gaye ve nizam deliline örnekler / Gaye ve nizam delili nedir kisaca?

Gaye Ve Nizam Deliline Örnekler

gaye ve nizam deliline örnekler

Allah'ın Varlığının Delilleri

Teizm: Tanrı vardır, evreni yaratmıştır, evrene hâkim ve evrenden aşkın olduğunu söyleyen, Müslümanların da inandığı inanç biçimidir.

Ateizm: Bilindiği üzere Tanrı&#;nın varlığını reddeden ve maddenin, dolayısıyla evrenin ezelî olduğunu savunan inanç biçimidir.

Din Felsefecilerine göre Allah&#;ın varlığına yönelik deliller iki kategoride incelenmektedir:

Evren ve Fıtrat delilleri;

Evren delilleri; kainattan yola çıkarak Allah&#;ın varlığını bulmaya, Fıtrat delilleri ise insan fıtratından yola çıkarak Allah&#;ın varlığını ispata çalışmıştır.

Evren Delilleri:

Kelamın Kozmolojik Delili:

Evrenin yaratılmışlığından modern bilimin verileriyle yola çıkarak Allah&#;ın varlığını temellendirmeye çalışan bir delildir. Bilindiği üzere ateizmde madde ve dolayısıyla evren ezelîdir. Fakat Müslümanların da inandığı inanç türü olan teizme göre alem ezeli değil bizzat Allah tarafından yaratılmıştır. Ateizm anlayışını benimseyenler evreni Tanrı&#;nın yerine koymaya çalışmışlardır. Halbuki evrenin yaratılmış olduğuna yönelik bir çok delil vardır. Ezelî olan değişim ve dönüşüm kabul etmez, zaten en mükemmeldir. Fakat evrene baktığımız zaman sürekli değişim ve dönüşüm içindedir, örneğin bir taraftan doğumlar devam ederken diğer taraftan ölümler devam etmektedir. Hatta bilime ve Kur&#;an&#;a göre de evren genişlemeye devam etmektedir. Dolayısıyla evren gelişimini tamamlamadığı için ezelî olamaz, madde ezeli değildir.

Bu delilde bilimsel olarak da kanıtlanmış olan iki önemli argüman ön plana çıkar:

Big Bang Teorisi: Bu teoriye göre evren çok sıcak ve çok yoğun bir noktacık, gaz bulutu olarak başlamış, daha sonra sürekli genişleme sürecinde bu sıcaklık ve yoğunluk düşerken galaksiler, yıldızlar ve gezegenler oluşmuştur ve bu süreç hâlâ de&#;vam etmektedir. Bu teori evrenin başlangıcının olduğunu kanıtlamaktadır.

Entropi Yasası: Evrende insan eliyle ortaya çıkmış bir düzensizlik olduğunu ve evrende bir gün termodinamik dengenin oluşarak, ısı ölümünün(kıyamet) yaşanması üzerine kurulu bir yasadır. Bu yasa evrenin bir sonunun olduğunu kanıtlamaktadır.

Kelam Kozmolojik Delili kısaca şu şekilde delillendirilmektedir:

  • Materyalist-ateist felsefe doğruysa evrenin ezeli olması, teizm doğruysa evrenin başlangıcı olması beklenir.
  • Evrenin başlangıcı vardır; bunun delilleri şunlardır:
  • Evrenin geçmişinin &#;tamamlanmış sonsuz&#; ol&#;duğu iddiası çelişkilere yol açacağından müm&#;kün değildir; bu ise evrenin başlangıcı olduğunu gösterir.
  • Entropi yasası evrenin başlangıcı olduğunu gösterir.
  • Big Bang teorisi evrenin başlangıcı olduğunu gösterir.
  • Sonuçta teizm materyalist-ateizme tercih edilmelidir.

Yasaların Varlığı Delili:

Evrenin işleyişinde kaos ve başıboşluk değil de, doğa yasalarının varlığından(yer çekimi, suyun kaldırma kuvveti, insanın öğrenme kabiliyeti vs.) ve tüm bunların tesadüf eseri olmadığından yola çıkarak Allah&#;ın varlığını temellendirmeye çalışan delildir.

Bir çok bilim insanı evrendeki yasalara odaklanırken, neden yasaların var olduğu konusunda hiç düşünmemişlerdir.

&#;Yaşadığımız kainatta neden kaos değil de doğa yasaları vardır?&#; öncelikle bu soru üzerinde düşünmek gereklidir.

Ateistlere göre evrende yasaların bulunması tesadüf eseridir. Sâlim bir akılla düşünen bireyler için evrendeki tüm bu unsurların tesadüf eseri olmadığı apaçık ortadadır.

İşin doğrusu doğa yasalarının değil de kaosun olduğu bir ortamda insan türünün ne yaşaması ne de herhangi bir dili öğrenmesi mümkün olurdu ve dili öğrenmek müm&#;kün olamayınca imtihan olmaya yeterli bir akıl seviyesine ulaşmak da mümkün olamazdı. Halbuki Allah insanı dünyada imtihana tâbî tutmuş ve karşılığını ahirette vereceğini bildirmiştir. İmtihan için de, imtihan ortamını en mükemmel şekilde yasalarla oluşturmuştur. Ancak doğa yasalarının olduğu bir ortamda fiillerimizin sonuçlarını algılayıp, sorumlu olabiliriz. Örneğin yer çekiminin olmadığı bir ortamda bir insanı kasten uçurumdan aşağı itmek herhangi bir sonuç teşkil etmeyecektir. Fakat doğa yasalarının olduğu bir ortamda bu tam bir cinayet olarak değerlendirilmektedir.

Dünyanın her yerinde bir ahenk üzere teşekkül etmiş olan bu yasalar elbette ki tesadüf eseri değil ezelî bir yaratıcının ürünüdür.

Yasaların Varlığı Delili kısaca şu şekilde delillendirilmektedir:

  • Doğanın yasaları vardır.
  • Bu yasaların varoluş sebebinin açıklamasını ya te&#;izm ya da materyalist-ateizm yapabilir.
  • Teizm bu yasaların varoluş sebebini materyalist-ate&#;izmden daha iyi açıklar:
  • Çünkü rasyonel, bilinçli, iradeli (Alim, Kadir) bir yasa koyucu rasyonaliteye uygun yasaların varoluş sebebini daha iyi açıklar.
  • Çünkü tek (Vahit) bir yasa koyucu farklı alan&#;larda aynı yasaların geçerli oluşunu daha iyi açıklar.
  • Çünkü teist dinlerin paradigmasının önemli bir unsuru olan imtihan olma olgusu ancak yasala&#;rın var olduğu bir evrende mümkün olduğun&#;dan, bu paradigma ile yasaların var olması daha uyumludur.
  • Sonuçta teizm materyalist-ateizme tercih edilmelidir.

Evrenin Keşfedilebilirliği Delili:

Evrenin keşfedilebilmesi, matematiğin evrene uygunluğu, bilimin gelişmesiyle doğa yasalarının keşfedilebilmesi, evreni keşfetmeyi mümkün kılan aletlerin yapılabilmesi gibi özellikler üzerine kurulu olan bu delile göre; insan aciz bir varlık olmasına, evrenin de uçsuz bucaksız olmasına rağmen, insan evreni, aklını kullanarak keşfedebilmektedir.

Evrendeki doğa yasaları olmasaydı evren keşedilebilir olmazdı, Allah evreni matematiksel yapıya uygun yarattığı için evrenin keşfedilmesi mümkündür dolayısıyla Allah, evreni kendi kudretinin ve sanatının anlaşılmasına hizmet etmesi için keşfedilebilir bir şekilde yaratmıştır. Örneğin; insan gözü bir kaç santimetredir ama bu gözle koskoca evreni görürüz.

Fizik; optiğin yasalarını açıklamakla birlikte neden bu yasaların var olduğu konusuna değinmez.

Aciz olan insan aslında içinde büyük bir potansiyel barındırmaktadır, aklını kullanarak çeşitli aletler üretip, evreni incelemiştir. Teleskop üreterek makroyu, mikroskop üreterek mikroyu incelemiştir. Tüm bu aletler, bu tip aletlerin üretilmesinin mümkün oldu&#;ğu bir evrende yaşamamız sayesinde üretilebilmektedir. İnsan ne kadar kabiliyetli olursa olsun, matematik evre&#;ne ne kadar uyumlu olursa olsun, doğa yasaları keşiflere ne kadar yardım ediyor olursa olsun, bunun yanında bu evrenin hammaddeleri hiçbir şekilde camın üretilmesine olanak tanımıyor olsaydı böylesi bir evrende teleskop ve mikroskop üretiminden bahsedemezdik.

İşte tüm bunlar ateizmin iddia ettiği gibi tesadüfle açıklanamazlar.

Evrenin Keşfedilebilirliği Delili kısaca şu şekilde delillendirilmektedir:

  • İnsanlar çok yüksek seviyedeki âcizliklerine rağmen evrende oldukça önemli keşifler yapmaktadırlar.
  • Evrenin keşfedilebilirliği ile ilgili bu olgunun açıkla&#;masını ya teizm ya da materyalist-ateizm yapabilir.
  • Teizm evrenin keşfedilebilirliğini materyalist-ate&#;izmden daha iyi açıklar:
  • Çünkü evrenin keşfedilebilirliğini mümkün kı&#;lan önemli bir unsur olan matematiğin evrene uygunluğunu daha iyi açıklar.
  • Çünkü evreni keşfetmeyi mümkün kılacak ya&#;saların var olmasını daha iyi açıklar.
  • Çünkü evreni keşfetmeyi mümkün kılan alet&#;lerin yapılabilecek olduğu bir evrende yaşıyor olmamızı daha iyi açıklar.
  • Çünkü evreni keşfetmemiz için evrende bu ka&#;dar önemli ipuçlarının, delillerin varlığını daha iyi açıklar.
  • Sonuçta teizm materyalist-ateizme tercih edilmelidir.

Yasaların ve Sabitlerin Hassas Ayarı Delili:

Evrende ve yasalarda çok hassas dengelerin olması ve bu dengede en ufak değişiklik olması halinde düzenin bozulacağı üzerine kurulu bir delildir.

Modern bilimin verileriyle, dünyadaki canlılığın oluşmasını evrendeki çok hassas ayarlara (fine tuning) borçlu olduğumuzu öğrendik. Örneğin;

  • Yerçekimi kuvveti yasa olarak var olmasaydı can&#;lılık oluşamazdı. Aynı zamanda yerçekimi kuvveti (&#;G&#; harfiyle ifade edilen evrensel yerçekimi kuv&#;veti sabiti) daha şiddetli olsaydı, tüm yıldızlar bu kuvvetin gücüne direnemeden kara deliklere dönü&#;şürdü. Eğer daha zayıf olsaydı, kimya tablosundaki elementlerin çoğunu oluşturacak yıldızlar oluşa&#;mayacaktı. Her iki durumda da canlılık mümkün olmazdı.
  • Güçlü nükleer kuvvet çekirdekteki proton ve nöt&#;ronları bir arada tutar. Bu kuvvet olmasaydı canlılık olamayacağı gibi bu kuvvet biraz daha zayıf olsaydı hidrojen dışında hiçbir atom, dolayısıyla canlılık oluşamazdı. Bu kuvvetin şiddetinin farklı olması da yine bütün süreci bozardı.
  • Elektromanyetik kuvvet daha şiddetli olsaydı kim&#;yasal bağların oluşumunda sorun çıkardı. Eğer daha zayıf olsaydı da kimyasal bağların oluşumu sorunlu olurdu ve canlılık için mutlak gerekli olan atomlar oluşamazdı.
  • Zayıf nükleer kuvvet biraz daha güçlü olsaydı can&#;lılık için gerekli süreçler olumsuz etkilenirdi. Eğer bu kuvvet biraz daha zayıf olsaydı da yıldızlardaki ağır elementlerin oluşumu olumsuz etkilenecekti ve canlılık oluşamayacaktı.
  • Hayat için gerekli atomlardan en önemli ikisi kar&#;bon ve oksijendir. Bu atomlardan karbonun oksi&#;jen atomunun rezonansına oranı daha yüksek veya daha düşük olsaydı, bu atomların yıldızların için&#;deki oluşum süreçlerinde çıkacak sorunlardan do&#;layı canlılık için gerekli oksijen ve karbon atomları oluşamazdı.

İşte tüm bunlar göstermektedir ki, evrende hassas bir denge bulunmaktadır. Bu denge unsuru ise asla tesadüf ile açıklanamaz. Yerçekimi kuvvetinin hassas ayarını bozduğunuzda, ne yıldızların ne de gezegenlerin oluşması mümkündür, hatta yıldızlar oluşamayacağı için ve kimya tablosundaki hidro&#;jen ve helyum dışındaki atomların hepsi ancak yıldızların içindeki süreçlerle oluşabildiği için kimya da oluşamazdı.

Yasaların ve Sabitlerin Hassas Ayarı Delili kısaca şu şekilde delillendirilmektedir:

  • Evrende canlılığın oluşması doğa yasalarındaki ve sabitlerindeki çok hassas ayarlara bağlıdır.
  • Doğa yasalarındaki ve sabitlerindeki bu hassas ayar&#;ların varlığının açıklamasını ya teizm ya da mater&#;yalist-ateizm yapabilir.
  • Teizm doğa yasalarındaki ve sabitlerindeki hassas ayarları materyalist-ateizmden daha iyi açıklar.
  • Sonuçta teizm materyalist-ateizme tercih edilmelidir.

Fiziki Olguların Hassas Ayarı Delili:

Bundan önceki delilde hassas ayar evrenin yapısına içkin olmasından kaynaklıydı; fakat bu delilde evrenin yapısına içkin olmadan canlılığı mümkün kılan hassas ayarlar vardır, evrenin başlangıcın&#;dan canlılığın ortaya çıkmasına kadar olan süreçte bu has&#;sas ayarlar da rol oynamış ve canlılığın ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir. Örneğin;

  • Evrenin başlangıcındaki kritik madde yoğunluğu biraz daha az olsaydı evrendeki tüm madde dağılır&#;dı. Eğer kritik madde yoğunluğu daha fazla olsaydı bütün madde hemen kapanacaktı. Her iki durum&#;da da ne galaksiler, ne yıldızlar, ne dünyamız, ne de canlılar oluşurdu.
  • Evrenin başlangıçtaki homojen yapısı da galaksi&#;lerin oluşmasının bir şartıdır. Başlangıç homojen&#;liğindeki ufak bir azalma galaksilerin oluşmasına izin vermeyecek ve tüm maddenin kara deliklere dönüşmesi sonucunu doğuracaktı. O zaman da biz var olamayacaktık.
  • Evrende entropi sürekli artmaktadır. Bu ise evren&#;deki başlangıç anında çok düşük entropili bir baş&#;langıcın olması gerektiği anlamını taşır. Bu hassas ayar olmasaydı evrendeki düzensizlik hayata ola&#;nak tanımazdı.
  • Big Bang&#;den sonra açığa çıkan protonlar ile anti-protonlar ve nötronlar ile anti nötronlar birbirini yok eder. Canlılığın oluşabilmesi için proton sayısı&#;nın anti-protonlardan ve nötron sayısının anti nöt&#;ronlardan çok olması gerekiyordu ve öyle olmuştur.
  • Canlılığın varlığı galaksinin içinde belli koşulları sağlayan Galaksi Yaşanılır Alanları&#;nın ortaya çık&#;masına bağlıdır ve bu alanlar oluşmuştur.

İşte tüm fiziki olgular canlılığın oluşumu için olmazsa olmaz şartlardandır. Bunlardan bir tanesini bile değiştirmek canlılığı imkansız hale getirecektir. Düşünüldüğü zaman tüm bunların tesadüf olmadığı ortadadır.

Fiziki Olguların Hassas Ayarı Delili kısaca şu şekilde delillendirilmektedir:

  • Evrende canlılığın ortaya çıkışı bazı fiziki olgularda&#;ki çok hassas ayarlara bağlıdır.
  • Bu fiziki olgulardaki hassas ayarların varlığının açıklamasını ya teizm ya da materyalist-ateizm ya&#;pabilir.
  • Teizm fiziki oluşumlardaki hassas ayarları materya&#;list-ateizmden daha iyi açıklar.
  • Sonuçta teizm materyalist-ateizme tercih edilmelidir.

Fıtrat Delilleri:

Doğal Arzular Delili:

İnsanın içinde fıtrî olarak; yaşama, korkuların giderilmesi, gaye arayışı, mutlu olma ve şüphelerden uzaklaşma gibi arzular bulunmaktadır. İşte bu doğal arzulardan yola çıkarak Allah&#;ın varlığını temellendirmeye çalışmaktadır.

Arzularımız bizi en çok biz yapan özelliklerimizdir ve altında yine Allah&#;ın varlığını barındırmaktadır çünkü arzuların kaynağı da Allah&#;tır.

Örneğin; İnsanlar en aciz oldukları anda bir takım şeylerden korku duyarlar, işte bu korku sonucunda Allah&#;a sığınma yoluyla korkularından emin olmaktadırlar, korkunun kaynağı Allah olduğu için çözüm yine Allah&#;tır; yine insanlar belli bir aklî olgunluğa eriştikten sonra hayatın amacını anlamlandırmaya başlarlar ve hayatı sorgularlar, işte bu anlam ve gaye arayışı da Allah tarafından insana bahşedilmiş olan bir arzudur ve kaynağı yine din vasıtasıyla Allah&#;tır. Aslında Allah bizlere vermiş olduğu arzuları en doğru şekilde kullanmayı hayat rehberi olarak gönderdiği din vasıtasıyla açıklamıştır.

Bir başka örnek ise; insanda bulunan yaşama arzusudur. Yaşama arzusuna göre insanlar sonsuz yaşama sahip olmak isterler ya da bir başka deyişle ölmemek ebedî olmak isterler, işte bu arzunun tatmini ise ahiretle beraber mümkündür. Yani Yüce Allah, insana bu arzuları bahşederek yine kendini bulmamızı sağlamıştır.

İnsanın şüpheden uzak olmak gibi bir arzusu daha vardır ki; metafizik ve gayb alemi konusunda sadece insan aklı yeterli değildir. İşte bu konulardaki hakiki gerçek bilgi ise yalnızca din vasıtasıyla mümkündür.

Her şeyi, dolayısıyla arzuları da yaratan Allah olduğu için, arzuların hepsinin mutlak yaratıcıya yöneltmesi, arzuların yaratıcısının planının eseridir.

Kısacası tüm bunlar ateizmde olduğu gibi tesadüfle açıklanamayacak kadar önemli şeylerdir.

Doğal Arzular Delili kısaca şu şekilde delillendirilmektedir:

  • Şunlar doğal ve temel arzularımızdır:
  • Yaşam
  • Korkuların giderilmesi
  • Gaye
  • Mutluluk
  • Şüpheden uzak bilgi edinme
  • Başkaları tarafından iyi davranılma
  • Birbirleriyle ilişkili de olsa birbirine indirgeneme&#;yecek olan bu doğal ve temel arzuların her birinin karşılanması ancak Allah&#;ın varlığıyla mümkündür.
  • Bu doğal ve temel arzularımızın nasıl oluştuğunu açıklayacak iki tane temel alternatif görüş vardır:
  • Bu arzular materyalist-ateistlerin öngördüğü şekilde tesadüf ve zorunluluk ile oluşmuştur.
  • Bu arzuları teizmin öngördüğü şekilde Allah oluşturmuştur.
  • Bahsedilen farklı doğal ve temel arzuların hepsi&#;nin aynı ontolojiyi gerektirmesi; Allah&#;ın varlığının ve bu arzuları oluştur&#;masının, bu inancın tek alternatifi konu&#;mundaki materyalist-ateizmden daha ras&#;yonel olduğunu gösterir.
  • Sonuçta teizm materyalist-ateizme tercih edilmelidir.

Doğuştan Ahlak Delili:

Doğuştan insan fıtratına bahşedilmiş olan ahlakî özelliklerden yola çıkarak Allah&#;ın varlığını temellendirmeye çalışmıştır. İnsan fıtratında iyiyi seçme eğilimi bulunur, tabi ki kötüler olmakla beraber bu çevreden edinilmiş bir olgudur, vicdan daime iyiyi telkin etmektedir.

Örneğin; Bebekler üzerinde yapılan bir deneyde; 21 aylık bebekler iyi ve kötü kuklaların olduğu bir deney ortamında gözlemlendi: Bu ortamda 21 aylık bebekler, kuklalara ödül olarak bir şeyler verebilecek&#;leri veya ceza olarak onlardan bir şeyler alabilecekleri bir duruma sokuldu. Bebeklerden bir şey almaları istendiğin&#;de kötü kukladan aldıkları, vermeleri istendiğinde ise iyi olana verdikleri gözlemlendi. Diğer bir deneyde ise sekiz aylık bebekler, iyi kuklaya ödül verenleri bu kuklayı ceza&#;landıranlara tercih ettiler. (Paul Bloom, &#;The Moral Life of Babies&#;, The New York Times, 5 Mayıs )

İyinin ödüllendirilmesinin ve kötünün cezalandırılmasının &#;adalet&#; kavramı açısından önemli bir yeri vardır. Her ne kadar modern eğitim bilimleri açısından ahlak 5 yaşında başlıyor olsa da fıtrat bize göstermektedir ki irade bile olmadan çocuk, iyiyi seçmeye eğilimlidir. Bahsedilen deneylerin yapıldığı ve konuşmayı bile öğrenmemiş ço&#;cukların böylesi değerlendirmeler yapabilmeleri, doğuştan ahlakla ilgili kavramları kullanmaya ve değerlendirmeler yapmaya hazır bir altyapı ile dünyaya geldiğimiz görüşünü desteklemektedir.

Doğuştan sahip olduğumuz özellikler sayesinde, belli bir aklî olgunluğa eriştikçe insan türüne has bir özellik olan &#;ahlaki farkındalık&#; özelliğine sahip olmakta&#;yız. Bu özellik sayesinde fiillerimizi ve ahlakî davranışlarımızı bilinçli bir şekilde yapmaktayız. Örneğin; bir karınca yuvasına yiyecek götürmek için ona yerleştirilen iç güdü sayesinde yiyecek arar, fakat insan tüm bu davranışları belli bir yaştan sonra bilinçli olarak yapmaktadır. Hiçbir canlıda gözükmeyen böylesi kompleks ve türe has bir özelliğin insanlarda oluşması önemli bir delildir.

İnsanı ontolojik açı&#;dan diğer canlılardan ayırmayan materyalist-ateistler açı&#;sından bu durum ise tamamen tesadüf ile açıklanmaktadır.

Doğuştan Ahlak Delili kısaca şu şekilde delillendirilir:

  • İnsanların doğuştan ahlaki özellikleri vardır.
  • Bu durumu açıklayacak iki tane alternatif açıklama&#;ya sahibiz:
  • Doğuştan ahlaki özelliklerimiz materyalist-ate&#;izmin öngördüğü şekilde tesadüf ve zorunluluk ile oluşmuştur.
  • Doğuştan ahlaki özelliklerimiz teizmin öngör&#;düğü şekilde Allah tarafından oluşturulmuştur.
  • Doğuştan ahlaki özelliklerimizi teizm materyalist-ateizmden daha iyi açıklar:
  • Çünkü &#;ahlaki farkındalık&#; özelliğimizi daha iyi açıklar.
  • Çünkü doğuştan ahlaki özelliklerimizin ancak Allah varsa rasyonel temeli olmasını daha iyi açıklar.
  • Sonuçta teizm materyalist-ateizme tercih edilmelidir.

Akıl Delili:

İnsanın akıllı bir varlık olmasından hareketle temellendirilmiş bir delildir. Güncel hayatta en basit olay hakkında sohbet etme, bir hedefimiz üzerinde düşünme, laboratuvarda bilim yapma, sofistike felsefi argümanlar kurma gibi birçok faaliyetimiz &#;akleden&#; bir varlık olmamız sayesinde gerçekleşmektedir. En basitinden en kompleksine hayatımızın bu kadar geniş bir alanına içkin olan ve bizi biz yapan fıtratımızın en te&#;mel özelliklerinden olan &#;aklımızın&#; varlığını çoğu zaman hissetmeden bu faaliyetleri yaparız. Tıpkı sudaki balıkların, suyun içinde olduklarını fark etmedikleri gibi bizi insan kılan en temel vasıflarımızdan biri olan aklı kullanmamız için gerekli olan temel özelliklerden habersiz yaşamaktayız.

Evrenin rasyonel yapısı olmasa zihin onu anlayamazdı, diğer yandan evren hangi özelliklere sahip olursa olsun akılda belli özellikler olmasaydı da evren anlaşılır olamazdı. Dış evren ve akıl arasındaki uyum da özellikle dikkat edilmesi gerekli çok önemli bir fenomendir.

Aynı şekilde mantık yasalarına uygunluk da önemli bir delildir; birbirlerinden izole kabilelerin mantık ya&#;salarına göre akıl yürütmelerinden, çok küçük yaşların&#;dan beri her insanın mantık yasalarını rahatça kullanma&#;sından, ayrıca çocukların dil konuşmaya hazır bir zihin yapısıyla dünyaya geldiği anlaşıldığından ve mantık ya&#;salarına göre düşünme olmayınca anlamlı bir şekilde dili kullanmak mümkün olmadığından, mantık yasalarına sahip olmanın zihnimizin doğuştan bir özelliği olduğunu anlıyoruz.

Fakat materyalizmin tarif ettiği evrende mantık yasalarına bir temel bulmak mümkün gözükmemektedir, materyalist felsefenin tutarlı şekilde savunulması bu yasaları zihnin bir aldanması, bir illüzyon olarak görmeyi gerektirir. Bunu yapan materya&#;listin ise materyalizmin doğru olduğunu iddia edeceği bir zemin bile kalmaz!

İşte tüm bu deliller bize Allah&#;ın varlığını aklî olarak ispata çalışmaktadır, elbette ki gören gözler için ibretler vardır.

&#;Şüphesiz göklerde ve yerde mü&#;minler için birçok âyetler vardır. Sizin yaratılışınızda ve Allâh&#;ın muhtelif canlıları yeryüzüne yaymasında, kesin ola&#;rak inanan kimseler için ibretler vardır. Gecenin ve gündüzün değişmesinde, Allâh&#;ın gökten indirmiş olduğu rızıkta (yağmurda) ve yeri ölümünden sonra onunla diriltmesinde, rüzgârları değişik yönlerden estirmesinde, aklını kulla&#;nan toplum için dersler vardır.&#; (el-Câsiye, )


Allah&#;ın varlığının delilleri nelerdir?

Değerli kardeşimiz,

Varın ispatı, yokun ispatından her zaman daha kolaydır. Bir elma cinsinin yeryüzünde bulunduğunu, bir tek elmayı göstermekle ispat edebiliriz. Halbuki yokluğunu iddia eden kimse bütün yeryüzünü, hatta kâinatı dolaşıp, ancak ondan sonra onun yokluğunu ispat edebilir. Bu ise, imkansızlık çapında bir zorluk demektir. Öyleyse diyebiliriz ki; yok, hiçbir zaman ispat edilemez

Bir sarayın kapılarından 'u açık, biri kapalı olsa, kimse o saraya girilemeyeceğini iddia edemez. İşte inkarcı, devamlı surette kapalı olan o bir tek kapıyı nazara verip onu göstermek ister. Aslında o kapı da, o inkarcı ve onun gibi olanların gözlerine çekilmiş perde sebebiyle onların ruh dünyalarına kapalıdır. Mümin için kapalı kapı yoktur. Yeter ki gözlerini yummasın! Zaten 'u herkese açıktır. Hem de ardına kadar

İşte o kapı ve  delillerden birkaçı: 

İmkân Delili: İmkân, bir şeyin olması ile olmamasının eşit ihtimale sahip olması demektir.Günlük konuşmalarımızda da "mümkün" derken olabilir de olmayabilir de manasını kast ederiz. Yaratılmış olan her varlık bize şu gerçeği haykırır: Benim olmamla olmamam eşit idi. Şu an ben varsam, var olmamı yoklukta kalmama tercih eden biri var demektir. O ise ancak Allah'tır. 

Hudus Delili: Hudus, sonradan olma demektir. Hudusun en büyük delili değişmedir. Bir varlıkta değişme varsa, bu hareketin bir ilk noktası olacaktır. İşte o noktadan önce o şey varlık sahasına çıkmamıştı. Henüz yoklukta iken var olmayı kendi kendine irade edemeyeceğine ve buna güç yetiremeyeceğine göre, bu var oluş Allah’ın yaratmasıyla gerçekleşmiş demektir. Maddenin termodinamik kanununa göre sürekli yokluğa doğru kayması, kâinatın durmadan genişlemesi, güneşin süratle tükenişe doğru yol alması gibi hadiseler, bu varlık aleminin bir başlangıcı olduğunu gösteriyor. 

San'at: Atomdan insana, hücreden galaksilere kadar bütün kâinatta, ince ve baş döndürücü bir sanat göze çarpmaktadır. Evet, bir baştan bir başa kâinattaki her eser şu özelliklere sahiptir:

• Büyük sanat değeri taşır.
• Çok kıymetlidir.
• Çok kısa zamanda ve çok kolay yapılmaktadır.
• Çok sayıda olmaktadır.
• Karışık ve çeşit çeşittir.
• Devamlıdır.

Halbuki, kısa zamanda, çok sayıda, kolay ve karışık yapılan işlerde san'at ve kıymet olmaması gerekir. Ancak yapan Allah (c.c.) olursa, o zaman her şey değişir ve zıtlar bir araya gelebilir!..

Devir ve Teselsülün Muhal olması: Devrin muhal olduğu şu misalle açıklanıyor. Bir yumurtayı tavuğun yaptığını iddia eden adama soruyorsunuz. Tavuğu kim yaptı? Buna karşılık onun çıktığı yumurtayı gösteriyor. Buna göre tavuğu aradan çıkardığımızda yumurta yumurtayı yapmış oluyor. Bu ise muhaldir. Teselsül ise, bir şeyin silsile hâlinde ta ilk noktasına kadar gidip o ilk varlığı kimin yaptığını sormak suretiyle Allah’ın varlığını ispat metodudur. Yani bu meyveyi şu ağaç yaptı, o bir önceki meyveden oldu, o da bir önceki ağaçtan. Böylece ilk ağaca yahut ilk meyveye kadar varıyor ve soruyoruz: Bunu kim yarattı?.. 

Kur'an yolu devir ve teselsülden çok farklıdır. "Yumurtayı kim yaptı?" yahut "Meyveyi kim yaptı?" sorusunun cevabı, doğrudan doğruya, “Allah yarattı.” diye cevap verilir.

İlim, irade, şefkat, merhamet kavramlarından bir nasibi olmayan, insanı tanımayan, hikmetten, sanattan anlamayan bu sebeplerin (tavuğun ve ağacın) sonucun yaratılmasında hiçbir tesirleri olmadığı ispat edilir. Böylece devir yahut teselsül deliline gerek duyulmaz. 

Hikmet ve Gaye Delili: Her varlıkta kendisine mahsus bir gaye, bir maksat, bir fayda takip edildiği göze çarpmakta ve hiçbir şeyde gayesizlik, manasızlık ve israf sayılacak herhangi bir durum müşahede edilmemektedir. Hâlbuki, ne madde aleminde ne bitki ve hayvanat dünyasında ne de eşya ve hadiselerde şuur ve idrak mevcut değildir ki, bu gayeler silsilesi takip edilebilsin. Öyle ise, kâinattaki bu şuurlu işleyişi ve bu hikmet ve gayeleri ancak Allah'a isnat etmekle makul bir yol tutmuş olabiliriz. 

Yardımlaşma Delili: Yağmurun toprağın imdadına, güneşin gözlerin yardımına koşmalarından, ta havanın kanı temizlemesine kadar, bu alem bir yardımlaşma hareketiyle âdeta dolup taşmaktadır. Bu yardımlaşmayı yapan taraflar birbirlerini tanımamakta, bilmemektedirler. Öyle ise bu merhametli icraatı sebeplere vermek mümkün değildir. 

Temizlik: Kâinattaki nezafet ve temizlik, başlı başına bir delil olarak, bize Kuddüs ismiyle müsemma bir Zat'ı (c.c.) anlatmaktadır. Toprağı temizleyen bakteriler, böcekler, karıncalar ve nice yırtıcı kuşlar; rüzgâr, yağmur ve kar; denizlerde buzullar ve balıklar; gezegenimizde atmosfer, uzayda kara delikler; bünyemizde kanımızı temizleyen oksijen ve ruhumuzu sıkıntılardan kurtaran manevi esintiler, hep Kuddüs isminden haber vermekte ve o ismin verasındaki Zat-ı Mukaddes'i göstermektedir.

Simalar: Herhangi bir insanın siması, en ince teferruatına kadar kendisinden evvel geçmiş milyarlarca insandan hiçbirisine birebir benzememektedir. Bu kaide, kendisinden sonra gelecekler için de aynen geçerlidir. Bir cihette birbirinin aynı, diğer cihette birbirinden ayrı milyarlarca resmi küçücük bir alanda çizip, sonra da kendileri gibi olması mümkün, milyarlarca resimden ayırmak ve her şeyi sonsuz ihtimal yolları içinde bir yola ve bir şekle sokmak, elbette ve elbette yarattığı her varlığı, hem de hiç kapalı bir yanı kalmamak üzere bilen ve o varlığa istediği şekli vermeye gücü ve ilmi yeten Cenab-ı Hakk'ı en sağır kulaklara dahi duyuracak kuvvette bir ilandır. 

Fıtrat ve Vicdan Delili: Allah'ı tanımanın sayılamayacak kadar çok delil ve işaretleri insanın yaratılışında, fıtratında mevcuttur. Bunlardan birkaç örnek: İnsan fıtratı ve vicdanı her nimetin mutlaka şükür istediğini bilir. Bir peygambere kavuşmuş ve hidayete ermişse şükrünü Allah'a yapar. Aksi hâlde batıl mâbutlara tapar. Bu tapma insan vicdanın insanı zorlamasıyla gerçekleşir.

Güzelliği takdir hissi de insan fıtratında mevcuttur. Sergiler, fuarlar bu his ile gerçekleşir. İnsan bu yaratılışının gereği olarak, şu sema yüzünde sergilenen yıldızları, zemin yüzünde boy gösteren çiçekleri, ağaçları, ormanları dolduran ceylanları, aslanları, denizlerde kaynaşan balıkları seyretmek ve onlardaki İlâhî sanatın mükemmelliğini takdir etmek durumundadır. 

Tarih: Dinler tarihi şahittir ki, insanlık hiçbir devrini dinsiz geçirmemiştir.Batıl, hatta gülünç dahi olsa, hemen her devirde bir dine inanmış ve bir manevi sistemi takip etmiştir. İnsan fıtratına inanma duygusunu Allah koymuştur ve insan O’na (Allah’a) inanmakla mükelleftir.

Kur'an: Kur'an-ı Kerim'in Kelamullah olduğunu ispat eden bütün deliller, aynı zamanda Cenab-ı Hakk'ın varlığını da ispat eder durumdadır. Kur'an'ın Allah kelamı olduğuna dair yüzlerce delil vardır. Bunlar, Kur’an ile alakalı İslam kaynaklarında en ince teferruatına kadar mevcuttur. Bütün bu deliller, kendilerine mahsus dilleriyle "Allah vardır." derler.

Peygamberler: Peygamberlerin ve bilhassa peygamberler Efendisi İki Cihan Serveri'nin (a.s.m) peygamberliğini ispat eden bütün deliller de yine Cenab-ı Hakk'ı anlatan delillere dahil edilmelidir. Zira peygamberlerin varlıklarının gayesi, tevhid; yani Allah'ın varlık ve birliğini ilan etmektir. Öyleyse, her peygamberin kendi peygamberliğini ispat eden bütün delilleri, aynı zamanda, Cenab-ı Hakk'ın varlığına da delil olmaktadır. Bir peygamberin hak nebi olduğunu ifade eden bütün deliller, aynı kuvvetle, hatta daha da öte bir kuvvetle "Allah vardır ve birdir." demektedir 

- Kaynaklar ve ayrıntılı bilgi için bk. Topaloğlu, Allah’ın Varlığı (İsbat-i Vacib), Ankara

Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet


Allah'In varlığının delilleri ile ilgili ayetler (47 kayıt)

Yusuf / Ayet

وَكَاَيِّنْ مِنْ اٰيَةٍ فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ يَمُرُّونَ عَلَيْهَا وَهُمْ عَنْهَا مُعْرِضُونَ


Göklerde ve yerde Allah’ın varlığını, birliğini ve kudretini gösteren öyle deliller var ki! Onlar, bu delillerle sürekli iç içe, yan yana bulunurlar, fakat üzerinde hiç düşünmeden tam bir aldırmazlık içinde onlardan yüz çevirirler!


Meal Karşılaştır Sûreye git Tefsiri


Ra'd / 2. Ayet

اَللّٰهُ الَّذ۪ي رَفَعَ السَّمٰوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ تَرَوْنَهَا ثُمَّ اسْتَوٰى عَلَى الْعَرْشِ وَسَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَۜ كُلٌّ يَجْر۪ي لِاَجَلٍ مُسَمًّىۜ يُدَبِّرُ الْاَمْرَ يُفَصِّلُ الْاٰيَاتِ لَعَلَّكُمْ بِلِقَٓاءِ رَبِّكُمْ تُوقِنُونَ


Allah O’dur ki gökleri sizin görebileceğiniz bir direk olmaksızın yükseltti, sonra da arş üzerine kuruldu ve güneşle ayı emrine boyun eğdirdi. Bunların her biri belirli bir vakte kadar yörüngesinde dönüp duracaktır. O, tam bir nizama koyduğu kâinatta her işi çekip çeviriyor, her şeyi idâre ediyor ve gerçeğin bütün işaret ve delillerini detaylarıyla açıklıyor ki, bir gün gelip Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanasınız.


Meal Karşılaştır Sûreye git Tefsiri


Ra'd / 3. Ayet

وَهُوَ الَّذ۪ي مَدَّ الْاَرْضَ وَجَعَلَ ف۪يهَا رَوَاسِيَ وَاَنْهَارًاۜ وَمِنْ كُلِّ الثَّمَرَاتِ جَعَلَ ف۪يهَا زَوْجَيْنِ اثْنَيْنِ يُغْشِي الَّيْلَ النَّهَارَۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ


O Allah ki, yeryüzünü enine boyuna yayıp genişletti, oraya yerinden oynatılamaz dağlar yerleştirdi, nehirler akıttı ve orada her bir ürünü çifter çifter yetiştirdi. O, sürekli olarak geceyi de gündüze bürüyüp duruyor. Doğrusu bütün bunlarda, sistemli düşünebilen kimseler için nice deliller, alınacak nice dersler vardır.


Meal Karşılaştır Sûreye git Tefsiri


Ra'd / 4. Ayet

وَفِي الْاَرْضِ قِطَعٌ مُتَجَاوِرَاتٌ وَجَنَّاتٌ مِنْ اَعْنَابٍ وَزَرْعٌ وَنَخ۪يلٌ صِنْوَانٌ وَغَيْرُ صِنْوَانٍ يُسْقٰى بِمَٓاءٍ وَاحِدٍ۠ وَنُفَضِّلُ بَعْضَهَا عَلٰى بَعْضٍ فِي الْاُكُلِۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ


Yeryüzünde birbirine komşu kara parçaları, üzüm bağları, ekinler, bir kökten birkaç gövde hâlinde çatallı çıkan hurma ağaçları ve bir kökten tek sürgü halinde çatalsız çıkan hurma ağaçları vardır. Bunların hepsi aynı suyla sulanmaktadır. Buna rağmen canlılara sağladıkları ürünler bakımından, ayrıca tat, gıda ve kalite açısından biz onları farklı farklı yapıyor ve bazısını bazısına tercih edilir kılıyoruz. Elbette bunlarda aklını kullanan kimseler için dersler ve ibretler vardır.


Meal Karşılaştır Sûreye git Tefsiri


Ra'd / 5. Ayet

وَاِنْ تَعْجَبْ فَعَجَبٌ قَوْلُهُمْ ءَاِذَا كُنَّا تُرَابًا ءَاِنَّا لَف۪ي خَلْقٍ جَد۪يدٍۜ اُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا بِرَبِّهِمْۚ وَاُو۬لٰٓئِكَ الْاَغْلَالُ ف۪ٓي اَعْنَاقِهِمْۚ وَاُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ النَّارِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ


Rasûlüm! Eğer kâfirlerin sana inanmamalarına şaşıyorsan, şunu bil ki asıl şaşılması gereken şey onların: “Sahi, biz çürüyüp toprak olduktan sonra yeniden mi yaratılacağız? Hiç öyle şey olur mu?” demeleridir. İşte onlardır, Rablerini inkâr edenler. İşte onlardır, boyunlarında bukağılar bulunanlar. İşte onlardır, cehennemin yâranı ve yoldaşı olanlar ve orada sonsuzca kalacaklardır.


Meal Karşılaştır Sûreye git Tefsiri


Nahl / Ayet

هُوَ الَّذ۪ٓي اَنْزَلَ مِنَ السَّمَٓاءِ مَٓاءً لَكُمْ مِنْهُ شَرَابٌ وَمِنْهُ شَجَرٌ ف۪يهِ تُس۪يمُونَ


O Allah ki, gökten su indirir. İçme suyunuz ondan meydana geldiği gibi, hayvanlarınıza yedirdiğiniz otlar ve ağaçlar da ondan yetişir.


Meal Karşılaştır Sûreye git Tefsiri


Nahl / Ayet

وَمَا ذَرَاَ لَكُمْ فِي الْاَرْضِ مُخْتَلِفًا اَلْوَانُهُۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَةً لِقَوْمٍ يَذَّكَّرُونَ


O, yeryüzünde sizin için her türde ve her renkte daha nice hayvanlar ve bitkiler yaratmıştır. Elbette bunda düşünüp öğüt alan bir toplum için büyük bir ibret ve ders vardır.


Meal Karşılaştır Sûreye git Tefsiri


Nahl / Ayet

وَاللّٰهُ اَنْزَلَ مِنَ السَّمَٓاءِ مَٓاءً فَاَحْيَا بِهِ الْاَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَاۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَةً لِقَوْمٍ يَسْمَعُونَ۟


Allah, gökten su indirir de onunla ölümünden, kuruyup katılaştıktan sonra yeryüzünü diriltir. Elbette bunda gerçeğe kulak verecek bir toplum için açık bir işaret ve mühim bir ders vardır.


Meal Karşılaştır Sûreye git Tefsiri


Nahl / Ayet

ثُمَّ كُل۪ي مِنْ كُلِّ الثَّمَرَاتِ فَاسْلُك۪ي سُبُلَ رَبِّكِ ذُلُلًاۜ يَخْرُجُ مِنْ بُطُونِهَا شَرَابٌ مُخْتَلِفٌ اَلْوَانُهُ ف۪يهِ شِفَٓاءٌ لِلنَّاسِۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَةً لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ


“Sonra her türlü meyveden ye de, bal yapmak üzere Rabbinin sana takip etmen için belirlediği yolları tam bir inkıyatla tut!” Onların karınlarından çeşitli renklerde bir şerbet çıkar ki onda insanlara şifa vardır. Şüphesiz bunda, sistemli bir şekilde düşünen kimseler için kesin bir delil ve ibret vardır.


Meal Karşılaştır Sûreye git Tefsiri


Hac / 5. Ayet

يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اِنْ كُنْتُمْ ف۪ي رَيْبٍ مِنَ الْبَعْثِ فَاِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ تُرَابٍ ثُمَّ مِنْ نُطْفَةٍ ثُمَّ مِنْ عَلَقَةٍ ثُمَّ مِنْ مُضْغَةٍ مُخَلَّقَةٍ وَغَيْرِ مُخَلَّقَةٍ لِنُبَيِّنَ لَكُمْۜ وَنُقِرُّ فِي الْاَرْحَامِ مَا نَشَٓاءُ اِلٰٓى اَجَلٍ مُسَمًّى ثُمَّ نُخْرِجُكُمْ طِفْلًا ثُمَّ لِتَبْلُغُٓوا اَشُدَّكُمْۚ وَمِنْكُمْ مَنْ يُتَوَفّٰى وَمِنْكُمْ مَنْ يُرَدُّ اِلٰٓى اَرْذَلِ الْعُمُرِ لِكَيْلَا يَعْلَمَ مِنْ بَعْدِ عِلْمٍ شَيْـًٔاۜ وَتَرَى الْاَرْضَ هَامِدَةً فَاِذَٓا اَنْزَلْنَا عَلَيْهَا الْمَٓاءَ اهْتَزَّتْ وَرَبَتْ وَاَنْبَتَتْ مِنْ كُلِّ زَوْجٍ بَه۪يجٍ


Ey insanlar! Öldükten sonra dirilme konusunda en küçük bir şüpheniz varsa, şunu bilin ki, biz sizi başlangıçta topraktan, sonra bir nutfeden, sonra rahim cidârına yapışan bir hücreden, sonra esas unsurlarıyla yaratılışı tamamlanmış ama bütün azalarıyla henüz tamamlanmamış bir çiğnem et görünümünde bir ceninden yarattık ki, size kudretimizi gösterelim. Dilediğimizi rahimlerde belli bir süreye kadar bekletir, sonra sizi bir bebek olarak dünyaya çıkarırız. Sonra güçlü kuvvetli çağınıza ulaşmanız için sizi besleyip büyütürüz. İçinizden kimi erkenden, hatta çocuk yaşta ölür. Kimi de ömrün en düşkün çağına kadar yaşatılır da, daha önce bazı şeyler öğrenmişken artık hiçbir şey bilmez hâle gelir. Ayrıca yeryüzünü de kupkuru ve ölü bir halde görürsün; fakat biz üzerine yağmur indirdiğimizde o, kıpırdanır, kabarır, her türden göz alıcı, gönül açıcı bitkiyi erkekli-dişili bitirir.


Meal Karşılaştır Sûreye git Tefsiri


Yâsin / Ayet

وَاٰيَةٌ لَهُمُ الْاَرْضُ الْمَيْتَةُۚ اَحْيَيْنَاهَا وَاَخْرَجْنَا مِنْهَا حَبًّا فَمِنْهُ يَأْكُلُونَ


Ölü toprak, onlara Allah’ın sonsuz kudretini ve yeniden dirilişi ispatlayan muhteşem bir delildir. Şöyle ki, her bahar biz o toprağa hayat veriyor ve oradan canlıların yiyip beslendikleri çeşit çeşit ekinler, ürünler çıkarıyoruz.


Meal Karşılaştır Sûreye git Tefsiri


Yâsin / Ayet

سُبْحَانَ الَّذ۪ي خَلَقَ الْاَزْوَاجَ كُلَّهَا مِمَّا تُنْبِتُ الْاَرْضُ وَمِنْ اَنْفُسِهِمْ وَمِمَّا لَا يَعْلَمُونَ


Her türlü kusurdan, eksiklikten, eşi ortağı olmaktan uzaktır o Allah ki, yerin bitirdiği her şeyi, bizzat kendilerini ve henüz mâhiyetini bilmedikleri nice şeyleri çiftler hâlinde yaratmıştır.


Meal Karşılaştır Sûreye git Tefsiri


Yâsin / Ayet

وَاٰيَةٌ لَهُمُ الَّيْلُۚ نَسْلَخُ مِنْهُ النَّهَارَ فَاِذَا هُمْ مُظْلِمُونَۙ


Gecenin gelişi de onlar için Allah’ın birliğini gösteren bir delildir. Gündüzü ondan soyup çıkarırız da birden karanlığa gömülüverirler.


Meal Karşılaştır Sûreye git Tefsiri


Yâsin / Ayet

وَالشَّمْسُ تَجْر۪ي لِمُسْتَقَرٍّ لَهَاۜ ذٰلِكَ تَقْد۪يرُ الْعَز۪يزِ الْعَل۪يمِۜ


Onlar için bir başka delil olan güneş, kendine ait yörüngesinde belli bir kanuna göre akıp gider. İşte bu, kudreti dâimâ üstün gelen ve her şeyi en iyi bilen Allah’ın takdiridir.


Meal Karşılaştır Sûreye git Tefsiri


Yâsin / Ayet

وَالْقَمَرَ قَدَّرْنَاهُ مَنَازِلَ حَتّٰى عَادَ كَالْعُرْجُونِ الْقَد۪يمِ


Ay için de bir takım menziller tâyin ettik; dolaşa dolaşa sonunda o, eski hurma salkımının ağaçta kalan yıllanmış sapı gibi kuru, sarı, hilal gibi kavisli olur.


Meal Karşılaştır Sûreye git Tefsiri


Yâsin / Ayet

لَا الشَّمْسُ يَنْبَغ۪ي لَهَٓا اَنْ تُدْرِكَ الْقَمَرَ وَلَا الَّيْلُ سَابِقُ النَّهَارِۜ وَكُلٌّ ف۪ي فَلَكٍ يَسْبَحُونَ


Ne güneş aya yetişip çarpabilir, ne de gece gündüzün önüne geçebilir. Her biri, kendine ait bir yörünge de yüzer, gider.


Meal Karşılaştır Sûreye git Tefsiri


Fussilet / Ayet

وَمِنْ اٰيَاتِهِ الَّيْلُ وَالنَّهَارُ وَالشَّمْسُ وَالْقَمَرُۜ لَا تَسْجُدُوا لِلشَّمْسِ وَلَا لِلْقَمَرِ وَاسْجُدُوا لِلّٰهِ الَّذ۪ي خَلَقَهُنَّ اِنْ كُنْتُمْ اِيَّاهُ تَعْبُدُونَ ۩


Geceyle gündüz, güneş ve ay Allah’ın birliğini ve kudretini gösteren delillerdendir. Siz güneşe de aya da secde etmeyin; her şeyi olduğu gibi bunları da yaratan Allah’a secde edin, eğer sadece O’na kulluk yapacaksanız.


Meal Karşılaştır Sûreye git Tefsiri


Fussilet / Ayet

وَمِنْ اٰيَاتِه۪ٓ اَنَّكَ تَرَى الْاَرْضَ خَاشِعَةً فَاِذَٓا اَنْزَلْنَا عَلَيْهَا الْمَٓاءَ اهْتَزَّتْ وَرَبَتْۜ اِنَّ الَّذ۪ٓي اَحْيَاهَا لَمُحْيِ الْمَوْتٰىۜ اِنَّهُ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ


Allah’ın birliğini ve kudretini gösteren delillerden biri de şudur: Sen yeryüzünü kurumuş, boynu bükük halde görürsün. Fakat biz üzerine suyu indirdiğimiz de harekete geçer, kıpırdanır, kabarır. Onu dirilten, ölüleri diriltecek olanın da elbette tâ kendisidir. Çünkü O’nun her şeye gücü yeter.


Meal Karşılaştır Sûreye git Tefsiri


Fussilet / Ayet

سَنُر۪يهِمْ اٰيَاتِنَا فِي الْاٰفَاقِ وَف۪ٓي اَنْفُسِهِمْ حَتّٰى يَتَبَيَّنَ لَهُمْ اَنَّهُ الْحَقُّۜ اَوَلَمْ يَكْفِ بِرَبِّكَ اَنَّهُ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ شَه۪يدٌ


Yakında biz onlara hem dış dünyada hem de insanların kendi iç âlemlerinde âyetlerimizi göstereceğiz; tâ ki Kur’an’ın gerçeğin tâ kendisi olduğu onlar için de gün gibi ortaya çıksın. Aslında, Rabbinin her şey üzerinde şâhit olması ve her şeyin O’na işaret etmesi en büyük delil olarak yetmez mi?


Meal Karşılaştır Sûreye git Tefsiri


Şûrâ / Ayet

وَمِنْ اٰيَاتِه۪ خَلْقُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَمَا بَثَّ ف۪يهِمَا مِنْ دَٓابَّةٍۜ وَهُوَ عَلٰى جَمْعِهِمْ اِذَا يَشَٓاءُ قَد۪يرٌ۟


Gökleri, yeri ve bunların içinde çoğaltıp yaydığı bütün canlı varlıkları yaratması, O’nun varlığını ve kudretini gösteren delillerden biridir. Allah’ın, dilediği anda hepsini huzurunda toplamaya da gücü yeter.


Meal Karşılaştır Sûreye git Tefsiri


Câsiye / 6. Ayet

تِلْكَ اٰيَاتُ اللّٰهِ نَتْلُوهَا عَلَيْكَ بِالْحَقِّۚ فَبِاَيِّ حَد۪يثٍ بَعْدَ اللّٰهِ وَاٰيَاتِه۪ يُؤْمِنُونَ


Bu deliller gibi, Kur’an’a ait olarak indirdiğimiz bu âyetler de Allah’ın âyetleri olup, onları sana gerçeğin tâ kendisi olarak ve tarafımızdan geldiklerinde hiçbir şüphe olmayacak şekilde okuyoruz. Artık onlar, Allah’a ve O’nun âyetlerine inanmadıktan sonra başka hangi söze inanacaklar?


Meal Karşılaştır Sûreye git Tefsiri


Vâkıa / Ayet

وَلَقَدْ عَلِمْتُمُ النَّشْاَةَ الْاُو۫لٰى فَلَوْلَا تَذَكَّرُونَ


Aslında siz ilk yaratılışın Allah’ın kudretiyle gerçekleştiğini pekâla biliyorsunuz. O halde bunun üzerinde düşünüp ikinci yaratalışın da mümkün ve kaçınılmaz olduğunu kabullenmeniz gerekmez mi?


Meal Karşılaştır Sûreye git Tefsiri



funduszeue.info
Nas Suresinin Fazileti

Nâs sûresi Mekke’de inmiştir. 6 âyettir. Kur’ân-ı Kerîm bu sûre ile sona ermektedir. İsmini, 4. âyet hâriç, âyetlerinin sonlarında tekrarlanan ve “ins


funduszeue.info
Dilek ile İlgili Ayetler

Dilek kelimesi sözlükte, “olması istenen şey, istek, arzu, talep, ricâ, temenni” anlamlarına gelir. Kur’an-ı Kerim’de istek, dilemek, temenni vs. hak


funduszeue.info
Felak Suresi Okunuşu ve Anlamı

Felâk suresi, Medine döneminde nüzul olmuştur. Felâk suresi, 5 âyettir. Felâk, “sabah aydınlığı” demektir. FELAK SURESİ ARAPÇA Felak Suresi Arapça


funduszeue.info
Felak Suresinin Fazileti

Felak sûresi Mekke’de inmiştir. 5 âyettir. İsmini birinci âyetin sonundaki “yarmak, aydınlık, sabah” mânalarına gelen اَلْفَلَقُ (felak) kelimesinden


funduszeue.info
Devlet Yönetimi ile İlgili Ayetler

Devlet kelimesi sözlükte, “belli bir toprakta veya toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun olu


Copyright © Kuran ve Meali. Hiçbir ticari kaygısı yoktur.

funduszeue.info altında yayınlanan içeriklerin tüm hakları mahfuzdur. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi içeriklerin tamamı izinsiz kullanılamaz.

ATEİZM VE ELEŞTİRİSİ

Buraya kadar görmüş olduğumuz deliller anlaşılır olup daha ziyade aklî muhakemeyi gerektiren ispat şekilleri idi. Nizam ve gaye delili ise ağırlıklı olarak duyguya ve göze hitap etmektedir. Bu yönüyle daha fazla insanın dikkatini çekebilecek bir yapıdadır. Hatta ateistlerin üzerinde dahi etkili olabilecek ve onları kolaylıkla ikna edebilecek bir kanıttır. Zaten bu kanıtın iddialarını reddeden bir ateistin başka bir vesileyle inanma ihtimali çok zayıftır. Bu noktadan sonra hâlâ reddetmeye devam eden bir insanın önünde de yığınla ideolojik saplantılar, var sayımlar ve psikolojik ön yargılar var demektir.
Teleolojik kanıt da denilen bu ispat şekline göre âlemde bir düzen vardır. Tanrı'nın varlığına inansın veya inanmasın hemen hemen herkes bu düzenin farkındadır. Kâinattaki bu düzenin varlığında da kim olursa olsun şüphe duymamaktadır. Meselâ dünyamız başta olmak üzere bütün gök cisimleri, yıldızlar ve gezegenler bir düzen içerisinde hareket etmekte ve kendi yörüngelerinde dönmektedirler.

İnsan başta olmak üzere bütün canlılar âlemi de bir düzen içerisinde var olmakta ve yaşamlarını devam ettirmektedirler. Dünyamızdaki bütün doğal olaylar belli bir düzen ve intizam içerisinde oluşmakta, gelişmekte ve devam etmektedir. Yeryüzünde, denizlerde ve atmosferde bir düzenin varlığı müşahede edilmekte, canlı varlıkların da yine belirli yasalar çerçevesinde hiçbir aksama olmadan yüzdükleri, yürüdükleri ya da uçabildikleri görülmektedir. Düşünebilen herkesin rahatlıkla gördüğü bu düzen bizlere her şeyin arkasındaki bir düzenleyicinin varlığını haber vermektedir.

Dünyanın değişik kültürlerinde yetişen insanlar çeşitli şekillerde bu düzeni ve estetiği dile getirmekte, onunla ilgili felsefî, edebî veya dinî eserler yazmaktadır. İnsan benzer duygular içerisinde yaşadığı dünyayı algılamış ve içi aşk dolu kitaplar kaleme almıştır. Bir şairin şiiriyle, ressamın resmiyle ya da mimarın eseriyle duygulanan İnsan, Tanrı'nın sanatı karşısında da heyecanını gizlememiş ve daima hayranlığını ifade etmiştir. Daha önce de ifade edildiği gibi birçok ateist dahi karşılaşmış olduğu bu heyecanla inkârdan vazgeçmiş ve Tanrı'nın varlığına kanaat getirmiştir. Yine âlemdeki mecut intizam ve estetikten hareketle pek çok filozof da mutlak ateizmin mümkün olmadığı düşüncesine ulaşmıştır.

Teleolojik kanıtın önemle üzerinde durduğu konu evrendeki düzen, intizam, canlı ve cansız varlıklarda görülen gaye ve amaçlılıktır. Aralarında Kindî (v. ) , Farabî (v. ), İbn Sînâ (v. ), Gazzâlî (V. ) ve İbn Rüşd ( ) gibi müslüman düşünürlerle, R. Tennant () ve W. Paley () gibi Hıristiyan düşünürlerin bulunduğu pek çok kişi bu kanıtı iki şekilde ele almış ve Tanrı'nın varlığını ispatlamaya çalışmışlardır:

Filozoflar bu kanıt çerçevesinde birinci olarak evrendeki gaye ve nizamdan yola çıkmış ve Tanrı'nın varlığına ulaşmışlardır. Bazan da Tanrı'nın varlığından ve niteliklerinden hareket ederek evrendeki düzen, gaye ve güzelliği açıklama yoluna gitmişlerdir. Yani onlar her fırsatta ya âlemin nizamından ve intizamından bahsederek Tanrı'nın varlığına gitmiş ya da Tanrı'nın inâyetini, adaletini, cömertliğini ve güzelliğini anlatırken sözü evrenin yapısına getirmiş ve görüşlerini bu yolla açıklamaya çalışmışlardır.(49)

Meselâ Kindî âlemdeki varlıklarda bir düzen, âhenk, irtibat, güzellik ve amaç bulunduğunu dile getirmiştir.(50) Kindî'ye göre evrenin mükemmel yapısı, düzeni, parçalarının birbiriyle olan ahenkli irtibatı, her şeyin iyiyi koruyacak, kötüyü yok edecek tarzda düzenlenmesi, ilim sahibi bir düzenleyicinin varlığının en iyi işaretidir.

Fârâbî ve İbn Sina da eserlerinde evrenin düzenine ve güzelliğine işaret etmişlerdir. Fârâbî'ye göre Tanrı, âlemin düzenleyicisidir. Evren de bu ilâhî düzenin eseri olarak vardır. Bu nizamda da ilâhî adalet tecelli ettiği için orada adaletsizlik söz konusu değildir. Yine Gazzâlî'ye göre Tanrı evrende hiçbir şeyi boşu boşuna yaratmamıştıfunduszeue.info vücudundaki azaların birbirine bağımlı ve uyumlu olması gibi evrendeki her şeyde bir uyum ve ahenk söz konusudur. Dolayısıyla önemli olan şey evrene ibretle bakmak ve bütün varlıklardaki hikmeti görmektir.(51)

İslâm düşünürleri arasında teleolojik kanıta en fazla önem veren İbn Rüşd olmuştur. İbn Rüşd ilk olarak "inâyet? kavramını öne çıkartmış, bütün varlıkların insan için uygun bir tarzda düzenlendiğini ve bu düzenin de irade sahibi bir varlığın eseri olduğunu belirtmiştir. Evrendeki uygunluğun da kendi başına ve tesadüfen olamayacağını iddia etmiştir. İkinci olarak "ihtira" kavramından söz etmiş, insanlar, hayvanlar, bitkiler, yıldızlar başta olmak üzere evrende var olan her şeyin yaratıldığını ve bütün bunların bir yaratıcıya ihtiyacı bulunduğunu ifade etmiştir.(52)

William Paley ve F. R. Tennant gibi Batı'daki Hıristiyan düşünürler de teleolojik kanıtı ele almış ve bu yolla Tanrı'nın varlığını ispatlamaya çalışmışlardır:

W. Paley'e göre yerde bulduğumuz bir saat, yine rastlantı sonucu yerde karşılaştığımız herhangi bir taş parçasının durumundan farklıdır. Çünkü saatin parçacıklardan oluştuğunu ve her bir parçacığın da dikkatle işlenip bir düzen içerisinde bir araya getirildiğini görürüz. Bu da bizlere evrenin durumunu göstermektedir. Evren de tıpkı bir saat gibi akıl ve irade sahibi bir varlık tarafından tertip edilmiş ve düzenlenmiştir.(53) Yine Paley'e göre insan gözü saat örneğini en güzel bir biçimde doğrulamaktadır. Görme organı olan gözün değişik parçaları karmaşık bir yapı içerisinde insanın görmesine olanak tanıyacak bir biçimde tertip edilmiştir. Gözün bu düzeni bizlere akıl ve irade sahibi bir varlığı haber vermektedir.(54)

Paley'in gerek saat örneği ve gerekse insan gözüyle ilgili verdiği örnek herkesin bildiği şeyler olmakla birlikte gerçekten çok önemli ve etkileyici şeylerdir. Gözün yanında insan vücudundaki beyin ve kalp olmak üzere diğer uzuvların işleyişi de ders ve ibret alınması gereken örnekler-dendir. Ne var ki İnsan elde ettiği nimet ve güzelliklerin değerini zamanla unutmakta ve kozmik güzelliklerin sıradan bir şey olduğunu düşünebilmektedir.

Başka hiçbir şeye gerek duymadan insan vücudu üzerinde düşünülmesi dahi bizleri Tanrı'nın varlığına götürebilecek bir kanıttır. Sadece fiziksel ya da biyolojik yapısıyla değil kalbi, ahlâkî ve vicdani yönüyle, estetiği ve uzuvların yerli yerinde oluşuyla da insan yaratıcının varlığına işarettir. Düşünebilen, konuşabilen, akledebilen, hayal gücü olan, sevebilen, hisseden ve duygulanabilen yapısıyla insan yaratıcının en büyük eseridir. .

F. R. Tennant da adaptasyon kavramını öne çıkartmış canlı ve cansız varlıklarda görülen âhenge dikkat çekmiştir:

O'na göre karşımızda, kaos halinde olan ve kendi başına başı boş bir evren bulunmamaktadır. Çünkü evren, veya kozmos şöyle ya da böyle anlaşılır bir durumdadır. Yani evrenin kendine göre belirli yasaları, işleyiş kuralları ve özellikleri vardır. Bunu anlamak o kadar da zor değildir.

Gaye ve nizam delili bu kadar güçlü olmasına rağmen bazı çevrelerden tepkiyle karşılaşmış ve eleştirilmiştir. Bu eleştirilerden bazıları doğrudan teleolojik kanıtın iddialarına yöneltildiği gibi bazıları da bilimsel çalışmaların kasıtlı olarak dinî inançlarla karşı karşıya getirilmesiyle ortaya çıkmıştır. Bazı filozoflar âlemdeki düzen ve güzelliği kabul etmekle birlikte bunun arkasında Tanrı'nın değil de doğanın bulunduğunu belirtmiş, bazıları ise âlemde kötülüklerin de bulunduğunu ileri sürerek Tanrı'nın varlığını reddetmeye çalışmışlardır.

Teleolojik kanıta yapılan ve bilimsel olduğu iddia edilen itirazların başında C. R. Darwin'in () fikirleri bulunmaktadır. Darwin'in biyoloji ilmiyle ilgili çalışmaları bir kısım insanlar tarafından dinin yaratılış inancına karşı sanki bir alternatif görüşmüş gibi kabullenilmiş bu yolla teleolojik kanıtın sarsılacağı ve yıkılacağı varsayılmıştır. Ancak bu düşünce uzun sürmemiş, iddiaların aksine Darwin'in ateist olmadığı(55) ve eserlerinde de insanın evriminden bahsetmediği görülmüştür. Ancak Darwin'in ölümünden sonra bilimsel var sayım niteliğinde olan fikirleri bazı arkadaşlarınca geliştirilmiş ve ideolojik olarak dinin aleyhinde kullanılmıştır.

Darwin'e göre bugünkü canlı yapılar doğal bir süreç içerisinde basit bir organizmadan gelmişlerdir. Canlı hücreler de nesilden nesile genetik değişime uğramaktadırlar. O'na göre değişmenin arkasında da birtakım doğal gereksinimler yatmaktadır. Canlı varlık bu değişim sürecinde yaşam mücadelesi vermekte, çevresine uyum sağlamaya ve dolayısıyla ayakta kalmaya çalışmaktadır. Ne var ki bu süreç içerisinde güçlü canlıların yaşamlarını devam ettirebilme şansları, diğerlerine nazaran daha fazla olmaktadır. Buna karşılık çevreye adapte olamayan, uyum gösteremeyen zayıf canlılar ise yok olup gitmektedir.(56)

Darwin'in bu görüşü bazılarınca dinin yaratma anlayışını sarsıntıya uğratmıştır. Ancak Darwin'in canlıların oluşumuyla ilgili bilimsel çalışmalar yapması ve birtakım teoriler ileri sürmesiyle dinin yaratma, düzen ve intizam anlayışı zorunlu olarak birbiriyle çatışma durumunda değildir. Henüz canlı bir hücrenin kendi kendine oluştuğu iddiası doğrulanamadığı gibi doğada her zaman güçlü-zayıf mücadelesi de görülmemiştir.

İnsan fiziksel ve biyolojik yönü bulunan bir varlık olmanın yanında, ayrıca duygu, düşünce ve inanç yönlerine de sahip bir varlıktır. Dolayısıyla biyolojik açıklamalar yapmaya çalışan Darwin teorisi insanı ve diğer canlıları tamamen açıklamaktan yoksundur. İnsanı bütün yönleriyle açıklayamayan Darwin teorisi yaşamı da izah etmekten uzaktır. Bizler sadece birer biyolojik canlı varlık mıyız? Bütün bu varlıklar niçin vardır? Her şey bir tesadüf müdür? Niçin doğar, büyür, yaşlanır ve ölürüz?, Çocuklarımızı niçin eğitmeye ve yetiştirmeye çalışırız. Büyükleri niçin saymaya ve hoşnut tutmaya çabalarız. Niçin birbirimizin yardımına koşar, fedakârlık eder, özveride bulunuruz?. Niçin ekmeğimizi, dertlerimizi, sırlarımızı ve imkânlarımızı paylaşır, erdemli olmaya gayret gösteririz?. Bütün bu sorular Darwinizmin penceresinden bakıldığında cevapsız kalmaktadır.

Darwinizmde dinle problemli olan bir diğer önemli nokta da bu anlayışa göre nihaî anlamda amaçsız ve gayesiz bir hayat anlayışının kabul edilmiş olmasıdır. Yukarıda da ifade edildiği gibi dine göre insan amaçsız bir şekilde yaratılmış değildir. Sadece insanın değil topyekün bir şekilde âlemin yaratılmasının da amacı ve hikmeti bulunmaktadır. Şayet kâinatın içerisindeki varlıklar amaçsız ve gayesiz bir şekilde, tamamen biyolojik sâiklerle var olmuş olsalardı biz hiçbir zaman düzenden, estetikten ve sevgiden bahsedemeyecek, planlı ve programlı bir yaşam da göremeyecektik.

Darwinizmin yanı sıra nizam ve gaye deliline karşı geliştirilen bir diğer itiraz da kötülüklerin varlığından kaynaklanmıştır. Üzerinde durmamız gereken bu itiraza göre ?Evren pek çok olumsuz durumları içermektedir. Çevremizde dağınıklık ve kaos mevcut olup sayısız kötülükler yaşanmaktadır. Dolayısıyla kötülükler ile dinî görüşlerin arasında çelişkiler bulunmaktadır? Bu ve benzeri düşüncelerin gerçeği yansıtmadığı ve abartılı olduğu hemen göze çarpmaktadır. Evrendeki düzen ve intizamdan, canlılar dünyasındaki güzellik, estetik ve merhametten Tanrı'nın varlığına gidemeyen ve gidilmesini de eleştiren bazı insanların olumsuz manzaralar karşısında alelacele dini yalanlamaya çalışmaları kabul edilebilir bir durum değildir. Kaldıki bu tutum onların zayıflıklarına ve tutarsızlıklarına işarettir.


Konular





nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası