insan bağırma sesi / Ses efektleri algılamayı etkinleştirme - Azure Video Indexer | Microsoft Learn

Insan Bağırma Sesi

insan bağırma sesi

İnsan Sesinin Özellikleri

İnsanın akciğerinden dışarı çıkartılan havanın, gırtlak yapısı ve ağız hareketleriyle basıncının değiştirilmesi yardımıyla insan sesi oluşur. İnsan vücudundan çıkan havanın basıncını kontrol edebilir. Bu sayede sesini azaltıp çoğaltırken bazı ses frekanslarını kullanarak konuşabilir, şarkı söyleyebilir, bağırabilir, fısıldayabilir.

İnsanların bu yapısı kişiden kişiye değişiklik gösterir. Şişman bir insan ile zayıf bir insan arasında ses frekans farkı vardır. Erkek ve kadınlar arasında da fark bulunur. Bas sesin frekansı düşük, tiz seslerin ise frekansı yüksektir.

Ses TürüTemel Frekans (Hz)Maksimum
Harmoniği (Hz)
MinimumMaksimum
Bas Ses87 
Bariton Ses90 
Tenor Ses 
Alto Ses 
Soprano Ses 
Kadın Konuşma Sesi 
Erkek Konuşma Sesi 
Alkışlama 






Kaynak
Ses Frekans Tekniği
İ. Eren Başaran




Kafasının İçinde Sesler Duyan İnsanlar, Bir Konuşma İçerisine Gizlenmiş Sesleri de Algılayabiliyorlar

Alderson-Day, &#;Sesler duyan kişilerin, özellikle olağan dışı veya belirsiz durumlarda, çevrelerindeki ortamlarda anlamlı modeller aramaya biraz daha hazır beyinleri olduğuna dair bir düşünce mevcut,&#;  diye ekliyor.

Bu hazır olma durumunun sesler duymaya etkisini tespit edebilmek amacıyla, Alderson-Day ve University College London&#;dan ve Portekiz Porto Üniversitesi&#;nden bazı araştırmacı çalışma arkadaşları, sesleri duyan ancak zihinsel olarak sağlıklı kişiler ve sağlıklı fakat sesler duymayan kişiler olarak deneklerini iki gruba ayırarak fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) makinelerine yerleştirdiler.

Araştırmacılar, deneklerin ne sıklıkla sesler işittiğini ölçmek için, Launay-Slade Halüsinasyon ölçeği adı verilen, görsel ve işitsel halüsinasyonları ölçen bir şey kullandı. Birçoğumuzun sesler duyma deneyimi olduğu için &#; bir ses duymuşsanız (anneniz belki de adınızı söylüyordur) ve bu esnada boş bir evdeyseniz, bu bir işitme halüsinasyonudur &#; sadece yakınlarda ve nispeten sıklıkla sesler duyan insanlar bu gruba dahil edildi.

Araştırmacılar, iki gruba yirmişer dakikalık sinüs dalgası sesi (SWS) uyguladılar. SWS bir duyuyu alır ve gerçek bir cümlenin frekansını ve genişliğini taklit ederek onu saptırır. SWD, R2D2&#;ye çok benzer diyor Alderson-Day. &#;Eğer bu frekans ve genişlik alanları aynı orijinal cümleden alınırsa,&#; o zaman, &#;eğitim aldıktan sonra, sesi duyarsanız muhtemelen ne dediği anlaşılır,&#; diye açıklıyor. Sinüs dalgası konuşması hakkında linkte detaylı bilgi mevcuttur.

Her bir çalışma, 45 anlaşılır SWS denemesi ve 45 tane de anlaşılamayan SWS denemesi içeriyordu. Anlaşılır olmayan SWS, anlaşılır şeyler gibi ses yaratıyor, ancak beyin onları gerçekten çözemesin diye frekansları ve parçaları iki farklı cümleden alıp birbirinin üstünde yapıştırıyor. Ayrıca, 18 hedef ses vardı &#; deneklere araştırmanın amacının, olağan dışı seslerin beyinde nasıl işlendiğini anlamak olduğu söylendi &#; sesleri iyice dinleyip hedef sesi her duyduklarında bir düğmeye basmaları istendi.

Birinci turdan sonra, katılımcılar halen tarayıcıya bağlıyken, duydukları seslerle ilgili herhangi bir kelime veya cümle duyup duymadıkları soruldu. Evet cevabını verirlerse, sesi ilk ne zaman duyduklarını belirtebiliyorlar mı diye soruldu, eğer belirtebiliyorlarsa  içerdiği kelimelerden herhangi birini tekrar edebiliyorlar mı diye soruldu.

Kontrol grubu katılımcıların yarısından biraz azına kıyasla, sesler duyan dinleyicilerin dörtte üçünün konuşma bulunduğunu tespit edebildiklerini buldular. Bir katılımcı, konuşmayı ilk üç veya dört turda duyduğunu bildirdi. İlginç bir şekilde, her iki grup da konuşma ve dil ile ilişkilendirilen tipik bir alan ağını kullandı, ancak sesler duyan dinleyiciler bunlara ilaveten beynin başka alanlarını da kullandılar.

Alderson-Day, &#;sesler duyan dinleyiciler, dikkatimizi etkin kullanmak ve farklı önemli sinyaller izlemekle ilişkilendirilen, anterior singulat ve superior frontal girus olmak üzere iki alan kullandı,&#; diyor. &#;Bunlar özellikle dille ilgili olmamakla birlikte, dikkatimizi çevremizdeki dünyaya nasıl ayırdığımızla ilgili bölgelerdir. Gizli konuşmanın yer aldığı sinüs dalgası konuşması esnasında özellikle buralar aydınlandılar. &#;

Her iki grubun konuşma kalıplarını tanımak için eğitim almaları haricinde, ikinci tur birinciyle neredeyse aynıydı. Bu eğitimden sonra SWS&#;deki sesleri tanıma açısından iki grup arasındaki fark kayboldu. Dinleyicilere konuşma olduğu söylendiğinde duyabiliyorlardı &#; ancak buna hazırlanmışlardı.

Çalışma denekleri çok azdı, grup başına 20 kişiden az, bu nedenle Anderson-Day geniş bir sonuç çıkarılmasın diye uyarıda bulundu. Yine de, bu ön sonuçların, tahminci işleme teorisine (predictive processing theory) uygun olduğu söyeniyor. Bu yılın başlarında, Yale Üniversitesi&#;nden araştırmacılar tarafından Science dergisinde yayınlanan ayrı bir çalışma, Anderson-Day&#;ın çalışmasına ilave bir içerik daha ekledi.

Bu çalışma, sesler duyanları, duymayanları ve şizofreni hastalarını, işitsel halüsinasyonları tetiklediği bilinen bir uyarana maruz bıraktı. Uyaran, duyulması zor bir sesle aynı anda bir ışığı insanlara uyguladı. Zamanla, ışık her görüntülendiğinde, insanlar bir ses duyduklarını söyleme eğilimi gösterdiler, hatta bunu hiç ses olmadığı durumlarda da yaptılar.

Ses olmadığı zaman bile ses duymaya yatkınlık olayının, özellikle sesler duyanlarda &#; psikoz olsun veya olmasın &#; gerçekleşmesi muhtemeldir. Yine, sesler duyanların çevrelerinde sesler duymaya daha hazır olduklarını ileri sürdü. Sesler duyanlarla, sesler duyup aynı zamanda psikozlu olanlar arasındaki en büyük fark, sesin gerçek olmadığını kabul etme becerisiydi. Psikotik olmayan sesler duyan dinleyiciler, olayın kafalarında gerçekleştiğini kabul etti; bu da, tahminci işleme teorisini destekledi &#; beklentilerimiz gerçekten de önemli olabilir.

Alderson-Day, &#;sesler duyan ama klinik olmayan insanlarla araştırmalar yapmak, gerçekten dünya konusunda nelere inandığımızı göstermenin bir yoludur, duymak istediğimiz şey gerçekten duyusal deneyimlerimizi şekillendirebilir,&#; diyor.

Bu, doğal olarak, sesleri duyan, ancak psikotik olmayan kimselerin, bu deneyimlerini nasıl anladıkları sorusunu gündeme getiriyor? Bunun için bir dizi teknik kullanıyorlar.

Alderson-Day, &#;sıklıkla ilk başlarda, başkalarının bu sesleri duymadıklarını fark etmediklerini, ancak zamanla kendileri için mantıklı bir açıklama geliştirdiklerini,&#; söylüyor. &#;Bunun sadece, beyinlerinin ürettiği bir çeşit bilinçsiz beyin radyosu olayı olduğunu düşünüyor olabilirler. Böyle açıklayacak en az bir ya da iki kişi tanıyorum.&#; Diğer insanlar sevilen birinin sesi ya da manevi bir bakış açısıyla düşünüyorlar. Sesler duyanlar, kendilerini medyum veya psişik olarak adlandıranlar arasında da temsil edebilmektedir.

Zaman içinde, tahminci işleme teorisi tutarsa, bu durum bazı zihinsel hastalıklara yaklaşım biçimimizi değiştirebilir. Şu anda yaygın uygulama, sık görülen psikotik atakları ilaçlarla tedavi etmektir. Ancak Alderson-Day, insanların bu sesleri neden daha iyi algıladığının zihinsel sağlık uzmanlarının kendilerini daha hedefe yönelik bir şekilde tedavi etmelerine yardımcı olabileceğini düşünüyor, belki de bu bireylerin deneyimlerini daha az sıkıntı yaratacak şekilde yönetmesine ve yeniden oluşturmalarına yardımcı olabilir. Ne olursa olsun Alderson-Day, sesler duyanların tıbbi veya zihinsel sağlık uzmanlarından her zaman yardım almalarının doğru olacağını düşünüyor.

Beyin hakkında halen bilmediğimiz çok şey var. Ancak şu an için, bu araştırma bize dünyadaki tecrübemizin, sadece nöronların ateşlenme biçimiyle yönlendirilen, benzersiz deneyimler olduğunu hatırlatıyor. Ve şu soruyu da aklımızdan çıkarmayalım: Bizi kimbilir başka hangi yanlış yollara sürüklüyorlardır?

İçimde içeriden bağırma sesi

Şimdi türlü bahanelerle, virüsten korkan kızına sarılır samimiyetiyle, bin bir taklayla geri çağrıldığım bu sularda, bir esintide ödüm kopuyor (…) Sürekli yüksek sese maruz kalmak işitme kaybına yol açar da yüksek sesi sürekli içinde duymak zarar vermeden gider mi?

İçeriden bir bağırma sesi geliyor. Elbette, yılların getirdiği kavgacılık tecrübeleri, sesi gürleştirmiş, karşı apartmandan bile duyulacak kadar güçlendirmiş. Kimse, hayatında bir gün olsun “Yahu neden bağırıyorsun?” dememiş, herkes onu öyle bilmiş, böyle kabullenmek istemeyen, gitmiş; kalanlar, sinmiş. Bense, o babam olduğundan, gitsem de yeterince uzaklaşamamış, farklı şehirlerdeyken telefonu çevirmeye devam etmiş, aynı evde olduğumuzda da zamanı onun olmadığı odada geçirmişim. Ses yükselmeleri karşısındaki çaresizliğimi görmesini istemediğimden, beni güçsüz görüp daha da üste çıkmasına izin veremeyeceğimden.

Bağırışların başladığı böyle zamanlarda, ne söylendiğinin hiçbir önemi yok yorganın altına kapanmam için, her şeyden uzaklaşmak istemem, bu evden kaçış, bu şehirden çıkış planlarına başlamam için. Hangi otele gitsem tanımazlar beni, bilmezler bu küçük şehrin hangi evinden geldiğimi? Buna bir cevap bulabilsem, bir an durmam bu yatağın içinde. Zaten korku öyle bir duygu ki elini kolunu eğiyor, büküyor, bacaklarını katlayıp seni –imkansızı başarırcasına- bir kutunun içine sıkıştırıyor. Eğer parçalara bölünmediysen, o an bir yaya dönüşüyorsun, fırlamaya hazırlanıyorsun. Ama işte küçük şehirde olmak, kırıyor eline geçeni, üstüne bir de sıkıştığın kutunun ağzını büzüyor.

İçerden gelen ses belki bağırmıyor, yalnızca sesli söylüyor söyleyeceklerini. Ne önemi var? O desibeller birikeli çok oldu, gelen her yenisi, taşmasına sebep yalnızca. Onu sıfırlamayı, içime atmamayı, dışımda bırakmayı öğrenemedim belki, ama neyse ki öğrenmişim buradan kendimi suçlamadan çıkmayı. Keşke kimseyi suçlamadan çıkmayı da öğrenebilseymişim. Zira, kendimi aklamak yetmiyor tüm bu ağırlığı kaldırmama. Gözlerim kısık, sesim boğuk, boğazımda bir ağrı, kulaklarım isteksiz, tırnaklarım yenmiş, dudaklarıma bir mutsuzluk kilidi vurulmuş, açıldığı an gözümden yaşlar sızıyor. Bu anlardan suçlamadan çıkmak öyle zor ki, öfkelenmeden, acımadan, kendimi kandırmadan. O bağıracak, olan yine bana olacak.

İçeriden gelen ses bağırıyorsa bu çok kısa sürecek, taş çatlasın iki dakika. Şimdilik kısa görünse de saniye, bilemiyoruz işte bir sonraki tekrarının ne zaman geleceğini, dağıtacağını. Öncekiler de hep düzensiz aralıklarla yakalamadı mı en beklenmedik anlarda? Saniyeler, bu bilemeyişimizle katlıyor onulmaz sancıları. Belirtisiz belirişi yok mu, anlıyorum ki ben onlar yüzünden hayatta bir türlü güvende hissetmiyorum. İyi öğretildiğim bir şey var, bu anlarda can simidim: “Minik bir kayıksan, denize karşı koymak neyine?” Yine bunu geçiriyorum içimden. Görev insanıyım, sorun belli, haydi çözüm için ne yapacaksak yapalım: Çocukluktan kalan güven dalgalanmalarımda zerre durulma olmamış. Bakmışım bu su durmayacak, başka sulara gitmişim. Şimdi türlü bahanelerle, virüsten korkan kızına sarılır samimiyetiyle, bin bir taklayla geri çağrıldığım bu sularda, bir esintide ödüm kopuyor. Dikkatimi dağıtmak için ödümü arıyorum bedenimin çeşitli yerlerinde. Midemin hemen arkasında mı? Bir bağırtıda kopup hızlıca mideme çarpıyor olmalı, yoksa birden saplanan bu ağrı neden? Belki de başımın, tam iki kaşımın hizasında, geride. Yüksek ses kulağımdan girip gözlerimi yaşartırken ödümü de o arada koparıyor olmalı ki bir ağrı ağır, derin ve yavaş yayılıyor, sonra kendine bir yer bulup günlerce oradan ayrılmıyor. Ödüme dokunmuyorsa bile her bağırış ardında, içimde bir yerlerde, bir yarık bırakıyor.

Sürekli yüksek sese maruz kalmak işitme kaybına yol açar da yüksek sesi sürekli içinde duymak zarar vermeden gider mi? Bağışıklık kazanılmayan, her seferinde daha tehlikeli hale gelen bir hastalık gibi içine giderek yayıldığında; küfürlerin, hakaretlerin, yalanların, pişkinliklerin, üste çıkmaların bulamaç haline geldiği, kelimelerin birbirine düğümlenip tek başlarına varlığını yitirdiği, mide bulandıran, öd kopartan, yatağa bağlayan uğultulu sesler, ciğerlerin hava dolacak yerlerini tıkamaz mı? Kalbin etrafında sesten duvar örüp de gelenin gidenin yolunu daraltmaz mı? Elbette yapar bunları ve dahasını, kalıcı bir hüzün yerleştirir gözlerine, sen istediğin kadar gülümse. Yine bir çıkış yolu var, olmalı. Bundan önce defalarca buldum, çıktım, güçlendim, döndüm. Bu kez yazmaya sarıldım. Biliyorum, ne yazık ki yalnız değilim yüksek erkek seslerinin kalp çarptırması olunca konu. Çözüm bu ya; ne mutlu ki yalnız değilim.

*Yıllar önce, 5Harfliler&#;de Erkek Öfkesi Neden Bu Kadar Ürkütücü yazısını okumuştum, çok etkilenmiştim. Her erkek öfkesi anında aklıma gelir, tevekkeli değil bu aralar daha sık gelir oldu, ben de oturdum yazdım.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası