romanlarda kullanılan anlatım teknikleri / Hikaye ve Romanda Anlatım Teknikleri ve Örnekler

Romanlarda Kullanılan Anlatım Teknikleri

romanlarda kullanılan anlatım teknikleri

Geriye Dönüş, İç Çözümleme ve Bilinç Akışı Tekniği Özellikleri, Örnekleri

Anlatıma dayalı metinlerde (hikâye, roman vb.)  kullanılan Geriye Dönüş Tekniği, İç Çözümleme Tekniği ve Bilinç Akışı Tekniğinin özellikleri ve örnekleri hakkında bilgi.

Geriye Dönüş Tekniği

Bu teknik genellikle tarihi romanlarda kullanılır. Yazarlar şimdiki zamanda yaşadıklarından eserlerinde şimdiki zaman ağır basar. Bu etkiyi azaltmak için geriye dönüş tekniği kullanılır. Ayrıca kişiler ve olaylar hakkında bilgi verilirken de kullanılabilir. Yazar karakterlerin, yerlerin ve olayların geçmişiyle ilgili bilgi vermeyi amaçlar. Bu anlatım tekniği romanın gerçekliğine önemli ölçüde etki eder. Olayların altyapısıyla ilgili bilgiler verdiği için gelecekte olabilecek olaylar veya kişilerin şu anki konumlarıyla ilgili fikir sahibi olunur.

Örnek:

Babasını hatırladı. Trene yolcu ederken “Aman oğlum,” demişti, “yüzümü kara çıkarma. Babayın oğlu olduğunu göster şu millete, ille de mıhtara. Benim oğlumsan sırtın yere gelmez. Heye İstanbul gurbeti çetin, İstanbullunun cinden de beter olduğunu söylerdi emmim ya, boş ver. Var git, sağlıcakla, eyi kötü bir işin başın geç, bize mektup sal. Ondan sonrasına karışma. Ben hepsinin yuvasını yaparım!” (Orhan Kemal, Gurbet Kuşları)

İç Çözümleme Tekniği

Anlatıcı ve onun hâkim bakış açısıyla kurulan, anlatıcının kahramanın zihninden geçenleri okuduğu anlatım tekniğine iç çözümleme denir.

Bu teknikte anlatıcı, figürün zihnine rahatça nüfuz ederek onun düşüncelerini “diye düşündü” gibi ifadeyle aktarır ve figürü edilgenleştirerek anlatır.

Örnek:

“Yavaş yavaş merdivenleri indi. Orta kata gelince müdürün odası gözüne ilişti. Şakir Bey’i bir kere görmek fena olmaz diye düşündü. Kocası hakkında ondan malûmat alabilirdi, hademe ile içeriye haber gönderdi.” (Peyami Safa, Canan)

Bilinç Akışı Tekniği

Bu teknikle karakterin iç dünyası hiçbir kaygı olmadan okuyucuya aktarılır. Karakterin duyguları ve düşüncelerindeki değişimler bu teknikle verilir. Karakterin aklından geçen düşünceler bütün karmaşıklığıyla ve herhangi bir sıra olmadan okuyucuya verilir. Bu sayede okuyucu karakterin psikolojisini ve ruh hâlini daha iyi anlayabilir ve bazı olaylarla, bu olayların nedenleri arasındaki bağlantıları açıklayabiliyor. Ayrıca karakterin aklında kurduğu planlar ve yapmak istediği şeyler de bu teknikle verilir.

Örnek:

“Getirip karşısına buruş buruş, upuzun bir gölge dikiyorlar ve o soruyor; kocanın ne işle meşgul olduğunu biliyor muydun? Gölge diyor; bilmiyordum. Ne zamandan beri bilmiyordun? Gölge diyor, beni alıp kaçırdığından beri. Kaçırmış mıydı seni? Gölge diyor; he, kasabamdan alıp kaçırmıştı. Peki bunca altını, halıyı, vesaireyi bu adam acaba hangi parayla alıyor diye hiç merak da mı etmiyordun? Gölge diyor; etmiyordum. Peki vukuat nasıl oldu vukuat, onu anlat! Gölge diyor; o eve yeni gelmişti, nereden geldiyse… Sonra? Sonra o geldiğinde çocuk ağlıyordu ve o çocuğu ağlar buldu. Evet? Ağlar bulunca öfkelendi o.” (Hasan Ali Toptaş, Kayıp Hayaller Kitabı)

Ayrıca bakınız ⇒ Romanda Anlatım Teknikleri


Kategoriler:9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı, Roman, Türk Dili ve Edebiyatı

Anlatma (Tahkiye) Tekniği

  • Eski destan, masal ve efsane dönemlerinden modern romana geçmiş bir yöntemdir.
  • Anlatma; anlatıcının birtakım olayları ve bu olaylar çevresindeki insanları, belli bir mekân ve zaman çerçevesinde okuyucuya nakletmesidir.
  • Anlatma, bir sunma yani ifade etme biçimidir. Anlatmada, anlatıcının ağırlığı söz konusudur. Anlatıcı, hikâyeyi okuyucuya aktaran bir konumdadır. Hikâye ile okuyucu arasındadır ve tasarlanmış bir olayı okuyuculara aktarır. Anlatıcı, anlatacağını anlatır, okuyucuya yönelik tasarruflarda da bulunur. Bir romanda, dikkatler mutlak anlamda anlatıcı üzerinde yoğunlaşıyorsa o romanda, “anlatma” ağırlıklı bir anlatım biçimi kullanılıyor demektir. Bu yöntemde, anlatıcı, hikâyeyi sunuşuyla, sunuş sırasında yaptığı açıklama ve yorumlarıyla okuyucunun dikkatini metne değil, kendi üzerine çeker. Anlatma tekniğinde anlatıcı, metnin önünde ya da üstündedir.
  • Anlatma yönteminde, anlatıcının mutlak egemenliği vardır ve anlatım sorunu, onun tasarrutuyla çözülür. Bu yöntemin kullanıldığı metinlerde, okuyucuyu eserin dünyasına sokmak kolay değildir çünkü söz konusu metinlerde yer alan bilgilerin yaşantıya dönüştürülmesi ve insanî sıcaklığın elde edilmesi kolay değildir.

Gösterme Tekniği

  • Gösterme; anlatıcının olayı anlatması değil, -adı üstünde- olayın, hareketin, tavrın, durumun dil aracılığıyla göstermesi; okuyucunun gözünün önünde canlandırmasıdır.
  • “Anlatma” tekniği yetersiz olduğu için realistler, “gösterme” yöntemini öne çıkarıp kullanmışlardır. “Gösterme”, tiyatrodan alınmış ve genellikle “anlatma” tekniği ile birlikte kullanılan bir tekniktir.
  • Anlatıcının ağırlığı “anlatma” tekniğine göre belirli oranda zayıflar ve anlatım daha nesnel ölçülerde gerçekleşir. Romancılar, “gösterme” tekniği ile hayatı romana taşımakta, romanı hayata yaklaştırmakta oldukça başarılı olmuşlardır.
  • Romanda kullanılan “diyalog” parçaları, gösterme tekniğinin tipik uygulamalarındandır. Okuyucu, bu parçalarda yer alan olay, duygu ve düşüncelere doğrudan tanık olur.

Özetleme Tekniği

  • Türkçedeki öteki kullanımları arasında “hikâye etme tekniği”, “panorama tekniği” ve “panoramik anlatım” vardır.
  • Verilecek bilgi ile yapılacak tanıtmanın “özet” halinde sunulmasıdır.
  • Bir zaman süresi içinde çeşitli yerlerde olan bir seri olayı genel çizgileriyle okuyucuya ileten bir tekniktir.
  • Biraz unutkan okuyucuyu uyarmak, geride kalan olayları ona hatırlatmak için bu teknik özellikle 19. yüzyılda kullanılmıştır.
  • Modern romanda, özetleme tekniğinden daha az yararlanılmıştır.
  • Özetleme tekniği, gereksiz ayrıntıyı silen, dolayısıyla esere derli toplu bir görünüm kazandıran bir yoldur. Bu yöntemle olay ve kişiler, belirgin yön ve çizgileriyle tanıtılır, anlatılır. Sayfalar boyu sürecek -belki de okuyucuya sıkıcı gelecek tanıtma meselesi, birkaç satır veya paragrafla çözümlenmiş olur.




Liselere Giriş Sınavı (LGS)

Temel Yeterlilik Sınavı (TYT)
18 Haziran 2022 Cumartesi

Alan Yeterlilik Sınavı (AYT)

Türk Dili ve Edebiyatı Konuları

ROMANDA MODERNİZM

19. yüzyılda büyük gelişme sağlayan geleneksel roman anlayışı devam ederken 20. yüzyılın ilk çeyreğinde yeni bir roman anlayışı ortaya çıkar. Aydınlanmayla birlikte oluşan, hümanizm ve demokrasi temeli üzerine yükselen bir düşünce sistemi olan modernizm, birçok alanı olduğu gibi romanı da etkilemiştir.

I ve II. Dünya Savaşları’nın insanlık üzerindeki yıkıcı etkileri modernizmin doğuşunda büyük rol oynamıştır. “İnsan, yaşadığı dünyada hep acılarıyla baş başa kalmış ve yalnızlıktan kurtulamamıştır. Öyleyse insanın bu durumunu anlatmak gerekir.” görüşünden hareket eden modernist romancılar, geleneksel romancıların aksine kişilerin iç dünyalarını romanlarına katmayı ve “dün–bugün–yarın”dan oluşan zaman zincirini kırmayı hedeflerler. Kişilerin anılarını ve bilgilerini, kafalarından neler geçtiğini, dillerinden dökülmeyip kalplerine gömdüklerini okuyucuya aktarabilmek için bilinç akışı, iç konuşma ve iç diyalog gibi teknikleri kullanırlar. Sinemadan aldıkları geriye dönüş tekniği ile de keskin zaman zincirini kırmayı amaçlarlar. Bu teknikler sayesinde okuyucu hem karakterler hakkında daha doğru bilgiler edinir hem de bugünün durdurulduğu, geçmişin araya girdiği iç içe geçmiş zaman ve olaylardan oluşan bir hikâye okur. Yazar romanın bazı bölümlerinde, Turgut’u, içinde bulunduğu yaşamdan geçmişine götürmüş, iç dünyasını kahramanına söyleterek modernist romana özgü geriye dönüş tekniğinden yararlanmıştır.

Modernist romanlarda neden–sonuç ilişkisi ortadan kalkmıştır. Roman, en baştan başlamak veya belirli bir biçimle bitmek zorunda değildir. Yazar, insan dışındaki dünyayı yalın biçimde yansıtmaktan kaçınır, geleneksel anlatımın dışına çıkar, yer yer alegorik anlatımdan yararlanır, kelimelerin çağrışım gücünden yararlanarak şiirsel bir dil kullanır. Tutunamayanlar romanında da başı ve sonu belli olan bir olay yoktur. Mekân, kişi, olay yerine bireyin iç dünyasına yönelme söz konusudur.

Modernist yazarlar, tek bir cümlenin bile atlanamayacağı bir yapı kurarlar. Bu yapı bilinçli kurgulanmış bir yapıdır ve okuru etkin kılar. Bu tür romanlarda en önemli tema yabancılaşmadır. Çoklu anlatıcı, çoklu bakış açısı da modernist romanların başka bir özelliğidir. Okuduğunuz metinde de yazar, Turgut karakteriyle çevresine yabancılaşan, iç dünyasına yönelen bireyi ele almış; kahraman, gözlemci, ilahi anlatıcı bakış açılarını kullanmıştır.

MODERNİST ROMANLARDA ANLATIM

Anlatı türlerinde anlatıcı ile eser arasında önemli bir bağ bulunur. Anlatım teknikleri; yazarın duygu, düşünce, hayal, bilgi vb. dünyasını okuyucuya ilettiği en önemli araçlardan biridir. Yazar, eserinin konusuna, temasına ve amacına uygun olan anlatım tekniklerini kullanarak okuyucuya ulaşmak ister. Klasik anlatı türleri, yapı ve içerik bakımından karmaşık değildir. Ancak modern anlatı türlerinde yeni anlatım teknikleri kullanılmış, bu da anlatımda çeşitliliğin artmasını sağlamıştır. Modernist romanlarda özellikle bilinç akışı, iç çözümleme, geriye dönüş tekniklerinden sıklıkla yararlanılır.

MODERNİST ROMANLARDA BİLİNÇ AKIŞI TEKNİĞİ

Bilinç akışı tekniği, özellikle psikolojik eserlerde kullanılan bir teknik olup bireyin gizli yönlerini belirten etkili bir yöntemdir. Bu teknikte karakterin düşünceleri olduğu gibi ifade edilmeye çalışılır. Yazarlar, kronolojik zamana bağlı kalmaksızın, insanın bilinçaltının derinliklerine inebilirler. Bilinç akışı tekniğinde karakterin kesik cümlelerle, bir bütünlük içermeyen, çoğu zaman mantıksal çizginin dışına taşan karmaşası dile getirilir. Kahramanın kafasından geçenler düzensiz bir şekilde, çağrışımlarla farklı yönlere gider. Burada, roman karakterinin anlattıklarının çoğunda geçmişle şimdiki zaman, gerçekle hayal, kendi iç hesaplaşmaları bir aradadır. Bu teknikte duygu ve düşüncelerdeki karmaşıklık dikkati çeker. Tutunamayanlar romanından alınan 190. sayfadaki parça Turgut’un bir iş için geldiği Ankara’da Nermin’in akrabalarına uğrarsa ne tip konuşmalar olabileceğini kafasında şekillendirmeye çalıştığı, bir yandan da kendi kendisi ile iç konuşmalar yaptığı bilinç akışı tekniğine örnektir.

“Sizlere uğramadan edemedim. Şehri çok güzel ve değişmiş buldum. Yeni taşındığınız evi bulmakta güçlük çekmedim. Oğlunuz çok büyümüş. İnşallah büyüyünce sen de Turgut amcan gibi mühendis olursun. Daha beter olsun. Nermin ne yapıyor. İyidir, selam ve sevgileri var. İnşallah bir dahaki sefere onu da getiririm. Sen derslerine çalışıyor musun bakayım? Kaşlarını çattı. Amcalar bazen kaşlarını çatar, onlara güven olmaz. Süheyla’yı hatırlayacaksınız, teyzemin gelini. Nermin’le birlikte geliniz bir dahaki sefere. Geliriz dedik ya uzatmayın. Gitmiş kadar oldum.”

MODERNİST ROMANLARDA İÇ ÇÖZÜMLEME TEKNİĞİ

İç çözümleme, anlatı türleri içinde kahramanların iç dünyasının, duygu, düşünce ve hayallerinin yazar tarafından ifade edildiği bir anlatım tekniğidir. Bu tekniği kullanan yazar, mümkün olduğunca objektif olur. İç çözümleme tekniği kahramanların tanıtımına yardım ettiği gibi anlatımın gerçekliğe daha da yakın olmasını sağlar. Okuduğunuz metinden alınan aşağıdaki parçada Turgut’un tedirginliği, korkusu, içindeki tepkileri yazar tarafından verilerek iç çözümleme tekniğinden yararlanılmıştır.

“Turgut, önündeki direksiyona, belli etmek istemediği bir çekingenlikle bakıyordu. Kimse sezmeden, korkusunu fark etmeden, bu inatçı ve onu tanımayan sertlikle nasıl uyuşabilecekti? Öğrendikten sonra, bütün zorluklar geride kaldıktan sonra vücudun her parçasında, başlangıçta bu makine kadar kör ve inatçı olan direnmenin yumuşadığını, mümkün olduğunu gördüğü zaman, yazık ki geçiş süresini unutuverir insan.”

MODERNİST ROMANLARDA GERİYE DÖNÜŞ TEKNİĞİ

Geriye dönüş, zamanın kurgusuyla ilgili bir tekniktir. Anlatıcı, şimdiki zamandan önceki zamanlara giderek kahramanın geçmişinde meydana gelmiş bir veya birkaç olayını anımsatır. Geriye dönüş tekniği, konunun daha iyi anlaşılmasında, kahramanların tanıtılmasında ve olayların sebeplerinin ortaya konmasında anlatıcıya yardımcı olur. Okuduğunuz metinden alınan aşağıdaki parçada Turgut’un araba sürmeyi öğrendiği ve eşiyle konuştuğu zamandan üniversite yıllarına gidilerek geriye dönüş tekniği yapılmıştır.

“Üniversitede ders çalışırken de Selim, arkadaşlarına böyle takılırdı. Kim çıkarmıştı bu sözü? Kenan çıkarmıştı. Yüksek matematikten haziranda geçince, Selim’le bir olup, etüd odasında, çalışmaya çalışan Turgut’un baş ucundan ayrılmamışlardı. Kenan, Selim’in okulda tanıdığı ilk insandı. Turgut’un onları ilk farkettiği gün, sıranın üstüne bir şeyler yazıyorlardı.”

Yazdır

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır