dünyanın 7 harikası nedir ve nerededir / Dünyanın Eski ve Yeni 7 Harikası | ENUYGUN

Dünyanın 7 Harikası Nedir Ve Nerededir

dünyanın 7 harikası nedir ve nerededir

Dünyanın 7 Harikası Nelerdir? UNESCO Dünyanın Yedi Harikası Hangi Ülkelerdedir, İsimleri Neler?

Çağlar öncesinde teknolojik gelişmeler bu seviyede değilken inanması güç pek çok mimari eser yapılmış. Günümüzde ise bu eserler hayretle incelenmiş ve aralarından Dünyanın 7 harikası seçilmiştir. Bu eserlerin bazılarının gizemi ise hala çözülememiştir. Bu eserler ile ilgili şu soruların cevaplarını yazımızda bulabilirsiniz; dünyanın yedi harikası isimleri, dünyanın 7 harikası nelerdir ve hangi ülkededir, UNESCO dünyanın yedi harikası hangi ülkelerde?

Dünyanın 7 Harikası Nelerdir?

Bu harikalar antik çağlardan günümüze dünyanın en harika doğal ve yapay güzellikleri olarak belirlenmiştir. Listede sadece Akdeniz çevresinde bulunan eserler yer almaktadır. Yedi sayısı ise Yunanlar tarafından bereketi ve mükemmeliyeti ifade ettiği için bu sayı baz alınmıştır.

Antik Dünyanın Yedi Harikası;

  • Giza Piramidi (Mısır)
  • Babil'in Asma Bahçeleri (Irak)
  • Olympia'daki Zeus Heykeli (Yunanistan)
  • Efes'teki Artemis Tapınağı (Türkiye)
  • Halikarnas Mozalesi (Türkiye)
  • Rodos Heykeli (Rodos Adası)
  • İskenderiye Feneri (Mısır)

UNESCO Dünyanın Yedi Harikası Hangi Ülkelerdedir, İsimleri Neler?

İsviçre'de bir organizasyon tarafından bir oylama yapıldı. Katılımcılar bu oylamaya cep telefonu ve internet üzerinden katıldı. Dünyanın yedi harikasına alternatif olarak seçildi ve bu liste 2007 yılında yayınlandı. UNESCO bu seçimi desteklemediğini ifade etti ve klasik dünyanın yedi harikası listesini korumaya devam edeceğini açıkladı.

İsviçre merkezli New7Wonders Vakfı'nın yaptığı oylamanın sonucunda seçilen 7 harika şu şekildedir;

  • Petra Antik Kenti (Ürdün)
  • Çin Seddi
  • Kurtarıcı İsa Heykeli (Brezilya)
  • Machu Piccu Antik Kenti (Peru)
  • Chicken Itza Piramidi (Meksika)
  • Kolezyum (Roma, İtalya)
  • Tac Mahal (Hindistan)

Dünyanın kaç harikası vardır bunlar nelerdir? Okulda öğretmenlerimiz bizlere dünyanın yedi harikasının neler olduğunu araştırınız derdi. Bizde burdan yola çıkarak öğrencilerimize bu konuda yardımcı olmak için Dünyanın 7 harikası nelerdir isimleri bu sayfada derledik. İşte Dünyanın yedi harikası nedir nerededir (dünyanın 7 harikası hakkında bilgi).

Dünyanın 7 harikası nedir?
Dünyanın Yedi Harikası, tamamı insanoğlu tarafından inşa edilmiş, olağanüstü antik yapı ve yapıtlardır. Ayrıca Antik Dönemin Yedi Harikası adıyla da bilinir. İlk olarak MÖ 5. yüzyılda tarihçi Herodot tarafından ortaya atılan bir kavramdır. MÖ 4. yüzyılda Sidon’lu Antipatros tarafından ilk olarak “Dünya’nın yedi harikası üzerine” (Περὶ τῶν Ἑπτὰ Θεαμάτων) adlı eserle oluşturulmuştur. Günümüzde geçerli kabul ettiğimiz 7 harika listesi, MÖ 2. yüzyılda son şeklini almıştır.

Günümüzde, Dünyanın Yedi Harikası’ndan sadece Keops Piramidi ayaktadır. Diğerleri yangın ya da deprem gibi nedenlerle yok olmuşlardır.

Dünyanın yedi harikası

Dünyanın 7 Harikası ve Yerleri
1. Keops Piramidi (Mısırda)
2. Babil’in Asma Bahçeleri (Mezopotamya Çölü)
3. Artemis Tapınağı (Türkiye/İzmir)
4. Zeus Heykeli (Yunanistan)
5. Rodos Heykeli (Rodos Adası)
6. İskenderiye Feneri (Mısır İskenderiye)
7. Halikarnas Mozolesi (Türkiye/Bodrum)

Dünyanın 7 harikası hakkında bilgi
1) Keops Piramidi: Bazı kaynaklarda mısır piramitlerinin tamamı yedi harikanın içerisinde olarak gösterilmektedir ancak sadece Keops piramidi bu listeye dahildir. Keops PiramidiYukarıda da bahsettiğimiz gibi günümüze kadar dayanabilen tek eserdir. Mısır”ın başkenti Kahire”deki Giza yaylasında bulunmaktadır. Keops piramidi yedi harika içerisindeki en eski yapıdır. Piramit M.Ö 2560 yılında mısır firavunu Khufu (Keops) tarafından yaptırılmış ve yapımı yaklaşık 22 yıl sürmüştür. Bu piramitte tıpkı diğer piramitler gibi firavunun kabri olarak kullanılmak üzere inşa edilmiştir. Keops Piramidi 145,75 metre yükseklikte, 229 metre genişlikte, eğimi 51 derece ve geometrik hata oranı %0,1 den azdır. Firavunun odası tabandan 40 metre yükseklikte ve tepeden 100 metre kadar aşağıdadır. Arkeologlara göre piramitin temelini kazmak için 100.000 işçi çalışmış, daha sonra bir bu kadar işçi de piramitin inşasında kullanılan her biri yaklaşık 2 tonluk, 2 milyon 300 bin kadar taşı üst üste dizmek için çalışmıştır. Bu kadar ağır taşların üst üste dizilme sırrı hala çözülememiştir ancak çamurdan yapılmış bir rampa kullanıldığı tahmin edilmektedir. Piramit yapıldığından itibaren 4300 yıl boyunca dünyadaki en yüksek yapı olarak kayıtlara geçmiştir.

2. Babil’in Asma Bahçeleri: M.Ö. 450″li yıllarda tarihçi Herodot “Babil, yeryüzünde bilinen bütün diğer şehirlerin ihtişamını aşar.” demiştir. Herodot, şehrin dış duvarlarının 80 kilometre uzunlukta, 25 metre kalınlıkta ve 97 metre yükseklikte Babilin Asma Bahçeleriolduğunu ve 4 atlı bir arabanın gezinmesine uygun olduğunu belirtmiştir. İç duvarlar, dış duvar kadar kalın değildi. Duvarların içinde som altından yapılmış büyük heykeller bulunan kaleler ve tapınaklar vardı. Şehrin içinde ünlü Babil Kulesi vardı. Bu kule, Tanrı Marduk”a yapılan bir tapınaktı ve cennete ulaşmak için göğe doğru yükseliyordu. Babil, M.Ö. 605″den itibaren 43 yıl hüküm süren kral Nebuchadnezzar tarafından yapılmıştır. Daha zayıf bir rivayete göre ise M.Ö. 810 yılından itibaren 5 yıl hüküm süren Asur kraliçesi Semiramis tarafından yapılmıştır. Bahçeler Nebuchadnezzar”ın sıla hasreti çeken karısı Amyitis”i neşelendirmek için yapılmıştı. Amytis, Medes kralının kızıydı ve iki ülkenin müttefik olması amacıyla Nebuchadnezzar ile evlendirilmişti. Onun geldiği ülke yeşil, engebeli ve dağlıktı. Mezopotamya”nın bu dümdüz ve sıcak ortamı onu Depresyona itmişti. Kral, karısının sıla hasretini gidermek için onun memleketinin bir benzerini yapmaya karar verdi. Yapay dağlar ve suların akacağı büyük teraslar yaptırdı. Yunanlı coğrafyacı Strabo”nun M.Ö. birinci yüzyıldaki tanımlamasına göre, bahçeler birbiri üzerinde yükselen kübik direklerden oluşuyordu. Bunların içleri çukurdu ve büyük bitkilerin ve ağaçların yetişebilmesi için toprakla doldurulmuştu. Kubbeler sütunlar ve taraçalar pişmiş tuğla ve asfalttan yapılmıştı Yüksekteki bahçeleri sulamak için Fırat nehrinden zincir pompalarla Su yukarılara çıkarılıyordu. Zincir pompa, biri yukarıda, diğeriyse su kaynağında bulunan iki büyük volana gerili, üzerinde kovalar bulunan bir sistemdi Nehirden dolan kova yukarıya çıkıyor içindeki suyu havuza boşaltıp tekrar nehre dönüyordu. Bu şekilde üst seviyelere taşınan su, bahçeleri sulayarak teraslardan aşağıya doğru akıyordu. Yunanlı tarihçi Diodorus”a göre bahçeler yaklaşık 120 metre genişlikte ve 120 metre uzunluğunda ve 25 metre yüksekliğindeydi. Ninova”daki Asurbanipal kitaplığında bulunan çivi yazısı tabletlere göre Babil”de 53″ü büyük, 650″si küçük olan toplam 703 tapınak, 360 sunak, 2 ayin yolu, 24 büyük cadde ve 3 kanal vardı. Şehir dörtgen bir plana göre kurulmuştu. Biri iç, diğeri dış olmak üzere 16,5 kilometre uzunluğunda 2 surla çevriliydi. Surların dışında bütün şehri çevreleyen su hendekleri de vardı. İstilalar yüzünden sönmeye başlayan şehir, özellikle Pers Kralı Keyhüsrev”in Babil”i fethetmesinden sonra sönmeye başlamış, M.S. 5 ve 6. yüzyıllarda kumlara gömülmüş ve bir kum dağı haline gelmiştir. Bu şehrin, içindeki tapınakların ve asma bahçelerin kalıntıları ancak 20. yüzyılda yapılan kazılarla meydana çıkarılabilmiştir.

3. Artemis Tapınağı: Lidya Kralı Croesus tarafından MÖ 550″de Tanrıça Artemis adına, Yunan mimar Chersiphron tarafından tasarlanmış ve dönemin en ünlü Artemis Tapınağıheykeltraşlarına yaptırılmıştır. Tamamen mermerden yapılmış olan bu yapı, bronz heykellerle süslenmiştir. Tapınak dini bir mekan olarak kullanıldığı gibi ticaret mekanı olarak da kullanılmıştır. 90 metre yüksekliğinde ve 45 metre genişliğindeki bu eser, yapımından 200 yıl sonra adını ölümsüzleştirmek isteyen Herosteamus adlı bir kişi tarafından yakılmıştır.

Tapınağın yakıldığı gece Büyük İskender doğmuş ve bu eserin kendisinin doğduğu gece yakıldığını öğrenince tapınağın onarılması için yardım teklif etmiş; reddedilince de ömrünün yettiği ölçüde tapınağı onarmaya çalışmıştır. Ancak MS. 262 yılında çıkan yangın sonucu tapınak, sütunları dışında tamamen yok olmuştur.

4. Zeus Heykeli: Eski zamanlarda Yunanlılar”ın en büyük festivali, “Tanrıların Kralı Zeus” onuruna düzenlenen Olimpiyat Oyunlarıydı. Bugünkü Olimpiyat oyunlarına Zeus Heykelibenzeyen bu müsabakalarda Anadolu, Suriye, Mısır, Yunanistan ve Sicilya”dan atletler yarışırlardı. Olimpiyatlar ilk kez M.Ö. 776″da başladı. Oyunlar 4 yılda bir düzenleniyordu ve Yunan şehir devletlerinin bütünlüğünü sağlamaya yardımcı oluyordu. Yunanlılar, Yunanistan”ın batı kıyısında Peloponnesus denen bölgedeki Olimpos”ta Zeus adına bir tapınak yaptırmışlardı. Kutsal oyunlar süresince, şehir devletleri arasındaki savaşlar kesiliyor ve oyunlar için Olimpos”a (Olympia) gidecekler için güvenli bir geçiş imkanı sağlanıyordu. Oyunların yapıldığı yerde bir stadyum ve kutsal bir koruluk vardı. Yunanlılar ilk zamanlarda basit bir yapısı olan tapınağın yerine, zaman içinde oyunların öneminin artmasıyla, yeni ve tanrıların kralının adına yaraşır bir tapınak yapmak istediler. Bunun için Elis”li Libon yeni bir tapınak yapmaya başladı ve M.Ö. 456″da Zeus tapınağı bitirildi.

Tapınak dikdörtgen bir platform üzerine inşaa edilmişti. Binanın yanlarında yeralan 13 adet büyük sütun, tavanı destekliyordu. Her köşede 6 adet sütun vardı. Üçgen şeklindeki tavan heykellerle doldurulmuştu. Kolonların üzerindeki pedimentler, Heracles”in heykelleriyle süslüydü. Tapınağın içerisinde tanrıların kralı Zeus”un görkemli bir heykeli yeralıyordu.

5. Rodos Heykeli: Yapılışından yok oluşuna kadar yalnızca 56 yıl geçmesine rağmen, Rodos Heykeli dünyanın yedi harikasından biri olmayı başardı. Rodos Rodos HeykeliHeykeli yapıldığında sadece devasa bir heykel değildi. Heykel Rodos adasındaki insanlar için beraberliğin bir simgesiydi. Rodos Heykeli”nin yapılması tam 12 yıl aldı ve M. Ö. 282 yılında bitirildi. Heykel yaklaşık 33 m. boyundaydı; demir ve taşla desteklenmiş bronzdan oluşuyordu. Liman girişinde bulunan heykel M.Ö. 226 yılında bir deprem sonucunda en zayıf noktası olan dizinden kırıldı. Rodoslular, Firavun Ptolemy III Eurgetes”den restorasyon için yardım teklifi aldılarsa da, bir kahine başvuruldu ve yardım reddedildi. Neredeyse 1000 yıl boyunca heykel harabe halinde kaldı. 654 yılında Araplar Rodos”u istila ettiler. Heykelden kalanları Suriyeli bir Yahudi”ye sattılar. Söylenildiğine göre bütün parçaları Suriye”ye 900 tane devenin sırtında taşınmış.

6. İskenderiye Feneri: Mısır”ın İskenderiye limanında küçük bir adacıkta M.Ö. 309-246 yılları arasında İkinci Batlamyus tarafından yapılmıştır. Kat kat mermer İskenderiye Fenerikulelerden olan fener, 140 metreye kadar yükseliyordu. En üst kulede ateş yakılır, gemicilere yol gösterilirdi. Bu fener sonradan yapılanlara örnek olmuştu. Fener M.S. 1300 yıllarındaki bir depremde yerle bir oldu. Bu eserlerden günümüze hiçbir kalıntısı ulaşmamış olanlar hakkındaki bilgiler rivayetlerden öteye gitmemektedir. Basılan paralardan, efsane halindeki eski kayıtlardan toplanan bilgilerle yetinilmektedir. Kaidesi ile birlikte 135 metre yüksekliğinde olan fener, beyaz mermerden yapılmıştı. Tepesinde bulunan, tunçtan yapılmış büyük bir ayna 70 kilometre uzaklıktan görülüyor ve limana giren gemilere rehberlik ediyordu.

7. Kral Mausollos’un Mezarı: Halikarnas Mozolesi, Kral Mausollos için karısı ve kız kardeşi tarafından yaptırılmış bir mezardır. Bodrum civarında yapılmış ve yapımı M.Ö. 350 yılında tamamlanmıştır. Tabanın üstünde kenarları heykellerle süslenmiş Kral Mausollosun Mezarıbasamaklı bir podyum yer alıyordu. Süslü su mermerinden yapılmış lahit ve mezar odası, podyumun üstünde bulunuyordu ve İyonya tarzı kolonlarla çevrilmişti. Sıra sütunlar, yine heykellerle süslenmiş bir piramit çatıyı destekliyordu. Dört tane savaş atıyla çekilen bir savaş arabası heykeli ise piramidin tavanını donatıyordu. Halikarnas Mozolesi”nin toplam yüksekliği 45 metreydi ve 4 tarafındaki 4 heykelin her birini ayrı bir heykeltıraş yapmıştı. Bu heykeller, tanrıların değil de insanlar ve hayvanların heykelleri olmasından dolayı tarihte özel birer yer tutarlar. 16. yüzyıl boyunca Halikarnas Mozolesi iyi bir durumda korundu. 15. yüzyılda Haçlı Seferleri sırasında St. John şövalyeleri bölgeye geldiler ve bugün Bodrum Kalesi olarak geçen büyük bir kale yaptılar. Bu kalenin yapımında Halikarnas Mozolesi”nin nerdeyse bütün taşları kullanıldı.

Antik Dünyanın Yedi Harikası

Bu haberi paylaş:

Antik dünyanın yedi harikası; Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Güney Avrupa’daki olağanüstü mimari eserler ile sanat eserlerinden oluşan bir seçkiydi. Babil’in Asma Bahçelerinden Gize Piramitlerine bu antik harikalar, günümüzde de herkesi büyülemeye devam ediyor.

Avrupa ve Orta Doğu’dan bir dizi antik yazar ile Orta Çağ yazarı, günümüzde dünyanın yedi “harika”sı olarak adlandırılan yapılar üzerinde tartıştı (Bazı yazarlar bu yapılar için “harika” terimini kullanmayı tercih etmiyor) ve onları betimledi. MÖ 484 ila MÖ 425 yılları arasında yaşayan Antik Yunan Yazarı Herodotus, bu konuyu ele alan ilk yazarlardan biriydi ve harikalar hakkındaki yazıları günümüze ulaşamasa da daha sonraki tarihli metinler tarafından referans alınmıştı.

(İlgili: Biri Hariç Antik Dünyanın 7 Harikasının Nerede Olduğunu Biliyoruz)

Listede yer alması gereken harikalar üzerinde bin yıldan uzun bir süre boyunca tartışıldı ve birçok yazar farklı farklı alanların listede olması gerektiğini ileri sürdü. Arkeologlar Peter Clayton ve Martin Price’ın The Seven Wonders of the Ancient World (Antik Dünyanın Yedi Harikası, Routledge, 1988) adlı kitaplarında söylediklerine göre günümüzde elimizde olan liste, bu haline Rönesans Dönemi’nde kavuşmuştu.

Bu yazıda bu yedi harikanın her birine göz gezdireceğiz.

1- Büyük Piramit, Gize, Mısır

Gize’deki Büyük Piramit, listedeki antik harikaların en eskisi olmakla birlikte günümüzde hala ayakta olan tek harika olma özelliğini taşıyor. Bu piramit, yaklaşık 4.600 yıl önce Antik Mısır Firavunu Khufu için bir mozole olarak inşa edilmişti ve 1311 yılında İngiltere’de Lincoln Katedrali’nin merkezi kulesinin yapımı tamamlanana dek dünyanın en yüksek yapısı olma unvanını taşımıştı.

Büyük Piramit ilk tamamlandığında 147 metre uzunluğundaydı fakat zaman içinde birçok taşının kaybolması nedeniyle günümüzde 139 metrelik bir yüksekliğe sahip. Piramidin içi, “büyük galeri”ye doğru giden geçitlerden oluşan bir sistemi içeriyor; büyük galeri ise genellikle “kral odası” olarak adlandırılan, boş bir lahdin yer aldığı odaya uzanıyor.

Ayrıca Büyük Piramit içindeki geçitler, bazen (içinde muhtemelen kraliçe yer almamış olsa da) “kraliçe odası” adıyla da anılan diğer iki oda ile birlikte piramidin aşağısında konumlanan yer altı odasına da çıkıyor. Kraliçe odası olarak bilinen iki odanın amacı tartışma konusu olmaya devam ediyor. 2017 yılında piramidi tarayan bilim insanları, büyük galerinin üstünde bir ya da daha fazla oda içerebilecek kadar büyük bir boşluk tespit ettiler.

2- Babil’in Asma Bahçeleri, Irak

Efsaneye göre MÖ 6. yüzyılda Babil Kralı II. Nebuchadnezzar; İran’daki yemyeşil yurdunu özleyen eşi Medyalı Amytis için sarayının bünyesine dahil ettirdiği, sık bir bitki örtüsü ile şelalelerden oluşan devasa bir labirente sahipti. Fakat arkeologlar, böyle bir bahçenin gerçekten var olup olmadığı konusunda hala fikir birliğine varamadılar.

Bahçeler birkaç antik yazar tarafından tarif edildi. Örneğin Antik Yunan Tarihçisi Diodorus Siculus, MÖ 1. yüzyılda şöyle yazmıştı: “Bahçenin girişi bir yamaç gibi eğimliydi ve yapının farklı kısımları birbiri üzerinde katmanlar şeklinde yükseliyordu; yapının bütünü bir tiyatroyu andırıyordu.”

Günümüzde Irak’ın Bağdat şehrinin 100 kilometre güneyinde konumlanan Babil’deki arkeolojik kazılarda, şüphesiz bir biçimde Asma Bahçeleri olarak tanımlanabilecek bir alana ulaşılamadı. Ayrıca günümüze ulaşan ve bu bahçelerden söz eden hiçbir Babil kaydı yok. Bir teoriye göre Diodorus Siculus ile diğer antik yazarlar, bu yapının yerini yanlış biliyordu ve bahçeler aslında bugün Kuzey Irak’ın Musul şehri yakınlarındaki Ninova’da inşa edilmişti.

3- Zeus Heykeli, Olympia, Yunanistan

Yunanistan’ın baş Olimposlu tanrısının MÖ 450 civarında inşa edilen oturan figürü, 12 metre uzunluğundaydı. Heykeltıraş Phidias tarafından yapılmıştı ve büyük oranda fil dişinden oluşuyordu. MÖ 64-MS 24 yılları arasında yaşayan Antik Yunan Yazarı Strabo’ya göre heykel, “Zeus’u oturur vaziyette fakat kafası neredeyse tavana değer şekilde gösteriyor ve bu sayede eğer Zeus ayağa kalkarsa tapınağın çatısının parçalanacağına dair bir algı uyandırıyordu.”

Roma İmparatoru Caligula, MS 40 yılında heykeli çalmaya teşebbüs etti. MS 69’dan MS 122’ye dek yaşayan Suetonius’un yazdıklarına göre Caligula, Zeus’un heykeli ile birlikte diğer ünlü tanrı heykellerinin kafalarının koparılması ve yerlerine kendi kafasının birer kopyasının koyulması için Yunanistan’dan getirilmesini emretmişti. Fakat Caligula, bu emirleri gerçekleştirilmeden önce suikaste uğradı.

Heykelin ne zaman yıkıldığı tam olarak bilinmiyor. Antik kayıtlar, MS 5. yüzyılda Hristiyanlığın Roma İmparatorluğu’nun resmi dini haline geldiğini ve geleneksel Greko-Romen inançlarının zulme uğradığını gösteriyor. Heykelin de bu dönemde yıkılmış olması mümkün.

4- Artemis Tapınağı, Efes, Türkiye

MÖ 550 yılında Lidya Kralı Kroisos tarafından Efes’te inşa edilen Artemis Tapınağı, güzelliği nedeniyle antik yazarlarca övülüyordu. Efes’te hayvanlar ve avcılık ile ilişkilendirilen Tanrıça Artemis için daha önce yapılmış daha küçük bir tapınak zaten vardı fakat Tarihçi Michael Immendörfer’in Ephesians and Artemis: The Cult of the Great Goddess of Ephesus as the Epistle’s Context (Efesliler ve Artemis: Mektup Bağlamında Efes’in Büyük Tanrısının Kültü, Mohr Siebeck, 2017) adlı kitabında belirttiğine göre bölgeyi kısa süre önce fetheden Kroisos bu küçük tapınağı çok daha büyük bir hale getirdi. (Kitabın adında geçen “mektup” kelimesi, Yeni Ahit içinde yer alan bölümlerden birine işaret ediyor.)

Tapınak MÖ 356 yılında, iddialara göre şöhret arayışında olan Herostratus adlı bir adam tarafından ateşe verildi. Immendörfer, insanların tanrıçanın tapınağının bir yıldırım düşmesi nedeniyle yıkılmasına inanmak istemeyerek günah keçisi aramış olabileceklerini belirterek tapınağı gerçekten de Herostratus’un yakıp yakmadığının muamma olduğunu söylüyor. Yıkılma nedeni her ne olursa olsun tapınak, daha sonra tekrar inşa edildi.

Immendörfer’in yazdıklarına göre MS 262 yılında tapınak, deprem nedeniyle zarar gördü ve muhtemelen İskandinavya kökenli insanlardan oluşan bir Cermen kavmi olan Gotlar tarafından yağmalandı. Hristiyan yazarların tapınağın sonundan bahsettikleri üzere tapınaktan geriye kalanlar, MS 5. yüzyılda terk edilmiş ve yıkıma uğratılmış gibi görünüyor.

5- Halikarnas Mozolesi, Türkiye

Güneybatı Anadolu’daki Karya bölgesinin satraplığını (Pers valilerine verilen isim) yapan ve MÖ 353 yılında ölen Mausolos için inşa edilen bu mezar, antik yazarlar üzerinde güçlü bir izlenim bıraktı ve dilimize “mozole” kelimesini kazandırdı. Romalı Yazar Büyük Plinius’un (MS 23-79) yazdıklarına göre yapı, dönemin en yetenekli heykeltıraşlarının -Scopas, Bryaxis, Timotheus ve Leochares- birbirlerini rakip olarak görmelerine rağmen bu proje için bir ekip halinde çalışmaları sayesinde meydana gelmişti.

Mausolos’un eşi Artemisia MÖ 350 yılı civarında öldüğünde mozole henüz tamamlanmamıştı ve heykeltıraşların maaşlarını almaya devam edip etmeyecekleri de belirsizdi. Buna rağmen ekip devam etti. Plinius bu durumu anlatırken “Bitirene dek işlerini bırakmadılar çünkü bunun aynı zamanda hem heykeltıraşların kendi ünlerine hem de sanatlarına ait bir anıt olduğunu düşünüyorlardı.” diye yazdı.

Plinius’a göre yapı, 43 metre uzunluğundaydı ve tepesinde 63 adet sütun yer alan piramit şeklinde bir tabana sahipti. Mozolenin kalıntıları bugün hala görülebiliyor olsa da harabeler içinde yatıyor; zamanın akışı ve taşların diğer yapılar için yeniden kullanılması mozolenin yavaş yavaş parçalara ayrılmasına sebep olmuş.

6- Rodos Heykeli, Yunanistan

Yunan Güneş Tanrısı Helios’u tasvir eden muazzam bir heykel olan Rodos Heykeli; MÖ 280 yılında, günümüz Türkiye’sinin açıklarında konumlanan Rodos Adası’nda yapılmış ve MÖ 226 yılında gerçekleşen bir deprem sırasında çökmüştü. Bu dev heykelden günümüze hiçbir şey kalmamakla birlikte heykelin tam lokasyonu ve boyu bilim insanları arasında tartışma konusu olmaya devam ediyor.

Louisville Üniversitesinden Emekli Tarih Profesörü Robert Kebric’in 2019 yılında Athens Journal of Humanities and Art adlı dergide yayımlanan makalesine göre muhtemelen heykelin kendisi, neredeyse 34 metre uzunluğundaydı ve yaklaşık 15 metrelik yüksekliğe sahip üç katlı bir basamak üzerinde duruyordu. Antik yazarların tasvirlerini inceleyen Kebric’in yazdıkları doğrultusunda bu durum, heykelin toplamda 49 metre uzunluğunda olduğunu gösteriyordu.

Günümüzde yapılan bazı artistik tasvirler, heykeli, bacakları Rodos Limanı’nının iki yanında duracak şekilde betimlese de Kebric, heykelin durduğu daha muhtemel lokasyonun Rodos Adası’nın ana şehrindeki akropolün tepesi olduğunu düşünüyor. Kebric, o dönemde bu lokasyonda çok sayıda tapınak ile dini heykelin yer aldığını belirtiyor.

7- İskenderiye Feneri, Mısır

MÖ 285’ten MÖ 246’ya dek hüküm süren Firavun II. Ptolemaios’un emri üzerine inşa edilen İskenderiye Feneri, Mısır’da yer alan ve antik dünyanın en büyük limanlarından biri olan İskenderiye’ye giden denizcilere yol gösteriyordu. Deniz feneri, İskenderiye Limanı’nın girişinde konumlanan Pharos Adası üzerine inşa edilmişti. Adayı ana karaya bağlayacak bir geçit oluşturulmuştu. Fener, gün içinde güneş ışınlarını yansıtan bir aynaya sahipti; geceleri ve gerekli görülen diğer zamanlarda ise ateş yakılıyordu.

Deniz fenerinin yüksekliğine dair tahminler farklılık gösteriyor fakat fenerin ortalama 122 metre uzunluğunda olduğu düşünülüyor. Londra Üniversitesi Doğu ve Afrika Araştırmaları Fakültesi Profesörü Doris Behrens-Abouseif’in 2016’da Muqarnas adlı dergide yayımlanan makalesine göre fener, Orta Çağ boyunca kullanımdaydı fakat 14. yüzyıl ortalarında çökmüştü. Orta Çağ’da tamirat için çaba harcansa da fenerin çöküşünde depremler ve kıyı erozyonunun verdiği zararın da parmağı vardı.

Günümüzde deniz fenerinden geriye kalanlar, Antik İskenderiye’nin büyük bir kısmı ile birlikte su altında yatıyor. Deniz fenerinin kalıntıları, 1994 yılında arkeologlar tarafından keşfedilmişti; kalıntılar üzerindeki çalışmalar hala devam ediyor.

Bu haberi paylaş:

Kocatepe Üniversitesi'nde Hukuk okuyor. Dil, tarih ve arkeoloji alanlarında kendini geliştiriyor.

artemis tapınağıbabil'in asma bahçeleribüyük piramitdünyanın yedi harikasıhalikarnas mozolesiiskenderiye fenerirodos heykelizeus heykeli

Dünyanın Eski ve Yeni 7 Harikası

Dünyanın Eski 7 Harikası

Dünya harikaları fikri ilk olarak M.Ö. 5. yüzyılda Heredot tarafından ortaya atıldı. Dünyanın Eski 7 Harikası’nın günümüzde kabul gören haliyse M.Ö. 2. yüzyılda son halini aldı. Ancak eski 7 harikadan şu anda yalnızca Keops Piramitleri ayakta duruyor. Geri kalanı ise zaman, doğa ve insan etkileriyle ya tamamen yok oldular ya da harabe halindeler.

1. Keops Piramidi – Mısır

Keops

Khufu Piramidi ya da Büyük Piramit olarak da bilinen Keops, antik Mısır’ın en büyük anıtsal eserlerinden biri. Günümüzde Mısır’ın başkenti Kahire’de yer alan Keops Piramidi’nin M.Ö. 2560 yıllarında, Mısır firavunu Khufu için inşa edildiği düşünülüyor.

Anıtsal mezarlar olan piramitler; şekilleri, büyüklükleri ve yapıldığı zaman dilimi sebepleriyle defalarca gizemli ve doğaüstü hikayelere konu oldular. Kireçtaşı ve granitten oluşan yapı, 4000 yılı aşkın bir süre boyunca insan eliyle yapılmış en yüksek yapıt idi.

2. Babil’in Asma Bahçeleri – Irak

Babil'in Asma Bahçeleri

Eski 7 Harika arasındaki en gizemli yer Babil’in Asma Bahçeleri. M.Ö. 600 yıllarında yapıldığı düşünülen antik harikanın yerini maalesef hala bilmiyoruz. Yüz yıllardır konuyla ilgili yapılan çalışmalarsa yetersiz kaldı. Tahmini olarak günümüzde Irak’ın Hille şehrinin yakınlarına düşen Babil kentinde kurulduğu düşünülüyor.

Antik edebi yapıtlara göre burası Babil kralı II. Nebukadnezar tarafından memleket hasreti çeken eşi Semiramis için yaptırılmış. Çölün ortasında adeta bir vaha olan bu yemyeşil yapının varlığına dair fiziki bir kanıt halen bulunamadı. Cennet gibi tasvir edilen Babil’in Asma Bahçeleri’nde çağın ötesinde bir mühendislik ile su taşıma çözümleri geliştirilmiş. Bu sayede de kurak topraklar yeşillenmiş.

3. Artemis Tapınağı – Türkiye

artemis tapınağı

Dünya harikaları içerisinde Türkiye’de bulunan iki yerden biri Artemis Tapınağı. Tanrıça Artemis’e ithafen inşa edilen bu tapınak, İzmir’in Selçuk ilçesinde konumlanıyor. Günümüzde Efes Antik Kenti’ne yaklaşık 4 km uzaklıkta yer alan tapınağın M.Ö. 550 yılında yapıldığı düşünülüyor.

Tamamen mermerden yapılmış olan Artemis Tapınağı’ndan günümüze yalnızca birkaç mermer parçası ulaşabilmiş. Hikayelere göre tapınak M.Ö. 356 yılında, hiçbir zaman unutulmamak istediğini söyleyen Herostratus tarafından yakıldı.

Tapınak sadece ibadet merkezi değildi, aynı zamanda finans ve ticaret açısından da Efes’in en önemli yerlerinden biriydi. Lidya Kralı Kroisos tarafından temelleri atılan Artemis Tapınağı’nın yapımının tamamlanması yaklaşık 120 yıl sürmüş.

4. İskenderiye Feneri – Mısır

Lighthouse of Alexandria

Tarihte inşa edilen en yüksek deniz feneri olan yapı; Knidoslu Sostratus’un mimarlığında, MÖ 300 yıllarında yapılmış. Günümüze ulaşamayan fener, uzun yıllar Akdeniz’deki gemicilerin yol göstericisi olmuş.

Fener, 135 metre yüksekliğinde olup tepesine yerleştirilen tunç ayna sayesinde 70 kilometre uzaklıktan görülebiliyordu. İskenderiye liman kentinin kıyısında konumlanan Pharos Adası üzerinde bulunan İskenderiye Feneri, deprem ve fırtına gibi doğal sebeplerle yıkılmış.

5. Halikarnas Mozolesi – Türkiye

Halikarnas

Ülkemizdeki diğer eski dünya harikası ise Halikarnas Mozolesi. Günümüzde popüler tatil beldesi olan Bodrum’un sınırları içerisinde bulunan mozole, M.Ö. 350 yılında yapılmış. Karia Kralı Mausolos için karısı ve kız kardeşi tarafından yaptırılan anıt mezar, mimari olarak hem Yunan hem Mısır izleri taşıyormuş. Eşsiz bir yapıt olan Halikarnas Mozolesi, mimari özelliği sayesinde kendinden sonra gelen tüm anıt mezarlara “mozole” denmesine sebep oldu.

15. yüzyıldaki büyük depremde zarar gördüğü düşünülen mozole, bölgeye gelen Saint Jean Şövalyeleri tarafından yıkıntı halinde bulunmuş. Şövalyeler mozolenin taşlarını Bodrum Kalesi’nin yapımında kullanmış. Bu yüzden Halikarnas Mozolesi’nin kalıntıları çoğunlukla eksik ve alan açık hava müzesi olarak görülebiliyor.

6. Zeus Heykeli – Yunanistan

Zeus Heykeli

Antik Yunanistan’ın önemli şehri Olympia’da bulunan heykel, altın ve fildişi kullanılarak yapıldı. Baş tanrı Zeus’a adanan heykel, Zeus Tapınağı’nın içerisinde yer alıyordu. Ünlü heykeltraş Fidias tarafından yapılan heykel 13 metre uzunluğundaydı ve başı neredeyse tapınak tavanına değiyordu. Büyüklüğü, parlaklığı ve detaylı süslemeleriyle hayran bırakan Zeus Heykeli’nin M.Ö. 430-438 yılları arasında yapıldığı düşünülüyor.

M.S. 391 yılına kadar tapınak içerisinde kalan Zeus Heykeli, tapınağın kapanmasıyla birlikte Konstantinapolis’e taşındı. M.S. 462 yılında çıkan büyük yangında neredeyse tamamen yanan heykelden kalan parçalar Paris’in Louvre Müzesi’nde sergilenmeye devam ediyor.

7. Rodos Heykeli – Yunanistan

Rodos Heykeli

Antik dünyanın 7 harikası listesinin son ismi Rodos Adası’nda konumlanıyor. Döneminin önemli bir ticaret kenti olan Rodos’un liman girişinde bulunan heykel, Antik Yunan’ın Güneş Tanrısı Helios’a ait. M.Ö. 304 yılında Makedonyalı Antigonitler ile barış sağlanması sonucu, şükran sunmak amacıyla yaptırılan heykel yaklaşık 32 metre yüksekliğindeydi.

Yapımının 12 yıl sürdüğü düşünülen Rodos Heykeli’nin ayakları kara parçalarında dururken ayaklarının arasından gemilerin limana giriş yapabildiği söyleniyor. Ancak dönemin teknik dezavantajları sebebiyle böyle bir şeyin yapılmasının neredeyse imkânsız olduğu düşünülüyor. Tamamen tunçtan yapılan yapıtın büyük depremler sebebiyle önce yıkılarak yana yattı ve birkaç yüzyıl kadar ayağa kaldırılamadan kullanıldı. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ünlü Özgürlük Anıtı için ilham olan Rodos Heykeli aynı zamanda pek çok efsaneye de konu oldu.

Dünyanın Yeni 7 Harikası

Dünyanın Antik 7 Harikası’nın ardından 2007 yılında, İsviçre’de kurulan New 7 Wonders isimli bir kuruluş tüm dünya vatandaşlarını 7 Yeni Harika’yı seçmeye davet etti. İnternet üzerinden yapılan oylamaya 10 milyondan fazla insan katıldı. 7 Temmuz 2007 yılında sonuçlanan anket çalışmasında seçilen ve zamana meydan okuyan Dünyanın Yeni 7 Harikası hemen aşağıda!

1. Çin Seddi – Çin

çinseddi1

M.Ö. 7. yüzyılda yapımına başlanılan duvar, sınır komşuları ile ilişkilerin gerilmesi ve bölgeye saldırıların artması ile uzatıldı. Çin’in kuzeybatısı boyunca uzanan yapı, dünyanın en uzun duvarı. Huang-Ho Nehri’ni ikiye bölen duvarın uzunluğunun yıkılan kısımlarıyla birlikte 21.196 kilometre olduğu düşünülüyor. Yapının %8’i günümüze ulaşmış durumda.

Yüzyıllarca Moğol ve Türk saldırılarına karşı Çin’i koruyan duvar, çoğu gezginin “Mutlaka görülmesi gereken yerler listesi”nde ilk sıralarda yer alıyor. Hakkında uzaydan bakılınca görüldüğüne dair bir inanç olsa da bunu doğrulayan bir kanıt bulunmuyor.

2. Petra Antik Kenti – Ürdün

Petra

“Kayıp Cennet” ismiyle de bilinen ve 2000 yılı aşkın bir geçmişe sahip olan Petra Antik Kenti, olağanüstü bir mimariye sahip. Petra, antik dünyanın en gelişmiş medeniyetlerinden biri olan Nebatiler tarafından kurulmuş. Ticaret yolu üzerinde kurulmuş olan şehir, Romalılar tarafından işgal edildikten sonra zenginleşmiş. Günümüzdeyse Ürdün’ün en popüler yeri.

Petra’nın görkemli giriş kapısı, güneş ışığı ile renk değiştiren kızılımsı taşları ve büyüleyici kanyonları kente masallardan çıkmış izlenimi veriyor. Çöl ortasında konumlanan Petra’ya gitmek istersen Akabe uçak bileti bakabilirsin. Üstelik İstanbul’dan direkt uçuşlar da bulunabiliyor.

3. Tac Mahal – Hindistan

Tac Mahal Hindistan

Dünyanın 7 Yeni Harikası listesinin en romantik hikayesine geldi sıra. Hindistan’ın Agra şehrinde bulunan Tac Mahal, hüzünlü biten bir aşka adanıyor. Babür İmparatorluğu’nun hükümdarı Şah Cihan ile güzel ve genç eşi Ercümend Banu, çok küçük yaşlarda evlenmişler. Politik sebeplerle iki eşi daha bulunan Şah, devlet işlerinde de eşine çok güveniyormuş. Hatta seferlere bile birlikte gidiyorlarmış.

Şah tahta çıktıktan sonra “Mümtaz Mahal” adını alan Banu, 14. çocuğunu doğururken vefat etmiş. 40 yaşına bile ulaşamayan eşinin ardından derin bir bunalıma giren Şah Cihan bir yıl boyunca dışarı çıkmamış. Çıktığındaysa bu anıtsal türbeyi yaptırmış. Hem aşkının büyüklüğünü hem de hükümdarlığının gücünü anlatması sebebiyle göz kamaştırıcı şekilde inşa edilen Tac Mahal, ülkenin en önemli yapılarından biri. 20 bin işçinin yapımında çalıştığı Tac Mahal 22 senede tamamlanmış.

4. Kurtarıcı İsa Heykeli – Brezilya

İsa Heykeli

1931 yılında, ülkenin Portekiz işgalinden kurtulmasının 100. yılı şerefine tasarlanan Christo Redentor (Kurtarıcı İsa Heykeli), dünyanın en bilinen yapılarından biri. Karnavallarıyla nam salan Rio de Janeiro şehrinin tepe noktasında yer alan anıt, 30 metre yüksekliğinde. İsa Peygamber’i kollarını iki yana açmış bir şekilde tasvir eden heykeli her yıl binlerce turist ziyaret ediyor.

Kurtarıcı İsa Heykeli’nin tamamlanması tam 5 yıl sürmüş. Yapıtın bulunduğu dağ olan Corcovado Dağı aynı zamanda Tijuca Milli Parkı sınırları içerisinde yer alıyor. Rio’ya gidip heykeli görmek istersen çeşitli seçeneklerin mevcut. Ama bence en keyiflisi Corcovado Dağ Treni ile yolculuk yapıp nefes kesici manzaranın tadını çıkarmak.

5. Chichen Itza – Meksika

Chichén Itzá

Kristof Kolomb’un kıtayı keşfinden önce Maya halkının yaşadığı antik şehir Chichen Itza, her yıl milyonlarca gezgini ağırlıyor. Chichen Itza içindeki “El Castillo” adıyla da bilinen Kukulkan Piramidi, Dünya Harikaları Listesi’nde yer alıyor. Meksika’nın Yucatan Yarımadası’nda konumlanan antik kentin M.Ö. 750-900 yılları arasında kurulduğu düşünülüyor.

7 Yeni Dünya Harikası’ndan biri olan Kukulkan Piramidi, Mayalar’ın matematik ve astronomi bilgisine dair çok şey anlatıyor. Tapınak amacıyla inşa edildiği düşünülen yapının hep cephesinde 91’er basamağı bulunuyor. 4 cepheye sahip yapının basamakları toplanıp tepe düzlüğü eklendiği bir yıldaki toplam gün sayısı olan 365’e ulaşılıyor. Piramidin tepesinden bakıldığındaysa 300 hektarlık şehir alanının tamamı görülebiliyor. Ayrıca yapının konumlandırılması sebebiyle ekinoks dönemlerinde, piramit basamakları üzerinde S şeklinde bir yılan gölgesi oluşuyor. Bu yılana da piramit ile aynı isim veriliyor. Bölgeyi ziyaret ettiğinde göreceğin bir diğer yapı olan Caracol ise gözlemevi amacıyla inşa edilmiş.

6. Machu Picchu – Peru

Machu Picchu

Güney Amerika’da bulunan diğer dünya harikası ise Peru’nun Cusco şehrine yaklaşık 90 kilometre uzaklıkta konumlanıyor. İnka İmparatoru Yupangui tarafından 1450 yıllarında yaptırılan antik kent, günümüze kadar çok iyi bir şekilde korunmuş. Tarım, mühendislik ve astronomide dönemine göre oldukça ileri bulunan İnkalar, şehri And Dağları’nın zirvelerinden birine inşa etmişler.

2430 metre yükseklikte yer alan Machu Picchu’nun kuruluşundan kısa süre sonra çiçek hastalığı salgını sebebiyle terk edildiği düşünülüyor. Şehrin kurulumunda kullanılan özel taşlar raylı halat sistemi ile taşınabilmiş. Şehir içerisindeki taş yapılar 200 kadar merdiven sistemiyle birbirlerine bağlanmış. Bu sistem sebebiyle şehirde 3000’den fazla basamak bulunuyor. Antik yerleşime ulaşmak için Cusco’dan Aguas Calientes köyüne raylı sistemlerle ulaşabilirsin. Buradan Machu Picchu’ya gitmek için yaklaşık 8 kilometrelik yolu yürüyerek veya otobüslerle tamamlayabilirsin.

7. Kolezyum – İtalya

Roma Kolezyum

Listenin en popüler ismi olan Kolezyum, İtalya’nın başkenti Roma’da konumlanıyor. M.S. 80 yıllarında inşa edilen Kolezyum’un ana amacı sportif ve sanatsal etkinliklere ev sahipliği yapmaktı. “Gladyatör Dövüşleri” ismi verilen sportif yarışmalar, dönemin en önemli sosyal etkinliğiydi. Kolezyum’da bu dövüşler dışında çeşitli savaş canlandırmaları, tiyatrolar ve halk gösterileri de yapılıyordu.

Roma İmparatorluğu’nun güçlü dönemlerinde etkinlikler düzenlenirken imparatorluk güç kaybettikçe yapının kullanım amacı değişti. Öncesinde “Arena” olarak bilinen Kolezyum, zaman içerisinde barınma, dini kışla, türbe, iş yeri ve taş ocağı olarak kullanılmaya başlandı. İtalya’nın en çok ziyaret edilen yerlerinden olan Kolezyum’u görmek istersen Roma uçak bileti bir tık uzağında!

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır