslında annemin de menenjit olması. İşte şanssızlığı bu noktada ortaya çıkıyordu!) Annem enfeksiyonu hastanede kaptığı için çok daha dirençli, ölümcül ve tehlikeli bir durumla karşı karşıyaydık. Kan kültürleri, BOS’da yapılan kültür testleri vb ile de kesinleşti bu tablo. Dolayısıyla shunt operasyonu yapılamadı. Çünkü daha hayati bir durum vardı. Aylarca ikili, hatta üçlü antibiyotik tedavileri uygulandı ki en güçlü antibiyotikleri, üstelik damar yolundan aldı. Artık hidrosefaliye değil hayatta kalıp kalamayacağına odaklanmıştık. Tam ay o hastanede, 1 aydan fazla da başka bir hastanenin yoğun bakımında sepsisle savaştı. Enfeksiyon temizlendi, shunt takıldı ama konuşma yetisini kaybetmiş, yeme fonksiyonu tamamıyla yok olmuş durumdaydı. Taburcu olduğunda ondan geriye hiçbir şeye tepki veremeyen, sesi dahi çıkamayan, sadece gözleriyle etrafı izleyen, bedeninde hapsolmuş bir insan kalmıştı.

 

EPİLEPSİ YÜZÜNDEN 38 GÜN YOĞUN BAKIM

İstanbul’a döndüğümüzde yoğun fizik tedavi araştırmaları, ortopedi, dahiliye konsültasyonları, yatağa bağımlı bir hastaya nasıl bakılması gerektiğine dair ciddi bir mesai bizi bekliyordu. Her şeyi öğrendik yaşaya yaşaya, okuya okuya, mesleğim gereği bu işin en iyisi olan sevgili hocalarımdan, doktor arkadaşlarımdan yardım ala ala… Yaklaşık 1 ay sonra annem büyük bir epilepsi nöbeti daha geçirdi ve tekrar yoğun bakıma kaldırıldı. (Status epileptikus) Durdurulamayan bir epilepsi nöbetiydi. Shunt’ının yetersiz geldiği, kafa içi basıncın artmasına bağlı nöbet geliştiği ortaya çıktı. 38 gün yoğun bakımda uyutuldu. Her an her şeye hazırlıklı olmamız gerektiği söylendi ama biz inatla pes etmedik. Her gün sevdiği müzikleri dinlettim yoğun bakımda, kulağına direnmesi için, korkmaması için fısıldadım her ziyaret edişimde. Bunun da faydası olmuş mudur bilmiyorum ama annem bu badireyi de atlattı ve yoğun bakım sonrası ikinci shunt takıldı. Birkaç hafta da normal serviste yattıktan sonra taburcu oldu.

 

ANTİBİYOTİK DİRENCİ SHUNT’LARI İMKANSIZ KILDI!

İşte dirençli enfeksiyon kavramı bu noktadan sonra yakamıza yapıştı. Shunt’ların ikisi de birer ay arayla karın (periton) bölgesinden enfekte oldu (Yine çalışmalara göre bu risk yüzde civarındaymış; bu da annemi es geçmedi) ve çıkarılmak zorunda kalındı. Tekrar haftalar süren antibiyotik tedavileri aldı. Ve sonunda shunt takılmamasına karar verildi. Çünkü vücuttaki dirençli bakteriler buna izin vermiyor gibi görünüyordu. Hayati tehlike yaşamasındansa, beynin bir süre sonra tolere edebildiği hidrosefali tablosu ile beraber yaşaması daha uygundu. Buna bağlı fonksiyon kayıpları veya kaybolan fonksiyonlarını tekrar kazanamaması ise “hayatına karşılık” feragat etmemiz gereken şeylerdi. 40 katır mı 40 satır mı, ya hayati risk, ya sakatlık! Tabii ki hayatta kalabilmesi her şeyin önündeydi.

 

ÇOK BAŞARILI BİR CERRAHIN ÖNLENEBİLİR BİR ENFEKSİYONA KURBAN GİTMESİ

Sonrasında shunt olmadan tedavi edilebilir mi umuduyla Ege Üniversitesi’nden beyin cerrahı rahmetli Prof. Dr. Yusuf Erşahin’e ulaştık. Kendi geliştirdiği “coroid pleksus yakma prosedürü”nü araştırmıştık. Anneme uygun olup olmadığını merak ediyorduk. Shunt takılamayacaksa da hidrosefaliyi bu yola bertaraf etmek mümkün olacak mı onu denemek istiyorduk. İzmir-İstanbul arası haftalar süren konsültanyonlar sonucu işlemi deneyebileceği müjdesini verdi. Rota İzmir’di bu kez. Ama enfeksiyon ve kanama geçmişi nedeniyle oluşan yapışıklıklar, ameliyatı sağlıklı yapmasına izin vermedi. “Endoskopik Üçüncü Ventrikülostomi” adı verilen işlemle biraz rahatlama sağlamaya çalıştı. Hidrosefalisi tam tedavi edilemese de annem bu ameliyatlardan sonra yeniden yemek yiyebilmeye, hatta etrafına tepkiler verebilmeye başladı. Trajik olanı ise Yusuf Erşahin hocanın da birkaç yıl önce enfeksiyona bağlı ölümüydü. Klima mikrobuna bağlı akciğer enfeksiyonu olarak yazıldı haberlerde. Grip sanıp tedavisine zamanında başlamamış diye duydum sonradan. Hala içimde acıdır onu böylesine önlenebilir bir sebepten yitirmiş olmak. 

 

ANTİBİYOTİK DİRENCİ 13 YIL SONRA BİLE YAKAMIZDA

13 yıllık mücadelede yaşadıklarımızı burada tamamıyla anlatmam imkansız. Tüm bunlar içinde başta annemin, sonra da onunla beraber biz çocuklarının hayatını alt üst eden en önemli şey maalesef hastane enfeksiyonuydu. İlk olarak annemin “akut dönemde” alabileceği tüm tedavi seçeneklerini ve ayağa kalkma şansını kaybetmesine neden oldu! Yatağa bağımlı bir hasta olarak en ufak bir idrar yolu enfeksiyonunda dahi hastaneye yattı, haftalarca damar yolundan antibiyotik almak zorunda kaldı. Oral antibiyotikler işe yaramıyordu! Hala da herhangi bir enfeksiyon geçirmesi durumunda başta belli grup antibiyotikleri kullanamıyor, sadece damar yolu veya kas içi iğne olarak antibiyotikle tedavisi sağlanabiliyor. Bir önemli nokta ise doktorlarının gösterdiği tüm insan üstü çaba ve başarı, bir enfeksiyon yüzünden yerle bir olmuştu! Çünkü daha sonradan rehabilitasyon ile düzelebilecek ufak birkaç sekel dışında sağlıkla taburcu olabilecek nispeten genç bir hasta, sağlıkla taburcu olamadığı gibi yatağa bağımlı bir insan olarak hayatını sürdürmek zorunda kalmıştı. Böyle bir hastanın sağlık sisteminde yarattığı ekstra maliyetler ise tabii ki bizim açımızdan yaşadığımız travmaların yanında çok önemsizdi.

 

 

DİRENDİ, HALA DİRENİYOR AMA ŞU AN AYAKTA OLABİLİRDİ!

Şimdi mi? Burada özetleyemeyeceğim pek çok çaba ve uğraşı sonucu, en önemlisi de “bilinçli ve bilgili” bir bakımla, gözleriyle de olsa etrafıyla iletişim kurabilecek düzeye geldi, yeme fonksiyonunu tamamıyla geri kazandı ve mama ile peg’den beslenmekten kurtuldu, kucağına alıp sevme şansı olamasa da, gördüğü an gülmekten kendini alamadığı iki tane torun sahibi oldu. Çok daha iyisi olabilir miydi? Kesinlikle. Sesini duyabiliyor olsak ona bile razıydık ama kahredici bir sessizlik içinde bunca yıldır. Çünkü konuşma yetisi geri dönemedi! Ama buna da şükretmeyi öğreniyor insan. Evet annem bakterilerden daha dirençli çıkıp yaşamayı başardı! Ama bu mücadelede çok ağır kayıplar verdi. İrili ufaklı tane operasyon geçirdi. Bunların tanesi beyin operasyonlarıydı. Tam 13 yıldır bir yatakta yaşamını sürdürüyor. Biz 13 yıldır anneme “annelik” yapıyoruz. Genç, yaşlı, binlerce hasta ise bu savaşı kaybediyor.

 

TOPLUMUN HER KESİMİ BUNU CİDDİYE ALMALI

Sepsisin asıl faili aslında bakteriler değil, hepimiziz! Biz hasta yakınlarının bilinçsiz davranışları, kimi sağlık personellerinin konuyu yeterince önemsememesi veya içinde bulunduğu hengamede bazı şeyleri gözden kaçırması, hastanelerdeki yetersizlikler, hastane enfeksiyonlarının önlenmesindeki en büyük engel. Bu konuda toplumun her kesiminde bilinç yaratılmak zorunda. Özellikle hasta yakınlarının kesinlikle bilinçlendirilmesi gerekiyor. Hele ki cerrahi servislere kişinin toplu olarak hasta ziyaretine gitme kültürü kesinlikle yok edilmeli. Bana kalsa hastane ziyareti birinci derece yakınları haricine komple yasaklanmalı! Ameliyatlı hastasını tekerlekli sandalyeyle umuma açık servis tuvaletine sokan hasta yakını gördü bu gözler. Aynı sandalyeyle diğer hastalar da mobilize ediliyordu! Kalça implantı takılacak ama malzemesi henüz gelmediği için iki haftadır hastanede bekletilen bir teyzenin, doktorlar ameliyata kadar eve gidebilir dediği halde yakınları tarafından evine götürülmeyip daha sonra hastane enfeksiyonuna bağlı pnömoni sonucu yaşamını yitirmesine şahit oldum. Çünkü hastane, “daha güvenli, hijyenik” bir ortamdı onlara göre! Bütün bunlar bu konunun yeterince “önemsenmemesinden” kaynaklanıyor. Hatta bazen sağlık çalışanları arasında dahi bu konunun gözden kaçtığına şahit oluyorum. Oysa her gün bu ortamda, binlerce hasta ile karşılaştıkları için onların sağlığı belki daha fazla risk altında. Yani olay sadece grip olup antibiyotik yazdırmaya çalışmak değil. Enfeksiyonların ve antibiyotik direncinin çok daha ciddi bedelleri var! Bu nedenledir ki “Antimikrobiyal dirençle (AMD) mücadele kampanyası”na bir hasta yakını olarak sonuna kadar destek verdim; vereceğim. Çünkü gerçekten de  “Antibiyotiklere ya Bilinç gelişir ya da Direnç!

funduszeue.info

 

hastane enfeksiyonu

game of thrones

emilia clarke

sepsis

antibiyotik direnci

Emilia Clarke: Beynimin bir kısmını kullanamıyorum!

Değerli funduszeue.info okurları.

funduszeue.info ekibi olarak Türkiye’de ve dünyada yaşanan ve haber değeri taşıyan her türlü gelişmeyi sizlere en hızlı, en objektif ve en doyurucu şekilde ulaştırmak için çalışıyoruz. Yoğun gündem içerisinde sunduğumuz haberlerimizle ve olaylarla ilgili eleştiri, görüş, yorumlarınız bizler için çok önemli. Fakat karşılıklı saygı ve yasalara uygunluk çerçevesinde oluşturduğumuz yorum platformlarında daha sağlıklı bir tartışma ortamını temin etmek amacıyla ortaya koyduğumuz bazı yorum ve moderasyon kurallarımıza dikkatinizi çekmek istiyoruz.

Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (yorum yapan diğer okurlarımıza yönelik yorumlar da dahil olmak üzere) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık unsurları taşıması durumunda yorum editörlerimiz yorumları onaylamayacaktır ve yorumlar silinecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisinde aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemi içeren yorumlar da yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur. Bu nedenle bu tarz okur yorumları da doğal olarak funduszeue.info yorum sayfalarında yer almayacaktır.

Ayrıca funduszeue.info yorum sayfalarında Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu ispat edilemeyecek iddia, itham ve karalama içeren, halkın tamamını veya bir bölümünü kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.

Yorumlarda markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve herhangi bir şekilde ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmayacak ve silinecektir. Aynı şekilde bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Başka hiçbir siteden alınan linkler funduszeue.info yorum sayfalarında paylaşılamaz.

funduszeue.info yorum sayfalarında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan okura aittir ve funduszeue.info bunlardan sorumlu tutulamaz.

funduszeue.info yorum sayfalarında yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yayınlanan Kullanım Koşulları’nı ve Gizlilik Sözleşmesi’ni peşinen okumuş ve kabul etmiş sayılır.

Bizlerle ve diğer okurlarımızla yorum kurallarına uygun yorumlarınızı, görüşlerinizi yasalar, saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun şekilde paylaştığınız için teşekkür ederiz.

Emilia Clarke: Beynimin k&#;&#;&#;k bir kısmını kaybettim!

Haberin Devamı

"KONUŞABİLMEM BİLE MUCİZE"

BBC1’in 'Sunday Morning' programında Sophie Raworth’a konuşan İngiliz oyuncu, "Bu süreçte çok fazla perspektif kazanıyorsunuz. Beynimin küçük bir kısmını kaybettim. Düşününce çok komik geliyor ama benim konuşabilmem bile mucize. Bu tür bir ciddi tehlikeyi atlatan çok az sayıda insandan biriyim" açıklamasını yaptı.

"HER ZAMAN İYİ BİR HAFIZAM VARDI"

Beyin hasarı yaşayan gençleri desteklemeyi amaç edinen 'SameYou' isimli bir yardım derneği kuran 35 yaşındaki yıldız, artık beyninde neler olup bittiğini merak etmekten vazgeçtiğini belirterek, "Yaşadıklarımdan eskisi kadar etkilenmiyorum. Her zaman iyi bir hafızam vardı, oyuncu olarak en önemli yeteneğim bu. Bu süreçte bunu devamlı olarak test ettim ve kaybetmekten çok korktum" ifadelerini kullandı.

Emilia Clarke: Beynimin küçük bir kısmını kaybettim
Haberin Devamı

"HASTALARIN ÜÇTE BİRİNİN ÖLDÜĞÜ BİR TÜR"

Emilia Clarke, yılında yaptığı açıklamda, diziyi çekerken iki kez beyin anevrizması geçirdiğini ve ameliyat olduğunu itiraf etmişti. İlk beyin anevrizmasını, dizinin ilk sezonu bittikten sonra spor salonunda geçirdiğini, o dönem 24 yaşında olduğunu ve kendisine subaraknoid kanama teşhisi konulduğunu açıklamıştı: Bu kanamalar, yaşamı tehdit edici bir felç şekli ve hastaların üçte birinin öldüğü bir türdür.

Dünyaca ünlü oyuncu, üçüncü sezonu tamamladıktan sonra anevrizmanın boyutu iki katına çıktığı için bıçak altına yattığını fakat başarısız bir operasyonun ardından tekrar ameliyat olduğunu söylemişti. İyileşme sürecinde anksiyete ve panik atak geçiren yıldız, yaşananların ardından daha mutlu bir insan olduğunu da sözlerine eklemişti.

Emilia Clarke: Beynimin küçük bir kısmını kaybettim

BEYİN ANEVRİZMASI NEDİR?

Beyinde zayıflayan bir kan damarının şişkinleşmesi ve balonlaşmasıdır. Bu anevrizma türü serebral anevrizma olarak da adlandırılır. Beyin anevrizması çoğunlukla bir dal üzerindeki yuvarlak bir meyveyi andırır. Beyinde meydana gelene anevrizma, kan damarının yırtılarak beyin kanamasına neden olabilir. Bu kanama bazı durumlarda felce de yol açar. Anevrizmaların erken evrelerde teşhis edilerek tedavi edilmesi hayati önem taşır.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası