bir kadın kimlerin yanında namaz kılabilir / Sual Başlıkları

Bir Kadın Kimlerin Yanında Namaz Kılabilir

bir kadın kimlerin yanında namaz kılabilir

Sual: Kadının, erkeğe göre, namazda farklı yaptığı şeyler nelerdir?
CEVAP
Şunlardır:
1- Kadın, namaza dururken, ellerini omuzlarına kadar kaldırır. Sağ el parmaklarını sol bilek üzerine halka yapmaz. Sağ eli, sol el üzerinde olarak göğüs üstüne koyar.

2- Rükuya eğilirken ayaklarını birleştirmez. Rükuda az eğilir, belini başı ile düz tutmaz, dizlerini büker. Ellerini dizleri üstüne koyar, dizlerini kavramaz ve parmaklarını açmaz.

3- Secdede kollarını, karnına yakın olarak yere serer. Karnını uyluklarına bitiştirir.

4- Teşehhüdde, ayaklarını sağa çıkararak yere oturur. El parmakları birbirine yapışık olur.

5- Dua ederken ellerini ileri uzatmaz, yüzüne karşı eğik tutar.

6- Sabah namazını geç kılması müstehap değildir. Vakit girer girmez kılmaları iyi olur.

7- Namazda yüksek sesle okumaz. Kurban bayramında farz namazlardan sonra teşrik tekbirini sessiz okur. (Redd-ül-muhtar, Tahtavi)

Sual: Halebi’de ve Redd-ül-muhtar’da, rükuya eğilirken ayakları birleştirmenin sünnet olduğu yazılıdır. Kadınlar da ayak birleştirir mi?
CEVAP
Hayır, kadınlar birleştirmez. Bu erkeklere mahsustur.

Kadınlar beklemez
Sual: Erkeklerin cuma namazından çıkmalarını beklemeden, kadınlar öğle namazını kılabilirler mi?
CEVAP
Evet, kılabilirler.

Sual: Bir rükün miktarı saçımız açılırsa namaz bozulur mu? Rükün miktarı ne kadardır?
CEVAP
Namazın bozulmasında ve secde-i sehvlerde rükün miktarı önemlidir. Bunu iyi bilmek gerekir.

Namazın içindeki farzlara rükün denir. Hepsi beştir: Kıyam, kıraat, rüku, sücud ve son teşehhüdde oturmak.

Kadınlarda saç avrettir. Bu rükünlerin birinde, saçı açılan kadın, bir âyet okuyacak kadar zaman içinde saçını kapatamazsa, namazı bozulur. Açıldıktan sonra bir eli ile hemen kapatırsa, namazı bozulmaz. İki eli ile kapatırsa namazının bozulacağını bildiren kitaplar da vardır. Onun için bir el ile kapatmaya çalışmalıdır. Yahut üç kere sübhanallah diyecek kadar avret yeri açılırsa namazı bozulur. Normal şekilde üç kere sübhanallah demek bir rükün için ölçüdür.

Kaç rekat kıldığını şaşırıp, namaz içinde düşünen kimse, sonraki rüknün veya vacibin üç kere sübhanallah diyecek kadar bir zaman gecikmesine sebep olursa, bu arada, âyet ve tesbih okusa bile, secde-i sehv yapması gerekir.

Sual: Kadın secde ederken başörtüsü alnına gelse mekruh olur mu?
CEVAP
Evet. Secdeye alnın çıplak olarak değmesi gerekir.

Sual: Sağlam kadınlar, gerek tarlada ve gerekse camide yabancı erkeklerin göreceği yerde oturarak namaz kılıyorlar. Kıyam, yani ayakta durmak farz değil mi? Yabancı erkek görecek diye oturarak namaz kılmak caiz midir?
CEVAP
Caiz değildir. Farzı ayakta kılmak farzdır. Ancak hasta olup ayağa kalkamayan oturup kılar. Erkek görecek diye oturarak kılmak caiz olmaz. (Redd-ül-muhtar, Hindiyye)

Sual: Kadın, çıplak ayakla namaz kılabilir mi?
CEVAP
Namaz etekliği uzun ise, ayaklar görülmüyorsa, bir mahzuru olmaz.

Sual: Namaz borçları olan kadın, yıllar içindeki hayzlı zamanlarını düşerek mi kaza hesabı yapar?
CEVAP
Evet.

Sual: Namaz kılarken, kadının altınları görünse, caiz mi?
CEVAP
Görünmemesi iyi olur.

Sual: Kadının namazını, evde kocasıyla veya mahrem erkek akrabasıyla cemaatle kılması, yalnız kılmasından evla mıdır?
CEVAP
Evet.

Sual: Dizle ayak arasının ¼ ü açılan kadının namazı bozulur mu?
CEVAP
Evet.

Sual: Kadının, namazda yüzünü tülbentle kapatması caiz mi?
CEVAP
Hayır.

Sual: Ruj ve ojede plasenta kullanıldığını, imalinde çalışan birkaç yetkili ağızdan işittim. Rujlu ve ojeli iken namaz kılmak uygun olur mu?
CEVAP
Oje plasentadan imal edilmese de, altına su geçmez. Ojeli iken alınan abdest de sahih olmaz.

Sual: Örtünün altından peruk görünürse namaz bozulur mu?
CEVAP
Bozulmaz.

Sual: Maliki’yi taklit eden kadın, abdestte ve gusülde, örülü saçını çözmesi gerekir mi?
CEVAP
Maliki’de, kadının, abdestte örülü saçını açması gerekmez. Örgünün üstünden hepsini mesh eder.

Gusülde de saçların dibine, yani başındaki deriye su ulaşabiliyorsa, örgüyü çözmek yine gerekmez. Hanefi’de de böyledir. Yani kadınlar, örülü saçın diplerini ıslatınca, çözmeden örgünün üstünü ıslatmak yeterlidir. Saç dipleri ıslanmazsa, örgüyü açmak gerekir. Örülmemiş saçların her tarafını da yıkamak farzdır. Maliki’de guslederken saçları hilallemek de gerekir.

Sual: (Kadın, kürsüf kullanmazsa, namazı kabul olmaz) deniyor. Doğru mu?
CEVAP
Böyle bir şeyin aslı yoktur. Hiç kürsüf kullanılmasa da, yine de namazlar sahih olur. Kürsüf kullanılmazsa, iç çamaşırı kirlenebilir. Kirli çamaşır çıkarılıp temiz çamaşırla namaz kılınır. Kürsüf, yani bez veya pamuk, namazdan sonra konursa, çamaşır kirlenmiş olmaz. Maliki mezhebini taklit ederse, namazda bile akıntı gelse, abdesti de, namazı da bozmaz.

Sual: Hayzlı, nifaslı kadın, namaz kılabilir mi?
CEVAP
Kılamaz. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Hayzlı kadın namaz kılamaz.) [Buhari, Müslim]

(İstihazalı [özürlü], hayzı bitince yıkanır, namazını kılar, orucunu tutar.) [Darimi]

Sual: Komşumuz, Cilbabsız, yani çarşafsız namaz kılan kadının namazı kabul olmaz dedi. Böyle bir şey var mıdır?
CEVAP
Böyle bir şeyin aslı yoktur. Cilbab, erkeğin de, kadının da giydiği bir elbise, bir gömlektir. Çünkü hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Haramdan cilbab [gömlek] giyen erkeğin namazları kabul olmaz.) [Bezzar]

(Hayâ cilbabını [örtüsünü] çıkarandan [aleyhinde] söz etmek gıybet olmaz.) [Beyheki]

Cilbab, baş örtüsünden daha geniş ve gömlekten kısa olan örtüdür. Bedeni örten her örtüye denir. (Ebüssüud tefsiri, Ruh-ul-beyan tefsiri)

Resulullah efendimizin hanımı Ümmi Seleme validemiz anlatır: (Resulullaha, kadın yalnız atkısı ve gömleği ile izarsız namaz kılabilir mi?) diye sordum. (Giydiği dır’ [uzun gömlek], ayaklarının üstü ile birlikte bütün vücudunu örterse, kılabilir) buyurdu.) [Ebu Davud]

Yine hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Kadın, ancak başını ve bütün vücudunu örten elbise ile namaz kılarsa, tesettüre uymuş olur ve namazı kabul olur.) [Ebu Davud, Tirmizi]

(Namazı, izar ve rida ile kılın!) [İbni Adiy]

İzar, belden altını örten; rida ise, belden yukarısını örten giysidir. İhramın da alt kısmına izar, üst kısmına rida denir. İzar, bir cins peştamal, rida ise bir cins gömlektir.

(Bahr-ür-râık)da diyor ki:
(Erkek, hanımına şunları alması gerekir: Kisve, senede iki dır’, iki himâr ve iki milhafedir. Milhafe, kadının sokağa çıkarken giydiği elbisedir. [Buna ferâce, saya, manto da denir. Himâr, baş örtüsüdür.] Dır’ göğsü açılabilen uzun gömlektir. Kamîs, omuzu açılabilen uzun gömlek [entâri]dir.)

Nur suresinin âyet-i kerimesinde, (Kadınlar, himarlarını [baş örtülerini] yakalarının üzerine örtsünler) buyuruluyor. Eğer kadınlar, çarşaf giyselerdi, himar yani baş örtüsünü yakanın üzerine örtmekten bahsedilmezdi.

Kadınlara vücut hatları [kaba avret yerlerinin şekli ve rengi] belli olmayacak herhangi bir elbise ile örtünmek farzdır. Dinimiz, kapanmayı emretti, ama belli bir örtü şekli bildirmedi. (Dürer-ül-mültekıte)

Bu vesikaların hepsi gösteriyor ki, kadınların çarşaf giymesi gerekmez. Ne Resulullah efendimizin hanımlarının, ne de Eshab-ı kiramın hanımlarının çarşaf giydiklerine dair bir vesika yoktur. Din kitaplarında da kadına nafaka olarak verilmesi gereken elbiseler bildirilmiş, hiç birinde çarşaftan bahsedilmemiştir.

Çarşaf Türkiye’ye Tanzimat döneminde hacca gidenler tarafından, İranlılardan alınmak suretiyle getirilmiştir. Önceleri pek tutulmayan, hatta bid'at denilen çarşaf, ’te yaygınlaşmıştır. Daha sonra II. Abdülhamid han, 4 Ramazan (2 Nisan ) tarihli bir emirname ile çarşaf giyilmesini yasaklamıştır. (İslam Ansiklopedisi Diyanet Vakfı)

’de Balkan muhacirleri, Rumeli’nde Yahudi ve Ortodoks kadınlarının giydikleri siyah çarşaf ile gelmişlerdi. Zamanla bu İstanbul’a yayıldı. (Osmanlı Tarih Deyimleri Sözlüğü)

Sual: Kadın için Bayram ve Cuma namazı farz olan bir mezhep var mıdır?
CEVAP
Bayram namazı Şafii ve Maliki'de sünnet, Hanefi'de vaciptir.
Cuma namazının yalnız erkeklere farz olduğu çeşitli hadis-i şeriflerle bildirilmiştir. Bunlardan ikisi şöyle:
(Cuma namazı, köle, kadın, çocuk, hasta olan kimse hariç, her müslümana farzdır.) [Ebu Davud, Hakim]

(Namaz kıldırması için bir erkeğe emredip, sonra da Cuma namazına gelmeyen erkeklerin evlerini başlarına yıksam diye düşündüm.) [Buhari]

Bayram namazının şartları da Cuma namazının şartları gibidir. Bu bakımdan Cuma namazına gitmeyen kadın, bayram namazına da gitmez.

Erkeklerin camide cemaatle namaz kılmalarının, evde kıldıkları namazdan 27 derece daha fazla sevap olduğu, kadınların ise, evde namaz kılmalarının, camide namaz kılmalarından daha çok sevap olduğu hadis-i şeriflerle bildirilmiştir.

Sual: Kadın, erkeklere imam olabilir mi?
CEVAP
Bütün fıkıh kitaplarında imam olmak için bildirilen şartlardan biri, (Erkek olmaktır. Kadın, erkeklere imam olamaz) buyuruluyor. (Halebi) Dürer’deki bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Kadınların, [namazda imam olarak] öne geçirilmesi caiz değildir.) [Rezin]

Kadın, erkeklerle birlikte cemaatle namaz kılsa, kadının sağındaki, solundaki ve arkasındaki erkeğin namazı bozulur. (Redd-ül-muhtar)

Sual:
Neden kadınlar erkeklerin arasında namaz kılamıyor? Din kardeşi değil miyiz, omuz omuza kılsak ne mahzuru olur?
CEVAP
Öyle ya namazda kadına bir kötülük edecek erkek çıkmaz. Gerçekten niye kadın erkeklerin arasına girmiyor ki? Her kadın birimizin anasıdır veya bacısıdır veya hanımıdır veya kızıdır, halamız, teyzemiz de olabilir.

Evet annemizle de yan yana namaz kılamayız, onun değil, bizim namazımız bozulur. Bir başka hanım da, (O erkeklerin bana ne zararı dokunabilir) demişti. Evet erkeklerin ona da sana da bize de zararı dokunmaz. Ama kadınla erkek yan yana namaz kılınca erkeğin namazı bozulur. Niye bozulur? Namaz kılmayı bize emreden öyle emretmiştir de ondan, yani Allah öyle emrettiği için öyledir. İnsan teyze kızı ile evlenebiliyor da neden kız kardeşi ile evlenemiyor? Allah öyle emrettiği için, kız kardeşinizle evlenin deseydi evlenirdik. Bir kadın niye iki erkekle evlenemiyor, yine aynı cevap, öyle emrettiği için. Yani şu sebepten dolayı değil. Mesela erkeklere ipek giymek haramdır, niye haram? Cevap aynı, öyle emredildiği için.

Sual: Amerika’da kadın imamın, Kilise’de Cuma namazı kıldırmasının amacı nedir? Feminizm için mi, yoksa başka maksatlar da var mıdır?
CEVAP
Maksatsız değil elbette. Ama asıl maksadı nedir bilmiyoruz. Görünenler var. Hutbede ve demeçlerinde şu hususları vurguluyor:
(Kadın da erkeğin yaptığı işleri yapmalıdır. Mesela kadın, yaptığı zinadan dolayı cezalandırılamaz. Yaptığı zinaları gizleme ve zina yapma hakkına sahiptir. Bu, feminizmden çok, bir reform hareketidir, İslam’ın kuralları artık değişmelidir. Sultanahmet camiinde de Cuma namazı kıldırmak istiyorum.)

İranlı kadın bir profesör ile ilahiyatçı erkek bir profesör de, (İmamlık için kadın erkek fark etmez, kim daha liyakatli ise o imam olmalıdır) diyerek, Amerikalı kadının imamlığını onaylamışlardır. Bu arada daha başkalarından da çatlak sesler çıkmıştır. Bunların maksadı, ne feminizmdir, ne de dinde reformdur. Dinde reform adı altında dini içten yıkmaktır. Önce kadın Cuma namazına gitmeli dendi, sonra, âdetli ve lohusa iken namaz kılabilir, tesettür şart değildir denerek âdetli bazı kadınlara cenaze namazı kıldırıldı. Kadın kadına imamlık yapabilir dendi. Şimdi de kadın erkeklere imam olabilir dendi. Adım adım dinin emirleri yıkılmaya başlanıyor. Bunlar kıyamet alametlerindendir.

Böyle bir zamanda Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarına sarılmanın önemi daha da artmaktadır.

Sual: Büyük İslam İlmihali’nde (Kadının kadına imamlığı caizdir) denirken, siz niye mekruhtur diyorsunuz?
CEVAP
Hiç bir ilmihalde böyle demiyor. Bahsettiğiniz ilmihale de baktık. Orada, (Kadının kadına imamlığı kerahetle caizdir) deniyor. Kerahatle kelimesini niçin yazmadığınızı anlayamadık.

Yani kadının kadına imam olması funduszeue.info denilince tahrimen mekruh anlaşılır. Tahrimen mekruh harama yakın mekruh demektir, namazın sevabını yok eder. Sadece namaz borcundan kurtulmuş olunur ise de sevap alınmaz.

Din yeni mi geldi? Dinimizin hükümleri bilinmiyor mu? Her gün dinin bir meselesini bozmaya çalışmanın âlemi nedir?

Sual: Kadınların cenazelere iştirak etmeleri, cenaze namazı kılmaları, cenaze taşımaları ve cenazeyi defnetmeleri farz mıdır?
CEVAP
Hayır kadınlara farz değildir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Kadınlar, cenazelere iştirak etmezler.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud]

Hayzlıya yasak olanlar
Sual:
Mezhepsiz biri, “Yaygın kanaate göre kadınlar hayzlı iken namaz kılamaz, oruç tutamaz, Mushaf’a el süremez, camiye giremez deniyorsa da, bunu yasaklayan ne bir hadis, ne de başka bir delil yoktur” diyor. Peki din kitaplarının hepsi yanlış mı yazıyor?
CEVAP
Hepsi doğru yazıyor. Hepsinin delili vardır. Mezhepsiz, hak olan dört mezhep demiyor, Ehl-i sünnet âlimleri demiyor, yaygın kanaate göre diyerek, Allah ve Resulünün emirlerine, Resulullahın vârisleri olan âlimlerin naklettiklerine yanlış bir kanaat diyor. Halbuki aksini söyleyen bir tek Ehl-i sünnet âlimi yoktur.

Hayzlı kadın şunları yapamaz:
1)
Namaz kılamaz. Bir hadis-i şerif meali:
(Hayzlı kadın namaz kılamaz.) [Ebu Davud]

Ümmü Büsse radıyallahü anha anlatır:
Hac esnasında Ümmü Seleme radıyallahü anhaya sordum:
- Ey müminlerin annesi, hayz sırasında kılınmayan namazların kazası gerekir mi?
- Hayır, kaza edilmez. Hanımlarından biri, nifas sebebiyle kırk gün namaz kılmadı, Resulullah nifas zamanı kılınmayan namazları kaza etmesini emretmedi. (Ebu Davud)
Nifas da hayz gibi olduğu için böyle bildirilmiştir.

2) Kur’an okuyamaz. Bir hadis-i şerif meali:
(Hayzlı ve cünüp, Kur'an okuyamaz.) [Tirmizi]

3) Oruç tutamaz. Bir kadın Hazret-i Âişe validemize sordu:
- Niye hayzlı kadın orucunu kaza ediyor da, namazını kaza etmiyor?
Âişe validemiz buyurdu ki:
- Sen Haruriye [harici] misin?
- Haruriye değilim, fakat öğrenmek için soruyorum.
- Hayzımız Ramazana rastlardı da, oruç tutmayıp, kazası ile emrolunur; fakat hayzlı iken kılmadığımız namazları kaza etmekle emrolunmazdık. (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai)

Bir hadis-i şerif meali de şöyle:
Resulullah zamanında hayız veya nifas sebebiyle Ramazanda hanımlarından biri orucunu yerdi de, Resulullah ile birlikte Şaban ayına kadar kaza etmediği olurdu. (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai)

4)
Mushaf’a el süremez. Bir hadis-i şerif meali:
(Kur'ana ancak temiz olan dokunabilir.) [Nesai]

5) Camiye giremez. Bir hadis-i şerif meali:
(Cünübe ve hayzlıya mescide girmek helal olmaz.) [İbni Mace]

6) Kâbe’yi tavaf edemez. Bir hadis-i şerif meali:
(Beytullahı tavaf etmek, namaz kılmak gibidir, yani abdestli olmak lazımdır.) [Tirmizi]

7) Kocası ile cima edemez. (Bekara ) Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Hayzın başladığını ve bittiğini kocasından saklayan kadın melundur.) [Cevhere]

Hayzlı iken kadına yaklaşmak haram olduğu için bunu saklayan kadın günaha girer.

Sual: Kadınların namazda ellerinin üstlerini ve ayaklarını örtmeleri gerekir mi?
CEVAP
S. Ebediyye
’de diyor ki:
Kadınların el ve yüzlerinden başka her yerleri, bilekleri, sarkan saçları ve ayaklarının altı, namaz için Hanefi’de avrettir. Ellerin üstü avret değildir diyen âlimler de çoktur. Bunlara göre, kadınların bileklerine kadar ellerinin üstü açık kılmaları caiz olur. Ama, kitapların hepsine uymuş olmak için, kadınların elleri örtecek kadar uzun kollu namazlık veya geniş baş örtüsü ile elleri örtülü olarak kılmaları, daha iyi olur. Kadınların ayakları namazda avret değildir diyen âlimler de varsa da, bu âlimler de, namazda örtmesi sünnet, açması mekruhtur dedi.
Sarkan saçlar da, ayak gibidir. (Kadıhan)

Kadının dua etmesi
Sual:
Kadın da erkek gibi dua ederken ellerini uzatır mı?
CEVAP
Hayır, kadın dua ederken ellerini ileri uzatmaz, yüzüne karşı eğik tutar. (S. Ebediyye)

Kadının sarkan saçı
Sual:
Kadının kulaklarından aşağı sarkan saçı namazda açılsa, namaz bozulmuş olur mu?
CEVAP
Kadınların kulaklarına kadar sarkan saçı avrettir. Kulaktan aşağı sarkan kısmı da, âlimlerin çoğuna göre yine avrettir. Açılırsa namaz bozulur. Bazı âlimlere göre, sarkan kısım namazda avret olmaz; fakat yabancı erkeklerin bu saçlara bakmaları caiz değildir. (Halebî-yi kebir)

Celsede otururken
Sual:
Kadın, namazda iki secde arasında nasıl oturur?
CEVAP
Teşehhütte yani namazdaki normal oturuşta oturduğu gibi oturur. (Redd-ül-muhtar)

Kadınlara cuma namazı farz mı?
Sual: Bir kadın cuma namazı kılarsa sahih oluyormuş. Sahih olması, cuma namazının kadınlara da farz olduğunu göstermez mi?
CEVAP
Göstermez. Kadınlara cuma namazı kılmak farz değildir. İki hadis-i şerif meali:
(Cuma namazı, köle, kadın, çocuk, hasta hariç, her Müslümana farzdır.) [Ebu Davud]

(Namaz kıldırması için bir erkeğe emredip, sonra da cuma namazına gelmeyen erkeklerin evlerini başlarına yıkmalı diye düşündüm.) [Buharî]

Bu hadis-i şerifler, fıkıh kitaplarında şöyle açıklanıyor:
Kadına ve seferî olana, cuma namazı kılmak farz değildir. (Fetava-i Hindiyye)

Seferî olan cuma namazı kılsa sahih olur. Bunun gibi seferde olana, ramazan orucunu tutmak da farz değildir, ama tutarsa orucu eda etmiş olur. Beş vakit namazın hangisi olursa olsun, vakit girince kılmak farz değildir, vaktinin sonunda farz oluyor, ama vakit girince kılınırsa farz eda edilmiş oluyor. Kurban kesmek de böyledir. Kurban Bayramı'nın üçüncü günü zengine kurban kesmek vacib oluyor, ama birinci günü kesilse vacib eda edilmiş oluyor. (Redd-ül muhtar)

Cuma namazı seferî olana farz olmadığı hâlde, kılınca sahih olduğu gibi, kadın kılınca da cuma namazı sahih oluyor. Bunun, kadına cumanın farz olmasıyla hiçbir ilgisi yoktur.

Cuma namazının farz olmasının iki çeşit şartı vardır: Vücub şartları ve eda şartları.

Vücub şartlarından biri veya birkaçı bir kimsede olmasa, buna rağmen o kişi cumayı kılsa, namaz sahih olur. Kılmazsa günah olmaz, çünkü vücub şartı yoktur.

Vücub şartları dokuzdur. Yani, bir kimseye farz olması için şu dokuz şart gerekir:
1- Mukim olmak. Seferî olana farz değildir.
2- Sağlam olmak. Hastaya, hastaya bakana ve çok ihtiyar olana farz değildir.
3- Hür olmak. Köleye farz değildir.
4- Erkek olmak. Kadınlara farz değildir.
5- Akıl ve baliğ olmak. Deliye ve çocuklara farz değildir.
6- Kör olmamak.
7- Yürüyecek gücü olmak. Felçliye, ayaksıza farz değildir.
8- Hapiste olmamak.
9- Çok yağmur, kar, fırtına, çamur olmaması.

Bu şartlar olmasa da, cumayı kılan kimse cumayı eda etmiş olur. (S. Ebediyye)

Kadınlar namazda sesli okumaz
Sual:
(Erkeklerin namazda cehri [açıktan, sesli] okuduğu yerde kadınlar da cehri okuyabilir) deniyor. Kadınların sesli okuması caiz midir?
CEVAP
Hayır, kadınlar, namazda veya namaz dışında sesli okuyamaz. Ezan ve ikamet okumak erkeklere sünnet iken, kadınların, hiç kimse yokken de, ezan ve ikamet okuması tahrimen mekruhtur. (S. Ebediyye)

Sabah, akşam ve yatsı namazlarıyla gece kılınan nafile namazlarda, erkeklerin sesli okumaları müstehab iken, kadınların sesli okumaları caiz değildir.

Fetih kitabında, (“Namazda Kur’anı aşikâre okuyan kadının namazı bozulur sözü” isabetlidir) deniyor. Kadınlar, Kurban Bayramı'nda farz namazlardan sonra teşrik tekbirini sessiz okur. Namazda yüksek sesle okumaz. (Redd-ül muhtar)

Sessiz okumak, kendi işiteceği sesle okumak demektir. Kendi işiteceği sesle okumazsa, namaz sahih olmaz.

Kadının camiye gitmesi
Sual:
Hindiyye’de, (Kadınların cemaatle namaz kılmak için camiye gitmeleri mekruhtur) yazıyor. Cemaatsiz kılsalar da, yine gitmeleri doğru değil midir? Çarşıya çıkınca namaz kılacak müsait yer bulunmasa, camide cemaat dağıldıktan sonra da mı kılmaları uygun olmuyor?
CEVAP
Kadınların camiye gitmesi günah değil, erkekler varken gidip fitneye sebep olmaları günahtır. Bahsedilen durum gibi bir ihtiyaç olunca, erkekler dağıldıktan sonra, kadınlara ait bölümde namaz kılmalarında mahzur olmaz.

Vaktin girmesi önemli
Sual:
Ramazanda sabah namazı girince ezanlar okunuyor, fakat diğer aylarda güneşin doğmasına bir saat veya daha az kala okunuyor. Biz kadınlara ezan okumak gerekmediğine göre, vakit girer girmez sabah namazını kılmakta bir mahzur olur mu?
CEVAP
Hayır, mahzuru olmaz. Erkekler de vakit girer girmez kılabilir. Yalnız kılınca her namazı ilk vaktinde kılmaya çalışmalıdır.

Kadın ikamet okumaz
Sual:
Tarikatçı bir hoca, (Kadınlar da, namaz kılarken ikamet okumalı) diyerek, müridelerine ikamet okutuyor. Kadın ezan okumadığı gibi, kamet de okumaz değil mi?
CEVAP
Elbette okumaz. Hanefî’de, kadının ezan ve ikamet okuması mekruhtur. (Hamevî, Hindiyye, İslam Ahlakı)

Kadınlar, namazı erkekler gibi mi kılar?
Sual: Kadınlar namaza durdukları zaman, namaz içindeki hareketleri, aynen erkekler gibi midir?
Cevap:
Konu ile alakalı olarak İbni Âbidînde buyuruluyor ki:
“Kadın, namaza dururken, tekbir için ellerini omuzlarına kadar kaldırır. Ellerini kol ağzından dışarı çıkarmaz. Sağ avucu sol eli üzerinde olarak, ellerini göğüs üstüne kor. Rükuda az eğilir. Belini başı ile düz tutmaz. Rükuda ve secdede parmaklarını açmaz, birbirlerine yapıştırır. Ellerini dizleri üzerine kor. Dizlerini büker. Dizlerini tutmaz. Secdede kollarını, karnına yakın olarak yere serer. Karnını uyluklarına yapıştırır. Teşehhüdde, ayaklarını sağa çıkararak yere oturur. El parmaklarının ucu dizlerine uzanır. Parmakları birbirlerine yapışık olur. Erkekler de dizi kavramaz.”

Kadınların namaz kılış şekli
Sual: Kadınların namaza başlayış şekli ve namazdaki diğer hareketleri, erkekler gibi midir?
Cevap:
Konu ile alakalı olarak Ni'met-i islâmda deniyor ki:
“Kadınlar, namazda iftitah tekbirinde iki ellerini omuzları hizasına kaldırırlar. Ayakta sağ ellerini sol elleri üstüne getirirler. Sağ el parmaklarını sol bilek üzerine halka yapmazlar. Ellerini göğsü üzerine koyarlar. Rüküda ellerini dizleri üstüne korlar. Dizlerini kavramazlar, parmaklarının arasını açmazlar. Dizleri dik olmaz. Sırtları da düz olmaz. Secdede alçalıp, kollarını yanlarına ve karnını uyluklarına bitiştirirler. Kaynağı üzerine oturup, ayaklarını sağa yatık çıkarırlar. Kadın erkeğe imam olamaz. Kadının kadına imam olması mekruhtur. Erkeğe uyunca, en arkada saf olurlar. Aynı imama uyan kadın, erkeğin önünde veya yanında kılarsa, erkeğin namazı fasid olur, bozulur. Erkek, kadına geride durmasını işaret eder, o da geride durmazsa, yalnız kadının namazı fasid olur, bozulur. Ateşteki yemeğin taşması, çocuğun ağlaması halinde namazlarını bozması caiz olur.” Dua ederken ellerini ileri uzatmaz, yüzüne karşı eğik tutar.

Sual: Kadınlar, farz namazları kılarken kamet getirirler mi?
Cevap: Kadınlar, beş vakit namazın farzlarını ve kazaya kalan namazlarını kılarken ezan ve ikamet okumazlar.

Sual: Kadınların kendi aralarında cemaat yaparak namaz kılmalarında dinen bir mahzur var mıdır?
Cevap:
Bu konuda İbni Âbidînde deniyor ki:
“Kadınların kendi aralarında veya erkeklerin cemaati arasında imam ile kılmaları mekruhtur. Cuma ve bayram namazı kılması farz değildir.”

Kadınların camiye gitmeleri
Sual: Müslüman kadınların, beş vakit namaz ve cuma, bayram namazları için camiye gitmelerinin dinen bir mahzuru var mıdır?
Cevap:
Bu konuda İbni Âbidînde buyuruluyor ki:
“Kızların, kadınların, acuzelerin, beş vakit namaza, cuma, bayram namazları ve vaaz dinlemek için camiye gitmeleri caiz değildir. Eskiden yalnız acuzelerin akşam ve yatsı zamanı gitmesine izin verilmiş idi ise de, şimdi bunların gitmesi de, caiz değildir.”

Zaten kadınların başı, kolu, bacağı açık, camiye gidip, mevlid, vaaz ve hafız dinlemeleri haramdır, büyük günahtır. Hıristiyan kadınları bile, kiliseye giderken, böyle açık değildir. Açık kadınların, erkekler arasına karıştığı yerlere de cami denmez. Böyle yerlere, namaz kılmak için dahi gidilmez.

Sual: Çocuk olmaması için tedbir almak, doğum kontrolü yapmak câiz midir?

Cevab: Fetâvâ-yı Hindiyye’de “Zamanın Fesâdı (Kötülüğü) Korkusu Sebebiyle Dışarıya Azil” adında bir başlık altında diyor ki: Bir adam, "Bu zamanda, kötü bir çocuk olur!" diye, karısının izni olmaksızın azil yapsa, yani menisini eşinin fercine dökmese, el-Asl’daki açık cevaba göre, buna ruhsat yoktur. "Zamanın kötülüğünden dolayı, müsâade vardır." diyenler de olmuştur. Erkek karısını, azilden men edebilir. “Kölenin Nikâhı” bahsinde de diyor ki: Hür bir kadının rızâsı veya evli bir cariyenin efendisinin rızâsı ile azl mekruh değildir. Efendinin kendi câriyesine, câriyenin rızâsı olmasa bile, azl yapması mekruh olmaz.

Reddü’l-Muhtâr’da da diyor ki: Bir kimse câriyesinden onun izni olmaksızın azl yapabilir. Bunda kerahet yoktur. Hanefî mezhebinin esas kavli kadının izni yoksa azlin mübah olmadığı yolundadır. Ancak sonra gelen ulemâ, zaman bozukluğu sebebiyle “bizim zamanımızda mübahtır” demişlerdir. Hür kadının doğuracağı çocukta kötülük zuhur edeceğinden korkulursa, kadının rızası olmaksızın azl yapılabilir. Peki kadın kocasının rızası olmadan rahmin ağzının tıkamak, hap yutmak gibi tedbirler alabilir mi? Ulemâ bu hususta kadından izin almadan yapılan azle kıyasen bunun da kocasının izni olmadan yapılması haram olmak gerekir, diyor. Bu görüş, mezhebin aslına göredir. İbni Abidin, zamanın bozukluğu sebebiyle, iki tarafın da doğum kontrolü yapmasının caiz olduğunu söylemektedir.

İmam Gazâlî, İhyâ’da bu mesele için uzunca bir bahis açmış ve hülâsa olarak şöyle söylemiştir: Azl yapmamak, cimânın edeblerindendir. Azl (meniyi dışarı akıtmak) hakkında âlimler dört farklı görüştedir: 1) Mutlak ve her halde azl mübahtır. 2) Mutlaka haramdır. 3) Eğer kadının da rızasıyla olursa helâldir; kadının rızası yoksa helâl değildir. Bunlar sanki azli değil de, kadına eziyeti yasaklamaktadır. 4) Câriyede azl mübahtır; hür kadında değildir. Bize göre en doğru fetvâ, azlin mübah olmasıdır.

Azl yapmak mekruhtur diyenler, ne kasdetmektedir? Kerâhiyet üç mânâya gelir: 1) Tahrîmen kerâhiyet; 2) Tenzîhen kerâhiyet; 3) Faziletin terki mânâsına gelen kerâhiyet. Bu bakımdan azli mekruh görenler, üçüncü mânâyı kasdederler. Nitekim “câmide boş oturup zikr veya namazla meşgul olmamak mekruhtur” veya “Mekke'de oturup her sene haccetmemek mekruhtur” sözü bunu ifade eder. Bu kerâhetten maksat, evlâ ve faziletliyi terketmek demektir. Azl meselesinde de mekruh diyenlerin kasdı budur. Çünki çocuk sahibi olmak evliliğin faziletlerindendir. Evlenip de çocuk sahibi olmamak bu çerçevede değerlendirilebilir.

Bizim (İmam Gazâlî’nin) azle tahrimen veya tenzihen mekruh demememizin sebebi şundan dolayıdır: Yasağın (nehyin) isbatı ancak nass veya nass ile bildirilen başka bir şeyin üzerine kıyas etmekle mümkündür. Oysa azlin mekruh olması için herhangi bir nass olmadığı gibi, kerâheti hakkında kıyas edebileceğimiz bir asıl da mevcut değildir. Aksine burada azlin mübah olduğuna dair kıyas yapılacak bir asıl vardır. O da evlenmeyi esasından terketmek veya evlendikten sonra cimâı terketmek veya cinsî münasebette bulunduğu halde meniyi akıtmayı terketmektir. Bunların herhangi birini terketmek, en faziletli olanı terketmek demektir. Herhangi bir yasağı işlemek değildir. Bunlarla azl arasında hiçbir fark yoktur. Zira çocuk, ancak meninin rahme düşmesiyle oluşur. Dolayısıyla meniyi rahme akıtmamak, çocuk düşürmek demek değildir.

Şöyle bir sual sorulursa: “Azl mübah olsa bile, insanı buna sevkeden sebeplerden dolayı mekruh olmak ihtimâli vardır. çünki insanı azl yapmaya sevkeden sebep ya meşru, ya da bozuk bir niyettir. Bu boçzuk niyette, şirk izlerine rastlanır”. Buna şöyle cevap verilebilir: İnsanı azle sevkeden niyetler beş tanedir: 1) Câriyeler hususundaki niyettir. Câriye çocuk doğurursa, ümmü veled olup azâda hak kazanır. Efendi böyle bir statü doğmasın diye azl yapar. Bu azl, şer’an memnu değildir. 2) Kadının gençlik ve güzelliğini korumak için azl yapmak da yasaklanmış değildir. 3) Çocuklarının çokluğu sebebiyle sıkıntının artmasından, geçim zorluğundan ve gayr-ı meşrû yerlere başvurmaktan kaçınmak niyetidir. Böyle bir niyetle yapılan azl de yasak değildir. Zira zorluk ve çalışmanın azlığı, dinin yardımcısıdır. Gerçi asıl kemâl, Allah'a tevekkül etmektir. Nitekim Allahü teâlâ şöyle buyurmuştur: Yerde yürüyen ne kadar canlı varsa, hepsinin rızkı sadece Allah'a aittir. (Hud. 6) Şüphe yoktur ki, azl yapmakta kemâlin zirvesinden düşüş olduğu gibi, en faziletli olanı terk etmek de vardır. Fakat görünüşte tevekküle aykırı olan, malı koruyup biriktirmek, tevekküle zıt olmakla beraber yasak bir şeydir diyemeyiz. 4) Kız çocuğunun ar getireceği düşüncesiyle yapılan azldir. Bu, bozuk bir niyettir. Bu niyetle yapılan azlde mesuliyet vardır. 5) Temizliğe aşırı derecede düşkün olan bazı kadınlarda olduğu gibi, çocuk doğurmaktan, hayız ve nifastan kaçındığı için çocuk istememektir. Bu Hâricî mezhebine mensup kadınların âdetidir. Bu niyet de bozuktur.

“Çocukların nafakasından korkarak evlenmeyi terkeden bizden değildir” hadîs-i şerifi ileri sürülerek, azl de evlenmeyi terketmek gibidir denirse, Resûlullah'ın “Bizden değildir” sözü, “Sünnetimiz üzere bize uymuş değildir” demektir. Zira sünnetin en faziletlisi evlenip çocuk edinmektir. Hazret-i Peygamber'in “Azl, çocuğu diri diri gömmektir” hadîs-i şerifi ileri sürülecek olursa, bunun gibi, azlin mübah olduğuna işaret eden birçok sahih hadîs de vardır. Bu hadîs, bozuk niyetle yapılan azl hakkında olsa gerektir. İbn Abbas, azl ile doğumu önlenen, küçükken öldürülen yavru gibidir kıyasına giderek “Azl, çocuğu öldürmenin bir şeklidir” deyince, Hazret-i Ali bu kıyasın zayıf bir kıyas olduğunu söyleyerek itiraz etmiş ve “Ancak meni (âyet-i kerimede geçtiği üzere) yedi tür değişimden geçtikten sonra zâyi edilirse, öldürülen çocuk hükmüne geçer” buyurmuştur (Mü'minûn: ).

Buhârî ve Müslim'de ittifakla Câbir'den rivâyet edilen hadîs-i şerifte şöyle buyurulmaktadır: “Bizler Resûlullah aleyhisselâm zamanında azl yapıyorduk”. Yani, “Biz azil yapıyorduk, bizim böyle yaptığımız Hazret-i Peygamber'in kulağına gittiği halde, bizi bu hareketimizden menetmedi”.

Yine Buhârî ve Müslim'de Câbir'den şu rivâyet vardır: Adamın biri Hazret-i Peygamber'e gelerek şöyle dedi: “Benim bir câriyem var. Hurmalıkta bizim hizmetimizi görür ve su getirir. Ben ise arada sırada onunla buluşurum. Fakat gebe kalmasını istemiyorum”. Hazret-i Peygamber şöyle buyurdu: “İstersen azl yap! Fakat muhakkak ki, Allah tarafından takdir edilmiş ne ise olur”. Bundan uzun zaman sonra adamcağız çıkageldi ve dedi ki: “Ey Allah'ın resûlü! Bizim câriye gebe kaldı”. Bunun üzerine Resûlullah aleyhisselâm “Ben kendisi için takdir edilen olacaktır dedim ya” buyurdu.

Netice itibariyle: Çocuk olmaması için önceden tedbir almak, meselâ prezervatif kullanmak câizdir. İmam Gazâlî’nin saydığı sebeplerle, meselâ dinî terbiye verememek korkusu ile doğum kontrolü yapmak iki tarafın da tek taraflı iradesiyle câiz olur. Gezip tozmak, hayatını yaşamak, fakir düşmek, çocuk sevmemek gibi sebepler özür değildir. Doğum kontrol metodlarından hepsi câiz olmakla beraber, kendisini kısırlaştırmak, tüplerini bağlatmak câiz değildir.

18 Haziran Pazartesi

Türkiye Cumhuriyetinin resmi ve en önemli kurumlarından biri olan Diyanet&#;in Islam İlmihalinden 1. Cildi&#;nin    sayfasında kadın ve erkeğin camii içinde birlikte Namaz kılınabileceğini yazması dikkat çekti. Sosyal Medya&#;da bir kişi bu konuda, &#;Bu yaşıma kadar kadın ve erkek yan yana saf tutamaz şeklinde öğretildi, camilerde bu şekilde uygulandı. Aksi olan yerlerde ( Alevi -Bektaşi Cem evleri gibi) küfre düştükleri söylendi.&#; diye yazdı.

&#; sayfanın başında şu yazıyor : &#;Şâfiî ise kadının erkek hizasında namaza durmasının (muhâzât) erkeğin namazına zarar vermeyeceği görüşündedir. Çünkü bu konuda söylenebilecek en ileri nokta, kadınların aynı hizada bulunmaları durumunda, saf tutmanın gerçekleşemeyeceğidir. Saf tutmanın, farz değil sünnet olduğu düşünülürse, bunun da fazla bir önemi olmadığı görülür. Mezheplerin bu konudaki görüşleri ve gerekçeleri incelendiğinde kadınların erkeklerle aynı safta bulunup bulunmayacakları konusunun esas itibariyle dinî bir mesele olmayıp, doğal ve örfî nedenlere dayandığı ve namazda huzurun sağlanmasının hedeflendiği görülmektedir.&#;

 

Diyanet İşleri Bakanlığı&#;nin İlmihal I adlı kitabında sayfa ile arasında şunlar yazıyor :

Saf Düzeni ve Kadının Namazda Erkeğin Hizasında Bulunması

Saf Düzeni ve Kadının Namazda Erkeğin Hizasında Bulunması Kadınların cemaatle namazdaki saf düzeni ve erkeklerde aynı safta veya hizada olması, ilmihallerde &#;muhâzâtü&#;n-nisâ&#; terimiyle ifade edilir. İmama uyacak kişi sadece bir erkek kişi ise imamın sağına durur.

Soluna ve arkasına durmak sünnete aykırı olduğu için mekruhtur. İmama uyanlar birden çok iseler imamın arkasına dururlar. İmama uyacak kişi tek kadın ise imamın arkasına durur. Cemaat çoğalıp saf teşkil edilecek ise saf düzeni, önce erkekler safı, onun arkasında çocuklar safı ve onun arkasında kadınlar safı olacak şekilde yapılır.

Kadınların cemaate katılmaları durumunda saf düzenine riayet edilmesi gerektiği hususunda âlimlerin görüş birliği vardır. Buna göre kadınların, safın en gerisinde, erkeklerin -varsa çocukların- arkasında namaza durmaları gerektiği söylenmiştir ( Gazete not : Kim söylemiş?, Peygamber mi? Bu bir Yahudi geleneği olmasın ? )

Bu şekildeki uygulamanın, kadınların aşağılandığı ve &#;ikinci sınıf&#; konumuna indirgendiği anlamına alınması doğru değildir. Bu uygulama ile kadınlar camilerin dışına atılmış olmadığı gibi Allah&#;ın huzurundan uzaklaştırılmış da değildir. Namaz nerede kılınırsa kılınsın namaz kılan kimse Allah&#;ın huzurundadır. Sadece herkesin anlayabileceği tabii, fıtrî birtakım sebepler yüzünden kadınların arka saflarda durması önerilmiştir. Bu şekildeki saf düzeni hem kendilerinin, hem de camideki erkek cemaatin daha huşû ve sükûn içerisinde namaz kılması için oldukça yerinde bir uygulamadır.

Bu durumda kadınlar emre itaat etmiş olmaları sebebiyle ilk safın sevabından mahrum da olmazlar. Zaten cemaatle namazda ilk safın daha faziletli görülmesi, biraz da cemaatin dağınıklığını önlemeye, saf düzeninde disiplini sağlamaya mâtuf bir tedbirdir.

Hz. Peygamber&#;in uygulamasına uygun olarak erkeklerin selâm verir vermez kalkmamaları, biraz beklemeleri yerinde olur. Ümmü Seleme&#;nin bildirdiğine göre, Hz. Peygamber selâm verince kadınlar, Hz. Peygamber selâmı tamamlar tamamlamaz kalkarlar; Hz. Peygamber de ağırdan alır, kalkmadan önce birazcık beklerdi (bk. Tecrîd-i Sarîh Tercümesi, II, ).

Özellikle Hanefî bilginler, saf düzenine uyulmasını sağlamak ve uygunsuz durumların ortaya çıkmasını engellemek için, cemaatle kılınan namazda, kadının erkeğin hizasında durarak namaz kılması durumunda, erkeğin namazının sahih olmayacağını söylemişlerdir.

Daha açık söylemek gerekirse bir kadın erkek safları arasında namaz kılacak olsa kadının iki yanındaki birer erkeğin ve kadının tam arkasındaki bir erkeğin namazı bozulur, ötekilerin namazı bozulmaz. Hanefîler&#;e göre bu durumda namazın bozulmasının nedeni, duruş düzeni (tertîbü&#;l-makam) farzının terkedilmiş olmasıdır. Nitekim imama uyan kimse imamın önüne geçecek olursa, duruş düzenini ihlâl ettiği için namazı bozulur. Cenaze namazı, mutlak namaz olmadığı için cenaze namazında kadınların erkeklerle aynı hizada bulunması namaza zarar vermez. Namazda kahkaha ile gülmek abdesti bozduğu halde, cenaze namazında gülmenin abdesti bozmaması, cenaze namazının bu özelliğiyle de bağlantılıdır. Ancak cenaze namazında da sünnet olan saf düzeni, kadınların arkada olmalarıyla gerçekleşir.

Hadisler kuvvetli değil/Uydurma Hadisler

Yine yönelinen cihetlerin farklı olması durumunda, Kâbe&#;nin içerisinde de muhâzât sorunu yoktur. Çünkü farklı yönlere yönelme durumunda muhâzât söz konusu olmaz. Duruş düzeninde kadınların yerini belirleyen &#;Kadınları Allah&#;ın koyduğu yere, arka saflara yerleştirin&#; (ahhirühünne, haysü ahharahünnellâh [bk. Zeylaî, II, 36]) ve &#;Kadınların saflarının en şerli olanı ilk saftır&#; (şerru sufûfi&#;n-nisâ evvelüha [bk. Müsned, II, ]) gibi hadisler rivayet açısından kuvvetli olmadığı gibi, konuya delâleti de açık ve kuvvetli değildir.

Hanefîler prensip olarak namazın farzlarının ancak yakîn ve kesinlik ifade eden yollarla sabit olabileceğini kabul ederken, bu muhâzât meselesinde, yani cemaatle namaza duruş düzeninin belirlenmesinde, yakîn ifade etmeyen haber-i vâhidlerle amel etmişlerdir. Çünkü duruş düzeni, cemaat namazının farzlarındandır ve cemaat namazının kendisi sünnetle sabit olmuştur. Bu bakımdan onun farzlarının kesinlik ifade etmeyen sünnetle sabit olması mümkündür. Şâfiî ise kadının erkek hizasında namaza durmasının (muhâzât) erkeğin namazına zarar vermeyeceği görüşündedir.

Çünkü bu konuda söylenebilecek en ileri nokta, kadınların aynı hizada bulunmaları durumunda, saf tutmanın gerçekleşemeyeceğidir. Saf tutmanın, farz değil sünnet olduğu düşünülürse, bunun da fazla bir önemi olmadığı görülür. Mezheplerin bu konudaki görüşleri ve gerekçeleri incelendiğinde kadınların erkeklerle aynı safta bulunup bulunmayacakları konusunun esas itibariyle dinî bir mesele olmayıp, doğal ve örfî nedenlere dayandığı ve namazda huzurun sağlanmasının hedeflendiği görülmektedir. ( funduszeue.info)

Kaynak:

funduszeue.info

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası