oseonografya bilimi nedir / Oşinografi bölümü hakkında bilgi verebilir misiniz? | Soru & Cevap - Evrim Ağacı

Oseonografya Bilimi Nedir

oseonografya bilimi nedir

Meslekleri Tanıyalım: Okyanus Bilimci Ne Yapar?

Hepimiz coğrafya dersinde okyanusların yeryüzünün %70’inden fazlasını kapladığını öğrenmişizdir. Okyanusların hem doğa hem de insanlar üzerinde önemli etkileri var: Örneğin okyanuslar iklimlerin düzenlenmesini sağlar, atmosferdeki oksijenin önemli bir kaynağıdır, uluslararası ulaşım ve nakliye çoğunlukla okyanuslar aracılığıyla yapılır ve birçok ilaç etken maddesi okyanuslardan elde edilir. Okyanusların %80’inden fazlası ise keşfedilebilmiş değil.

Okyanusları inceleyen bilim dalına oşinografi denir. Oşinografi genel olarak okyanuslarda yaşayan canlıları, okyanus tabanının jeolojik özelliklerini, okyanus akıntılarını, tektonik hareketleri, okyanusun atmosfer ile etkileşimini, okyanusların kimyasal ve fiziksel özelliklerini inceler.

Okyanuslar ile ilgili araştırmalar yapan bilim insanlarına ise okyanus bilimci denir. Okyanus bilimciler farklı uzmanlık alanlarında çalışmalarını sürdürürler. Bu alanlar biyolojik oşinografi, kimyasal oşinografi, fiziksel oşinografi ve jeolojik (yer bilimi) oşinografidir.

Biyolojik Oşinografi

Biyolojik oşinografi, okyanuslarda yaşayan canlıları ve bu canlıların birbiriyle ve çevreleriyle etkileşimlerini inceleyen bilim dalıdır. Okyanuslarda biyolojik araştırmalar yapan bir okyanus bilimci okyanus besin ağını, okyanuslarda yaşayan canlıların sayılarını, gelişim aşamalarını, birbirleriyle ve çevreyle etkileşimlerini ve okyanuslarda yaşayan canlı çeşitliliğini inceler. Bu canlılar arasında çıplak gözle görülemeyen fitoplankton ve zooplankton gibi tek hücreli canlılar da yer alır. 

Okyanus bilimciler araştırmalarında kullanmak üzere okyanuslardan plankton örnekleri toplarlar.

Kimyasal Oşinografi

Okyanusların asitlik düzeyinin artmasının mercan kayalıkları üzerindeki etkisini inceleyen bir okyanus bilimci

Kimyasal oşinografi, biyojeokimyasal döngüler olarak isimlendirilen okyanus döngülerini, okyanus suyunun okyanus tabanı ve atmosferle olan kimyasal etkileşimlerini inceler. Okyanuslarda kimyasal araştırmalar yapan bir okyanus bilimci okyanus suyunun bileşenleri, okyanusları kirleten kimyasal maddeler ve bu kirleticilerin okyanuslarda yaşayan canlılar üzerindeki kimyasal etkileri üzerine çalışmalar yapar. Kimyasal oşinograflar aynı zamanda okyanus akıntılarının küresel ölçekte nasıl hareket ettiğini, okyanusların iklimi nasıl etkilediğini, geçmiş iklim koşullarını (paleoklimatoloji) ya da okyanuslardan doğal kaynak olarak (örneğin ilaç yapımında) nasıl yararlanabileceğimizi araştırır.

Fiziksel Oşinografi

Fiziksel oşinografi, okyanusların fiziksel özelliklerini (örneğin okyanuslardaki sıcaklık değişimlerini), atmosferin okyanusla ilişkisini, okyanus dinamiklerini ve okyanusların tabanı ve kıyılarla ilişkisini inceleyen bilim dalıdır. Okyanuslarda fiziksel araştırmalar yapan okyanus bilimciler dalga, akıntı, gelgit, hortum, girdap ve kıyı erozyonu gibi fiziksel olayların neden meydana geldiğini, okyanus-atmosfer etkileşiminin hava durumu ve iklim üzerindeki etkilerini, okyanus akıntılarının nasıl oluştuğunu ve hareket ettiğini inceler. Bu bilim insanları ışığın ve sesin okyanus suyunda nasıl iletildiğini de araştırır.

Okyanusların sıcaklığını gösteren harita

Jeolojik Oşinografi

Hidrotermal baca

Jeolojik oşinografi, okyanus dibinde bulunan deniz dağları (seamount), kanyon ve vadi gibi jeolojik yapıları inceler. Okyanuslarda jeolojik araştırma yapan okyanus bilimciler okyanuslardaki jeolojik yapılardan topladıkları örnekleri inceleyerek okyanus tabanındaki bu jeolojik şekillerin, levha hareketlerinin, okyanus akıntılarının ve iklimin milyonlarca yıllık tarihini araştırır. Bu araştırmacılar ayrıca okyanus tabanında yaptıkları araştırmalarla yer kabuğunun ve magmanın özellikleri, yerküre katmanlarından biri olan mantonun ve okyanus tabanında bulunan sıcak su kaynaklarının (hidrotermal kaynaklar) hareketleri hakkında da bilgi toplar. Bu araştırmaların sonucunda okyanus ile okyanus tabanı arasındaki etkileşimlerin yanı sıra okyanus havzalarının nasıl oluştuğu da anlaşılır.

Çalışma alanları okyanuslar olan okyanus bilimciler okyanuslarda doğrudan gözlem ve araştırma yapmanın yanı sıra bilgisayar modellemeleri ve laboratuvar ortamlarını da araştırmaları için kullanabilirler.

Sözlük:

Hidrotermal baca: Okyanus dibindeki kaplıcalara benzer yapılar.

Okyanus havzası: Okyanuslarda bulunan belirli bir jeolojik yapıya sahip büyük alanlar.

Kıyı erozyonu: Kumsal, kum tepeleri, dalga hareketleri, gelgit ve sert rüzgârlar gibi kıyıda gerçekleşen olaylar sonucunda kıyı şeridinin geriye çekilmesi.

Paleoklimatoloji: Dünya’nın farklı jeolojik dönemlerdeki geçmiş iklim koşullarının araştırıldığı bir alan.

Deniz dağı (Seamount): Okyanus tabanından yükselen ancak suyun yüzeyine ulaşmayan su altı dağları. Genellikle okyanus tabanında, metre yüksekliğindeki sönmüş yanardağlardan oluşur.

Okyanus asitleşmesi: Okyanuslar tarafından emilen karbondioksit miktarının artması sonucu okyanus suyunun asitlik derecesinin yükselmesi olayı.

 

Kaynaklar:


paylaş

Oşinografi bölümü hakkında bilgi verebilir misiniz?

Oseonografya, oşinografi ya da okyanus bilimi; okyanusları ve denizleri inceleyen bilim dalıdır. Okyanuslar ve onlarla ilişkili ekosistemleri, kimyasal ve fiziksel süreçleri inceler. Deniz kaynaklarının geliştirilmesine, kullanılmasına ve denizlerin doğal özelliklerinin korunmasına katkıda bulunur.

Fiziksel oşinografi

Bu oşinografi dalı, suyun okyanuslarda ve denizlerde fiziksel ve dinamik özelliklerini incelemektedir. Temel amacı okyanus dolaşımını ve bu su kütlelerinde ısının nasıl dağıldığını anlamaktır..

Sıcaklık, tuzluluk, su yoğunluğu gibi yönleri dikkate alın. Diğer ilgili özellikler renk, ışık ve okyanuslarda ve denizlerde sesin yayılmasıdır..

Bu oşinografi dalı, atmosferik dinamiklerin su kütleleri ile etkileşimlerini de inceler. Buna ek olarak, farklı ölçeklerde deniz akıntılarının hareketini içerir.

Kimyasal oşinografi

Deniz suları ve çökeltilerin kimyasal bileşimlerini, temel kimyasal döngüleri ve bunların atmosfer ve litofos ile etkileşimlerini inceler. Öte yandan, antropik maddelerin ilavesiyle üretilen değişikliklerin incelenmesi ile ilgilidir..

Ek olarak, kimyasal oşinografi suyun kimyasal bileşiminin okyanusların fiziksel, jeolojik ve biyolojik süreçlerini nasıl etkilediğini inceler. Özel deniz biyolojisi örneğinde, kimyasal dinamiklerin canlı organizmaları (deniz biyokimyası) nasıl etkilediğini yorumlar..

Jeolojik oşinografi veya deniz jeolojisi

Bu dal, derin tabakaları da dahil olmak üzere okyanus yüzeyinin çalışmasından sorumludur. Bu substratın dinamik süreçleri ve deniz tabanının ve kıyıların yapısına etkisi ele alınmaktadır..

Deniz jeolojisi, farklı kıta okyanus katmanlarının mineralojik kompozisyonunu, yapısını ve dinamiklerini, özellikle de kıtasal sürüklenmeye karışan denizaltı volkanik aktiviteleri ve halsizlik fenomenleriyle ilgili olarak inceler..

Bu alanda yapılan araştırmalar, kıta kayması teorisinin yaklaşımlarını doğruladı.

Öte yandan, bu dal, mineral kaynakları elde etmek için sahip olduğu büyük önem nedeniyle, modern dünyada son derece alakalı bir pratik uygulamaya sahiptir..

Deniz dibi üzerinde jeolojik araştırma çalışmaları, özellikle doğal gaz ve petrol olmak üzere denizaşırı yatakların sömürülmesine izin vermektedir..

Biyolojik oşinografi veya deniz biyolojisi

Bu oşinografi dalı deniz yaşamını inceler, bu nedenle deniz ortamına uygulanan tüm biyoloji dallarını kapsar.

Deniz biyolojisi alanında hem canlıların hem de çevrelerinin sınıflandırılması, morfolojisi ve fizyolojisi incelenir. Ayrıca, bu biyoçeşitliliği fiziksel ortamına bağlayan ekolojik yönleri de dikkate alır..

Deniz biyolojisi, üzerinde çalıştığı denizler ve okyanusların bölgelerine göre dört kollara ayrılır. Bunlar:

Pelajik oşinografi: kıta sahanlığından uzak, açık sularda mevcut ekosistemlerin çalışmasına odaklanır.

Neritik oşinografi: Kıyıya yakın bölgelerde, kıta sahanlığı içerisinde bulunan canlı organizmalar dikkate alınır..

Bentik oşinografi: deniz dibi yüzeyinde bulunan ekosistemlerin çalışmasına atıfta bulunuldu.

Demersal oşinografi: Kıyı alanlarında ve kıta sahanlığında deniz tabanına yakın yaşayan canlılar incelenmiştir. Maksimum m derinliğe sahip.

İyi çalışmalar

görüntülenme

Oşinografi Nedir?

Oşinografik Ölçümler

Bu başlık altında aletsel oşinografik ölçüm teknikleri ele alınacak olup, bunların genel olarak hangi gereklilikler ve şartlar altında kullanılabileceği, ayrıca oşinografik ölçümlerin teknik kapasiteleri ve beklentilerin ne olması gerektiğine dair genel çerçevede çizilecektir. Şu unutulmamalıdır ki, günümüz teknolojik aletleri ve ölçüm cihazları yukarı bahsedilen oşinografik yöntemlerin yalnızca birine değil, birçoğunun aynı anda ve ortamda ölçülmesine olanak sağlaması hasebiyle, bu ölçümler birbirinden bağımsız ve ayrı olarak düşünülmemelidir. Ölçüm cihazlarının kompakt ve birbirine entegre oluşu, ayrıca verilerin birbiri ile eşzamanlı değerlendirilebilmesi hem ekonomik hemde fiziksel olarak bazı zorlukları ortadan kaldırmaktadır. Bu bağlamda ölçüm teknikleri yöntemsel olarak değil aletsel olarak Dinamik ve Tanımsal Oşinografi başlıkları altında kategorize edilmiştir.

Oşinografik ve Meteorolojik Ölçüm İstasyonu (MetOcean)

Meteorolojik ve oşinografik ölçümlerin bileştirilerek bütünleşik platformlarda birlikte çalıştırılarak tek noktadan çoklu parametreler elde edilebildiği bir ölçüm istasyonudur. Bu nedenle meteoroloji ve oşinografi kelimelerini birlikte çağıran MetOcean ismini almıştır. Kordil MetOcean sistemi üst düzey meteorolojik verilerin yine üst düzey oşinografik veriler ile tek bir platform veya konumda kurularak bu veriler kaydedilir veya uzaktaki bir konuma gerçek zamanlı olarak, istenen aralıklar ile gönderilirler. Deniz ve hava koşullarını, havanın çalışmaya uygunluğunu kontrol etmek ve tahmin modelleri hazırlamak için yüksek kalitede meteorolojik ve oşinografik verilere ihtiyaç vardır. Tarım, denizcilik, inşaat işleri ve daha birçok alanda günlük hayatın da bir parçası olan meteorolojik verilerin ölçülmesi için otomatik gözlem istasyonları kurulmuştur. Kordil MetOcean sistemi şamandıra ve yüzen platformlara, iskele ve limanlara, açık denizde yüzen platformlar üzerine kuruluma olanak sağlar. Sistem üzerine entegre edilecek cihaz ve sensörler ile aşağıdaki veri ve parametreler elde edilir.

  • Su seviyesi yüksekliği
  • Rüzgâr yönü
  • Biyolojik oşinografik parametreler
  • Kimyasal oşinografik parametreler

Bu istasyonlar parametrelerdeki değişimlere duyarlı ve bu değişimlerin miktarını ölçen sensörlerden meydana gelmektedir. Bu amaçla oluşturulan otomatik gözlem istasyonları rüzgâr hızı ve rüzgâr yönü, hava sıcaklığıve bağıl nem, yağış ölçer, basınç ve güneşlilik gibi farklı parametreleri ölçebilen sensörler ile donatılmıştır. Ölçüm istasyonları uzun süreli verileri ölçme ve izleme imkânı verir. Yüksek hassasiyette doğru modelleri oluşturmanın en iyi yolu budur. Kıyılarda sabit bir konumda veya denizlerde şamandıralar ile gerçek zamanlı MetOceanistasyonları kurularak bu verilen anlık olarak takip edilebilir. Kordil MetOcean sistemi ile yukarıda ölçülen parametrelere ek olarak dalga yönü, dalga yüksekliği, konum gibi veriler de elde etmek mümkündür.

Dinamik Fiziksel Oşinografik Ölçümler

Akıntı Ölçümleri

Akıntı ölçümleri kapsamında, akıntının yönü ve hızının ölçülmesi hedeflenmektedir. Bu amaçla konumuz dahilinde olmayan bir yöntem olması nedeniyle basitçe anlatmak gerekirse; suya özdeş özgül ağırlıkta bir cismin (partikül, molekül veya bir canlı) hareket hızı ve yönlerinin tespit edilmesi olarak tanımlanabilir. Bizim yapmaya çalıştığımız ise bu hareketin 3B vektörel hızlarının tespit tüm su kolonu boyunca edilmesidir. Üzerinde durulacak en faydalı diğer yöntem ise Akustik Dopler Akıntı Ölçüm (ADCP) tekniğidir. ADCP tekniği basitçe su içerisindeki üretilen sesin, akıntıdan etkilenen akustik yansımasındaki genlik ve frekansı değişimindeki sapmanın ölçümü ile kaynağın alıcı ile olan görece mesafesinin hesaplanmasından faydalanılır.

Acoustic Doppler Current Profiler

ADCP, sudaki akıntı hızını ölçmek için ses dalgası kullanan bir cihazdır. ADCP, derinliğe göre su hızlarını kaydederek hızın derinlikle nasıl değiştiğine dair bir profil oluşturur. Bu sistem, belirli yönlerdeki su kolonu boyunca bilinen frekansta ses dalgası yayar ve bu ses dalgasının geri yansımasını (eko) dinler. Yansıyan sesin frekansı, suyun göreceli hızından kaynaklı değişime uğramıştır ve su ne kadar hızlı hareket ederse frekanstaki değişim de o kadar fazla olması beklenir. Bu frekans değişiminin hassas bir şekilde ölçülmesi ve değerlendirilmesi ile suyun akıntı hızı hesaplanabilmektedir. Farklı frekanslarda ses üretilerek farklı derinliklerde akıntı hızları elde edilir. Tekrarlı ölçüler ile hatalı yansımalar elemine edilerek doğruya daha yakın bir sonuç elde edilir. Bir ses dalgası sizden uzaklaştıkça frekansı azalır, size yaklaştıkça frekansı artar. Ayni mantıkla, üretilen ses dalgası geri döndüğünde daha yüksek frekansa sahip ise size yakınlaşıyor demektir ve tersi olarak yansıyan ses dalgasının frekansı daha düşük ise sizden uzaklaşıyor demektir. Kaynaktan çıkan ses ile geri dönen seslerin frekansındaki fark sapması bize akıntının ne kadar hızlı hareket ettiğini verir. Uygulama şekline ve proje ihtiyacına istinaden su tabanına veya su yüzeyine kurulum yapılabildiği gibi, yatay olarak konumlandırılarak da bir kesit boyunca nehirde akıntı hızının ölçülmesi sağlanabilir. ACDP ile akış hızı verilerinin hesaplanmasının yanında, geri dönen akustik sinyalin “gürültüsü (noise)” de ölçülerek, uzun süreli gözlemler ile biriken sediment miktarı hakkında da bir gözlem yapılabilmektedir. Geri yansıyan bu akustik gürültüye backscatter (gerisaçılım) ölçümü denir ve eğer ACDP ile yapılan gözlemlerde su kalitesine yönelik örnekler de toplanıyorsa, su kalitesindeki değişim, backscatter sinyallerinin ölçümleri ile ilişkilendirilerek bir sonuca varılır.

Su seviyesi (Tide Gauge) Ölçümleri

Hidrografik derinlik ölçümlerinde, derinlikler su yüzeyi referans alınarak ölçülür. Fakat, okyanusların, denizlerin ve göllerin su yüzeyleri sabit değildir ve meteorolojik, oşinografik etkilerin bir sonucu olarak hareket etmektedirler. Farklı zamanlarda yapılan derinlik ölçümlerinin kıyaslanabilmesi ve bu ölçümleri farklı su seviyelerinde kullanabilmek için bu değişen su yüzeyi ölçülerek bir referans yüzeyine indirgenmelidir. Bu amaçla su seviyesindeki değişimin tespit edilmesi gerekir. Su yüzeyleri aynı zamanda ulusal düşey datum’un belirlenmesi amacıyla da uzun süreli gözlemlerle belirlenmektedir. Su seviyesi değişimi ölçümleri hidrografik ölçmelerin ana unsurluları arasında yer almasına karşı, aynı zamanda navigasyon, kıyı koruma, sel ve taşkın önleme önlemede, doğa koruma gibi birçok sebeplerle de yapılmaktadır. Ölçü yöntemleri olarak yersel yöntemler (standart birçok proje için yeterli olmasına karşın uydu ölçüm tekniği (uydu altimetresi) de mevcuttur. Eşel Mareograf, üzerinde bölümler bulunan ahşap veya metalden yapılmış bir cetveldir. Ölçmenin yapılacağı bölgede bir kısmı suyun altında kalacak şekilde düşey konumda yerleştirilir. Su seviyesi belirli zaman aralıklarıyla manuel olarak not alınır. Maregraf ölçülerinin yükselti (kot) olarak belirlenmesi gerekirse, latanın herhangi bir yerine, genellikle sıfır çizgisine nivelman yapılarak kot verilir. Şamandıralı Maregraf; Su yüzeyindeki dalgaların maregraf ölçülerine etkisini minimuma indirmek amacıyla geliştirilmiştir. Şamandıralı maregraf bir boru ile bunun içinde hareket eden ve üzerinde ince bir cetvel taşıyan bir şamandıradan oluşur ve durgunlaştırma kuyusu içerisini yerleştirilir. Maregraf borusunda durgunlaşan su yüzeyine bağlı olarak şamandıra ve ona bağlı cetvel düşey doğrultuda hareket eder. Lata Maregraf gibi ölçüler manuel kaydedilir. Basınçlı, Akustik, veya Radar Sistem; Üzerindeki su basıncı değerinden derinliği bulmaya yarayan cihazdır. Suyun yoğunluğu farklı olduğu için okumaya başlamadan önce cihazın bir kalibrasyona tabi tutulması gerekir. Hangi basıncın hangi derinliğe ait olduğunu, Range Calibration yaparak cihaza tanıtılır. Bu işlem; sensör öncelikle suya daldırılır ve bir okuma yapılır daha sonra, sensör tam olarak belli bir mesafe daha, örneğin 2m, suya daldırılır ve bir değer daha okunur.  Cihaz bu şekilde kalibre edilerek kendi içerisinde bir tanımlama yapar ve basınç farkı ile girilen değer arasında bir bağlantı kurar. Basit bir mantık ile, x m de şu kadar basınç fakı ölçümü varsa, farklı bir derinlikte ne kadar yaparım sorusuna cevap getiriyor. Bu veriler radyo modem aracılığıyla istenirse bir istasyona gönderilir.

Dalga Yüksekliği, Dalga Yönü ve Dalga Boyu Ölçümleri

Dalga verileri su altından yukarı bakacak şekilde konumlandırılan bir ADCP ye dalga modülü ekleyerek dalga yönlerini, periyotlarını ve yüksekliklerini ölçmek mümkündür. Üretilen her bir ses dalgasının yönü ve frekansı vardır. Bu ses dalgalarının yansımaları dinlenerek bu yön ve frekans değişimleri tespit edilir ve istenilen dalga verileri ölçülür.

Sinoptik Fiziksel Oşinografik Ölçümler (Kimyasal ve Biyolojik Parametre Ölçümleri)

Sinoptik fiziksel oşinografik ölçümler, deniz suyunun fiziksel özelliklerini belirleyen parametre ölçümleri oşinografinin alt dallarından birisidir. Fiziksel oşinografi deniz suyunun fiziksel özelliklerinin yatay ve dikey yöndeki dağılım durumlarını ve buna ait kuralları açıklar. Bu kuralların belirlenmesi için ölçülmesi gereken parametreler sıcaklık, tuzluluk, yoğunluk, bulanıklık ve biyolojik kirlilik (biofouling) olarak özetlenebilir. Günümüzde teknoloji, aynı anda birden çok parametre ölçümüne ve bunların anlık takibine imkân sağlamıştır. Maliyet olarak olukça geniş bir aralıkta marketlerde yerini bulan cihazları seçerken, yapılacak olan gözlemlerin amacı net bir şekilde ortaya koyulmalı (ölçü süreleri, derinliği, parametre tipleri) ölçüm yöntemine öyle karar verilmelidir. ​​​​​​​

Sıcaklık,Su sıcaklığı ve bunun okyanuslardaki değişimleri, diğer pek çok faktörü etkilediğinden oşinografi araştırmalarda büyük önem taşır. Su sıcaklığının ölçümünde değişik gereçlerden yararlanılmasına rağmen tümünün esası termometreye dayanır. Okyanus sularının ve yüzey sularının sıcaklığının günlük değişimleri, güneş ışınlarının şiddeti ve süresiyle suların karışım durumuna bağlıdır.

Tuzluluk,  gram deniz suyundaki katı maddelerin gram cinsinden miktarına denir. Deniz suyunda 80’e yakın elementin bulunduğu bilinmektedir ancak suya tuzluluğunu veren demir, titan, çinko, bakır, vanadyum, brom, bor, manganez, flor alüminyum, arsenik, kobalt ve radyum bu tuzluluğu oluşturan elementlerin % sini oluşturmaktadır. Tuzluluğu arttıran en önemli faktörler buharlaşma, deniz suyunun donması ve dikey karışımlardır. Yağışlar, buzların çözülmesi ve özellikle kıyı bölgelerdeki nehir sularının karışımı ise tuzluluğun azalmasına sebep olurlar.

Yoğunluk, Genellikle cm³ te gram (gr/cm³) cinsinden ağırlık olarak ifade edilir. Yoğunluk, temel olarak suyun sıcaklık, tuzluluk ve basıncına bağlıdır. Bunlar içinde sıcaklık, yoğunluğa diğerlerine göre en fazla etki eden faktörlerin başında gelir. Deniz suyunun yoğunluğu sıcaklık arttıkça düşer. Tuzluluk arttıkça yoğunluk artar ve basınç arttıkça sıkıştırma kuvvetinden kaynaklı bir yoğunluk artışı söz konusudur.

Bulanıklık (Turbidite), İçerisinde asılı halde madde bulunduran sular bulanıktır. Buna suyun turbiditesi denir. Turbidite basitçe su ortamındaki ışık geçirgenliğini etkilediğinden önemli bir parametredir. Bulanıklığa humus, mil, organik parçacıklar, bitkiler ve hayvanlar (fitoplankton ve deniz canlıları) neden olur. Erozyon, kirlenme ve akarsuların taşıdığı parçacıklar da bulanıklığa sebep olur.  

Biofouling, Deniz içinde bulunan bir metal veya ametal yüzeyde meydana gelen ve başlıca canlı organizmaların oluşturduğu çökelti. Bakteriler, mayalar, küfler oluşacak canlılık zincirinin başlangıç halkalarıdır ve daha sonra burayı mesken edinecek canlı organizmalara temel teşkil ederler. Bu canlılık altta kalan materyalde aşınma ve korozyona sebebiyet vererek işlevselliğini kaybetmesine neden olur. Aynı zamanda akışkan devrelerin de tıkanmasına ve debinin düşmesine sebebiyet verir.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir