bahçe bitkileri tohumları / İKLİM BAHÇE KÜLTÜRLERİ LTD.ŞTİ.

Bahçe Bitkileri Tohumları

bahçe bitkileri tohumları

Bitki ve Tohum

Bahçenizin Süsü Olmaya Aday Bitkiler

Bahçeleriniz, balkonunuz veya tarlanızda ekmek istediğiniz, yetiştirmek istediğiniz birbirinden güzel çiçek ve meyve-sebze olabilir. Bu nedenle meyve ve sebzeyi nasıl dikeceğinizi, tohumunun en iyisini nereden alabileceğinizi bilmeniz gerekir. Bitki yetiştirmek sabır ve emek ister. Bu nedenle satın alacak olduğunuz tohumun kalitesinin vereceğiniz emeğe değmesi gereklidir. Bitki yetiştirirken toprağı gübresi, güneşi suyu ve bir sürü faktörü bitkilerinizin uzun süre hayatta kalmasına yardımcı olacak tüm bunları göze alarak yetiştirecek olduğunuz bitkinin türüne göre bazı ek takviyelere ihtiyacı vardır. Bahçeniz için ve bitkilerinizin sağlıklı bir şekilde büyümesi için gerekli olan tüm takviyeleri sayfamızdan bulabilirsiniz, buna ek olarak bahçenizde yer alan veya balkonunuzda yer alan bitkilerinize ek olarak yeni ve farklı binbir çeşit bitki, çiçek tohumu satın alabilirsiniz. Satın almak istediğiniz tohum veya bitkiye ait kullanıcı yorumlarına, görüş ve önerilerine yine sayfada yer alan kullanıcı yorumları panelinden ulaşabilirsiniz. Bu sayede tohum ve bitkinin özellikleri hakkında çok daha fazla bilgiye sahip olabilirsiniz. Bitki yetiştirmek sizin günlük hayattaki stresten uzaklaşmanıza fayda sağlarken aynı zamanda çok güzel bir hobi edinmenize olanak sağlamaktadır. Bitki yetiştirmek sanıldığının aksine çok zor ve zahmetli bir iş değildir, hatta ilgiyi sevmeyen bitkiler kendi halinde yetişen bitkiler bile mevcuttur, eğer zor olduğunu düşünüyorsanız bu türden bir bitki satın alabilir bitki yetiştirmeniz zahmetsiz yolunu keşfedebilirsiniz. Sizler için yer alan bitki ve tohum kategorisinde birbirinden hoş kokulu ve güzel görünümlü bitki türleri satın alabilir, buna ek olarak en kaliteli bitki toprağı içeriğini de yine Trendyol üzerinden temin edebilirsiniz.

Evinize Yakışacak Ev Bitkisi Türleri

Evde bitki yetiştirmenin en önemli noktalarından biri olan hem evin dekorasyonuna farklı bir hava katacak olan hem de bitkinizin çok daha verimli büyümesine olanak sağlayacak olan saksı faktörünü bitkinizin kök özelliklerine göre tercih etmelisiniz, eğer yetiştirecek olduğunuz bitkinin kökleri saksının tabanına kadar değil de yüzeysel bir şekilde gelişiyorsa daha küçük bitki saksıları tercih edebilirsiniz fakat daha geniş ve yayılarak büyüyen köklere sahip ev bitkisi için geniş bir saksı tercih edebilirsiniz. Ev bitkisi türlerini aksesuar niteliğinde kullanılmak istediğiniz zaman, mutfakta kullanılacak, banyoda kullanılacak, oturma odası ve yatak odasında kullanacak olduğunuz bitkiler olarak kategorilere ayrılmaktadır. Mutfağınızda sıcak samimi aynı zamanda modern bir hava yakalayabilmeniz kullanacağınız bitki türleri arasında ilk olarak orkide yer almaktadır, orkide eşsiz kokusu ve zarif görünümü ile mutfağınızın atmosferini değiştirecek güzellikte bir bitkidir, orkideler birden çok renge sahiptir mutfağınız ile uyum sağlayacak yaprak rengine sahip orkideleri seçerek dekorasyonunuz ile başlı başına bir uyum yakalamış olursunuz. Bir diğer mutfak bitkisi ise Fesleğendir, bu bitki türünü mutfakta yetiştirmenin estetik açıdan çok güzel görünmesinin yanı sıra yemeklerinize ve içeceklerinize dalından kopararak, aroma katmasını sağlayabilirsiniz. Ayrıca dallarına dokunduğunuz zaman ortaya çıkan enfes kokusu da mutfaktaki kötü yemek kokularını az bir miktarda olsa bastırmanıza yardımcı olacaktır. Çiçeklerin ve bitkilerin banyolarda kullanılması son zamanlarda oldukça popülerleşmeye başladı banyonuzda şık ve estetik bir görünüm yaratacak olan banyo bitkileri arasında ilk olarak difenbahya bitkisi yer alıyor. Bu bitki nemli ortamlarda uzun süre hayatta kaldığı için banyonuzda çok daha uzun süre yaşayacaktır, oturma odanız ve salonunuz için kullanabileceğiniz ve yetiştirebileceğiniz çiçekler arasında kurdele çiçeği, paşa kılıcı ve birbirinden hoş görünüme sahip çiçekler yer almaktadır. Bu önermiş olduğumuz çiçekler tabi ki isteğinize yönelik değişebilir, tarzınıza ve zevkinize göre evinizde bulunmasını istediğiniz ev bitkisi çeşitlerini satın alabilir, kullanabilirsiniz. Ev dekor bitkileri evini dekore etmek isteyenler için son zamanlarda oldukça faydalı ve kullanışlı bir çözüm olmaya başlamıştır.

Bitki Yetiştirirken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Bitkilerin de tıpkı insanlar, hayvanlar gibi belli başlı yaşamsal ihtiyaçları vardır, bu ihtiyaçlar yerine getirildiği takdirde oldukça verimli ve gelişmiş olgun yapraklı bir bitki sahibi olabilirsiniz. Bitki bakmayı sevenler için önerilecek birkaç püf nokta bitkilerinin daha çabuk filizlenmesini, yapraklarının solmamasını, toprağının hava alarak daha uzun süre hayatta kalabilmelerini sağlayacaktır. İlk olarak yetiştirecek olduğunuz bitkileri aşırı sulamayın çünkü bu bitkiye yaradan çok zarar verir. Tabi ki bu konu satın alacak olduğunuz bitkinin suya ne kadar ihtiyaç duyduğuna ve bitki toprağının verimine bağlı olarak değişmektedir. En verimli bitki toprağı ürünlerini sayfamızdan inceleyebilirsiniz ve çok daha iyi verim alabileceğiniz bitkilerinizi yetiştirebilirsiniz. Bitkileri aşırı sulamak zararlıdır fakat toprağı fazla susuz bırakmak, kurak bırakmak bitkinin solmasına cansızlaşmasına neden olmaktadır, bitkilerin en büyük besini olan toprak ve su ikilisini kullanım miktarı bitki türlerine yönelik olarak değişkenlik göstermektedir. Bu nedenle bakımını yaptığınız bitkiye ait gerekli bilgileri, detayları öğrenmelisiniz. Ne kadar suya ya da güneşe ihtiyacı olduğunu bilerek yetiştirmelisiniz. Bir diğer faktör ise nem miktarıdır, nem miktarının gereğinden az veya fazla olması yapraklarının solmasına ve cansızlaşmasına neden olmaktadır. Bitkilerinizin ait olduğu ortamı sürekli olarak değiştirmek bir miktar sakıncalıdır. Çünkü ani ısı ve hava değişimleri özellikle olgunlaşmış yaprakların dökülmesine sebebiyet verebilir, bu nedenle bitkilerinizin ortamını olabildiğince değiştirmemeye çalışın. Bitki yetiştirme işlemi sırasında bitkilerinizin çok daha hızlı büyümesini, çiçeklenmesini istiyorsanız sayfamızda yer alan geniş kapsamlı ürün yelpazesine ve özelliklerine sahip olan bitki besini ürününü satın alabilir bu sayede bitkilerinizin çok daha hızlı büyümesine, çok daha hızlı ve renkli çiçek açmasına ayrıca sağlıklı bir görünüme kavuşmasına olanak sağlayabilirsiniz. Bitki besinleri çiçeklerinizin filizlenme ve çiçek açma döneminde ihtiyaç duyduğu fosfor, azot, demir, magnezyum, mineral gibi bitki için birbirinden faydalı maddeleri içermektedir.

Bitki Tohumları Çeşitleri, Özellikleri ve Fiyatları

Bitki tohumları sayesinde birçok meyve sebze, çiçek ağaç bitki gibi türlerin yolculuğuna en başından şahit olabilirsiniz. Bitki tohumu satın alarak kendinize küçük bir sera dahi oluşturabilir kendi ektiğiniz besinleri tüketebilir, küçücük bir tohumken ektiğiniz ağacın altında güneşlenebilirsiniz. Bahçeniz, balkonunuz, bostan veya tarlanız varsa birbirinden faydalı tohum çeşitlerine sayfamızdan ulaşarak bahçenizi binbir çeşit meyve ve sebze tohumu ile güzelleştirebilirsiniz. Buna ek olarak da kendi yetiştirdiğiniz ürünleri en sağlıklı bir şekilde tüketme imkanına kavuşabilirsiniz. “Tohum çimlenmesi nasıl olur?” sorusunun cevabı oldukça açıklayıcıdır. Satın almış olduğunuz tohumları toprağa ekmeden önce çimlenmesi için nemli bir bez veya pamukta şişmesini ve nemi emmesini sağlayınız, çünkü şişen tohumun çatlaması daha kolay olacağı için daha hızlı bir şekilde çimlenmeye başlayacaktır. Tohumun nemli bezde bekleme süresi satın aldığınız bitki tohumunun özelliklerine yönelik değişiklik göstermektedir. Örneğin bamya tohumu toprağa ekildikten 10-12 gün sonra çimlenmeye başlamaktadır, keten tohumu ise nemli bir bez arasında veya toprakta 10 ile 12 gün arasında çimlenir. Eğer güzel ve bitki yetiştirmeye müsait bir bahçeniz varsa sayfamızda bulunan çim tohumu ve çiçek tohumları ile bahçenizi hem daha ferah bir hale getirebilir hem de bitki bakmanın keyfini çıkarabilirsiniz. İstediğiniz her çiçeğin ve bitkinin tohumunu bulabileceğiniz geniş ürün yelpazemiz sayesinde bahçelerinize, balkonlarınıza, neşeyi mutluluğu taşıyoruz ve bundan gurur duyuyoruz. Satın almaya karar verdiğiniz bitkinin tohumuna ait bilgileri, nasıl ekildiğini, nasıl çimlendirildiğini, ürün bilgileri kısmından veya satıcıya sor kısmından öğrenebilirsiniz bu sayede bitkinizi çimlendirmek için ilk ve en önemli adımlardan birini atmış olursunuz. Tek tek gezip tohum veya bitki aramaktansa evlerinizden, işyerinizden veya arabanızdan tek bir tıkla en güzel bitkileri satın alabilirsiniz. Eğer organik tohum tercih edecekseniz, sayfamıza detaylıca göz atabilirsiniz. Alanında başarılı markaların ve üreticilerin ürettiği organik tohumları tek bir dokunuş ile elde edebilir ve organik meyve sebzenizi yetiştirmenin keyfini çıkarabilirsiniz. Organik tohum, yapısı değiştirilmemiş GDO katkı maddesi bulunmayan, kimyasal ilaçlar bulunmayan ve DNA yapısına dokunulmamış tohumlardır. Eğer tercihiniz organikten yana ise organik tohum kullanarak işe başlayabilirsiniz.

Bahçe Peyzaj Bitkileri Yetiştirirken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Güzel bir bahçeniz varsa bitki ekerek daha da güzelleştirebilirsiniz, hem görünüm açısından göze hitap eden hem de içerisinde yetiştireceğiniz birbirinden güzel bahçe peyzaj bitkileri sayesinde bahçenizden verim alabilirsiniz. Sayfamız bahçenizi güzelleştirmenizi sağlayacak birbirinden güzel ve birden farklı türde birçok bahçe bitkisi ile bahçelerinize neşe, mutluluk biraz da yeşillik katmaya devam ediyor. Bahçe de yetiştirecek olduğunuz bitkiler için dikkat etmeniz gereken ve uzmanlar tarafından oldukça sık önerilmekte olan birkaç madde ve faktör vardır. Bahçe bitkisi yetiştirebilmek için ilk işinizin bahçenizin bitkilere yönelik planlanmasıdır, bitkileri bahçenizin güneş alan kısmına ve toprağının verimli olduğu kısımlara ekmeniz planlama aşamasında dikkat etmeniz gereken en önemli faktörler arasında yer almaktadır. Güneş almayan bir bitki türü yetiştirecekseniz eğer bahçenizin güneş almayan kısımlarını bu tür bitkilere ayırmanız çok daha iyi sonuç alabilmenize bahçenizde bulunan her bitkinin alabileceği en iyi verimi alabilmesine olanak sağlayacaktır. Bahçenizde yetiştirecek olduğunuz bitki çeşitleri için en önemli detaylardan bir diğeri ise toprağının gereken kalitede ve en yüksek verimde olmasıdır, bu faktöre bağlı olarak çok fazla güneşe maruz kalmaması aşırı sulanması veya kurak bir toprağa sahip olması da yetiştirecek olduğunuz bitkinin bahçenizdeki verimini doğrudan etkileyecektir. Bitkilerinizin toprağından aldığı verim, daha iyi gelişmesi açısından oldukça önemli bir faktördür, bahçenizde yetiştirdiğiniz meyve ağaçlarının, sebzelerin, çiçeklerin altında oturacağınız ağaçların gübreleme işlemini yapmanız bitkilerinizin topraktan alabileceği verimin artmasına ve çok daha iyi meyve, sebze veya çiçek açmasına sebebiyet verecektir. Eğer bitkilerinizden alacağınız mahsulün tam zamanında ve lezzetinin tam kıvamında olmasını istiyorsanız satın aldığınız ve ekecek olduğunuz tohum çeşitleri ve türlerinin ekim zamanın ekilmesi, gereken mevsim koşullarında ekilmesi, daha hızlı ve yüksek performans alabilmenize olanak sağlamaktadır. Bahçenizde yetiştirecek olduğunuz meyve sebzelerin, çiçeklerin ve ekmek istediğiniz tüm tohumların çok daha verimli mahsul vermesini istiyorsanız, atlamamanız gereken en önemli nokta ilaçlama işlemidir, Uzmanlar ilaçlama işlemini çoğunlukla ilkbahar, sonbahar, yaz mevsimlerinde yapmanızı önermektedir, bunun nedeni hastalık ve bitkiye zarar verecek canlıların bu aylarda üremesi ve çoğalmasıdır. İlaçlama işlemi sırasında elinizi yüzünüzü olabildiğince iyi muhafaza etmeniz gerekmektedir, vücudunuzun herhangi bir yeri ile temas eden ilacı anında bol su ile yıkamalısınız. İlaçlama işlemi esnasında dikkat etmeniz gereken bir diğer nokta ise yağmurlu havalarda ilaçlama yapılmamasıdır, yağmurlu havalarda yapılan ilaçlama işleminin bitkide bulunan ilacın toprağa akmasına neden olmaktadır, buda toprağı zehirlemekte ve bitkinin topraktan aldığı verimi en aza indirgemektedir.

Bitki Köklendirme İşlemi Nasıl Yapılır?

Bahçenizde, evinizde, odanızda, balkonunuzda veya ofisinizde bulunan bitkileri daha da çoğaltmak istiyorsanız, bunun için birçok farklı yöntem bulunmaktadır. Bitkilerinizi çoğaltmaya karar verdiyseniz bazı yöntemler işinizi kolaylaştırarak olumlu sonuç elde etmenize olanak sağlayacaktır. Bitki köklendirme işleminde iki teknik vardır. Bunlardan ilki suda köklendirme işlemidir. Suda köklendirme işlemi için ihtiyacınız olan iki temel madde vardır. Bunlar su ve çoğaltmak istediğiniz bitkidir. Bu iki malzeme ile bitkilerinizi çok kolay bir şekilde köklendirerek çoğaltabilirsiniz. Çoğaltmak istediğiniz bitkininin üzerinden seçeceğiniz bir veya tercihinize bağlı olarak iki adet boğumlu, çıkıntılı dalı 45 derecelik açı ille dikkatli bir şekilde kopardıktan sonra bir bardak suyun içerisine yerleştiriniz daha sonra yerleştirmiş olduğunuz bitki dalını direkt olarak güneş ışığı almayan aydınlık bir yerde bekletiniz. Bitkiniz 2 veya 3 hafta içerisinden tamamıyla köklenecektir tabi ki bu köklenme zamanı bitkinizin türüne yönelik olarak farklılık gösterebilir, ama çoğunlukla saptanan köklenme süresi 2 veya 3 hafta olarak belirlenmiştir. Suda köklenecek olan bitkinizin köklerinin tamamen oluştuğunu gördükten sonra toprağa ekebilirsiniz. Bu noktada suda köklendirme işleminin çok daha iyi ve çok daha hızlı sonuç vermesini istiyorsanız dikkat etmeniz gereken birkaç ipucu bulunmaktadır, suda köklendirecek olduğunuz bitkinin suyunun çeşme suyu değil içme suyu olması hatta mümkünse yağmur suyu olması oldukça önemli bir faktördür, çünkü çeşme suyu içerisinde yer alan kimyasal maddeler ve klor nedeni ile köklendirme işleminizin süresi uzayabilir, bir diğer ipucu ise bitkiyi köklendireceğiniz bardağın koyu tonlarda olmasıdır, koyu tonlara sahip olan bir bardak sayesinde bitkinizin kökleri tıpkı toprak altındaki karanlık bir ortama sahip olduğu için çok daha hızlı gelişmektedir, bu işlemi uygularken bitkinizin yapraklarının aydınlık ve ışık alan bir ortamda olması da oldukça önemli bir faktördür, Bitkinizin suyu bir zaman sonra buharlaşarak azalabilmektedir böyle zamanlarda bardakta veya kaptaki tüm suyu dökmek yerine üzerine su eklemeniz köklenme işleminin hızını artıracaktır. Suda köklendirme işlemine alternatif olarak toprakta köklendirme işlemi vardır. Toprakta köklendirme işlemine ilk olarak bir adet saksı ve bitki toprağı ile başlıyoruz bu iki ana maddeyi yan yana getirdikten sonra bitki dalını koparıyoruz, koparılan bitki dalını balçık haline getirdiğimiz toprağın içine dik duracak şekilde yerleştiriyoruz, bu noktada bitki dalının sap kısmındaki yaprakları temizliyoruz ve güneş ışığını derk olarak almayan aydınlık bir yerde 2-3 hafta kadar bir süre ile bekletiyoruz. Bu iki köklendirme işlemi ile bitkilerinizi çok rahat bir şekilde çoğaltabilirsiniz fakat bunlarla değil de tohum olarak çoğaltma işlemi gerçekleştirmek istiyorsanız Trendyol üzerinde yer alan tohum çeşitlerine ve tohum fiyatlarına göz atabilirsiniz.

BAHÇE BİTKİLERİ TOHUMLUĞU ÜRETİMİ VE KULLANIMINDA DEĞİŞİMLER VE YENİ ARAYIŞLAR Ahmet Balkaya1, İbrahim Duman2, Müfit Engiz3, Sıtkı Ermiş4, A. Naci Onus5, Muharrem Özcan1, Fisun Çelikel1, İbrahim Demir6, Dilek Kandemir7, Mehtap Özer8 ÖZET Ülkemizde çeşit geliştirme ve kaliteli tohumluk üretimi ile ilgili bilimsel temellere dayalı, geniş kapsamlı ilk çalışmalar Cumhuriyet Döneminde başlamıştır. Türkiye tohumluk üretimi açısından çok uygun özelliklere sahiptir. Son yıllarda hibrit çeşit üretimindeki gelişmeler, genetik mühendisliğindeki atılımlar ve moleküler teknikler kullanılarak yeni çeşitlerin seçimi ve tanımlanması ile tohumculuk sektöründeki yeni düzenlemeler ve bunların tohum üretimine yansıması tohumculuk sektörünü önemli bir rekabet ortamı haline getirmiştir. Bahçe bitkilerinde tohumlukların üretimi, otsu (sebze) ve odunsu (meyve, asma ve bazı süs bitkileri vb.) bitkilerde belirgin farklılıklar göstermektedir. Sebze tohum üretimi, hem tür zenginliği hem de buna bağlı farklı iklimsel gereksinim ve biyolojiye (döllenme, çiçek yapısı vs.) sahip olmaları nedeniyle daha fazla teknik bilgi ve deneyim gerektiren bir özellik taşımaktadır. Bahçe tarımında özellikle birim alandan yüksek verimin esas alındığı sebzecilikte, yüksek nitelikli özelliklere sahip kaliteli tohum kullanımı büyük bir önem taşımaktadır. Ayrıca örtüaltı sebze tarımında yüksek oranda hibrit tohum kullanımının olması, aşılı ve aşısız fide kullanımın son yıllarda belirgin düzeylerde artması, yüksek verim alınması ve sebze ihracat olanaklarının artması, sebzecilik tarımında tohumun daha fazla öne çıkmasına neden olmuştur. Ülkemizde son yıllarda tohum sektöründeki belirtilen bu gelişmelere bağlı olarak sebze tohum üretim miktarı artmaya başlamış ve 2013 yılında 1.576 ton’a ulaşmıştır. Süs bitkilerinde özellikle mevsimlik çiçekler ve bazı kesme çiçekler (şebboy, lisianthus, aslanağzı, Hüsnü Yusuf) ile mavi ladin gibi bazı dış mekân süs bitkilerinin üretimi tohumla yapılmaktadır. Üretimde kullanılan hibrit süs bitkisi tohumları yurt dışından ithal edilmektedir. Meyve türlerinde tohumla çoğaltma daha çok anaçların elde edilmesinde ve yeni çeşitlerin geliştirilmesinde kullanılmaktadır. Ticari meyve ve asma yetiştiriciliğinde ve çok yıllık süs bitkilerinin çoğaltılmasında tohum çok fazla kullanılan bir yöntem değildir. Çok yıllık bahçe bitkilerinin çoğaltılmasında daha çok vegetatif çoğaltma yöntemlerinden yararlanılmaktadır. Bu çalışmada ülkemiz bahçe bitkileri tohumluk potansiyeli, tohumluk üretim ve kullanımında karşılaşılan sorunlar ile çözüm yolları incelenmiştir. Ayrıca, gelecekte tohumluk kullanımında ortaya çıkacak olası değişmeler ve bunun getireceği yeni arayış ve yansımalar da ayrıntılı olarak ortaya konulmuştur. Anahtar Sözcükler: Bahçe Bitkileri, tohum, standart tohumluk kaydı, anaç, fide 1. GİRİŞ Tohumlar gıda zincirinin ilk halkasını, biyolojik ve kültürel çeşitliliğin ise yapısal göstergesini oluştururlar. Bitkisel üretim materyali olan tohum, ülkelerin tarım sektörleri için stratejik bir öneme sahiptir. Günümüzde tohum sadece tarımsal bir girdi değil aynı zamanda teknoloji kullanılarak elde edilen ve yüksek gelir getiren ekonomik değere sahip bir üründür (Balkaya, 2009). 1, Prof. Dr. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Samsun 2, Prof. Dr. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü İzmir 3, Dr. Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği Ankara 4, Dr. Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkez Müdürlüğü Ankara 5, Prof. Dr. Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Antalya 6, Prof. Dr. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Ankara 7, Yrd. Doç. Dr. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Samsun Meslek Yüksekokulu Samsun 8, Dr. Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Samsun Günümüzde artan nüfusun gıda gereksiniminin karşılanması ve gıda güvenliğinin sağlanmasında tohumculuk sektörü, önemli düzeyde yenilikler ve katkılar sağlamıştır. Artan nüfusun gıda ihtiyacının karşılanmasında en önemli strateji, tarımsal üretimde bitkisel özellikleri yönünden üstün özelliklere sahip nitelikli ve kaliteli tohumluk kullanımının artması ve teşvik edilmesi ile gerçekleştirilebilir (Balkaya, 2012). Bu amaçla, her üretilen tohumdan bir bitki geliştirilebilecek yapının sağlanması, optimum olmayan koşullara karşı dayanıklılık mekanizmasının geliştirilmesi ve verimin yüksek olması ile tohum kayıplarının minimuma indirilmesi hedeflenmelidir (Demir ve ark., 2010). Türkiye 28,5 milyon ton sebze ve 18,2 milyon ton meyve üretimiyle bahçe bitkileri yetiştiriciliği yönünden önemli bir ülke konumundadır (tuik.gov.tr., 2014). Bahçe bitkilerinde üretim; generatif bir materyal olan tohum yanında, vegetatif materyaller olan fide, fidan, yumru, çelik, soğan, stolon vb. dikim materyallerini de içeren tohumluk materyalleri sayesinde sağlanmaktadır. Bahçe bitkileri sektöründe küçük alanlarda, yüksek girdi ile ya da örtü altında yoğun bir emek ve maliyet kapsayan tarım kolu olarak yapılan sebze tarımında; meyvecilik, bağcılık ve süs bitkileri yetiştiriciliğine göre tohumla çoğaltma ve ekonomik anlamda tohum üretimiyle daha fazlasıyla bütünleşmiştir. Sebze tohum üretimi, hem tarım sektörü ve hem de bahçe bitkileri yetiştiriciliğinde en dinamik ve gelişmeye açık alanlardan birisini oluşturmaktadır. Bunun nedenleri; sebzelerin tür zenginliği yönünden önemli seviyede çeşitlilik göstermeleri, sebze ıslahı ve sebze tohumculuğunun teknik bilgi, uzmanlık ve deneyim gerektirmesi ve özel sektörün fazlasıyla aktif olduğu bir alan olması olarak sıralanabilir (Balkaya, 2012). Ayrıca hibrit çeşit ıslahının ve değişken amaçlı çeşitlerin en fazla olduğu sektör de sebze tohumculuk sektörüdür. Son yıllarda aşılı fide kullanımının artması, tohum üretiminde biyoteknolojik yöntemlerin kullanımının hızlanması, Türkiye’nin tarım ihracat potansiyelinin gittikçe artması vb. faktörler sonucunda ülkemizde sebze tohumculuğu artan bir ivme ile gelişme göstermektedir. Bu tebliğ, bahçe bitkileri tohumluk üretimimizin sebzecilik, süs bitkileri ve meyvecilik yönünden mevcut potansiyelinin belirlenmesi, sebze tohumculuk sektörünün SWOT analizi ile değerlendirilmesi, fide üretimi ve aşılı fide üretiminde gelişmelerin incelenmesi ile Bahçe Bitkilerinde tohumculuk alanında biyoteknolojinin kullanım olanakları ve ülkemizde bahçe bitkileri tohumluk üretiminde ortaya çıkan değişimlerin ve bu konudaki yeni arayışların ortaya konulabilmesi için hazırlanmıştır. 2. TÜRKİYE’DE BAHÇE BİTKİLERİ TÜRLERİNDE KAYITLI ÇEŞİT SAYILARI 2.1. Standart Tohumluk Kaydına Alınan Sebze Çeşitleri Sebze tohum üretiminde kalite ve kantite yönünden gerekli korumanın sağlanmasında ve kısa süre içerisinde çeşidin pazar payı bulabilmesi için süratli ve etkili bir sebze çeşit kayıt ve koruma sisteminin oluşturulmasının önemli bir rolü vardır. Ülkemizde farklı sebze türlerinde üretimi yapılan çeşit sayısı her geçen gün artış göstermektedir. Bugüne kadar 38 bitki türünde 4057 sebze çeşidi kayıt altına alınmıştır. Bunlardan 2574 sebze çeşidi Standart Tohumluk Kaydı (STK) listesinde yer almıştır (tarim.gov.tr., 2014; Çizelge 2.1.). En çok sayıda çeşit kaydının yapıldığı türler sırasıyla domates (640), hıyar (344), biber (329), marul (162), karpuz (144), karnabahar (120) ve kavundur (117). Dereotu, roka, rezene ve şalgam gibi sebze türlerinde ise yalnızca 2’şer çeşit kayıtlıdır. Sebze çeşitlerinin çok büyük kısmı özel tohumculuk kuruluşları tarafından kayıt altına alınmıştır. Kamu kuruluşları ve üniversiteler tarafından kayıt ettirilen çeşit sayısı özel sektöre göre oldukça düşüktür. Son yıllarda yılda ortalama 300 civarında sebze çeşidi kayıt altına alınmaktadır. Bunun en önemli nedenleri, tarımsal üretimde genişleyen ve hızla değişen pazar ve tüketici talepleri ile yurt içi ve yurt dışı özel bitki ıslah çalışmalarından kaynaklanan rekabetçi çeşit tedarik sistemidir (Öztürk ve ark., 2011). Çizelge 2.1. 2. Tescil Edilen ve Milli Çeşit Listesinde Yer Alan Meyve ve Asma Çeşitleri Modern meyve ve bağ yetiştiriciliğinde başarının ön koşulu, bağların ve meyve bahçelerinin sertifikalı, yani adına doğru, virüs ve benzerleri başta olmak üzere fidan üretim materyali ile taşınan hastalık ve zararlılar ile bulaşık olmayan sağlıklı kaliteli fidanlarla kurulmasıdır (Söylemezoğlu ve ark., 2010). Ülkemizde halen hem özel sektör ve hem de kamu kuruluşlarınca meyve ve asma çeşitleri ıslah edilerek tescilleri yaptırılmaktadır. 2014 yılı itibarıyla; toplam 1278 adet meyve ve asma çeşidi tescil ettirilmiş ve bunun 988 tanesi Milli Çeşit listesinde yer almıştır. Ülkemizde en fazla tescil ettirilen ve meyve çeşit listesinde yer alan meyve türleri sırasıyla zeytin (110), elma (69), şeftali (64), kayısı (57), nektarin (48) ve nardır (48) (Çizelge 2.2.). Çizelge 2.2. 2.). Ayrıca ülkemizde 34 meyve ve asma türüne ait toplam 204 meyve anacı da tescil edilmiştir. Bunların 14 tanesi özel sektör, 189 tanesi kamu ve 1 tanesi üniversite tarafından tescil edilmiştir. Meyve ve asma asma anaçları içerisinde en fazla tescil ettirilen türler sırasıyla avakado (22 adet), Amerikan asma anacı (21 adet), erik (18), ayva (16 adet) ve elmadır (13 adet) (tarim.gov.tr., 2014). 3. SEBZE TOHUM ÜRETİMİNİN MEVCUT DURUMU 3.1. Sebze Tohum Üretim Miktarı Sebze tohum üretimi, tarım sektörü içerisinde en dinamik ve gelişmeye açık alanlardan birisini oluşturmaktadır. Ülkemizde 1980’li yılların sonunda aktif olarak özel sektörün yer almasıyla birlikte, sebze tohum üretim miktarında da önemli düzeylerde artışlar sağlanmıştır. 2000-2013 yılları arasındaki döneme ait toplam sebze tohum üretim değerleri Şekil 3.1.’de verilmiştir. Bu değerler incelendiğinde 2000’li yılların başlarında 855 ton olan sebze tohum üretim miktarının 2012 yılında 2115 tona ulaştığı görülmektedir. 2013 yılında ise bu değer, kısmi olarak azalış göstermiş ve 1576 ton olarak gerçekleşmiştir (tarim.gov.tr., 2014). 2500 2087 2115 2000 1576 1412 1500 855 1000 500 0 2000 2004 2008 2012 2013 Şekil 3.1. Türkiye’de Sebze Tohum Üretimindeki Değişim (ton/yıl) 2013 yılında elde edilen sebze tohum üretim miktarının türlere göre dağılışları Çizelge 3.1.’de verilmiştir (BÜGEM, 2014). Toplam sebze tohum üretiminin büyük bir çoğunluğunu açıkta tozlanan çeşitler oluşturmaktadır. Fasulye, bezelye ve maydanoz en fazla tohum üretiminin yapıldığı açıkta tozlanan çeşitlerdir. Çizelge 3.1. 2013 Yılı İtibarıyla Türkiye’de Üretilen Sebze Tohumlarının Türlere göre Dağılımı Türler Miktar (kg) Türler Miktar (kg) Fasulye 829.199 Havuç 132.620 Maydanoz 31.520 Hıyar 21.859 Bezelye 108.461 Patlıcan 7.932 Soğan 107.100 Kabak 7.525 Biber 51.380 Bamya 3.924 Karpuz 9.627 Marul 17.527 Roka 17.840 Lahana 17.075 Bakla 21.275 Ispanak 41.805 Kavun 21.451 Pırasa 15.371 Domates 13.474 Diğer 95.520 Genel Toplam 1.575.753 Son yıllarda hibrit çeşitlerin pazardaki payı her geçen gün artmaktadır. Domates, biber, patlıcan, hıyar, kavun, karpuz ve kabak gibi yaygın yetiştirilen türlerde ıslah edilmiş çok sayıda yerli hibrit çeşidimiz mevcuttur. Ülkemizde 2011 yılında 10717 kg hibrit hıyar tohumu, 4461 kg hibrit kavun tohumu, 2840 kg hibrit karpuz tohumu, 2224 kg hibrit biber tohumu, 1993 kg hibrit domates tohumu ve 603 kg hibrit patlıcan tohumu üretilmiştir (Balkaya, 2012; Şekil 3.2.). 2. Ülkemizde Bazı Önemli Sebze Türlerinin Yıllara göre Hibrit Tohum Üretim Miktarlarının Değişimi (kg) Bununla birlikte, ıspanak ve soğan gibi türlerde ise yerli hibrit çeşidimiz bulunmamaktadır. Lahana, marul, karnabahar ve brokkoli türlerinde yerli ıslah çalışmaları yok denecek kadar azdır. Bunun nedenleri, belirtilen bu türlerde karlılık, verimlilik durumu, çeşit ıslah sürecinde harcanan emek ve yapılan masrafların diğer türlere göre ticari olarak geri dönüşümlerinin hızlı ve istenilen düzeylerde olmaması olarak sıralanabilir (Balkaya, 2012). 3.2. Sebze Tohum Üretiminde İthalat ve İhracat Miktarları Ülkemizde sebze tohum sektöründe uzun yıllardır tohum ithalatımız, tohum ihracatımızın oldukça üzerinde değerlerde seyretmiştir. Tohum ithalat miktarımız 2010-2012 yıllarında belirgin olarak azalış göstermiştir. 2013 yılında, sebze tohum üretim miktarındaki azalış nedeniyle tohum ithalat miktarı artış göstermiş ve 2862 ton olarak gerçekleşmiştir. Tohum ihracatımız ise 2010 ve 2011 yıllarında 2000 tonun üzerinde olmuş ve 2011 yılında en yüksek ihracat miktarına (2570 ton) ulaşmıştır (tuik.gov.tr., 2014; Şekil 3.3.). Ancak 2013 yılında, tohum üretim miktarının azalışına bağlı olarak sebze tohum ihracatı da belirgin düzeyde azalmış ve 479 ton olarak gerçekleşmiştir. Sebze tohum ihracat değerlerindeki artışa rağmen ülkemiz halen dünyada tohum ithal eden ülkeler arasında 8. sırada yer almaktadır ve 2013 yılı değerlerine göre sebze tohum ithalatı için 125,6 milyon dolar para ödenmiştir (trademap.org., 2014; Çizelge 3.2.). 2012 ve 2013 yılı için domates tohumluğu ithaline ödenen değer her bir yıl için yaklaşık 60 milyon doları bulmaktadır. Yıllar itibariyle değişiklik göstermekle birlikte domates tohumu için ödenen bu tutar toplam sebze tohumu ithalatının yaklaşık % 50’sini oluşturmaktadır (tuik.gov.tr., 2014; Çizelge 3.4). Türkiye, sebze tohum ihracatında dünyada 24. sırada yer almaktadır. Tohum ihracatından elde edilen gelir ise yaklaşık 14,5 milyon dolara ulaşmıştır (trademap.org., 2014; Çizelge 3.3.). Sebze tohumluğu ihracatında yıllara göre değişmekle birlikte kabak, soğan, hıyar, kavun, karpuz çeşitlerine ait tohumlar ön sıralarda yer almaktadır. Sebze tohum ihracatından elde edilen gelir ile tohum ithaline ödenen paraları birlikte değerlendirdiğimizde tohum ihracatımızın son yıllarda artış göstererek 13-14 milyon dolar gelire ulaştığı, buna karşın tohum ithalatında belirgin düşüşler olmasına rağmen ödenen paranın 120 milyon doların üzerinde olduğu görülmüştür. Bu durum, özellikle hibrit domates çeşitlerine ödenen yüksek ücretten kaynaklanmaktadır. ihracat ithalat 4992 5000 4000 3141 2862 3000 2570 2092 1975 1544 2000 1374 1000 406 479 0 2009 2010 2011 2012 2013 Şekil 3.3. Ülkemizde 2010-2013 Yılları Arasında İthal ve İhraç Edilen Sebze Tohumlarının Miktarı (ton/yıl) Çizelge 3.2. Ülkeler Bazında 2010-2013 Yılları Arasında Sebze Tohumlarında İthalatın Parasal Değeri (1000 Dolar) Sıra No İthalatçı Ülkeler 2010 2011 2012 2013 1. Hollanda 301.491 329.265 372.505 403.372 2. Amerika 280.721 317.921 369.742 368.019 3. Meksika 200.824 215.210 220.936 230.774 4. İspanya 153.466 191.893 197.792 211.484 5. İtalya 160.753 176.754 170.462 188.511 6. Fransa 116.095 149.939 137.803 151.021 7. Japonya 86.850 94.709 113.261 126.276 8. Türkiye 107.289 112.341 131.922 125.630 9. Çin 106.285 113.977 111.123 125.372 10. Almanya 80.321 96.564 90.241 84.180 TOPLAM Dünya 3.019.573 3.367.369 3.401.460 3.627.495 Çizelge 3.3. Ülkeler Bazında 2010-2013 Yılları Arasında Sebze Tohumlarında İhracatın Parasal Değeri (1000 Dolar) Sıra No İhracatçı Ülkeler 2010 2011 2012 2013 1. Hollanda 1.015.455 1.149.945 1.251.962 1.294.173 2. Amerika 485.212 507.762 529.854 550.100 3. Fransa 298.723 366.172 349.011 404.300 4. Şili 104.206 131.337 150.203 151.204 5. Çin 74.111 105.125 158.832 146.492 6. İtalya 107.738 117.882 117.057 122.367 7. İsrail 106.763 117.084 105.813 105.776 8. Peru 13.106 20.817 37.573 93.779 9. Japonya 98.775 111.191 91.575 92.873 24. Türkiye 16.171 21.080 14.869 14.447 TOPLAM Dünya 2.901.283 3.342.618 3.461.045 3.697.863 Çizelge 3.4. Ülkemizde 2010-2013 Yılları Arasında Sebze Tohumlarının Türlere göre İthalat ve İhracat Değerleri (Dolar) 2010 2011 2012 2013 Türler İhracat İthalat İhracat İthalat İhracat İthalat İhracat İthalat Kabak 5.667.508 12.238.623 5.214.203 8.621.175 3.009.043 10.470.231 2.212.792 13.908.250 Domates 2.365.841 49.527.159 4.349.497 52.096.175 2.411.971 59.656.688 2.729.334 59.076.820 Biber 588.852 5.814.234 620.134 8.458.900 418.910 10.022.297 1.100.631 8.923.951 Patlıcan 958.811 2.644.456 2.030.240 3.152.645 1.962.590 5.116.166 1.542.899 5.495.789 Hıyar 1.948.799 12.214.952 2.619.181 13.695.884 2.450.018 15.990.694 2.661.168 11.705.508 Karpuz* 361.692 7.034.795 624.278 6.025.305 2.361.988 9.392.236 2.038.768 6.581.640 Kavun* 2.510.056 1.823.300 1.784.870 1.743.101 Soğan 1.317.687 1.712.945 2.712.722 1.485.690 1.440.158 2.706.491 1.709.545 376.126 Ispanak 1.690 5.194.911 13.218 4.607.986 22.519 3.421.191 21.711 4.357.131 Havuç 104.008 3.401.731 96.010 4.307.270 25.923 4.479.523 20.527 5.111.516 Maydanoz 25.398 96.981 54.248 176.499 122.004 308.771 4.424 172.339 Marul 45.822 1.729.587 206.070 2.233.654 13.778 2.473.887 12.370 3.613.309 Turp 32.509 273.490 35.706 225.202 36.679 349.666 29.781 272.321 Diğer 242.863 3.582.672 720.066 5.512.298 594.209 7.534.884 363.614 6.036.299 Toplam 16.171.536 107.289.836 21.080.443 112.341.784 14.869.790 131.922.725 14.447.564 125.630.999 *2012 yılından önce kavun ve karpuz tohumu ayrı GTİP no.ları ile kaydediliyordu. 3.3. Organik Sebze Tohum Üretim Potansiyeli Konvansiyonel sebzecilikte olduğu gibi organik sebzecilik faaliyetlerinde de üretime genelde tohum ile başlanmaktadır. Organik sebzecilikte üretime “organik tohum” ile başlanması arzu edilmektedir. 01.12.2004 tarih ve 5262 sayılı Organik Tarım Kanunu, 27676 sayı ve 18.08.2010 tarihli “Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik” Madde 10-a. bendinde, organik tarımsal çoğaltım materyallerinin özellikleri tanımlanırken, “Tohum; genetik olarak yapısı değiştirilmemiş, döllenmiş hücre çekirdeği içindeki DNA dizilimine dışarıdan müdahale edilmemiş, sentetik pestisitler, radyasyon veya mikrodalga ile muamele görmemiş, biyolojik özellikte ve bu yönetmelik hükümlerine uygun olarak üretilmiş olmalıdır” şeklinde tanımlanmaktadır. Aynı maddenin “b” bendinde de, “kullanılacak tohum ve fide, fidan, anaç, misel, çelik, yumru gibi çoğaltım materyali organik tarım metoduyla üretilmiş olmalıdır (Anonim, 2005) ifadesi bulunmaktadır. Avrupa Birliği’nin 834/2007 sayılı yönetmeliğinde ve ülkemizde geçerli yasal düzenlemelerde, organik üretimde “Organik Tohum” kullanılması zorunluluğu ifade edilmektedir. Ancak birçok dünya ve Avrupa ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de “Organik Tohum Üretimi” henüz talebin çok altında olduğu için organik tohum kullanma zorunluluğu her geçen gün ertelenmektedir. Ülkemiz ve birçok ülkede organik tohum talebinin karşılanamaması nedeniyle konvansiyonel olarak üretilen ancak “kimyasal tarım ilacı ya da benzeri uygulamalar görmemiş” tohumların kullanımına kontrol- sertifikasyon kuruluşlarının onayı ile izin verilmektedir. Ancak Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere artık başlangıç materyalinin de organik tarım koşullarında üretilmiş çoğaltım materyalleri olması gerekliliği aranmaktadır. Bu nedenle, her ülkenin alt yapısını bu yönde tamamlamasının gerekliliği vurgulanmaktadır (Anonim, 2005). Türkiye’de organik sebze tohumculuğunu hem organik sertifikasyona uygun hem de tohum üretimi sertifikasyonuna uygun olarak günümüzde sadece bir kamu kuruluşu (Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü) yapmaktadır. Bu konuda faaliyet gösteren bir özel kuruluşun da yurt dışından organik tohum ithalatı (özellikle hibrit sebze tür ve çeşit tohumları) yaparak yurt içinde pazarladığı bilinmektedir. Bu nedenledir ki günümüzde organik sebze üretimi yapan üretici ya da kurumlar organik tohum temininde önemli sorunlar yaşamaktadırlar. Bu üretici ya da kurumlar üretimde kullanacakları tohumları, organik sebze tohumu üretimi yapan bu iki kurumdan ya da kendi üretim sahalarında tohum üretimine bıraktıkları parsellerden temin etmektedirler. Ancak kendi organik üretim sahalarından sağlanan tohum üretim bilgisinin organik sertifikasyon kuruluşuna bildirilme zorunluluğu vardır. Buna paralel olarak da organik sebze üretimindeki tohum talebine bağlı olarak ülkemizde organik tohum üretecek kamu yada özel kuruluşların sayısında artış beklenmektedir. Günümüzde bazı özel sektör tohumculuk kuruluşlarının alt yapılarını oluşturmaya başladıkları bilgisi de mevcuttur. Organik sebze tarımında hem açık tozlanan (standart) hem de melez (F 1 hibrit) çeşit tohumları kullanılabilmektedir. Günümüzde tüketicilerin açık tozlanan eski yerel çeşitlere özel talep göstermesi kaybolmakta olan bu çeşitlerin tekrar üretim planına alınmasını sağlamıştır. Ancak yerel ya da açık tozlanan çeşitleri olmayan brokkoli gibi türlerde ise hibrit çeşitlerin kullanılması kaçınılmaz olmaktadır. Organik üretim sertifika koşullarını yerine getirilerek üretilmiş F1 hibrit tür çeşitlerine ait tohumların da organik sebze üretiminde kullanılması mümkündür (Erkan ve Duman, 2002). Ülkemizde organik sebze tohumu üretimine alt yapı hazırlamak üzere ilk çalışmalar Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü’nde 2005 yılında başlatılmıştır. Bugüne kadar yapılan çalışmalar ile organik tarım koşullarında 7 farklı sebze türüne (domates, biber, patlıcan, bamya, pırasa, ıspanak ve Lahana) ait 11 çeşitte “organik sertifikalı tohum” üretimi gerçekleştirilerek özel tohum firmaları, organik sebze üreticileri ve araştırmacıların kullanımına sunulduğu bildirilmiştir (Sönmez ve Beşirli, 2010). Organik sebze üretimi yapan üreticilerin yukarıda belirtilen tür ve çeşit tohumlarını bu kurumdan sağlamaları mümkündür. Organik sertifikaya sahip tohum temin edilememesi halinde, konvansiyonel üretilmiş ancak herhangi bir kimyasal muamele görmemiş yani “ilaçlanmamış tohum” kullanımı da mümkündür. Ancak üreticilerin bu konuda dikkat etmesi gereken konu, üretimde kullanacakları tohumların siparişini bir yıl önceden üretici kurum ile anlaşması gerekmektedir. Aksi halde konvansiyonel tohum üreticisi kurum ürettiği tohumların tamamında ilaç uygulaması yaparak pazarlama yapmaktadır. Organik sebze tohumu üretimi, ülkemizde ve dünyada genelde yavaş gelişmekte olup organik tohumuna ulaşılabilen tür sayısı yukarıda sayılanlar ile sınırlı kalmaktadır. Çünkü organik tohum, organik sertifikalı alanda çift sertifikalı (üretim sertifikası+organik sertifika) üretilir, izin verilen organik uygulamalarla da tohum ayırma ve kurutma işlemi yapılır ve organik sertifika ile pazarlama yapılır (Bonina ve Cantliffe, 2004; Beşirli ve ark.,2006). Günümüzde çoğu organik sebze üreticisi kendi tohumunu kendi organik üretim koşullarında ama sadece açık tozlanan çeşitlerde olmak kaydıyla üretmeyi tercih etmektedir. Çünkü organik sertifikalı tohuma ulaşma zorluğu, konvansiyonel tohum ile karşılaştırıldığında genelde aşırı yüksek birim fiyat uygulaması üreticilerin bu yöntemi tercih etmelerine neden olmaktadır. Ancak üreticilerin özellikle tohum üretimi konusunda yeterli bilgi sahibi olmamaları, özellikle de gereken yabancı tozlaşma önlemlerini almamaları nedeniyle çeşidin genetik safiyeti konusunda önemli sorunlar yaşadıkları bilinmektedir. Örneğin üreticilerin yeterli organik tohum bulabilme endişesi, diğer bazı kalite özelliklerinin (genetik safiyet, fiziksel safiyet, çimlenme ve çıkış gücü, tohum gücü, hastalık ve zararlılardan temizlik vs) ikinci plana atılmasına neden olmaktadır. Buna karşılık günümüzde brokkoli, lahana, karnabahar, ıspanak ve hıyar gibi çeşitlerde genelde hibrit çeşitlerin tercih edildiği görülmektedir. Bu çeşitlerin tohumları da yurt dışından organik sertifikalı ithal edilmektedir (Balkaya ve Aslan 2013). Günümüzde organik tohum talebinde önemli oranlarda artış vardır. Bu artış nedeniyle, çoğu tohum üreticisi ülke bu ihtiyaca yönelik standartlar oluşturmak, tohum üretim koşullarını belirlemek ve ıslah çalışmalarında organik çeşit geliştirme çabalarını hızlandırma yönünde büyük çabalar ve yatırımlar yapmaya başlamışlardır. Hollanda, İsrail, Fransa ve Amerika Birleşik devletleri gibi gelişmiş ülkelerde özel tohum kuruluşlarının organik tohum üretimi ve pazarlaması konularındaki başarıları uyguladıkları bu çabaları sonucudur. Sonuç olarak, özellikle son yıllarda artan organik sebze tüketici talebi ile birlikte üreticilerin organik sebze üretim alanı ve üretim miktarında önemli oranlarda artış olmuştur. Bu artış oranı ile birlikte ülkemiz sebzecilik faaliyetleri arasında önemli gelişmeler saptanmıştır. Organik sebzelerin yurt içi ve yurt dışından gelecek talebini artırmak için ülkemizde bu konuda yapılacak ıslah ve tohum üretimi çalışmalarına ihtiyaç vardır. Özel tohum kuruluşlarınca üreticilerin ihtiyacını karşılayacak oranda ve türler bazında organik tohum üretim çalışmalarına hız verilmelidir. Bu konuda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca verilecek teşviklere ya da desteklere ihtiyaç olduğu aşikardır. Ayrıca organik üretimde organik tohum kullanma zorunluluğunun da artık ertelenmemesinin etkili olabileceği düşünülmektedir. Çünkü “organik tohum kullanma zorunluluğunun” sürekli bir sonraki üretim yılına ertelenmesi sektörün halen bu konuda girişim ve yatırım yapmasını da engellemektedir. Diğer yandan bugün için “organik sertifikalı” tohum kullanma zorunluluğu olmamasına karşılık, organik üreticilerin ilk tercihi organik koşullarda üretilmiş tohum olmaktadır. Gelecekte sertifika zorunluluğunun kaçınılmaz olacağı dikkate alındığında bu konudaki çalışmalara zaman geçirmeden başlanılması yararlı olacaktır. 3.4. Sebze Tohumculuk Sektörünün SWOT Analizi ile Değerlendirilmesi 3.4.1. Türkiye Sebze Tohumculuk Sektörünün Güçlü Yönleri a. Zengin bir genetik çeşitlilik: Yurdumuz bu açıdan değerlendirildiğinde, ıslahçılara yabani ve kültür formları yönünden çok büyük olanaklar sunmaktadır (Şehirali, 1997). b. Uygun ekoloji: Türkiye tohumluk üretimi açısından da çok uygun özelliklere sahiptir. Sıcaklık, ışıklanma süresi, ışık şiddeti, yağış ve oransal nem gibi pek çok iklim parametreleri ve sahip olduğu böcek popülasyonu yönünden değerlendirildiğinde yurdumuz, dünyanın en önde gelen tohumluk üretim merkezi olmaya aday bir ülkedir. c. Etkili bir özel sektör: Sebze tohumculuğunun en temel özelliklerinden biri de özel teşebbüsün fazlasıyla aktif olduğu alan olmasıdır (Demir ve ark., 2010). Bazı ulusal firmalarımız son yıllarda dünya tohum piyasasında önemli başarılar kazanmaya başlamıştır. Dış pazarlara açılma sonucunda birçok ülkeye sebze tohum ihracatı yapmaya başlanmıştır. d. Ar-Ge’de deneyim: Günümüzde sektörde çalışan ve sebze tohumculuğu ile uğraşan özel tohum firmalarının sayıları yüzü geçmiş durumdadır. Sayıca artışın yanında, firmaların nitelikleri de gelişmiş ve yalnızca üretim ve ticaret yapmanın ötesinde araştırma yapar duruma da gelmişlerdir. e. Kamu Üniversite Özel Sektör işbirliği örnekleri: TÜBİTAK tarafından özel sektöre sağlanan araştırma teşvikleri (TEYDEP) ve destekleri her geçen gün artmaktadır. Ayrıca Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından, bazı üniversitelerimizin katkısı ve birçok özel firmanın katılımı ile yürütülen ve 2004 yılında başlanan DPT tarafından desteklenen “Türkiye F1 Hibrit Sebze Çeşitlerinin Geliştirilmesi ve Tohumluk Üretiminde Kamu-Özel Sektör İşbirliği” projesi başlatılmıştır. Projenin ilk dilimi 2008 yılında tamamlanmış olup, ilk sonuçlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Proje kapsamında domates, biber, patlıcan, hıyar ve kavun türlerinde yarı yol ıslah materyalleri geliştirilmiş ve özel sektör firmalarının hizmetine sunulmuştur. f. Kamu ve üniversitelerde araştırma altyapısı varlığı: Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına bağlı Araştırma Enstitütüleri ile bazı Ziraat Fakülteleri, ülke tarımının ihtiyaç duyduğu yeni bitki çeşitlerinin geliştirilmesi amacıyla önemli bir alt yapı imkanına sahiptir. Bu alt yapı ile sebze tohumculuk alanında geçmişten günümüze kadar birçok sayıda araştırma projesi yürütülmüştür. g. Sebze üreticilerinin yeniliklere açık olması: Sebze üreticileri tohumculuk sektöründeki gelişmeleri yakından takip etmekte ve mevcut yenilikleri uygulayarak yüksek gelir elde etmektedirler. h. Avantajlı coğrafi konum: Ülkemiz Avrupa, Ortadoğu, Asya ve Türk Cumhuriyetleri’ne yakın bir konumdadır. Sebze tüketim zevklerimizin Ortadoğu ülkelerindeki halkların zevkleri ile benzerlik göstermesi geliştirilecek yerli sebze çeşitleri hem ürün olarak, hem de bu çeşitlere ait tohumluklar, komşu ülkeler başta olmak üzere önemli dışsatım potansiyeline sahip olabilecektir (Gençtan ve ark., 2005; Demir ve ark., 2010). ı. Uluslararası ilişkiler: Türkiye sebze tohumculuğunda olduğu gibi, tohumculuk endüstrisinin tümünde uluslararası ilişkiler son 15- 20 yıl esnasında hızlı bir şekilde gelişmiştir. Bu bağlamda, uluslararası arenada ıslahçı haklarının korunması, çeşit transferinin hızlandırılması, tohumlukların etkili ve dengeli bir şekilde kontrol ve sertifikasyonu, tohumluk ve çoğaltım materyallerinin nihai kalitesinin yükseltilmesi, tohumlukların ve bitki çoğaltım materyallerinin uluslararası hareketinin kolaylaştırılması bu hususta özelikle ekonomik ürün kayıplarının ve doğal çevrenin korunmasının sağlanması ve en önemlisi de uluslararası tohumluk ticaretinin teşvik edilmesi amacıyla tohumculuk ve bitki çoğaltım materyali endüstrilerini hedef alan bir dizi uluslararası organizasyonlar ile (ISTA, OECD, UPOV, ve ISF gibi) işbirliği içerisindedir (Demir ve ark., 2010). Ülkemiz ayrıca Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) ve Türkiye Tohumculuk Endüstrisi (TÜRKTED) üzerinden dünya mesleki organizasyonları ile de yeni bağlantılar kurmaktadır. 3.4.2. Türkiye Sebze Tohumculuk Sektörünün Zayıf Yönleri a. Özel sektöre ait tarımsal araştırma kuruluşlarının çok az bir kısmının, çeşit ıslahı ve geliştirme konusunda yeterli bilgi ve araştırıcıya sahip olmaları: Halen ülkemizdeki firmaların % 30’unda araştırma faaliyeti ve % 30’unda ıslah çalışmaları yürütülmektedir. Tohumculuk alanında yetişmiş kalifiye elemanların sektöre kazandırılabilmesi için özel sektör ile kamunun (Bakanlık ve Üniversite) ortak hareket ederek bu konuya destek olması gereklidir. Islahçı ve biyoteknolog eğitimleri artırılmalıdır. Ayrıca tohum firmalarının dünya ile rekabet edebilmesi için ıslah programlarını destekleyecek güçlü bir biyoteknoloji alt yapısına da sahip olmaları gereklidir. b. Ulusal firmaların çok sayıda fakat küçük olması, araştırmaya ayıracak mali güçlerinin azlığı: TSÜAB verilerine göre sayıları altı yüzün üzerinde tohumculukla ilgili faaliyet gösteren tohum firmaları mevcuttur. Bunların büyük kısmı da küçük ölçekli işletmelerden oluşmaktadır. c. Sebze tohumluk üretim bölgelerinin oluşturulamaması: Yurt içi tohumluk üretimini olumsuz etkileyen bir diğer faktör ise ülkemizde organize tohumluk üretim bölgelerinin belirlenememesidir. d. Sebze tohumlarının ticaretinde piyasa kontrol ve denetimlerinin yetersiz oluşu: Tohum ticaretinde etkili bir kontrol ve denetim sistemi oluşturularak kayıt dışı kaçak tohum satışına neden olan kişi ve kuruluşlarla mücadele edecek sistem hayata geçirilmelidir. Bu konuda yetkilerin tohum alt birliklerine devredilmesi ile piyasa denetimi daha kontrollü ve düzenli olarak gerçekleştirilebilecektir. Bakanlığın ise kuralları belirleyici ve denetleyici bir birim olarak yer alması sağlanmalıdır. e. Türkiye’de işgücü, arazi kirası ve enerji gibi sebze tohumu üretimi için gerekli tarımsal girdilerin pahalı olması: Tohum firmalarının dünya ile rekabet edebilmesi için ve yurt dışında da tohum üretebilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Sebze tohumculuk faaliyetinde bulunan firmaların ihtiyaç duyduğu arazi ve sera temininde alt yapı desteği sağlanmalıdır. f. Sebze tohumları için kamu desteğinde yetersizlik: Tarla bitkileri tohum üretiminde devlet tarafından belirli oranlarda destek verilmektedir. Sebze tohum üretimi de tarla bitkilerinde olduğu gibi destek kapsamına alınmalıdır. g. Tohum gen bankasının kullanımının sınırlı olması: Ülkemizdeki tohum gen bankalarının çok sayıda genetik kaynağa sahip olmalarına rağmen, büyük bir kısmının karakterizasyonları yapılmamıştır. Bunların tamamlanarak tohum gen bankalarının işlevsellik kazandırılması ve özel sektörün daha fazla kullanım imkânına sahip olması büyük bir önem taşımaktadır. h. Bürokrasi engelleri: Sebze tohumu ihracatında ve ithalatında bazı hastalıklarla ilgili istenen testlerin uzun sürmesi ve testler için istenen ücretlerin fazla olması tohum ithali ve ihracatında gecikmelere neden olmaktadır. Bu nedenle karantina uygulamalarında resmi işlem aşamalarının ve sürelerinin azaltılması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. ı. Tohum teknoloji merkezleri ve tohum teknoparklarının geliştirilmesi: Ülkemizde tohumculuk sektörü ile üniversitelerin birlikteliği konusunda çok fazla örnek bulunmamaktadır. Üniversiteler ve özel sektör tarafından oluşturulacak kapsamlı bir işbirliği sonucunda tohumculuk alanında sektörün sorunlarına çözümler getirecek ve gelecek için stratejiler oluşturabilecek tohum teknoloji merkezlerinin ve tohum teknoparklarının kurulması önemlidir. Ayrıca özel sektör tarafından, üniversitelerde tohumculuk konusunda yapılacak doktora ve yüksek lisans tezlerini yürüten araştırmacılar teşvik edilmeli ve bu çalışmalar desteklenmelidir. 3.4.3. Türkiye Sebze Tohumculuğunun Gelişmesi için Fırsatlar a. Sebze tohumluğu üretimi için gerekli izolasyona sahip, yeteri kadar genişlikte, güvenilir araziler bulmak oldukça zordur. Tohum üretimi için şirketlerin, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) arazilerinden uygun koşullarda yararlandırılması sektör için önemli bir fırsat olabilir. b. Ülkemizin ekolojik koşullarının yurt dışında aranan kalitede bitkisel ürün üretimine çok geniş imkanlar sağlaması, özellikle sebze tohumu tedarikinde tohumculara daha önemli fırsatlar sunmaktadır. c. Tohum sanayicilerine karşı daha az bürokratik işlem ve yöntemlerin uygulanmasıyla sadece ülkemizde değil yurt dışındaki bitki gen bankaları da rasyonel gen kaynağı seçimleri sayesinde ıslah ve çeşit geliştirme için en önemli kaynaklar haline gelebilir. d. Muhtelif işletme büyüklüklerinde sebze üretimi yapan Türk çiftçisi, yüksek niteliklere sahip tohumlukların değerini tamamıyla anlamıştır ve bunları girdi olarak kullanmaktan vazgeçmeye de niyetli görünmemektedir. Bu bağlamda, tohumcularımızın bu pazar trendini en iyi biçimde değerlendirmeleri geleceğe dönük birçok fırsatı da beraberinde getirecektir. e. Çeşitli bölgelerdeki üniversite bünyelerinde kurulmaya başlanan “teknokentler - teknoparklar”da uygulanan destekleme programlarına tohumculuk faaliyetlerinin de dahil edilmesi söz konusudur. Bu çabaların sektöre daha iyi tanıtılarak cazip hale getirilmesi, tohum sanayicilerinin bu teknoloji geliştirme bölgelerine yönlendirilmesini sağlayabilir. f. T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ve Tarım Kredi Kooperatiflerince Tarımsal Üretime Dair Düşük Faizli Yatırım ve İşletme Kredisi Kullandırılmasına İlişkin düzenlemeler çerçevesinde 2004 yılında sertifikalı tohum kullanan çiftçilere yönelik uygulanmaya başlayan, 2009’dan itibaren de sertifikalı tohumluk üreten işletmeler için düşük faizli ya da faizsiz kredi kullanımı önemli bir fırsattır. Ancak, Ziraat Bankasının sağladığı düşük ya da sıfır faizli kredi kullanımında, tohum sanayicileri ve tohum üreticilerinin çiftçilerle aynı kapsamda değerlendirilmemesi ve Bankanın iç mevzuatından kaynaklanan sorunların giderilerek krediden yararlanma koşullarının kolaylaştırılması gereklidir. 3.4.4. Türkiye Sebze Tohumculuğunu Sınırlandıran Tehditler a. Küresel ölçekte çalışan sebze tohumu şirketleri, biyoteknolojinin neredeyse tüm nimetlerinden faydalanarak ıslah ve çeşit geliştirmede çok hızlı sonuçlar alabilmektedir. Bu da yerli şirketlerin tohum sektöründe rekabet şansını azaltmaktadır. b. Sebze tohumlarında KDV oranı, % 8 olarak uygulanmaktadır. Sebze fidelerinde; üretici sipariş verirse KDV % 8, tohumu kendi alıp fideyi yetiştirse KDV % 18 olarak uygulanmaktadır. Tarla bitkileri ve yem bitkileri tohumlarında ise KDV oranı % 1’dir. Tohumlarda ve fidelerde farklı şekil ve oranlarda uygulanan KDV oranları vardır. Diğer tohumlarda olduğu gibi sebze tohumlarında ve sebze fidelerinde KDV oranı % 1’e indirilmelidir. c. Genlerin patentlenmesine devam edilmesi endişe vericidir. Zira önümüzdeki dönemde herhangi bir gen kullanılarak başka bir çeşit geliştirme çalışması mümkün olamayacaktır. Patentler “zenginler/büyükler/devler” arasında paylaşılacaktır. d. Global tohum firmaları, tohumlarını kendi kontrollerinde dünyadaki ucuz işgücü olan ülkelerde ürettirerek sağlık sertifikalarıyla ülkelerine getirip buradan tüm dünyaya re-export sertifikaları ile satmaktadırlar. Oysa ülkemizde Bitki Pasaport Yönetmeliği uygulamalarıyla sebze tohumculuğunda, üretimden önce tarla-sera beyannameleri ve arazi kontrol sistemleri getiren bu sistemin dünyada başka bir örneği yoktur. Söz konusu yönetmeliğin sebze tohumculuğunu ilgilendiren bölümleri acilen gözden geçirilmelidir. e. Tohum firmaları için şirket boyutu/büyüklüğü gelecekte daha da önemli olacaktır. Dünyada özel sektör birleşmeye (konsolidasyona) devam edecektir. Ülkemizdeki tohum firmalarının da bundan etkilenmesi söz konusudur. 4. FİDE ÜRETİMİ VE AŞILI FİDE ÜRETİMİNDEKİ GELİŞMELER Ülkemizde sebze tarımında 1990’lı yılların ortasına kadar fide üretimi, çoğunlukla sebze üreticileri tarafından kendi olanakları ölçüsünde gerçekleştirilmiştir. Ülkemizde 2000’li yılların başından itibaren fidecilik konusunda önemli derecede ilerlemeler sağlanmıştır. Hazır fide üretimi, Türkiye’de son yıllarda önemli gelişmelerin olduğu sektörlerden birisini oluşturmuştur. Ülkemizde hazır fide üreten işletmeler modern tesislerde gelişmiş teknolojilerle, sağlıklı, virüssüz, el değmeden fide üretmektedirler. Her geçen yıl yüksek verim ve kaliteli ürün sağlayan bu fideleri kullanan üretici sayısı hızla artmaktadır. Örtüaltı sebze yetiştiriciliğinde hazır fide kullanım oranı % 100’e ulaşmıştır. Açıkta sebze yetiştiriciliğinde ise bu oran yaklaşık % 70'tir (Yelboğa,2014). Tarımın değişik kollarında faaliyet gösteren birçok yerli ve yabancı firma, yatırımları, fidecilik sektörünün gelişmesine önemli katkılar sağlamıştır. Üreticilerin hazır fide kullanımı yönündeki isteklerinin her geçen yıl daha da artması, mevcut işletmelerin kapasitelerini artırmalarına yol açtığı gibi, fide üreten yeni şirketlerin kurulmasını da özendirmiştir. Son yıllarda örtüaltı ve tarla sebzeciliğinde hazır fide kullanımı hızla arttığından değişik illerde modern yöntemlerle fide üretimi yapan büyük kapasiteli birçok tesis kurulmuştur. Hazır fide üreten firmaların artışı bu sektörü, ülkemizde istihdamı da artıran önemli bir sektör haline getirmiştir. 2006 yılında 5553 sayılı tohumculuk kanunun yürürlüğe girmesi ile birlikte sebze, çilek ve aromatik fide üreticilerini bir araya getiren Türkiye Fide Üreticileri Birliği (Fidebirlik), 2008 yılında 41 üye ile kurulmuştur. 2014 yılında üye sayısı 86’ya ulaşmıştır. Türkiye Fide Üreticileri Birliği (Fidebirlik) 2012 yılı kayıtlarına göre, ülkemizde 100 fide işletmesinde 1350 dekar alanda 3.2 milyar civarında fide üretilir hale gelmiştir (Çizelge 4.1). Fide üretimi yapan işletmelere ait tesislerin 43’ü Antalya, 11’i İzmir ve 8’i de Mersin illerinde kurulmuştur. Ülkemiz hazır fide üretiminin yaklaşık % 60’ı, Antalya’daki fide tesislerinde üretilmektedir. Ülkemizde üretilen sebze fidelerinin türlere göre paylarını incelediğimizde; domates % 41.2 oranı ile ilk sırada yer almakta, bunu % 13.5 ile marul, % 10.5 ile lahanagilller, % 10.4 ile biber ve % 5 ile hıyar fidesi üretimi izlemektedir (Yelboğa, 2014). Çizelge 4.1. Türkiye Fide Sektöründeki Gelişmeler Yıllar Fide İşletme Sayısı Alan (da) Üretim Miktarı (adet) 1996 3 30 30.000.000 2000 14 220 150.000.000 2004 42 560 1.000.000.000 2010 80 1262 2.600.000.000 2012 100 1350 3.200.000.000 Ülkemizde son yıllarda çok hızlı bir büyüme ve gelişme gösteren fide sektörünün sorunları aşağıda maddeler halinde sıralanmıştır (Yelboğa, 2014). a. Fide sektörünün önde gelen sorunlarından biri tohumdan kaynaklanan sorunlardır. Tohum kökenli bazı hastalıklar nedeniyle çiftçi ile fide işletmeleri arasında zaman zaman hukuki davalar meydana gelmektedir. Fide işletmelerinde görülen bu tür hastalıkları teşhis edebilecek akredite hastalıkları tanı laboratuarının olmayışı, fide sektörünü zor durumda bırakmaktadır. b. Tohumlarda minimum çimlenme oranları ile kademeli çimlenmeden kaynaklanan sorunlar, zaman zaman fide üreticilerini sıkıntıya sokmaktadır. c.Fide işletmeleri bir sanayi kuruluşu olarak kabul edilmemekte ve bu nedenle de kobi kapsamına alınmamaktadır. Bu nedenle fide sektörü, kobilere sağlanan desteklerden yararlanamamaktadır. d. Fide işletmeleri, kullandığı elektrik enerjisini pahalı tarifeden almaktadır. Bu durum fide üretim maliyetini artırmaktadır. Sanayiye sağlanan ucuz enerji avantajının fide işletmelerine de sağlanması yararlı olacaktır. e. Gelir idaresi tarafından sektörün ürettiği fidelere % 8-18 arasında KDV uygulanmaktadır. Fide sektörünün beklentisi KDV oranın indirilerek gerek tohum ve gerekse fidede tek bir KDV uygulamasına geçilmesidir. Fide sektörü, 150 milyon doların üzerinde değere sahip modern alt yapısı ve 200 milyon doların üzerinde ciroya sahip hazır fide işletmeleri ile hızla gelişen bir sektör durumundadır. Etkin bir tarımsal yayım çalışması ve bu işletmelere engel teşkil eden bir takım sorunların ortadan kalkmasıyla sebze yetiştiriciliğinde hazır fide kullanımı artacak ve bu konuda yapılacak olan her türlü yatırım yüksek kazançlarla ülke tarımına geri dönecektir. Aşılama, bitkisel üretimde yaygın olarak kullanılan bir vegetatif çoğaltma tekniğidir. Aşı çoğaltım tekniği, her ne kadar meyvecilikle özdeşleştirilmiş olsa da günümüzde sebze üretiminde de yoğun olarak kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzde sebzelerde; toprak kökenli hastalık ve zararlıları kontrol etmek, abiyotik stres koşullarına dayanıklılık ve verim artışı amacıyla aşılı fide kullanılmaktadır. Ürün rotasyonu, hastalıktan ari tohum, fide, ortam, alet ve ekipmanların kullanılması gibi kültürel mücadele haricinde sebzelerde birçok hastalığa karşı en etkili, pratik ve ekonomik kontrol metodunun, dayanıklı çeşitlerin geliştirilmesi ya da aşılı fide kullanılması olduğu birçok literatürde bildirilmektedir (Balkaya, 2012; Karaağaç, 2013; Yıldız ve ark., 2013). Ülkemizde son yıllarda kullanılan teknolojiler sayesinde, fidecilik sektöründe aşılı fide yetiştiriciliği olanaklı hale gelmiştir. Aşılı fide üretiminde ilk yıllarda ağırlıklı olarak domates fidesi üretimi söz konusu iken son yıllarda aşılı karpuz fidesi üretimi ile karpuz yetiştiriciliğinde önemli miktarlara ulaşılmıştır (Balkaya, 2013). Ülkemizde ticari olarak aşılı fide üretimi ilk olarak 1998 yılında domates yetiştiriciliği (70.000 adet) ile başlamıştır. Sebze fidesi üreten ticari firmalar tarafından satışa sunulan aşılı fide üretim miktarı ve oranı her geçen gün artış göstermektedir. Bunun sonucu olarak; 2012 yılında üretilen aşılı sebze fidelerinin sayısı 110 milyon âdete ulaşmış olup, bunun 55 milyon âdetini aşılı karpuz fidesi oluşturmaktadır. Karpuz, % 50 oran ile toplam aşılı fide üretiminde ilk sırada yer almaktadır. Bunu 35 milyon adet ile aşılı domates (% 32), 10 milyon adet ile aşılı patlıcan (% 9) ve 6.8 milyon adet ile aşılı hıyar (% 6) izlemektedir (Yelboğa, 2014). Aşılı fidelerin aşısızlara oranla 3-4 kat pahalı olması, aşılama ve sonrası için bakım işlemlerinin tecrübe gerektirmesi, uyuşmazlık problemleri gibi dezavantajlarının yanında toprak kökenli hastalıklarla mücadele, verim ve meyve kalitesinin arttırılması, kullanılan fide sayısında azalma, tuzluluk problemi görülen toprakların tarıma kazandırılması, güçlü kök sistemi ile % 30 daha az gübre kullanımı, ayrıca en önemlisi dünyada ve ülkemizde metil bromidin yasaklanması sonucunda oluşacak problemlerin ortadan kaldırılmasında alternatif bir çözüm olarak görülmektedir (Demir ve ark,. 2010). Türkiye’de aşılı fideye olan talebin toprak kaynaklı sorunlar nedeniyle, önümüzdeki yıllarda gittikçe artacağı bildirilmektedir (Karaağaç, 2013). Ülkemizde aşılı fide sektörü hızlı bir gelişme göstermesine rağmen, halen aşılı fide üretiminde kullanılan anaç çeşit ıslahı konusunda çok fazla ıslah programı bulunmamaktadır. Bazı özel sektör kuruluşları ve tarımsal araştırma enstitüleri tarafından da anaç ıslah programları başlatılmıştır. Ancak ülkemizde aşılı sebze üretiminde biyotik ve abiyotik stres koşullarına dayanıklı, meyve kalitesini etkilemeyen verimi daha fazla arttırmaya yönelik olarak üniversite ve özel sektör işbirliğiyle yürütülecek olan anaç ıslah çalışmalarının arttırılması konusunda halen büyük bir gereksinim bulunmaktadır (Balkaya, 2014). Fide sektöründe önümüzdeki yıllarda, aşılı fideye olan talebin birçok sebze türünde hızla artacağı ve fide işletmelerinin aşılı fide üretim kapasitelerinin ve işletmelerde soğutma sistemi kullanımının artmasıyla birlikte ihracata yönelik aşılı fide üretiminin artacağı, mevsimlik süs bitkisi fidesine, baharat ve hobi fidelerine talebin gelecekte artacağı ön görülmektedir. 5. MEYVECİLİKTE TOHUMUN ÖNEMİ VE KULLANIM AMAÇLARI Modern meyve yetiştiriciliğinde temel amaç çevre korunumuyla birlikte birim alandan yüksek verim ve yüksek kaliteyi sağlamaktır. Bu amaca ulaşmada en önemli faktörler öncelikle genetik yapı (tür/çeşit) olmak üzere ekolojik koşullar, yetiştirme teknikleri ve kültürel uygulamalardır. Meyve yetiştiriciliğinde tohum, çoğaltma materyali olarak, anaç materyali olarak, ıslah materyali olarak veya tüketim (ürün) materyali olarak önem ve değer kazanmaktadır. Meyve yetiştiriciliğinde çoğaltma materyali olarak tohumun kullanılması giderek azalmaktadır. Bu azalmada, insanoğlunun farklı ekolojilerde aynı türü/çeşidi yetiştirme hedefi önemli etki yapmıştır. Yeni ve farklı alanlarda yetiştirme isteği ile ortaya çıkan çeşitli çevre sorunları meyve türlerinin kendi kökü üzerinde yetiştirilebilmesini sınırlandırmıştır. Diğer yandan tohumdan üretilen ağaçlarda gençlik kısırlıklarının daha uzun olması ve genetiksel açılmalar nedeniyle standardizasyonun yeterince sağlanamaması meyvecilikte tohumdan bitki üretiminin (generatif çoğaltmanın) azalmasında etkili olmuştur. Tarımsal üretimde verim ve kaliteyi arttırmak için sürekli çeşit ıslah çalışmaları yapılmaktadır. Melezleme ıslahı üzerinde yoğunlaşan ıslah çalışmalarında tohum, melezi gösterecek organ olarak önemini korumaktadır. Ancak partenokarpi gösteren tür ve çeşitlerde tohum oluşmadığından melezleme ıslahı yapılamamaktadır. Döllenme olmaksızın tohum oluşumu (apomiksiz) bazı meyve türlerinde görülen bir özelliktir. Bu yolla meydana gelen apomiktik tohumlar, ana bitkinin tüm özelliklerini taşıdığından bu tohumlarla vegetatif çoğaltma yöntemlerinde olduğu gibi genetiksel açılım olmadan çoğaltma yapılabilmektedir. Apomiksiz olayı, partenogenesis, apogami ve poliembriyoni olmak üzere 3 şekilde ortaya çıkmaktadır. Tohumun döllenmemiş yumurta hücresinden oluşmasına partenogenesis; tohumun antipot ve sinerjit hücrelerinden oluşmasına apogami; tohum içerisinden birden fazla embriyonun bulunmasına ise poliembriyoni adı verilmektedir. Poliembriyoni bir tohum içerisinde birden fazla sayıda embriyo oluşumu anlamına gelmektedir. Bu embriyolar zigotik ve somatik kökenli olabilmekle birlikte daha çok diploit nusellus hücrelerinden meydana gelen embriyolardır. Zigotik embriyonun yanında görülen bu somatik embriyoların tamamına yakını nusellus hücrelerinden meydana geldiğinden nuseller embriyo olarak adlandırılmakta ve bu embriyolar ana bitkinin bütün genetik özelliklerini taşımaktadırlar. Nüseller embriyonun oluşması için tozlanmanın olması gerekmektedir. Poliembriyoni Citrus ile Clausena, Fortunella ve Poncirus cinslerinde yaygın olarak görülmektedir. Turunçgiller içerisinde poliembiryonik ve monoembriyonik türler bulunmakla birlikte ağaç kavunu, şadok, klemantin ve diğer bazı mandarin melezleri dışındaki tür ve çeşitler poliembriyonik tohum oluşturmaktadır (Koltunow ve ark., 1996). Turunçgillerde nuseller embriyoni öncelikle anaç olarak kullanılan türlerde önem kazanmaktadır. Nuseller embriyoniye eğilim halen en yaygın kullanılan turunçgil anacı olan turunçta yaklaşık % 85 iken, bu değer diğer önemli anaç olan üç yapraklıda yaklaşık % 75 oranındadır. Bu anaçların tohumla çoğaltılmasında, % 15-25 oranlarında zigotik embriyodan kaynaklanan açılım göstermiş bitkiler olmakta ve bu bitkiler elemine edildiğinde tohumla çoğaltılmasına rağmen açılım göstermemiş standart anaçlar elde edilebilmektedir (Kepiro ve Roose, 2007). Diğer bir ifadeyle nuseller embriyoni sayesinde generatif yolla vegetatif çoğaltmada olduğu gibi açılım olmadan ana bitkiyi temsil eden standart bitki çoğaltılması mümkün olabilmektedir. Nuseller embriyo kökenli genotiplerin aşı gözlerinin, verimliliğin arttırılmasında önemli bir avantaj sağladığı da bildirilmektedir. Her ne kadar bazı çeşitlerde gençlik özellikleri nedeniyle hızlı büyüme, meyveye geç yatma ve aşırı dikenlilik gibi bazı sorunlar yaşansa da ağaçların daha uzun ömürlü ve daha yüksek verimli olmasının sağlandığı bilinmektedir (Çimen ve ark., 2013). Nuseller embriyoninin bitkisel üretime olumlu ve olumsuz yönde etkileri bulunmaktadır. Olumlu yönleri; tohumla çoğaltmanın yapılabilmesi, tohumdan homojen vegetatif anaçların elde edilebilmesi, bazı türlerde/çeşitlerde gametik embriyo hiçbir şekilde gelişmediği için tohumdan elde edilen bitkilerin % 100 anaya benzemesi, virüslerin nuseller embriyo içine girememesi nedeniyle virüsten ari bitki çeşitlerinin elde edilebilmenin mümkün olmasıdır (Özcan, 2014). Nuseller embriyoninin olumsuz yönleri ise; ana bitkiye göre daha kuvvetli gelişmesi, boyuna gelişmenin daha fazla olması, gençlik kısırlığı döneminin daha uzun olması ve melezleme ıslahında kullanılamamalarıdır. Bitki gelişimini düzenleyici maddelerden gelişmeyi teşvik eden maddeler ana bitkiye göre daha fazla bulunurken, engelleyici maddeler ana bitkiye göre daha az bulunmaktadır (Özcan, 2014). Meyve tohumlarının yüzeyinde, tohum çimlenmesini engelleyen kimyasallar bulunmaktadır. Bu çimlenmeyi engelleyici maddeleri uzaklaştırmak için tohumlar, bol suyla ovularak veya kum ve benzeri bir maddeyle ovularak yıkanmalıdır. Yıkamadan sonra kurutulan tohumların ekim zamanına kadar ambalajlı olarak +4 C’ de muhafaza edilmeleri gerekmektedir. o Sağlıklı meyve yetiştiriciliğin ilk aşamasını sağlıklı fidan temini oluşturmaktadır. Sağlıklı fidan için de sağlıklı tohum/anaç ve sağlıklı kalemler gerekmektedir. Bu nedenle ister bitki yetiştirmek, ister anaç üretmek amacıyla olsun tohum kullanılacaksa tohum alınacak meyveler, özellikle virüs ve benzeri hastalıklarla bulaşık olmayan sağlıklı ağaçlardan alınmalıdır. 6. SÜS BİTKİLERİ TOHUMLUK ÜRETİM VE KULLANIM DURUMU 6.1. Süs Bitkileri Tohumluk Üretim Durumu 6.1.1. Çiçek soğanı üretimi Floramızdan yüzyılı aşkın bir süredir sökülerek ihraç edilen doğal çiçek soğanlarımız (geofitler, soğanlı yumrulu ve rizomlu bitkiler) vardır. Bunların birçoğunun nesilleri, aşırı (yavru soğanlarla birlikte) ve zamansız (tohumlarını olgunlaştırıp etrafa saçmadan önce) söküm sonucunda tehlike altına girmiştir. Bu türlerin birçoğunun endemik olması nedeniyle konu uluslararası düzeyde ilgi çekerek farkındalık sağlanmış ve 1996 yılında geofitlerimizin ihracatında "Nesli Tehlikede Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme" (CITES) kuralları uygulanmaya başlamıştır. Ayrıca, 19.07.2012 tarih ve 28358 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Doğal Çiçek Soğanlarının Üretimi, Doğadan Toplanması ve İhracatına İlişkin Yönetmelik ile çiçek soğanı ihracat miktarları sınırlandırılmıştır. Bu kapsamda, geofit türlerimizde üretim çalışmaları önem kazanmıştır. Cyclamen, Eranthis tohumla üretilirken, Galanthus, Sternbergia, Fritillaria, Lilium üretiminde soğan pulları ya da dilimleri kullanılmaktadır. Doğal çiçek soğanları dışında, Konya’da 400 da alanda kesme çiçek olarak ve dış mekânda değerlendirilen çeşitli çiçek soğanlarının ticari olarak üretimi yapılmaktadır (asyalale.com.tr, 2014). 6.1.2. Fide - köklü çelik üretimi Karanfil ve kasımpatı gibi bazı kesme çiçekler çelik ile üretilmektedir. Köklü çelik üretimi ülkemizde yaygın olarak yapılmaktadır. Antalya'da kurulan Alman ortaklı bir firma tarafından toplam alanı 52.760 m olan seralarda ihracata yönelik çeşitli süs bitkisi fidesi ve çeliği üretilmektedir. Halen 2 ülkemizde 36 çeşit baharat bitkisi, 90 çeşit çok yıllık ve yer örtücü bitki, 69 çeşit sardunya, 20 çeşit petunya, 62 çeşit mevsimlik çiçek üretilmektedir (titizagro.com, 2014). 6.2. Süs Bitkileri Tohumluk Kullanım Durumu Süs bitkilerinde özellikle mevsimlik çiçekler ve bazı kesme çiçekler (şebboy, lisianthus, aslanağzı, Hüsnü Yusuf) ile mavi ladin gibi bazı dış mekân süs bitkilerinde üretim tohumla yapılmaktadır. Üretimde kullanılan hibrit süs bitkisi tohumları ithal edilmektedir. Ayrıca tohum dışında soğanlı (glayöl, lilyum, lale) kesme çiçeklerin üretiminde kullanılan çiçek soğanları da ithal edilmektedir. Fidan olarak kullanılan dış mekân bitkilerinin ithalatı da yüksek miktarlardadır. Süs bitkileri ithalatının 2/3’ü dış mekân bitkileri olup, ithalatın en fazla yapıldığı ülkeler İtalya ve Hollanda’dır. Saksılı süs bitkileri üretiminde kullanılan çelik, fide ve tohumların çoğu ithal edilmektedir. Bu durum süs bitkilerinde dışa bağımlılığı ve üretim maliyetini artıran en önemli faktörler arasındadır. 6.3. Süs Bitkilerinde Çeşit Geliştirme Çalışmaları Dış mekân süs bitkisi olarak kullanılan orman ağaçlarına yönelik ıslah çalışmaları Ankara’da Orman Ağaçları ve Tohumları Islah Araştırma Enstitüsünde yürütülmektedir. Orman ağaçları dışında süs bitkilerinde ülkemizde çeşit ıslahına yönelik araştırmalar henüz çok yeni olup, son yıllarda hız kazanmıştır. Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü (ABKMAE)’nde 2004 yılında sonuçlandırılan sera ve bahçe tipi güllerin melezleme ıslahı, Türkiye’de süs bitkilerinde yapılan ilk ıslah çalışmasıdır. Türkiye’de doğal kaynaklı olan ilk süs bitkileri çeşitleri olarak, ABKMAE’nde Kaya (2010), tarafından doğadan toplanan şakayık türleri arasında yapılan melezleme çalışmaları sonucunda 4 çeşit (Kaya, Eful, Alev Topu ve Tombak) şakayık 2012 yılında tescil edilmiştir. Şakayık bitkisi üzerinde melezleme ile ıslah ve çeşit geliştirme çalışmaları devam etmektedir. Ülkemizde yürütülen "Bazı Doğal Bitkilerin Kültüre Alınması Yeni Tür ve Çeşitlerin Süs Bitkileri Sektörüne Kazandırılması" (2006 – 2009) ve takiben "Türkiye Geofitlerinin Kültüre Alınması Yeni Tür ve Çeşitlerin İlgili Sektörlere Kazandırılması" (2010-2014) başlıklı TÜBİTAK 1007 projeleri ile süs bitkilerinde ıslah çalışmaları hız kazanmıştır. Farklı bölgelerde bulunan 7 Araştırma Enstitüsünde yürütülen çalışmalar sonucunda, birçok türde doğal süs bitkilerimizden yeni çeşitlerin geliştirilmesi beklenmektedir. Ayrıca, Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü ve ABKMAE’nde kesme çiçeklerde yeni ıslah projeleri devam etmektedir. Süs bitkilerinde standart tohumluk kaydına başvuru yapılan çeşit sayısı türlere göre; 18 gerbera, 31 karanfil, 13 gül, 6 kasımpatı, 1 alstromeria, 3 anthurium, 4 şakayık ve 3 ters lale olmak üzere toplam 79’dur (tarim.gov.tr., 2014). Islahçı hakları ile ilgili çıkan yasal düzenlemelerin uygulanması ile çeşit ıslahına ve hibrit tohum elde edilmesine yönelik çalışmaların artacağı beklenmektedir. Süs bitkilerinde ıslah çalışmalarına üniversiteler ve araştırma enstitüleri öncülük etse de, zamanla gelişmiş ülkelerde olduğu gibi çeşit geliştirme çalışmalarında özel sektörün ağırlık kazanması gerekmektedir. 6.4. Süs Bitkileri Tohumluk Üretiminin Geliştirilmesi İçin Öneriler a. Zengin floramızda bulunan süs bitkileri gen kaynaklarımızı kullanarak yerli çeşit geliştirme çalışmalarının özel sektörün katılımıyla teşvik edilerek artırılması yararlı olacaktır. b. Doğadan sökülen çiçek soğanlarının, tohumlarının olgunlaşıp etrafa saçıldıktan sonra sökülmelerine izin verilmelidir. Ayıca, endemik türlerimizin kaybının önlenmesi ve doğada sürdürülebilirlikleri açısından, kültüre alma ve üretim çalışmalarının geliştirilmesi gereklidir. c. Çiçek soğanlarında "preparasyon" yani sıcaklık uygulamaları ile çiçeklenmeye hazır hale getirme çalışmalarının geliştirilerek, kendi soğanlarımızın tekrar ithal edilmesi önlenmelidir. d. Süs bitkileri sektörünün kamu kurumu niteliğindeki tek meslek örgütü olan SÜSBİR (Süs Bitkileri Üreticileri Alt Birliği) ve OAİB (Orta Anadolu İhracatçıları Birlikleri)’nin düzenlediği "Ortaklaşa Rekabet ve Sektör Birlikteliği Ortak Akıl Toplantısında" sunulan süs bitkileri raporunda (Anonim, 2013), 5553 sayılı Tohumculuk yasası kapsamında süs bitkileri sektörüne yer verilmemesine dikkat çekilmiş ve bölgelerdeki farklı uygulamaların giderilmesi için yasaya bağlı bir yönetmelik çıkarılması önerilmiştir (Güney ve Falay, 2013). Aynı sektör raporunda, süs bitkilerinde ıslah çalışmaları ile yerli süs bitkileri çeşitlerinin geliştirilmesi ana hedefler arasında gösterilmiştir. 7. BAHÇE BİTKİLERİNDE TOHUMCULUK ALANINDA BİYOTEKNOLOJİNİN KULLANIMI Biyoteknolojinin tarım alanında uygulanmasının sağladığı fayda, özellikle ürün kalitesi ve verim miktarında sağlanan iyileştirmeler ile gerçekleşmiştir. .Yeni bir çeşiti geliştirebilmek için klasik ıslah yöntemleri kullanılarak 10- 15 yıl gibi uzun bir zamana ihtiyaç duyulmasına karşılık, biyoteknolojik yöntemler kullanılarak çok daha kısa zamanda, aynı sonuçları elde etmek mümkün hale gelmiştir (Tan ve ark. 2005). Günümüzde yaklaşık 55-60 adedin üzerinde DNA markır tekniği geliştirilmiştir. Bu tekniklerin hemen hemen hepsi, morfolojik ayrım tekniklerine ve izoenzim tekniğine göre daha güvenilirdir. DNA markırları veya işaretleyicileri bitki cins, tür veya çeşitleri arasındaki farklılığın tespit edilmesinde, çeşitlerle ebeveynler arasındaki benzerliklerin belirlenmesinde, önemli hastalık ve zararlıların kromozom üzerindeki konularının belirlenmesinde, cinsiyet tayininde ve genomda bulunan gen veya genlerin fiziksel olarak karakterize edilmesinde oldukça yaygın olarak kullanılmaktadır. Çeşitli biyoteknolojik uygulamalar sonucunda bugüne kadar mısır, çeltik, buğday, hardal, kolza, tütün, patates, şeker pancarı, pamuk, şeker kamışı, yonca, biber, lahana, domates, kabak ve kavun gibi yaklaşık 15 türde 100’den fazla transgenik çeşit elde edilerek ticari olarak üretilmeye başlanmıştır. (Özgen ve ark. 2005). Modern tarımsal faaliyetler arasında hastalık ve zararlılara dayanıklı hat ve çeşitlerin geliştirilmesinin yanında genetik açıdan kalite özellikleri yönünden üstün çeşitlerinde geliştirilmesi gerekmektedir (İnce ve ark., 2011). Özellikle hastalık ve zararlılara karşı genetik dayanıklılık etkin mücadelede bir taraftan basitliği diğer taraftan etkinliği nedeniyle tercih edilmektedir. Genetik dayanıklılığın moleküler teknikler kullanılarak belirlenmesi her geçen gün yaygınlaşmaktadır. Dayanıklılık ve kalite kalıtımı dominant ve kuvvetli bir gene dayanıyorsa, hibrit çeşitlerin geliştirilmesinde başarı ile kullanılmaktadır (İnce ve ark., 2011). İdeal bir DNA markırının polimorfik olması ve genomda dağılım göstermesi, yeterli düzeyde çözünürlük vermesi, güvenilir olması, basit, hızlı ve ucuz olması, az miktarda DNA'ya ihtiyaç duyması, fenotipik ve lokus özelliklerine bağlılık göstermesi ve üzerinde çalışılacak bitkinin genom bilgisine ihtiyaç duymayan özellikte olması istenmektedir. Günümüzde yeni teknikler geliştirilmekle birlikte bu tekniklerin hemen hemen hepsi dış kaynaklı olup yüksek maliyet gerektirmektedir. Hızlı ve düşük maliyetli tekniklerin kullanıldığı markır destekli yöntemlerin bitki ıslahında ve tohumculuğunda kullanılması önemlidir. Maliyeti düşürmenin alternetif yöntemi multipleks PCR yönteminde olduğu gibi bir arada kullanılabilecek olanların belirlenerek etkin bir şekilde kullanılmasıdır (İnce ve ark., 2011). Tohum firmalarımız gelecekte ABD ve Avrupa’da olduğu gibi transgenik çeşitlerin geliştirilmesine yönelik olarak klasik sebze ıslahçıları ile birlikte uzman biyoteknoloji uzmanları yetiştirmeli, teknolojilerini ve alt yapılarını da buna göre güçlendirmelidirler (Balkaya, 2008; Demir ve ark., 2010). 8. BAHÇE BİTKİLERİ TOHUMCULUĞUNDA OLUŞACAK GELİŞMELER VE YENİ YAKLAŞIMLAR Ülkemizde 1980’lerin ilk yarısında yürürlüğe konan reform niteliğindeki bazı mevzuat düzenlemeleri ile tohumluk fiyatları serbest bırakılmış ve tohumluk ithalatına izin verilmiştir. İthalatın serbest bırakılmasını takiben sadece tarla bitkileri değil muhtelif bahçe bitkisi türlerine ait üstün nitelikli tohumlukların ülkemizde kullanılmasına başlanmıştır. Teknoloji transferinin en önemli araçlarından biri olan ithalat yoluyla, başlangıçta sadece al-sat şeklinde ticari faaliyet yapan yerli tohum şirketleri zamanla çeşit ıslahı ve geliştirme çalışmalarına yönelmişlerdir. Önceki yıllarda sadece sebze tohumu ticareti yapan bazı tohumcu şirketler, bir sonraki aşamada ithal ettikleri ebeveyn tohumluklardan çiftçilerin ihtiyacı olan hibrit sebze tohumu üretimine başlayarak kendi çeşitlerini geliştirmeye yönelmişlerdir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (GTHB) verilerine göre, ülkemizdeki 493 adet “Yetkilendirilmiş Tohumcu Kuruluş”un 130’u sebze tohumculuğu ile ilgilidir. Diğer taraftan, yine GTHB kayıtlarına göre, “Özel Sektör Tarımsal Araştırma Kuruluşu” statüsünde toplam 146 tohum şirketi bulunmakta ve bunların 96’sı sebze tohumculuğu alanında çalışmaktadır. “Araştırma Kuruluşu” niteliğinde olan bu şirketler, muhtelif sebze türlerinde yeni çeşitler geliştirmekte ve STK ve sertifikasyon süreciyle birlikte bu çeşitleri pazara sunmaktadır (tarim.gov.tr, 2014). Türkiye’nin sebze tohumculuğundaki gelişimle birlikte küresel tohumculuk endüstrisinde yaşanan hızlı ilerlemeler doğal olarak bir takım ihtiyaçları ve sorunları da beraberinde getirmiş ve sektör paydaşlarını ilgilendiren yeni yaklaşımların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bahçe bitkileri alanında tohumculuk sektörünün önemli kısmının gerçekleştirildiği sebze tohumculuğundaki gelişmelere paralel olarak ortaya çıkan Ar-Ge, üretim, mevzuat, zirai karantina ve ticaret gibi konulardaki yaklaşımlar aşağıda özetlenmiştir. Ancak, bunların yanı sıra özellikle Fikri-Sınai Mülkiyet Hakları (Intellectual Property Rights-IPR) bağlamında gündeme gelen yeni bakış açıları ve kurallar sadece sebze tohumcularını değil tohumculukla uğraşan tüm kesimleri de çok yakından ilgilendirmektedir. 8.1. Araştırma Geliştirme (AR-GE) Çalışmaları Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (BSTB) tarafından hazırlanan ve gerçekten Ar-Ge çalışmalarına çok önemli destekler sağlaması beklenen “Teknolojik Ürün Destek Programı Hakkındaki Yönetmelik” 29 Nisan 2014 tarih ve 28986 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yönetmelik ile kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan vakıflar veya uluslararası fonlar tarafından desteklenen sanayiye yönelik, Ar-Ge ve yenilik projeleri sonucunda ortaya çıkan teknolojik ürünler veya özkaynaklar kullanılarak yapılan Ar-Ge faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan ve patenti alınan teknolojik ürünler ile ilgili Türkiye’de yerleşik gerçek ve tüzel kişilerce gerçekleştirilecek yatırımların desteklenmesine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmektedir. Sebze tohumculuğu dahil olmak üzere tohumculuk sektörünün tüm paydaşlarının bu düzenleme hakkındaki ortak kaygısı ise; pek çok sektörü içine alan bu yönetmeliğin geçmişteki tecrübelere dayanarak bir sanayi ürünü olarak değerlendirilmeyen ve patent kanuna tabi olmayan tohumculuk alanında ilgili mevzuata dahil edilmemesi durumudur. Bu bağlamda, GTHB ve BSTB tarafından tohumculuk sektörünün görüş ve önerilerini de dikkate alıp müşterek bir çalışma yapılarak, bu desteklerden tohum sanayicilerinin de yararlandırılması mutlaka sağlanmalıdır. 8.2. Tohumluk Üretim Maliyeti Küresel ölçekte faaliyet gösteren firmalar tohumluk üretim maliyetlerini düşürmek ve dünyadaki ucuz ve büyük tohum pazarlarında rekabetçi olabilmek için, Çin, Tayvan, Güney Amerika, Afrika ve Hindistan gibi bölgelerde sebze tohumluğu üretimi yaptırmaktadırlar. Islah edilmiş yerli çeşitlerimizin dünyadaki ucuz pazarlarda rekabetçi olabilmesi ilgili bakanlıklarca (Maliye Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı ve GTHB gibi) bu konuda kolaylıklar sağlaması yararlı olacaktır. 8.3. Tohumculuk Mevzuatı 5553 Sayılı Tohumculuk Kanunu’na “değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez” gözüyle bakılması doğru bir yaklaşım değildir. Yasalar ve bunlara dayandırılarak çıkarılan ikincil yasal düzenlemeler, bu mevzuata göre faaliyet gösteren gerçek ve tüzel kişilerin güncel ihtiyaçları ve uluslararası koşullar dikkate alınarak daima güncellenmesi ve değiştirilmesi mümkün olabilecek hukuki metinler olarak ele alınmalıdır. Tohumculuk Kanununun başta ceza ve tazminatları düzenleyen hükümleri olmak üzere birlik ve alt birlikleri düzenleyen hükümleri ile bunlara ödenen komisyonların yer aldığı maddelerde değişikliğe gidilmesi artık bir zorunluluk haline gelmiştir. 8.4. Zirai Karantina Uygulamaları Tohum ihracatında bazı ülkelerdeki (Suriye, İsrail, Mısır, İran, Rusya, Ukrayna, Türki Cumhuriyetler vs.) bürokratik işlemlerin çok yavaş olması, ayrıca buna mevzuattaki uyumsuzlukların da eklenmesiyle bazı sorunlar yaşanmaktadır. Gerekli girişimler yapılarak söz konusu ülkelerin karantina mevzuatları incelenerek bu konuda hem uyumlaştırma çalışmaları yapılmalı hem de işlem kademelerinin basitleştirilmesi sağlanmalıdır. 8.5. Tohum Ticareti ve Fikri-Sınai Mülkiyet Hakları Türkiye’de ıslah edilmiş üstün vasıflı, rekabetçi çeşitlerde kendimize yeterli olduğumuz türlerde tohum ticaretinde koruyucu bir kısım avantajlar sağlanmalıdır. Türkiye’de ıslah edilmiş üstün vasıflı yerli hibrit sera ve tarla biberi, tarla patlıcanı, sera hıyarı, karpuz ve kavun çeşitlerimizde yeterli tohum üretilmesi halinde bu türlerde ihtiyacın önemli bir bölümünü karşılanacak duruma gelecektir. Ama beyaz lahana, kırmızı lahana, karnabahar, brokoli, havuç ve ıspanak gibi hibrit sebze türlerinde ihtiyacımız doğal olarak ithalat yolu ile karşılanmaya devam etmektedir. GTHB’de “tohumcu kuruluş” olarak kaydı bulunmayan ve “5553 Sayılı Tohumculuk Kanunu’na” göre ilgili alt birliklere üye olmayan ancak sebze tohumu üretimi, satışı yapan kişi ve kuruluşların denetlenip kanunsuz olarak sektöre zarar veren faaliyetleri mutlaka engellenmelidir. Ambalajsız, ruhsatsız, kayıtsız ve kaçak satılan tohumluklar mutlaka etkin bir biçimde denetlenmelidir. Gelişme yolundaki ülkelerin tohumculuk endüstrilerinin teknoloji transferi yoluyla bir takım yeni çeşitler geliştirmeleri, beraberinde Fikri-Sınai Mülkiyet Hakları - FSMH (Intellectual Property Rights- IPR) çerçevesinde bazı yeni sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu bağlamda; gerek ülkesel ve gerekse uluslararası tohumculuk sektöründe, FSMH tüm tohum sanayicisi ve üreticileri ile özellikle sebze tohumu üzerine çalışan tohumcuları her geçen gün daha da yakından ilgilendirmektedir. TÜRKTED tarafından 08 Mayıs 2014 “Uluslararası Tohumluk Ticaretinde Kurallar, Usuller, İhlaller ve Tahkim” çalıştayı düzenlenmiştir. 9. KAYNAKLAR Anonim, 2005. Organik Tarımın Esasları ve Uygulamasına İlişkin Yönetmelik. 10.06.2005, s: 25841. Balkaya, A., 2008. Sebzelerde Çeşit Geliştirme Teknikleri. Tarım Türk Dergisi, Yıl:3, Sayı:14, 16-21. Balkaya, A., 2009. Türk Tarımında Tohumculuğun Stratejik Önemi. Türk Tarım Dergisi, Temmuz-Ağustos sayısı, Sayı:188, 39-45. Balkaya, A., 2012. Türkiye Sebze Tohumculuk Sektörünün Güçlü ve Zayıf Yönleri ile Gelecekte Yapılması Gerekenler. TÜRKTOB Türkiye Tohumcular Birliği Dergisi, 6-9. Balkaya, A., 2013. Aşılı Karpuz Yetiştiriciliğinde Meyve Kalitesini Etkileyen Faktörler. TÜRKTOB Türkiye Tohumcular Birliği Dergisi, Yıl:2, Sayı:6, 6-9. Balkaya, A., Aslan, A., 2013. Organik sebze ıslahının esasları ve uygulamada karşılaşılan sorunlar. Türkiye V. Organik Tarım Sempozyumu, 25-27 Eylül 2013, 1: 379-384. Balkaya, A., 2014. Aşılı Sebze Üretiminde Kullanılan Anaçlar. TÜRKTOB Türkiye Tohumcular Birliği Dergisi, Yıl:3, Sayı:106, 4-7. Beşirli, G., Soyergin, S., Sönmez, İ., Hantaş, C., Pezikoğlu, F., 2006. Organik Olarak Yetiştirilen Pırasada Verim ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi. III. Organik Tarım Sempozyumu, 1-4 Kasım 2006, Yalova, 108-121. Bonina, J., Cantliffe, D.J., 2004. Seed Production and Seed Sources of Organic Vegetables. University of Florida, IFAS Extension, US. BÜGEM, 2014. Tohumculuk Daire Başkanlığı Resmi Kayıtları. Çimen, B., Yeşiloğlu, T., İncesu, M., Yılmaz, B., 2013. Nüseller Kökenli Bazı Kan Portakalı Çeşitlerinin Adana Ekolojik Koşullarında Meyve Kalite Özelliklerinin Saptanması. Tarım Bilimleri Araştırma Dergisi, 6 (1): 15-20. Demir, İ., Balkaya, A., Yılmaz, K., Onus, A. N., Uyanık, M., Kaycıoglu, M., Bozkurt, B., 2010. Sebzelerde Tohumluk ve Fide Üretimi. TMMOB-TZMO, Türkiye Ziraat Mühendisligi VII. Teknik Kongresi, 11-15 Ocak 2010, Ankara, 1: 315–346. Erkan, S., İ. Duman, 2002. Ekolojik Tarımda Sağlıklı Üretim Materyali Seçimi, Organik Tarım. Emre Basımevi, İzmir, s: 170-183. Gençtan,T., Tugay, M. E., Geçit, H. H., Bozkurt, B., Ergun, E., Ekiz, H., Yalvaç, K., Gevrek, M. N., Elçi, A., Balkan, A. 2005. Türkiye’de Tohumluk, Fide, Fidan Üretimi ve Kullanımı. TMMOB-TZMO, Türkiye Ziraat Mühendisliği VI. Teknik Kongresi, 3- 7 Ocak 2005, Ankara, 2: 803–823. Güney, R., Falay, M., 2013. “Süs Bitkileri Raporu”, Ortaklaşa Rekabet ve Sektör Birlikteliği Ortak Akıl Toplantıs, 18-20 Ocak 2013, Royal Holiday Palace, Antalya. http://susbir.org.tr/raporlar/ (12.06.2014). İnce, A. G., Aydın, A., Karaca, M., Onus, A. N., 2011. Moleküler Markır Tekniklerinin Gelişimi ve Bitki Islahı ve Tohumculukta Kullanım Alanları. Türkiye IV. Tohumculuk Kongresi, 14-17 Haziran 2011, Samsun, 1: 264-270. Karaağaç, O., 2013. Karadeniz Bölgesinden Toplanan Kestane Kabağı (Cucurbita maxima) ve Bal Kabağı (C. moschata) Genotiplerinin Karpuza Anaçlık Potansiyellerinin Belirlenmesi, (Doktora Tezi Yayınlanmamış). Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Samsun. Kaya, E., 2010. Türkiye Florasında Mevcut Şakayık Türlerinin Tespiti, Islahı ve Yetiştirme Tekniklerinin Belirlenmesi-II. Tagem Sonuç Raporu. Kepiro, J. L., Roose, M. L., 2007. Nucellar Embryony. Citrus Genetics, Breeding and Biotechnology (Editör: Iqrar A. Khan) CABI, ISBN 1845931939, 9781845931933. Koltunow, A. M,, Hidaka, T., Robinson, S. P., 1996. Polyembryony in Citrus. Accumulation of Seed Storage Proteins in Seeds and in Embryos Cultured in Vitro. Plant Physiology, 110 (2): 599-609. Özcan, M., 2014. Turunçgil ve Çay Yetiştiriciliği Ders Notları. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ders Notları (Basılmamış). Özgen, M., Ertunç, F., Kınacı, G., Yıldız, M., Birsin, M., Ulukan, H., Emiroğlu, H., Koyuncu, N., Sancak, C., 2005. Tarım Teknolojilerinde Yeni Yaklaşımlar ve Uygulamalar: Bitki Biyoteknolojisi. TMMOB-TZMO Türkiye Ziraat Mühendisliği VI. Teknik Kongresi, 3–7 Ocak 2005, Ankara, 1: 315–346. Öztürk, B., Balkaya, A., Özden, Y. Ş., Yılmaz, K., 2011. Ülkemizdeki Sebze Çeşit Kayıt Sistemi ve Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar. Türkiye IV. Tohumculuk Kongresi, Ondokuzmayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi, 14-17 Haziran 2011, Samsun, 1: 1-6. Sönmez, İ., Beşirli, G., 2010, Türkiye’de Organik Sebze Tohumculuğu. International Conference on Organic Agriculture in Scope of Environmental Problems, 03-07 February 2010, Famagusta, North Cyprus, p:299–300. Söylemezoğlu, G., Dumanoğlu, H., Çelik, H., Kunter, B., Atıcı, A., Tahmaz, H., 2010. Türkiye’de Asma ve Meyve Fidanı Üretimi ve Kullanımı. Ziraat Mühendisliği VII. Teknik Kongresi, 11-15 Ocak 2010, Ankara, 2: 891-907. Şehirali, S., 1997. Tohumluk ve Teknolojisi. Filiz Yayınevi, İstanbul. Tan, A., İnal, A., Taşkın, T., 2005. Bitki Genetik Kaynakları ve Biyoteknoloji. Teknik Broşür, No: 6. Yelboğa, K., 2014. Tarımın Büyüyen Gücü: Fide Sektörü. Bahçe Haber, 3(2): 13-16. Yıldız, S., Karaağaç, O., Balkaya A., 2013. Aşılı Sebze Fidesi Üretiminde Kullanılan Anaçların Organik Tarımda Değerlendirilmesi. Türkiye V. Organik Tarım Sempozyumu, 25-27 Eylül 2013, 1: 55-63. (http://www.asyalale.com/tr/Hakkimizda.aspx, 09.07.2014) (http://www.titizagro.com/sus-bitkileri/, 10.09.2014) (http://www.tarim.gov.tr/BUGEM/TTSM/Sayfalar/Detay.aspx?SayfaId=86, 01.09.2014) (http://www.tarim.gov.tr/sgb/Belgeler/SagMenuVeriler/BUGEM.pdf, 01.09.2014) (http://www.tarim.gov.tr/Konular/Bitkisel-Uretim/Tohumculuk/Islahci-Haklari, 05.10.2014) (http://www.tuik.gov.tr/HbPrint.do?id=13656, 25.08.2014) (http://tuikapp.tuik.gov.tr/disticaretapp/menu.zul, 21.07.2014) (http://www.trademap.org/Index.aspx, 21.07.2014)

  • MOBİLYA TÜM KATEGORİLER
    • MOBİLYA MOBİLYA
          Çok Satanlar
        • BAHÇE VE BALKON BAHÇE VE BALKON
              Çok Satanlar
            • Kamp Spor ve OutdoorKamp MalzemeleriÇadırlar, Kamp Sandalyesi, Uyku Tulumu, Sinek Kovucular, Çadır Matı, Kamp Masası
              Tümünü GörSpor AletleriPilates, Yoga ve Jimnastik, Ağırlık ve Halter Ürünleri, Fitness ve Kardiyo ÜrünleriValiz ve Bavul, Bisiklet ve Bisiklet AkseuarlarıBisiklet, Bisiklet AksesuarlarıKamp Mutfak MalzemeleriTermal Çanta, Matara, Kamp Yemek Pişirme Seti, Kamp Buzluk ve Soğutucu Ürünler, Kamp Tavası, Kamp Ocağı
              Tümünü GörAydınlatma Ekipmanları
              Tümünü GörEl Feneri, Işıldak, Kafa Lambası
            • Bahçe MakineleriTırpan, Çit Budama Makinesi, Hidrofor, Yaprak Toplama Makinesi, Motorlu TestereElektrikli Testereler, Benzinli Testereler, Testere Zincirleri ve YağlarıÇim Biçme Makinesi
              Tümünü GörBenzinli Çim Biçme Makinesi, Elektrikli Çim Biçme Makinesi, Kenar Kesme Makinesi, Çim Biçme Yedek Parça
            • Evcil Hayvan ÜrünleriKedi MalzemeleriKedi Maması, Kedi Kumları, Kedi Mama ve Su Kabı, Kedi Evi, Kedi Yatağı, Kedi Oyuncakları
              Tümünü GörKöpek MalzemeleriKöpek Yatağı, Köpek Oyuncakları, Köpek Mama ve Su Kabı, Köpek Güvenlik, Köpek Hijyen ve Bakım Ürünleri, Köpek Maması
              Tümünü GörKuş MalzemeleriKuş Kafesleri ve Aksesuarları, Kuş Yemi
          • ISITMA VE SOĞUTMA ISITMA VE SOĞUTMA
            • BANYO BANYO
                  Çok Satanlar
              • MUTFAK MUTFAK
                    Çok Satanlar

            nest...

            çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası