ömer naci söylev / Edebiyat Okulu: Söylev (Nutuk)

Ömer Naci Söylev

ömer naci söylev

Söylev (Nutuk) Türünün Özellikleri
(Tarihi Gelişimi ve Temsilcileri)

funduszeue.info


NUTUK TÜRÜ VE ÖZELLİKLERİ

Söylev nedir?, Söylev türleri, Söylevin özellikleri

Nutuk kelimesi Arapçadan dilimize girmiştir. Arapçada &#;nutk&#; kökünden türetilmiş bir kelime olan nutuk günümüzde &#;söylev&#; olarak adlandırılmaktadır. Bu kelime coşkun, söz tiradlı söz, kuvvetli söyleyiş anlamlarında kullanılmaktadır.

Küçük ya da büyük bir insan topluluğu önünde coşkulu bir dille konuşmalara, bu konuşmalara ait metinlere &#;söylev&#; denilmektedir. Söylevde sıradan bir konu dahi uygun bir üslupla kalabalıkları coşturmaya yetecektir. Söylevler amaçlı konuşmalardır. Bu amaç kalabalıkları coşturarak söylevcinin düşüncesini ve inancını insanlara kabullendirmektir. Söylev türü hitabet sanatından ayrı düşünülemez. İyi bir söylev iyi bir hitabete bağlıdır. Böylelikle söylevlerde konuşma, ifade gücü, hitabet yeteneği konunun önüne geçmektedir.

Söylev türünde ifade özgürlüğü söylevin etki gücünü artıracaktır.

Söylev Türünün Özellikleri:

1-         Söylevlerde coşkulu bir dil kullanılır.

2-         Dil alıcıyı harekete geçirme işlevinde kullanılır.

3-         Söylevlerde hitabet gücü önemlidir.

4-         Söylevler genellikle siyasi ve askeri konulu metinlerdir.

5-         Söylevlerde cümleler kısa tutulur.

6-         Söylevlerde sık sık özlü sözlere yer verilir.

7-         Söylev metinlerinde anlatıcının tavrı özneldir.

Söylevler amaçları yönü ile türlere ayrılır. Söylev türleri şunlardır: Askeri- Siyasi söylev, dini söylev, hukuki söylev, akademik söylev.

a-         Askeri &#; Siyasi söylev:

Meclislerde, siyasi amaçlı yapılan toplantılarda, vakıf, dernek, birlik, oda, baro gibi toplumsal ve ekonomik kuruluşların toplantılarında yapılan siyasi, yönetimsel içerikli konuşmalara denir. Bu söylev türü türler arasında en yaygın olanıdır. Eski dönemlerde kralların savaş öncesi yaptıkları coşkulu konuşmalar siyasi söylev türündedir.

b-         Dini söylev:

Kalabalıkları coşturmak için yapılan konuşmalarda kavram, olgu ya da olayların din ile temellendirilip aktarıldığı konuşmalardır. İbadethanelerde, dini vakıf ve dernek benzeri mekanlarda yapılan bu tür konuşmalar dini söylev olarak değerlendirilir. Mehmet Akif Ersoy&#;un çeşitli Anadolu coğrafyalarında yaptığı konuşmalar bu türdendir.

Kurtuluş savaşı yıllarında çeşitli halk toplantılarında yapılan konuşmalar bu türdendir. Örnek için Halide Edip Adıvar&#;ın &#;Sultanahmet Mitingi&#;nde yaptığı konuşma metnine bakınız.

c-          Hukuki söylev:

Hukuksal davalarda hakim ve savcıların ya da sanık ile avukatların yaptığı konuşmaların bazıları hukuki söylev olarak değerlendirilir. Özellikle sanık avukatlarının olay ve durumları açıklarken kullandıkları hitabet şekline denilmektedir. Edebiyatta farklı edebi türlerde hukuki söylev olayları dramatik hale getirmek için kullanılmaktadır. Necip Fazıl Kısakürek &#;Reis Bey&#; adlı eserinde bu söylev türünü ustalıkla kullanmıştır:

Hukuki söylev örneği:

&#;Sanık parmaklığı içinde ve ayakta, Reis bey.. Kravatlı Gerisinde, sağlı, sollu iki jandarma Solda, avukat masalarında, Birinci ve ikinci Avukatlar.. Kapıda Mübaşir Sağda, kürsüsünde, savcı.. Dinleyiciler yeri tıklım tıklım dolu.. Ön sıralarda, Dadı, Katil, Kumarhane Garsonu, Hapishane Müdürü, Yeldirmeli Kadın, Taşralı Müşteri, Köylü Bitirim yeri tipleri, Sivil Komiser ve her sınıf ve kılıktan renk renk insan.. Ön planın sağ ve sol uçlarında gazete fotoğrafçıları Görünmeyen bir yerde çalışan daktilo makinasının sesi Daktilo makinası durur. Reis Bey, cepheye görünmeyen hakimlere karşı)

GÖRÜNMEYEN HAKİMİN SESİ- izah ediniz! Bu tezi

REİS BEY &#; Merhamet!.. Lügat kitabında bir kelime! Onu öğretmek.. İnsanlara acımayı belletmek.. Acımanın usullerini, ana mektebi programına eş yürütmek Bütün cemiyeti mahşer arsasına benzer, bir acıma ve bağışlama zemininde toplamak, oradaki bir milyon bacalı, bilmem kaç milyon çarklı merhamet kombinasında çalıştırmak.. (Durak) İnsanda kötülük iktidarını döve döve pekleştirmek yerine, hohlaya hohlaya yumuşatmak, insanı kötülüğe iktidarsız kılmak..

GÖRÜNMEYEN HAKİMİN SESİ &#; Buna bir hayal mi, hezeyan mı, ne gözle bakıyorsunuz?

REİS BEY &#; Kaskatı bir gerçek gözüyle bakıyorum! Boyuna fedakarlık, durmadan fire isteyen, hatta sermayeyi tehlikeye atan bir gerçek.. Fakat uğrunda kaybedildikçe, kazancının büyüklüğünü gösteren, yalanı meydana çıktıkça doğruluğu sağlamlaşan bir gerçek.. Ben, bu gerçeğe kurbanım!

GÖRÜNMEYEN HAKİMİN SESİ &#; Şu halde kanun, ceza ölçüsü, hak ve adalet terazisi lüzumsuz. Öyle mi?

d-         Akademik söylev:

Üniversiteler vb. eğitim öğretim kuruluşlarında, bilim derneklerinde yapılan konuşmalardır. Sempozyumlar, kabul, devir teslim, mezuniyet, açılış, ödül gibi törenlerde coşkulu konuşmalar bu türdendir.

Söylev Türünün Tarihsel Gelişimi:

Eski dönemlerde topluluklar karşısında konuşmak pek rastlanan bir olay değildir. Bu sebeple eski metinlerde söylev türünün dili daha yalındır. Birçok felsefi eser söylev türünün özelliklerini kısmi olarak taşımakla birlikte bu isimle anılmıştır. Descartes&#;ın metod üzerine Söylev, Rousseau&#;nun Bilimler ve Sanatlar Üzerine Söylev vb. eserler buna örnektir.

Eski dönemlerde özellikle Yunan ve Roma medeniyetlerinde söylev türüne büyük önem verilmiştir. Roma saraylarında yapılan siyasi toplantılarda hitabet gücü yüksek insanlar sözcü alarak kullanılmıştır. Grek edebiyatında Demosthenes; Latin edebiyatında Cicero; Frenk Edebiyatında Bossuet önemli söyevcilerdir.

Söylev türü Türk Edebiyatında ilk defa Milli Edebiyat döneminde görülür. Bu dönemde siyasal söylevler ağırlıklıdır. Tanınmış yazarlardan Ömer Naci ve Hamdullah Suphi önemli söylev yazarlarıdır. Cumhuriyet yıllarında türün en büyük yazarı bilindiği üzere Mustafa Kemal Atatürk&#;tür. (Bkz. Nutuk)

Söylevler duygusal metinlerdir. Söylevlerde amaç duygu yoğunluğu ile dinleyiciyi coşturup fikir aşılamaktır. Peygamber Efendimiz S.A.S. Veda Hutbesi&#;nde insanlığa bu türün özelliğini kullanarak mesaj göndermiş, öğüt vermiştir. Yine çok eski dönemlerde &#;Göktürk Yazıtları&#;nda söylev özelliği görülür.

Örnek:

TÜRK GENÇLİĞİNE BIRAKTIĞIM EMANET ATATÜRK

Muhterem efendiler, sizi, günlerce işgal eden, uzun ve teferruatlı beyanatım, en nihayet, mazi olmuş bir devrin hikâyesidir. Bunda, milletim için ve müstakbel evlâtlarımız için dikkat ve tayakkuzu davet edebilecek bazı noktalar tebarüz ettirebilmiş isem, kendimi bahtiyar addedeceğim.

Efendiler, bu beyanatımla, millî hayatı hitam bulmuş farz edilen büyük bir milletin; istiklâlini nasıl kazandığını ve ilim ve fennin en son esaslarına müstenit, millî ve asrî bir devleti nasıl kurduğunu ifadeye çalıştım.

Bugün vasıl olduğumuz netice, asırlardan beri çekilen millî musibetlerin intibahı ve bu aziz vatanın, her köşesini sulayan kanların bedelidir. Bu neticeyi, Türk gençliğine emanet ediyorum.

Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

Bknz: CİCERO (Marcus Tullius)

Tek kişinin izleyici önünde olanları bilgilendirmek daha çok da coşturmak amacıyla yaptığı uzun konuşmalara denir. Söylev verene söylevci denir. Burada asıl amaç konferanstaki gibi bilgi vermek, izleyenleri duygulandırıp coşturmaktır. Konferansla söylevi bir birinden ayıran en önemli özellik sesin olanaklarıdır. Sesin olanaklarının kötü kullanılması iyi bir söylevi konferans havasına sokabilir. Bunun için sesin olanaklarının iyi kullanılması gerekmektedir.

Söylev (nutuk / hitabet): &#;Bir topluluğa düşünceler, duygular aşılamak amacıyla söylenen, uzunca, coşkulu ve güzel söz, nutuk, hitabe.&#; &#;Bir topluluğa, bir konu üzerinde görüş ve inançlarını aşılamak amacıyla yapılan konuşma; bilimsel konular üzerindeki konuşmalara göre kişisel biçem ve coşku taşır. Konularına göre siyasal, dinsel söylev, hukuk söylevi, tören söylevi&#; olarak çeşitli adlar alır.&#;

Bir gerçeğe inanan bir insanın toplumu bu gerçeğe inandırmak için özünün bütünü ile yaptığı telkin sürecine hitabet; bir fikri, bir davayı karşısındaki insanlara dil ustalığı ile açıklamaya hitabet sanatı; toplum önünde bu konuşmayı yapana hatip; bir insan topluluğuna bir fikri vermek bir ülküyü aşılamak amacıyla söylenen sözlere ise nutuk veya söylev denir.

Nutuk, kelime anlamı olarak, &#;söz, lakırdı; söyleyiş, söylemek kuvveti&#; demektir. Türkçede bu kelime daha çok &#;bir topluluğa karşı söylenilen söz, hitabet&#; karşılığında kullanılmaktadır.

Dinleyenleri coşturmak ve belli bir amaca yöneltmek; onlara bir duyguyu, bir düşünceyi, bir isteği, bir ülküyü aşılamak; önemli açıklamalarda bulunmak için yapılan etkili, coşkulu konuşmalara Söylev (Nutuk) denir.

söylevler; dinleyenlerin zekâ durumlarına, hayal güçlerine, duygularına, ilgilerine göre hazırlanır. Dinleyenleri düşündürür, onlarda ilgi uyandırır, onları coşturur, onlara beklenen davranışı yaptırır.

Söylevde; konuşmacıyı ve dinleyenleri yanılgıya düşürmemek için aceleye getirmeden düşünerek konuşmak, dinleyenlere karşı iyi niyet beslemek, dinleyenlerin inanmasını sağlayacak biçimde dürüst konuşmak, dinleyicilere karşı yaşının verdiği olgunluk içinde konuşmak, dinleyenleri kıracak biçimde konuşmamak, gerekirse kendini dinleyicilerin yerine koymasını bilmek, basmakalıp sözler kullanmamak, abartarak konuşmamak gibi ahlâk ölçülerine önem verilmeli, özen gösterilmelidir. (S. SARICA &#; M. GÜNDÜZ, Güzel Konuşma Yazma, s. )

Söylev (Nutuk), aslında bir sözlü kompozisyon ürünüdür. Yalnıznutuk, yazıya geçmişse ve kitabî özelliği varsa aynı zamanda yazılı kompozisyon ürünü olarak da kabul görür. Türk edebiyatının en güçlü söylev (nutuk = hitabet) örneği Atatürk&#; ün &#;Büyük Nutku&#;dur.

Hatiplik sanatı, insanlık tarihinin en eski sanatlarındandır. Bu sanatla peygamberler ve din adamları insanları doğru yola davet etmişler; padişahlar, krallar ve kumandanlar ordularına bu sanatla hükmetmiş ve savaşlar kazanmıştır. Hatip olmak isteyen kişi iyi düşünen, çok okuyan, çok tecrübeli, gözlemi kuvvetli, içerisinde bulunduğu toplumu çok iyi bilen, bilgili, ileri görüşlü, söz kurallarına gerektiği kadar önem veren kişi olmalıdır. Hatip, gür sesli, özgür yaratılışlı, sevimli ve cana yakın olmalıdır. Derin hissilik, canlı hayat, sağlam yapılı bulunmak, inanç ve fikirlerde içtenlik, gür bir anlatım şeklihatibin belirgin özellikleridir. Hatibin dört temel amacı vardır.

* Bir fikri veya bir meseleyi açık bir şekilde anlatmak
* Dinleyiciler üzerinde bir iz bırakarak onları ikna etmek
* Dinleyicileri harekete geçirmek
* Dinleyicileri eğlendirmek

Hitabet aslında bir hazırlık konuşmasıdır. Zaten yukarıda tanımladığımız üzere hatip önceden hazırlanan nutku okuyan kişidir. O yüzden öncelikle bir nutuk hazırlanırken dikkat edilecek hususları ele almalıyız.

Nutku hazırlayan konuyu planlı bir şekilde hazırlamalıdır. Yazıya geçirmeli ve hatip yazmış olduğu bu nutka önceden hazırlanmadır. Yazıya geçirmeli ve hatip yazmış olduğu bu nutka önceden hazırlanmadır. Konuşma sırasında ise yazılı metni yanında bulundurmalı; fakat konuşma sırasında kâğıda fazla bakmamalıdır. Konusuna iyi hazırlanan hatip kağıda göz ucuyla baktığı zaman konuşmasını hatasız yapacaktır.

İçten konuşma yapmak kolay değildir. Büyük hatiplerin bile daha önceden konusunu hazırladıkları ve yanlarındaki küçük notlarından faydalandıkları ve o andaki konunun ahengine göre konuşmalarını değiştirdikleri görülmüştür. Bu yüzden hatip, konuşma sırasında her zaman metne bağlı kalmayabilir. Nutkun giriş cümlesi toplumun dikkatini çekecek türden olmalıdır. Hatta ilk cümleler şiirsel bir üslupta olabilir. Düşüncelerin planı iyi yapılmalı ve kullanılacak üslup iyi seçilmelidir.

Gelişme bölümünde ise konu her türlü belgelerle konu açılır, örneklendirilir ve ispatlanmaya çalışılır. Dinleyicinin tansiyonunu yükseltecek fikirlerle sorulu cevaplı cümlelerle sonuç bölümüne geçiş sağlanır. Sonuç bölümünde ise işlenen konunun önemi ve toplumdaki tesirleri kesin ve etkili bir dil ile anlatılır. Hatip işleyeceği konuyu çok iyi savunabilmelidir. Bunun için de konuşma sanatının inceliklerini ve toplum psikolojisini çok iyi bilmelidir. Seçtiği kelimeleri ve kurduğu cümleleri en tesirli şekilde kullanmalıdır. Ses tonu, jest ve mimikler konuşmasının akışına uygun olmalıdır.

Türk Edebiyatında Söylev: Edebiyatımızdaki ilk söylev olarak, Bilge Kağan&#;ın Orhun Abideleri&#;nde TürkBudunu&#;na seslenişi olarak kabul edilmektedir. Türk Edebiyatı boyunca ortaya konulan söylevleri iki başlık altında inceleyebiliriz.

- Siyasi Söylev: Türk edebiyatında ise ilk siyasî söylev örneği Orhun Yazıtlarıdır. Bunlar, &#;de dikilen Kül Tigin, &#;te dikilen Bilge Kağan, yıllarında dikilen Tonyukuk Yazıtlarıdır. Siyasî söylev örneği olarak ayrıca şu kişilerin söylevlerini de verebiliriz: İttihat ve Terakki&#;nin hatibi Ömer Naci, Selânik&#;te &#;da Vatan ve Hürriyet Cemiyeti&#;nin bir toplantısında Atatürk&#;e hitaben şöyle der: &#;Mustafa Kemal! Arkandayız, seni takip edeceğiz! Ölümler, cellâtlar, işkenceler bile bizi bu azmimizden çeviremeyecektir. Hürriyet verilmez, ancak alınır. Zulüm ve istibdad altında inleyen bu masum ve bîçâre milleti kurtaracağız, yaşasın hürriyet ve istiklâl!&#; (Fethi Tevetoğlu, Ömer Naci, Ankara ()

Halide Edip Adıvar (), özellikle Mondros Mütarekesinden sonra İstanbul ve İzmir&#;in işgal edildiği sıralarda, 16 Mayıs &#;da İstanbul Sultanahmet&#;te düzenlenen protesto mitinginde şöyle der: &#;Kardeşler, Vatandaşlar! Yedi yüz yılın şerefi, göğe yükselen bu minarelerin tepesinden Osmanlı tarihinin yeni faciasını seyrediyor, bu meydanlardan çok zaman alay hâlinde geçmiş olan büyük atalarımızın ruhuna hitabediyor, başımı bu görünmeyen ve yenilmez ruhlara kaldırarak diyorum ki: Ben İslâmiyet&#;in bedbaht bir kızıyım ve bugünün talihsiz fakat aynı derecede kahraman anasıyım. Atalarımızın ruhları önünde eğiliyor, onlara bugünün yeni Türkiyesi adına hitabediyorum ki, silâhsız olan bugünkü milletin kalbi de onlarınki gibi yenilmez kudrettedir, Allah&#;a ve haklarımıza iman ediyoruz.&#;

Yine aynı şekilde;

Hamdullah Suphi Tanrıöver () de 30 Mayıs &#;da İkinci Sultanahmet Mitingi&#;nde İzmir&#;in Yunanlılar tarafından işgalini protesto konuşmasını şöyle bitiriyordu: &#;Sevgili millettaşlarım! Dualarınızı, dileklerinizi, iradenizi kendi sesimde toplayarak bütün dünyaya haykırıyorum: Esarete razı değiliz. Biz esir olamayız, Türk vatanına karşı hazırlanan su-i kastı biliyoruz ve reddediyoruz. İstanbul ve Anadolu
Türk kalacaktır!&#;.&#; Hamdullah Suphi Tanrıöver&#;in hitabeleri Dağ Yolu 1,2 () adlı kitapta toplanmıştır.

Mehmet Emin Yurdakul da 23 Mayıs günü Sultanahmet Meydanı&#;nda kişiye şöyle hitap ediyordu: &#;Kardeşler, Keşke asırların geceleri ve dünyaların mezarları gözlerime dolarak bir kör olsaydım. Sokak sokak dilense idim de milletimin, kulağımı parçalayan bu felâket seslerini işitmeseydim, bu kara günleri görmeseydim. Keşke göğün yıldırımları, yerin canavarları birleşerek beni kanlar içinde topraklara yuvarlasaydı da vatanımın bu musibeti huzurunda bulunmasaydım ve bu azapları çekmeseydim. Zira bugün uğradığı felâket ve musibetler o kadar acı!&#;&#;

Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk&#;ün Ekim tarihlerinde Cumhuriyet Halk Partisi İkinci Kurultayı&#;nda saat süreyle okuduğu Nutuk&#;u, Gençliğe Hitabe&#;si ve Cumhuriyetin yılında okuduğu  Yıl Nutku önemli birer söylev örneğidirler.

Süleyman Nazif de 23 Kanun-ı Sani &#;de Cuma gün, İstanbul Üniversitesi Konferans salonunda düzenlenen Piere Loti gününde yaptığı konuşmayı Hitabe () adıyla yayınlamıştır.

Rıza Tevfik Bölükbaşı, Süleyman Nazif, Behçet Kemal Çağlar, Selim Sırrı Tarcan, Osman Bölükbaşı&#; gibi siyasi kimliği olan kişiler siyasal söylevlerinde başarılı sayılabilir.

- Bilimsel ve Kültürel Söylev: Örgün eğitim kurumlarında ders veren öğretmen ve öğretim üyeleri de öğrencilerin karşısında bir anlamda hatiptirler. Eğitimciler de derslerinin etkili olabilmesi için hitabet sanatının inceliklerine baş vururlar. Ayrıca genele açık bilimsel toplantı, panel ve konferanslarda yapılan konuşmalar da bu gruba girmektedir. Belli bir kültürel derinliğe sahip düşünce adamları ve sanatçıların fikir; sanat ve kültür konularında verdikleri konferanslar da hitabet türü içinde değerlendirilirler.

Fazıl Ahmet Aykaç Hitabeler (), Hamdullah Suphi Tanrıöver (), Necip Fazıl KısakürekMüdafaa (), Sahte Kahramanlar (), Yolumuz Halimiz Çaremiz ()&#; Osman Yüksel Serdengeçti()&#;

Kaynak: funduszeue.info

Arapçadaki "nutk" kelimesinden türeyen nutuk, sözlükte; "söz, söyleme kuvveti, kuvvetli söyleme" anlamlarına gelir. Herhangi bir topluluğa düşünce ve duyguların aşılanması amacıyla yapılan konuşmalara söylev (nutuk) denir. Tiyatro türüyle gelişen söylev (nutuk) türü "hitabet" olarak da adlandırılır.

Söylev (Nutuk) Türünün Özellikleri

 

  • Nutukta izleyici kitlesini coşturmak ve belli bir amaca yöneltmek amaçlanır.
  • Söylev, tek kişi tarafından icra edilen söz ve sesle birleşen bir yazınsal türdür.
  • Nutukta yalın, akıcı, içten, etkili, ikna edici, coşkulu bir dil ve üslup esas alınır.
  • Nutuk veren kişiye hatip denir. Hatip, liderlik özeliklerini bilhassa da karizmatik liderlik özelliklerini taşımalıdır.
  • Söylev metni, kısa, öz ve anlaşılır olmalıdır.       
  • Hatibin jest, mimik, tonlama ve vurgu unsurları doğru ve yerinde kullanması söylevin başarısında önemli bir etki yapar.
  • Hatip söylevinde hedef kitlesini esas alıp konuşmalıdır. Neyi, nerede, nasıl söyleyeceğini çok iyi düşünmelidir. Dinleyenlerin zekâ durumları, hayal güçleri, içinde bulundukları duygu atmosferini dikkate almalıdır.
  • Söylevde dilin, alıcıyı harekete geçirme işlevi ile heyecana bağlı işlevi kullanılır.
  • Birçok anlatım tekniğinden yararlanılsa da söylevde "öyküleme" tekniği ön plandadır. 
  • Söylevlerde sık sık özlü sözlere, özdeyişlere yer verilir.
  • Söylev (nutuk) türünde cümleler, ünlem cümleleri şeklindedir. 
  • Söylevlerin en önemli bölümlerini başlangıç (giriş) ve bitiş (sonuç) bölümleri oluşturur. Ses tonu ve heyecanın doruğa çıktığı bölümler bu bölümlerdir. Dinleyicileri zinde tutmak için giriş bölümüne etkili bir sözle başlanmalıdır. Bu bölümde konu ve amaç da kısaca belirtilmelidir. Sonuç bölümü en etkili bölümdür. Sonuç bölümünde içten ve coşkulu bir anlatım, yoğun ve özlü bir içerik olmalıdır.
  • Hatip, her şeyden önce iletişim becerilerini iyi bilmelidir. Söylevini önceden planlamalı, gerektiği kadar okumalı, metni yanında bulundurmalı fakat konuşma sırasında metne az bakmalı ya da hiç bakmadan konuşmalıdır.

 

Söylev (Nutuk) Çeşitleri

Her konuda söylev (nutuk) verilebilir. Yine de en çok siyasi, askeri, dini, hukuki ve akademik alanlarda nutuk verilir.

Siyasi Söylev (Nutuk): Siyasal konuları içeren meclislerde, seçim meydanlarında ve mitinglerde icra edilen söylev (nutuk) türüdür. Siyasi söylevler, yönetimsel içerikli söylevlerdir. Oda, baro, dernek vb. kuruluşlarda da siyasi söyleve sık sık başvurulur. Göktürk Yazıtları, siyasi söyleve güzel bir örnek oluşturur.

Askeri Söylev (Nutuk): Özellikle askeri cesaretlendirmek, duygusal açıdan güçlendirmek için başvurulan söylev türüdür. Eskiden komutanlar askerleri coşturup cesaretlendirerek nice nice kaleler fethetmişlerdir. Savaş zamanında cephe hattında; barış döneminde kışlada yurt savunmasının kutsallığının vurgulandığı söylevlerdir.

Dini Söylev (Nutuk): Dini kuruluşlarda dilin heyecan ve harekete geçirme işlevinden faydalanılarak insanları coşturmanın amaçlandığı söylev türüdür. Amaçlanan ise dini konularda bilgi verip insanları etkilemektir. Dini söylevlerde birlik, kardeşlik, hoşgörü kavramları ön plana çıkarılır. Veda Hutbesi, dini söylev (nutuk) türüne güzel bir örnektir.

Hukuki Söylev (Nutuk): Davalarda hâkim ve savcıların bazen de avukatların yaptığı konuşmalar bu türdendir.  

Akademik Söylev (Nutuk): Üniversitelerde, bilimsel toplantılarda, sempozyum ve panelde başvurulan söylev türüdür. Mezuniyet törenlerinde, açılış ve ödül törenlerinde yer alan coşkulu konuşmalar da bu türdendir.

 

Türk Edebiyatında Söylev (Nutuk) Türü

Türk edebiyatında Orhun Yazıtları söylev (nutuk) türünün ilk örneklerini oluşturur. Kül Tigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk Yazıtları bunların içeriğini oluşturur.

Ömer Naci ve Halide Edip Adıvar Türk edebiyatında Tanzimat Dönemi'nden sonra söylev (nutuk) türünde eserler veren diğer önemli kişilerdir. Halide Edip, Mondros Ateşkes Antlaşması'ndan sonra İstanbul'da Sultanahmet Meydanı'nda düzenlediği protesto mitinginde coşkulu bir konuşma yapar. Mitingin sonunda söylediği sözler büyük etki uyandırır.

Söylev (nutuk) türünde bu dönemde öne çıkan diğer önemli bir şahsiyet de Hamdullah Suphi Tanrıöver'dir. Onun söylevleri de "Dağ Yolu" adlı kitapta yer alır. Tanrıöver'in mitingin sonunda sarf ettiği "İstanbul ve Anadolu Türk Kalacaktır!.." sözleri derin bir etki uyandırır.

Mehmet Emin Yurdakul da Sultanahmet Meydanı'nda muazzam bir topluluk karşısında etkileyici ve hüzünlü bir konuşma yapar. Bu da söylev (nutuk) örneği olarak tarihte yer alır.

Mustafa Kemal Atatürk'ün "Gençliğe Hitabesi" ve Cumhuriyet'in onuncu yılında okuduğu " Yıl Nutku" söylev türünün güzel örneklerindendir.

Süleyman Nazif, Necip Fazıl Kısakürek, Osman Yüksel Serdengeçti, Rıza Tevfik Bölükbaşı, Behçet Kemal Çağlar, Selim Sırrı Tarcan, Osman Bölükbaşı söylev (nutuk) türüyle öne çıkan diğer önemli şahsiyetlerdir.

Söylev (Hitabet) Türünün Tarihsel Gelişimi 

Dünya edebiyatında söylev (nutuk) türünün ilk örnekleri Eski Yunan ve Roma dönemlerinde görülür. Eski Yunan edebiyatında Demostenes ilk hatiplerden sayılır.

Kuşkusuz dünya edebiyatında söylev (nutuk) türünün özdeşleştiği kişi Latin edebiyatında ön plana çıkan İtalyan Çiçero'dur. Boussuet, Mirabeau, ve Robespiere bu türün diğer önemli tanınmış kişileridir.

Türk edebiyatında bu tür II. Meşrutiyet ile gelişmeye başlamıştır. Hamdullah Suphi Tanrıöver ve Ömer Naci bu türde ön plana çıkan kişilerdir. Halide Edip Adıvar, Mehmet Akif Ersoy sonraki zamanların önemli hitabetçileri arasında yer alır.

 

Söylev (Hitabet) Türü ile İlgili Örnekler

Örnek 1

ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ

Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dâhili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr-ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti'ni kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

Mustafa Kemal Atatürk,

Örnek 2

ONUNCU YIL NUTKU

"Türk Milleti!

Kurtuluş Savaşı'na başladığımızın on beşinci yılındayız. Bugün Cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır. Kutlu olsun!

Şu anda, büyük Türk milletinin bir ferdi olarak, bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içindeyim.

Yurttaşlarım!

Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli, Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bundaki muvaffakiyeti, Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak, azimkârane yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımızı asla kâfi göremeyiz çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz.

Yurdumuzu, dünyanın en mamur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi, en geniş, refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Millî kültürümüzü, muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız. Bunun için, bizce zaman ölçüsü, geçmiş asırların gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmelidir. Geçen zamana nispetle daha çok çalışacağız, daha az zamanda daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur.

Çünkü Türk milletinin karakteri yüksektir; Türk milleti çalışkandır; Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti millî birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü Türk milletinin, yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir. Şunu da ehemmiyetle tebarüz ettirmeliyim ki, yüksek bir insan cemiyeti olan Türk milletinin tarihî bir vasfı da, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki, milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, fıtrî zekâsını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini ve millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmek millî ülkümüzdür. Türk milletine çok yakışan bu ülkü, onu, bütün beşeriyette, hakikî huzurun temini yolunda, kendine düşen medenî vazifeyi yapmakta muvaffak kılacaktır.

Büyük Türk milleti!

On beş yıldan beri, giriştiğimiz işlerde muvaffakiyet vadeden çok sözlerimi işittin. Bahtiyarım ki, bu sözlerimin hiç birinde milletimin hakkımdaki itimadını sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım. Bugün, aynı iman ve katiyetle söylüyorum ki, millî ülküye, tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milletinin büyük millet olduğunu, bütün medenî âlem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır. Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medenî vasfı ve büyük medenî kabiliyeti, bundan sonraki inkişafı ile atinin yüksek medeniyet ufkundan yeni bir güneş gibi doğacaktır.

Türk milleti!

Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, saadetlerle, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim.

Ne mutlu Türküm diyene!"

Mustafa Kemal Atatürk

Örnek 3

ORDUMUZUN ZABİTLERİNE

Akhisar cephesi, düşmanın ilk temasıyla çürük bir tülbent gibi yırtılmıştı. Bizans orduları, beş asırlık bir ayrılıktan sonra uzun bir yoldan, tekrar avdet ediyorlardı. Evleri yanmış, halkı hicret etmiş bir kasabamızda, Aydın&#;ın ıssız bir gecesinde, kaldırımları döven Yunan süvarilerinin ayak seslerini yatağımda doğrularak dinledim. İstanbul surları önünden, gemilere atlayarak şişkin yelkenlerle bir daha dönmeyecekmiş gibi uzaklaşanlar, yeni bir hükümet, yeni bir ordu halinde geri geliyorlardı.

Felâket büyüktü. Aylarca mücadeleden sonra Bursa düşmüştü. Gece su sesleri içinde uyuyan Bursa, başının ucunda ay ışığıyla aydınlanmış gibi ak minarelini, her biri birer gufran fevvaresi gibi fışkıran Mekke yeşili ihtiyar servileriyle bin bir sevgimizin tavaf yeri olan Bursa, dede çınarlarının dallarında sahil sesleri eksik olmayan, deniz altına mahsus karaltılarla, türbelerinin, mabetlerinin içinde serin renk dalgaları uyuyan Bursa; ilkbahar olduğu vakit ufuklardan ufuklara tutuşan gelincik bulutlarıyla ovalarına şafaklar devrilmiş gibi görünen Bursa, o da teslim olmuştu. Bütün Anadolu tutkun bir musibet havası içindeydi. Bu, büyük mücadeleye halk kuvvetleri yetmiyordu, bunu anlamıştık Ordumuz! Sen nerede idin? Gözlerimiz seni arıyordu. Cihan Harbi'nden beri ardında kaybolduğun ufuktan tekrar görünmeni, gök gürültüleri içinde harp sahnesine yeniden girmeni bekliyorduk. Anadolu topraklarını bir yangın kızıltısı aydınlatırken, sen uzaklarda, gerilerde durabilir miydin? Bugün bayramını idrak ettiğimiz muharebeden bir ay evveldi, güneye doğru bir seyahatten geri dönerken yolda seninle karşı karşıya geldik Dalgalı bir ufuktan, harp tehdidi altında duran bir ovaya, korkunç bir sessizlik gibi akıyordun. Sen tekrar ortaya çıkmıştın. En öndeki zabite sordum: "Ökçelerin aşınmış, nereden geliyorsun?"

Gözleri cevap verdi:

-Uzun Kafkas yollarından, Dicle sahillerinden, Sina çöllerinden geliyorum. Cevap veren gözlerine baktım; içleri yaz geceleri gibi sıcak, hisli, derin ve karanlıktı. "Bu karanlıkları nerden-aldın?" dedim. "Uykusuz gecelerde, nihayetsiz bir vatanın sonu olmayan sınırlarını beklerken gözlerime, o gecelerden bu karanlıklar doldu" dedi. "Evin var mı?" diye sordum; "bilmiyorum" dedi. "Çocuğun var mı?" dedim. Gözleri yaşardı mı, iyi fark edemedim; "bilmiyorum" dedi.

Ey Türk ordusunun iklimden iklime, diyardan diyara koşan, gazadan gazaya geçen zabiti! Sen eski Roma Lejyonlarının başında, meçhulden meçhule giden kadim kahramanlar gibisin. Her gün yeni bir yangını genç, kızıl, coşkun kanlarını boşaltarak söndüren sensin. İstiklâl cihadımızın bu ilk bayramını senin tekrar dönüşünü selamlamak için yapıyoruz. Ana topraklara sızan cömert, civanmert kanın ufkumuzda bir necat şafağı oldu. Birinci İnönü'nden beri, o şafak felâketli alınlarımız karşısında parlayıp duruyor. Bunun için, o büyük günün yıldönümünde, herkesten evvel elimizi sana uzatıyor, bize hayat ve istiklâl bahşeden aziz, mübarek ellerini minnetle sıkarak herkesten önce seni tebrik ediyoruz.

(Hamdullah Suphi Tanrıöver, MEB Yayınları)

Ayrıca bakınız 

Söylev (Nutuk) Özellikleri ve Türleri

Söz, lakırdı, söyleyiş, söyleme kuvveti gibi kelime anlamları olan nutuk Türkçede daha çok “bir topluluğa karşı söylenilen söz, hitabet” manalarında kullanılır.

Eskiden bir topluluk karşısında söz söylemenin ilke ve kurallarını belirleyen sanata hitabet, bu sanat doğrultusunda konuşan kişiye de hatip denilmiştir.

  • Nutuk, dinleyenleri harekete geçirmek, onları coşturmak, belli bir amaca yöneltmek, onlara bir ülküyü, düşünceyi, isteği aşılamak için gerçekleştirilen heyecanlı ve etkili konuşmalardır.
  • Bu tür yazılara “yaşatıcı yazılar” adı da verilir.
  • Bu türde öyküleme anlatım tekniği kullanılmaktadır.
  • Açıklama, tartışma ve kanıtlama anlatım biçimleri kullanılmaktadır.
  • Örnekleme, tanık gösterme, benzetme ve tanımlama gibi de düşünceyi geliştirme yollarına başvurulmuştur.
  • Nutukta okuyucunun bilgisini arttırmaktan ziyade hayal gücünü zenginleştirme hedef alınır.
  • Söylevlerin, dinleyicileri düşündürmek, onları coşturmak, harekete geçirmek gibi hedefleri vardır.
  • Söylevler dinleyicilerin zeka düzeyine, ilgisine ve duygu-düşüncelerine göre hazırlanır.
  • Söylev temelinde bir kompozisyon ürünüdür.
  • Aynı zamanda nutuk eğer yazıya dönüştürülmüşse yazılı kompozisyon ürünü olarak da kabul görmektedir. M. Kemal Atatürk’ün Nutuk’u en güçlü söylev olma özelliği taşımaktadır.

Söylevde, konuşmacı kendisini dinleyenleri yanılgıya düşürmemek için acele etmeden düşünerek konuşmalı, dinleyicilerine karşı iyi niyet beslemelidir. Konuşmacı; dinleyicilerinin, konuşmalarına inanmasını sağlayacak bir biçimde dürüst olmalıdır. Dinleyicilerinin kalbini kırmamalı, gerekirse de kendisini dinleyicilerinin yerine koymalıdır. Basmakalıp sözleri tercih etmemelidir.

İyi bir hatip olmak isteyen kişi, çok okumakla beraber gözlemleri çok kuvvetli, içerisinde bulunduğu toplumun düşüncelerini iyi bilen, söz kurallarına gerekli özeni gösteren, ileri görüşlü bir birey olmak zorundadır. Aynı zamanda hatip; tok ve gür sesli, konuşmalarında veya fikirlerinde içten ve samimi olmalıdır.

Nutuğun Dört Temel Amacı

  1. Bir fikri veya bir meseleyi açık bir şekilde anlatmak
  2. Dinleyiciler üzerinde bir iz bırakarak onları ikna etmek
  3. Dinleyicileri harekete geçirmek
  4. Dinleyicileri eğlendirmek

Nutuk Hazırlanırken Dikkat edilecek Hususlar

Nutuk hazırlanırken dikkat edilecek 7 önemli husus vardır.

  1. Konuşmacı daha önceden konusunu ve konuşmasını planlamalı, yazmış olduğu nutka önceden hazırlanmalıdır. Hatip konuşma esnasında yazılı metnini yanında bulundurmalı lakin konuşma sırasında metnine mümkün olduğunca az bakmalıdır. İyi bir hazırlık yapan hatip konuşma metnine sadece göz ucuyla bakması bile yeterli olacaktır.
  2. Nutuğun giriş cümlesi dinleyenlerin dikkatini ve ilgisini çekecek bir türden olmalıdır.
  3. Konuşma esnasında kullanılacak olan üslup iyi seçilmelidir.
  4. Nutuğun gelişme bölümünde hatip, fikirlerini veya düşüncelerini kanıtlayacak nitelikteki belgelere başvurur, örneklendirir ve ispatlamaya çalışır. Dinleyicilerin heyecanını yükseltecek fikirlerle, sorulu cevaplı cümlelerle sonuç bölümüne geçilir.
  5. Son bölümde hatip, işlenen konunun önemini dinleyicilere kesin ve etkili bir biçimde anlatır.
  6. Hatip belirlediği konuyu iyi bir şekilde savunabilmelidir. Bunun için de hitap ettiği toplumun fikir ve düşüncelerini ve hitap sanatının gerektirdiği incelikleri iyi bilmelidir. Ses tonu ve mimikleri konuşmanın akışına uygun olmalıdır.
  7. Hatip konuşmanın ahengine göre metne bağlı kalmayacağını iyi bilmelidir.

Dünya Edebiyatında Söylev

Bu türün dünya edebiyatındaki ilk örneklerini Eski Yunan ve Roma dönemlerinde görmekteyiz. Eski Yunan edebiyatındaki Demosthenes, Latin edebiyatında Cicero, Fransız edebiyatında ise  Bossuet, Mirabeau ve Robespiere dünya edebiyatındaki önemli söylevcilerdir.

Türk Edebiyatında Söylev

Bilge Kağan’ın Orhun Abideleri’nde Türk Budununa seslenişi Türk edebiyatında ilk söylev olarak kabul görmektedir. Türk edebiyatında söylev asıl gelişimini 2. Meşrutiyet’ten sonra göstermiştir. O dönemde Türk edebiyatında tanınan en önemli söylevciler Hamdullah Suphi Tanrıöver ve Ömer Naci’dir. Özellikle Milli Mücadele döneminde Mehmet Akif Ersoy ve Halide Edip Adıvar bu türde ön plana çıkmıştır. Cumhuriyet döneminin şüphesiz en önemli söylevcisi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Atatürk’ün “Gençliğe Hitabesi” ve “ Yıl Nutku” bu türün en güzel örneklerindendir.

  • Türk edebiyatındaki diğer önemli söylevciler:
    • Süleyman Nazif
    • Necip Fazıl Kısakürek
    • Osman Yüksel Serdengeçti
    • Rıza Tevfik Bölükbaşı
    • Behçet Kemal Çağlar
    • Selim Sırrı Tarcan
    • Osman Bölükbaşı

Söylev Türleri

Söylev, konularına göre 5’e ayrılmaktadır.

Siyasi Söylev

Milletvekilleri veya devlet adamları tarafından siyasi konulardan oluşan millet meclislerinde, seçim meydanlarında, siyasi toplantılarda ve mitinglerde yapılan konuşmalardır. Türk edebiyatında ilk siyasi söylev olma özelliği taşıyan eser Orhun Abideleri’dir. M. Kemal Atatürk’ün Nutuk’u en güçlü siyasi söylev olma özelliği taşımaktadır.

  • Bu türün en önemli isimleri
    • Mustafa Kemal Atatürk
    • Hamdullah suphi Tanrıöver
    • Mehmet Emin Yurdakul
    • Süleyman Nazif
    • Rıza Tevfik Bölükbaşı

Bilimsel ve Kültürel Söylev

Eğitim kurumlarında ders veren öğretmen veya öğretim görevlileri öğrencilerin karşısında bir nevi hatiptirler. Öğrencilerinin karşısında anlattıklarının etkili olabilmesi için hitabet sanatının inceliklerine başvurmaktadırlar. Bunların yanında panel, konferans ve açık bilimsel toplantılarda yapılan konuşmalar da bu türe girmektedir.

  • Bu türün önemli isimleri
    • Fazıl Ahmet Aykaç
    • Necip Fazıl Kısakürek
    • Hamdullah suphi Tanrıöver
    • Osman Yüksel Serdengeçti

Askeri Söylev

Ordunun moralini yükseltmek ve güven duygusunu arttırmak için yapılan söylevlerdir.

Akademik Söylev

Bilimsel bir konu ile ilgili olan; üniversitelerde, akademilerde ve bilim toplantılarında yapılan konuşmalardır.

Dinsel Söylev 

Dini mekanlarda, birey ve toplumu ilgilendiren sorun veya konuların dinsel bir bakış açısı ile anlatılmasıdır. Camilerde imamların yaptığı hutbeler bu türe örnek olarak verilebilir.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası