hamilelikte kanda mikrop / Toksoplazma Nedir? Toksoplazmanı Nedenleri?

Hamilelikte Kanda Mikrop

hamilelikte kanda mikrop

GEBELİKTE UYGULANAN TESTLER

Gebelikte Annenin Karın Büyüme Hızının Tespiti

Gebeliğin ikinci yarısının başında rahim tam göbek deliği hizasına gelir ve elle hissedilir. Daha sonra ise mesane boşken yapılan ölçümlerde pubis (çatı) kemiği ile rahimin en üst yüksekliği arasındaki mezura ile ölçülen santimetre birimindeki mesafe az hata payıyla gebelik haftasını verir. İkiz gebelik, aşırı şişmanlık, mesanenin aşırı dolu olması, ölçen kişinin tecrübesiz olması gibi faktörler testin yanıltıcı sonuç vermesine katkıda bulunur.
Bu değerlendirme günümüzde doktorların büyük kısmının her antenatal değerlendirmede ultrason yapması nedeniyle giderek terk edilmektedir.
 
Kan gruplarının belirlenmesi

Anne ve baba adaylarının kan grupları parmaktan alınan kanda belirlenebilir. Anne adayının kan grubunun Rh(-), baba adayının ise Rh(+) olması durumunda Rh uygunsuzluğundan bahsedilir.
 
Tam kan sayımı (hemogram)

Damardan alınan kanda otomatik olarak sayım yapan aletler tarafından kanın çok çeşitli parametreleri belirlenir. Lökosit (akyuvar) sayısı , eritrosit (alyuvar) sayısı, eritrositlerin ortalama hemoglobin içeriği, büyüklükleri, trombosit sayısı, hemoglobin ve hematokrit değeri dışında daha çok sayıda parametre belirlenir. Kansızlık tanısı konarak bunun demir eksikliği, B12 ve/veya folik asit vitamini eksikliği veya kalıtsal bir hastalığa (akdeniz anemsisi taşıyıcılığı gibi) bağlı olup olmadığı konusunda genel bir fikir edinilir.
Lökosit sayısı gebeliğe bağlı fizyolojik artışın üstüne çıktığında ( ve üzeri) enfeksiyona, aşırı düşmesinde ise akyuvar yapımını bozan bir hastalığa işaret edebilir. Trombosit sayısı ise gebelikteki fizyolojik düşüşün daha altında düşmüş olarak saptandığında kanamayı durdurmaktan sorumlu bu hücrelerin gereksiz yere harcanmasına neden olan bir hastalıktan şüphelenilir.
 
Tam idrar tahlili (TİT)

İdrar vücudun bir aynasıdır. İdrar sedimentinde idrar yolu enfeksiyonu, idrarda taş veya "kum" varlığı saptanarak uygun tedaviye başlanır. İdrarda protein (albumin), aseton (keton), bilirubin, kan hücresi varlığı, ürobilinojenin aşırı artışı her zaman anormaldir ve ileri inceleme gerektirir. İdrarda glikoz varlığı ise gebelikte belli bir dereceye kadar normal kabul edilir, ancak yine de ileri inceleme gerektirir.
Gebelikte TİT oldukça sık olarak yapılır. Bunun amacı idrarda enfeksiyon bulgularını ortaya çıkarmak, erken gebelik döneminde aşırı bulantı ve kusmaları olan anne adayının genel beslenme durumunu değerlendirmek (idrarda aseton (keton) çıkışı açlığa işaret eder ve açlık derecesiyle doğru orantılı olarak keton pozitifliği de artar), gebeliğin ilerleyen aşamalarında idrarda protein varlığını ortaya çıkarmak (idrarda protein varlığı preeklampsi bulgusu olabilir) ve anne adayının yeterli su içip içmediğini değerlendirmektir (yetersiz su içildiğinde idrarın rengi koyulaşır ve dansitesi (yoğunluğu) artar).
 
İdrar kültürü

Gebelik idrar yolu enfeksiyonlarının gelişmesini kolaylaştırır. İdrar sedimentinde lökosit, eritrosit ve/veya bakteri görülmesi enfeksiyona işaret eder ve anne adayının şikayetleri varsa antibiyotik tedavisi gerektirir. Ancak antibiyotiklerin her türlü bakteriye etki etmemesi nedeniyle idrar kültürüyle bakterinin cinsi belirlenerek enfeksiyon tedavisi yapmak daha uygundur. Uygun koşullarda alınan idrar örneğinde var olan bakteri özel besin maddeleri eklenerek üretilir ve bakterinin bazı antibiyotiklere hassasiyeti ölçülür. Kültürde üreme olmazsa "steril" yani tedavi gerektirecek bakteri içermeyen idrardan bahsedilir. Üreme " koloni altındaysa" bu durumda üreyen bakterinin anne adayının kendisindeki bir enfeksiyondan değil numunenin barındırıldığı kaptan, genital dokulardan veya başka kaynaklardan bulaştığından şüphelenilir ve gerekirse tekrarlanır. "'in üzerinde üreme" durumunda ise mutlaka idrar yollarında tedavi gerektirecek sayıda bakteri var demektir. Bakterilerin hangi antibiyotiklere hassas olduğunu belirten antibiyogram raporuna göre uygun antibiyotik tedavisi verilir ve tedavi bitiminden 15 gün sonra tedavi başarısını değerlendirmek amacıyla idrar kültürü tekrarlanır.
Anne adayının hiç bir şikayeti olmasa bile idrar kültüründe üreme olduğunda ileride oluşabilecek ciddi enfeksiyonları önlemek amacıyla antibiyotik tedavisi yapılır. Bu amaçla anne adaylarında gebeliğin başında bir kez ve mümkünse sonuna doğru bir kez daha idrar kültürü yapılarak muhtemel bir üreme saptanır ve uygun bir şekilde tedavi edilir.
 
Enfeksiyon tarama testleri

Toksoplazma, Rubella (kızamıkçık) ve Sifiliz (frengi) tarama testleri tercihen gebelik planlandığı dönemde yapılır. Bu amaçla anne adayından alınan kanda Toksoplazma IgG ve IgM (antikorlar); Rubella IgG ve IgM ve sifiliz için genellikle VDRL adı verilen inceleme yapılır. Bu üç enfeksiyon erken gebelik döneminde geçirildiğinde bebekte anomali yaratabilen enfeksiyonların başında gelir ve gebelik öncesi dönemde belirlenmeleri bu yüzden daha uygundur.
Hepatit B ve HIV (AIDS) için tarama testleri ise genellikle gebeliğin sonlarına doğru yapılır. Hepatit B taraması için HBsAg ve AntiHBs incelemeleri yapılır. Anne adayında taşıyıcılık saptanması durumunda bebeğin annesinden enfeksiyonu kapmasının engellenmesi için aşıya ek olarak doğumdan kısa süre sonra immun serum tedavisi görmesi gerekir.
 
Ultrason (vajinal, abdominal)

İlk antenatal muayenede ve tercihen gebeliğin ilk haftalarında yapılan ultrasonun önemi büyüktür. Bu ultrason Son Adet Tarihi'nin (SAT) doğruluğunu onaylamak; SAT'ını bilmeyen anne adaylarında gebelik haftasını belirlemek; dış gebelik; mol gebeliği gibi durumları erken dönemde saptamak; gebelik üzerinde olumsuz etki yaratması muhtemel miyom ya dayumurtalık kisti gibi kitlesel lezyonları saptamak ve yine muhtemel bir çoğul gebeliği ortaya çıkarmak için son derece önemlidir. Bu amaçla erken gebelik haftalarında ( haftaya kadar) vajinal ultrason tercih edilmekle beraber, abdominal (karından) ultrason da kullanılabilir.
Daha sonraki gebelik haftalarında bazı doktorlar her antenatal muayenede ultrason incelemesi yapmayı tercih ederler. Bu uygulama mutlaka gerekli olmamakla beraber ilk ultrasonu takiben anomali taraması için gebelik haftaları arasında bir kez ayrıntılı ultrason incelemesi yapılması önemlidir.
Rutin ultrason incelemeleri dışında bebeğin yaşayıp yaşamadığından şüphelenilen her durumda (düşük tehdidi, bebek hareketlerinin hissedilmemesi, karnın büyümesinin durması gibi); İUGG (bebekte gelişme geriliği) şüphesi olduğunda; miyad geçmesinin değerlendirilmesinde ve normalden farklı bir seyir ortaya çıkan her durumda (ateşli enfeksiyon, tansiyon yükselmesi, ağrı gibi) ultrason incelemesi tekrarlanır.
 
 

IDC (İndirekt Coombs Testi)

Annenin kan grubu Rh(-), babanın kan grubu Rh(+) olduğunda Rh/Rh uygunsuzluğundan bahsedilir. Kan uyuşmazlığı olan anne adaylarında istenen bir incelemedir. Belli aralıklarla kanda bebeğin alyuvarlarına karşı gelişmesi muhtemel antikorlar bu yöntemle belirlenir. Antikorlar müspet bulunduğunda ileri bir inceleme gerekebilir.
 
Üçlü test (İkinci trimester Down sendromu tarama testi)

Gebeliğin haftaları arasında yapılan bir incelemedir. Anne adayından alınan kanda üç ayrı hormon tetkiki yapılarak Down sendromu ve Nöral tüp defekti riski belirlenir. Günümüzde daha çok bir üst versiyon olan dörtlü test kullanılır.
 
Üçlü Test

Üçlütest tüm anne adaylarına gebelik haftaları arasında önerilen bir kan testidir. Anne adayından alınan kanda üç ayrı hormon ölçümü yapılır. Hormon ölçüm sonuçları, anne adayının yaşı, kilosu, sigara kullanıp kullanmadığı gibi değişkenler ve gebelik haftasıyla birlikte özel bir bilgisayar programına girilerek işleme tabi tutulur. Bu işlem neticesinde anne adayının bebeğinde Trisomi 21 (Down sendromu), Trisomi 18 ve nöral tüp defekti (NTD) varolma olasılığı belirlenir. Hazırlanan üçlü test raporunda bu üç anormal durum için risk ayrı ayrı belirtilir

Anne adayından uygun gebelik haftasında alınan kanda ölçülen hormonlar gebelik testi bahsinden de tanıdığınız hCG (human chorionic gonadotropin) hormonu, büyük kısmı bebeğin karaciğerinden salgılanarak anne adayının kanına geçen AFP (alfa fetoprotein) hormonu ve uE3 (konjuge olmayan estriol) adlı hormondur. Bu hormonların anne adayı kanındaki değerleri gebelik haftalarına göre önemli değişiklikler gösterir.

Üçlü testin geliştirilmesi aşamasında gebelik haftası kesin olarak bilinen çok sayıda anne adayından alınan kanlarda bu üç hormonun ölçümleri yapılmış ve normal değerler alt ve üst sınır olarak belirlenmiştir. Bu normal değerler kolaylık ve birimlerde eşitleme sağlama açısından MoM (multiple of median-ortalamanın katları) olarak belirtilir. Ölçüm yapılan bu anne adaylarından daha sonra Down sendromlu, Trizomi 18'li ve NTD'li doğum yapanların hormon değerlerinde MoM değerinden sapma dereceleri hesaplanarak, ne kadar sapmanın riski ne derece artırdığı istatistiksel olarak belirlenmiş ve risk belirleme sistemi bir bilgisayar programı yardımıyla otomatize edilmiştir.

Özet olarak; alınan kanda belirlenen MoM değerleri, yaş, kilo, gebelik haftası gibi değişkenlerle birlikte bilgisayar programına girilmekte ve bu program altyapısında bulunan verilerle karşılaştırma yaparak normalden sapmanın derecesine göre riski rakamsal olarak vermektedir.

 
Dörtlü Tarama Testi

Dörtlü tarama testi (dörtlü test) anne adaylarına gebelik haftaları arasında önerilen bir kan testidir. Anne adayından alınan kanda dört ayrı hormon ölçümü yapılır. Aslında dörtlü test, tarama hassasiyetini artırmak amacıyla üçlü test incelemesinde yapılan üç maddeye İnhibin A adı verilen maddenin eklenmesiye oluşturulmuş bir testtir.

Bu testte de aynen üçlü testte olduğu gibi, dört hormon ölçümünün sonuçları, anne adayının yaşı, kilosu, sigara kullanıp kullanmadığı gibi değişkenler ve gebelik haftası özel bir bilgisayar programına girilerek işleme tabi tutulur. Bu işlem neticesinde anne adayının bebeğinde Trisomi 21 (Down sendromu), Trisomi 18 ve nöral tüp defekti (NTD, bebekte omurgada açıklık)) varolma olasılığı belirlenir. Hazırlanan dörtlü test raporunda bu anormal durumlar için risk ayrı ayrı belirtilir.

Üçlü testin hassasiyeti %60 olarak kabul edilmektedir.

İnhibin A adı verilen madde de ölçüme eklendiğinde yani kısacası dörtlü tarama uygulandığında hassasiyet oldukça yükselmiş ve %80'lere çıkmıştır.

Dörtlü testte anne kanında beta-hcg, alfa-feto protein (AFP), serbest estriol (uE3) ve İnhibin-A adı verilen maddelere bakılır ve değerler o gebelik haftasında bulunan bir anne adayının ortalamasıyla karşılaştırılarak normalden sapma olup olmadığına, sapma var ise sapmanın derecesi belirlenir. Sapmanın derecesine göre ortaya risk, yani olasılık hesapları çıkar.

Dünyada ve ülkemizde dörtlü test, üçlü tarama testine göre daha hassas bir test olduğundan, üçlü test giderek tarihe karışmaktadır.

Bazı doktorlar anne adaylarına hem testi (İkili Test) ve dörtlü testi beraberce yaparken, bazı doktorlar sadece ikili test, bazı doktorlar da sadece dörtlü test yaparlar. Her doktor kendi yetiştiği ekole ve kendi tecrübelerine göre hareket eder ve hangi yaklaşımın daha üstün olduğu net değildir.

Dörtlü testte risk yüksek çıktığında bu bebekte bir sorun olduğu anlamına gelmez ve kromozom anomalili bebek doğurma olasılığı istatistiksel olarak yükselmiş olduğundan, aynen üçlü testte olduğu gibi amniyosentez önerilir.

 
testi (İkili test, Birinci trimester Down sendromu tarama testi)

Adından da anlaşılabileceği gibi gebeliğin haftaları arasında yapılan bir incelemedir. Ultrasonda bebeğin ense pilisi kalınlığı belirlenir ve anne adayından alınan kanda iki ayrı madde bakılarak Down sendromu riski belirlenir. Down sendromu riskini belirleme yanında başka önemli avantajları da vardır.
 

Hamilelikte İkili Test - Ense Kalınlığı Ölçümü

Türkiye'de Trizomi 21 (Down sendromu) risk belirlemesinde kullanılan en yaygın test halen üçlü testtir. Ancak bebeğin gebelik haftaları arasında ense pilisi kalınlığının ölçümü, beraberinde anne adayından alınan kanda beta HCG ve PAPP-A ölçümü ve bunlardan elde edilen değerlerin bilgisayara girilmesi ve özel bir programa tabi tutulmasıyla da Down sendromu riski belirlenebilmektedir.

 

Ense pilisi kalınlığı

Başta Trizomi 21 ve Trizomi 18 olmak üzere çeşitli kromozom anomalilerinin bir kısmında, fetuslarda ense kalınlığının bölgedeki sıvı birikimine bağlı olarak arttığının gözlenmesiyle birlikte bu ölçümün prenatal tanıda uygulanabilirliği hakkında teoriler üretilmeye başlanmıştır.

Erken gebelikte artmış ense pilisi kalınlığı ve aynı bebeğin ultrason görüntüsü

Fetusun ense pilisi kalınlığı trizomi dışında çok çeşitli nedenlere bağlı olarak artabilir. Bunlar arasında kistik higroma adı verilen sıvı birikimi yıllardan beri Turner sendromu (45 XO şeklindeki kromozom anomalisi) ile ilişkili olduğu bilinen bir durumdur. Gerçekten de kistik higroma tanısı konan ve bu nedenle ileri inceleme yapılan bebeklerde %70 oranında Turner sendromu adı verilen kromozom anomalisine rastlanmaktadır.

Fetusta kalp hastalıkları, akciğer hastalıkları, iskelet yapısıyla ilgili hastalıklar, konjenital enfeksiyon ve diğer hastalıklara bağlı olarak da ense kalınlığı artmış bulunabilmektedir.

Beta HCG ve PAPP-A

Kandaki beta HCG seviyesi gebelik ilerledikçe azalmaktadır. Trizomili bebeklerde bu azalma çok daha yavaş olmaktadır. gebelik haftaları arasındaki ölçümler Trizomi 21 olan bebeklerde bu azalmanın daha yavaş olduğunu doğrulamaktadır.

PAPP-A adı verilen madde ise gebelik ilerledikçe artan bir maddedir. Yine trizomili bebeklerde bu artışın normalden daha yavaş olduğu gözlenmiştir.

Adından da anlaşılabileceği gibi gebeliğin haftaları arasında yapılan bir incelemedir. Ultrasonda bebeğin ense pilisi kalınlığı belirlenir ve anne adayından alınan kanda iki ayrı madde bakılarak Down sendromu riski belirlenir. Down sendromu riskini belirleme yanında başka önemli avantajları da vardır.
 
PPG (Postprandial Glikoz) ve OGTT (Oral Glukoz Tolerans Testi)

Gebelik, diabet (şeker hastalığı) oluşma riskini artıran bir durumdur. Bu yüzden anne adayları gebelik haftaları arasında şeker yükleme testine tabi tutulurlar. Bu amaçla anne adayının risk faktörlerine göre 50 gram (PPG) ya da gram glikoz ile (OGTT) yükleme yapılır.
 
TSH (tiroid hormonu) ölçümü

Üreme çağında olan kadınların önemli bir kısmında tiroid hormonu salgısında sorunlar vardır. Genellikle tiroid bezinin az çalışması şeklinde rastlanan bu sorun, tiroid hormonlarının aşırı salgılanması şeklinde de olabilir. Bu gerçekten hareketle anne adaylarına günümüzde rutin olarak TSH adı verilen tiroid hormonu ölçümü yapılmaktadır. Hamilelik dönemi normal TSH değerleri normal erişkin değerlerinden daha farklı olarak ele alınır ve gerekli durumlarda anne adayına hormon takviyesi yapılır. Tiroid hormonu hastalığı olduğu zaten bilinen anne adaylarına ise ek olarak diğer bazı tiroid hormonu ölçümleri ve anti tiroglobulin gibi bazı maddelerin ölçümleri eklenebilir.
 
Kan biyokimyası

Gebelik başladığı andan itibaren kan biyokimyası önemli değişikliklere sahne olur. Buna bağlı olarak kan biyokimyası parametrelerinin normal değerleri değişir ve yorum yapmak zorlaşabilir hatta yanlış yorumlar yapılabilir.
Gebelik döneminde özellikle gebeliğin erken dönemlerinde başta karaciğer ve böbrek olmak üzere organların işlevlerini değerlendirmek için bir çok kan testi istenir. Belli bir hastalığı olmayan bir anne adayından bu tetkikleri istemenin gerekli olup olmadığı henüz tartışma konusudur.
 

Doppler ultrasonografi

Bir tarama testi olarak Doppler incelemesi

Yapılan çalışmalar, rahimden plasentaya ve buradan da bebeğe kan götüren yapıların haftalar arasında incelenmesiyle gebeliğin ilerleyen haftalarında preeklampsi, rahim içi gelişme geriliği gibi normaldışı durumların ortaya çıkması açısından daha büyük risk altında olan anne adaylarının belirlenebileceğini göstermektedir.

Bu verilere dayanılarak önerilen tarama testinde haftadan itibaren her iki rahim ana atardamarlarının ("uterin arter") kan akımları Doppler cihazıyla ölçülmekte ve ultrasonografi ekranında ortaya çıkan kan akımı dalga şekilleri görsel olarak gözden geçirilmektedir.

İnceleme neticesinde atardamarların bir veya ikisinin dalga şekillerinde görsel olarak çentikleşme ("notch")saptandığında ve / veya atardamarların bir veya ikisinin akım ölçümlerinde direnç artışı saptandığında inceleme "patolojik" olarak yorumlanmaktadır. Yine her iki atardamar akım ölçümleri arasında belirgin bir farklılık olması da patolojik olarak değerlendirilmektedir.

Tek taraflı çentikleşme özellikle erken ( haftada) yapılan ölçümlerde saptanabilmekte ve bu durum haftalarda tekrarlanan incelemelerde kaybolabilmektedir. Bazen tek taraflı çentikleşme gebeliğin sonlarına kadar devam edebilmektedir. Tek taraflı çentikleşmenin yukarıda sayılan riskleri ne kadar artırdığı konusunda yorum yapmak zordur.

Özellikle çift taraflı çentikleşme gözlendiğinde ve bu durum tekrarlanan ölçümlerde de devam ettiğinde riskin belirgin bir şekilde arttığı gözlenmektedir.

Yine direnç artışı veya iki arter arasında belirgin farklılık saptandığında da özellikle preeklampsi ve/veya rahim içi gelişme geriliği riski artmış bulunmaktadır.

Yukarıda sayılan tüm durumlarda gebeliğin seyri daha dikkatli bir şekilde izlenir.


Gebelikte yaşanan enfeksiyon d&#;ş&#;ğe neden olur mu?

Haberin Devamı

GEBELİKTE ENFEKSİYON DÜŞÜĞE NEDEN OLUR MU?

Rahmin iç tabakasına yerleşen ve herhangi bir belirti göstermeden ilerleyen enfeksiyonlar da düşüğe ve doğum efektine sebep olabilir. Bu enfeksiyonlar ancak rahim ağzından alınan dokuların incelenmesi ile teşhis edilir.

KLAMİDYA ENFEKSİYONU

Klamidya adet dönemi dışında kanama, cinsel ilişki esnasında ağrı ve kanama, sarı renkli akıntı gibi belirtiler ile kendini gösterir. Bu enfeksiyonun tedavisinde mutlaka partnerlerin birlikte tedavi edilmesi sağlanmalı. Kısırlığa ve düşüğe neden olan klamidya enfeksiyonu doğumsal anomalilerin de nedenidir.

Pastörizasyonu iyi yapılmamış süt ürünleri ve şarküteri ürünlerinden, iyi pişirilmemiş etlerden bulaşan listeria, sıtma olarak da bilinen malarya, toksoplazmozis gondi, uçuk virüsü olarak da bilinen herkes simpleks, kızamıkçık, sitomegalo virüsü, parvo virüsü, suçiçeği, bakteriyel vajinoz kısırlığa, düşüğe, ölü doğumlara ve doğumsal anomalilere neden olan enfeksiyonlar arasında yer alır.

Bu enfeksiyonlar için mutlaka detaylı inceleme yapılmalı ve geciktirmeden tedavi edilmeli.

ENFEKSİYON TANISI NASIL KONULUR?

Enfeksiyonlar hem düşüğe hem de kısırlığa neden olabileceği gibi bebeğe de zarar verebilir. Cinsel ilişki, kan yolu, olumsuz hijyen şartları gibi pek çok farklı nedene bağlı olarak ortaya çıkan enfeksiyonlar mikrobiyolojik inceleme ile teşhis edilebilir.

Kişide kısırlık varsa doktorun tüp bebek tedavisinden önce enfeksiyon ihtimalini elemesi gerekmektedir. Enfeksiyon tanısı mikrobiyolojik inceleme ya da serolojik testler ile yapılabilir.

Eğer enfeksiyon tanısı konulursa antibiyotik tedavisine başlanabilir. Gebelikte kullanılacak ilaçların dikkatli seçilmesi gerekmektedir. Yapılan araştırmalar bazı ilaçların bebeğe ve gelişimine olumsuz bir yansıması olmadığını ortaya koymuştur. Gebelikte enfeksiyon sorunu göz ardı edilmemeli ve mutlaka kontrol edilmeli. 

#Enfeksiyon Belirtileri#Hamilelikte Enfeksiyon#Gebelikte Enfeksiyon

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Yazarın Tüm Yazıları

Hamilelikte İdrar Yolu Enfeksiyonlarından Korunmak Neden Önemli?

İdrar rengi koyu ve ağrı varsa dikkat!

Hamilelikte rahim büyüyüp idrar torbasına bası yaptığı için sık idrara gitme normal bir hamilelik bulgusudur. Ancak beraberinde idrar yaparken yanma sızı, kasıklarda baskı hissi ve ağrı da varsa idrar rengi koyu ise idrar yolu enfeksiyonundan şüphelenilebilir. Bu durumda erken tanı önemlidir. Çünkü idrar yolu enfeksiyonları ilerleyip böbrek enfeksiyonlarına yol açabilir. Oluşan yüksek ateş rahimde kasılmaların erken başlamasına dolayısıyla düşük ve erken doğuma neden olabilir. Tanı, idrar kültürü ile kesinleştirilip antibiogram dediğimiz hangi antibiyotiğe mikrobun duyarlı olduğu tespit edilerek uygun ilaç tedavisi ile tedavi edilmelidir.

Gebelik dönemi enfeksiyonun en çok arttığı dönem!

Gebelik dönemi, idrar yolu enfeksiyonlarına meyilin arttığı bir dönemdir. Hem hamilelikte oluşan fizyolojik değişiklikler hem de bağışıklık sisteminin baskılanması nedeniyle idrar yolu enfeksiyonları sık görülür.  Bu enfeksiyonlar basit mesane enfeksiyonu (sistit ) olabileceği gibi, ciddi böbrek enfeksiyonu (piyelonefrit) gelişimi de söz konusu olabilir. Özellikle piyelonefrit durumunda bebekte erken doğum riski daha fazladır.

Anne adayında meydana gelen hastalıklar sebep olabiliyor

İdrar yolu enfeksiyonuna çoğunlukla bağırsaktan gelen bakteriler neden olur. Yetersiz ve yanlış tahretlenme, cinsel ilişki, immün sistemi baskılayan hastalıklar, anne adayında şeker hastalığı, yapısal böbrek rahatsızlıkları, böbreklerde taş varlığı, önceden geçirilmiş üriner sistem ameliyatları gibi sebepler de görülme sıklığını artırabilir.

Tanı için gebeliğin ilk haftalarında test yapılıyor

Mesaneye ulaşan bakteriler burada hiç belirti vermeden yaşamlarını sürdürebilirler. Bu durum bir enfeksiyon olmamakla birlikte şartlar elverdiğinde hemen enfeksiyona dönüşebileceği için mutlaka saptanmalı ve tedavi edilmelidir. Bu durum tedavi edilmediğinde sistit oluşturabilen bir durumdur. Tanı için anne adaylarından tercihen gebeliğin ilk haftalarında ya da ilk kontrole geldikleri herhangi bir zamanda tam idrar testi ve kültürü istenir. İdrar kültüründe bakterilerde anlamlı üremenin olması ve anne adayında hiçbir belirti olmaması durumunda asemptomatik bakteriüri tanısı konur. Bu durumda kişinin hiçbir semtomu olmasa bile mutlaka antibiyotik ile tedavisi yapılmalıdır.

Tedavi edilmeyen enfeksiyon diğer organları da etkileyebiliyor

Hamilelik sırasında idrar yolu enfeksiyonu olduğunuzda idrar yaparken yanma hissi, sık sık idrara çıkma, sık idrar çıkışı, bulanık ve kötü kokulu idrar, ateş, kasıklarda ağrı veya rahatsızlık, mide bulantısı, kusma gibi sorunlar yaşayabilirsiniz. İdrar yolu enfeksiyonunu hemen tedavi etmek önemlidir. Tedavi edilmeyen enfeksiyon ilerlerse üşüme titreme, ateş, bulantı kusma ve yan ağrısı yapabilir ve bu bulgular böbrek enfeksiyonuna dönüştüğünün öncü belirtileri olabilir. Piyelonefrit hastanede yatarak tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Çünkü hem anne sağlığını etkileyen sistemik riskleri vardır hem de erken doğum riskini artırarak bebeğin sağlığını da riske sokar.

İdrar yolu enfeksiyonlarından korunmak için ; 

  • Gebelikte günde en az 2 litre su içilmeli veya sıvı alınmalıdıfunduszeue.infoınan sıvı idrar yollarından akımı artırarak idrar yollarının temizlenmesine yardımcı olur.
  • Ayrıca tahretlenme alışkanlığına dikkat edilmeli, makat bölgesi bakteriler vajen ve üretranın bulunduğu ön tarafa bulaştırılmamalıdır. Önce ön taraf sonra arka tarafın temizliğine özen gösterilmelidir. Aynı dikkate genital bölge hijyenine, cinsel ilişkilerde de dikkat edilmelidir.
  • Bitkisel anlamda yaban mersininin, idrar yolları duvarına mikropların yapışmasını azalttığı ve idrar yolu enfeksiyonlarından koruyucu olduğu yapılan çalışmalarla ispatlanmış olup bu konuda geliştirilen saşe formunda ilaçları da koruyucu anlamda sık idrar yolu enfeksiyonu geçiren kişiler kullanabilir.
  • Ayrıca bol miktarda probiyotik içeren yoğurt kefir gibi gıdaların tüketilmesi de hem florayı kuvvetlendirir hem de bağışıklık sistemimizi aktive ederek enfeksiyonlara olan yatkınlığı azaltabilir.

Gebelikte Kanda Mikrop Çıkması

Gebelikte Kanda Mikrop Çıkması
Gebelikte Kanda Mikrop Çıkması, gebelikte %10 civarı bayanda rastlanılan bir durumdur. Hem hamileliği hemde bebeği büyük derece de etkiler. Gebelikte bebek ölümlerine kadar neden olabilir. Aynı zamanda birçok hastalıklara da yol açabilir. Gebelikten önce de vücuda girmiş olan mikroplar, hamilelik esnasında daha çok artıp, kendini hamilelik sırasında açığa çıkarabilir. Anne karnındaki bebek, eşi sayesinde birçok mikrobik olaylardan ve mikroplardan korunur. Bebeğin içinde yaşadığı sıvı da birçok mikropları hem öldüren hemde üremelerini durduran bir yapıya sahiptir. Bu koruyucuların görevleri bebek haftalıkken başlar. Fakat bu kadar koruyucuya rağmen, bebeğin mikroplardan korunması bazen mümkün olmayabilir. Anne karnındaki bebek, günden güne büyümeye çalışırken böyle mikroplarla karşılaşması pek de iyi olmayabiliyor. Erken ya da geç gebeliklerde bebeğin bu şekilde mikroplarla karşılaşması, düşüklere, erken doğumlara, doğumsal sakatlıklara, anne karnındayken büyüme geriliğine, anne karnındayken ölümlere ya da yeni doğan ölümlerine sebep olabiliyor. Her ne kadar bebeğin eşi, bebeği korusa da bazı mikroplara karşı korumacı olamaya biliyor, böyle durumlarda mikrop önce bebeğin eşine oradan da direk olarak bebeğe ulaşıp ona zarar verebiliyor. Gebelikteki kanda çıkan mikroplar çok çeşitlidir. Enfeksiyonun seviyesi ve şiddeti birçok nedene bağlıdır. Bunlar; Mikrobun cinsine, miktarına, mikrobun giriş kapısına, bebeğin kaç haftalık olduğuna, bebeğin eşinin ve sıvısının miktarına, annenin bağışıklık sisteminin ne kadar kuvvetli olduğuna bağlıdır.

Gebelikte Kanda Mikrop Çıkması Nedenleri Ve Belirtileri

Gebelikte kanda mikrop çıkmasının birçok nedeni olabilir. Normalde, yaşam sıvısı olan kanımız, vücudumuzda oldukça steril halde bulunur. Kanımızda mikrop görülmesi, vücudumuzda çok uzun süre duran hastalıklardan da kaynaklanabilir, bu elbette hamilelikte bağışıklık sistemimiz biraz daha korumasız olduğu için daha fazla görülür. Bu mikroplar doktorun talep etmesi üzerine, kanda yapılan bazı testler sonucunda ortaya çıkar. Kanımızdaki mikrop zatürre, menenjit gibi hastalıklar sonucunda da ortaya çıkabilir. Bazı ameliyatlar sonucunda da kanımıza mikrop karışması olasıdır. Pis olarak yıkamadan yediğimiz yiyeceklerden, içtiğimiz suyun içinde olan mikroplarda direk kanımıza karışabilmektedir. En çok steril olması gereken yerlerimizden birisi de ellerimizdir, ellerimizden de çok rahatlıkla kana mikrop karışması olasıdır. Uzun süreli hastalıkların yanı sıra, genellikle ayakta geçirdiğimiz, boğaz enfeksiyonu, grip, nezle, faranjit, idrar yolları enfeksiyonu gibi rahatsızlıklar da kana karışarak, kanda mikrop çıkmasının nedenleri olabilir. Gebelikte de kanda mikrop olmasının belirtileri ise, kişinin kendini sürekli yorgun ve bitkin hissetmesi, sürekli uyku hali, aşırı halsizlik, kalp atışı hızlanması, şok geçirme durumu, deride döküntü, kaşınma, bazen ishal ve yüksek ateş gibi belirtiler verir. Bunların içinde ise en tehlikeli olanı gebelikte yüksek ateş tehlikesidir, özellikle bu gibi durumlar da bebekte kalıcı sakatlık gözlenebiliyor.

Gebelikte Kanda Mikrop Çıkması Tedavisi

Yukarıda saydığımız şikayetlerden, bir tanesi bile kişide fark ediliyorsa gerek bebeğin gerekse annenin sağlığı için, mutlaka en kısa zamanda bir doktora başvurulması gerekmektedir. Öncelikle bu şikayetlerle bir doktora başvurduğunuzda, doktorun ilk işi bir kan tahlili istemek olacaktır. Kan tahlilinin sonucuna göre, mikrobun ne seviyeye çıktığı, mikrobun hangi mikrop olduğu ortaya çıkacaktır. Doktor bunun sonucuna göre, özellikle hamilelikte her ne kadar antibiyotik yasak olsa bile, daha düşük dozda yada, akşam yarım, sabah yarım olmak üzere antibiyotik tedavisine başlayacaktır. Bu antibiyotik tedavisinin yanı sıra deride döküntü gibi şikayetleriniz varsa, buna uygun olarak merhem ve pomatta yazabilir.

Son Güncelleme :

Gebelikte Kanda Mikrop Çıkması ile ilgili bu madde bir taslaktır. Madde içeriğini geliştirerek Herkese açık dizin kaynağımıza katkıda bulunabilirsiniz.


0 Yorum Yapılmış "Gebelikte Kanda Mikrop Çıkması"


Kayıtlı yorum bulunamadı ilk yorumu siz ekleyin
Mide Mikrobu
Mide Mikrobu
Mide mikrobu, midede gelişen birçok sorun ve ülser Helikobakter Pilori adlı mikrop tarafından oluşmaktadır. Bu mikrobun ülsere yol açtığını Prof. Dr. Barry Marshall keşfetmiş ve bu keşif sayesinde Nobel Tıp Ödülünü kazanmıştır. Midede gelişen bu mikr
Göz Mikrobu
Göz Mikrobu
Göz Mikrobu, göz konumu itibariyle mikrop kapmaya elverişlidir. Bundan ötürü göz bakımı ve sağlığı dikkatli bir biçimde yapılması gerekir. Gözün mikrop kapmasıyla oluşan rahatsızlıklara Konjoktivit adı verilir. Gözlerin sürekli olarak aşırı der
Çocuklarda Kanda Mikrop
Çocuklarda Kanda Mikrop
Çocuklarda kanda mikrop, aslında yetişkinlere göre çok daha sık karşılaşılan bir durumdur. Bunun nedeni olarak ise çocukların vücudundaki bağışıklığın, yetişkinlere göre çok daha zayıf olmasıdır diyebiliriz. Çocuklar, oldukça hassas bir yapıya sahipt
Mide Mikrobu Diyeti
Mide Mikrobu Diyeti
Mide mikrobu diyeti, mide mikrobu dediğimiz helicobacter pylori denilen bakteridir. Bu bakteri sindirim sisteminde ülser oluşmasına neden olur. İleri aşamada mide kanseri ve lenfoma oluşmasına yol açabilir. Mide mikrobu varlığında, aşırı geğirme, şiş
Bağırsakta Mikrop Belirtileri
Bağırsakta Mikrop Belirtileri
Bağırsakta mikrop belirtileri, meydana geldiği zaman kişilerde çok ciddi sorunların ortaya çıkmasına neden olan durumlardır. Genellikle çocuklarda görülen sorunlardan biri olsa bile yetişkinlerde de günümüzde çok sık karşılaşılmaktadır. Çok çeşitli n
Boğazda Beta Mikrobu
Boğazda Beta Mikrobu
Boğazda beta mikrobu, ağrıyla ortaya çıkan, ardı sıra ateş ve halsizlikle devam eden bir tür mikrodur. Erken tedavi edilmediğinde, kal romatizması, nefrit gibi hastalıklara yol açıyor. Beta mikrobu, toplumda küçümsenmeyecek kadar çok. Bir şikâyeti ol
Bebeklerde Kanda Mikrop Neden Olur
Bebeklerde Kanda Mikrop Neden Olur
Bebeklerde Kanda Mikrop Neden Olur, Kan zehirlenmesi olarak bilinen ve sık rastlanan bir hastalıktır. Tıp dilinde septisemi olarak bilinir. Enfeksiyon kaynaklı olabileceği gibi kandaki bakterilerin çoğalması sonucu da oluşabilir. Sadece belirli bir b
Hastane Mikrobu
Hastane Mikrobu
Hastane mikrobu, günümüzde oldukça tehlikeli sonuçlara neden olmaktadır. Bu mikroptan ölenlerin satısı giderek artmaktadır. Ameliyat olma, doğum yapma, kanser gibi hastalıkların tedavisi gibi nedenlerle hastaneye gidenlerin kaptığı mikrop nedeniyle h
Mikrop Çeşitleri
Mikrop Çeşitleri
Mikrop Çeşitleri, canlıların gelişiminin araştırılmaya başlandığı kısacası mikroskobun icadından itibaren araştırılan bir konudur. Mikroplar gözle görülemeyecek kadar küçük tek hücreli canlılardır. Dünyanın her yerinde özellikle steril edilmemiş her
Mikrop
Mikrop
Mikrop, tek hücreli küçük canlılardır. Çeşitli hastalıklara sebep olurlar, öte yandan zararsız mikroplarda vardır. Tıpta mikropların çok önemli yeri olduğu için sırf mikroplarla uğraşmak için, mikrobiyoloji kolu alanlar kurulmuş. Canlı varlıklarda ol
Ağız Mikropları
Ağız Mikropları
Ağız Mikropları: Ağız hijyeni açısından ağız mikropları daha büyük önem taşır. Ağız mikroplarının sadece ağzımıza değil bütün vücudumuza zararı olduğu ve ciddi problemleri yol açtığı senelerce bilinmektedir. Diş hekimleri de ağızdaki mikropların diş
Kanda Mikrop
Kanda Mikrop
Kanda mikrop; her insanda görülebilen bir hastalıktır. Kandaki mikrobun tıptaki adı Septisemi'dir. Kandaki mikrobun insan vücudundaki en büyük zararı kan zehirlemesiyle ortaya çıkar. Genellikle ortaya çıkan bu sorunlar kişilerde acil müdahalelerin ge

 

Mide Mikrobu
Göz Mikrobu
Çocuklarda Kanda Mikrop
Mide Mikrobu Diyeti
Gebelikte Kanda Mikrop Çıkması
Bağırsakta Mikrop Belirtileri
Boğazda Beta Mikrobu
Bebeklerde Kanda Mikrop Neden Olur
Hastane Mikrobu
Mikrop Çeşitleri
Mikrop
Ağız Mikropları
Kanda Mikrop
Karaciğerde Mikrop
Diş Mikropları
Gözün Mikrop Kapması
Verem Mikrobu
Elimizdeki Mikroplar
Sıtma Mikrobu
Beta Mikrobu
Zatürre Mikrobu
Grip Mikrobu

Popüler İçerik

Karaciğerde Mikrop

Karaciğerde Mikrop

Karaciğerde mikrop, Karaciğer organımız diyaframın hemen altında sağ tarafta olan, yaklaşık olarak iki kilo ağırlığında koyu kırmızı renkte yumuşak bi

Diş Mikropları

Diş Mikropları

Diş Mikropları, Bakteri ve virüsler ancak mikroskop altında görülen çok küçük olan canlı varlıklardır. Bu küçük canlıların bir çok küçük tür ve çeşidi

Gözün Mikrop Kapması

Gözün Mikrop Kapması

Gözün mikrop kapması, özellikle çok hassas bir organ olması dolayısı ile çok kolaydır. Özellikle mevsim değişimlerinde ve yeterli temizlik sağlanmadığ

Verem Mikrobu

Verem Mikrobu

Verem Mikrobu, Oldukça ciddi rahatsızlıklara neden olan verem mikrobu bir çok ciddi hastalığı yanında getiren bir virüs türü olan verem mikrobu, verem

Elimizdeki Mikroplar

Elimizdeki Mikroplar

Elimizdeki mikroplar, çok çeşitlidir. Peki bu kadar mikrop nereden geliyor elimize? Tabiki temas ettiğimiz dış çevreden. Her gün metroda, otobüste, tu

Sıtma Mikrobu

Sıtma Mikrobu

Sıtma Mikrobu, Ciddi hastalıklara neden olan sıtma mikrobu yüzünden Asya ve Afrika da binlerce insanın ve yüzyılda ölmesine neden olan ciddi b

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası