kehf suresi 86 ayet meali / Kehf sûresi 86. ayetin okunuşu ve anlamı, 18:86 meali

Kehf Suresi 86 Ayet Meali

kehf suresi 86 ayet meali

Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali

Nihayetgüneşin battığı yere varınca,güneşi kopkoyu bir suda batıyormuş gibi gördü. Orada bir topluluğa rastladı. "Ey Zülkarneyn!Onları ister cezalandır, ister onlara karşı iyi davran!" dedik.

Mehmet Okuyan Kur’an Meal-Tefsir

Sonunda güneşin battığı yere

*

varınca, onu kara balçık bir (su) kaynağında batar bulmuştu. Onun yanında (orada) bir toplum bulmuştu. Bunun üzerine "Ey Zülkarneyn! Onlara ya (kötü yöneterek) azap edersin ya da haklarında güzel davranma yolunu seçersin." demiştik.

Edip Yüksel Mesaj: Kuran Çevirisi

Uzak batıya varınca güneşi büyük bir okyanusta batar buldu ve orada bir topluluk ile karşılaştı. "Ey İki Nesil Sahibi, dilersen onları cezalandır, dilersen onlara iyi davran" dedik.

Erhan Aktaş Kerim Kur'an

Nihayet o, Güneş'in battığı yere vardığı zaman, onu koyu bir suda batıyor buldu. Bir de bunun yanında bir halkla karşılaştı. "Ey Zu'l-Karneyn! Dilersen onları cezalandırırsın, dilersen onlara iyilik edersin.

*

" dedik.

Süleymaniye Vakfı Süleymaniye Vakfı Meali

Uzak batıya ulaşınca onu, güneşi sıcak sularda batar buldu. Orada bir topluluğa rastladı. Dedik ki "Bak Zülkarneyn! Onları sıkıntıya sokabileceğin gibi iyi davranış da gösterebilirsin."

Ali Rıza Safa Kur'an-ı Kerim Gerçek

Güneşin battığı yere ulaştığında, çok koyu bulanık bir suya batarken buldu. Ve orada, bir toplumla karşılaştı. Dedik ki: "Ey Zulkarneyn! İstersen onları cezalandırırsın, istersen güzel davranırsın!"

Mustafa İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’an

Nihayet güneşin battığı yere ulaşınca, orada kara balçığa (benzer) bir su gözesinde (güneşi) batar buldu; ve orada yerleşik bir topluluğa rastladı. Biz "Ey Zülkarneyn!" dedik, "(Zulmederek) azab da çektirebilirsin, onlar hakkında (adil davranarak) güzel bir yönetim de benimseyebilirsin;

Yaşar Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim Meali

Nihayet, Güneş'in battığı yere varınca onu kara balçıklı bir gözede batar buldu. Onun yanında bir de kavim buldu. Dedik ki: "Ey Zülkarneyn, ya bunlara azap edersin ya da haklarında güzel bir tavrı esas alırsın."

Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı

Sonunda güneşin battığı yere kadar ulaştı ve onu kara çamurlu bir gözede batmakta buldu, yanında bir kavim gördü. Dedik ki: "Ey Zu'l-Karneyn, (istiyorsan onları) ya azaba uğratırsın veya içlerinde güzelliği (geçerli ilke) edinirsin."

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Güneşin battığı yere vardığında onu, balçıklı bir kaynakta batıyor buldu. Ayrıca onun yanında bir kavim gördü. Dedik ki: "Ey Zulkarneyn, ya onları cezalandırırsın veya haklarında bir güzel muamelede bulunursun."

Muhammed Esed Kur'an Mesajı

(Batıya doğru giderek) günün birinde güneşin battığı yere vardı; (güneş) ona kopkoyu, bulanık bir suya dalıyormuş gibi göründü. Ve orada (kötülüğün her çeşidine gömülüp gitmiş) bir kavme rastladı. Ona, "Sen ey Zulkarneyn!" dedik, ("Onlara) azap da edebilirsin, yüce gönüllü de davranabilirsin!"

Diyanet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali

Güneşin battığı yere varınca, onu siyah balçıklı bir su gözesinde batar (gibi) buldu. Orada (kafir) bir kavim gördü. "Ey Zülkarneyn! Ya (onları) cezalandırırsın ya da haklarında iyilik yolunu tutarsın" dedik.

Elmalılı Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali

Ta gün batıya vardığı vakit onu balçıkla bir gözde gurub ediyor buldu, bir de bunun yanında bir kavim buldu, dedik ki: ey Zülkarneyn! ya ta'zib edersin veya haklarında bir güzellik ittihaz eylersin

Süleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali

Nihayet güneşin battığı yere ulaşınca onu, kara balçıklı bir gözede batar buldu. Onun yanında da bir kavim buldu. Dedik ki: "Ey Zu'l-Karneyn, (onlara) ya azab edersin veya kendilerine güzel davranırsın (onları güzellikle yola getirirsin. Nasıl istersen öyle yaparsın)."

Gültekin Onan

Sonunda güneşin battığı yere kadar ulaştı ve onu kara çamurlu bir gözede batmakta buldu, yanında bir kavim gördü. Dedik ki: "Ey Zu'l-Karneyn, (istiyorsan onları) ya azaba uğratırsın veya içlerinde güzeliği (geçerli ilke) edinirsin."

Hasan Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim

Nihayet güneşin batdığı yere ulaşınca onu kara bir balçıkda batar buldu. Bunun yanında da bir kavm buldu. Dedik ki: "Zülkarneyn, (onları) ya azaba uğratmanda, yahud haklarında güzellik (tarafını) tutman (da serbestsin)".

İbni Kesir

En sonunda güneşin battığı yere vardığı zaman; onu kara bir suda batıyor buldu. Orada bir kavme rastladı. Zülkarneyn, onlara azab da edebilirsin, iyi muamelede de bulunabilirsin, dedik.

Şaban Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı

Sonunda, güneşin battığı yere varınca, onu kara bir çamurda, bir göze de batarken buldu. Orada da bir kavim buldu. Ona dedik ki: -Ey Zülkarneyn, onları ister cezalandır; ister iyi davran.

Suat Yıldırım Kuran-ı Kerim ve Meali

Nihayet Batıya ulaştığında, güneşi adeta kara bir balçıkta batar vaziyette buldu. Orada yerli bir halk bulunuyordu. Biz: "Zülkarneyn!" dedik, "ister onlara azab edersin, ister güzel davranırsın."

Ahmed Hulusi Türkçe Kur'an Çözümü

Ta Güneş'in battığı yere ulaştığında, onu koyu bir karanlık suda batarken buldu... (Bir de) o bölgede bir toplum buldu! Dedik: "Ey Zül-Karneyn! İster (onlara) azap edersin; ister haklarında bir güzellik oluşturursun. "

Edip Yüksel (Eski Baskı) Mesaj: Kuran Çevirisi

Uzak batıya varınca güneşi büyük bir okyanusta batar buldu ve orada bir topluluk ile karşılaştı. 'Ey İki Nesil Sahibi, dilersen onları cezalandır, dilersen onlara iyi davran,' dedik.

Erhan Aktaş (Eski Baskı) Kerim Kur'an

Nihayet o, Güneş'in battığı yere vardığı zaman, onu koyu bir suda batıyor buldu. Bir de bunun yanında bir halkla karşılaştı. "Ey Zu'l-Karneyn! "Dilersen onları cezalandırırsın, dilersen onlara iyilik edersin.

*

" dedik.

Rashad Khalifa The Final Testament

When he reached the far west, he found the sun setting in a vast ocean, and found people there. We said, "O Zul-Qarnain, you can rule as you wish; either punish, or be kind to them."

The Monotheist Group The Quran: A Monotheist Translation

Until he reached the setting of the sun; he found it setting at a hot spring, and he found a people near it. We said: "O Two Horned One, either you shall punish, or you shall do them good."

Edip-Layth Quran: A Reformist Translation

Until he reached the setting of the sun, and he found it setting at a black water, and he found near it a people. We said, "O Two Eras, either you are to punish, or you are to do them good."

حَتَّىٰ إِذَا بَلَغَ مَغْرِبَ الشَّمْسِ وَجَدَهَا تَغْرُبُ فِي عَيْنٍ حَمِئَةٍ وَوَجَدَ عِنْدَهَا قَوْمًا ۗ قُلْنَا يَا ذَا الْقَرْنَيْنِ إِمَّا أَنْ تُعَذِّبَ وَإِمَّا أَنْ تَتَّخِذَ فِيهِمْ حُسْنًا

Hatta iza belağa mağribeş şemsi vecedeha tağrubü fı aynin hamietiv ve vecede ındeha kavma kulna yazel karneyni imma en tüazzibe ve imma en tettehıze fıhim husna

Kelime MealiSayfada Göster

  • Abdulbaki GölpınarlıAbdulbaki Gölpınarlı:
    Nihâyet güneşin battığı yere gelince görmüştü ki güneş, kara bir balçığa batmada ve orada bir topluluğa rastladı. Dedik ki: Ey Zülkarneyn, istersen azaplandırırsın bunları, istersen iyilik edersin onlara.

  • Abdullah ParlıyanAbdullah Parlıyan:
    Batıya doğru giderek günün birinde, varabileceği en uzak noktaya vardı. Orada güneş O’na, kopkoyu bulanık bir suya dalıyormuş gibi göründü. Ve orada bir topluluğa rastladı. O’na "Ey Zülkarneyn!" dedik. "Onlara istersen azap edersin, istersen iyilik edersin."

  • Adem UğurAdem Uğur:
    Nihayet güneşin battığı yere varınca, onu kara bir balçıkta batar buldu. Onun yanında (orada) bir kavme rastladı. Bunun üzerine biz: Ey Zülkarneyn! Onlara ya azap edecek veya haklarında iyilik etme yolunu seçeceksin, dedik.

  • Ahmed HulusiAhmed Hulusi:
    Tâ Güneş’in battığı yere ulaştığında, onu koyu bir karanlık suda batarken buldu... (Bir de) o bölgede bir toplum buldu! Dedik: "Ey Zül-Karneyn! İster (onlara) azap edersin; ister haklarında bir güzellik oluşturursun."

  • Ahmet VarolAhmet Varol:
    ’Ey Zulkarneyn! Onlara ya azap edersin, ya da haklarında güzel davranırsın.

  • Ali BulaçAli Bulaç:
    Sonunda güneşin battığı yere kadar ulaştı ve onu kara çamurlu bir gözede batmakta buldu, yanında bir kavim gördü. Dedik ki: "Ey Zu’l-Karneyn, (istiyorsan onları) ya azaba uğratırsın veya içlerinde güzelliği (geçerli ilke) edinirsin."

  • Ali Fikri YavuzAli Fikri Yavuz:
    Nihayet güneşin battığı yere (okyanus kıyısına) vardığı zaman, güneşi, (sanki) siyah bir çamura batıyor buldu. Bir de bunun yanında bir kavim buldu. Biz şöyle hitap buyurduk: "- Ey Zül’-Karneyn! Ya (iman etmiyenlere) azâb edersin veya haklarında bir güzellik muamelesi yaparsın."

  • Bayraktar BayraklıBayraktar Bayraklı:
    Nihayet güneşin battığı yere varınca, güneşi kopkoyu bir suda batıyormuş gibi gördü. Orada bir topluluğa rastladı. “Ey Zülkarneyn! Onları ister cezalandır, ister onlara karşı iyi davran!” dedik.

  • Bekir SadakBekir Sadak:
    Sonunda gunesin battigi yere ulasinca onu, kara balcikli bir suda batiyor gordu. Orada bir millete rastladi. «Zulkarneyn! Onlara azap da edebilirsin, iyi muamelede de bulunabilirsin» dedik.

  • Celal YıldırımCelal Yıldırım:
    Sonunda Güneş’in battığı yere (iyice batı cihetine) ulaştı; onu kara balçıklı bir suya batar (görünümünde) buldu. O kesimde bir millete rastladı. Biz de ona: «Ey Zülkarneyn ! Ya azaba uğratırsın, ya da haklarında güzel muamelede bulunabilirsin, (bu hususta serbestsin)» dedik.

  • Cemal KülünkoğluCemal Külünkoğlu:
    Nihayet güneşin battığı yere (okyanus kıyısına) varınca güneşi adeta kara bir balçıkta suya batar (gibi) buldu. Ve orada (kötülüğün her çeşidini işleyen) bir kavme rastladı. Ona: “Ey Zülkarneyn! Ya (hakka karşı direndikleri için onları) cezalandırırsın ya da haklarında iyilik yolunu tutarsın” dedik.

  • Diyanet İşleriDiyanet İşleri:
    Güneşin battığı yere varınca, onu siyah balçıklı bir su gözesinde batar (gibi) buldu. Orada (kâfir) bir kavim gördü. "Ey Zülkarneyn! Ya (onları) cezalandırırsın ya da haklarında iyilik yolunu tutarsın" dedik.

  • Diyanet VakfıDiyanet Vakfı:
    Nihayet güneşin battığı yere varınca, onu kara bir balçıkta batar buldu. Onun yanında (orada) bir kavme rastladı. Bunun üzerine biz: Ey Zülkarneyn! Onlara ya azap edecek veya haklarında iyilik etme yolunu seçeceksin, dedik.

  • Edip YükselEdip Yüksel:
    Uzak batıya varınca güneşi büyük bir okyanusta batar buldu ve orada bir topluluk ile karşılaştı. "Ey İki Nesil Sahibi, dilersen onları cezalandır, dilersen onlara iyi davran" dedik.

  • Elmalılı Hamdi YazırElmalılı Hamdi Yazır:
    Nihayet güneşin battığı yere vardığı zaman, güneşi, (sanki) kara bir balçıkta batıyor buldu. Bir de bunun yanında bir kavim buldu. Biz ona dedik ki: «Ey Zülkarneyn! Onları ya cezalandırırsın veya onların hakkında iyi davranırsın.»

  • Fizil-al il KuranFizil-al il Kuran:
    Sonunda güneşin battığı yere varınca güneşi, çamurlu bir su pınarında batarken buldu. Orada rastladığı bir toplum ile ilgili olarak kendisine «Ey Zülkarneyn, onlara istersen ceza ver, istersen kendilerine iyi davran» dedik.

  • Gültekin OnanGültekin Onan:
    Sonunda güneşin battığı yere kadar ulaştı ve onu kara çamurlu bir gözede batmakta buldu, yanında bir kavim gördü. Dedik ki: "Ey Zu’l-Karneyn, (istiyorsan onları) ya azaba uğratırsın veya içlerinde güzeliği (geçerli ilke) edinirsin."

  • Harun YıldırımHarun Yıldırım:
    Nihayet güneşin battığı yere varınca, onu kara bir balçıkta batar buldu. Onun yanında (orada) bir kavme rastladı. Bunun üzerine biz: Ey Zülkarneyn! Onlara ya azap edecek veya haklarında iyilik etme yolunu seçeceksin, dedik.

  • Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
    Nihayet güneşin batdığı yere ulaşınca onu kara bir balçıkda batar buldu. Bunun yanında da bir kavm buldu. Dedik ki: «Zülkarneyn, (onları) ya azaba uğratmanda, yahud haklarında güzellik (tarafını) tutman (da serbestsin)».

  • Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
    Nihâyet güneşin battığı yere (batı cihetindeki memleketlere) varınca, onu (o güneşi) balçıklı bir suda batıyor (gibi) buldu ve yanında (kâfir) bir kavim buldu. Dedik ki: `Ey Zülkarneyn! (Artık sana düşen) ya (onları) cezâlandırman veya haklarında bir güzellik tutmandır!`

  • İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
    En sonunda güneşin battığı yere vardığı zaman; onu kara bir suda batıyor buldu. Orada bir kavme rastladı. Zülkarneyn, onlara azab da edebilirsin, iyi muamelede de bulunabilirsin, dedik.

  • İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
    Güneşin battığı yere ulaşınca, güneşi koyu bir bataklıkta batıyorken görmüş ve aynı zamanda orada yaşayan bir topluluk bulmuştu. Ona "Ya Zelkarneyn! Şimdi bu topluluğu, istersen azap edip cezalandırırsın veya onlara güzel bir şekilde davranıp, iyilikle muamele yapabilirsin" demiştik.

  • İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
    Güneşin grup ettiği yere ulaştığı zaman, onu (güneşi) bulanık bir pınarda batarken buldu. Ve onun (o pınarın) yanında bir kavim (topluluk) buldu. (Ona şöyle) dedik: "Ya Zülkarneyn! Dilersen onlara azap edersin, dilersen onlara karşı güzel davranış ittihaz edersin."

  • Kadri ÇelikKadri Çelik:
    Sonunda güneşin battığı yere kadar ulaştı ve güneşi (adeta) kara balçıklı bir suda (denizin üstündeki ufuklarda) batıyor buldu, yanında da bir kavim gördü. Dedik ki: "Ey Zülkarneyn , (onları) ya azaba uğratırsın veya içlerinde güzelliği (prensip) edinirsin."

  • Muhammed EsedMuhammed Esed:
    (Batıya doğru giderek) günün birinde güneşin battığı yere vardı; (güneş) ona kopkoyu, bulanık bir suya dalıyormuş gibi göründü. Ve orada (kötülüğün her çeşidine gömülüp gitmiş) bir kavme rastladı. Ona, "Sen ey Zulkarneyn!" dedik, ("Onlara) azap da edebilirsin, yüce gönüllü de davranabilirsin!"

  • Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
    Nihayet güneşin battığı yere ulaşınca, orada kara balçığa (benzer) bir su gözesinde (güneşi) batar buldu; ve orada yerleşik bir topluluğa rastladı. Biz "Ey Zülkarneyn!" dedik, "(Zulmederek) azab da çektirebilirsin, onlar hakkında (adil davranarak) güzel bir yönetim de benimseyebilirsin;

  • Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
    Tâ ki, güneşin battığı yere vardı, onu siyah bir çamur gözesinde gurub eder (gibi) buldu ve onun yanında bir kavim de buldu. Dedik ki: «Ey Zülkarneyn! Ya muazzep kılarsın veyahut haklarında güzelce bir muamele yaparsın.»

  • Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
    Nihayet güneşin battığı yere ulaşınca, onu kara balçıklı bir gözeye batar (görünümünde) buldu. Orada bir kavme rastladı. Bunun üzerine ona: "Ey Zülkarneyn! Onlara azap da edebilirsin, iyi muamelede de bulunabilirsin!" dedik.

  • Sadık TürkmenSadık Türkmen:
    Nihayet güneşin battığı yere ulaşınca, onu kara balçıklı bir kaynakta batar halde gördü. Ve onun yanında da bir kavim buldu. Dedik ki: "Ey Zülkarneyn! Ya onları cezalandırır/azap edersin ya da haklarında iyilikle davranırsın."

  • Seyyid KutubSeyyid Kutub:
    Sonunda güneşin battığı yere varınca güneşi, çamurlu bir su pınarında batarken buldu. Orada rastladığı bir toplum ile ilgili olarak kendisine «Ey Zülkarneyn, onlara istersen ceza ver, istersen kendilerine iyi davran» dedik.

  • Suat YıldırımSuat Yıldırım:
    Nihayet Batıya ulaştığında, güneşi adeta kara bir balçıkta batar vaziyette buldu. Orada yerli bir halk bulunuyordu. Biz: "Zülkarneyn!" dedik, "ister onlara azab edersin, ister güzel davranırsın."

  • Süleyman AteşSüleyman Ateş:
    Nihâyet güneşin battığı yere ulaşınca onu, kara balçıklı bir gözede batar buldu. Onun yanında da bir kavim buldu. Dedik ki: "Ey Zu’l-Karneyn, (onlara) ya azâb edersin veya kendilerine güzel davranırsın (onları güzellikle yola getirirsin. Nasıl istersen öyle yaparsın)."

  • Şaban PirişŞaban Piriş:
    Sonunda, güneşin battığı yere varınca, onu kara bir çamurda, bir göze de batarken buldu. Orada da bir kavim buldu. Ona dedik ki: -Ey Zülkarneyn, onları ister cezalandır; ister iyi davran.

  • Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
    Sonunda güneşin battığı yere kadar ulaştı ve onu kara çamurlu bir gözede batmakta buldu, yanında da bir kavim gördü. Dedik ki: «Ey Zu’l-Karneyn, (istiyorsan onları) ya azaba uğratırsın veya içlerinde güzelliği (geçerli ilke) edinirsin.»

  • Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk:
    Nihayet, Güneş’in battığı yere varınca onu kara balçıklı bir gözede batar buldu. Onun yanında bir de kavim buldu. Dedik ki: "Ey Zülkarneyn, ya bunlara azap edersin ya da haklarında güzel bir tavrı esas alırsın."

  • Yusuf Ali (İngilizce)Yusuf Ali (İngilizce):
    Until, when he reached the setting of the sun, he found it set in a spring of murky water: Near it he found a People: We said: "O Zul-qarnain! (thou hast authority,) either to punish them, or to treat them with kindness."

klavye oklarıyla önceki/sonraki ayete geçebilirsiniz.

Kehf suresi 86. ayetin, Zülkarneyn'in gözünden tasvir edildiğini nereden anlıyoruz?

Değerli kardeşimiz,

a) Ayette “vecedeha tağrubu- Zulkarneyn onu/güneşi batıyor olduğunu buldu/gördü” ifadesinde “Vecede=görme” fiili, Zulkarneyn’e isnat edilmek suretiyle bu görüntünün onun bakış açısına göre olduğuna işaret etmek üzere kullanılmıştır.

b) Ayette Zulkarneyn’in “güneşi bulanık bir suda/kara bir balçıkta batıyor güdü” mealindeki ifadeden sonra ayette yer alan “ve vecede indeha kavmen=orada bir millet/kavim/topluluk buldu” mealindeki ifadeden de bu görülen suyun küçük bir pınar, bir su gözeneği olmadığına işaret etmektedir. Çünkü, koca bir topluluğun/bir kavmin küçük bir su gözeneği etrafında yerleşmeleri ve orada hayat sürmeleri -nüfusun kalabalığı ve coğrafyanın küçüklüğü bakımından- mümkün değildir.

Demek ki burası bütün müfessirlerin dediği gibi, büyük atlas okyanusudur.

Buna göre, güneş batarken uzaktan denizin içine batar gibi kaybolmuştur. Bazen bir dağın arkasında batar, bazen bir denizin son noktasında batar..

Bütün bu batışlar insanların bakış açısına göredir.

c) Kur’an’ın bazı yorumları ayetin içinde açıkça yer almasa da genel olarak İslam’ın ruhuna, Kur’an’ın başka ayetlerindeki ifadelerin gösterdiği gerçeklere uygun yapılmak zorundadır. “Ne güneş aya kavuşabilir, ne gece gündüzün önüne geçebilir. O gök cisimlerinden her biri, birer yörüngede akar, durur..." (Yasin, 36/40) mealindeki ayette güneşin diğer gök cisimleri gibi kendine ayrılmış hususi yörüngesinde döndüğünü ifade edilmiştir.

Bu gerçeğe bakılınca, güneşin gökteki yörüngesinden çıkıp yerdeki bir çamurlu gözeneğin içine girip kaybolması ne ilmen ne de aklen mümkündür. Demek ki ilgili ayette, Zulkarneyn’in bakış açısına göre yapılmış bir tasvir söz konusudur.

d) Kur’an’ın kırk yönden mucize olduğu bilinmektedir. Doğru çıkmış pek çok gaybi haberler yanında, evrensel ahlaki dersleri, bilimsel keşiflerin tasdik ettiği gerçekleri ve benzeri yönleriyle Allah’ın kelamı olduğu bilinen Kur’an’ın kapalı bir ifadesini gördüğümüzde mümkün olan bir manaya hamletmek insaf ehlinin görevidir.

e) Kur’an belagati istiare, teşbih ve mecaz gibi edebi sanatlar üzerine kuruludur. Onun için bu ayetin bu tarafına da bakmak gerekir.

Bu bakış açısını Bediüzzaman Hazretlerinden dinleyelim:

"...Evet Kur'an-ı Hakîm'in mu'cizane belâgat-ı ifadesi bu cümle ile çok mesaili ders veriyor:

"Evvelâ: Zülkarneyn'in mağrib tarafına seyahatı, şiddet-i hararet zamanında ve bataklık tarafına ve Güneş'in gurub âvânına ve volkanlı bir dağın fışkırması vaktine tesadüf ettiğini beyan etmekle, Afrika'nın tamam istilâsı gibi çok ibretli mes'elelere işaret eder."

"Malûmdur ki: Görünen hareket-i Şems, zahirîdir ve Küre-i Arz'ın mahfî hareketine delildir; onu haber veriyor. Hakikat-ı gurub murad değildir."

"Hem çeşme, teşbihtir. Uzaktan büyük bir deniz, küçük bir havuz gibi görünür."

"Hararetten çıkan sis ve buharlar ve bataklıklar arkasında görünen bir denizi, çamur içinde bir çeşmeye teşbihi ve Arabça hem çeşme, hem Güneş, hem göz manasında olan عَيْنٍ kelimesi, esrar-ı belâgatça gayet manidar ve münasibdir.” (Lem’alar, 107-108)

İlave bilgi için tıklayınız:

- Kehf suresinde geçen güneşin battığı ve doğduğu yer neresidir?
- Kehf suresinin 85-90. ayetlerinde, güneşin doğuş ve batışı ile sebep ...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Kehf suresi 86 ayet

Kuranı Kerim Kehf suresi Kehf 86 ayet

Kehf suresi (Al-Kahf) 86 ayet , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Kehf suresi - Al-Kahf aya 86 (The Cave).

﴿حَتَّىٰ إِذَا بَلَغَ مَغْرِبَ الشَّمْسِ وَجَدَهَا تَغْرُبُ فِي عَيْنٍ حَمِئَةٍ وَوَجَدَ عِندَهَا قَوْمًا ۗ قُلْنَا يَا ذَا الْقَرْنَيْنِ إِمَّا أَن تُعَذِّبَ وَإِمَّا أَن تَتَّخِذَ فِيهِمْ حُسْنًا﴾
[ الكهف: 86]

ayet nasıl okunur

ḥattâ iẕâ belega magribe-şşemsi vecedehâ tagrubü fî `aynin ḥamietiv vevecede `indehâ ḳavmâ. ḳulnâ yâ ẕe-lḳarneyni immâ en tü`aẕẕibe veimmâ en tetteḫiẕe fîhim ḥusnâ.


Diyanet Kur'an-ı Kerim

Sonunda güneşin battığı yere ulaşınca onu, kara balçıklı bir suda batıyor gördü. Orada bir millete rastladı. "Zülkarneyn! Onlara azap da edebilirsin, iyi muamelede de bulunabilirsin" dedik.

Kehf suresi Diyanet

Mokhtasar tefsiri

Yeryüzünde ilerlemeye devam etti. Güneşin battığı yere ulaştığında güneşi sanki kara çamurlu sıcak bir pınarda batıyor gördü. Güneşin battığı yerde kâfir bir toplulukla karşılaştı. Ona seçenek sunarak şöyle dedik: "Ey Zülkarneyn! Öldürerek ya da başka bir şekilde onlara azap edersin ya da onlara ihsanda bulunursun."


Ali Fikri Yavuz

Nihayet güneşin battığı yere (okyanus kıyısına) vardığı zaman, güneşi, (sanki) siyah bir çamura batıyor buldu. Bir de bunun yanında bir kavim buldu. Biz şöyle hitap buyurduk: “- Ey Zül’-Karneyn! Ya (iman etmiyenlere) azâb edersin veya haklarında bir güzellik muamelesi yaparsın.”


İngilizce - Sahih International


Until, when he reached the setting of the sun, he found it [as if] setting in a spring of dark mud, and he found near it a people. Allah said, "O Dhul-Qarnayn, either you punish [them] or else adopt among them [a way of] goodness."

Kehf suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Nihayet güneşin battığı yere gelince görmüştü ki güneş, kara bir balçığa batmada ve orada bir topluluğa rastladı. Dedik ki: Ey Zülkarneyn, istersen azaplandırırsın bunları, istersen iyilik edersin onlara.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


Nəhayət, günəşin batdığı yerə gəlib çatdıqda onu qara palçıqlı bir çeşmədə (lehməli bir suda) batan gördü. O, çeşmənin yanında (Allahı tanımayan, kafir) bir tayfa da gördü. Biz ona belə buyurduq: “Ya Zülqərneyn! Sən onlara (imana gəlməsələr) əzab da verə bilərsən, (haqq yola də’vət edib) onlarla yaxşı rəftar da edə bilərsən!”


Kuran Araştırmaları Vakfı


Nihayet güneşin battığı yere varınca, onu kara bir balçıkta batar buldu. Onun yanında (orada) bir kavme rastladı. Bunun üzerine biz: Ey Zülkarneyn! Onlara ya azap edecek veya haklarında iyilik etme yolunu seçeceksin, dedik.

حتى إذا بلغ مغرب الشمس وجدها تغرب في عين حمئة ووجد عندها قوما قلنا ياذا القرنين إما أن تعذب وإما أن تتخذ فيهم حسنا

سورة: الكهف - آية: ( 86 ) - جزء: ( 16 )  -  صفحة: ( 303 )





Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. Elinde bulunandan verenin, Allah'a karşı gelmekten sakınanın, en güzel söz olan Allah'ın birliğini doğrulayanın işlerini
  2. "Doğrusu bundan önce ailemizin yanında bile korku içindeydik; Allah lütfedip bizi kavurucu azabdan korudu; doğrusu
  3. Yoksa sen Mağara ve Kitap ehlini şaşılacak ayetlerimizden mi zannettin?
  4. Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların hükümranlığı kendisinin olan Allah ne yücedir! Kıyamet saatini bilmek
  5. Münafıkların, kitap ehlinin inkarcılarından olan kardeşlerine: "Eğer siz yurdunuzdan çıkarılırsanız and olsun ki, biz de
  6. Gülüyorsunuz... Ağlamıyorsunuz.
  7. Gelip geçen geceye and olsun ki, bunların her biri akıl sahibi için birer yemine değmez
  8. Bizi doğru yola eriştir.
  9. Ramazan ayı, ki onda Kuran, insanlara yol gösterici ve doğruyu yanlıştan ayırıcı belgeler olarak indirildi.
  10. Kardeşleri Lut, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.

türkçe Kuran sureleri :

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Kehf indirin:

Kehf Suresi mp3 : Kehf suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Kehf Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al AjmyKehf Suresi Bandar Balila
Bandar BalilaKehf Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al JalilKehf Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al GhamdiKehf Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al ShuraimKehf Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit Kehf Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid SufiKehf Suresi Abdullah Basfar
Abdullah BasfarKehf Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al JuhaniKehf Suresi Fares Abbad
Fares AbbadKehf Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al MuaiqlyKehf Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al MinshawiKehf Suresi Al Hosary
Al HosaryKehf Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasiKehf Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Sunday, June 25, 2023
Bizim için dua et, teşekkürler

desteğin için teşekkürler

Kuran Suresi sitesi, sevgili kitabı ve arındırılmış Sünnet'i hizmet etmek, Kuran ve Sünnet müfredatında şeriat bilimlerini kolaylaştırmak, bilginin öğrencilerine önem vermek ve şeriat bilimlerini kolaylaştırmak amacıyla mütevazı bir girişim olarak kurulmuştur ve bize desteğinizden memnunuz ve Yüce Allah'tan bizi şerefli bir şekilde kabul etmesini ve amellerimizi kabul etmesini diliyoruz. .

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir