6 gün orucu nedir / 6 gün orucu nedir, ne zaman tutulur 2023? Şevval orucu ne zaman başlıyor? İşte Diyanet bilgisi

6 Gün Orucu Nedir

6 gün orucu nedir

Şevval ayının ne zaman başladığını ve Şevval orucu için nasıl niyet edileceğini araştırmaya başlayan vatandaşlar, Şevval orucunun faziletlerini de sorgulamaya devam ediyor. Peki, Şevval orunun önemi nedir, Şevval orucu nasıl tutulur? İşte Şevval orucu, faziletleri, tarihleri hakkında detaylar...

ŞEVVAL AYI NE ZAMAN?

Ramazan ayının ardından başlayan mübarek Şevval ayı, 2 Mayıs 2022 tarihinde başlayarak 30 Mayıs itibarıyla sona erecek.

ŞEVVAL ORUCU NE ZAMAN TUTULUR?

Şevval orucu, Ramazan'ın ardından tutulması tavsiye edilen bir oruç olarak bilinmektedir. Farz olmayan bir ibadet olan Şevval orucu, Ramazan ayından sonra tutulmaktadır. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v), "Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Şevval ayından altı gün ilave ederse, sanki yılın bütününde oruç tutmuş gibi olur." diyerek bu orucun önemine dikkat çekmiştir.

Yani Müslüman vatandaşlar, Ramazan ayının ardından gelen 30 günlük Şevval ayı içerisinde herhangi bir 6 gün oruç tutabilir.

ŞEVVAL AYI ORUCUNA NASIL NİYET EDİLİR

"Niyet ettim Allah rızası için Şevval orucu tutmaya" şeklinde niyet edebilir; Şevval ayında kaza orucu tutacaksanız; "Niyet ettim Allah rızası için Ramazan ayında tutamadığım orucumun kazasını tutmaya" diye devam edebilirsiniz.

ŞEVVAL ORUCUNUN ÖNEMİ NEDİR?

Ramazan'dan sonra Şevval ayında altı gün oruç tutmak müstehaptır. Hz. Peygamber (s.a.v.), "Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Şevval ayından altı gün ilave ederse, sanki yılın bütününde oruç tutmuş gibi olur." buyurmuştur. Bu oruç peş peşe tutulabileceği gibi ara verilerek de tutulabilir.

Şevval ayında nafile olarak tutulan oruç, Ramazan'da tutulmayan oruçların yerine geçmez; yani Ramazan'da tutulmayan oruçların ayrıca kaza edilmesi farzdır. Bir oruçta hem kaza hem de nafile yerine niyet edilmesi geçerli olmadığından Şevval ayında tutulan oruçta da bunlardan yalnız birine niyet etmek gerekir.

ŞEVVAL ORUCU NASIL TUTULUR?

Ramazan ayının ardından içerisine girilen Şevval ayında tutulan Şevval orucu, 6 gün boyunca devam eder. Şevval orucunu Ramazan Bayramı'nda tutmak haramdır. Şevval orucu, tıpkı Ramazan ayında tutulan oruç gibidir. İmsak vaktinde oruç başlar ve akşam ezanında oruç bozulur. Bu oruç art arda tutulabileceği gibi, ara verilerek de tutulabilir.

 

 

Ramazan’dan sonra gelen ay Şevval ayıdır.Bu ayda tutulan altı günlük oruca “altı gün orucu” adı verilir.

 

Müstehap olan bu “altı gün orucu”nu tutmak isteyenler, bunu peşpeşe tutabilecekleri gibi belli aralıklarla da tutabilirler. Bunların birini diğerine üstün kılacak dini bir delil yoktur. 

 

Ayrıca nafile ibadetlerde genişlik ve kolaylık esastır; o bakımdan şevval ayında tutulacak 6 günlük orucu da kişi, dilediği ve kolayına geldiği şekilde tutabilir. Şöyle ki: 

 

a) Dilerse hiç ara vermeden eda eder. 

 

b) İsterse haftanın pazartesi ve perşembe günlerinde tutarak tamamlayabilir. 

 

c) Arzu eder ve şartları da müsaitse, eyyam-ı biyz'ı yani ayın 13-14-15. günlerini de içine alarak tutabilir. 

 

Görüldüğü üzere son iki şıkta, iki sünneti birden yerine getirmiş olur. Yani hem şevval ayınının 6 orucunu hem de pazartesi-perşembe oruçlarını ya da eyyam-ı biyz sünnetlerini ifa etmiş oluyor kişi... 

 

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) "Kulların amelleri pazartesi ve perşembe günleri Rablerine arzolunur; ben de amellerimin oruçlu bulunduğum halde Allah'a arzolunmasını seviyorum" (Tâcu'l-Usûl, 2, 89.) buyurmuşlardır. Nitekim bir rivayette de, "Rasûlüllah (s.a.v.), pazartesi ve perşembe günleri oruç tutabilmek için imkân arardı-kollardı" (İbn Mace, Sünen, 1, 553. ) denilmiştir. 

 

Eyyam-ı biyz yani ayın parlak günleri olan 13-14-15. günleriyle alakalı olarak da buyrulmuştur ki, "Rasûlüllah (s.a.v.) ayın on üç, on dört ve on beşinci günlerinde biyz orucunu tutmayı emrederdi..." (el-Mübârekfûrî, M. Abdurrahman b. Abdirrahîm, Tirmizi şerhi Tuhfetü'l-Ahvezi, 3, 469. ) Tabii buradaki emirden kasıt tavsiyedir, bu orucun sünnet oluşudur. 

 

Sahih-i Müslim ve Sünen-i Tirmizî’de geçen bir hadis-i şerifte Rasûlüllah Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır: 

 

“Kim Ramazan ayında oruç tutar, sonra onun peşinden, şevval ayından da altı gün eklerse, sanki yılın tamamını oruç tutmuş gibi olur.” (en-Nevevî, Riyazu's-Sâlihîn, Hadis No: 1251.)

 

Âlimlerin çoğu bu hadis-i şerife dayanarak bu orucu tutmanın müstehap olduğunu ifade etmişlerdir. (el-Fetâva’l-Hindiyye, Hey'et, 1, 201. ) 

 

- Şevval ayında tutulan “altı gün orucu”nun mahiyeti nedir? 

 

- Bu orucu hemen bayramın ardından ve peş peşe mi tutmak gerekir? Yoksa belli aralıklarla da tutulabilir mi? 

 

- Kaza borcu bulunan kadınlar önce kazalarını mı tutmalı, yoksa “altı gün orucu”nu mu tutmalı? 

 

Şevval ayında tutulan orucun çok sevabı vardır. Üç hadis-i şerif:

 

(Ramazandan sonra Şevval ayında da 6 gün oruç tutan, anasından doğduğu günkü gibi günahsız olur.) [Taberanî]

 

(Ramazan orucuyla Şevvalde de 6 gün oruç tutan, bir yıl oruç tutmuş sayılır.) [İbni Mace]

 

(Ramazan ayı orucu on aya, ramazandan sonra tutulan 6 gün oruç da iki aya mukabil olur ki, böylece bir yıl oruç tutma sevabına kavuşulur.) [İbni Huzeyme]

 

 

Bu 6 gün orucun bayramdan sonra hemen tutulması iyidir. Aralıklı tutmak da caizdir. Kazaya niyet ederek tutmalı. Kaza oruçlarını, pazartesi ve perşembe günleri tutmak daha iyidir. Üç hadis-i şerif meali şöyledir:

(Ameller, pazartesi ve perşembe günleri arz olunur. Ben de amelimin oruçluyken arz olunmasını isterim.) [Tirmizi]

 

(Pazartesi ve perşembe, günahların affedildiği gün olduğu için oruç tutuyorum.) [Müslim]

 

(Cennetin kapıları pazartesi ve perşembe günleri açılır.) [Müslim]

 

 

Rabbim nasip etsin.(amin) Selam ve dua ile...






Keywords:şevval ayı orucu, şevval orucu kaç gündür, altı gün otucu, şevval ayı, oruç, sünnet, vacip,

<< Other posts

Şevval Orucu Nedir?

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır.Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır