kaldırımlar şiiri / Kaldırımlar Şiiri - Necip Fazıl Kısakürek

Kaldırımlar Şiiri

kaldırımlar şiiri

Kaldırımlar


Kaldırımlar

18 Haziran

Dün bu sayfada Necip Fazıl'ın ''Dönemeç'' isimli şiirini verirken Necip Fazıl'ın ''Kaldırımlar'' isimli şiirinden de bahsetmiştim. Adını da anınca Necip Fazıl'ın en güzel şiiri olan ''Kaldırımlar'' isimli şiirini anlatmasam olmazdı.

Ancak şiiri geçmeden öne şu kısa bilgiyi vermek gerekiyor

yüzyılın en önemli Fransız şairlerinden Charles Baudelaire () Fransız edebiyatının en hüzünlü, en melankolik, en yalnız ancak Fransız şiirinin en büyük, en yüce ve piri olan bir şairi olarak kabul edilir. Charles Baudelaire’nin Türk şiiri açısından bir özelliği daha vardır: Charles Baudelaire, Türk şairlerini en çok etkileyen bir şairdir.

Daha önceleri bu sayfalarda yazmıştım: Ahmet Hâşim’in Baudelaire’den etkilendiğini. Hatta Ahmet Hâşim’in sizlere bu sayfada tanıtımını yaptığım ‘’O Belde’’ isimli şiirini Baudelaire’nin ‘’Uzak İklimlerin Kokusu" isimli şiirinden etkilenerek yazdığını… Hatta hatta bu konuda intihal diyen eleştirmenler de vardır. Charles Baudelaire’den etkilenen sadece Ahmet Hâşim değildir. Yahya Kemal’den, Attila İlhan’a ne kadar Fransa’da Paris’te eğitim almış, bulunmuş şairimiz varsa Charles Baudelaire’den etkilenmişlerdir.

Paris'te Sorbonne Üniversitesi'nde bir süre eğitim alan Necip Fazıl da Charles Baudelaire’den etkilenir. Hatta Necip Fazıl, Baudelaire'nin nin koyu bir  hayranıdır da. Belki de bundandır ki Mina Urgan, ‘’Bir Dinozorun Anıları’’ (Yapı Kredi Yayınları, ) isimli kitabında bu şiirin 7. kıtasının Baudelaire'den intihal olduğunu iddia eder.

Necip Fazıl Maarif Vekâleti tarafından yapılan sınav sonucunda Paris'te Sorbonne Üniversitesi'ne eğitime gönderilir. Genç Necip Fazıl orada kendisini bohem hayatına kaptırır ve tüm parasını harcar. Bu olayın ardından işte Necip Fazıl bu şiirini (Kaldırımlar) yazar. Basılı ilk hali, Hayat Dergisi'nin 19 Nisan tarihli sayısında (Sayı; 73, sayfa; 3) Osmanlıca olarak yer alır. Sonradan üzerinde değişiklikler yapılır.

‘’Kaldırımlar’’ şiiri Necip Fazıl Kısakürek’in tasavvuf müderrisi ve yılından itibaren İstanbul vâizi olan Abdülhakîm Arvâsî ile tanışmadan önceki zamanlarında 22 yaşında iken yazdığı bir şiirdir Necip Fazıl, yılına kadar bohem bir hayat sürerken, bu şahısla tanışınca mistisizme yönelir ve İslami kesimin belli başlı ideologlarından birisi haline gelir. Hatta Necip Fazıl bu tarihten önce yazdığı bir kısım şiirlerini inkâr eder, bir kısmında da yeni ideolojisine göre düzeltmeler yapar. Necip Fazıl'ın ‘’O ve Ben’’ (Büyük Doğu Yayınları, ) isimli kitabında müridi olduğu Abdülhakîm Arvâsî’yi anlatır. Bu kitapta Necip Fazıl hocasıyla ilgili münasebetini de şu dizeyle anlatır:

"Tam otuz yıl saatim işlemiş ben durmuşum
gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum."

''Kaldırımlar'' şiiri; benzetme gerekirse Fatih’in o yaşlarda İstanbul’u fethetmesiyle eşdeğer bir konuma sahiptir aslında Bu şiir ile Necip Fazıl "şairlerin sultanı" unvanını alır…

''Kaldırımlar'' şiiri Cumhuriyet döneminin Türkçede hece vezniyle yazılmış en güzel şiiridir. Arjantinli şair Jorge Luis Borges’ten esintiler taşıdığı söylenir. Şiir; ses / iç ses, imgelem, anlam ve tasvir gibi poetikasının tüm unsurları ile göz kamaştıran bir yapıttır. (Poetika: Şiir üzerine düşüncelerin ve teorilerin bütünü.) Edebiyatta ‘’şiir nedir?’’ diye sorsak ve cevap olarak ‘’Kaldırımlar’’ desek yeterdir aslında…

Şiirde büyük kentin ortasında yaşayan çağdaş insanın toplum içinde ve hatta kendi içinde yaşadığı yalnızlık inanılmaz dizelerle bir trajedi havasında anlatılır. Şiirin barındırdığı o poetik hava; yeri geldiğinde isyan, yeri geldiğinde teslimiyet ile insanın yaşadığı yalnızlığı daha güzel anlatılamazdı herhalde. Her bir kıtası insan ruhunu kavrayıp, tahlil ederek, kaçacak bir delik bırakmayacak şekilde nerede, hangi şehirde, şehrin neresinde olursanız olun sizi yakalar.

Şiir başlarda çok ilgi toplamışsa da bu durum Necip Fazıl’ı pek de mutlu etmez. Çünkü Necip Fazıl yanlış anlaşıldığını düşünmektedir. O; “yirminci yüzyılın ruhunu, amacını yitirmiş, toplumunda bunalım yaşayanların” şiirini yazmış, ancak şiiri okuyanlar “kaldırımlarda geceleyen, evsiz barksız birisinin” anlatıldığını sanmışlardır. Bu sebepten olsa gerek mısralardaki sözcükler ve diziliş Necip Fazıl tarafından zaman zaman değiştirilir. Bu değişikliklerin bir kısmında da anlattığım gibi ideolojik kaygılar nedeniyle yapılır!

Kaldırımlar şiiri üç bölümdür. Ben size yazımın sonunda bu üç bölümü de veriyorum En popüler olanı 1. Bölümdür. Tamamı kendimi bildim bileli ezberimdedir…

Dikkat ederseniz hep şiirin etrafında dolaştım, hala şiiri sizlere hakkıyla tanıtamadım. İtiraf etmem gerekirse; bu şiiri sizlere hakkıyla, layıkıyla tanıtabilecek kelime haznem yetersiz, cümlelerim kifayetsiz, anlatabilmem bir mümkünsüz, yazabilmem bir imkânsızdır. Şiir hakkında ancak şunu söyleyeblirim ki ‘’Kaldırımlar’’ı okumamışsanız eğer şiir okudum demeyin!

Şimdi nerede ve hangi vakitte olursanız olun Gece demeyin, gündüz demeyin, hava yağmurlu, sıcak, soğuk, rüzgârlı demeyin, çıkın dışarıya, atın kendinizi kaldırımlara ve yürüyün! Yürürken de bu şiiri mırıldanın: ''Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında; yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum. Yolumun karanlığa saplanan noktasında, sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.'' Şehrin o kadar kalabalıklığı, insan yığınları arasında hissettiğiniz yalnızlığa bir çare olarak yolunuzun karanlığa saplanan noktasında mutlaka sizi bekleyen bir hayal görürsünüz!

Osman AYDOĞAN

Kaldırımlar

I

Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.

Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.

İçimde damla damla bir korku birikiyor;
Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler
Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;
Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.

Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.

Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!

Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;
İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.
Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler.

Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.

Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya,
Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi

II

Başını bir gayeye satmış bir kahraman gibi,
Etinle, kemiğinle, sokakların malısın!
Kurulup şiltesine bir tahtaravan gibi,
Sonsuz mesafelerin üstünden aşmalısın!
Fahişe yataklardan kaçtığın günden beri,
Erimiş ruhlarınız bir derdin potasında.
Senin gölgeni içmiş, onun gözbebekleri;
Onun taşı erimiş, senin kafatasında.

İkinizin de ne eş, ne arkadaşınız var;
Sükût gibi münzevî, çığlık gibi hürsünüz.
Dünyada taşınacak bir kuru başınız var;
Onu da, hangi diyar olsa götürürsünüz.

Yağız atlı süvari, koştur, atını, koştur!
Sonunda kabre çıkar bu yolun kıvrımları.
Ne kaldırımlar kadar seni anlayan olur
Ne senin anladığın kadar, kaldırımları

III

Bir siyah kadındır ki, kaldırımlarda gece,
Dalgın bir hayal gibi eteğini sürükler,
Gözlerim onun kara gözlerine değince;
Ey kaldırım çocuğu, haydi düş peşime der.

Ondan bir temas gibi rüzgâr beni bürür de,
Kucaklamak isterim onu koynuma atıp
Bir türlü yetişemem, fecre kadar yürür de,
Heyhat, o bir ince ruh, bense etten bir kalıp.

Arkamdan bir kahkaha duysam yaralanırım;
Onu bir başkasına râm oluyor sanırım,
Görsem pencerelerde soyunan bir karaltı.

Varsın, bugün bir acı duymasın gözyaşımdan;
Bana rahat bir döşek serince yerin altı,
Bilirim, kalkmayacak, bir yâr gibi başımdan

Giriş bölümünde bahsetmiştim, şiirin sözcük ve mısralarının zaman içinde şairi tarafından değiştirildiğini. Üçüncü şiirinin değiştirilmiş şekli de şu şekildedir:

Bir esmer kadındır ki, kaldırımlarda gece,
Vecd içinde başı dik, hayalini sürükler.
Simsiyah gözlerine, bir ân, gözüm değince,
Yolumu bekleyen genç, haydi düş peşime der.

Ondan bir temas gibi rüzgâr beni bürür de,
Tutmak, tutmak isterim, onu göğsüme alıp.
Bir türlü yetişemem, fecre kadar yürür de,
Heyhat, o bir ince ruh, bense etten bir kalıp.

Arkamdan bir kahkaha duysam yaralanırım;
Onu bir başkasına râm oluyor sanırım,
Görsem pencerelerde soyunan bir karaltı.

Varsın, bugün bir acı duymasın gözyaşımdan;
Bana rahat bir döşek serince yerin altı,
Bilirim, kalkmayacak, bir yâr gibi başımdan

Necip Fazıl KISAKÜRAK


Yorumlar- Yorum Yaz

Necip Fazıl, Kaldırımlar

Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında,
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.

Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık.
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn-cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık.
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.

İçimde damla damla bir korku birikiyor,
Sanıyorum her sokak başını kesmiş devler,
Üstüme camlarını hep simsiyah dikiyor.
Gözüne mil çekilmiş bir ama gibi evler.

Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi,
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur ses kesilince sesi,
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.

Bana düşmez can vermek yumuşak bir kucakta,
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum&#;
Aman sabah olmasın bu karanlık sokakta,
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum.

Ben gideyim yol gitsin, ben gideyim yol gitsin,
İki yanımdan aksın bir sel gibi fenerler
Tak tak ayaksesimi aç köpekler işitsin.
Yolumun zafer takı gölgeden taş kemerler.

Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim!
Gündüzler size kalsın verin karanlıkları.
Islak bir yorgan gibi sımsıkı bürüneyim.
Örtün üstüme örtün, serin karanlıkları.

Uzanıverse gövdem taşlara boydan boya,
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
Dalıp sokaklar kadar esrarlı bir uykuya.
Ölse kaldırımların bu kara sevdalı eşi.

Kaldırımlar II

Başını bir gayeye satmış kahraman gibi,
Etinle, kemiğinle, sokakların malısın!
Kurulup şiltesine bir tahtaravan gibi,
Sonsuz mesafelerin üstünden aşmalısın!

Fahişe yataklardan kaçtığın günden beri,
Erimiş ruhlarımız bir derdin potasında.
Senin gölgeni içmiş, onun gözbebekleri;
Onun taşı erimiş, senin kafatasında.

İkinizin de ne eş ne arkadaşınız var;
Sükût gibi münzevi, çığlık gibi hürsünüz.
Dünyada taşınacak bir kuru başınız var;
Onu da, hangi diyar olsa götürürsünüz.

Yağız atlı süvari, koştur atını, koştur!
Sonunda kabre çıkar bu yolun kıvrımları.
Ne kaldırımlar kadar seni anlayan olur,
Ne senin anladığın kadar kaldırımları

Kaldırımlar III

Bir esmer kadındır ki, kaldırımlarda gece,
Vecd içinde başı dik, hayalini sürükler.
Simsiyah gözlerine, bir ân, gözüm değince,
Yolumu bekleyen genç, haydi düş peşime, der.

Ondan bir temas gibi rüzgâr beni bürür de,
Tutmak, tutmak isterim, onu göğsüme alıp.
Bir türlü yetişemem, fecre kadar yürür de,
Heyhat, o bir ince ruh, bense etten bir kalıp.

Arkamdan bir kahkaha duysam yaralanırım;
Onu bir başkasına râm oluyor sanırım,
Görsem pencerelerde, soyunan bir karaltı.

Varsın, bugün bir acı duymasın gözyaşımdan;
Bana rahat bir döşek serince yerin altı,
Bilirim, kalkmayacak, bir yâr gibi başımdan

Necip Fazıl Kısakürek
İZDİHAM

Benzer Yazılar

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası