tesettür sorularla islamiyet / Müslüman kadının giyim şekli nasıl olmalıdır? | Sorularla İslamiyet

Tesettür Sorularla Islamiyet

tesettür sorularla islamiyet

TESETTÜR

Örtünmek, gizlenmek, bir şeyin içinde veya arkasında gizlenmek. "STR" kökünden "tefe'ul" vezninde bir mastar. Bir fıkıh terimi olarak erkek veya kadının şer'an örtülmesi gereken yerlerini örtmesi demektir. Bir kimsenin örtmesi gereken ve başkasının bakması haram olan yerlerine "avret yeri" denir. Başka erkek veya kadının başkasının yanında avret yerlerini örtmesi gerektiğinde görüş birliği vardır. Sağlam olan görüşe göre, bir kimse tek başına olduğu zaman da örtünmelidir. Buna göre, bir kimse temiz elbisesi bulunduğu halde kimsenin olmadığı bir yerde, karanlık bir odada bile olsa çıplak olarak namaz kılarsa bu caiz olmaz (İbn Âbidîn, Reddü'l-Muhtâr, Mısır, (t.y) I, ).

Yıkanma, tabiî ihtiyaç, taharetlenme gibi hâcetler dışında, tenha bir yerde de bulunsa, namazda veya namaz dışında avret yerlerinin örtülmesi farzdır. Bunun delili Kur'an ve sünnettir.

Allah Teâlâ şöyle buyurur: "Ey Ademoğulları! Her mescide gelişinizde güzel elbiselerinizi giyerek gelin" (el-A'raf, 7/31). İnsanın örtünme ihtiyacının ilk insan Âdem ve Havva ile başladığı, çıplaklığın çirkin bir şey olduğu âyette şöyle belirtilir: "Ey Ademoğulları! Şeytan ana ve babanızı kötü yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak nasıl cennetten çıkardıysa, sakın size de bir kötülük yapmasın"(el-A'râf; 7/27). "Ey Ademoğulları! size çirkin yerlerinizi örtecek bir giysi, bir de giyip süsleneceğiniz bir giysi indirdik. Takva örtüsü ise daha hayırlıdır" (el-A'raf, 7/26). Hayvan yünlerinden giysi için yararlanmanın gereğine şöyle işaret edilir: "Davarları da O Yaratmıştır ki, bunlarda sizin için ısıtıcı ve koruyucu maddeler ve nice nice yararlar vardır" (en-Nahl, 1 6/5).

Örtünmenin amacı başkasının bakışlarından korunmak ve ırzı meşru olmayan cinsel isteklerden sakınmaktır.

Erkeklerin gözlerini sakınması, kadınların iffetini korumak içindir. Ayette şöyle buyurulur: "Mümin erkeklere söyle: Gözlerini sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar. Bu kendileri için daha temizdir" (en-Nûr, 24/30). Kadınların örtünmesi konusunda da şöyle buyurulur: "Mümin kadınlara da şöyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Zinet yerlerini açmasınlar. Bunlardan kendiliğinden görünen kısmı müstesnadır. Baş örtülerini yakalarının üstüne koysunlar. Zinet yerlerini kendi kocalarından, babalarından, kocalarının babalarından, oğullarından, kocalarının oğullarından, kendi erkek kardeşlerinden, kendi kardeşlerinin oğullarından, kız kardeşlerinin oğullarından, kendi kadınlarından, kölelerinden, erkeklik duygusu kalmayan hizmetçilerden veya henüz kadınların gizli yerlerine muttali olmayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizleyecekleri zinetleri bilinsin diye ayaklarını da vurmasınlar. Ey müminler! Hepiniz Allah'a tövbe edin. Böylece korktuğunuzdan emin" umduğunuza nail olasınız" (en-Nûr, 24/31).

Diğer yandan kadın yaşlanıp ay halinden kesilir ve cinsel yönden erkeklere istek duymaz olursa, bunun için örtünmede bazı kolaylıklar getirilmiştir. Ayette şöyle buyurulur: Ay halinden kesilmiş ve evlenme için ümidi kalmamış olan yaşlı kadınlar zinet yerlerini erkeklere göstermemek şartıyla dış elbiselerini bırakmalarında onlar için bir günah yoktur. Bununla birlikte yine de sakınmaları kendileri için daha hayırlıdır" (en-Nûr, 24/60).

Kadınların ev dışında veya yabancı erkeklerin yanında normal ev içi elbisesinin üstüne bir dış elbise daha giymeleri gerekir. Ayette şöyle buyurulur: "Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına dış elbiselerinden üstlerine giymelerini söyle. Bu onların tanınıp, kendilerine sarkıntılık edilmemesi için daha uygundur. Allah çok yarlığayıcı ve çok esirgeyicidir" (el-Ahzâb, 33/59) .

Cahiliye döneminde Araplar Kâbe'yi çıplak tavaf ederlerdi. Gündüz erkekler, gece kadınlar gelirler, tavaflarını anadan doğma yaparlar ve "içinde günah işlediğimiz elbiselerimizle tavaf etmeyiz" derlerdi. Diğer yandan İslâm'da her müminin namazını en güzel ve temiz görünüş ve giyim içinde kılması sünnet gereğidir. Ayette şöyle buyurulur: "Ey Âdemoğulları! Her mescide gelişte zinetinizi giyin" (el-A'râf, 7/31). Ayet, tavafı ve namaz için mescide gelmeyi kapsar. Başka bir ayette gizli yerlerini örtüp koruyan erkeklerle kadınların Allah'ın affına ve büyük bir mükâfata ulaşacakları belirtilir (bk. el-Ahzâb, 33/35)

Örtünmenin ahiret hayatında da söz konusu olacağı, iman edip, güzel amel işleyenlerin mükâfatı arasında şöyle açıklanır: "Onlar tahtlar üzerinde kurularak orada altın bileziklerle bezeneceklerdir, ince ve kalın saf ipekten yeşil elbiseler giyeceklerdir, Ne güzel sevap ve ne güzel dayanak!" (el-Kehf, 18/31). "Şüphesiz Allah iman edip, güzel iş yapanları altından Irmaklar akan cennetlere sokacak. Orada bunlar altından bileziklerle, incilerle bezenecekler. Orada giysileri de ipektir" (el-Hacc, 22/23). "Onlara (cennete) gümüşten yapılmış billur şeffaf kaplar, kupalar dolaştırılır" (el-İnsân, 76/15). "Üzerlerinde ince ve kalın ipekten yeşil elbiseler vardır. Gümüşten bileziklerle süslenmişlerdir. Rableri de onlara son derece temiz bir şarap içirmiştir" (el-İnsân, 76/21).

Hz. Peygamber (s.a.s) örtünme ile ilgili bu ayetlerin tefsirini yapmış ve uygulama esaslarını göstermiştir. Hz. Âişe'den rivâyete göre, bir gün Hz. Ebû Bekir'in kızı Esmâ ince bir elbise ile Allah Resulunun huzuruna girmişti. Resulullah (s.a.s) ondan yüz çevirdi ve şöyle buyurdu: "Ey Esma! Şüphesiz kadın erginlik çagına ulaşınca, onun şu ve şu yerlerinden başkasının görünmesi uygun değildir." Hz. Peygamber bunu söylerken yüzüne ve avuçlarına işaret etmişti" (Ebu Davûd, Libâs, 31). "Allah Teâlâ ergin kadının namazını başörtüsüz kabul etmez" (İbn Mâce, Tahâre, ; Tirmizî, Salât, ; Ahmed b. Hanbel, IV, , , ).

Erkeklerin örtülmesi gereken uzuvları göbekleri altından dizleri altına kadar olan kısımdır. Sağlam görüşe göre diz kapağı da uyluktan olup avret yeri sayılır. Delil, Hz. Peygamberin şu hadisidir: "Erkeğin avret yeri göbeği ile diz kapağı arasıdır" (Ahmed b. Hanbel, II, ). Diz kapağı avret yerindendir" (Zeylai, Nasbu'r-Raye, I, ).

Kadınların yüzleriyle ellerinden başka, sarkan saçları dahil bütün bedenleri avrettir. Yüzleriyle elleri ise bir fitne korkusu bulunmadıkça namazda da namaz dışında da avret değildir. Sağlam görüşe göre, ayaklar da avret sayılmaz. Çünkü ayaklarla yolda yürünür ve yoksullar için bunları örtme zorluğu vardır. Yine sağlam görüşe göre, hür kadınların kolları ile kulakları ve salıverilmiş saçları da örtülmelidir. Kadınlar kendiliğinden görünen yerler dışında, zînetlerini göstermesinler" (en-Nûr, 24/31) ayetinde kastedilen, zinetlerin takıldığı yerler olup, eller ve yüz bundan müstesnadır. Hadiste şöyle buyurulur: "Kadın örtülmesi gereken avrettir. Dışarı çıktığı zaman şeytan ona gözünü diker" (Tirmizî, Radâ, 18). Hz. Âişe (funduszeue.infoâ)'dan nakledilen; "Allah Teâlâ erginlik çağına ulaşan kadının namazını başörtüsüz kabul etmez" (İbn Mace, Tahâre, ; Tirmizî, Salât, ) hadisi saçları da kapsamına alır.

Hz. Âişe (r. anhâ) ilk başörtüsü uygulamasını şöyle anlatır: "Allah ilk muhâcir kadınlara rahmet etsin onlar; "Baş örtülerini yakalarının üstüne taksınlar" (en-Nûr, 24/31) ayeti inince etekliklerini kesip bunlardan başörtüsü yaptılar". Yine Safiyye binti Şeybe şöyle anlatır: "Biz Âişe ile birlikte idik. Kureyş kadınlarından ve onların üstünlüklerinden söz ettik. Hz. Âîşe dedi ki: Şüphesiz Kureyş kadınlarının birtakım üstünlükleri vardır. Ancak ben, Allah'a yemin olsun ki, Allah'ın kitabını daha çok tasdik eden ve bu kitaba daha kuvvetle inanan Ensar kadınlarından daha faziletlisini görmedim. Nitekim Nûr sûresinde "Kadınlar başörtülerini yakalarının üstüne taksınlar" ayeti inince, onların erkekleri bu ayetleri okuyarak eve döndüler. Bu erkekler eşlerine, kız, kız kardeş ve hısımlarına bunları okudular. Bu kadınlardan her biri etek kumaşlarından, Allah'ın kitabını tasdik ve ona iman ederek başörtüsü hazırladılar. Ertesi sabah, Hz. Peygamberin arkasında başörtüleriyle sabah namazına durdular. Sanki onların başları üstünde kargalar vardı" (Buharî, Tefsîru Sûre, 29/12; İbn Kesîr, Muhtasar, M. Alî, es-Sâbûnî, 7. Baskı, Beyrut /, II, ).

Örtüde Bulunması Gereken Nitelikler

1- Örtünün sık dokunmuş ve altını göstermeyen kalınlıkta olması gerekir. Cildin rengini gösterecek derecede ince olan elbise ile avret yeri örtülmüş sayılmaz. Bu yüzden derinin beyazlığı veya kırmızılığı belli olan elbise ile namaz geçerli olmaz ve bununla örtünme gerçekleşemez. Eğer elbise kalın olmakla birlikte uzvu belli ederse ve hacmi ortaya koyarsa bu, kötülenmiş olmakla birlikte namaz geçerli olur. Çünkü bundan kaçınmakta güçlük vardır.

2- Hanefî ve Mâlikîlere göre zaruret halinde karanlık bir yerde bulunmak örtünme sayılır. Çünkü farz olan örtünme, avret yerlerinin başkaları için örtülmesidir, kendisi için değildir. Bu yüzden örtünmenin başkaları tarafından görülemeyecek bir şekilde bulunması yeterlidir. Meselâ bir kimse namaz kılarken geniş bulunan yakasından kendi avret yerini görecek olsa, bununla namazı bozulmaz. Fakat başkası görecek olursa bozulur.

Namazda bir uzvun dörtte birden fazlası, namaz kılanın kendi fiili ile açılsa, bir rükun eda edecek kadar beklemeğe gerek olmaksızın derhal namaz bozulur. Kadının başörtüsünü namazda iken kendisinin çıkarması gibi. Bu durumda başörtüsünü yeniden örtse namaz geçerlilik kazanmaz. Ancak avret yerleri olan ön ve arka uzuvları ile, bu iki yer dışındaki "hafif avret" sayılan uzuvlardan birinin tamamı veya en az dörtte biri kendiliğinden açılır ve bu durum bir rükun edecek kadar devam ederse namaz bozulur. Eğer açık kalma süresi bir rükun eda edecek süreden az olursa namaz bozulmaz. Düşen başörtüsünün hemen başa konulması gibi. Meselâ; bir kimsenin karnının veya uyluğunun, yahut hayalarının, yine bir kadının saçlarından sarkan kısmın dörtte biri bir rükun eda edecek kadar açık kalırsa namaz bozulur (ez-Zühaylî, el-Fıkhu'l-İslâmî ve Edilletüh, Dimaşk /, I, , ).

Şâfiî ile Hanbelîlere göre örtülecek olan avret yerinin elbise ve benzeri şeylerle örtülmesi şarttır. Bu yüzden dar anlamda çadır ve karanlık, avret yerlerinin örtülmesi için yeterli değildir.

3- Hanefilerde sağlam görüşe ve diğer fakihlere göre örtünmenin yanlardan olması yeterlidir. Alttan veya gömleğin üst kısmından örtünme şart değildir. Çünkü bunda güçlük vardır.

Bu yüzden giyilen bir elbisenin veya kadının giydiği uzun eteğin aşağıdan açık bulunması tesettüre engel teşkil etmez.

Hür ve Müslüman Kadının Örtünme Şekli

1- Müslüman bir kadının yabancı erkeklere ve müslüman olmayan kadınlara karşı yüzü, bileklere kadar elleri ve ayakları dışında vücudunun tamamı avrettir. Ayaklarda görüş ayrılığı olmakla birlikte sağlam görüşe göre ayaklar açık kalabilir. Bu yerlerin gerek namaz içinde ve gerekse namaz dışında örtülmesi farzdır.

2- Kadınların mahrem olan hısımları yanında el, ayak, kol, saç ve benzeri zinet yerlerini açmaları caizdir (en-Nûr, 24/).

3- Kadının kadınlara karşı avret yeri göbekle diz kapakları arasında kalan kısımdır. Bunun dışındaki yerleri kadınların yanında açabilirler (el-Mavsılî, el-İhtiyâr, I, 45).

4- Tedavi gibi zaruret sebebiyle erkek veya kadının avret yerlerine doktor, ebe, iğneci ve pansumancı gibi kimselerin bakması caizdir. Ancak kadınların bu gibi tedavilerinde kadın doktor, ebe ve sağlık personelinin tercih edilmesi gerekir. Bunlar bulunmayınca "Zarûretler sakıncalı olan şeyleri mübah kılar" kuralı işletilir. Ancak zaruretler de miktarlarınca takdir olunur (bk. Mecelle, madde, 21, 22).

Karı-koca birbirinin vücutlarının her yanına bakabilirler. Eşler arasında örtünme zorunluluğu söz konusu olmaz. Ancak "galîz avret" sayılan haya yerlerine bakmaması edebe daha uygundur.

Mâlikîlere göre, erkekler için avret yeri yalnız ön ve arka, yani galiz avret sayılan yerlerdir. Onlara göre uyluk kısmı avret sayılmaz. Delil, Enes (r.a)'ten nakledilen şu hadistir: "Hz. Peygamber Hayber günü izarını uyluğunun üzerinden kaldırdı, öyle ki, ben onun uyluğunun beyazlığını görür gibiyim" (eş-Sevkânî, Neylü'lEvtâr, II, 64). Şu hadis de bunu desteklemektedir: "Rasûlüllah (s.a.s) uyluğunu açmış olarak oturuyordu. Ebu Bekir, yanına girmek için izin istedi, ona bu durumda iken izin verdi. Ömer izin istedi, bu durumda iken ona da izin verdi. Sonra Hz. Osman izin istedi, o zaman uylukları üzerine elbisesini örttü" (eş-Şevkânî, a.g.e, II, 63).

Ancak çoğunluk fakihlere göre, ön ve arka ile diz kapağı arasında kalan uyluk da avret yeri kapsamına girer. Çünkü uyluğun avret yeri olduğunu bildiren başka hadisler vardır (bk. Buharî, Salât, 12; Ebû Dâvud, Hamâm,1; Tirmiz3i, Edeb, 40; Ahmed b. Hanbel, III, , , V, ).

Küçük Çocukların Avret Yeri

Çok küçük çocukların avret yeri yoktur. Bunun sınırı dört yaşa kadardır. Bu yaştan küçüklerin bedenine dokunmak veya bakmak mübahtır. Sonra kendilerine cinsel istek duyulabilecek çağa kadar, yalnız haya yerleri avret yeri sayılır. Daha sonra on yaşına kadar sadece ön ve arka uzuvları ve bunların çevresi ile uyluklar avret kabul edilir. Çocukların on yaşından sonra erkek olsun kız olsun, avret yerleri, namazda ve namaz dışında, erginlik çağına ulaşmış kimselerin avret yeri gibi sayılır (İbn Abidîn, Reddü'l-Muhtâr, Mısır, (t.y), I, ).

Şafiîlere göre, küçük kız çocuğunun avret yerleri namazda ve namaz dışında büyük kadınlar gibidir.

Mâlikîlere göre, yedi yaşındaki erkek çocuğun namazda avret yeri ön ve arka uzuvları ile uyluk kasık ve kaba etleridir. Böyle bir çocuğun bu yerlerini ergin erkekte olduğu gibi örtmesi mentuptur. Namazla emrolunan küçük kız çocuğunun avret yerleri ise göbek ile diz kapağı arasıdır. Ancak bu kız çocuğunun ergin kadın gibi örtünmesi menduptur. Namaz dışında ise, sekiz yaştan küçük çocuklarda avret yeri yoktur (ez-Zühaylî, a.g.e., I, ).

Kadının Açık Olarak Yanına Çıkabileceği Kimseler

Müslüman bir kadın, diz kapağı ile göbeği arasını, karnını ve sırtını eşi dışında kimseye gösteremez. Ancak bunların dışında diğer yerlerini; ziynet yeri sayılan saçını, başını, boynunu, gerdanını, dirsekten aşağı kollarını, ayaklarını ve bacaklarının diz kapağından aşağı kısmını yanlarında örtmek zorunda bulunmadığı hısımları ya da birlikte yaşanacak durumunda olduğu kimseler Nûr sûresi ayette sayılmıştır:

1- Kocası: Kadın kocasının yanında dilediği gibi giyinebilir. Eşler arasında örtünme bakımından bir sınır söz konusu değildir.

2- Babası

3- Kayınpederi

4- Oğlu

5- Kocasının oğlu

6- Erkek kardeşi

7- Erkek kardeşinin oğlu

8- Kız kardeşinin oğlu.

9- Müslüman kadın. Çünkü mümin bir kadın, gayri müslim kadınların yanında diğer yakın hısımlarının yanında açıldığı gibi açık oturamaz. Burada, gayri müslim kadının kendi erkeklerinin yanında müslüman kadını tasvir etmesi ve onu anlatması engellenmek istenmiştir. Hz. Ömer, Ebû Ubeyde (r.a)'ye yazdığı bir mektupta şöyle demiştir: "Bana, müslüman kadınların hamamlara müşrik kadınlarla birlikte girdikleri haberi ulaştı. Bu, daha önceden kalma bir âdettir. Allah'a ve ahiret gününe inanan hiç bir kadının kendi dininden olmayanın avret yerine bakması helal olmaz" (İbn Kesîr, Muhtasaru't-Tefsîr, II, , ).

Kölesi ve câriyesi: Bir kadın, köle veya câriyesinin yanında örtüsüz kalabilir, çünkü Hz. Peygamber, Fâtıma (funduszeue.info)'ya bir köle bağışlamıştı. Bu sırada Hz. Fâtıma'nın üzerinde başını örtse ayakları, ayaklarını örtse başını açık bırakan bir elbise vardı. Hz. Peygamber bu durumu görünce şöyle buyurdu: "Senin için bir sakınca yoktur. Çünkü bu köle senin baban ve oğlun yerindedir" (Ebû Dâvud, Libâs, 32).

Erkekliği kalmamış hizmetçiler: Denk olmama, yaşlılık, hastalık vb. sebeplerle kadınlara karşı istek duymama veya hadım olma gibi nedenlerle evin sahibi kadına cinsel bakımdan zararı dokunmayacak hizmetçiler, bahçıvan ve aşçı gibi kimseler, kadın için diğer hısımlar gibidir.

Kadınların gizli yerlerine bakmaktan anlamayan küçük çocuklar: Kadınların yanında bulununca onların konuşma, yürüme ve giyimlerinden cinsel bakımdan etkilenmeyecek derecede küçük yaştaki çocukların yanında örtünme zorunluluğu bulunmaz. Ancak çocuk erginlik çağına yaklaşmış olursa, artık yabancı kadınların yanına girmemelidir, çünkü, Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Kadınların yanına girmekten sakının" "Ey Allah'ın Resulu! kocanın erkek kardeşi için ne buyurursunuz?" diye sorulunca, "Kayın birader ölümdür" buyurmuştur (Tirmizî, Radâ, 16; Ahmed b. Hanbel, IV, , ).

Bunlardan başka dede, amca, dayı, süt kardeş gibi kendileriyle sürekli olarak evlenmek yasaklanan hısımların yanına da kadın süs yerleri açık olarak çıkabilir. Ancak bir fitne korkusu olunca kadının örtünmeyi tercih etmesi daha temiz ve daha uygundur.

Hamdi DÖNDÜREN

Tesettürün Modası Olamaz mı?

Tesettür ya da hicab Hz. Âdem'den beri insanla beraber var olan hem bir ihtiyaç, hem bir nimet, hem de bir ibadettir. Hz. Âdem ve eşi Havva'nın yasak meyveden yemeleri sonucu çıplaklıklarını fark edip avretlerini cennet yapraklarıyla örtmeye çalışmaları, haramı işlemekle açılıp saçılma arasındaki ilişkiye işaret etmesi bakımından da anlamlıdır.
Kur'an-ı Kerim'de giyim kuşamla ilgili olarak; siyab/sevb, libas, ziynet, rîş/süs, humur/himar, cilbab, hicab, serabîl/sirbal, tezemmül, tedessür ve bunların zıddı olarak da teberruc, avrât, sev'ât gibi kelimeler yer alır. Bu ifade farklılığının bir anlamı da elbette giyinmenin çok farklı fonksiyonlarının olabileceğine işaret etmesidir.
Bizim kullandığımız tesettür kelimesi, Kur'an-ı Kerim'de geçmez. Onun yerine hicab kelimesi yer alır. Onun için bizim dışımızdaki İslam ülkeleri bizim tesettür dediğimiz şeye hicab derler.
Giyinmenin en temel fonksiyonlarının şunlar olduğunu söyleyebiliriz;
- İnsanın avretini ya da Allah'ın bir emaneti olarak koruması gereken cinselliğini başkalarından saklamak,
- Sıcak soğuk gibi tabiat olaylarından korunmak,
- İffetini ve Müslüman kimliğini ilan ve izhar etmek ve süslenmek.
Bunların hepsi Allah'ın nimet olarak saydığı, insanoğlunun da en azından bir kısmını doğal olarak yapmak durumunda olduğu ya da yapmak istediği eylemlerdir.
Bu fonksiyonlardan ikisi tesettürde özellikle önemlidir: Avrâtı/cinselliği gizlemesi, ayrıca kişinin Müslüman ve iffetli olma kimliğini karşı tarafa göstermesi.
Ahzâb 59 Cilbab ayetindeki 'tanınsınlar da taciz edilmesinler' ifadesinden böyle bir şey anlaşılabilir. Bundan, kadın ya da erkek cinsel cazibesini başkalarına teşhir etme ya da bunun için namahreme cazip görünme hakkına sahip olmadığı manası da çıkar.
Kur'an-ı Kerim'de özellikle de kadın için ziynetin, yani süslenmenin mutlak anlamda yasaklanması söz konusu değildir. Ziynet, özellikle de kadının fıtratında var olan bir duygudur. Tabii ve fıtrî olan bir şeyin tamamen yasaklandığı hiç yoktur. Kur'an-ı Kerim kadının bu fıtratına işaret eder. Onu, “zinetler içinde yetiştirilen ama tartışmada meramını çok iyi anlatamayan…” (Zuhruf 18) diye niteler.
O halde ziynet kadının doğal hakkıdır, tesettür ise ziynetini yabancılardan saklamanın aracı olarak bir görev ve bir ibadettir. Öyleyse elbisenin bizatihi kendisinin ziynet olması bu fonksiyonuyla tezat oluşturabilir ve bu itibarla da tesettürün moda ile bağdaştırılması zorlaşır.
Aslında cennette avretlerinin açılması ve yapraklarla kapanma hem Âdem hem de Havva için söz konusu idi. Ama günümüzde tesettür denince daha çok kadın akla geliyor. Elbette erkek için de olması gereken asgari bir tesettür vardır.
Bunda cinsel cazibe açısından kadının erkekten daha ileri ve çekici olmasının da etkisi olmuş olabilir. Bu açıdan tesettür denince ilk akla gelen erkek değil de kadın olmuştur. Erkeğin elbisesinin süs olma özelliği de, fıtrat farklılığı sebebiyle kadınınkine göre daha az istenen bir şeydir. 
İslam geleneğinde kadının tesettürünün şeklinden çok onda bulunması ya da bulunmaması gereken özelliklerden söz edilir.
Bu özellikleri kadın elbisesi için sayan âlimler şu şartlarda ittifak ediyor gibidirler:
- Kadının elbisesi bütün bedenini, Hanefilere göre eller ve yüz hariç, örtmelidir.
- Dış elbisesi bir süslenme ve teberruc aracı kılınmamalıdır.
- Vücut hatlarını belirtecek şekilde dar ve şeffaf olmamalıdır.
- Gayrimüslimlerin özel elbiselerine benzememelidir.
- Erkek elbisesi gibi olmamalıdır.
- Yabancı erkeklerin bulundukları ortamlarda çekici kokular taşımamalıdır.
- Şöhret elbisesi olmamalıdır.
Teberruc, burçlaşma çabasıdır, yani namahremler için kendini görünür ve bakılır kılma için yapılan her uğraştır.
Şöhret elbisesi ise erkek için de söz konusudur ve bir hadisi şeriften alınmadır. Resulüllah (sa) dikkat çekecek derecede lüks ve mutantan, yine dikkat çekecek derecede pılı pırtı ve pejmürde giymeyi yasaklamıştır.
Mesele bu şartları taşımakla beraber tesettürle modanın birlikte bulunup bulunamayacağı meselesidir. 

MODA İLE TESETTÜR BAĞDAŞIR MI?

Tesettürün ittifakla kabul edilen şartları ile modayı moda kılan özellikleri yan yana düşündüğümüzde moda ile tesettürün ne ölçüde bağdaşabileceğini, ya da bağdaşamayacağını anlayabiliriz:
Tesettürde namahreme bakmama ve baktırmama esastır. Yani tesettürlü bir kadın tesettürü ile 'bana bakma!' demiş olur. Oysa moda 'bana bak' demenin ifadesidir.
Tesettürde 'teberruc' haramdır. Teberruc, burçlaşma, yani görünür olma çabasıdır. Oysa moda baştan ayağa teberruçtur.
Tesettür ucu Hz. Âdem'e dayanan bir geleneğin devamıdır. Oysa moda eskiyi çöpe atmanın adıdır, yarın tekrar değişecek olan şu anı yaşamaktır.
Tesettürde şöhret, istenmeyen bir şeydir. Resulüllah (sav) 'şöhret libasını' lanetlemiştir. Şöhretin her iki ucu da yerilmiştir.
Tesettür israfın haram olduğu bir düşüncenin ve ihtiyacın ürünüdür. Oysa moda safi israftır.
Tesettür bir kişiliği, kimliği ve aidiyeti sembolize eder. Oysa moda özentinin ve öykünmenin ürünüdür.
Tesettürün asıl boyutu manevi yönüdür, o bir ibadettir, moda ise gösterişten, riyadan ve görünenden ibarettir.
Moda bir bakıma da 'karargâhınız evleriniz olsun' denen kadınların toplumsal hayatta ve aktif iş hayatında bir ihtiyaca bağlı olmaksızın, sırf ekonomik özgürlük adına arzı endam etmesinin kaçınılmaz bir sonucudur.
Moda ve gösteriş tarzındaki tesettür modernliğin ve dünyevileşmenin bir tezahürüdür.
Bütün bu sebeplerden ötürü moda ile tesettüre bağdaştırma imkânı gözükmemektedir. Ama Müslümanların kendi aralarında yaygın bir örf haline gelmiş bir giyim kuşam biçimine uymak da, ayrılıp dikkat çekmeme adına olması gereken bir şeydir.

Asrın Tarzı mı, Allah’ın Farzı mı? 15 Maddede Tesettür ve Mahremiyet

1. Buluğ çağına gelen her genç kız için tesettür farzdır.

Günümüzde “daha gençtir” deyip bazı aileler tarafından tesettür teşvik edilmemektedir. Oysa bülûğ çağının başlangıcı, kızlarda dokuz yaşın bitimidir. Kızlarda hayız olma hali, bülûğa ermenin alâmetidir. Hayız gören her genç kız için tesettür farzdır.

"Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına söyle, bedenlerini örtecek elbiselerini giysinler. Bu, onların tanınıp incitilmemelerine de daha uygundur. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir." (Ahzab, 33/59)

Hayız alameti görülmeyenlerde bülûğ çağının son sınırı ise soğuk iklimlerde veya anormal hallerde on yedi yaştır. (Mecelle, mad. ) İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed`e göre, gerek erkek ve gerek kızlar için bülûğ yaşının son sınırı on beş yaştır. (Mecelle, mad. ) Hanefî mezhebinde fetva da buna göre verilmiştir. Şâfiî ve Hanbelî mezhebinde bülûğ yaşının son sınırı on beş, Mâlikî mezhebinde on sekiz yaş olarak belirlenmiştir.


2. Yüz, el ve ayaktan başka tüm beden kadının avretidir. Örtmesi farzdır.

Hz. Âişe'nin rivayetine göre, kız kardeşi Hz. Esma bir gün Peygamberimizin huzuruna gitti. Üzerinde altını gösterecek şekilde ince bir elbise bulunuyordu. Resulullah (a.s.m.) onu görünce yüzünü çevirdi ve şöyle buyurdu:

"Ya Esma, bir kadın büluğ çağına erince -yüzünü ve ellerini göstererek- bunlardan başka bir tarafının görünmesi sahih olmaz." (Ebû Dâvud, Libas 31)

Ayaklarının avret olup olmaması ihtilaflıdır. Sahih kabul edilen görüşe göre kadınların ayakları avret değildir yani örtülme zorunluluğu yoktur. Saç tellerinin, el ve ayak bileklerinden ötesinin gözükmemesine dikkat etmelidir.


3. Giysi, altını göstermeyecek şekilde kalın olmalı. Tenin rengini belli eden, transparan, şeffaf kumaşlı giysilerle tesettür sağlanmış olmaz.

Kadının kendine nikâh düşen erkeklerin yanında giymiş olduğu elbise, tenin rengini belli edecek ve gösterecek şekilde ince ise, bununla örtünme gerçekleşmiş olmayacağından giyilmesi caiz olmaz. Altına tülbent takılmayan ve sağlam bağlanmayan ince başörtüleri de saçın bir bölümünü açıkta bırakmakta ve Rabbimizin emri ihlâl edilmiş olmaktadır.

Alkame bin Ebi Alkame annesinin şöyle dediğini rivayet eder:

"Abdurrahman'ın kızı Hafsa'nın başında, saçını gösterecek şekilde ince bir başörtüsü olduğu halde Hz. Âişe (ra)'nin huzuruna girdi. Hz. Âişe (ra) başından örtüsünü alarak ikiye katladı, kalınlaştırdı." (Muvatta', Libas:4)

Temimoğulları kabilesinden birtakım kadınlar, Hazret-i Âişe'yi ziyarete gelmişlerdi. Üstlerinde ince giysiler vardı. Hazret-i Âişe, onlara ikaz mâhiyetinde şöyle dedi:

"Eğer sizler müminler iseniz, bunlar inanmış hanımların giysileri değildir. Eğer mümin değilseniz o zaman durum değişir."

Yine bir gün onun huzuruna, ince başörtülü bir gelin getirilmişti. Bunun üzerine O şöyle dedi:

"Nûr sûresine inanan bir kadın böyle örtünmez." (El-Kurtubî, El-Cami', XIV/)


4. Tesettür elbisesi nazar-ı dikkati çekecek kadar süslü ve göz alıcı renkte olmamalı.

İslam, elbiseyi örtünmek için emrettiği halde günümüzde bazı çevreler elbiseyi örtünmeden çok dikkatleri üzerine çekme vasıtası olarak kullanıyorlar. Ziynet kadının doğal hakkıdır, tesettür ise ziynetini yabancılardan saklamanın aracı olarak bir görev ve bir ibadettir. Örtünmenin hedefi dikkat çekmemektir. Tesettürlü bir kadın tesettürü ile 'bana bakma!' demiş olur. Oysa moda 'bana bak' demenin bir ifadesidir. Aşırı süslü, şeffaf, göz alıcı renkte ve yaldızlı başörtüsü, nakışlı eşarp altı alın süsleri, aşırı süslü, dikkat çekici, uzun topuklu ve yüksek tabanlı ayakkabılar, parlak renkli gösterişli çantalar, tıbbî zorunluluğu olmayan süslü güneş gözlükleri, sandalet tipi dikkat çekici ayakkabılar, gurur ve kibre sebep olacak markalı giysiler yapılan hatalardan sadece birkaçıdır. İnsan kendini Allah'a beğendirmeye çalışmalı.


5. Vücudun hatlarını gösterecek şekilde dar olmamalı.

Geniş, yani bol ve uzun olmalıdır. Ancak uçları yerlerde sürünecek kadar da uzun olmamalı. Çünkü bu tarz pardösü ve giyimlerde hem kibir işareti vardır, hem de yerdeki pislikleri silip süpürüp götürürken, bakanların tiksinti ve nefretine de sebep olmak söz konusudur.


6. Başörtüsü topuz şekline getirilmemeli.

"Ümmetimin son dönemlerinde giyimli, fakat çıplak birtakım kadınlar olacaktır. Bunların başlarının üstü deve hörgücü gibi bulunacaktır. Ancak onlar cennete giremez, cennetin kokusunu bile alamazlar." (Ebu Davud Libas , Cennet 52)


7. Boyun açık bırakılmamalı. Saç şekli ortaya çıkmamalı.

Boynu ve -baştan arkaya kayarak- saçı tam örtmeyen başörtüsü kullanılmamalıdır. Pardesü ve elbisenin içinde bırakılmak veya ense üzerinde düğümlenerek sıktırılmak suretiyle, saçın şeklini ortaya çıkaran başörtüleri de tercih edilmemelidir.

Yalnız çene altından veya enseden bir düğüm atılınca, boyun açık kalmakta ve Nur Suresi ayette geçen “başörtülerini yakalarının üzerine koysunlar.” emri terk edilmektedir.


8. Yabancı erkeklerin bulundukları ortamlarda çekici kokular taşımamalı.

Mü`min kadının haram bir madde içermeyen parfümleri kocası için kullanmasında bir sakınca yoktur fakat dışarıya çıktığında kokusunu başkalarına duyurmamak zorundadır.

“Bir kadın koku sürünerek dışarı çıkar ve koku ulaşsın diye bir topluluğun yanına uğrarsa, zinaya bir adım atmış olur.” (Tirmizi, Edeb, 35; Nesâî, Zîne, 35)


9. “Başım örtülü ama sen yüzüme bak” dercesine boyanmış yüzler ve gözler tesettür manasına zıttır.

Kadınlar, deri üzerinde bir tabaka oluşturmayan boyalarla kocalarına şirin görünmek için aşırı olmamak şartıyla makyaj yapabilirler. Sokağa çıkarken ve kendilerine nikâh düşen erkeklerin görecekleri yerlerde bu tip süslenmeleri terk etmeleri ve tesettüre uymaları gerekir. Bunun aksini yapmak caiz değildir.


Müslüman bir hanım mahremiyete dikkat etmeli. Örnek olmalı. Erkeklerle tokalaşma, parklarda el ele, baş başa, sarmaş dolaş oturmalar ve gezmeler tesettürle bağdaşmaz.

Babası, kayınpederi, oğlu, kocasının eski hanımından olan oğlu, kardeşi, yeğenleri (erkek ve kız kardeşlerinin oğulları), amcası, dayısı, sütkardeşi kadının mahremidir. (bkz. Nur, 24/31) Bunlar dışında kalan bülûğ çağına ermiş erkekler bir kadın için namahremdir ve tokalaşamaz. Örneğin, amca oğlu, dayı oğlu, hala oğlu, teyze oğlu, enişte, kayınbirader, küçüklük arkadaşı, aile dostu


Başında ayet taşıdığı bilincinde olmalı ve her yerde bulunmamalı.

Düğünlerde namahrem karşısında oynamak tesettüre aykırı bir davranıştır. Tesettürlü bir bayan sosyal medyada boy boy fotoğraflar paylaşmamalı, toplumda sağa sola sigara dumanını üfleyerek yakışıksız görüntüler sunmamalıdır. Erkeklerin bulunduğu bir plajda tesettür mayosu ile de olsa kadınların yüzmesi doğru değildir. Bu tarz hareketler tesettürün izzetine aykırıdır.


Tesettür gayrimüslimlerin özel elbiselerine ve erkek elbisesine benzememelidir.

"Bir kavme benzemeye çalışan, o kavimdendir" (Ahmed b. Hanbel 11, 50; Ebu Davud, Libas, 4)

"Bizden başkasına benzemeye özenen bizden değildir" (Tirmizî, Isti`zân, 7)

"Resûlullah (s.a.v.), kadınlara benzemeye çalışan erkeklere ve erkeklere benzemeye çalışan kadınlara lânet etti." (Buhari, Libâs 61)


Yürüyüşte tabii olmalıdır. Karşı cinsin dikkatini çeker tarzda yürüyüş ve ses çıkarıp dikkat çeken ayakkabılar tesettüre zıttır.

Yabancı erkeklerin dikkatini çekecek şekilde ses çıkaran ve kadının yürüyüşündeki edeb ve vakarını etkileyecek şekilde ses çıkarıp dikkat çeken ayakkabılar giymek caiz değildir. “Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar.” (Nur, 24/31) Yani baştan ayağa örtündükten sonra yürürken de edeb ve vakar ile yürüsünler. Örtüp gizledikleri sunî veya doğal ziynetler bilinsin diye, bacak oynatıp ayak çalmasınlar, çapkın yürüyüşle dikkat nazarları çekmesinler; çünkü erkekleri tahrik eder, şüphe uyandırır." (Hak Dini  Kur’an Dili, Elmalılı Hamdi Yazır, Nur Suresi ayetin tefsirinden)


Kadınların kendi aralarında da mahremiyete dikkat etmeleri gerekir.

Bir Müslüman hanımın kendi mahremlerinin yanında ziynet yerlerinin açık olması caiz olduğu gibi, kendisi gibi diğer bir Müslüman hanımın yanında açık olması da caizdir.

Bir hanımın diğer hanıma avreti, dizi ile göbeği arasıdır. Yani bir hanımın diğer hanımın bedeninin bu kısmına bakması kesinlikle caiz değildir.


Maddi tesettür elbisesi yanında manevi takva elbisesine bürünmek de şarttır.

“Ey Âdemoğulları! Size avret yerlerinizi örtecek giysi ve süslenecek elbise verdik. Takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma) elbisesi var ya, işte o daha hayırlıdır. Bu (giysiler), Allah’ın rahmetinin alametlerindendir. Belki öğüt alırlar (diye onları insanlara verdik).”(A'raf 7/26)

“…Haberiniz olsun ki, Allah katında en şerefliniz, en takvalınızdır. Muhakkak ki, Allah, bilendir, her şeyden haberdardır.” (Hucûrat 49/13)

Daha detaylı bilgi için:

Tesettür ve Türban Özel Dosyası

Tesettür, Türban, Örtünme konusunda en çok merak edilenler

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası