gösteriş meraklısı insanlara ne denir / Histrionik Kişilik Bozukluğu

Gösteriş Meraklısı Insanlara Ne Denir

gösteriş meraklısı insanlara ne denir

'Mutluluk pozları paylaşımlarına kanmayın'

Bilgisayar ve internete en hızlı giriş yapan ülkelerden biri olan Türkiye’de neredeyse herkesin kullanmaya başladığı sosyal ve medya ve bu mecrada paylaşılan abartılı yaşam görselleri bir çok sorunu da beraberinde getirdi. Dr. Erdal Gezer, bir çok kişide psikolojik sorunlara neden olan ‘sosyal medyadaki abartılı yaşam’ görsellerinin bilinçli kişiler tarafından aldırış bile edilmemesini tavsiye etti.

İHA'nın haberine göre; insanların başkalarının yaşamlarını göre göre kendi yaşamlarından mutlu olamaz hale geldiğini ve herkesin kendinden bir üst konumdaki kişilerin yaşamına özenmesinin aslında psikolojik bir sıkıntı olduğunu belirten Dr. Gezer, “Herkes yaşadığı ile mutlu olmaya baksın. Başkasının yaşamını özenti haline getirmek büyük bir rahatsızlık. Kaldı ki sosyal medyada paylaşılan pek çok görsel de sadece göstermelik” diye konuştu.

İnsan yaşamında huzur ve kalitenin artmasına ve eskiye göre insanların daha rahat yaşamasına rağmen intihar vakalarının her geçen gün arttığını belirten Dr. Gezer, “Sosyal medyadaki abartılı hayatlar özellikle gençleri tehdit ediyor. Sağlık Bakanlığı istatistiklerine göre, Türkiye’de yılda yaklaşık olarak 9 milyon kişi ruh ve sinir hastalıkları nedeniyle doktora başvuruyor. Gerek bu başvurular gerekse antidepresan kullanımı her yıl artıyor. Son 5 yılda antidepresan kullanımında bile yüzde 27 artış var. Bunun da en önemli sebeplerinden biri insanların sosyal medyada gördüğü abartılı hayatlar. Aslında abartılı hayatı paylaşan da bunu görüp kendine dert edinen de normal değil. Herkes kendi yaşantısında mutlu olmaya çalışmalı” diye konuştu.

“KADINLAR DAHA ÇOK ETKİLENİYOR"

Bu tür durumlardan erkeklere oranla kadınların daha çok etkilendiğini belirten Dr. Gezer, “Sağlık Bakanlığı verilerine göre; Depresyon, yüzde 10 görülme oranıyla halen toplumdaki en yaygın hastalıklar arasında yer alıyor. Erkeklerde yaşam boyu hastalanma riski yüzde 10 iken, kadınlarda ise yüzde civarında. Yani her on erkekten biri bu durumdan etkilenirken kadınlarda bu durum her kadından biri olarak görülüyor” dedi.

“MUTLULUK POZLARI PAYLAŞIMLARINA KANMAYIN"

Toplumun önemli bir sorunu haline gelen gösterişli sosyal medya paylaşımlarına da değinen Dr. Erdal Gezer, “Sosyal medyada sıkça mutluluk pozlarıyla dolu paylaşımlar, her anında mutlu, neşeli ve tasasız kişileri görüyoruz. Bu durumun çok normal bir hal olduğu, bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde kitlelere empoze edilmeye çalışıyor. Bir çok kişi şık mekanlar, güzel yemekler, zengin ve her daim mutlu gözüken paylaşımları ile kendi yaşantısının mükemmel olduğunu göstermeye çalışıyor. Oysa gerçekte durum bu olmamasına rağmen başka kişiler de bu paylaşımlara bakıp kendi yaşantısı ile kıyaslayarak mutsuzluğa kapılıyor. Bunun sonucunda yetersizlik, değersizlik düşünceleri, hayattan zevk alamama gibi algılarla depresyona giren insanlar mutluluklarını kaybediyor. Bu nedenle insanlarımızın sosyal medyadaki bu tür görgüsüz paylaşımlara aldırış etmemesini tavsiye ediyoruz” diyerek herkesin kendi yaşantısı ile mutlu olmaya çalışmasını önerdi.

&#;Gösteriş tüketimi&#; (conspicuous consumption); ekonomi jargonunda uzun süredir kullanılan bir deyim. Thorstein Veblen, sanayi devrimiyle birlikte sınıf atlamış olan sonradan görme zenginlerin lüks tüketime yönelmelerini bu kavram çerçevesinde açıklamıştır.  

Zamanla, gösteriş tüketimi gelişmekte olan ülkelerde de ortaya çıkmıştır. Gelişmekte olan ülkelerde yeterli gelire sahip olmayan hatta düşük gelirli olan çoğu insan, çevrelerine daha iyi durumda olduklarını gösterebilmek, kendilerini kanıtlayabilmek için gelirlerinin izin verdiği ölçülerin ötesinde harcama yaparlar. Örneğin borç, harç son model cep telefonu alırlar.  


&#;Züppe etkisi&#; (snob effect); gösteriş tüketimine göre daha sonra ortaya çıkmış bir ekonomik &#; sosyolojik tanımlamadır. John Maynard Keynes tarafından ortaya atılmış olan züppe etkisi, yüksek gelirli insanların bir tüketim ürününe karşı taleplerinin düşük gelirli insanların talebiyle ters yönde oluşmasını açıklayan bir kavramdır. Örneğin X marka saat fiyatı yüksek olduğu için normal saatlere göre daha düşük talebe sahiptir (talep yasası.) Buna karşılık fiyatı düştükçe talebi artmaz. Çünkü fiyatı hala diğer saatlere göre çok yüksektir ve belirli gelirin altında geliri olanlar fiyatı düşmüş olsa da bu saati pahalı bulur ve alamazlar. Buna karşılık saatin fiyatı yükseldikçe bu saati talep edenlerin sayısında artış olur. Çünkü bu saati alanlar artık saatin daha az kişide olacağını ve kendilerine önemli bir statü sağlayacağını düşünerek hareket ederler.

Normal koşullarda normal mallar için talep eğrisi soldaki şekilde olduğu gibidir. Fiyat düştükçe talep edilen miktar artar, fiyat arttıkça talep edilen miktar azalır. Yukarıda X marka saati esas alarak örneğini verdiğim bazı mallar için talep eğrisi sağdaki gibidir: Fiyat arttıkça talep artar, fiyat düştükçe talep azalır.

Gösteriş tüketimi düşük gelirli insanların statülerini yüksek göstermek amacıyla yaptıkları pahalı harcamaları, züppe etkisi ise yüksek gelirli insanların durumlarını iyi göstermek için yaptıkları gereksiz harcamaları anlatıyor.

Türkiye&#;de uzunca bir süredir ücretler enflasyon kadar artmıyor. Ücret dışı gelirlerin de en azından son bir yıldır enflasyon kadar artmadığını ekonominin küçülmesinden çıkarabiliyoruz. Buna karşılık alışveriş canlı, lokantalar, kafeler dolu, sokaklarda arabalar cirit atıyor. Bu durumu, AVM&#;lerin yeni gezi yerleri görevini üstlenmesi, yazın serin kışın sıcak olması, insanların çoğu kez bir çay içip uzun zaman kafelerde oturması gibi başka bazı durumların yanı sıra kısmen gösteriş tüketimi kısmen de züppe etkisiyle açıklamak mümkün.              

bi yerde ego tatminidir.

tam anlamıyla kavrayamadığım olgulardan biridir gösteriş merakı.
diğerleri daha çok duygularla ilgiliydi. hani kıskançlık gibi öfke gibi. o duygularla da alıp veremediğim şeyler var da, her neyse şimdi.

gösteriş.. insanların içinde var olan bir güdüdür gösteriş ama neden sürekli kötü bir huy olarak algılandığını anlamam. daha doğrusu dozajı olduğunu düşünürüm diyelim. bu kavram aslında biraz kibir ve mütevazılıkle de beraber gidiyor. bir kere herkeste bir ezik psikoloji var. daha da doğrusu o psikolojiye girsin isteniyor insanlar. hep mütevazi olsun hep tevazu göstersin hep alçakgönüllü olsun. tamam olsun! bende demiyorum ki kendini övsün herkes,kibirli gezsin ortalıkta diye. kibir en itici şeylerden biridir ama ben şunu diyorum. insanlar kendilerinde taktir ettikleri şeye sahip çıkabilir bence.

güzel olan bir kadın, 'evet kendimi güzel buluyorum' diyebilmelidir. akıllı olduğunu düşünen birisi 'evet ben zeki biriyim' diyebilmeli. ya da başarılı ya da başka birşey.

insanlara sürekli aşılanan tevazu duygusu bence bir yerden sonra özgüven eksikliğine ve hatta kendini değersiz bulmaya kadar gidiyor.
sadece kibir ve farkında olmak arasındaki ince çizgiyi korumak lazım.

' istediğini sömür, kopar, ona sahip ol ' anlayışına engel olmadan yetiştirilen günümüz narsistlerinin vazgeçilmezi.
ayrıca, histrionik kişilik bozukluğundan muzdarip insanlar, sürekli ilgi çekmek istediğinden bu meraka bir hayli fazla hitap ederler.

ezikliği kapatmak için kullanılan bir metod olsa da, daha bir göze batar.

günümüzün vebasıdır bence. insanoğlu her zaman egosu yüzünden gösteriş meraklısı olmuştur evet, fakat günümüzde bu artık karşı konulamaz bir noktaya gelmiştir. bir buluşmaya gidilir gülümseyerek sayısız toplu fotoğraf çekilir. neden? insanlara "ben yalnız değilim ve mutluyum" gösterişi yapmak için. alınan eşya direk fotoğraflanır. yaptırdığı dövmeyi fotoğrafta gösterebilmek için şekilden şekle girer. sizin sanal gerçekliğinize edeyim hepimiz sıçıyoruz lan artistliğiniz kime?

beni sinir küpü eden olaydır. olay şu sırayla gelişir:

- önce pierre cardin'den gelinlik bakıldığı belli olsun diye yer bildirimi yapılır.
- sonra kuaföre gidilir. oradan da yer bildirimi yapılır. (ek bilgi: saç provası yaptırıyormuş)
- elinde iphonuyla (camı çatlak ama tabi bu fotoda görünmüyor) kuaförde camdan yansımalı fotoğrafını çeker.( tabi saç baş makyaj yapılmış halini. çünkü makyajsız hali götüme benziyor)
- fotoğraf çekilirken kuaförde camın önünde bulunan tezgaha gucci gözlük konur. (kuaförde tam tezgahın önünde neden gözlük durur? normalde durmaz tabi ki. sırf kadraja girsin diye anlık olarak bilinçli konmuş belli ki. bakın gözlüğüm de gucci hesabı)

bunları yapan kişi bu sene 14 şubat cumartesi gününe denk geldiği için nişanlısına "zorla" cuma gününden çiçek göndertti iş yerine. ve tabi ki bu çiçeği de facebook'ta paylaştı. "bize her gün sevgililer günü" yazarak hem de.

şimdi siz bu insanı siker misiniz yoksa sabaha mı bırakırsınız?

daha kendi gotunu temizlemesini bilmeyen ama elaleme artistik yapan insana denir. hele gicimin girigina bak hele sen.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir