sanat uzun hayat kısa latince / Sesli Sözlük - ars longa, vita brevis

Sanat Uzun Hayat Kısa Latince

sanat uzun hayat kısa latince

Yazı Takvimi

Halka Açık Çeviriler – 2

Çeviri metni için lütfen tıklayın —>SANAT UZUN HAYAT KISA

Ars Longa

&#;Ars Longa Vita Brevis&#; John Arden&#;in oyunu için çizen John Vernon Lord (The Radio Times, ).

’lerin ortalarında Metin Deniz İngiltere’de bir oyun izlediğini, çok genç oyunculardan oluşan bir topluluğun basit bir metinden yola çıkıp son derece ilginç buluşlarla, çok çarpıcı bir gösteri yarattığını anlatmıştı. Oyunun Latince adı, Ars Longa, Vita Brevis de çok hoşumuza gitmişti ve meraklanıp metni bulmuş, keyifle okumuş, eğlencesine de Türkçe’ye çevirmiştik. Çeviri herhangi bir yerde yayımlanmadı ve sahnelenmedi.

Metni yazanlar çağdaş İngiliz tiyatrosunun en önemli yazarlarından John Arden () ve eşi Margaretta D’Arcy (). Arden ve D’Arcy’nin çocuklarla çalıştıkları, çocukların teatral doğaçlamalardaki yaratıcılıklarını hayranlıkla gözlemledikleri bilinir. Bu doğrultuda, metnin girişindeki notta da belirttikleri gibi, Sanat Uzun, Hayat Kısa bir oyun metni değil, özellikle ortaöğrenim yaşlarındakilerin ya da daha gençlerin yaratıcılıklarını, düş güçlerini tetiklemek üzere oluşturulmuş bir taslak (kendi deyişleriyle “Çeşitlemeler İçin bir Tema” (A Theme for Variations)). Metin birçok açıdan çok “İngiliz”: başka bir kültüre uyarlanması mümkün olabilirse yazarlarının ya da temsilcilerinin herhangi bir itirazının olacağını sanmam.

Semih Fırıncıoğlu

 

Bunu beğen:

BeğenYükleniyor

İlgili

Bu yazı Çeviriler içinde yayınlandı ve Ars Longa Vita Brevis çeviri, John Arden Türkçe, Sanat Uzun Hayat Kısa olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Vita brevis, ars longa

Grekçe kökenli Latince özdeyişin bir parçası. Antik Yunan hekimi Hipokrat tarafından söylenmiştir Aforizmalar, Bölüm-I[1].


Grekçe orijinali:[2]

Ὁ βίος βραχύς, ἡ δὲ τέχνη μακρή, ὁ δὲ καιρὸς ὀξύς, ἡ δὲ πεῖρα σφαλερή, ἡ δὲ κρίσις χαλεπή.

Latin alfabesi ile:

Ho bíos brakhús, hē dè tékhnē makrḗ, ho dè kairòs oxús, hē dè peîra sphalerḗ, hē dè krísis khalepḗ.

Latince orijinali:

Ars longa, vita brevis, occasio praeceps, experimentum periculosum, iudicium difficile.


Türkçe çevirisi:

Sanat uzun, hayat kısa, fırsatlar kaçıcı, deneyler tehlikeli, kararlar zor.

İngilizce çevirisi:[3]

Art is long, life is short, opportunity fleeting, experiments perilous, judgement difficult.

Burada "sanat" kelimesi ile tıp veya hekimliğin kast edildiği düşünülmektedir.

Kaynakça[değiştir

‘Sanat uzun hayat kısa’

Haberin Devamı

Her sabah kafamın içinde ayrı bir şarkıyla uyanıyorum.
Herhangi bir türe ait olmuyorlar. Beş benzemezler yani.
Bazen Türk sanat müziğinden bir şarkı oluyor, “Şarkılar seni söyler, dillerde nağme adın”!
Bazen bir türkü: “Sobalarında kuru da meşe yanıyor efem!”
Popüler şarkıların ağırlığı daha çok, ayda en az 15–20 kere onlarla uyanıyorum: “Güllerin içinden canım” gibi.
Ruhum bazen gücün karanlık tarafına geçiyor, Dart Vader oluyorum!
Özünde iyi insan ama kaşıyınca şeytanlık çıkıyor: “Benim adım Elvan Dalton”!
Stefano D’Anna şöyle yazmış:
“Sen söylediğin şarkıdan ibaretsin. Senin şarkın yaşamını; gördüğün, dokunduğun, hissettiğin her şeyi şekillendirir.”
Eğer haklıysa, korkunç bir tip olmalıyım!
Ankaralı Namık ile Andrea Bocelli arasında, Rihanna’nın sağında, Zeki Müren’nin solunda!
Favori şarkılarımdan biri, Türk pop müziğinin “başlangıç” şarkısı.
Fecri Ebcioğlu’nun sözlerini yazdığı bu şarkı, senesinde, bir Batı müziği bestesine yazılmış ilk Türkçe sözler olması açısından önemli. “Türk pop müziğinin resmi açılış parçası” sayılmalı.
“Bak bir varmış bir yokmuş, eski günlerde / Tatlı bir kız yaşarmış, Boğaziçi’nde!
Delikanlı yaklaşmış, ne kadar güzelsiniz / Güzel kız uzaklaşmış, fakat siz de kimsiniz / Ben bir erkek meleğim, bırak yanına geleyim / Ellerimi sürmeden, gözlerimle seveyim.
Olamaz hayır hayır, annem çok kızar buna / Beni kenara ayır, git takıl şuna buna / Şayet istersen beni, bize yolla anneni / Söz veriyorum sana, olacağım gelini.
Oğlan buna inanmış, bir ok gibi yaylanmış / Evin yolunu tutup annesine yalvarmış / Koş git al kızı bana delireceğim ana / Yoksa oğlun ölecek siyah gözler uğruna.
Anne atlamış gitmiş içi titreyerekten / Güzel kızcağız açmış kapıyı gülerekten / Demiş hanım geç kaldın bak artık evlendim ben / Bekledim de gelmedin, yaya kaldın bu işten.”
Aşkın “masumiyet müzesi”ne kaldırılması gereken bir şarkı, galiba ben de müzelik oluyorum artık.
“Caddeden sokaklara” şarkısını hatırlar mısınız, bilemiyorum. Timur Selçuk’un şarkısı.
Bu şarkı aklıma her geldiğinde, Antalya’daki evde bir pazar gününü yeniden yaşarım.
Rahmetli anneannemin pazar günleri için yaptığı özel yemekler, hava yağmurluysa misafir odasına gerdiği iplere asılmış çamaşırlar.
Rahmetli babam, Bahadır ve ben radyodan maç dinliyoruz, ablam hep olduğu gibi kendi âleminde, “Şenol, Birol, gol” günleri!
Ve sokağın karşısındaki İlhanların apartmanında, birinci katta, Cihangül var, biliyorum, göremiyorum ama orada olduğunu biliyorum.
Yarı aralanmış bir perdeden, yandaki boş arsada top oynayan sıska oğlan çocuklarını seyreden kâkülü siyah gözlerinin üzerine düşen güzel kız!
Hayatımın en iyi çalımlarını onun için attım, Necdet’i ters köşe yaptım, bütün bunları onun için yaptığımı hiç bilemedi ama!
Her sabah bir şarkıyla uyanıyorum ve o şarkı alıp beni tanıdığım sokaklara götürüyor.
“Sen ve ben, aynı şeyleri düşünürken / Aynı şeylere üzülüp, aynı şeylere sevinirken / sen ve ben anlaşamadık gitti / Sonunda bitti!”
Aklıma bu şarkı gelince, başımı unutmak istercesine sallıyorum, Türk filmlerindeki gibi “Nayır, nolamaz” demek istiyorum ama oluyor işte!
İnsan hayatı böyle, sonunda her şey bitebiliyor.
Bu bir aşk ise bittiğini zannediyorsun ama denizden gelen hafif bir meltem, burnunun direğini sızlatabiliyor.
“Uyanmasaydım keşke” diyorum ama ne yazık ki uyandığım anda da bir daha gözümü kapatıp uyuyamıyorum.
Şarkılar beynimin içinde dönmeye başlıyor, özlediğim her şey şarkılarla birlikte gözümün önünden geçmeye başlıyor.
Hadi uyu uyuyabilirsen.
Açıyorum tabletimi, başlıyorum gazeteleri okumaya!
Ne kadar çok hain var ülkemizde, okuduğum her demeçte yeni bir hain çıkıyor karşıma.
Hainleri yakalama müdürü Recep Bey’in ifşa ettiği hainler başka, Kemal Bey’inkiler başka! Devlet Bey’in hainleri, Selahattin Bey’in hainleri, eski hainler, yeni hainler!
Ülkem, Ahmet Arif’in “Dört bir yanım puşt zulası” diye tanımladığı bir yere mi dönüşmüş?
Yok, bu kadarı mümkün değil, bu kadar hain bir ülkede bir arada yaşayamaz, Allah’ın bize ne garezi var ki bütün hainleri bu güzel ülkeye yollamış olsun?
Gerçek bir hain arıyorsak, Ajda Pekkan’ın “çocukluk”yıllarının “pastoral” bir şarkısında var:
“Ben bir köylü kızıyım / gönlümden yaralıyım / derdimi anlatırsam / yürekler acısıyım / vuruldum ben bir gence / kömür gözlü pek ince / kalbimi çaldı gitti / beni böyle mahvetti!”
İşte gerçek hainler bunlardır!
Bir kızın (ya da oğlanın) kalbini çalarlar ve çekip giderler!
Şarkılar gelince, siyaset uçar!
Osmanlıcam da fena sayılmaz, eski yazıyı okuyamam ama Latin alfabesiyle yazıldığında anlayabiliyorum.
Fakat Latincedeki derinlik, ne yazık ki hocam İlber Ortaylı’nın “bürokrat jargonu” dediği Osmanlıcada yok.
“Ars longa, vita brevis, occasio praeceps, experimentum periculosum, iudicium difficile!”
Yani diyor ki:
“Sanat uzun, hayat kısa, fırsat kaçıcı, deneyim aldatıcı, karar zor.”
Hadi bir daha yeni yılınızı kutlayayım: Aşk, mutluluk, sağlık diliyorum.

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Yazarın Tüm Yazıları

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası