Biranı Kendin Yap
Kendi biranı kendin yap
button
Evde Bira Nasıl Yapılır ( 6 TL Maliyet ) Müthiş Lezzetler
Arkadaşlar, forumda detaylı bir konu olmadığı için ve gelen ZAMLAR yüzünden ( 1 Şişe bira 28 lira olmuş ) son 4 yıl içinde edindiğim tecrübelerimi sizinle paylaşmak istedim. Elimden geldiğince videolar ve püf noktaları ile konuyu zengin tutmaya çalışacağım.
- Maliyet : Ağustos Ayı itibarı ile 1 şişe 6 TL ye gelmektedir. ( Şekere ve kitlere zam geldi )
- Lezzet : Markette satılan gazoz tadında biralardan iyi olacağı kesindir.
NOT : AMAÇ KASALARCA BİRA ÜRETİP ALKOLİK OLMAK DEĞİL, ARKADAŞ ve DOST ORTAMINDA BERABERCE TÜKETİP; KİŞİSEL İÇİMDE HAFTADA 3 TANEYİ GEÇMEMEKTİR. BU YÖNTEM İLE HEM CEBİNİZ HEM SAĞLIĞINIZ BOZULMAZ. BİRA KUMBARASI YAPIYORSUNUZ, YAKIN ARKADAŞINIZ DAHİ OLSA 6 TL EN AZINDAN MALİYETİNİ KUMBARAYA ATIP ÖYLE TÜKETİYOR.
Yaptığım biradan zehirlenir miyim veya kör olur muyum?
Kesinlikle hayır. Hammaddesi üzüm suyu olan şarap ve damıtılmış içkilerden farklı olarak biranın hammaddesi olan arpa, metil alkol (zehirli alkol) oluşumuna sebep olan maddeleri içermez. Bu yüzden evde bira yapımı tamamiyle güvenlidir.
Evde bira yapımı yasal mı?
Evet, Sayılı TAPDK Kanunu'nun 8. maddesi uyarınca yılda litreyi aşmamak kaydıyla evde kendi biranızı yapmanız tamamıyla yasaldır. Fakat yaptığınız birayı satamaz veya ticari amaçlarla kullanamazsınız. Bu miktar sadece kendi bireysel tüketiminiz içindir.
Bira Kitlerini satın aldığım bazı Siteler :
seafoodplus.info
seafoodplus.info
seafoodplus.info
seafoodplus.info
seafoodplus.info
seafoodplus.info
seafoodplus.info
seafoodplus.info
seafoodplus.info
seafoodplus.info
NOT : AMAÇ KASALARCA BİRA ÜRETİP ALKOLİK OLMAK DEĞİL, ARKADAŞ ve DOST ORTAMINDA BERABERCE TÜKETİP; KİŞİSEL İÇİMDE HAFTADA 3 TANEYİ GEÇMEMEKTİR. BU YÖNTEM İLE HEM CEBİNİZ HEM SAĞLIĞINIZ BOZULMAZ. BİRA KUMBARASI YAPIYORSUNUZ, YAKIN ARKADAŞINIZ DAHİ OLSA 6 TL EN AZINDAN MALİYETİNİ KUMBARAYA ATIP ÖYLE TÜKETİYOR.
Ben kendi üretim aşamamı kısaca anlatıyım;
1-Kovaları bekletiyorsam ay mesela mutlaka streç filme sarıyorum güzelce
2-Kova çok uzun süre beklemiş ise, termosifondan gelen derece su ile bir skoch brite sünger yardımıyla süngeri PWb’li suyla ıslatıp iç yüzeyi / dışını bir silerim dakikamı almaz / durularım.
3-Hazırladığım 1 Litre StarSan kovaya döker ve kapağını kapatır / çalkalarım ( contayı parmakla kapatın çalkalarken ) çalkalama saniye sürer, köpüklerin dinmesi için dk beklerim. O starsanı tekrar huni yardımı ile şişeye alır ve en az kit kurulumunda tekrar kullanırım.
4-Kovada kalan köpükler zararlı değil ama ben gene elimle kalan köpükleride dışarı atıyorum.
5-Unutmadan, işlemlere başlamadan önce 5 litrelik bir suyu deepFreeze atıyorum ve unutmamak için alarm kuruyorum 50 dakika
6-Kova musluğunu ay beklemiş ise söker temizlerim yoksa sökmüyorum.
litrelik damacana suyu kovaya dökerim, ev arıtma suyu kullanıyorum yıllardır illaki satılan marka sular gerekli değil. Arıtma suyu ile bu zamana kadar hiç sorun yaşamadım.
8-Hiç su kaynatma vs yapmıyorum ve 1kg şekeri kovaya döktüğüm 15 litre suya boşaltıyorum. Bu aşamada çok uyarı aldım işte “ Şekerde mikrop varsa ölmesi için kaynar suya atıp eritmelisin” gibi fakat bu zamana kadar hiç şekerde mikrop denk gelmedi açıkçası bana.
9-Şeker soğuk suda bile rahatça eriyor sorun yok.
Şekeri bazen veya kg olarak atarım az biraz alkolü yükseltir, tadı çok bozmaz.
Bira kiti eğer konserve yada kapaklı şekildeyse ( karıştırma çubuğu içine girebiliyorsa ) çok daha rahat oluyor. Onu tabi benmari usulü yarıya kadar su dolu tencerede dakika kaynatıyorum. ( Akışkan olması için ) tabi üretime ilk başladığınızda koymanız daha iyi olur beklemezsiniz.
Henüz kovayı karıştırmaya başlamadım, 15 litre suyumuz + 1 kg şekerimiz kovada bekliyor.
Spreyim var trigerli, içine starsun koyuyorum ve karıştırma çubuğu / kaşık / bardak / Hava kilidi vs hızlıca dezenfekte ederken çok pratik oluyor.
Sprey ile karıştırma çubuğuna starSan dezenfektesi şip şak saniye
Ocakta eriyik hâle gelen kiti kovaya döküyorum, karıştırma çubuğu içine giriyorsa onun yardımı ile sıyırıyorum. Dibinde gene kalır / sıyrılmaz, kovadan biraz su alır onunla çalkalarım ( su kaynatmıyorum )
Eğer kit poşet şeklinde ise, makasla serçe parmağı kadar kesip öyle açıyorum, 15 litre suya kovaya döküyorum, içinde kalan ürünü tamamen boşaltabilmek için kovaya iyice sıktıktan sonra kettle ile kaynattığım 1 çay bardağı kadar arıtılmış suyu kettle yardımı ile makasla açtığım delikten içeri döküyorum. Abartmaya gerek yok yarım çay bardağı bile yetiyor. Sonra o kesiği elimle katlayıp güzelce çalkalıyorum ( iyice eritiyor poşette dipte kalan bira malt özünü ) kovaya boşaltıyorum.
Üzerine deepfreeze attığımız 5 litre soğuk suyumuz ile ekleme yaparak 23 litreye tamamlıyoruz.
Karıştırma kısmı önemli, o aşamaya geldik. Starsun ile arıtılmış karıştırma çubuğunu asla kovanın dibine dokundurmadan karıştırıyorsunuz. Bu aşamada kovayı önünüze alıp bir küçük tabureye oturmanız işi çok kolaylaştırıyor. Dibe dokundurarak - sürterek karıştırmanız kovayı çizmeniz demek. Kovanın çizilmesi demek zamanla o çiziklere mikrop dolması demek. Asla dibe sürtmeden karıştırın. Farzedinki çay bardağını karıştırıyorsunuz ama kaşığınız asla cama dokunmadan / ses çıkartmadan.
Bira malt özü hemen erimiyor, çünkü soğuk su kullanıyoruz suyumuz soğuktu, eridiğini kontrol amaçlı karıştırma çubuğunu kova dibinde çok bastırmadan sürtüp gezdirin, ve çıkartın. Eğer erimemişse zaten ucunda malt özlerini görüyorsunuz. Bu aşamada kova dibine karıştırma çubuğunu sürtmek dikkat etmez iseniz kovada kılcal çizikler açabilir, çok nazik olursanız çizik açmaz dikkatli / sabırlı olmalısınız.
Güzelce karıştırdınız / kontrol ettik kova dibini, eminiz ki herşey eridi,
Geldik en önemli aşamaya, tekerlekli damacana / tüp altlığımız mutlaka olmalı. kovamızın kapağını kapatın ve spreyle arındırdığımız hava kilidini üstüne takın. Tekerlekli tüp altlığına kovayı koyup dakika güzelce çalkalayın.
Çalkalama aşaması, oksijenin hazırlamış olduğumuz 23 litre bira kitimize karışarak daha rahat ve sağlıklı bir fermantasyon geçirmesine yardımcı olacaktır. Çoğu kişi bu aşamayı nedense unutuyor ama mayanın daha güzel çalışması için bu Çalkalamayı unutmayalım.
Güzelce çalkaladık, kovayı 18 gün boyunca duracağı yere götürün, ( ben hep 18 gün tutarım ama genelde15 günde oluyor ) kovayı yerine götürdükten sonra en az dakika bekliyoruz çünkü çalkalama esnasında üst tarafta baya köpük oluşuyor onların dinmesi gerekli.
dakika bekledik, köpükler biraz dindi, karıştırma çubuğu yardımı ile üzerinden yarım ay şeklinde köpüğü bir tasa alın, açılan görünen yere mayayı serpiyoruz.
Kapağını kapatın güzelce oturduğundan emin olun. Hava kilidini takın suyu ekleyin. Hava kilidine aşırı su koymayın. Hava kilidini dibine kadar içeri batırmayın.
Mümkünse bu işlere başlamadan önce mutlaka sarı hava kilidi satın alın.
İşte bu kadar :)
Mehmet Yalçın
"Annem mutfakta kazanları temizler
Kız kardeşim şişeleri çalkalar
Babam bodrumda bira mayalar
Benimse gözlerim pencerede
Polis arar…”
Bu şiir Amerika’daki yılları arasındaki amansız içki yasağı döneminde, evinde kendi birasını yapanlardan biri tarafından yazılmış. “Prohibition” denilen bu uzun yasak döneminde evinde içki yapanlar hep polis korkusuyla yaşamışlar, zira yakalandıklarında bir yandan içkileri ve ekipmanları gitmiş, bir yandan da ağır cezalara çarptırılmışlar. Ama onca yasağa ve denetime rağmen de, bir türlü bundan vazgeçmemişler…
Ülkemizde de geçen hafta yaşanan bir polemik, bu şiiri hatırlara getirdi. Gerçi bizde ne bira üretimi ve tüketimine, ne de evde sınırlı miktarda üretilen biraya bir yasak vardı ama, Efes Pilsen’in patronu Tuncay Özilhan’ın “Evlerde içki yapımı hem halk sağlığı için risk yaratıyor, hem de vergi kaybına yol açıyor” sözleri büyük bir tartışma yarattı. Gerçi Özilhan sonradan yanlış anlaşıldığını söyleyerek “hobi biracılarına” sempatiyle baktıklarını söylediyse de, evlerinde bira yapanların yürekleri küt küt attı…
“Kendi biranı kendin yap” diyenler çoğalıyor
Batı ülkelerinde çok eskilere dayanan evde bira üretme hobisi, bizde son yıllarda yaygınlaştı. İnternet sayesinde bilgiye rahat erişilmesi, sosyal medyada gruplar oluşturup buluşma ve tadımlar örgütlenmesi, tecrübe değiş-tokuşunun kolaylaşması, evinde bira üretmek isteyenlerin önünü açtı. Avrupa ve ABD’de ev biracılığı yapmak isteyenlere malt, şerbetçiotu ve maya kitlerinin hazırlanıp postayla bile gönderilebilmesi de, evde bira yapmayı kolaylaştırdı. Halen İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük kentlerimizde hatırı sayılır hobi biracısı var ve bunların çoğu evlerinde rakı yapanlardan farklı olarak içkisini ucuza mal etme peşinde değil. Hedefleri daha çok piyasadaki biraların çeşit yoksunluğu karşısında fantezi tadlar elde edip onları içebilmek. Tabiî bir de eşe-dosta sükse yapmak, boş vakti keyifli bir işte değerlendirip “kafa boşaltmak”, kendi imal ettiği bir içkiyi içmenin hazzını yaşamak…
Nitekim ev biracılarından Alp Öngör, “Bir birayı açarken ilk anda çıkan ‘ptshh’ sesine bayılırım. Bu sesin kendi biramdan çıktığını duymanın zevkini ise hiçbir şeye değişmem” diyor. Evinde bira yapmak isteyenlere ise biraz göz korkutucu bir liste veriyor: “5 litrelik çelik tencere, plastik kova, birkaç hortum, havan ya da el değirmeni, fermantasyon tankı yapılmak üzere 20 litrelik su bidonu, tankın ağzına geçirmek üzere hava kilidi, soğutma için bakır boru, şıradaki şekeri ölçmek için sakarometre, dereceye kadar çıkabilen bir termometre…” Öngör, “Bunların dışında ihtiyacınız olan şeyler malt, şerbetçiotu, maya, su ve bolca heves!” diye de ekliyor.
Ev biracılığı daha çok bekâr işi
Ev biracılarının çoğu biranın hammaddesi arpa maltını internet yoluyla Almanya ve İngiltere’deki homebrew mağazalarından ısmarlıyor, kimisi arzusuna göre bunlardan harman yapıyor. İyi bir ev birası yapabilmek için, birkaç arkadaş dayanışarak mutfaktan en az 3 saat hiç çıkmadan uğraşmak gerekiyor. Yani ev birası daha çok bekâr işi, ya da çok sabırlı ve hoşgörülü bir eş gerektiriyor.
Aslında çoğu ev biracısı, “Mutlaka kendi biramızı içeceğiz” takıntısında olan insanlar değil. şişe bira için çektikleri zahmet, profesyonel biracılara empati yapmalarını sağlıyor ve özellikle butik biralara duydukları tutkuyu perçinliyor. Ev biracılarının çoğu, “Biramızı kendimiz yapmaya başladıktan sonra, işin perde arkasını bildiğimiz için dışarıdan aldığımız iyi bir biranın her yudumundan ayrı bir keyif alıyor, tadına daha bir varıyoruz” diyorlar. Üstelik birasever insanlar olarak sık sık dışarıda pub’lara, barlara da gidiyorlar. Haliyle orada da Efes, Tuborg gibi yerli üretim kitle biralarından ya da yine bu firmaların getirttikleri ithal biralardan ısmarlıyorlar.
Kısacası, endişeye mahal yok… Ev biracılığı, evde rakı yaparak piyasada satılan rakıların altıda birine mal eden, hem metil alkol riskiyle sağlığını tehlikeye atıp hem de vergi kaybına yol açanlarınkinden çok farklı bir hobi. Düşük alkollü bir içecek olan birayı evde yapmak, sağlık için tehlikeli değil. Bu yüzden kanunlarımız da evde rakı yapmayı yasaklarken bira ve şarap gibi mayalı içkileri, “Ticarî amaç olmaksızın ve litreyi aşmamak kaydıyla” serbest bırakıyor.
Vergi mi? Rakının bir şişede 60 lirayı bulan vergisinin yanında, biranın vergisi ne ki?.. O yüzden evde bira yapıp içmenin büyük bir vergi sorunu olduğunu düşünmek de yersiz.
Özetle, hem ev biracıları, hem bira sanayicileri müsterih olsunlar… Ve bira keyfinin düşmanlarını, başka adreslerde arasınlar…