üzüm aşısı nasıl yapılır video / Kalem Aşısı Nasıl Yapılır? Kalem Aşısı Ne Zaman Yapılmalıdır? - Püf Noktası

Üzüm Aşısı Nasıl Yapılır Video

üzüm aşısı nasıl yapılır video

Kültür asması; tohum, daldırma, çelik, aşı ve doku kültürü olmak üzere başlıca beş şekilde çoğaltılmaktadır: Tohumla çoğaltma, ıslah çalışmalarında daha çok kullanılmaktadır. Asma bitkisi yabancı tozlanmaya uygun bir bitki olduğu için tohumda açılma olmaktadır. Bu da ıslah çalışmaları için avantaj sağlamaktadır. Tohumla üretimde tohumlar tane etinden ayrılır, yıkanır, kurutulur. Ekim zamanına kadar kese kâğıtları içinde nemden uzak bir ortamda korunur. Alınan tohumlardaki dinlenmeyi kaldırmak ve bir örnek çimlenmeyi sağlamak için aralık ocak aylarında uygun şekilde özel olarak hazırlanmış ve sterilize edilmiş nemli kum veya harç içine cm aralıkla ekilerek  0C’de 3 ay süre ile dışarıda veya depolarda katlanmaya bırakır. Tohumdaki dinlenmeyi ortadan kaldırmak için katlama ile soğuklamanın yanı sıra bazen Gibberelik asit (GA3) solüsyonu da uygulanabilir. Soğuklama gereksinimi giderilmiş tohumlar mart ayı başında sıcaklığı 25–27 0C oransal nemi % 80 olan seraya konularak çimlendirilir. Üç haftada çimlenme olur. Çimlenen fideler, yapraklı olunca saksılara konur. Seralarda yeterli gelişme sağlandıktan sonra alıştırma seralarına alınır. Yazın gelişen genç asmalar sonbaharda 50–60 cm’lik bir sürgün meydana getirir. İkinci yılın sonunda bitki boyu 2 metreye yaklaşır.

  • Daldırma ile çoğaltım yönteminde ise filoksera zararlısının yaygın olmadığı yerlerde boş olan yerleri doldurmak için yapılır. Asmanın bir yıllık dalının gövdeden ayırmadan toprağa daldırılması ve köklendirilmesi ile olur. Bir yıllık dal boş alana doğru uzatılır. 25–30 cm derinliğindeki çukura gömülür. Dalın ucu toprağın üstüne çıkarılır. Yanına bir herek bağlanır. Hereğe bağlanan kısım iki göz üzerinden budanır. Toprağın altındaki gözler köreltilir. Ertesi yıl dalın asma ile toprak arasında kalan kısmı kesilir.
  • Çelikle çoğaltım ise çelik alınacak yıllık çubuklar anaç kütüğünde dibinden bir göz bırakarak kesilir. Kesilen çubuklar, aynı uçları bir tarafa gelecek şekilde demet hâline getirilerek çelik kesim ve tasnif yerlerine taşınırlar. Asmanın bir yıllık dallarından genelde 20–40 cm uzunluğunda çelikler hazırlanır. Burada çelikler alındıkları omcanın tüm özelliklerini taşır. Çoğu kolayca köklenir. Özellikle de kaliteli çeşitlerin rahatça çoğaltılmalarına olanak sağlar. Kullanılacak çelikler sağlıklı ve verimli omcalardan alınmalı ve 6–10 mm çapında olmalıdır. Filokseralı yerlerde (%60–70 kum içeren topraklar hariç) bağ kurarken kullanılması zorunlu olan Amerikan asma anaçlarının çoğaltılması yine aynı şekilde alınacak çeliklerin uygun ortamlarda köklendirilmesi suretiyle yapılmaktadır. Asmanın bir yıllık dallarından alınan odun çelikleri dışında, yaz sürgünleri parçalarının da sisleme üniteleri altında köklendirilmesi suretiyle fidan elde edilmesi mümkündür.
  • Aşı ile çoğaltmada ise iki yöntem daha çok kullanılmaktadır.

Masa başında aşılama

Masa başında yapılan aşılarda, değişik aşı kesitleri açan ayakla veya pünomatik olarak çalışan aşı makineleri kullanılmakta ise de genelde omega tipi aşı yapanlara yer verilmektedir. Burada anaç ve kalem olarak kullanılacak bitki parçalarının olabildiğince aynı çapta hazırlanması önemlidir. Bu aşılarda, aşı yerinde özel yöntemlerle kallus oluşumu (kaynaşma) ve bazalda da köklenme sağlanarak aşılı ve köklü fidan elde edilmektedir.

Bağda aşılama

Bağda yapılan aşılarda; yarma, kakma, kabuk altı, İngiliz aşısı (dilcikli) veya yonga aşıları kullanılmaktadır. Bu amaçla köklü olarak hazırlanan anaç fidanları başparmak kalınlığında alınmalıdır. Bunun üzerlerine daha küçük ( mm) çapta bir kalem ile aşı yapılmaktadır. Aşılarda, kesit yüzeylerinin düzgün olması, anaç ve kalemin kabuk kısımlarının karşı karşıya getirilerek sıkıca tutturulmaları, kaynaşma sırasında uygun havalandırma, sıcaklık ve nem koşullarının sağlanması aşılamada başarıyı doğrudan etkileyen önemli hususlardır.

Aşılarda anaç ve kalemin kesim yüzeylerinden olabilecek su kaybını en aza indirmek için masa başı aşılarında parafinleme yapılırken, bağda yapılan aşılarda da bağlama işinden sonra aşı kaleminin 3–5 cm üstüne kadar nemli ve gevşek bir toprak yığılarak kümbet yapılmalıdır.

Bahçe Tesisi

Ülkemizde bir yörede yeni bir bağ tesis ederken aşağıda açıklanan şekilde elde edilen fidanlar kullanılmaktadır:

  • Aşısız yerli asma fidanı kullanılarak: Bu yöntem, filokseranın yaygın olarak bulunmadığı yerlerde kullanılır. Köklendirilen yerli asma çelikleri, köklü fidan olarak bağ kurulan yere dikilmektedir. Bu şekilde kurulan bağcılığa eski bağcılık da denilmektedir.
  • Aşılı köklü asma fidanı kullanılarak: Anaçlardan alınan çelikler ile kültür çeşidinden alınan kalemle, masa başında omega aşı ile aşılanarak parafinlenir. Sıcaklığı 26  0 C ve oransal nemi % 95 olan aşı banyosunda 21 gün süre ile nemli talaş veya su içinde katlanarak aşı noktasında yara dokusunun oluşmasıyla kaynaşması sağlanır. Daha sonra bunlar dış şartlara alıştırılır ve katlama ortamından çıkarılarak fidanlıklara dikilirler. Fidanlıklarda gerekli kültürel işlemler uygulandıktan sonra bunlar, aşılı köklü asma fidanı olarak sökülür ve yeni bağ kurulacak yerlere dikilir.
  • Tüplü fidanlar kullanılarak: Ülkemizde çok kullanılmayan bir yöntemdir. Ancak yaz dikimine olanak sağladığı için çok avantajlı bir uygulamadır. Bu amaçla çimlendirme odasından çıkarılan aşılı köklü fidanlar torbalara alınarak dikilirler. Bu fidanlar yarı gölge yerlerde tutularak kök oluşumu ve sürgün gelişmesi sağlanır. Yaz mevsimi boyunca herhangi bir zamanda bu fidanlarla bağ tesis edilebilir.
  • Aşısız köklü anaçların dikilmesi ve iki yıl sonra yarma aşı ile aşılanması: Bağ tesis edilecek yere dikilen köklü anaçlar, iki yıl sonra yarma aşı yöntemiyle aşılanır.
  • Aşısız köklü anaçların dikilmesi aynı yıl veya bir sene sonra omega aşı makası ile aşılanması: Sonbaharda veya ilkbaharda köklü anaçlar dikilir. Anaçların sürgün boyu 4 -5 cm olduktan sonra omega aşı makası ile önceden muhafaza edilen tek gözlü kalemlerle aşılanır. Aşıyı aynı yıl içerisinde yapmak yıl açısından kazanç sağlar.

Ülkemizde filokseranın yaygın olduğu yerlerde, aşılı köklü asma fidanı dikerek ya da köklü anacı dikip yarma aşı ile aşılayarak veya tüplü fidan dikerek bağ tesisi yapılmaktadır.

Ekonomik ömrü uzun olan bağın tesis tekniği çok önemli olup tesis esnasında yapılacak bir hatanın telafisi yok gibidir. Bağcılıkta başarı, bağ kurulacak yörenin toprak ve iklim faktörlerinin iyi bilinmesi ile başlar. Başlangıçta iyi bir planlama ile toprak-iklim, anaç-çeşit ve terbiye sisteminin bir uyum içerisinde olması sağlanmalıdır. Bunlar bir arada olunca üreticiye büyük kâr sağlayabileceği gibi bağın ekonomik ömrünü de uzatacaktır. Bağ tesis ederken iklim, toprak, yer, yön, anaç ve kalem seçimi gibi unsurlar ile tesviye, sıra arası ve sıra üzeri mesafelerinin ayarlanması gerekir. Buradan hareketle bağ yerinin seçimine etki eden faktörleri kısaca açıklayacak olursak:

  • İklim: Bağ yerinin seçimine etki eden en önemli iklim faktörleri; sıcaklık, güneşleme, yağış, hava ve rüzgârdır.
  • Sıcaklık: Asmada sürgün gelişmesi, günlük ısı ortalaması 10 ºC olunca başlar. Sonbaharda günlük ısı ortalaması 10 ºC’nin altına düşünceye kadar devam eder. Her üzüm çeşidi, meyvelerini olgunlaştırabilmek için belirli bir ısı toplamına ihtiyaç duyar. Bu da asgari günlük sıcaklık ortalaması üzerinden gün ºC olmalıdır. Erkenci ürün çeşitlerinde sıcaklık toplamı gün ºC iken geççi çeşitlerde en az gün ºC olmaktadır. Asmalar kışın 3 ay kadar kış dinlenmesine girer.

Bağcılıkta önemli faktörlerden biri de don tehlikesidir. Eğer ilkbahar geç donları omcaların sürme zamanına kadar devam ederse -1, -2 ºC’de genç sürgünler zorlanır. Sonbaharda erken gelen donlarda omcanın odunlaşmasını engellediği gibi kurumasına da sebep olur. Sıcaklığın ºC’nin altına düştüğü yörelerde büyük ölçüde don zararı olur. Asmanın yeşil sürgünleri 0 ºC’nin altında zarar görür. Ayrıca -3 ºC altında bütün yeşil organlar zarar görmektedir.

  • Güneşleme: Asmanın özellikle yazın ve sonbaharda ışığa ihtiyacı oldukça fazladır. Üzüm danelerinin renk oluşumu ve asmanın büyümesi için bol ışık gereklidir. Bu nedenle bağlar, güneş ışıklarının daha dik olarak geldiği güney veya güney-batı yönlerine meyilli yerlerde kurulduğunda üzümün kalitesi daha iyi olur ve omcalar güneşten daha fazla yararlanır. Güneşlenme kuru madde miktarını arttırarak kaliteyi yükseltir. Hastalık kontrolünü de kolaylaştırır.
  • Yağış ve Hava Nemi: Asmanın su isteği diğer bitkiler kadar fazla değildir. Yıllık ortalama yağışın mm’yi bulduğu yöreler asmanın yetişmesi için yeterli olmaktadır. Kış aylarında, ilkbahar başlangıcında düşen yağmurlar asma için çok faydalıdır. İlkbaharın son döneminde ve yaz başlangıcında düşen yağmurlar bitkinin büyümesi için faydalı olmasına rağmen hastalık ve zararlıların gelişmesine sebep olduğundan ve mücadelesini güçleştirdiğinden bağcılık yönünden faydalı değildir. Ayrıca çiçeklenme zamanı yağan yağmurlar, döllenmeyi engellediği için dane tutumu az olur. Yazın çok kurak geçen yerlerde sulama gerekir.
  • Rüzgâr: Aşırı ve zamansız esen rüzgârlar bağcılığı olumsuz yönde etkiler. Sürgünler 10–15 cm’ye ulaştığında m/sn’den hızlı esen kuzey ve kuzey-doğu rüzgârlarının etkisiyle sıcaklık düşer ve kurumalar olur. İlkbahar ve yaz başlarında deniz tarafında esen rüzgârlar, mildiyö ve külleme gibi hastalıkların artmasına neden olur. Şiddetli esen rüzgârların etkisiyle danede yaralanmalar veya kabuk kalınlaşması olur. Böylece zararlanma ve kalitede düşme görülür.
  • Toprak: Asmaların kökleri oldukça derine gitmektedir. Bağlar; derin, iyi havalanabilen ve yumuşak dokulu topraklardan hoşlanır. Çok ağır bünyeli, süzek olmayan, tuzlu ve toksik madde içeren topraklarda bağcılık yapmaktan kaçınılmalıdır. Vitis vinifera (yerli asma) toprak bakımından seçici değildir. Ancak Amerikan Asma Anaçlar (AAA) seçicidir. Bu nedenle toprak analizi yapılmalıdır. Kumlu topraklarda filoksera yaşamadığı için yerli bağcılık yapılabilir. Bunun yanında çakıllı topraklar kaliteli şarap bağcılığı için uygundur. Taşlı ve çakıllı topraklar orta mevsim şaraplık bağlara, tınlı topraklar kurutmalık üzümlere, kalkerli topraklar kırmızı şaraplık üzümlere uygundur. Kumlu topraklarda yetişen bağlarda alkol fazla olur fakat aroma ve buket denilen kalite maddeleri az olur. Fazla humuslu topraklarda asma iyi olgunlaşmaz.
  • Çeşit ve anaç seçimi: Bağ tesisinde en önemli aşamalardan birisi anaç ve çeşit seçimidir. Çünkü tesisin uzun ömürlü ve ekonomik bir yatırım olması buna bağlıdır. Başlangıçta anaç ve çeşit ne kadar uygun seçilirse başarı oranı da o kadar fazla olur. Bu seçimi yaparken yörenin iklim ve toprak şartlarını dikkatle incelemek gerekir.

Günümüzde değişik toprak tiplerine adapte olabilen anaçlar bulunmaktadır. Anaçlar; kurağa, kirece, tuzluluğa, filokseraya ve nematodlara dayanıklı olabilir. Örneğin Vitis Berlandieri Amerikan asma türü; filoksera, mildiyö ve siyah çürüklüğe çok dayanıklıdır. En olumsuz özelliği köklenmesinin zor olmasıdır (%5). Ayrıca kireç içeriği yüksek topraklarda ve kumlu topraklarda kuvvetli gelişir. Kurulacak bağın uzun ömürlü oluşu, asmanın verimliliği ve mahsulünü olgunlaştırması anacın uygun seçilmesine bağlıdır. En uygun anaç seçimi toprak analizleri sonucu ile arazinin yapısı ve kültürel durumu incelenerek yapılmaktadıfunduszeue.infoç seçimi kadar çeşit seçimi de önemlidir. Uygun olmayan çeşit seçildiğinde sonraki dönemlerde çeşidin değiştirilmesi gerekebilir. Bu da para ve zaman kaybı demektir. Kültür asmasının ana vatanı içinde yer alan ülkemizde pek çok çeşit bulunmaktadır. Ancak bir kısmının ekonomik değeri yoktur. Seçimde özellikle bölgeye iyi adapte olmuş ekonomik çeşitler kullanılmalıdır. Çeşidin yöre iklimine uygun olması gerekir. Sıcaklık toplamının düşük olduğu yörelerde geççi çeşitlerle çalışıldığında üzümler olgunlaşmaz. Ayrıca sonbaharın ilk donlarından zarara uğrayabilirler. Genel olarak sıcak bölgelerde erkenci, serin ve kuzey bölgelerde geççi çeşitler tercih edilmelidir. Bu konuda toprak yapısı da belirleyicidir. Sıcak bölgelerdeki verimli taban topraklarında kurutmalık çeşitler tercih edilirken, serin bölgelerdeki kıraç ve fakir topraklarda kalitenin önem taşıdığı sofralık veya şaraplık çeşitlere öncelik verilmelidir.

Bağ kurmak için seçilecek üzüm çeşitlerinde şu özellikler aranmalıdır;

  • Seçilen çeşit, iklim istekleri yönünden yörenin iklimine uygun olmalı, o Yörede ekonomik olarak tercih edilen çeşitler olmalı,

o Seçilen çeşit, üretim amacına uygun olmalı (sofralık, şaraplık, şıralık ve kurutmalık),

o   Döllenme biyolojisi yönünden seçilen çeşitler birbirine uygun olmalı,

o Bir bağ kendine verimli üzüm çeşitleriyle kurulduğu zaman her çeşit ayrı parseller hâlinde dikilmeli (Çünkü her çeşidin budanması, gübre ihtiyacı, hastalıklara dayanımı ve hasadı birbirinden farklıdır.), o Bağ kurarken salkımda yeknesak bir tane tutumunu sağlamak için seçilen çeşitlerin döllenme biyolojisi açısından çiçek yapılarının iyi bilinmesi gerekir. Çavuş, Tahannebi, Hönüsü ve Karagevrek gibi morfolojik erdişi fizyolojik dişi çiçek yapısına sahip olan çeşitler seçildiği zaman (bunlar kendine kısır olduğundan) mutlaka en uygun dölleyici (babalık) çeşitlerin de seçilerek birlikte belli oranda dikilmesi gerekir.

Dölleyici çeşit (babalık) seçiminde dikkat edilecek noktalar şunlardır:

  • Dölleyicinin bol çiçek tozu oluşturması ve çiçek tozlarının çimlenme oranının
  • yüksek olması gerekir.
  • Dölleyici çeşitle, ana çeşidin çiçeklenme dönemlerinin birbirine uyması gerekir.
  • Dölleyici çeşidin çiçeklenme döneminin uzun olması gerekir. o İki çeşit arasında döllenmede kısırlık olmamalıdır.

o Dölleyici çeşidin de o bölge için ekonomik öneme sahip bir çeşit olması gerekir.

Çeşit seçiminde en önemli belirleyicilerden birisi de ürünün nasıl değerlendirilip pazarlanacağıdır. Örneğin, genellikle kurutmalık olarak değerlendirilen Çekirdeksiz üzüm (Yuvarlak ve Sultani) gerektiğinde sofralık ve şaraplık olarak da satılabilme avantajına sahiptir. Şunu da unutmamak gerekir ki anaç ve çeşidin bölgenin iklim ve toprak yapısına uygun olması kadar çeşit ile anacın iyi bir afinite oluşturması çok önemlidir. Uygun afinite sağlayamayan kombinasyonlarda yavaş ve zayıf gelişme, silkme, kalitesiz ve küçük tane, verim düşüklüğü ve hatta daha ileriki safhalarda aşı atma ve kurumalar görülebilir.Çeşitlerin budanması, uyanması, olgunluk zamanı farklılık gösterdiğinden karışık çeşitlerle oluşmuş bağların bakımı, hasadı ve üzümün değerlendirilmesi çok zor olmaktadır. Bağa konulacak çeşit sayısı en az sayıda tutulmalı; bir veya ikiyi geçfunduszeue.infoın ekonomik ömrü yaklaşık olarak 40 yıldır. İyi hazırlanmayan bir yere tesis edilen bağ iyi gelişemez, ömrü kısadır. Verimi az olur ve hastalıklara daha kolay yakalanır.

Örneğin; çekirdeksiz üzüm çeşidi için bu değerler:

  • Goble’de; 3 x 3; x ; x ; x m
  • Telli sistemli bağlarda ise 3,5 x 3; 3,5 x 2,5; 3 x 2 m olabilir.

Telli terbiye şekillerinin uygulanacağı bağlarda toprak işleme, ilaçlama, gübreleme gibi işlemlerde traktörden yararlanılacağı düşünülerek sıra arası traktörün çalışabileceği genişlikte olmalıdır.

Bağcılıkta standart dikim şekilleri vardır. Bunlar:

  • Kare dikim: İnsan gücü ile toprağı işlenen, zayıf, toprağa dikilmiş ve kısa budama isteyen çeşitlerde uygulanır. Bu şekilde dikimlerde mesafe m’dir.
  • Dikdörtgen dikim: Yüksek terbiye sistemleri ile kurulmuş bağlara verilen şekildir. Bu şekilde bağların işlenmesi hayvan veya makine gücü ile yapılır. Sıra üzeri dar, sıra aralarıysa geniş tutulur. Sıra üzerlerinin araları m, sıra araları ise m arasında değişir.
  • Üçgen dikim: Bu dikimde her üç kenar birbirine eşittir. Altı omca birleştirilince birheksagonal şekil oluşur; zor bir dikim şeklidir. Daha çok küçük işletmelerde uygulanır.

Yeni kurulacak bağ yeri, hiç işlenmemiş bir toprak üzerinde olacaksa alan iyi bir şekilde işlenmelidir. Eğer eski bir bağ alanı ise toprağı bir kaç yıl dinlendirilerek bol yeşil gübre ile gübrelenmelidir.

Bağ yeri seçildikten sonra toprağın hazırlanması işlemine geçilir. Arazide varsa, büyük kayalar, ağaçlar ve çalılar temizlenir. Omcaları muntazam ve düzgün dikebilmek için tümsekler düzeltilir, çukurlar doldurularak toprak tesviyesi yapılır. Fazla su tutan yerlerde drenaj için önlemler alınıfunduszeue.infoın iyi büyüyebilmesi, köklerinin derine gitmesi, toprak içinde iyi gelişmesine bağlıdır. Gelişme toprak yapısı ile ilgilidir. Tınlı kumlu topraklarda kökler çok derine gider. Sert yapı gösteren topraklarda köklerin derine gitmesi sınırlıdır. Bu tip toprakların krizma yapılması şarttır. Özellikle yeni bağcılıkta krizma işine daha çok önem vermek lazımdır. Çünkü yeni bağcılıkta kullanılan Amerikan asma anaçlarının kökleri, çok kuvvetli ve süratli büyüdüklerinden toprağın gevşek ve süzek olması gerekir. Asmaların gelişmemesi ve bazı bağların zamanından önce kuruması, krizmanın yapılmaması veya yüzlek yapılmasından ileri funduszeue.info, bağ toprağının en az 40 cm derinlikte işlenmesidir. Bu işlem günümüzde krizma pullukları ile yapılmaktadır. Krizmanın yapılma zamanı sonbahar mevsimidir. Krizma erken yapılmalı ve krizmanın bitimi ile asma fidanı dikimi arasında en az haftalık bir zaman olmalıdıfunduszeue.info fidanları ilkbaharda veya sonbaharda dikilir. İklimi çok sert geçen yerlerde ilkbahar dikimi, iklimi ılıman geçen yerlerde ise sonbahar dikimi yapmak daha uygundur. İlkbahar dikimi yapılacak yörelerde dikim ne kadar erken yapılırsa asma yağışlardan ve büyüme devresinin uzunluğundan yararlanarak daha iyi gelişir. Dikim işlemine, toprak tava gelip ısınınca hemen başlanmalıdıfunduszeue.info fidanlarının dikiminden önce sıralara verilecek yön ile aralık ve mesafe belirlenmelidir. Yön, genelde arazinin şekli ile ilgili bir sorun yoksa en iyi güneşlenmenin sağlandığı kuzey-güney doğrultusunda olmalıdır. Şiddetli ve devamlı esen rüzgârların bulunduğu yerlerde ise telli terbiye sistemleri hâkim rüzgâr yönüne paralel olmalıdır. Çünkü, bu şekilde bağın iyi havalanması sağlanır. Rüzgârlardan korunmuş funduszeue.info bir tesiste asmalara verilecek aralık ve mesafeler; seçilen çeşide ve gelişme durumuna, anaca, iklim ve toprak faktörlerine, toprağın işlenme durumuna ve uygulanacak terbiye sistemine bağlı olarak tespit funduszeue.info topraklarda yetiştirilen kuvvetli çeşitler için omca başına m2 gibi (3 x 3 m) geniş alanlar gereklidir. Zayıf topraklar ve zayıf çeşitler için m2 lik (2 x 2 m, 2,5 x 2,5 m) sahalar yeterlidir.

Arazide nasıl bir dikim yapacağımıza karar verdikten sonra işaretlenmiş yerlere iki kürek derinliğinde, bir kürek genişliğinde çukur açılır. Çukur açmanın makine ile yapılması daha avantajlıdır. Çukurların dip kısmına yanmış çiftlik gübresi, ince toprakla karıştırılarak konmalıdır. Dikim için fidanda budama yapılır. Yan ve boğaz kökleri tamamıyla, dip kökler ise 10 cm üzerinden çepeçevre kesilir. Oluşmuş sürgünlerin en kuvvetlisi bırakılır. Budaması yapılan köklü çubuk veya aşılı köklü topraklı fidan, açılan çukurun tam ortasına gelecek şekilde konur. Fidanın gövde kısmının en az cm’si toprak üzerinde kalacak şekilde açılan çukurlara cm kalınlığında toprak atıldıktan sonra fidan hava almayacak şekilde sıkıştırılmalıdır. Daha sonra can suyu verilir ve fidanın yerini belli etmek için yanına bir herek funduszeue.info yapılırken kısır çeşitler (morfolojik erdişi, fizyolojik dişi) saf olarak dikilmemelidir. Çünkü bu çeşitlerin polen tozlarının döllenme yeteneği yoktur. Bunun için dikim planı sekiz omcaya bir babalık veya iki sıraya bir dölleyici dikmek suretiyle yapılmalıdır. Yalnız babalık olarak kullanılan çeşitlerin çiçek açma tarihleri döllenecek çeşitle aynı tarihe denk gelmelidir.

Gübreleme

Doğru, dengeli ve zamanında yapılan gübreleme bağcılıkta ürün miktarını ve kalitesini artırmaktadır. Bağların hastalık, zararlı, dona karşı dirençlerini de yükseltmektedir. Bağlarda gelişmeyi sağlamak ve yeterli ürün alabilmek için topraktan kaldırılan besin maddelerini yeniden toprağa ilave etmek gereklidir. Bağlarda uygun ve dengeli bir gübrelemenin yapılabilmesi için öncelikle bağ toprağının verimlilik düzeyinin ve nem kapsamının bilinmesi gerekir. Özellikle sulama yapılamayan ve fazla yağış almayan bağ bölgelerinde, su faktörü daha da önem taşımaktadır. Çünkü su noksanlığı, gübrelemenin olumlu etkisini büyük oranda azaltmaktadıfunduszeue.infoğlarda diğer gerekli kültürel işlemlerle birlikte gerçekleştirilecek etkili ve dengeli bir gübreleme toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik yapısını iyileştirmektedir. Ayrıca asmaların her yıl gelişme ve ürün için kullanmak üzere topraktan kaldırdığı bitki besin maddelerini toprağa yeniden kazandırmaktadır. Asmanın normal bir gelişme gösterebilmesi ve istenilen verim ve kalitede ürün alınabilmesi için her yıl topraktan kaldırdığı besin maddelerinin düzenli bir gübreleme ile toprağa tekrar verilmesi gerekir. Bağlarda gübre veriminde hem organik hem de inorganik gübrelerden yararlanılmaktadır.

Genelde bağlar organik maddece fakir olan topraklarda tesis edilmektedir. Bu nedenle bağlar için çiftlik gübresinin önemi fazladır. Ancak, çiftlik gübresi asmanın tüm besin elementleri ihtiyacını karşılamayacağı için ticari gübreler de kullanılmalıdıfunduszeue.infoğlara verilecek gübre miktarının tam tespiti için önceden bazı tahlilleri yapmak gerekir. Her bölgede, her bağda ihtiyaç duyulan mineral ve organik madde miktarı tespit edilmeli ve buna göre gübreleme yapılmalıdır. Genellikle uygulanacak gübre miktarı: saf madde olarak kuru koşullarda yerli bağ için dekara 10 kg azot, 8 kg fosfor; sulu koşullarda ise 14 kg azot, 9 kg fosfordur.

Çiftlik gübresi ile fosforlu gübreler sonbahar toprak işlemesi sırasında, sıralar arasına verilerek toprakla karışması sağlanır. Azotlu gübrenin ise bağlara en uygun verilme zamanı ilkbaharda ilk toprak işlemesinden hemen önce şubat ve mart aylarıdır. Arzu edilirse azotlu gübrenin ikinci yarısı nisan ve mayıs aylarında da funduszeue.infoğlarda element noksanlığının ne olduğuna karar vermeden önce bazı konulara dikkat etmek gerekir. Yaprakta veya meyvede görülen bozukların nedeni araştırılmalıdır. Bu belirtilerin toprak tuzluluğu, taban suyu seviyesi yüksekliği, aşırı kuraklık, bazı bakteri, mantar ve virüs gibi hastalık etmenlerinden kaynaklandığı düşünülmelidir. Ayrıca herhangi bir entomolojik (böcek) etmen zararı olup olmadığı kontrol edilmelidir. Eğer herhangi bir sebep bulunamazsa usulüne uygun yaprak örneği alınıp analize gönderilmelidir. Analiz sonuçları ile gözle yapılan teşhis karşılaştırılarak ne gibi uygulama yapılması gerektiğine karar verilmelidir.

Bir asma bahçesinde gezerken gerek uygulanacak tekniklerle gerekse deneyimlerle hangi besin elementinin noksan olduğu anlaşılabilir ve buna göre gübre uygulamasına gidilebilir. Asmalarda besin maddesi noksanlığında görülen belirtiler şunlardır:

  • Azot: Asmalarda azot noksanlığının en tipik belirtisi, sürgün gelişmesinin yavaşlamasıdır. Meydana gelen sürgünlerin zayıf ve kısa kalmasıdır. Azot noksanlığında yaşlı yapraklar ve diğer yeşil aksam sararır. Aynı zamanda yaprak sayısı da azalır ve meydana gelen yapraklar normalden çok küçük kalırlar, yaprak sapları kızarır. Ayrıca yapraklar eksiklik giderilmediği takdirde zamanından önce dökülürler. Yaşlı yapraklarda belirtiler görüldükten sonra, noksanlık giderilmezse genç yapraklar da sararmaya başlar ve noksanlığın sürekli ve şiddetli olduğu durumlarda asma bütün yaprak sistemini kaybedebilir. Azot noksanlığı omcalarda çiçek ve meyve tutumunun azalmasına, meyve kalitesinin düşmesine neden olur. Azot noksanlığının meyvenin kalitesi üzerine yapmış olduğu en önemli etki meyvede şeker miktarını düşüfunduszeue.info fazlalığı da asmanın çok kuvvetli bir vegetatif gelişmesine yol açar. Bunun sonucunda da meyve tutumunun ve tomurcuk verimliliğinin azalmasına, sürgünlerde yassılaşma ve boğum aralarının normalden uzun olmasına yol açar. Azot fazlalığı tanelerin buruşmasına sebep olur.
  • Fosfor: Fosfor noksanlığı da asmada vegetatif ve generatif gelişmenin zayıflamasına yol açar. Bu durumda sürgün ve yaprak sayısı çok azalır ve yapraklarda tipik renk değişiklikleri görülür. Yapraklar önce mat yeşil bir renk alır, daha sonra ise yapraklarda sararma, kırmızı renk teşekkülü ve bronzlaşma görülür. Yapraklar çiçeklenmeden önceki dönemde dökülüfunduszeue.info oksanlığı da azot noksanlığında olduğu gibi önce yaşlı yapraklarda görülür. Fosfor noksanlığı aynı zamanda asmada meyve tutumunu azaltmakta ve olgunluğu geciktirmektedir. Fosfor noksanlığında asmanın kök sistemi de zayıflamaktadır.
  • Potasyum: Potasyum noksanlığının fazla olduğu durumlarda, asmada sürgün gelişimi büyük ölçüde engellenmekte ve çiçeklenmeden önce bütün yapraklarda noksanlık belirtileri görülmektedir. Yapraklar henüz olgunlaşmadan dökülmektedir. Potasyum noksanlığı nedeniyle yapraklarını kaybeden omcalarda, ürünün normal rengini alamadığı ve olgunlaşamadığı görülür. Şiddetli potasyum noksanlığı çeken omcalarda az sayıda, küçük ve sık salkımlar üzerinde bir örnek bir renk kazanamamış, küçük tanelere rastlanır. Noksanlık şıra miktarının azalmasına ve asit oranının artmasına da neden olmaktadıfunduszeue.infolarda potasyum noksanlığının belirtileri yaz başlarında ortaya çıkar ve ilk sürgünlerin orta kısmındaki yapraklarda görülür. Bu yapraklar, uçtan ve kenarlardan başlayarak sararır.
  • Kalsiyum: Noksanlık belirtileri genç yapraklardan başlar. Noksanlığın şiddetli görüldüğü durumlarda, sümüklü böcek şeklinde kıvrılan yapraklar kısa sürede dökülür. Bağlarda meyve tutumu azalırken, oluşan meyveler gevşek bir yapı kazanır ve şıranın kalitesi bozulur. Asmada kök sisteminin gelişiminin tamamen durmasına neden olur.
  • Magnezyum: Önce yaşlı yapraklardaki klorozla kendini gösterir. Kloroz yaprak uç ve kenarlarından başlar, birinci ve ikinci ana damarların arasına doğru ilerler. İleri aşamada bu damarların kenarlarının yeşil kaldığı ve kloroza yakalanan kısımların krem beyaz bir renk aldığı görülüfunduszeue.infoun ileri aşamalarında ise yaprak kenarlarında yanıklar meydana gelmekte ve özelikle renkli çeşitlerde yanık bir hal alan kenar dokusunun hemen iç kısmında kırmızı bir sınır dokusu oluşmaktadır.
  • Kükürt: Kükürt noksanlığının asmada, sürgün ve yaprak sayısını azalttığı ve kloroza neden olduğu belirlenmiştir. Kloroz, azot noksanlığında oluşan kloroza benzese de azot noksanlığının tersine önce genç yapraklarda görülmektedir.
  • Demir: Asmalarda demir noksanlığının karakteristik belirtisi klorozdur.Özellikle genç yapraklarda görülür. Demir klorozunda yaprak damarlarının yeşil kalmasına karşılık, damarlar arasındaki renk değişerek açık yeşil veya sarıya döner. Bu durum ise yaprakların bir ağ görünümü almasına neden olur. Noksanlığın şiddetli olduğu durumlarda ise yapraklarda yırtılmalar görülebilir. Demir klorozu ayrıca asmada generatif gelişmeyi de olumsuz etkileyerek ürün kaybına neden olur.
  • Çinko: İlk olarak sürgün uçlarında klorozla birlikte rozetleşme adı verilen küçük ve sık yaprak kümeciklerinin oluşumu ve sap cebinin genişlemesi ile kendini gösterir. Ayrıca tane tutumu azalır, salkımlar seyrek ve küçük taneli olup ayrıca boncuklanma görülür.
  • Mangan: Yaşlı yaprakların damar aralarındaki kloroz en belirgin özelliktir.
  • Bakır: Bakır noksanlığının olduğu durumlarda sürgün gelişimi yavaşlar, boğum araları kısalır, yapraklar küçülür ve renk açılmaya başlar. Bakır fazlalığının belirtileri ise kireç fazlalığı ve demir eksikliğinden kaynaklanan kloroza benzer.
  • Bor: Bağlarda bor noksanlığının en önemli etkisi, çiçek tozu gelişimi ve çimlenmesinin engellenmesi sonucunda meyve tutumunun büyük ölçüde azalmasıdır. Yapraklardaki noksanlık belirtileri genellikle erken sürgün döneminde görülmeye başlar. İlk oluşan sürgünlerde boğum araları çok kısadır. Sürgünler üzerinde çok sayıda koltuk sürgünü oluşur. Omca adeta çalı görünümü alır. Noksanlığın ileri aşamalarında sürgün ucu kurur. Yaprakların normalden çok küçük kalmalarına ve yaprak kenarlarının aşağıya doğru bükülerek bombeli bir hal almasına neden olur. Bor noksanlığında da yapraklarda kloroz meydana gelir ve renk açılması başlangıçta ana damarlar arasında görülür. Şiddetli noksanlık önce genç yapraklarda başladığı için yukarıdan aşağı doğru yaprak dökümü görülüfunduszeue.info noksanlığının en tipik belirtilerini salkımlarda görmek mümkündür. Şiddetli noksanlık durumunda omcada ürün oluşmaz. Bazı salkımlarda yalnızca salkım iskeleti kalır. Bazen salkımlar üzerinde birkaç tane bulunabilir. Salkım üzerinde çok sayıda küçük ve çekirdeksiz tane bulunur. Bu taneler normal olarak oval veya uzun şekilli olsalar bile, noksanlık belirtileri görülenlerde yuvarlak ve biraz yassı şekillidirler. Bor noksanlığında ortaya çıkan bu boncuklanma, küçük tanelerin olgunlaşmadan sert ve yeşil kalmalarına neden olan çinko noksanlığından farklıdıfunduszeue.info fazlalığında ilk olarak yaşlı yaprakların kenarlarına yakın kısımlarında; koyu kahverengi, hatta siyah lekeler oluşur. Daha sonra bu lekeler iç kısımlara doğru ilerler ve yaprak kenarlarını içten kuşatır. Sürgünlerin aktif büyüme devresindeki bor fazlalığı, yeni oluşan yaprakların kıvrılarak buruşmalarına neden olmaktadır.

Kalem Aşısı Nasıl Yapılır? Kalem Aşısı Ne Zaman Yapılmalıdır?

Kalem aşısı için göz bulunan bir dal (Kalem) parçası kullanılır. Üzerinde birkaç göz bulunması ile beraber sürgünden ayrılmış bir parçadır. Bu parça kullanılmak ile beraber belli aşamalar doğrultusunda kalem aşısı gerçekleştirilir.

Kalem Aşısı Nasıl Yapılır?

 Daha çok sıcakların 10 santigrat derecenin üzerine çıktığı zamanlarda kalem aşısı yapılır. Bitkinin ilgili yeri tespit edildikten sonra belli noktasından kesim yapılır. Bitki bu kesim yerini bir yara olarak algılar ve doğal yönden iyileştirmeye başlar. Tam bu noktada kullanılacak olan kalem yerleştirilmek suretiyle bitki ile kaynaştırılır. Bu sayede kalem aşısı ile beraber bitki arzu edilen niteliklere ulaşır ve daha sağlıklı şekilde büyür.

Kalem Aşısı Ne Zaman Yapılmalıdır?

 Kalem aşısı genel olarak toprağın uyanmaya başladığı zamanlarda uygulanır. Sıcaklığın 10 santigrat derecenin üzerine çıktığı dönemde, anaç bölgesinde kambiyum organların gelişmeye başladığı zaman gerçekleşir.

 Kambiyum dokuları ise bitkinin gelişmesini ve hücrelerin daha güçlü hale gelmesini sağlamaktadır. Böylece bitki daha güçlü şekilde gelişir ve istenilen noktaya gelir. Belli dönemlerde uygulanan kalem aşısı birçok farklı bitki için ele alınmaktadır. Bitkiler için oldukça yararlı ve faydalı bir uygulama olduğunu bu noktada dile getirmek mümkün.

kaynağı değiştir]
Arşiv Bağlantısı
  • M. A. Yetgin. (Aşılama Hakkında Kitapçık, ). Meyve Ağaçlarinin Aşilanmasi. Not: funduszeue.info
  • J. Landsman. Aftercare For New Grafts. (23 Şubat ). Alındığı Tarih: 20 Haziran Alındığı Yer: The Supruce

    nest...

    çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası