bal şerbeti ishali keser mi / Tayyip Bey’e hadislerden bir ishal reçetesi | Murat BARDAKÇI Köşe Yazısı - Hürriyet Haberler

Bal Şerbeti Ishali Keser Mi

bal şerbeti ishali keser mi

Tayyip Bey’e hadislerden bir ishal re&#;etesi

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Tayyip Bey şiddetli bir ishale yakalanınca, malvarlığı ile ilgili olarak Ankara'da devam eden davanın geçen çarşamba günü yapılan duruşmasına katılamadı.

Onun böyle önemli bir günde rahatsızlandığını görünce, ileride yine böyle önemli bir günde rahatsızlanması halinde uygulayabileceği bir reçete vereyim dedim. Basit ama manevi tarafı olan ve Hazreti Muhammed'e atfedilen yani hadislerde geçen bir reçete Hazreti Muhammed, ishal olan kişinin bal yemesi gerektiğini buyuruyor. Yazması benden, uygulaması Tayyip Bey'den

‘‘İSHAL’’ kavramı, 30 küsur yıllık bir aradan sonra adalet tarihimizde yeniden yeraldı.

Türkiye, ishalin bir mahkemede mazeret olarak kullanılmasının son örneğini bundan 30 küsur sene önce görmüş, ‘‘gizli örgüt üyesi olduğu’’ iddiasıyla 12 Mart döneminde askeri bir mahkemede yargılanan rahmetli Doç. Mukbil Özyörük, hákimin ‘‘Katıldığınız örgüt toplantısını anlatın bakalım!’’ demesi üzerine ‘‘Bendeniz o gece şiddetli bir ishalden mustaribdim reis beyefendi! Arkadaşlar içeride birşeyler konuşuyorlardı ama dakika başı tuvalete taşındığım için ne konuştuklarını işitemedim’’ cevabını vermiş ve beraat etmişti.

Derken aradan 30 sene geçti ve ‘‘ishal’’, adalet literatürümüze bu defa Tayyip Erdoğan tarafından taşındı: Tayyip Bey, malvarlığı ile ilgili olarak Ankara'da açılan davanın geçen çarşamba günü yapılan duruşmasına katılmadı ve mahkemeye Haseki Hastahanesi'nden aldığı bir raporu gönderdi. Rapora göre Tayyip Bey ishal olmuştu, üstelik gripti ve beş gün boyunca dinlenmesi gerekiyordu.

AB, İSHALDEN DE ÖNEMLİ

Mahkeme gününün sabahı şiddetli ishal çeken Tayyip Bey aynı günün akşamı gerçi ayaklanmış ve Avrupa Birliği büyükelçilerinin yemeğine katılmış, hatta Emin Çölaşan'ın yazdığına göre orada soslu somon salata, pirzola ve dondurmadan müteşekkil mönüyü afiyetle taam buyurmuştu. Bütün bunları okuyunca içim bir fena oldu. Zira o sabah kendisi için hayati önem taşıyan bir davaya gidemeyecek derecede hasta olan Tayyip Bey akşam bu defa memleket için hayati önemi haiz bir toplantıya, ‘‘AB'ye girebilmek için Avrupalılar'a şirin gözükme’’ davetine katılmadan edememişti. Memleket aşkına katıldığı o davete giderken büyük zahmetler çektiğine, protokol uğruna yemek zorunda kaldığı soslu somon salatasını midesine indirirken de dayanılmaz bir ıstırap yaşadığına emindim.

Dolayısıyla, böylesine büyük bir fedakárlığa katlanan ve başında bulunduğu partinin 3 Kasım sonrasında Türkiye'nin kaderinde söz sahibi olacağı söylenen bir politikacının sağlığını kendi sağlığımız gibi düşünmek zorunda olduğumuzu hissettim. Sonra, bu politikacıyı muhtemel ishallerden kurtaracak en etkili ilácı ona hatırlatayım dedim.

BAL DA İYİ GELİR, ŞERBETİ DE

İshalin tedavisi için gerçi çok sayıda iláç vardır, hatta bu işte kullanılan kocakarı iláçları da çeşit çeşittir ama Tayyip Bey için bütün bunlardan çok daha basit fakat çok daha etkili bir iláç mevcuttur: Bildiğimiz, bal!..

İshalin bu şekilde tedavisinin üstelik manevi boyutu da vardır, zira hadislere, yani Hazreti Muhammed'in sözlerine dayanan bir uygulamadır. Bizzat hazreti peygamber tarafından tavsiye edilmiş, hastalar tarafından uygulanmış, ishali kestiği görülmüş ve bu metod sonraki devirlerde hadis álimleri tarafından tıbbi açıdan da yorumlanmıştır.

Ebu Sa'idi'l-Hudrî'den nakledilen bu tedavi hadisesi Buharî, Müslim ve Tirmizî gibi en muteber hadis kitaplarında bakın nasıl yazılıdır:

‘‘Bir adam peygamber efendimize gelerek ‘Kardeşim ishal oldu, ne yapayım?' diye sordu. Peygamber efendimiz, ‘Ona bal şerbeti içir' ferman buyurdu. Adam içirdi. Daha sonra aynı şahıs tekrar gelip ‘Ben bal şerbeti içirdim ancak bu onun ishalini arttırmaktan başka birşeye yaramadı' dedi. Adamın bu gidip gelmeleri üç defa tekrar etti. Peygamber efendimiz sonunda ‘Allah doğru söyledi, kardeşinin karnı hata etti' buyurdu. Sonra bir defa daha içirdi, bu sefer kardeşi iyileşti.’’

İshale karşı bal tavsiye edilmesini eskiler garip karşılamış olacaklar ki, hadis daha sonra asır álimlerinden İbn Hacer el Askaláni tarafından şerhedilir.

İşte, İbn Hacer'in ishal ile bal arasındaki bağlantı hakkında yazdıkları:

‘‘İshalin çeşitlerinden biri, beraberinde kusmayı da getiren şiddetli bir rahatsızlıktır ve hazımsızlıktan meydana gelir. Bu ishalin tedavisi, kişinin tabiatını ve fonksiyonunu terketmesiyle olur. Vücud belli bir müshile muhtaçtır ve hastada kuvvet oldukça yardım edilir.

Hadiste bahsi geçen hasta, hazımsızlıktan meydana gelen bir ishal çekmektedir. Peygamber ona, mide ve barsaklarında toplanmış olan fuzuli maddeleri boşaltması için bal tavsiye etmiştir. Zira balda, gıdanın midede kalmasını engelleyen fazlalıkları tahliye edici bir özellik vardır.

MİDE, HAVLU GİBİDİR


Midemiz, havlulardakine benzer tüylere sahiptir. Yapışkan karışımlar bu tüylere takılacak olursa mideyi hasta eder ve gelen öteki gıdaları da bozarlar. Dolayısıyla tedavi, bu karışımları mideden çıkartacak bir maddenin kullanılmasıyla mümkün olur ve bu iş için baldan daha etkili bir madde yoktur. Hasta, ilk seferde hastalığın direncini kırmaya yetecek miktarda bal içmemiş, peygamber de bu yüzden içmeye devam etmesini buyurmuş ve bal içmeler devam ettikçe hastalık iyileşmiştir.’’

Tayyip Bey'
in rahatsızlığının şifası olan ve geçmişi Hazreti Muhammed'e kadar uzanan ballı reçetenin öyküsü ve ayrıntıları bunlardan ibaret. Ben bu reçeteyi Prof. Dr. İbrahim Canan'ın hazırladığı ‘‘Kütüb-i Sitte’’den, yani hadis ansiklopedisinden naklettim. Bundan sonraki mahkeme gününün sabahında ishal olduğu takdirde bu reçeteyi uygulayıp uygulamamak, artık Tayyip Bey'in inancına kalmış bir iş


İshal olanlara yıl öncesinin reçeteleri


KÜTÜPHANEMDE, asrın ikinci yarısında kaleme alınmış elyazması bir tedavi kitabı bulunuyor ve kitabın bir bölümü ishalin tedavisine ayrılmış.

İşte, Tayyip Bey'in aklının bir köşesinde bulunması için, büyük büyük dedelerimizin zamanından kalma bu tıp kitabının ishal iláçlarından bahseden bölümünden birkaç reçeteyi günümüz Türkçesine aktararak naklediyorum:

İmdi her kim ki ishal olsa, koyunun ciğerini kebap eyleyip yiye, ishal pekliğe döner.

Ve eğer birkaç gün boyunca sumak suyunda pişmiş tavuk kavurmasını ve kebabı veyahut güvercin ve serçe etini ve yine sumak suyuyla çok pişmiş yumurtayı yiye, ziyadesiyle fayda ede ve ishal pekliğe çevrile.

İshal olan kişi diğer yağlı şeylerden, soğuk yemeklerden ve soğuk sulardan uzak dura.

Peygamber aleyhisselámdan şöyle nakledilmiştir: Sinamekiyi, beş dirhem bitki şekerini ve bir dirhem sinameki tohumunu alalar, bunların cümlesini havanda döverek birbirine karıştıralar ve büyük haplar yapalar. Bu haplardan sabah ve akşam birer ölçü kullanalar ve ishal gide.

İshal çok ziyade olursa bir mikdar incir yaprağı alalar, bir tencere içinde iyice kaynatalar ve su sıcak iken ayaklarını topuklarına dek içine sokup su soğuyuncaya kadar tutalar. İshal, Allah'ın izniyle defolup gider.

Eğer ishalle beraber sancı da gelmişse, hastaya yoğurt ayranı içireler. Sancı azalmazsa bir demir parçasını alalar, bunu ateşte kızdırıp yoğurt ayranının içine sokup ayranı dağlayalar. Sonra dağlanmış ayranı çalkalayarak birkaç defa içireler. Hasta, şifa bula.

Pirinci sumak suyuyla çorba yapıp içireler, hasta kabız ola.


Tayyip Bey’e şifa verecek kocakarı iláçları


Yumurta kabuğu yakılır, döğülür ve toz haline getirilip burna çekilir.

Meşe palamudu ateşte pişirilerek fındık gibi yenir.

Kızılcık çekirdeği dövülür, hasıl olan undan su ile hap yapılarak yutturulur.

Bir kadeh konyağın içine bir kaşık kahve konur, üzerine limon sıkılıp içilir (Tayyip Bey'in bu formülü kullanacağından emin değilim).

Bir buçuk dirhem afyon, üç buçuk dirhem mısır tiryakı, üç buçuk dirhem karanfil, iki dirhem kardeş kanı ile tek bir ak mazı döğülüp karıştırılarak leblebi boyunda hap yapılır. Bunlardan sabah ve akşam birer adet alınır (Tayyip Bey'in bu formülü kullanacağı da kuşkuludur).

Hastaya soyulmuş sarmısak dişleri yutturulur.

Sarmısak suda kaynatılarak hasta bunun buğusu üzerine oturtulur.

Çay kavrulur, değirmende çekilerek hastaya kaşık kaşık yedirilir.

Ekşi nar kabuğu kaynatılarak suyu içirilir.

Hasta, katran buğusuna oturtulur

(Mehmet Halit Bayrı'nın

‘‘İstanbul Folkloru’’ndan).

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Yazarın Tüm Yazıları

İshal olan kişiye bal şerbeti içirilmesini tavsiye eden hadis-i şerifi açıklar mısınız?

Değerli kardeşimiz,

Ebu Sa'îdi'l-Hudrî (radıyallahu anh) anlatıyor:

Bir adam Resulullah Aleyhissalâtu vesselâm'a gelerek:

"Kardeşim ishal oldu (ne yapayım?)" diye sordu.

Aleyhissalâtu vesselâm:

"Ona bal (şerbeti) içir!"  ferman buyurdu. Adam içirdi. Bilahare aynı şahıs tekrar  gelip:

"Ben bal (şerbeti) içirdim. Ancak, bu onun ishalini artırmadan başka bir şeye yaramadı." dedi.

(Adamın bu gidip gelmeleri) üç kere tekrar etti. Sonunda Aleyhissalâtu vesselâm: 

"Allah doğru söyledi. Kardeşinin karnı yalan söyledi (hata etti)." buyurdu.

Sonra bir kere daha içirdi. Bu sefer kardeşi iyileşti. [Buhârî, Tıbb 4, 24; Müslim, Selâm 91, (); Tirmizî, Tıbb 31, ().]

Hadisin Açıklaması:

1. Buradaki hadisenin kahramanları rivayetlerde tasrih edilmemiştir. Hadisin başka vecihlerinde adamın, Resulullah'a üç sefer gidip geldiği, her seferinde, bal (şerbeti)  içirmiş olmasına rağmen ishalin geçmeyip arttığını söylediği, Resulullah'ın da her seferinde "Bal şerbeti içir." tavsiyesini tekrar ettiği belirtilir. Müslim'in bir rivayetinde adamın dördüncü gelişinde Resulullah'ın ilaveten "Allah doğru söyledi" dediği tasrih edilir.

Bu husus başka rivayetlerde de tasrih edilmiştir. Netice olarak, ishalli kimsenin dördüncü seferden sonra ishalden kurtulduğu anlaşılmaktadır.

2. Hadisi şerh eden âlemler, rivayette geçen: "Kardeşinin karnı yalan söyledi" ifadesinde geçen "kizb"i, hata ile tevil ederler. Yani, kelimenin "hata etti" ma'nâsında kulanıldığına dikkat çekerler ve Hicaz ahalisinin kizb kelimesini bu ma'nâda da kullandıklarını başka misallerle gösterirler. Bu durumda  كَذَبَ بَطْنُهُ (Karnı yalan söyledi) ibaresi "karnı şifayı kabul etmeye salih olmadı, hataya düştü" ma'nâsını ifade etmiştir.

3. Hadisle ilgili olarak İbnu Hacer'in yaptığı bir tahlili faydalı bulduğumuz için aynen kaydediyoruz.

"Bazı mülhidler: 'Bal müshildir, nasıl olur da ishal olanlara bal tavsiye edilir?' diyerek hadise dil uzattılar. Buna cevabımız şudur:" 

"Bu söz, söyleyenin cehaletini ortaya kor. Onların bu davranışı şu âyetin şumûlüne girer: "Onlar, ilmini kavrayamadıkları ve henüz yorumu da kendilerine bildirilmemiş olan şeyi yalanladılar" (Yunus, 10/39). Şurası malumki, tabibler, aynı hastalığın ilacının yaşa, âdete, zamana, alışılan  gıdaya, tedbire, kişi tabiatının gücüne göre değişeceğinde ve ishalin birçok çeşidi bulunduğunda ittifak ederler. Mesela bu çeşitlerden biri, kusmayı da beraberinde getiren şiddetli bir ishaldir ki hazımsızlıktan husule gelir. Doktorlar şu hususta da müttefiktir: Bu çeşit  ishalin tedavisi kişinin tabiatını ve onun fonksiyonunu terketmesiyle olur, böylece, insan tabiatı muayyen bir müshile muhtaçsa,  hastada kuvvet oldukça ona yardım edilir."

"İmdi, mezkur hasta sanki hazımsızlıktan husule gelen ishale musabtı. Resululah da ona, mide ve barsaklarında toplanmış olan fuzulî maddeleri boşaltması için bal tavsiye etti. Zira balda mideye ârız olan ve gıdanın midede kalmasını engelleyen yapışkan karışımlardan mürekkep fuzuliyatı sürüp tahliye edici hassa vardır. Midede havlularda görülen tüyler gibi tüyler mevcuttur. Bu tüylere yapışkan karışımlar takılacak olsa, mideyi fesada verir ve mideye ulaşan gıda maddelerini de fesada uğratır. Şu halde bunun tedavisi, bu karışımları mideden sürüp çıkaracak bir maddenin kullanılmasıyla gerçekleşir."

"Bu maksadla istimal etmeye, baldan daha müessir  bir şey yoktur, hususan sıcak su içerisinde eritilip şerbet yapılırsa, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın tatbikinde bal, ilk seferinde müessir olmadı, zira tedavi, hastalığa göre, belli bir müddet ve belli bir miktar ilaca bağlı olmaktadır. Bu müddet kısa tutulursa fuzuliyat tamamen sürülüp atılmamış olur, normal zamanı taşacak olursa kuvveti zayıflatır  ve başka bir zarar hâsıl eder. Sanki adam, birinci seferde baldan hastalığın mukavemetini kırmaya yetecek miktarda içmemiştir. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) da içmeye devam etmesini emretmiştir. Adam, hastalık maddesinin gereğine uygun olarak içmelerine devam ettikçe Allah'ın izniyle iyileşti."

"Resûlullah'ın: 'Kardeşinin karnı yalan söyledi.' sözünde, 'Bu ilacın faydalı olduğuna, hastalığın devam etmesinin, ilaçtaki kusurdan ileri gelmeyip, fâsid maddenin çokluğundan husûl bulduğuna" bir işâret vardır. Bundan dolayı Aleyhissalâtu vesselâm bu maddenin boşaltılması için bal içmeye devamı emretmiştir. Nitekim, öyle oldu. Ve Allah'ın izniyle adam iyileşti."

Onbeşinci miladî asrın ortalarında yapılan bu ilmî açıklama karşısında hayran kalmamak mümkün değil. İsabetli beyan vahye mazhar Resûl-i gayb-âşina'ya has değil, ona ihlasla tabi olan ümmet-i merhumesine de imtiyaz, ne mutlu onlara! Balın iyi bir dezenfektan (mikrop öldürücü) olduğu bilinmektedir. İçerisinde mikrop ve mantar üremez. Sıcak bal şerbetinin karındaki sancıları kestiği de bilinir.

(bk. Prof. Dr. İbrahim Canan, Kütüb-ü Sitte Tercüme ve Şerhi)

İlave bilgi için tıklayınız:

- Balın şifa oluşu ve bal şerbetiyle alakalı hadisler hakkında bilgi verir misiniz?

Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır