nihat hatipoğlu cennet hayatı / Cehennem ve Azap - Nihat Hatipoglu - Dailymotion Video

Nihat Hatipoğlu Cennet Hayatı

nihat hatipoğlu cennet hayatı

Vatandaşlık maaşı nedir, ne zaman verilecek? Aynı aileden kaç kişi başvurabilir?

  • Borsa yarın açık mı, kapalı mı? Borsa Haziran afere günü çalışıyor mu? Borsa İstanbul bayram çalışma takvimi !
  • Başkan Erdoğan açıkladı! LGS tercihleri başladı mı? LGS ek kontenjan olacak mı, hangi illerde? MEB LGS TERCİH KILAVUZU
  • C vitamini depolarınız dolacak! Bu tarifle hastalık kapınızdan geçmeyecek! 1 kaşığında milyonlarca
  • YKS AÇIKLANMA TARİHİ! YKS ne zaman, erken açıklanır mı ? TYT, AYT, YDT seafoodplus.info
  • GÖNÜL DAĞI BÖLÜM İZLE! Gönül Dağı sezon finali, son bölüm kesintisiz tek parça izle!
  • ENTÜBE NEDİR? Entübe edildi ne demek? Entübe olan hasta iyileşir mi? Özkan Uğur'un hastalığı
  • Vergisiz telefon satışı ne zaman yürürlüğe girecek? Öğrencilere ÖTV'siz, KDV'siz telefon ve bilgisayar fiyatları ne kadar? VERGİSİZ iPHONE 11, 12, 13, 14 FİYATLARI !
  • Reyting sonuçları açıklandı mı? 24 Haziran Cumartesi reyting birincisi hangi dizi oldu? Gönül Dağı, MasterChef Türkiye
  • Gazi Koşusu saat kaçta, hangi kanalda yayınlanacak? GAZİ KOŞUSU CANLI İZLE! Asiller, yedekler
  • LGS taban puanları yüzdelik dilimler ne zaman açıklanacak ? LGS İstanbul, Ankara, İzmir lise yüzdelik dilimleri açıklandı mı?
  • ANA SAYFA

    Cenneti kendimize yakın görürüz, cehennemi ise hiç yakıştırmayız. Halbuki ne cennet bize bir adım kadar yakın ne de cehennem asırlar kadar uzaktır

    Günahlarımızı görmek istemeyiz. Günahlarımız gündeme geldiğinde, başkalarının günahlarından bahsetmek daha da hoşumuza gider. İlgiyi başka yere çekeriz. Aynı günahı işliyor olsak da onlardan dem vurmayız. Başkasının hata ve günahı daha caziptir her zaman. Bahsedilmek anlamında.
    Cennete bakışımız da bundan farklı değildir. Cenneti kendimize yakın, başkasına uzak görürüz. "Ben cennete girmesem kim girer ki?" Böyle zannederiz. "Kalbim son derece temiz. Önemli olan niyet değil mi? İyi bir yürek taşıyorum. İçimde hiçbir kötülük yok." Böyle savunuruz kendimizi.
    Cehennemi de kendimize hiç yakıştıramayız, kondurmayız. "Cehenneme girecek bunca günahkâr varken bizim orada ne işimiz var? Zaten yanacak bu kadar insan varken bize yer de kalmayacaktır belki." Öyle deriz teselli bu ya.
    İman konusunda da tavrımız aynıdır. "Ben tam müminim, sağlam bir imana sahibim, kâmil bir müminim" deriz. Demesek de, dinde zafiyeti olan birini gördüğümüzde içimizden böyle geçer. Allah'a hamd ederiz onun gibi olmadığımız için. İşte özellikle bu noktanın insaflıca sorgulanması gerektiğine inanıyorum. Zira yukarıdaki, "günah, cennet, cehennem ve iman" ile ilgili tespitlerimiz; iman noktasındaki aşırı rahatlığımızdan, iman ettim demekle her şeyin bittiğini sanmamızdan ve insanları küçümsememizden kaynaklanmaktadır.
    İnsanların imanlarına göre kategorize edilmesi; mümin, münafık, müşrik gibi vasıfların sayılması normaldir. Bu türden farklı inançlara sahip kişilerin her birinin ahiretteki durumlarını, neyi hak ettiklerini dini yönden söylemek de sakıncalı olmasa gerek. Ama filanca az mümin, ben ise tam müminim, ondan daha müminim, çok ihlas sahibiyim gibi hüküm ifade eden tespitler!.. İşte esas tehlikeli olan budur. Bu bize hak etmediğimiz bir rahatlığı verirken, başkasını da iman dairesi dışında tutma hatasına itebilir.
    İhtiyatlı davranılması gereken kırmızı çizgi bu olmalıdır. Çünkü böyle haksız bir hüküm, muhataplarımızı dinden ve dine ait bütün güzelliklerden uzağa itebilir. Veya dini temsil ettiğini zanneden birilerinin duyguları, tarzı, hitap şekli, iğnelemesi, toleranssızlığı din hakkında haksız bir karalamanın ve önyargının yolunu açabilir. Nitekim "Bu tür konuşmalardan, sohbetlerden, yazı veya vaazlardan dolayı dinden soğudum" diyen insan sayısı az mı?
    Onlar sorumlu da onları bu noktaya getirenlerin hiç mi günahı yok? Bu korkunç bir vebaldir. Kimse bunun altına giremez ve girme hakkına sahip de değildir. Çünkü kimse tek başına dini temsil edemez. Belki iyi mümin, hayırlı bir Müslüman, örnek bir şahsiyet olmaya gayret edebilir. Bu kadar. Ötesi yok.



    KALBİN ANAHTARI ALLAH'IN ELİNDEDİR
    İmanı tartan bir terazi yoktur. "Müslümanım" diyene, "Hayır değilsin" diyemeyiz. Belki, "Mademki Müslüman'sın, dine aykırı şeyler söylememen ve yapmaman gerekir" diyebiliriz. Ama elimizdeki değnekle imanı az veya çok olanları sıralayamayız.
    Günün birinde sahabeden Hz. Osman bin Maz'un vefat eder. Peygamberimiz bir ara eşi için ağlayan Ümmi A'la'nın (RAH) şöyle dediğini duyar: "O artık bir kuş gibi cennettedir. Mübarek olsun." Bu hüküm cümlesini duyan Peygamberimiz (SAV) hemen dönüp ikaz eder: "Sen nereden biliyorsun onun cennete uçup gittiğini? Vallahi ben bile Osman'ın nereye gittiğini bilemem. Ben bile bana ve size ne yapılacağını bilemem."
    Peygamberimizin "kardeşim" dediği biri hakkındaki bu ikazı, ders verme amacı taşımaktadır. Kendini sorgulamadan, başkasının cehenneme biletini almaya çok meraklılara ders vericidir. Evet, kendimizi Hazreti Nuh'un (AS) gemisinde, diğer bütün insanları ise tufanda görmenin kimseye faydası yoktur. Çünkü ne cennet bize bir adım kadar yakındır, ne de cehennem bize asırlar kadar uzaktır.
    Yani kimse cenneti mezarında hazır beklemesin. Övünüp durmasın. Kimse de kendini cehennemin odunu görmesin. Çünkü kalplerin anahtarı, yüce Allah'ın elindedir. Bizim hiç gibi gördüğümüz, Allah'ın katında çok kıymetli olabilir. Bizim büyük gördüğümüz ise Allah katında hiç olabilir. Sağlam ve samimi bir iman ve bu imanı güçlendirecek doğru ibadet. İşte formül bu.

    BİR AYET
    "Sizi huzurumuza yaklaştıracak olan ne mallarınız ne de evlatlarınızdır. Ancak iman edip yararlı işler yapanlar müstesna! Onlara yaptıklarından kat kat fazla mükâfat verilecek ve onlar en yüksek makamlarda kalacaklardır." (Sebe 34/37)

    BİR HADİS
    Numan bin Beşir'in (RA) rivayet ettiğine göre Resulullah (SAV) şöyle buyuruyor: "Müminler birbirlerini sevmek, birbirlerine şefkat göstermek ve iyilik yapmakta bir vücut gibidir. O vücudun bir uzvu hastalanırsa, diğer uzuvlar da hastalığın acısını duyar, uykusuzluk ve ateşine iştirak eder." (Buhari Edep37, Müslim Birr 66)

    BİR SEVAP
    "Kim geceleyin kalkar, eşini de kaldırır ve birlikte iki rekât namaz kılarsa Allah'ı çok zikreden kimselerin içine yazılır."

    BİR DUA
    Hz. Hamza'nın duası
    Allah'ım, senin kudret elinle beni koru. Fazlınla beni rızıklandır. Beni emrine tabi olanlardan kıl. Vasiyetini koruyanlardan eyle. Ey erhamerrahimin, merhametlilerin en merhametlisi.

    SORU - CEVAP

    Eşim, anne ve babamı ziyaret etmemiyasaklıyor. Buna hakkı var mı?
    Eşinizin, anne ve babanızı ziyaret etmenizi engelleme hakkı yoktur. Zira akrabalarla bağı kesmek yasaklanmıştır. Kur'an, anne ve babaya iyiliği emreder. Buna engel olmak büyük günahlardandır.

    Teravih namazının mahiyeti ve hükmünedir?
    Teravih namazı, erkek ve kadınlar için sünnettir. Hz. Peygamber, "Kim inanarak ve sevabını Allah'tan bekleyerek ramazan namazını (teravih) kılarsa, onun geçmiş günahları bağışlanır" diye buyurmuştur.

    Bebeğini emziren kadın oruç tutmak zorundamıdır?
    Anne, oruç tutmak isterse tutabilir. Fakat kadınların durumuna göre değişir. Doktorun tavsiyesi önemlidir. Bazı kadınların sütü çoksa oruç tutabilir ama değilse tutmayabilir. Bir mecburiyet yoktur.

    Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
    Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

    SON DAKİKA

    Cennet size sesleniyor

    İnsanoğlu! Yüce Allah beni sizin için yarattı. Aklınıza gelecek her güzelliği benim buraya yerleştirdi. Aklınıza gelmeyecek nice güzelliği de buraya koydu.
    Benim adım cennet. Bahçelik yer demektir cennet. Bende bağlar, bahçeler, sular, güzelrüzgarlar, dostlar, arkadaşlar, her çeşityiyecek, giyecek ve nimet vardır. Sarhoş etmeyen içecekler. En temiz nimetler hepsi bendedir. Benim içimdekiler hiç yorulmayacaklar. Üzülmeyecekler. Mahzun olmayacak, usanmayacaklar.
    Her an her şey yenilenecek. Bende ihtiyarlıkyok, ölüm yok, çirkinlik yok, necasetyok.
    Bütün peygamberler, veliler, şehitler, salihler, takvalılar, iyi insanlar, sadıklar, alimler, merhametliler, temiz insanlar burada olacaklar.
    Buradaki insanlara en büyük nimet olanAllah'ı görmek nimeti verilecek. Bana yerleşenlerYüce Rablerini görecekler.
    Aileler birbirleriyle birleşecek. Bende ayrılık, gayrılık yok. Düşmanlık yok. Nefret, kin, ihanet, fitne, kibir, dedikodu, zulüm, ahlaksızlık yok. Daha doğrusu böyle olanlar asla bende kendilerine yer bulamayacaklar. Bende dostlar birbirlerinden ayrılmayacaklar. Bende olanların hasret çekmesi olmayacak.
    Benim içime yerleşenler ölümsüz olacaklar. Ebedi olacaklar. Sonsuza kadar kalacaklar. Cennetten çıkış yoktur. Kınama da olmayacak.
    İnsanoğlu!
    İçimdeyken sen neyi arzu edersen hemen gerçek olacak. Dünyada çocuk sahibi olamayan bir kadın burada çocuk sahibi olmak istediğinde hemen kucağına çocuğunu alabilecek.
    Babalar, oğullar, kızlar, teyzeler, halalar,dedeler, nineler, torunlar, amcalar,dayılar kısaca bütün aile bir arada olacak.
    İnsanoğlu! Bana gelmek için sizden istenen fazla bir şey de yok. Beni ve seni ve her şeyi yaratan Yaratıcıyı bil ve ona iman et.
    Peygamberini kabul et. Bana inan. Kötülük yapma. Kitab'ın dediğini yap. Haram yeme. İçkiiçme. Kumardan uzak dur. Kul hakkı çiğneme. Hainlik yapma. Namazını kıl. Fakiridoyur. Düşkünü besle. Kalbini kirletme. Kısacası bana gelip yerleşmek için senden istenenler her vicdan sahibinin olur dediği şeylerdir.
    Hadi bakalım. Seni bekliyorum. Bana gelip de yerleştiğinde seni benden uzaklaştıran her şeyden nefret edeceksin. Ben seni seviyorum. Sen bana layıksın. Ben de sana. Seni bekliyorum. Önündeki engelleri yık ve gel. Tevbe et, günahını bağışlat ve gel. Benim sana anlattığım bu güzel yeri kaçıranlar ilerde çok pişman olacaklar. Ama yapabilecekleri hiçbir şey yok.

    ***

    İnsanoğlu nekadar da nankör

    'Göğün açık bir duman getireceği günü bekle! (O duman) insanları bürür. Bu elem dolu bir azaptır. İnsanlar, Rabbimiz! Bu azabı biden kaldır. Çünkü biz artık inanıyoruz derler. Nerede onlarda öğüt almak! Oysa kendilerine (gerçeği) açıklayan bir peygamber gelmişti. Sonra ondan yüz çevirdiler. Ve; bu öğretilmiş bir deli' dediler. Biz bu azabı kısa bir süre kaldıracağız. Siz de yine eski halinize döneceksiniz. (Duhan, )
    Ayetler çarpıcı bir hakikati yüzümüze şamar gibi indiriyor. Siz zora geldiğinizde 'Allah'ım! Allah'ım' dersiniz. Sıkıntı ve zor kalktığında ise eski tas, eski hamam deyişinde denildiği gibi günah ve isyanlarınıza dönüyorsunuz.

    ***

    Siz dönerseniz azabımız da döner

    Umulur ki Rabbiniz size acır. Ama eğer yine (inkara, fitneye, fesada) dönerseniz biz de cezayı, tekrarlarız. Biz cehennemi kafirler için ebedi bir ceza yeri yaptık. (İsra, 8)

    ***

    Kan nakli bir akrabalık bağı oluşturur mu?

    Kan nakli süt emzirme gibi değildir. Herhangi bir dini ve hukuki sonuç doğurmaz. Ancak zor anınızda kanını aldığınıza karşı bir manevi -vefaborcunuz olur ancak.
    Bir gayrimüslime kan vermem diniaçıdan sakıncalı mıdır?
    Kanınıza muhtaç olan her insana kanınızı verebilirsiniz. Bu bir insani yardımlaşmadır. Bunun hangi dine mensup olduğu önemli değildir. Netice itibariyle ihtiyaç sahibi olan bir insana yardım etmekle yükümlüyüz. Yaralı olan bir insanı, herhangi düşünceye sahip olursa olsun tedavi etmek zorundayız. Bu tür bir bağışı engelleyen herhangi bir dini emir yoktur.
    Günahkar Müslüman cehennemdençıkacak mı?
    Meryem Suresi'nin 71 ve ayetleri şöyledir: "İçinizden hiçbiri istisna edilmemek üzere mutlaka herkes cehenneme varacaktır. Bu Rabbinin katında kesinleşmiş bir hükümdür.
    Sonra Allah'tan korkup sakınanları kurtaracağız. Ve zalimleri de toptan cehenneme bırakacağız" bu ayeti kerime cehennemden çıkmaya delil sayılmıştır. Yüzlerce sahih hadis günahının bedelini çekenlerin (müminlerin) nihai olarak cehennemden çıkacaklarına işaret ediyor.
    Cehennemde ebedi kalmak günah işleyen veya emirleri yerine getirmeyenlere değil imansızlara verilen bir cezadır. Müslüman büyük günahlar işlese de sonuçta mutlaka cehennemden çıkacaktır. İman ehli sünnet akaidi de bu tarzdadır.
    Şirk, kibir, haramları hafif saymak, nefse tapınmak, günahları önemsememek küfür sayıldığı için ayeti kerimeler bu türden insanları cehennemde ebedi kalacakların, ifade ediyor. (Bk: Nahl, 29; Müminun, ; Zümer, 72; Mümin, 76; Araf, 40; Kehf, ) kötülük işleyenlerin günahları kadar cehennemde kalacaklarını da Kuran haber veriyor. (Yunus, )
    Akrabam olan bir kadın boşandı. İddeti bittikten sonra ikinci bir evlilikyaptı, dört ay sonra ise çocuk doğurdu. Buçocuk kime aittir?
    Günümüzde gebelik testi ile çocuğun kime ait olduğu zaten belirlenebilir. Başka testler de, hatta doğumdan sonra da bunu tespit mümkündür.
    Ama varsayalım: Bunların hiç biri olmadı. Eski hukukçular şunu demişlerdir: İslam hukukçularına göre hamileliğin en az müddeti altı aydır. Ahkaf Suresi'nin ayetini buna delil saymışlardır. Altı aydan daha az bir süre içinde doğan çocuk birinci eşe ait olur. İkinci kocaya giden kadın dört ay sonra doğum yaptıysa çocuk birinci eşe aittir.

    ***

    Bir ibret

    Sultan 2. Selim döneminde Osmanlı donanması sefere hazırlanır. Kaptanı derya Beşiktaş'a gelir ve donanma komutanı sıfatıyla Yahya Efendi'den zafer duası ister.
    Yahya Efendi bu isteğe çok da gönülden dua etmez. Şöyle der: "Allah birşeyi murad etti mi, takdiredilmişse dua dahionu değiştirmez. Benise donanmadan gelecekolumsuz bir haberiduymamak için Rabbimegece-gündüz dua ediyorum." Sıkıntılı bir halde donanma komutanını uğurlar.
    O yıl donanmamız büyük bir zafer kazanamaz. Ancak, ilginçtir ki, bu olumsuz haber İstanbul'a gelmeden Yahya Efendi vefat eder. Duası kabul olur. Dediği iki işaret de gerçekleşir.

    nest...

    batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir