fatma seher hanım kitabı özeti / Fatma Seher Hanım / Erzurum - İzmit - İsmail Bilgin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Fatma Seher Hanım Kitabı Özeti

fatma seher hanım kitabı özeti

Fatma Seher Hanım / Erzurum - İzmit - İsmail Bilgin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Fatma Seher Hanım / Erzurum - İzmit kimin eseri? Fatma Seher Hanım / Erzurum - İzmit kitabının yazarı kimdir? Fatma Seher Hanım / Erzurum - İzmit konusu ve anafikri nedir? Fatma Seher Hanım / Erzurum - İzmit kitabı ne anlatıyor? Fatma Seher Hanım / Erzurum - İzmit PDF indirme linki var mı? Fatma Seher Hanım / Erzurum - İzmit kitabının yazarı İsmail Bilgin kimdir? İşte Fatma Seher Hanım / Erzurum - İzmit kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar:İsmail Bilgin

Yayın Evi: Timaş Çocuk

İSBN:

Sayfa Sayısı: 96

Fatma Seher Hanım / Erzurum - İzmit Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Kurtuluş Savaşı’nın gerçek kahramanları ve en heyecanlı maceraları bu seride! Cesaret, fedakarlık ve umut kahramanı olan bu isimler, artık çok yakınınızda!

Fatma Seher Hanım / Erzurum - İzmit Alıntıları - Sözleri

  • --Paşam anlatmam uzun sürer . Ancak Erzurumdan buraya sadece sizinle görüşebilmek için geldim . Kendim için bir şey istemeyeceğim. Ama vatanım için istiyorum. Çeten adıma ıstiyorum . -Vatan mı? funduszeue.info iki üç dakika dinleseniz yeter . - Vatan için ise iki üç saatte görüşebiliriz. Bizimle gel
  • "Eşkiyalar bir şeylerden şüphelenmiş gibiydiler."
  • "Sonrada adamların dikkatini dağıtmak için; asıl siz kim oluyorsunuz da bize hesap soruyorsunuz."
  • "Adamların üzerine atladılar tam bu sırada diğer üç kişi kisa bir bogusma oldu eskiyalar baygın halde yere serilmisti. "
  • "Köşe başında onu izlemeye başladılar."
  • "Arkadan dolanmayi deneyelim."

Fatma Seher Hanım / Erzurum - İzmit İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Fatma Seher Hanım / Erzurum - İzmit PDF indirme linki var mı?

İsmail Bilgin - Fatma Seher Hanım / Erzurum - İzmit kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Fatma Seher Hanım / Erzurum - İzmit PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı İsmail Bilgin Kimdir?

yılında Gelibolu'nun Evreşe bucağında doğdu. İlk ve ortaokulu Evreşe'de, liseyi Gelibolu'da bitirdi ve İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümünü kazandı. Fakülteye devam ederken, iki sene süreyle Türkiye Çocuk dergisinde çalıştı. Daha sonra, mezun olduğu üniversiteye asistan olarak girdi. yılında yüksek lisansını, yılında doktorasını tamamlayarak jeoloji doktoru unvanını aldı.

yılında, akademik hayatını sürdürdüğü İstanbul Üniversitesi'nden ayrıldı. Hâlen bir kamu kurumunda jeoloji mühendisi olarak çalışmaktadır. Yayınlanmış makaleleri bulunan yazarın, edebî faaliyetlerinin yanı sıra bilimsel çalışmaları da sürmektedir.

Küçüklüğünden beri okuma yazmaya karşı büyük tutkusu olan yazar, 'de Ömer Seyfettin Hikâye yarışmasında İstanbul Depremi’ni anlattığı “Ne Oluyor Dendiği Zaman” adlı hikâyesi ile birinci oldu. Bu tarihten itibaren artan bir gayretle yazı hayatını sürdüren İsmail Bilgin, 'te Eskader tarafından tarih dalında "Kut’ül Amare" romanıyla; 'te de Yazarlar Birliği tarafından tarihî roman dalında ilk defa verilen büyük ödüle Çanakkale Romanları/Araştırmaları sebebiyle layık görüldü. Daha çok yakın tarih konularını, özellikle de 1. Dünya Savaşı dönemini ele alan eserlerle çocuklarda tarih bilincinin oluşmasına katkıda bulunmak için tarihî hikâyeler ve gençlik romanları yazdı ve yazmaya devam ediyor.

İsmail Bilgin Kitapları - Eserleri

  • Sarıkamış
  • Medine Müdafaası / Çöl Kaplanı Fahrettin Paşa
  • Kut'ül Amare
  • Kuşçubaşı Eşref
  • Alay Çanakkale
  • Alay Filistin
  • Çanakkale Destanı
  • Elveda Balkanlar
  • Gelibolu
  • Alay Galiçya
  • Diriliş / Osmanlılar Geliyor
  • Sütçü İmam - Kahramanmaraş
  • Safiye Hüseyin
  • Zenci Musa
  • Şerife Bacı / Kastamonu
  • Şahin Bey / Gaziantep
  • Çanakkale'ye Gidenler
  • Küçük Yusuf / İstanbul
  • Çanakkale'nin İsimsiz Kahramanları
  • Hasan Tahsin / İzmir
  • Ankara'nın Ateştir Yolu
  • Onbaşı Nezahat / Kütahya
  • İpsiz Recep / Karadeniz
  • Çanakkale İçinde Vurdular Beni
  • Yörük Ali Efe / Aydın
  • Fatma Seher Hanım / Erzurum - İzmit
  • Binbaşı Emire Ayşe / Aydın
  • Sultan Alparslan
  • Mehmet Fazıl Paşa
  • Kara Yılan / Gaziantep
  • Kurtuluşa Koşanlar
  • Kambur Kerim / Adapazarı - Eskişehir
  • Kudüs’teki Son Osmanlı
  • Asker Saime / İstanbul - İzmit
  • Cafer Efe / Soke
  • Casus Mehmet / Tarsus
  • Ahmet Hulusi Efendi / Denizli
  • Tayyar Rahime / Osmaniye
  • Hamdi Bey / Eceabat
  • Hatice Bacı / Pozanti
  • Evliya Çelebi'nin Maceraları
  • Yahya Kaptan / İzmit
  • Gizemli Ok
  • Kurtuluş Savaşı Hikayeleri
  • Alparslan'ın Akıncısı Alperen - Saklı Hazine
  • Özgürlük Savaşı
  • Fetih Yolunda
  • Cesur Hemşire
  • Gizli Görev
  • Esirler Kalesi
  • Esrarengiz Bilgin
  • Çanakkale Tufanı
  • Cezeri
  • Tarihimizi Yazanlar
  • Çaka Bey
  • Biruni
  • Ayrılmaz İkili
  • Alparslan'ın Akıncısı Alperen - Oyunun Sonu
  • İngiliz Kıskacı
  • Deli Dumrul
  • Evliya Çelebi Maceraları / Hazarfen Ahmet Çelebi Uçuyor
  • Bedeli Çanakkale’de Ödenmiştir
  • Destan Yazanlar
  • Kayıp Ferman
  • Çanakkale Savaşı Günlüğü
  • Harizmi
  • Zafer Getiren Mayınlar
  • Korkusuz Pilot
  • Osman Gazi / Aşiretten Beyliğe
  • Oruç Reis - Kahraman Türk Denizcileri
  • Tepegöz
  • Oğuz Kağan Destanı
  • Büyük Türk Gezgini Evliya Çelebi’nin Dünya Turu - 3. Kitap / Azak Kalesi'nin Fethi
  • Denizaltıyı Vuran Kahraman
  • Düşmana Göğüs Gerenler
  • Dünyayı Sırtlayan Yiğitler
  • Orhan Gazi / Beylikten Devlete
  • Büyük Türk Gezgini Evliya Çelebi’nin Dünya Turu - 8. Kitap / Mısır Piramitlerinde
  • Büyük Türk Gezgini Evliya Çelebi’nin Dünya Turu - Kitap / Hollanda Macerası
  • Büyük Türk Gezgini Evliya Çelebi’nin Dünya Turu - 4. Kitap / Kırım’ın Buzlu Denizi
  • Düşmana Korku Salanlar
  • Esaretten Kurtulan Nefer
  • Ertuğrul Gazi / Aşiretten Beyliğe
  • Barbaros Hayreddin Paşa - Kahraman Türk Denizcileri
  • Kemal Reis - Kahraman Türk Denizcileri
  • Büyük Türk Gezgini Evliya Çelebi’nin Dünya Turu - 1. Kitap / Marmara Korsanları
  • Büyük Türk Gezgini Evliya Çelebi’nin Dünya Turu - 7. Kitap / Bağdat Çekirgeleri
  • Büyük Türk Gezgini Evliya Çelebi’nin Dünya Turu - 6. Kitap / Dicle Serüveni
  • Büyük Türk Gezgini Evliya Çelebi’nin Dünya Turu - 5. Kitap / Eşkıya Peşinde
  • Büyük Türk Gezgini Evliya Çelebi’nin Dünya Turu - Çalınan Ferman
  • Evliya Çelebi Mecaraları / Çocukluğu Ve Rüyası
  • Evliya Çelebi Maceraları / Siyah Lale'nin Peşinde
  • Evliya Çelebi Mecaraları / Karadenizde Fırtına
  • Evliya Çelebi Mecaraları / Marmara Korsanları
  • Masal Ormanı
  • Sihirli Nar
  • Evliya Çelebi Mecaraları / Balkanlarda
  • Denizlerin Ejderhası - Turgut Reis
  • Kara Mürsel Reis(Kahraman Türk Denizcileri)
  • Umur Bey-Kahraman Türk Denizcileri
  • Piri Reis - Kahraman Türk Denizcileri
  • Bamsı Beyrek
  • Battal Gazi
  • Boğaç Han
  • Büyük Türk Gezgini Evliya Çelebi’nin Dünya Turu
  • Çelebi Mehmet
  • Evliya Çelebi Mecaraları / Buz Tutan Denizde
  • Mehmet Kamil
  • Mehmet Nuri Efendi - Kurtuluşun Kahramanları 3
  • Anadolu ve Balkanlara Vurulan Mühür Yıldırım Beyazıd
  • Evliya Çelebi Mecaraları / Edirne'de
  • Satuk Buğra Han Destanı
  • Uluç Reis
  • Büyük Türk Gezgini Evliya Çelebi’nin Dünya Turu - 9. Kitap / Foncistan Yolunda
  • Evliya Çelebi Mecaraları / Afrika Ormanlarında
  • Evliya Çelebi Mecaraları / Yol Kesen Kara Haydaroğlu
  • Kurtuluşun Kahramanları 2 (10 Kitap)
  • KURTULUŞUN KAHRAMANLARI 3
  • Halide Edip
  • Küçük Şükriye
  • Mehmet Nuri Efendi
  • Onikiler
  • Tülütabaklar
  • Tek Kurşun Atmadan
  • Taş Bebek
  • Devletten İmparatorluğa Sultan funduszeue.info
  • Buz Adaları
  • Kuşların Dilinden Hikayeler
  • Kelile ile Dimne'den Aslan ile Tilki
  • Evliya Çelebi Mecaraları / Piramitlerdeki Hazine
  • Seydi Ali Reis - Osmanlı'nın Hint ve Mısır Donanmalarının Kaptanı
  • Çanakkale'nin Kahramanları Set 1
  • Sarıkamış
  • Evliya Çelebi - Buz Adaları
  • Evliya Çelebi Mecaraları / Bitlis Diyarında
  • Evliya Çelebi Mecaraları / Foncistan'da
  • Evliya Çelebi Mecaraları / Ege Macerası
  • Evliya Çelebi Mecaraları / Ferman Peşinde
  • Evliya Çelebi Mecaraları / Gelibolu'da
  • Evliya Çelebi Mecaraları / Diyarbakır'a Kelekle Yolculuk
  • Evliya Çelebi Mecaraları / Bağdat'ta
  • Fatih Sultan Mehmet
  • Evliya Çelebi Mecaraları / Mısır Çöllerinde
  • Evliya Çelebi Mecaraları / Battal Gazi İstanbul´da
  • Hasret Hikayeleri

İsmail Bilgin Alıntıları - Sözleri

  • Düşenin dostu olmazmış…Doğru ,çok doğru bir söz. (Kut'ül Amare)
  • "Bakalım gelecek günler kimi haklı çıkaracak göreceğiz.. " ( Alay Çanakkale)
  • Mehmed Akif'in dudakları kapır kıpır duadaydı. Sık sık dua ederdi. Namazlarını hiç aksatmaz,vakit geldi mi hemen yer ve mekân tanımaksızın namaza dururdu. Kumluk, taşlık, çimenlik onun için fark etmezdi. Çok görmüştü, kuru katılaşmış kum tabakaları üzerinde namaz kıldığını ve alnında pek çok kum tanesiyle namazına son verdiğini. (Zenci Musa)
  • - Yiğit şu hançerini bana sat, -Olmaz -İyi fiyata alırım -Olmaz dedim ya, bizde silah satılmaz . Silahsız yiğit çıplaktır, bilmez misin ? Çekil yolumdan! -Omzundaki Şahini sat o zaman. -Olmaz dedim ya . Biz dostlarımızı da satmayız. -Şahin’den dost mu olurmuş . -Olur ya Haydi çekil şimdi yolumdan! (Diriliş / Osmanlılar Geliyor)
  • Orta Asya ülkeleriyle de ilişkileri iyi Rusya ile aralarını bozduk ama şimdi adeta ittifak halindeler. S füzelerini almak için çalışıyorlar. Korkarım en büyük kozumuz da elimizden alınacak." "Neymiş o koz?" “NATO olarak füze sistemiyle sizi koruyoruz diyorduk. Onlar şimdi ilk defa kendi milli füze sistemlerini geliştiriyorlar. Üstelik bunları terör örgütleriyle savaşırken yapıyorlar." (Zenci Musa)
  • Çeşmeye yaklaştığında, arkadaşlarının su içmek isteyen bir taşladıklarını görmüştü. Köpek bu taşlardan korunmak için acı acı havlayarak kaçıyordu. Arkadaşları yavruyu taşlamaya devam ediyorlardı.bu hareketini gören Hasan onlara çıkıştı: -Ne yapıyorsunuz, rahat bırakın o köpeği! -Sen Karışma! -Niye karışmicakmışım, o da su içmek istiyor? -o içemez. -neden içemezmiş ? -içtikten sonra içebilir. -Siz içtiniz ya -olsun, o köpek su içemez. -Birgül demiş ve daha sonra arkadaşları ile köpek için kavga bile etmiş. Ama neticede köpek çeşmeden su içememişti. Hasanda yavruyu alıp ona bir kapta su vermişti. Kana kana su içen Köpek teşekkür etmek etmek ister gibi Hasan'ın karşına geçip tatlı tatlı havlama havlayıp Durmuştu. (Çanakkale İçinde Vurdular Beni)
  • Gönüllerde, yüreklerde açan yaralar da kabuk bağlar mı? (Zenci Musa)
  • Yaran ağır değil. Çabuk iyileşirsin bak sen de gazi oldun -Arkadaşlarım daha yüksek bir rütbeye kavuşfunduszeue.info ben ulaşamadım Hasan hoca anlamamış gibi sordu: -Neymiş o rütbe -Şehitlik (Gelibolu)
  • "Sonrada adamların dikkatini dağıtmak için; asıl siz kim oluyorsunuz da bize hesap soruyorsunuz." (Fatma Seher Hanım / Erzurum - İzmit)
  • Gönlüm yine bir afet-i hicrana dolaştı Sevda'yı muhabbet başıma gör neler açtı Bu hal-i perişanıma düşman bile şaştı Yine sevda'yı muhabbet gör neler açtı (Sarıkamış)
  • Pirincin içindeki siyah taşlardan değil beyaz taşlardan kork. (Sultan Alparslan)
  • Çanakkale boğazı ile izmir körfezinin kapatılması için hazırlık emri verildi. (Çanakkale Savaşı Günlüğü)
  • Dikkatlice ellerime bakardım, defalarca parmaklarımı sayardım; bir, iki, üç, dört, beş. “Tamam” derdim içimden. Sonra diğer elimin parmaklarını sayardım. “Bir, iki, üç, dört, beş parmaklarım tamam” derdim. Gizli bir sevinç yaşarken, gözlerimin önünde elini, kolunu, bacağını, gözünü, kafasını yitirenler bitiverirdi. O zaman içimde büyük tezat yaşar, sevincim kursağımda kalır, derin kederler içinde kaybolurdum. ( Alay Galiçya)
  • Herkes adamın gösterdiği yere baktı. -Fransız karakolunda bir Türk bayrağı. -Bayrağımız sallanıyor. -Bakın bakın. -Bayrağımız dalgalanıyor. -Hem de düşman karakolunda! (Küçük Yusuf / İstanbul)
  • Olaylar çok hızlı gelişti.. ( Alay Çanakkale)
  • Allah her şeye kadirdir. (Elveda Balkanlar)
  • Şimdi düşman boğazımıza hançerini dayamış, son yurdunda milletimizi ve İslam'ı esir etmek istiyor. Eller koştu, biz yerimizde saydık. Birbirimize, 'Ah, vah!' ederek tefrika içinde bölündük. Çalışmadan ilerleyemezsin, geride kalırsın viraneler ülkesine dönersin. Başına akbabalar toplanır, seni durmadan didikler. (Ankara'nın Ateştir Yolu)
  • İnanmış dört adam bütün dünyayı etkiler. İnanmak, bir davaya inanmak her işin başıdır. (Kuşçubaşı Eşref)
  • Osmanlı hükümeti, harbiye nezaretinin funduszeue.info dahilinde bir müstakil süvari tugayı kurulması için emir verdi. (Çanakkale Savaşı Günlüğü)
  • "Ailelerinden, vatanlarından uzaktaki bu adaya getirilenler, yaklaşık altı yüz yıldır köklü ama şimdilerde ayakta ölmeye başlamış bir çınarı andıran devletin evlatları, ilk defa esareti tadıyor, bu esaret rüzgarının esmesiyle, içlerinde yeşillenen ümit yaprakları titriyordu." (Medine Müdafaası / Çöl Kaplanı Fahrettin Paşa)

© Tüm Hakları Saklıdır.
Sitedeki içerikler izinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Yayınlanan yazı ve yorumlardan yazarları sorumludur. funduszeue.info ile bir bağlantı kurulamaz, site sorumlu değildir.

kaynağı değiştir]

TRT 1'de yayınlanan Kurtuluş isimli dizide kendisini Füsun Demirel canlandırmıştır.

Kanal D’de yayınlanan Vatanım Sensin isimli dizide Demet Evgar canlandırmıştır.[5]

Kaynakça[değiştir

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 11/16 Fall , p. DOI Number: funduszeue.info ISSN: , ANKARA-TURKEY Article Info/Makale Bilgisi  Received/Geliş: Accepted/Kabul:  Referees/Hakemler: Prof. Dr. Mustafa ORAL – Doç. Dr. Necdet AYSAL This article was checked by iThenticate. TÜRK KADIN KAHRAMANLARINDAN KARA FATMA Esma TORUN ÇELİK* ÖZET yüzyıldan itibaren vatanı için mücadele eden Türk kadınları Kara Fatma adıyla anılmışlardır. Milliyetçilik düşüncesinin etkisiyle oluşturulan ideal Türk kadının nitelikleri arasında en başta, ülkesi adına her türlü fedakarlığı yapmaya ve savaşmaya hazır olması gelmektedir. Balkan Savaşları, I. Dünya Savaşı sırasında Türk kadını önemli roller üstlenmiştir. Milli Mücadele döneminde ise vatanını korumak için mücadeleye atılan kadınların ortak adı Kara Fatma’dır. Bununla birlikte Milli Mücadele ve Kara Fatma denilince ilk akla geln Fatma Seher Hanım’dır. Hayatıyla ilgili farklı görüşlere rağmen, Fatma Seher Hanım, kendi deyimiyle “Anadolu’daki Kara Fatmaların en güçlüsüdür.” Kara Fatma lakabını ona Mustafa Kemal vermiştir. Milli mücadelede gönüllü milis kumandanı olarak görev yapmış ve Büyük Taarruz sonrasında “üsteğmen” olarak ordudan emekliye ayrılmıştır. Bolu’dan, İzmit’e, Afyon’dan Bursa’ya kadar pek çok bölgenin kurtuluşuna katkı sağlamıştır. Kendine bağlanan maaşı bile Kızılay’a bağışlayan Kara Fatma, hayatının son yıllarında sefalet içinde yaşamıştır. Kara Fatma savaş boyunca ve sonrasında esasen Meşrutiyet dönemi ile birlikte ortaya konulmaya çalışılan örnek Türk kadın modelinin de önemli temsilcilerinden biri olmuştur. Ülkesi için düşmana korku salan ve her türlü fedakarlığa hazır bir kadın olduğu kadar, eşi ve çocukları için de şefkatli ve sevgi dolu iyi bir anne ve eş modelidir. Cumhuriyet sonrası örnek kadın modeli de bundan etkilenmiştir. Anahtar Kelimeler: Kara Fatma, Kurtuluş Savaşı, İzmit, Fatma Seher, Kadın hareketleri * Doç. Dr. Kocaeli Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü, El-mek: [email protected] Esma TORUN ÇELİK TURKISH HEROIN BLACK FATMA ABSTRACT From the 19th century Turkish women, struggling for their homeland, were all called Kara Fatma. Among the foremost qualities of ideal Turkish woman, created with the influence of the idea of nationalism, were to make any sacrifice and be ready to fight for her country. During the Balkan Wars and World War I Turkish woman undertook significant roles. In the period of the National Movement, Kara Fatma was the common name of the women that fought to protect their homeland. However, when someone mention about the National Movement and also Kara Fatma, Fatma Seher Hanım is the first that comes to mind. In spite of the various views about her life, “She is the most powerful Kara Fatma in the Anatolia” she claimed. (In her own words “The most powerful Kara Fatma in Anatolia” was herself) At the National Movement she served as a volunteer militia, and then after the Great Attack, retired from the army as a Lieutenant. She conributed to the salvation of so many regions like from Bolu to İzmit, and Afyon to Bursa. She even donated her salary to Red Crescent, lived her last ages in poverty. Kara Fatma, essentially within the period of the Constitutional Monarcy, became one of the notable representatives of Turkish woman model, had been tried to put forward during and after the war. She was not only the woman that scared the enemies and ready for any sacrifice to her country, but also a model of a good wife and a caressing mother to her family. That is the point of view the example of post-rebuplican female model is influenced from. STRUCTURED ABSTRACT Throughout the history Turkish woman, located in war, had begun to announce her name, particularly from the middle of the 19 th century. For the first time at Crimean War a woman hero was called ‘Kara Fatma’. From that date Kara Fatma was to become the common name of the woman, that showed her heroism for her country at battlefields. Turkish women, especially at the Balkan Wars and WWI, also asserted themselves at the battle ground besides in the social life. But the Turkish women gave the biggest struggle during the War of Independence. They wrote most important stories of heroism of the battle for the existence of Turks. In war years there was Fatma Seher Hanım at the top of them. In Anatolia there were many Kara Fatmas; but she was the first among the struggling women at front lines from the beginning of the war till the end. Related to Kara Fatma, her life before the Independence War, why and how she joint to it, frontiers she existed and her services, discharge from the army and her life story from the proclamation of the Republic until her death were made subject of the review into sections. Scanning archives, domestic and foreign periodicals were done firstly. Relevant publications were mutually examined. Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 11/16 Fall Türk Kadın Kahramanı Kara Fatma The main purpose of this study is to illuminate Fatma Seher Hanım’s life who was the first representative of Turkish women heroes as Kara Fatma. So many female heroes were mentioned Kara fatma caused confusion of information about her life. Furthermore it was not used enough as a research subject. Her contribution to the National Struggle and her postwar life were also researched. In very few studies with non-scientific qualifications, about her meeting to Mustafa Kemal were transferred incorrectly as a date and also as a content. The only reference was her memories that were shown. However all were determined, the date and the meeting, by scanning the papers published in Ankara in detail. And some detailed informations were assigned about her. One of the main purpose of this study is to research how the name Kara Fatma occurred at the historical process. It was processed if Kara fatma as a female hero acted the similar role of Jeanne d’Ark during the French nationalism in the nationalism of Turkish. Besides the nationalism period the sense, about women had to have equal rights to men because of their heroism at the battleground, were adopted in Turkey as like in the West. The most difficulty during this study is derived from the numerous women named as Kara Fatma excluding Fatma Seher Hanım was investigated with the others and then compared with the infos that have found. It is difficult to find out why the Turkish women heroes called Kara Fatma in Turkish history. Nevertheless it was the common name of brave, fearless, warrior women datas we have obtained. It is not in question if the woman is brunette or her name is Fatma. In the first document that came across her name, belonged to the beginning of the 19th century, Kara Fatma was the head of gang that made theft besides her brave, fearless, warrior qualifications. Therefore homeland defence or heroism is not in question. The only common point with the first Kara Fatma in the documents to the others is their strength. In our history we met firstly to the female hero at the battle field and the name of Kara Fatma at the Crimean War. In the term from that date to National Struggle, female heroes were seen in every great war and many women alias Kara Fatma with their heroism were mentioned. Although Fatma Seher Hanım was the best known female hero of the National Struggle, informations about her were so restricted. And the many of those informations also contradicted with each other. Its reason was probably to used Kara Fatma as a common name for all the women heroes at the National Struggle. Her name, while going to Sivas was Fatma Seher but when back to İstanbul it became Kara Fatma and built a crowded gang in a short time. Beginning of the infos about her was with her interviews that she gave to the newspapers. With them she began to introduce herself. Kara Fatma was in National Struggle from the beginning of the war till the end. At the term of occupation of İzmit, she achieved to prevent to non-Muslim gangs’ activities to Muslims significantly with her paramilitary forces. She tried to take the people escaped from the army Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 11/16 Fall Esma TORUN ÇELİK or were confused because of their young ages, to the National Struggle again. Kara Fatma threw success around the region of İzmit and provided important contributes to recover it from the occupation. Nevertheless she contributed to treat the injured people, to carry water, food and also supplies to the front line during the shooting. After the crucial activities in Bolu and İznik outside the region of Kocaeli, she crowned her actions successfully with the Great Attack. She spent so much effort for recovering Bursa from the occupation. She showed all kinds of devotion and endeavour to win the war. So she rightly became the symbol of the Kara Fatmas at the defence of the homeland. She took a medal at the end of the war due to her services during the war. The important reason of the knowledges’ contradictory, that are accepted, were to confound her with the other female heroes at the war. As the name of Kara Fatma was used so often for every brave women at the battle field. And another reason is the lack of official records about her. In those records and informations of the volunteer militia platoon in West front line particularly in İzmit at the National Struggle, the military records about them was also so limited. In fact Kara Fatma was an emerge of the type of the heroine that was created from the Crimean War. She was a mother carrying compassion inside her but she had to be hard and perfect to cut her enemies’ head without blinking an eye if it was required. It was also able to be the ideal type of Republic. That kind of Turkish women loved her country, state, nation, never avoided to make any kind of sacrifice for them if required. Kara Fatma, discharged from the army as a lieutenant and waited nothing for her services, because of the reasons, she donated her salary to the Crescent for contributing to those in need. But she was forgotten like the other heroes of the war. According to the expressions of her relatives, she met to Atatürk for many times and attracted his attention; took care of her a lot number of descendants and embraced them until her death. But economical difficulties forced her to ask for help. Opinions of her, about the place of women in society, education, patriotism like on many subjects, were so appreciated though found herself ignorant, she wanted a few from her country although she gave a lot to her. Unfortunately it is not in question to say that she had the value that she deserved. She set an example to many women’s struggle as one of the symbol of resistance of Turkish people at National Movement. The heroisms of her were not only an additive meaning to win the war, but had a crucial role in Turkish women’s movement. Hence at the end of the WWI, primarily in England and France, women demanded and obtained political rights because of their struggle during the term of the war. Similarly at first Kara Fatma and the women struggled at and behind the front line justified the equality of men and women was a must. Even an ignorant Anatolian woman as Kara Fatma had a view on defending and developing of the homeland, women and men had to work shoulder to shoulder. Kara Fatma, the symbol of Turkish women emphasized to educate women to convert the society was required. She clarified her views by giving interviews to many newspapers in İstanbul. Struggles of Kara Fatma and women’s rights advocates created an impact in the field Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 11/16 Fall Türk Kadın Kahramanı Kara Fatma of law as much as in the political life and, men and women were equally optimized. Keywords: Black Fatma, Independence war, İzmit, Fatma Seher, Woman movement Giriş Savaşlar toplumların, devletlerin ve sıradan insanların yaşamını değiştiren önemli olaylardır. Tarih boyunca savaşlara katılma genellikle erkeklerin işi olarak görülmüştür. Bununla birlikte tarihin erken dönemlerinde kadın savaşçıların olduğu da bilinmektedir. Zamanla kadınlar iş bölümü vesilesiyle daha çok ev ve çocuk bakımına yönlendirilmiştir. Erkeğin fiziksel olarak kadından güçlü olması, zaman içinde toplumda iki cins arasındaki eşitsizliğin giderek artmasına neden olmuştur. Eski Türk kültüründe kadınlar önemli yere sahiptirler. Savaşta yer aldıkları gibi siyasi olarak da güçlüydüler. Ancak Arap, İran ve Bizans kültürlerinin etkisiyle etkinliklerini kaybetmişler ve ev hayatına hapsedilmişlerdir. Bununla birlikte Selçuklu döneminin ilk zamanlarında kadın askerler kısmi de olsa varlıklarını sürdürmüşlerdir. (Kaplan, ; ) Ancak Osmanlı tarihinin son dönemlerine kadar kadın kahramanlardan pek söz edildiği görülmemektedir. Ancak savaşlardan en çok etkilenenler esasen kadınlardır. Çoğu kez cephede olmasalar da cephe gerisinde ocağın tütmesini sağlayan, çocukları ve yaşlılara bakan, toprağını eken biçen kadınlardır. Bunlar da yetmiyormuş gibi, ülkesi işgale uğradığında her türlü eziyete maruz kalanlar yine onlardır. Erkekler silahlarıyla savaşırken, kadınlar silahsız mücadele etmek zorundaydılar. Savaş yıllarında en büyük acıları çeken ve fedakarlıklar yapan kadınlar olmasına rağmen, her zaman erkeklerden daha aşağı bir cins olarak görülmüşlerdir. yüzyıla gelinceye kadar gerek Doğulu gerekse Batılı kadınların durumu önemli ölçüde benzerlik arz ediyordu. yüzyılda Batıda sanayi devrimi ve Fransız İhtilali’nin etkisiyle başlayan özgürlük hareketleri, kadınları etkilemiştir. Vatansever kadınların mücadeleleri hem ulus devlet açısından kadın kahraman mitlerinin oluşumunda hem de kadın hareketlerinin ve mücadelelerinin güçlendirilmesinde kullanılmışlardır. Kadınların savaşlardaki tutumları ve mücadeleleri ulus devlet oluşumlarıyla doğrudan ilgilidir. Jeanne d’Arc adı Avrupalılar için vatanları uğruna mücadele eden ve bu uğurda canını veren kadınların ortak adıdır. Her ne kadar Jeanne d’Arc yüzyılda ülkesi adına İngilizlerle savaşırken hayatını kaybetmesine rağmen, önemi yaklaşık yıl sonra idrak edilecektir. Fransa’nın ulus devlet haline gelme sürecinde kilise azize ilan etmiştir. Bu tarihten sonra kimliği ve görüşleri tartışma konusu edilmesine rağmen, Avrupa ve Fransa’nın en önemli kadın kahramanı olarak öne çıkmaktadır. Osmanlı’nın savaşlarla ve oldukça uzun geçen yüzyılında milliyetçilik akımlarından en son etkilenenler Türkler olmuşlardır. Bu dönemde gayrimüslim azınlıkların milliyetçi akımları ve başta Rusya’nın olmak üzere bitmek bitmeyen savaşlar karşısında artık, kadın karakterler de ortaya çıkmaya başlamıştır. Türk tarihinde de Jeanne d’Arc’ın anlamı ve önemine benzer kadın kahraman denildiğinde akla hemen Kara Fatma gelmektedir. Kara Fatma’nın isminin ilk nereden geldiği, ne zaman ve nasıl çıktığı konusunda kesin bilgiler olmamakla birlikte artık Türk kadınları da kahramanlıklarıyla kendilerinden söz ettirmeye başlamışlardır. Milli Mücadeleye Kadar Tarihimizde Kara Fatmalar Osmanlı arşiv kayıtlarında ilk defa “Kara Fatma” lakaplı bir kadından söz eden belge tarihlidir. Trabzon Valisi Tayyar Mahmut Paşa tarafından bilgi ve şikayet amaçlı olarak yazılan bu yazıda, Kara Fatma lakaplı kadının yaptıkları anlatılmaktadır. Belgeye göre Kara Fatma bir Kürt Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 11/16 Fall Esma TORUN ÇELİK aşiret beyinin karısıdır. Yanına topladığı 78 kişilik bir çeteyle Amasya Sancağı’nda ve çevresinde eşkıyalıklar yapmaktadır. Tayyar Mahmut Paşa merkeze yazdığı yazısında, Kara Fatma’nın yaptıklarını anlatmakla birlikte, onun yakalanıp cezalandırıldığından söz etmektedir (Kutluata, ; 16,17). Belgelerden anlaşıldığı kadarıyla millet işlerine karışmaya alışmış olarak nitelenen Kara Fatma, daha sonra da hırsızlık ve katl faaliyetlerine devam ettiği ve asayişi bozduğu için Sivas’a yollanmıştır. (funduszeue.info, 11/M /) Osmanlı belgelerinde geçen bu ilk Kara Fatma ismi, vatan yolunda ölümü göze alarak savaşan kadın tipinden oldukça farklıdır. Vatan kahraman olmaktan uzak olsa da kişilik erkeklerden oluşan bir çetenin lideri olması şaşırtıcıdır. Bu noktada güçlü bir kadın olduğu ortadadır. Savaşta yer alıp kahramanlıklar yapan Kara Fatma adına ilk kez Kırım Savaşı sırasında rastlanmaktadır. Adana’da Türkmen Cerid Aşireti’ne mensup olan Kara Fatma, iki kardeşiyle birlikte süvari olarak savaşa katılmıştır. Kardeşlerinden biri ölmüş, diğeri yaralanış olmasına rağmen, o savaşmaya devam etmiş ve önemli yararlılıklar göstermiştir. Savaş sırasında gösterdiği yararlılıklar nedeniyle 4 Ekim ’te “Şevkat nişanı” almıştır. (BOA, funduszeue.info /, 10/M/) Ayrıca ona bir ev ve yetecek kadar da maaş bağlanmıştır. Kara Fatma maaşının arttırılmasını ve vergiden de muaf tutulmasını isteyen bir mektup yazmıştır. (BOA. funduszeue.info /, 01/R/) Ancak vergi muafiyeti isteği kabul edilmemiştir. (Kutluata, ,19; The New York Times, 8 Kasım ;1). Böylece Osmanlı askeri yapısı içinde kendine yasal bir pozisyon bulmuş ve ilk defa bir kadın asker statüsüyle maaş almaya hak kazanmıştır. Sadece Kırım Savaşı sırasında değil, daha sonra da sıklıkla Batı medyasına konu olmuştur. Illustrated London News Gazetesi, Kara Fatma’nın gerçek adı mı lakabı mı olduğunu belirtmemiştir. Maraş’ın bir kasabasında oturan ailesinin Kürt, zengin ve asil olduğunu yazmıştır (İllustrated London News Gazetesi, 23 Nisan , 22 Haziran ,1Temmuz )1. Ayrıca İngiliz gazetelerinde çıkan bu yazılar esasen Osmanlı belgelerinde bahsedilen Kara Fatma ile tam olarak örtüşmemektedir. En önemli sorunlardan biri aşiretinin Türk olup olmadığı konusundadır. 15 Nisan tarihli L’Illustration Journal Universal Dergisi’nde Kara Fatma’nın at üzerinde bir gravürü de yayınlanmıştır. 22 Nisan tarihli The Illustrated London da ise biraz daha farklı bir gravür yer bulmuştur. İki gravürde bahse konu olan Kara Fatma, beyaz tenli gibi gözükmekle birlikte, atları, kıyafetleri, başlarındaki örtüler ve ellerindeki silahlar birbirinden farklıdır. İkisi arasında fazla bir benzerlik olmadığından, kesin olarak aynı kişi olduklarını söylemek zordur. Kara Fatma ismi bu tarihlerden sonra farklı şekillerde de olsa çeşitli eserlere konu olmaya başlamıştır. Bunlardan ilki Ahmet Cevdet Paşa Ma’ruzat isimli eserinde Başıbozukların Fırka-i Islahiye2’deki faaliyetlerini anlatırken, Kara Fatma’dan bahsetmektedir. Cevdet Paşa, Kara Fatma’yı Cerid Aşireti’ne bağlı oymaklardan birinin başkanı ve aynı zamanda aşiretin de “kethüdası” olarak anmaktadır. Cerid Aşireti’ni zararlı olmayan devlet için zararsız olarak niteleyerek, Kara Fatma’nın 1 İllustrated London News Gazetesi 23 Nisan, 22 Haziran ve 1Temmuz tarihinde Kara Fatma hakkında makaleler yayınlamıştır. L. Stone, yazısında Kara Fatma’yı anlatırken, Kürt atlı adamı olduğu, Maraşlı bir Kürt ailenin kızı zengin ve asil olduğunu belirtiliyor. 1 Temmuz tarihli yazıda ise Kara Fatma’nın yanı sıra Kara Güzel tabirini de kullanıyor ve 78 yaşında olduğunu belirtiyor. (The Daily Comet, 4 Temmuz ;4). Bu yazıdakiler tarihindeki belgede bahsedilen Kara Fatma ile ilgili yazılanları hatırlatıyor. Adamlarının başıbozuklardan oluşması, 78 rakamının adamlarının sayısı olması, iki kadın arasındaki benzerliği güçlendirmektedir. Büyük olasılıkla karıştırılmış olabilir. 2 yıllarında Osmanlı Devleti’nin Çukurova, Cebeli Bereket ve Kozan dağlarında otoritesi yeniden kurmak için oluşturduğu ordunun adıdır. (Yavuz, ; ) Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 11/16 Fall Türk Kadın Kahramanı Kara Fatma İstanbul’a gelip Kırım için hazırlanan Osmanlı ordusuna katıldığını da belirtmektedir (Ahmet Cevdet Paşa, ; ) Cevdet Paşa’dan farklı olarak Kara Fatma’nın vatan kahramanı olarak eserlere konu olmasının ilk önemli örneklerinden biri Ahmet Rıza Trabzoni’nin ’da basılan Manzume-i Sivastopol adlı eseridir. Trabzoni bu eserinin “Muharebe-i Kara Fatma” başlıklı kısımda Kara Fatma’nın daha önce savaşlara katılmış bir Gazi olduğu, kardeşinin şehit düşmesinden sonra Türkmen ile yardıma koştuğunu ve yaralandığını belirtilmektedir. Onun savaşlardaki mücadelesi ve kahramanlığı beyitlerle anlatılmıştır. Anlaşıldığı kadarıyla söz konusu mücadele yılı başlarında Rusların Tuna’yı geçerek Silistre’yi kuşatmaları sırasında gerçekleşmiştir. (Tansel, ; ). Vatan şairi Namık Kemal ise, ’de Ebüzziyâ Tevfik’e yolladığı mektupta, Vatan Yahut Silistre eserinin ilham kaynağı konusuna açıklık getirirken, eserin konusunun hayal ürünü olmadığını, yaptığı şeyin Şumnu kuşatmasında anlatılan hikayeyi genişletmek için gördüğü mecburiyet üzerine Kırım Savaşı sırasında gerçekleşen Silistre Savaşlarını anlatmaktan ibaret olduğunu belirtmiştir. Millette olan vatan hissini tasvir etmek istediği için bu eseri kaleme aldığını vurgulamıştır. (Tansel, ;1). Silistre’de gerçekleşen savaşın hikayesinde kadın kahraman Kara Fatma’yı anlatmaktadır. Namık Kemal bu tiyatro eserinde ilham kaynağını belirtmekle birlikte ’da Abdülhak Hamit’e yazdığı bir başka mektupta ise, “Kırım Savaşı’nda Kara Fatma’yı falan bir yana bırakalım…” diyerek kendini daha çok etkileyen bir olayı aktarmıştır. Bir Kürt kızının nişanlısının arkasına düşerek orduya gönüllü asker olarak yazıldığını, Kars’a kadar geldiğini ve burada şehit olduğunu gözleriyle gördüğünü belirtmiştir. Bu durumda Kırım Savaşı sırasında Kars’taki şehit olan genç kızın, Namık Kemal’in eserinin asıl ilham kaynağı olması da muhtemeldir. Çünkü eserinde hatırlanacağı gibi Zekiye isimli kadın kahraman, nişanlısının ardından Silistre’ye gitmiştir (Tansel, ;). Namık Kemal’in ayrı dönemlerde yazdığı bu iki mektupta ilk bakışta farklı iki ilham kaynağını gösterdiği görülse de, eserde temel olarak görülen şey artık kadınların vatan mücadelesinde gösterdikleri mücadele ve fedakarlıklardır. Bundan böyle erkeklerle birlikte kadınlar da vatan savunmasında yerlerini almaya başlayacaklardır. Kırım Savaşı’ndaki Kara Fatma, aradan uzun yıllar geçmesine rağmen Batı basını tarafından unutulmamış, yılında kısa bir ziyaret için İstanbul’a geldiği zaman Amerikan basınına konu olmayı başarmıştır. Kara Fatma, 75 yaşında İstanbul sokaklarında at üzerinde gezerken, erkek elbiseleri giymiş 40 yaşlarında bir erkeğe benzetilmiştir. Bir çok gazetede çıkan yazılarda onun Kırım Savaşı’ndaki başarıları konu edilmiştir. (The New York Times, 8 Kasım ; 1, Western Kansas World, 24 Aralık ; 1, Lincoln County Tribune, 26 Kasım ; 1;Los Angeles Daily Herald, 4 Mart ;9) 3. Türk kadınlarının savaşlardaki ilk kahramanlık öyküleri Kırım Savaşı ile başlamış olmakla birlikte, Osmanlı-Rus Savaşı dönüm noktalarından biridir. Bu savaşta Osmanlı’nın hem Balkanlarda hem de Doğu Anadolu’da ve Karadeniz’de oldukça zor duruma düşmesi, Rus işgalinin büyük bir hızla Anadolu’ya doğru ilerlemesi, Türk kadınının mücadeleye girişmesine neden olmuştur. Savaşlarda büyük kahramanlıklar göstermişlerdir. Bu kahraman kadınlarımız içinde en bilineni ise hiç kuşkusuz Aziziye Tabyası’nın Rusların elinden alınması için yapılan çarpışmada büyük yararlılıklar gösteren Erzurumlu Nene Hatun’dur. Hepimizin ismini bildiği bu kahraman Türk 3 Bu yazılarda Kara Fatma “Kürdistan’ın yiğit savaşçısı” olarak ifade edilmiştir. Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 11/16 Fall Esma TORUN ÇELİK kadını bu mücadele sırasında yaşındaydı ve pek çok edebi ve tarihi esere de konu olmuştur (Tansel, ;). Aradan 30 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen, 93 harbindeki Nene Hatun hala gazete, dergi ve edebi yazılara konu olmayı sürdürmüştür. Ancak bazı yazılarda, 93 harbindeki kadın kahraman olarak yine Kara Fatma’nın ismi zikredilmektedir. Bu iki kadının mücadelesi ve özellikleri hemen hemen aynıdır. II. Meşrutiyetin ilanından sonra yayınlanmaya başlayan Sırat-ı Müstakim Dergisi’nde, Osmanlı-Rus Savaşı’nda Erzurumlu Kara Fatma adında bir kadının oğluyla birlikte Aziziye Tabyası’nda bulunduğunu, askerlere su, yiyecek verdiğini ve yaralarını sardığını belirtmektedir. Ancak Rus askerlerinin hile yapıp Osmanlı askerlerini birbirine kırdırması nedeniyle kızıp öç almaya yemin ettiğinden bahsedilmektedir. Erzurum’dan topladığı, tüfek bulamadıklarından ellerinde balta ve satır olan bir avuç insanla Aziziye Tabyasındaki düşmana saldırıya geçerek, sonunda tabyayı geri almayı başardığı ifade edilmektedir. Kara Fatma “dişi aslan” olarak nitelendirilmiştir (Sırat-ı Müstakim, 11 Şubat ;). Erzurumlu Kara Fatma’nın kahramanlığı edebi eserlere de konu olmuştur4. Osmanlı-Rus Savaşı’ndaki kahramanımız Kara Fatma’nın etnik kimliği konusunda Kadınlar Dünyası Dergisi’nde farklı bir görüş ortaya atılmıştır. Derginin “Tarihte Kadın” başlıklı yazısında, Kara Fatma’nın Malatya’da oturan Akdağ Aşireti Kürt Beylerinden birinin “asil ve necip kızı” olduğu ileri sürülmüştür. Osmanlı’daki kadın hareketlerinde etkin bir yere sahip olan bu dergide Kara Fatma’yı, Malatya’daki bin Kürt cengaveriyle Aziziye Tabyası’nı Rusların elinden kurtarmak isteyen “büyük İslam validesi olarak” tanımlıyordu. Hikayenin geri kalanı Sırat-ı Müstakim Dergisi’nde yazılanlarla aynıydı. (Kadınlar Dünyası, 20 Temmuz ; 3)5. Yüzünün “kara” olmadığını, ışıltılı olduğunu belirtmesi, Kara Fatma isminin, lakap olma olasılığını güçlendirmektedir. Kadınlar Dünyası Dergisi’nde betimlenen Kara Fatma, hem duygusal hem realist, hem erkek kadar güçlü hem de anne kadar şefkat dolu mükemmel bir karakterdir. Kara Fatma ideal bir kadını yansıtıyordu. Bu kadın hem çok iyi bir anne ve eş olmalıydı, hem de vatanı için savaşmaya hazır bir cengaverdi. Bu yazının asıl amacı, kadının her türlü sorumluluğunu yerine getirdiğini ve dolayısıyla da erkekle eşit haklara sahip olmayı hakkettiğini göstermekti. Böylece kadınların hak talepleri meşrulaştırılmaya çalışılmaktaydı. Kadınlar Dünyası’nın bu sayısının kapağına bir gravür konulmuştur 6. Bu gravürde at üzerinde bir adam ve yanında duran kara yüzlü bir kadın görünüyordu. Bunun altında ise “mücahede- i mağfure Kara Fatma, Osmanlı kadınlığında cevher-i hamaset” yazısı yer almıştır. Ancak buradaki kadın, esmer tenli ve kara yüzlüdür. yüzyılın sonu ve yüzyılın başlarına gelindiğinde Kırım Savaşı’nda ülkesini korumak adına Ruslarla savaşan Kara Fatma ismi, kadın vatanseverliğinin, cesaretinin, güçlülüğünün ortak bir adı haline gelmişti. Artık kadınlar sadece cephe gerisinde, erkeklerin olmadığı evlerinde ailelerinin geçimini ve bakımını sağlamakla yetinmiyorlar, bir erkekten farksız silahlı bir milis gücü olarak cephede üstelik de gönüllü olarak savaşıyorlardı. Bazıları da toprağını işgale gelen düşmana karşı savaşmış ve canını vermiştir. 4 Faruk Nafiz Çamlıbel’in Akıncı Türküleri kitabında yer alan Kara Fatma başlıklı uzun şiiri buna örnek gösterilebilir. (Çamlıbel, ;58) 5 Kara Fatma zayıf, orta boylu, rengi esmer, gözleri kaşları siyahtır. Erkek elbiseleri giyer, başını yüzünü örtmez şalı omuzlarına kadar saçları kapalıdır. Sesi erkek sesi gibi gür ve sertti. (Kadınlar Dünyası, 20 Temmuz ;3). Kadınlar Dünyası ilk feminist dergi sahibi ve yazarı Nuriye Ulviye Mevlan, Kürt hareketinin Meşrutiyet ve mütareke dönemlerinin önemli isimlerinden biri olan Mevlanazade Rıfat ile evlidir. (). 6 Bu gravür Kırım Savaşı esnasında yabancı basın tarafından kullanılmıştı. Kutluata, Gender and War… Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 11/16 Fall Türk Kadın Kahramanı Kara Fatma Meşrutiyetin ilanı için mücadele eden İttihat ve Terakki Cemiyeti ise, kadınların mücadeleye destek vermeleri için cemiyete üye olmalarını sağlamıştır. Onların mücadele azmini güçlendirmek için gazete ve dergilerde yazılar yayınlanmıştır(Kurnaz, ; ). Şurayı Ümmet Gazetesi’nde yazılan bir yazıda “Ey Nisvan-ı İslam! Sizler Kara Fatma kadar da mı olamıyorsunuz? O kadar talim ve tahsiliniz neye yaradı? Niçin zindanlara hücum edip pederinizi, arkadaşlarınızı, oğullarınızı kurtarmaya çalışmıyorsunuz? Sizin hurûşunuz(coşkunuz) ihtimal ki zalimleri ürkütür” sözleriyle kadınları Abdülhamit’in baskısına karşı direnmeye çağırıyordu. Emine Semiye gibi hurriyet aşığı kadınlar bu yolda ölümü bile göze almışlardı. (Kurnaz, ; ) II. Meşrutiyet dönemi Osmanlı kadınları açısından son derece önemli bir tarihtir. Bu dönemde kadınlar çok sayıda gazete ve dergi çıkardıkları gibi, cemiyetlerde örgütlenmeye de başlamışlardır. Başta Fatma Aliye, Halide Edip ve Nezihe Muhittin gibi kadınlar olmak üzere kadınların eğitilmesi ve toplumsal yaşamda etkin hale getirilmeleri için mücadele vermişlerdir. Ancak kısa süren bu özgürlük beklentileri savaş sürecinin başlamasıyla birlikte yerini vatan savunmasında kadınların etkin rol almasını sağlamaya yönelik çalışmalara bırakmak zorunda kalmıştı. Özellikle Balkan Savaşı Türk kadınlarının topyekun mücadeleye katılması ve destek vermesi açısından önemli bir deneyim sağlamıştır. Kadınlar bir yandan cepheye gönüllü olarak hemşirelik yapmaya giderlerken, bir kısmı da cemiyetler aracılığıyla ve yazdıkları yazılarla cepheye yardım toplamaya çalışmışlardır. Müdafa-i Milliye’nin Kadınlar Heyeti’nin kurulmasıyla kadınlar daha etkin olmaya çalışmışlardır. Kadın heyetleri kurularak yardımlar toplanması, kadınlara yönelik konferanslar verilmesi, savaş alanına gitmek üzere kadın fırkaları kurulmasını bu cemiyetin kurucuları önermişlerdir. Bu fırkalar daha çok yaralıları tedavi etmeleri ve yemek yapmaları için önermelerine rağmen gerekirse vatan savunmasında canını da vermeye hazır olacaklardır (Kurnaz, ;). I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı kadınları mücadeleye büyük destek vermişlerdir. Türk kadınlarından bu savaşta öne çıkan bir isme rastlanmamakla birlikte, kadınlar kurdukları cemiyetler aracılığıyla bir yandan hastanelerde hastabakıcılık yaparlarken, diğer yandan topladıkları yardımlarla cepheye ve cephe gerisine destek vermeye çalışmışlardır. Erkeklerin boşalttığı bir çok işi kadınlar devralarak sosyal yaşamda yer almaya başlamışlardır. Bununla birlikte cephe gerisinde çocukların ve yaşlıların bakımını üstlenerek, hayatta kalmaya çalışmışlardır. Milli Mücadelede Kara Fatma Fatma Seher Hanım kimdir? Mondros Mütarekesi imzalanmasının hemen arkasından başlayan işgaller nedeniyle halk galeyana gelmişti. Merkezi otoritenin işgallere kayıtsız kalması nedeniyle direniş hareketleri bölgesel düzeyde başlamıştı. Silahlı çete grupları, bölgelerini işgalcilere karşı korumaya çalışıyorlardı. Bu gruplar çetelerin içinde kadınlar da yer alıyordu. Özellikle Batı Anadolu’daki bu kadınlardan biri de Kara Fatma ismiyle özdeşleşecek olan Fatma Seher Hanım’dır. Fatma Seher Hanım’ın milli mücadele öncesindeki hayatı ve ailesi konusundaki bilgiler tutarlı değildir. Onun hayatı ve ailesi ile ilgili bilgilerin kaynağı başta milli mücadele dönemi olmak üzere gazetelerde yayınlanan röportajlar ve hakkında yazılan yazılar ve oldukça kısa olan ’te yayınlanan anılarıdır. Onunla yapılan ilk röportaj 8 Haziran ’de Anadolu’da Yenigün Gazetesi’nde İzmit Karargah Komutanı Fatma Seher Hanım tanıtılmıştır. “Ankara sokaklarında belinde fişeklik, elinde kamçısı, ayağında çizmeleriyle biraz cılız, kısa boylu” bütün Ankara’nın tanıdığı Fatma Seher Hanım” Erzurumlu bir ailenin kızıdır. yılında doğmuştur. (Kara Fatma, Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 11/16 Fall Esma TORUN ÇELİK ; )7 Babasının isminin Yusuf Ağa olduğu konusunda gazeteler ve çoğu yazarla görüş birliği içinde olmasına rağmen (Anadolu’da Yenigün, 8 Haziran , 1;Tansel,;25; Tevhid-i Efkar, 17 Haziran ; 1;İkdam, 17 Haziran ; 1)8, yakınlarının ifadelerinde ve resmi kayıtlarda İbrahim Yahya olarak geçmektedir (Bektaş, ;72). Babasının adı konusunda yaşanılan sıkıntılardan bir benzeri de eşi hakkındadır. Öncelikle evli olduğu konusunda genel kanı mevcuttur. Bu kanıyı doğuran Fatma Seher Hanım’ın gazetelere verdiği röportajlardır. İlk olarak Anadolu’da Yenigün Gazetesi’nde “…Harbi umumide zevcem ile birlikte çalıştım, Edirne’de Yanık Kışlada bulundum. Mütarekeden sonra zevcemin vefatı üzerine Erzurum’a geldim…” demesi evli olduğunun ilk ağızdan teyit edilmesidir. Ayrıca eşinin ismi konusunda da farklılıklar vardır. Pek çok yerde eşinin ismi Binbaşı Derviş Erden olarak geçmesine rağmen (Tansel, ;25), en geniş ve detaylı hatıralarının yer aldığı 4 gün yayınlanan İstikbal Gazetesi’nde ise eşinin ismi Edirne’de 5. Fırka’da görev yapan ve Sarıkamış’da şehit düşen Binbaşı Vanlı Ezdeşin Bey olarak geçmektedir (İstikbal, 17Temmuz ; 1). Bu konuda bir başka iddiada Kazım Özalp ile Fatma Seher arasında Kocaeli bölgesinde bulundukları sırada aralarında geçtiği iddia edilen konuşmadan kaynaklanmaktadır. Fatma Seher Hanım’ın, binbaşı rütbesinde orduda görev yapan eşinin I.Dünya Savaşı’nda Galiçya Cephesi’ne giderken pusuya düşürülerek şehit edildiğini ve isminin Erzurumlu Ahmet olarak anıldığını söylediği ileri sürülmektedir (Boray, ;) 9. Bu bilgilerde Fatma Seher’in evli olduğu kesin olarak kabul edilmiş olmasına rağmen ismi ve nerede öldüğü konusunda farklı fikirler vardır. I. Dünya Savaşı yıllarında şehit olduğu konusunda da ortak görüş birliğiyle birlikte ismi konusunda farklı görüşler ortaya atılmıştır. Binbaşı olduğu fikri genel doğru sayılırken ismi konusundaki farklılıkların nedenini de anlamak mümkün değildir. Bu farklılıkların temel kaynağına bakıldığında bunun da gazetelerde verilen bilgilerden kaynaklandığı görülmüştür. Bununla birlikte asıl sorun evli olup olmadığı konusunda yoğunlaşmaktadır. Çünkü evli olduğunu kesin olarak belgeleyen ne resmi ne de gayrı resmi bir kanıt vardır. Hatta en başta yeğenleri olmak üzere onu tanıyanlar, onun hayatı boyunca hiç evlenmediğini iddia etmektedirler (Bektaş, ;77). Kara Fatma’nın evliliği kadar, kendi adını taşıyan kızı olup olmadığı konusunda farklı görüşler vardır. Gazetelere ve anılara bakıldığında savaş sırasında 13 yaşında bir kızı olduğu ve onunla birlikte savaştığıdır. Hatta savaş sırasında parmaklarını yitirmişti ve Parmaksız Fatma olarak anılmaktaydı. (İstikbal, 17 Temmuz ; 1). Ancak Kara Fatma’nın yakınlarından alınan bilgilere göre Kara Fatma hiç evlenmemiştir. Yanındaki ise, ablasının ilk evliliğinden olan kızı Fatma’dır. Ablası yeniden evlenince Fatma’yı yanına almış, savaş boyunca yanından hiç ayırmamıştır. Savaştan sonra da ölümüne kadar olan dönemde Fatma’yı, Fatma’nın çocuklarını bırakmamış, onlara bakmıştır (Bektaş, ; 57,60) İstikbal Gazetesi’ne verdiği demeçte de “… ne kızım ne gelinim var…” ifadesi de gerçek kızı olmadığının ilk ağızdan teyit edilmesidir (İstikbal, 26 Temmuz ;3) Milli mücadele öncesi hayatı ve ailesi konusundaki bilgilerin farklılıklar içermesi düşündürücüdür. Anılarında da eşinden hiç bahsetmiyor. Hiç evlenmediği halde eşinden söz etmesi 7 Kendisi ’de tam 30 yaşında olduğunu söylüyor. Doğum yerinin Erzurum mu İstanbul mu olduğu tam olarak kanıtlanamamıştır. Resmi bir evrak da bulunamamıştır. Fatma Seher Hanım, yılları arasında gazetelerde yayınlanan röportajlar da ve tanıtım yazılarında 45 olduğu yazılmıştır. (Anadolu’da Yenigün, 8 Haziran ; s.1; Akşam, 15 Haziran ; 1; Babalık, 3 Temmuz , 1; Tanin, 5 Temmuz , 1) 8 Yalman da eşinin, merhum binbaşı Erden Bey olduğunu ileri sürmektedir. Bu bilgiyi yazısından anlaşıldığı kadarıyla Fatma Seher Hanım’ın kendisinden almış olabilir. (Yalman, ; ) İstikbal Gazetesine göre ise babası Vanlı meşhur aşiret reisi Yusuf Abdal Ağa, annesi Erzurumlu Ayşe Hanım’dır. (İstikbal, 17 Temmuz ;2) 9 Kazım Özalp’in hatıralarında bu görüşmeye yer verilmemiştir. Bir akrabası, Kara Fatma’nın Ayvazlardan geldiğini ve lakaplarının da Dervişler olduğunu ifade etmiştir. (Bektaş, ;) Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 11/16 Fall Türk Kadın Kahramanı Kara Fatma nedendir bunu tam olarak anlamak mümkün değil. Ancak erkeklerle birlikte yaptığı mücadelede konumunu güçlendirmek amacıyla böyle bir yola girmiş olabilir. Ya da daha önceki Kara Fatma hakkındaki bilgiler de Fatma Seher Hanım hakkında yazılanları da etkilemiş olabilir. Erzurumlu olması hemen tarihteki Erzurumlu kadın kahramanları akla getirmektedir. Erzurum kadınlarının savaşlardaki kahramanlıklarından ne kadar etkilendi bilemiyoruz. Bununla birlikte anılarında, esaret altında olmaktan dolayı büyük üzüntü duyduğunu, bu acının giderek tahammül edilmez bir hal aldığını, hatta o sıralarda ağır hasta olmasına rağmen, hastalığını bile bu esaret acısıyla unuttuğunu ifade etmektedir. Bu nedenle sıradan bir vatansever vatandaş olarak savaşa katılmak istemiştir. Savaş sırasında bir kahramanın ortaya çıkmasıyla, bu karanlığın aydınlatacağına inanmaktadır. Böylece bu esaret felaketine son verilerek, bağımsızlığın sağlanacağı düşüncesindeydi (Kara Fatma, ; 3). Mustafa Kemal ile görüşmesi Savaşa bir an önce katılmaya karar veren Fatma Seher, Anadolu’dan gelen haberlerde Mustafa Kemal’in esarete karşı bağımsızlık ateşini Samsun’da yaktığını öğrenmişti. Memleketi olan Erzurum’da kongre yaptığını duymuştu. Artık iyiden iyiye Mustafa Kemal’in Türk halkının beklediği önder olduğuna inanmış ve milli mücadelede görev almak için bizzat ona gitmeyi düşünmüştü. Fatma Seher önce deniz yoluyla Samsun’a oradan da kara yoluyla Sivas’a geçmeyi planladı. Mustafa Kemal’in Amasya, Erzurum ve nihayet Sivas’taki faaliyetleri Fatma Seher hanımı haklı çıkarmıştı. Mustafa Kemal’in milli mücadele yolundaki faaliyetleri onu tarif edilmez bir sevince boğmuştu. Milli önderle görüşmek ve görev istemek için sabırsızlanıyordu(Kara Fatma, ;). Sivas’ta Mustafa Kemal ile görüşebilmek için tam üç gün boyunca çeşitli kılıklara girerek devamlı onu takip etmiştir. 3.gün Mustafa Kemal’i bir davete giderken yakalamış ve bir konu hakkında görüşmek istediğini bildirmiştir. Mustafa Kemal’in ilk tepkisi pek de onun beklediği gibi olmamış, sert biçimde “ne görüşeceksin benimle” diye sormuştur. Fatma Seher Hanım, kalbinde vatan aşkından dolayı bu sert tepkiden etkilenmemiş ve Mustafa Kemal’e İstanbul’dan buraya onunla konuşmak için geldiğini ve bir dakika bile olsa kendisini dinlemesini istemiştir. Bu ısrar karşısında Mustafa Kemal, yolu üzerindeki küçük bir lokantaya oturtmuş ve onun ne istediğini anlamaya çalışmıştır. Fatma Seher Hanım gözlerinden akan kanlı yaşlara aldırmayarak, Mustafa Kemal’in ayaklarına kapandığını ve “ … bu aziz vatanı kurtaracak sensin, bütün millet senin emrini bekliyor” dediğini anılarında ifade etmektedir. Bunun üzerine Mustafa Kemal onu ellerini tutup yerden kaldırmış ve adını, ata binip binmediğini, silah kullanıp kullanmadığını, savaştan korkup korkmadığını sormuştur. Adının Fatma olduğunu, ata binip silah kullanabildiğini ve “muharebe bana düğündür Paşam” dediğini anlatan Fatma Seher Hanım, verdiği cevapların Mustafa Kemal’i memnun ettiğini ifade etmektedir. Mustafa Kemal bu vatansever, cesaretli ülkesi için her şeyi göze alan Fatma Seher Hanım’ı tarihteki kadın kahramanlara benzeterek. “…şu dakikada bütün kadınlarımız senin gibi olsa idi Kara Fatma” diyerek, alnından öpmüştür. Bu andan itibaren adının Kara Fatma olarak değiştiğini vurgulayan Fatma Seher, Mustafa Kemal’in kendisine sıkışık vaziyette işine yarar diye yazılı bir belge verdiğini, bir an evvel İstanbul’a git ve hemen işe başla dediğini anlatmaktadır. Sevincinden deliye dönmüş ama kimseye bir şey söylemeden hemen İstanbul’a hareket etmiştir. İstanbul’a gelince etrafında güvendiği delikanlıları toplayarak 15 kişilik bir çete kurmuştur (Kara Fatma, ;). Fatma Seher Hanım oldukça kısa olan anılarında bu görüşmenin ne zaman yapıldığı ile ilgili bilgi vermemiştir. Ancak Mustafa Kemal Sivas’a 2 Eylül ’da geliyor ve Ankara’ya geldiği 27 Aralık ’a kadar da burada kalıyor. Bu nedenle görüşme bu tarihler arasında gerçekleşmiş Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 11/16 Fall Esma TORUN ÇELİK olmalıdır. Onun bu davranışı vatanseverliğini, yiğitliğini, cesurluğunu ortaya koymaktadır. Çeteci olması da muhtemel gözüküyor. Çünkü İstanbul’a gelir gelmez hemen bir çete oluşturmayı başarıyor. 3 Temmuz tarihli Babalık Gazetesi’nde ise milli mücadeleye katılışı konusunda şunları söylemiştir: “…Harbi umumide kendi ailemden kadınla Kafkas cephesine gittim. Mütareke esnasında İstanbul’ a gelmiştim… İstanbul’un işgalinin ikinci günü Üsküdar’a oradan da Bolu ve Ankara yoluyla Sivas ve Erzurum’a giderek, Mustafa Kemal Paşa ile müşerref oldum” (Babalık, 3 Temmuz ;1) Fatma Seher’in bahsettiği İstanbul’un resmi işgali olması olası değil. Zira Mustafa Kemal bu olaydan 3 ay önce Ankara’ya yerleşmişti. Dolayısıyla görüşme 3 Eylül ile 25 Aralık tarihleri arasında gerçekleşmiş olmalıdır. Milli mücadeledeki ilk faaliyetlerini bu kez, Ermeniler tarafından eşleri, babaları şehit edilen Erzurum ve Vanlı kadınlar arasında 43 kişi toplamak ve Ermeni ordularına karşı mücadele etmek olarak anlatmaktadır. Kendisinin de katkısıyla Vilayet-i Şarkiyye’nin kurtulduğunu, buradan ayrılıp Kocaeli yöresine geçtiğini belirtmektedir (Babalık, 3 Temmuz ;1) Milli mücadeleye katılması konusunda birbirinden farklı görüşlerin olmasında gazetelerin önemli katkısı vardır. Birkaç gün arayla yayınlanan yazılarda gerçekten röportaj olup olmadığı bir yana az bir ihtimal de olsa diğer kadın kahramanlarla karıştırılmış olma olasılığı da vardır. Dolayısıyla Kara Fatma hakkındaki farklı bilgilerin ilk nedenlerinden biri bizzat kendisidir. Verdiği her mülakatta kısmi farklılıkların söz konusu olması olabilir. Ama büyük farklılıkları anlamak zordur. Mesela Balkan Savaşı’nda ve I. Dünya Savaşı’nda savaşıp savaşmadığını tam olarak anlamak mümkün olmuyor. Milli mücadeleye İzmit’te mi yoksa Kafkas cephesinde mi başladığını tam olarak belirleyemiyoruz. Çünkü anılarında bunlardan söz etmiyor. Bu durumda gazetecilerin mülakatlarına yorumlar katmış olmaları veya tahminlerde bulunmaları da söz konusu olabilir. Kara Fatma’nın okuma yazması olmadığı için gazetelerdeki yazıları okuyup da düzeltme gibi bir durumu da söz konusu değildir. Kara Fatma İzmit’te Milli Mücadelenin başından itibaren Kocaeli bölgesi stratejik bir öneme sahip olmuştur. İngilizlerin boğazlara yönelik olası bir müdahaleye karşı boğazları kapatmak için tampon bölgeler oluşturmak için belirlediği en önemli bölge, Kocaeli-Hendek-Düzce hattıydı. Aynı zamanda Anadolu’ya gerçekleştirilecek müdahalelerde de bir basamak ve yığınak bölgesiydi. Milli mücadele için önemli olan askeri malzemelerin üretildiği ve İstanbul’dan çok miktarda cephanenin getirildiği yer olan Kocaeli, ulaşım ve haberleşme açısından da hayati öneme sahipti (Sofuoğlu, ;). Bu nedenle bölge elde tutulmalıydı. Bölgede mütarekeden hemen sonra oluşturulmaya başlayan milis kuvvetler, düzenli ordunun kurulmasından sonra da dağıtılmamış, ordu birliklerine yardım edilmesi amacıyla askeri birliklerin emrinde hareket etmeleri sağlanmıştır. İşte Kara Fatma da çetesiyle birlikte bu gönüllü oluşan milis kuvvetlerin içinde yer almıştır. Kocaeli bölgesinde düzenli işgalci güçlerin yanı sıra önemli bir tehdit kaynağı olan ve kırsal kesimlerde Müslüman halka zulmeden Rum ve Ermeni çetelerine karşı, düzenli birliklerle savaşmanın pek olanağı yoktu. Bu nedenle Milli Müfrezeler kurulması elzemdi. Nitekim Mustafa 10 Gazetelerdeki ilk röportajlarından biri olarak 8 Haziran tarihli Anadolu’da Yenigün Gazetesi’nde milli mücadeleye katılışı konusunda şunları söylemiştir. “…Harb-i umumide zevcem ile beraber çalıştım. Edirne’de Yanıkkışla da bulundum. Mütarekeden sonra zevcemim vefatı üzerine Erzuruma’a dönmüştüm. Adana Cephesi çıkınca oraya koştum. Oradan Afyonkarahisar, Nazilli, Saray Köy ve Tire’de bir asker gibi çalıştım. Sonra Kocaeli’ne geçtim…” 11 Sadece 2 gün sonra yayınlanan Tanin Gazetesi’nde ise, mütarekeden sonra milli hisleri rencide eden olayların kendisini galeyana getirdiğini ve kişilik bir müfreze teşkil ederek, bir gece Anadolu’ya geçtiklerini” ifade edilmektedir. (Tanin, 5 Temmuz ;1) Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 11/16 Fall Türk Kadın Kahramanı Kara Fatma Kemal, Nutuk’da Kocaeli’de hain çeteleri takip ederek ortadan kaldırmak ve bölgenin milli güçlerin elinde bulundurulması için silahlı müfrezeler oluşturduklarını ve bölgede güvenilir komutan ve subaylardan bu müfrezelere yardım etmeleri ve gözetlemeleri emrini verdiklerini bildirmektedir (Atatürk, ; ). Bu da düzenli ordu kurulduktan sonra bile Kocaeli Bölgesi’nde neden milis müfrezelerinin bulunduğunu açıklamaktadır. Düzenli ordunun kurulmasına rağmen ordu birliklerinin büyük bölümü Eskişehir, İnönü, Sakarya cephesine verilmişti. Kocaeli’ne düzenli kuvvet ayrılamamıştı. Buradaki düzensiz milis müfrezeler nizamileştirilerek, bölgenin savunulmasında etkin rol almışlardır(Üzmez, ;) Bu milislerin mücadelesi milli mücadele açısından oldukça önemlidir. Düzenli birliklerle koordineli çalışan milis müfrezelerin başarılı mücadeleleri, onların başka bölgelerde ve meydan savaşlarında da kullanılmasına neden olmuştur. Bu da bize Fatma Seher’in esasen İzmit bölgesinde görevli olmasına rağmen neden Bolu’dan Bursa’ya kadar olan bölgede mücadelelere katıldığı sorusuna da cevap teşkil etmektedir. Mustafa Kemal’den Sivas’ta aldığı talimat üzerine sevincinden deliye dönen Fatma Seher Hanım, hiç kimseye bir şey söylemeden, önce İstanbul’a gelmiş ve tanıdığı ve güvendiği Topkapılı Pire Mehmet ve Laz Tahsin’e elindeki kağıdı göstererek, 15 kişilik bir çete kurmuştur. Köylü kıyafeti giydirdiği çetecilerle birlikte Haydarpaşa’dan trene binerek, İzmit’e gelmişlerdir. İzmit’in köylerinde kendilerini Erzurum göçmeni olarak tanıtıp çetelerine adam toplamaya girişmişlerdir. Gülbahçe Köyü eşrafından Murat Ağa’yla anlaşıp, çeteci sayısını 96’ya çıkarmayı başarmışlardır. Bahçecik Servetiye’de birkaç gün dinlendikten sonra Oğulpaşa Köyü’ne gelen Kara Fatma ve çetesi karargahını orada kurmuştur. Mürettep Süvari Livası’nda fahri milis olarak çetesiyle beraber hizmet vermeye başlamıştır. Tümen Hücum Taburu’nda görev yapmıştır. Tümen Komutanı Albay Mehmet Emin, Tabur Komutanı ise Binbaşı Süleyman Vehbi funduszeue.infoi Grubu Komutanı olarak da Miralay Halit görev yapıyordu (Kara Fatma, ;) Fatma Seher Hanım’ın yanında bazı kaynaklarda 9, bazılarında 11 yaşındaki kızı Fatma da vardır Kardeşi Süleyman’ın yanı sıra bir süre sonra kişilik çetesiyle kardeşi Mehmet Çavuş da onun çetesine katılmıştı. Davulcular Ormanı’nda kendilerine saldıran Ermeni jandarmaları öldürmelerinden sonra köylüler onların Mustafa Kemal’in çetecisi Kara Fatma olduğunu öğrenmişlerdi. Artık köylüleri saldırılara karşı onlar koruyacaktı. Kısa zamanda Kara Fatma çetesine gönüllü katılımlar artmış ve Kara Fatma’nın çete mevcudu ’i bulmuştur. Bu arada İzmit hala işgal altındaydı. Mütarekeden sonra bölgeyi işgal eden İngilizler, İzmit’ten çekilerek bölgeyi Yunan işgaline terk etmişlerdi. Yunan askerlerinin nefes bile aldırmadığı bir ortamda Kara Fatma pazara öteberi getirip satması, akşamları da sandıklar alarak gitmesi dikkat çekmiş ve sonunda yakalanmıştır. 19 gün boyunca ağır şiddete maruz kalmasına rağmen ağzından tek bir söz bile alamamışlardır. Yunan nöbetçilerin sarhoş olup sızmalarından faydalanarak kaçmayı başarmış ve tekrar çetesinin başına geçmiştir(İstikbal, 18 Temmuz ;1). 12 Kocaeli Grup Komutanlığı emrinde bir akıncı müfrezesinin yer alması 19 Kasım tarihindeki teşkilat değişikliğiyle yapılmıştır. Kocaeli Gönüllü Birlikler Komutanı da Binbaşı Reşat idi. (Bal, ;41,60) 13 İstikbal Gazetesi’ne verdiği mülakatta 11 yaşında olduğunu söyler. Kara Fatma kızı için şunları söylüyor: “bu kız deli midir, nedir bilmem. Şimdiye kadar hiç yanımdan ayrılmadı. Onu ekseriya İzmit’te bırakıyordum. Fakat durmuyor; neferlerin peşine takılarak ta siperlere kadar geliyor; kaç defa harp ederken bana ve askerlerime mataralarla su taşımıştır. Fakat bir çarpışmada zavallı kız sağ elini kaybetti. Şimdi İzmit’tedir” Hatta Kara Fatma Ankara’da olduğu zaman (muhtemelen Mayıs-Haziran ayları) annesine mektup yazarak, kendisine küçük tabanca almasını istemiş; “Sağ elim yok ama sol elle pek güzel atıyorum anne” diyormuş. Kara Fatma kendi resmini çeken Amerikalı Yakın Doğu Yardım Misyonu şefinin, bunun karşılığında bir şey vermek istediğinde ondan kızı için 15’li İngiliz filintalarından istemiştir. Ancak o silahı bulamayan Amerikan yardım şefi iki saplı İngiliz bombası hediye etmiştir. (İstikbal, 23 Temmuz ;1) Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 11/16 Fall Esma TORUN ÇELİK İzmit’in işgalden kurtarılmasına kadar bölgedeki milli mücadeleye destek veren Kara Fatma çetesi giderek sayıca artmıştır. 43 kadın ve ’den fazla erkek çetecisi vardı. Kadın çetecilerin 28’inin şehit düştüğünü geriye kalan kadın ve erkeklerle I. Ve II. İnönü Savaşlarına katıldığını, kadın savaşçıların bir kısmını şehit bir kısmını da yaralı olarak İnönü’de bıraktığını ifade etmektedir. Kara Fatma kendisinin de yaralanmış olduğunu, tedavi olduktan sonra yeniden cepheye koştuğunu anılarında anlatmaktadır (Kara Fatma, ;7; Tansel, ;29). II. İnönü Savaşı’nda yaralanan Kara Fatma tedavi olduktan sonra tekrar cepheye katılmıştır. Bu arada asker kaçaklarının artması üzerine onları görevlerine davet etmek için Düzce bölgesine gitmiştir. Orada halkı toplayıp yaptığı konuşmalar ve topladığı yardımlarla cephede olduğu kadar cephe gerisinde de mücadeleye destek oluyordu. Kocaeli Grup Komutanı Halit Paşa’nın 93 kişiden oluşan müfrezesini yeterli bulmaması üzerine topladığı adamlarla bu sayıyı ’e çıkarmayı başarmıştır. Karargahını Hendek-Düzce arasındaki Nüfren Boğazı’na yakın bir köyde kuran Kara Fatma, bazı eşkıya çetecilerin affedilirlerse kendilerine katılmak istediklerini belirtmesi üzerine onay için Mustafa Kemal’e telgraf çekmiştir. Bu telgrafa yanıt gelir bu eşkıya çeteleri ve asker kaçakları af olunur ve Kara Fatma’nın müfrezesine katılırlar(Kara Fatma, ;8). Çetecilerin “anne” diye hitap ettikleri Kara Fatma, İzmit’te çeşitli bölgelerde Yunan askerlerinin, Rum ve ermeni çetelerinin saldırılarına karşı halkı korumuşlardır. 17 adamıyla birlikte Kabakçı Köyü’nü basan Kara Fatma, Rum ve Ermeni 25 kişilik haydut çetesini, -kaçan 4 kişi hariç- 21’ini öldürmüştü. Ertesi gün bölge komutanı bu başarısından dolayı onu bir takdirname ve bir kat asker elbisesiyle ödüllendirmiştir. Bu olaydan gün sonra İzmit’in kurtuluşu için taarruz başlatılmıştır. Kara Fatma, 4 gün boyunca ordu içinde işgalcilerle mücadele etti. Kardeşi yaralanmıştı. Savaş sırasında bir yandan düşmanla savaşırken, diğer yandan yaralanan adamlarının yaralarını sarıyordu (İstikbal, 21 Temmuz ;). Ve sonunda İzmit, 28 Haziran ’de düşman işgalinden kurtulmuştur. Zafer kazanmanın onuru ve gururuyla İzmit’e giren Kara Fatma için mücadele bitmemişti ve Türk yurdu esaretten kurtulana kadar da bitmeyecekti. İzmit’in kurtuluşundan sadece 12 gün sonra kendisine yeni bir görev verilmişti. Müfrezesi ile birlikte, İznik bölgesine Avdan Yaylası’na gitmesi emrini almıştı. Ancak kendisi hasta olduğu için müfrezeyi kardeşi götürmüştü. Kara Fatma sadece 11 gün sonra iyileşir iyileşmez müfrezesinin başına geçmişti(İstikbal, 21 Temmuz ; 2). Kara Fatma İznik bölgesine geçtikten bir süre sonra 23 Ağustos ’de Sakarya Savaşı başlamış ve Türk ordusu hücuma geçmişti. Bu savaş Türk ulusu için bir ölüm kalım mücadelesiydi ve Kara Fatma da bu mücadelenin en önlerinde yer almıştı. İzmit’in işgalden kurtarılmasına önemli katkı sağlayan Kara Fatma, Sakarya Savaşı sırasında İznik bölgesinde Bereket, Karaderin, Kaynarca köyleri civarında işgalci güçlere karşı mücadeleye devam etmiştir. Müfrezesiyle birlikte bölgede fedakarlıklar gösterdiği ve kahramanlıklar yaptığı Erkanı Harbiye-i Umumiye Riyaseti Harp Tarihi Dairesi’nin tarihli yazısından anlaşılmaktadır. Hisarcık’ta Kaynarca Mıntıka Komutanı Naim Bey, Ağustos tarihinde Kocaeli bölgesinde görev yapan Mürettep Süvari Livası’na yazdığı yazıda düşmanın saldırısının durdurulmasında Kara Fatma çetesinin çok katkısı olduğunu belirtmiştir. Ayrıca yazıda “Fatma Seher Hanım’ın cepheden geri gelen efrat üzerindeki tesiri her türlü takdirin fevkindedir” denilmektedir. Bu yazıya cevaben yazılan liva emrinde ise harekatta yararlılık gösterdiği için kendisine teşekkür edilmiştir. Aynı tarihli liva tamiminde Fatma Seher Hanım açıkça takdir edilmekte ve diğer birliklere örnek olarak gösterilmektedir (Çaka,;68; Tansel,;30; Bektaş, ; 99). Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 11/16 Fall Türk Kadın Kahramanı Kara Fatma İznik bölgesinde gerçekleştirilen bu savaş, meydan savaşı olmuş ve birinci gün 11, ikinci gün 9 saat sürmüştü. Savaşta Kara Fatma sol kolundan yaralanmıştır(Tevhid-i Efkar, 17 Haziran ;1). 7 Eylül’de İznik’te düşmana karşı taarruz sırasında sağ memesinden yaralanmış ama bir aslan gibi sürüsünü bırakmadan koşmaya ve ilerlemeye devam etmiştir. Yaralandığını kimseye söylememiş, göğsü kan içinde kalmıştır(Anadolu’da Yenigün, 8 Haziran ,1). Sonunda Yunan güçleri çekilmeye başlamışlardır. Kara Fatma’nın bu başarısından övgüyle söz eden birlik komutanı, millet adına kendisine teşekkür edilmiştir. Bunun yanı sıra müfrezesi de Nizamiyeye dahil edilmiş ve adına “İntikam Taburu” denilmiştir (İstikbal, 21 Temmuz ;2). Bu arada İzmit Hilal-i Ahmer Hastanesi’nde tedavi edilmiştir(Tevhid-i Efkar, 17 Haziran ;2) Bu başarısından sonra İzmit’e davet edilen Kara Fatma, İzmit, Kandıra ve Adapazarı bölgelerinden kişi toplamış ve Gemlik cephesine gitmek için emir almıştır. Sakarya Savaşı devam ediyordu. Derhal hareket etti ve önce Gemlik arkasından Kumla’ya girdi. Burada Yunan güçleriyle önemli çarpışmalar yaşandı. Sonunda düşman birlikleri ağır kayıplar vererek kaçmak zorunda kaldılar. Kara Fatma’nın müfrezesi ise sadece 11 şehit vermişti. Bu mücadele üzerinden 3 gün geçmeden Kara Fatma bu kez Çınarcık bölgesine yollanmıştı(İstikbal, 23 Temmuz ;1). Kara Fatma namıyla anılan Fatma Seher Hanım’ın bu başarısı gerçekten takdire şayan olmakla birlikte, mücadeleye katılan kadınların çoğu da Fatma ismiyle anılır olmuşlardır. Bu nedenle Anadolu’nun pek çok yerinde bir çok Kara Fatma ismiyle cephede mücadele eden kadınlar vardır. Bu nedenle Fatma Seher hakkındaki bilgiler de zaman zaman bunlarla karıştırılmaktadır. 24 Ekim tarihinde Kocaeli Grup Komutanı Halit Bey’e bir telgraf çeken Kara Fatma, Müfrezeler Komutanı Reşat Bey’den aldığı emir üzerine maiyetindeki 9 kişiyle birlikte kura çekecek yaşta olmayanlardan gönüllü toplamak için çıktıklarını ve topladığı 25 kişiyle birlikte emirlerine hazır olduklarını bildirmiştir. Kendisinin çavuşluk rütbesine terfi ettirilmesinden dolayı teşekkür etmekle birlikte, aralıksız iki yıldır hiç dinlenmeden savaştığını ve çok yorgun olduğunu belirterek, İzmit civarında cephe gerisinde dinlenmek için izin talep etmiştir. Bu izin talebine aynı gün yanıt veren Halit Bey, Kara Fatma’nın dinlenme isteğini kabul etmiş ve kendisine izin vermiştir (Tansel,;31) Eskişehir Savaşı sonrasında savaşın başından sonuna kadar hizmet eden ve madalya alan 12 kadının içinde Fatma onbaşının rütbesinin çavuşluğa yükseltildiği haberi Açıksöz Gazetesi’nin 24 Ekim tarihli haberinde yer almaktadır. Bu haberde Fatma Çavuş dışında savaşta yararlılıklar gösterip memleketlerine dönecek olan 12 kadına da madalyalar verileceği belirtilmektedir. Bu kadınlardan üçünün adı da Fatma’dır Kara Fatma Ankara’da Fatma Seher Hanımın önce Ankara basının arkasından, İstanbul basınının dikkatini çekmesinin nedeni Ankara’ya gelmesi ve Mustafa Kemal’in ona gösterdiği ilgidir. Çünkü Fatma Seher Hanım, 30 Mayıs tarihinde Ankara’da Himaye-i Etfal Cemiyeti’nin hazırladığı Çiçek Bayramı’na katılmıştır. Fatma Seher Hanım anılarında “Çiçek Bayramı” olarak bahsettiği ve Mustafa Kemal ile görüştüğü günü, bu zamana kadar -bilimsel yada popüler nitelikli yazılar da dahil olmak üzere-, hep 1 Mayıs Bahar Bayramı olarak gösterilmiştir. Bu nedenle de basında o tarihlerde bu görüşmeyi doğrulayacak herhangi bir habere rastlanılmamıştı. Bu nedenle dönemin gazetelerini tarama gereği duyduk. Bu tarama sonucunda gördük ki, Kara Fatma-Mustafa Kemal buluşması 1 Mayıs ’de değil, Himaye-i Etfal Cemiyeti’nin organize ettiği ve “Çiçek Bayramı” olarak anılan 30 Mayıs tarihinde gerçekleşmiştir. Bu bayram savaşta babalarını kaybeden çocuklara moral vermek, onları eğlendirmek ve mutlu etmek için tertiplenmiştir. Babasızları ve yetimlerin bayramı olarak ada anılan Çiçek Bayramı kutlamalarında Kara Fatma, Mustafa Kemal’in davetlisi olarak katılmıştır. (Anadolu’da Yenigün, 18 Mayıs ;1). Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 11/16 Fall Esma TORUN ÇELİK Ramazan Bayramı’nın üçüncü gününe rastlayan Çiçek Bayramı törenlerine başta Mustafa Kemal olmak üzere yerli ve yabancı seçkin konuklar katılmıştır. Bu seçkin konukların arasında en başta gelen isimlerden biri İzmit Karargah Tahkim Komutanı Kara Fatma idi (Anadolu’da Yenigün, 1 Haziran ;1; Hakimiyet-i Milliye, 31 Mayıs ;2) Bayram kutlamaları esnasında müzayedeye çıkarılan bir tabakayı satın alan Atatürk, bunu hediye etme amacında olduğunu belirtmişti. Bunun üzerine Rus Elçisi Aralov araya girerek, bu hediyeyi Kara Fatma’ya hediye etmesinin uygun olacağını söylemiştir. Bunun üzerine Mustafa Kemal, Kara Fatma’nın iyi nişancı olduğunu bildiğinden bir atış yarışması yaptırdığını ve yarışmayı da kazandığından tabakayı ona verdiğini anlatmıştır (Kara Fatma, ;10). Ancak gazetelerde tabaka müzayedesini lira ile Mustafa Kemal’in başlattığını, tabakanın lira ile Kara Fatma’da kaldığı belirtilmektedir. Bu durumda Mustafa Kemal, parayı kendisi vererek tabakayı satın alıp, İzmit bölgesindeki kahramanlıkları dolayısıyla Kara Fatma’ya vermiş olmalıdır. Mustafa Kemal hemen sonra “Fatma Çavuş”u özel mevkiine davet ederek iltifatta bulunduğu gazetelerde yer bulmuştur Kara Fatma anılarında, müzayedeye kendisinin de katıldığı konusunda bir bilgi vermemesi biraz kafa karışıklığına yol açmaktadır. Kara Fatma anılarında, Çiçek Bayramı’nda Mustafa Kemal’in organize ettiği atış yarışmasını kazanması üzerine, sadece tabaka kendisine verilmekle kalmamış, aynı zamanda mülazım(teğmen) rütbesine de terfi edilmiş olduğunu da aktarmaktadır.(Kara Fatma,;10) Kara Fatma’nın teğmenlik rütbesini bu sırada mı yoksa daha evvel mi aldı tam olarak bilinmemektedir. Gazetelere bakıldığında 31 Mayıs tarihli Hakimiyet-i Milliye Gazetesi “Kara Fatma Çavuş”, 1 ve 8 Haziran tarihli Anadolu’da Yenigün ve 15 Haziran Akşam Gazeteleri ise, “İzmit Karargah Takım Kumandanı Fatma Hanım” olarak takdim etmişlerdir Kara Fatma’nın terfi ettirildiği konusunda bir habere rastlanılmamıştır. Trabzon’daki İstikbal Gazetesi Temmuz tarihleri arasında yayınladığı mülakatlarda onu okuyucularına “Mülazım Kara Fatma” olarak tanıtmaktadır. Bununla birlikte 15 Temmuz tarihinde kendisine bir altın kol saati hediye eden Trabzon Rus Konsolosu Yoldaş Trabon’a, 16 Temmuz tarihli cevap yazısında hediyeyi Türk-Rus dostluğunun samimi bir tecellisi olarak kabul ettiğini bildirmiş, yazının altına da “Mülazım-ı Evvel Fatma Seher Hanım” olarak yazmış ve imzalamıştır. Mülazımevvel’in karşılığı üsteğmendir. Bu nedenle Kara Fatma’nın bu şekilde imza atmasının ya da onun yazdırmasının basit bir yazım yanlışı olması olasıdır. Çünkü ne kendi anılarında ne de herhangi bir kaynakta bu tarihte üsteğmen olduğuna dair bir bilgi yoktur. Amerikan gazetelerinde yer alan haberlere göre de bu rütbeyi Nisan ’lerde almıştır. 23 Nisan tarihli söz konusu Amerikan gazeteleri haberi, “Türk ordusunda ilk defa bir kadın teğmen rütbesi aldı” başlığıyla okuyucularına duyurmuşlardır. Haberin içeriğinde ise, orduda kadın taburlarının varlığından söz edilerek, Fatma adlı bir kadının cephede Yunanlılara karşı önemli başarılar elde ettiğini, önce aralarında subayların da yer aldığı 25 Yunan askerini yakalayıp getirdiğini bu nedenle de onbaşı rütbesinden teğmen rütbesine yükseltildiği belirtilmektedir. Bu içerikteki yazı tarihleri birbirine yakın olmak üzere bir çok gazetede yayınlanmıştır (Capital Journal, 22 Nisan ;4; The Evening World, The Evening Star, 22 Nisan ;10; The New York Times, 23 Nisan ;8) Amerikan gazetelerinde teğmenliğe yükseltildiği belirtilmesine rağmen, o tarihlerde çavuş rütbesinde olduğu 8 Haziran tarihli Anadolu’da Yenigün Gazetesi’nde yazılmıştır. Teğmenlik 14 Bu müzayede ile ilgili olarak gazetede söz konusu tabakanın metre koşu yarışında birinci gelen Talimgahtan Ragıp Efendi’ye verilmişti. Engelli koşuyu da ikinci olarak tamamlayan Ragıp Efendi, Himaye-i Etfal yararına müzayedeye konulmak üzere vermiştir. Müzayedeyi lira ile açan Mustafa Kemal olmuştur. lira ile Fatma Çavuş’da kaldığı bildirilmektedir. (Hakimiyet-i Milliye, 31 Mayıs ;2; Anadolu’da Yenigün, 1 Haziran ;2). Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 11/16 Fall Türk Kadın Kahramanı Kara Fatma rütbesini Çiçek Bayramında atış müsabakasını kazandığı için bizzat Mustafa Kemal’in verdiğini Kara Fatma’nın anılarından öğrenmiştik.. Bu durumda Amerikan gazetelerindeki bu haber kısmi uyuşma gösterdiği için, bu yazıda bahsi geçen Fatma’nın o olup olmadığından emin olamayız Aralov Türkiye’deki elçilik yılları ile ilgili yayınladığı anılarında, Kara Fatma’dan bahsederek, bazen erkek kardeşiyle ve bazen de bir çete mensubuyla birlikte birkaç kez Rus Elçiliği’ne ziyarette bulunduğunu belirtmektedir. Onu isyancılarla ve Yunanlılarla savaşan çeteci Fatma Çavuş olarak tanıtan Rus elçisi Aralov, bu kahraman Türk kadınının elçiliklerine gelme nedenini hem Ruslara duyduğu sempatiyi belirtmek, hem de askerlik işleri konusunda ve Rus kadınlarının iç savaşa katılmaları hakkında bilgi almak olduğunu ileri belirtmiştir. (Aralov, ;70). Aralov’un söz ettiği kimsenin gerçekten Kara Fatma olduğundan emin olmak pek mümkün değildir. Çünkü kitapta Fatma Çavuş ait olduğu belirtilen fotoğraf, Kara Fatma’ya ait değildir. Milli mücadelenin önemli kahramanlarından Kırım asıllı olan Ayşe Çavuş’a aittir (Tansel, ;58). Bu duruma bakarak, ya Aralov kitabına yanlış fotoğraf koydu; ya da anılarında bahsettiği de Kara Fatma değil, Ayşe Çavuş’tur. İkincisi daha muhtemel görünmektedir. Çünkü Ayşe Çavuş daha sonra Kırım’a gidip gelmiştir. Bazı kaynaklarda Ayşe Çavuş yerine Kara Fatma’nın Kırım’a gittiği yazılmıştır. Tüm bu bilgiler göz önüne alındığında milli mücadelenin kahraman kadınlarından Ayşe Çavuş da zaman zaman Kara Fatma ismiyle anılmasından dolayı böyle bir karışıklık söz konusu olmuştur. Kara Fatma Trabzon’da Fatma Seher Hanım’ın Çiçek Bayramı kutlamaları için geldiği Ankara’dan ne zaman ayrıldığı ve nereye gittiği tam olarak tespit edilememiştir. Bununla birlikte, kısa bir süre İstikbal Gazetesi’nin yayınlarından anlaşıldığı kadarıyla Trabzon’a gitmiştir. Trabzon’da yayınlanan İstikbal’e göre, iznini memleketi Erzurum’da geçirecek olan Kara Fatma, geçerken Trabzon’a uğramış ve burada bir hafta kalmıştır. Bu süre içinde İstikbal Gazetesi’nde günlerce yayınlanan röportajlar vermiştir. Gazetede yazılan haberlere bakıldığında cephede kahramanlığına hayran kalınan Kara Fatma’ya Amerikan ve İngiliz hayır kurumu temsilcileri de ilgi göstermiş ve fotoğraflarını çekmişlerdir. Trabzon’daki Rus Konsolosu Trabon altın bir kol saati hediye etmiştir. Trabzon’da büyük ilgi gören mücahide Kara Fatma onuruna Ferah Lokantası sahibi akşam yemeği vermiş, Hacı Hattatzade Eşref Efendi bir kat laz elbisesi hediye etmiştir. Şems Oteli sahibi ise onu otelinde misafir etmiştir. Bu kahraman Türk kadınına Trabzon halkı büyük ilgi göstermiş ve pek çok hediyeler verilmiştir. Kara Fatma bu ilgiden çok etkilenmiş ve Trabzon halkına fevkalade müteşekkir olduğunu bildirmiştir (Yazıcı, ;22,32,34,44); (İstikbal, Temmuz ;2). Kara Fatma Erzurum’a geçerken verdiği beyanatta, 40 gün izinli olduğunu, Trabzon’dan sonra ilk olarak, 3 yıldır görmediği baba ocağının bulunduğu Erzurum’a uğrayacağını, daha sonra da Sarıkamış’a geçip Kazım Karabekir’e hizmet edeceğini söylemiştir. Savaştan sonra ne yapacağı kendisine sorulunca, terhis olana kadar savaşmaya devam edeceğini, terhisten sonra -kendini tevazu gösterip korkak olarak nitelendirerek- ne yapacağını bilmediğini belirtmiştir. Kendisinin ne kızı, ne gelini, ne de bir dikili fidanı olmadığını, ama bütün Türkiye’nin onun toprağı bütün Türklerin onun kızı, kardeşi, babası olduğunu ifade etmiştir. Yurdu uğruna savaşmanın tadını bir kere yaşadıktan sonra, onu tekrar tatmak için bin kere feda olmaya razı olmanın mümkün olduğunu söyleyerek, ne denli vatansever olduğunu ortaya koymuştur. Üç yıl önce memleketin perişan halinin bu duruma getirilmesi onurunda bir parça payı varsa, çok mutlu olacağını ifade etmiştir. İşte Kara Fatma fedakar, 15Gazetelerde verilen bilgiler kısmi olarak Kara Fatma’nın 25 kişiden 21’ini ölü ele geçirmesi ve 4’nün kaçması sonucunda komutanı tarafından ödüllendirilmesi olayıyla benzerlik addedilmektedir. Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 11/16 Fall Esma TORUN ÇELİK cefakar, korkusuz bir kadın olmasının yanı sıra son derecede alçak gönüllüdür (Yazıcı, ;); (İstikbal, 26 Temmuz ;1). Kara Fatma’nın Trabzon seyahati sırasında, Sovyetler hakkındaki merakının onun Kırım’a gitmesine neden olduğunu iddia eden Zeki Sarıhan, bu iddiayı doğrulayacak bir kanıt göstermemiştir. Tansel’de de aynı iddia vardır(Sarıhan, ;); (Tansel, ;34). Kırım’a gittiğine dair Kara Fatma’nın anılarında veya mülakatlarında herhangi bir bilgiye rastlanılmamıştır. Ancak araştırmalarımız sırasında Ayşe Çavuş olarak ifade edilen kadın kahramanımızın Kırım’a gittiğini Trabzon’da bulunduğu sırada İstikbal Gazetesi’ne verdiği mülakat verdiğini saptadık (İkdam, 16 Mart İkdam;1) Bu noktada Kırım’a gitmesi konusundaki iddiaların Ayşe Çavuşla karıştırılmış olması mümkündür Ayşe Çavuş Sakarya Savaşı’ndan sonra Trabzon’a gelmiş ve oradan da Kırım’a geçmiştir. Büyük Taarruz’da Kara Fatma, Erzurum’da iznini geçirdikten hemen sonra tekrar milis güçlerinin başına dönmüştür. Büyük Taarruz’a müfrezesiyle katılmıştır. Müfrezesiyle birlikte, Afyon civarında Sürmeli Köyü yakınlarında bulunan düşman güçlerine saldırdıkları esnada Ceylan isimli atıyla düşman mevzilerine sokulmaya çalışmıştır. Ancak Yunan askerlerinin attığı kementle yakalanmıştı. Atı kaçmayı başarmış, ama Kara Fatma Yunan eline esir düşmüştü. Türk birlikleri hakkında bilgi almak için çok eziyetler görmesine rağmen, Yunan askerlerine küçük bir bilgi dahi vermemiştir. Kaçamak cevaplar vererek, onları oyalamıştır. Bunun üzerine onu, General Trikopis’in yanına götürmüşlerdir. Trikopis, esir alınan Türk kadının adının Kara Fatma olduğunu duyunca, büyük bir şaşkınlık geçirmiş ve hayretle ve dikkatle onun yüzüne hayretle bakarak, “Kara Fatma” adını üç kere tekrar etmişti. Kara Fatma’ya göre, bu şaşkınlığın ve hayretin nedeni, Yunanlıların Kara Fatma’yı “devasa” sanmalarıydı. Karşılarında ufak tefek bir kadını görünce çok şaşırmışlardı. Bu şaşkınlığı gören Fatma Seher, “Anadolu’daki Kara Fatmaların en güçlüsü benim” diye haykırmıştır. Bu sözler karşısında öfkelenen Yunan askerleri onu yere doğru savurmuşlardır. Büyük Taarruz’un en ateşli günlerinde Yunanlılara esir düşen Kara Fatma’nın başına önceleri 4 asker dikilirken daha sonra sayı bire düşmüştür. Ancak bu esareti süresinde sıkça fiziksel şiddete armuz kalmıştır. Buna rağmen kendini bırakmamış ve başındaki askerin bir arkadaşıyla birlikte içip sarhoş olmasını fırsat bilerek kaçmayı başarmıştır. 19 gün süren esirlikten sonra yeniden Sürmeli Köyü’ndeki ovada bulunan müfrezesinin başına geçmiştir. Buradaki başarısından dolayı Üsteğmenliğe terfi ettirilmiştir (Kara Fatma, ;). Büyük Taarruz, zaferlerle ilerlerken Kara Fatma’da mücadeleye devam ediyordu. 11 Eylül’de Bursa’nın kurtuluşuna katılan Kara Fatma, Bursa’ya müfrezesiyle girdikten sonra, bu kez Mudanya’ya doğru yönelmiştir. Daha Yunan askeri Anadolu’dan tam olarak temizlenmemişti, bunu sağlayana kadar da Kara Fatma’ya rahat yüzü yoktu. Ona göre, haklı davası için mücadele eden 16 Aslen Kırım göçmeni olan Ayşe Çavuş Yunanlılar İzmir’i işgal edince köy köy dolaşarak topladığı gönüllülerle Demirci’de düşmana önemli darbeler vurmuştur. Ankara sokaklarında ayağında çizme elinde kamçısı, başörtülü ve erkek kıyafetleri giymiş biçimde dolaşıyordu. Dört erkek bir kız çocuğu vardı. Düşman İzmir’e girdiğinde yüreği kanayan Ayşe Çavuş, damadını ve büyük oğlunu yanına alarak ve elinde bir sopa ile savaşa başlamıştır. yaşlarındadır. (Vakit, 5 Şubat ;1) Bu konuda Mısıroğlu’na göre aslen Kırımlı olan Ayşe Çavuş olarak Prizren’e (bugün Kosova sınırları içinde) yerleşmişler, ancak Balkan yenilgisinden sonra Bursa’ya göç etmiş bir ailenin kızıdır. Daha sonra İzmit’e yerleşmişler. Ankara’da Ukrayna Elçisi Frunze’nin desteğiyle Kırım’a gitmekte olduğunu belirtmiştir. İzmir’in işgalinden sonra oğlu Ahmet’i ve topladığı atlı ile dağa çıkmıştır. Salihli, demirci, Simav, Gördes, Kütahya ve Sakarya Savaşı’nda ise haymana taraflarında savaşmıştır. Mücadelenin başlarında Çerkes Ethem ile birlikte Yunanlılara karşı birlikte mücadele etmişlerdir. Üç kızını da Ankara’da Mustafa Kemal’e emanet etmiştir. 58 yaşında olmasına rağmen oldukça dinç ve çeviktir. (Mısıroğlu, ;). 17 İlknur Bektaş da Fatma Seher Hanım’ın devletten yardım talepleri hakkında diye koyduğu iki belgede Ayşe Çavuş adı geçmektedir. Muhtemelen o da Fatma Seher Hanım ile Ayşe Çavuş’u karıştırmış olmalıdır. (Bektaş, ;). Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 11/16 Fall Türk Kadın Kahramanı Kara Fatma Türklerin karşısında düşmanın direnci devam edememiş ve Bursa tamamen Yunan işgalcilerinden temizlenmiştir (Tanin, 5 Temmuz ;3). Milli Mücadelenin başından, silahlı aşamanın sonuna kadar cepheden cepheye koşan, cephe gerisinde savaş için asker toplayan, cepheden kaçmaya çalışanları ikna edip birliklerine dönmelerini sağlayan Kara Fatma olağanüstü bir mücadele örneği vermiş ve Türk kadınının mücadelesinin sembolü olmuştur. Yaralanması bile onu savaştan alıkoyamamıştır. Bolu’dan Düzce’ye, Akçakoca’ya, İzmit’e, İznik’e, Bursa’ya, Afyon’a kadar olan geniş bir alanda mücadele veren Fatma Seher Hanım, artık sadece Kara Fatma olarak anılıyor ve biliniyordu. O da Mustafa Kemal’in verdiği bu adı beğenmiş ve Kara Fatma olarak kendini tanıtır hale gelmiştir. Milli mücadelede döneminde savaşa katılıp düşmanla çarpışan birden fazla Fatma adlı kadın zikredilmektedir. Tansel’in bahsettiği Kara Fatma Şimşek18 ve asıl adı Adile olan Adile Onbaşı namı diğer Tarsuslu Kara Fatma, Gaziantepli Yirik Fatma, Mudurnulu Fatma Kadın (Tansel, ; 50)19 dışında, Aynur Mısıroğlu da Adana’nın düşman işgalinden kurtulması için savaşan Fatma Özişçi’yi (Mısıroğlu, ;) ve Ödemişli Mehmet Efe’nin karısı Fatma’yı da (Mısıroğlu, );), Kara Fatma olarak anılan diğer kadın kahramanlar arasında göstermektedirler. Milli mücadelede döneminde işgaller başlar başlamaz, Türk kadınları ellerine silah alıp cepheye katılmışlardır. Bu kadınlar içinde evlisi, bekarı, yaşlısı, genci ve hatta çocuğu pek çok gruptan kimseler vardı. Bazıları, oğullarını ve damatlarını alarak, bazıları çocuklarını yakınlarına emanet ederek, bazıları da yanına alarak savaşa katılmışlardır. Kadın zeybekler olarak da anabileceğimiz bu kadınların yüceliklerinin manevi tesiriyle, gazeteciler kendilerinden geçiyorlardı. Böyle büyük savaşa kadın halinle neden katıldın diye soranlara, işgalcilerin yaptıklarına dayanamadıklarını, vatanları tutsak iken boş oturmak istemediklerini, namuslarını ve canlarını korumak için diye yanıt veriyorlardı. Bu kadınların çoğu köyleri, işgale uğrayan köylerden ve kasabalardan gelmişlerdi. Emine Aliye, Ayşe, Şerife Ali Kebiri gibi ismi bilinen bilinmeyen onlarca Türk kadını bu amansız mücadelede yerini almıştı (Tasvir-i Efkar, 30 Kasım ;) Cephe gerisinde olduğu gibi cephede de fazlasıyla görevlerini yapmışlardı. Tıpkı Kara Fatma gibi… Bu kadınları cepheye gitmesi için zorlayan tek şey, vatanlarının işgale uğramasıydı. Çoğu milis müfrezelerde görev almışlardır. Özellikle Sakarya Savaşı’ndan sonra askerlik şubelerine giderek, açılan akıncı defterlerine gönüllü olarak kayıt olmaya başlamışlardır (27 Eylül ,Anadolu’da Yenigün;2). Ayşe Çavuş, Halide Edip, Kara Fatma ve bir çok kadın kahramanların hikayeleri gazetelere konu olmuş ve haklarında bir çok yazılar yayınlanmıştır. Amerikan basınında Türk Jeanne d’arc’ı (17 Temmuz , New York Tribune;6) ve “Türk Amazon” (10 Eylül , Great Falls Tribune;14); olarak anılmışlardır. 18 Tansel, milli mücadelede Kocaeli Grubu Mürettep Süvari emrinde Müstakil Süvari Müfrezesi’nde görevli asıl adı Yemine Vardarlı olan Kara Fatma Şimşek adlı bir kadın kahramandan söz etmektedir. Bu kadının milli mücadelede Kocaeli bölgesinde savaştığını ve Kocaeli Gurubu Mücahidi Milis Üsteğmen olarak Erzurum’da izinli olduğu sırada terhis edildiğini belirtmektedir. Tansel bu bilgiyi Harp Tarihi ve Stratejik Etüt Başkanlığı Arşivi’nde yer alan İstiklal Savaşı’na Katılan Milislerin Biyografi dosyalarından alındığını ileri sürmektedir. Bu bilgilere bakınca aynı bölgede aşağı yukarı aynı rütbeyle aynı baba ismiyle iki Kara Fatma lakaplı kadın kahraman olması pek mümkün gözükmemektedir. Bu nedenle bahsedilen kişinin Fatma Seher olması mümkündür. Ama asıl adının Yemine Vardarlı olmasını ise açıklamak mümkün değildir. (Tansel, ;42). Esasen mücahit kadınların geneline lakap olarak Kara Fatma denilmesi resmi belgelerden ve süreli yayınlardan de kesin bilgi çıkarmamızı zorlaştırmaktadır 19 Mudurnulu Fatma Kadın olarak belirttiği kişi muhtemelen Fatma Seher Hanım’dır. Başka bir kaynakta ismi teyit edilememiştir. Çünkü Fatma Seher hem çetesine adam toplamak hem de askerden kaçanları ikna etmek amacıyla Bolu havalisine gelmiş ve toplantılar ve konuşmalar yapmıştır. Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 11/16 Fall Esma TORUN ÇELİK Milli Mücadeleden Ölümüne kadar Kara Fatma ve Kadının Konumu Milli mücadelenin silahlı aşaması Mudanya Mütarekesi’nin imzalanmasıyla bitmiştir. Artık vatan işgalden temizlenmiş ve silahlı mücadele aşaması sona ermiştir. Lozan’da başlayan barış müzakereleri sonlana kadar ordu terhis edilmemiştir. Bu durumda savaş bitmesine rağmen Kara Fatma da terhis edilmediği için henüz evine dönmemiştir. Büyük Taarruz’da gösterdiği başarıdan dolayı Mülazım-ı Sani (üsteğmen) rütbesini almış ve üniformasıyla izinli olarak Anadolu’yu dolaşan Kara Fatma, güzel olarak nitelendirdiği İstanbul’a da gelmiştir. İstanbul’da gazeteleri ziyaret etmiş ve onlara savaş dönemindeki anılarını anlatmıştır. Temmuz ’de bir çok İstanbul gazetesinde mülakatları yayınlanmıştır. 5 Temmuz tarihli Tanin Gazetesi’nde yayınlanan röportajında Kara Fatma, savaş bittiği için kendilerine izin verildiğini, memleketini gezdiğini ve bu arada İstanbul’u görmek üzere 2 gün önce geldiğini ifade etmiştir. İstanbul’da bulunduğu sırada bazı gazeteler, üsteğmen üniformalı İstiklal madalyalı bu kahraman Türk kadınıyla röportaj yapmışlardır. Milli mücadelenin kadın kahramanları içinde adı en çok bilinen isimlerinden biri olmuştur. 5 Temmuz ’te Tanin ve 9 Temmuz tarihli Babalık gazetelerinde milli mücadeleye katılma sürecini aktarırken, mütareke döneminde milli hislerinin zedelenmesinin savaşa katılmasındaki temel etken olarak nitelendirmiştir. Bu röportajda, Mustafa Kemal ile görüşmesi, milis güçleri oluşturma, savaşa katılma, esirlik dönemi, katıldığı savaşlar ve yaşadığı olaylar kısaca aktarılmıştır. Yunanlıların Türk’ün gücüne fazla dayanamayarak bozgun yaşadığını ve sonuçta denize döküldüklerini anlatmıştır.(Tanin, 5 Temmuz ;3). Kara Fatma İstanbul’daki mülakatlarında kadın erkek eşitliği kadın hakları gibi sorulara da muhatap olmuştu. II. Meşrutiyet döneminden itibaren hız kazanan kadın hakları tartışmaları milli mücadele dönemi basınında pek yer bulmasa da, vatanları adına gösterdikleri mücadele onların eşit olmayı en azından sosyal ve siyasal haklarını almayı hak ettiklerini göstermekteydi. Bu dönemde kadınlarla ilgili bazı değişimler yaşanmıştır. Milli mücadele döneminde Ankara’ya gelen milliyetçi liderlerin eşleri peçe takmamaya ve çarşaf giymemeye başlamışlardı. Esasen bu değişim II. Meşrutiyet yıllarından itibaren başta İstanbul olmak üzere büyük kentlerde görülmeye başlanmıştı. Peçe yerine başlarını bir örtüyle bağlıyorlardı ve çarşaf veya bol kıyafetler yerine kumaşların pahalı ve az bulunur olmasından da kaynaklı daha dar ve kısa kıyafetler giyilmeye başlanmıştı. Arka arkaya uzun yıllar devam eden savaşlar nedeniyle erkeklerin yerine çalışma hayatında kadınlar yer almaya başlamışlardır. Çalışma hayatındaki etkinliği kadını yeni hak arayışlarına itmişti. Müslüman Türk kadınları sahneye çıkma yasağını delmişti. (Evening Star, 26 Nisan ; The Madison Journal, 17 Eylül ;16) Milliyetçi liderler içinde Halide Edip gibi bir kadının da yer alması, cephede Kara Fatma gibi kadınların yer alması kadınlar için yeni özgürlüklerin aranması sürecini beraberinde getiriyordu. Kadınların örtünmesi ve hakları konusu Türk basınında da yer bulmaya başlamıştı. Savaşta erkeklerle aynı mücadeleyi veren Kara Fatma’ya, hayatın geneline bir kadının erkek gibi eşit derecede katılıp katılmayacağı konusunda görüşleri sorulmuştu. Okuma yazma bilmeyen bu yiğit Anadolu kadını, erkek ve kadının birlikte çalışması gerektiğini vurgulamıştı. “…Kadın peçesiz ve yüzü açık gezmekle iffetini kaybetmez…” sözleriyle peçe tartışmalarına çok net bir yanıt vermiştir. Memleketin kendilerinde hizmet beklediğini belirten Kara Fatma, böyle bir ortamda peçe ve çarşafı düşünecek halde olmadıklarını söylemiştir. İstanbullu bir hanıma silah verip cepheye git denilemeyeceğini ama onlara düşen işin silah kullanmaktan daha büyük olduğunu belirtmiştir. İstanbul kadınlarının Anadolu’ya giderek cahil kadınlarının aydınlatmak için çalışmalarını istemiştir. Kadının erkek kadar çalışması gerektiğini savunarak, bu fikre karşı çıkanları “kalın kafalı” olarak Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 11/16 Fall Türk Kadın Kahramanı Kara Fatma nitelendirmektedir. Bu aydın Türk kadını, kadının çalışmasına karşı çıkan erkekleri cahillikle suçlamaktadır (Tanin, 5 Temmuz ;3; Babalık, 9 Temmuz ;2). Okuma yazma bilmemesine rağmen kadınların bir toplumun kalkınmasındaki öneminin farkında olan Kara Fatma, eğitimin bir toplumun dönüşümündeki hayati rolünü de vurgulamıştır. Kız erkek bütün çocukların okumasıyla Anadolu’nun kaderinin değişeceğini, Türk’ün yüzünün güleceğini, işlerin düzeleceğini, batıl düşüncelerin yok olacağını ve Türk halkının yaşamaya başlayacağını gerektiğini ifade etmiştir. Kendisinin de bu amaçla kızını okutmaya çalıştığını da sözlerine eklemiştir(Tanin, 5 Temmuz ;3). Savaş sona erdikten sonra Anadolu’yu dolaşan Kara Fatma, bütün Anadolu halkının Mustafa Kemal’i kutsadığını gözleriyle gördüğünü gazetecilere şöyle aktarmaktadır (Babalık, 3 Temmuz ;1): “Yalnız erkekler değil, Anadolu’da İstiklal mücadelesinde kocalarını, kardeşlerini cephelerde şehit veren, kağnı arabasıyla arkasında ordunun mühimmatını yetiştiren yüz binlerce kadınlarda bugün Paşa’nın müzahiri (destekleyicisi, yardımcısı) ve duacısıdır”. Bu sözler milli mücadeleye Türk kadınlarının ne denli destek verdiklerinin kısa ve öz ifadeleridir. Kara Fatma milli mücadelenin sadece düşmanın işgaline son vermek değil, cehalete karşı bir savaş da olacağını ilk fark edenlerden olduğu açıkça gözükmektedir. Kadınlar milli mücadelenin en kanlı alanlarında erkeklerle birlikte görev yaptıktan sonra, kadının çalışamayacağı bir alan yoktur. Artık kadınları eve kapatıp sosyal hayattan uzak tutmak mümkün değildir. Ona göre; kadın ve erkek ancak birlikte çalışarak, ülkeyi hak ettiği mevkiye yükseltebileceklerdir. Bir ülkenin mutlu ve refah içinde olabilmesi de kız erkek bütün çocukların eğitimiyle sağlanabilir düşüncesindedir. En ileri kadın savunucularından daha da ileriydi. Açıkça söylemese de kadın erkek eşitliği görüşünde olduğu görülebilmektedir. Özellikle kadınların peçesiz yüzü açık gezmekle namussuz olduğu yolundaki olumsuz propagandalara yanıt verirken, ülkenin bu kadar hizmet beklediği bir ortamda peçe, çarşaf tartışmalarının gereksizliğini de savunmaktadır. Yardıma Muhtaç Kalan Milli Kahraman Lozan görüşmeleri sırasında silahlı mücadeleye ara verilmesini fırsat bilen Kara Fatma Anadolu’da birçok yeri dolaşmış, ama en çok da İstanbul’da kalmıştır. Kara Fatma bir süre kaldığı İstanbul’da başta adalar olmak üzere birçok yeri gezmesi sırasında halkın yoğun ilgisiyle karşılaşmıştır. Gittiği yerlerde Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti üyeleri de karşılamalar da çoğu kere hazır bulunmuşlardır. Kara Fatma bu geziler sırasında vatandaşlarla sohbetler ederek, anılarını anlatmıştır. Ayrıca milli mücadelede şehit olanlar için mevlitler okutulmuştur (Tanin, 30 Temmuz ;3). Kara Fatma terhis olduktan sonra da bazen at sırtında bazen de vapurla Anadolu’nun bir çok yerinde kendisi için düzenlenen davetlere katılmıştır. Bu davetlerde övgü, alkış ve sevginin yanı sıra hediyeler de almıştır (Bektaş, ;82). Lozan görüşmeleri sonuçlanıp anlaşma imzalandıktan sonra ordudaki terhisler sırasında Kara Fatma da terhis olmuştur. Savaştan sonra kendisine üsteğmenlik maaşı bağlandığını Kara Fatma anılarında bahsetmektedir. ’te yayınlanan anılarının son sayfalarında “Üsteğmenlik maaşımı ne için Kızılay’a terk ettim” başlıklı bölümde maaşını Kızılay’a bağışlaması konusunda şunları söylemektedir (Kara Fatma, ;): “Vatanın büyük kurtarıcısı Ebedi şefin layık olmadığım büyük iltifatı beni son derece sevindirmişti. Esasen bütün emel ve arzum ile yapmış olduğum hizmetten hiçbir menfaat beklemiyordum. Bu itibarla taltif edilmiş olduğum rütbemin mukabilinde verilecek maaşımı Kızılay’a terk etmekle son vatani görevimi yaptım” Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 11/16 Fall Esma TORUN ÇELİK Fatma Seher’in bu sözleri kendisine üsteğmen rütbesinden emekli aylığı bağlandığı ve bunu da almayıp Kızılay’a bağladığı noktasındadır. Hemen hemen bütün kaynaklarda da yer aldığı gibi, son dönemde Kızılay’ın ona bir anıt mezar yaptırması da bir şükran ifadesidir Fatma Seher Hanım’ın milli mücadeleden sonra, esasen ablasının kızı olan Fatma ile birlikte oturmaya başlamıştır. Savaşta parmaklarını kaybetmiş ve biraz da saf olduğu söylenen Fatma bir süre sonra evlenmiş ve anne dediği Kara Fatma’dan ayrılmıştır. Yakınlarının ifadesine göre evlendikten sonra da Kara Fatma kızını bırakmamış, onun altı çocuğuna bakmıştır. Düzenli bir geliri olmadığından daha çok yardımlarla idare etmiştir (Bektaş,;) Savaştan sonraki yaşamının ayrıntıları bilimemekle birlikte zaman zaman basına konu olmaya devam etmiştir. Mekki Sait Esen’in 9 Ağustos tarihli Yedigün Dergisi’nde yayınlanan yazısında Kara Fatma’nın yardıma muhtaç olduğu için Galata’daki Rus manastırına sığındığı ve torunlarıyla birlikte hayatta kalmaya çalıştığı bildiriliyordu. Kara Fatma’nın aç ve çaresizliğinin bir fotoğrafının konulduğu bu yazıda, torunlarının dilendiği ve bu sayede karınlarını doyurabildikleri ve kızı Fatma’nın çocuklarına bakmak için her işi yapacağını söylediğini iddia edilmektedir Her ne kadar bu iddiaları yıllar sonra torunları reddetse de21 gazetede yayınlanan fotoğraflar Kara Fatma’nın içler acısı durumunu ortaya koyuyordu. Hafızalarda düşmanı korkudan titreten Kara Fatma imajı, artık halkın kafasında sefalet içinde, yardıma muhtaç, devletten maaş bağlanmasını bekleyen bir kadın kahraman haline gelmiştir. Büyük bir vefasızlık örneğidir. Kendisine bağlanan aylığı Kızılay’a bağışlayarak son görevini yaptığını belirten Kara Fatma’nın bu durumu çok yankı yapmamış olmalı ki, maaş bağlanması, yardım yapılması gibi bir durum söz konusu olmamıştır. Bununla birlikte ara sıra onunla ilgili yazılar basında yer almaya devam etmişti. Soyadı yasası çıktıktan sonra Savaşır soyadını alan Kara Fatma, yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle bir yazı yazarak, Müdafaa-i Milliye Vekaleti’ne maaş talep eden ve bir çok defa başvurmuş olmasına rağmen emekli maaşının bağlanmadığı bildirmiştir. Bu yazısında kendisi hakkında bazı bilgiler vermektedir). Müdafaa-i Milliye Vekaleti’nin 21 Ağustos tarihli cevap yazısında, maaşını alamama nedeni olarak, Vekaletçe tespit edilen milisler sıralamasında 1 sıra numaralı olarak gösterilen Kara Fatma’nın maaş alamama nedeni olarak, sayılı yasanın 4. maddesinde yer alan “maaş alabilmesi için savaşta malul kalması” koşulunu gösterilmektedir. Bunu kanıtlamak için de savaşta yaralanıp sakat kaldığına dair resmi bir yazının verilmesi öngörülmekteydi. (Bektaş, ;). Kara Fatma’nın bu maaş bağlanması ve yardım yapılması talebi de sonuçsuz kalmıştır. Ancak o yine yaşadığı sefaletin ve zorlukların etkisiyle resmi birimlere zaman zaman başvurusunu yinelemiştir. Nitekim 26 Haziran tarihinde Başvekalete yazdığı yazıda, vatanın mücadelesinin son gününe kadar düşmanla pençeleşerek görevini yerine getirdiğini ve hizmetlerinden dolayı istiklal madalyası aldığını bildiren Kara Fatma, 20 yıldan beri 6 torunuyla sefaletle mücadele ettiğini ama artık günlük ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldiğini ifade etmiştir. Vatan savunmasında yer alanlar gibi kendisine maaş bağlanmasını, hak ettiği yardımların ne olacağını onların takdirine bıraktığını dilekçesinde belirtmiştir.(BCA,,,,20;). Bu yazıda daha önce Kara Fatma’ya daha önce maaş bağlanıp bağlanmadığı, Kızılay’a devretme konusunda bir bilgi yoktur. Eğer gerçekten bu yazı Fatma Seher Hanım’a aitse, bu durumda 20 funduszeue.info; funduszeue.info 21 Kara Fatma’nın kızı Fatma Kuşlu’nun oğlu Cemal Dağlar’a göre bu haber doğru değildir. Anneannem dediği Kara Fatma’nın aslında annesinin teyzesi olduğunu belirtmekte ve annesinin akıl sağlığının bozuk olduğu iddialarını asılsız olduğunu ifade etmiştir. (Bektaş, ;). Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 11/16 Fall Türk Kadın Kahramanı Kara Fatma anılarında maaşını Kızılay’a devrettiğinden neden bahsetmediğini bilemiyoruz. Ancak aynı tarihlerde para kazanmak amacıyla yazdırıp bastırdığı anı kitaplarında, terhis olunca kendisine bağlanan maaşı Kızılay’a bağışlayarak son görevini yaptığından bahsetmekteydi. Bunu doğrular biçimde Türk Kızılayı da, maaşını kendilerine devretmesine minnettarlığını göstermek için ’te Kara Fatma’nın anıt mezarını yaptırmıştır. Bu talebin de reddolunması üzerine yaşadığı ekonomik sıkıntıyla baş edebilmek için küçük anı kitapları bastırıp satmaktaydı. “İstiklal Savaşı’nda Kara Fatma” başlığını taşıyan ama genel olarak aynı diyebileceğimiz iki kitabın da basım yılı aynıdır. Bu kitaplar oldukça küçük sadece 12 sayfadan oluşmaktadır. Bununla birlikte yılında Kara Fatma’ya yardım yapıldığı ile ilgili haberler yayınlanmıştır. Kara Fatma için yardım listesi asıldığı, belediye bütçesinden nakdi yardım yapılması kararı alındığı, kendisine defterdarlıkta iş verildiği, İstanbul Valiliği’nce torunlarının ders dönemi başında yatılı okullara yerleştireceği haberleri yer almıştır (Tansel, ;37). Ama bu gerçekleşmemiştir. Hatta herhangi bir devlet yardımının dahi yapılmamıştır. Bu haberler pek doğru olmasa gerek ki, Kara Fatma’nın ekonomik sorunlarının devam ettiğini yine gazetelerde yayınlanmaya devam etmiştir. Nisan ’de bu kez Kadın Gazetesi’nde Fatma Seher Hanım’ın yardım beklediği haberler birkaç kez yer almıştır. Aynı gazetede Kara Fatma’ya yardım kampanyası düzenlenmiş ve yapılan yardımların listeleri yayınlanmıştır (Bektaş, ;). Bu belki bir süre için yettiğini ve sürekli olmadığı için yeni ekonomik sıkıntının ortaya çıkması kaçınılmazdır. Bununla birlikte torunlarının bakımlarını üstlenmesi bu yaşlı kadın için oldukça zordu, ama onları bırakmak niyetinde değildir. Kızı ikinci kez evlenince toplam 6 çocuğa bakmak zorunda kalmıştı. Kara Fatma’nın ekonomik sorunlarına kesin çözüm yılında bulunmuştur. 2 Şubat tarihinde Kars Milletvekili Tezer Taşkıran ve Rize Milletvekili İzzet Akçal Kara Fatma’ya vatan hizmetinden maaş bağlanması için TBMM Başkanlığı’na dilekçe vermişlerdir. Bunun üzerine TBMM Başkanlığı Kara Fatma’nın milli mücadeledeki hizmetleri konusunda Genel Kurmay Başkanlığı’ndan bilgi istemiştir. Bunun üzerine Genel Kurmay Başkanlığı’nın Harp Tarihi Dairesi, Kara Kuvvetleri Personel Başkanlığı’na 8 Şubat tarihindeki yazıyla Kara Fatma’nın hizmetleri bildirilmiştir. Bu yazıda Kocaeli bölgesinde görev yaptığı belirtilerek, sadece 27 Ağustos tarihinde yapılan mücadeledeki etkinliğine dair kayıtlardan bilgi aktarılmıştır (Tansel,;38). 17 Şubat ’te TBMM’nin gündemine gelmiş, maddeler okunarak hiç tartışmasız kabul edilmiştir. Fatma Seher Hanım’a ’nolu yasayla nihayet lira maaş bağlanmıştır (TBMMZC, 17 Şubat ; ). Maaş bağlanmasıyla birlikte Kara Fatma ekonomik sorunlarına çözüm bulmuş olmasına rağmen, pek keyfini çıkaramamıştı. Maaş almaya başlamasından sadece 1 yıl sonra, 21 Haziran ’de ağır biçimde hastalanıp Darülacezeye yatırılan Kara Fatma, sadece 11 gün dayanabilmiş ve 2 Temmuz yılında vefat etmiştir. Kara Fatma’nın ölümü basında önemli ölçüde yer bulmuştur. Neredeyse bütün İstanbul gazeteleri, Kara Fatma’nın milli mücadeledeki hizmetlerini ve ölümünden duydukları üzüntüyü dile getirerek, ölüm haberini okuyucularına duyurmuşlardır. Milli mücadelenin sembolü haline gelen Fatma Seher, Kara Fatma adını kendisine veren Atatürk’ü Dolmabahçe Sarayı’na geldiğinde sık sık ziyaret etmiştir. Ölümünden 10 gün önce Darülacezeye yatırılan Kara Fatma, 2 Temmuz ’te hayata gözlerini yummuştur. Cenazesi askeri bir törenle defnedilmiştir. Kara Fatma öldü başlığıyla bütün büyük gazeteler birinci sayfada haber olarak yayınlamıştır. Kara Fatma 67 yaşında vefat etmesine rağmen, 3 Temmuz )Vakit Gazetesi Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 11/16 Fall Esma TORUN ÇELİK onun 80 yaşında iyice ihtiyarlamış, kulakları duymaz, yerinden kalkamaz durumda olduğunu ve vücudundaki ağrılar yüzünden Darülaceze'ye kaldırıldığını ileri sürmüştür (Bektaş,;). Kara Fatma’nın cenazesini devlet üstlenmiştir. Cenaze töreninde bir takım piyade ve bir manga bahriye askeri gönderilmiştir. Tabutu askerler tarafından taşınan bu kahraman Türk kadını, Tophanedeki evinden alınarak, Kasımpaşa’daki Kulaksız mezarlığına defnedilmiştir. Kalabalık bir halk kitlesinin katıldığı cenaze töreninde Kadınlar Birliği Başkanı Zehra Şahin de bulunmuştur. (Bektaş,;;Son Saat, 3 Temmuz ;2). Kara Fatma’nın ölümünden derin bir elem duyan Peyami Safa, 19 Temmuz tarihli Milliyet Gazetesi’nde “Zehir Gibi acı Gerçekler” başlığıyla bir yazı yazmıştır. Göğsünde altın madalyasıyla milli bir kahraman gibi değil, kimsesiz, bakımsız ve daha yaşarken unutulmuş olmanın kahredici kederi içinde bir dilenci gibi ölmüş olmasına tepki gösterir. Kara Fatma’nın Atatürk’ün yardım talebini reddetmiş olduğunu kahramanlıklarının para ile ödenmesini istememiş olduğunu ileri sürmüştür. Nasıl geçindiğini soran bir İngiliz gazeteciye lira maaşın yanı sıra lira da Halk Partisi’nden aldığını ve kendisine hediye edilen evde oturduğunu söylemiş olduğunu aktarmıştır (Milliyet, 19 Temmuz ;2) Peyami Safa, Kara Fatma’nın milli mücadeleye katılan bütün Türk kadınlarının sembolü haline gelen bu yiğit kadının, hükümet, belediye, Atatürk hayranı teşkilatlar ve gençliğin katılımıyla son yolculuğa uğurlanması gerektiğini savunmuştur. Onu eşsiz kadın olarak adlandıran Safa, hayattayken de cenaze töreninde de hak ettiği değerin gösterilmediğine tepki göstermiştir. Gazetelerdeki haber ve yorumlarda en çok dile getirilen şey, ona sağlığında sahip çıkılmadığı ve yeterince ilgi ve alakanın gösterilmediğidir. Sağlığında gösterilmeyen ilginin mezarına gösterilmesi düşüncesi sıklıkla dile getirilmekteydi. Ölümünden yaklaşık 1,5 yıl sonra Milli Türk Talebe Birliği İktisad Derneği’nin milli mücadelenin kadın kahramanına bir kabir yaptırmaya karar verdiği ile ilgili bir haber yer almasına rağmen bu gerçekleşmediği ve başka da bir girişim olmadığı için mezarın kaybolmasına neden olmuştur (Cumhuriyet, 2 Şubat ;2). Türk Kızılayı, mezarı kaybolmuş olmasına rağmen, Kulaksız Mezarlığı’nda Kara Fatma için bir anıt mezar yaptırmıştır. Nihayet yıllar sonra Kara Fatma bir anıt mezara kavuşmuştur. Sonuç Türk tarihinde kadın kahramanlara neden Kara Fatma denildiğini tam olarak saptamak elde mümkün olmamıştır. Bu lakap, bir kadın kahramanın isminden yola çıkılarak mı yoksa fiziksel özellikleri nedeniyle mi ortaya çıkmıştır? Neden “kara” ve neden” Fatma” bunları bilemiyoruz. Belgelerde geçen ilk Kara Fatma’nın, vatan savunmasında kahramanlıklar gösterenlerle tek ortak noktası güçlü olmalarıdır. Tarihimizde ilk defa savaşlarda kahramanlık gösteren kadınlara ve Kara Fatma ismine Kırım Savaşı’nda rastlanmaktadır. Bu tarihten milli mücadeleye kadar olan dönemde kadın kahramanlar her büyük savaşta görülür olmuş ve bir çok Kara Fatma lakaplı kadınlar kahramanlıklarıyla anılır olmuştur. Fatma Seher Hanım, milli mücadelenin en bilinen kadın kahramanı olmasına rağmen onun hakkındaki bilgiler de kısıtlıdır. Elde edilen bu kısıtlı bilgilerin birçoğu da birbiriyle çelişmektedir. Bunun nedeni büyük olasılıkla milli mücadeledeki bütün kadın kahramanlara ortak isim olarak Kara Fatma denilmesidir. Sivas’a giderken Fatma Seher olan adı, Sivas’tan İstanbul’a döndüğünde artık Kara Fatma olmuş ve kısa zamanda kalabalık bir çete kurmuştur. Onunla ilgili bilgilerin başlangıcı gazetelere verdiği röportajlarla olmuştur. Gazetelere verdiği röportajlarla kendisini tanıtmaya başlamıştır. Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 11/16 Fall Türk Kadın Kahramanı Kara Fatma Kara Fatma savaşın başından sonuna kadar milli mücadele içinde yer almıştır. Milis güçlerin başında İzmit’in işgali döneminde Müslümanlara yönelik gayri Müslim çetelerin faaliyetlerini çetesiyle birlikte önemli ölçüde engellemeyi başarmıştır. Askerden kaçanlar veya yaşı küçük olup kafası karıştırılanları tekrar mücadeleye sokmaya çalışmıştır. İzmit yöresinde önemli başarılara imza atan Kara Fatma, bu kentin işgalden kurtarılmasında önemli katkılar sağlamıştır. Bununla beraber çarpışmalar sırasında yaralananları tedavi edip, su, yiyecek ve erzak gibi malzemeleri de cepheye taşınmasına katkı sağlamıştır. Kocaeli bölgesi dışında İznik ve Bolu havalisinde önemli hizmetler Kara Fatma, arkasından Büyük Taarruzla çalışmalarını taçlandırmıştı. Bursa’nın işgalden kurtarılmasında büyük çaba harcamıştır. Savaşın kazanılması için her türlü fedakarlığı ve çabayı göstermiştir. Haklı olarak da vatan savunmasındaki Kara Fatmaların sembolü haline gelmiştir. Savaş boyunca yaptığı hizmetlerden dolay savaş sonunda madalya verilmiştir. Kara Fatma ile ilgili genel kabul gören bilgilerin çelişkili olmasının önemli bir nedeni, savaşta yer alan diğer kadın kahramanlarla karıştırılmasından kaynaklanmaktadır. Çünkü cephede savaşan her yiğit Türk kadınına Kara Fatma ismi sıklıkla kullanılmıştır. Bununla birlikte Kara Fatma hakkında resmi belgelerin eksikliği de bir başka nedendir. Resmi kayıtlarda gönüllü milis grupları hakkında kayıtların ve bilgilerin sınırlı oldukça sınırlıdır. Milli mücadelede Batı cephesinde özellikle İzmit bölgesinde çok sayıda milis müfrezesi vardır, bu müfrezeler hakkında askeri kayıtlar çok sınırlıdır. Esasen Kara Fatma, Kırım Savaşı’ndan beri yaratılan kadın kahraman tipinin ortaya çıkmasıdır. Bir yandan şefkati içinde taşıyan iyi bir annedir Kara Fatma, ama gerektiğinde düşmanın kafasını gözünü kırpmadan kesebilecek kadar sert ve mükemmel olmalıdır. Bu cumhuriyetin de ideal kadın tipi olacaktır. Bu Türk kadını tipi, ülkesini, devletini, milletini seven, gerektiğinde onlar için her türlü fedakarlığı yapmaktan kaçınmayacaktır. Üsteğmen rütbesiyle ordudan terhis olan ve maaş bağlanan Kara Fatma, yaptığı hizmetlerin karşılığında bir şey beklemediğinden dolayı maaşını ihtiyacı olanlara katkı sağlaması için Kızılay’a bağışlamıştır. Ancak savaştan birçok savaş kahramanları gibi o da unutulmuştur. Yakınlarının ifadesiyle birçok kez Atatürk ile görüşmüş ve onun ilgisine mazhar olan Kara Fatma, sayıca çok olan torunlarının bakımını üstlenmiş ve ölene kadar onlara sahip çıkmıştır. Ancak ekonomik zorlukları onu yardım istemek zorunda bırakmıştır. Kendini cahil görmesine rağmen kadının toplumdaki yeri, eğitim, vatanseverlik gibi pek çok konudaki görüşleri takdire şayan olan bu savaşçı kadın, ülkesine çok şey vermesine rağmen, ondan çok az şey istemiştir. Ancak hak ettiği değeri bulduğunu söylemek maalesef söz konusu değildir. Milli mücadelede Türk halkının direniş sembollerinden biri olarak, birçok kadının mücadelesine örnek teşkil etmiştir. KAYNAKÇA Resmi kaynaklar Başbakanlık Osmanlı Arşivi funduszeue.info /, 10/M/ funduszeue.info, 01/R/ DH/, 11/M /) Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 11/16 Fall Esma TORUN ÇELİK Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi ,,,20; TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 1, C.7, İçtima 1, 30 Ocak TBMM Zabıt Ceridesi, Devre IX, C, İçtima 4, İnikat 44, Ankara, Gazeteler “A Female Warrior”, The Daily Comet, 4 Temmuz “A Kurdish Semiramis”, Los Angeles Daily Herald, 4 Mart “Adsız Kahramanlarımızdan”, Anadolu’da Yenigün, 8 Haziran “Ankara Üçüncü Bayramını da Tes’id Etti”, Anadolu’da Yenigün, 1 Haziran “Ankara’nın Eğlenceli ve Mes’ut Bir Günü”, Hakimiyet-i Milliye, 31 Mayıs “Feminist Power is behind Kemal”, Evening Public Ledger, 29 Eylül “Harp Kahramanları: Mülâzım Kara Fatmanın Següzeşti”, İstikbal, Temmuz “Harp Kahramanları: Mülâzım Kara Fatmanın Següzeşti”, İstikbâl, 17 Temmuz “Kara Fatma Defnedildi”, Son Saat, 3 Temmuz “Kara Fatma Hanım”, Sırat-ı Müstakim, 11 Şubat , funduszeue.info “Kara Fatma Hanoum With Her Kurd Cavalcade at Contantinople”, İllustrated London News, 23 Nisan, 22 Haziran ve 1 Temmuz “Kara Fatma, The Amazon”, The New York Times, 8 Kasım “Kara Fatma”, Akşam, 15 Haziran “Kara Fatma”, İkdam, 16 Mart “Kara Fatma”, İkdam, 17 Haziran “Kara Fatma”, Tanin 5 Temmuz “Kara Fatma”, Tevhid-i Efkar, 17 Haziran “Mücahid Kadınlarımızdan Kara Fatma”, Babalık, 3 Temmuz “Şehrimizde Çiçek Bayramı Yapılacak”, Anadolu’da Yenigün, 18 Mayıs “Tarihte Kadın”, Kadınlar Dünyası, 20 Temmuz “Turk Joan of Arc Leads Her women Against Greeks”, New York Tribune Temmuz, “Turk Joan of Arc”, New York Tribune, 17 Temmuz “Turk Nationalists Have a Joan of Arc” The Richmond Daily Register, 12 Temmuz “Turkish Warrior Woman made a Lieutenant in Army”, The Morning Tulsa Daily World, 23 Nisan “Turkish Woman Was a Lieutenant in the Army”, Capital Journal, 22 Nisan Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 11/16 Fall Türk Kadın Kahramanı Kara Fatma “Turkish Woman Was Being Held Hostage by 25 People Was a Lieutenant”, The New York Times, 23 Nisan “Turkish women made lieutenant in army”, Türk Kadınına Orduda Teğmenlik Rütbesi Verildi”; The Evening World, The Evening Star, 22 Nisan “Turks Amazon” Great Falls Tribune, 10 Eylül , Lincoln County Tribune, 26 Kasım , s Kitap ve Makaleler Ağaoğlu, Samet, Kuvayı Milliye Ruhu, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, Ahmet Cevdet Paşa, Ma’rûzât, haz. Yusuf Halaçoğlu, İstanbul, Çağrı Yayınları, Aralov, Semyon İvanoviç, Bir Sovyet Diplomatının Türkiye Anıları , 2.b., çev. funduszeue.info Ediz, İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, Atatürk, Kemal, Nutuk, Yayına haz. Zeynep Korkmaz, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara, Bal, Rıdvan, “Türk Kara Kuvvetlerinde Süvari Birlikleri”, A.Ü.T.İ.T.E., basılmamış Yüksek lisans tezi, Bektaş, İlknur, Milli Mücadele’de Bir Kadın Üsteğmen Kara Fatma, Timaş Yayınları, İstanbul, Boray, Ferid Erden, Kuvayi Milliye ve Ölümsüz Kadın Kahramanlar, Kum Saati Yayınları, İstanbul, Çaka, Cahit, Tarih Boyunca Harp Ve Kadın, Ankara, Faruk Nafiz Çamlıbel, Akıncı Türküleri, İstanbul, funduszeue.info; funduszeue.info funduszeue.info?p1= Kara Fatma, İstiklal Savaşı’nda Kara Fatma, Milli Mecmua Basımevi, İstanbul, Kara Fatma, İstiklal Savaşında Kara Fatma, Aydınlık Basımevi, İstanbul, Kurnaz, Şefika, “Siyasal Tarihimizin İsimsiz Kahramanlarindan: İttihatçi Seniye Hanim”, Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, Volume 2/4 Fall , s Kurnaz, Şefika, Balkan Savaşı’nda Kadınlarımız, Ankara, Ötüken Neşriyat, Kutluata, Zeynep, “Gender and War During the Late Otoman and Early Republican Periods: The Case of Black Fatma(s), Sabancı Üniversitesi Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, Mısıroğlu, Aynur, Kuva-yı Milliye’nin Kadın Kahramanları, Sebil Yayınları, İstanbul, Sarıhan, Zeki, Kurtuluş Savaşı Kadınları, 3.B., Remzi Kitabevi, Ankara, Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 11/16 Fall Esma TORUN ÇELİK Sofuoğlu, Adnan, Milli Mücadele Döneminde Kocaeli, Atatürk Araştırma Merkezi Yay., Ankara, Tansel, Fevziye Abdullah, İstiklal Harbinde Mücahit Kadınlarımız, TTK, Ankara, Üzmez, Ali, Milli Mücadelede Servetiye Cephesi, 4.b., KBB Kültür Yayınları, Kocaeli, Western Kansas World, 24 Aralık Yalman, Ahmet Emin, Yakın Tarihte Gördüklerim ve Geçirdiklerim, 2.b., İstanbul, Yavuz, Nuri, “Fırka-i Islahiye Ordusunun Özellikleri ve Faaliyetleri”, Akademik Bakış, C.5 Sayı 10, Yaz , s Yazıcı, Mustafa, Kara Fatma Trabzon’da, Trabzon, Citation Information/Kaynakça Bilgisi Torun Çelik, E. (). “Türk Kadın Kahramanı Kara Fatma / Turkish Heroin Black Fatma”, TURKISH STUDIES -International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic-, ISSN: , Volume 11/16 Fall , ANKARA/TURKEY, funduszeue.info, DOI Number: funduszeue.info, p. Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 11/16 Fall

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası