maide suresi 33 ayet meali / Mâide Suresi ayeti ve meali | Kuran ve Meali

Maide Suresi 33 Ayet Meali

maide suresi 33 ayet meali

Mâide suresi 33 ayet

Kuranı Kerim Mâide suresi Mâide 33 ayet

Mâide suresi (Al-Maidah) 33 ayet , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Mâide suresi - Al-Maidah aya 33 (The Table).

﴿إِنَّمَا جَزَاءُ الَّذِينَ يُحَارِبُونَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَيَسْعَوْنَ فِي الْأَرْضِ فَسَادًا أَن يُقَتَّلُوا أَوْ يُصَلَّبُوا أَوْ تُقَطَّعَ أَيْدِيهِمْ وَأَرْجُلُهُم مِّنْ خِلَافٍ أَوْ يُنفَوْا مِنَ الْأَرْضِ ۚ ذَٰلِكَ لَهُمْ خِزْيٌ فِي الدُّنْيَا ۖ وَلَهُمْ فِي الْآخِرَةِ عَذَابٌ عَظِيمٌ﴾
[ المائدة: 33]

ayet nasıl okunur

innemâ cezâü-lleẕîne yüḥâribûne-llâhe verasûlehû veyes`avne fi-l'arḍi fesâden ey yüḳattelû ev yüṣallebû ev tüḳaṭṭa`a eydîhim veercülühüm min ḫilâfin ev yünfev mine-l'arḍ. ẕâlike lehüm ḫizyün fi-ddünyâ velehüm fi-l'âḫirati `aẕâbün `ażîm.


Diyanet Kur'an-ı Kerim

Allah ve Peygamberiyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuğa uğraşanların cezası öldürülmek veya asılmak yahut çapraz olarak el ve ayakları kesilmek ya da yerlerinden sürülmektir. Bu onlara dünyada bir rezilliktir. Onlara ahirette büyük azab vardır.

Mâide suresi Diyanet

Mokhtasar tefsiri

Allah ve resulüyle savaşanların, düşmanlık ederek ve insanları öldürerek, mallarını alarak ve yollarını keserek savaşanların ve çekişenlerin akıbeti nasıl olur? Bunların cezası asılmadan idam edilerek öldürülmek ya da bir tahta ve benzeri bir şey üzerinde asılarak idam edilmektir. Yahut ceza olarak sağ eliyle sol ayağı çapraz kesilir. Tekrar bu suçu işlerlerse bu sefer sol eli ile sağ ayağı kesilir veya ülke sınırları içerisinde sürgün edilirler. Bu, onlara dünyada bir rezilliktir. Onlara ahirette daha büyük bir azap vardır.


Ali Fikri Yavuz

Allah’a ve Peygamberine karşı (müslümanlara karşı) savaşa kalkışanlarla yer yüzünde fesada çalışanların cezâsı, ancak öldürülmeleri, asılmaları yahut sağ elleriyle sol ayaklarının çaprazvâri kesilmesi, yahud da bulundukları yerden sürgün edilmeleridir. İşte, bu ceza, onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Ahirette ise kendilerine büyük bir azâb vardır


İngilizce - Sahih International


Indeed, the penalty for those who wage war against Allah and His Messenger and strive upon earth [to cause] corruption is none but that they be killed or crucified or that their hands and feet be cut off from opposite sides or that they be exiled from the land. That is for them a disgrace in this world; and for them in the Hereafter is a great punishment,

Mâide suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Allah'a ve Resulüne savaş açanlarla yeryüzünde bozgunculuk etmeye koşanların cezaları, ancak öldürülmektir, yahut asılmaktır, çapraz olarak elleriyle ayaklarının kesilmesidir, yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu, onların dünyada uğradıkları horluktur, ahiretteyse pek büyük bir azap vardır onlara.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


Allaha və Peyğəmbərinə qarşı vuruşanların, yer üzündə fitnə-fəsad salmağa çalışanların cəzası ancaq öldürülmək, çarmıxa çəkilmək, ya da əl-ayaqlarının çarpazvari (sağ əllərilə sol ayaqlarını) kəsilməsi, yaxud da yaşadıqları yerdən sürgün olunmalıdırlar. Bu (cəza) onlar üçün dünyada bir rüsvayçılıqdır. Axirətdə isə onları böyük bir əzab gözləyir.


Kuran Araştırmaları Vakfı


Allah ve Resulüne karşı savaşanların ve yeryüzünde (hak) düzeni bozmaya çalışanların cezası ancak ya (acımadan) öldürülmeleri, ya asılmaları, yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Onlar için ahirette de büyük azap vardır.

إنما جزاء الذين يحاربون الله ورسوله ويسعون في الأرض فسادا أن يقتلوا أو يصلبوا أو تقطع أيديهم وأرجلهم من خلاف أو ينفوا من الأرض ذلك لهم خزي في الدنيا ولهم في الآخرة عذاب عظيم

سورة: المائدة - آية: ( 33 ) - جزء: ( 6 )  -  صفحة: ( )





Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. "Musa bize dönene kadar buna sarılmaktan vazgeçmeyeceğiz" demişlerdi.
  2. Beyinsizlikleri yüzünden, körü körüne çocuklarını öldürenler ve Allah'ın kendilerine verdiği nimetleri Allah'a iftira ederek haram
  3. Onlara: "Allah'ın indirdiğine ve Peygambere gelin" dendiği zaman, münafıkların senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün.
  4. Onlara, her birinde açıkça bir imtihan bulunan, mucizeler verdik.
  5. Bu bir büyü müdür, yoksa hala görmez misiniz? Girin oraya, sabretseniz de sabretmeseniz de artık
  6. Sonra gelenler içinde "İbrahim'e selam olsun" diye ona iyi bir ün bıraktık.
  7. Veya hareket halindelerken -ki Allah'ı aciz bırakamazlar- ya da yok olmak endişesindeyken onlara azabın gelmesinden
  8. Eğer Allah rızkı kullarının hepsine bol bol verseydi, yeryüzünde azgınlık ederlerdi. Ama O, dilediğini bir
  9. Musa'nın annesi, gönlü bomboş sabahı etti, oğlundan başka bir şey düşünemiyordu. Allah'ın vaadine iyice inanması
  10. Şüphesiz, Kuran'ı, Hakim ve Alim olan Allah katından almaktasın.

türkçe Kuran sureleri :

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Mâide indirin:

Mâide Suresi mp3 : Mâide suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Mâide Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al AjmyMâide Suresi Bandar Balila
Bandar BalilaMâide Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al JalilMâide Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al GhamdiMâide Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al ShuraimMâide Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit Mâide Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid SufiMâide Suresi Abdullah Basfar
Abdullah BasfarMâide Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al JuhaniMâide Suresi Fares Abbad
Fares AbbadMâide Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al MuaiqlyMâide Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al MinshawiMâide Suresi Al Hosary
Al HosaryMâide Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasiMâide Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Sunday, June 25,
Bizim için dua et, teşekkürler

desteğin için teşekkürler

Kuran Suresi sitesi, sevgili kitabı ve arındırılmış Sünnet'i hizmet etmek, Kuran ve Sünnet müfredatında şeriat bilimlerini kolaylaştırmak, bilginin öğrencilerine önem vermek ve şeriat bilimlerini kolaylaştırmak amacıyla mütevazı bir girişim olarak kurulmuştur ve bize desteğinizden memnunuz ve Yüce Allah'tan bizi şerefli bir şekilde kabul etmesini ve amellerimizi kabul etmesini diliyoruz. .

إِنَّمَا جَزَاءُ الَّذِينَ يُحَارِبُونَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَيَسْعَوْنَ فِي الْأَرْضِ فَسَادًا أَنْ يُقَتَّلُوا أَوْ يُصَلَّبُوا أَوْ تُقَطَّعَ أَيْدِيهِمْ وَأَرْجُلُهُمْ مِنْ خِلَافٍ أَوْ يُنْفَوْا مِنَ الْأَرْضِ ۚ ذَٰلِكَ لَهُمْ خِزْيٌ فِي الدُّنْيَا ۖ وَلَهُمْ فِي الْآخِرَةِ عَذَابٌ عَظِيمٌ
İnnema cezaüllezıne yüharribunellahe ve rasulehu ve yes´avne fil erdı fesaden ey yükattelu ev yüsallebu ev tükattaa eydıhim ve ercülühüm min hılafin ev yünfev minel ard zalike lehüm hızyün fid dünya ve lehüm fil ahırati azabün azıym
5-Maide Suresi  Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
&#;. NASUH&#; B&#;LMEN MEALLER&#; VE TEFS&#;R&#; : 'Kur'an&#; Kerimin T&#;rk&#;e Meali Alisi ve Tefsiri'
&#; NASUH&#; B&#;LMEN  MEAL&#;:Allah Teâlâ ile ve peygamberleriyle savaşta bulunanların ve yerde fesada çalışanların cezaları ancak öldürülmeleri veya asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çaprazca kesilmeleri veya o yerden sürülmeleridir. Bu onlar için dünyada bir zillettir, ve onlar için ahirette pek büyük bir azap vardır.
&#; NASUH&#; B&#;LMEN  TEFS&#;R MEAL&#;: Allah Teâlâ ile ve Peygamberleriyle savaşta bulunanların ve yerde fesada çalışanların cezaları ancak öldürülmeleri veya asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çaprazca kesilmeleri veya yerden sürülmeleridir. Bu onlar için dünyada bir zillettir, ve onlar için âhirette pek büyük bir azap vardır.
&#; NASUH&#; B&#;LMEN  TEFS&#;R&#;:
'Kur'an&#; Kerimin T&#;rk&#;e Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler, Allah Teâlâ'nin ve Yüce Peygamberin emirlerine muhalefet edip yeryüzünde fesada çalışanların hak ettikleri cezaları bildirmektedir. Şöyle ki: (Allah Teâlâ'ya ve Peygamberine karşı savaşta bulunanların) Yani: Cenâb-i Hak'kin dinine giren. Peygamberine uyan, dini yüceltmeye hizmet eden müslümanların varlığına mukaddesatına saldırmaya cür'et edenlerin cezaları (ve yerde fesada çalışanların) insanların yollarını kesip canlarına veya mallarına veya her ikisine musallat olanların ve halkın huzurunu, asayişini bozmaya cür'et edenlerin (cezaları) ayrı ayrıdır. Onların cezaları cinayetlerine göre tâyin edilir. Bununla beraber bu cezalara başlıcalar, o yasakları işleyenlerin (ancak öldürülmeleri) dir. Yani: Eğer yalnız bir öldürme cinayetinde bulunmuşlar ise cezaları asılmaksızın yalnız had yoluyla öldürülmeleridir, (veya asilmalari) dir. Eğer öldürme cinayetini tekrar tekrar yapmışlar ise veya öldürme ile beraber insanların malini haksiz yere almışlar ise onlar hem katledilir ve hem de asılırlar, ve ölünceye kadar karınları süngü ile delinir. (veya ellerinin ve ayaklarının çaprazca kesilmeleri) dir. Şöyle ki: Her biri bir müslümanın veya bir zimminin en az nisab miktarı yani: Yirmi dirhem gümüş miktarında veya kıymetçe buna eşit bir malini gasp etmiş ve çalmiş ise her birinin sağ eli ile sol ayağı kesilir. Ellerinin kesilmesi, mali haksiz yere almiş olduklar) içindir, ayakları kesilmesi, de yolların emniyetini gidererek insanları korku içinde bıraktıklarından dolayıdır. Bu gibi cinayetlerin cemiyet arasında meydan bulmaması için böyle ağır bir ceza, içtimaî hikmet gereğidir. Aksi takdirde sürekli olarak binlerce böyle cinayetler meydana gelir, milletin huzur ve asayişi bozulur durur, (veya) böylelerinin cezaları (yerden sürülmeleridir) şöyle ki: Yalnız insanları korkutmuş, bozgunculuğa çalışmış oldukları takdirde hapis edilmek suretiyle bulundukları yerden sürülmüş olurlar. Bu Hanefî imamlarına göredir, İmam Şafiî'ye göre ise bunlar bir beldeden, diğer bir beldeye sürülürler, (bu) beyan olunan hükümler, cezalar (onlar için dünyada bir zillettir) onlar için bir rezalettir. Onları yaptıkları kötülüklerle tanıtmaktır. Başkalarına bir ibret dersidir, (ve onlar için âhirette) ise (pek büyük bir azab vardır) ki, onun miktarını, ne kadar büyük olduğunu ancak Cenâb-ı Hak bilir. Binaenaleyh insanlar, bu gibi cezaları, azapları düşünerek bunlarasebep olacak gayrimeşru hareketlerden son derece sakınmalıdırlar. § Bir rivayete göre bu âyeti kerime, yol kesiciler hakkında nazil olmuştur.
Kur'an Ayetleri
إِنَّمَا جَزَاءُ الَّذِينَ يُحَارِبُونَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَيَسْعَوْنَ فِي الْأَرْضِ فَسَادًا أَنْ يُقَتَّلُوا أَوْ يُصَلَّبُوا أَوْ تُقَطَّعَ أَيْدِيهِمْ وَأَرْجُلُهُمْ مِنْ خِلَافٍ أَوْ يُنْفَوْا مِنَ الْأَرْضِ ۚ ذَٰلِكَ لَهُمْ خِزْيٌ فِي الدُّنْيَا ۖ وَلَهُمْ فِي الْآخِرَةِ عَذَابٌ عَظِيمٌ
İnnema cezaüllezıne yüharribunellahe ve rasulehu ve yes’avne fil erdı fesaden ey yükattelu ev yüsallebu ev tükattaa eydıhim ve ercülühüm min hılafin ev yünfev minel ard zalike lehüm hızyün fid dünya ve lehüm fil ahırati azabün azıym
  • Abdulbaki GölpınarlıAbdulbaki Gölpınarlı:
    Allah’a ve Resûlüne savaş açanlarla yeryüzünde bozgunculuk etmeye koşanların cezaları, ancak öldürülmektir, yahut asılmaktır, çapraz olarak elleriyle ayaklarının kesilmesidir, yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu, onların dünyada uğradıkları horluktur, âhiretteyse pek büyük bir azap vardır onlara.

  • Abdullah ParlıyanAbdullah Parlıyan:
    Allah’a ve elçisine karşı savaş açanların ve yeryüzünde hak düzeni bozmaya çalışanların, döneklik ve sapıklıkları yüzünden cezası; ancak öldürülmeleri veya asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çaprazvâri kesilmesi, yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. İşte bu onların bu dünyada uğradıkları zillettir. Öteki dünyada da, daha korkunç bir azap bekler onları.

  • Adem UğurAdem Uğur:
    Allah ve Resûlüne karşı savaşanların ve yeryüzünde (hak) düzeni bozmaya çalışanların cezası ancak ya (acımadan) öldürülmeleri, ya asılmaları, yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Onlar için ahirette de büyük azap vardır.

  • Ahmed HulusiAhmed Hulusi:
    Allâh ve O’nun Rasûlü ile savaşanların ve yeryüzünde fesat çıkartmak için uğraşanların yaptığının karşılığı; öldürülmeleri yahut asılmaları yahut ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi yahut hapsedilmektir. Bu onlara dünyada bir rezilliktir Sonsuz gelecek sürecinde ise onlara azîm bir azap vardır.

  • Ahmet VarolAhmet Varol:
    Allah’a ve Peygamberine karşı savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya uğraşanların cezaları ya öldürülmeleri, ya asılmaları, ya ellerinin ve ayaklarının çapraz olarak kesilmesi veya bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onlar için dünyada bir aşağılıktır; ahirette ise onlara büyük bir azap vardır.

  • Ali BulaçAli Bulaç:
    Allah’a ve Resûlü’ne karşı savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuğa çalışanların cezası, ancak öldürülmeleri, asılmaları ya da elleriyle ayaklarının çaprazca kesilmesi veya (bulundukları) yerden sürülmeleridir. Bu, dünyadaki aşağılanmalarıdır, ahirette onlar için büyük bir azap vardır.

  • Ali Fikri YavuzAli Fikri Yavuz:
    Allah’a ve Peygamberine karşı (müslümanlara karşı) savaşa kalkışanlarla yer yüzünde fesada çalışanların cezâsı, ancak öldürülmeleri, asılmaları yahut sağ elleriyle sol ayaklarının çaprazvâri kesilmesi, yahud da bulundukları yerden sürgün edilmeleridir. İşte, bu ceza, onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Ahirette ise kendilerine büyük bir azâb vardır.

  • Bayraktar BayraklıBayraktar Bayraklı:
    Allah`a ve Peygamberi`ne savaş açanların ve yeryüzünde fesadı yaymak için gayret gösterenlerin cezası, ancak ya öldürülmeleri ya asılmaları veya dönekliklerinden dolayı el ve ayaklarının kesilmesi, ya da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu, onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Onlar için âhirette de büyük azap vardır.

  • Bekir SadakBekir Sadak:
    Allah ve peygamberiyle savasanlarin ve yeryuzunde bozgunculuga ugrasanlarin cezasi oldurulmek veya asilmak yahut capraz olarak el ve ayaklari kesilmek ya da yerlerinden surulmektir. Bu onlara dunyada bir rezilliktir. Onlara ahirette buyuk azab vardir.

  • Celal YıldırımCelal Yıldırım:
    Allah ve Peygamberiyle savaşanların ve yeryüzünde fesat çıkaranların cezası, ancak öldürülmeleri veya asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çapraz biçimde kesilmesi veya (eyleştikleri) yerden sürülmeleridir. Bu ceza onlar için dünyada bir aşağılık ve rüsvaylıktır. Âhirette ise onlara büyük bir azâb vardır.

  • Cemal KülünkoğluCemal Külünkoğlu:
    Allah`a ve Resulü`ne savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuk/anarşi çıkarmaya çalışanların cezası; ancak öldürülmeleri yahut asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi yahut o yerden (yurtlarından) sürülmeleridir. Bu (cezalar) dünyada onlar için bir rezilliktir. Ahirette de onlara büyük bir azap vardır.

  • Diyanet İşleriDiyanet İşleri:
    Allah’a ve Resûlüne savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası; ancak öldürülmeleri, yahut asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut o yerden sürülmeleridir. Bu cezalar onlar için dünyadaki bir rezilliktir. Ahirette de onlara büyük bir azap vardır.

  • Diyanet VakfıDiyanet Vakfı:
    Allah ve Resûlüne karşı savaşanların ve yeryüzünde (hak) düzeni bozmaya çalışanların cezası ancak ya (acımadan) öldürülmeleri, ya asılmaları, yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Onlar için ahirette de büyük azap vardır.

  • Edip YükselEdip Yüksel:
    ALLAH ve elçisi ile savaşan ve yeryüzünde bozgunculuk için uğraşanların cezası: Öldürülmeleri veya asılmaları veya el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi veya yerlerinden sürülmeleridir. Bu, dünyada görecekleri bir aşağılanma. Ahirette ise büyük bir ceza var.

  • Elmalılı Hamdi YazırElmalılı Hamdi Yazır:
    Allah ve Resulüne karşı savaşan ve yeryüzünde fesat çıkarmaya çalışanların cezası, ancak öldürülmeleri veya asılmaları yahut ayak ve ellerinin çaprazlama kesilmesi, ya da yeryüzünde başka bir yere sürgün edilmeleridir. Bu, dünyada onlar için bir zillettir. Ahirette ise onlar için büyük bir azab vardır.

  • Fizil-al il KuranFizil-al il Kuran:
    Allah’a ve peygambere savaş açanların ve yeryüzünde kargaşa çıkaranların cezaları ya öldürmeleri ya idam etmeleri ya sağlı-sollu birer el ve ayaklarının kesilmesi ya da yaşadıkları yerlerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki perişanlıklarıdır. Ahirette ise, kendilerini ağır bir azap beklemektedir.

  • Gültekin OnanGültekin Onan:
    Tanrı’ya ve resulune karşı savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuğa çalışanların cezası, ancak öldürülmeleri, asılmaları ya da elleriyle ayaklarının çaprazca kesilmesi veya (bulundukları) yerden sürülmeleridir. Bu, dünyadaki aşağılanmalarıdır; ahirette onlar için büyük bir azab vardır.

  • Harun YıldırımHarun Yıldırım:
    Allah ve Rasulü ile harbeden ve yeryüzünde fesat için çalışanların cezası ancak öldürülmeleri veya asılmaları yahut ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi ya da bulundukları yerden sürülmeleridir. İşte bu onlar için dünyada bir rezilliktir. Ahirette de onlar için çok büyük bir azap vardır.

  • Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
    Allaha ve Resulüne (müminlere) harb açanların, yer yüzünde (yol kesmek suretiyle) fesâdcılığa koşanların cezası, ancak öldürülmeleri, ya asılmaları, yahud (sağ) elleriyle (sol) ayaklarının çaprazvâri kesilmesi, yahud da (bulundukları) yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyâdaki rüsvaylığıdır. Âhıretde ise onlara (başkaca) pek büyük bir azâb da vardır.

  • Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
    Allah`a ve peygamberine karşı savaşan ve yeryüzünde fesad çıkarmaya çalışanların cezâsı, ancak (birini öldürmüşlerse, kendilerinin de) öldürülmeleri veya (malını da alarak öldürmüşlerse) asılmaları veya (sâdece mallarını zorla almışlarsa) elleri ile ayaklarının çaprazlama kesilmesi veya (tehdidle insanları korkutmuşlarsa, bulundukları)yerden sürgün edilmeleridir! Bu, onlara dünyada bir rezilliktir, âhirette ise onlar için (pek)büyük bir azab vardır!

  • İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
    Allah ve Rasulü ile savaşanların ve yeryüzünde fesada koşanların cezası; ancak öldürülmek, asılmak, çaprazvari el ve ayakları kesilmek veya yerlerinden sürülmektir. Bu, onlara dünyada rüzvaylıktır. Onlara ahirette de büyük bir azab vardır.

  • İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
    Allah’a ve elçilerine savaş açanların ve yeryüzünde fesat çıkarmak için koşanların cezaları, onlarla savaşmak veya onları asmak veya çaprazlama elleri ve ayaklarını kesmek veya onları yeryüzünde sürgüne göndermektir. Bu karşılıklar yalnızca onlar için, yeryüzündeki alçaltıcı cezalarıdır. Hesap gününde ise onları daha büyük azaplar beklemektedir.

  • İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
    Allah ve O’nun Resûlu ile harp edenlerin ve yeryüzünde fesat ve bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası, ancak öldürülmeleri veya asılmaları ya da ellerinin ve ayaklarının çapraz kesilmesi veya bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki rezilliğidir. Ve ahirette ise, onlara "büyük azap" vardır.

  • Kadri ÇelikKadri Çelik:
    Allah ve peygamberiyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuğa çaba harcayanların cezası öldürülmek veya asılmak yahut çapraz olarak el ve ayakları kesilmek ya da bulundukları yerden sürülmektir. Bu onlara dünyada bir rezilliktir. Onlar için ahirette de büyük azap vardır.

  • Muhammed EsedMuhammed Esed:
    Allaha ve Elçisine karşı savaş açanların ve yeryüzünde fesadı yaymaya çalışanların büyük kısmının öldürülmeleri veya asılmaları veya döneklikleri yüzünden büyük kısmının ellerinin ve ayaklarının kesilmesi yahut yeryüzünden (tamamiyle) sürülmeleri, yalnızca bir karşılıktan ibarettir: İşte bu, onların bu dünyada uğradıkları zillettir. Öteki dünyada ise (daha) korkunç bir azap bekler onları,

  • Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
    Allah`a ve Rasulü`ne karşı savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuğu yaymaya çalışanların öldürülmeleri ya da asılmaları veya muhalefetlerinden dolayı ellerinin ve ayaklarının kesilmesi, yahut bulundukları yerden sürülmeleri, sadece (adil) bir karşılıktan ibarettir. Bu, onların dünyada uğradıkları zillettir; ahirette ise korkunç bir azap beklemektedir;

  • Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
    Allah Teâlâ ile ve peygamberleriyle savaşta bulunanların ve yerde fesada çalışanların cezaları ancak öldürülmeleri veya asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çaprazca kesilmeleri veya o yerden sürülmeleridir. Bu onlar için dünyada bir zillettir, ve onlar için ahirette pek büyük bir azap vardır.

  • Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
    Allah ve Resul’üne karşı savaşanların ve yeryüzünde fesad çıkarmaya çalışanların cezası ancak; ya öldürülmeleri, ya asılmaları, yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, veya bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu, dünyada onlar için bir zillettir. Ahirette ise onlar için büyük bir azap vardır.

  • Sadık TürkmenSadık Türkmen:
    Allah’a ve Rasûlüne savaş açanların, yeryüzünde saldırganlık/teröristlik yapanların cezası; ancak öldürülmeleri yahut asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut o yerden sürülmeleridir. Bu cezalar onlar için dünyadaki bir rezilliktir. Ahirette de onlara büyük bir azap vardır.

  • Seyyid KutubSeyyid Kutub:
    Allah’a ve peygambere savaş açanların ve yeryüzünde kargaşa çıkaranların cezaları ya öldürmeleri ya idam etmeleri ya sağlı-sollu birer el ve ayaklarının kesilmesi ya da yaşadıkları yerlerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki perişanlıklarıdır. Ahirette ise, kendilerini ağır bir azap beklemektedir.

  • Suat YıldırımSuat Yıldırım:
    () Allah ve Resulüne savaş açanların, (yol keserek terör eylemi yaparak) yeryüzünü ifsad etmek için koşuşanların cezası; öldürülmeleri veya asılmaları yahut sağ elleri ile sol ayaklarının kesilmesi yahut da bulundukları yerden sürülmelerinden başka bir şey olmaz. Bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Âhirette ise onlara başkaca müthiş bir ceza vardır. Ancak kendilerini ele geçirmenizden önce tövbe edenler, bu hükmün dışındadır. Biliniz ki Allah gafurdur, rahimdir (affı ve merhameti boldur).

  • Süleyman AteşSüleyman Ateş:
    Allâh ve elçisiyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuk yapmağa çalışanların cezâsı: (ya) öldürülmeleri, ya asılmaları, ya ellerinin, ayaklarının çapraz kesilmesi veya bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu, onların dünyâda çekecekleri rezilliktir. Âhirette ise onlara büyük bir azâb vardır.

  • Şaban PirişŞaban Piriş:
    Allah ve Peygamberleriyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuğa gayret edenlerin cezası; öldürülmek, asılmak, çaprazlama el ve ayaklarının kesilmesi ya da yerlerinden sürgün edilmektir. Bu, onlara dünyada bir rezilliktir. Onlara ahirette daha büyük bir azap vardır.

  • Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
    Allah’a ve Resulüne karşı savaş açanların ve yer yüzünde bozgunculuğa çaba harcayanların cezası, ancak öldürülmeleri, asılmaları ya da elleriyle ayaklarının çaprazca kesilmesi veya (o) yerden sürülmeleridir. Bu, onlar için dünyadaki aşağılanmadır, ahirette de onlar için büyük bir azab vardır.

  • Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk:
    Allah ve resulüyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuk yapmaya çalışanların cezası şudur: Öldürülürler yahut asılırlar yahut elleriyle ayakları çaprazlamasına kesilir yahut bulundukları yerden sürülürler. Bu onlar için dünyada bir rezilliktir. Âhirette de onlara büyük bir azap vardır.

  • Yusuf Ali (İngilizce)Yusuf Ali (İngilizce):
    The punishment of those who wage war against Allah and His Messenger, and strive with might and main for mischief through the land is: execution, or crucifixion, or the cutting off of hands and feet from opposite sides, or exile from the land: that is their disgrace in this world, and a heavy punishment is theirs in the Hereafter;

klavye oklarıyla önceki/sonraki ayete geçebilirsiniz.

Mâide Suresi Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Tarih: 16 Mart Kuran Meali ve Tefsiri

Mâide Suresi ayeti ne anlatıyor? Mâide Suresi ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri

Mâide Suresi Ayetinin Arapçası:

اِنَّمَا جَزٰٓؤُا الَّذ۪ينَ يُحَارِبُونَ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ وَيَسْعَوْنَ فِي الْاَرْضِ فَسَادًا اَنْ يُقَتَّلُٓوا اَوْ يُصَلَّبُٓوا اَوْ تُقَطَّعَ اَيْد۪يهِمْ وَاَرْجُلُهُمْ مِنْ خِلَافٍ اَوْ يُنْفَوْا مِنَ الْاَرْضِۜ ذٰلِكَ لَهُمْ خِزْيٌ فِي الدُّنْيَا وَلَهُمْ فِي الْاٰخِرَةِ عَذَابٌ عَظ۪يمٌۙ

Mâide Suresi Ayetinin Meali (Anlamı):

Allah ve Rasûlü’ne karşı savaş açanların ve silahlı eylemlerle yeryüzünde fitne fesat çıkarmaya çalışanların cezası, ya öldürülmek veya asılmak yahut el ve ayaklarının çapraz kesilmesi ya da bulundukları yerden sürgün edilmektir. Dünyada onların cezası böyle bir rezilliktir; âhirette de onlar için pek büyük bir azap vardır.

Mâide Suresi Ayetinin Tefsiri:

Kaynaklarda bu âyetle alakalı birkaç iniş sebebi zikredilir. Bunlardan sahih hadis kaynaklarında zikredilen bir rivayet şöyledir:

Ukl veya Ureyne kabilesinden bir topluluk, Resûlullah (s.a.v.)’in huzuruna gelmişlerdi. Medine’nin havasından etkilenerek rahatsız oldular. Bunun üzerine Peygamberimiz onlara süt veren bir takım develeri tahsis edip, onlardan faydalanmalarını, sütlerinden içmelerini istedi. Bunun üzerine onlar da kalkıp gittiler. Sağlıklarına kavuştukları vakit, Peygamberimiz’in tayin ettiği çobanı öldürdüler. Davarları önlerine katıp götürdüler. Sabah erken vakitte onların bu yaptıkları Allah Resûlü’ne ulaşınca, o da arkalarına takipçi gönderdi. Güneş yükseldiği sırada yakalanıp getirildiler. Peygamberimizin emri üzere el ve ayakları kesildi, gözleri çıkarıldı. Medine’nin kara taşlığına bırakıldılar. Su istiyorlar, onlara su verilmiyor­du. Bu hâdiseyi Enes b. Malik’ten rivayet eden Ebu Kılâbe şöyle demiştir: İşte bun­lar, hırsızlık yapmışlar, adam öldürmüşler, iman ettikten sonra kâfir olmuşlar, Al­lah’a ve Rasûlü’ne karşı savaş açmışlardır. (Ebû Dâvûd, Hudûd 3/; Buhârî, Tefsir 5/5; Müslim, Kasâme 9) Bu olay üzerine bu âyet-i kerîme nâzil olarak (bk. Ebû Dâvûd, Hudûd 3/) Allah ve Rasûlü’ne isyan edip onların buyruklarına karşı savaş açan ve yeryüzünde fesat çıkaranlara ne tür cezalar verileceğini beyân etmiştir.

Allah ve Rasûlü’ne savaş açanlar ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak için koşanlardan maksat, Allah ve Rasûlü’nün koyduğu kanunlara karşı düşmanca tavır alıp meşrû niza­ma karşı çıkan; insanları Allah yolundan uzaklaştıracak faaliyetlerde bulu­nan; hırsızlık, eşkıyalık ve kanunsuzluk yapan, yol kesip insanlara kor­ku salan, halkın emniyet ve asayişini bozup canlarına, mallarına veya namusları­na tecavüz eden kimseler veya bu nevi suçları örgütlenerek yapanlardır. Bunlar gayri müslimlerden olabileceği gibi müslümanlardan da olabilir. Fesad çıkarılan yerden maksat ise İslâm devletinin hâkim olduğu yerler ve anlaşma yaptığı ülkelerdir.

Yukarıda bahsedilen suçları işleyenlere, işledikleri suç nispetinde verilecek cezalar âyet-i kerîmede şöyle sıralanmaktadır:

    Öldürülmeleri: Bu kimseler eğer Sadece öldürme suçunu işlemişlerse had gereği olarak asılmaksızın sadece öldürülürler. Ölenin vârisleri affetseler bile bu affa îtibar edilmez. Çünkü bu ceza, şahısların değil şerîatın hakkıdır.

    Eğer yol kesenler, hem insan öldürür hem de mal gaspederlerse, bu takdirde cezaları ölümle birlikte bir de asılmalarıdır. Suçlular diri veya öldürüldükten sonra asılmaları konusunda görüş ayrılığı vardır. Fakat onları diri olarak asmanın, başkalarını aynı suçu işlemekten vazgeçirmede daha tesirli ve daha caydırıcı olacağı kesindir.

    El ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi: Eğer bozguncular yol keserek bir müslüman veya zımmînin kendisini öldürmeksizin sadece malını gaspederlerse sağ elleri bilekten, sol ayakları da topuk kemiğinden kesilir. Ellerinin kesilmesi malı gaspetmeleri, ayaklarının kesilmesi ise yol güvenliğinde tedirginlik meydana getirmeleri sebebiyledir.

    Bulundukları yerden sürülmeleri veya hapsedilmeleri: Bozguncular, korkutma ve bozgunculuk yapmaya çalışmak dışında bir şey yapmamışlarsa yani cana kıymamış ve mal gaspetmemişlerse, cezaları bulundukları yerden sürgün edilmelidir. Âlimlerin çoğu bunu “hapsetmek” olarak anlamışlardır. Çünkü ancak hapsetmek suretiyle o kişinin belâsından insanları emniyete almak mümkün olabilir. Sürgün edildiği takdirde, gittiği yerde de bu tür bozgunculuk ve eşkıyalık yapabilir.  Ayrıca hapis de, suç işleyenin kötülüğünü halktan uzaklaştırmak olduğu için de bir çeşit sürgün sayılır.

Sözkonusu edilen bu cezaların uygulanmasında şöyle bir istisna yapılmaktadır:

Mâide Suresi tefsiri için tıklayınız

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Mâide Suresi ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır.Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.

Erkam Medya © islam&ihsan

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası