namazın ehemmiyeti ve önemi / Namazın Önemi | funduszeue.info

Namazın Ehemmiyeti Ve Önemi

namazın ehemmiyeti ve önemi

Son Güncellenme:

Namaz İslam’ın 5 şartından 2’ncisidr. Müslüman dünyasına günde 5 vakit farz kılınmıştır. İslam aleminin en önemli ibadetleri arasında yer alır. Namaz vakitleri sabah, öğle, akşam, ikindi ve yatsı şeklindedir.  

Haberin Devamı

Kur’an-ı Kerim’de yer alan bazı ayetler ve Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (S.A.V) hadislerinde namaza yer verilmiştir.  

Namaz ile İlgili Ayetler

  • "Onlar gaybe  inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiğimizden de Allah yolunda harcarlar." (Bakara Sûresi 3) 
  • "Namazı kılın, zekâtı verin. Rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin." (Bakara Sûresi 43) 
  • "Sabrederek ve namaz kılarak (Allah’tan) yardım dileyin.  Şüphesiz namaz, Allah’a derinden saygı duyanlardan başkasına ağır gelir." (Bakara Sûresi 45) 
  •  "Hani, biz İsrailoğulları’ndan, “Allah’tan başkasına ibadet etmeyeceksiniz, anne babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz, herkese güzel sözler söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız, zekâtı vereceksiniz” diye söz almıştık. Sonra pek azınız hariç, yüz çevirerek sözünüzden döndünüz." (Bakara Sûresi 83) 
  • "Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin. Kendiniz için her ne iyilik işlemiş olursanız, Allah katında onu bulursunuz. Şüphesiz Allah bütün yaptıklarınızı görür." (Bakara Sûresi ) 
  • "Hani, biz Kâbe’yi insanlara toplantı ve güven yeri kılmıştık. Siz de Makam-ı İbrahim’den kendinize bir namaz yeri edinin. İbrahim ve İsmail’e şöyle emretmiştik: “Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rükû ve secde edenler için evimi (Kâbe’yi) tertemiz tutun.” (Bakara Sûresi ) 
  • "Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım dileyin. Şüphe yok ki, Allah sabredenlerle beraberdir." (Bakara Sûresi ) 
  • "İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah’a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir." (Bakara Sûresi ) 
  • "Namazlara ve orta namaza devam edin. Allah’a gönülden boyun eğerek namaza durun. Eğer (bir tehlikeden) korkarsanız, namazı yaya olarak veya binek üzerinde kılın. Güvenliğe kavuşunca da, Allah’ı, daha önce bilmediğiniz ve onun size öğrettiği şekilde anın (namazı normal vakitlerdeki gibi kılın)." (Bakara Sûresi ) 
  • "Şüphesiz iman edip salih ameller işleyen, namazı dosdoğru kılan ve zekâtı verenlerin mükâfatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır." (Bakara Sûresi ) 
  • "Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar, bir de -yolcu olmanız durumu müstesna- cünüp iken yıkanıncaya kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta olur veya yolculukta bulunursanız, veyahut biriniz abdest bozmaktan gelince ya da eşlerinizle cinsel ilişkide bulunup, su da bulamazsanız o zaman temiz bir toprağa yönelip, (niyet ederek onunla) yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Şüphesiz Allah, çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır." (Nisâ Sûresi 43) 
  • "Daha önce kendilerine, “(savaşmaktan) ellerinizi çekin, namazı kılın, zekâtı verin” denilenleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca, hemen içlerinden bir kısmı; insanlardan, Allah’tan korkar gibi, hatta daha çok korkarlar ve “Rabbimiz! Niçin bize savaş yazdın? Bizi yakın bir zamana kadar erteleseydin ya!” derler. De ki: “Dünya geçimliği azdır. Ahiret, Allah’a karşı gelmekten sakınan kimse için daha hayırlıdır. Size kıl kadar haksızlık edilmez.” (Nisâ Sûresi 77) 
  • "Yeryüzünde sefere çıktığınız vakit kâfirlerin size saldırmasından korkarsanız, namazı kısaltmanızdan ötürü size bir günah yoktur. Şüphesiz kâfirler sizin apaçık düşmanınızdır. (Ey Muhammed!) Cephede sen de onların (mü’minlerin) arasında bulunup da onlara namaz kıldırdığın vakit, içlerinden bir kısmı seninle beraber namaza dursun. Silâhlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar secdeye vardıklarında (bir rekât kıldıklarında) arkanıza (düşman karşısına) geçsinler. Sonra o namaz kılmamış olan diğer kısım gelsin, seninle beraber kılsınlar ve ihtiyatlı bulunsunlar, silâhlarını yanlarına alsınlar. İnkâr edenler arzu ederler ki, silâhlarınızdan ve eşyanızdan bir gafil olsanız da size ani bir baskın yapsalar. Yağmurdan zahmet çekerseniz, ya da hasta olursanız, silâhlarınızı bırakmanızda size bir beis yoktur. Bununla birlikte ihtiyatlı olun (tedbirinizi alın). Şüphesiz Allah, inkârcılara alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.  Namazı kıldınız mı, gerek ayakta, gerek otururken ve gerek yan yatarak hep Allah’ı anın. Güvene kavuştunuz mu namazı tam olarak kılın. Çünkü namaz, mü’minlere belirli vakitlere bağlı olarak farz kılınmıştır." (Nisâ Sûresi ) 
  • "Münafıklar, Allah’ı aldatmaya çalışırlar. Allah da onların bu çabalarını başlarına geçirir. Onlar, namaza kalktıkları zaman tembel tembel kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar ve Allah’ı pek az anarlar." (Nisâ Sûresi ) 
  • "Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve mü’minler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler. O namazı kılanlar, zekâtı verenler, Allah’a ve ahiret gününe inananlar var ya, işte onlara büyük bir mükâfat vereceğiz." (Nisâ Sûresi ) 
  • "Ey iman edenler! Namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi ve -başlarınıza mesh edip- her iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz, iyice yıkanarak temizlenin. Hasta olursanız veya seferde bulunursanız veya biriniz abdest bozmaktan (def-i hacetten) gelir veya kadınlara dokunur (cinsel ilişkide bulunur) da su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprağa yönelin. Onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin (Teyemmüm edin). Allah, size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez. Fakat O, sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz." (Mâide Sûresi 6) 
  • "Andolsun, Allah İsrailoğullarından sağlam söz almıştı. Onlardan on iki temsilci -başkan- seçmiştik. Allah, şöyle demişti: “Sizinle beraberim. Andolsun eğer namazı kılar, zekâtı verir ve elçilerime inanır, onları desteklerseniz, (fakirlere gönülden yardımda bulunarak) Allah’a güzel bir borç verirseniz, elbette sizin kötülüklerinizi örterim ve andolsun sizi, içinden ırmaklar akan cennetlere koyarım. Ama bundan sonra sizden kim inkâr ederse, mutlaka o, dümdüz yoldan sapmıştır.” (Mâide Sûresi 12) 
  • "Sizin dostunuz ancak Allah’tır, Resûlüdür ve Allah’ın emirlerine boyun eğerek namazı kılan, zekâtı veren mü’minlerdir." (Mâide Sûresi 55) 
  • "Siz namaza çağırdığınız vakit onu alaya alıp eğlence yerine koyuyorlar. Bu, şüphesiz onların akılları ermeyen bir toplum olmalarındandır." (Mâide Sûresi 58) 
  • "Şeytan, içki ve kumarla, ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz?" (Mâide Sûresi 91) 
  • "Ey iman edenler! Birinizin ölümü yaklaştığı zaman, vasiyet sırasında aranızda şahitlik (edecek olanlar) sizden adaletli iki kişidir. Yahut; seferde olup da başınıza ölüm musibeti gelirse, sizin dışınızdan başka iki kişi şahitlik eder. Eğer şüphe ederseniz, onları namazdan sonra alıkorsunuz da Allah adına, “Akraba da olsa, şahitliğimizi hiçbir karşılığa değişmeyiz. Allah için yaptığımız şahitliği gizlemeyiz. Gizlediğimiz takdirde, şüphesiz günahkârlardan oluruz” diye yemin ederler." (Mâide Sûresi ) 
  • "Bir de, bize, “Namazı dosdoğru kılın ve Allah’a karşı gelmekten sakının” diye emrolundu. O, huzurunda toplanacağınız Allah’tır." (En'âm Sûresi 72) 
  • "İşte bu (Kur’an) da, bereket kaynağı, kendinden öncekileri (ilâhî kitapları) tasdik eden ve şehirler anasını (Mekke’yi) ve bütün çevresini (tüm insanlığı) uyarasın diye indirdiğimiz bir kitaptır.  Ahirete iman edenler, ona da inanırlar. Onlar namazlarını vaktinde kılarlar." (En'âm Sûresi 92) 
  • "Ey Muhammed! De ki: “Şüphesiz benim namazım da, diğer ibadetlerim de, yaşamam da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir.” (En'âm Sûresi ) 
  • "Kitab’a sımsıkı sarılanlara ve namazı dosdoğru kılanlara gelince, şüphesiz biz, iyiliğe çalışan (erdemli) kimselerin mükâfatını zayi etmeyiz." (A'râf Sûresi ) 
  • "Onlar namazı dosdoğru kılan, kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayan kimselerdir." (Enfâl Sûresi 3) 
  • "Haram aylar çıkınca bu Allah’a ortak koşanları artık bulduğunuz yerde öldürün, onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme yerine oturup onları gözetleyin. Eğer tövbe ederler, namazı kılıp zekâtı da verirlerse, kendilerini serbest bırakın. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir." (Tevbe Sûresi 5) 
  • "Fakat tövbe edip, namazı kılar ve zekâtı verirlerse, artık onlar sizin din kardeşlerinizdir. Bilen bir kavme âyetleri işte böyle ayrı ayrı açıklarız." (Tevbe Sûresi 11) 
  • "Allah’ın mescitlerini, ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte onların doğru yolu bulanlardan olmaları umulur." (Tevbe Sûresi 18) 
  • "Harcamalarının kabul edilmesine, yalnızca, Allah’ı ve Resûlünü inkâr etmeleri, namaza ancak üşene üşene gelmeleri ve ancak gönülsüzce harcamaları engel olmuştur." (Tevbe Sûresi 54) 
  • "Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler. Allah’a ve Resûlüne itaat ederler. İşte bunlara Allah merhamet edecektir. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir." (Tevbe Sûresi 71) 
  • "Onlardan ölen hiçbirine asla namaz kılma ve kabrinin başında durma. Çünkü onlar Allah’ı ve Resûlünü inkâr ettiler ve fasık olarak öldüler."  (Tevbe Sûresi 84) 
  • "Onun içinde (Mescid-i Dırar) asla namaz kılma. İlk günden temeli takva (Allah’a karşı gelmekten sakınmak) üzerine kurulan mescit (Kuba mescidi), içinde namaz kılmana elbette daha lâyıktır. Orada temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da tertemiz olanları sever." (Tevbe Sûresi ) 
  • "Mûsâ’ya ve kardeşine, “Kavminiz için Mısır’da (sığınak olarak) evler hazırlayın ve evlerinizi namaz kılınacak yerler yapın. Namazı dosdoğru kılın. Mü’minleri müjdele” diye vahyettik."  (Yûnus Sûresi 87) 
  • "Dediler ki: “Ey Şu'ayb! Babalarımızın taptığını, yahut mallarımız hakkında dilediğimizi yapmayı terk etmemizi sana namazın mı emrediyor. Oysa sen gerçekten yumuşak huylu ve aklı başında bir adamsın.”(Hûd Sûresi 87) 
  • "(Ey Muhammed!) Gündüzün iki tarafında ve gecenin gündüze yakın vakitlerinde namaz kıl. Çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu, öğüt alanlar için bir öğüttür." (Hûd Sûresi ) 
  • "Onlar, Rablerinin rızasına ermek için sabreden, namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli olarak ve açıktan Allah için harcayan ve kötülüğü iyilikle ortadan kaldıranlardır. İşte bunlar için dünya yurdunun iyi sonucu vardır." (Ra'd Sûresi 22) 
  • "İnanan kullarıma söyle, namazı dosdoğru kılsınlar, hiçbir alışveriş ve dostluğun bulunmadığı bir gün gelmeden önce kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda gizlice ve açıktan harcasınlar." (İbrâhim Sûresi 31) 
  • “Rabbimiz! Ben çocuklarımdan bazısını, senin kutsal evinin (Kâbe’nin) yanında ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için (böyle yaptım). Sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meylettir, onları ürünlerden rızıklandır, umulur ki şükrederler.” (İbrâhim Sûresi 37) 
  • “Rabbim! Beni namaza devam eden bir kimse eyle. Soyumdan da böyle kimseler yarat. Rabbimiz! Duamı kabul eyle.” (İbrâhim Sûresi 40) 
  • "Güneşin zevalinden (öğle vaktinde Batı’ya kaymasından) gecenin karanlığına kadar (belli vakitlerde) namazı kıl. Bir de sabah namazını kıl. Çünkü sabah namazı şahitlidir. Gecenin bir kısmında da uyanarak sana mahsus fazla bir ibadet olmak üzere teheccüd namazı kıl ki, Rabbin seni Makam-ı Mahmud’a ulaştırsın." (İsrâ Sûresi ) 
  • "De ki: “(Rabbinizi) ister Allah diye çağırın, ister Rahman diye çağırın. Hangisiyle çağırırsanız çağırın, nihayet en güzel isimler O’nundur.” Namazında sesini pek yükseltme, çok da kısma. İkisi ortası bir yol tut." (İsrâ Sûresi ) 
  • “Nerede olursam olayım beni kutlu ve erdemli kıldı ve bana yaşadığım sürece namazı ve zekâtı emretti.” (Meryem Sûresi 31) 
  • "Ailesine namaz ve zekâtı emrederdi. Rabb’inin katında da hoşnutluğa ulaşmıştı." (Meryem Sûresi 55) 
  • "Onlardan sonra, namazı zayi eden, şehvet ve dünyevî tutkularının peşine düşen bir nesil geldi. Onlar bu tutumlarından ötürü büyük bir azaba çarptırılacaklardır." (Meryem Sûresi 59) 
  • “Şüphe yok ki ben Allah’ım. Benden başka hiçbir ilâh yoktur. O hâlde bana ibadet et ve beni anmak için namaz kıl.” (Tâ Hâ Sûresi 14) 
  • “Güneşin doğuşundan ve batışından önce Rabbini hamd ile tespih et. Gece vakitlerinde ve gündüzün uçlarında da tespih et ki hoşnut olasın.” (Tâha Sûresi ) 
  • "Ailene namazı emret ve kendin de ona devam et. Senden rızık istemiyoruz. Sana da biz rızık veriyoruz. Güzel sonuç, Allah’a karşı gelmekten sakınmanındır." (Tâ Hâ Sûresi ) 
  • "Onları bizim emrimizle doğru yolu gösteren önderler yaptık ve kendilerine hayırlar işlemeyi, namazı dosdoğru kılmayı, zekâtı vermeyi vahyettik. Onlar sadece bize ibadet eden kimselerdi." (Enbiyâ Sûresi 73) 
  • "Hani biz İbrahim’e, Kâbe’nin yerini, “Bana hiçbir şeyi ortak koşma; evimi, tavaf edenler, namaz kılanlar, rükû ve secde edenler için temizle” diye belirlemiştik." (Hac Sûresi 26) 
  • "Onlar, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperen, başlarına gelen musibetlere sabreden, namazı dosdoğru kılan ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcayan kimselerdir." (Hac Sûresi 35) 
  • "Onlar öyle kimselerdir ki, şâyet kendilerine yeryüzünde imkân ve iktidar versek, namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir, iyiliği emreder ve kötülüğü yasaklarlar. Bütün işlerin âkıbeti Allah’a aittir." (Hac Sûresi 41) 
  • "Allah uğrunda hakkıyla cihad edin. O, sizi seçti ve dinde üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi. Babanız İbrahim’in dinine uyun. Allah, sizi hem daha önce, hem de bu Kur’an’da müslüman diye isimlendirdi ki, Peygamber size şahit (ve örnek) olsun, siz de insanlara şahit (ve örnek) olasınız.  Artık namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve Allah’a sarılın. O, sizin sahibinizdir. O, ne güzel sahip, ne güzel yardımcıdır!" (Hac Sûresi 78) 
  • "Onlar ki, namazlarında derin saygı içindedirler." (Mü'minûn Sûresi 2) 
  • "Allah’ın, yüceltilmesine ve içlerinde adının anılmasına izin verdiği evlerde hiçbir ticaretin ve hiçbir alışverişin kendilerini, Allah’ı anmaktan, namazı kılmaktan, zekâtı vermekten alıkoymadığı birtakım adamlar, buralarda sabah akşam O’nu tesbih ederler. Onlar, kalplerin ve gözlerin dikilip kalacağı bir günden korkarlar." (Nûr Sûresi ) 
  • "Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, Resûle itaat edin ki size merhamet edilsin." (Nûr Sûresi 56) 
  • "Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunanlar (köleleriniz) ve sizden henüz bulûğ çağına ermemiş olanlar, günde üç defa; sabah namazından önce, öğleyin elbiselerinizi çıkardığınız vakit ve yatsı namazından sonra (yanınıza girecekleri zaman) sizden izin istesinler. Bu üç vakit sizin soyunup dökündüğünüz vakitlerdir. Bu vakitlerin dışında (izinsiz girme konusunda) ne size, ne onlara bir günah vardır. Birbirinizin yanına girip çıkabilirsiniz. Allah, âyetlerini size işte böylece açıklar. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir." (Nûr Sûresi 58) 
  • "Namaza kalktığında, seni ve secde edenler arasında dolaşmanı gören; mutlak güç sahibi, çok merhametli olan Allah’a tevekkül et." (Şu'arâ Sûresi ) 
  • "Kur’an, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve ahirete de kesin olarak inanan mü’minler için bir hidayet rehberi ve bir müjdedir." (Neml Sûresi ) 
  • "(Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkor. Allah’ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. Allah, yaptıklarınızı biliyor." (Ankebût Sûresi 45) 
  • “Haydi siz, akşama ulaştığınızda (akşam ve yatsı vaktinde) sabaha kavuştuğunuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde Allah'ı tesbih edin (namaz kılın), ki göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur.” (Rûm Sûresi ) 
  • "Allah’a yönelmiş kimseler olarak yüzünüzü hak dine çevirin, O’na karşı gelmekten sakının, namazı dosdoğru kılın ve müşriklerden; dinlerini darmadağınık edip grup grup olan kimselerden olmayın. (Ki onlardan) her bir grup kendi katındaki (dinî anlayış) ile sevinip böbürlenmektedir." (Rûm Sûresi ) 
  • "Onlar; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren kimselerdir. Onlar ahirete de kesin olarak inanırlar." (Lokmân Sûresi 4) 
  • “Yavrum! Namazı dosdoğru kıl. İyiliği emret. Kötülükten alıkoy. Başına gelen musibetlere karşı sabırlı ol. Çünkü bunlar kesin olarak emredilmiş işlerdendir.” (Lokmân Sûresi 17) 
  • "Evlerinizde oturun. Önceki cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçıldığı gibi siz de açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekâtı verin. Allah’a ve Resûlüne itaat edin. Ey Peygamberin ev halkı! Allah, sizden ancak günah kirini gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor." (Ahzâb Sûresi 33) 
  • "Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın yükünü yüklenmez. Günah yükü ağır olan kimse, (bir başkasını), günahını yüklenmeye çağırırsa, ondan hiçbir şey yüklenilmez, çağırdığı kimse yakını da olsa. Sen ancak, görmedikleri hâlde Rablerinden için için korkanları ve namaz kılanları uyarırsın. Kim arınırsa ancak kendisi için arınmış olur. Dönüş ancak Allah’adır." (Fâtır Sûresi 18) 
  • "Şüphesiz, Allah’ın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden, gizlice ve açıktan Allah yolunda harcayanlar, asla zarar etmeyecek bir ticaret umabilirler." (Fâtır Sûresi 29) 
  • "Allah, hak ve adâletle hükmeder. Allah’tan başka taptıkları ise hiçbir hükümde bulunamazlar. Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir." (Mü'min Sûresi 20) 
  • "(Dünyalık olarak) size her ne verilmişse, bu dünya hayatının geçimliğidir. Allah’ın yanında bulunanlar ise daha hayırlı ve kalıcıdır. Bu mükâfat, inananlar ve Rablerine tevekkül edenler, büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınanlar, öfkelendikleri zaman bağışlayanlar, Rablerinin çağrısına cevap verenler ve namazı dosdoğru kılanlar; işleri, aralarında şûrâ (danışma) ile olanlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcayanlar, bir saldırıya uğradıkları zaman, aralarında yardımlaşanlar içindir." (Şûrâ Sûresi ) 
  • "Baş başa konuşmanızdan önce sadakalar vermekten çekindiniz mi? Bunu yapmadığınıza ve Allah da, sizi affettiğine göre artık namazı kılın, zekâtı verin, Allah’a ve Resûlüne itaat edin. Allah, bütün yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır." (Mücâdele Sûresi 13) 
  • "Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah’ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır. Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah’ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz." (Cum'a Sûresi ) 
  • "Ancak, namaz kılanlar başka. Onlar, namazlarına devam eden kimselerdir." (Me'âric Sûresi ) 
  • "Onlar, namazlarını titizlikle koruyan kimselerdir." (Me'âric Sûresi 34) 
  • "(Ey Muhammed!) Şüphesiz Rabbin, senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, yarısını ve üçte birini ibadetle geçirdiğini biliyor. Beraberinde bulunanlardan bir topluluk da böyle yapıyor. Allah, gece ve gündüzü düzenleyip takdir eder. Sizin buna (gecenin tümünde yahut çoğunda ibadete) gücünüzün yetmeyeceğini bildi de sizi bağışladı (yükünüzü hafifletti.) Artık, Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Allah, içinizde hastaların bulunacağını, bir kısmınızın Allah’ın lütfundan rızık aramak üzere yeryüzünde dolaşacağını, diğer bir kısmınızın ise Allah yolunda çarpışacağını bilmektedir. O hâlde, Kur’an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, Allah’a güzel bir borç verin. Kendiniz için önceden ne iyilik gönderirseniz, onu Allah katında daha üstün bir iyilik ve daha büyük mükâfat olarak bulursunuz. Allah’tan bağışlama dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir." (Müzzemmil Sûresi 20) 
  • "Onlar şöyle derler: “Biz namaz kılanlardan değildik.” (Müddessir Sûresi 43) 
  • "O, (Peygamberi) doğrulamamış, namaz da kılmamıştı." (Kıyâme Sûresi 31) 
  • "Onlara, “Rükû edin (namaz kılın)” dendiği zaman rükû etmezler." (Mürselât Sûresi 48) 
  • "Arınan ve Rabbinin adını anıp, namaz kılan kimse mutlaka kurtuluşa erer." (A'lâ Sûresi ) 
  • "Sen, namaz kıldığında kulu (bundan) engelleyeni gördün mü?" (Alâk Sûresi ) 
  • "Hâlbuki onlara, ancak dini Allah’a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O’na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir." (Beyyine Sûresi 5) 
  • "Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, Onlar namazlarını ciddiye almazlar. Onlar (namazlarıyla) gösteriş yaparlar." (Mâ'ûn Sûresi )  
  • "O hâlde, Rabbin için namaz kıl, kurban kes." (Kevser Sûresi 2) 
Namaz ile İlgili Ayetler ve Hadisler: Namazın Önemini Anlatan Ayetler ve Hadisler Nelerdir

Namaz ile İlgili Hadisler 

  • Hadis: “Dinin başı İslam (Kelime-i şehadet getirerek Allah’a teslim olmak), direği ise namazdır.” (Tirmizî, Îmân, 8; İbn Hanbel, V, ) 
  • Hadis: “Rükûları, secdeleri, abdestleri ve vakitlerine riayet ederek beş vakit namaz(ı kılmay)a devam eden ve bu beş vakit namazın Allah katından gelen bir emr-i hak olduğunu kabul eden kimse cennete girer.” (İbn Hanbel, IV, ) 
  • Hadis: “(Kıyamet günü) kulun ilk hesaba çekileceği şey namazıdır. Eğer bunu tam olarak yapmışsa (ne âlâ!) Ama (farz namazları tamam) değilse Yüce Allah, ‘Kulumun nafilelerine bakın.’ buyurur. Eğer nafile namazı bulunursa, ‘Onunla farzları tamamlayın.’ buyurur”. (Nesâî, Salât, 9) 
  • Hadis: “Müslüman bir kimse mescitleri namaz ve zikir için kendine yer-yurt edindiğinde, Allah onun bu durumuna, gurbetten dönen kişiye ailesinin sevindiği gibi sevinir.” (İbn Mâce, Mesâcid, 19) 
  • Hadis: “ Yüce Allah şöyle buyurdu: ‘Senin ümmetine beş vakit namazı farz kıldım ve onları, vaktinde ve hakkını vererek kılanları cennete koyacağımı kendi katımda vaad ettim. Namazları düzenli kılmayanlar için ise katımda böyle bir vaad yoktur.’ ” (Ebû Dâvûd, Salât, 9) 
  • Hadis: “Namaz, devam eden kimse için kıyamet gününde nur, delil ve kurtuluş sebebi olur. Namaza devam etmeyenin ise kıyamet günü nuru, delili ve kurtuluşu olmayacak, o kişi kıyamette Karun, Firavun, Haman ve Übey b. Halef’le beraber olacaktır.” (İbn Hanbel, II, ) 
  • Hadis: “Size öyle bir şey öğreteceğim ki, siz onu yaptığınız takdirde hem sizi geçenlere yetişeceksiniz hem de arkanızdan size hiç kimse yetişemeyecek. Bu sayede, benzerini yapanlar dışında, içinde bulunduğunuz cemaatin en hayırlıları olacaksınız. (Tavsiyem şudur:) Her namazdan sonra otuz üçer defa ‘sübhânallah’, ‘el-hamdü lillâh’ ve ‘Allahu ekber’ deyiniz.” buyurmuştur. (Buhârî, Ezân, ) 
  • Hadis: “Bir Müslüman, vakti geldiğinde güzelce abdest alıp, kendisini Allah’a vererek rükû (ve secdesiyle) farz namazı kıldığında, -büyük günah işlemedikçe- bu onun önceki günahlarına kefaret olur. Bu, her zaman için böyledir.” (Müslim, Tahâret, 7) 
  • Hadis: “Bir kimse abdest alır ve güzelce abdest almaya özen gösterir, ardından da namaz kılarsa, bu abdestle namaz arasında işlediği (günahlar) o namazı kılıncaya kadar mutlaka bağışlanır.” (Buhârî, Vudû’, 24; Müslim, Tahâret, 5) 
  • Hadis: “Büyük günah işlenmedikçe beş vakit namaz ve iki cuma, aralarındaki günahlara kefarettir.” (Müslim, Tahâret, 14) 
  • Hadis: “Muhakkak ki sizden biri namaz kılarken (aslında) Rabbiyle özel olarak konuşmaktadır” (Buhârî, Salât, 36) 
  • Hadis: “Kulun Rabbine en yakın olduğu (an) secde hâlidir. Öyleyse (secdede iken) çokça dua ediniz.” (Müslim, Salât, ) 
  • Hadis: “Kul, namazında etrafıyla ilgilenmediği sürece, Yüce Allah kuluna yönelir. Kul namazında etrafıyla ilgilenmeye başladığında, Allah da ondan yüz çevirir.” (Ebû Dâvûd, Salât, ) 
  • Hadis: “Namazda insan sözü konuşmak uygun olmaz. Namazda ancak tesbih ve tekbir getirilir ve Kur’an okunur.” (Müslim, Mesâcid, 33) 
  • Hadis: “Bir kişinin sürekli mescide gittiğini görürseniz onun imanına şahit olun! Çünkü Allah Teâlâ şöyle buyurur: ‘Allah’ın mescitlerini, ancak Allah’a ve âhiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder’ ” (Tirmizî, Îmân, 8; İbn Mâce, Mesâcid, 19) 
  • Hadis: “Bir kimse mescide gitme niyetiyle evinden çıktığında, attığı bir adımla kendisine bir sevap yazılır, diğer adımıyla bir günahı silinir.” (Nesâî, Mesâcid, 14; İbn Hanbel, II, ) 
  • Hadis: “Her kim sabah akşam mescide giderse, her sabah ve akşam gidişinde Allah ona cennette bir yer hazırlar.” (Buhârî, Ezân, 37; Müslim, Mesâcid, ) 
  • Hadis: “Yeryüzü (toprak) benim için mescit ve temiz kılınmıştır. Ümmetimden kim nerede namaz vaktine ulaşırsa hemen orada namazını kılabilir.” (Nesâî, Mesâcid, 42) 
  • Hadis: “Namazın anahtarı temizliktir. Başlangıcı tekbir, bitimi ise selâmdır.” (Ebû Dâvûd, Tahâret, 31) 
  • Hadis: “Cennetin anahtarı namaz, namazın anahtarı ise abdesttir.” (Tirmizî, Tahâret, 1) 
  • Hadis: “ Benim nasıl namaz kıldığımı gördüyseniz siz de öyle namaz kılın.” (Buhârî, Ezân, 18) 
  • Hadis: “Fâtiha’yı okumayanın namazı yoktur.” (Buhârî, Ezân, 95) 
  • Hadis: “Bir kimse geceleyin hanımını uyandırır da ikisi de namaz kılarsa veya birlikte iki rekât namaz kılarlarsa zâkirîn ve zâkirâtın (Allah’ı çokça anan erkekler ve hanımların) arasına yazılırlar.” (Ebû Dâvûd, Tatavvu’, 18) 
  • Hadis: “Her kim sabah namazını kılarsa, o kimse Allah’ın koruması altındadır.” (Müslim, Mesâcid, ) 
  • Hadis: “Sabah namazının iki rekât sünneti, dünyâdan ve dünyâdaki her şeyden daha hayırlıdır.” (Müslim, Salâtü’l Müsâfirîn, 96) 
  • Hadis: “Allah size bir namaz ihsan etti. O namaz, sizin için kızıl develerden daha hayırlıdır. O, vitirdir. Onu sizin için yatsı ile fecrin doğuşu (sabah namazı vaktinin girişi) arasına koydu.” (Ebû Dâvûd, Tefrî‘u Ebvâbi’l-Vitr, 1) 
  • Hadis: “Her kim önemsemediğinden dolayı cuma namazını üç defa terk ederse kalbi mühürlenir.” (İbn Mâce, İkâmet, 93) 
  • Hadis: “İnsanlar ezandaki ve birinci saftaki (sevabı) bilselerdi, ezan okumak ve birinci safta yer almak için aralarında kura çekmekten başka bir yol bulamazlar ve (sonunda) kura çekerlerdi” (Buhârî, Ezân, 9; Müslim, Salât, ) 
  • Hadis: “Cemaatle kılınan namaz, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi kat daha faziletlidir.” (Buhârî, Ezân, 30; Müslim, Mesâcid, ) 
  • Hadis: “Bazen uzun (bir kıraat ile) kıldırmak niyetiyle namaza dururum da bir çocuğun ağlamasını işitir ve annesine sıkıntı vermek istemediğim için namazımı kısa tutarım.” (Buhârî, Ezân, 65) 
  • Hadis: “En kötü hırsızlık namazdan çalmadır.” (Muvatta’, Kasru’s-Salât, 23) 
  • Hadis: “(Farz) namazını (bilerek) geçiren kimse, ailesini ve malını kaybetmiş gibidir.” (İbn Hanbel, V, ) 
  • Hadis: “Kim bir namazı unutursa onu hatırladığında kılsın. Zira onun kefareti ancak budur ” (Buhârî, Mevâkîtü’s-Salât, 37; Müslim, Mesâcid, ) 
  • Hadis: “İkindi namazını kaçıran kimse, sanki ailesini ve malını yitirmiş gibidir.” (Buhârî, Mevâkîtü’s-Salât, 14; Müslim, Mesâcid, ) 
  • Hadis: “Bir adam Hz. Peygamber’e (s.a.s.), ‘Amellerin / İbadetlerin en faziletlisi hangisidir?’ diye sordu. Peygamber Efendimiz, ‘Vaktinde kılınan namazdır.’ buyurdu.” (Buhârî, Tevhîd, 48) 
  • Hadis: “Birinizin kapısının önünden bir nehir geçse ve onda her gün beş defa yıkansa, bu o kimsenin kirinden bir şey bırakır mı, ne dersiniz?” Sahâbîler, “Onun kirinden hiçbir şey bırakmaz.” demişler, bunun üzerine Resûlullah, “İşte beş vakit namaz da böyledir! Allah onlarla günahları yok eder.” buyurmuştur. (Buhârî, Mevâkîtü’s-Salât, 6) 
  • Hadis: “Kim hiçbir ortağı olmayan, tek olan Allah’a ihlâsla ibadet ederek, namazı dosdoğru kılarak, zekâtı vererek dünyadan ayrılırsa, Allah kendisinden razı olduğu hâlde ölmüş olur.” (İbn Mâce, Sünnet, 9) 
  • Hadis: Resûlullah (s.a.s.), kızı Zeyneb ile Ebu’l-Âs b. Rebî’den olan (kız torunu) Ümâme kucağında olduğu hâlde namaz kılardı. Ayağa kalktığı zaman onu kucağına alır, secdeye vardığında bırakırdı. (Müslim, Mesâcid, 41; Buhârî, Salât, ) 
  • Hadis: “ Namazı ayakta kıl, buna gücün yetmezse oturarak kıl, buna da gücün yetmezse yan üstü yatarak kıl.” (Buhârî, Taksîru’s-Salât, 19) 
  • Hadis: “Namaz bir nurdur, sadaka bir burhandır, sabır bir ışıktır” (Müslim, Tahâret, 1) 

Namazın Önemi

Dua, ibadet, bağışlanma dilemek, yalvarmak” anlamında Farsçadan Türkçemize “namaz” olarak geçen ve “tazim için eğilmek, kulluk” gibi mânâlara da gelen “salât” kelimesi ve türevleri Kur’ân-ı Kerîm’de 99 yerde geçer.[1]M.F. Abdülbaki, Mucem, “slv” md. Tam 33 yerde zekât emrinden hemen önce namaz emri vardır. Bu durum aslında namazın önemine oldukça açık bir işarettir. Zikrettiğimiz 33 ve 99 rakamlarının, namazlardan sonra Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) tarafından emredilen 33 “Sübhânallah”, 33 “Elhamdülillâh” ve 33 “Allâhuekber” mübarek tesbihlerinin sayılarına ve toplamlarına denk geliyor olması da dikkat çekicidir.

Bakara Sûresi’nin üçüncü âyetinde, “O kimseler ki, gaybe inanırlar.” cümlesi ile Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, kıyamete, haşr u neşre, kaza ve kadere “iman rükünleri” öz bir şekilde beyan buyrulmaktadır. Öz ya da işaret yolu ile iman rükünlerine dikkatler çekildikten sonra insan zihni, İslâm rükünlerine de aynı şekilde temas buyrulmasını beklerken, âyet-i kerîme İslâm’ın rükünlerinden ikisine ismen ve sarahaten temas etmektedir. Bunlardan birincisi namazın ikamesi diğer bir tabirle gereği üzere kılınması, ikincisi ise maddî/manevî kazançlardan infakta bulunmadır. (Bakara, 2/3)

Namazı kılın, zekâtı verin.” (Bakara, 2/43) mealindeki âyet-i kerimede, önce İslâmî rükünlerden “namaz” ve hemen arkasından “zekât” zikredilmektedir. Pasaj/cümle diğer bir İslâmî rükünden bahisle ilerleyecekmiş gibi görünürken, namazın önemli bir cüz’ü olan “rükû” emri “وَارْكَعُوا” “rükû edenlerle birlikte siz de rükû ediniz” şeklinde çoğul hâlde zikredilmekte, dolayısı ile “namazların cemaatle edası” keyfiyetine güçlü bir işaretle, rükû rüknüne de tam bir sarahatle temas buyrularak nazarlar yeniden namaza tevcih edilmiş olmaktadır. (Bakara, 2/43)

Başka bir âyet-i kerimede ise mealen; “Sizin veliniz/dostunuz ancak Allah Teâlâ’dır. Ve O’nun peygamberidir ve imân etmiş olanlardır. O imân edenler ki, namazı dosdoğru kılarlar ve zekâtı verirler..” (Mâide, 5/55) buyrularak “dostlar” nazarlara verilmekte, bu dostların ancak Allâh (celle celâluhu), Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ve Allâh’a (cc) iman eden müminler olduğu beyan buyrulmaktadır. Devamında “dost” özelliği taşıyan müminlerin vasıfları verilmektedir. Dostların ilk özelliği namazı tam manası ile ikâme eden kimseler olmalarıdır. İkinci özellikleri zekâtlarını aksatmadan vermeleridir. Üçüncü olarak ise -zihinler, bu dostların oruç ve hac gibi diğer İslâmî özelliğinin zikredilmesini beklerken- namazları cemaatle ifa etmeleri, cemaat hâlinde yaşama ve bizzarure cemaatten ayrılmama özellikleri “وَهُمْ رَاكِعُونَ” “onlar rükû eden müminlerdir” mânâsındaki tek bir kelime ile ifade edilmektedir. (Mâide, 5/55)

Namaz o derece önemli bir ibadettir ki, Hz. Adem’den (as) itibaren bütün peygamberlerin ve dinlerin tebliğinde yer almıştır. Hz. İbrahim (as) (İbrahim, 14/40), Musa (as) (Mâide, 5/12), Şuayb (as) (Hud, 11/87), Zekeriyyâ (as) (Ali İmran, 3/37) ve İsa (as) (Meryem, 19/31) ve diğer peygamberlerin namaz ile emredildiklerini Kur’ân-ı Kerîm bizlere haber vermektedir.

İslâm’ın Beş Temel Şartından Biri

Namazın, İslâm’ın beş şartından birisi olduğunu Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) beyan buyurmaktadır.[2]Buhari, iman 1; Müslim, iman 22; Nesai, iman 13; Tirmizi, iman 3. Bilindiği üzere bu temel şartlardan “namaz” ve “oruç” bedenî, kalbî, ruhî, aklî, zihnî ve sırrî bir ibadet durumunda iken, “zekât” ve “hac” az önce sayılanlara ilâve olarak aynı zamanda malî bir ibadettir. Şayet bir Müslüman’ın malî durumu zekât ve hac rükünleri için yetersiz ise, bu durumda böyle bir kimse için geride kalan seçenekler sadece “namaz” ve “oruçtur”. Bilindiği üzere namaz ve oruç için herhangi bir malî külfet söz konusu değildir. Buna rağmen namaz ve orucu (hafazanallah) önemsememe gibi bir sıkıntı varsa, böyle bir kimse ebedî hayatı konusunda müthiş derecede tedirgin olmalıdır.

Malî ve bedenî ibadetler mukayesesine kısaca temas etmişken, “Zenginler sevapça daha ileride midirler?” gibi zihinlere gelebilecek bir soru açısından şu rivayeti aktarmakta fayda mülahaza etmekteyiz.

Ebû Zerr’den (ra) rivayet edildiğine göre bazı insanlar:

Beş Vakit Namaz

Cenâb-ı Hakk, mealen: “Namazlara ve orta namaza devam edin” (Bakara, 2/), “şüphesiz namaz müminler üzerine vakitleri belli bir farzdır” (Nisa, 4/), “Gündüzün iki ucunda ve gecenin gündüze yakın zamanlarında namaz kıl” (Hûd Sûresi, 11/), “Güneşin doğuşu ve batışından önce, gecenin bazı saatlerinde ve gündüzün her iki vaktinde tesbih et” (Taha, 20/), yüksek beyanları ile günde beş vakit namazın müminler için çok önemli bir vazife ve sorumluluk olduğunu bizlere hatırlatmaktadır. Ayrıca Nisa, 4/; İsra, 17/78; Nur, 24/36; Rum, 30/; Kaf, 50/; Dehr (İnsan), 76/ âyet-i kerîmelerinde de beş vakit namaza ve vakitlerine temas edilmektedir.

Cabir b. Abdillah (ra) anlatıyor:

Ashab hazeratı mescidde Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) ile birlikte otururken, Dımam İbnu Sa’lebe gelerek İslâm’ın temelleri ile alâkalı bazı sorular sormuş, Efendimiz’den (sallallahu aleyhi ve sellem) cevaplarını almış, sorularından birisi de şu şekilde olmuştur: “Allah Teâlâ adına soruyorum: Gece ve gündüzde beş vakit namaz kılmanı sana Allah mı emretti?” Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem): “Allah’a yemin olsun evet!” demiştir.[3]Buhari, ilm 6; Müslim, iman 10; Tirmizi, zekât 2; Nesâî, siyam 1.

Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) “Namazlarınızı benden gördüğünüz şekilde kılınız.” buyurmuş[4]Buhari, ezan, 18; Müslim, mesâcid, ; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 3/; Dârimî, salât 42, namazların vaktinden soran bir adama da: “İki gün namazları bizimle kıl.[5]Müslim, mesacid , ; Tirmizi, salat ; Nesâî, mevâkît diyerek namazların vakitlerini, rekât sayılarını ve kılınış şekillerini uygulamalı olarak talim buyurmuştur.

Günlük namazların beş vakit kılınması konusunda Kitap, Sünnet ve icmâ-ı ümmet gayet açıktır. Dolayısı ile gerek geçmişte ve gerek günümüzde, günlük namazların kaç vakit olduğu ve kılınış şekilleri ile ilgili en küçük bir ihtilaf yoktur.

Vaktinde Kılmak

Peygamber Efendimiz’e (sallallahu aleyhi ve sellem) ashab hazeratı çeşitli vesilelerle hangi amelin daha faziletli olduğunu sormuşlar, nübüvvet feraseti kaynaklı ferdî farklılıkların gözetildiğini düşündüğümüz cevaplar almışlardır. Ancak namaz yüksek bir öneme sahip olduğu için, namazı emreden birçok âyet-i kerîmenin yanısıra Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) namazın vaktinde kılınmasına verdiği önemin ve hassasiyetinin doruk noktasında olduğunu görmekteyiz. Ümmü Ferve’nin rivayetine göre, Resûlullah’a (sallallahu aleyhi ve sellem) “Hangi amel efdaldir?” diye sorulduğunda şu cevabı vermiştir: “İlk vaktinde kılınan namaz![6]Ebu Davud, salat 9; Tirmizi, salat ; Müslim, iman ; Buhari, mevâkît 5.

Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Hz. Ali’ye (ra) şu tembihte bulunmuştur: “Ey Ali; Vakti girdiği zaman namazı sakın geciktirme.” (Tirmizi, salat ) Hz. Ömer’in (ra) rivayetine göre de bir adam gelerek; ‘Ey Allah’ın Resûlü! İslâm’da Allah’a en sevimli olan şey nedir?’ diye sormuş, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) da; ‘Vaktinde kılınan namaz. Namazı terk edenin dini yoktur. Namaz dinin direğidir.’ buyurmuştur.” (Beyhakî, Şuabu’l-Îmân, 4/ ().)

Kıyamet Gününde Kulun İlk Hesaba Çekileceği Amel

Ebu Hüreyre’den (ra) rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Kıyamet gününde kulun hesaba çekileceği ilk ameli onun namazıdır. Eğer namazı tamam ise, felaha erer ve kurtulur. Fakat namazı yoksa kaybeder ve zararlı çıkar. Şayet farzlarında noksanlar çıkarsa, (en iyi şekilde bilmesine rağmen) Azîz ve Celîl Rabb’i: ‘Kulumun nâfile namazları var mı, bakınız.’ der. O kulun farzlardaki eksikleri varsa nafileleri ile tamamlanır. Sonra diğer amellerinden de bu şekilde hesaba çekilir.[7]Tirmizî, mevâkît Ayrıca bkz. Ebû Dâvûd, salât ; Nesâî, salât 9; İbni Mâce, ikâmetu’s-salâh ; Tirmizi, salât, ; Heysemi, Mecmau’z-Zevaid, 1/

Dinin Direği

Namaz dinin direğidir.” mealindeki hadîs-i şerîf, Müslümanlar arasında yerleşmiş ve meşhur olmuştur. Ancak zaman zaman da olsa bazı kimseler bu beyanın sıhhati ile ilgili yersiz şüphe yaymaya çalışmaktadır. Hâlbuki bu cevâmiu’l-kelim (az ve öz sözcüklerle çok şeyi ifade etme, konuşulan mevzuda az sözle kapsamlı ifade) cümlenin diğer hadîs kitaplarında da şahitleri bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesinde Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Muâz b. Cebel’e şöyle buyurmuştur: “Sana bütün işin başını ve onu ayakta tutan direğini, zirve noktasını söyleyeyim mi? Ben, söyle ey Allah’ın Resulü dedim. Şöyle buyurdu: “İşin başı İslâm, onu ayakta tutan direği namaz, zirve noktası ise Allâh için çabalamaktır.”(Tirmizî, iman 8).

Şeyhü’l-İslâm İbn Hacer, “Namaz dinin direğidir” mealindeki hadîs-i şerîf için “Ravileri sika/güvenilir.[8]İbn Hacer, Et-Telhîsu’l-Habîr fî Tahrîci Ehâdîsi’r-Râfi’i’l-Kebîr, 1/, Müessesetü Kurtuba demekte, İmam Beyhakî de Şuabu’l-Îman’ında bu hadîs-i şerîfi şu şekilde aktarmaktadır: Hz. Ömer’in (ra) rivayetine göre bir adam gelerek; Ey Allah’ın Resulü! İslâm’da Allah’a en sevimli olan şey nedir?’ diye sordu. Resûlullah da (sallallahu aleyhi ve sellem); ‘Vaktinde kılınan namaz. Namazı terk edenin dini yoktur. Namaz dinin direğidir.’ buyurdu.[9]Beyhakî, Şuabu’l-Îmân, 4/ () Mektebetü’r-Rüşd, Riyad

Allâh’a (celle celâluhu) En Yakın Olunan Ân: Secde

Secde, namazda alnı, burnu, elleri, dizleri ve ayak parmak uçlarını da kıbleye bakacak şekilde yere koyarak Allah’ı (celle celâluhu) gönülden ve ürpererek anma ve namaza ait temel bir rükündür. Abdullah b. Abbas (ra) rivayetine göre Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Yedi kemik (bir rivayette yedi uzuv) üzerinde secde etmekle emrolundum: Bunlar; alın -burnuna da eliyle işaret etti- (Böylece burun-alın bir sayıldı), iki el, iki diz ve iki ayağın parmak uçlarıdır.[10]Buharî, ezan, , , , ; Müslim, salât ; Ebu Dâvud, salât ; Nesâî, iftitâh 40; İbn Mâce, ikâmetu’s-salâh 19; Müsned, 1/,

Secde kelimesi türevleri ile birlikte Kur’ân-ı Kerîm’de 92 yerde geçmektedir. Secde, namazın en önemli hareketi, ibadet ve kulluğun özü ve esasıdır. Kul, secde ile taatullah, haşyetullah, marifetullah ve muhabbetullahın en yüksek mertebelerine ulaşma imkânı bulur. “Secde et ve (Rabb’ine) yaklaş!” (Alak, 96/19) ki aynı zamanda secde âyetidir, kulun Allâh’a en yakın olacağı ânın secde anı olduğunu haber vermektedir. Ebu Hüreyre (ra)’den rivayete göre, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Kulun, Allah’a en yakın olduğu zaman secdede olduğu ândır. Bu sebeple secdelerde çok dua edin.[11]Müslim, salât 15; Nesâî, mevâkît 35; Tirmizi, deavât ; Müsned, 2/

Manevi Kirleri Temizlemesi

Namaz sürekli bir temizlenme ve arınma ameliyesidir. İnsanın gün içerisinde el ve yüzünü defalarca yıkama lüzumu hissetmesi gibi, insanın batınî lâtifeleri de gün içerisinde beş vakit namaz ile bir arınma ve temizlenme ihtiyacı içerisindedir ve bunu sağlayacak olan tek husus, Allâh rızası gözetilerek kılınacak vakit namazlarıdır.

Hz. Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor: “Hz. Peygamber’in (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle söylediğini işittim: “Sizden birinizin kapısının önünden bir nehir aksa ve bu nehirde her gün beş kere yıkansa, acaba üzerinde hiç kir kalır mı, ne dersiniz?” “Bu hâl, onun kirlerinden hiçbir şey bırakmaz!” dediler. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem): “İşte bu, beş vakit namazın misalidir. Allah onlar sayesinde bütün hataları siler.” Buyurdu.[12]Buhâri, mevâkît 6; Müslim, mesâcid ; Tirmizî, emsâl 5; Nesâî, salât 7; Muvatta, sefer

Kötülüklerden Alıkoyması

Kur’ân-ı Kerîm’de namaz ile ilgili âyet-i kerîmelerden, namaz kılan kimsede zihnî, ruhî ve kalbî oldukça önemli değişim ve dönüşümlerin gerçekleştiğini, bunun yüksek ahlâk olarak davranışlara yansıdığını, iman-ibadet-yüksek ahlâk vetiresinde namazın büyük ehemmiyeti olduğu anlaşılmaktadır. “Ey Şuayb! Babalarımızın taptığını yahut mallarımız hakkında dilediğimizi yapmayı terk etmemizi sana namazın mı emrediyor?” (Hûd, 11/87) mealindeki âyet-i kerime, bir yönü itibarı ile namaz ve insanın fiilleri arasındaki uyum ve irtibatı söz konusu etmektedir. Bu irtibatı gösteren diğer bir âyet-i kerime ise mealen şu şekildedir: “(Resulüm!) Sana vahiy edilen Kitab’ı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki, namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.” (Ankebût, 29/45)

Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem); “Her kimin kıldığı namaz kendisini hayâsızlıktan ve münkerden alıkoymuyor ise onun namazı yoktur.[13]Münavî, Feyzü’l-Kadir, VI/; Suyutî, ed-Dürrü’l-Mensur, VI/; Deylemî, Firdevs, III/ buyurmaktadır. Ümmü Seleme’den (funduszeue.infoâ) rivayete göre, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): “Namaza dikkat edin, namaza!” buyurmuştur. (Müsned, 1/)

Terkindeki Tehlike

Kur’ân-ı Kerîm’de namazın terki veya önemsenmemesi ile alâkalı olarak mealen şöyle buyrulur: “Namazlarından gaflete düşen (kıldıkları namazın değerini bilmeyen, namazlarının vaktini önemseyerek terk eden ya da vaktinde kılmayan) musallîlere veyl olsun!” (Mâun, /)

Veyl” kelimesini İbn Abbas (ra) azap, Osman b. Affân (ra) Resûlullah’tan (sallallahu aleyhi ve sellem) rivayet ile Cehennem’de bir dağ[14]Taberî, Câmiu’l-Beyân an Te’vîli Âyi’l-Kur’ân, 3/, Kahire, Ebu Said el-Hudrî (ra) yine Resûlullah’tan (sallallahu aleyhi ve sellem) rivayet ile Cehennem’de bir kişinin ancak kırk yıl aşağıya düşerek varabileceği bir çukur[15]İbn-i Hibban, Sahih (İbn Belban tertibi), 16/ (). olarak tanımlamıştır.

Sakar” adlı Cehennem’e girişin gerekçesi sorulduğunda, orada bulunanların ilk söyledikleri sebep, namaz kılmayışları olmaktadır.

Namazı terk edenlerle ilgili bir diğer âyet-i kerimede Cenâb-ı Hakk mealen şöyle buyurur:

Bu âyet-i kerimeyi tefsir eden Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), Ebu Umame el-Bâhilî’nin (ra) rivayeti ile şunları aktarmaktadır:

“Eğer bir kaya parçası Cehennem’in kenarından aşağıya atılacak olursa, yetmiş yıl düşse bile Ğayy ve Âsâm’a ulaşmadıkça Cehennem’in en derin noktasına ulaşmış olmaz.” “Ğayy ve Âsâm nedir?” diye sorulunca da şöyle buyurdular: “Bunlar Cehennem’in dip tarafındaki iki kuyudur. Cehennemliklerin irinleri buralardan akar. Allah Teâlâ’nın: “Namazı terk eden, arzularına uyan bir kavim geldi. İşte onlar Ğay ile karşılaşacaklar.” (Meryem, 19/59) âyet-i kerîmesi ile “Kim bunları işlerse Âsâm ile karşılaşır.” (Furkan, 25/68) buyruklarında söz konusu ettiği kimseler bunlardır.”[16]Taberânî, Mu’cemu’l-Kebir, 8/, (), Mektebetü İbn Teymiyye, Kahire, trsz.

Bir gün Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) namazdan bahsetti. Buyurdu ki:

Hz. Ebu’d-Derda’nın (ra) rivayetine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) kendisine şöyle bir tavsiyede bulunmuştur:

Sonuç

Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), kişinin namazı terk ile küfre düşeceğini haber vermiş,[18]Müslim, îmân ; Ebû Davud, sünnet 15; Tirmizî, iman 9; İbn Mace, ikâmetu’s-salâh 17; İbn-i Hibban, Sahih (İbn Belban tertibi), 4/ (). namazın terk edilmesinin şirk olduğunu belirtmiş,[19]İbn Mâce, ikâmetu’s-salâh “Namazı olmayanın (kâmil mânâda) dini yok demektir. Namazın dindeki yeri, başın bedendeki yeri gibidir,[20]Taberanî, el-Mu’cemüs-Sağîr, 1/; Suyûtî, el-Câmius-Sağîr, 2/ diyerek namazın mümin için dindeki merkezî konumuna dikkat çekmiştir. Maddî ve mânevî hastalıkların temelinde namazsızlık vardır. Çünkü namaz bir nur, bir aydınlık sağanağıdır.[21]Müslim, taharet 1. Kulun Allâh (celle celâluhu) ile doğrudan irtibatını sağlayan kopmaz bir bağdır.

Huşu ile Allâh’a (celle celâluhu) yönelenler için namaz; huzur ve itminanın tükenmeyen kaynağı, bilhassa iftitah, kıyam, kıraat, rükû ve secde rükünleri ile biiznillah mülhime, mutmainne, râziye, marziyye ve sâfiyye mertebelerine yükselebilme platformu, rüyetullah saadetine (Mutaffifîn, 83/23, 35; Kıyâmet, 75/23) mazhariyetin üssü ve likâullaha (Enâm, 6/; Rad, 13/2) yüksek seviyede inanabilmenin de kilididir. Ancak diğer taraftan namaz, Allah’a (celle celâluhu) mülâkî olacaklarını kabul etmeyenler (Enâm, 6/31; Yunus, 10/45; Secde, 32/10) içinse zor ve ağır bir ibadettir (Bakara, 2/45).

Hz. İbrâhim’in (as) şu güzel duası hitâm-ı misk nevinden olsun: “Ya Rabb! Beni de, neslimi de namazı devamlı ve dosdoğru kılan kullarından eyle! Duamı, lütfen kabul buyur Ya Rabb!” (İbrahim, 14/40)

*Musa Kazım Gülçür

ÜÇÜNCÜ KİTAP

NAMAZ KİTABI

Namazın Önemi ve Fazileti

1- Bilindiği gibi Yüce Allah'ı tevhid (bir kabul etmek), Onun eşsiz varlığını bilip tasdik etmek, farz olan en büyük bir görevdir. Bundan sonra farzların en büyüğü ve en önemlisi namazdır. Namaz, imanın alametidir, kalbin nurudur, ruhun kuvvetidir, mü'minin miracıdır. Mü'min bu namaz sayesinde Yüce Allah'ın manevî huzuruna yükselir. Yüce Allah'a yalvararak manevî yakınlığa erer. Mü'min için ne yüksek bir şeref!..

Bütün hak dinler, insanlara namaz kılmalarını emretmişlerdir. Bizim sevgili Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz de, peygamber olarak gönderilişlerinden itibaren namaz kılmakla yükümlü olmuştur. Ancak o zaman, güneşin doğuşundan ve batışından sonra olmak üzere günde iki defa namaz kılınıyordu. Sonra Miraç gecesinde beş vakit namaz farz olmuştur. Hazreti Peygamber'in miracı ise, sahih kabul edilen rivayete göre, Medine'ye hicretlerinden on sekiz ay önce Receb ayının yirmiyedinci gecesinde olmuştur.

2- Kur'an-ı Kerîm'de ve hadîs-i şeriflerde namaza dair birçok emirler ve öğütler vardır. Bütün bunlar, İslam dininde namaza ne kadar büyük önem verildiğini gösterir. Bir ayet-i kerîmenin anlamı şöyledir:

"Ey Resulüm! Sana vahy olunan Kur'an ayetlerini güzelce oku ve namazı gereği üzere kıl. Gerçekten namaz, edeb ve namusa uygun olmayan şeylerden, çirkin görülen işlerden alıkor. Her halde Yüce Allah'ı zikretmek, her ibadetten daha büyüktür. Yüce Allah bütün yaptıklarınızı bilir."

Namaz ibadeti ise, en büyük zikirdir.

Diğer bir ayet-i kerîmenin anlamı şöyledir:

"Namazı gereği üzere yerine getiriniz, zekatı yeriniz. Nefisleriniz için hayır olarak önceden ne gönderirseniz, onu Yüce Allah

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası