barış dedebağı a haber / Metin İyidil, darbecilerin polise teslim edilmesini istememiş - Son Dakika Haberleri

Barış Dedebağı A Haber

barış dedebağı a haber

Barış Dedebağı: Deşifre olmayıp taraf değiştirenler var

Darbeci askerlerin rütbesini söken ve tankların dışarıya çıkarılmasını engellemek için askerlere tankları bozması emrini veren Binbaşı Barış Dedebağı, "Deşifre olmayıp taraf değiştirenler var. Bu bizde oldu. Hiç variyet göstermeyip, evinden gelmeyip, yatağından çıkmayanları ne yapacağız. Şimdi ifade de vermiyorlar. Albayım albayım diye etrafta geziyorlar" dedi.

Ankara'da Etimesgut Zırhlı Birlikler Komutanlığı'na sızıp 45 tankı çıkarmaya çalışan FETÖ'cü teröristleri derdest eden ve tankların dışarıya çıkarılmasını engellemek için askerlere tankları bozması emrini veren Binbaşı Barış Dedebağı, istifa etmesinin nedenini açıkladı. Dedebağı, "Ben TSK'da kalan arkadaşlarımın söyleyemediklerini ifade etmek ve askeri üniformanın beni kısıtlayan, askeri cezanın beni kısıtlayan alametlerinden kendimi kurtarmak için istifa ettim. Zaten bu saatten sonra da devam etmemin beklenmesi bana yapılacak en büyük haksızlık ve zulümdür" ifadelerini kullandı.

"SONUNU DÜŞÜNEN KAHRAMAN OLAMAZ"

"Bir yalanını yakaladığın insanın bin yalanını sorgularsın" diyen Dedebağı, 15 Haziran 2016 günü yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Evden çıkmadan abdestimi aldım, 2 rekat namazımı kıldım. Sivil olarak nizamiyeden girdim. Üzerime birçok mermi atıldı. Bu noktada halkımızın içinde art niyetli, tarafı belli olan tipler hala bizi şovmenlik ile suçluyor. Bunlara hakkımı helal etmiyorum. Sonunu düşünen kahraman olamaz, hiçbir kahraman da sonunu göremez. Biz zaten bu amaçla yola çıkmadık. İçerideki Binbaşı İsmail, Erdal Yetim, Hakan Çubukçu, uzmanlar, erler emrimize girmeseydi beni orada kalbura döndüreceklerdi. Biz savcının karşısında ifade verirken benim tümen komutanıma hala telefonla EDOK'tan ifade almak isteyen EDOK Kurmay Başkanı, EDOK Komutanı, arayıp arayıp bir gelsinler diye yönlendirmeye çalışıyorlar. Bu kadar ön plana çıkıp bunları söylemediğim zaman bunların vebali üzerimde kalır."

"BUNDAN SONRA ÜLKEYİ BEKLEYEN TEHLİKE TABANDA ÇATIŞMAYI OLUŞTURMAK OLACAKTIR"

Hiç kimseden ne özel sektörde ne de devlet sektöründe görev beklemediğini kaydeden Dedebağı, "Bana devlet kademesinde görev verilirse de albayın aldığı maaştan daha fazla maaşlı bir görevi kabul etmeyeceğime söz veriyorum. Ben etliye sütlüye karışmayan, tarafını kazanana göre belirleyen, olay günü hiçbir variyet göstermeyen, albaydan daha fazla getirisi olan bir görevi kabul etmeyeceğime namusum ve şerefim üzerine söz veriyorum. TSK'nın yeniden teşkilatlanması ve denetlenmesinde yüreğimle, cesaretimle olduğu gibi gerçekleri Başkomutana yansıtabilecek bir birimde çalışmayı kabul ederim bir tek. Cumhurbaşkanımız, 'Tabanı ibadet, ortası ticaret, tepesi ihanetle uğraşan insanlar' diyor ya. Biz hayatın akışı içerisinde bu tabanıyla iletişim halinde olacağız. Esas bundan sonra ülkeyi bekleyen tehlike tabanda çatışmayı oluşturmak olacaktır. Bunun tespit ve teşhisini Cumhurbaşkanı çok daha önceden yapmış durumda. Benim akrabalarım içerisinde geçmiş olsun yeğenim demeyen, tavrımdan dolayı rahatsız olup benden uzak durmaya çalışan, ifadeleriyle beni değersizleştirmeye çalışanlar bile var. Tabanında gerçekten saf, masumane duyguları taşıyan, kandırılmış, aslında ortak değerlere saygı duyan insanların birbiriyle süratle kaynaşması gerekir. Bundan ticari çıkar sağlayacak kadar bilinçli olan, tabanı kullanan, tabanı sömürerek o ticari gücü yukarıya yansıtan ortadaki geçirgenler ile tepedeki ihanet edenlerin kesinlikle affedilmemesi gerekiyor. Tankın önüne yatan, üstüne çıkan ve bu uğurda ölenler kadar bir şey yapmadık" diye konuştu.

"OYUN İÇİNDE OYUN VAR"

Oyun içinde oyun olduğuna dikkat çeken Dedebağı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Askeri yapı için baktığımız zaman öyle kurnazca planlamışlar ki, İsrail ajanları bunların yanında haltetmiş. Tutuklamalar başladı, soruşturmalar başladı ve çok az bir kesim üzerinde kalacak bu iş. Bugün darbeye fiilen katılan, halka silah sıkan kaç bin kişi var? Oyun içinde oyun derken bu rakam birden 500'e inerse işte oyun içinde kurulan oyunun sonucudur bu. Emir aldım diyecekler. Bu oyun içinde oyunun birinci ayağıdır. Oyun içinde oyunun ikinci ayağı ise, tarafını kazanana göre belli etme seviyesinde kalanlardır. Bizim tümende şu anda gözaltına alınan Kurmay Başkanı Sıddık Çoban var. Darbeciler tümene geliyor. Tümen komutanı tutuklanıp gidiyor. Kurmay Başkanı Sıddık Çoban tümeni bir sularında terk edip evine gidiyor ve sabahta gayet rahat şekilde elinde G3 ile gelip tutuklamalarda benimle tutuklama yapıyormuş gibi bir görüntü veriyor. Bana ısrarla tutuklananları Merkez Komutanlığı'na göndermem yönünde sözlü ve psikolojik baskı uygulandı. Polise tutukluları teslim ederken 'Sizin içinizde de Fethullah Terör Örgütü üyesi var. Bir kısmınız bunları kurtarmaya, yardım etmeye, delilleri karartmaya çalışabilir' dedim. Daha sonra kendi askerime dönüp, 'Böyle bir algı olursa çatışın polisle. Vatanını seven polisler sizde çatışın, askerlerime yardımcı olun' dedim. Merkez Komutanlığı görevlendirme çizelgesine bakarsanız kendi adamlarını atamışlar. Bugün doğruyu söyleyen kazandı. Kendini kısa vadede kurtarmak için yalan konuşan, belki kısa vadede kendini kurtardı ama orta ve uzun vadede güme gitti."

"KİM VURDUYA GİDENLER VAR"

Şuan tutuklananların içerisinde masum insanların olduğunu sözlerine ekleyen Dedebağı, şunları dedi:

"Kim vurduya gidenler var. Masumluğu en kolay anlaşılacak olanlar erlerdir. Ama erlerin içerisinde halkına silah sıkanları, tank sürenleri bana kimse yediremez. Emretsek bile kendini vuracaksın, beni vuracaksın ama halkına ateş açmayacaksın. Esas sıkıntı, tutuklanamayan beyin takımında kalan azı dişler var. Onları devlet biliyor artık."

"DEŞİFRE OLMAYIP TARAF DEĞİŞTİRENLER VAR"

Bütün darbelerde son anda taraf değiştirenlerin olduğunu vurgulayan Dedebağı, "Deşifre olmayıp taraf değiştirenler var. Bu bizde oldu. Hiç variyet göstermeyip, evinden gelmeyip, yatağından çıkmayanları ne yapacağız. Şimdi ifade de vermiyorlar. Albayım albayım diye etrafta geziyorlar. Fıstık gibi de mutlular" diye konuştu.

İHA

Metin İyidil, darbecilerin polise teslim edilmesini istememiş

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Etimesgut Zırhlı Birlikler Okul ve Eğitim Tümen Komutanlığındaki olaylara ilişkin iddianamede ifadesine yer verilen bazı tanıklar, Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanlığı Muhabere ve Muhabere Destek Eğitim Komutanı eski korgeneral Metin İyidil'in, darbe karşıtı personel tarafından sabaha karşı gözaltına alınan darbecilerin polise teslim edilmesini istemediğini iddia etti.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Etimesgut Zırhlı Birlikler Okul ve Eğitim Tümen Komutanlığı personelinin katıldığı eylemlerle ilgili 52 kişi hakkında iddianame düzenleyerek mahkemeye gönderdi.

İddianamede "müşteki" sıfatıyla alınan ifadesine yer verilen Etimesgut Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığı Tümen Disiplin Subayı Binbaşı Barış Dedebağı, o gece polislerle darbeye karşı mücadele ettiğini anlattı.

Dedebağı, sabah saatlerinde, beraberindeki polis ve rütbeli askerlere, "Ben, darbecilerin bulunduğu okul karargahına gidiyorum. Peşimden gelin. Tutuklamaları başlatıyoruz." dediğini, ilk anda 7 kişiyi İlçe Emniyet Müdürlüğüne gönderdiğini, gözaltına alma ve teslim tutanaklarını imzaladığını ifade etti.

Bu gruptakilerin yarbay, binbaşı, üsteğmen ve başçavuş olduğunu bildiren Dedebağı, daha sonra "Elebaşları albaylar ve generaller nerede?" diye sorduğunu, kendisine bu kişilerin 2. Alay bölgesinde olduğunun söylendiğini belirtti.

"Ben Metin İyidil'i oyalarken çabuk bunları kaçırın' dedim"

Ancak bir kişinin, "Oraya gitme çünkü orada Korgeneral Metin İyidil var. Problem yaşarsınız." dediğini, kendisinin ise "İlk önce Metin İyidil'i anlamaya çalışacağım. Eğer darbeciyse onu da tutuklayacağım ve çatışacağım." dediğini belirten Dedebağı, şöyle devam etti:

"Oraya gittiğimde Metin İyidil, Kalaşnikofu hafif 45 derece açıyla bana gösterdi, niyetini belli etti. Ben de kendisine 'Komutanım sakin olun, sakin olun, durumu anlamaya geldim. Tümen komutanım sizin hakkınızda bana iyi şeyler söylemişti. Lakin şu an sizden de şüpheleniyorum, öyle değilseniz hakkınızı helal edin.' dedim. O da bana 'Oğlum ben de bu işlerle uğraşıyorum, salak mısın? Buradan polisi gönder. Polisi niye getirdin? O karargahta aldığın 7 kişiyi de polise verme, indir araçlardan.' dedi. Ben de yanlarına gidip polislere dönerek 'Tamam komutanım, şimdi emrediyorum.' dedim. Polislere de çaktırmadan 'Ben Metin İyidil'i oyalarken çabuk bunları kaçırın.' dedim. Metin İyidil en önde benim geldiğim araçta bulunan kurs tabur komutanı Fatih Çubukçu'yu gördü. Konuşma vesilesiyle onu araçtan indirdiler. Çubukçu'yu alayda tutuklu bulunan general ve diğer albayların yanına götürdüler. Metin İyidil'e 'Bunları sorgulayacağım, tümen komutanımı nereye götürdüklerini öğrenmeye çalışacağım.' dedim. O da bana 'Buyur, sorgulayabilirsin.' dedi. Yalnız bana bu darbecileri polise değil, Merkez Komutanlığına vermemi emretti."

"Darbecilerin yakalanmaya başlandığı sırada telefonla konuştular"

"Tanık" olarak ifadesi alınan Astsubay Kıdemli Başçavuş Hakan Çubukçu da olay tarihinde Eğitim Destek ve Tatbikat Taburu Komutanı olan şüpheli Yarbay Erdal Yetim'i, 16 Temmuz sabahı gördüğünü belirtti.

Çubukçu, o sabah, darbecilerin tek tek yakalanmaya başlandığı sırada Yetim'in, cep telefonuyla Metin İyidil ile konuştuğunu aktararak, "Erdal Yetim, bu darbeci üst düzey hainlerin İyidil'in talimatı ile polislere verilmemesi gerektiğini söyledi." dedi.

İyidil'i, 16 Temmuz sabahı, üst düzey darbecilerin bulunduğu tabur binasının önünde gördüğünü aktaran Çubukçu, şunları kaydetti:

"Metin İyidil, üst düzey darbecileri polise teslim etmek istemiyordu. Barış Dedebağı ise polise teslim etmek istiyordu. Aralarında geçen konuşma sırasında Korgeneral Mehmet Faruk Şengün, Metin İyidil'in yanında bulunuyordu. İyidil de Şengün de sivildi. İyidil ile beraber Zırhlı Birliklere sivil bir araba ile geldiklerini duydum. Şengün, İyidil ile hareket ediyordu. Ayrıca İyidil, üst düzey darbecileri polise teslim etmeyip Merkez Komutanlığına teslim etmek istiyordu. Kendisi bu konuda ısrarcıydı. Benim kanaatimce bunda amaç, üst düzey darbecileri polise teslim etmeyip Merkez Komutanlığına verip serbest kalmalarını sağlamak olabilir. Ya da o anda bulundukları yer itibarıyla helikopterin rahatlıkla iniş kalkış yapılabileceği bir yer olduğundan bu üst düzey darbecileri helikopter ile kaçırmak olabilir."

Olay günü Zırhlı Birlikler Okulu Öğrenci ve Kurslar Taburu Tabur Karargah Takım Komutanı olarak görev yapan Astsubay İhsan Kaya da tanık olarak verdiği ifadede, darbe girişimi gecesinin sabahında Metin İyidil'i 2. Alay 1. Taburda bulunan, üst düzey darbecilerin olduğu bina önünde saat 08.30 sıralarında gördüğünü belirtti.

Metin İyidil'in, üst düzey darbecileri polise teslim etmek istemediğini belirten Kaya, İyidil'in, şüphelilerden Eğitim Destek ve Tatbikat Taburu Komutanı eski Yarbay Erdal Yetim ile o gün birkaç kez telefonla konuştuğunu da kaydetti.

İhlas Haber Ajansı

İhanet gecesi Ankara Zırhlı Birliklerde vatanperver direnişiyle milletin gönlünde taht kuran, tankların dışarı çıkarılamaması için sadık askerlerine ‘bozun' emrini veren Binbaşı Barış Dedebağı o günü gazetemize için yeniden anlattı.

Konuşmasının başında ‘kahraman' kelimesinin çok ağır bir kelime olduğunu bu teveccühe layık olabilmeyi dilediğini belirterek alçakgönüllülüğünü bir kez daha gösteren Binbaşı Barış Dedebağı o geceye dair önemli açıklamalar yaptı:

“15 Temmuz öncesindeki hayatımı korkunç derecede arıyorum. Bunu dışarıdan bakan birinin anlaması zor olsa gerek. 13 yaşımda silahlı kuvvetlere girdim, 42 yaşında bir travma ile hayal etmediğim şekilde ayrılmak zorunda kaldım. 42 yıllık hayat, 28 yıllık -okul dahil- askerlik hayatı, kameralara yansıyan 3-5 saniyelik birkaç kareden ibaret değil. Zırhlı birliklerde yaşananlar da birkaç saniyeden ve kameralara yansıyanlardan ibaret değil.

Diyorlar ki ‘Bu bir tiyatrodur. Birinin askeri bunlar, kamera getirmişler. Çıkmışlar televizyonlarda şov yapıyorlar'. Yine diğer taraftan ‘bu adamın zaten emekliliği gelmişti, iktidara yaranmak için emekli oldu gitti' diyenler var. Yine askerin içerisindeki FETÖ'cülerin ön ayak olduğu hâlâ hainleri general ve albay rütbesiyle algılayıp, ‘tutuklu, elleri bağlı bir generale vurulur mu' gibi bazı söylemlere vermek istediğim ciddi cevaplar var. Bir yalanını yakaladığım insanın bin doğrusunu sorgularım. O yüzden ben de safiyane duygularla benim şu konularla en başından beri bir yalanım yakalansın ülkeyi terk etmeye ve her türlü biçilecek cezaya hem dünyada hem ahirette hazırım.

Eğer ben kamera getirtecek olsaydım… Saat 3 ila 6 arasında bütün Etimesgut halkının gözü önünde benim yaşadıklarım hiçbir görüntüde yok. Darbeciler nizamiyeden tankları çıkarmak isterken nizamiyede direnen arkadaşlara destek oldum, darbecilerin cüretini kırdım, direnişi başlattım, darbecilerin üzerine korku yaymak için tabancamdaki bütün şarjörü boşalttım. Bunlar hiçbir görüntüde yok. 

 İKİ AY MOSMOR GEZDİM

 Halktan bir kısım beni darbeci zannetti. Aslına bakarsanız ben ateş açmadan önce halka döndüm şöyle bir hitapta bulundum, “Allah aşkına buradan ayrılmayın, bu hainler tankları çıkaracak, beraber ölümüne burada direnelim” dedim. Döndüm silahımı boşalttım. Şarjör bitince beni duymayan, yanlardan, uzaklardan gelenlerden ensemden korkunç bir yumrukla yere düştüm. Orada ben iki ay kaburgalarım, göğüsüm mosmor gezdim. Utancımdan kimseye bir kelime etmedim. Beni korumak için polislerin aldıkları polis otosu bile darmadağın oldu, kaportaları eğildi, camı kırıldı, benim halimi düşünün.

Darbecilere o kadar iyi, beyefendi muamele yapanlar, sabah o saatlerde bile, hani sözde ‘Barış Dedebağı ve ekibi her şey bittikten sonra geldi' diyenler var ya, polislerle biz içeri girerken ağaçların arasından bizim girişimizi engellemek ve durdurmak için ateş açıyorlar. Orada kameraman çekimi kesiyor. Mevzi mi alıyor ne yapıyorsa. 9 dakika girişimizi geciktiriyorlar. Bu 9 dakika içerisinde olanları da ben sonradan öğrendim.
Tümeni ele geçiren üst kurmay tabakasının generali ve kurmayları helikopter indirebilecekleri yere kaçırıyorlar. Öyle ilginçtir ki helikopter daha sonra koskoca tümen içerisinde nokta olarak darbecilerin götürdüğü yere de iki sefer inmeye kalkıyor. Hatta birkaç albayım benim yanımda camın dibinde birkaç kez helikopterin inişini engellemek için mevziye girdi. Hâlâ o saatte bile helikopteri aşağıdan yönlendirenler var. Kim? Ben bunları bilmiyorum. Girişimizi engellemek için sabaha karşı tümenin içinde ateş açan kim? Biz bunları hâlâ bilmiyoruz.
Olayı belgelemek için kim nerede ne yaptı, belgelemek için kamerayı kullanıyoruz. Biz o kameranın savcılıklarda delil olarak kullanılacağından öte bir şey düşünmüyoruz o anda. Ama ne oldu biliyor musunuz daha ikinci gün disiplin soruşturmaları başlatıldı. 

Görüntüler yayınlandıktan sonra birçok insan “O görüntüleri görünce ordunun içerisindeki milli askerlerin hainlere karşı geldiğini ve bizimkilerin kazandığını anlamaya başladık” dediler. Birçok insan askere olayın hemen ertesi günü sempatiyle bakmaya başladı. Bu görüntülerin halktı rahatlatan psikolojik etkisini inkâr etmek haksızlık olacaktır.

Bu kadar, 40 yıl içerisinde tohumu ekilmiş, filizlenmiş ve zirveye ulaşmış bir örgütün 10-12 ay gibi bir süre içerisinde tamamen ve mükemmel bir şekilde temizlenmesini beklemek çok büyük haksızlık olur.
Silahlı kuvvetlerde FETÖ'cü yok desem herkes bana gülerler. Çocuklar dahi güler. Silahlı kuvvetlerde hâlâ FETÖ'cü var.  

iha.com.tr üzerindeki haberler özet şeklinde yayınlanmaktadır. Haberin video, fotoğraf ve metnine Abone panelinden ulaşabilirsiniz.

Eski binbaşı Barış Dedebağı yaptığı işkencelerini itiraf etti

Eski binbaşı Barış Dedebağı, sosyal medya hesabından gerçekleştirdiği yayında 15 Temmuz’da işlediği işkence suçunu şöyle anlattı: "O gece 2 tane şahıs hariç hiç kimseye elimi dokundurmadım. Bunlardan biri Tuğgeneral Bican Kırker. Milletim adına kabzayı geçirdim buna bir tane. Bir tane de tekme vurdum. Bir üsteğmene 3-4 yumruk vurdum. Boğazını sıktım birkaç sefer. Bir tane de yüzüne tükürdüm. O da bana tükürünce birkaç tane daha vurdum. Düşman bana zevk verir, çatışmada adrenali yükselip zevk alan biriyim."

15 Temmuz’da kahraman binbaşı ilan edilen Barış Dedebağı 20 Temmuz 2016’da TSK’dan istifa ettiğini açıklamıştı.

“MADEM İYİ İŞLER YAPTIN, KAHRAMANSIN NİYE İSTİFA ETTİN, NİYE KAÇIYORSUN”

15 Temmuz’da Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) Eğitim ve Doktrin Komutanlığı (EDOK) Muhabere ve Muharebe Eğitim Destek Komutanı olan eski korgeneral Metin İyidil, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davada işkenceci binbaşı Barış Dedebağı yüzünde tutuklandığını belirterek şöyle konuşmuştu: “Darbe girişimini öğrendikten 4 saat sonra kışlaya geliyor, disiplin subayı olduğunu söylüyor, ama üzerinde polis yeleği var. Üzerinde polis yeleği olan kişi polis değil. Kimin, neyin polisi olduğu belli olmayanlara nasıl teslim edecektim darbecileri? Gelen adamların tipinden, kıyafetinden emin ve hoşnut olmadım. Böyle bir kişinin kahraman olmasını da sizin takdirlerinize bırakıyorum. Bu kişi 2 gün sonra TSK’dan istifa etti, ayrıldı. Madem iyi işler yaptın, kahramansın niye istifa ettin, niye kaçıyorsun?”

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır