benden sana yar olmaz lo ahmet kaya / Download mp3 Marioo Inatosha Audio Download [marioo-inatosha-audio-download] - MP3 Music Download

Benden Sana Yar Olmaz Lo Ahmet Kaya

benden sana yar olmaz lo ahmet kaya

Affınıza sığınarak kısa ama kişisel bir tarih öyküsü anlatacağım. Öyküm önemli olduğu için değil, başkalarının benzer öyküleriyle çekiştiğini hissettiğim, bu ülkenin tarihinin “bir yerinde” olduğumuzu anladığım için…

12 Eylül’ün, başka renk tanımadığımız için bizlere çok da gri gelmeyen yıllarında liseden üniversiteye geçmeye çalışırken, Ahmet Kaya’yı değil Zülfü Livaneli’yi severdim. Bir bati Anadolu kasabasında büyüdüğüm için, Türkiye’yi tek milletten, doğal olarak tek dilden, tek dinden ve tek mezhepten ibaret sanıyordum. Anlatılsa anlamayacağımdan değil, anlatılmadığından zahir…

Benim Kürt diye “birileri” olduğunu ve çok büyük bölümü solcu olduğu için onlardan da arkadaş edinebildiğimi fark ettiğim yılında Ahmet Kaya da ilk albümünü yayınlamıştı. Lisede artık kendimi solcu sayıyordum ve bir grup arkadaşımla birlikte Nazım’ı okumak, Zülfü Livaneli’yi dinlemek için “risk alıyorduk.” Ahmet Kaya’yı o zamana kadar sadece bir kez, arkadaşımdan aldığım bir kasetiyle dinlemiştim; ama beni cezbetmemişti.

“Zülfü” kentliydi, zaman zaman Türkçeyi zorlayan “gırtlak yorumları” olmadığı için daha “düzgün” söylüyordu. Bildiğim tek solcu sair Nazım’la beraber Aragon’dan, Lorca’dan birçok şarkıyı zihnimize nakşederken, 33 Kurşun’dan, Munzur’dan, Adiloş Bebe’den, mahalledeki Süryani’den, Diyarbakırlı Bahtiyar’dan bahsetmiyordu. Onun için bana daha sıcak geliyordu. Diğerlerini bilmiyordum. Özgürlük diye haykırıyordu ama, Metris’in önünü es geçiyordu. Zaten sonra Gülhane’de bir gece, on binlerce kişiye 1 Mayıs marşının sözlerini unuttuğunu utanmazca söyleme cesaretini gösterdiği anda, Zülfü’nün imgesi bos bir çuvala dönüştü. Cesaret diyorum; çünkü bu cesaret onu Sabah’ta bir köse, TBMM ’de bir sandalye sahibi yaptı.

Yılgınlığın öyküsü kendi kanalından akarken, “Türkçeyi zorlayan o gırtlak yorumlarının” nereden geldiğini ben yıllar sonra “Kamber Ateş nasılsın? ” adlı öyküyü okuyunca anladım. Hani Türkçe bilmediği için cezaevindeki oğluyla saatlerce sadece “Kamber Ateş nasılsın?” cümlesiyle anlasan Kürt ananın öyküsü. Hani tüm sorularını tek cümleyle soran, tüm cevaplarını sessizlikle alan o ananın öyküsü. Siperden sipere sadece Zagreb’de ateş tokuşturulmadığını anladığımda, artık Mustafa Muğlalı’yı, Nevala Kasaba’yı, Şeyh Sait’i biliyordum. Belki taşları barbarlarca kırılmış bir mozaikti yurdum; ama kesinlikle mermer değildi.

Üniversiteye girer girmez sosyalist oldum. İstanbul’da geçirdiğim bir-iki yıl içinde ülkemin tüm gerçeklerini artık biliyorum sanıyordum. Ahmet Kaya haykırmaya devam ediyordu: “Bu yoldan dönenler oldu / mum gibi sönenler oldu.” Ama ben dinlememekte ısrar ediyordum. Bu kez de yeterince sosyalist gelmiyordu bana Ahmet Kaya. Hem zaman zaman arabeske kaçıyordu, hem “helada tabanca unutan devrimciyi” anlattığı için saçmaladığını düşünüyordum, hem de kırlardan dağlardan fazlaca bahsediyordu. Ahmet Kaya “eli böğründe analardan, mahpuslardan ve acılardan” bahsediyor, bunları anlattığı için eleştirenlere sık sık “cevap veriyordu”. Bir yandan “barın ortasında dikilen dev aynasındaki entelektüelle” dalga geçerken, öte yandan da “şarkılarım dağlara” diyordu. Ama her ne anlatırsa anlatsın, kişisel öyküsüyle ülkesinin öyküsünün beraber anlatılmasına, kendisinin de burada hem kahraman hem anlatıcı olmasına engel olamıyordu. “Nedir bu başımdaki felaket / Kırk yıldır sefalette bu Ahmet / Kefenimi alin dikin bir zahmet / Gömün beni, gömün beni bir başıma.” Mercedes’i vardı tabii ama, arkadaşlarım bir sendika gecesinde tamamı solcu bir salonun yarısı tarafından alkışlanıp diğer yarısı tarafından yuhalandığında nasıl suçluluk psikolojisiyle herhangi bir masanın kıyısına oturup başını öne eğdiğini anlattığında o araba için ağır bir bedel ödemiş oluyordu.

Yıllar içinde benim gibi düşünenler istesek de istemesek de, herkesin dilinde artık birkaç Ahmet Kaya şarkısı vardı. Hatta benim bile. Ama sonra dilimdeki şarkıların tesadüf olmadığını gördüm. Sarıkamış’taki 9. Piyade Tümeni’nin Karargâh Bölüğü’nde Diyarbakırlı koğuşçular benimle beraber yüzlerce askeri Ahmet Kaya’nın yeni kasetindeki şarkılarla uyandırdıkları sabah, Erzurumluların da, Hataylıların da, Yozgatlıların da, Denizlililer ’in de bu şarkılara aşina olduklarını anladım. Ahmet Kaya bu toprakların sanatçısıydı. Sonra eski bir arkadaşım, kuzeniyle beraber sadece ve sadece Ahmet Kaya’yı dinleyerek devrimci olmaya karar verdiklerini anlattı. Aylarca dinlemişler, hayran olmuşlar, ölmüşler – bitmişler ve sonunda demişler ki, “Ahmet Kaya devrimciymiş, o zaman biz de öyle olacağız!” Gidip örgüt aramaya başlamışlar. Her satiri gerçek bir hikâye… Başka gerçeklere de tanık oldum. Ahmet Kaya’nın tüm şarkılarını ezbere bilen, hakkında olumsuz bir şey konuşulmasına izin vermeyen, patronuna kızdığı zaman “yere vurma hatırımı / sana kahpe meydan kalır” diye mesaj atan kadro MHP’liyle tanıştım mesela.

Tüm bunlara rağmen bir sosyalist için oldukça geç kalmış bir zamanda uyandım. O uğursuz gecede, kafasına çatal bıçak yağarken, Ahmet Kaya’nın hangi değerleri temsil ettiğini bir kez daha anladım. Önüne sadece garsonlar siper olmuşlardı. Hangi milletten olduklarını düşünmedim bile. Ama sahneye çıkıp Yıl Marşı söyleyenlerin bazılarının Diyarbakırlı olduklarını da unutmadım.

O geceden sonra ağrıma gitti Ahmet Kaya’nın yaşadığı linç. Daha fazla kulak vermeye başladım söylediklerine. “Dağlarımda zulüm var lo/ Düşemem yar peşine” diyenlerin kaybetmediklerini bir kez daha Ahmet Kaya’nın şarkıları üzerinden anladım. Geçtiğimiz ay İkitelli’den geçerken, Ahmet Kaya tişörtü giyen bir genci seyrettim minibüsün camından. Ahmet Kaya göğsünden sesleniyordu: “Bir kenar mahalleliyim / Mecburen parasızdır ceplerim / Fabrikada satılık sendika / Ağzımı açsam sokaktayım.”

Çok az şarkıcının şarkıları bu kadar kısa sürede “klasik” olmuştu ve hiç kimse bu kadar kısa sürede “efsane” olmamıştı. Onun şarkılarına, kliplerine yönetenlerin ambargosu sürüyor. Ama zaten “Top 10 listesinden” efsane çıktığı nerede görülmüş?

Ahmet Kaya imgesi, Yılmaz Güney’in, Deniz Gezmiş’in, Che’nin, Nazım’ın yanındadır bundan böyle. “Saza niye gelmedin” artık anonim bir türkü değildir. Diyarbakırlı Bahtiyar sürgün gittiği cezaevinde coplanarak öldürülmüştür. Turuncu gemiye binip giden yoldaşlar mutlaka olmuştur ve dağlara doğru kadınlar gittiyse, belki sadece Ahmet Kaya’yı dinledikleri içindir.

Ne acı biz Türklere ki bir halkın dilini esir tutup, Kürtçe ninnileri Ali okullarında unutturmaya çalışmışız; ne mutlu biz Türklere ki Yılmaz Güney’i, Ahmet Kaya’yı, Ahmet Arif’i belki de sırf bu yüzden kendi dilimizde anlayabiliyoruz. Yaşam denen muamma, kavga denen gerçek. Kim neyi kazandı, kim neyi kaybetti? Hem gerçek, hem züğürt tesellisi… Bir de Kamber Ateş’in anasına sormalı…

Benim bu konudaki kişisel tarihim kısaca böyle. Ahmet Kaya’ya gönül borcumu artık ödeyemem, geç kaldım. Ben Diyarbakırlı Bahtiyar’ın derdindeyim, yaralıyım. Yerdeki sazını kaldırmalıyım…

Orhan Yılmazkaya

Umut Gazetesi

dev-sosyalist

AHMET KAYA~YORGUN DEMOKRAT

Ahmet Kaya

AĞLAMA BEBEĞİM
( NİSAN)

AĞLAMA BEBEĞİM

Ağlama bebek, ağlama sende
Umut sende yarın sende.
Yağmur gibi gözlerinden akan yaş niye,
Bu suskunluk, bu durgunluk, sıkıntın/kırgınlık niye.

Çok uzakta öyle bir yer var
O yerlerde mutluluk var
Paylaşılmaya hazır
Bir hayat var.

Ağlama bebeğim ağlama sende
Acı sende hasret sende.
Dalıp dalıp derinlere düşünmen niye,
Bu küskünlük, bu dargınlık, sıkıntın/kızgınlık niye.

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

BİZİM HİKAYEMİZ

Bir güneşti gördüğüm dağlar ardında
Uzanıp gittiğim yollar ateşti sanki
Tuttuğum ellerde dostluk saklı bağrımda
Yürüyüp gittiğim yollar ateşti sanki.

Bir volkandı içimizde coşan nehirler
Coştukça umutlar hep taşardı sanki
Ne oldu bizim güneşe neden doğmuyor
Uzun uzak gecelerde sabah olmuyor.

İşte bizim hikayemiz hep böyle gider
Umutlar hep gecelerde yol olur gider
İşte bizim hikayemiz burada biter
Aydınlıklar karanlıkta yol olur gider.

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

KARANLIKTA

Akşam olur karanlıklar çökende
Devriyeler adım adım gezende
Kar kaplamış solmuş güller görende
Sarılıp dallarına öpesim gelir.

Sanki gökten kar yerine kan yağıyor
Kar altında üşümüş bir çocuk ağlıyor
Yaşlı gözleriyle bana bakıyor
Akan gözyaşını içesim gelir.

İşte böyle karanlıklar içinde
Devriyeler adım adım gezende
Yar uykuda ben yine penceremde
Doğacak güneşi göresim gelir.

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

ACILARA TUTUNMAK
( ARALIK )
NEDEN

Bir adım bir adım bir adım
Üç adımda biter bu odam
Neden neden neden neden neden neden neden neden
Daracık yaparlar bu evleri
Pencereden görünen gökyüzüne inat

Bu evde bir çocuk, bir çocuk, bir kadın ve ben yaşardık
Neden neden neden neden neden neden neden neden
Bırakıp çekip, çekip gittiler
Uzaklarda görünen güzel günlere inat

Bir adım bir adım bir adım
Üç adımda biter bu odam
Bir adım bir adım bir adım
Takılır düşüncelerim
Takılır düşüncelerim
Takılır düşüncelerim
Takılır düşüncelerim
Takılır takılır takılır takılır&#;

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

AN GELİR
( ARALIK)

BÜYÜDÜN BEBEĞİM

Aklın ermez mahpusluğa
Bahçede sarı ışığa.
Onüç tane yaş döküldü
Ranzamdaki yastığa.

Büyüdün yavrum sende
Hasret sende sevgi bende
Akşamlar döner geceye
Geceler gebe gündüze.

Karanlığa bakıp durma
Beni orada arama
Ben güneşin içindeyim
Beni sabahlarda ara.

Geleceğim bir gün bende
Sevgi büyüt ellerinde
Akşamlar döndü geceye
Geceler gebe gündüze.

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

ÇİĞDEM ÇİÇEK

Aylar oldu yıllar oldu
Ben yüzünü görmedim.
Yüzüne hasret kaldım kız
Yüzüne yüzüm sürmedim.

Gülen aya sordum seni
Küstü yüzünü sakladı
Yıldızlara sordum seni
Yüzüme bile bakmadı
Yıldızlara sordum seni
Yıldızlar kan ağladı.

Aksam olur ay gecede
Çiğdem çiçek şenlenir
Vallah/Billah düşünmesem seni
Derdime dert eklenir.

Bıçak sapladım sineme
Eskidi yaralarım
Sabah olsun gelmeye eğer
Kendimi yaralarım.

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

METRİSİN ÖNÜNDE

Metrisin önünde durdum
Hasretim yerlere vurdum.
Ben dağlarda uçan kuştum
Kanatlarımdan vuruldum.

Yıllar var ki yorgunum ben
Gökyüzüne vurgunum ben
Mahpuslarda durgunum ben.

Metrisin önü kahveler
Kahvede can annem/dostalar bekler.
Dağlar köyler türkü söyler
Dağlar köyler yolum gözler.

Geze geze yoruldum ben
Gökyüzüne vuruldum ben
Mahpuslarda duruldum ben.

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

YORGUN DEMOKRAT
( KASIM)

YORGUN DEMOKRAT

Karanlık yollardan geçtik
Zehir gibi sular içtik
Bir yanımızda ölüm
Bir yanımızda yar sevdik
Bir değil bin bir kere
Sırat köprüsünden geçtik
Cehennem denen illetin
Ta göğsünü deldik geçtik.

Bu yolda dönenler oldu
Mum gibi sönenler oldu
Yar göğsüne baş koymadan
Vurulup düşenler oldu.

Bir sen kaldın geride
Ah akıp gidiyor hayat
Yüreğim anlıyor seni
Artık susma Yorgun Demokrat.

Şarkılar küsmüş dudağa
Ömründe gecikmiş hasat
Karışmış çoluk çocuğa
Geçim derdinde demokrat
İçlenir hatırladıkça
İzlerini o günlerin
Düşe kalka bata çıka
Yaşadı[1]87?ı o depremin.

Bu yolda dönenler oldu
Mum gibi sönenler oldu
Yar göğsüne baş koymadan
Vurulup düşenler oldu.

Bir sen kaldın geride
Ah akıp gidiyor hayat
Yüreğim anlıyor seni
Artık susma Yorgun Demokrat.

Söz : Y. Hayaloğlu-A. Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

YAŞAMADIN SEN

Sensiz geçmiyor bu günler biliyor musun
Yüreğine beni, beni soruyor musun
Öyle yalnız, yalnız kaldım biliyor musun
Türküler söyledim sana duyuyor musun
Yıllar oldu oralardan çıkamıyorsun
Bağlanmış elin ayağın kaçamıyorsun.

Bir kuş oldun gökyüzünde, uçamadın sen
Nehir oldun ırmak oldun, taşamadın sen
Çocuk oldun sokaklarda, oynamadın sen
Doğdun da büyüdün ama yaşamadın sen
Yıllar oldu oralardan çıkamıyorsun
Bağlanmış elin ayağın kaçamıyorsun.

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

BAŞKALDIRIYORUM
( AĞUSTOS)

HERKES KENDİ İŞİNE

Dağlar bize düz olur mu
Yar gelmezse ne olur
Bir yar gider bin yar gelir
Düşmanlar görür kör olur.

Hadi sen git işine de
Herkes kendi işine
Dağlarımda zulüm var lo
Düşemem yar peşine.

Güle baykuş kondurmayın
Küstürüp soldurmayın
Yare bir şeyler söyleyip
Kafamı bozdurmayın.

Hadi sen git işine de
Herkes kendi işine
Dağlarımda zulüm var lo
Düşemem yar peşine

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

SORGUCULAR

Kimileri hep suçluyor
Kimileri sorguluyor
Yaralı yüreğime kara çalıyor.

İhanet zincirini tutan utansın
Dönüp arkasına bakan utansın
Dost diye bağrıma bastığım insanlar
Arkamı dönünce vuran utansın.

Durmadan hep soruyorlar
Aç bırakıp gülüyorlar
Emekleyen yüreğime usta diyorlar.

Usta değil acemi bir işçiyim ben
Onurlu bir kavganın neferiyim ben
Dostun dostu, düşmanımın eceliyim ben
Bilip de söylemeyen diller utansın.

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

İYİMSER BİR GÜL
( KASIM)

ÇEK MUSTAFA ÇEK

Genç kadınları kültürümüzle etkiledikten sonra
Vesta kızlarına, rahibelere saldırdıktan sonra
Leylakları yaktıktan bulutları gömdükten sonra
Elimize ne geçti
Akademide bir koltuk ve bir de çek defteri
Çek Mustafa çek çek
Çek çek rakı çek
Senin ömrün hep böyle çekmekle mi geçecek
(Senin ömrün hep böyle ahkam kesmekle mi geçecek)

Müzeleri havaya uçurduktan sonra
Ün peşinde koşup
O kadınla yattığımızı düşledikten sonra
Gazetelere geçsin diye adımız
Yalvar yakar olduktan sonra
Elimize ne geçti
Akademide bir koltuk ve bir de çek defteri
Çek Mustafa çek çek
Çek çek rakı çek
Senin ömrün hep böyle çekmekle mi geçecek
line (Çek bir de benim için akademik rakı çek)

Söz : Pedro Shimose/A. Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

DOĞUM GÜNÜ

İnsanların yüzlerini göremiyorum
Boğazım düğüm-düğüm çözemiyorum
İstesen de yanına gelemiyorum
Tutsam şu karanlığı
Tutsam da yırtsam
Ah elim tutuşmasa, elini tutsam
Susmasan konuşsan sesini duysam
Tutsam güzel yüzünü bağrıma bassam.

Doğum günüm bugünüm
Doğum günüm gülüm
Doğum günüm diyorsun.

Doğum günün kutlu olsun
Mutlu ol senelerce
Sana boncuktan kuş yaptım
Konacak pencerene
Karakollar beni alır sorgular gecelerce
Hiç bekleme belki gelmem, gelemem senelerce.

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

SEVGİ DUVARI
( EKİM)

DARDAYIM

Daradayım yalanım yok
Baskın yedim gün gece&#;
Örselendi aşklarım üstelik
Bir uzak diyardayım&#;

Günaydın anneciğim, günaydın babacığım
Yine sabah oluyor
Evde sabah olmaz deme
Orda günler geçmez deme
İçime sancı doğuyor&#;

&#;Yüreğimi bir kalkan bilip, sokaklara çıktım
Kahvelerde oturdum çocuklarla konuştum
Sıkıldım dertlendim dostlarımla buluştum
Bugün de ölmedim anne.

Kapalıydı kapılar, perdeler örtük
Silah sesleri uzakta boğuk boğuk
Bir yüzüm ayrılığa, bir yüzüm hayata dönük
Bugünde ölmedim anne.

Üstüme bir silah doğruldu sandım
Rüzgar beline dolandığımda bir dal
Korktum, güldüm, kendime kızdım
Bugünde ölmedim anne.

Bana böylesi garip duygular
Bilmem neye gelir nereye gider
Döndüm işte
Acı yüreğimden beynime sızar
Bugünde ölmedim anne.

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya
Şiir : Ahmet Erhan

EYLÜL&#;E İSYAN GİBİ

Sen betonlar içinde ben senin özleminde
Sen yangınlar içinde ben mazlumun türküsünde
Aydınlığı aradık karanlıklar içinde
Sen dünün hasretinde ben yarınların derdinde.

Sen bir yana ben bir yana dostlarımız bir yana,
Bölünsek de, çözülsek de başkaldırdık zamana.

Güneşte kavruluruz kıraç topraklar gibi
Hazanda savruluruz serseri yapraklar gibi
Yalnızlığı yaşarız geride kalan gibi
Düşer düşer kalkarız her Eylül&#; e isyan gibi.

Sen bir yana ben bir yana dostlarımız bir yana,
Bölünsek de, çözülsek de başkaldırdık zamana.

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

KARAR VERMEK ZOR

Malatya&#; dan çıktım yola, yollar yanıyor
Düşman sarmış dört yanımı, kurşun saçıyor
Düşmüşüm bir çukura, canım yanıyor
Yaşasam mı ölsem mi
Karar vermek zor.

Beyler deresinde kardaş pusu kurdular
Dağda çadır çadır açtılar tüfek çaktılar
İlker kardeşi canımdan, canımdan vurdular
Yaşasak mı ölsek mi
Karar vermek zor.

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

BAŞIM BELADA
( AĞUSTOS)

GEL HAYDİ GEL

Güller solmadan önce gel
gecenin yarısında gel
gizli gizli gel sessiz gel
ay pencereden aşmadan
karanlık yoldan şaşmadan
yavaş yürü koşmadan gel
kimselere sataşmadan
ekiplere dalaşmadan
belaya bulaşmadan gel
bak ben gelmeden önce gel
ben sana gel demeden gel
işte şimdi gel hadi gel

uykulara karışmadan
yastığımız buruşmadan
rakımız mayışmadan gel
gün sabaha kavuşmadan
ayaklarım dolaşmadan
arzular savuşmadan gel
ay pencereden aşmadan
karanlık yoldan şaşmadan
yavaş yürü koşmadan gel
kimselere sataşmadan
ekiplere dalaşmadan
belaya bulaşmadan gel

ateş sönmeden önce gel
sabahın se rininde gel
ıslak ıslak gel titre gel
ay pencereden aşmadan
karanlık yoldan şaşmadan
yavaş yürü koşmadan gel
kimselere sataşmadan
ekiplere dalaşmadan
belaya bulaşmadan gel
şarkım bitmeden önce gel
söyleyince gel çabuk gel
hadi hadi gel şimdi gel

uykulara karışmadan
yastığımız buruşmadan
rakımız mayışmadan gel
gün sabaha kavuşmadan
ayaklarım dolaşmadan
arzular savuşmadan gel
ay pencereden aşmadan
karanlık yoldan şaşmadan
yavaş yürü koşmadan gel
kimselere sataşmadan
ekiplere dalaşmadan
belaya bulaşmadan gel.

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

OY HAVAR

Yangınlar
Kahpe fakları
Korku cığlıkları
Ve irin selleri aç yırtıcılar
Suyu zehir bıçaklar ortasındasın
Bir cana bir başa kalmışsın vay vay
Pasatsız duldasız üryan
Bir cana bir de başa
Seher vakti leylim leylim
Cellat nişangahlar aynasındasın
Oy sevmişem ben seni
Üsküdar&#;dan bu yana lo kimin yurdu
He canim
Çiçek dağı kıtlık kıran
Gül açmaz çağla dökmez
Vurur çakmaktaşı kayalarıyla
Küfrünü medetsiz Munzur
Şahmurat suyu kan akar
Ve ben şairim&#;
Namus işçisiyim yani
Yürek işçisi
Korkusuz pazarlıksız
Kül elenmemiş
Ne salkım bir bakış
R esmin çekeyim
Ne kinsiz bir rüzgar
Mısra dökeyim
Oy sevmişem ben seni!
Ve sen daha demincek
Yıllarda geçse demincek
Bıcaklanmış dal gibi ayrı düştüğüm
Ömrümüm sebebi ustam, sevgilim
Yaram derine gitmiş
Fitil tutmaz bilirim
Ama hesap dağlarladır
Umut dağlarla
Düşün uzay cağında bir ayağımız
Ham carık kıl çorapta olsa da biri
Düşün olasılık, atom fiziği
Ve bizi biz eden amansız sevda
Atıp bir kıyıya bir zamanı
Yarının çocukları gülleri için
Herbirinin ayva tüyü için çilleri için
Koymuş postasını
Görmüş restini
He canım
Sen getir üstünü
Oy Havar
Muhammed, İsa a
51?kına
Yattığım ranza aşkına
Deeey dağları un eder ferhadın gürzü
Benim de boş yanım hançer yalımı
Ve zulamda kan ter içinde asi
He desem koparacak dizginlerini
Yediveren gül kardeşi bir arzu
Oy sevmişem ben seni!

Müzik : Ahmet Kaya
Şiir : Ahmed Arif

DOKUNMA YANARSIN
( TEMMUZ)

İÇİMDE ÖLEN BİRİ

Bana birşeyler anlat
Canım çok sıkılıyor
Bana birşeyler anlat
İçim içimden geçiyor.

Yanımdasın susuyorsun
Susuyor konuşmuyorsun
Bakıyor görmüyorsun
Dokunsan donacağım
İçimde intihar korkusu var
Bir gülsen ağlayacağım
Bir gülsen kendimi bulacağım.

Depremler oluyor beynimde
Dışarda siren sesi var
Her yanımda susmuş insanlar
İçimde ölen biri var.

Vay, vay, vay, vay, vay&#;

Hadi birşeyler söyle
Çocuk gözlerim dolsun
İçinden git diyorsun
Duyuyorum gülüm
Gideceğim, son olsun
İçimde soluyorsun
İki can var içimde
Korkular salıyorsun üstüme korkular
Her an başka biçimde.

Yanımdasın susuyorsun
Susuyor konuşmuyorsun
Bakıyor görmüyorsun
Dokunsan donacağım
İçimde intihar korkusu var
Bir gülsen ağlayacağım
Bir gülsen kendimi bulacağım.

İçimde soluyorsun
İki can var içimde
Korkular salıyorsun üstüme korkular
Her an başka biçimde.

Depremler oluyor beynimde
Dışarda siren sesi var
Her yanımda susmuş insanlar
İçimde ölen biri var.

Vay, vay, vay, vay, vay&#;

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

TIKA BASA PASTIRMA

-Rakı&#; ya Methiye-

Yokluğunun nedeni alfa silindir canım
Antibiyotikler ve saatler ne kadar dakiktirler
İçmesem olmaz
Yokluğunun tünelinden dört gün, dört gece geçtim
Rüyalarımda yanımdaydın hep seni içtim
Kaç şehir geçtim ama olmuyor ki!
Sigaramda seni istiyor annem nerde diyor
Ağlıyorum sesli sesli hem de çok sesli.

Ağzı tıka basa dolu pastırma
İçe dışa başa kıça kar yağıyor
Ona buna şuna bana laga luga etme
Buralara oralara ar yağıyor

Bak akşam oldu yine içime bir kurt düştü
Atsam kendimi barlara
İçi dolu bardaklara bir içsem, bir içsem
Seni görsem
Bahanemsin zaten tek bahanemsin
Sığındığım yoksul hanemsin
Sanki annemsin olmasam ölecek misin?

Pazar, pazartesi, salı sondu
Piyongo başıma boktur başıma bir güvercin kondur
İşe, işe boşver işe çalış malış koştur.

Meyhaneci Memo etrafı çok acayip kesiyor
Dikran gene aşk kendinden geçiyor
İnsanlarda bu aksam ne biçim içiyor
Hadi sende iç
Sende iç
P*ç&#;

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

SÜRGÜN ACISI

Tarifi imkansız acılar içindeyim
Gurbette aksam oldu yine rüzgar peşindeyim
Yurdumdan uzak yağmurlar içindeyim
Akşam oldu sürgün susuyor.

Dönecekler bir gün
Alkırlara, bozkırlara güneşi sunacaklar
Yanacaklar, yanacaklar ama
Bir daha yalnız kalmayacaklar
İki gözüm kör olsun.

Tarifi imkansız sancılar içindeyim
Gurbette akşam oldu yine rüzgar peşindeyim
Yurdumdan uzak yangınlar içindeyim
Akşam oldu sürgün ağlıyor&#;

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

NEVROZ ATEŞİ

Bir acemi düşte gördüm
Ağlayan gülüşte gördüm
Güller açmıştı yeni ülke
Bayram yeriydi çarşılar
Ölüleri halayda gördüm.

Devasa ateşler yanmış
Çadır kurulmuş dağlara
Külleri savrulur durur
Karışıyor yıldızlara.

Aylar boyu yollar gittik
Kanal boyunca sınır boyunca
Ay ışığı şamdan değil
Ölüm olunca, ölüm olunca

Devasa ateşler yanmış
Çadır kurulmuş dağlara
Külleri savrulup durur
Karışıyor yıldızlara.

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

TEDİRGİN
( NİSAN)

MUNZURLU

Munzurdan bir kuş indi, karalı, karalı
Gittim baktım kanatları, yaralı, yaralı
Kirvem belli dersim dağlarının, maralı, maralı, maralı
Kirvem, kirvem, kirvem, kirvem
Hey avcı vurmuştur kaç gündür yaralı.

Munzurdan bir tas su verin de ölem diyor
Hem ağlıyor hem bir türkü söylüyor
Biz de söyleyelim birlikte ölelim
Munzur benim kirvem olur kime vereyim.

Kirvem yine bela, kirvem yine bela
Duman olmuş dağlar yolum karanlık
Kirvem yine bela, kirvem yine bela
Kör olmuş dağlar yolum karanlık.

Ah&#; diz çökmüş de ille de
Anam, anam, anam diyor
Burna haber salında dayı dayı dayı
Ah&#; dönüp gitsem şu dağlara diyor
Kirvem dağlarda nerde oldu ğunu bilem
Ah dağlara git ateş yak orda olduğunu bilem
Ah kirvem uzat uzat ayağının altını öpem.

Munzurdan bir tas su verin de ölem diyor
Hem ağlıyor hem bir turlu söylüyor
Biz de söyleyelim birlikte ölelim
Munzur benim kirvem olur, kime vereyim.

Kirvem yine bela, kirvem yine bela
Duman olmuş dağlar yolum karanlık
Kirvem yine bela, kirvem yine bela
Kör olmuş dağlar yolum karanlık.

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

DERİN BİR AH ÇEKTİM

Derin bir ah çektin içim yandı
Kıyamaz gözüm gözlerine
Rüyalarımdan gelip geçersin
Varamaz elim ellerine.

Tren yolunda raylar uzar
Uzar da nereye gider
Ay&#; a gider, suya gider
Yola gider, yar gider
Benim de başıma gelenler
Adamı / insanı kanser eder.

Derin ah çektin içim yandı
Dayanmaz gönlüm hasretine
Arzularımdan gelip geçersin
Yaslanmaz başım dizlerine.

Gurbet olunca yollar uzar
Uzar da nere gider
Dağa gider, taşa gider
Aşka gider, yar gider
Benim de başıma gelenler
Adamı / insanı kanser eder.

Derin bir ah çektin içim yandı
Yetişmez ömrüm gençliğine
Son nefesimden gelip geçersin
Yağmaz gözüm ellerine.

Darağac‑5?nda ipler uzar
Uzar da nere gider
Cana gider, kana gider
Sona gider, yar gider
Benim de başıma gelenler
Adamı / insanı kanser eder.

Söz : Ahmet Kaya &#; Ali Çınar
Müzik : Ahmet Kaya

ŞARKILARIM DAĞLARA
( MAYIS)

KUM GİBİ

Martılar ağlardı çöplüklerde
Biz seninle gülüşürdük
Şehirlere bombalar yağardı her gece
Biz durmadan sevişirdik

Acımasız olma şimdi bu kadar
Dün gibi dün gibi çekip gitme
Bırakta sarılayım/dolanayım ayaklarına
Kum gibi kum gibi ezip geçme

Sonbahar damlardı damlalarımıza
Biz seninle sararırdık
Aydınlansın diye şu kirli yüzler
Biz durmadan şavaşırdık

Acımasız olma şimdi bu kadar
Dün gibi dün gibi çekip gitme
Bırakta sarılayım/dolanayım ayaklarına
Kum gibi kum gibi ezip geçme

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

MAVİ&#;NİN TÜRKÜSÜ

Şu dağdaki gezene bak
Gözlerinin rengine bak
Mavi gözler kan kan olmus
Şu feleğin işine bak

Şu dağdaki gezene bak
Gözlerinin rengine bak
Seni vuran beni de vursun
Şu feleğin işine bak.

Dağlarda talan olur mu
Dosta hiç yalan
Ölürsem duyan olur mu
Şu feleğin işine bak.

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

ÖZGÜR ÇAĞRI

Sana yalan söyleyemem
Darılırsın yavrucağım
Ağabeyin bir gün dağdan döner
Giden gelmez, geri dönmez
Bilmiyormusun yavrucağım
Sen üzülme, sıra bende
Gideceğim yavrucağım

Elverir ki çoşku
Haylaz çocuklarını boğazlamasın
Avunmak elbette kolaydır
Şehri yiğit bir türkü gibi dolaşmak
Dağlara destanlar, düşünmek kolaydır
Hapislere bir sevinç çığlığı gibi düşmek
Kızların diri gögüslerinde
Matbaalarda
Ve kongre zabıtlarında dünyayı tazelemek
Yeryüzüne depremler düşürmek
Çünkü binlerce militanın rüzgarlı macerası
Bir kurşun bile değildir namusun mavzerine
Gönl
&#;fcn kahpeliğine tutsaksın açıkçası
Asıl savaş alanı suskundur arkadaş
Sahipsizdir
Asıl savaşcılar afyonlu,mütevekkil
Öyleyse
Şehrin girdabında çalkalanan zulüm
Halkın şanlı isyanına işaret değil
Bodrum duvarlarına öfkeli yazıları
Tırnaklarınla kazıyorsan da

Sana yalan söyleyemem
Darılırsın yavrucağım
Ağabeyin bir gün dağdan döner
Giden gelmez, geri dönmez
Bilmiyormusun yavrucağım
Sen üzülme, sıra bende
Gideceğim yavrucağım

Bulvara dökülen bildiriler
Harcanan bunca emek,bunca değer
Fokurdayan metal potası
İşleyen rotatifler
Cesetleri iğnelemek gibi birseydir
Ve zaman usulca göz kırpıp telaş
u?na
Homurdanarak çekip gitmiştir
Yani bu
Aşağılık bir dramdır artık
Çünkü jarjuruna
Boş kovanları dolduran adam
En azından kendinden utanmalıdır
Yani yetsin diyorum
Şarkılarınızı dağlarıma sürün diyorum
Uzatın ellerinizi diyorum
Uzatın tanışalım
HELALLAŞALIM&#;.

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya
Şiir : Orhan Kotan

SABIR KALMADI

Her şarkının içinde
Ben seni görürüm
Sevda nefes gibi
Çekmessem ölürüm

Sabır kalmadı içimde
Dertler yaş oldu gözümde
Bu yoksulluk denizinde
Boğulmadan gel

Sensiz isyan ettim her an
Dünyam kahır, dünyam zindan
Yine başım duman duman
Olmadan gel&#;

Yıllardır ne bir haber
Ne bir selamını aldım
Bu koskocaman dünyada
Sensiz yapayalnız kaldım.

Sabır kalmadı içimde
Dertler yaş oldu gözümde
Bu hasretlik denizinde
Boğulmadan gel

Sensiz isyan ettim her an
Dünyam kahır, dünyam zindan
Yine başım duman duman
Olmadan gel&#;

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

YALAN DA OLSA

Sokak ortasında bir kadın bar-bağırıyordu
Kendini arıyor, kendini soruyor bağırıyor
Sesi kulaklarımda bir kurşun gibi patlıyor
Yalan da olsa haklılar diyoruz ama
Bu da yetmiyor.

Gece yarısı vardiyada işçiler tedirgin üşümekte
İşten değil, güçten değil, içten üşümekte
Zaman geçmekte, zaman gecikmekte, zaman üşümekte
Yalan da olsa birleşiyorlar ama
Bu da yetmiyor.

Gece yarısı bir müzisyen evine yine geç dönüyor
Taksi parası bile yok cebinde ama evine dönüyor
İki damla yaş geliyor gözlerinden cigarası sönüyor
Yalan da olsa zenginiz / ya
Bu bize yetmiyor.

Yalnızım yalnızlığım beni dinlemekte
Yalan da olsa ne v ar ki bu şarkıyı / şarkıları söylemekte
Yalan da olsa içimden bir bulut akıp gidiyor
Yalan da olsa mutluyum / ya
Bu bana yetiyor.

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

BİZE NE OLDU

Gece düştüm sokaklara
Her yerde seni aradım
Birden karşıma çıktın
Seni gördüm ağladım.

Yine nekadar iyiydin
Yine nekadar sıcak
Oysa neler anlatıyordum içimden
Artık, diye bilmem imkansız.

Söyle söyle yar bize ne oldu
Yine gönlüm derbeder oldu
İstedim gözünü öpeyim
Gözlerin düşmanım oldu.

Alışamadım yalnızlığına
Karanlığa çok uzağım
Ne olur södürme ışıkları
Karanlığa alışacağım.

Gitme bu gece, gitme, gitme
Ne olur kal benimle
Ağlatmasın şarkılarım ağlatmasın
Belki bu son gece.

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

BENİ BUL
( KASIM)

ARKA MAHALLE

Ağladım göz yaşlarım döndü denize
Ben derdimi kimseye söyleyemedim
Kurşunlara gelirken arka mahlede
Düştüm de yerlere bir of demedim

Başıma neler geldi sana diyemedim
Beni kaçkere dövdüler
Adını söylemedim of of of of
Yıkılsın evin

Ağladım gözyaşlarım düştü ateşe
Yine de bu yangını söndüremedim
Bağıra bağıra yazdım seni içime
Bir kez olsun yüzünü güldüremedim.

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

BENİ BUL ANNE

Dün gece gördüm düşümde
Seni özledim anne
Elin yine ellerimde
Gözlerin ağlamaklı
Gözyaşlarını sildim anne.

Camlar düştü yerlere
Elim elim kan içinde
Yanıma gel yanıma anne
İki yanımda iki polis
Ellerim kelepçede
Beni bul beni bul anne.

Dün gece gördüm düşümde
Seni özledim anne
Gözlerinden akan bendim
Düştüm göğsüne
Söyle canın yandı mı anne.

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

CAN YOLDAŞIM

Yağmur yağar sel olurum
Toprak döner toz olurum hey
Seni sevdim gam çekmeden
Gün ortasında ölürüm hey.

Canım benim can yoldaşım
Gül tenimde kara benim hey
Gül tenimde belam benim hey.
Vah, vah&#;

Gün doğarken meyhanede
Bardağım da rakım benim hey
Çorbam da tuzum, közde biberim
Belim de silahım benim hey.

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

SENİN DERDİNDEYİM

Kapıyı vurdun ardımdan
Ölecektim ben kahrımdan
Beni vursalar anlımdan
Yine senin derdindeyim.

Geçip karşımda dursan
Hem bağırsan hem de kızsan
Beni kaleş / kaleşnikof ile vursan
Yine senin derdindeyim.

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

YILDIZLAR VE YAKAMOZ
( ARALIK)

YAKAMOZ

Yağmur yağar ıslanırsın vay aman
Güneş doğar kaybolursun vay aman
Ay ışığı der durursun vay aman
Yakamozsun sen

Sessiz sessiz ağlar gibisin vay aman
Zaman geldi gideceksin vay aman
Bırak ay gitsin sen kal bu gece
Umudumsun sen.

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

AĞLAMA BEBEĞİM

Ağlama bebek ağlama sende
Umut sende her şey sende
Yağmur gibi gözlerinden akan yaş niye
Bu kırgınlık bu dargınlık sıkıntın niye

Çok uzakta öyle bir yer var
O yerlerde mutluluklar
Bölüşülmeye hazır
Bir hayat var

Ağlama bebek ağlama sende
Yarın sende her şey sende
Dalıp, dalıp derinlere düşünmen niye
Bu suskunluk bu durgunluk kırgınlık niye.

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

KARANLIKTA

Akşam olur karanlıklar çökende
Devriyeler adım, adım gezen de
Kar kaplamış solmuş güller gören de
Sarılıp dallarına öpesim gelir

San ki gökten kar yerine kan yağıyor
Kar altında üşümüş bir çocuk ağlıyor
Yaşlı gözler ile bana bakıyor
Akan gözyaşını içesim gelir

İşte böyle karanlıklar çökende
Devriyeler adım, adım gezen de
Yar uykuda ben yine pencerem de
Doğacak güneşi göresim gelir.

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

DOSTA DÜŞMANA KARŞI
( MART)

SÖYLE

Söyle yağmur çamur
Değmedi yüreğime
Şimdi ben nerdeyim
Sen nerde

Söyle ay doğmadan
Düşmesin yaş gözüme
Şimdi ben nerdeyim
Sen nerde

Dışarıda kar yağıyor
Benim içime yağmur
Ağlama gözbebeğim
Biraz daha dur

Yüregime basa basa
İçimden yar gidiyor
Ağlama iki gözüm
Biraz daha dur

Ay ayy ay yanıyor ömrüm

Vallah yağmur çamur
Değmedi yüreğime
Söyle ben nerdeyim
Sen nerde

Söyle ay doğmadan
Düşmesin yaş gözüme
Söyle ben nerdeyim
Sen nerde

Söyle yağmur söyle
Değmeden yüreğime
Söyle gökyüzüne
O nerde

Söyle ay doğmadan
D_ fcşmesin yaş gözüme
Söyle gökyüzüne
O nerde

Ay ayy ay yanıyor ömrüm

Söyle baksın gece
Dağlardan hasretime
Söyle bilmesen de
O nerde

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

HOŞÇAKALIN GÖZÜM
( TEMMUZ)

SİZ YANMAYIN (SÜRGÜN)

Ağlama bu günler gelir de geçer babam
Ağlama bu dertler elbet biter babam
Ocaksız köylerimde dumanlar tüter elbet
Ben yandım sen yanma allah aşkına

&#;Burda, bu şarkımı söylerken, benim Türkiye&#;de yaşadığım çok zor
günlerde bir merhaba&#;sını istediğim, fakat o merhaba&#;yı benden
esirgeyen, ulusal anlamda aynı kaderi paylaştığım bütün arkadaşlarıma
ve dostlarıma ince bir sitemdir. Umarım bunu anlarlar&#;&#;

İki damla gözyaşımla
Satıldım pazarlarda
Kırdılar yüreğimi
Kırdılar azarlarla
Sürgünlere yolladılar
Sabah dörtte yağmurlarla
Ben yandım
Siz yanmayın allah aşkına.

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

MEMLEKET HASRETİ

Giderim buralardan
Giderim bir gece vakti
Umurumda olmaz bilirim
Ya beni sararsa
Memleket hasreti

Bağırsan duyamam ki
İstanbul&#;da değilim ki
Çağırsan gelemem ki
Varna&#;da değilim ki
Uzaklardayım
Ben bende değilim ki
Ya beni sararsa
Memleket hasreti.

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

HADİ BİZE GİDELİM

Yapma bana bu nazı
Kırarım şimdi sazı
Suratını asıpta
Kışa döndürme yazı
Cehennem etme yazı.

Hadi bize gidelim yar
Şişeleri dizelim yar, olmazsa
İçelim, içelim ölümüne içelim
Karakola düşelim yar.

Bakma öyle gözüme
İnanmadım sözüne
Ben ne hatunlar gördüm
Güvenilmez sözüne.

Gecelere gidelim yar
Ödülleri alalım yar
İçelim, içelim ölümüne içelim
DGM&#; ye düşelim yar.

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

HOŞÇAKALIN GÖZÜM

Nedir bu başımdaki felaket
Kırk yıldır sefalette bu Ahmet
Kefenimi alın dikin bir zahmet
Gömün beni, gömün beni bir başıma.

Elimde değil, susamıyorum&#;

&#;Hele bir ışıklar sönsün
Hele bir kapansın kapılar
Sular durulsun
Bıçak atacağım daha 12&#; den.

Kısa devre yapsın kalbim
Ellerim inatla dökülsün cigaraya
Dağlarda ay büyüsün
Sular köpürsün
Sen beni o zaman gör.

Hele küssün meydanlar
Dehşetin oğlu gülsün
Ağır bir köpek karanlığı
Ve tüm mayınlar patlasın
Sen beni o zaman gör.

Kaldırımlara yağmur dökülsün
Dağılsın dişlerimde gülü?ler
Kaybettiklerim bir dönsün
Sen beni o zaman gör.

Yalnızlık ne demek
Kül olsun uykular
Kuşlar silinsin gözlerimden
Sen beni o zaman gör.

Saçlarımda kırılsın kar
Baştan çizilsin uçurumlar
Kırılsın camlar
Sen beni o zaman gör.&#;

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya
Şiir : Gülten Kaya Hayaloğlu

BİRAZ DA SEN AĞLA
( ARALIK)

BİR DE SEN GİTME

Akşamlar böyle biter
Hep böyle dertli biter
Evli evine gider
Kuşlar yuvaya döner

Bir de sen gitme
Bir de sen gitme içimden
Yaralıyım ben

Giden bu yolculardan
En çok ben şanssızım
Ne kadar çok yaşadıysam
O kadar çok yalnızım

Biraz da sen ağla
Ölürken bile hasretim sana
Bir tek sen anla

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

ÇİLLİ KEDİ

( yılında Refahyol hükümetinin iki liderine taşlama olarak yazılmıştır&#;)

Bu yoksulluk beni delledi
Aldı aklım yaktı külledi

Bunu yapan iki kişi
Biri erkek biri dişi
Halden bilmez iki kişi
Vay!..

Çilli kedi, çilli kedi vay
Ciğerimi yedin kedi vay

Bunu yapan iki kişi
Biri erkek biri dişi
Halden bilmez iki kişi
Vay bee!..

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

NİYE BÖYLE ANNE

Yüzüne baktığımda
Neden yüzü gülmüyor
Tam sabah olacak derken
Birden gece oluyor

Öyle çok yalnızım ki
Sığmıyorum geceye
Ay bile bak kararmış
Hüzün çökmüş geceye

Niye böyle Anne
Niye başım dönüyor
Niye böyle Anne
Niye içim geçiyor

Yüzüne baktığımda
Neden yüzü gülmüyor
Tam sabah olacak derken
Birden gece oluyor

İnsanlar yalnızdırlar
Sığmıyorlar geceye
Ay bile bak kararmış
Hüzün çökmüş geceye

Niye böyle Anne
Yine başım dönüyor
Niye böyle Anne
Yine içim geçiyor

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

BENDEN SELAM SÖYLEYİN

Yağmurdan çıkar gelirdim
Başımı öne eğerdim
İşsizdim biliyordun
Çaresizdim biliyordun
Yine de çok seviyordun
Ya sonra?

Benden selam söyleyin,
O nazlı sevgiliye
Tutsakmış da ne olmuş
Demiş birisine
Benden selam söyleyin
O nazlı gözlerime
Unutamadım unutamadım

Acı tatlı günlerimiz
Oldu elbette (bizim de)
Anlatırdım gülerdin
Gözlerimden öperdin
Bu günler geçecek derdin
Ya sonra?

Benden selam söyleyin,
O nazlı sevgiliye
Hapismiş de ne olmuş
Demiş birisine
Benden selam söyleyin
O nazlı gözlerime
Unutamadım unutamadım

Söz : Ahmet Kaya
Müzik : Ahmet Kaya

AHMET ARİF OTUZ ÜÇ KURŞUN TÜRKÜ SÖZLERİ

1.
Bu dağ Mengene dağıdır
Tanyeri atanda Van&#;da
Bu dağ Nemrut yavrusudur
Tanyeri atanda Nemruda karşı
Bir yanın çığ tutar, Kafkas ufkudur
Bir yanın seccade Acem mülküdür
Doruklarda buzulların salkımı
Firari guvercinler su başlarında
Ve karaca sürüsü,
Keklik takımı&#;
Yiğitlik inkar gelinmez
Tek&#;e &#; tek döğüşte yenilmediler
Bin yıllardan bu yan, bura uşağı
Gel haberi nerden verek
Turna sürüsü değil bu
Gökte yıldız burcu değil
Otuzüç kurşunlu yürek
Otuzuç kan pınarı
Akmaz,
Göl olmuş bu dağda&#;
2.
Yokuşun dibinden bir tavşan kalktı
Sırtı alaçakır
Karnı sütbeyaz
Garip, ikicanlı, bir dağ tavşanı
Yüreği ağzında öyle zavallı
Tövbeye getirir insanı
Tenhaydı, tenhaydı vakitler
Kusursuz, çırılçıplak bir şafaktı
Baktı otuzüçten biri
Karnında açlığın ağır boşluğu
Saç, sakal bir karış
Yakasında bit,
Baktı kolları vurulu,
Cehennem yürekli bir yiğit,
Bir garip tavşana,
Bir gerilere.
Düştü nazlı filintası aklına,
Yastığı altında küsmüş,
Düştü, Harran ovasından getirdiği tay
Perçemi mavi boncuklu,
Alnında akıtma
Üç topuğu ak,
Eşkini hovarda, kıvrak,
Doru, seglavi kısrağı.
Nasıl uçmuşlardı Hozat önünde!
Şimdi, böyle çaresiz ve bağlı,
Böyle arkasında bir soğuk namlu
Bulunmayaydı,
Sığınabilirdi yüceltilere&#;
Bu dağlar, kardeş dağlar, kadrini bilir,
Evvel Allah bu eller utandırmaz adamı,
Yanan cıgaranın külünü,
Güneşlerde çatal kıvılcımlanan
Engereğin dilini,
İlk atımda uçuran
Usta elleri&#;
Bu gözler, bir kere bile faka basmadı
Çığ bekleyen boğazların kıyametini
Karlı, yumuşacık hıyanetini
Uçurumların,
Önceden bilen gözleri&#;
Çaresiz
Vurulacaktı,
Buyruk kesindi,
Gayrı gözlerini kör sürüngenler
Yüreğini leş kuşları yesindi&#;
3.
Vurulmuşum
Dağların kuytuluk bir boğazında
Vakitlerden bir sabah namazında
Yatarım
Kanlı, upuzun&#;
Vurulmuşum
Düşüm, gecelerden kara
Bir hayra yoranım çıkmaz
Canım alırlar ecelsiz
Sığdıramam kitaplara
Şifre buyurmuş bir paşa
Vurulmuşum hiç sorgusuz, yargısız
Kirvem, hallarımı aynı böyle yaz
Rivayet sanılır belki
Gül memeler değil
Domdom kurşunu
Paramparça ağzımdaki&#;
4.
Ölüm buyruğunu uyguladılar,
Mavi dağ dumanını
ve uyur-uyanık seher yelini
Kanlara buladılar.
Sonra oracıkta tüfek çattılar
Koynumuzu usul-usul yoklayıp
Aradılar.
Didik-didik ettiler
Kirmanşah dokuması al kuşağımı
Tespihimi, tabakamı alıp gittiler
Hepsi de armağandı Acemelinden&#;
Kirveyiz, kardeşiz, kanla bağlıyız
Karşıyaka köyleri, obalarıyla
Kız alıp vermişiz yüzyıllar boyu,
Komşuyuz yaka yakaya
Birbirine karışır tavuklarımız
Bilmezlikten değil,
Fıkaralıktan
Pasaporta ısınmamış içimiz
Budur katlimize sebep suçumuz,
Gayrı eşkiyaya çıkar adımız
Kaçakçıya
Soyguncuya
Hayına&#;
Kirvem hallarımı aynı böyle yaz
Rivayet sanılır belki
Gül memeler değil
Domdom kurşunu
Paramparça ağzımdaki&#;
5.
Vurun ulan,
Vurun,
Ben kolay ölmem.
Ocakta küllenmiş közüm,
Karnımda sözüm var
Haldan bilene.
Babam gözlerini verdi Urfa önünde
Üç de kardaşını
Üç nazlı selvi,
Ömrüne doymamış üç dağ parçası.
Burçlardan, tepelerden, minarelerden
Kirve, hısım, dağların çocukları
Fransız Kuşatmasına karşı koyanda
Bıyıkları yeni terlemiş daha
Benim küçük dayım Nazif
Yakışıklı,
Hafif,
İyi süvari
Vurun kardaş demiş
Namus günüdür
Ve şaha kaldırmış atını.
Kirvem hallarımı aynı böyle yaz
Rivayet sanılır belki
Gül memeler değil
Domdom kurşunu
Paramparça ağzımdaki&#;

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası