hastaliktan kurtulmak icin tesbih / Nazar, Sıkıntı, Şifa, Hastalık Ve İç Sıkıntı İçin Okunacak En Güzel Dualar

Hastaliktan Kurtulmak Icin Tesbih

hastaliktan kurtulmak icin tesbih

Tembellikten kurtulmak için okunacak bir dua var mı?

Değerli kardeşimiz,

Kur'an ve sünnette tenkit edilen tembellik, insanların dünya ve ahireti için zararlı olan bir şeydir; başarısızlığın başlangıcıdır. Onun için İslâm dini insanları tembellikten sakındırmıştır.

Aynı zamanda bütün peygamberler insanları tembelliğe karşı uyarmışlardır.

Tembelliğin zıddı çalışkanlıktır. O da inanan insanların şiarıdır ve her türlü başarının yolu, çalışkanlıktan geçer.

Bütün peygamberler, çalışmayı emretmişlerdir.

Burada dikkat edilmesi gereke en önemli konu, her insanın kendi üzerine düşen maddi ve manevi görevleri yerine getirmesi, bundan sonra da sonucu Allah’a tevekkül ederek huzura ve rahata kavuşmasıdır.

Demek ki, önce fiili duamızı yapıp helal ve meşru dairede çalışmalıyız, sonra dilimizle ve kabimizle kavli ve kalbi duamızı yapmalıyız.

Tembellikten sakınmakla ilgili Peygamber Efendimiz 8asm)'in yaptığı dualardan biri şöyledir:

اللَّهُمَّ إِنِّـي أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْعجْزِ والكَسَلِ وَالجُبْنِ وَالهَرَمِ ، وَالْبُخْلِ ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابِ القبْرِ ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ فِتْنَةِ المَحْيا وَالمَمَاتِ » . وفي رِوايةٍ : « وَضَلَعِ الدَّيْنِ وَغَلَبَةِ الرِّجَالِ » رَوَاهُ مُسْلِمٌ .

“Allâhümme innî eûzü bikemine’l-aczi ve’l-keseli ve’l-cübni ve’l-heremi ve’l-buhl ve eûzü bike min azâbi’l-kabr ve eûzü bike min fitneti’l-mahyâ ve’l-memât:

Allah'ım! Âcizlikten, tembellikten, korkaklıktan, ihtiyarlayıp ele avuca düşmekten ve cimrilikten sana sığınırım. Kabir azâbından sana sığınırım. Hayat ve ölüm fitnesinden sana sığınırım.” (Müslim, Zikir 50)

Diğer bir rivayete göre, “ve dalai’d-deyni ve galebeti’r-ricâl: Borç altında ezilmekten ve zâlimlerin başa geçmesinden” buyurdu. (Nesâî, İstiâze 8)

Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm)’in çeşitli istiaze, yani Allah’a sığınma duaları vardır. Onun;

- Namazlardan sonra korkaklıktan, cimrilikten, erzel-i ömürden, dünya ve kabir fitnelerinden Allah’a sığındığını (bk. Buhârî, Cihâd 25, Daavât 37, 41, 44),
- Namazda tahiyâtı bitirdikten sonra, cehennem ve kabir azaplarından, hayat, ölüm ve kör deccâlin fitnesinden sığınılmasını tavsiye buyurduğunu (bk. Müslim, Mesâcid ),
- Ayrıca tembellikten, insanı perişan eden yaşlılıktan ve yine cehennem ve kabir azaplarından Cenâb-ı Hakk’a sığındığını (bk. Müslim, Zikir ) biliyoruz.

Bu hadiste ise zikredilenlerin bir kısmı ile acizlikten Allah’a sığındığını görmekteyiz.

Acizlik; özellikle bu hadiste, hayır ve iyilik yapamamak, yerine getirmek zorunda olduğu dinî ve dünyevî görevleri îfâ edememek anlamında kullanılmıştır. Namaz, oruç, zekât gibi Allah’a karşı görevlerini daha sonraki zamanlarda yapacağını ileri sürerek onları hep ihmal eden nice kimseler görülmektedir. Bu yanlış tutumu, ihmalden çok âcizlik kelimesi daha iyi ifade etmektedir.

Tembellik, gücü kuvveti yerinde olduğu halde nefsinin telkinine boyun eğerek hayır ve iyilik yapmamak, Allah’a gerektiği şekilde kulluk etmemektir. 

Korkaklık, gevşekliği, tenseverliği yüzünden nefse ve şeytana karşı koyamama hali ve dolayısıyla bir kısım ilâhî emirleri yapamama durumudur. Allah, kendi yolunda cihadı emreder, fakat korkak adam bunu yapamaz. Allah, zalim karşısında doğruyu savunmayı emreder, ama korkak bu emri yerine getiremez.

İhtiyarlık, insanın aklî melekelerini bir ölçüde yitirmesi sebebiyle iyice çocuklaşması, bildiklerini unutmasıdır. Kur'an-ı Kerîm ve hadîs-i şerîflerde bu hale erzel-i ömür denmektedir. İnsanın şuuru yerinde olarak yaşlanması o kadar mahzurlu değildir. Ama buradaki ihtiyarlıktan maksat, insanın başkalarının eline avucuna bakması, onların yardımına muhtaç olması, bunaması, anlayışsız ve çekilmez bir hale gelmesidir.

Cimrilik, maddî durumu müsait olduğu halde elindeki imkânları Allah’ın istediği yerlere sarf edememektir. Kur'an-ı Kerîm’de cimriliğin kötülüğü anlatılmakta, insanın harcaması gerektiği halde harcayamadığı şeylerin kıyamet gününde boynuna dolanacağı belirtilmektedir. (Al-i İmrân, 3/)

Kabir azabının bir adı da kabir fitnesidir.

İnsanın o daracık, karanlık ve ürperti veren yerde karşılaşması söz konusu olan bu işkenceden kurtulması ve kabrini Peygamber Efendimiz (asm)’in buyurduğu gibi, cennet bahçelerinden bir bahçe haline getirmesi mümkündür.

Burada, Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm)’in hadislerinin ışığında şu kadarını söyleyelim ki, koğuculuk yapmak ve üzerine idrar sıçratmak kabir azabına sebep olan hallerden sadece ikisidir.

Hayat fitnesi, insanın yaşadığı sürece veya hayatının bir safhasında bizzat veya aile fertlerinden biri sebebiyle sıkıntı çekmesidir. Şüphesiz bunlar birer imtihan vesilesidir. Hayat fitnesi ise bunlara tahammül etmemek, -hâşâ- Cenâb-ı Hakk’a isyana yeltenmektir. Hayat denen emaneti Allah Teâlâ’nın istediği şekilde kullanmamak, ömrü günah bataklığında boşu boşuna tüketmek de bir hayat fitnesidir.  

Ölüm fitnesi, insanın henüz hayata gözlerini yummadan önce şeytanın onu imanından etmek için kurduğu tuzağa kapılmasıdır.

Münker ve nekir meleklerinin kabirdeki imtihanı da ölüm fitnesi olarak kabul edilmiştir. Bu imtihanları Allah’ın yardımıyla atlatanlar düzlüğe çıkacaklardır. Kaybedenler ise kabir azâbıyla başlayan kötü bir maceraya atılacaklardır.

Borç altında ezilmek, insanın ağır bir borç altına girip de borcunu ödeyecek maddî imkâna sahip olmamasıdır. Alacaklının talebine müsbet cevap verememek tahammül edilmesi zor bir sıkıntıdır. Peygamber Efendimiz bize, ağır borç yükünden de Allah’a sığınmak gerektiğini öğretmektedir.

Zâlimlerinbaşa geçmesi ise, kötü idarecilerin halkı ezmesi, onlara zulmetmesi demektir. Peygamber Efendimiz (asm) bu hali “galebetü’r-ricâl” diye ifade buyurmuştur. Halkın ezilip zulmedilmekten Allah’a sığındığı kadar, idareciliğe soyunan kimseler de zâlim bir yönetici olmaktan kaçınmalı ve bu hale düşmekten Allah’a sığınmalıdır.

Buna göre:

- Hadîs-i şerîfte sayılan hallerin hepsi insanın manevî dünyasını yıkan birer kötülüktür.
- Bu kötülüklerden Allah’a sığınmalıdır.

İlave bilgiler ve tedbirler hakkında ilave bilgi için tıklayınız:

- Tembellik.
- Tembellik nedir, tembellikten kurtulmak için manevi bir reçete var mıdır?
- Tembellik ve ataletin nedeni nedir? Dinimizde çalışmanın önemi
- Tembellik insanın kaderi midir?
- Namaz konusundaki tembellikten nasıl kurtulurum?

Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet

Nazar, Sıkıntı, Şifa, Hastalık Ve İ&#; Sıkıntı İ&#;in Okunacak En G&#;zel Dualar

Haberin Devamı

Öneri:
Ayetel Kürsi

Okunuşu: Bismillahirrahmânirrahîm.
Kul e'ûzü birabbil felak
Min şerri mâ halak
Ve min şerri ğasikın izâ vekab
Ve min şerrinneffâsâti fil'ukad
Ve min şerri hâsidin izâ hased



Sıkıntı İçin Dua

Maddi veya manevi birçok sıkıntınız bulunabilir. Bunun için İnşirah Suresini okuyabilirsiniz.

Okunuşu: Bismillahi'r-Rahmani'r-Rahim
Elem neşrah leke sadrek
Ve vada'na 'anke vizreke
Elleziy enkada zahreke
Ve refa'na leke zikreke
Feinne me'al'usri yüsren?
İnne me'al'usri yüsren?
Feiza ferağte fensab?
Ve ila rabbike ferğab?

Nazar, Sıkıntı, Şifa, Hastalık Ve İç Sıkıntı İçin Okunacak En Güzel Dualar


Nazar, Sıkıntı, Şifa, Hastalık Ve İç Sıkıntı İçin Okunacak En Güzel Dualar





Şifa ve Hastalık İçin Dua

Zaman zaman bazı hastalıklara yakalanabilirsiniz ve şifa aramaya başlarsınız. Bunun için okumanız gereken önemli bir dua vardır.

Dua'nın okunuşu:Bismillahi yübrike min külli yesfike ve min şerri hasidin, ve min şerri külli zi ayn.

Dertleriniz ve hastalıklarınız için okumanız gereken duaları okuyarak dertlerinizden kurtulabilirsiniz. Tabi duayı okuduktan sonra sabırlı olmanız oldukça önemli bir konudur.
Son Güncellenme:

Hastaların kısa sürede iyileşmesi için araştırılan şifa duası zaman zaman yoğun ilgilye karşılaşıyor. Hasta veya hasta yakınının büyük merakla araştırdığı şifa duası nedir? İşte Şifa duası Arapça - Türkçe okuma ve dinleme sayfası, Şifa duası sözleri

Haberin Devamı


Öneri:
Ayetel Kürsi


En Etkili ve En Güçlü Şifa Duası Arapça Okunuşu

Bismillahi turbetu ardina ve rîkatu ba'dina yüşfe sakimuna bi-izni rabbina.

Şifa Duası Türkçe Anlamı

Allah’ın adıyla duâya başlarım. Bizim yerimizin toprağı ve birimizin tükürüğü vesilesiyle Allah’ın izniyle hastamız şifâ bulur.»” (Buhârî, Tıbb, 38; Müslim, Selâm, 54; Ebû Dâvud, Tıbb, 19)

Peygamber Efendimizin Hastalara Okuduğu Şifa Duası

Yine Hz. Aişe’den -radıyallahu anh- rivayete göre Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz kendisine bir hastanın şifâ bulması için duâ talebedildiği zaman:

Türkçe Okunuşu: Ezhibil-be'se rabben'nasi eşfi ve enteş'şafi la şifae illa şifauke şifaen la yugadiru sekame.

Anlamı: Bu hastalığı gider ey insanların Rabbi! Şifâ ver, çünkü şifâ verici sensin. Senin vereceğin şifâdan başka şifâ yoktur. Öyle şifâ ver ki hiç bir hastalık bırakmasın" (Buhârî, Merdâ, 20; Müslim, Selâm, 46; Ebû Dâvud, Tıbb, 18, 19)

Haberin Devamı

İbn Abbas’dan -radıyallahu anh- rivayete göre Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e bir hâtûn müracaat edip:

“– Ya Resûlallah, ben sar’a illetine duçar oluyorum. Hem de sar’a hâlinde açılıyorum. Allah Teâlâ’ya duâ ediniz ki, bu illeti benden izâle eylesin” dedi. Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz kadına hitaben:

“– Dilersen sabret, bu illet mukabilinde sana cennet verilsin. Dilersen sıhhat ve afiyetin için Allah Teâlâya duâ edeyim,” buyurdu.

Sonra o hâtûn:

“– Yâ Resûlallah, böylece sabrederim. Yalnız sar’a hâlinde açılmamam için Allah Teâlâ Hazretlerine duâ ediniz” dedi.

Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz de, o halinde açılmaması için duâ buyurdular. (Buhârî, Merdâ, 6; Müslim, Birr, 54)

Anlamı: Ağrıyan dişinin üzerine şehâdet parmağını koyup Yâsin-i şerîfin son tarafını nihayete kadar oku, biiznillah teâlâ şifâ bulur.” (Suyûtî, el-Câmi’us-Sağîr, no: )

Türkçe Okunuşu: Euzu bi izettillahi ve kudretihi min şerri ma ecidu.

Anlamı: Sağ elini vücudunda rahatsız olduğun mahalle koyup yedi defa mesh eyle ve her meshte: «Hissettiğim bu hastalığın şerrinden Allah’ın izzetine ve kudretine sığınırım!» de. Biiznillahi Teâlâ şifâ bulursun.” (İbn Hanbel, IV, )

Haberin Devamı

Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz rahatsızlandıkları zaman onu Cibril -aleyhisselam- tedavi eder ve:

Türkçe Okunuşu: Bismillahi arkıyke min kulli şeyin yu'zike min şerri kulli nefsin ev aynin hasidin, Allahu yeşfike bismillahi arkıyke.

Anlamı: Allah’ın ismiyle seni rahatsız eden her şeyden sana okurum. Her nefsin veya hasetçi her gözün şerrinden Allah sana şifâ versin. Allah’ın adıyla sana okurum.»” derdi.(Müslim, Selâm 40)

Hz. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bir rahatsızlıkları olduğu zaman Muavvizeteyn sûrelerini okur, kendi üzerine üfler ve onu eliyle üzerinden silerdi. Ve şöyle buyururlardı:

Türkçe Okunuşu: Bismillahi Allahümme dâvini bi devaike veşfini bi şifaike ve ağnini bi fadlike ammen sivâk vahzer anni ezake.

Anlamı: Allah’ın ismiyle. Ey Rabbim! Beni kendi devân ile tedavi et, bana kendi şifân ile şifâ ver ve beni kendi fazlınla Senden başkalarından müstağni kıl ve beni ezalardan uzak tut.»” (Heysemî, X, )

Haberin Devamı

Henüz eceli gelmemiş bir hastayı ziyaret eden bir mü’min yedi defa:

Türkçe Okunuşu: Es-elullahil-azime rabbel arşil aziim en yeşfiyeke.

Anlamı: Büyük Allah’tan, büyük Arş’ın Rabbi Allah’tan sana şifâ vermesini istiyorum!»” derse muhakkak afiyet bulur. (Ebû Dâvud, Cenâiz, 8; Tirmizî, Tıbb, 32; İbn Hanbel, I, )

Kur'an'da Geçen Şifa Ayetleri

Tevbe Sûresi, Ayet

Okunuşu: "Ve yeşfi sudûra kavmin mu'minîn. (mu'minîne)."

Anlamı: “Allah, mümin bir topluluğun kalplerine şifa versin/gönüllerini ferahlatsın!” (et-Tevbe, 14)

Yunus Sûresi, Ayet

Okunuşu: "Ve şifâun limâ fîs sudûri. (sudûrin)"

Anlamı: “…Gönüllerdeki dertlere şifâdır” (Yûnus, 57)

Nahl Sûresi, Ayet

Okunuşu: "Yahrucu min butûnihâ şarâbun muhtelifun elvânuhu fîhi şifâun lin nâs(nâsi), inne fî zâlike le âyeten li kavmin yetefekkerûn. (yetefekkerûne)"

Anlamı: “…Onların (arıların) karınlarından renkleri çeşitli bir şerbet (bal) çıkar ki, onda insanlar için şifâ vardır…” (en-Nahl, 69)

Haberin Devamı

İsrâ Sûresi, Ayet

Okunuşu: "Ve nunezzilu minel kur’âni mâ huve şifâun ve rahmetun lil mu’minîne (mu’minîn)"

Anlamı: “Biz, Kur’ân’dan öyle bir şey indiriyoruz ki o, mü’minler için şifâ ve rahmettir…” (el-İsrâ, 82)

Şuarâ Sûresi, Ayet

Okunuşu: "Ve izâ maridtu fe huve yeşfîni."

Anlamı: “Hastalandığım zaman bana şifâ veren O’dur.” (eş-Şuarâ, 80)

Fussilet Sûresi, Ayet

Okunuşu: "Kul huve lillezîne âmenû huden ve şifâun (şifâ')"

Anlamı: “…De ki: O, (Kur’ân) inananlar için doğru yolu gösteren bir kılavuzdur ve şifâdır…” (Fussılet, 44)

Salgın Hastalık ve Her Türlü Musibete Karşı Duâ ve Zikirler

İnsanlık âlemi olarak zor bir süreçten geçiyoruz. Yetkililerimizin talimatlarına uymak kadar, manevî tedbirler de hiç şüphesiz büyük önem taşıyor. Bu konuda malûmat aktardığımız sayfamız güncellenmekte, duâ ve terkiplere yönelik ilâve işlemi devam etmektedir. Şâhid olduğumuz buhranlı sürecin; Mevlâ Teâlâ’nın rahmet ve inâyeti, devletimizin ve milletimizin kararlılığı ile en kısa zamanda izâlesini diliyor, vefât eden kardeşlerimize rahmet, tedavisi süren hastalarımıza âcil şifâlar temennî ediyoruz.

Hocalarımızın Tavsiyeleri

Hocalarımız, başımızdaki musibetlerin kalkması ve vatanımızın muhafazası için –belirtilen sayıları muhafaza ile- şu zikirlerin okunmasını tavsiye ettiler:

Salât-ı Tefrîciyye ( Kere)

Salâten Tüncînâ ( kere)

Âyetü’l-Kürsî ( Kere)

Fetih Sûresi (33 kere)

Hasbünallâh ve Ni‘mel Vekîl «حَسْبُنَا اللّٰهُ وَ نِعْمَ الْوَكِيلُ» ( kere)

Yâ Kerîm ente’l-Kerîm «يَا كَرِيمُ اَنْتَ الْكَرِيمُ» ( kere)

Yâ Hafiyye’l-eldâf edriknî bi-lütfike’l-hafiyyi «يَا خَفِيَّ الْاَلْطَافِ اَدْرِكْنِي بِلُطْفِكَ الْخَفيِّ» ( kere)

Yâ Erhâme’r-Râhimîn İrhamnâ «يَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ اِرْحَمْنَا» ( kere)

Zâhirî ve Mânevî Tedbirler

Salgın hastalıklar da dâhil her türlü musibetin zahirî sebeplerinin yanı sıra manevî sebepleri de olduğu gibi, alınması gereken tedbirler ve mücadele konusu da böyledir. Musibet ve belâlar karşısında bir mü’minin öncelikli olarak yapması gereken, Allah Teâlâ’nın takdiri olmaksızın başına herhangi bir şey gelmeyeceği hakikatini hatırlamasıdır. Âyet-i kerîmede şöyle buyrulmuştur:
(Ey insan!)Eğer Allâh sana (hastalık ve fakirlik gibi)bir zarar dokunduracak olursa, Kendisinden başka onu açacak hiçbir kimse yoktur! Ama eğer sana (sağlık ve zenginlik gibi) bir hayır dokunduracak olursa, tabii ki O her şeye (hakkıyla gücü yeten bir) Kadîr’dir.”[1]

Hastalığı ve belâyı, deva ve salâhı yaratan Allah Te‘âlâ olduğundan, musibete uğrayan mü’minler, şifânın da ancak Allah Te‘âlâ’dan geleceğini bilirler.
“O Zât ki; beni yaratmıştır, artık O(, yarattığı her şeye yararlarını gösterdiği gibi) beni (de din ve dünya menfaatlerine) hidâyet etmektedir… Öyle bir Zât ki; beni yediren de, beni içiren de sadece O’dur&#; Hastalandığım zaman O bana şifâ(; sıhhat ve âfiyet) vermektedir… Öyle Zât ki; beni (dünyada) öldürecektir, sonra beni (âhirette) diriltecektir&#;”[2]

Bu tavır noktasında mü’minlere en güzel örnek Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)dir. Çünkü o, şöyle duâ etmiştir: “Rahatsızlığı gider! Şifâ veren Sensin. Senin vereceğin şifâdan başka şifâ yoktur. Öyle bir şifâ ver ki, ardında hiç hastalık izi bırakmasın!”[3]

İstircâ

İstirca, âyet-i kerîmede beyan edildiği üzere, başa bir musibet geldiğinde, «اِنَّا لِلّٰهِ وَاِنَّٓا اِلَيْهِ رَاجِعُونَ» “Şüphesiz biz Allâh’a ait (kul ve köleler)iz ve kesinlikle biz ancak O’na dönücü kimseleriz!” demektir.[4]

Hastalıklar, musibetler ve belâlar karşısında, istircâda bulunmakla beraber tevbe-istiğfâr eden mü’minler, devayı da her şeyden evvel Kur’ân-ı Kerîm’de ararlar. Zira Kur’ân-ı Kerîm, mü’minler için bir şifâ kaynağıdır. Bu hakikat, Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle ifade buyrulmuştur:(Rasûlüm!) De ki: “O (Kur’ân-ı Kerîm), îmân etmiş olan o kimseler için büyük bir hidâyet ve tam bir şifâdır&#;”[5]

Zâhirî Tedbirler ve Sünnet

Genel anlamda tüm tedbirler, hususan salgın hastalık konusundaki tedbirleri temelde zahirî ve batınî tedbirler olarak iki başlık altında ele almak doğru olmakla beraber, dinî açıdan sadece batınî ya da manevî tedbirleri zikretmek doğru değildir. Zira hayatın istisnasız her alanda tanzim ve tahkimini esas alan Dîn-i Mübîn-i İslâm, bizlere hem zahirî hem de manevî tedbirleri öğretmiştir. Nitekim bugün Bilim Kurulu ve devlet yetkililerimizin bizlere önlem olarak ilân ettiği başta temizlik ve karantina olmak üzere her türlü tedbir, dinimiz tarafından da telkin edilmiştir. Nitekim Kur’ân ve Sünnet’e, eslâfımızın hayatına, ümmetin tarihî tecrübesine bakıldığında bu tavsiye ve uygulamaları görebilmek mümkündür.

Elleri Yıkamak Peygamberlerin Sünnetidir

Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Yemek öncesi ve sonrasında el yıkamak, fakirliği uzaklaştıran şeylerdendir. Bir de o, peygamberlerin sünnetlerindendir.”[6]

Bu hadîs-i şerîf, yemek öncesi ve sonrasında, ele herhangi bir şey bulaştığında el yıkamanın sadece ümmet-i Muhammed’in tecrübesi olmayıp geçmiş ümmetlere de peygamberleri tarafından öğretilen bir temizlik kuralı olduğunu göstermektedir.

Salgın Hastalıktan Korunma (Karantina)

Teknik tabirle ve günümüz dilinde “karantina” olarak ifade ettiğimiz tedbir, Asr-ı Sâadette şahit olunan bir salgın hâdisesiyle mücadele konusunda gündeme gelmiş ve Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) ashâbına şöyle buyurmuştur: “Bir yerde bulaşıcı hastalık ortaya çıktığını duyduğunuz zaman oraya girmeyiniz. Bulunduğunuz yerde bulaşıcı bir hastalık ortaya çıkarsa, oradan da çıkmayınız.”[7]

Aslen İtalyanca olduğu belirtilen “karantina” kelimesinin, tarihte geniş bir devrin ünlü denizcileri Venediklilerin kullandığı ve gemilerin kırk gün açıkta beklemesini ifade eden bir kelime olduğu kaydedilmektedir. Bilhassa tasavvufî meşreplerde gördüğümüz erbaîn, çile ve halvet gibi ıstılahlar, bir sâlikin kırk gün boyunca tecridinin ifadesi olmaktadır.

Tasavvuf tarihi ve ıstılahatına dair kaleme alınmış kitaplara bakıldığında, bu tatbikatın köken olarak Âdem (Aleyhisselâm)ın çamurunun yoğrulma süresinin kırk gün oluşuna, Musa (Aleyhisselâm)ın Tur Dağı’na çıkmadan önceki mîkatını kırk günde tamamlayışına, Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Selem)in Hira günlerine dayandığı tespit edilmektedir.[8]

Tecrit hâlinin maddî ve manevî açıdan faydaları, Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) tarafından şöyle ifade buyrulmuştur: “Kim kırk gün, Allah Te‘âlâ için ihlâsla amel ederse, kalbinden diline doğru hikmet pınarları fışkırır.”[9]

Konunun diğer veçheleri bir yana, sağlığı korumak gayesiyle başvurulan bu yöntem, ümmet tarafından geçmiş asırlarda da tecrübe edilmiştir.

Maddî ve Manevî Hastalıklara İlâçtır Sadaka

Dîn-i Mübîn-i İslâm, refah seviyesi yüksek bir toplumun inşasının temelinin “infak” olduğunu beyan etmiştir. Varlığı Allah Te‘âlâ yolunda sarf etmek olan infak; lügat anlamıyla, zekâttan sadakaya kadar geniş bir manayı kapsamaktadır. Farz, vâcib veya nâfile olsun, malî ibadetlerimizin, musibetleri önlemede ya da başa geldiğinde def etmede mühim bir yeri vardır. Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Mallarınızı zekâtla koruyun, hastalarınızı sadaka ile tedavi edin, belâlara karşı duâlarla hazırlıklı olun!”[10] Konuyla ilgili bir başka hadîs-i şerîfte de, sadakanın “kötü ölümü” önleyeceği müjdelenmiştir: “Sadaka vermek Rabbinin isyan edenlere karşı gazabını söndürür ve kötü ölümü de önler.”[11]

Şahit olduğumuz salgın hastalık, başımıza gelen büyük bir musibet ve neticesi bakımından dünyevî anlamda feci ölüme sebebiyet veren elim bir hâdisedir. Bu gibi durumlardan korunmak ve feci ölümlerden muhafaza için sadakaları artırmalı ve bunu yaygınlaştırıp sosyal bir anlayış hâline getirmeliyiz. Nitekim İsmailağa Derneği, bu iş için çalışan ve hizmetlerinde İslâmî esas ve hassasiyetleri, sünnettin nezahetini esas alan bir yardım kuruluşudur.

Her Türlü Hastalıktan Muhafaza İçin Duâlar

Şâhid olduğumuz salgın hastalık ve her türlü musibete karşılık okunması gerek duâ ve zikirler; Sünnet-i Seniyyede, ulema, evliyâ ve sulehânın tatbikat ve tavsiyelerinde önemli bir yer tutmaktadır. Müktesebatımızda yer alan bazı duâ, zikir ve terkipleri istifadenize sunmak istiyoruz.

Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem), her türlü fenalık ve dertten muhafaza için şöyle duâ etmiştir:

“أعُوذُ بِاللَّهِ مِنْ جَهْدِ الْبَلَاءِ، وَدَرَكِ الشَّقَاءِ، وَشَمَاتَةِ الْأَعْدَاءِ، وَسُوءِ الْقَضَاءِ”

“Dayanılmayacak dertten, insanı helâke götürecek zorluklara uğramaktan, başa gelecek her türlü fenalıktan ve düşmanı sevindirecek felâketlerden Allah’a sığınırım.”[12]

Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) hastalıklardan muhafaza için şöyle duâ etmiştir:

«اللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ البَرَصِ، وَالْجُنُونِ، وَالْجُذَامِ، وَمِنْ سَيِّئِ الْأَسْقَامِ»

“Allah’ım! Alaca hastalığından, akıl rahatsızlığından, cüzzâm (salgın hastalık) illetinden ve (her türlü) kötü hastalıklardan sana sığınırım.”[13]

Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)den rivâyet edilen, birçok niyeti hâvî, ezkâr kitaplarımızda da sıklıkla tavsiye edilen bir duâ şöyledir:

،اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ صِحَّةً فِي إِيمَانٍ، وَإِيمَانًا فِي حُسْنِ خُلُقٍ، وَنَجَاحًا يَتْبَعُهُ فَلَاحٌ وَرَحْمَةً مِنْكَ»

«وَعَافِيَةً وَمَغْفِرَةً مِنْكَ وَرِضْوَانًا

“Allâh’ım! Senden îmân içinde sağlık, güzel ahlâk içinde îmân, peşinden rahmet, âfiyet, mağfiret ve rızâ gelen bir kurtuluş istiyorum.”[14]

11 Kere Kureyş Sûresi’ni Okumak

İmâm-ı Rabbânî Hazretleri 2. cildin mektûbunda şöyle buyurmaktadır:

“Korkulu yerlerde ve düşmanın istilâ ettiği mahallerde Kureyş Sûresi’ni okumak, emin olmak ve kurtuluş için tecrübe edilmiştir. Bunun gece-gündüz on bir kere okunması gerekir; daha az olmaz.”

Eyüp Sabri Paşa&#;nın Mir&#;âtü&#;l-Haremeyn kitabında nakledildiğine göre, bu tertip vaktiyle Mekke&#;deki veba salgınında tecrübe edilmiştir.

Zararlardan Korunmak İçin Bir Duâ

Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

«Bir kimse, bir konağa iner de, orada şu duayı okursa, oradan göçünceye kadar kendisine hiçbir şeyin zararı dokunmaz:

«أعُوذُ بكَلِمَاتِ اللّٰه التَّامَّاتِ من شَرِّ ما خَلَقَ»

“Allah&#;ın bütün kelimeleri ile yarattıklarının şerrinden zatına sığınırım.”»[15]

Sabah-Akşam Duâları

Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur:

“Her kim (akşamleyin) üç defa şu duayı okuyan kimseye, (o gece) sabaha kadar ona ansızın bir musibet gelmez. Kim de bu kelimeleri sabahleyin söylerse akşama kadar ona ansızın bir musibet gelmez:

«بِسْمِ اللّٰهِ الَّذِي لَا يَضُرُّ مَعَ اسْمِهِ شَيْءٌ، فِي الْأَرْضِ، وَلَا فِي السَّمَاءِ، وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ»

O Allâh’ın ismiyle (akşamladım) ki, O’nun ismiyle birlikte (olana) ne yerde, ne de gökte hiçbir şey zarar veremez. O, hakkıyla işiten, çok iyi bilendir.”[16]

Yûnus (Aleyhisselâm)ın Duâsı

Sıkıntılı durumlarda okunması tavsiye edilen duâların başında, Yûnus (Aleyhisselâm)ın Kur’ân-ı Kerîm’de geçen duâsı gelir. Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) bu duânın fazîleti hakkında şöyle buyurmuştur:

“Hiçbir Müslüman yoktur ki; bir şey için bu duayı yaptıktan sonra Allah Teâlâ duâsına icâbet etmesin.”

﴾لَٓا اِلٰهَ اِلَّٓا اَنْتَ سُبْحَانَكَۗ اِنّ۪ي كُنْتُ مِنَ الظَّالِم۪ينَۚ﴿

“Senden başka hiçbir ilâh yoktur! (Haksız yere bir kuluna belâ vermekten ve beni kurtarmak dâhil herhangi bir şeyden âciz kalmaktan, uzaklık ve) tesbîh Sana! Gerçekten de ben (Senden izinsiz ümmetimi bırakıp hicret ederek kendimi tehlikeye arz ettiğim için, nefsine yazık eden) zâlimlerden oldum!”[17]

Mahmud Efendi Hazretlerimizin Tavsiyeleri

Mahmud Efendi Hazretlerimiz, daima zikir ve niyâz üzere bulunmayı tavsiye etmiş ve sıkıntılı dönemlerde özellikle şu tertibi tavsiye etmişlerdir: “Sıkıntılı zamanlarda, kere

«حَسْبُنَا اللّٰهُ وَ نِعْمَ الْوَكِيلُ» ‘Hasbünallâhu ve Ni‘me’l-Vekîl’ zikrini okumaya devam edelim.”

Şifâ Duâsı

Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) hastalıklara şifâ için şöyle duâ etmiş ve ümmetine tavsiye buyurmuştur:

،اللَّهُمَّ رَبَّ النَّاسِ، مُذْهِبَ البَأسِ، اشْفِ أَنتَ الشَّافي، لا شافي إِلاَّ أَنْتَ»

«.شِفاءً لا يُغادِرُ سَقَماً

“Ey insanların, ıstırabları gideren Rabbi, Allâh’ım! Senden başka şifâ verecek yoktur. Buna, hiçbir iz bırakmayacak şekilde şifâ ver; şifâ veren ancak Sensin.”[18]

Bu konuda malûmat aktardığımız sayfamız güncellenmekte, dua ve terkiplere yönelik ilâve işlemi devam etmektedir. Şahid olduğumuz buhranlı sürecin; Mevlâ Teâlâ’nın rahmet ve inayeti, devletimizin ve milletimizin kararlılığı ile en kısa zamanda izalesini diliyor, vefat eden kardeşlerimize rahmet, tedavisi süren hastalarımıza âcil şifâlar temennî ediyoruz.

Dipnotlar


[1] En‘âm Sûresi,

[2] Şuarâ Sûresi,

[3]Müslim, Selâm,

[4] Bakara Sûresi, ’dan.

[5] Fussilet Sûresi, 44’ten.

[6] Taberânî, el-Mu’cemu’l-Evsat, 8/81, No.

[7]Buhârî, Tıb, 30; Müslim, Selâm,

[8] Nakşibendî tarikatımız, seyr-i sülûkta “Halvet der-Encümen” esasını benimsediğinden, bu yoldaki sâliklere –istisnaları olmakla birlikte- çile usûlü tatbik edilmemektedir. Makalenin konusu bu olmadığından, buradaki malûmatla iktifa edilmiştir. Çile hakkında detaylı malûmat için bkz. Şehâbeddin es-Sühreverdî, Avârifü’l-Maârif, (İhyâu ulûmiddin ile birlikte), Beyrut, ts., s.

[9] Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliyâ, 5/

[10] Taberânî, el-Mu‘cemü’l-Kebîr, 10/28, No.

[11]Tirmizî, Zekât, 28

[12]Buhârî, De‘avât, 28; Müslim, Zikir,

[13]Ebû Dâvûd, Vitr, 32

[14] Hâkim, el-Müstedrek, 1/, No.

[15]Müslim, “Kitâbü’z-Zikri ve&#;d-Duâ”, 54 ().

[16]Ebû Dâvûd, “Edeb”,

[17] Enbiyâ Sûresi: 87’den.
Hadîs-i şerîf için bkz. el-Münzirî, et-Terğîb ve’t-Terhîb, 2/, No.

[18] Buhârî, Tıb,

Etiketler: AfetlerBelalarDuaHastalıkMusibetlerSalgınZikir

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası