Merhaba Arkadaşlar,
Biliyoruz içinde olduğumuz pandemi günlerinden hepimiz oldukça sıkıldık. Ancak aylardır verdiğimiz mücadelelerden sonra güneye gitmeye de korkuyoruz, değil mi? Eee atlayıp ege adalarında mavi tur yapacak lüks teknemiz de olmadığına göre bu yazı evlerimizde mi geçirelim? İstanbulda ikamet edenler için bu çok gerekli değil çünkü civarda çok da fazla bütçe harcamadan yapılabilecek bir sürü aktivite, gezilecek pek çok yer var. Hadi o zaman sevgili ile de gidilebilecek günübirlik yerler yada tek gece konaklamalı alternatiflere bir göz atalım.
Prens Adaları olarak da adlandırılan adalar, büyüklü küçüklü 9 adadan oluşuyor. Bunlardan en bilinen ve ziyaret edilenlerini büyükten küçüğe doğu sıralarsak: Büyükada, Heybeliada, Burgazada ve Kınalıada olmakta.
Adalardan en büyüğü ve en turistik olanı Büyükadayı, İstanbulda yaşayıp da en azından bir kere gidip görmeniz gerekli ancak yaz aylarında oldukça sıcak ve kalabalık oluyor. Özellikle arap turist yoğunluğu ve bu yoğunluk nedeni ile açılan yeni yeni işletmeler ile adanın kendine has dokusunun bozulmaya başlamış olması gerçekten üzücü. Tavsiyemiz olabiliyorsa bahar aylarında hem hava daha serinken hem de ada daha sakinken gitmeniz. Hoş bu pandemi günlerinde de sakin olacaktır.
Adalara İstanbuldan Bostancı, Beşiktaş, Kadıköy ve Kabataştan kalkan vapurlar ile gidebiliyorsunuz. İlk durak Kınalıada, sonrakiler Burgazada, Heybeliada ve en son Büyükadada durarak kalktığı noktaya geri dönüyor.
Ağva Şile’ye bağlı şirin mi şirin küçücük bir sahil kasabası.. Üstelik İstanbul’a sadece 97 km uzaklıkta.. Latincece’deki “Aqua” kelimesinden türemiş olan Ağva’nın tamda adı gibi iki yanı nehir ve önü Karadeniz.. Batısında Göksu nehri, Doğusunda ise Yeşilçay deresi bulunan Ağva bu iki nehrin Karadeniz’e döküldüğü deltada kurulu.
Ağva, Sakarya’ya km (2 saat 10 dakika), Kocaeli’ne 62 km (1 saat 15 dakika), Ankara’ya km (5 saat) ve Bursa’ya ise km (3 saat 30 dakika) uzaklıkta bulunuyor.
İstanbul kent merkezine km (Taksim Meydanı) uzaklıkta bulunan Ağva’ya toplu ulaşım Üsküdar’dan kalkan İETT otobüsleri ya da İstanbul Büyükşehir Belediyesi denetimli özel firmanın otobüsleri ile gerçekleşiyor. Üsküdar Marmaray çıkışının solunda, ana cadde üzerindeki 4 numaralı perondan Şile-Ağva otobüsleri kalkıyor.
Otobüs bileti durağın yanı başındaki gişede satılıyor. Üsküdar’dan yaklaşık 3,5 saatte Ağva’ya varabilirsiniz. A numaralı Üsküdar-Şile/Ağva İETT otobüsü ile de ulaşabileceğiniz Ağva’ya İETT ile İstanbul Kartınızı kullanarak gidebiliyorsunuz.
AĞVA İLE İLGİLİ TÜM DETAYLAR İÇİN TIKLAYINIZ.
İstanbula 60 km olan Şile, özellikle günübirlik seyahat edecekler için ideal. Şileye sabahtan gidip, kahvaltınızı orada yapıp sonrasında denize girebilir, harika doğasında yürüyüş yapabilir yada çevre köylerini gezebilirsiniz.
Ancak bize göre Şilenin en güzel anı gün batımı. Şileye gitmişken kesinlikle salaş bir balıkçıda gün batımı eşliğinde taptaze deniz ürünlerinin tadına bakmalısınız.
İstanbul, Beykoz ilçesine bağlı olan Riva, İstanbula yakınlığı nedeni ile özellikle kısa kaçamaklar için oldukça tercih edilen bir bölge. Ancak isterseniz bölgede bulunan otellerde konaklama da yapabilirsiniz.
Rivaya ulaşmak için Şile yolunda ilerleyip, Riva sapağından devam ederek ulaşım sağlayabilirsiniz. Özel aracınız yok ise araç kiralama yada taksi seçeneklerini değerlendirebilirsiniz. İstanbuldan otobüs ile de ulaşım sağlayabiliyorsunuz ancak özellikle günübirlik seyahat için oldukça yorucu olacaktır.
Riva kalesi, Riva deresi ve denizleri gibi pek çok gezilecek görülecek yeri var ancak size tavsiyemiz önce güzel bir Riva kahvaltısı yapın ardından tertemiz doğanın tadını çıkarın.
İstanbul merkeze yaklaşık 30 km olan Kilyosa, Belgrad ormanlarının içerisinden geçerek gidiliyor. Henüz yolundayken bile doğa sizi içerisine alıyor ve şehir gürültüsünden uzaklaşıyorsunuz. Bölgede sıkça festival ve konserler de düzenleniyor.
Kilyos denilince ilk aklımıza gelen plajları oluyor ancak Karadeniz kıyısı olduğunu da unutulmamalı 🙂 zira suyu birden derinleşiyor, çoğunlukla dalgalı ve oldukça rüzgar alan bir bölge. Yola çıkmadan önce hava ve rüzgar durumunu kontrol etmenizde fayda var.
Kilyosun güzel plajlarında denize girebilir, yürüyüş yapabilir, balık tutabilir, kendi yiyecek ve sandalyelerinizle temiz hava ve güzel manzaranın tadını çıkarabilirsiniz.
İstanbuldan ortalama 20 km uzaklıkta olan Polonezköy Beykoz ilçesine bağlıdır. İstanbulda yaşayanlar için tam bir kaçış noktası olan küçük Polonya Polonezköyde, tarihi de Osmanlı dönemlerine kadar uzandığı için, gezilecek oldukça fazla yer var.
Tamamen organik kahvaltısı ile güne başlayabilir, Zofia Rızı Anı Evi, Polonezköy Kültür Evi, Ağaç Heykel Sergisi, Polonezköy Hayvan Parkı tabiat parkı- , Meryem Ana Kilisesi gibi pek çok tarihi yapıyı gezebilir, piknik yapabilirsiniz.
Poyrazköy, İstanbul Anadolu kıyısında Karadeniz’e doğru Anadolu Kavağından sonra gelen tepeye kurulmuş boğazın güzel ve şirin köylerinden birisidir.
Poyrazköy’e ulaşım için Beykoz’u geçtikten yaklaşık 4 km. sonra Poyrazköy-Anadolu Feneri tabelasını izlemek gerekiyor. Buradan saptıktan sonra dar ve ormanlık yolu takip ederek önce Poyrazköy ve sonrasında Anadolu Feneri’ne ulaşabilirsiniz. Beykozdan Poyrazköye mesafe yaklaşık 18 kmdir. Kavacıktan yada Beykozdan IETT otobüsleri ile de ulaşım sağlayabiliyorsunuz.
Poyrazköyde harika bir gün geçirebilirsiniz. Harika piknik alanlarında yiyeceklerinizi yiyebilir, güzel plajlarında denize girebilir, gün batımı eşliğinde taptaze balıklarının tadına bakabilirsiniz.
Silivri, İstanbul ilçesine bağlı ve İstanbul merkezden yaklaşık 70 kmdir. İstanbuldan otobüs ile gelmek isterseniz de IETT seferlerini kontrol edebilirsiniz.
Oldukça eskilere dayanan tarihi ile Silivri, özellikle deniz tatili için tercih edilmektedir. 45 km uzunluğunda bulunan sahil şeridi Marmara kıyısında bulunduğu için denizi de sığ ve güvenlidir.
Sahil şeridinde pek çok plaj bulabileceğiniz gibi, gece kulüpleri ve eğlence alanları da mevcuttur hatta pek çok festival de düzenlenmektedir.
Balıkesire bağlı Avşa, İstanbula deniz otobüsüyle 2 saat 30 dakika, Erdekten ise arabalı vapurla 1 saat 50 dakikalık mesafede. Yaz aylarında özellikle tatilcilerin çok sevdiği bir yer olan Avşa Adasına günübirlik de gidip gelebilirsiniz. Ancak bizim tavsiyemiz yaz aylarında giderseniz kesinlikle hafta sonunuzu dolu dolu burada geçirmenizden yana.
Bozcaada Çanakkale sınırları içerisinde bulunan şirin mi şirin bir ada ilçesidir Hem İstanbula hem de İzmire olan yakınlığı da ayrıca cazibe merkezi olmasını sağlıyor. Bozcaadanın kara ile tek bağlantısı Ezinenin Geyikli beldesinden düzenlenen feribot seferleri ile sağlanıyor.
Bozcaada İstanbula Çanakkale üzerinden yaklaşık km olmakta ve en güzel mevsimleri yaz ve bahar ayları olmaktadır.
Daha çok bağları ve şarap üretimi ile tanınan Bozcaadada harika zaman geçirecekseniz. Harika kahvaltıları, muhteşem şarapları eşliğinde gün batımı size çok iyi gelecek.
Bozcaada konaklama açısından da oldukça zengin. Yapılacak ve görülecek çok fazla şey olduğu için en azından bir gece konaklama yapmanızı öneririz.
İstanbul Sapanca arası km. Araçla 1 saat 40 dakika kadar sürüyor. Geldiğinizde göl etrafında yürüyüş yapmanızı öneririz. Sabah erken saatlerde geldiyseniz göle ilk girdiğiniz yerde bulunan restoranlarda kahvaltı edebilirsiniz. Sapanca kahvaltısını kesinlikle tavsiye ediyoruz. Sapanca gölünde geçireceğiniz bir tam gün sizi İstanbul keşmekeşinden uzaklaştırıp tamamen dinlenmenizi sağlayacak.
Subasar ormanlarımızdan olan Acarlar Longozu, İğneada Longoz Ormanlarından sonra gelen en büyük subasar ormanlardandır. İstanbula km. uzaklıkta olan bu harika yere 3 saatlik araba yolculuğu sonunda ulaşabiliyorsunuz. Oldukça büyük bir araziye sahip olan ormanın sadece küçük bir bölümü gezebilmeniz için halka açık. Koruma altındaki ormanın herhangi bir zarar görmemesi için yaklaşık metre uzunluğunda tahta bir yürüyüş parkuru vardır. Burada çok fazla zaman geçiremeyeceğiniz için gelmişken Narköyü de ziyaret edebilir, bu ekolojik merkezde bütün gün hoşça vakit geçirebilirsiniz.
Trilye, Bursanın Mudanya ilçesine bağlı bir Rum köyü. Mudanyaya mesafesi de ortalama 12 km olmakta. İstanbul’dan buraya ulaşmanın en kolay yolu feribot ile Mudanya’ya gelmek. Feribot’tan indikten 20 dakika sonra ise kendinizi bu şirin kasabada buluyorsunuz. BUDO ve IDO’nun Mudanya seferlerine bakarak bir planlama yapabilirsiniz.
Çok eski neredeyse yıkılmaya yüz tutmuş eski Rum evleri, eski postane, Dündar Evi (Yuannes Kilisesi), Fatih Camii (Hagios Stephanos), Kemerli Kilise (Panagia Pantobasillissa) ve pek çok tarihi çeşme gibi görülecek o kadar fazla şey var ki..
Gezinizin arasında Çamlı Kahveye gidip bir kahve eşliğinde dinlenebilir, gününüzü de bir balık restoranında güzel bir yemek ile sonlandırabilirsiniz.
Gölyazı, İstanbula km. uzaklıkta olup, araçla 2 saat 18 dakikada ulaşabiliyorsunuz. Gölyazıda bütün gün hiç sıkılmadan vakit geçireceğinizi garanti ederiz. Ulu çınara dokunarak dilekte bulunabilir, kayıkla gölde gezebilir, antik kalıntıları keşfedebilirsiniz. Sabah kahvaltınızı da buradaki restoranlarda yapmanızı öneririz.
Yedigöller, İstanbula km. uzaklıkta ve araçla 4 saatte ulaşabiliyorsunuz. Bolu merkezden mesafesi km ancak bu kısımda yollar çok virajlı varmanız bir saati buluyor. Gittiğinizde girişte arabalarınızı park ediyorsunuz ve sonrasını yürüyerek geziyorsunuz. İçecek bir şeyler alabileceğiniz yada bir şeyler yiyebileceğiniz bir tesisi mevcut. Milli park içerisinde tuvalet bulunuyor ve ateş yakmak yasak.
Konaklamak isteyenler için bungalow evler var ancak fiyatları TL civarında. Konaklamak isteyenlere çadır atmalarını öneririz. Bölge tam bir doğa harikası, doğanın her rengini görecek ve bayılacaksınız hatta dönmek istemeyeceksiniz. Eğer konaklamaya karar verirseniz hazırlıklı gidin, bölge Ağustos ayında bile oldukça serin oluyor. Özellikle akşamları, bizden söylemesi 🙂
Göynük, İstanbula km. uzaklıkta ve arabayla 3 saatlik sonrasında ulaşabiliyorsunuz. Tıpkı Safranbolu gibi yapıları oldukça korunmuş olan Göynük, size harika fotoğraflar çekme imkanı verecek. Göynükte Fatih Sultan Mehmetin hocası Akşemseddinin ebedi istirahatgahı olan türbesi de bulunuyor. Göynükün merkezinde bulunan türbenin hemen yanında da yine onun adına yapılmış olan camiyi göreceksiniz. Türbenin arka tarafında yer alan restoranlarda Göynüke özgü yöresel yemeklerden tadabilirsiniz. Özellikle de cevizli ve tereyağlı erişte ve güveçte etli yaprak sarmanın tadına bakmanızı tavsiye ederiz. Göynük turunuzda buraya sadece 10 km. uzaklıktaki Çubuk Gölünü de ziyaret edebilirsiniz.
Mudurnu, İstanbula km. uzaklıkta ve araçla yaklaşık 3 saat 30 dakika süren bir yolculukla ulaşabiliyorsunuz. Mudurnuya geldiğinizde gerçekten zaman durmuş gibi düşüneceksiniz. Mudurnuda tarihi konaklarda hizmet veren tesislerden birinde bir gece konaklama yapabilir, tarihi hamamı görebilir, yöresel yemekleri tadabilir, tarihi çarşıda gezinerek, saat kulesinin yanındaki işletmelerde Mudurnuyu kuş bakışı izleyebilirsiniz.
Tam anlamıyla bir doğa harikası olan Abant Gölü, İstanbula km. uzaklıkta. Yaklaşık 3 saat 20 dakikalık bir yolculukla ulaşılabilen Abant Gölü ve çevresine hem günübirlik bir gezi düzenleyebilir hem de hafta sonu için konaklamalı bir program yapabilirsiniz.
Batı Karadenizin en güzel beldelerinden olan Amasranın tarihi çook eskilere dayanıyor. Bilinen tarihi yıl öncesine kadar uzanıyor.
Tertemiz havası, tarihi dokusu ve görülecek pek çok tarihi yapısı ile, daha rahat gezebilmeniz için en az bir gece de konaklamanızı tavsiye edeceğimiz Amasraya gidilebilecek en güzel zaman ilkbahar yada yaz ayları olmakta. Konaklamak için pansiyon yada otel seçenekleri bulabileceğiniz gibi çoğunlukla çadır da tercih ediliyor. Bizim önerimiz çadır atmanız olacak.
Amasrada çadır atabileceğiniz iki bölge var. Birincisi, Amasra otogarının hemen altında deniz kenarı diğeri ise Boztepe. Ancak otogarın altındaki deniz kenarı bölge merkeze de yakınlığı itibari ile daha kullanışlı olacaktır.
Tarihi Çekiciler Çarşısı, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesine girmiş olan Amasra Kalesi ve Ağlayan Ağaç görülecek yerlerinden sadece bir kaçı.
Karabüke bağlı bir ilçe olan Safranbolu, Karadeniz Bölgesinde bulunmaktadır. Safranboluya gitmek için en uygun yöntem özel aracınız yada araç kiralama olacaktır. Hava yolunu tercih edenler için en yakın seçenek Karabük hava limanına inmek olacaktır ancak Karabükte indikten sonra Safranboluya ulaşmak için ya araç kiralamanız yada otobüs seferlerine göz atmanız gerekecek.
Arnavut kaldırımları, eski taş konakları ile tam bir seyir zevki sunan Safranboluyu en rahat gezebileceğiniz mevsim yaz ayları olmaktadır. Ancak iklim şartları zorlasa da bizim en sevdiğimiz görüntüsü kış aylarında karlar altında kaldığı zaman 🙂
Ahşap ve taşın hakim olduğu dokusu, muhteşem evleri, alışveriş için oldukça seçenek bulunan eski çarşısının yanında, Kent Tarihi Müzesi, Tokatlı Kanyonu, İncekaya Su Kemeri, Kristal Teras, Cici Hanı ve Hamamı da mutlaka görmeniz gereken turistik yerleri arasındadır.
Tam bir öğrenci şehri olan Eskişehir, özellikle son yıllarda turistik de bir merkeze dönüşmüş durumda. İstanbuldan araç ile ortalama km olmaktadır. Eskişehir şehir içi ulaşımı tramvay ile sağlanıyor ve bisiklet kullanımı çok yaygın. Şehir merkezi sayılan Doktorlar Caddesi, Adalar ve Barlar Caddesi de araç trafiğine kapalı. Üstelik hemen hemen her sokak tek yön. Dolayısı ile size şehir içinde araç kullanmanızı tavsiye etmiyoruz.
Eskişehire ulaşabileceğiniz en pratik yok TCDD Hızlı Tren ile olacaktır. Ancak seferlerin az olduğunu ve yerlerin hızlı dolduğunu hatırlatmak isteriz. Seyahatinizden gün önce mutlaka biletinizi almalısınız. Eskişehir tren garı tam şehir merkezinde yer alıyor, bu noktada gezinizi planlamanız da kolay olacak.
Tren ile geldiğiniz Eskişehirde merkezi bir konaklama sağlarsanız pek çok turistik noktaya yürüyerek ulaşma şansınız olacak, kalanlar için de toplu taşıma yada taksi kullanımı sizin için yeterli olacaktır. Eskişehiri tamamen tanıyabilmeniz için 2 gece 3 günlük bir program yapmanızı öneririz.
BizimİKİ GECE ÜÇ GÜNLÜK ESKİŞEHİR TURU yazımız için lütfen tıklayınız.
Kırklarelinin küçük bir kasabası olan Kıyıköy, nefes alabileceğiniz, kendi kendinize kalabileceğiniz harika bir destinasyon. Aya Nikola Manastırı, Kıyıköy Kalesi, Kıyıköy Mağarası, Liman Hamamı, Aşıklar Tepesi gibi gezilecek pek çok turistik bölgesi bulunuyor.
Denize girilebiliyor ancak aynı Şile gibi denizi tehlikeli. Birden derinleşiyor ve çoğunlukla dalgalı. O nedenle denize girilmesini önermiyoruz. Bunun yerinde Trakyada olmanın keyfini çıkarın. Alın içkilerinizi bir de sandal kiralayın, keyifli bir şekilde günü batırın. 🙂
İğneada, Kırklarelinin Demirköy ilçesine bağlı bir beldedir. 22 km bir sahil şeridi bulunan İğneada, Kırklareline yaklaşık km uzaklıktadır.
İğneadada ister merkezde ister Langoz Ormanları içerisinde gezilecek çok fazla bölge var. İğneada Feneri, Dupnisa Mağarası, Fatih dökümhanesi, Derviş Ali Baba Türbesi bunlardan sadece bir kaçı..
İğneadaya gitmişken en azından bir gece konaklamanızı öneririz. Konaklamada otel seçenekleri de mevcut ancak bu bölge için en uygunu çadır atmak olacak. İğneadada pek çok kamp alanı var. Hatta kendi malzemeniz yoksa orada da kiralayabiliyorsunuz. Burada önemli olan nokta, aynı Yedigöller gibi akşamları oldukça serin olduğundan hazırlıklı gelmeyi unutmayın ayrıca yanınızda mutlaka havlu ve mayonuz da bulunsun.
Tekirdağın en şirin yerlerinden biri olan Şarköy, İstanbula km. uzaklıkta. Araçla 3 saatlik bir mesafede yer alan Şarköy özellikle yaz aylarında tatilcilerin ve yazlıkçıların akınına uğramaktadır. İstanbuldan kaçalım, biraz denize girelim diyorsanız, doğru adres Şarköy olacaktır.
İstanbula km. uzaklıkta olan Kandıra, ev sahipliği yaptığı Kerpe ve Kefken ile tam bir hafta sonu rotası. Buraya İzmit üzeri gidebileceğiniz gibi Ağvadan da gidebilirsiniz. Kandıra halen bakirliğini koruyan doğasıyla tatilcilerin uğrak noktaları arasında. Özellikle yaz aylarında deniz turizmi ile öne çıkan bu beldeler hafta sonları tatilciler ve yazlıkçılarla dolup taşımakta. Kerpe Kartal Kayalıkları ve Pembe Kayalar mutlaka görülmesi gereken yerlerden.
Maşukiye Kocaelinin doğusunda, Sapanca gölü sınırında yer alır. İstanbula yaklaşık kmdir. Maşukiyede mutlaka kendinize göre bir aktivite bulacaksınız.
Kiraz mevsiminde gelindiği takdirde Maşukiyenin en güzel kirazlarının tadına bakabilir, ATV ile çevre gezisine çıkabilir, jeep safari turuna katılabilirsiniz.
İstanbuldan kara yolu ile 3 saatte ulaşılabilen Düzce, hafta sonunuz için keyifli bir kaçamak olabilir.
Düzcede, Prusias Ad Hypium (Konuralp) adı verilen tarihi M.Ö. 3. yüzyıla dayanan antik kenti gezebilir, mezar mermerleri, paralar, mimari eserler, Tanrıça Tyche heykeli ve roma köprüsü ve Antik Tiyatro görülebilir.
Ayrıca Düzcenin Kaynaşlı ilesinde bulunan dönümlük arazide motocross aktiviteleri yapılabilmektedir. Gelmişker bu harika yarışları izleyebilir yada off-road yarışlarına katılabilirsiniz.
Yalovanın hem yaz aylarında hem kış aylarında öne çıkan yeri Armutlu, İstanbula km uzaklıkta. Yaklaşık 2 saat 30 dakikalık bir araba yolculuğuyla ya da Yenikapı ve Kadıköy İDO iskelelerinden kalkan ve feribotlarla 2 saat süren bir yolculuk sonucunda Armutluya ulaşabilirsiniz. Kaplıca ve termal tesisleriyle öne çıkan Armutlu tam bir şifa merkezi. Yaz tatili süresince plajında serinleyebilir, kış aylarında da sıcak kaplıca sularını değerlendirebilirsiniz.
Çınarcık Yalovanın en büyük ilçesi olup, Yalova şehir merkezine 17 kmdir. İstanbuldan Çınarcıka hem deniz hem de kara yolu ile ulaşılabiliyor. Kış aylarında sadece gemiler çalışıyorken, yazları deniz otobüsü seferleri de düzenleniyor.
Çınarcıkın harika plajlarında vakit geçirebilir, Bülbül Deresi ve Erikli Şelalesini gezebilir, Esenköy Çaldere ve Karlık Parkurunda trekking yapabilir, Osmanlı döneminden kalma tarihi eserleri ziyaret edebilirsiniz.
İstanbula km. uzaklıkta olan Erikliye, 3 saat 30 dakikalık bir araba yolculuğuyla ulaşabiliyorsunuz. Edirnenin Keşan ilçesine bağlı Erikli özellikle son birkaç yıldır yaz aylarında yapılmaya başlanan TrakyaFest ile adını duyurmuş bir yer. Saroz Körfezinde yer alan Erikli incecik sapsarı kumları, tertemiz ve buz gibi deniziyle yaz aylarının vazgeçilmez tatil beldeleri arasında yerini alıyor.
İşte karşınızda İstanbul ve Ankaraya yakınlığı ile pratik mi pratik, alt yapı bulunması ile konforlu mu konforlu bir doğa kaçamağı. Üstelik her mevsimi de ayrı güzel. Kışın karlar altında, ilkbaharda yemyeşil haliyle, yazın çamlarının gölgesiyle kalpleri çalıyorsa da fotoğraf tutkunları için en fotojenik hali sarıdan kırmızıya tüm güz renklerini görebileceğiniz sonbahar hali. (Yazıdaki fotoğraflar sonbahar gibi dursa da Aralık ayından. Biz vardığımızda o güzel görüntü maalesef bitmişti.)
Yedigöllerin hadi bana kaç diyen çağrısına kulak verdik ve her seferinde tam da ihtiyacımız olan oksijene, doğanın kalbinde olma ve şehirden kaçış hissiyatlarına doyduk. Şimdi de burada planlama tüyolarımızı, parkta görülesi yerleri, keşiflerimizi ve önerilerimizi sizlerle paylaşıyoruz.
Index
Yedigöller Milli Parkı her mevsim güzel elbette ama milli parkı bu kadar özel yapan şey içerisinde sonbaharda harika bir renk değişimi geçiren ağaçların olması. Ekimde başlayan renk değişimi genelde Kasım ayında zirveye çıkıyor. Kızıl, sarı ve turuncu tonlarındaki ağaçlarla milli park en güzel haline bürünüyor. O yüzden en az yaz ayları kadar sonbaharı da yoğun oluyor.
Kasım sonu Aralık başı gibi yapraklar dökülüyor. Aralıkın ilk haftası tüm yapraklar neredeyse dökülmüş bu sefer de parkın zemini turunculara boyanmış oluyor. Eğer bu aralığı kaçırdıysanız o güzel sonbahar atmosferini yakalamak için son şansınız Kasımın son haftası ve belki Aralıkın ilk haftası. Sonrasında kar başlıyor ve bitki örtüsü tamamen kara teslim oluyor. Yeni yılda genellikle karlı bir atmosfer bulmayı bekleyebilirsiniz.
Gelmeden önce Instagramda Yedigöller konumunu aratıp en güncel fotoğraflara bakın. Böylece renk geçişi ne aşamadan görüp öyle karar verin.
Yılbaşında arkadaş grubunuz veya sevdiğiniz kişi ile bungalov kiralayıp, her türlü alışverişinizi yapıp, kendi müziğinizi açıp, şöminenizi yakıp, kutu oyunları oynayarak, fonda lapa lapa kar yağarken yeni yıla girmek güzel fikir değil mi? Ama talep çok, arz limitli, o yüzden planlamanızı erkenden yapın. Aralık sonu (küresel ısınma bizi yalancı çıkarmazsa) pencerenizde kar görme ihtimalinizin yüksek ama Ocak ve Şubattaki gibi kar yoğun olmayacağından yolların kapanma ihtimali düşük. Aralık ortası gibi kar yağışı da başlıyor ve Mart sonuna kadar devam ediyor.
Aralık mevsimi ve yılbaşından bahsettiysek bu bizi başka önemli bir konuya götürüyor: Kış aylarında Yedigöllere ulaşım. Aralık-Mart arası aylar Yedigöllere ulaşımın en kestirme hali olan Bolu-Yedigöller yolunun karla kaplı olması demek. Bu durumda ulaşım sadece Yeniçağa-Mengen-Yazıcık üzerinden yapılabiliyor.
Güncel yol durumunu buradan öğrenin: Gideceğiniz zaman milli parkı ya da içerdeki tek müessese olan Habitat Evlerini arayın ve yol durumunu sorun. O gün hangi yolu tercih etmeniz gerektiği bilgisi konumlar eşliğinde veriyorlar. Böylece son dakika sürprizi ile karşılaşmıyorsunuz.
Habitat Evlerine ulaşmak için tel: 40 10
Habitat Evleri İstanbul ofisi tel:
Aralıktan itibaren milli parka giden virajlı dağ yolunda buzlanma olabildiğinden kış lastiği ve 44 araç en güvenli ulaşım şekli. Eğer kendi aracınız uygun değilse uygun bir araç kiralayarak gitmeyi tercih edebilirsiniz. Dağ yolunda öyle aman aman keskin virajlar ve tehlikeli noktalar yok fakat buzlanma olduğunda boşuna stres olmak istemezsiniz.
Aralıktan itibaren kar yağışı ile kapanabilen Bolu-Yedigöller dağ yoluna alternatif olarak Yeniçağa-Mengen-Yazıcık yolunu tercih etmeniz bekleniyor. Her iki yolun da yaklaşık 30 kilometrelik bölümü stabilize olduğundan her şekilde kış şartlarında altınızda sağlam bir araç olmasını isteyeceksiniz.
Hem Boludan Yedigöllere hem de Mengen’den Yedigöller’e ulaşırken yolda telefonunuz çekmeyebilir. (Vodafone tamamen çekmezken Turkcell yer yer çekiyor.) O nedenle de aklınıza takılan sorular varsa Yedigöller yoluna girmeden önce parkla irtibata geçebilirsiniz.
Bir kere milli parka girdiğinizde size en yakın süpermarket bir saat mesafede kalmış oluyor. Özetle hazırlığınızı yapıp gelin.
Milli parkın içinde Habitat Evlerinin restoranı olan Habitat Restoran dışında seçeneğiniz yok, oradaki menü de limitli.
Mangal yapmayı düşünenler bunu okusun: Mangal için et, sucuk, tavuk, ekmek, ızgaralık sebze, kömür, çıra, odun gibi ihtiyaçlarınızı Habitat Restorandan para karşılığı satın alabilirsiniz ancak mangal telinden maşanıza, bardağınızdan tabağınıza, çatalınızdan bıçağınıza, tribüşondan açacağa kadar her türlü mutfak malzemenizi sizin getirmeniz gerekiyor.
Ayrıca diğer önemli bir nokta da milli parkta alkol satışının olmaması fakat içeri alkol sokmanın da yasak olmaması. Yani milli parka gelmeden alkol alışverişinizi yapıp evlerinizdeki dolabınıza koyabilirsiniz.
Kamp yapmıyorsanız tek konaklama seçeneğiniz Habitat Mesire Yerlerinin ahşap bungalovlarında kalmak.
Habitat Evlerininde kalıyorsanız önerimiz şömineli Psagor evlerininden tutmanız olur. Çünkü Psagor evleri diğer ev modellerine göre hem daha geniş ve konforlu, hem de şömineli. İki oda, bir mutfaklı salon, bir de banyodan oluşuyor. Odalarından birinde çift kişilik yatak, diğerinde iki tane tek kişilik yatak, salonda ise açılıp yatak olabilen bir L koltuk var. Bizce her ne kadar 6 kişilik deseler de daha çok 4 kişilik bir grup için ideal çünkü belki salondaki koltukta uyumak tercih edilesi değil. Toplam yedi adet Psagor ev var. Erken rezervasyon yapan kapar. Eğer çift olarak geliyorsanız biraz büyük kaçacaktır. O zaman da tercihinizi yine şömineli olan Nazlı Evlerden yana kullanabilirsiniz. Ayrıca Psagor Evler sessiz, sakin, günübirlik turist kalabalığından izole bir yerdeler. Bizce bu da çok büyük bir artı.
Psagor ve Nazlı tipi evlerde her yatak odasında elektrikli duvara monte ufolar ve şömine mevcut. Serin evler ise merkezi ısıtma ile ısınıyor ancak şömine yok. Fakat söz konusu Yedigöller ise bizce olay şöminede. 🙂 Tesis size odun ve çıra veriyor. Kasım ayında 1 çuval, Aralık ayında iki çuval, Ocak ayında üç diye odun miktarı artarak gidiyor ama ekstra para vererek daha fazla da satın alabilirsiniz. Yaz dışındaki mevsimlerde tesisin size vereceği odunlar nemli oluyor. Yakamakta zorlanırsanız kulübenizdeki telefon numarasından destek isteyin. Hemen gelip çözüyorlar. Biz burada işin püf noktasının size verilen çıraları ortadan 4e 5e kırıp öyle kullanmak olduğunu gördük. Eğer çırayı bütün olarak kullanmaya kalkarsanız işiniz iş. O çıra asla odunları tutuşturmaya yetecek kadar güçlü yanamadan sönüyor. Fakat kırarsanız çok daha etkili bir tutuşturma sağlıyor. Bu deneme ve tecrübe ile sabit bilgi de burada bulunsun.
Hepi topu 18 tanecik ev olduğundan son dakika yer bulmak bir hayli zor. Bazı dönemlerde tüm evler aylar öncesinden doluyor.
Milli park sınırları içinde yüzlerce tür canlı yaşıyor siz sadece onların evinde misafirsiniz. O nedenle de çok ender de olsa karşınıza ayı, kurt, çakal, geyik gibi hayvanların çıkabileceği aklınızda olsun. Böyle durumlarda milli parkın yaptığı bazı uyarılar var. Bunlardan en önemlisi ormanlık alanda yürüyüş yaparken, bağırarak konuşmak ve gürültü çıkarmak. Çünkü insan sesi vahşi hayvanları kaçırıyor. Muhtemelen siz gittiğinizde en fazla ağaçtan ağaca koşan sincapları veya kuşları göreceksiniz. Sincaplar Habitat Restoranda insanların masasından kuruyemiş yemeye de alışmışlar. Eğer şanslıysanız masanıza uğrarlar.
Milli Parkta bungalov evlerin kendine özel mangal alanları dışında hiçbir şekilde aklınıza estiği yerde mangal yapamıyor, semaver veya piknik tüpü çalıştıramıyor ve ateş yakamıyorsunuz. Sadece kamp alanları içinde çadırda kalan kampçıların, direkt olarak yerde değil bir varilin içinde olmak kaydı ile sadece akşam ve sabah saatleri arasında ısınmak için ateş yakmalarına müsaade ediliyor.
Buraya dair son uyarımız ise mevsimlerden ne olursa olsun yanınıza mevsim normallerinin biraz üstü olacak şekilde kalın kıyafetler almanız. Rakım yüksek olduğu için sıcaklıklar da deniz seviyesine göre daha düşük oluyor. Özellikle de güneş battıktan sonra hava hızlıca soğuyor.
Ayrıca yağmur olduğunda alan bol çamurlu oluyor. Ona göre de ayakkabı tercihi yapmayı düşünebilirsiniz. Temelde rahat kıyafetler tercih edin. Mevsimlerde kış ise de katman katman giyinin.
Yedigöller’e ulaşmak için iki yol var:
1. Nisandan Kasım sonuna kullanılan Bolu Yedigöller yolu. İstanbul yönünden gelecekler için diğer yola göre daha kestirme. Fakat kışın kar nedeniyle kapalı oluyor.
2. Aralıktan Mart sonuna kullanılan Yeniçağa Mengen Yazıcık yolu. Her iki yolun da son 30 kilometresi stabilize.
Parka araç için 33 TL giriş ücreti alınıyor.
Yedigöllere toplu taşıma aracı ile gelemiyorsunuz ancak Boludan taksiye binip sizi buraya getirmesini isteyebilirsiniz. Bu çok sık yapılan bir şey ancak astarı yüzünden pahalıya gelebilir. Bizce son seçeneğiniz olsun.
Bir de fotoğrafçılık, kampçılık, yürüyüş gibi tur acentalarının düzenlediği günübirlik veya konaklamalı turlarla da gelmeyi tercih edebilirsiniz.
Eğer mevsim elveriyorsa ve siz Bolu merkezden geliyorsanız, tek yapmanız gereken Google haritalara Bolu Adliyesi yazıp çıkan konuma vardığınızda ise oradan tekrar Google haritalara girip Yedigöller Milli Parkı yazmak ve gps yönlendirmeleri ile çıkan yolu takip etmek. Yol biraz virajlı ancak korkulacak seviyede değil. Bu yolla yaklaşık 4,5 saatte İstanbuldan Yedigöllere gelebiliyorsunuz.
Eğer mevsimlerden kışsa, ilk olarak TEM otoyolundan Yeniçağa-Zonguldak ayrımından saparak Mengene varmalısınız. Mengen’e geldikten sonra Zonguldak istikametine doğru yaklaşık 7 kilometre kadar ilerleyince karşınıza Yedigöller tabelası çıkacak. Eğer geç saatlerde geliyorsanız tabelayı kaçırmamak için dikkatli olmayı untumayın. Tabeladan saptıktan sonra Google haritalara Dirgine (Yazıcık) köyünü girebilirsiniz. Dirgine’ye ulaştıktan sonra yaklaşık 26 kilometre sonra da Yedigöller Milli Parkına varacaksınız. Bu yol diğerine göre yolu 1 saat kadar uzatıyor ancak kışın sadece bu yol kullanılıyor. Bu yol ise İstanbuldan yaklaşık 5,5 saat sürüyor.
Yedigöller Milli Parkı gezinize vadinin en derinindeki göl olan Serin Gölden başlayıp sırası ile Büyük Göl, Derin Göl, Nazlı Göl, Kuru Göl, İnce Göl ve Sazlı Göl şeklinde ilerleyebilirsiniz. Biz de size bu rotanın üzerinde göreceklerinizin sırasına göre bir dizilim yaptık. Eğer Mengen yönünden gelir ve üst girişten girerseniz karşınıza çıkan ilk göl Serin Göl iken Bolu yönünden gelir ve alt girişten girerseniz de son göl Serin Göl oluyor. Siz dilerseniz tam tersi şeklinde başlayıp Serin Gölde de bitirebilirsiniz.
Haritayı zoom yaparak detaylı görüntüleyebilirsiniz.
Gezilecek Yerler
Yeme-İçme
Sincap Cafenin de hemen yakınında bulunduğu Serin Göl ile rotaya başlıyoruz. Bu göl Yedigöllerin en aşağısında kalan gölü. Derinliği 2,5 metre. Büyük Göl ile yüzeyden bir bağlantısı var. Zaten o şekilde oluşmuş. Konum için tıklayın. Haritada 1 numara.
Büyük Göle doğru devam etmeden önce Sincap Cafeye uğrayıp içindeki ziyaretçi merkezini gezebilirsiniz. Ziyaretçi merkezi içinde milli parkta doğal yollardan ölmüş ayı, şahin, vaşak, geyik, ceylan, tilki gibi hayvanların doldurulmuş hallerini görebilir ve tüm parkın küçük ölçekli maketini bulabilirsiniz. Burada size milli park ve burada yaşayan canlı türleri hakkında bilgi verecek bir görevli de var. Ziyaretçi merkezini de gördükten sonra kahvenizi alıp yürüyüşe başlayabilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 2 numara.
Geldik parkın en çok fotoğraflanan iki gölünden birine. Büyük Göl adı üzerinde milli parktaki en büyük göl. En derin yeri 15 metre. Canlı alabalık yetiştirilmesi için damızlık amaçlı kullanılan bir yer. Mayıs Eylül ayları arasında izne bağlı olarak ve belirli bir ücret karşılığında olta balıkçılığı yapabileceğiniz iki yerden biri. Tüm çevresini turlamak için 1 kilometre kadar yürümeniz gerekiyor ki bu da yaklaşık 20 dakikadanızı alıyor. Tabii siz onu ahşap platformlarında fotoğraf molaları ile 40 dakika yapın. Milli parkta kamp yapılabilen iki yerden biri olan kamp alanına da yakın olduğundan çevresinde bolca piknik masası bulabilirsiniz. Acıktıysanız hemen ilerisinde bir gözlemeci ve yayık ayrancı var. Konum için tıklayın. Haritada 3 numara.
Büyük Göl’ün hemen güneydoğusundaki ve ona yüzey akıntılarıyla bağlı göl ise Derin Göl. İsmi derin ancak büyük gölden daha derin değil. En derin yeri 10 metre kadar. Büyük Göl ile beraber mevsiminde ve ücret karşılığında olta balıkçılığı yapılabilecek 2. yer. Burası aynı zamanda en güzel fotoğraf karelerini veren 2. göl. Çadır kampı alanına en yakın göl olduğundan çevresinde yine bolca piknik masası var. Yine ortak tuvaletlere en yakın nokta da bu göl. Gölün çevresini turlardıktan sonra sağ tarafından bir yol gittiğiniz göreceksiniz işte bu yol sizi şelalelere, çeşmelere ve diğer göllere götürecek olan yol. Konum için tıklayın. Haritada 4 numara.
İlk platonun sonuna geldik şelale ile birlikte metre kot farkı yaratan ikinci platoya geçiş yapıyoruz. Buradaki şelalenin kaynağı hemen üst platado yer alan Nazlı Göl. Nazlı Gölün dibinden sızan su, bu noktada yüzeye çıkarak bir şelalenin oluşmasına sebep olmuş ve tüm milli parkın en fotojenik noktalarından birini oluşturmuş. Konum için tıklayın. Haritada 6 numara.
Şelaleye yakın bir konumda, su içilebilir bir çeşme. Rivayete göre içinizden bir dilek dileyip 7 çeşmeden de sırasıyla su içtiğinizde dilediğiniz gerçekleşiyormuş. Denemesi bedava. Konum için tıklayın. Haritada 7 numara.
Üçgenin kenarları arasındaki temel ilişkiyi kuran ilk teoremlerden olan a² + b² = c² Pisagor teoremini hatırladınız mı? İşte tıpkı Pisagor teoremindeki gibi birbirine dik açı ile kaynaşmış iki ağaç gövdesinden oluşan Pisagor Ağacı neredeyse Yedigöllerin sembolü olacak bir üne sahip. Aslında ise doğada eşine ender rastlanan bir anomali. Araba yoluna 50 metre mesafede, orman içine doğru girdiğinizde karşınıza çıkacak. Konum için tıklayın. Haritada 8 numara.
Gülen insan suratını andırdığı için adına Gülen Kayalar denmiş kaya blokları. Nazlı Gölden 15 dakikalık bir yürüyüş ile ulaşılabiliyor. Bizce gitmeye değmez çünkü kayalar ne gülen bir insana ne de insana benziyor. Fakat ekstra bir yürüyüş yapmak için enerjiniz ve vaktiniz varsa dilediğiniz gibi harcayabilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 9 numara.
Şimdi alt platodan metre yukarıda olan ikinci platodasınız. Burada sizi ilk olarak Nazlı Göl karşılıyor. Nazlı Gölün diğer ismi de dibinden sızdırdığı sularla alt platoda şelale oluşmasına neden olduğu için Şelale Gölü. Bu gölün çevresinde çadır kampı alanı da var. Konum için tıklayın. Haritada 11 numara.
Nazlı Gölün hemen yanında kurumuş bir göl yatağı göreceksiniz. İsmi Kuru Göl veya Küçük Göl. Eskiden Nazlı Gölden gelen su ile beslenir, Nazlı Gölün debisi arttığında dolarmış ancak artık tamamen kuru halde. Konum için tıklayın. Haritada 13 numara.
Nazlı Gölün önünden geçen araba yolunu takip ettiğinizde karşınıza çıkacak olan İnce Göl tamamen kurumuş olan Kuru Gölü saymaz isek milli parkın en küçük gölü. Konum için tıklayın. Haritada 14 numara.
Hemen İnce Gölü geçtiğinizde ise karşınıza milli parkın son gölü olan Sazlı Göl çıkacak. Etrafında sazlıklar olan tek göl olmasından ismini alıyor. Üzerini kaplayan su bitkileri ile longoz ormanları atmosferi sunuyor. Konum için tıklayın. Haritada 15 numara.
Yedigöllerden çıkarken bir tabela göreceksiniz, işte bu tabeladan ormanın derinliklerine saptığınızda yaşının ün üzerinde olduğu tahmin edilen, 30 metrelik anıt çamı bulacaksınız. Ne yazık ki konum bilgisi yok.
Bolu-Yedigöller yolu üzerinde Yedigöller’e en yakın seyir terası. Konum için tıklayın. Haritada 16 numara.
metre yükseltideki Kapankaya Seyir Terası Yedigöllerdeki Büyük, Nazlı ve Derin Gölü yukarıdan görebileceğiniz nokta. Eğer tek bir seyir terasında duracaksanız o Kapankaya olsun. Konum için tıklayın. Haritada 17 numara.
Bolu merkeze 20 dakika, Yedigöllere 1,5 saat mesafedeki Gölcük Tabiat Parkı, gelmişken mutlaka programınıza dahil edin ve birkaç saniyede İsviçreye veya Almanyaya ışınlanın diyeceğimiz yer. Kendisi insan eliyle yaratılmış, doğanın çokça katkısının olduğu bir yeryüzü cenneti. İnsan eliyle yaratılmış diyoruz çünkü göl aslında suni olarak yapılmış bir set gölü. Yine de bizce burası göl kenarındaki misafirhanesi ile Bolunun en fotojenik yeri. Ancak Yedigöller gibi bir günü dolu dolu geçirebileceğiniz bir olayı yok. Ayrıca kalabalıklar nedeniyle doğayla başbaşa olma duygusunu yaşayamıyorsunuz. Göle gelen herkesin merak edeceği soruyu da hemen cevaplayalım, fotoğrafları güzelliği ile taçlandıran göl kıyısındaki ev Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı devlet konukevi.
Ufak bir göl olduğu için 1 saatte etrafını yürüyebilirsiniz. İçinde bir de kafesi ve piknik alanı var. Daha uzun yürüyüşler için 8, 10 ve 14 kilometrelik etaplarıyla Üçgöl yürüyüş parkuruna geçebilir, bisiklet kiralayıp turlayabilir, dilerseniz mevsiminde olta balıkçılığı yapabilirsiniz. Yedigöllerden farklı olarak buraya toplu taşıma da var. Bolu şehir merkezden kalkan Seben ve Kıbrıscık minibüsleri ve Bolu Belediyesi Halk Otobüsleri ile ulaşım sağlayabiliyorsunuz. Konum için tıklayın. Haritada 20 numara.
Yedigöllere gelmeden 20 dakika önce karşınıza çıkacak olan Ayıkayası Tabiat Parkı da Yedigöller milli parkının daha çok mangalcılara ve kampçılara yönelik bir uzantısı gibi. Yedigöller Milli Parkı içinde ateş yakmak yasak ancak burada ateş yakabiliyor ve mangal yapabiliyorsunuz. Burası da bir işletme tarafından işletiliyor. Çadır kurmak için ve içeri giriş için ücret ödüyorsunuz. İçinde sucuk ekmek, köfte ekmek yiyebileceğiniz alan mevcut. Ancak bizce uğrayıp zaman kaybetmek yerine pas geçebilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 18 numara.
Bolu merkezin bizce pek bir esprisi yok. Bu kadar yeşil bir şehrin, Yedigölleri, Abantı, Kartalkayası ile ormanla ve ağaçla iç içe bir ilin, merkezini bu kadar betona hapsetmiş olmasına çok üzüldük doğrusu. O nedenle buradaki tek önerimiz homini gırtlak olur. Ne de olsa aşçılar diyarı Boludasınız. O zaman ya Yedigöller gidişi ya da dönüşünde uğramalık iki nokta atışı yer verelim. Konum için tıklayın. Haritada 19 numara.
Yörem Mantı: Nebile Teyzenin elinden çıkma ev yemeklerinin şirin ve misafirperver dükkanı. Menüsü az ve öz. Bolunun keşli, cevizli, etli mantısını ve etli yaprak sarmasını denemek için ideal adres. Porsiyonları çok doyurucu. Yanına mutlaka az şekerli, buz gibi, ev yapımı üzüm hoşafından da söylemeyi unutmayın. Biz en çok ona bayıldık. Yemeklerle de harika bir uyum yakalıyor. Yemeğin sonunda da çay ve tatlı ikram etmeleri gönlümüzü ayrıca fethetti. Sokakta park yeri yok ancak hemen yanındaki katlı otopark mekanın müşterilerine ücretsiz. Konum için tıklayın. Haritada 8 numara.
Hanzade Restoran: Bolu merkezden ikinci bir yer önereceksek o da Hanzade Restoran olur. Kebap, kuru fasulye, çorba çeşitleri ve diğer klasik Bolu lezzetlerini bulabileceğiniz, küçük ve mütevazı, self-servis bir esnaf lokantası. Çok popüler bir yer o nedenle de hafta içi öğle saatlerinde kapısında sıra oluyor. Saat 5ten sonra servis kapanıyor. Pazar günleri ise tamamen kapalı. Konum için tıklayın. Haritada 9 numara.
Yukarıda da anlattığımız gibi Yedigöllerdeki favori ev tipimiz Psagor Ev. Toplam 7 adet var fakat Nazlı Ev 7 numara ve Serin ev 21 numara da Psagor ev tipinde. Yani içinde şömine, elektrikli ısıtıcılar, iki oda, bir mutfaklı salon, bir de sıcak sulu duşu olan banyo var. Odalarından birinde çift kişilik yatak, diğerinde iki tane tek kişilik yatak, salonda ise açılıp yatak olabilen bir L koltuk mevcut. Dışarıda ise mangal alanı, ateş yakıp etrafına toplanabileceğiniz bir varil var. Mutfakta ise mutfak eşyası olarak sadece set üstü ocak, mini buzdolabı, çaydanlık bulunuyor. İhtiyaç duyacağınız tüm diğer mutfak araç gereçlerinizi yanınızda getirmelisiniz. Bizce her ne kadar 6 kişilik olsa da 4 kişilik bir grup için ideal. Konum olarak da milli parkın en tenha yerinde. Evde wifi de var. Konum için tıklayın. Haritada 10 numara.
Nazlı Evler ise bir oda, bir salon ve banyodan oluşan evler. Toplam 4 tane var. Sadece 7 numara olan Psagor ev tipinde. Daha çok çocuklu aileler için ugyun. Çünkü tek bir odada 1 adet çift kişilik yatak, 2 adet tek kişilik yatak var. Yani yetişkin ve çocuk toplam 4 kişi konaklayabilir. Evde hem şömine hem de UFO var. Dışarıda da yine mangal alanı var. Mutfak ve banyo içinse yukarıda saydığımız her şey geçerli.
Serin Ev ise son tercihimiz olur çünkü içinde şöminesi yok. Merkezi ısıtma kaloriferle ısınıyor. Toplam 7 tane var ama bir tek 21 numara Psagor ev tipinde. Toplam iki oda, bir salon. İçinde 1 adet çift kişilik yatak, 1 adet iki kişilik altlı üstlü ranza mevcut. Bizce yine çocuklu aileler için daha uygun bir seçenek. Diğer konular diğer evlerle aynı.
Yedigöller Milli Parkı içinde kafanızın estiği yere çadırınızı atamıyorsunuz. Bunun için ayrılmış sadece iki yer var. Biri Büyük Göl ila Derin Göl arasında kalan Yedigöller Milli Parkı Kamp Alanı diğeri ise Nazlı Göl Çadır Kamp Alanı.
Yedigöller Milli Parkı Kamp Alanı Konum için tıklayın. Haritada 5 numara.
Nazlı Göl Çadır Kamp Alanı Konum için tıklayın. Haritada 12 numara.
Habitat Restoran, alandaki tek restoran işletmesi. Menüsünde serpme veya yumurtalı kahvaltı seçenekleri, ızgara etler, makarnalar, gözleme, ekmek arası sucuk veya köfte gibi seçenekler var. Alkol satışı yok. Dilerseniz para karşılığında buradan sadece et, tavuk, sucuk satın alıp kendi bungalovunuzun özel mangal alanında pişirebilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 2 numara.
Her türlü kahve çeşidinin veya çayın yanına kurabiye, ıslak kek gibi tatlı seçenekleri bulabileceğiniz bir cafe. İçinde gezilecek yerler bölümünde bahsettiğimiz Yedigöller Ziyaretçi Merkezi de var. Konum için tıklayın. Haritada 1 numara.
Kamp bölümünde bahsettiğimiz gözleme ve yayık ayran satan büfe. Ancak kampçılar için temel birkaç malzemeyi de bulunduruyor. Konum olarak Derin Göl ile Büyük Göl arasında kalan kamp alanın içinde yer alıyor. Haritada 3 numara.
Yedigöller dönüşü tercih edebileceğiniz, yol üzeri bir mantarcı. Sacda yapılan sucuk, mantar, soba üstinde pişen kestane, mısır, semaver çayı ve şömine ile uzun yola çıkmadan önce son bir keyif yapabileceğiniz yerlerden. Konum için tıklayın. Haritada 5 numara.
Yedigöller yolunda sık sık karşınıza gözlemeciler çıkacak. Hiçbirinde durmadık ancak seçeneklerinizi vermiş olmak istedik.
Öterin Yeri Konum için tıklayın. Haritada 4 numara.
Buğram Gözleme ve Çay Evi Konum için tıklayın. Haritada 6 numara.
Batuhanın Gözleme Evi Konum için tıklayın. Haritada 7 numara.
Yedigöller Milli Parkına adını veren, kuzeyden güneye metre mesafede birbirinin peşi sıra giden 7 küçük göl, zamanında vadide yaşanan iki heyelan sonucu meydana gelmiş. Birinci heyelan ile ilk platoda bulunan Büyük Göl, Serin Göl, Derin Göl, ondan metre yüksekteki ikinci platoda ise Nazlı Göl, Kuru Göl, İnce Göl ve Sazlı Göl oluşmuş.
Havzada toprak kayması ile kopan kütleler vadinin belli kısımlarının önünü kapatmış böylece oluşan çukurlarda yüzey ve yeraltı sularıyla birbirine bağlanan bir göller ekosistemi oluşmuş. Milli park içindeki “Köyyeri” mevkiinde bulunan Bizans dönemine ait kalıntılardan, eski dönemlerde bölgenin bir yerleşim yeri olduğu anlaşılıyormuş.
te milli park statüsü verilerek koruma altına alınan Yedigöller Milli Parkı toplam adet bitki türünü içeriyor. Aralarında zambak, sıklamen, çiğdem ve orkide gibi tanıdık türler de var. Milli parktaki başlıca ağaç türleri ise kayın, gürgen, meşe, kızılağaç, akçaağaç, karaağaç, titrek kavak, sarı ve kara çam, köknar, fındık, yapraklı üvez, keçi söğüdü, yabani kiraz, porsuk, ıhlamur ve dişbudak. İşte bu biyoçeşitlilik burayı gerçek bir sonbahar destinasyonu yapan şey. Çünkü yaprakları farklı tonlarda sararıp kızaran ağaçlarla park en güzel halini sonbaharda alıyor.
Yedigöller yaban hayatı konusunda da oldukça canlı bir yer. Ayı, yaban domuzu, kurt, tilki, dağ kedisi, vaşak, porsuk, sansar, sincap, geyik, karaca, tavşan, yabani ördek, yabani güvercin, ağaçkakan, üveyik, bıldırcın, çulluk, sığırcık, alakarga ve keklik karşınıza çıkabilecek türler. Elbette öyle adım attığınız yerde bu türlere rastlamanız mümkün değil çünkü çoğu insan sesinden kaçıyor. Muhtemelen siz gittiğinizde en fazla ağaçtan ağaca koşan sincapları veya kuşları göreceksiniz.
Soğuk bir kış gününde, şöminesi çıtır çıtır yanan bir dağ evinde ormanı seyretmek gibisi var mı? Sevgiliyleyken romantik, arkadaşlarlayken şamatalı, aile ile de huzurlu olabilen bir hafta sonu kaçamağı. Türkiye’nin en fotojenik noktaları Bolu’da olur da dizi dizi dağ evleri olmaz mı? En güzel dağ evleri Yumrukaya, Mudurnu, Abant, Mengen, Kındıra gibi mevkilerde bulunuyor. İstanbula yakın olması, doğası ve bu konaklama opsiyonlarının fazlalığı Boluyu en popüler şehirden kaçış destinasyonlarından birisi yapıyor. Biz sizin için bölgedeki birçok seçeneği Boluda Kiralık Villa ve Dağ Evleri, Kiralık Dağ Evleri & Bungalovlar ve İstanbula Yakın Bungalov Evler ve Kiralık Villalar yazılarımızda verdik. İncelemeden yola çıkmayın deriz.
Yedigöller Nerede?
Yedigöller Bolu'da yer almaktadır. Bolu'nun Merkeşler istikametinde yer almaktadır.
Yedigöller'e Nasıl Gidilir?
Yedigöller'e gitmek için alternatif güzergahları kullanabilirsiniz. Özellikle İstanbul ve Kocaeli gibi şehirlerden buraya gelenler bir hayli fazla olduğu için otoyolu kullanarak Yedigöller'e ulaşım sağlayabilirsiniz. Yani Yedigöller'e ulaşım sağlamak hem özel aracınız hem de toplu taşıma aracını kullanabilirsiniz.
Yedigöller'e ulaşım sağlamak için Bolu tabelalarını takip etmeniz gerekiyor. Bolu merkeze geldikten sonra burada Merkeşler istikametine giden yön tabelaları yer almaktadır. Merkeşler'e doğru devam edince Yedigöller'e doğrudan götürecek olan tabelaları görebilirsiniz. Bu tabelaları kullanarak da doğrudan ulaşım sağlayabilirsiniz.
Eğer özel aracınız yok ise Yedigöller'e gelmek yine çok kolaydır. Bolu merkezine otobüs ile ulaşım sağladıktan sonra tek aktarma ile birlikte Yedigöller'e ulaşabilirsiniz. Yedigöller'e ulaşmak için burada bulunan minibüs ya da otobüsleri tercih edebilirsiniz. Yaklaşık olarak 20 dakika gibi kısa sürede Bolu merkezden Merkeşler'e doğru gidebilir, Yedigöller'i ziyaret edebilirsiniz.
Yedigöller Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Yedigöller konum olarak Batı Karadeniz'de yer almaktadır. Türkiye'nin en zengin bitki örtüsüne sahip tabiat parklarından biri olan Yedigöller tabiat parkı Mengen ve Yığıla ilçe sınırları içerisinde bulunmaktadır. Yedigöller tabiat parkı yılında milli bir park ilan edilmiştir. İçerisinde tam olarak 7 tane büyük heyelan gölü bulunmaktadır. Bundan dolayı da bu bölgeye Yedigöller denilmiştir. Yedigöller içerisinde volkanik kayaçlar oldukça fazladır.
Yedigöller tam olarak tabiat parkının ortasında bulunuyor. Tam olarak yükselti farkları da metre olarak bilinmektedir. Yedigöller tabiat parklarının ortalama olarak yükseltileri ise metreye yakındır. Yedigöller içerisinde zambak ve sıklamen çiçekleri oldukça fazladır. Bu tabiat parkı içerisinde bilimsel inceleme de yapılmaktadır. Araştırmaların da yoğun olduğu bir yer olarak bilinen Yedigöller mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir yerdir. Yedigöller Kültür ve Turizm bakanlığı tarafından da koruma altına alınmış bir yerdir. İçerisinde yaban hayatı da oldukça gelişmiştir. Biyolojik çeşitliliği fazla olan yerlerden olan Yedigöller içerisinde kurt ve ayı oldukça fazladır. Az miktarda da dağ kedisi ve vaşak hayvanlarına rastlanılmaktadır.
Yedigöller içerisinde kamp faaliyetleri de yaygın olup kamp yapmak isteyenleri oldukça fazla olanaklar sunulmuştur. Dolayısıyla Yedigöller tabiat parkına gelerek hem güzel bir doğa yürüyüşü yapabilir hem de ailecek piknik yaparak bu muhteşem yeri deneyimleme fırsatı bulabilirsiniz. Yedigöller içerisinde çok güzel şelaleler de yer almaktadır.
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası