sünnet i zevaid / Sünnet-i Hüdâ ve Sünnet-i Zevâid

Sünnet I Zevaid

sünnet i zevaid

Sünnet çeşitleri nelerdir? Sünnet-i hüda, sünnet-i gayr-i müekkede, sünnet-i kifaye gibi kavramları açıklar mısınız?

Değerli kardeşimiz,

Yapısal özelliği açısından uygulanan ayırımda sünnetin Hz. Peygamber (asm)’in sözleri (kavl), eylemleri (fiil) ve onaylayıcı tavırları (takrir) olmak üzere üç türden oluştuğu tesbit edilmiştir. Resûlullah’ın gördüğü ve duyduğu halde onay biçiminde yorumlanabilecek tavırları anlamına gelen takrirî sünnetin, ilgili davranışın en azından yasaklanmadığını gösterdiği, sözlü sünnetin içerdiği emir ve yasakların ise ilke olarak Kur’an’dakiler gibi bağlayıcı olduğu kabul edilmiştir.

Cuma namazıyla beş vakit farz namazlardan önce veya sonra kılınan sünnet namazlara “sünen-i râtibe / sünen-i revâtib”(belli düzen ve devamlılık içinde kılınan sünnet) denilmektedir. 

Tâbiîn fakihlerinden Mekhûl b. Ebû Müslim sünneti işlenmesi doğru yolu izleme (hüdâ), terkedilmesi sapkınlık (dalâlet) olan ve işlenmesi iyi (hasen) olmakla birlikte terkedilmesinde sakınca bulunmayan sünnet şeklinde iki kısma ayırmıştır. Bu ayırımı benimseyerek birincisine “sünnetü’l-hüdâ”, ikincisine “sünnetü’z-zevâid” adını veren Hanefî usulcülerine göre bayram namazları, ezan, kāmet ve cemaatle namaz gibi fiiller birinci tür sünnete örnek teşkil eder. İbadetlerle ilgili olmakla birlikte birinci türdeki sünnetler derecesinde olmayan sünnetlerle Hz. Peygamber (asm)’in dinî anlam taşımayan beşerî davranışları ikinci kısma girer.

Hanefîlerce yapılan bir diğer ayırıma göre, Hz. Peygamber (asm)’in devamlı yaptığı ve sırf bağlayıcı olmadığını göstermek için nâdiren terkettiği fiillere sünnet-i müekkede adı verilir. Abdest alırken ağıza ve buruna su vermek, sabah namazının farzından önce iki rek‘at namaz kılmak gibi. Bu kısma giren sünnetleri yerine getiren sevabı hak eder, terkeden ise cezayı hak etmemekle beraber, kınanma veya azarlanmaya müstahak olur.

Taat türünden olup Resûlullah (asm)’ın bazan yapıp bazan terkettiği fiillere ise sünnet-i gayri müekkede, nâfile ya da müstehap denilir. İkindi ve yatsı namazlarının farzlarından önce kılınan dörder rek‘at namaz, pazartesi ve perşembe günleri tutulan oruç bu türe örnek verilebilir. Bu kısma giren sünnetleri yerine getiren sevabı hak eder; yapmayan ise kınanma veya azarlanmaya müstahak olmaz [Zekiyyüddin Şa‘bân, İslâm Hukuk İlminin Esasları (trc. İbrahim Kâfi Dönmez), Ankara , s. ]. 

Diğer bir ayırıma göre sünnet vâcipte (farz) olduğu gibi, aynî ve kifâî şeklinde iki kısma ayrılır. Sünnetü’l-ayn diye nitelenen fiillerin bir kişi veya grup tarafından yerine getirilmesiyle toplumun diğer kesiminden bu sünnete uyma sorumluluğu ortadan kalkmaz. Sünnetler genellikle aynî niteliktedir. Sünnetü’l-kifâye olan bir fiil bir kişi ya da bir grup tarafından yerine getirilirse diğer kişilerin onu yapması istenmez. Meselâ bir beldede bazı kişilerin ezan ve kāmeti okuması bu tür sünnete örnek teşkil eder (Bedreddin ez-Zerkeşî, el-Baĥrü’l-muĥîŧ (nşr. Abdülkādir Abdullah el-Ânî), Küveyt /, I, ).

(Diyanet İslam Ansiklopedisi, Sünnet Maddesi.)

Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet

Peygamber efendimizin kendiliğinden emrettiği veya yaptığı ibadetlere (sünnet) denir.

 

Takıyyüddîn ibn-i Rezîn hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh, tefsîr ve hadîs âlimidir. (m. )’da Suriye’de Hama’da doğdu. (m. )’de Kâhire’de vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:

Peygamber efendimizin kendiliğinden emrettiği veya yaptığı ibadetlere (sünnet) denir. Sünnet ikiye ayrılır: 1- Sünnet-i hüda 2- Sünnet-i zevaid.

1- Sünnet-i hüda: Buna sünnet-i müekkede de denir. İslam dininin şiarıdır, başka dinlerde yoktur. Peygamber efendimiz bunları devamlı yapmış, nadiren terk etmiş ve terk edenlere de bir şey dememiştir. Ara sıra terk ettiği sünnetlere de (gayri müekkede) denir. Müekked sünneti, özürsüz [mazeretsiz] devamlı terk etmek mekruhtur, küçük günah olur. Namaz içindeki müekked sünnetleri terk etmek ise tahrimen mekruhtur. Dinimizin bütün hükümleri Kur'ân-ı kerimden çıkmaktadır. Bu hükümler üç kısımdır: a- Manaları açık olan ve ilim ehli tarafından bildirilen hükümlerdir. [Allah birdir gibi] b- Müctehidler tarafından ictihadla çıkarılan hükümlerdir. [Abdestin farzının, Hanefi’de dört, Hanbeli’de on olması gibi.] c- Bir kısmı ise çok gizlidir. Allahü teâlâ bildirmedikçe anlaşılamaz. Bunlar sadece Peygamber efendimize bildirilmiştir. Bu hükümler de Kur'ân-ı kerimden çıkartılıyor ise de, Peygamber efendimiz tarafından açıklandığı için bunlara (Sünnet) denir. Ezan okumak, cemaatle namaz kılmak gibi sünnetler (Sünnet-i hüda)dır.

2- Sünnet-i zevaid: Peygamber efendimizin, ibadet olarak değil de âdet olarak devamlı yaptığı şeylere denir. Zevaid sünnetleri terk etmek mekruh değildir. Peygamber efendimizin giyiniş şekli, iyi şeyleri yapmaya sağdan başlaması gibi şeyleri sünnet-i zevaiddir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Farza bağlı olan ve olmayan sünnet vardır. Farzdaki sünnetin aslı Allah’ın kitabındadır. Bu sünneti, [sünnet-i hüda’yı] almak hidayet, terki ise dalalettir. Diğer sünneti [sünnet-i zaide’yi] almak fazilet, terki ise günah değildir.) Peygamber efendimizin böyle âdet olarak yaptığı şeyleri yapmamak bid'at değildir. Bunları yapıp yapmamak, ülkelerin ve insanların âdetlerine bağlı olup, dini hükümler değildir. Her ülkenin âdeti başka başkadır. Hatta bir ülkenin âdeti zamanla değişir. Bununla beraber, âdete bağlı şeylerde de [Bir mazeret yoksa] Resulullaha tâbi olmak, dünya ve ahirette insana çok şey kazandırır ve çeşitli saadetlere yol açar.

Yazıyı PaylaşYazıyı Kaydet

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir