piyanist filmi neyi anlatıyor / Piyanist filminin funduszeue.info eleştirisi

Piyanist Filmi Neyi Anlatıyor

piyanist filmi neyi anlatıyor

Roman Polanski, trajedi dolu, hırpalayıcı filmi Pianist ile Wladyslaw Szpilman'ın gerçek yaşam öyküsünü anlatıyor. Wladyslaw Szpilman'ın otobiyografisinden uyarlanan film, yılında, II. Dünya Savaşı'nın hemen başlarında Polonya'nın Alman işgali ile gelişen olaylarla başlıyor. Polonya'nın en yetenekli piyanistlerinden biri olan Szpilman'ın ve ailesinin Nazi işgalinden sonra değişen yaşamları, savaşın sonuna kadar devam eden süreçte ele alınıyor. Annesi, babası, iki kız kardeşi ve kafasının dikine giden erkek kardeşi ile birlikte aynı evde yaşayan Szpilman,Varşova Radyosu'nda işgalden önce yayın yapan son kişi. Hatta radyo binası Naziler tarafından bombalanırken bile piyanosunu çalmaya devam ediyor

İngiltere ve Fransa'nın savaşa girmesi ile umut dolan aile, zaman geçtikçe, aslında sonun baslangıcında olduklarını farketmeye başlıyor. Kafe ve restoranlara girmesi yasaklanan Yahudiler, kaldırımlardan, park banklarından dışlanmaya, kendilerinin Yahudi olduklarını belli edecek kol bantları takmaya zorlandıklarında ve belirli miktarda paraya sahip olmaya kadar varan aşağılama politikası ile yüzyüze kaldıklarında, Naziler'in onlar için planladığı sonu kavramaya başlıyorlar.

Çıkar yol aramaya çalışan, bir anlamda hayatta kalmaya çalışan yüzbinlerin hikayesini Szpilman ve ailesinin üzerinden anlatmayı seçen film, gittikçe Polonya Yahudileri'nin çaresiz ve karanlık bir geleceğe doğru yol aldıklarını gösteriyor. Kendisine ve asi kardeşine yapılan Yahudi polisi olma imkanını da elinin tersiyle iten Szpilman, toplama kamplarına götürülmek üzere ailesi ile tren vagonlarına bindirilirken son anda kurtuluyor. Ailesi kampa doğru tren ile uzaklaşırken, Szpilman'ın bundan sonra saklambaca dönecek hikayesi şekillenmeye başlıyor.

Gerçekçiliğin bir an bile ödün vermediği film, ilerledikçe daha da belirginleşen tarihsel gerçeklerin de yardımı ile güçlenmekte. Sayıları binlerce olan ceset dağlarını, gaz odalarını, insan fırınlarının tüten bacalarını, toplama kamplarını göstermeden Varşova şehrinde ve daha sonra 'e yakın Yahudi'nin yerleştirildiği kentin duvarlarla birbirinden ayrılan gettolarında ele alınan öyküsü ile, Yahudi soykırımını farklı bir noktadan ele alması, Pianist'i kendine özgü bir film yapıyor. Kullanılan simgesel sinematografi ile aklımızın bir köşesinde yeri olan bu soykırımın nasıl planlanıp, uygulandığını hatırlatırken, insan denen canlının nasıl av ve avcı olarak ikiye ayrılabileceğini, bu ikilem içinde av konumunda olanın hayatta kalma isteğinin nasıl güçlü bir içgüdü olarak ortaya çıkabileceğini gösteriyor!..

Şimdiye kadar yapılan Yahudi soykırımı ile ilgili filmlerden büyük bir ölçüde ayrılıyor. Yahudiler'in kendi içlerinde oluşan sosyal farklılaşmayla, zengin ve fakir yahudilerin soykırıma giden yolda nasıl birbirlerinden ayrıldıklarını sunması ise hayli ilginç. Yahudiler'den oluşan polis biriminin kendi insanlarına Naziler gibi davranmasının af edilecek yani olmadığını, işgalden sonra Polonyalılar'ın belirli bölümünün Nazi sempatizani haline gelmelerini, aynı zamanda Yahudilere yardım etmek isteyen Polonyalılar'ın da olduğunu, ve hatta Yahudi sempatizani olan Alman Nazi subaylarının bulunduğunu gözler önüne seriyor.

Temel içgüdülerden yola çıkarak, uygarlığın nasıl ince bir çizgide olduğunu görmekteyiz. Szpilman'ın sanatı, yaşamında en önemli kavramlardan biri iken, çalmak isterken çalamadığı piyanosunun tuşlarına basamamak, saklandığı apartmanlardaki yalnız ve bitmek tükenmek bilmeyen aç, susuz zamanları kadar trajik ve acı verici.

Çatışma sahnelerinin çoğu bizi Szpilman'in gözünden görmeye davet ediyor. Bu anlatım tarzı, çoğu zaman belge görüntülere benzeyen ilginç estetiği ortaya çıkarmakta. Kullanılan özel görüntü efektleri yıkılmış, harap olmuş Varşova kentini tam anlamıyla yaratmakta. (Bunu da, Polonya'dan savaş sırasında İngiltere'ye kaçan Yahudiler'in, kişisel olarak dinlediğim yorumlarına dayanarak belirtmekteyim.)

Adrien Brody tarafından canlandırılan Szpilman karakteri, film ilerledikçe bizi de kendimizi onun yerine koymaya götüren bir oyunculuk ile, çektiği acılara ortaklık etmeye davet ediyor. Geleceği her ne kadar karanlık, dipsiz bir kuyu gibi gözükse de, hayatını devam ettirme isteği, yaşamda kalma güdüsünün ne denli güçlü olduğunun göstergesi. Saklanıp, kimselere görünmemesi Szpilman'ı bir kahraman olarak göremeyeceğmiz anlamına gelmiyor. Yahudiler, Alman Naziler'ine karşı çatışmaya girdiklerinde, saklandığı apartmanların pencerelerinden onları izleyerek destek veren (!) Szpilman, çatışmalara katılmadığı için korkak değil, yaşamda kalmak istediği için cesur konumuna geliyor. Adrien Brody'nin ortaya koyduğu oyunculuk, film ilerledikçe daha da belirginleşen Szpilman karakteri ile harmanlanıyor, çok başarılı bir performansa dönüşüyor.

Roman Polonski'nin uzun dönemden beri gerçekleştirmek için düşünü kurduğu Piyanist, yönetmenin yaşadığı soykırım deneyimi ile birleşmekte. Kullandığı anlatım tarzı, öykünün bize neler gösterebileceğini tahmin eden seyirciyi beklemediği kontra ataklar ile şaşırtmakta. Bu sayede etkiliyiciliğini arttıran film, usta bir yönetmen tarafından yaratılan ve soykırım üzerine farklı bir anlatımı tercih eden, son derece başarılı bir film.

Green Book’un Esrarengiz Caz Dehası Hakkında Söylediği Yanlışlar ve Doğrular

Gerçek Don Shirley kimdi? Yakın zamana kadar çok az insan bu şaşılacak derecede yetenekli, çok albüm yapılmış ve yine de gizemli şekilde anlaşılmaz siyahi Amerikan piyanistinden haberdardı. Bu yılın En İyi Film Oscar&#;ını kazanan Green Book sağolsun, bugünlerde herkesin dilinde. Film, Shirley’nin ’de beyaz şoförü Tony “Lip” Vallelonga eşliğinde Amerika’nın Güney eyaletlerinin derinliklerine yaptığı iki aylık turun kurgusallaştırılmış bir tasvirini sunuyor.

Bu filmde, Don Shirley’nin bir ilahiye ya da Cole Porter şarkısına giriş yapmadan önce zorlu klasik bir parça çalacak kadar eşsiz bir tarzı olan dudak uçuklatan ustalıkta bir piyanist olduğunu öğreniyoruz. Mahershala Ali&#;nin canlandırdığı gibi, Carnegie Hall&#;un üstündeki karargahvari ve biraz da abartılı dekore edilmiş bir dairede tek başına yaşayan çıtkırıldım biri.

Sadece eğitimsiz şoförüne (kendi ırkçılığını sorgulayıp nihayetinde Shirley ile arkadaş olan) değil fakat aynı zamanda yolculuğu boyunca mütevazi otellerde karşılaştığı Afrikalı-Amerikalılara da mesafeli duran biri. Evliliğinin başarısız olduğunu, kardeşiyle uzaklaştıklarını ve beraberinde tura çıkmış olan Rus çello sanatçısı ve kontrbasçı ile sohbet etmek için kullandığı Rusçayı akıcı konuştuğunu öğreniyoruz.

Bu tasvir gerçeğe ne kadar yakındır? Son aylarda film, Shirley ve Vallelonga’nın &#;arkadaşlığı&#;nın abartılı sunuluşu, piyanistin kendi ailesinden özellikle de üç kardeşinden kopuk yaşadığı iddiası nedeniyle sanatçının akrabaları tarafından eleştiriliyor. Shirley’nin yaşayan tek kardeşi Maurice Shirley, filmi &#;bir yalanlar senfonisi&#; olmakla suçluyor.

Bununla birlikte yıllar boyu asistanı, arkadaşı ve sırdaşı olan Michiel Kappeyne van de Coppello filme övgüler yağdırıyor. &#;Sadece ben değil, Dr Shirley’yi tanıyan herkes, filmin isabetli bir hikayesi olduğunu hissediyor.&#; diyor bana. &#;Film, onun ruhunun cömertliğini, iç dünyasını, çatışmalarını, ihtiyatlı yapısını, kesinlikle sahip olduğu yalnız yönünü ve aynı seviyedeki insanlarla etkileşim kurmada çektiği güçlüğü çok güzel yakalamış.&#;

Shirley, filmde “Don” olarak adlandırılırken, Kappeyne&#;nin “Dr. Shirley” olarak bahsetmesi ilginçtir. Öyleyse, bazı biyografilerin dediği gibi, gerçek bir profesör müydü? Kappeyne duraksıyor. &#;Pekala, plak şirketi, Dr. Shirley ile ilgili çok fazla sayıda hikaye türetti. Muhteşem doğal bir yeteneği olan siyahi bir piyanisti pazarlamak zorundalardı ve bu izah edilemez görünüyordu.&#;

&#;Fakat beyaz izleyicilerin onu daha ciddiye alması için ona bir soy ağacı vermeleri gerekiyordu. Böylece, müzik anlayışı üzerine doktorası olduğu ve aynı zamanda bir süre Leningrad’da eğitim aldığı söylentisini çıkardılar. Ancak ‘Donald’ isminin çok resmi olduğuna hükmedip ilk albümü için ona Don adını uygun gördüler ve bu isim üzerine yapışıp kaldı. Dr. Shirley bu durumdan asla hoşnut değildi–vakardan yoksun olduğunu düşünürdü.&#;

Don-Donald-Dr-Shirley vakasında, gerçek ve mit ayrılmaz bir şekilde iç içe geçmiş durumdadır. Shirley, doktora yapmamış olabilir; ancak daha sonra iki fahri doktorluk aldı; bu yüzden ona “Doktor” demek tamamen meşru. Leningrad’a asla gitmedi ama Rusça öğrendi. &#;Dile karşı müthiş bir yeteneği vardı.&#; diyor Kappeyne, &#;Kolayca öğrenirdi. Bu açıdan, müziğe olan yeteneğine benziyordu. Bir ezgiyi bir kere duydu mu onu hemen ezberlerdi ve üzerinde inanılmaz doğaçlamalar yapardı.&#;

Şüphesiz, Yeşil Rehber’de aktarılan bazı gerçekler doğrudur. Shirley, tüm konut sahipleri &#;da ayrılmaya zorlanıncaya kadar Marlon Brando ve dansçı Isadora Duncan gibi şöhretlere ev sahipliği yapan Carnegie Hall&#;un üst katındaki dairelerin birinde yaşadı. Bunun ötesinde, piyanistin ’de bir Episkopal Kilise’de doğduğu ve müzik yeteneğinin kendisini erken yaşlarda göstermeye başladığı, önce org sonra piyano çaldığı biliniyor. Tek resmi müzik eğitimini Washington DC&#;deki Amerika Katolik Üniversitesi&#;nde org virtüözlüğü alanında almıştır.

’de kendisine seyircilerin henüz &#;renkli&#; bir müzisyeni klasik piyano virtüözünü kabul edemeyeceği nasihatını veren büyük emprezaryo Sol Hurok ile tanıştı ve onu etkiledi. Bu yüzden Shirley, müziğinin kabul edildiği yerlerde çalmak zorunda kaldı, kulüpler ve tiyatrolar, klasik çevre dışında her yerde. Benzersiz piyano, çello ve bas üçlüsüyle birçok tura çıktı.

Bazı kaynaklara göre, Martin Luther King Jr&#;ın yakın bir arkadaşıdır (ancak bu iddiayı destekleyecek bir belge yok) ve erkek kardeşi Maurice&#;e göre, Shirley, Selma&#;dan Montgomery&#;ye yürüyüşlerinde sivil haklar hareketine desteğini göstermek için Selma&#;da çalmaya gitmişti (Piyanistin turları konusunda da yeterli kayıt olmadığını söylememiz gerekir.) Villelonga&#;nın Green Book&#;un senaryosuna katkıda bulunan oğlu Nick, Shirley&#;nin medeni haklar hareketi çalışmalarını sessizce sürdürdüğünü ve bunun yaşamının bu yönünün neden o kadar iyi belgelenmediğini açıklayabileceğini söylüyor. Yine Vallelonga’ya göre, Dr King onun tek etkili arkadaşı değildi; Shirley, bir memura saldırmaktan tutuklandığı zaman, şoförünü nezaretten çıkarmak için —o sırada başsavcı olan— Bobby Kennedy&#;ye haber vermişti (Ancak bu konuda da resmi bir kaynak yoktur).

Shirley ile ilgili birçok hikayede; doğru olabilecek olsalar bile, bir efsane havası vardır. Kappeyne’de bunlardan çok var. “Henüz çocukken annesi öğretmenlerine kendisine bir parçayı öğretmeden önce çalmamalarını tembihlerdi; çünkü hafızası o kadar iyiydi ki, sadece hatırlayarak melodiyi çıkarabilirdi ve annesi nota okumayı asla öğrenemeyeceğinden endişe ediyordu.” Böylelikle erken gelişmiş bir çocuğun org çalmasıyla ilgili hikayeler türedi. &#;Çocuk org çalmaya o kadar takıntılıydı ki, Pensacola’daki kiliselere geceleri gizlice girerdi. Hatta Saenger tiyatrosuna girmenin bir yolunu dahi bulmuştu; ancak o kadar zayıf ve çelimsizdi ki ayakları borulu orgun pedallarına yetişemiyordu; bu yüzden elleriyle kafasının üzerinden tuşlara uzanırken pedalların üzerine çıkardı.&#;

Diğer gizemler var olmaya devam ediyorlar. New York ve Minneapolis orkestralarıyla yapılmış ancak hiç yayımlanmamış kayıtlarla ilgili bazı kaynaklar ve bunlara atıflar var (Aynı Wikipedia gibi kutsal bilgi kaynaklarında eğitim hayatı altında Leningrad Konservatuarından bahsedilmediği halde link verilmiş olması gibi). Neden? Ve neden org senfonileri ve James Joyce’un Finnegan Uyanması üzerine yazdığı şiir senfonisi gibi klasik parçaların izini sürmek imkansız?

Bir şey kesin; [o da] göz kamaştırıcı virtüöz tekniğinin ve olağandışı duyarlı dokunuşun (caz şarkıcısı Sarah Vaughan tanıdığı tüm piyanistlerden daha fazla perdeye hakim olabildiğini söylemişti) ötesine geçen bu adamın katıksız yeteneği. Shirley, görünürde farklı görünen şeyler arasındaki ilişkileri keşfetmesine imkan veren muazzam bir hafızaya ve doğuştan gelen şaşırtıcı bir müzik yeteneğine sahipti. Üçlüsüyle birlikte popüler şarkılara dair yaptığı kayıtlar, onun Batı kanonuna dair geniş bilgisini gösteriyor.

Örneğin Jonny Green ve Edward Heyman’ın I Cover the Waterfront şarkısına dair kaydı; ana melodiye geçmeden önce, Ravel’in Une barque sur l’Ocean&#;ına bir göndermeyle başlar. Sammy Fain ve Paul Webster&#;ın Schubert’in 2. empromptüsunun izlerinin sindiği Secret Love’ının ilginç bir kaydı da vardır. Piyanist üçlü fikrini oldukça yaratıcı biçimlerde kullanıyordu. Richard Rodgers’ın My Funny Valentine’inin bir versiyonunda, Shirley’nin gizemli paralel akortlarla sarmaladığı kontrbasın ağırlığı hissedilir.

Orfe, ona bir daha bakmama emrine karşı geldikten sonra Evridiki’nin yer altı dünyasına geri çekildiği bölüm aynı anda hem dokunaklı hem de ürperticidir. Bir noktada Shirley’nin müzikal modernizmin farkında olduğunu gösteren şiddetli bir majör-minör uygunsuzluğu vardır fakat insan bunun onun için nahoş olduğu hissine kapılır; bu aksi durumda şaşırtıcı derecede akıcı olan bir plaktaki tek tuhaf andır.

Shirley’nin yeteneğinin benim karşılaştığım en çarpıcı kanıtı, Orfe ve Evridiki’nin hikayesini tasvir etmek için yarattığı, Long play olarak ve kapağında Shirley’nin kendi canlı ‘Orfe gölgeler arasında’ resmiyle çıkan albümdür. Görünen o ki, müzik, tek seferde doğaçlama olarak bestelenmiş ve durdurulamaz bir bilinçlilik akışı içinde, hikayenin her bir iniş çıkışına çoğunlukla hayret verici yenilikçilikle karşılık vererek adeta taşıyor.

Bütün bunlar, zamansız bir vaatle dolu ancak büyük boşlukların damgasını vurduğu, hayatta asla kendisine uygun bir yer bulamamış bir adama işaret eden gizemli biyografiyle birleştiriliyor. Diğer yetenekli siyah piyano virtüözleri Nina Simone ve Shirley Horne gibi, en büyük arzusu bir klasik piyano virtüözü olmaktı. Fakat onlardan farklı olarak, beyaz klasik dünyasınca reddedilişini kabul etmedi ve o dünyanın caz müziğine yönelmesine dair iyi niyetli tavsiyesine uydu.

“Caz müziğine karşı temkinliydi” diyor Koppeyne; &#;En iyi caz melodilerini takdir etmesine ve Duke Ellington gibi bazı caz dehalarıyla arkadaş olmasına rağmen… Bir müzisyen olarak ciddiye alınmak istiyordu ve siyah müziğini ve Broadway müziğini almak ve onları klasik müzik seviyesine taşımak funduszeue.infoşmayı reddetti ve bu yüzden hayat onun için zordu.&#;

Shirley tamamen yeni bir tür, siyah popüler ezgileri ve Büyük Amerikan Şarkı Kitabı (Great American Songbook), klasik harmoni, kontrpuan ve piyano vitüözlüğünün karışımını yaratmaya çalıştı. Diğer Afrikalı-Amerikalı müzisyenler arasında Don Shirley’nin bir benzerini aramak nafiledir. Leopold Godowsky gibi yine modernizmden hazzetmeyen ve virtüözlüğün fiziksel bir çoşkusundan ileri gelen   geç romantik dönem tarzında sayısız eser vermiş Avrupa kökenli bestecilerle daha fazla ortak noktası vardı.

İki dünya arasında bölünmüş Shirley, bazı yönlerden yalnız bir figürdü. Ölüm ilanlarından biri, son yıllarında geçinmesi oldukça zor bir adam olduğunu söylüyordu. Benim hissiyatım, ’deki bir röportajında dokunaklı biçimde açığa vurduğu üzere, alaylı birinin asabiliğinin, beyaz bir dünyada siyah bir birey olmanın güvensizliğiyle ve ağırbaşlı tutkusuna olan şiddetli inancıyla birleştiği yönünde:

&#;Ben bir şovmen değilim. Ancak, bir gece kulübüne giderek şovmen olarak değerlendirilme riskini alıyorum; çünkü orada olan bu. Kimsenin beni enseme vurup ‘Hey bebeğim’ diyecek kadar iyi tanımasını istemiyorum. Müzik aracılığıyla ulaşmak istediğim, saygınlık hissiyle yoğrulu bir siyahi deneyim, şimdiye kadar yapmaya çalıştığım şey buydu.&#;

This article was originally published at Telegraph.

Çeviri: Zeynep Şenel Gencer
Sosyal Bilimler / Çevirmen
[email protected]

Kaynak: Ivan Hewett / Telegraph
Who was the real Don Shirley? What Green Book gets right – and wrong –about the enigmatic jazz genius


Yasal Uyarı: Yayımlanan bu yazı Türkçeye yabancı dilden funduszeue.info tarafından çevrilmiştir. Söz konusu metin, izin alınmadan başka bir web sitesinde ya da mecrada kısmen veya tamamen yayımlanamaz, kopyalanamaz, çoğaltılamaz, dağıtılamaz, içeriğinde herhangi bir değişiklik yapılamaz. Aksi taktirde bir hak ihlali söz konusu olduğunda; funduszeue.info, sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun ve Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun ilgili hükümleri gereğince maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Ancak yazının bir bölümü, alıntılanan yazıya aktif link verilerek kullanılabilir. Her türlü alıntı (her müstakil yazı için) kelime ile sınırlıdır. Alıntı yapılan metin üzerinde herhangi bir değişiklik yapılamaz. Bu metinde yer alan görüşler yazara aittir ve funduszeue.info’un editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Piyanist filminin konusu nedir? Imdb puanı ka&#;tır? Piyanist oyuncuları (Oyuncu kadrosu) listesi

Haberin Devamı

Piyanist, Alman işgaliyle birlikte, Yahudi zulmünü de detayıyla işliyor. Yahudi soykırımıyla ilgili diğer filmlerden ayrılıyor. Öyle ki, bu süreçte Nazi gibi davranan ve onlara sempatizanlık duyan Polonyalılar da filmin detayını oluşturuyor.

Piyanist Filminin Konusu Nedir?

 Wladyslaw Szpilman, Polonya’nın gelecek vadeden en yetenekli piyanistlerinden biridir. Fakat geleceği II. Dünya Savaşı’nda Almanya’nın Polonya’yı işgal etmesiyle birlikte kararır. Ailesiyle birlikte hayatta kalmanın mücadelesini vermeye başlar. Ailesi, Polonya’yı terk etme kararı alsa bile o, ülkesini terk etmez.

 Yahudilerin, birçoğu esir kamplarına götürülürken, Szpilman, Yahudi olan bir Alman askerinin yardımıyla kaçar ve saklanır. Varoşlar arasında hayatta kalma mücadelesi verir. Bu arada yeteneği olan piyano çalmayı da ihmal etmez. Hayatta kalmak için her yolu dener. Birkaç defa da ölümle burun buruna gelir. Savaşın sonuna doğru, bir Alman askeri tarafından yakalanır. Fakat Alman askeri insafa gelerek, onu serbest bırakır. Böylece Szpilman, savaşın sonunu görmüş olur.

Haberin Devamı

 Szpilman, Alman askerinin verdiği paltoyla donmaktan kurtulur. Onu bu haliyle gören Polonyalı isyancılar, Alman zannederek vurmaya kalkarlar. Szpilman, Yahudi olduğunu söylemesi üzerine, neden Alman paltosu giydiğini sorarlar. Bu soruya karşılık “Çünkü üşüyorum” olmuştur.

Piyanist IMDB Puanı Kaçtır?

 Alman zulmünü ve Yahudi soykırımını özgün bir şekilde işleyen Piyanist, filmi sinema dünyası ve sinemaseverler tarafından büyük beğeni kazanmıştır. Tüm zamanların en iyi filmlerinden biri kabul edilen film 8,5/10 imdb puanı almıştır.

Piyanist Oyuncuları (Oyuncu Kadrosu) Kimlerdir?

 Wladyslaw Szpilman rolünü Adrien Brody canlandırmıştır. Brody, bu rolüyle En iyi erkek oyuncu ödülünü almıştır.

 Adrien Brody’ye filmde; Thomas Kretschmann (Captain Wilm Hosenfeld), Emilia Fox (Dorota), Ed Stoppard (Henryk), Frank Finley (The Father), Valentine Pelka (Michel), Maureen Lipman (The Mother), Roman Vibert (Bogucki) eşlik etmişlerdir.

Piyanist Yönetmeni Kimdir?

Haberin Devamı

 Piyanist filminin yönetmeni Roman Polanski’dir. Polanski’de bir Polonyalı olup, aynı zamanda Almanların Yahudilere uyguladığı soykırımı birebir yaşıyor. Bu nedenle filmin bazı yerlerinde kendi yaşadıklarından alıntılar eklemiş.

Piyanist Yapımcısı Kimdir?

 Roman Polanski, filmin yönetmenliğiyle birlikte yapımcılığını da yapmıştır. Filmin yapımında kendisine

 Robert Benmussa eşlik etmiştir. Film; Almanya, Polonya, Birleşik Krallık ve Fransa ortak yapımıdır.

Piyanist Senaristi Kimdir?

 Filmin senaristleri olarak Roman Polanski ile Ronald Harwood yer alıyorlar. Fakat orijinal fikir olayları birebir yaşamış olan Wladyslaw Szpilman’dan geliyor. Piyanist Bütçe ve Hâsılatı Ne Kadardır?

Haberin Devamı

 Piyanist 35 milyon Amerikan doları bir bütçeye sahiptir. Film gösterildiği ülkelerde büyük yankı uyandırmış ve beğeniyle karşılanmıştır. Gösterimde kaldığı sürece ,1 milyon Amerikan doları hasılat elde etmiştir.

Piyanist Filmi Ne Anlatmaktadır, Oyuncuları Kimdir? Piyanist Filmi Hakkında Merak Edilenler

Haberler

Dizi & Film

Piyanist Filmi Ne Anlatmaktadır, Oyuncuları Kimdir? Piyanist Filmi Hakkında Merak Edilenler

Piyanist filmini izlemeyi düşünenler tarafından film merak ediliyor. Başrollerinde; Adrien Brody, Thomas Kretschmann, Emilia Fox'un yer aldığı film bugün izleyiciyle buluşacak. Peki Piyanist filminin konusu nedir? Piyanist filminin oyuncuları kimlerdir? İşte Piyanist filmine dair merak edilen sorular ve cevapları

Piyanist Filmi Ne Anlatmaktadır?

Piyanist Filmi Ne Anlatmaktadır?

Piyanist Filminin Oyuncuları Kimlerdir?

Piyanist Filminin Oyuncuları Kimlerdir?

Piyanist Filmi Hakkında Detaylar

Piyanist Filmi Hakkında Detaylar

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası