oruç seferi olma şartları / Oruç ibadetinde seferi olmanın ölçüsü nedir?

Oruç Seferi Olma Şartları

oruç seferi olma şartları

Seferi oruç nasıl olur? Seferi olmanın şartları nelerdir

Ramazan ayı süresi içerisinde seferi olmak ne demek pek çok kişi tarafından merak edilmekte ve araştırılmaktadır. Bu doğrultuda, ''Merğinani, el-hidaye, II, '''e göre; dini açıdan sefer sayılacak bir mesafedeki yere gitmek için yola çıkıldığı zaman, yaşadığı yerleşim yerinin meskun mahalinden uzaklaştı vakit, birey misafir hükmüne girmiş sayılır. Bu doğrultuda kişi yolcu hüküm ve ruhsatlarından faydalanma hakkını elde etmiş olur.
SEFERİ ORUÇ NASIL OLUR? SEFERİ OLMANIN ŞARTLARI (DİYANET AÇIKLAMASI)

Başlanan bir ibadetin mazeret yoksa tamamlanması gerekir. Sefer bir mazeret olduğu için, eğer orucunu seferiliği başladıktan sonra bozarsa kendisine keffaret gerekmez, sadece kaza gerekir. (İbn Abidin, Reddü'l-muhtar, III, ). Hz. Peygamberin (s.a.s.) Mekke'nin fethi için sefere çıktığında oruçlu iken, Kadid denilen yere varınca orucunu bozması (Buhari, Savm, 34; Müslim, Sıyam, 88) savaş şartlarının gereği olarak değerlendirilebilir.

SEFERİ ORUÇ RAMAZAN AYI DİYANET AÇIKLAMA



ORUÇ TUTULAMAYACAK HALLER NELERDİR?

Yolculuk:

Yolculuk, Ramazan ayında oruç tutmamak için ruhsat olarak kabul edilmiştir. Yolculuk esnasında tutulmayan oruçlar, daha sonra kaza edilir. Kur'an'da "Ey inananlar! Oruç sizden öncekilere farz kılındı gibi, Allah'a karşı gelmekten sakınasınız diye, size de sayılı günlerde farz kılındı. içinizden hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler, bir düşkünü doyuracak kadar fidye verir. Kim gönülden iyilik yaparsa, o iyilik kendisinedir. Eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha iyidir." buyurulmaktadır. (Bakara, 2/).

Geceden oruç tutmaya niyetlenip de gündüz yolculuğa çıkmak zorunda olan kimse yolculukta zorluk çekerse, daha sonra kaza etmek üzere orucunu bozabilir. Ancak orucunu tamamlaması daha uygundur. Hz. Peygamber, Mekke'nin fethi için sefere çıktığında oruçlu iken, Kedid denilen yere varınca orucunu bozmuştur. (Buhari, "Savm", 34; Müslim, "S›yam", 15) Bu uygulama, sefere çıkınca orucun bozulabileceğini göstermektedir.

Hastalık:


Oruç tuttuğu zaman, hastalığının artmasından veya uzamasından endişe edilen kimse ile, hastalığı sebebiyle oruç tutmakta zorlanan kişilerin Ramazan ayında oruç tutmayıp, iyileştikten sonra bunlar› kaza etmelerine izin verilmiştir. Yukarıda zikredilen ayet buna işaret etmektedir. Uzman bir hekim tarafından oruç tutması halinde hasta olacağı bildirilen kimse de hasta hükmündedir.


Hamilelik ve çocuk emzirme:

Oruç tutmaları kendilerine veya çocuklarına zarar vermesi halinde, hamile kadınlar oruçlarını tutmayabilirler. Emzikli kadınlar da, sütlerinin kesilmesi ve çocuklarının zarar görebileceği durumlarda oruç tutmayabilirler. Hz. Peygamber buna müsaade etmiştir (Nesai,"Sıyam", ).

Zor ve meşakkatli işlerde çalışmak:

Oruç tuttuğu takdirde sağlığına bir zarar gelmesinden korkan kimse, orucunu tutmayabilir. Bu durumda olanlar, izinli olduğu günler veya uygun zamanlarda tutamadıkları oruçları kaza ederler. Bir zorunluluk olarak, ağır işlerde çalışmak zorunda olan kişiler oruçlu olarak çalıştıkları takdirde sağlıkları risk altında kalacaksa, Ramazan ayında tutamadıkları oruçlarını uygun bir zamanda kaza ederler.

Yaşlılık:

Oruç tutamayacak kadar yaşlı olan kimseler, oruç yerine fidye verebilirler. Bakara sûresinin ayetinde, bu şekilde olup da oruca güç yetiremeyenlerin, oruç tutmayıp fidye vermeleri gerektiği hükme bağlanmıştır. İyileşme umudu olmayan hastalar da aynı hükme tabidir.



SEFERİLİK NEDİR, NASIL OLUNUR?

Dinen sefer sayılacak mesafedeki bir yere gitmek üzere yola çıkan kişi, yaşadığı yerleşim yerinin meskûn mahallinden çıkınca misafir hükmünde kabul edilir. Bu kimse yolculuk hüküm ve ruhsatlarından yararlanmaya başlar (Merğinani, el-Hidaye, II, ).

Günümüzde şehirler genişlemiş, İstanbul örneğinde olduğu gibi, iki ucu arasındaki mesafe neredeyse sefer mesafesi olacak kadar uzamıştır. Bu nedenle İstanbul gibi büyükşehirlerde yaşayan kimseler, yolculuğa kendi araçlarıyla çıktıklarında, ikamet ettikleri ilçenin belediye sınırlarını geçtikleri andan itibaren seferi sayılırlar ve haklarında seferilik hükümleri sabit olur. Yolculuğa otobüs, tren, uçak ve gemi gibi umumi vasıtalarla çıkılması halinde ise seferiliğin başlangıç noktası olarak otogar, gar, havalimanı ve limanlar esas alınabilir.

SEFERİ OLAN ORUÇ TUTAR MI?

Ramazan'da sefer mesafesi (en az 90 km.) bir yere gitmek için yola çıkacak olan kimse, geceden oruca niyet etmeyebilir. Fakat niyet ettikten sonra gündüzün yolculuğa çıksa bu yolculuk esnasında meşru başka bir mazereti bulunmazsa orucunu bozmamalıdır. Başlanan bir ibadetin mazeret yoksa tamamlanması gerekir. Sefer bir mazeret olduğu için, eğer orucunu seferiliği başladıktan sonra bozarsa kendisine keffaret gerekmez, sadece kaza gerekir. (İbn Abidin, Reddü'l-muhtar, III, ). Hz. Peygamberin (s.a.s.) Mekke'nin fethi için sefere çıktığında oruçlu iken, Kadid denilen yere varınca orucunu bozması (Buhari, Savm, 34; Müslim, Sıyam, 88) savaş şartlarının gereği olarak değerlendirilebilir.

SEFERİ ORUÇ NASIL OLUR DİYANET RESMİ AÇIKLAMA

Haber ile daha fazlasına ulaşın:

Gündem

Güncelleme:

Değerli kardeşimiz,

Kur'an-ı Kerim' de bu hususda Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
 

"(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. " (Bakara Suresi, )


Ayetden de anlaşıldığı üzere bir yolculukda eğer zorluk çekilecekse mü'minin orucunu başka bir zaman kaza etmek üzere yemesinde bir sakınca yoktur. Bir hadis-i şerifde zorlukların bulunduğu zamanda bizzat Efendimizin (ASM) ümmetine örnek olmak için kendi orucunu bozduğunu görmekteyiz:

Hz. Câbir Radiyallâhu Anh anlatıyor:

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem Fetih yılında Mekke’ye yönelerek Ramazan ayında yola çıkmıştı.

Kürâ’u’l-Gamim adıyla anılan yere gelinceye kadar kendisi de, beraberindekiler de oruç tuttular.

Sonra orada bir bardak su istedi ve bardağı kaldırdı. Herkes bardağa baktı. Sonra sudan içti.

Bundan sonra bazıları kendisine, “Halkın bir kısmı oruç tuttu” diye haber verdi.

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem, “Onlar âsilerdir. Onlar âsilerdir!” buyurdular.
(Müslim, Sıyâm: 90; Tirmizî, Savm: 18; Nesâi, Savm: 49)


Burada oruç tutanlara asi denilmesi, isyan çıkaran manasında değildir. Kavurucu çöl koşullarında, mühim bir sefer esnasında kendilerini güçsüz bırakacak bir oruca inat edip devam etmek isteyenlerin kendi nefislerine yaptıkları zulümden dolayı bu şekilde vasıflandırılmışlardır.

Diğer bir hadis-i şerif de ise yine Efendimiz (asm) şartların ağır olduğu dönemde oruç tutmayanların kârlı olduğunu buyurmuştur:

Hz. Enes Radiyallâhu Anh anlatıyor:

Biz bir seferde Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellemle beraberdik. Aramızda bir kısmı oruç tutuyor, bir kısmı da tutmuyordu. Sıcak bir günde bir yerde konakladık. Gölgelenenlerin çoğu elbisesi olanlardı. Bir kısmımız güneşe karşı eliyle korunuyordu.

Bir ara oruçlular yığılıp kaldılar, oruçsuzlar kalkıp çadırları kurdular, hayvanları suladılar.

Bunun üzerine Resul-i Ekrem Sallallâhu Aleyhi Vesellem:
“Bugün sevabı oruçsuzlar kazandı” buyurdular.
(Buhari, Cihâd: 71; Müslim, Sıyâm: ; Nesâi, Savm: )


Yine benzer bir hadis-i şerif de ise Efendimiz (asm) zor şartlarda oruç ibadetine devam da inat etmenin dindarlıkdan olmadığını ifade etmişlerdir:

Hz. Câbir Radiyallâhu Anh anlatıyor:

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem bir seferdeydi. Etrafına insanların toplandığı bir adam gördü, ona gölge yapıyorlardı.

“Nesi var?” diye sordu.
“Oruçlu biri!” dediler.

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem:

“Seferde oruç birr (Allah’ı memnun edecek dindarlık) değildir” buyurdular. (Buhari, Savm: 36, Müslim, Sıyam: 92; Ebu Dâvud, Savm: 43; Nesâi, Savm: )


Çünkü yukarıdaki ayet-i kerimede de Yüce Rabbimiz : "Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez." buyurmaktadır. Kulun kendini zorluklara sürüklemesi ise Cenab-ı Allah'ın bize ihsan ettiği vücud emanetine ihanet etmek, ona bir nevi zulmetmektir. Bu konuda dinimizin gösterdiği kolaylıkları Efendimiz her fırsatta çevresindekilere örnek göstermiştir:

Amr ibni Ümeyye ed-Damri Radiyallâhu Anh anlatıyor:
Bir sefer dönüşü Resulullah Sallallâhu Aleyhi Veselleme uğradım. Bana:
“Ey Ebu Umeyye, sabah yemeğini bekle (beraber yiyelim)” buyurdular.
Ben, “Oruçluyum” dedim.

“Öyleyse gel yaklaş, sana yolcudan haber vereyim de dinle!” dedi ve devamla:
“Allah Teâla Hazretleri yolcudan orucu ve namazın yarısını kaldırdı” buyurdu. (Nesâi, Savm: 50)

Muhammed ibni Ka’b anlatıyor:

Ramazan’da Enes ibni Malik Radiyallâhu Anhın yanına geldim. Sefer hazırlığı yapıyordu. Devesi hazırlandı, yolculuk elbisesini giydi. Yemek getirtip yedi. Ben kendisine:

“(Yola çıkarken orucu bozmak) sünnet midir?” diye sordum.

“Evet!” dedi ve bineğine atlayıp yola çıktı. (Tirmizî, Savm: 76)


Aşağıdaki hadis-i şerifler de ise zorluğun azaldığı durumlar için Efendimizin (asm) oruç tutmaya müsade ettiğinizi görüyoruz:

Hz. Âişe Radiyallâhu Anhâ anlatıyor:

Hamza ibni Amr el-Eslemi Radiyallâhu Anh, Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellemden yolculuk sırasında tutulan orucu sordu. Kendisi çok oruç tutan birisiydi.

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle cevap verdiler:

“Dilersen tut, dilersen tutma.”
(Buhari, Savm: 33; Müslim, Sıyâm: ; Muvatta, Siyâm: 24; Tirmizî, Savm: 19; Ebu Dâvud, Savm: 42)

Hz. Enes Radiyallâhu Anh anlatıyor:
Biz Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem ile beraber (seferde) idik. Bir kısmımız oruçlu, bir kısmımız oruçsuz idi. Ne oruçlu oruçsuzu ayıplıyor, ne de oruçsuz oruçluyu kınıyordu.
(Buhari, Savm: 37; Müslim, Sıyâm: 98; Muvatta: 23; Ebu Dâvud, Savm: 42)

Ebu Said el-Hudri Radiyallâhu Anh anlatıyor:
Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellemle beraber Ramazan ayında yolculuğa çıkardık. Ne oruç tutan tutmayanı, ne de tutmayan tutanı ayıplardı. (Müslim, Sıyam: 95; Nesâi, Sıyam: 59)


Yolculuk esnasında imkanı bulunanların oruçlarını tutmayı tercih etmeleri daha sevaplıdır. Yukarıdaki örneklerde rahatlıkla anlaşıldığı gibi, yolculukda orucu bozmanın nedeni zorluğun bulunmasıdır. Bu zorluğun bulunmadığı dönemlerde mü'minin orucunu tutmayı tercih etmesi uygun olacaktır.

Konuyla alakalı asr-ı saadetten bir örnek:

Seleme ibni Muhabbak Radiyallâhu Anh anlatıyor:

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem buyurdular ki:

Kim sefer sırasında Ramazan’a erer ve yanında kendisini karnını doyuracak yere kadar götürecek bir bineği varsa, nerede olursa olsun orucunu tutsun.” (Ebû Dâvud, Savm: 44)


Bakara Suresinin âyet-i kerimesinde hasta ve yolcuların daha sonra tutmak üzere Ramazan’da oruç tutmayabilecekleri belirtilirken, “Oruç tutmanız –bilirseniz– sizin için daha hayırlıdır” buyurulur.

Bu hadislerden özetle şöyle bir hüküm çıkıyor:

Yolculuk hali, sıkıntılı ve meşakkatli olduğu için dinimiz bu hususta namaz ve oruç gibi ibadetlerde kolaylıklar sunmuştur.

Yolculuk anında, yani seferî iken dört rekâtlı namazları iki rekât kılar.

Oruçta da serbesttir. Âyette de açıkça belirtildiği gibi, gerçekten bir sıkıntı ve zorluk çekmeyecekse, Ramazan’dan sonraki günlerde kaza etmek şartıyla tutmayabilir.

Bu bir dinî ruhsat ve kolaylıktır. Şayet rahatlıkla tutma imkanı var ve herhangi bir sıkıntı çekmiyorsa, oruç tutması daha faziletli ve sevaplıdır.

Günümüzde yolculuklarda şartlar kolaylaştırılmış, eskiden günler, haftalar hatta aylar alan yolculuklar, saatlere dakikarala inmiş durumdadır. Dolayısıyla bu ruhsatı kötüye kullanmakdan kaçınmalı, eğer herhangi bir zorluk olmayacaksa orucumuzu bozmamalıyız.

 

Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet

Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun

Oruç ibadetinde seferi olmanın ölçüsü nedir?

Oruç ibadetinde seferi olmanın ölçüsü nedir?

monash.pw
Yolculuğa çıkan insanlar oruçlarını tutmayabilirler. Evlerinden çıktıktan sonra seferi sayılırlar. Ancak sefere çıkan kişilerin oruçlu olması daha faziletlidir. Kişi durumuna göre dilerse tutar dilerse tutmaz.

Gittiği yerde 15 günden az kalmaya niyet ederse oruçlarını tutmayabilirler. Ancak on beş günden fazla kalmaya niyet ederlerse veya on beş günden fazla kalmaları gerektiğini öğrenirlerse gittikleri yerde oruç tutmaları farzdır.
Seferi olmanın şartları nelerdir? Seferi olduğumuz halde farz namazları aynen olduğu gibi kılabilir miyiz?

Seferi olan bir kimse, bütün sünnet ve nafile namazları, iki ve üç rekatlı farzları ve vitir namazını aynen kılar.
Şafi mezhebine göre zaman değil mesafe geçerlidir. Bu nedenle 90 km. lik bir yolculuğa çıkan kimse seferidir ve dört rekatlı farzları tam kılması daha iyi olmakla beraber iki olarak kılması da caizdir.

Hanefi Mezhebine göre ise ne zaman seferi olunacağı konusunda iki ayrı görüş vardır:

1- Mesafeyi esas alanlar. bu anlayışa göre 90 km kadar bir yolculuğa çıkılırsa seferi sayılacağından namazlarını kısaltır.

2- Zamanı esas alanlar. bunlara göre 3 gün (18 saat) yolculuk yapmak kişiyi seferi yapar. bu durumda namazlarını kısaltabilir. yoksa kısaltamazlar.

Hanefilere göre seferi olan birisinin dört rakatlı farz namazları 2 kılması gerekir. Ancak 4 olarak da kılsa namazı geçerlidir. Şafilerde ise yolcu bile olsa tam kılmak daha faydalıdır.

Farz edelim ki gerçekten seferi olduğumuz halde namazı tam kılsak bile, namazımız geçerlidir. Eğer gerçekten seferi değilsek bu durumda iki kılmak namazımızı bozar. O halde ihtiyaten de dört kılmanın daha isabetli olacağını düşünüyoruz. Bununla beraber bir anlayışı esas alıp ona göre hareket etmek, diğer anlayış sahiplerini de kötülememek gerekir.

Sefere niyet eden ve yola çıkan kimse, oturduğu beldenin binalarını geçtikten itibaren namazlarını kasra başlar. Bulunduğu şehir veya kasabadan çıkarken gittiği istikametteki meskûn yerleri geçmiş olması lâzımdır. Şehre bağlı olup da birbirinden ayrı olan mahallelerin hepsini de geçmiş olmak gerekir. Ancak şehrin dışında olup da eskiden şehre bağlı olan ve hâlen harâbe hâlinde bulunan yerler şehre bağlı sayılmazlar. Kasr, yani dört rekatlı farzları iki rekat olarak kısaltarak kılmak için bunları da geçmek şart değildir. Şehre bitişik köy varsa, kasr yapılabilmek için bunların da geçilmesi şarttır.

Seferilik esnasında kazaya kalan namazları kaza ederken kişi seferide olsa mukim de olsa kısaltarak kılar. Mukim olduğu esnada kazaya kalmış namazları da mukimken de seferiyken de normal şekilde kılar. Yani namaz nasıl kazaya kalmışsa o şekilde kılınır.

Şafi mezhebine göre ise, seferdeyken kazaya kalan dört rekâtlı bir namaz, sefer esnasında iki rekât olarak kılınabilir. Sefere çıkmadan önce vakti giren bir namaz seferde kısaltılamaz. Çünkü bu namaz farz olduğu zaman kişi seferde değildi. Seferdeyken vakti giren, fakat seferde kılınmayan namaz da kısaltılamaz. Çünkü kılacağı zaman kişi seferi değildir. Kasr ancak seferî olan kişi için söz konusudur.

Sorularlaislamiyet


Cevap: Oruç ibadetinde seferi olmanın ölçüsü nedir?

Ramadan
oruçta seferi olmanın şartları:

90 km ve daha uzak bir sefere çıkmak
hanefi mezhebine göre en fazla 15 gün kalmak


Cevap: Oruç ibadetinde seferi olmanın ölçüsü nedir?

Kayıtsız Üye
istanbulda sahur yapıp yozgatta iftar yapabilirmiyim&#;


oruçta seferi olmanın şartları, Seferi oruç nedir

mum
< istanbulda sahur yapıp yozgatta iftar >
elbette..
Sahuru bir şehirde yapıp, sahurdan sonra yola çıkan o gün oruç tutmalıdır.
Seferde oruç tutmamak için, imsaktan önce yola çıkmak şarttır.


Kayıtsız Üye
Selamun aleykum . Ben turizim isi yapiyorum . Ve bazen uzun mesafeli turlara cikiyorum km lik yerlere gidiyorum ama aksam geri donuyorum seferimiyim ?


arifselim
Aleykum selam. Akşam geri dönsen bile 90 km sefere çıktığında seferi sayılırsın. Ama gücün yetiyor ve zorlanmazsan tutuman daha hayırlıdır.


Kayıtsız Üye
1 &#; arefe günü bursadan istanbula gideceğim akşam 18 30 seferi olnuyor mu

2 &#; Türkiyeden hollandaya gittik 5 gün kalacağız ve burda yemek şatları da çok iyi değil seferi olabilir miyiz


arifselim
1- 90 km yi geçiyorsa seferi oluyorsun

2- Evet bu şekilde seferi sayılıyorsun. Aynı yerde 15 günü geçmediği müddetçe seferi olmaya devam edersin.


Kayıtsız Üye
Yurt dışına çıkmak zorunda kaldım
Niyetim gittiğim yere yerleşmek lakin 4 gündür bir yere yerlesemedigim için ibadetlerde zorlanıyorum
Seferi sayılır mıyım?


arifselim
Hanefiye göre bir yerde 15 günden fazla kalmaya niyet edersen artık seferi hükmü kalkmış olur. Normal mukim şeklinde ibadetlerini yapmalısın.


Kayıtsız Üye
Dün yaklaşık KM yolu imsak&#;a yarım saat kala tamamladım. Dün iftardan sonra çıkmıştım, niyetli idim. Bugün için seferilik ruhsatımız olur mu?


Şem&#;a
Hanefi mezhebine göre en fazla 15 gün Şafii mezhebine göre 3 günden az kalmaya niyet ettiyseniz seferisinizdir.


Kayıtsız Üye
Ben yolculuga cıkıyorum km hanifi meshebine göre orucumu yesem gunah mı

Merhaba biz haftasonu şehir dışına çıkacağızm 90 km den fazla. Ancak öğlene doğru yola çıkacağız. Yani imsaktan sonra oluyor. Biz seferi oluyor muyuz? Yolculuk gününü sonradan kaza yapabilir miyiz?


arifselim
Seferi sayılmak için 90 km gitmek yeterlidir. km gittiğiniz için zaten seferi oluyorsunuz orucu tutmak zorunda değilsiniz.


Kayıtsız Üye
Merhaba biz haftasonu şehir dışına çıkacağızm 90 km den fazla. Ancak öğlene doğru yola çıkacağız. Yani imsaktan sonra oluyor. Biz seferi oluyor muyuz? Yolculuk gününü sonradan kaza yapabilir miyiz?


arifselim
Merhaba kardeşim. Bu durumda o gün oruç tutmanız gerekir seferde oruç tutmamak için, imsaktan önce yola çıkmak şarttır.


Kayıtsız Üye
İmsaktan sonra Amasya&#;dan Samsun à yol çıktık. Tamam 90 km ve üzeri ama. Diyorsunuz ki İmsaktan önce yıla cikmak şart. Yani seferi değiliz tutmak zorundayız mi


arifselim
Evet kardeşim bu böyledir. Eğer imsaktan sonra yola çıkarsanız o günü oruç tutmanız gerekir.


Kayıtsız Üye
1 &#; Ailem izmirde yasiyor ailemin yanina 20 gunlugune gidecegim konyadan. Seferi olur muyum oruc için

2 &#; Merhaba aksam 5 de kahramanmaraştan elazığa yolculuk yapicam seferi sayılır mıyım. Merhaba aksam 5 de maraştan elazığa yola cikicam kilometre yol gidicem seferi sayılı mıyım

2 &#; şöförüm&#;. rahatımmm&#; açık şu konuyu deve ile 90 klm deve ile 3 günlük yolculuk seferiliği gerektirir&#;


arifselim
1- Hanefiye göre 15 günden fazla kalan kalmaya niyet eden kimse artık seferi sayılmaz. Bu durumda oraya varınca seferi sayılmazsın.

2- Bu durumda seferi sayılırsın. 90 km den itibaren seferi hükmüne girer.

3- Eskiden olan meşakkatler olmasa bile bu mesafe esas alınmıştır ve günümüzde fetvada bunun üzerinedir.


Sener..
Selam aleykum Ben evimden uzaklastim ve 15 gunden az kalacam bu sure içinde oruc tutmayip kaza orucu tutsam olur mu şafii mezhebine gore.. simdiden teşekkürler..


arifselim
Şafii mezhebine göre seferilik süresi 3 gündür. Bir yerde 3 günden fazla kalmaya niyet edersen artık seferilik hükümleri kalkar ve mukim sayılırsın.


Kayıtsız Üye
ben bu sabah saat da yola çıkacağım de uçağa bineceğim . hanifi mezhebine göre bu durumda oruç tutmam gerekir mi gerekmez mi?


Kayıtsız Üye
Imsaktan önce yola çıkma şartı yoktur; ancak seferi halde oruç tutmak, tutmamaktan eftaldir. Kişi oruçlu iken yola koyulur da sefer halinden bozmak isterse bunda bir beis yoktur.


Kayıtsız Üye
Mesela aksam saat 6 gibi yola çıkacak olan bir kişi seferi mi sayılır ?
Birde istanbuldan antalyaya uçakla yolculuk yapan bir kişi seferi sayilir mi?


ACİLSERVİS
90 KM nin üzerinde bir yere gittiysen seferisin Araç fark etmez.


Kayıtsız Üye
Sorumun cevabını tamamıyla anlayamıyorum öğlenden sonra yaklaşık km yol kat edeceğim fakat sahura kalktım niyet edip etmediğimi hatırlamıyorum bu durumda yola çıkmadan orucumu bozsam ne gerekir


arifselim
Eğer niyet etmişsen artık orucunu bozman caiz değildir. Ama niyet edilmemişse oruç tutmak zorunda değilsin. Niyet edip etmediğini senin bilmen gerekir.


Kayıtsız Üye
Selamünaleyküm
Hocam şafii mezhebinde seferide oruç tutmamak için imsaktan öncemi çıkmak lazım.


mumsema
< oruç tutmamak için imsaktan öncemi çıkmak lazım. >
Aynen öyle&#;. imsaktan sonra yola çıkan orucunu bozamaz


Bir mümin 8
Oruç tutmaya niyetlendim ama sabahında köye gidiyorum ve 90 km yi aşıyor. Bozsam seferi oruçu niyetine kefaleti olur mu?


arifselim
Seferiliğe çıkacaksan niyet etmemiş olman gerekiyor. Niyet ettikten sonra artık bozmak caiz olmaz. 90 km aşan yolculuklarda tutmamak sadece bir gün kaza gerektirir.


Kayıtsız Üye
Oğlum üniversite öğrencisi hergün Ankaradan Konya&#;ya hızlı tren ile gidip geliyor. Yolculuğu toplam 4 saat sürüyor. Onun içinde seferi hükmü geçerlimidir. Konya Ankara arası kilometre


mum
Oğlunuz her yola çıktığında dönünceye kadar seferi sayılır.


Kayıtsız Üye
Mesela, ben saat da 90km den fazla bir yere yola çıksam iftardan önce oraya ulaşsam o günlük orucumu tutmayabilir miyim? Yani seferi sayılır mıyım?


mum
Seferi, oruç başlamadan yola çıkarsa oruç tutmayabilir, başladığı orucu yola çıktı diye bozamaz.


Suzanb
Safii mezhebıne göre , yola cıkacam ama ogle vaktıne kadar nıyetımızı getırebıldıgımız ıcın nıyet etmedım daha kusur yol gıdecegız ogleden sonra cıkacaz arabayla oldugu ıcın saat bellı degıl orucumu tutmasam olurmu seferı sayılırmı , tskler cevabınız ıcın hayırlı geceler


ACİLSERVİS
Öğleye kadar niyet getirmek diye bir şey yok yanlış biliyorsun. İmsaktan önce yola çıkılmadıysa seferide olmazsın. Oruç tutulmak zorunda.


Kayıtsız Üye
Bugun bır bucuk saatlık yolculuk sırasında çok kotu rahatsızlandım çok afedersınız ıstıfra etmemek ıcın cokzor tuttum kendımı yarında bes saatlık yololacagı ıcın arada kalmıstım tskler yorumunuz ıcın


seferi oruc, oructa seferilik, seferi olmanın şartları

Bu kategoride yer alan Tırnak arasındaki pislikler gusle engel mi? başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.

Benzer Yazılar:

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır