kuranı mushaf haline getiren sahabe / Kur'an-ı Kerim / Kuran Sözlüğü / Cem’u’l-Kur’ân Diyanet İşleri BaşKanlığı

Kuranı Mushaf Haline Getiren Sahabe

kuranı mushaf haline getiren sahabe

Kur'an-ı Kerim Ne Zaman Kitap Haline Getirildi? Kur'an-ı Kerim'in Kitap Haline Gelmesi Hangi Halife Döneminde Oldu?

Hz. Muhammed (S.A.V) ilk vahiyleri aldığı günden sonra Müslüman olan bazı kişilere Kur'an-ı Kerim'i ezberletmeye ve ayetleri ezberlediklerinden emin olmaya çalışıyordu. Bu sayede Kur'an-ı Kerim yalnızca bir kişinin değil pek çok kişinin hafızasında ezberlenmiş hali ile bulunacaktı. Ayrıca sık sık Kur'an-ı Kerim okumaları da yapılmaktaydı.

KUR'AN-I KERİM NE ZAMAN KİTAP HALİNE GELDİ?

Kur'an'ın kitap haline getirilmesi ve toplanması işlemine Mushaf haline getirilmesi de denilmektedir. İslamiyet dini peygamberi olan Hz. Muhammed 40 yaşına yaklaşırken yaklaşık 5 yıllık bir süreçte farklı rüyalar görmeye ve nereden geldiğini anlamadığı bazı sesler duymaya başlamıştır. Hayatında benzerini yaşadığı bu rüyalarla ve sesler ile dolu dönem yaklaşık beş yıl sürmüştür.

Bu dönemde sık sık Hira mağarasına giden Hz. Muhammed bu rüyaları ve sesleri anlamlandırmaya çalışıyor ve bir yandan da ibadet ediyordu. Dört beş yıllık bu sürecin sonunda yine bir gün Hira Mağarası'nda ibadet eden Hz. Muhammed'in yanına vahiy meleği olan Cebrail gelmiş ve ona "Oku" anlamına gelen ilk ayeti söylemiştir. Kadir gecesinde inen ilk ayetlerden sonra Kur'an yıllar içinde tamamlanmıştır.

Kur'an'ın toplanması yani mushaf işlemi Kur'an tarihinde yoplam 3 kere yapılmıştır ve ilk kez Hz. Muhammed'in önderliğinde gerçekleşmiştir. Hz. Muhammed'in vefatını izleyen yılların sonunda Yemame Savaşı'nda bazı hafızların da şehid olmasının sonucunda kitaplaştırılmıştır.

KUR'AN-I KERİM HANGİ HALİFE DÖNEMİNDE KİTAP HALİNE GETİRİLDİ?

Hz. Muhammed ile yapılan son Kur'an-ı Kerim okumasında pek çok sahabe Kur'an'ı son haliyle ezberlemiştir. Ancak Yemame Savaşı'nda bazı hafızların da şehit olması nedeni ile endişelenen Hz. Ömer, Hz. Ebubekir'e giderek Kur'an'ın toplanması ve kitaplaştırılması konusunda onu ikna etmiştir.

Kur'an daha önceden yazılmış olduğu malzemeler ve Hz. Muhammed'in ölümünden önce sahabe ve hafızlara yaptırdığı ezberler sayesinde eksiksiz olarak toplandı. Hz. Ebubekir'e teslim edildi. Kur'an Hz. Ebubekir döneminde kitaplaştırılmış oldu. İki kapak arasında olan bu derlemeye mushaf adı verildi ve bu derleme kitap Hz. Ebubekir'den sonra Hz. Ömer'e sonrasında ise Hz. Ömer'in kızı ve Hz. Muhammed'in eşi olan Hafsa'ya kalmıştır.

KUR'AN-I KERİM AYETLERİ NASIL YAZILDI?

Müslümanların ve gelen vahiylerin uzunluğu arttıkça Hz. Muhammed tarafından vahiy katipleri atandı. Bu katipler yazabilecekleri her türden malzemeye Kur'an'ı Kerim'in ayetlerini yazıyorlardı. Bu malzemeler çok çeşitliydi. Develerin kürek ve kaburga kemikleri, deri parçaları, yapraklar, taşlar, bazı hurma dalları, seramik parçaları, tahtalar, parşömen ve papirüsler bu malzemelere örnek olarak verilebilmektedir.

KUR'AN-I KERİM NE ZAMAN ÇOĞALTILDI?

Hz. Muhammed'in ölümünden sonra İslam Devleti ve Müslümanlar için yeni bir lidere ihtiyaç olması nedeni ile halifelik sistemi uygulanmaya başladı. Hz. Muhammed'in son yıllarında zaten hızla yayılmaya başlayan İslamiyet dini Hz. Ebubekir'in halife olduktan sonra gerek İslamiyet'i yaymak gerekse de İslam Devleti'nin sınırlarını genişletmek için yaptığı savaşlarla daha da hızla yayıldı. İslam Devleti ise eskisinden çok daha büyük topraklara hükmetmeye başladı.

İkinci Halife olan Hz. Ömer'in döneminde bu yayılma iyice arttı. Sonrasında 3. Halife olan Hz. Osman ülkenin bazı büyük merkezlerine Kur'an'ı Kerim'in çoğaltılmış baskısını dağıtmak zorunda kaldı. Bu çoğaltma ve dağıtma ile hem İslamiyet dininin yayılma hızı artmış olacak hem de fethedilen yerler de İslamiyet'in yolundan ilerleyeceklerdi. İslamiyet'i ise tek kaynak olan Kur'an-ı Kerim'den öğrenebileceklerdi.

Kuran’ın Mushaf Haline Getirilmesi

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır.Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir