kudüs hangi padişah döneminde fethedilmiştir / FİLİSTİN - TDV İslâm Ansiklopedisi

Kudüs Hangi Padişah Döneminde Fethedilmiştir

kudüs hangi padişah döneminde fethedilmiştir

kaynağı değiştir]

Kudüs Krallığı, iç anlaşmazlıklar yüzünden zayıflamış ve IV. Baldwin'in ölümünün ardından tahta naip Lüzinyanlı Guy'ın geçmiştir. Kudüs Haçlı ordusu 4 Temmuz tarihinde Selahaddin Eyyubi'nin 30, kişilik ordusuyla karşı karşıya geldi. Sıcaklardan ve susuzluktan yorgun düşen Kudüs ordusu henüz savaşa başlamadan kaybedecek olduğunu vurguladı. Selahaddin'in Müslüman ordusu hiç zorlanmadan bu savaşı kazandı, Kral Lüzinyanlı Guy ve yandaşı Renaud de Châtillon'u esir aldı.

Kudüs tüm ordusunu Hıttin Muharebesi'nde kaybetmiş ve şehir savunmasında yeterli asker kalmamıştı. Selahaddin'in ordusu yavaş yavaş Kudüs'e doğru ilerlemekteydi.

Kuşatma ve Kudüs'ün teslimi (20 Eylül - 2 Ekim )[değiştir

Kud&#;s’&#;n fethi

Haberin Devamı

asırda bedevi kabilelerin buluşma yeri olan yerleşkede bir şehir daha kuruldu; Beerşeba (Yedi Pınar). Bu şehrin yanında asıl büyük gelişme tabii ki Yafa’dır. Ta Roma devrinden beri Kudüs, Yafa ile Tel Aviv arasında yer alan Caesaria’nın bulunduğu limanı kullanırken Osmanlı devrinde Yafa işlek bir yer ve Akdeniz’de bağlantı merkezi olmuştur. Demiryolu da sonradan Yafa-Kudüs arasında yapılmıştı.

SINIR KAVGASI

’de Arap-İsrail Savaşı’ndan sonra Kudüs’ün “yeni Yeruşalim” denen modern kısmı Yahudi devletinin elindeydi. Surlar içindeki Kudüs ve surların hemen dışındaki Selahaddin Caddesi, Doğu Kudüs ise Ürdün’ün elindeydi. Savaşı’nda Zeytindağı, Doğu Kudüs, Selahaddin Caddesi ve sur içindeki Eski Kudüs İsrail’in kontrolüne geçti. Bugün hâlâ haritanın nasıl tespit edileceği, Kudüs’ün etrafının nasıl düzenleneceği kavgası devam ediyor. Bu konuda farklı fikirler İsrail’in içinde de geçerli. Görünüşte bütün Şeria Vadisi, Jericho, Halilürrahman yani Hebron ve Beytüllahim ’den evvel Ürdün’ün elinde olmasına rağmen artık İsrail’in kontrolünde. Bu harita nasıl çıkacak hakikaten her karışının büyük münakaşa ve çatışmayla tespit edildiği ve edileceği bir coğrafya parçası söz konusu; gerçek şu ki Aralık’ından beri Kudüs’te pek huzur yok ve Aralık’ı arasındaki yıl Kudüs’ün gerçekten barış ve salah devri oldu.

Haberin Devamı

İNGİLİZLERE BIRAKILDI

Kudüs biliyorsunuz, surun içi Hıristiyan müttefiklerimizin telkini sonucunda Noel’inde İngilizlere, Britanyalı komutan Allenby’ye bırakıldı. Bu bir askeri teslim töreni değildi. Şehrin belediye reisini temsilen belediye genel sekreteri general Allenby’ye anahtarları teslim etti. Allenby bundan pek hoşnut olmadı ama şehir müttefiklerin telkiniyle ve rıza içinde tahrip edilmesin diye teslim ediliyordu.

Surların etrafındaki Mount Scopus’da bile muharebe halen devam etti. Nitekim oradaki Britanya mezarlığında Türk şehitler için de bir bölüm vardır. Hayfa çok daha geç teslim oldu. Filistin’den çıkış hakikatten hazin ve daha sonra gerçekleşen bir olaydır. ’larda bölgenin coğrafyasındaki Türk abidelerinin yeri iyi tespit edilmiş değildi. Geçen zaman içinde Türkiye’nin bölgedeki varlığı Genelkurmay’ın tetkikleri ile şehitlikler ortaya çıktı. Bugün Filistin’de Türk mezarlıkları âdeta bir zincir gibi ta Gazze’den başlayarak Halep ve Suriye sınırına kadar devam etmektedir.

Kudüs’ün fethi

Haberin Devamı

TARİH UNUTULMUYOR

Falih Rıfkı’nın Zeytindağı’nı okuyarak Kudüs’ü bir daha görmek gerekir. Mutlaka geçmiş imparatorluğun bu önemli bölgesi bizim için bir anı, fakat önem verilmeyecek ve unutulacak bir anı değil. Nitekim bundan 20 yıl evvelki bilgisizlik ve ilgisizlik bugün yerini ilgiye ve meraka terk etmeye başlamıştır. Zaman kaybolmuyor, tarih unutulamıyor.

DAVID BARCHARD

David Barchard’ı tanıdığımda ’li yılların başıydı. Ankara’da onu tanımayan yok gibiydi. Financial Times adına gazetecilik yapıyordu. İngiltere’nin seçkin mekteplerinde eğitim görmüştü. O da 47’liler kuşağındandı. Açık söylemek gerekirse bu kuşağın Şarkiyatçıları içinde üç doğu dilini bilen hemen hemen yok gibidir. Barchard’ın Türkçesi, Farsçası ve Arapçası eşit derecede güzeldi. Bu konuda kendinden daha iyi biri Hamit Algar’dı.

Haberin Devamı

İLGİNÇ YAZILARI VARDI

Yazdığı makaleler sadece gazeteciliğe has şeyler değildi. Çok ilginç olanları vardı. Girit tarihiyle ilgili olarak yazdıkları, Balkan Savaşı’na perspektifiyle bakan makalesi, Beypazarı’nın yanında keşfettiği bir kilise ve Roma yerleşkesi üzerine incelemeleri onun akademik tarafını gösterir.

Barchard diğer diplomat ve gazetecilerin aksine, hatta tarihçilerin zıddına bazı gerçekleri ortaya koyan makaleler ve monografiler yazmakla tanınırdı. Kendisine kızan olurdu; mühim değil. Bunun yanında ortaya koyduğu gerçekler nedeniyle saygı da kazanmıştır. Sürekli olarak Batılı gazetecilere yanlış bilgi verenlerden ve bunların yarattığı yanlış politikalardan şikâyet ederdi.

Haberin Devamı

Bu yılın Noel’inde geçirdiği bir sadme ile ölümünün Türk tarihçiliği ve bilhassa geç devir Osmanlı tarih yazımı için bir kayıp olduğunu belirtmek gerekir.

YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN

Okuyucularımızın yeni yılını kutlamaktan zevk duyuyorum. İnşallah sıkıntılı bir yılı ’de geride bırakacağız.

#YAZAR#İlber Ortaylı#David Barchard

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Yazarın Tüm Yazıları

Kudüs Tarihi

10 Ekim 

Kudüs şehri ilk olarak Ofil Tepesinin Silvan Köyüne bakan kısmında kuruldu, tepede bir su pınarı vardı ve insanlar su ihtiyaçlarını oradan karşılıyorlardı. Daha sonra bu tepeden Bizita Dağına ve Moriya tümseğine yerleştiler.
Kudüs tarihteki en eski şehirlerdendir. Tarihçiler Kudüs’ün inşa ediliş tarihi için kesin bir şey söylememektedirler. Mescid-i Haram’dan 40 yıl sonra kurulmuştur. Tarihi kaynaklara göre Kudüs şehri kurulduğunda çölden ibaretti, ne vadi ne de dağlara rastlanıyordu. Milattan yıl önce, Şehre ilk hicreti Arap Kenâniler yaptı. Bu göçler Arap yarımadasının kuzeyine gerçekleşmiştir. Daha sonra Ürdün nehrinin batısına yerleşmişlerdir. Kudüs şehri göçler sonucunda genişledi ve Akdeniz’e kadar uzandı. Bölgenin adını Kenan yeri (Nehirden Denize kadar olan bölgede) koydular. Kenan bölgesin de Kenâniler bir şehir kurup adını Urşelim koydular, şehir merkezi haline getirdiler, vatan ve toprak sahibi oldular, bundan dolayı şehrin adı Yebus oldu. Bu bölgeye saldırılarda bulunan Mısırlıların ve Sina çölündeki kaybolan İbrani kabilelerin saldırılarına karşı çıktılar ve o bölgeye sahip oldular. Kenâniler yıllar boyunca bu bölgeye olan saldırılara da karşı çıktılar.
                                                       
Hz. Ömer'in Kudüs'ü Fethi

 Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’in İsrâ hadisesi gerçekleştiğinde, İslam fetihleri devri başladı. Bu hadisede Kâbe ve Mescid-i Aksa’nın aralarında manevi olarak bağlantı kuruldu. İslam Ordusu Ubeyde Bin Cerrah önderliğinde şehri kuşattılar. Patrik Safronyus şehrin anahtarını Hz.Ömer’in kendisine vermek istedi ve Hz.Ömer şehre geldi. Maddi olarak bağlantı Hz.Ömer (r.a)'ın şehre gelmesiyle gerçekleşti (). Şehri aldıktan sonra bir emaname (güven fermanı) yazıldı ve Hz Ömer (r.a) şehrin ismini İlya'dan Kudüs’e çevirdi.

Fetih Öncesi Kudüs

M.Öasırda Kudüs şehri Mısırlı firavunlar tarafından ele geçirildi. Bedevi kabileleri (habiru) Mısırlılara, kralı Ahnatun döneminde saldırıda bulundular ve Mısır kralı Abdihiba onlara karşı çıkamadı ve şehir bedevilerin hâkimiyetinde kaldı. Mısır kontrolüne funduszeue.info döneminde girdi. (M.Ö ) Büyük İskender Filistin’i ele geçirdiğinde Kudüs şehrine sahip oldu. Büyük İskender öldükten sonra yerine gelen halifeleri hâkimiyeti devam ettirdiler. Aynı yıllarda Batilamas Filistin’i ele geçirdi ve Mısır topraklarındaki hâkimiyetine kattı. (M.Ö ). M.Ö Tarihinde Kudüs Şehrini Suriye’de bulunan Sikolos Nikatur önderliğindeki Sulukilere tabi oldu. Şehir halkı Yunan medeniyetinden etkilendi. M.Ö yılında Roma imparatorluğu kumandanı Bumuci Kudüs’ü ele geçirerek Kudüs’ü Roma imparatorluğu sınırlarına kattı. Kudüs sonra Doğu Roma (Bizans) ve Batı Roma İmparatorluğu olmak üzere 2 kısma ayrıldı. Filistin de doğu tarafın da (Bizans'ta) kaldı. Şehir iktisadi ve ticari olarak yıl boyunca refaha içinde kaldı. Kutsal mekânlara hac mevsimlerinde gelen ziyaretçilerden maddi anlamda çok faydalanıldı. Bu istikrar Kudüs şehrinde fazla devam etmedi. 2. Farisi kral Suriye'yi işgal etti ve bu işgal Kudüs'e kadar uzadı. Kiliseleri, mabetleri ve mukaddes yerleri yerle bir ettiler. Bölgede kalan Yahudiler Hristiyanlardan intikam almak için Farisilere katıldılar ve böylece Bizanslılar şehri kaybetmiş oldular. Bu durum uzun sürmedi ve Bizans imparatoru Filistin’i miladi yılında işgal edip Farisileri şehirden kovdu. Ve Bizans şehre tekrar haç koydu. Genel olarak tarihe baktığımızda Filistin bölgesinde ve özellikle Kudüs şehrinde Yahudilerin bölgede bulunduğu zaman çok kısadır.

Fetih Sonrası Kudüs

Hz.Ömer (r.a) devrinden sonra Emeviler şehri kontrol altına aldılar ve çok önem verdiler. ile yılları arasında hüküm sürdüler. Abbasiler ile yılları arasında Kudüs şehrine hâkim oldular. Abbasiler, Fatimiler ve Karmatiler arasında olan askeri darbelerden dolayı şehirde istikrarsızlık yaşandı. tarihinde Selçuklular şehre hâkim oldu. Daha sonra Fatimilerle yaptıkları çatışmalardan dolayı haçlılar 88 yıl Kudüs’ü işgal ettiler. Toloni, İhsidi ve Fatimiler (Mısırlılar) zamanında Kudüs ve Filistin Mısıra tabi oldu.

Kudüs'te Selahaddin Eyyubi Dönemi

yılında Selahaddin Eyyubi Kudüs’ü Hittin Savaşında haçlıların elinden geri almayı başardı. Kudüs halkına en iyi şekilde muamele yaptı. Kübbetü's Sahra’nın üstündeki haç işaretini kaldırttı. Şehrin restore, mimari ve yenilenmesine çok önem verdi. Mübarek Mescid-i Aksa’ya Nureddin Zenki'nin hazırlamış olduğu minberi hediye etti. Bu minberin işlemesi İslam şaheserlerindendir. Selahattin Eyyübi’nin vefatından sonra Fransızlar kral Federik zamanında Kudüs’ü tekrar ele geçirdiler. İngilizlerin elinde 11 yıl boyunca kaldı. yılında Salih Kral Necmettin Eyyüp tarafından tekrar Müslümanlar tarafından geri alındı. ile yılları arasında Moğollar saldırıda bulundular ve şehri aldılar. Fakat Memluküler yılında Ayn Calut savaşında Seyfettin Kutz ve Zahir Bibars önderliğinde Moğolları yendiler. Ve yılına kadar Filistin Kudüs dâhil Mısır ve Şam’a hâkim olan Memluklerin hâkimiyetinde kaldı.

Osmanlı Kudüs'te
 

Osmanlılar 28 Aralık ’da Sinan Paşa önderliğinde, Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferinde Kudüs’e girdiler. Kudüs’ün Fethinden sonra Yavuz Sultan Selim Mukaddes Kudüs şehrini 31 Aralık tarihinde ziyaret etti ve şehrin ismini Kudüs-ü Şerif olarak değiştirdi. Osmanlı Devleti Kudüs'e yıl hâkim olmuştur. Osmanlı için Kudüs her zaman büyük önem taşımıştır. Kanuni Sultan Süleyman, Sultan funduszeue.info, Sultan Abdülmecid, Sultan Abdülaziz ve funduszeue.infoülhamid han Kudüs Şehri için pek çok hizmette bulunmuştur.
 

OSMANLI'NIN GİRİŞİ  (Kudüs'ün Fethi)

XVI. yüzyıla girildiğinde Osmanlı Devleti en güçlü dönemlerini yaşıyordu ve kendisine hedef olarak da batıyı seçmişti. Ancak II. Bayezid döneminde Safevi Şahı İsmail tarafından körüklenen şiî propagandası Anadolu da fitne uyandırmıştı. Bu nedenle Yavuz Sultan Selim öncelikle Anadolu birliğini yeniden sağlamak amacıyla İran’daki Safevileri bertaraf etmeye karar verdi.
Çaldıran zaferiyle bertaraf edilen Safeviler den sonra Yavuz yüzünü güneye çevirdi çünkü Mısır, Filistin ve Suriye ye hâkim olan Memluk’ler, Safevî Sultan şah İsmail ile iş birliği yapmışlardı. Bu iki devletin iş birliği, Osmanlı Devleti ve Anadolu birliği için büyük bir tehlike idi. Diğer yandan Memlûklar, Yavuz’un Suriye’yi istila etmesinden de endişe ediyorlardı. Memluk’ler için Suriye, Mısırın anahtar durumundaydı.
Bu saydığımız sebeplerden dolayı, Memlûk Sultan Kansuh Gûrî, Ehl-i Sünnet ulemasının muhalefetine rağmen şah İsmail ile ittifak yapmaktan çekinmedi. Bu ittifak Yavuz’un planlarını değiştirmesine sebep oldu. İran üzerine yürüse, arkadan bir Memlûk tehlikesiyle karşılaşabilirdi. Zirâ Kansuh Gûrî, bu sırada güçlü bir orduyla Halep’e gelmiş, yanında bulunan şehzade Ahmed in oğlu Kâsım Çelebi yi Osmanlı tahtının yegâne varisi olarak ilan etmişti.
Kansuh Gûrî nin bu ittifak Yavuz un işine yaradı. Sünni ve Şafiî olan Suriye halkı Yavuz'un yanında yer aldı. Yavuz, Zenbilli Ali Efendi başta olmak üzere ulemâdan Mülhidlere yardım eden mülhiddir ve üzerine gidilmesi caizdir mealinde fetvalar aldı. Osmanlı Memlûk ilişkilerinin bozulmasının en önemli sebeplerinden birisi de Dulkadiroğullarının izlediği dış politikaydı.
Mumluklara yakın olan Dulkadiroğlu Alaaddin Bey, kendi beyliğinin devamını Osmanlı Devleti ile Memluk’ler arasındaki denge politikasına dayandırmıştı. Nihayet Çaldıran seferine katılmayı reddedişi bardağı taşıran son damla olmuştu. Bunun üzerine Yavuz, Dulkadiroğulları beyliğine son verdi. Alaüddevle’nin başını da Mısır’a gönderdi. Osmanlılar artık Suriye kapılarına dayanmışlardı.
Nihayet Osmanlı ordusu Kuzey Suriye ye girdiği sırada Kansuh Gûrî yanında Halife III. Mütevekkil Alâllah olduğu halde, Halep ten hareketle Merc-i Dâbık a gelmişti. 24 Ağustos 'da burada yapılan savaşta, Memlûklar büyük bir bozguna uğradılar. Bu zafer sonrası Yavuz Sultan Selim, Halep te büyük bir coşkuyla karşılandı. Burada başta Halife III. Mütevekkil ile üç mezhebin başkaldılarını kabul eden Sultan, onlara iyi davrandı. Ulu Cami'de okunan hutbede hatip Osmanlı Sultanın Hadimûl Haremeyn ünvanı ile vasıflandırdı.
Yavuz, Halep'ten sonra Şam üzerine yürüdü ve burayı da kolaylıkla zaptetti. Yavuz’un hedefi şimdi Mısır’dı. Ancak başta Kudüs olmak üzere Filistin in önemli şehirleri hâlâ Mumluklu idarecilerin hâkimiyetindeydi. Mısır yolunu emniyete almak için öncelikle buraların ele geçirilmesi gerekiyordu. Bunun için de Yavuz, Vezir-i âzam Sinan Paşa'yı görevlendirdi. Sinan Paşa kısa zamanda Safed, Nablus, Aclun, Gazze ve Kudüs ü fethetti. Yavuz ise bu sırada Şam’dan Kudüs’e gelmişti. Kudüs'ün Osmanlıların eline geçtiği tarihi gün olarak kesin belli değildir. Ancak Tarihçiler 28 Aralık tarihinde ittifak etmişlerdir. Yavuz Sultan Selim, 31 Aralık 'da şehre gelmiştir. Şehrin Osmanlı yönetimine geçişi hakkında kaynaklarda farklı rivayetler yer almaktadır. Bu kaynaklar, şehrin kendi isteğiyle Osmanlı yönetimine geçtiğini yazmaktadır. Ancak, o sıradaki Kudüs Memlûklu valisi İli Bey, Memlûk ordusunda yer almştı ki, Kudüs'ün kendiliğinden Osmanlı yönetimine geçmesi biraz kuşkuludur. Olayların gidişatından anlaşıldığına göre Kudüs'ün fetih tarihi Ekim (Ramazan) olmalıdır. Kışı Şam'da geçiren Yavuz, Aralık ayının sonlarına doğru buradan ayrılarak, 3 Aralık'ta devlet ileri gelenleriyle beraber Kudüs'e geldi.
Yavuz'un şehre gelişi sırasında Kudüs'ün tüm ruhanîleri padişahı şehrin dışında büyük bir tâzimle karşıladılar. Yavuz, ruhanîlere gerekli ilgiyi gösterdikten sonra, şehrin tam karşısında otağını kurdurttu. Bu sıralar ikindi vaktiydi. Padişah akşam namazını Mescid-i Aksa'da kılacağını söyledi. Bunun üzerine görevlilere haber gönderildi. Kur'an'ın sitayişle bahsettiği bu kutsal mabed kandille aydınlatılır. Padişah bu kutsal kente namaz vaktinden önce girer. Önce Kubbetü's Sahra'da Rummân Davud (a.s.) ile Nahl-i Hamza (r.a.) ziyaret eder. Sonra Hacer-i Sahra'y tavaf eder. Daha sonra Kubbe-i Sahra'nın altına iner ve burada iki rekât hacet namaz kılar. Buradan akşam namazının edası için Mescid-i Aksa'ya geçer. Görevliler, padişahı kokulu mumlarla karşılarlar. Sultan burada akşam namazını edâ ettikten sonra, biraz dinlenir. Daha sonra burada iki rekât hacet namazı kılar, dualar eder. Yatsıyı da eda ettikten sonra otağna döner. Sultan, ertesi sabah binlerce koyun ve deve kurban ettirir. Kubbe-i Sahra'yı ziyaret eder ve Mescid-i Aksa'da iki rekât hâcet namaz kılar. Daha sonra şehri gezer, Kudüs halkına ihsanlarda bulunur. 1 Ocak 'de Kudüs Şehrinden ayrılır.

Osmanlı'nın Kudüs’teki Varlığı

Kudüs’te Osmanlı Dönemi Osmanlı Devleti Kudüs'e yıl hâkim olmuştur. Osmanlı için Kudüs her zaman büyük önem taşımıştır. Yavuz Sultan Selim Yavuz Sultan Selim Mercidabık savaşında Memluk’leri yendikten sonra tüm Şam bölgesini Osmanlı topraklarına kattı ve daha sonra Kudüs Şehrine gelerek Mescid-i Aksa ve Mukaddesatı ziyaret etti. Osmanlının Kudüs Fethi Kudüs halkını çok sevindirdi Sultanın ziyaretinde onu büyük bir yemeğe davet ettiler. Yavuz sultan selim han Kudüs halkına ekonomik reformlar ve düzenlemelere kadar birçok konuda söz verdi. Fakat düzenlemeleri sağlayamadan kısa süre sonra vefat etti. Osmanlının Kudüs Fethin den sonra ispanya kralı Hristiyanların Kudüs’ü ziyaret edebilmesi için Yavuz Sultan Selimden harç karşılığında izin aldı.

Kanuni Sultan Süleyman Kudüs Şehri için birçok hizmette bulundu, bunlardan bazıları; Kudüs Şehrinin surlarını yenilettirdi. Kudüs kalesinin restoresini yaptırdı. Birçok sayıda çeşme Kubbetü’s Sahra’nın yer döşemesi Mescid-i Aksanın Surlarını ve Kapılarını Restore edip yenilettirdi. Meryem validemizin kapısını açtırdı Silsile kubbesinin fayanslarını yenilettirdi. Bab-ı Zehebi kapısını kapattırdı. Kanuninin Eşi Hürrem Sultan Tekkesini inşa ettirdi. Bu tekkeden çok sayıda Fakirin yemek ve ihtiyaçları karşılanıyordu. Kanuni Sultan Süleyman Kudüs şehrinin istikrarı ve güveni için Kudüs-yafa şehri arasındaki yolun kontrolünü El-Ebigavş kabilesine verdi (Onlara Turistlerden gelen aidatlar karşılığında vermişti) Kanuni Döneminde de Hristiyan hacılardan harç alınıyordu.

Sultan Murat Döneminde Kudüs şehrinde istikrar biraz tehlikeye girdi. Bu sebepten dolayı Sultan Murat Kudüs El-Halil yolu üzerinde Şehrin güvenliği için kale inşa ettirdi. Bu kalenin içinde mescit ve kışla bulunmaktaydı. Kalenin içinde Dizdar ve 40 asker görev yapmaktaydı.
Kanuni’nin Kudüs'te kutsal mekânlarda temizliğe ve edebe uyulması hakkındaki Fermanı
Kudüs-i Şerîf beyine ve kadısına hüküm ki: Molla Siyami gelip haber verdi ki; Kudüs-i Şerif'te bulunan Mescid-i Aksa, Sahratullah-ı Müşerref (Kubbetü's-Sahra) ve Hz. İsa'nın Kabri gibi kutsal mekânlara ibadet ve ziyaret için gelen bazı kadınlar o mekânları kirletip, edebe aykırı davranıyorlarmış. Bu haber üzerine buyurdum ki; Emrim oraya vardıktan sonra bu gibi davranışlara kesinlikle izin vermeyin. Şayet bunun aksini duyarsam bilesiniz ki görevden alınmakla kalmazsınız. Sen ki kadısın bu emrimi sicile kaydet ki senden sonra gelen kadılar da bu emrime uysunlar.
Kanuni Sultan Süleyman’ın Kudüs’e 40 milyon akçe, bugünkü bedelle yaklaşık 1 trilyon milyar lira vakfederek burayı bayındır kılmıştır. Yaptırdığı eserlerden sadece çeşmelerin sayısı Sebil el-Silsile Elvaad Kanuni Çeşmesi Babel Nezir Çeşmesi Kudüs Köprüsü üzerinde Sebil bil-Kadissultan… Kudüs Kalesi ve kalenin girişinde Kanuni Namazgâhı Kale içinde bulunan Lala Mustafa Paşa Camii bulunmaktadır. Caminin minaresinin yüzyıldan bu yana Davut kulesi adıyla anılmaktadır.
Peygamber Efendimiz (funduszeue.info)’in Miraca yükseldiği kutsal kayayı çevreleyen kutsal yapı. 7. yüzyılda Halife Abdul melik tarafından yaptırılmış. Bugünkü görünümünü Kanuni döneminde almış. Kanuni bu kutsal mabedin dış yüzünü mermer ve çinilerle bezemiş. Mavi yeşil ve sarıyla karışık bu çiniler binaya bugünkü özelliğini veriyor. Yapıya ayrı bir güzellik kazandıran ve Kanuni tarafından yaptırılan mermer kaplamalar göz dolduruyor. Binanın üst kısmını saran bir kitabe görüyoruz. Kitabe kuşağı renkli sır tekniğiyle yapılmış. Kuşak Kanuni’nin ismini taşıyor. yılında yazılmış.
yılında Memlukler tarafından yenilenmiş. Avlunun dört bir tarafına serpiştirilen çoğu Osmanlı eseri olan namazgâhlarsa her dönemin izlerini taşıyor. Avluda bir köşe daha var ki Osmanlı su medeniyetinin en güzel örneklerinden biri sayılmalı. yılından kalma bu şadırvan Kudüs valisi Kasım Paşa tarafından yaptırılmış. Suyu yine bir Osmanlı eseri olan sultan havuzundan sağlanıyor. Sultan havuzu, Kanuni’nin Kudüs’e kazandırdığı en önemli armağanlardan bir tanesidir. Osmanlı Sultanı Kanuni Sultan Süleyman Kudüs şehrini çevreleyen surları yılında inşa ettirdi.

Kudüs Şehri Sulta Murad döneminde Sayda ve Akka eyaletine bağlı bir sancak bölgesiydi. Napolyon Gazze, Yafa ve Ramla şehirlerini işgal ettikten sonra Kudüs halkına yazı yazarak emirlerine uymalarını istedi ama Kudüs halkı cevap olarak Akka eyaletine bağlı olduklarını ve akadan bir emir gelirse size uyarız dediler. Napolyon bunun üzerine Akka şehrine saldırdı fakat Ahmet paşa şehri surlarla çevirmişti ve Napolyon başarısız oldu. Kudüs yılında Şam eyaletine bağlandı. de mısır prensi İbrahim paşa Kudüs ve Şam bölgesini işgal etti ve o dönemde bölgede çok sayıda çatışma oldu çünkü Osmanlı tarihinde bölgeye tekrar hâkim oldu.

Sultan Abdülmecid döneminde Osmanlı Kudüs’e tekrar hâkim oldu. Sultan Abdülmecid Sultan Abdülmecid Mescidi Aksanın restoresini yaptırmıştır ve altın harcamıştır. Bu dönemde Kudüs şehrinin nüfusu artmıştır ve de insanlar Kudüs surları dışına yerleşmeye başlamıştır.

Sultan Abdülaziz döneminde tarihinde, Kudüs çok gelişmeye başladı ve birçok yol ve çarşı inşa edildi.(Kudüs-yafa ve Kudüs-Nablüs şehri arasındaki yol) Kudüs’ün yolları mermerlerle döşendi, bu döşemeler günümüze kadar bölgede mevcuttur. Sultan Abdülaziz mescidi aksanın süslemesi ve restoresine Osmanlı akçesi harcadı ve Umeri camisini inşa ettirdi. ’de Kudüs-Yafa şehri arasında tren yolu inşa edildi yılında El-Halil kapısının yanına büyük kale inşa edildi ve yanına çeşme yaptırıldı. Kudüs şehri Osmanlı Döneminde yıl boyunca barış ve huzur içinde yönetildi. 1.Dünya Savaşı’ndan sonra ise Kudüs’ün yönetimi Osmanlı idaresinden çıkarak İngiliz mandasına geçti ve tarihinde İsrail Devleti Batı Kudüs’te kuruldu. tarihinde İsrail Kudüs’ün tamamı işgal etti.

Osmanlı Sonrası (İsrail ve İngiliz İşgali)

09 Aralık tarihinde Kudüs Şehri İngilizlerin eline geçti ve İngiliz mandası haline gelerek Filistin’in başkenti oldu Mayıs tarihinde İngilizler Kudüs şehrinden çıkarak, bölgede İsrail işgalci devleti kurdular ve o tarihte Arap İsrail çatışmaları başladı. Filistin’in 5’te 4’ünü işgal ettiler. Kudüs şehri o tarihte ikiye ayrıldı, Batı Kudüs İsrail işgali altında kaldı, doğu Kudüs Ürdün kontrolünde Müslüman Arapların elinde kaldı. savaşının 7.Gününde İsrail Kudüs Eski şehrinin tamamını işgal etti. Bu işgal hala devam etmektedir. Bu süreç içinde şehir halkı işgale karşı direnişe devam ettiler. Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa İsrail tarafından yönetilmektedir. İsrail’in Kudüs’ü Yahudileştirmeye yönelik çalışmaları devam etmektedir. Arap Müslümanları şehirden çıkarmak için planlar kuruyorlar. Siyasi ve Demografiyi değiştirmeye çalışıyorlar. Kudüs Şehri Adaletin ve Hukukun var olduğu bir ortamı aramaktadır ve bu ortama kavuşmak için gelecek günü özlemle beklemektedir.

 

×

T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

WEB SİTESİ GİZLİLİK VE ÇEREZ POLİTİKASI

T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından işletilen funduszeue.info web sitesini ziyaret edenlerin kişisel verilerini sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca işlemekte ve gizliliğini korumaktayız. Bu Web Sitesi Gizlilik ve Çerez Politikası ile ziyaretçilerin kişisel verilerinin işlenmesi, çerez politikası ve internet sitesi gizlilik ilkeleri belirlenmektedir.

Çerezler (cookies), küçük bilgileri saklayan küçük metin dosyalarıdır. Çerezler, ziyaret ettiğiniz internet siteleri tarafından, tarayıcılar aracılığıyla cihazınıza veya ağ sunucusuna depolanır. İnternet sitesi tarayıcınıza yüklendiğinde, çerezler cihazınızda saklanır. Çerezler, internet sitesinin düzgün çalışmasını, daha güvenli hale getirilmesini, daha iyi kullanıcı deneyimi sunmasını sağlar. Oturum ve yerel depolama alanları da çerezlerle aynı amaç için kullanılır. İnternet sitemizde çerez bulunmamakta, oturum ve yerel depolama alanları çalışmaktadır.

Web sitemizin ziyaretçiler tarafından en verimli şekilde faydalanılması için çerezler kullanılmaktadır. Çerezler tercih edilmemesi halinde tarayıcı ayarlarından silinebilir ya da engellenebilir. Ancak bu web sitemizin performansını olumsuz etkileyebilir. Ziyaretçi tarayıcıdan çerez ayarlarını değiştirmediği sürece bu sitede çerez kullanımını kabul ettiği varsayılır.

funduszeue.infoşisel Verilerin İşlenme Amacı

Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz aşağıda sıralanan amaçlarla T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından Kanun’un 5. ve 6. maddelerine uygun olarak işlenmektedir:

 

funduszeue.infoşisel Verilerin Aktarıldığı Taraflar ve Aktarım Amacı

Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz, kişisel verilerinizin işlenme amaçları doğrultusunda, iş ortaklarımıza, tedarikçilerimize kanunen yetkili kamu kurumlarına ve özel kişilere Kanun’un 8. ve 9. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları kapsamında aktarılabilmektedir.

funduszeue.infoşisel Verilerin Toplanma Yöntemi

Çerezler, ziyaret edilen internet siteleri tarafından tarayıcılar aracılığıyla cihaza veya ağ sunucusuna depolanan küçük metin dosyalarıdır. Web sitemiz ziyaret edildiğinde, kişisel verilerin saklanması için herhangi bir çerez kullanılmamaktadır.

4.Çerezleri Kullanım Amacı

Web sitemiz birinci ve üçüncü taraf çerezleri kullanır. Birinci taraf çerezleri çoğunlukla web sitesinin doğru şekilde çalışması için gereklidir, kişisel verilerinizi tutmazlar. Üçüncü taraf çerezleri, web sitemizin performansını, etkileşimini, güvenliğini, reklamları ve sonucunda daha iyi bir hizmet sunmak için kullanılır. Kullanıcı deneyimi ve web sitemizle gelecekteki etkileşimleri hızlandırmaya yardımcı olur. Bu kapsamda çerezler;

İşlevsel:Bunlar, web sitemizdeki bazı önemli olmayan işlevlere yardımcı olan çerezlerdir. Bu işlevler arasında videolar gibi içerik yerleştirme veya web sitesindeki içerikleri sosyal medya platformlarında paylaşma yer alır.

Teknik olarak web sitemizde kullanılan çerez türleri aşağıdaki tabloda gösterilmektedir.

Oturum Çerezleri

(Session Cookies)

Oturum çerezleri ziyaretçilerimizin web sitemizi ziyaretleri süresince kullanılan, tarayıcı kapatıldıktan sonra silinen geçici çerezlerdir. Amacı ziyaretiniz süresince İnternet Sitesinin düzgün bir biçimde çalışmasının teminini sağlamaktır. (funduszeue.info_SessionId)

 

Web sitemizde çerez kullanılmasının başlıca amaçları aşağıda sıralanmaktadır:

5.Çerez Tercihlerini Kontrol Etme

Farklı tarayıcılar web siteleri tarafından kullanılan çerezleri engellemek ve silmek için farklı yöntemler sunar. Çerezleri engellemek / silmek için tarayıcı ayarları değiştirilmelidir. Tanımlama bilgilerinin nasıl yönetileceği ve silineceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için funduszeue.info adresini ziyaret edilebilir. Ziyaretçi, tarayıcı ayarlarını değiştirerek çerezlere ilişkin tercihlerini kişiselleştirme imkânına sahiptir.  

funduszeue.info Sahiplerinin Hakları

Kanunun “ilgili kişinin haklarını düzenleyen” maddesi kapsamındaki talepleri, Politika’da düzenlendiği şekilde, ayrıntısını Başvuru Formunu’nu Bakanlığımıza ileterek yapabilir. Talebin niteliğine göre en kısa sürede ve en geç otuz gün içinde başvuruları ücretsiz olarak sonuçlandırılır; ancak işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi halinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenecek tarifeye göre ücret talep edilebilir.

 

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası