hz aişe nasıl biriydi / Aişe - Vikipedi

Hz Aişe Nasıl Biriydi

hz aişe nasıl biriydi

ÂİŞE (r.a.) AYŞE

Allah Resulü Hz. Muhammed (s.a.s.)'e ilk iman eden onun en sadık arkadaşı Hz. Ebu Bekr es-Sıddîk'ın kızı ve Hz. Peygamber'in zevcesi. Mekke-i Mükerreme'de doğdu. Annesi Ümmi Rûmân binti Âmir İbn Umeyr'dir. Hz. Âişe çok küçük yaşta müslüman olmuştur.

Resulullah, ilk zevcesi Hatîcetü'lKübrâ hayatta iken başka bir kadınla evlenmemişti. Onun vefatından sonra bir süre daha evlenmedi. Resulullah, Hatice (r.a.)'ın ölümüne çok üzüldü. Osman İbn Maz'un'un hanımı Havle binti Hakim, Resulullah'a gelerek Ebu Bekr es-Sıddîk'ın kızı Âişe ile evlenmesini teklif etti. Sonra da Resulullah adına Ebu Bekr'e giderek kızı Âişe'yi istedi.

Hz. Âişe'nin Resulullah'a nikâhlanması Hicret'ten iki veya üç sene önce oldu. Kaynaklar, bu nikâhlanma sırasında Hz. Âişe'nin yaşının küçük olduğunu kaydetmektedir. Nikâhın kıyılmasından iki yıl kadar zaman geçtikten sonra zifâf vukû bulmuştur. Hz. Âişe'nin o zaman dokuz veya on bir yaşında olduğu rivayet edilmektedir. Bu rivayetleri bazı tarihçiler cerhetmekte ve Âişe validemizin evlendikleri zaman daha büyük olduğunu ileri sürmektedirler. Âişe validemizden rivayet edilen bir hadiste, Hz. Cebrâil Âişe'nin resmini ipek bir hırka içinde Resulullah'a getirmiş ve "Bu, senin dünya ve ahirette zevcendir." demişti. Hz. Peygamber (s.a.s.)'in bâkire olarak nikâhladıkları tek zevcesi vâlidemiz Hz. Âişe'dir. Resulullah onu çok severdi. Ona 'Hümeyra' lâkabını vermiş ve: "Dininizin yarısını bu Hümeyra'dan alınız" buyurmuşlardır.

Hazret-i Âişe, Medine'de Peygamberimizin muharebelerine katıldı ve diğer sahâbe hanımları gibi harpte yaralıların tedavisiyle bizzat meşgul oldu. Uhud gazâsında sırtında su ve yiyecek taşıyıp yardım için Peygamber Efendimizin hep yanında kalmıştı. Hatta, peygamberimizin Uhud'da müşriklerin taşlarıyla yaralanan mübarek yüzlerine, hasır yakıp, külünü basarak kanlarının durmasını sağlamıştı. Hz. Âişe bir ara Uhud'da kılıçla cepheye gitmek istemişse de, Resulullah buna müsaade etmemiştir.

Âişe yaşlarında iken Benu Mustalık (Müreysi') gazâsına Resulullah'la beraber katıldı. Gazâ dönüşü tuvalet için geride kalması yüzünden iftiraya uğradı; savaşa ganimet için katılan münafıklar Hz. Âişe'nin, gecikmesi sebebiyle, kâfilenin ardından yanında Ashabtan Safvan ile birlikte geldiğini görünce bunu kötü sözlerle ve çirkin bir şekilde yorumladılar. Yolda bu dedikodulara bazı müslümanlar da karışınca Hz. Âişe çok üzüldü; Medine'ye gelince hastalandı. İftira, dedikodu etrafa yayılmıştı. Ateşi yükselerek yatağa düştü. Bu arada kendisini fazla aramayan Rasûlullah'tan izin isteyerek babası Ebû Bekir'in evine gitti. Orada bir müddet kaldı; sabırla bekledi. Bu arada Rasûlullah diğer hanımlarına ve sahâbeden en yakınlarına Âişe'nin durumunun ne olabileceğini sordu. Hepsi de Hz. Âişe'nin temiz ve suçsuz olduğunu söylediler; "Peygamberini fenalıklardan koruyan Cenâb-ı Hak, size böyle bir şeyi revâ görmez, sabreyleyin" dediler.

Aradan bir ay gibi uzun bir zaman geçinceye kadar danışmalarını sabırla sürdüren Resulullah, sonunda Hz. Ebû Bekir'in evine uğradı. Hz. Âişe'yi, anne, babası ve sahâbeden bir hanımla ağlar buldu: "Ya Âişe, senin için bana şöyle şöyle söylediler. Eğer sen, dedikleri gibi değilsen; Allah'u Teâlâ yakında senin doğruluğunu tasdik eder. Eğer bir günah işlediysen, tövbe ve istiğfar eyle! Allah'u Teâlâ, günahına tövbe edenlerin tövbesini kabul eder. " buyurdular. Resulullah'ın mübarek sesini işitince ağlamayı kesen Hz. Âişe babasına bakıp cevap vermesini istedi. Hz. Ebû Bekir ve Âişe'nin annesi böyle söylentilere ve dedi-kodu yapanlara sadece şaşırdıklarını söylediler. Hz. Âişe ise: "Allah'u Teâlâ'ya yemin ederim ki kulağınıza gelen lâfların hepsi yalandır, iftiradır, Allah biliyor ki benim bir şeyden haberim yoktur. Yapmadığım bir şeye evet dediğimde kendime iftira etmiş olurum. Sabretmek iyidir. Onların söylediği şey için Allah'u Teâlâ'dan yardım bekliyorum." dedi. Günahsız olduğundan, kalbinin temizliği ile ve kendinden emin olarak bekledi .

Bu sırada Hz. Peygamber (s.a.s.)'in yüzünde vahiy alâmetleri belirdi. Hz. Ebû Bekir, Resulullah'ın başının altına bir yastık koyup üzerine çarşaf örterek beklediler. Vahiy tamamlanınca Resulullah terlemiş yüzünü örtünün altından kaldırarak: "Müjdeler olsun sana ey Âişe! Allah'u Teâlâ seni temize çıkardı. Senin pak olduğuna şahit oldu." deyip Kur'an'daki Nûr Suresinden, o an nazil olunan 10 ayeti okudu. Hz. Ebû Bekir hemen kalkıp kızı Âişe'yi başından öptü, "Kalk, Resulullah'a teşekkür et." dedi. Kendisi için ayet ineceğini aklından geçirmeyen Âişe şaşkınlık içinde: "Hayır kalkmam baba vallahi kalkmam. Allah'u Teâlâ'dan başkasına şükretmem. Çünkü Rabbim beni Ayet-i Kerîme ile methetti." dedi. Ama, çok sevindi. iftirada bulunanlar zamanla hakîr ve zelîl oldular.

Peygamberimiz (s.a.s.) senesinde hastalanınca son gününü Hz. Âişe validemizin evinde geçirdi. Rebiü'levvel ayının onikinci pazartesi günü öğleden önce mübarek başı, Hz. Âişe validemizin göğsüne yaslanmış olduğu halde vefat etti. Resulullah'ın vefatından sonra Ashâb-ı Kirâm, Hz. Aişe validemize müminlerin annesi adını vererek, ona büyük hürmet göstermişlerdir. Hz. Âişe de, sahâbe içinde, kırk yıla yakın bir müddet daha yaşamış ve pek çok hadis rivayet etmiştir.

Hz. Âişe'nin bu son kırk yıllık hayatındaki en önemli olay; Cemel Vak'ası'dır. Hz. Osman'ın karışıklık çıkaran entrikacı asiler tarafından şehid edilmesinden sonra halîfe olan Hz. Ali, katilleri bulmak ve kısas yapmak hususunda günün şartları gereği olarak sabırla hareket etmeyi uygun bulmuştu. Bu yumuşak davranıştan yüz bulan asiler taşkınlıklarını artırarak fenalıklarına devam ettiler.

Durum böyle endişe verici bir hâl alınca Ashâb-ı Kiram'ın büyüklerinden bir kısmı (Talha, Zübeyr) Mekke'ye giderek o sırada hac için orada bulunan Hz. Âişe'yi ziyaret edip, olaylara el koymasını ve kendilerine yardımcı olmasını istediler. Hz. Âişe de; acele etmemelerini, sabırla bir köşeye çekilip Hz. Ali'ye yardımcı olmalarını tavsiye etti. Ashâb-ı Kirâm'ın büyükleri de Hz. Âişe'nin tavsiyesine uyarak, askerleriyle Irak ve Basra'ya gitmeyi uygun gördüler. Hz. Âişe'ye de: "Ortalık düzelinceye ve halifeye kavuşuncaya kadar bizimle beraber bulun, bize destek ol, çünkü sen müslümanların annesi ve Resulullah'ın muhterem zevcesisin, herkes seni sayar dediler. Hz. Âişe de, müslümanların rahat etmesi ve Ashâb-ı Kirâm'ın korunması için onlarla birlikte Basra'ya hareket etti.

Bu gidişi asiler, Hz. Ali'ye başka türlü anlattılar. Bu arada Hz. Ali'yi de zorlayarak Basra'ya gitmesini sağladılar. Hz. Ali de Basra'ya gelince Hz. Âişe'ye bir haberci yollayarak, olaylar ve yolculuğu hakkındaki düşüncelerini sordu. Hz. Âişe, fitneyi önlemek ve sulhu sağlamak için Basra'ya geldiğini; öncelikle katillerin yakalanmasını istediklerini halife Hz. Ali'ye bildirdi. Bu görüşü Hz. Ali de uygun bularak sevindi. Memnun olan her iki taraf üç gün sonra birleşmeyi kararlaştırdılar.

Bu barış haberini ve memnunluğu işiten münafıklar birleşmeye engel olmak için, gece karanlık basınca, her iki tarafa da ayrı ayrı askerlerle saldırdılar. Taraflara da: "Bakın, karşınızdakiler sözünde durmadı" deyip bu gece baskını ile ortalığı karıştırdılar. Karanlıkta neye uğradıklarını bilemeyen müslümanlar harb etmeye başladılar. Her iki taraf da karşısındakini suçluyordu. İşte bu iki müslüman grup arasında meydana gelen çatışmaya Cemel vak'ası denir.

Bu vak'ada Hz. Aişe'nin ictihadı Hz. Ali'nin ictihadına uymamıştı. Buna rağmen galib olan Hz. Ali, müminlere anneliği Kur'an-ı Kerim ayeti ile sabit olan Hz. Aişe'ye ikram ve izzette bulundu. "Ali'yi sevmek imandandır." hadisini haber veren Hz. Âişe de Hz. Ali'yi çok severdi. Daha sonra Hz. Ali'nin şehâdetine üzüldü ve çok ağladı. Çünkü, sahâbiler birbirlerini çok severlerdi.

Hayatının son devrelerini müctehid olarak bilhassa kadınlara mahsus hallere dair fıkhî hükümlerde fetvalar vererek geçirdi. yılında Medine-i Münevvere'de vefat etti. Cenazesini Ashâbtan Ebû Hureyre (r.a.) kıldırdı. Vasiyyeti üzerine Medine'de el-Bakî' kabristanına defnedildi.

Küçük yaşlarda iken Âişe'nin eğitim ve öğretimiyle bizzat babası Hz. Ebû Bekir (r.a.) ilgilenmiştir. Bütün müminlerin annesi olan Âişe validemiz daha küçük yaşlarda iken okuma yazma öğrenmiş, zekâsı ve kabiliyeti ile etrafının dikkatini çekmiştir. Öğrendiklerini unutmaz, ezbere tekrar ederdi. Hafızası çok kuvvetli idi. Akıllı, zeki, âlime, edibe, iffet sahibi bir hanım idi. Pek çok konuları şiirle anlatan sanatkârca bir ifadeye sahipti.

Ashâb, karakter ve hâfızasına güvendikleri ayet-i kerime ile övüldüğünü bildikleri için birçok meseleyi ondan sorar ve öğrenirlerdi.

Hz. Âişe vâlidemiz babası Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer, Hz. Osman'ın hilâfetleri zamanında Hz. Peygamber'den işittiklerini müslümanlara anlattı. Devamlı oruç tutar ve daima gece namazı kılardı.

Hz. Âişe fıkıh ve ictihadda keskin, kuvvetli görüşe sahiptir. Fıkıh ilminin kurucularından sayılır. Devrinin üstün âlimlerinden ve Fukahâ-i Seb'a*dandır.

Hz. Âişe, güzel ahlâklı, merhamet dolu, cömert ve ibadete düşkün, çok zeki bir sahâbiydi. Hepsinin başında en mümtaz vasfı ise İslâm'a ve ilme olan büyük hizmeti idi. Müslüman bilginler arasında yaygın bir rivayete göre fıkıh ve dinî ilimlerin dörtte birini Hz. Âişe nakletmiştir.

Ebû Mûsa el-Eş'ârî: "Bizler, müşkül bir mesele ile karşılaştığımızda gider Hz. Âişe'ye sorardık." demiştir.

Abdurrahman b. Avf'ın oğlu Ebû Seleme: Resulullah'ın sünnetini Hz. Âişe'den daha iyi bilen; dinde derinleşmiş, Ayet-i Kerîme'lere bu derece vâkıf ve sebeb-i nüzulleri bilen, ferâiz ilminde mâhir bir kimseyi görmedim." demiştir.

Hakkında İmam Zührî: "Eğer zamanının bütün âlimlerinin ve peygamberimizin diğer zevcelerinin ilmi bir araya toplansa, Hz. Âişe'nin ilmi yine daha ağır basardı" derdi.

Atâ b. Ebî Rebâh; "Hz. Âişe, ashâb içinde en çok fıkıh bilen, isabetli rey bakımından en ileri gelen bir kimse idi." demiştir.

Tabiinden Mesruk; "Allah'a yemin ederim ki, Ashâb-ı Kirâm'ın ileri gelenlerden bir çoğu gelir Hz. Âişe'den Ferâiz'e ait sorular sorar ve öğrenirlerdi." demiştir.

Hz. Âişe Peygamberimizden ikibinikiyüzon hadîs rivayet etmiştir. Kendisinden de Ashâb ve Tabiin'den bir çok kimse hadîs nakletmişlerdir. Sahih hadis kitapları Hz. Âişe'nin fetvaları ile doludur. Ahmet b. Hanbel Müsned adlı eserinde de Âişe'nin rivayet ettiği hadislerinden uzun uzun bahseder .

Hz. Âişe'nin naklettiği hadislerden bazıları:

"Ey Âişe, Allah, kullarına lutf ile muamele edicidir. Her işte yumuşak davranılmasını sever."

"Her gün yirmi kere ölümü düşünen kimse, şehidlerin derecesini bulur"

"Resul-i Ekrem (s.a.s.) 'in en ziyade hoşlandığı ibadet, devamlı olanı idi, az olsa bile."

"Sekir (sarhoşluk) veren her içki haramdır. "

-Hazret-i Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: "Cebrâil hiç durmaz komşu hakkına hürmet olunmasını bana tavsiye ederdi. Hatta ben yakında komşuyu mirasçı kılacak sandım. "

Yunus Emre ÖZULU

Okunma sayısı : +

Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun

Peygamberimizle evlendiğinde Hz. Aişe'nin yaşı 18 civarındaydı.
Peygamberimiz vefat ettiğinde de Hz. Aişe'nin yaşı 27 civarındaydı. (Şıbli, Asr-ı saadet, 2/) Son derece zekiydi. Narin, nazenin, orta boylu, uzak görüşlüydü. Hz.
Peygamberimizle aralarında derinlere işleyen bir sevgi vardı. Bir gün Hz.
Peygamber'e sormuştu: Bana sevgin neye benziyor diye. Hz. Peygamber (s.a.v.) 'kördüğüm gibi' diye cevap vermişti.
Yıllar sonra bir daha sordu; O kördüğüm nasıl diye? Hz. Peygamber'in cevabı aynıydı: O kördüğüm ilk gün gibi duruyor.
Mekke'den Medine'ye hicret etti. Hz.
Peygamber'in evinden bize bir pencere açtı.
Efendimizin aile hayatına dair bütün bilgilerin kaynağı oldu. Arap şiirini bilirdi. Sözünü sakınmazdı. Peygamberimizin yanında nazı geçerdi. Başkasının söyleyemeyeceği şakayı o yapar, funduszeue.info ise gülümserdi.
Kırılmazdı.
Peygamberimizden () hadis rivayet etti. Bu sayı dört halifenin ve binlerce sahabenin rivayetinden daha çoktu. Birçok sahabenin hadis rivayetindeki yanlışları düzeltmiştir.
Peygamberimiz'in (s.a.v.) başı kucağındayken: Efendimiz son nefesini verirken mübarek başı Hz. Aişe'nin kucağındaydı.
Efendimiz, onun odasında gömüldü.
Hz. Peygamberimiz'le evlenmesi emri, göklerden gelmiştir.

EFENDİMİZE NAZLANIRDI
Bir gün Hz. Peygamberimiz şöyle buyurdu:
Aişe! Senin bana kızgın olduğun anlarını biliyorum. 'Nasıl' diye sordu: Efendimiz cevap verdi: Benden memnun olduğunda 'Muhammed'in Rabbi hakkı için' diye yemin edersin. Benden memnun olmadığında ise: 'İbrahim'in Rabbi hakkı için diye yemin edersin.' Hz. Aişe bunu doğruladı.
Sen Ümmü Abdullah olursun: Hz.
Aişe'nin çocuğu olmadı. Araplar evlendikten sonra çocuklarının adıyla anılmaktan hoşlanırlardı.
Ahmed'in annesi gibi. Hz. Peygamber Hz. Aişe'nin çok üzüldüğünü görünce; ona "Ablan Esma'nın oğlu Abdullah'ı kendine evlatlık gibi kabul et ve onun adıyla anılırsın" buyurdu. Adı bundan ötürü Ümmü Abdullah -Abdullah'ın annesi- olarak kaldı.
Cebrail Hz. Aişe'yi selamlıyor:
Hz. Peygamber (s.a.v.) bir gün Cebrail'le konuşurken Hz. Aişe gelir. Cebrail Hz.
Aişe'ye selam verir. Hz. Resulullah (s.a.v.) Hz. Aişe'ye yönelip şöyle buyurdu: Aişe, Cebrail sana selam gönderiyor. Hz. Aişe cevap verdi: Ona da Allah'ın selamı olsun. (Buhari, Fedail, İsti'zan, 16)
Aişe! Müsaade etsen de nafile namaz kılsam: Efendimiz (s.a.v.) eşinin yanındayken gece için şöyle dedi: "Ey Aişe! Müsaade edersen bu gece Rabbimle beraber olmak istiyorum."
Hz. Aişe: Elbette. Nasıl isterseniz ben de onu isterim dedi. Hz. Peygamber o gece sabaha kadar namaz kıldı.
Kalk Aişe! İbadet et: Peygamberimiz (s.a.v.) her gece teheccüd kılardı. Bazen teheccüd vaktinde -yani sabah namazı öncesi- eline aldığı suyu uyuyan Hz. Aişe'ye serper ve onu namaza kaldırırdı.
Verdiği sadakaya güzel koku sürerdi: Hz. Aişe dağıtacağı paralara güzel koku sürerdi. Bir gün sordular; Neden öyle yapıyorsun diye. Cevap verdi: Efendimden duydum.
Sadaka, fakirin eline geçmeden önce Allah'ın eline geçermiş. Yüce Allah'ın eline geçen şey iyi koksun istedim.
İffeti Kuran'la onaylanmış tek insan: Hz. Aişe'nin iffetine yönelik münafıkların ahlaksızca iftiraları inen ayetlerle açığa kondu. Efendimizin mahremine uzanan onursuz diller ve ahlaksız hamleler, Kuran'ın sert ayetleriyle ebediyen lanetlendiler.
Bugün de iffet sembolü Hz. Aişe'ye uzanan bütün ithamlar aynı lanete muhataptır elbette.
Efendimizin mezarının bitişiğindeki oda: Efendimiz vefat edince Hz. Aişe'nin odasına gömüldü. Hz. Aişe (r.a.) o odayı terk etmedi. Efendimizin mezarı ile kendi yatacağı köşenin arasına bir perde gerdi. Ve bütün hayatı boyunca orada yaşadı. Vefat edinceye kadar.

HZ. ALİ İLE SAVAŞINDAN PİŞMANLIK
Hz. Osman'ın katillerini bulması için halife Hz. Ali'yi sıkıştırmak niyetiyle Irak'a giden ordunun başında Hz. Aişe vardı.
Bilindiği gibi Cemel savaşında Hz. Aişe'nin taraftarı olan ordu mağlup oldu. Hz. Ali haklı olduğu bu davada Hz. Aişe'ye hiçbir saygısızlık yapmadan onu Medine'ye gönderdi.
Hz. Aişe sonraları bu çıkışından dolayı pişman olmuştur. Hz. Aişe bu hadisede ictihad etmiştir. Ehli sünnet böyle der. Her sahabe mutlak müctehiddir. İctihadında yanılırsa bir sevap alır. Gayret etme sevabını alır. İsabet ederse iki sevap alıfunduszeue.info etme ve isabet etme sevabını alır.
"Ey Nebi'nin hanımları. Siz kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz.
Eğer (Allah'ın emirlerine karşı gelmekten) korunursanız sözü yumuşak -işveli (kıvrak) bir eda ile söylemeyin ki, kalbinde hastalık bulunan kimse bir (şehavi) arzuya kapılmasın.
" (Ahzap, 32) ayetini okuduktan sonra Ahzap suresinin yetine gelince öylesine çok ağlardı ki baş örtüsü ıslanırdı. Bu ayeti kerime şöyleydi:
"(Ey Peygamber eşleri ve ey diğer Müslüman kadınlar) Evlerinizde ağırbaşlı bir şekilde oturun. Önceki cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçıldığı gibi siz de açılıp saçılmayın.
Namaz kılın, zekâtı verin.
Allah'a ve Resulüne itaat edin.
"
Şöyle derdi: "Keşke evimden hiç çıkmasaydım." Yüce bir ruh. Muhteşem karakter.
Kendisiyle hesaplaşan kudretli şahsiyet. Hz. Aişe!

YETER! BENİ ÖVME
Bir gün yeğeni Abdullah bin Zübeyr onu çok övdü.
İtiraz etti. Beni fazla övdün dedi. Zaten Abdullah bin Abbas beni bugün yeterince övdü. Yeter artık.
On bin altını dağıtırken: Kendisine gelen on bin altını, Medine'nin yoksullarına avuç avuç dağıttı. Akşam olunca da yiyecek yemek almayı unuttuğu için aç kaldı ve oruca niyetlendi. Çok dolu, zengin ve bereketli bir hayatı oldu. Ama bu imkânlarını iyi işlerde kullandı. Gelen her emaneti ve bağışı anında dağıttı.
Sıddık'ın kızı: Babası Hz. Ebu Bekir'di. Annesi ise Ümmü Ruman'dı.
Sahabenin büyüklerinden Hz. Ebu Musa el-Eşari der ki; Çözemediğimiz meseleleri Aişe'ye sorardık. Çözüm bulurduk.
Ata bin Ebi Rabah, 'ashab içinde fıkhı bilen, tespitleri yerinde bir insandı' der.
Ebu Seleme, 'ondan daha iyi hadis bilen, dinde derinleşen, inen ayetlerin iniş sebebini ondan daha iyi bilen kimse görmedim' derdi.
Tabiin alimi Meşruk der ki; Vallahi!
Sahabenin çoğu miras konusunu ona sorar ve hesaplatırlardı.
İbni Cevzi, 'sahabede ondan cömertini görmedik' derdi.
Dosta doğru: Son zamanlarda evinden hiç çıkmadı. İbadetini yetersiz görürdü.
Bazen kendine şöyle derdi: 'Keşke hiç olmasaydım. Keşke bir kenarda unutulsaydım.
Keşke bir ağaç yaprağı olsaydım.
Keşke toprak olarak yaratılsaydım. Ölüm halinde şöyle dedi: Beni Baki Mezarlığı'nda diğer hanımların yanına defnedin. "Seni Resulullah'ın yanına gömelim" dediklerinde kabul etmedi. Sebep olarak şöyle dedi: "Efendimizin vefatından sonra siyasi olaylara karıştım. Artık onun yanında gömülmeyi hak etmiyorum."
Ahiretteki eşiyim: Son anlarıydı.
Dudaklarında tebessüm vardı. Dediler ki yüzüne tebessüm çok yakışmış. Şöyle cevap verdi: Bir defasında Cebrail Hz.
Peygamber'e (s.a.v.) şöyle demişti: 'Aişe senin dünyada da ahirette de eşindir.' O sözü hatırladım da
Vefat: Yaşı 66 veya biraz fazlaydı.
Ramazan ayının salı günü Medine'de vefat etti. Cenaze namazını Ebu Hureyre (r.a.) kıldırdı. Gecenin geç saatlerinde Medine mezarlığı olan Baki Mezarlığı'na defnedildi. Hurma dallarına bağlanmış bezlerin aydınlattığı Medine mezarlığı tıklım tıklımdı. Cenaze namazına ve definine, Medine kadınları da eşlik ediyorlardı.
Allah'ın sonsuz rahmeti bu iffet, ilim, şeref, onur ve vefa abidesi Hz. Aişe'nin üzerine olsun.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

SON DAKİKA

Hz. Aişe‘nin dikkat çekici 7 özelliği

1. Sadelik

2. Cömertlik

3. İlim sevgisi

4. Dini yaşamada hassasiyet

5. Fedakârlık

6. İffet ve nezahet

7. Sadakat

Hz Aişe‘nin sosyal ve kültürel yönünün kuvvetli olması, anlama kapasitesinin yüksek ve kuvvetli hafızası olması, öğrenip öğretme aşkına sahip olması, Rasullullah hayatta iken Kur‘an‘ı ve sünneti çok iyi kavramış Rasullullah‘a birçok konuda sorular sorması onun ilminin temellerini oluşturmuştur Kısacası ilmi ciddiye almıştır. Hayatında ilme bir yer ayırmıştır. Arap dilini çok iyi bildiği için etkin bir konuşma yeteneğine sahip idi. Tarih konusunda da geniş bilgiye sahip olduğu için örf ve adetlerin insan üzerindeki etkilerini biliyordu.

Kur‘an-ı Kerim‘i tefsir ediyor özellikle Medine‘de inmiş ayetlerin iniş sebeplerini neye delalet edeceğini çok iyi anlar, nasıl ahkam çıkarılacağını öğretirdi. Sünnet konusunda da Rasulallah‘ı çok iyi anlamış çıkardığı hükümlerden bir fakih müçtehid olarak görülmüştür. Peygamber (a.s) hayatta iken kadınların eğitimi ile ilgilenmiş öğrencilerinden dörtte biri kadınlardan oluşmuştur.

Rivayet ettiği toplam hadisle en çok hadis rivayet eden yedi sahabe arasına girmiştir. Genelde Hz Aişe‘den gelen rivayetler sahih sayılmıştır.

Hz. Aişe annemiz, mü‘minlerin anneleri arasında özellikle ilme çok yetenekli oluşuyla dikkat çekmiştir. Hz. Ebû Bekr‘in kızıdır. Bildiğimiz gibi Ebû Bekr, Allah ve Rasûlüne derin bağlılığı nedeniyle "sıddîk" lâkabıyla anılmıştır. Hz. Peygamber‘in hayatı incelendiğinde, Hz. Ebû Bekr‘in ayrı bir yeri olduğu görülür. Rasûlullah‘a en büyük desteği veren insanlardan biri olan Hz. Ebû Bekr, İslâm için bütün servetini harcayarak, infak denilince akla gelen ilk isimlerden biri olmuştur. Böylesine fedakâr ve itaatkar bir Allah ve Peygamber dostunun kızı olan Hz. Âişe, ahlâki açıdan babasına çok benziyordu. O da Allah ve Rasûlünü razı etmek için çalışmış ve daimâ sevgili eşi Hz. Peygamber‘e hizmet arzusu taşımıştır.

Rasûlullah‘la oldukça erken bir yaşta evlenmiş olması, O‘nun diğer Müslümanların İslam‘ı öğrenmesindeki rolünü bir kat daha artırmıştır. Son derece yetenekli, zeki, ilmi seven ve öğrenme gayreti içinde olan bir insandı. Daha babasının evindeyken edebiyat ve tarihle ilgili bilgiler edinmiş, ilk eğitimini babasından almıştır. Evlendikten sonra ilim öğrenme arzusu artarak devam etmiştir. Bu özellikleri nedeniyle Hz. Peygamber‘in en önemli öğrencilerinden biri olmuştur. Hz. Peygamber de O‘nun yeteneklerini geliştirmesi ve öğrenmesini kolaylaştırmak için gerekeni yapmış ve O‘na yardımcı olmuştur.

Hayatının bütün aşamaları Müslümanlar için örnek ve rehber olan Hz. Peygamber‘in, özellikle aile hayatının iyi biliniyor oluşunu Hz. Aişe‘ye borçluyuz. O, Hz. Peygamber‘den en çok hadis rivayet eden sahabiler arasında yer almıştır. Diğer Müslümanların görmediği, bilmediği pek çok husus Hz. Âişe‘nin rivayetleri sayesinde bilinmektedir. İdeal bir aile reisi olarak Rasûlullah‘ın eşlerine, çocuklarına davranışlarını Hz. Âişe‘den öğrenmekteyiz.

Gelen âyet-i kerimeleri daha iyi anlayabilmek için Rasûlullah‘a sorular sorar, öğrendiklerini uygulamak için özen gösterirdi. O‘ndaki ilmî yetenek ve merak, Rasûlullah‘ın O‘na derin bir sevgi duymasına vesile olmuştur. Rasûlullah, hanımlarının arasında kendisine yalnızca Hz. Âişe‘nin yanındayken vahyin geldiğini söylemiştir. Sahâbe, O‘nun Hz. Âişe‘ye olan sevgisini biliyor ve vermek istedikleri hediyeleri kabul etmesi için Rasûlullah Hz. Âişe‘nin yanındayken vermeye dikkat ediyorlardı. Hz. Âişe nedeniyle bir çok âyet-i kerime nazil olmuştur. Yüzlerce beyitlik şiirleri ezberleyecek kadar kuvvetli bir hafızaya sahipti.

Rasûlullah‘a olan yakınlığı ve ilim arzusu O‘nu tefsir ve fıkıh alanında otorite yapmış ve ilmî açıdan kadın-erkek bütün Müslümanların gıpta ettikleri bir seviyeye ulaşmıştır. O, öğrendiklerini Rasûlullah‘ın vefatından sonra da insanlara aktarmaya devam etmiştir. Halifeler döneminde pek çok önemli konuda fetva vermiştir. Sahabî tarafından müctehidler arasında sayılmış, görüşlerine itibar edilmiştir. Kur‘an ve sünnete aykırı olduğunu düşündüğü kararlara itiraz etmekten çekinmemiş ve itirazlarının nedenlerini ashaba delilleriyle açıklamıştır.

Ebû Mûsa O‘nun için, "Hakkında bilgi sahibi olmayıp da Âişe‘den sorduğumuz hiç bir şeyde asla güçlük çekmedik" demiştir.

Bildiklerini yalnızca soru soranlara değil, kadın-erkek herkese öğretmeye çalışmış ve öğrencileri olmuştur. Bunların arasında önemli hukuk âlimleri de bulunmaktadır. Allah‘ın bir çok kabiliyetlerle donattığı Hz. Âişe, ibadetlerini de büyük bir istekle yerine getirirdi. O, nafile oruç ve namazlarında Hz. Peygamber‘e eşlik eder, gecelerini ibadetle ihya ederdi.

Zengin bir aile kızı olmasına rağmen Peygamber evinin mütevazi havasına çok çabuk uyum sağlamış, dünya hayatını değil "Allah‘ı, Rasûl‘ü ve Ahiret muradı"nı tercih etmiştir. Resûlullah‘a karşı çok hizmetkârdı. Ev işleriyle meşgul olacak bir hizmetçi olmasına rağmen O‘nun işleriyle bizzat kendisi ilgilenirdi. Rasûlullah‘a duyduğu sevgi, zaman zaman diğer annelerimizi kıskanacak kadar yüksekti. En çok da Hz. Peygamber‘in Hz. Hatice‘ye olan sevgisini kıskanır, "dünyada O‘ndan başka kadın yok mu?" diyerek bunu ifâde ederdi. Çok yönlü bir insan olan, Hz. Peygamber‘den sonra Müslümanlara bilmedikleri pek çok şey öğreten Hz. Âişe, İslam tarihi içinde istisna bir yere sahiptir. Özellikle Müslüman kadının kabiliyetlerini geliştirip, onları Din-i Mübin için kullanma noktasında çok önemli ve çarpıcı bir örnektir. Âbid ve âlim sıfatlarını mükemmel bir şekilde kendisinde toplayarak Müslüman kadının hareket alanının genişliğini göstermiştir.

Hz. Aişe (R.a) Kimdir? Hz. Ayşe'nin Kısaca Hayatı Ve S&#;zleri

Haberin Devamı

 Peygamber efendimiz vefat ettikten sonra 47 yıl daha yaşamıştır. Daha sonra ise tıpkı Peygamber efendimiz (S.A.V) gibi 63 yaşında Medine'de vefat etmiştir. Hz. Aişe (R.A)'ın pek çok sözü bulunmaktadır. İşte o sözlerinden bazıları;

 " Resullullah bakire olarak yalnızca benimle evlendi. Onun ilk bakire eşi benim. Ayrıca annesi ve babası da muhacir olan tek eşi yine benim. Cenab-ı Allah benim suçsuzluğumun üzerine ayet indirmiştir."

 " Hz. Muhammed (S.A.V) ile aynı kaptan gusul abdesti alırdık. O bana ben ona yoğun bir sevgi beslerdik. O hasta olunca ben tedavi ederdim. Her anında yanında olurdum. Benim odamda vefat etmiştir."

 " Anam babam sana feda olsun ya resulAllah."

Haberin Devamı

 " Gerçek bir Müslüman'da asla şu iki şey bulunmaz; Cimrilik ve Kötü Ahlak."

 " Cömert insan Allah'ın cennetine yakın, cehennemine ise uzak olan kimsedir. Cimri insan ise Allah'ın cehennemine yakın, cennetine ise uzak olan kimsedir."

 " İnsan kalbi güzel ahlak ile doluysa dudaklarından da o ahlakı dökülür."

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası