Tam kan sayımı yani diğer adıyla hemogram testi kanınızı oluşturan hücresel elemanları gösteren kan tahlilidir.
Hemogram, bir kan örneği üzerinde yapılan, çok sayıda değeri barındıran bir test grubudur. Hemogram, vücutta herhangi bir hastalık ve enfeksiyonun varlığını kontrol eden geniş bir tarama paneli görevi görür. Hemogram, esas olarak kanın üç bileşenini, yani kırmızı kan hücrelerini, beyaz kan hücrelerini ve trombositleri test eder.
Yakınmalarınızı dinleyen ve muayenenizi yapan doktorunuz yaşadığınız sağlık sorununun vücudunuzda ne gibi değişiklikler yarattığını bu kan tahlili ve diğer bulguları birleştirerek anlamaya çalışır. Gerektiğinde başka tahliller de isteyebilir.
Doktorunuzun sizden hemogram testi istemesinin farklı nedenleri olabilir.
Tam kan sayımı testi ile beraber başka ek kan testleri istenmediyse genellikle test öncesi açlık istenmez. Ancak hemogram testinizle beraber açlık gerektiren başka bir kan ölçümü yapılacak ise doktorunuz tahlilden belirli bir süre önce yemeyi ve sıvı tüketimini durdurmanızı isteyebilir. Kan tahlili için hastaneye gittiğinizde bir sağlık görevlisi kol damarınızdan gerekli miktarlarda kan örnekleri alarak bunları tüplere yerleştirir. Kan örneği bebekten alınacaksa, topuk kanı tercih edilebilir. Alınan numuneler tahlil edilmek üzere laboratuvara gönderilir.
Tam kan sayımı yapılmasını gerektirecek olası belirtiler şöyle sıralanabilir;
Tam kan sayımı ile kandaki birçok bileşenin değerleri kontrol edilir. Tam kan sayımında istenen ölçümler şunlardır;
Tahlil sonuçları genellikle birkaç saatlik bir zaman diliminde hazır olur. Tahlil sonuçları iki sütun halinde sıralanır. Her bir tahlil için olması gereken normal aralık değerleri de bu belgede yer alır. Böylece sonuçlarınızın normal aralıklarda olup olmadığını siz de görebilirsiniz.
Sonuçları kendi başınıza yorumlamanız yanlış olur çünkü bu sonuçlara etki eden pek çok değişken bulunmaktadır ve bu konuda doktorunuzun değerlendirmeleri önemlidir. Mesela hafif bir anemi bile sonuçlarınız üzerinde etkili olabilir.
Yaygın olarak kullanılan referans değerleri şöyledir:
Hemoglobin Normal Aralığı
Erkek (15+ yaş): 13,0 - 17,0 g/dL
Kadın (15+ yaş): 11,5 - 15,5 g/dL
Hematokrit Normal Aralığı
Erkek: Yüzde 40 - 55
Kadın: Yüzde 36 - 48
Trombosit Sayısı Normal Aralığı
Yetişkin: - /mL
Beyaz Kan Hücresi (WBC) Normal Aralığı
Yetişkin: /mL
Tam kan sayımı testi birçok sağlık sorunun teşhisine önemli katkılarda bulunur.
Hemogram testinin sonuçları kesin olarak bir sağlık sorununuz olduğu anlamına gelmez. Herhangi bir sağlık sorununuz ya da şikayetleriniz yoksa ve sonuçlarınız referans aralık değerlerine yakınsa genellikle endişe etmeyi gerektirecek bir durum yoktur. Değerleriniz normal aralığın üzerindeyse bu durumda doktorunuz bu değerleri takip etmeyi ister ya da ek testler talep edebilir. Öte yandan kanser gibi önemli bir hastalığınız varsa ve bazı değerleriniz çok yüksekse tedavi sürecinizde değişikliklere gidilebilir.
*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.
Contents
Devlet kurumları veya özel şirketler tarafından birçok işleme istinaden talep edilebilen heyet raporu, kişinin sağlıkla ilgili profilini gösteren belgedir. İstenilen Tahlil ve Testler:
Tam Kan Sayımı, CBC, Hemogram, Diferansiyel ile CBC, TKS isimleriyle de bilinen bir testtir. Tam Kan Sayımı testi anemi, enfeksiyon ve birçok başka hastalığın kontrolünde yaygın biçimde tarama testi olarak kullanılır.
Kan tahlilinde kan grubunun belirlenmesinin yanı sıra, hepatit, frengi ve AIDS gibi hastalıkların olup olmadığına da bakılıyor.
OSGB İşyeri hekimleri; işe giren her işçiye gerekli muayeneleri yapar, poliklinik ve laboratuvar tahlil raporlarını inceler ve işe uygunluklarını onaylar. Yapılan iş türüne göre belirlenen periyotlarda çalışanların periyodik muayenelerini yaparak mesleki maruziyetleri belirler ve işyeri sağlık gözetimlerini yaparlar.
Bu gün evlilik öncesinde yaptırılan testler;
Nikah işlemleri için gerekli olan sağlık raporunda genellikle kan tahlili ve akciğer filmi istenmektedir. Kan testleri ile beraber kan grubu belirlenir ve hepatit, frengi ve AIDFS gibi hastalıkların var olup olmadığı kontrol edilir. Ayrıca çiftlerin kan uyuşmazlığı olup olmadığı da kan testleri ile belirlenmektedir.
EVLİLİK ÖNCESİ TESTLERİ
Doç. seafoodplus.info Furuncuoğlu, kan tahlillerindeki genetiği bize şöyle anlattı:
Bu sağlık raporları da hükümet tabipliği, sağlık ocakları, Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlama Merkezlerinden alınabiliyor.
Heyet raporu hem devlet hem de özel hastanelerden kolay bir şekilde alınabilir. Bunun yanı sıra hastaneye gidilmeden önce matbu dilekçe doldurulur. Doldurulan dilekçede kişinin adı, soyadı, iletişim bilgileri ile tüm detaylar ayrıntılı olarak yazılır.
Tam teşekküllü sağlık raporu, devlet hastanelerinden, özel hastanelerden ve aile hekimlerinden alınabilir. Belirlenen doktorlara tek tek muayene olup onay almak gerekmektedir. Bu konuyu sakın ihmal etmeyin. Kontrolünüzü yaptırıp ondan sonra onay almalısınız.
T.C. Sağlık Bakanlığına bağlı devlet hastanelerinden alacağınız; Hekim raporu 50 TL Sağlık Kurul raporu ise TL dir. Eğitim ve araştırma hastaneleri, tıp fakülteleri veya üniversiteye bağlı hastanelerde alacağınız; Hekim raporu 75 TL Sağlık Kurul raporu ise TL dir.
Aile hekimlerinin direkt olarak sağlık raporu verme yetkisi bulunmamaktadır. Bunun dışında eğer sağlık raporu alacak olan kişi; 50 kişiden daha az çalışanın olduğu ve az tehlikeli sınıfa giren bir işe girecek ise, Aile Hekimi ve Toplum Sağlığı Merkezi üzerinden sağlık raporu alabilmektedir.
Vücudumuzda gelişen sağlık sorunlarının etkisiyle çeşitli biyokimyasal olaylar meydana gelir. Bu olaylar, hastalıkların tanı ve takibinde değerlendirilmek üzere klinikte yürütülen tetkikler ile incelenebilmektedir. Özellikle enfeksiyon hastalıkları ile iltihabi rahatsızlıkların değerlendirmesinde oldukça önemli olan tahlillerden biri, PCT testi olarak da bilinen prokalsitonin testidir.
Prokalsitonin veya kısaca PCT, vücutta iltihabi reaksiyonların ortaya çıkmasını takiben kanda yükselen peptitlerden biridir. Vücudumuz; hem bağışıklık sisteminin desteklenmesi hem de iltihabı (enflamasyon) meydana getiren hastalık etkeninin elimine edilerek vücuttan atılımının kolaylaştırılması adına, çeşitli maddelerin vücuttaki üretimini artırırken bazılarınınkini düşürür. Bu maddelere akut faz reaktanları adı verilir.
Bu bağlamda; fibrinojen, C-reaktif protein (CRP), ferritin gibi maddeler, enflamasyon durumunda kandaki miktarı arttığından pozitif akut faz reaktanları olarak kabul edilir. Yine bir enflamasyon durumunda transferrin, retinol bağlayıcı protein gibi çeşitli moleküller; kandaki seviyeleri düştüğü için negatif akut faz reaktanları arasında yer alır. Prokalsitonin ise pozitif akut faz reaktanlarından biridir.
Bununla birlikte, prokalsitonin yüksekliği diğer maddelere nazaran daha spesifik ve kıymetli bilgiler sunabilir. Bu nedenle, özellikle yataklı servis ve yoğun bakım üniteleri gibi bölümlerdeki hastaların sağlık durumlarının değerlendirmesinde prokalsitonin seviyesindeki değişimler incelenir.
Prokalsitonin molekülü adet amino asitten oluşan bir proteindir ve vücudumuzda tiroit bezinde parafolliküler C hücreleri tarafından üretilerek kana verilir. Sağlıklı bireylerde kandaki seviyesi 0,05 ng/mL’dan düşüktür. PCT tetkiki, birçok yönüyle kendisine benzer diğer tetkiklere nazaran çeşitli avantajlara sahiptir. Bu özellikler aşağıdaki gibi özetlenebilir:
•PCT değerindeki değişimler bakteriyel enfeksiyon gibi özel durumlara özel olarak meydana gelir. PCT seviyesi hızla artmaya başladığında, vücutta bakteriyel bir enfeksiyonun varlığı yönünden inceleme başlatılması gerekebilir. Bunun aksine, benzer durumlarda değerlendirilen sedimantasyon ve C-reaktif protein (CRP) gibi değerler iltihabi reaksiyonun varlığını gösterirken, bakteriyel enfeksiyon hakkında belirli bir bilgi vermez.
•Hastalığın meydana gelmesini takiben 2 ila 4 saat içinde kandaki miktarı artan PCT, saat içinde pik yaparak en yüksek seviyesine ulaşır. Enfeksiyon hastalıklarında sık kullanılan diğer bir madde olan CRP’ye göre daha hızlı yükseldiğinden, özellikle hastalıkların erken teşhisi için oldukça faydalı ve avantajlıdır.
•PCT değerindeki değişimler hastadaki bağışıklık sisteminin çeşitli seviyelerdeki yetmezliği durumlarından etkilenmez.
•PCT değerinin yüksekliği ile altta yatan hastalığın şiddeti birbiriyle doğru orantılıdır. Bir başka deyişle, PCT değeri ne kadar yüksekse hastalık o kadar şiddetli seyreder. Benzer şekilde, etkili bir tedavi ile giderilen enfeksiyon sonrasında PCT değeri hızla düşüş gösterir. Bu sayede verilen tedavinin etkinliği PCT takibi yapılarak değerlendirilebilir.
Hastalar çeşitli belirtiler ve şikayetler gösterdiğinde, enfeksiyon durumlarından şüphelenilerek PCT tahlili yapılması gündeme gelebilir. Buna göre aşağıdaki belirtileri gösteren kişilerde PCT testi önemli veriler sunabilir:
•Yüksek ateş
•Terleme
•Halsizlik
•Yaygın kas ve eklem ağrısı
•Baş ağrısı
•Çarpıntı
•Nefes darlığı
•Tansiyon düşüklüğü
Enfeksiyonun geliştiği bölgeye bağlı olarak başka belirtiler de ortaya çıkabilir. Solunum yolu enfeksiyonlarında göğüs ağrısı, öksürük ve balgam görülebilirken; idrar yolu enfeksiyonlarında idrar yaparken yanma, sık idrara çıkma gibi bulgular gelişebilir. Bu nedenle, PCT testi öncesi mutlaka uzman bir hekimin değerlendirmesine ihtiyaç vardır.
PCT değerindeki yüksekliğin seviyesine bağlı olarak hastalık tablosu hakkında önemli veriler elde edilebilir. Bu doğrultuda, aşağıda PCT değerlerinin ifade ettiği anlamlar özetlenmiştir:
•PCT’nin kan değeri 0,05 ng/mL’den düşük olduğunda, hastada bir enfeksiyonun varlığı genellikle söz konusu değildir.
•PCT değeri 0,5 ile 2 ng/mL arasında olan kişilerde bakteriyel bir enfeksiyonun geliştiği düşünülür.
•PCT değeri 2 ile 10 ng/mL arasında olan kişilerde ise daha ileri safhaya geçerek sepsise yol açmış bir enfeksiyonun varlığı araştırılır.
•PCT değeri 10 ng/mL’nin üzerine çıktığında şiddetli sepsisten söz edilir. Bu durumda hayati tehlike ciddi anlamda artar.
Bunların yanında, daha doğru bir değerlendirme yapılabilmesi için, PCT değerlerinin hastaya bağlı olarak ek sağlık problemleri ile beraber değerlendirilmesi önemlidir. Örnek olarak; hastaya yapılan bir cerrahi işlem veya girişimsel yöntem sonrasında bu uygulamaya bağlı iltihabi reaksiyon gelişebildiğinden, PCT değeri olması gerekenden çok fazla yükselebilir. Bu nedenle PCT sıklıkla tek bir değere göre değil; günler içindeki takibi esnasında belirlenen değişimlere göre incelenir.
Ayrıca, PCT değeri yüksek bulunan bir hastada başlatılan antibiyotik tedavisi esnasında, PCT takibi yapılarak gün içindeki değişimlere göre antibiyotik tedavisinin etkinliği de değerlendirilebilir. PCT değerinde düşüş izlenmesi başarılı tedaviyi gösterirken; sebat eden veya yükselen değerlerde verilen tedavinin gözden geçirilmesi gerekir.
PCT değeri özellikle aşağıdaki sağlık sorunlarında sıklıkla yüksek tespit edilmektedir:
•Üst veya alt solunum yolu enfeksiyonları
•Sepsis
•Çoklu organ yetmezliği sendromu
•Cerrahi işlemler sonrası yara yerinde gelişen enfeksiyonlar
•Yanık
•Menenjit gibi sinir sisteminin enfeksiyonları
•İdrar yolu enfeksiyonları
•Tiroit kanseri
•Böbrek yetmezliği
•Dolaşım yetmezliği ve şok
•Bağışıklık sistemini güçlendiren çeşitli ilaç tedavileri
PCT değerinin yükselmesi genel olarak bakteriyel enfeksiyon şüphesini ortaya çıkardığından, hastaların öncelikle uzman bir hekim tarafından ayrıntılı bir hastalık öyküsü alınır ve şikayetleri sorgulanır. Ardından, detaylı bir fizik muayene ile bulgular incelenir; gerekli görüldüğü takdirde ek laboratuvar ve görüntüleme tetkiklerine başvurulabilir. Tüm bunların sonucunda altta yatan sağlık sorunu tespit edilerek tanı konur ve gerekli tedavi yöntemi planlanır.
Bakteriyel enfeksiyonlarda en sık başvurulan yöntem antibiyotik tedavisidir. Bu kapsamda, altta yatan enfeksiyonun etkeni olan bakteri izole edilerek kültür testi yapılır. Kültür tetkikinde, bakterinin çeşitli antibiyotiklere karşı direncinin olup olmadığı tespit edilebilir. Bu sayede, bakteriye karşı en başarılı antibiyotik tedavide kullanılır.
Bazı enfeksiyon hastalıklarında bakteriler vücutta apse gibi komplikasyonlara yol açabilir. Bu durumlarda, apsenin drene edilmesi gibi cerrahi tedavi yöntemlerine ihtiyaç duyulabilir.
Bunların yanında PCT yüksekliğinin; girişimsel işlemler, yanıklar, çeşitli kronik hastalıklar ve tiroit bezinin tümörleri gibi farklı durumlardan kaynaklanabileceği unutulmamalıdır. Enfeksiyona yönelik araştırmalarda yeterli kanıt bulunamadığında, bu nedenlere yönelik ayırıcı tanı yapılmalı ve tespit edilen soruna göre spesifik tedavi yöntemine başvurulmalıdır.