Elifsu Beyza DEMİR Hakim | |||||
PERSONELİN ADI | GÖREVİ | ÇALIŞTIĞI BİRİM | DAHİLİ TEL |
İbrahim AYDIN | Yazı İşleri Müdürü | Sulh Hukuk Mahkemesi | |
İlyas ERGİN | Zabıt Katibi | Sulh Hukuk Mahkemesi |
SULH HUKUK MAHKEMESİ
Sulh hukuk mahkemesi; belirli özel hukuk davalarına bakmak üzere kurulmuş olan, asıl görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesi ile birlikte iki genel mahkemeden biridir ( sayılı Kanun m.4). Sulh hukuk mahkemeleri, tek hakimli olup her yargı çevresinde (adliyede) kurulması gereken mahkemelerdendir.
SULH HUKUK MAHKEMESİNİN GÖREVLERİ:
Sulh hukuk mahkemesi, dava konusunun değer veya tutarına bakmaksızın aşağıdaki uyuşmazlıklara bakmakla görevlidir ( sayılı HMK m.4):
Arabuluculuk faaliyeti neticesinde tanzim edilen anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhi verilmesi,
Arabuluculuk bürosunun yetkisine yapılan itiraz hakkında karar vermek ( sayılı Kanun m.3/9),
Arabuluculuk büroları, Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenen sulh hukuk hâkiminin gözetim ve denetimi altında görev yapar. Arabuluculuk bürosunun olmadığı yerlerde büronun görevinin sulh hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüğü tarafından hakimin gözetimi ve denetimi altında yerine getirilir ( sayılı Kanun m/3),
Kiralanan taşınmazların, 9/6/ tarihli ve sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar,
Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davalar,
Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davalar,
sayılı HMK ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davalar.
Aralarındaki bağlantı nedeniyle birlikte açılan davalarda bir kısım dava arkadaşları veya talepler yönünden özel mahkeme, bir kısmı yönünden de genel mahkeme görevli ise davaya bakmaya tümüyle özel mahkeme görevlidir. Davanın diğerine tabi olarak tümüyle özel mahkemede görüleceği ilkesi, yargısal uygulamalarda kararlılıkla kabul edilip sürdürülmektedir. (Yargıtay HGK – Karar: /).
Davada bir kısım dava arkadaşları veya talepler yönünden farklı özel mahkemeler görevli ise davanın açıldığı mahkeme bu özel mahkemelerden biri ise davaya o mahkemede bakılmalıdır. Dava genel mahkemede açılmış ancak birden fazla özel mahkeme görevli ise ağırlıklı hukuki ilişkiye göre görevli mahkeme olan özel mahkemede dava görülmek üzere görevsizlik kararı verilmelidir. Davadaki talepler hem asliye hukuk mahkemesinin hem de sulh hukuk mahkemesinin görevine girmekte ise dava tümüyle asliye hukuk mahkemesinde görülmelidir.
SULH HUKUK MAHKEMESİ HANGİ DAVALARA BAKAR:
Sulh hukuk mahkemesi, aşağıda yazılı bazı özel hukuk davalarına bakmakla görevlidir:
Sulh Hukuk Mahkemesinin Görevsizlik Kararı
Görevsizlik kararı veren sulh hukuk mahkemesi bu kararında dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine karar vermekle yetinir. Dava dosyasını kendiliğinden ( re’sen ) görevli mahkemeye gönderemez.
Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun maddesi hükmü gereğince; taraflardan birinin görevsizlik kararının kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki; bu süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re’sen gözetilir. Hak düşürücü süre içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi başvurusu yapılmadığı takdirde, sulh hukuk mahkemesi tarafından davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.
Sulh hukuk mahkemesinin görevsizlik kararına karşı 2 hafta içinde istinaf mahkemesine (bölge adliye mahkemesi) istinaf başvurusu yapılabilir. İstinaf mahkemesinin yerel mahkemenin görevi ile ilgili verdiği karar kesindir.
Sulh Hukuk Mahkemesinin Kararına Karşı İstinaf ve Temyiz Başvurusu
Sulh hukuk mahkemesi kararlarına karşı istinaf başvurusu yapılması mümkündür. İstinaf, sulh hukuk mahkemesi tarafından verilen kararın hem maddi vakıa hem de hukuki açıdan bir üst mahkeme tarafından yeniden değerlendirilmesini sağlayan bir kanun yoludur. İstinaf kanun yoluna başvuru süresi, sulh hukuk mahkemesi kararının usulüne uygun bir şekilde taraflara tebliği edildiği günden itibaren 2 haftadır. İstinaf başvurusu, bölge adliye mahkemesine gönderilmek üzere kararı aleyhine başvuru yapılan sulh hukuk mahkemesine bir istinaf dilekçesi verilerek yapılır.
Sulh hukuk mahkemesi kararlarına karşı istinaf başvurusu yapılabilmesi için şu şartların gerçekleşmesi gerekir:
Aleyhine istinaf başvurusu yapılan asliye ticaret mahkemesi kararında yer alan malvarlığı davasının miktar ve değeri TL’yi aşmalıdır (HMK /2). Miktar ve değeri TL’yi aşamayan asliye ticaret mahkemesi kararları kesin olduğundan aleyhine istinaf başvurusu yapılamaz.
Kural olarak ara kararlar aleyhine istinaf başvurusu yapılamaz. Ancak, ihtiyati tedbir ve ihtiyati gibi kararlar ara kararı olmasına rağmen son kararı beklemeden bu kararlar aleyhine istinaf başvurusu yapılması mümkündür (HMK /1).
Kural olarak sulh hukuk mahkemesi kararları ile ilgili verilen istinaf mahkemesi kararları kesin olup bu kararlar aleyhine temyiz kanun yoluna başvurulamaz. Temyiz, sulh hukuk mahkemesi kararı hakkında istinaf incelemesi neticesinde verilen hükmün, hukukun doğru uygulanıp uygulanmadığı açısıdan denetlenmesini sağlayan bir kanun yoludur.
Sulh Hukuk Mahkemesinin görev alanına giren kira ilişkisinden doğan ve miktar veya değeri itibarıyla temyiz edilebilen alacak davaları hariç olmak üzere; HMK md.4’te gösterilen davalar ile (Kat Mülkiyeti Kanunundan doğup taşınmazın aynına ilişkin olan davalar hariç) özel kanunlarda sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği belirtilen davalar ile ilgili istinaf mahkemesi kararları kesin olup aleyhine Yargıtay’a temyiz başvurusu yapılmaz.
Kira ilişkisinden doğan ve miktar veya değeri itibariyle temyiz kanun yoluna başvurulabilmesi mümkün olan alacak davası ile ilgili sulh hukuk mahkemesi kararlarının şu şartları sağlaması gerekir:
Aleyhine temyiz başvurusu yapılan istinaf mahkemesi kararında yer alan miktar ve değer TL’yi aşmalıdır (HMK /1-a). Miktar ve değeri TL’yi aşamayan istinaf mahkemesi kararları kesin olduğundan aleyhine temyiz başvurusu yapılamaz.
İstinaf mahkemesinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz gibi kararlarına karşı temyiz kanun yoluna başvurulamaz.
Asliye hukuk mahkemesi; özel hukuktan kaynaklı uyuşmazlıklarına bakmakla görevli asıl mahkemedir ( sayılı HMK 2. madde). Diğer bir tanımla özel hukuktan kaynaklı davaların görüldüğü, görev alanı özel bir konu veya kişi ile sınırlandırılmamış genel görevli ve tek hakimli bir ilk derece mahkemesidir. Asliye hukuk mahkemeleri tek hakimlidir. Tüm yargı çevresinde adliyede kurulması zorunlu genel mahkemedir. ( sayılı Kanun 5. madde) Özel hukuktan kaynaklı davalara bakan mahkemeler;
Asliye hukuk mahkemesi ve sulh hukuk mahkemesi özel hukuktan kaynaklı davalara bakmakla görevli genel iki mahkemedir. Genel görevli mahkemelerden olan asliye hukuk mahkemeleri görevi asıl, sulh hukuk mahkemeleri ise istisna görevlidir. Özel bir kanun hükmü ile açıkça sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen bütün dava ve işler asliye hukuk mahkemesinin görev alanına girer.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesinde asliye hukuk mahkemelerinin görevi belirtilmiştir. Aksine bir düzenleme yoksa aşağıdaki davalar için dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Bunlar:
Asliye hukuk mahkemesi asıl görevli mahkemedir. sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkında Kanun uyarınca asliye hukuk mahkemeleri tek hakimlidir ve her adliyede bulunması zorunlu olan mahkemelerdendir. Asliye Hukuk Mahkemelerinde kural olarak yazılı yargılama usulü uygulanır. Bu usule göre yargılama: dilekçeler aşaması, ön inceleme, tahkikat, sözlü yargılama ve hüküm olmak üzere bu 5 aşamada tamamlanır.
sayılı Kanuna göre;
Hangi yerdeki görevli mahkemenin davaya bakacağı yetki kurallarına göre belirlenir. Görevli mahkemeyi asliye hukuk mahkemesi olarak belirledikten sonra hangi yerdeki asliye hukuk mahkemesinin yetkili olduğunu belirlemek gerekir.
Yetki dava şartıdır, yetki kurallarına uymak gerekir. Davacı dilediği yerdeki asliye hukuk mahkemesinde davasını açamaz. Yetkiyi mahkeme her aşamada kendiliğinden araştırır.
Genel Yetkili Mahkeme: Davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.
Özel Yetkili Mahkeme: Davacıya seçim hakkı tanıyan bir özel yetki kuralıdır. Davacı davasını genel yetkili asliye hukuk mahkemesinde açabileceği gibi, özel yetkili asliye hukuk mahkemesinde de açabilir.
Kesin Yetkili Mahkeme: Kanunda kesin yetkili olarak belirtilen hallerde, o yerdeki mahkeme dışında hiçbir yerde dava açılamayacaktır. Aksi halde yetkisiz mahkeme yetkisizlik kararı verecektir.
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. Mahkemenin görevli olması da bir dava şartıdır. sayılı HMK 2. madde uyarınca dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.
Genel görevli mahkemelerden sulh hukuk mahkemesinin görevleri kanunda sınırlı olarak sayılmış, bunların dışında kalan özel hukuk ilişkilerinden doğan her türlü dava ve işlerde asliye hukuk mahkemeleri görevlidir. Bazen davaların aralarında bağlantı bulunması nedeniyle birlikte açılması gerekir. Bu davalarda bir kısım dava arkadaşları veya talepler yönünden özel mahkeme, bir kısmı yönünden de genel mahkeme görevli ise tüm davaya bakmakta özel mahkeme görevlidir.
Özel mahkemelerin kurulamadığı yargı çevrelerinde (adliyelerde) genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesi, özel mahkemenin sıfatıyla yargılama yapacaktır. Asliye hukuk mahkemesi özel mahkeme sıfatıyla yargılama yaparken, bunu kararında belirtecek ve o mahkemenin tabi olduğu usule göre yargılama yapacaktır.
Asliye Hukuk Mahkemelerinin görev alanına giren davalardan bazıları şunlardır;
Dava açmak için dava dilekçesinde bulunması gereken hususlar HMK m. ’da düzenlenmiştir. Bu maddeye göre;
a) Mahkemenin adı,
b) Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri,
c) Davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası,
ç) Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri,
d) Davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri,
e) Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri,
f) İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği,
g) Dayanılan hukuki sebepler,
ğ) Açık bir şekilde talep sonucu,
h) Davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası dava dilekçesinde bulunması gereken hususlardır.
Bu unsurlara yer verilerek dilekçe hazırlandıktan sonra yetkili ve görevli olan asliye hukuk mahkemesinde davanın açılması gerekir. Dava açarken o yerde bulunun birden fazla asliye hukuk mahkemeleri arasında seçim imkanı yoktur. Dava dilekçesi o yerdeki asliye hukuk mahkemesine hitaben yazılır, daha sonra mahkemeler arasındaki iş yüküne göre otomatik olarak dağıtılır.
Asliye hukuk mahkemesinde açılacak olan özel hukuk davası yazılı yargılama usulüne tabidir. İlk derece yargılamasındaki aşamaların tamamlanmasıyla asliye hukuk mahkemesi bir karar verecektir. Yargılamanın daha düzenli yürütülüp uzamaması için bu aşamalar getirilmiştir. Buna göre bir uyuşmazlığa ilişkin asliye hukuk mahkemesinde açılacak bir dava aşağıdaki aşamalara geçerek çözüme kavuşacaktır. Bunlar;
Davanın yargılama süresi ise her asliye hukuk mahkemesinin yoğunluğuna göre değişmektedir.
İlk derece mahkemesi olan asliye hukuk mahkemesinin kararlarına karşı istinaf yoluna başvurabilmek için bazı şartların varlığı gerekmektedir. Bunlar:
Bu şartları sağlayan asliye hukuk mahkemesi kararına karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinafa başvurulmalıdır. İstinaf başvurusu, bölge adliye mahkemesine gönderilmek üzere kararı veren asliye hukuk mahkemesine bir istinaf dilekçesi verilerek yapılır.
Asliye hukuk mahkemesi kararı hakkında istinaf incelemesi neticesinde verilen hükmün, hukukun doğru uygulanıp uygulanmadığı açısından denetlenmesini sağlayan kanun yolu temyizdir. Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlamasından önce verilen Asliye hukuk mahkemesi kararları kesinleşinceye kadar HUMK’ un temyiz hükümleri uygulanmaya devam edecek, bu kararlara karşı istinafa gidilemeyecektir. Temyiz kanun yoluna başvurulabilmesi mümkün olan asliye hukuk mahkemesi kararlarının şu şartları sağlaması gerekir:
Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi Adresi: Ankara Adliyesi Dışkapı Ek Hizmet Binası, Etlik, Etlik Cd, Altındağ/Ankara22
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi
/ E. , / K.
“… sayılı TMK’nın “Adın korunması” başlıklı 26 ncı maddesi ise;
“Adının kullanılması çekişmeli olan kişi, hakkının tespitini dava edebilir. Adı haksız olarak kullanılan kişi buna son verilmesini; haksız kullanan kusurlu ise ayrıca maddî zararının giderilmesini ve uğradığı haksızlığın niteliği gerektiriyorsa manevî tazminat ödenmesini isteyebilir.” Şeklindedir.
Belirtilen kanuni düzenlemelere göre, dava sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 26 ncı maddesi kapsamında adın korunmasına ilişkin olup uyuşmazlık sayılı Kanun’dan kaynaklanmadığından, somut uyuşmazlıkta görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu açıktır. Bu itibarla mahkemece görevsizlik sebebiyle davanın usulden reddi ve HMK’nın 20’ nci maddesinde öngörülen usul dahilinde dava dosyasının görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesi isabetsizdir.
Anılan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme sonucunda İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde hüküm tesisi ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi kararı hatalı olup bozmayı gerektirmiştir…”
Asliye Ceza Mahkemeleri diğer mahkemelere göre daha geniş bir yargılama alanında görev yapan ve 10 yıl veya altında hapis cezası gerektiren davalara bakmakla görevli bir mahkemedir. Ağır Ceza Mahkemelerinde davalar hakimler ve savcılardan oluşan bir heyetle görülürken, farkı bir yargılama işleyişine sahip bulunan Asliye Ceza Mahkemelerinde dava süreci tek bir hâkim tarafından yürütülür. Oldukça geniş bir görev alanında yargılama yetkisine sahip olan Asliye Ceza Mahkemesi hangi davalara bakar?
İzmir asliye ceza avukatları yazma ve konuşma becerileri yüksek olmalıdır. Güçlü bir savunma ve olumlu ceza davası sonuçlanması için araştırma ve soruşturma konusunda da deneyimli bir avukat ile çalışılmalıdır.
Asliye Ceza Mahkemelerinin görev alanları sayılı Bölge Asliye Mahkemelerinin Kuruluşu, Görev ve Yetkileri ile ilgili kanunun maddesinde belirlenmiş olup,
Gerek Ağır Ceza mahkemeleri, gerekse Asliye Ceza Mahkemelerinde dava süreçleri suçun vasıf ve mahiyetine göre değişkenlik gösterebilir. Dava ile ilgili tanık ifadelerinin tamamlanıp tamamlanmadığı, suçla ilgili delillerin toplanıp toplanmadığı, süreci belirleyen en önemli unsurlardır. Davaların sonuçlanma süresini etkileyen önemli etkenlerden biri de, davanın görüldüğü mahkemenin iş yoğunluğudur. Bu sebeple Asliye ceza davaları ne kadar sürer sorusunun cevabı net bir şeklide verilemez. Ancak yılı içerisinde yürürlüğe konulan hedef-süre uygulaması kapsamında Asliye Ceza Mahkemelerinde yargılama ve karar sürecinin ila gün sürmesi hedeflenmektedir.
İşlenen suçlara verilecek olan ceza miktarı ve hüküm, davayı yürüten Asliye Ceza hakiminin takdirindedir. Ancak kanunla düzenlenmiş bulunan ceza alt ve üst sınırları, Asliye Ceza Mahkemelerinde verilebilecek cezaların 10 yılı aşmamasını gerekli kılar. Bu sebeple Asliye Ceza Mahkemeleri en fazla ne kadar ceza verebilir sorusunun cevabı 10 yıldır.
Diğer mahkemelerde olduğu gibi, Asliye Ceza Mahkemeleri tarafından verilen kararlara karşı yargı yolları mevcut bulunmaktadır. Bu yollardan biri olan itiraz, mahkeme sırasında verilen ara kararlara karşı başvuru yoludur. Her ne kadar ara kararlar kesin olmayan hükümler olsa da yargılama sırasında verilen kararlar olması hasebiyle önemlidir. Dava sürerken verilen tutuklama kararları itiraza en fazla konu edilen kararlardır. Bu tür kararların açıklanmasın takiben 7 gün içinde itirazda bulunma hakkı mevcuttur. Bu sürenin aşılması halinde itiraz mahkemece dikkate alınmaz.
İzmir asliye ceza avukatları dava sürecini özenle yürütmek için özel olarak eğitim almış avukatlardır. Ceza davalarında, kaç yıl hapis ya da para cezası verileceği tamamen hâkimin takdirindedir. Bu nedenle de alanında deneyimli bir avukatla davayı yürütmek önem arz etmektedir.
Asliye Ceza Mahkemelerinde verilen kararlara karşı izlenebilecek başvurulardan biri de sıklıkla kullanılan hükmün açıklanmasının geriye bırakılması şeklindedir. Bu tür başvuruların da 7 gün içinde yapılması gerekir. Diğer mahkemelerde olduğu gibi Asliye Ceza Mahkemelerinde alınan kararlara karşı istinaf yolu da açıktır.
FacebookTwitterLinkedIn
Asliye ceza mahkemesi, ceza yargılaması sisteminin temel mahkemelerinden biridir. Diğer ceza mahkemelerinin görevli olmadığı tüm dava ve işlere asliye ceza mahkemesi bakmakla görevlidir.
Ceza yargılamaları, ağır ceza mahkemesi, asliye ceza mahkemesi, çocuk mahkemesi, çocuk ağır ceza mahkemesi, fikri ve sınai haklar ceza mahkemesi gibi mahkemelerde yapılmaktadır. Ancak, ceza yargılamalarının yapıldığı esas görevli mahkemeler asliye ceza ve ağır ceza mahkemeleridir. Bu iki mahkeme dışındaki diğer tüm ceza mahkemeleri özel kanunlarla kurulmuş özel mahkemelerdir.
Bazı asliye ceza mahkemeleri de uzmanlık mahkemesi şeklinde çalışmaktadır. Örneğin, vergi suçları mahkemesi olarak uzmanlaşan asliye ceza mahkemeleri vardır.
Bir suç nedeniyle savcılık soruşturması aşamasında mahkeme tarafından verilmesi gereken kararlar Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilir.
Hangi mahkemenin, hangi dava ve suçlara bakacağı konusundaki yasal düzenlemelere görev kuralları denilmektedir. Görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda birçok istisna olmasına rağmen temel kriter şudur:
10 yıl veya daha az hapis cezası gerektiren dava ve işlere asliye ceza mahkemesi bakmakla görevlidir ( Sayılı Kanun md. 12).
10 yıldan fazla hapis cezası gerektiren dava ve işlere de ağır ceza mahkemesi bakmakla görevlidir.
Mahkemelerin görevlerinin belirlenmesinde ağırlaştırıcı veya hafifletici nedenler gözetilmeksizin kanunda yer alan suçun cezasının üst sınırı göz önünde bulundurulur ( sayılı Kanun m).
Kanunlar özellikle bir mahkemeyi yetkili ve görevli kılmışsa yargılamayı o mahkeme yapar. Sulh ceza hakimliği, ağır ceza mahkemeleri ve diğer özel mahkemelerin görevleri dışında kalan tüm dava ve işlere asliye ceza mahkemelerince bakılır. Özel veya genel kanunlar, suç vasfı ve ceza miktarına bakmaksızın asliye ceza mahkemesini özellikle görevli kılmışsa, özel düzenleme nedeniyle de asliye ceza mahkemesi görevli kabul edilir ( Sayılı Kanun md. 11/1).
Ayrıca, sulh ceza hâkimliğinin tutuklama ve adli kontrole ilişkin verdiği kararlara karşı yapılan itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulunduğu asliye ceza mahkemesi hâkimine aittir (CMK m/2-b).
Türkiye’de idari birimler dikkate alınarak mahkemelerin kuruluşu gerçekleştirilse de ihtiyaç ve yerel koşullara göre mahkemelerin nasıl kurulacağı belirlenir. Kural olarak asliye ceza mahkemeleri, her il merkezi ile bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen ilçelerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığı tarafından kurulur.
Asliye ceza mahkemeleri tek hakim ile yargılama yapan mahkemelerdir. Türkiye’nin birçok ilçesinde dahi birden fazla asliye ceza mahkemesi vardır. Ceza davası sayısı ve iş durumu gerektirdiği takdirde numaralandırılarak her adliye çevresinde birden fazla asliye ceza mahkemesi kurulabilir.
Asliye ceza mahkemesi duruşmalarında, yargılama faaliyetini yapmak üzere bir hakim ve iddia faaliyetini yapmak üzere bir savcı bulunur.
Asliye ceza mahkemesinin hangi davalara bakmakla görevli olduğu, kanun maddesinde ilgili suç için öngörülen hapis cezasının üst sınırı dikkate alınarak belirlenmektedir. Suçun cezasının üst sınırı 10 yıldan fazla veya özel bir düzenleme ile başka bir mahkeme görevli değilse, görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir.
Mahkemelerin görevlerinin belirlenmesinde ağırlaştırıcı veya hafifletici nedenler gözetilmeksizin kanunda yer alan suçun cezasının üst sınırı göz önünde bulundurulur ( Sayılı Kanunu md. 24).
Asliye ceza mahkemeleri, TCK’da düzenlenen aşağıdaki suçlar ilgili davalara bakmakla görevlidir:
Asliye ceza mahkemelerinin davayı sonuçlandırmayan bazı ara kararlarına karşı itiraz yoluna başvurmak mümkündür. Örneğin, tutuklama kararı, tutukluluğun devamı kararı gibi kararlara karşı itiraz başvurusu yapmak mümkündür.
İstinaf, ceza hukuku sistemine henüz yeni giren bir kanun yoludur. Asliye ceza mahkemesinin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı dışındaki tüm hükümlerine karşı da istinaf yoluna başvurmak mümkündür.
Asliye ceza mahkemesi kararlarına karşı istinaf ve itiraz kanun yollarına başvurma süresi kararın öğrenilmesinden itibaren 7 gündür. Karar, sanığın yokluğunda verilmişse bu süre tebliğ ile işlemeye başlar.
İstinaf veya itiraz başvurusu kararı veren mahkemeye verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Beyanda bulunulması halinde tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hakim onayladıktan sonra başvuru yapılmış sayılır.
Asliye ceza mahkemesi hakimi tarafından verilen kararlara yapılacak itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulundukları ağır ceza mahkemesine aittir.
Asliye ceza mahkemesi tarafından verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı itiraz kanun yoluna başvurmak mümkündür. İtiraz süresi, kararın öğrenilmesinden veya tebliğinden itibaren 7 gündür.
Ceza davası yargılaması neticesinde verilen aşağıdaki kararlarla ilgili istinaf yoluna gidilemez, bu kararlar kesin hüküm niteliğindedir.
Asliye ceza mahkemesinde görülen bazı davalarda avukat tutma zorunluluğu olmamasına rağmen, yargılamaların bir ceza avukatı vasıtasıyla takip edilmesi hak kayıplarını önleyecektir.
Dava, ceza sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesi ile kovuşturulmasına yer olmadığına karar verilen çocuk hakkında, sayılı TCK’nın 31/1 ve sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca koruyucu ve destekleyici tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir.
Tatvan Asliye (Aile) Mahkemesince tedbir talep edilen çocuğun, suça sürüklenen çocuk olduğunu, bu çocuklarla ilgili koruma tedbirlerinin Asliye Ceza Mahkemesince alınması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Tatvan Asliye Ceza Mahkemesi ise, Çocuk Koruma Kanununun 8. maddesi gereğince korama tedbiri almaya görevli mahkemenin Çocuk Mahkemesi olduğunu, olmayan yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur.
sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun çocukların korunmasına, hakların ve esenliklerin güvence altına alınmasına ilişkin usul ve esasların düzenlenmesini amaç eden 1. maddesi ve korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında alınacak tedbirler ile suça sürüklenen çocuklar hakkında uygulanacak güvenlik tedbirlerinin usûl ve esaslarını kapsamına alan 2. maddesi ile koruma ihtiyacı olan çocuklar ile suça sürüklenen çocuklar ayrı ayrı değerlendirilmiş ve aynı kanunun 3/a-1 maddesi ile “korunma ihtiyacı olan çocuk” ve 3/a-2 maddesi ile “suça sürüklenen çocuk” kavramlarının tanımları yapılmıştır.
Aynı Kanun’un 3. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi ile 7/1 maddeleri uyarınca koruyucu ve destekleyici tedbirlerin “çocuk hakimi” tarafından alınacağı, görevli mahkemeler yönünden ise suça sürüklenen çocuklardan söz etmeyen geçici 1. maddesinin 4. fıkrasında, çocuk mahkemesi bulunmayan yerlerde, bu mahkeme kurulup göreve başlayıncaya kadar korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında tedbir kararlarının, görevli aile ve asliye hukuk mahkemelerince alınacağı belirtilmiştir. Görevli mahkeme yönünden sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun maddesinin 1, 2 ve 3. fıkrası ile bu kanunun uygulamasına ilişkin yönetmeliğin, usul ve esaslar hakkındaki 4. maddenin (I/e) fıkrası ile “mahkeme; çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemelerini, çocuk mahkemesi bulunmayan yerlerde aile yada asliye hukuk mahkemeleri ile ceza mahkemelerini” şeklinde görevli mahkemeler belirlenmiştir. Bunun yanında çocuk mahkemesi bulunmayan yerlerde görevli mahkemelerin çocuk mahkemeleri sıfatıyla yargılama yapacaklarına dair hüküm bulunmadığından, suça sürüklenen çocuklarda ceza mahkemeleri yetkili kılınmıştır
Somut olayda, hakkında tedbir talep edilen küçüğün suça sürüklenen çocuk olduğu, hakkında yapılan kovuşturma neticesinde 12 yaşından küçük olması nedeni ile Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair karar verildiği anlaşıldığından uyuşmazlığın yetkili ve görevli Tatvan Asliye Ceza Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir (Yargıtay (Kapatılan) Hukuk Dairesi / E. , / K.).
Avukat Baran Doğan
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere [email protected] adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası