mirasın reddi halinde miras kime geçer / Reddi Miras Yapıldığında Miras Kime Kalır? - Milliyet Emlak

Mirasın Reddi Halinde Miras Kime Geçer

mirasın reddi halinde miras kime geçer

Reddi Miras veya Mirasın Reddedilmesi Davası

Reddi Miras (Mirasın Reddi) Nedir?

funduszeue.info Bayram1

Mirasın reddi, diğer bir deyişle reddi miras; miras bırakanın ölümü üzerine yasal veya atanmış mirasçıların ölenin her türlü borç ve alacaklarıyla birlikte oluşan mirasın hak ve yükümlülüklerini reddetmesi olarak tanımlanabilir.

Miras hukukunda geçerli olan külli halefiyet ilkesi gereği, yasal ve atanmış mirasçılar miras bırakanın ölümüyle kendiliğinden mirasçılık sıfatını kazanırlar. Mirasçılık sıfatı kazanıldığında artık miras bırakanın borçlarından yalnız tereke ile değil kendi şahsi mal varlıklarıyla da sorumlu hale gelirler.

Miras, miras bırakanın ölümü ile mirasçılara derhal ve kanunen geçer (MK. ). Bunun için kural olarak mirasçıların bir irade açıklamasında bulunmalarına gerek yoktur. Külli halefiyet ilkesi sonucu miras bir bütün olarak ve kendiliğinden mirasçılara geçer. Miras bırakanın alacak ve borçları da mirasçılara geçer ve mirasçılar bundan sadece tereke ile değil kendi kişisel mal varlıkları ile de sorumlu olurlar. Miras bırakanın bu şekilde borca batık olduğu durumlarda mirasçıların bundan sorumlu olmaması için “mirasın reddi” müessesi vardır.

Mirasın reddi hakkına yasal ve atanmış mirasçılar sahiptir. Mirasın reddi ancak mirasın intikalinden sonra mümkündür. Miras bırakanın ölümü üzerine miras kendiliğinden mirasçılara geçeceğinden ancak bundan sonra miras reddedilebilir. Miras bırakan ölmeden red hakkı doğmaz. Miras bırakan ölmeden önce ancak mirastan feragat sözleşmesi yapılması ya da miras hakkının temliki mümkündür. Mirasın reddi, Medeni Kanun (MK) maddeleri arasında düzenlenmiştir.

Mirasın paylaşılması ve reddi, atanmış veya yasal mirasçıları ilgilendiren önemli bir konudur. Atanmış veya yasal mirasçılar iki şekilde “reddi miras” talebinde bulunabilirler:

  • Mirasın Gerçek Reddi

  • Mirasın Hükmen Reddi

Mirasın Gerçek Reddi Nedir?

MK m’a göre ayırt etme gücüne sahip ve ergin olan mirasçıların yazılı veya sözlü olarak mirası reddettikleri yönündeki kayıtsız ve şartsız beyanlarını Miras bırakanın son yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesine bildirmeleri ile miras reddedilir. Bu haklarını kullanabilmeleri için miras bırakanın ölümü ve mirasın intikal etmiş olması gerekir. Bu ret beyanı herhangi bir şekil şartına tabi değildir. Yazılı veya sözlü olarak mahkemeye bildirilmesi yeterlidir.

Mirasın reddi için mirasçının fiil ehliyetine sahip olması gerekir. Çünkü ret beyanıyla birlikte tereke borçlarından sorumluluktan kurtulurken aynı zamanda mirasçı olma hakkı da ortadan kalkar. Ret beyanı özel yetkiye sahip temsilci tarafından da kullanılabilir. Tam ehliyetsizin ret beyanı yasal temsilci tarafından yapılır. Vesayet altındakiler için vasinin beyanının yanında sulh veya asliye hukuk mahkemelerinin izni de gerekir (MK m). Sınırlı ehliyetsizlerde yasal temsilcinin onayı ile ya kendisi ya da yasal temsilcisi doğrudan ret beyanında bulunabilir. Yasal danışman atanmış sınırlı ehliyetlilerin ret beyanının tam ehliyetlilerdeki gibi geçerli olduğu kabul edilmektedir. Mal ortaklığı rejiminde eşlerden biri diğerinin rızası olmadan ortaklık mallarına girecek bir malı reddedemez ve tereke borca batık ise bunu kabul edemez (MK m).

Ret beyanın kayıtsız ve şartsız olması gerekir (MK m). Aksi taktirde kayda ve şarta bağlanmış ret beyanı geçersiz olacağından mirasçı mirası kazanır. Bunun istisnası MK m’de düzenlenen sonradan gelen mirasçı lehine mirasın reddidir. Burada mirası reddeden mirasçılar kendilerinden sonra gelen mirasçıların, mirasın resmi tasfiyesinden önce, mirası kabul veya redde davet edilmelerini talep edebilirler. Bunun üzerine red keyfiyeti o mirasçılara resmen tebliğ edilir. Bu mirasçılar bir ay içinde mirası kabul etmezse miras onlar tarafından da reddedilmiş sayılır ve miras iflas hükümlerine göre tasfiye edilir(TMK m)

Mirasın Reddi Nasıl Yapılır?

Mirasçı miras bırakanın son yerleşim yerindeki Sulh Hukuk Mahkemesine yazılı veya sözlü olarak beyanda bulunmak suretiyle mirası reddedebilir(TMK. m. ) Bu ret beyanı mirasın tümünü kapsayacak şekilde kayıtsız ve şartsız olmak zorundadır. Miras kısmen reddedilemez. Aksi halde mirasçı mirası iktisap eder.

Mirasın reddi işlemi yanılma, aldatma, korkutma sonucu olmamışsa ret beyanının Sulh Hakimince tescil işlemi yapıldıktan sonra tek taraflı olarak dönmek mümkün değildir. Yanılma, aldatma veya hile sonucu mirasçının ret beyanında bulunması halinde yapılan ret işlemi için iptal talebinde bulunulabilir.

Mirasın Reddi Hangi Sürede Yapılmalıdır?

Mirasın reddi için kanunda üç aylık hak düşürücü süre öngörülmüştür. Buna göre miras bırakanın ölümünden veya mirasçının mirasçı olduğunu öğrenmesinden itibaren üç aylık süre içinde mirasın reddi talebinde bulunması gerekir. Bu ret talebi Sulh Hakiminin taktir yetkisi olmadan tescil edilir.

Miras üç ay içinde reddedilebilir. Bu süre yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendiklerini ispat etmedikçe miras bırakanın ölümünden itibaren, atanmış mirasçılar için tasarrufun kendilerine resmen bildirildiği tarihte işlemeye başlar (TMK. m. ). Bu süre içinde reddedilmeyen miras iktisap edilmiş olur.

Diğer bir süre olarak resmi defterin tutulduğu hallerde ret süresi bir ay olarak düzenlenmiştir (TMK. m. ). Defter inceleme süresi bittikten sonra mirasçı mirası reddettiğini, resmi tasfiye istediğini veya deftere göre ya da kayıtsız şartsız kabul ettiğini beyan etmelidir. Ancak gerekli hallerde hakim ek süre verebilir (TMK. ). Bu bir aylık süre tereke defteri tutan Sulh Mahkemesinin mirasçıları tereke hakkında kararlarını açıklamak üzere mahkemeye davet ettiği çağrının mirasçılara tebliği ile başlar (TMK m. ).

Mirasın reddi ile ilgili sürelerin başlangıcı şu şekillerde gerçekleşir:

  • Yasal Mirasçılar İçin: Kural olarak yasal mirasçılar için bu süre miras bırakanın ölümünü öğrendikleri anda başlar (TMK m). Eğer mirasçılık sıfatı daha sonradan öğrenilmiş ise bu tarih başlangıç olarak kabul edilir. Yasal mirasçının ölüme bağlı tasarruf ile miras dışında bırakılmış olması halinde ret süresi bu tasarrufun iptal edildiğinin mirasçı tarafından öğrenildiği anda başlar.

  • Atanmış Mirasçılar İçin: Atanmış mirasçılar için ret süresi üç aydır (TMK m. ). Bu süre mirasçı olduklarını Sulh Mahkemesinin Vasiyetnameyi resmi olarak açması ve onlara tebliğ etmesi ile başar. Miras sözleşmesi ile atanan mirasçılar için bu süre yasal mirasçılarla aynı şekilde işler. Bu sözleşme ile üçüncü kişi atanmış olması halinde vasiyetnamedeki gibi resmi bildirim ile başlar.

  • Koruma Önlemi Olarak terekenin Deftere Geçilmesi: Koruma önlemi olarak terekenin yazımı halinde mirası ret süresi yasal ve atanmış mirasçılar için yazım işleminin sulh hakimi tarafından kendilerine bildirilmesi ile başlar (TMK m).

  • Ret Hakkının Sonradan Gelen Mirasçılara Geçmesi: Mirası reddetmeden ölen mirasçının ret hakkı kendi mirasçılarına geçer (TMK m. ). Bu durumda ölen mirasçının yerine geçen mirasçının iki ret hakkı doğar. Bu mirasçı hem kendi miras bırakanının kendisine bıraktığı mirası ret hakkına sahiptir, hem de kendi miras bırakanına onun miras bırakanından kalan mirası ret hakkına sahiptir. Mirasçı bu iki mirası reddedebileceği gibi sadece kendi miras bırakanına kalan mirası da reddedebilir. Ancak mirasçı kendi miras bırakanından kalan mirası reddedip, miras bırakanına kalan mirası kabul edemez. Çünkü ilk miras, ona mirası reddetmeden ölen kendi miras bırakanının terekesinin bir parçası olarak geçmektedir.

  • Sürenin Uzatılması ve Yeni Süre Verilmesi: Önemli sebeplerin varlığı halinde sulh hakimi yasal ve atanmış mirasçılara verilen ret süresini uzatabilir veya yeni bir süre verebilir (TMK m). Bunun için taleple birlikte haklı bir sebep olmalıdır.

Reddi Miras Beyanı Hangi Mahkemeye Yapılır?

Mirasın reddi talebi mirasın açılacağı yerin Sulh Hukuk Mahkemesine yapılır. Bu da miras bırakanın yerleşim yeri mahkemesidir. Ret beyanı mirasın açıldığı yerin Sulh mahkemesi tarafından mahkemenin özel kütüğüne tescil edilir (TMK m). Mirası ret talebinde bulunan mirasçıya talep halinde mirası reddettiğine dair bir belge verilir (TMK m. )

Reddi Miras Beyanı İptal Edilebilir Mi?

Kural olarak miras reddedildikten sonra bundan dönmek mümkün değildir. Ancak Borçlar kanunu m. 23 vd. çerçevesinde yanılma, aldatma, korkutma sonucu mirasçının ret beyanında bulunması halinde yapılan ret işlemi için iptal talebinde bulunulabilir. Mirasçı ret beyanının iptalini dava yolu ile ileri sürecektir.

Mirasın Reddi Hakkı Düşer mi?

Yasal süresi içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız, şartsız kazanmış olur (TMK m. ) Bu süre dolmadan mirasçı olarak tereke işlerine karışan, olağan yönetim dışındaki tereke işlerini yürüten ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine mal eden mirasçı artık mirası reddedemez. Mirası ret hakkı şu hallerde düşer:

  • Üç aylık ret süresinin dolması (TMK m. ).
  • Feragat Sebebiyle Ret Hakkının Düşmesi; Mirası redden feragat etmek isteyen mirasçı yazılı veya sözlü olarak miras bırakanın son yerleşim yeri Sulh Mahkemesine beyanda bulunabileceği gibi bu beyanı ilgililere de (mirasçılar, vasiyet alacaklıları, tereke alacaklıları) yöneltebilir.
  • Tereke İşlerine Karışması Nedeni İle Ret Hakkının Düşmesi; Mirasçılardan biri terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan ve miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapmak suretiyle tereke işlerine karışırsa, bu durum mirasçının mirası örtülü olarak kabul ettiğini gösterir ve mirasçının mirası ret hakkı sona erer (TMK m. ). Yapılan bu işlemlerin olağan olup olmadı işlemin mahiyetine göre belirlenir.

Miras bırakanın zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin dolmasına engel olmak için dava açması veya cebri icra yoluna başvurması ret hakkını ortadan kaldırmaz(TMK m. /ll). Buradaki amaç terekenin menfaatini korumak olduğu için mirasçı tereke işlerine karışmış olsa da ret hakkı düşmez. Yine Yargıtay’a göre mirasçılık belgesi almak tereke işlerine karışmak olarak nitelendirilemez ve bu eylem mirası örtülü kabul anlamına gelmez.

Sosyal güvenlik kurumunca dul veya yetim maaşı verilmesi tereke işlerine karışmak olarak değerlendirilemez. Dul veya yetim maaşı almak ret hakkının düşmesine yol açmaz. Yargıtay “destekten yoksun kalma” tazminatının mirasçılık sıfatından bağımsız bir nitelik taşıdığını, mirasın reddedilmiş olmasının bu tazminatın talep edilmesine engel olmadığını belirtmiştir.

Mirasçıların tereke işlerine karışması olgusu hakim tarafından somut olayın yani mirasçının tereke ile ilgili yaptığı işlerin özelliklerine göre değerlendirilecektir. Bu şekilde örtülü bir kabul olup olmadığı ortaya konulacaktır.

  • Mirasçının Terekeye Ait Bir Malı Kendisine Mal Etmesi veya Gizlemesi Nedeni ile Ret Hakkının Düşmesi; Mirasçılardan birinin ret süresi içinde terekeye ait bir malı gizlemesi veya kendisine mal etmesi halinde mirasçının ret hakkı düşer ve mirasçı mirası kabul etmiş sayılır (TMK m. ). Bu eylemi yapan kişinin mirasçı olduğunu bilmesi ve kasten hareket etmesi gerekir.

Mirasın Hükmen Reddi Nedir? Nasıl Yapılır?

Miras bırakanın ölümü tarihinde ödemeden aczi açıkça belli ve resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır (TMK m. /ll). Hükmi rette şartların varlığı halinde herhangi bir irade açıklamasına gerek yoktur. Bu halde kabul ve ret için bir süre öngörülmemiştir. Bunun tespiti mahkemeden her zaman istenebileceği gibi, tereke alacaklılarının açtıkları davalarda da her zaman ileri sürülebilir.

Hükmi ret halinde de mirasçılar mirasın açılmasıyla terekeyi bir bütün olarak kazanırlar ancak bu kazanma geçicidir. Mirasçı mirası reddettiğini beyan etmek zorunda değildir. Karine olarak Mirasçıların ret süresini susarak geçirmeleri halinde mirası reddettikleri kabul edilmiştir (TMK m. ). Hükmi ret karine olarak kabul edildiğinden ret için mirasçıların beyanda bulunmalarına gerek yoktur. Ancak mirasçı ilerde doğabilecek ihtilafları önlemek için Sulh Mahkemesine beyanda bulunabilir.

Mirasın hükmi reddi şartları şunlardır:

  • Miras bırakanın ölümü anında borçlarını ödemekten aciz durumda olması ve ödemeden aczinin açıkça belli olması,
  • Ya da Borçlarını ödemeden aczinin resmen tespit edilmiş olmasıdır.

Bu şartların varlığı halinde mirasçıların karine olarak mirası reddettikleri kabul edilir. Bunun için ayrıca Sulh mahkemesine bu yönde bir beyanda bulunmalarına gerek yoktur. Ancak dava açıp tespit edilmesine de bir engel yoktur. Mirasçılar miras bırakanın borcundan dolayı tereke alacaklılarının kendilerine karşı açtıkları davalarda hükmi reddi savunma olarak ileri sürebilirler. Bu itiraz mahkemece hadise şeklinde incelenip karar verilebileceği gibi mirasçılara bu konuda iddialarını ispat etmeleri için uygun bir süre de verilebilir. İcra İflas Kanunun 68/IV maddesi de bu yöndedir. Bu şekilde mirasçılara karşı açılan dava veya icra takiplerinde mirasçılar Hükmi reddi bir itiraz olarak ileri sürebilir. Bunun için mirasçıya bu konuda ilam getirmesi için uygun bir süre verilecektir. Bu itirazı İcra Mahkemesi incelemeye yetkili değildir.

Mirasçılar tarafından kendilerine karşı tereke borcundan dolayı açılacak takiplerde hükmi reddin ileri sürülmesi ve devamında hükmi reddin tespiti hususunda açılacak davalarda görevli ve yetkili mahkeme HMK’nın ilgili maddelerine göre belirlenir. Buna göre Yetkili Mahkeme takipte bulunan davalı tereke alacaklısının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Görevli Mahkeme ise Asliye Hukuk Mahkemesidir.

Mirasın Reddinin Sonuçları Nelerdir?

Mirasın reddi ile mirasçılık sıfatı geçmişe etkili olarak, yani miras bırakanın ölümü anından itibaren sona erer (MK m. ). Mirasın reddi yasal mirasçılar ve atanmış mirasçılar açısından ayrı ayrı hukuki sonuçlar doğurur:

Yasal Mirasçılar Açısından Reddi Mirasın Hukuki Sonuçları

Mirasın reddi mirasçılık sıfatını geçmişe etkili olarak sona erdirir. Miras, mirası reddetmiş olan mirasçı miras bırakandan önce ölmüş gibi paylaştırılır. Mirası reddedenin altsoyu varsa miras payı onlara geçer, yoksa bu durumda onunla aynı zümrede mirasçı olanların miras payı artar.

  • En yakın yasal mirasçıların tümüm mirası reddederse tereke MK. m. /l’e göre Sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Miras mirası reddedenin yerini alan mirasçılara geçmez. sayılı Türk Medeni Kanununun maddesi “En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceğini, tasfiye sonunda arta kalan bir değer varsa bunun mirasını reddetmemişler gibi hak sahiplerine verileceğini” öngörmektedir. Buradaki “en yakın mirasçılar” kavramıyla anlatılmak istenen, murisin ölümünde ilk bakışta ve doğrudan doğruya mirasçı sıfatına sahip olan yasal mirasçılardır (YK/).

    • Resmi tasfiye yapıldıktan sonra terekenden arda kalanlar mirası reddedenler arasında paylaştırılır(TMK m. /ll)

Sadece atanmış mirasçıların hepsi mirası reddederse onların payı terekeye geri döner ve bundan yasal mirasçılar yararlanır. Bu durumda TMK uygulanmaz.

  • Mirasın altsoyun tamamı tarafından reddi halinde MK ’e göre altsoyun miras payının tümü eşe geçer ve eş tek başına mirasçı olur. Altsoyun tamamı mirası reddedince miras ikinci zümreye geçmez ve eş tek başına mirasçı olur. Buradaki altsoy sadece miras bırakanın ölümü ile ilk sırada mirasçı olan altsoy olup altsoy zümresinin tamamı değildir.

  • TMK ’te sonra gelen mirasçı lehine mirasın reddini düzenlemiştir. Buna göre mirası reddeden mirasçı kendisinden sonra gelen mirasçı ya da mirasçıların, kabul ya da ret için davet edilmeleri şartıyla mirası reddeder. Bu daveti miras bırakanın son yerleşim yeri Sulh mahkemesi yapar. Mahkeme alt derecedeki mirasçıyı bir ay içinde karar vermeye davet eder. Bu süreyi susarak geçirme ret olarak kabul edilir.(TMK /ll)

Atanmış Mirasçıların Mirası Reddinin Sonuçları

Atanmış mirasçıların mirası reddetmeleri halinde aksine bir düzenleme yoksa reddedilen miras kesiminden sadece yasal mirasçılar yararlanır (TMK m /ll).

Mirasın Reddinde Alacaklı Haklarının Korunması

Miras Bırakanın Alacaklılarının Korunması: Borca batık bir mirası reddeden mirasçı, Miras bırakanın ölümünden önceki beş yıl içinde, denkleştirmeye tabi bir kazandırma almışsa bu miktardan, tereke alacaklılarına karşı paylaşmada geri vermekle yükümlü olduğu değerle sorumlu olur (TMK /l). Ancak olağan eğitim ve öğretim giderleri ile adet üzere verilen çeyiz bundan istisnadır (MK /ll). MK /lll’e göre kötü niyetli mirasçı geri vermekle yükümlü olduğu kazandırmanın tam değeri ile sorumlu olurken; iyi niyetli mirasçı sadece sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre sorumlu olur. MK m. ’in şartları varsa reddin iptaline gerek yoktur, sorumluluk kendiliğinden gerçekleşir. Ancak burada ret geçerliliğini korur, mirasçı aldığı kazandırma ile sorumlu olur.

Mirasçıların Kişisel Alacaklılarının Korunması: Borca batık bir mirasçı, sırf kendi alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse, alacaklıları ya da hakkında iflas açılmışsa iflas masası yeterli güvence verilmemesi halinde altı ay içinde reddi iptal ettirebilir (TMK /l). Bu süre hak düşürücü süre olup, mirasçının mirası reddettiği andan itibaren işler. Mahkeme reddin iptaline karar verirse miras resmen tasfiye edilir (TMK /ll). Mirasın resmi tasfiyesi sonucunda reddeden mirasçının payına bir şey kalırsa, bu önce itiraz eden alacaklılara ödenir, geriye bir kalırsa redde itiraz etmeyen alacaklıların alacağı ödenir. Bundan sonra da bir şey kalırsa bu da reddeden mirasçının yerine geçen mirasçılara verilir (TMK /lll).

Bu iptal davasının açılabilmesi için mirasçının alacaklılarına zarar verme kastı olması gerekir. Aksi halde reddin iptali yoluna başvurulamayacaktır. Bu davada görevli mahkeme Asliye Hukuk mahkemesidir, yetkili mahkeme ise davalının son yerleşim yeri mahkemesidir.

Mirasın Reddi (reddi miras) Yargıtay Kararları

Reddi Miras (Mirasın Reddi) Yargıtay Kararları


En Yakın Tüm Mirasçıların Mirası Reddi Halinde Yapılacak İşlem

Mirasbırakan tarihinde evli ve çocuklu olarak vefat etmiş, en yakın yasal mirasçılarının tamamı tarafından miras, Karşıyaka Sulh Hukuk Mahkemesinin / Esas / Karar sayılı ilamı ile reddolunmuştur.

Ölenin en yakın mirasçıları tarafından reddedilen miras, Sulh Hakimi tarafından iflas hükümlerine göre resmi tasfiye yoluna gidilir. ( t. 4/10 sayılı YİBK)

sayılı TMK’nın maddesi uyarınca mirasın gerçek reddini tespit ve tescil edip başka mirasçı bulunmadığını gören mahkemenin terekeyi resen iflas hükümlerine göre tasfiye etmesi gerekir.

Alacaklı, her ne kadar terekenin iflas yoluyla tasfiyesini talep etmişse de Karşıyaka Sulh Hukuk Mahkemesinin / Esas / Karar sayılı dosyası üzerinden borçlu (murisin) en yakın mirasçılarının tamamı tarafından miras reddedilmiş olduğundan alacaklının TMK’nin maddesi uyarınca mirasın reddini tespit eden mahkemeyi harekete geçirmeye yönelik bir talep olup, bu dava dosyası üzerinden mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesine karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. (Yargıtay Hukuk Dairesi - Karar : /).

Tüm Mirasçılar Reddederse Miras Diğer Dereceye Geçmez

Mahkemece; davalının tarihinde ölümü nedeniyle dava yasal mirasçıları olan eş ve çocuklarına yöneltilmiş, onların da Biga Sulh Hukuk Mahkemesinin / E/ K. sayılı kararla mirası reddettiklerini açıklamaları üzerine davalının babası olan Hüseyin davaya dahil edilmek suretiyle onun yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm dahili davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Türk Medeni Kanununun maddesinde “En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği, tasfiye sonunda arta kalan değerlerin ise mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verileceği” düzenlenmiştir.

Bu yasal düzenleme uyarınca, mirasın birinci derecedeki mirasçıların tamamı tarafından reddi halinde miras ikinci derecedeki mirasçılara geçmez. Tereke tasfiye olunur, borçlar ödendikten sonra geriye kalan kısım varsa red vaki olmamış gibi birinci derece mirasçılarına verilir. Türk Medeni Kanununun maddesinde mirasçıların sonra gelen mirasçılar yararına mirası reddedebilecekleri düzenlenmiş ise de, somut olayda bu maddeye göre yapılmış bir mirasın reddi talebi de bulunmamaktadır.

O halde, mahkemece yukarıda açıklanan yasal düzenleme uyarınca davanın reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir (Yargıtay funduszeue.info-Karar : /).

Mirasın Hükmen Reddi Davasında Yapılması Gereken Araştırma

Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. /2). Mirasçılar Türk Medeni Kanunu’nun maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu’nun maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur.

Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. /2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir (Yargıtay Hukuk Dairesi / E. , / K).

Mirasın Reddinin İptali Şartları

Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse, alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. ( sayılı Türk Medeni Kanununun /1. maddesi) Şu halde, kötüniyetle redden söz edilebilmesi için, reddeden mirasçının malvarlığının borcunu karşılamaya yetmediğinin sabit olması gerekir. ( sayılı Türk Medeni Kanununun maddesi) Onun için her şeyden önce davalı durumunda bulunan mirasçının malvarlığının borcunu karşılamaya yeterli olup olmadığı hususunun etraflı şekilde araştırılıp tespit edilmesi zorunludur. İcra takibinin uzun süre devam etmesi, tek başına acze delalet etmez. Zira aczin ne suretle gerçekleşeceği İcra İflas Kanununda gösterilmiştir. (İcra İflas Kanununun ve maddeleri) Davacı tarafından borçlu mirasçı hakkında “aciz vesikası” alınmamış olduğuna göre, mahkemece, davalının şahsi malvarlığının ret tarihindeki değeri tespit edilip, bu malvarlığının borcunu karşılamaya yeterli olup olmadığının usulünce araştırılıp saptanması; yeterli olması halinde veya yeterli olmamasına karşın davalının yeterli güvence göstermesi halinde talebin reddine karar verilmesi gerekir.

Öte yandan, mirasçının, mirası reddetmesinin nedeni, alacaklılarına zarar verme amacıyla mirası reddedip etmediğini tespit edebilmek için terekenin aktif ve pasifinin mirasbırakanın ölüm tarihi itibari ile belirlenmesi de gerekmektedir. Ölüm tarihi itibariyle, mirasbırakanın tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Mirasbırakanın malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile mirasbırakanın varsa borçları ve miktarı göz önünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.

Somut olayda; mirasın reddinin iptalini isteyen davacı …, muris Yusuf’un mirasçısı olan davalı …‘ın alacaklısıdır. Mirasın reddinin kötü niyetli yapıldığının tespiti halinde mirasın reddinin iptaline karar verilecek olup davacı (alacaklı) taraf, borçlunun murisinden gelen mal varlığından alacağını tahsil etme imkanına kavuşacaktır. Bu nedenle davacının mirasın reddinin iptalini istemede hukuki yararı vardır. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi doğru olmamıştır (Yargıtay Hukuk Dairesi-Karar: /).

Mirasın Reddi Davası Hasımsız Açılabilir

TMK m. /1’e ilişkin olarak açılan dava mirasın gerçek reddine ilişkin olup, hasım gösterilmesine gerek yoktur. Bu davada mirasçıların mirası reddettiğine ilişkin kayıtsız ve şartsız beyanları geçmişe etkili sonuç doğuran hak niteliğinde olup bu beyanların Sulh hakimi tarafından tutanak altına alınması hukuki sonuç doğurması için yeterlidir. Bu tür davalarda Sulh hakimi reddin süresinde olup olmadığına ve mirasçılık sıfatının varlığını inceleyerek var olması halinde ret beyanını tespit ve tescil edecektir (Yargıtay HD. / Esas/ Karar).

Tüm Mirasçıların Mirası Reddi Halinde Tasfiye Nasıl Yapılır?

Mirasın murisin tüm mirasçıları tarafından reddedilmesi halinde tereke TMK m gereği Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından iflas hükümlerine göre tasfiye edileceğinden mirası ret hakkı altsoya geçmez (Yargıtay HD. / Esas- / Karar).

Mirasın Reddi Davasında Menfaat Çatışması

TMK m. /2’ye göre bir işte yasal temsilci ile küçüğün ya da kısıtlının menfaati çatışırsa, vesayet makamının ilgilisinin veya resen temsil kayyımı ataması gerekir. Söz konusu mirasın gerçek reddi davasında anne ile çocukların hukuki yarar çatışması olduğundan mahkemenin çocuklara kayyım atayarak, kayyımdan çocuklar adına mirasın gerçek reddi yönünde beyan alması ve bu şekilde işlem yapması gerekir (Yargıtay 2. HD. / Esas/ Karar)

Mirasın Hükmen Reddi Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme

Mirasın hükmen reddi davası özelliği gereği, ölüm tarihinde murisin ödemeden aczi açıkça belli ise ya da resen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır (TMK m. /2). Mirasçılar zımnen mirası kabul etmiş sayılmadıkça her zaman miras bırakanın ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Dava tereke alacaklılarına husumet yöneltilerek açılır. Görevli mahkeme alacaklıların davanın açıldığı zamanki yerleşim yeri mahkemesidir. Yetkili Mahkeme sayılı HMK’ya göre belirlenir ve aksine bir düzenleme olmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir (HMK m. 20/1) (Yargıtay HD. / Esas- / Karar).

Mirasın Hükmen Reddi Davası ve Terekeyi Sahiplenme

Dosyadaki delillerden miras bırakanın oğlu miras olarak kalan taşınmazı kendi adına tescil etmiş ve sonrasında üçüncü şahsa devretmiştir. Yapılan bu işlemler TMK m. /ll’ye göre terekeyi sahiplenme anlamına gelmektedir. Bu sebeple mirasın hükmen reddi davası reddedilmelidir (Yargıtay HD. / Esas Karar).

Davacı mirasçılara karşı miras bırakanın borcundan dolayı açılan icra takibinde borç cüz’i bir miktar olup, mirasçıların bunu kendi malvarlıklarından ödemesi olağan işlerdendir. Miras bırakanın ölümü tarihinde terekenin borca batık olduğu anlaşılmış ve davacıların cüz’i bir borcu ödemiş olması mirası kabul ettiği anlamına gelmemektedir (HGK / Esas- / Karar).

Mirasın Hükmen Reddinde Araştırma

Dava, TMK’nun /2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. /2). Mirasçılar Türk Medeni Kanunu’nun maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu’nun maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur.

Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. Kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekir.

Somut olayda, her ne kadar murisin aracının bulunmadığı belirlenmiş ise de yapılan zabıta araştırmasında murise ait 91 model 33 E plakalı Renault Spring marka aracın bulunduğu belirtilmiş olup, yeniden araştırılıp, mahkemece bahsi geçen aracın mirasçılar tarafından sahiplenilip sahiplenilmediğinin belirlenmesi gerekir. Yine emniyet araştırmasında murisin yedek parça dükkanı işlettiği, murise ait vergi borcunun tarihli işyeri terk yoklaması kaydıyla terk mükellefiyeti bulunan “Motosiklet ve Motorlu Bisikletlerin Parça ve Aksesuarlarının Parakende Ticareti İşletmesinin akıbetinin araştırılması ve bu yönde mirasçılar tarafından sahiplenme olup olmadığının da tespitinin yapılması gerekir (Yargıtay Hukuk Dairesi - Karar : /).

Reddi Miras Davasında Maktu Harç Ödenir

Miras bırakanın ölümü anında terekenin borca batık olduğunun tespiti için açılan dava eda davası değildir. Bu davada mirasçılar bir irade açıklamasında bulunmak zorunda değildir ve TMK /1 maddesinin bir istisnası olarak bir hukuki durumun tespitine yönelik bir davadır. Niteliği gereği maktu harca tabidir ve kabul veya reddinde maktu vekalet ücretine hükmedilir ( HD. / Esas- / Karar).

Mirasın Reddi ve Destekten Yoksun Kalma Tazminatı

Destekten yoksun kalma tazminatı, mirastan bağımsız bir haktır ve miras bırakan ile davacı arasında kanuni veya akdi bir bakım yükümlülüğü ya da mirasçılık ve akrabalık ilişkisi olmasına gerek yoktur. Mirasçının mirası reddetmiş olması destekten yoksun kalma tazminatı almasına engel değildir, bu hak mirasçılık sıfatından bağımsızdır (HGK / Esas- / Karar).

Alacaklılara Zarar Vermek Amacıyla Mirasın Reddi ve Reddin İptali

Malvarlığı borçlarını ödemeye yetmeyen bir mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacı ile mirası reddederse, alacaklıları veya iflas idaresi kendilerine güvence verilmediği taktirde altı ay içinde reddin iptalini isteyebilirler (TMK ). Bu yasa hükmü gereğince mirasçının alacaklılarının reddin iptalini isteme hakkı vardır. Yerel mahkemenin mirasın reddinin şahsi bir hak oluğu yönündeki gerekçesi doğru değildir (2. HD. / Esas/ Karar).

Hükmen Reddi Miras Nasıl Yapılır?

TMK /2 gereği “Ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır.” Mirası hükmen reddeden mirasçı tereke alacaklılarına husumet yönelterek bu durumun tespitini isteyebilir ya da açılan davalarda bunu def’i olarak ileri sürebilir (4. HD. / Esas/ Karar).

Mirası Sahiplenen Mirasçının Red Hakkı Yoktur

Sayılı TMK’nın maddesinin 1. fıkrasında “Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler.” hükmü ile mirasın kayıtsız, şartsız reddi (hakiki ret/gerçek ret), 2. fıkrasında “Ölümü halinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” hükmü ile mirasın hükmen reddi düzenlenmiştir. TMK’nın /2. maddesi uyarınca da ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan ve mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Madde metninden de anlaşıldığı üzere; yasa koyucu mirasçılardan birinin tereke işlerine gereğinden fazla karışmasının mirası örtülü kabul anlamına geleceğini ve tıpkı açık kabulde olduğu gibi, ret hakkının bu mirasçı bakımından sona ereceğini düzenlemiştir. Açıklanan nedenlerle bir mirasçı, kesin şekilde mirasa sahip çıkıp yukarıdaki tasarruflarda bulunduktan sonra hükmen ret talebinde bulunamaz.

Somut olayda, davalı mirasçıların mirasbırakanın ölüm tarihi olan tarihinden sonra mirası ret süresi içinde terekeye ait 60 SA plaka sayılı aracı tarihli noter satışı ile devrettikleri, bu suretle tereke malları üzerinde TMK’nın /2. maddesi uyarınca tasarrufta bulunarak mirası sahiplendikleri ve ret hakkını yitirdikleri gözetilmeden mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur (Yargıtay Hukuk Dairesi - Karar/).

Reddi miras, miras hukukunun en önemli hukuki sorunlarının yaşandığı alanlarından biri olduğundan başvurunun bir avukat vasıtasıyla yapılmasında yarar vardır.


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere [email protected] adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Reddi Miras Yapıldığında Miras Kime Kalır?

Haberin Devamı
Reddi Miras Yapıldığında Miras Kime Kalır

Reddi miras işleminde ilk olarak başvurulması gereken makam Sulh mahkemesidir. Reddi miras işlemi için Sulh Mahkemesine başvurulduğunda ilk olarak Sulh hakimi ret beyanlarını mirasçılar adına tutanakla resmi hale getirir. Reddi miras için mirasçılara tanınan süre 3 ay ile sınırlıdır. Belirtilen 3 aylık süre içerisinde ret beyanında bulunulduysa, beyan mirasın bağlı olduğu Sulh mahkemesinin özel kütüğüne işlenir ve işleme koyulur. Özellikle talep edilmesi halinde reddi miras yapan kişinin kendisine de reddi miras yapıldığını gösteren bir belge verilebilir.

Reddi miras yapıldığında miras kime kalır?

Reddi Miras Yapıldığında Miras Kime Kalır

Miras kalan yasal mirasçıların birinin mirası reddetmesi durumunda onun payı, sanki o hayatta değilmiş gibi düşünülerek diğer yasal hak sahiplerine geçer. Mirası bırakan kişi aksini belirtir bir belge bırakmadığı sürece reddi miras yapan kişinin payı kendisine en yakın yasal hak sahibine pay edilir. Eğer bu tip durumlarda alt soyların tümü mirası reddederse bu pay sağ olan eşe geçer. Mirasçılar reddi miras işlemini gerçekleştirirken kendilerinden sonra gelen mirasçılara mirası kabul edip etmeyeceklerinin sorulmasını da tasfiye öncesinde talep edebilirler. Bunu talep etmeleri halinde reddi miras yapıldığı, kişiden sonra gelen mirasçılara hakim tarafından bildirilir ve mirasçılar buna bir ay içerisinde cevap vermekle yükümlüdürler. Bir ay içinde cevap verilmemesi durumunda diğer alt soylardan oluşan mirasçılar da mirası reddetmiş sayılırlar.

Haberin Devamı

Alt soylar da reddi miras yaparsa ne olur?

Reddi Miras Yapıldığında Miras Kime Kalır

Reddi miras yapan kişinin alt soyları ya da mirasçıları da reddi miras yaparsa, mevcut alacaklar ya da borçlar, iflas etmiş bir kişinin mal varlığına uygulanan şekilde bir işleme tabii olur ve miras tasfiye edilir. Tasfiye işleminden sonra alacaklar ve borçlar hesaplanıp arta kalan maddi değerler ilk mirasçılara dağıtılır. Bu dağıtım işleminden mirasçının alt soyları reddi miras etmelerine rağmen bu haktan yararlanamazlar.

MİRASIN REDDİ (REDDİ MİRAS) DAVASI

MİRASIN REDDİ (REDDİ MİRAS) DAVASININ HUKUKİ NİTELİĞİ NEDİR?

Mirasın reddi, diğer bir ifadeyle reddi miras kavramı; mirasbırakanın vefatı üzerine yasal veya atanmış mirasçıların vefat edenin her türlü borç ve alacaklarıyla birlikte ortaya çıkan mirasın hak ve yükümlülüklerini reddetmesi olarak tanımlanabilir.

Miras hukukunda geçerli olan külli halefiyet ilkesi doğrultusunda, yasal ve atanmış mirasçılar mirasbırakanın vefat etmesiyle birlikte kendiliğinden mirasçılık sıfatını kazanırlar. Mirasçılık sıfatı kazanıldığı andan itibaren mirasçılar artık mirasbırakanın borçlarından yalnız terekeye ait mallar ile değil kendi şahsi mal varlıklarıyla da sorumlu olacaklardır.

Türk Medeni Kanunu’nun maddesi’nde “Miras, miras bırakanın ölümü ile mirasçılara derhal ve kanunen geçer.” denilmiştir. Bunun için kural olarak mirasçıların bir irade ortaya koymalarına lüzum yoktur. Külli halefiyet ilkesi sonucunda, miras bir bütün olarak ve re’sen mirasçılara geçecektir. Mirasbırakanın alacak ve borçları da mirasçılara geçmektedir. Mirasçılar bundan sadece tereke ile değil kendi kişisel mal varlıkları ile de sorumlu olacaklardır. Mirasbırakanın, borca batık olduğu durumlarda, mirasçıların bundan sorumlu olmaması için hukukumuz “mirasın reddi” imkânını öngörmüştür. Belli koşullar içerisinde; mirasçılar, mirasbırakanın borç ve alacaklarından oluşan mirasın hak ve yükümlülüklerine dair ret işlemini gerçekleştirebileceklerdir. Nitekim mirasçılar, mirasbırakanın mirasını kabul etmeye zorlanamayacak olduğundan kayıtsız ve şartsız reddetme hakkı verilmiştir. Mirasçı ret hakkını kullanmadığında ise miras kazanılmış olacaktır.

Türk Medeni Kanunu’nun öngördüğü mirasın reddi hakkına, yasal ve atanmış mirasçılar sahiptir. Mirasın reddi sadece mirasın intikali yapıldıktan sonra mümkün olmaktadır. Miras bırakanın ölmesiyle birlikte, geriye kalan miras kendiliğinden mirasçılara geçeceğinden ancak bu intikalden sonra miras reddedilebilmektedir. Kısacası mirasbırakan ölmeden ret hakkı doğmaz. Mirasbırakan vefat etmeden önce ancak mirastan feragat sözleşmesi yapılması ya da miras hakkının temliki yani devredilmesi mümkündür. Mirasın reddi, Türk Medeni Kanunu’nun maddeleri arasında düzenlenmiştir.

Daha evvel de belirtmiş olduğumuz gibi mirasın paylaşılması ve reddi konular, atanmış veya yasal mirasçıları ilgilendiren mühim bir husustur. Yasal mirasçı, mirasbırakanın kan bağına dâhil olan zümre sistemine göre yasal olarak mirasçı olan kimsedir. Atanmış mirasçı ise yasal mirasçı olmamasına rağmen miras bırakanın ölüme bağlı tasarruf veya miras sözleşmesi ile atadığı mirasçılardır.

Atanmış veya yasal mirasçılar iki farklı şekilde “reddi miras” talebinde bulunabilirler:

  1. Mirasın Gerçek Reddi

  2. Mirasın Hükmen Reddi

Mirasın reddedilmesi kavram olarak terekenin kapsamındaki tüm hak ve borçların reddedilmesi anlamına gelmektedir. Bu açıdan mirası reddeden mirasçı terekeden kaynaklanan haklarına sahip olamayacaktır. Ayrıca mirası reddeden mirasçının, terekeden doğan borçları ödeme sorumluluğu da bulunmaz.

MİRASIN REDDİ (REDDİ MİRAS) DAVASI NE KADARLIK SÜRE İÇERİSİNDE AÇILMALIDIR?

Türk Medeni Kanunu, mirasın reddedilmesi için üç aylık hak düşürücü süre öngörülmüştür. Buna göre mirasbırakanın ölüm tarihinden veya mirasçının mirasçı olduğunu öğrendiği tarihten itibaren üç aylık süre içinde mirasın reddi talebinde bulunulması gerekir. Mirasçı tarafından süresinde ileri sürülen bu ret talebi, Sulh Hukuk Hâkiminin takdir yetkisi olmadan tescil edilecektir.

Mirasın reddine ilişkin olarak öngörülen üç aylık hak düşürücü süre, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendiklerini ispat etmedikçe miras bırakanın ölüm tarihinden itibaren, atanmış mirasçılar için Sulh Mahkemesinin vasiyetnameyi resmi olarak açması ve onlara resmi olarak tebliğ ettiği tarihte işlemeye başlayacaktır. Bu yasal sürelerin başlangıç tarihleri Türk Medeni Kanunu’nun maddesi’nde belirtilmiştir. Bu süre içinde reddedilmeyen miras kazanılmış olacaktır.

Mirasın reddine ilişkin diğer bir süre de Türk Medeni Kanunu’nun maddesi’nde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, defteri inceleme süresi bittikten sonra her mirasçı, mahkemece bir ay içinde beyanda bulunmaya çağrılır. Koşullar gerektirdiği takdirde sulh mahkemesi, tereke mallarına yeni değer biçilmesi, uyuşmazlıkların çözümü ve benzeri durumlar için ek süre verebilir. Bu bir aylık süre, tereke defteri tutan Sulh Hukuk Mahkemesi’nin mirasçıları tereke hakkındaki kararlarını açıklamak üzere mahkemeye davet ettiği çağrının mirasçılara tebliği ile başlamaktadır.

Mirası reddetmeden ölen mirasçının ret hakkı kendi mirasçılarına geçer. Bu durumda ölen mirasçının yerine geçen mirasçının iki farklı ret hakkı doğmaktadır. Bu mirasçı ilk olarak kendi mirasbırakanının kendisine bıraktığı mirası ret hakkına sahiptir. İkinci hakkı ise kendi mirasbırakanına onun mirasbırakanından kalan mirası ret hakkına sahiptir. Mirasçı bu iki mirası reddedebileceği gibi sadece kendi mirasbırakanına kalan mirası da reddedebilir. Ancak mirasçı kendi mirasbırakanından kalan mirası reddedip, onun mirasbırakanına kalan mirası kabul edemez. Çünkü ilk miras, ona mirası reddetmeden ölen kendi mirasbırakanının terekesinin bir parçası olarak geçmektedir.

Türk Medeni Kanunu’nun maddesi’ne göre, önemli sebeplerin varlığı hâlinde sulh hâkimi, yasal ve atanmış mirasçılara tanınmış olan ret süresini uzatabilir veya yeni bir süre tanıyabilir. Bunun için talebin haklı bir sebep içermesi gerekmektedir.

Sonuç olarak; mirasın reddi için kanunumuzda üç aylık hak düşürücü süre öngörülmüştür. Buna göre, mirasbırakanın vefat tarihinden veya mirasçının mirasçı olduğunu öğrendiği tarihten itibaren üç aylık süre içinde mirasın reddi talebinde bulunulması gerekir. Öngörülen bu süre, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendiklerini ispat etmedikçe mirasbırakanın vefat tarihinden itibaren, atanmış mirasçılar için tasarrufun kendilerine resmen tebliğ edildiği tarihte işlemeye başlar. Bu süre içinde miras reddedilmezse, mirasçı tarafından kabul edilmiş sayılacaktır.

MİRASIN REDDİ (REDDİ MİRAS) NASIL GERÇEKLEŞTİRİLİR?

Mirasın reddi, mirasçılar tarafından sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır. Reddin kayıtsız ve şartsız olması gerekir. Sulh hâkimi, sözlü veya yazılı ret beyanını bir tutanakla tespit eder. Bu husus Türk Medeni Kanunu’nun maddesi’nde bu husus açıkça belirtilmiştir. Mirasçı tarafından ortaya koyulan mirasın reddi beyanı, mirasın tümünü kapsayacak şekilde kayıtsız ve şartsız olarak yapılmazsa bu ret beyanı kabul görmeyecek ve mirasçı mirası iktisap edecektir.

Mirasçı tarafından ortaya koyulan mirasın reddi beyanı; yanılma, aldatma veya korkutma sonucu ortaya koyulmamışsa ret beyanının Sulh Hâkimince tescil işlemi yapıldıktan sonra tek taraflı olarak dönmek mümkün değildir. Yanılma, aldatma veya hile sonucu mirasçının ret beyanında bulunması halinde yapılan mirasın reddi işleminin iptali için talepte bulunulabilir.

MİRASIN REDDİ (REDDİ MİRAS) DAVASINDA GÖREVLİ MAHKEME HANGİSİDİR?

Mirasın reddi (Reddi Miras) davası, mirasın açılacağı yerin yani mirasbırakanın yerleşim yerinin Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılır. Türk Medeni Kanunu’nun Maddesi’nde, ret beyanı mirasın açıldığı yerin Sulh Mahkemesi tarafından mahkemenin özel kütüğüne tescil edileceği belirtilmiştir. Mirası ret talebinde bulunan mirasçıya, talep etmesi halinde, mirası reddettiğine dair bir belge verilir.

MİRASIN REDDİ (REDDİ MİRAS) DAVASINDA YETKİLİ MAHKEME HANGİSİDİR?

Türk Medeni Kanunu’nun maddesi’ne göre Mirasın Reddi (Reddi Miras) davalarında, yer yönünden yetkili mahkeme, mirasın açıldığı yerdeki Sulh Hukuk Mahkemesi’dir. Yani mirasbırakanın son yerleşim yerindeki Sulh Hukuk Mahkemeleri bu davalardaki yetkili mahkemelerdir. Davanın başka bir yargı yerinde açılması halinde mahkeme tarafından yetkisizlik kararı verilecektir.

MİRASIN GERÇEK REDDİ NEDİR? NASIL GERÇEKLEŞTİRİLİR?

Türk Medeni Kanunu’nun maddesinde belirtmiş olduğu üzere; mirasın gerçek reddi, sulh hukuk hâkimliğine sözlü veya yazılı beyanla yapılmasıdır. Mirasçının mirası redde dair bulunacağı beyanı esnasında ayırt etme gücüne sahip ve ergin olması gerekmektedir. Mirastan ret talebinin süresinde yapılması halinde talep beyanı, sulh hukuk hâkimliğinin özel kütüğüne yazılacak ve reddeden mirasçı istediği takdirde reddi gösteren belge kendisine verilecektir.

Mirasın gerçek reddi, mirası reddetme hakkına sahip olan kişilerin yani yasal ve atanmış mirasçıların, yazılı veya sözlü olarak sulh hukuk hâkimine başvurmaları ve kayıtsız şartsız olarak kendi iradeleri ile mirası reddetmeleri manasına gelmektedir. Bu hususa ilişkin olarak düzenlenen vekâletnamede açıklık bulunduğu takdirde mirası reddetme hakkına sahip kişiler vekilleri aracılığı ile de reddi miras beyanını hâkimliğe bildirebilirler.

MİRASIN HÜKMEN REDDİ NEDİR? NASIL GERÇEKLEŞTİRİLİR?

Mirasbırakanın ölüm tarihinde ödemeden aczi açıkça belli ve resmi olarak tespit edilmişse miras reddedilmiş sayılır. Bu husus Türk Medeni Kanunu’nun maddesinin 2. fıkrasında düzenlenmiştir. Mirasın hükmen reddinde, şartların varlığı halinde, herhangi bir irade açıklanmasına gerek yoktur. Bu halde kabul ve ret için bir süre de öngörülmemiştir. Bunun tespiti hâkimlikten her zaman istenebileceği gibi, tereke alacaklılarının açtıkları davalarda da her zaman ileri sürülebilmektedir.

Mirasın hükmen reddedilmesi durumunda da mirasçılar mirasın açılmasıyla terekeyi bir bütün olarak yani külli olarak kazanırlar fakat bu iktisap geçicidir. Mirasçı mirası reddettiğini beyan etmek zorunda değildir. Türk Medeni Kanunu’nun maddesi’nde, mirasçıların ret süresini susarak geçirmeleri halinde mirası reddettikleri, genel kural olarak kabul edilmiştir. Mirasın hükmen reddi genel karine olarak kabul edildiğinden ötürü ret için mirasçıların beyanda bulunmalarına lüzum yoktur. Ancak mirasçı ilerde doğabilecek uyuşmazlıkları önlemek için Sulh Mahkemesine beyanda bulunabilir. Bu hususta dava açıp durumun tespit edilmesinde herhangi bir engel yoktur.

Mirasın hükmen reddinin başlıca şartı, mirasbırakanın vefatı anında borçlarını ödemekten aciz durumda olması ve ödemeden aczinin açıkça belli olması ya da borçlarını ödemeden aczinin resmen tespit edilmiş olmasıdır. Bu şartların varlığı halinde mirasçıların karine olarak mirası reddettikleri kabul edilir. Örnek vermek gerekirse; mirasbırakanın terekesinde yaklaşık bin lira borcu ve bin lira değerinde bir arabası kalmış ise aktifi pasifinden daha düşük olacaktır. Mirasbırakanın bıraktığı borç, bırakmış olduğu malın değerinden daha fazla olduğundan miras hükmen reddedilmiş sayılacaktır.

Mirasçılar, mirasbırakanın borçlarından dolayı tereke alacaklılarının kendilerine karşı açtıkları davalarda mirasın hükme reddini savunma olarak ileri sürebilirler. Bu savunma mahkemece hadise şeklinde incelenip karar verilebileceği gibi mirasçılara bu konuda iddialarını kanıtlamaları için makul bir süre de verilebilir. İcra İflas Kanunu’nun maddesi’nin 4. fıkrası da bu açıklamalarımızı doğrular niteliktedir. İcra Mahkemeleri bu itirazı inceleme hususunda yetki sahibi değildir. Mirasçılar tarafından kendilerine karşı tereke borcundan dolayı açılacak takiplerde mirasın hükmen reddinin ileri sürülmesi ve devamında hükmen reddin tespit edilmesi hususunda açılacak davalarda görevli ve yetkili mahkeme Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ilgili maddelerine göre belirlenir. Buna göre bu durumlarda yetkili mahkeme, takipte bulunan davalı tereke alacaklısının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Görevli Mahkeme ise Asliye Hukuk Mahkemesi’dir.

Mirasın hükmen reddi süreye tabi tutulmamıştır. Hükmen ret talepli davada terekenin borcu, terekenin alacaklılarının kimliği konusunda açıklama yaptırılarak davanın alacaklılara yöneltilmesi, taraflara delil bildirme olanağı sağlanması, terekenin aktif ve pasifinin tespit edilmesi ve neticesine göre bir karar verilmesi gerekir.

MİRASIN REDDİ (REDDİ MİRAS) KARARI İPTAL EDİLEBİLİNİR Mİ?

Reddi mirasta bulunan mirasçı veya mirasçıların bu kararı iptal ettirebileceğine ilişkin olarak Türk Medeni Kanunu’nda bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak reddi mirasın geri alınmasına ilişkin Yargıtayın yerleşmiş içtihatlarında tüm mirasçıların geri almaya dair rızasının alınmasıyla bu hususun mümkün olabileceği belirtilmiştir.

Örnek göstermek gerekir ise mirasın reddi talebinde bulunan mirasçının vazgeçme isteğini belirtmesine karşılık olarak Yargıtay Hukuk Dairesi / Esas, / Karar sayılı kararında; davacı, sulh hukuk mahkemesinde tarihinde vefat eden murisin mirasının reddini tespit istemiştir. Mahkeme tarafından davanın kabulü ve reddin tesciline karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunu uyarınca velayet, vesayet ve miras hükümlerinin uygulanmasına ilişkin tüzük gereğince ret hükmünün mirası ret kütüğüne kaydedilmesine karar verilmiştir. Ancak davacı, davadan vazgeçme isteğini ortaya koyarak temyiz başvurusunda bulunmuştur. Yargıtay, kural olarak mirasın kayıtsız ve koşulsuz reddine ilişkin beyanın sulh hukuk mahkemesine ulaşması sonrasında bu irade beyanında taraflı olarak dönülemeyeceğini belirtmiştir. Gerçek ret beyanı, mahkemeye ulaştıktan sonra ret beyanından yalnızca mirasçıların tamamının onayı veya açılacak olan reddin iptali davasının kabulü ile dönülebileceği belirtilmiştir. Dosyada vefat eden murisin davacıdan başka mirasçısının bulunup bulunmadığı, başka mirasçısının bulunması halinde ise davacının davadan vazgeçmesine muvafakatinin olup olmadığının sorulması gerekmektedir. Bu sebeple temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığı kanaati ile bozma yönünde karar verilmiştir.

MİRASIN REDDİNİN (REDDİ MİRASIN) İPTALİ DAVASININ ŞARTLARI NELERDİR?

Reddin iptali davasını altı ay içinde açmak gerekmektedir. Bu sürenin başlangıcı mirasçının mirası reddettiği gün olarak belirlenmiştir.

MİRASIN REDDİ (REDDİ MİRAS) HAKKI HANGİ HALLERDE DÜŞER?

Yasal süresi içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız, şartsız kazanmış olur. Bu husus Türk Medeni Kanunu’nun maddesinde düzenlenmiştir. Bu süre dolmadan, mirasçı olarak tereke işlerine karışmış olan, olağan yönetim dışındaki tereke işlerini yürüten ya da tereke mallarını saklayan veya kendisine mal eden mirasçı artık mirası reddedemez.

Mirasın reddi hakkı şu durumlarda düşmektedir:

MİRASIN REDDİ (REDDİ MİRAS) DAVASININ HUKUKİ SONUÇLARI NELERDİR?

Mirasın reddi ile mirasçılık sıfatı geçmişe etkili olarak, yani miras bırakanın vefat tarihinden itibaren sona erer. Bu kural Türk Medeni Kanunu’nun maddesinde belirtilmiştir. Mirasın reddi yasal mirasçılar ve atanmış mirasçılar açısından ayrı ayrı hukuki sonuçlar doğurmaktadır.

Yasal Mirasçılar Açısından Reddi Mirasın Hukuki Sonuçları

Mirasın reddi, mirasçılık sıfatını geçmişe etkili olarak sona erdirir. Miras, mirası reddetmiş olan mirasçı miras bırakandan önce ölmüş gibi paylaştırılır. Mirası reddedenin altsoyu varsa miras payı onlara geçer, yoksa bu durumda onunla aynı zümrede mirasçı olanların miras payı artar.

1- En yakın yasal mirasçıların tümüm mirası reddederse tereke Türk Medeni Kanunu’nun Maddesinin 1. fıkrasına göre Sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Miras, mirası reddedenin yerini alan mirasçılara geçmez.

2- Mirasın, altsoyun tamamı tarafından reddi halinde Türk Medeni Kanunu’nun maddesine göre altsoyun miras payının tümü eşe geçer ve eş tek başına mirasçı olur. Altsoyun tamamı mirası reddedince miras ikinci zümreye geçmez ve eş tek başına mirasçı olur. Burada açıklanan altsoy kavramı sadece miras bırakanın vefatı ile ilk sırada mirasçı olan altsoy olup altsoy zümresinin tamamı kastetmemektedir.

3- Türk Medeni Kanunu’nun Maddesi, sonra gelen mirasçı lehine mirasın reddini düzenlemiştir. Buna göre mirası reddeden mirasçı, kendisinden sonra gelen mirasçı ya da mirasçıların, kabul ya da ret için davet edilmeleri şartıyla mirası reddeder. Bu daveti miras bırakanın son yerleşim yeri Sulh Mahkemesi yapmaktadır. Mahkeme alt derecedeki mirasçıyı bir ay içinde karar vermeye davet eder. Alt derecedeki mirasçı bu süreyi susarak geçirirse mirası ret ettiği kabul edilir.(Türk Medeni Kanunu’nun maddesinin 2. fıkrası)

Atanmış Mirasçıların Mirası Reddinin Sonuçları

Atanmış mirasçıların mirası reddetmeleri halinde aksine bir düzenleme yoksa reddedilen miras kesiminden sadece yasal mirasçılar yararlanır. Bu husus Türk Medeni Kanunu’nun Maddesinin 2. fıkrasında düzenlenmiştir.

EN YAKIN TÜM MİRASÇILAR MİRASI REDDEDERSE HANGİ İŞLEM GERÇEKLEŞECEKTİR?

Bir önceki soruda detaylı şekilde açıkladığımız bu hususu bir Yargıtay kararı ile açıklamak gerekirse şu şekilde belirtebiliriz:

Mirasbırakan tarihinde evli ve çocuklu olarak vefat etmiş, en yakın yasal mirasçılarının tamamı tarafından miras, Karşıyaka Sulh Hukuk Mahkemesinin / Esas / Karar sayılı ilamı ile reddolunmuştur. Ölenin en yakın mirasçıları tarafından reddedilen miras, Sulh Hakimi tarafından iflas hükümlerine göre resmi tasfiye yoluna gidilir. ( t. 4/10 sayılı YİBK)

sayılı Türk Medeni Kanunu’nun maddesi uyarınca mirasın gerçek reddini tespit ve tescil edip başka mirasçı bulunmadığını gören mahkemenin terekeyi resen iflas hükümlerine göre tasfiye etmesi gerekir.

Alacaklı, her ne kadar terekenin iflas yoluyla tasfiyesini talep etmişse de Karşıyaka Sulh Hukuk Mahkemesinin / Esas / Karar sayılı dosyası üzerinden borçlu (murisin) en yakın mirasçılarının tamamı tarafından miras reddedilmiş olduğundan alacaklının Türk Medeni Kanunu’nun maddesi uyarınca mirasın reddini tespit eden mahkemeyi harekete geçirmeye yönelik bir talep olup, bu dava dosyası üzerinden mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesine karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir (Yargıtay Hukuk Dairesi - Karar : /).

BÜTÜN MİRSÇILARIN MİRASI REDDETMESİ DURUMUNDA TASFİYE İŞLEMİ NE ŞEKİLDE YAPILIR?

Mirasın murisin tüm mirasçıları tarafından reddedilmesi halinde tereke Türk Medeni Kanunu’nun maddesi gereği Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Bu durumda mirası ret hakkı, altsoya geçmez.

MİRASIN REDDİ (REDDİ MİRAS) DAVASI HASIMSIZ ŞEKİLDE AÇILABİLİNİR Mİ?

Türk Medeni Kanunu’nun Maddesinin 1. fıkrasına ilişkin olarak açılan dava, mirasın gerçek reddine ilişkin olup, hasım gösterilmesine gerek yoktur. Bu davada, mirasçıların mirası reddettiğine ilişkin kayıtsız ve koşulsuz beyanları geçmişe etkili sonuç doğuran hak niteliğinde olup bu beyanların Sulh Hâkimi tarafından tutanak altına alınması hukuki sonuç doğurması için yeterlidir. Bu tür davalarda Sulh Hâkimi, reddin süresinde olup olmadığını ve mirasçılık sıfatının kazanılıp kazanılmadığını değerlendirmelidir. Hâkim, eğer süresinde yapılmış bir ret talebi var ise ve mirasçılık sıfatı da kazanılmışsa ret beyanını tespit ve tescil edecektir.

MİRASIN REDDİ (REDDİ MİRAS) DAVASINDA ALACAKLILARIN HAKKI NASIL KORUNUR?

Borca batık olan bir mirası reddeden mirasçı, mirasbırakanın vefat ettiği tarihten önceki beş yıl içinde, denkleştirmeye tabi bir kazandırma almışsa bu miktardan, tereke alacaklılarına karşı paylaşmada geri vermekle yükümlü olduğu değerle sorumlu olur (Türk Medeni Kanunu’nun maddesinin 1. fıkrası).Ancak olağan eğitim ve öğretim giderleri ile adet üzere verilen çeyiz bundan istisnadır (Türk Medeni Kanunu’nun maddesinin 2. fıkrası). Türk Medeni Kanunu’nun maddesinin 3. fıkrasına göre kötü niyetli mirasçı, geri vermekle yükümlü olduğu kazandırmanın tam değeri ile sorumlu olurken; iyi niyetli mirasçı sadece sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre sorumlu olur. Türk Medeni Kanunu’nun Maddesinin şartları varsa reddin iptaline gerek yoktur, sorumluluk kendiliğinden gerçekleşir. Ancak burada ret geçerliliğini korur, mirasçı aldığı kazandırma ile sorumlu olur.

Borca batık bir mirasçı, sırf kendi alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse, alacaklıları ya da hakkında iflas açılmışsa iflas masası yeterli güvence verilmemesi halinde altı ay içinde reddi iptal ettirebilir (Türk Medeni Kanunu’nun maddesinin 1. fıkrası).Bu süre hak düşürücü süre olup, mirasçının mirası reddettiği andan itibaren işler. Mahkeme, reddin iptaline karar verirse miras resmen tasfiye edilir (Türk Medeni Kanunu’nun maddesinin 2. fıkrası). Mirasın resmi tasfiyesi sonucunda reddeden mirasçının payına bir şey kalırsa, bundan önce itiraz eden alacaklıların, daha sonra diğer alacaklıların alacakları ödenir. Arta kalan değerler ise, ret geçerli olsaydı bundan yararlanacak olan mirasçılara verilir (Türk Medeni Kanunu’nun maddesinin 3. fıkrası).

Bu iptal davasının açılabilmesi için mirasçının alacaklılarına zarar verme kastı bulunması gerekir. Aksi takdirde reddin iptali yoluna başvurulamayacaktır. Bu davada görevli mahkeme, Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise davalının son yerleşim yeri mahkemesidir.

Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflâs idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler.

Reddin iptaline karar verilirse, miras resmen tasfiye edilecektir. Bu anlamda mirasçının alacaklılarının reddin iptalini isteme hakkı verilmek suretiyle alacaklıların hakları korunmaktadır.

Mirasçının alacaklılarının açacağı reddin iptali davası bakımından bazı şartların bulunması gerekmektedir. Bu şartlar şunlardır:

MİRASIN REDDİ (REDDİ MİRAS) DAVASINDA HARÇ MİKTARI NE KADARDIR?

Mirasın reddi davası maktu harca tabidir. Nisbi harç gibi dava değeri üzerinden belirlenen oran üzerinden hesaplama gerçekleşmemektedir.

MİRASIN REDDİ (REDDİ MİRAS) DAVASINDA AVUKATIN ROLÜ NEDİR? BU DAVALARDA AVUKATLIK ÜCRETİ NE KADARDIR?

Mirasın Reddi davaları yoğun teknik bilgi isteyen davalardır. Bu sebeple bu davalarda avukatın rolü epey büyüktür. Her yıl Türkiye Barolar Birliği tarafından avukatlık asgari ücret tarifesi yayınlanmaktadır ve avukatlar bu tarife altında bir ücrete vekillik hizmeti verememektedir. Avukat yalnızca tarife üzerinden ücret belirlemek zorundadır, dosyanın süreci, iş yoğunluğu ve bulunduğu il ya da ilçesine göre ücret belirlemesinde bulunulmalıdır.

MİRASIN REDDİ (REDDİ MİRAS) DAVASI NE KADAR SÜRER?

Görevli ve yetkili mahkemenin iş yoğunluğu, adli tatil süreci, delillerin toplanması gibi hususlar mahkemenin sona erme sürecini etkileyen hususlardır. Bu nedenle mahkemenin sürecine dair kesin bir şey söylenmesi mümkün değildir. Ortalama bir süre vermek gerekir ise yaklaşık 4 ay ile 9 ay gibi bir süre içerisinde mirasın reddi davaları sona erebilmektedir.

REDDİ MİRAS YAPAN KİMSE, MİRASBIRAKANIN MAAŞINDAN YARARLANABİLİR Mİ?

Mirasbırakanın ölümüyle maaş alımı sona ermektedir. Bu nedenle ölüm ile zaten maaş devam etmeyeceğinden mirasçıların maaş konusunda bir hakkı olmayacaktır. Fakat dul ve yetim aylığı ile emekli ikramiyesi durumları bu konuda farklılık gösteren hususlardır. Yani bu hususlar mirastan doğan haklardan değildir. Bu nedenle mirasbırakanın mirasını reddeden kişi, yasal koşullarının olması durumunda sosyal güvensinden doğan dul, yetim, ölüm aylığı veya emekli ikramiyesi alabilmektedir. Ölüm aylığı üzerinde terekenin ve mirasçıların hakkı olmadığından ötürü mirasın reddi ile bu hak sona ermeyecektir.

ÖLMEDEN MİRASI REDDETMEK (REDDİ MİRAS YAPMAK) MÜMKÜN MÜDÜR?

Türk Medeni Kanunu’nun maddesinde belirtilmiş olduğu üzere, miras, mirasbırakanın ölümüyle açılacaktır. Bu sebeple reddi mirasa dair beyan, mirasbırakan hayatta iken gerçekleştirilemeyecek yalnızca mirasbırakanın ölümünden sonra gerçekleşebilecektir.

Mirasçı ile mirasbırakanın aralarında sözleşme düzenleyerek, mirasbırakan hayattayken miras hakkından vazgeçebileceği tek bir işlem bulunmaktadır. Bu işlem hukukumuzda mirastan feragat sözleşmesi olarak adlandırılmaktadır. Her iki tarafın anlaşması ve kanunda belirtilen belli koşulların mevcut olması halinde taraflarca yapılacak sözleşmeyle mirastan vazgeçmek mümkün olabilecektir.

MİRASIN REDDİ (REDDİ MİRAS) HALİNDE REDDEDİLEN MİRAS KİME KALACAKTIR?

Türk Medeni Kanunu’nun maddesinin ilk fıkrasında, yasal mirasçılardan birisinin mirası reddetmesi halinde miras payı kendisi ölüymüş gibi düşünülerek hak sahiplerine geçeceği belirtilmiştir.

KİMLER MİRASI REDDEDEMEZ?

MİRASÇI MİRASI GEÇ ÖĞRENMİŞSE YİNE DE MİRASI REDDEDEBİLİR Mİ?

Normal şartlar altında reddi mirasın kanuni süresi üç ay olarak öngörülmüştür. Kanuni mirasçı için bu süre öğrendikleri anda başlar. Fakat mirasçılar, bu haklarını başka bir tarihte öğrenmişler ise bu tarihi ispat etmek şartıyla, süre öğrenme tarihinden itibaren başlayabilir.

Yasal mirasçının, ölüme bağlı tasarruf ile miras dışında bırakılmış olması durumunda ret süresi bu tasarrufun iptal edildiğinin mirasçı tarafından öğrenildiği anda başlar.

Atanmış mirasçı bakımından da ret süresi üç ay olup bu süre mirasçı olduklarını Sulh Mahkemesi’nin Vasiyetnameyi resmi olarak açması ve onlara tebliğ etmesi ile başlar. Miras sözleşmesi ile atanan mirasçılar için bu süre, yasal mirasçılarla aynı şekilde işler. Bu sözleşme ile üçüncü kişi atanmış olması halinde vasiyetnamedeki gibi resmi bildirim ile başlar.

Süre kaçırılması durumunda mirasçılar, ispat etmek koşuluyla mahkemeden süre isteyebilir. Önemli sebeplerin varlığı halinde sulh hâkimi yasal ve atanmış mirasçılara verilen ret süresini uzatabilir veya yeni bir süre verebilir. Bunun için taleple birlikte haklı bir sebep de bulunmalıdır.

Avukat Gökhan Sarı Hukuk Bürosu

Hukuki sorunlarınıza dair her türlü görüş, yorum ve sorularınızı sitemiz üzerinde bulunan Whatsapp iletişim butonunu kullanarak bize yöneltebilirsiniz.

Reddedilen miras kime kalır?

Reddedilen miras devlete mi yoksa diğer mirasçılara mı geçer? Bu konuda bilgi verirseniz memnun olacağım. M.S.

*****

Mirasın reddi hususunu muhtelif ihtimallere göre değerlendirmek gerekir. Zira bilindiği gibi çoğunlukla birinin vefatında mirasçı bir kişi değildir. Birden çok mirasçı olabilir, ancak tek mirasçı da olabilir. Bu durumda netice de farklıdır. Örneğin birden fazla mirasçı konumunda olan kimseler varsa ve bunların arasından biri mirası reddederse, reddeden kişi, miras bırakandan önce ölmüş gibi hareket edilir ve miras buna göre bölüştürülür.

Yani reddeden kişinin mirasçıları devreye girer. Ancak bazı hallerde tüm mirasçılar mirası reddedebilir. Bu halde miras sulh hukuk mahkemesi tarafından iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Şayet tek mirasçı varsa ve o mirası reddettiyse kendisinden sonra gelen mirasçının var olup olmadığına bakılarak yukarıda iki ihtimal dahilinde verdiğim yanıtta belirttiğim hususlar uygulanır.

*****

Bir de çok az uygulanan bir husustan söz edeyim. Doğrusu konuyu bilen çok az kişi olacağı için uygulaması da son derece azdır ve ilginç bir durum kanun maddelerine girmiştir. Mirasçılar mirası reddederken kendilerinden sonra gelen mirasçılardan mirası kabul edip etmeyeceklerinin sorulmasını tasfiyeden önce isteyebilir. Bu takdirde ret sulh hukuk hakimi tarafından daha sonra gelen mirasçılara bildirilir.

Bunlar bir ay içinde mirası kabul etmezlerse reddetmiş sayılırlar. Bu halde de miras iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Görüldüğü gibi mirasın reddinde tek ihtimal yoktur. Reddedecek kimse bu ihtimalleri bilerek buna göre tavrını ortaya koyacaktır. Mesela babasının mirasını reddedecek kişi, arkasında kendi çocuklarının bulunduğunu bilmelidir. Bir de ölenin evliliği söz konusu olabilir. Bu halde de alt soyun tamamının mirası reddetmesi halinde bunların payı eşe kalacaktır ki bunun da bilinmesinde yarar vardır. Daha önceleri hatırlattığım gibi mirasın reddi sulh hukuk hakimliğine bildirilerek tescili istenilir, bu hali ile yürürlüğe girer.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası