... QProcess*childProcess = new QProcess(this); childProcess->start(path, parameters); ...
https://steamcommunity.com/sharedfiles/filedetails/?id=2910310971
Valve Portal oyunlarını yayınladığı dönemde çıkar çıkmaz bitirmiştim ve yıllarca Portal 3'ü bekledim. Portal serisinin yeri bende çok farklı olduğu için o tarz bir oyun oynama krizim tuttu ve ona benzer oyunlar aradım. Bir öneri ile The Talos Principle satın almıştım; fakat, bir sebepten ötürü indirip oynamaya fırsat bulamadım. Oyunun çıkışının üzerinden tam olarak 8 yıl 21 gün geçtikten sonra bu oyunu oynamaya karar verdim.
Oyuna girmemle oyunun ilk sahnesinde kendi kendime "Daha önce neden oynamadın bu oyunu yahu?" diye biraz sitem ettim. Tabii, oyuna devam ettikçe daha da etkilenmeye başladım ve son zamanlarda öyle kolay kolay oyun bitiremeyen ben, The Talos Principle'ı büyük bir keyifle oynadım ve bitirdim ve mutlaka tekrar oynayacağım. Bu incelemeyi yazarken henüz DLC'lere başlamadım, fakat DLC'leri de çok merak ediyorum ve eminim en az ana oyun kadar başarılıdır.
Oyunun Steam sayfasında Türkçe dil desteği gözükmüyor; fakat oyunda resmi Türkçe dil desteği mevcut. Oyun İngilizce başlıyor, o yüzden eğer Türkçe oynamak isterseniz seçmeyi unutmayın. Oyunun çevirisi fena değil, bazı yerlerde yazım hataları mevcut ve bazı metinlerde anlamsal bozukluklar var.
Kısaca Talos'tan bahsetmek gerekirse, Yunan mitolojisinde yer alan Talos, Hephaistos (Zeus ve Hera'nın oğlu) tarafından yapılan bir robottur. Zeus'un sevgilisi olan Europa'yı Girit'te korumak için görevlendirilmiştir.
Oyunda ise puzzle'lar farklı adalarda geçiyor ve bu adalardan bazıları Roma/Yunan antik kentlerini andırıyor. Bazıları ise Mısır antik kentlerini andırmakta. Bu dönemlerle ilgili bolca göndermeler, Antik Yunan ve Mısır döneminin filozoflarının da yer aldığı bolca metinler oyunda yer alırken ayrıca Immanuel Kant, Samuel Johnson, William Blake gibi isimlerden de yazılarla karşılaşıyoruz.
https://steamcommunity.com/sharedfiles/filedetails/?id=2910310678
Oyuna bir robot olarak başlıyoruz ve yüce bir sesin bizi yönlendirmesini takip ediyoruz. Bu yüce ses kendini Elohim olarak tanıtıyor. Elohim, İbranice'de eğer Yahudilerin tanrısından bahsediliyorsa tekil anlamda tanrı, başka bir tanrıdan bahsediyorsa çoğul anlamda tanrılar anlamına geliyor. Aynı zamanda Allah kelimesi de aynı kökenden geliyor.
Elohim aslında kendini bir nevi tanrı bizim tanrımız olarak gösteriyor ve bize "çocuğum" diye hitap ederek bizi inanç yolunda tutmaya çalışıyor. Oyunun İngilizcesinde seçilen kelimeler ve kurulan cümleler adeta İncil'den alınmışçasına hazırlanmış, Elohim'in seslendirilme ve hitap tarzı da bunu destekler nitelikte.
Oyunda 3 farklı "Diyar" yer almakta. Sırasıyla isimleri "Harabeler Diyarı", "Ölüler Diyarı" ve sonuncusu da "İnanç Diyarı". Bunun dışında oyunda oldukça büyük, sanki sonsuzluğa uzanan, bir kule var. Elohim, bu kuleyle ilk karşılaşmamızdan itibaren bize bu kuleye asla çıkmamamız gerektiğini söyleyerek ve bunu yasaklayarak bizi uyarıyor. Bu birebir cenetteki yasak elmanın yenmemesi ile eşleşen bir metafor tabii ki. Oyunda birden fazla son var, bu son tamamen sizin seçiminize kalmış.
https://steamcommunity.com/sharedfiles/filedetails/?id=2914502920
Her bir dünyanın içerisinde bulmacalar için girdiğimiz 7 farklı seviye (ve bazı ekstra seviyeler) ve her bir seviyenin içerisinde birden fazla bulmacalar yer alıyor. Bu bulmacaları çözdükçe Sigil adı verilen mühürler kazanıyoruz ve bunları kullanarak başka diyarların kapılarını açıyoruz. Ayrıca ekstra bulmacaları da çözerek yıldızlar toplayıp ekstradan seviyeler açabiliyoruz, "messenger" adı verilen bazı habercileri (peygamber metaforu) uyandırabiliyoruz. Bu habercilerden bazı bulmacalarda bize yol göstermesini Elohim'den isteyebiliyoruz.
Bulmacaların her biri özenle tasarlanmış, oyun boyunca baştan sona ilerlerken zorluğun kademeli bir şekilde arttığını hissedebiliyorsunuz. Bazı bulmacalar gerçekten düşündürüyor ve yoruyor. Eğer bu tarz bulmacalı oyunları seviyorsanız sizi fazlasıyla tatmin edecektir. Oyunda ilerledikçe farklı aletler açılıyor ve bu aletleri bulmacalarda çeşitli kombinasyonlar ile kullanıyoruz. Bu da farklı bir derinlik katıyor.
Neredeyse her yerde bilgisayar terminalleri bulunmakta, bazıları tabii bulunduğunuz haritanın uzak taraflarına gizlenmiş bunları biraz aramanız gerekiyor. Bu terminallere girerek bazı dosyalardaki metinleri okuyabiliyorsunuz, bu metinler bazen internetten bir blog yazısı olabilirken bazen insanlığın varoluşunu sorgulayan felsefi bir yazı olabiliyor. Ara ara bu terminal üzerinden bizimle iletişime geçen ve cidden varoluşunuzu sorgulatabilecek felsefi konuşmalar yaptığınız birisi var. Bu terminaller belki de oyunun en zevkli kısımlarıdan birisi.
https://steamcommunity.com/sharedfiles/filedetails/?id=2911437304
Ayrıca oyunda bolca ses kaydı var. Bu ses kayıtları Alexandra Drennan adlı birine ait, farklı haritalarda yer alıyor ve oyunun hikâyesinin önemli bir kısmına işaret tutarken aynı zamanda Alexandra'nın kendi başından geçenleri anlatırken bazen insana, insanlığa ve varoluşa dair sorgulamalarını da dinliyoruz ve bir yandan kendimizi de sorgularken buluyoruz.
Bunlar dışında oyun içerisinde bolca QR kod var. Bu QR kodlardan bazıları oyunun hikâyesine ait QR kodlar bazıları ise bizim gibi oyuncuların bıraktığı ve arkadaş listemizde yer alan kişilere ait. QR kodu ise istediğimiz gibi bırakamıyoruz, oyunda bazı yerlerde içerisinde boya dolu kovalar var. Bu kovalardan bulursanız bazı duvarlara karekod bırakabiliyorsunuz. Buna uygun duvara elinizde kova ile geldiğinizde "boya" şeklinde bir ibare çıkıyor ve ön tanımlı bazı mesajlardan seçip bırakabilyorsunuz.
Oyunun çıkış zamanını baz aldığımda grafikleri ve sanat tasarımını başarılı buldum, benim için tatmin ediciydi. Bol bol SS aldım ve paylaştım. Eğer benim gibi "Motion Sickness" probleminiz varsa oyunda bolca yaşayabilirsiniz; fakat geliştirci ekip bizim gibileri de düşünmüş ve oyunda ayarlar altına ayrı bir alan eklemiş. Buradan karakterin kamera açısını birincil şahıstan farklı üçüncül şahıs modlarına geçiş yaptırabiliyoruz ve kameranın görüş açısını (FOV) değiştirebiliyoruz. Bu sayede çoğu zaman motion sickness yaşamadan veya minimum düzeyde yaşayarak oyunu bitirebildim.
Karakter seslendirmeleri, Elohim ve Alexandra, oldukça başarılıydı. Seslendirme yapanlar o ân seslendirdikleri metindeki duyguyu net bir şekilde seslendirmeye aktarmışlar ve aynı zamanda seslendirmen seçimleri de Elohim ve Alexandra için gayet yerinde ve güzel olmuş. Çevre sesleri vs. de başarılı.
Müzikler ise tek kelime ile şahane! Oyunun konseptine, anlattığı ve değindiği şeylere uygun müzikler seçilmiş. Ana menüde bir nevi hristiyan-yahudi ilahisine benzer bir müzik çalarken oyun içerisinde özellikle bulmaca çözerken bolca klasik tarzda o ân içerisinde bulunduğumuz haritanın temasına uygun müzikler çalmakta ki bulmaca çözümünü daha zevkli hâle getirmekte. Gerçekten çok iyi bir iş çıkartılmış bu yönden.
İnsan nedir? Birey nedir? İnsan ve hayvan arasındaki fark nedir? İyi nedir? Kötü nedir? İyi ve kötü arasındaki fark nedir? Bir kurbağa birey midir? İnsanlar neden yapay zekâdan korkarlar? Ve aklınıza gelebilecek daha bir çok soru... Bu tarz sorular sormayı seven, felsefeye ilgili biri misiniz? Dini metaforlar ve göndermeler ilginizi çekiyor mu? Bulmaca seviyor musunuz? Yapay zekâ vb. konular ilgi alanınıza dahil mi?
Eğer bu sorulardan bir veya birkaçına evet diyebiliyorsanız, bulmaca oyunlarını seviyorsanız bu oyunu mutlaka oynayın. Bulmaca oyunlarına nötrseniz de mutlaka deneyin! Eğer daha önce Portal oynadıysanız bunu kesinlikle seversiniz.