kızıl hastalığı bitkisel tedavi / Kızıl Hastalığı Nedir & Nasıl Tedavi Edilir? - Medicana

Kızıl Hastalığı Bitkisel Tedavi

kızıl hastalığı bitkisel tedavi

Parkinson hastalığına kızılcık macunu

Kızılcık macunuyla kendisini daha iyi hissettiği belirten Koçak, bastondan kurtuldu. Erzurum’un Oltu ilçesinde 28 yıldır parkinson hastası olan Mükail Koçak (47), hastalığından kurtulmak için her gün farklı yollara başvururken sonunda hastalığı yenme noktasına geldi. Daha önce kolay yürüyebilmek için kendi icat etmiş olduğu baston sayesinde hayatına az da olsa kolaylık getiren Koçak, son üç aydır denediği kızılcık macunuyla bastondan kurtuldu.

28 yıldır Parkinson hastalığı ile yaşayan Koçak, şöyle konuştu: “Halimden hiçbir zaman şikâyetçi olmadım. Allah’ın bir hediyesi dedim şükrettim. Hastalığım hakkında onca araştırmam sonucunda Cenab-ı Allah’ın mükâfatı olarak kızılcık macununu keşfettim. Üç ay öncesine kadar günde beş defa aldığım toplam 20 ilacı, kızılcık macunu kullanımımdan sonra günde bir defa ve 4 ilaca kadar düşürdüm.”

Yıllardır devamlı doktor kontrolü altında olduğunu aktaran Mükail Koçak, hastalığı ile ilgili çeşitli alternatif tedaviler arayışında bulunduğunu söyledi. Yaptığı araştırmaların sonunda kendi imkânlarıyla tamamen, bitkisel ve hiçbir yan etkisi olmayan kızılcık meyvesinden yaptığı macunla büyük bir buluşa imza attığını kaydetti.

Kızılcık macununu kullanmasının üzerinden 3 ay geçmesine rağmen ciddi bir iyileşme gösterdiğini kaydeden Koçak’ın aile hekimi Dr. Ali Gürsoy ise şunları söyledi: “Parkinson hastası Mükail Koçak’ın son durumu hakkında istemsiz titreme, yürüme ve konuşma bozukluğu şikâyetlerinin azaldığını, ilaç kullanma dozunun 4’te 1 oranına düşürdüğünü söyledi. Eskiye nazaran Sayın Koçak oldukça iyi durumdadır. Hastanın kendi yapmış olduğu ve kullandığı macunun içeriğinin ne olduğunu bilmiyoruz, ancak hastaya iyi geldiğini gözlemledik.”

Kızıl Hastalığı

Çocukluk çağında, büyüme ve gelişme sürecinde, çeşitli çevresel etkenlere maruz kalınmasıyla birlikte belirli mikroorganizmalar vücutla ilk kez karşılaşır. Bunun sonucunda bazı enfeksiyon hastalıkları meydana gelebilir. Sıklıkla çocuklarda görülen ve özellikle yüksek ateş, halsizlik, tipik cilt döküntüsü gibi şikayetlerle kendini gösteren bu hastalıklar, çocukluk çağının döküntülü hastalıkları kapsamında ele alınır. Bu hastalıklardan biri de kızıl hastalığıdır.

Kızıl Hastalığı Nedir?

Kızıl hastalığı; tıbbi adı A grubu Streptokok olan ve halk arasında “beta virüsü” veya “beta mikrobu” olarak da bilinen, beta hemolitik streptokok grubuna bağlı bakterilerin neden olduğu, cilt döküntüsü ile seyreden bir çocukluk çağı döküntülü hastalığıdır. Hastalık tipik olarak ciltte soyulmaya yol açan ve yüksek ateşe neden olan yaygın kızarıklık ve döküntüyle tanınır.

Kızıl hastalığı genellikle 5 ila 15 yaş arasındaki çocuk grubunda ortaya çıkar. Hastalık boğaz ağrısı ile başladıktan sonra bakterinin ürettiği çeşitli toksinlere bağlı olarak yüksek ateşle birlikte döküntüyle kendini gösterir. Hem neden olduğu klinik tablo hem de yol açtığı komplikasyonlar açısından dikkatle ele alınması ve vakit kaybetmeden tedavisine başlanması gereken bir hastalıktır. Erken dönemde başlanan antibiyotik tedavisi, hastalığın kontrol altına alınmasında etkilidir.

Kızıl Hastalığı Neden Olur?

Enfeksiyon hastalıklarına yol açan mikroorganizmalar, vücudun belirli bölgelerine yerleşme ve buradaki dokularda iltihaplanma oluşturmaya meyillidir. Bazı enfeksiyon ajanları burun, geniz, yutak gibi üst solunum yollarına ait dokulara yerleşme eğilimi gösterirken, bir kısmı mide-bağırsak sisteminde iltihaplanmaya yol açar. Bir diğer mikroorganizma grubu ise idrar yolu enfeksiyonuna neden olabilir. Mikroorganizmaların ürettiği çeşitli salgılar, yapılarında bulunan bazı maddelerin veya bağışıklık sisteminin özelliklerine bağlı olarak enfeksiyon bölgesinin dışında bulunan dokularda da bazı sağlık problemleri ortaya çıkarabilir. Bu ise klinik bulguların daha da farklılaşmasına ve hastanın genel durumunda belirli ölçüde bozulmaya sebep olabilir.

Hem çocuklarda hem de erişkin yaş grubunda başta boğaz enfeksiyonu olmak üzere üst solunum yolunda iltihaplanmalara yol açan ajanların başında, halk arasında “beta mikrobu” veya “beta virüsü” olarak da bilinen Streptococcus pyogenes (A grubu streptokok) türü bir bakteri gelir. Bu mikroorganizma bademcikler ve boğaz bölgesinin yaygın iltihaplanmasına neden olabilir. Bunun dışında, hem bakterinin yapısında bulunan çeşitli biyokimyasal maddeler hem de bakterinin ürettiği toksinler ek sağlık problemlerine yol açabilir. Bakterinin ürettiği bazı toksinlere bağlı olarak ciltte döküntü, ciltte soyulma ve yüksek ateşle seyreden döküntülü hastalığa kızıl hastalığı adı verilir.

Kızıl hastalığı, bakterinin üst solunum yollarına yerleşme eğilimi nedeniyle, damlacık yoluyla başkalarına hızla bulaşabilir. Damlacık yoluyla bulaşma, hastanın ağız veya burun salgılarının öksürük, hapşırma veya temas yoluyla başka yüzeylere ulaşması ya da doğrudan sağlıklı bireylere teması ile gerçekleşebilir. Damlacıkların havada asılı kalması nedeniyle solunması sonucu da bulaşma görülebilir. Bununla birlikte kızıl hastalığındaki cilt döküntüsüne temas sonrası hastalık bulaşması beklenmez.

Kızıl Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Kızıl hastalığı streptokok bakterilerinin boğaz enfeksiyonu sonrası ortaya çıktığı için klinik belirtiler de bu kapsamda kendini gösterir. Hastalar belirtileri hissetmeden 2 ila 5 gün önce hastalık bulaşıcı hale gelir ve burun-ağız salgılarının devam ettiği süre boyunca bulaşıcılığını sürdürür. Bakterinin dokularda iltihaplanmayı başlatması ve toksin üretmesi sonucunda aşağıdaki belirtiler izlenebilir:

  • Yüksek ateş, üşüme, titreme,
  • Halsizlik,
  • Boğaz ağrısı,
  • Boğazda şişlik,
  • Yutkunmada güçlük,
  • Bademciklerde büyüme, bademcik dokusunda beyaz-sarı yama tarzı iltihaplanma,
  • Ciltte soyulmaya yol açan, yaygın kızarıklığın eşlik ettiği döküntü,
  • Yüzde veya yanaklarda kızarıklık,
  • Dilde kızarıklık (çilek dili) veya hastalığın ileri evresinde dilde solukluk (beyaz çilek dili),
  • Koltuk altı, dirsek ve diz gibi kıvrım yerlerinde kırmızı çizgiler,
  • Baş ağrısı,
  • Bulantı, kusma,
  • Karın ağrısı.

Kızıl hastalığının seyrinde, bağışıklık sisteminin bakteriyle mücadelesi esnasında, vücudun kendi dokularını da tehdit olarak algılamasına bağlı olarak bazı ciddi komplikasyonlar ve ek sağlık problemleri meydana gelebilir. Bu bakımdan, streptokok enfeksiyonlarının yetersiz tedavi durumunda aşağıdaki rahatsızlıklar ortaya çıkabilir:

Akut Romatizmal Ateş (ARA) veya Romatizmal Kalp Hastalığı

Kalp dokusunu oluşturan hücrelerin antijenleri ile bakterinin bağışıklık sistemi tarafından tanınmasını sağlayan antijenlerin benzerliği nedeniyle, bağışıklık sistemi bakteriyle mücadele ederken kalp dokusuna da zarar verebilir. Bu durumda kalbin tüm katmanlarında, kalp kapaklarında ve kalp kasında iltihaplanma meydana gelebilir. Romatizmal kalp hastalığı kalp kapak hastalıklarının önemli nedenleri arasında yer alır ve hayatı tehdit edici bir seviyeye yükselebilir.

Akut Glomerülonefrit

Böbrekteki glomerül olarak adlandırılan kılcal damar kümesi, böbreklerin kanı süzerek idrar üretimini sağladığı damar sistemini ifade eder. Streptokok enfeksiyonu sırasında bağışıklık sistemi böbrek hücrelerine de zarar verebilir ve ciddi böbrek hastalıklarının oluşmasına neden olabilir.

Akut Otitis Media

Boğaz bölgesi anatomik olarak orta kulak boşluğuyla bağlantılı olduğundan, boğaz enfeksiyonuna yol açan bakteriler orta kulak boşluğuna ulaşarak burada da enfeksiyona sebep olabilir. Otitis media, orta kulak iltihabını ifade eder ve yetersiz derecede tedavi edilen kızıl hastalığının seyrinde gelişebilir.

Boyun Apsesi

Antibiyotik tedavisinin yetersiz kaldığı hastalarda, boğaz enfeksiyonuna yol açan bakteriler apse oluşumuna sebebiyet vererek ciddi bir enfeksiyon tablosu yaratabilir.

Pnömoni (Zatürre)

Yetersiz tedavi sebebiyle bakteri enfeksiyonu alt solunum yollarına ulaşabilir ve akciğer dokularının iltihaplanmasıyla birlikte zatürre tablosu gelişebilir.

Eklem Hastalıkları

Eklem dokusunu oluşturan hücreler de bakteriyle antijenik olarak benzerlik gösterdiğinden, kızıl hastalığı sürecinde eklemlerde romatizmal iltihaplanma meydana gelebilir.

Kızıl Hastalığı Tanısı Nasıl Konur?

Kızıl hastalığının tanısı klinik belirtilere göre konur. Benzer döküntülü hastalıklarla karışabilen tablolarda streptokok enfeksiyonu, bazı özel mikrobiyolojik testler yardımıyla ayırt edilebilir. Bu kapsamda, bir boğaz enfeksiyonu varlığında bademcik ve boğaz dokusundan alınan sürüntü örneklerinden kültür çalışması yapılarak streptokok belirlenebilir. Ancak kültür çalışmaları en az 3 gün sürdüğünden, tanının ve tedavinin gecikmemesi adına bazı hızlı testler de geliştirilmiştir.

Boğaz örneklerinden veya kandan çalışılan hızlı antijen testleri, özellikle çocuklarda streptokok bakterisine temas durumunu göstererek hekime tanı konusunda yardımcı olur. Kızıl hastalığı diğer çocukluk çağının döküntülü hastalıklarından farklı olarak bakteri kaynaklı bir enfeksiyon olduğundan tedavisinde antibiyotik kullanımını gerektirir. Tetkik sonuçları tamamlanmasa bile antibiyotik tedavisinin başlanması bu açıdan önemli olabilir. Bu tedaviye yanıt alınması da tanının kesinleştirilmesi adına faydalı olabilir.

Kızıl Hastalığı Tedavisinde Neler Yapılır?

Kızıl hastalığı bakteriyel bir enfeksiyon olduğundan tedavide uygun antibiyotiklerin kullanılması gerekir. Antibiyotikler bakterileri öldürerek bağışıklık sistemi tarafından iltihaplanmanın giderilmesine büyük katkı sağlar. Hastalığın şiddeti ve ek komplikasyonların varlığına bağlı olarak antibiyotik tedavisinin süresi değişebilir.

Antibiyotik tedavisinin yanında, hastalığa bağlı belirtilerin kontrol altına alınmasına yönelik tedaviler eklenebilir. Bu bakımdan steroid dışı antienflamatuvar ilaçlar ateş düşürücü olarak, genel durum bozukluğuna yönelik tedavide kullanılabilir. Benzer etkilere sahip olan aspirinin kullanımı, çocuklarda Reye sendromuna yol açabilmesi nedeniyle uygun değildir. Büyük çocuklarda boğazın dezenfeksiyonuna katkı sağlaması için antiseptik ağız gargaralarından da yararlanılabilir.

Kızıl hastalığına yönelik geliştirilmiş bir aşı bulunmamaktadır. Hastalığın önlenmesinde en etkili yöntem bulaşmanın önüne geçilmesidir. Bu açıdan el hijyenine azami dikkat gösterilmesi, hastalarla temastan kaçınılması, kapalı ortamların sık havalandırılması, ortam temizliğine dikkat edilmesi ve maske kullanılması faydalı olabilir.

ADAÇAYI BİTKİSİ



Latince : Salvia officinalis
İngilizce : Sage
Almanca : Salbei


Adaçayı Bitkisi Hangi Alanlarda Önerilmektedir?



Bademcik iltihabı, faranjit, kronik faranjit ve diş eti iltihabına karşı yardımcı ve destekleyicidir.


Prof Saraçoğlu Adaçayı Bitkisi

Bademcik iltihabını yıllardır çeken birçok kişi tanıdım. Özellikle de okul çağındaki çocuklar bademcik iltihaplanmasından dolayı günlerce yüksek ateşle yatmakta ve okullarından geri kalmaktadırlar. Bu durumlarda adaçayıyla yapılan gargaralar gerçek bir yardımcıdır. Adaçayı bademcik ve/veya boğaz iltihabının (faranjit) oluşumuna karşı da gerçek bir koruyucu ve önleyicidir.

İlk günlerde gün boyu birkaç defa yapacağınız adaçayı gargarası sizi yeniden dünyaya gelmiş gibi yapacaktır. Daha sonraki günlerde haftada birkaç defa bu gargarayı tekrarlamak sizi bademcik ve boğaz enfeksiyonlarına karşı koruyacaktır.

Adaçayının Latince adının ilk kelimesi olan 'salvia' korumak, korunmak ve muhafaza etmek anlamına gelmektedir. Adaçayının içerdiği salvin, carnosol asiti ve cirsimaritin antibiyotik özelliği olan etkin maddelerdir. Özellikle salvin ve carnosol asidi, bakterilerde RNA-sentezini etkileyerek çoğalmalarını ve rejenerasyonlarını engellemektedir. Adaçayında bulunan önemli bir eterik yağ da, içerdiği cineoldür. Cineol, öksürüğü engelleyici bir maddedir. Kısaca, adaçayı hem doğal bir antibiyotik hem de doğal bir öksürük engelleyicidir.

Tüm bunlara ek olarak, adaçayında bulunan antibiyotik özellikli etkin maddeler suda çözünen maddelerdir. Suda çözünme özelliklerinden dolayı, alkolle tentürleri yapılmadan doğrudan sıcak suda demleyerek kullanım imkânı sağlarlar. Ağız gargaralarının çoğu bir miktar alkol kullanılarak hazırlanmak durumundadır. Çünkü birçok bitkinin içerdiği tabii antibiyotik özelliği taşıyan etkin madde suda çözünmediğinden, suyla hazırlanmaları durumunda etkili olamamaktadırlar. Adaçayının içerdiği tabii antibiyotikler suda çok kolay çözünme özelliği gösterdiklerinden, özellikle çocuklarınız için sadece sıcak suda demleyerek gargara olarak hazırlanmasına imkân vermektedirler.

Burada önemle belirtmek istediğim nokta, memleketimizde yaklaşık otuzun üzerinde bilinen adaçayı çeşidi olmasıdır. Bunların önemli bir kısmı yabanidir. Bazı yabani adaçayı türlerinin gargarası istenildiği düzeyde etkili olamamaktadır. Bu yüzden adaçayını piyasadan alırken yabani olmayanını almaya özen gösteriniz. Bundan emin değilseniz, bazı büyük marketlerde satılan değişik firmalara ait paketlenmiş adaçayını kullanabilirsiniz.

Biliyor muydunuz?
Adaçayı tarihte zirai ilaç olarak kullanılmıştır. Adaçayı bir parazit kovucu (uzaklaştırıcı) olduğu için adaçayına parazitler, böcekler yaklaşamaz. Antikçağda ve sonraki yüzyıllarda sebze ve tahıl ekilen alanlara adaçayının yaprak ve saplarının zirai ilaç olarak serpilmesinin nedeni de budur.

Bademcik iltihabı (tonsilit)
Tonsil adı verilen bademciklerin, bakteriler ve daha seyrek olarak da virüsler tarafından oluşturulmuş iltihabına tonsillit denir. En genel belirtisi yutma sırasında duyulan ve kulak ağrısıyla karışan şiddetli ağrıdır. Bu ağrı küçük çocuklarda yemek yemeyi reddetme olarak kendini belli eder. Ağrının yanı sıra yüksek ateş, halsizlik, baş ağrısı ve kusma da sık görülen belirtilerdir.

Bademcik iltihabı (tonsilit) olanların sabah kalktıklarında ağız kokuları oldukça ağırdır. Dişlerini fırçaladıktan sonra koku biraz hafifler, kahvaltı yaptıktan sonra da tamamen kaybolur. Gün boyu herhangi bir ağız kokuları da olmaz. Çünkü gece boyu oluşan iltihap sabah kahvaltısı yapılırken, besinlerle sürüklenerek taşınır. Ancak, gece uykuya geçildiği zaman iltihap oluşumu tekrar başlar.

Her gün, ağız temizliği yapıldıktan sonra bir defa gargarasını yapmak ağızdaki bakterilere ve de ağız kokusuna karşı güçlü bir engelleyicidir. Normalde adaçayı gargarasını hazırlayıp lavabonuzdan eksik etmemeniz gerekir. Hazırlanan adaçayı gargarası üç gün bozulmadan lavabonuzun rafında durabilir.

Bazı durumlarda bademcik ve/veya boğaz iltihabı kronikleşmiş olabilir. Kronik bademcik veya kronik boğaz enfeksiyonları durumunda, adaçayı pek yeterli olamamaktadır. Kronik bademcik veya kronik faranjit durumlarıyla ilgili olarak ebegümeci bitkisini okuyunuz.

Dikkat
Faranjit ve bademcik problemi olanların kürleri uygularken sigara ve asitli içeceklerden (kola, soda, maden suyu gibi) özellikle uzak durmaları gerekir. Buna paralel olarak diş ve ağız temizliğine de özen göstermek gerekir. Yemeklerden sonra mutlaka dişlerinizi fırçalayınız. Uygulamalarda belirtilen gargaraları mutlaka dişlerinizi fırçaladıktan sonra yapınız.

Bu noktada, okul çağında çocukları olan anne ve babaların dikkatli olmaları gereken bir konuyu açıklamak istiyorum. Çocukluk döneminde boğaz iltihabı (faranjit) sıklıkla karşılaşılan ve çoğunlukla ebeveynler tarafından pek fazla önemsenmeyen bir rahatsızlıktır. Size basit bir durum gibi görünen boğaz iltihabının ciddi sonuçlar doğurabileceğini göz ardı etmeyiniz ve mutlaka hekiminize danışınız.

Akut Romatizmal Ateş ( ARA)
Akut Romatizmal Ateş (ARA), halk arasında ?beta mikrobu? denilen A grubu beta hemolitik streptokok bakterisinin neden olduğu farenjitten veya sebebi yine aynı mikrop olan kızıldan birkaç hafta sonra ortaya çıkan iltihabi bir hastalıktır. Okul çağındaki çocuklarda sıklıkla görülmektedir. Streptokok enfeksiyonundan sonra yüz kişiden yaklaşık dördünde Akut Romatizmal Ateş (ARA) gelişir. Her farenjitten sonra ARA gelişecek diye bir kural yoktur. Ancak, ARA?nın özellikle kalpte ciddi hasarlar bırakabilme riski nedeniyle, basit gibi görünen boğaz ağrılarında dikkatli olmak gerekir.

Diğer organ etkilenmelerinden farklı olarak, kalp iltihabı, kalıcı hasarlara yol açabilmektedir. Kalbin endokard denilen dokusu, kalbin iç yüzünü ve kalp kapakçıklarını örter. Kalp kapakçıklarındaki lezyonlar iyileşirken, kapakçıklarda kalınlaşma, yapışma ve büzüşmeler meydana gelir. Sonuç, kapakçık darlığı ve/veya yetmezliğidir. Romatizmal ateş, kalp kapakçığı hastalıklarının birinci sıradaki nedenidir. Hastalıktan yaklaşık on-onbeş yıl sonra romatizmal kalp hastalığı ortaya çıkabilir. Bu nedenle okul çağındaki çocuklarınızın boğaz ağrılarını veya boğaza bağlı şikâyetlerini ihmal etmeyiniz ve bir hekimin görmesini sağlayınız.

Adaçayı memleketimizde son yıllarda sıkça tüketilmeye başlanmış bir çaydır. Ancak hamile bayanların hamileliklerinin ilk üç ayında adaçayını temkinli kullanmaları gerekir. Eğer düşük tehlikesi söz konusuysa kesinlikle adaçayından uzak durmaları gerekir. Çünkü adaçayı yaprakları, dört tane düşük yapma riskini artıran madde içermektedir. Bu maddelerin adları aşağıdaki tabloda belirtilmiştir. Hamile bayanların hekimlerine danışmadan, kendi başlarına ilaç almaları ve yine kendi başlarına bitkisel tedavi yöntemlerini seçmeleri yanlıştır.

Değerli okuyucu, hamileliğin ilk üç ayı çok önemlidir. Hekiminize danışmadan ilaç ve tanımadığınız bitkisel tedavi yöntemlerini kullanmayınız. Memleketimizde bitkisel ilaçların yan tesirinin olmadığı genel olarak yaygın bir görüştür. Bu görüş doğru değildir. Bilmediğiniz ve tanımadığınız bitkileri kullanmadan önce mutlaka bu konunun uzmanı olan kişi veya kuruluşlardan bilgi alınız. Türkiye?de birçok bitkinin yörelere göre farklı farklı isimleri olduğundan çoğu zaman istenilen doğru bitkiyi elde etmek veya aldığınız bitkinin doğru bitki olduğundan emin olmak zorlaşmaktadır.

Tablo: Adaçayında bulunan düşük yapma riskini artıran aktif maddeler

Kimyasal maddenin adı

Bulunduğu kısım

Miktar ppm [mg/kg]

Alpha-thujone

Yapraklar

- 10

Beta-thujone

Yapraklar

- 9

Oleanolic asit

Yapraklar

-

Thujone

Yapraklar

1

Aynı şekilde kekikte bulunan beta-bisabolene ve biberiyede debulunan oleanolic asit düşük yapma riskini artıran aktif maddelerdir.

Bademcik ve boğaz enfeksiyonlarına karşı koruyucu

Yaklaşık bir su bardağı suda bir poşet adaçayı veya bir tatlı kaşığı taze adaçayı on dakika ağzı kapalı olarak demlenir. Günde iki-üç defa gargarası yapılır.
Ayrıca, beraberinde bir ay boyunca her gün bir çay bardağı adaçayı içilir. Demleme süresi tamamlandıktan sonra bitkiyi daha fazla suyunun içinde bekletmeyiniz, mutlaka süzüp ayırınız. Hazırlanan gargara kırksekiz saat bozulmadan banyo dolabınızda durabilir.


DOĞRU BİTKİ KULLANIMI!

Tüm bu kürleri kullanırken dikkat edilmesi gereken en önemli husus; bitkinin raf ömrüdür. İkincisi bitkinin doğru zamanda toplanmış olmasıdır. Üçüncüsü ise bitkinin nasıl kurutulmuş olduğudur. Her bitkinin özelliğine göre uygun koşullarda kurutulmuş olması gerekir. Bazı bitkiler gölgede, bazıları güneşte, bazıları ise karanlıkta kurulması gerekir. En önemlisi ise kullanacağınız bitkinin mutlak surette doğru tür olmasıdır. Eğer doğru bitki türü değil ise kürün etkisini büyük oranda azaltmaktadır.



Not: Hekiminizin verdiği ilaçlar varsa mutlaka kullanınız. Buradaki uygulamayı bir destekleyici olarak kullanınız. Öncelikle, bilmeniz gereken kullanacağınız bitkiye karşı alerjinizin olup olmadığıdır. Bu konuda hekiminizin görüşünü alınız. Hekime gitmeden ve teşhis koydurmadan şikâyetiniz ne olursa olsun, burada ki bilgilerle kendi kendinizi tedavi etmeye kalkışmayınız. 





Kızıl Hastalığına Ne İyi Gelir Kaşıntı Nasıl Geçer Bitkisel Tedavi

Kızıl hastalığı A grubu streptekok bakterilerinin sebep olduğu bakteriyel enfeksiyondur. Bu hastalık vücudun birçok bölgesine yayılan kırmızı kabarık deri döküntülerine neden olur. Eskiden şiddetli ve ölümcül bir hastalık olan kızıl, şimdi antibiyotiklerle tedavi edilebilmektedir. Kızıl hastalığı ortalama 2 haftada tamamen geçer.

Kızıl Hastalığı Nedir?

Kızıl hastalığı streptokok boğaz ağrısına sebep olanla aynı bakterinin sebep olduğu bulaşıcı bir enfeksiyondur. Kızıl hastalığı genellikle yaş arasında meydana gelir.

Kızıl Hastalığının Belirtileri Nelerdir?

  1. Vücutta kırmızı deri döküntüleri

Kırmızı(kızıl) deri döküntüleri belirtiler başladıktan 12 ila 48 saat sonra ortaya çıkar. Gövde ve bacaklarda belirir ve güneş yanığına benzer. Döküntü gün arası sürer. “Zımparalanmış gibi” kırmızı döküntüler genellikle boyunda, yanaklarda, göğüs bölgesinde ve alında bulunur sonra kol ve sırta da yayılabilir. Döküntü başladıktan gün sonra yok olur.

  1. Yüz kızarmış görünebilir.
  2. Ateş
  3. Boğaz ağrısı
  4. Üşüme
  5. Baş ağrısı
  6. Kusma
  7. Karın ağrısı
  8. Koltuk altı ve kasıklarda parlak kırmızı renk
  9. Beyaz dil
  10. Yara ve döküntülerden dolayı yutma güçlüğü ve ağrı
  11. Lenf bezleri gibi boyundaki et bezlerinde iltihaplanma
  12. İştah kaybı
  13. Genel rahatsızlık hali (keyifsizlik)
  14. Kas ağrıları
  15. Dilde kırmızı, pütürlü döküntüler (kırmızı lekeli dil olarak bilinir)
  16. Bu başlangıç belirtilerinden sonra, cilt soyulmaya başlar

Kızıl Hastalığının Sebepleri Nelerdir?

Kızıl hastalığı burun ve boğazı etkileyen A grubu streptekok bakterilerinin sebep olduğu bakteriyel enfeksiyondur. Kızıl hastalığı streptokok boğaz ağrısına sebep olanla aynı bakterinin sebep olduğu bulaşıcı bir enfeksiyondur. Kızıl hastalığı oldukça bulaşıcıdır ve hasta kişiyle temas kurulması yoluyla geçer. Bulaştırma mukus damlalarına ya da hasta kişinin tükürüğüne maruz kalınarak ortaya çıkabilir. Hava yoluyla ya da yanlışlıkla temas kurmaktan oluşabilir. Hasta kişiye temas ettikten sonra ağzınıza, gözlerinize ve burnunuza dokunmaktan kaçının ve ellerinizi iyice yıkayın.

Kızıl Hastalığı Nasıl Bulaşır?

Bakteri hasta kişinin burnunda ya da boğazında bulunur ve diğer insanlara şu şekilde bulaşabilir:

  1. Öksürme ya da hapşırma  
  2. Aynı havlu, kap, diş fırçasını paylaşmak ya da hasta kişiyle cilt temasında bulunmak
  3. Hasta kişiyle doğrudan temas
  4. Enfekte yüzeylerle doğrudan temas

Kızıl Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir?

Doktorunuz fiziksel muayeneye bağlı olarak teşhis koyacaktır. Kızıl hastalığı deri döküntüleri belirgindir ve doktor tarafından kolaylıkla teşhis edilebilir. Ek olarak, doktor teşhis koymak için boğaz sürüntüsü talep edebilir. Hızlı bir test gerçekleştirilebilir.

Kızıl Hastalığının Tedavisi Nedir?

Kızıl hastalığının tedavisi streptokok boğaz ağrısının tedavisiyle aynıdır. Doktor enfeksiyonu tedavi etmek için uygun antibiyotikler yazar. Tedavi edilmemiş streptokok ya da kızıl hastalığı kalp, böbrek ve karaciğeri içeren birçok ciddi soruna yol açabilir.

Kızıl Hastalığı Ve Kızıl Hastalığı Kaşıntısı Bitkisel Tedavisi

Zerdeçal

Zerdeçal antioksidan, antibakteriyel ve iltihap karşıtı özellikler barındırır, yani kızıl hastalığının  belirtilerini etkili ve hızlı bir şekilde rahatlatmaya yardım edebilir. Bu doğal bileşen için yalnızca bir bardak ılık süt ve bir çay kaşığı zerdeçala ihtiyacınız var. Tatlandırmak için biraz şeker de kullanabilirsiniz. Enfeksiyondan kurtulması için çocuğunuza bu sütten günde 2 kez içirin.

Hindistan Cevizi Yağı

Hindistan cevizi yağı streptokoku bakterisini kökünden yok etmeye yardım edecek ve vücudu hızlı ve etkili bir şekilde güçlendirecek iltihap karşıtı, virüs önleyici ve mantar önleyici özellikler bulundurur. Çocuğunuzun günde 2 kez 1 yemek kaşığı hindistan cevizi yağı tüketmesini sağlayın. Hindistan cevizi yağını iltihaplı cildin hızlı iyileşmesi için günde kez döküntülerin üzerine de sürebilirsiniz. Ancak kullandığınız Hindistan cevizi yağı sıvı değil katı halde satılandan olmalıdır.

Aloe Vera Jeli

Aleo vera hasarlı cilt bölgesini iyileştirmeye yardım edebilecek antiseptik ve iltihap karşıtı özelliklere sahiptir. Bu bitkinin jelini döküntülerin üstüne nazikçe uygulayın ve dakika bekletin. Daha sonra soğuk suyla durulayın.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası