fosil yakıtların kaynağı aşağıdakilerden hangisidir / Dünyamızdaki Enerji Kaynakları | Science - Quizizz

Fosil Yakıtların Kaynağı Aşağıdakilerden Hangisidir

fosil yakıtların kaynağı aşağıdakilerden hangisidir

Yenilenebilir Enerji Sistemleri

YENİLENEBİLİR ENERJİ SİSTEMLERİ

Günümüzde enerji, giderek en önem verilen bir kavram olarak tüm insanları etkilemektedir. Özellikle “sürdürülebilir gelişme” kavramının dünyada tüm toplumların üzerinde önemle durduğu bir konu durumuna gelmesi, günümüzde, alışılagelmiş enerji kaynaklarının verimli üretim ve tüketimi, çevre etkilerinin en aza indirilmesi yanında, temiz ve tükenmez enerji kaynaklarına (Güneş, rüzgar, biokütle, yeriçi ısısı gibi) geçişi gündeme getirmiştir. Özellikle  artan enerji talebinin büyük ölçüde fosil yakıtlardan karşılanıyor olmasının sonuçları olarak ortaya çıkan küresel ısınma ve çevre kirliliği sorunları ile fosil yakıtların uzak olmayan bir gelecekte tükeneceği öngörüsü yenilenebilir enerji çalışmalarının yaygınlaşmasına neden olmuştur. Bu alanlarda dünyadaki çalışmalardan uzak kalmamak, hem bu konularda yetişmiş insan gücüne, hem de üniversitelerde bu konulardaki araştırmaların yoğunlaşmasına bağlıdır.

Yenilenebilir Enerji Sistemleri Yüksek Lisans Programı, ülkemizde temiz tükenmez enerji uygulamalarında ve yönetiminin de görev alacak uzman kişiler yetiştirilmesi amacına yönelik, birden çok anabilim dalının katkısıyla yürütülen disiplinler arası program olarak açılmıştır. Bingöl Üniversitesi Yenilenebilir Enerji Sistemleri Anabilim dalında yürütülecek tezli yüksek lisans programında lisans üstü öğrenim görecek öğrenciler yenilenebilir enerji sistemleri alanı ile ilgili bilimsel araştırma yeteneğini geliştirirler ve bilgi birikimini arttırırlar, bilgi erişimi, değerlendirmesi ve yorumlaması yeteneklerini kazanırlar. Bunların yanı sıra yüksek lisans tez çalışmaları anabilim dalı araştırma laboratuarlarında, konusunda yeterli bilgi ve beceriye sahip öğretim üyeleri danışmanlığında başarılı bir şekilde yürütülecektir.

Bingöl Üniversitesi, yetişmiş bilim gücü ve alt yapı olanakları ile bu tür bir programı ülkemizde en iyi yürütebilecek bilgi ve deneyim birikimi olan seçkin bir kuruluştur.

Yenilenebilir Enerji Nedir?

Yenilenebilir Enerji, sürekli devam eden doğal süreçlerdeki var olan enerji akışından elde edilen enerjidir. Günümüzde küresel enerjinin yüzde 80’i fosil yakıtlardan elde ediliyor. Yenilenebilir enerji kaynakları kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltmada en önemli rolü üstlenmektedir. Yenilenebilir enerji kaynaları Güneş, Rüzgar, Biyokütle, Jeotermal, Hidrolik, Hidrojen ve Okyanus Enerjisi (Dalga ve Gel-Git) olarak sıralanabilir.

Güneş, su, rüzgar,dalga gibi kendileri bitmeden diğer enerji kaynaklarının üretiminde kullanılan kaynaklara yenilenebilir enerji kaynakları diyebiliriz basitçe. Yenilenebilir enerji kaynakları doğal kaynaklardan sağlanır ve sürdürülebilirliği mümkün olan enerjilerdir.

Yenilenebilir enerji kaynakları, fosil enerji kaynakları gibi zamanla bitmez, tükenmez. Kömür, petrol, doğalgaz gibi kaynaklarımız yenilenemez enerjilere örnektirler.

Yenilenebilir Enerji Kaynakları:

Temel yenilenebilir enerji kaynakları sınıfları aşağıdaki gibidir. Aşağıda her bir kaynak için detay bilgi bulabilirsiniz.

  • Güneş Enerjisi
  • Rüzgar Enerjisi
  • Biyokütle Enerjisi
  • Jeotermal Enerji
  • Hidroelektrik Enerji
  • Hidrojen Enerjisi
  • Dalga Enerjisi

Güneş Enerjisi:

Güneş, güneş sisteminde bulunan tüm gezegenler için enerji kaynağıdır. Özellikle dünyamızda yaşayan tüm canlılar için vazgeçilmez bir kaynaktır.

Özellikle yaz aylarında kullanımının vermiş olduğu pratiklik ve elektrik faturalarında sağladığı büyük düşüşlerle güneş panelleri günümüzde en önemli yenilenebilir enerji kaynakları arasında ilk sıralarda yer almaktadır.

Şehir ve köylerdeki evlerin çatılarında sıkça rastladığımız güneş panelleri ile su ısıtılabilir, evin sıcak su ihtiyacı karşılanabilir ya da sıcak su, evin ısıtma tesisatına verilerek ısınma ihtiyacının karşılanmasında kullanılabilir.

Güneş enerjisi teknolojileri güneş ışınlarını toplayarak ısı veya elektrik üretimini sağlamaktadırlar. Güneş enerjisi ışık, ısı ve elektrik şeklinde değerlendirilmektedir.

Güneş enerjisi sistemleri toplanan enerjiyi direk olarak elektriğe dönüştürmektedir ve bina çatılarına, cihazlara, arabalara yerleştirilebilir. Konsantre güneş enerjisi santralleri ayna ve lens düzenekleri ile güneş ışınımlarını nispeten küçük bir alana yansıtma esasına göre çalışarak elektrik veya ısı üretimi için kullanılabilir.

Rüzgar Enerjisi:

Rüzgar enerjisinin kaynağı aslında güneş enerjisidir. Güneş enerjisi karaları ve denizleri aynı oranda ısıtmadığından oluşan basınç farkı rüzgarı meydana getirir. Rüzgarın etkisinin fazla hissedildiği bölgelere kurulan rüzgar tribünleri rüzgarın var olan kinetik enerjisini önce mekanik enerjiye, daha sonra elektrik enerjisine dönüştürür. Rüzgârdan elde edilen enerji rüzgarın o anki hızına ve esme süresine bağlıdır.

Rüzgâr enerjisi günümüzde Dünya’nın elektrik ihtiyacının %2’sini karşılamaktadır. Rüzgâr tribünü teknolojilerinin diğer elektrik üretimi teknikleriyle kıyasla çevreye zararlı etkisi çok azdır.

Biyoenerji / Biyokütle Enerjisi:

Bu enerji çeşidi tükenmez bir kaynaktır, her yerde elde edilebilir, özellikle kırsal alanlar için sosyo-ekonomik gelişmelere yardımcı olması nedeniyle uygun ve önemli bir enerji kaynağı olarak görülmektedir.

Biyokütle için mısır, buğday gibi özel olarak yetiştirilen bitkiler, otlar, yosunlar, denizdeki algler, hayvan dışkıları, gübre ve sanayi atıkları, evlerden atılan tüm organik çöpler (meyve ve sebze artıkları) kaynak oluşturmaktadır.

Fosil yakıtların (kömür vb) tükenmesi ve yarattığı çevre kirliliğine karşın, biyokütle kullanımı enerji sorununu çözmek için giderek önem kazanmaktadır.

Jeotermal Enerji:

Jeotermal, yer ısısı anlamına gelmektedir. Doğa olayları ve özellikle yağışlar sonucu oluşan sular yer kabuğu çatlaklarından magma tabakasına ulaşır. Magma tabakasındaki bu ısınan sular sıcak su ve buhar olarak yeryüzüne ulaşır. Yeryüzüne ulaşan bu su ve buhar tribünler sayesinde birçok enerji türüne dönüştürülebilir. Genel olarak baktığımızda yer kabuğunda depolanmakta olan ısıl enerji, jeotermal enerjiyi oluşturmaktadıfunduszeue.infoüzüne çıkarılan bu enerji kurulan elektrik santralleriyle elektrik enerjisine dönüştürülür. Ayrıca ev ve iş yerlerinde kullanılan merkezi ısıtma ve soğutma sistemlerinde, hastaların tercih ettiği birçok fizik tedavi merkezinde ve turistik merkezlerde de kullanılabilirler.

Hidroelektrik Enerjisi:

Hidroelektrik enerjinin temelinde, akan suyun enerjisini kullanmak ve bu enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürmek vardır. Hidroelektrik enerji santralleri yenilenebilirdir. Doğa için temiz bir enerji kaynağı konumundadırlar. Yükseltinin fazla olduğu yerlerde suyun akış hızı fazla olacağından, bu santraller bu bölgelerde daha kullanışlı olacaklardır. Hidroelektrik santrallerde akan suyun enerjisi baz alındığından balıkçılığı geliştirmede, ulaşımı kolaylaştırmada, sulamada ve en çok da enerji üretiminde kullanılmaktadır.

Hidrojen Enerjisi:

Günümüzde kullanılmakta olan teknoloji ve üretim zorluğu nedeni ile kullanımı henüz çok yaygın değildir. Ancak teknolojinin ilerlemesi ile birlikte temiz bir enerji kaynağı olarak dünyanın enerji ihtiyacını karşılamada en önemli adaylardan biridir. Gelecekte elektrik, ısı ve yakıt pili üretiminde hidrojen enerjisinin kullanılacağından bahsedebiliriz.

Dalga/Okyanus Enerjisi:

Okyanusları aslında iki ayrı enerji kaynağı olarak düşünebilir. İlki güneş ısısına bağlı termal enerji, ikincisi ise dalgalardan ve gel-gitlerden beslenen mekanik enerjidir.

Dünyanın yüzeysel olarak %70’lik bölümünü kaplayan okyanuslar aynı zamanda, dünyanın en büyük güneş toplayıcılarını da oluştururlar.

Okyanusların yüzeyindeki fazla ısına su ile derinlerdeki serin suların sıcaklık farkı, doğal bir termal enerji oluşturur. Yeterince yararlanılabildiği takdirde, bu enerjinin küçük bir bölümü bile tüm dünyanın enerji ihtiyacını karşılamaya yeterlidir.

Fosil Yakıtlar Nelerdir?

Fosil Yakıtlar Nedir?

Milyonlarca yıl yerin derinliklerinde kaya ve toprak altında kalmış, ısı ve basınç altında fosilleşmiş bitki ve hayvanlardan oluşan enerji kaynaklarına fosil yakıtlar denir. Fosil yakıtların en önemli özelliği, hidrokarbon ve yüksek oranlarda karbon içeren organik maddelerden meydana gelmesidir.

Fosil yakıtlar, belirli bir bölgede milyonlarca yıl önce toprağın altına gömülmüş bitki hayvan atıklarının termokimyasal tepkimeler geçirmesi sonucu oluşmuşlardır. Yani, fosil yakıtlar belirli bölgelerde ve sınırlı sayıda bir miktara (rezerve) sahiptirler.

’da buhar makinesi icat edilince taş kömürü, ’te dinamo icat edilince su gücü kaynakları, ’lerde içten patlamalı motorlar ve ’larda içten yanmalı dizel motorlar icat edilince petrol büyük önem kazanmıştır.

Fosil yakıtlar kömür, petrol ve doğal gaz olarak sınıflandırılabilmektedir. Dünya fosil yakıt rezervinin yüzde 70’ini kömür, yüzde 14’ünü petrol, yüzde 14’ünü doğal gaz ve yüzde 2’sini de diğer fosil kaynaklar oluşturmaktadır.

Fosil yakıtların genel dağılımı incelendiğinde, sıvı ve gaz yakıt rezervleri dünyanın belirli coğrafi bölgelerine yoğunlaştığı, kömürün ise düzenli bir dağılım gösterdiği ve üretiminin 50’den fazla ülkede gerçeklemektedir.

Fosil Yakıt Nelerdir?

Kömür:

Kömür, çoğunlukla karbon, hidrojen ve oksijenden oluşan az miktarda kükürt ve nitrojen içeren bir enerji hammaddesidir. Kömürler, kömürleşme süreci, jeolojik, fiziksel, kimyasal ve termik özellikleri içerdikleri nem, kül, sabit karbon miktarı, kükürt ve mineral madde açısından çeşitlilik gösterir.

Kömür nedir

Bünyesinde çoğunlukla Karbon (C), az miktarda Hidrojen (H), Oksijen (O), Kükürt (S) ve Azot (N) elementlerinin bulundururlar. Kömürler yakıt hammaddesi oldukları gibi (termik santraller), kok yapımı, kimyasal madde üretimi gibi değişik alanlarda da kullanılırlar.

Kömür Çeşitleri Hakkında Detaylı Bilgi Almak İçin funduszeue.info Bağlantısını Ziyaret Edebilirsiniz.

Kömür, enerji kaynakları arasında, odundan sonra kullanılış tarihi en eski olanıdır. Daha IX. yüzyılda, Büyük Britanya’da konutların ısıtılması amacıyla tüketilmeye başlandığı tahmin edilmektedir. Çin’de aynı amaçla kullanılışı, tahminen XII. yüzyıla kadar gerilere gider.

Dünya Enerji Konseyi tarafından 80 civarında ülkede bulunduğu raporlanan dünya kömür rezervlerinin en büyük kısmı (,9 milyar ton) ABD&#;de yer almaktadır. ABD&#;yi ,4 milyar ton ile Rusya Federasyonu ve ,8 milyar ton ile Avustralya izlemektedir. Diğer kömür zengini ülkeler arasında; Çin (,8 milyar ton), Hindistan (97,7 milyar ton), Almanya (36,1 milyar ton), Ukrayna (34,4 milyar ton), Polonya (25,8 milyar ton), Kazakistan (25,6 milyar ton) ve Endonezya (22,6 milyar ton) bulunmaktadır. Dolayısıyla, dünya kömür rezervlerinin %90&#;dan fazlası bu dokuz ülkenin sınırları içinde yer almaktadır.

Fosil yakıtlar

Dünya Enerji Konseyi&#;nin araştırmalarına göre; dünya kanıtlanmış işletilebilir kömür rezervi toplam milyar ton büyüklüğündedir. Söz konusu rezervin; milyar tonu antrasit ve bitümlü kömür, milyar tonu alt bitümlü kömür ve milyar tonu ise linyit kategorisindedir.

Dünya yılı toplam kömür üretimi dikkate alındığında, küresel kömür rezervlerinin yaklaşık yıl ömrü bulunduğu hesaplanmaktadır. Son yıllarda yürütülen ciddi kömür arama faaliyetleri sonucunda ülkemiz linyit rezervi önemli ölçüde arttırılabilmiştir. Bununla beraber, söz konusu rezervin uluslararası standartlara göre sınıflandırılmasına ve ekonomik olarak işletilebilir rezervlerimizin belirlenmesine yönelik çalışmalar sürdürülmektedir.

Kömür Fiyatları Hakkında Detaylı Bilgi Almak İçin funduszeue.info Bağlantısını Ziyaret Edebilirsiniz.

Ülkemiz rezerv ve üretim miktarları açısından linyitte dünya ölçeğinde orta düzeyde, taşkömüründe ise alt düzeyde değerlendirilebilir. Toplam dünya linyit/alt bitümlü kömür rezervinin yaklaşık %3,2&#;si ülkemizde bulunmaktadır. Bununla birlikte linyitlerimizin büyük kısmının ısıl değeri düşük olduğundan termik santrallerde kullanımı ön plana çıkmıştır. Ülkemiz linyit rezervinin yaklaşık %46&#;sı Afşin-Elbistan havzasında bulunmaktadır. Ülkemizin en önemli taşkömürü rezervleri ise Zonguldak ve civarındadır. Zonguldak Havzası&#;ndaki toplam taşkömürü rezervi 1,30 milyar ton, buna karşılık görünür rezerv ise milyon ton düzeyinde bulunmaktadır.

yılı sonu itibariyle ,3 Milyon Ton Eşdeğer Petrol (MTEP) olan ülkemizin toplam birincil enerji tüketiminde kömürün payı %27&#;dir. Ülkemizin yıl sonu itibariyle kömüre dayalı santral kurulu gücü MW olup toplam kurulu gücün %21,5&#;ine karşılık gelmektedir. Yerli kömüre dayalı kurulu güç MW (%11,5) ve ithal kömüre dayalı kurulu güç ise MW (%10) şeklindedir.

yılından itibaren enerji üretiminde yerli kaynaklara önem verilmesi ve dışa bağımlılığın azaltılması hedefleri çerçevesinde sanayileşme ve nüfus artışına paralel olarak artan enerji talebinin karşılanması amacıyla; yeni kömür sahalarının bulunması ve bilinen sahaların geliştirilmesi çalışmalarına hız verilmiştir.

yılında kömüre dayalı santrallerden toplam ,3 TWh elektrik üretilmiş olup toplam elektrik üretimi içerisindeki payı %37,3 düzeyindedir.

Petrol:

Petrol, denizlerdeki bitki ve hayvanların çürüdükten sonraki kalıntılarından oluşur. Bu kalıntılar deniz yatağında milyonlarca yıl boyunca çürüdükten sonra, geriye yalnızca yağlı maddeler kalır. Çamur ve büyük kaya katmanları altında kalan yağlı maddeler de petrol ve gaza dönüşür.

Bugün dünyanın önemli enerji ve sanayi hammaddelerinden biri olan petrol, değişik oranlardaki katı, sıvı ve gaz hidrokarbonların karışımıdır. Ortalama bir petrolü, %30 parafinler, % 40 naftenler, % 25 aromatik hidrokarbonlar oluşturur. Geriye kalan %5’ lik kısmı ise oksijen, azot ve kükürt bileşikleridir. Hidrokarbür veya hidrokarbonlar, gaz biçiminde ise doğal gaz, sıvı ise petrol ve katı halde ise, bitümlü şist adını alır.

Petrol

En çok bilinin petrol ürünü benzindir. Benzin parafinlerin (doymuş hidrokarbonlar), naftenlerin (doymamış hidrokarbonlar) ve C6H6, C7H8, C8H10, C9H12, C10H14, C11H16, C12H18 formülleriyle belirli aromatik hidrokarbonların karışımıdır. Motor benzininin buharlaşma sıcaklığı 40°C ile °C arasındadır.

Petrol Haberleri İçin funduszeue.info Bağlantısını Ziyaret Edebilirsiniz.

Pet-kim veya petrokimya adı verilen ve petrolü türevlerine ayırmakla uğraşan sanayi kolu, petrolden pek çok yan madde elde etmektedir. Bu maddelerin sayısı, binlerle ifade edilir. Ancak, en önemlileri benzin, mazot (motorin), gazyağı, çeşitli makine-motor yağları, sentetik lifler, jet yakıtı, metan, bütan ve propan gibi sıvılaştırılmış yakıtlardır.

yılı dünya ispatlanmış petrol rezervi ,6 milyar varil olarak tespit edilmiştir. Petrol rezervinin ,7 milyar varili (%47,6) Orta Doğu ülkelerinde, ,1 milyar varili (%19,5) Güney ve Orta Amerika ülkelerinde, ,1 milyar varili Kuzey Amerika ülkelerinde (%13,3) bulunmaktadır. yılında dünya petrol üretimi 97,4 milyon varil/gün’e ulaşmıştır. Birincil enerji kaynakları arasında stratejik konuma sahip olan ham petrol yılı itibarıyla dünya enerji talebinin %33,7&#;sini karşılamıştır.

Petrol

Dünya üretilebilir petrol ve doğal gaz rezervlerinin yaklaşık %70&#;lik bölümü, ülkemizin yakın coğrafyasında yer almaktadır. Türkiye, jeopolitik konumu itibariyle dünya ispatlanmış petrol ve doğal gaz rezervlerinin dörtte üçüne sahip bölge ülkeleriyle komşu olupe enerji zengini Hazar, Orta Asya, Orta Doğu ülkeleri ile Avrupa&#;daki tüketici pazarları arasında doğal bir &#;Enerji Merkezi&#; olmak üzere pek çok önemli projede yer almakta ve söz konusu projelere destek vermektedir. yılına kadar %40 oranında artması beklenen dünya birincil enerji talebinin önemli bir bölümünün içinde bulunduğumuz bölgenin kaynaklarından karşılanması öngörülmektedir.

Her geçen gün artan petrol ve doğal gaz ihtiyacının mümkün olduğunca yerli kaynaklardan karşılanması yönündeki faaliyetler kapsamında, ülkemizin yeterince aranmamış basenlerinde ve özellikle Karadeniz ve Akdeniz&#;deki deniz alanlarında yapılan çalışmalar büyük bir ivme kazanmıştır. Son yıllarda deniz sondaj teknolojisindeki gelişmelerin, su derinliklerinin fazla ( m) olduğu alanlarda arama ve üretim imkânlarını ortaya çıkarması ile denizlerimizde hidrokarbon aramacılığının yapısı hızla oluşturulmuştur. Bu kapsamda, gerek satın alma gerekse yerli imalat yoluyla iki adet sismik arama ile bir adet sondaj gemisi temin edilmiştir.

Doğal Gaz:

Hidrokarbon esaslı doğalgaz, yer altında gözenekli kayaların boşluklarına sıkışmış olarak ya da petrol yataklarının üzerinde gaz halinde büyük hacimler şeklinde bulunur. Oluşumu petrol ile aynıdır. Renksiz, kokusuz ve havadan hafif bir gazdır. Kullanım aşamasında güvenlik amacıyla kokulandırılır.

Doğalgaz Fiyatları Nedir, Nasıl Hesaplanır Hakkında Detaylı Bilgi Almak İçin funduszeue.info Bağlantısını Ziyaret Edebilirsiniz.

Doğalgazın bileşiminin çoğunluğunu metan (CH4) teşkil eder ve bunun yanısıra doğalgazın bünyesinde homolog parafinler, karbondioksit (CO2), hidrojensülfür (H2S) ve azot (N2) gibi anorganik bileşiklerde bulunur. Doğalgazın bileşimi çıkarıldığı yere göre değişir. Genellikle doğalgazdaki CH4 oranı %56 ile %99 arasında, C2H6 oranı % 0,7 ile % 20 arasında, CO2 oranı ise % 0 ile % 10 arasında değişim göstermektedir.

Genellikle petrolle birlikte bulunur. Çoğunluğu gaz biçiminde olan, bir çeşit petroldür. Ancak, petrolü oluşturan maddelere göre daha hafif ve uçucu maddelerden (metan, bütan, propan gibi) oluşmuştur.

Mutfak gazı olarak kullanımının yanı sıra sanayinin enerji ihtiyacını karşılama konusunda, büyük rol oynamaktadır. Çevrim santrallerinde elektrik üretilmekte, türevleri yakıt olarak yaygın biçimde kullanılmakta ve sanayi tesislerini beslemektedir.

Doğal gazın bugünkü konumuna gelişi, yılında ABD’nin Baltimore kentinin sokak lambalarının doğalgaz aracılığıyla aydınlatılmasıyla başlar.

Doğal gaz, fosil yakıtların içerisinde en temiz olan enerji kaynağıdır.

Doğalgaz

Doğal gaz rezervlerinin 79,1 trilyon metreküpü (%40,9) Orta Doğu ülkelerinde, 62,2 trilyon metreküpü (%32,1) Avrupa ve Avrasya ülkelerinde, 33,1 trilyon metreküpü (%17,1) Afrika/Asya Pasifik ülkelerinde bulunmaktadır.

Türkiye doğal gaz arz-talep dengesi dikkate alındığında yıllık gaz talebinin karşılanmasında herhangi sorun bulunmamaktadır. Ancak, talebin yoğun olduğu kış aylarında ve talebin en üst noktaya çıktığı dönemlerde kaynak ülkelerdeki veya güzergâh ülkelerdeki aksamaların neden olabileceği dönemsel arz-talep dengesizliklerini ortadan kaldırmak için çalışmalar sürdürülmektedir. Bu kapsamda, kapasitesi 2,84 milyar Sm³ olan Silivri, Kuzey Marmara ve Değirmenköy Doğal Gaz Depolama Tesisinin toplam depolama kapasitesinin 4,6 milyar Sm³’e, geri üretim kapasitesinin ise 75 milyon Sm³/gün’e çıkarılması hedeflenmektedir.

Diğer taraftan yapım çalışmaları devam etmekte olan Tuz Gölü Doğal Gaz Yer Altı Depolama Projesinde ilk faz tamamlanmış ve doğal gaz depolanmaya başlanmıştır. yılı itibarıyla bu yer altı deposunun toplam çalışma gazı kapasitesinin 5,4 milyar Sm³&#;e ve geri üretim kapasitesinin 80 milyon Sm³/gün&#;e çıkarılması hedeflenmektedir.

Bir ilk olarak arz kaynakları ve güzergâhlarının çeşitlendirilmesi amacıyla, Yüzer LNG Depolama ve yeniden Gazlaştırma Tesisi (FSRU)’ları Aliağa/İzmir ve Dörtyol/Hatay’da işletmeye alınmıştır. Saros Yüzer LNG Depolama ve Gazlaştırma Ünitesi (FSRU)&#;nin İletim Şebekesine Bağlantı Sistemine yönelik çalışmalar ise devam etmektedir.

Ayrıca, yurt içinde petrol ve doğal gaz arama ve üretim çalışmalarımıza önem ve öncelik verilmeye devam edilecektir. Ülkemizin orta ve uzun vadede bir doğal gaz ticaret merkezi konumuna gelmesine yönelik politikamız sürdürülecektir. Bu kapsamda, gerek satın alma gerekse yerli imalat yoluyla iki adet sismik arama ile bir adet sondaj gemisi temin edilmiştir.

Nükleer Enerji:

Nükleer santrallerin yaygınlaşması ’li yılların başındaki petrol krizi ile birlikte başladı. Petrol ve diğer hidrokarbon kaynaklarına sahip olmayan ülkeler, bu kaynaklara olan bağımlılıklarını azaltmak ve enerji arz güvenliklerini temin etmek için nükleer santrallere yöneldiler. 

Nükleer Enerjii Hakkında Detaylı Bilgi Almak İçin funduszeue.info? Bağlantısını Ziyaret Edebilirsiniz.

Nükleer enerji, atomun çekirdeğinden elde edilen bir enerji türüdür. Kütlenin enerjiye dönüşümünü ifade eden, Albert Einstein’a ait olan E=mc² formülü ile ilişkilidir. Bununla beraber, kütle-enerji denklemi, tepkimenin nasıl oluştuğunu açıklamaz, bunu daha doğru olarak nükleer kuvvetler yapar. Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Uranyum, plütonyum ve toryum gibi radyoaktif elementlerin özel yöntemlerle parçalanmasıyla çıkan enerji elektrik üretiminde kullanılır. Bu şekilde elektrik üretilen santrallerde oluşan radyoaktif atıkların en aza indirilmesi için özel haznelere konulup yerin çok derinlerine gömülmesi gibi özel önlemler alınır. 

Nükleer enerji tesislerinde (atom reaktörleri) işlenmek suretiyle, nükleer yakıtların yapımında tüketilirler. Aynı zamanda da elektrik enerjisi üretiminde kullanılırlar. Uranyum, plütonyum ve toryum, stratejik ve inorganik orijinli metallerdir. Uzay araçları ve dev nükleer denizaltı savaş gemileri ile kıtalararası füzeler, bu madenlerden elde edilen yakıtla işletilir. Ayrıca, elektrik enerjisi elde edilmesi bakımından da büyük önem taşırlar.

Günümüzde nükleer santraller sahip oldukları kendilerine has özelliklerden dolayı ülkelerin tercih ettiği bir elektrik kaynağı konumundadır. Artan çevre hassasiyetiyle güvenilir, ucuz, sürdürülebilir ve erişilebilir bir enerji kaynağına olan ihtiyaç, diğer alternatiflere göre nükleer santralleri daha çok ön plana çıkarmaktadır. Nükleer santraller 7 gün 24 saat meteorolojik şartlardan etkilenmeden elektrik üretimi gerçekleştirir. Nükleer yakıt hammaddesi Uranyum dünyada farklı coğrafyalara yayılmıştır. Elektrik birim maliyet fiyatlandırmasında nükleer yakıt maliyeti diğer enerji kaynaklara nazaran çok düşüktür. Dolayısı ile yakıt fiyatlarında yaşanacak dalgalanmalar, elektrik üretim maliyetlerini etkilemez. Bunların yanında nükleer santraller, işletme sırasında sera gazı salımı yapmazlar. Bu nedenle küresel ısınmayı önlemede önemli bir alternatiftirler. Ayrıca nükleer santrallerin birim elektrik üretimi başına kurulum alanı diğer tüm santrallere göre oldukça küçüktür. Bu nedenle tarım, yerleşim ve doğal hayata minimum etki ederler.

Nükleer Enerji

Nükleer santraller sahip oldukları güvenlik sistemleri ile doğal olarak çevremizde bulunan radyasyonun ancak % 1’i kadar bir etkiye sahiptir. Bu nedenle nükleer santrallerin yanında yerleşim, tarım, balıkçılık ve turizm yapılabilmektedir. Paris, Londra, New York gibi dünyanın en önemli turizm ve yerleşim merkezlerinin yanı başında nükleer santraller mevcuttur.

Yaklaşık 70 yıllık süre içinde yaşanan tecrübeler, iyi örnekler ve gelişen teknoloji ile birlikte günümüzde kurulan nükleer santraller 3 (+) nesil olarak anılmaktadır. Dışarıdan insan müdahalesi olmaksızın 72 saat boyunca soğutma, uçak çarpmalarına karşı koruma, pasif güvenlik sistemleri, dijital kontrol odaları, kompakt ekipman ve sistem tasarımları vb. gibi bir çok önemli gelişme nükleer santrallerin daha güvenli bir tasarıma sahip olmalarını sağlamıştır.

Temmuz itibariyle, 31 ülkede nükleer reaktör işletmede, 17 ülkede 57 adet nükleer reaktörde inşa halindedir. Nükleer Güç Santrallerinde üretilen elektrik dünya elektrik arzının %11’ine denk gelmektedir. Ülke bazında bakılırsa Fransa elektrik talebinin yaklaşık %72’sini, Ukrayna %55’ini, Belçika %50’sini, İsveç %40’ını, Güney Kore %27’sini, Avrupa Birliği % 30 ve ABD %20’sini nükleer enerjiden karşılamaktadır.

İnşa halindeki nükleer reaktörlerin 15’i Çin’de, 7’si Hindistan’da, 6’sı ise Rusya’dadır. Bunun yanında ABD’de 2, Birleşik Arap Emirlikleri’nde 4, Güney Kore’de 4, Fransa ve Türkiye’de 1’er nükleer reaktör inşa halindedir.

Fukuşima nükleer kazasından sonra nükleer karşıtı lobilerin güçlü olduğu ülkelerden olan Almanya, bir yıl önce işletme ömürlerini uzattığı 10 nükleer reaktörünü kapatmıştır. Kalan 7 nükleer reaktörün ise yılına kadar işletmede kalacağını duyurmuştur. Fukuşima kazasının yaşandığı ülke olan Japonya, kaza sonrası tüm nükleer santrallerini güncellenen güvenlik standartlarına göre denetlemek için geçici süre ile durdurmuştur. Geçtiğimiz yıl itibariyle 5 nükleer reaktörünü tekrar işletmeye alan Japonya peyderpey diğer nükleer santralleri de işletmeye almak üzere çalışmalarını sürdürmektedir.

Ülkemizin yarım asırlık nükleer güç santrali kurma hedefi, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Arasında Akkuyu Sahasında Bir Nükleer Güç Santralinin Tesisine ve İşletimine Dair İşbirliğine İlişkin Anlaşma”nın 12 Mayıs tarihinde imzalanmasıyla gerçekleşmeye başlamıştır. Söz konusu Anlaşma, 15 Temmuz tarihinde TBMM Genel Kurulu tarafından kabul edilmiş, 6 Ekim tarihli ve sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Geçtiğimiz süre zarfında Çevre ve Şehircilik Bakanlığından ÇED olumlu kararı (1 Aralık ) ve EPDK’dan 36 ay süreliğine elektrik üretim ön lisansı alınmıştır. Akkuyu Nükleer A.Ş.’nin hazırladığı Saha Parametreleri Raporu TAEK tarafından 9 Şubat tarihinde onaylanmıştır. 3 Mart tarihinde Akkuyu Nükleer A.Ş., hazırladığı Ön Güvenlik Analiz Raporu (ÖGAR) ile İnşaat Lisansı başvurusu yapmış, TAEK tarafından yapılan inceleme ve değerlendirmelerden sonra 19 Ekim de “Sınırlı Çalışma İzni” onaylanmıştır. Sınırlı Çalışma İzni ile Akkuyu sahasında birinci ünitenin temel altı betonu atılmış nükleer güvenlikle ilgili olmayan yapıların inşası başlamıştır. İnşaat Lisansı ise 2 Nisan tarihinde TAEK tarafından onaylanmış, böylece Akkuyu Nükleer Santralinin ilk ünitesinin temeli yapılan törenle atılmıştır. Bu ünitenin yılında işletmeye alınması planlanmaktadır.

Ülkemizin ikinci nükleer santral projesi olan Sinop Nükleer Santrali için 3 Mayıs tarihinde Japonya ile nükleer santral yapımı ve işbirliğine ilişkin hükümetler arası anlaşma imzalanmıştır. Bu konuda çalışmalar devam etmektedir.

Fosil Yakıtlar ve Çevre:

Fosil yakıtlardan yanma sonucu enerji elde edildiğinde yanma ürünleri (CO2, NOx ve SO2 gibi gazlar), baca gazı olarak atmosfer içinde dağılırlar. Baca gazları ayrıca uçucu kül ve hidrokarbonları içerirler.

Nikel, kadmiyum, kurşun, arsenik gibi zehirli metaller de fosil yakıtların yanması sonucu atmosfere atılan diğer maddelerdir.

Sera Etkisi:

Fosil yakıtların yoğun bir şekilde yakılması ile başta karbondioksit olmak üzere, atmosferde sera gazlarının giderek artması ve buna bağlı olarak dünyamızın ısınması, sera etkisi (kürsel ısınma) olarak tanımlanmaktadır. Sera etkisi yapan gazlar arasında, karbondioksit, metan, karbon monoksit, hidrokarbonlar ve kloroflora karbonları sayılabilir. Küresel ısınmanın en büyük etkisinin, kutuplardaki buzulların erimesine yol açması ve denizlerin yükselerek birçok ülkenin sular altında kalması olacağı belirtilmiştir.

CO2, sera etkisi oluşumunda etkin rol oynamaktadır. Artan CO2 miktarı, yerkürenin sıcaklığının artmasına neden olmakta, bu da iklim dengelerinin bozulmasına yol açmaktadır.

Asit Yağmurları:

Özellikle kömür ve petrol gibi fosil yakıtlardan havaya atılan kükürt dioksit, azot oksitler ve karbon gazları, yağmur damlaları ile birleştirilerek sırayla sülfürik asit, nitrik asit ve karbonik asit oluşturur. Bu da dünyanın ekolojik dengesinin bozulmasına neden olmaktadır. Bütün fosil yakıt artıkları kış aylarında pek çok kentimizi etkisi altına alan hava kirliliğine yol açmaktadır.

Nükleer Atık:

Çevresel etkiler bakımından değerlendirildiğinde ise; nükleer enerjinin yılda üreteceği atık yaklaşık olarak m3 civarındadır. Nükleer enerjiden kaynaklanan radyoaktif atıklar kontrollü olarak depolandıkları için çevreye herhangi bir tehlike oluşturmamaktadır. Ayrıca nükleer atık depolama teknolojisi gittikçe gelişmektedir. Nükleer enerjinin kullanılması, CO2 emisyonunu azaltmasının yanı sıra SO2 ve NOX emisyonlarını önlemede de etkin bir rol oynayacaktır. Enerji hammaddesi açısından dışa bağımlı olan ülkemizin karşılaştığı, yakıt taşıma sırasında olabilecek kazalar sonucu çevre kirliliği de önemli boyutlardadır.

Daha Fazla Benzer Teknik Makaleler İncelemek İçin funduszeue.info Bağlantısını Ziyaret Edebilirsiniz.

İlgili Konular:

Karbon emisyonu nedir?

Enerji Nedir? Enerji Kaynakları Nelerdir?

Yenilenebilir Enerji Kaynakları Nelerdir?

Doğalgazfosil yakıt nedirfosil yakıtlarKömürpetrolYenilenemez Enerji Kaynakları Nedir

Fosil yakıt nedir ve nerelerde kullanılır? Fosil yakıtlar ve &#;rnekleri

Haberin Devamı

 Fosil yakıtlar doğalgaz, kömür ve petrol şeklinde sınıflandırılır. Dünyamız fosil yakıt rezervinin yaklaşık yüzde yetmişini kömür oluşturur. 'ü petrol, 'lük kısmını ise gaz ve kalan %2'lik kısmı ise diğer fosil kaynaklar oluşturur. Fosil yakıtlar günümüzde oldukça önemli bir değere sahiptir. Yenilenemez enerji kaynakları içerisinde bulunan fosil yakıtlar yerine yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması dünyamızın geleceği açısından oldukça önemlidir.

 Petrol, doğalgaz gibi fosil yakıtlar dünyanın belli coğrafi bölgelerinde yaygındır. Fakat kömür, dünyanın genelinde rezervi vardır. Günümüzde yaklaşık 50 ülke kömür üretimi yapmaktadır.

Fosil Yakıt Nerelerde Kullanılır?

 Fosil yakıtlar genellikle ısıtma sistemlerini çalıştırmak, elektrik üretmek gibi alanlarda kullanılmaktadır. Örneğin; petrol, motorlu taşıtlarda LPG yakıtı ve mazot olarak kullanılır; kömür, termik santrallerde elektrik enerjisinin üretilmesi amacı ile evlerin ısıtılmasında; doğalgaz, ısınma ve sanayi alanında kullanmaktadır. Bunların yanı sıra fosil yakıtlar boya, teflon gibi maddelerin üretimi, eşya üretimi gibi birçok endüstriyel alanda kullanılmaktadır.

Haberin Devamı

Fosil Yakıtlar ve Örnekleri

Kömür: Çoğunlukla hidrojen, oksijen ve karbon gibi elementlerden oluşan ve içeriğinde az miktarlarda kükürt ve nitrojen bulunduran enerji hammaddesidir. Kömürler, jeolojik, kömürleşme süreci, kimyasal, fiziksel ve termik özellikleri barındırdıkları kül, sabit karbon miktarı, nem, mineral madde ve kükürt bakımından çeşitlilik göstermektedir. Kömürler odundan sonra en çok ve en eski tarihlerden itibaren kullanılan enerji kaynaklarından birisidir.

Petrol: Denizlerdeki hayvanların ve bitkilerin çürümesinin ardından oluşan kalıntıların fosilleşmesidir. Oluşan bu kalıntılar milyonlarca yıl deniz yatağında çürür ve geriye sadece yağlı maddeler kalır. Büyük kaya katmanları ve çamur altında kalan bu maddeler gaza ve petrole dönüşür. Günümüzde en çok bilinen petrol ürünü ise benzindir.

Haberin Devamı

Doğalgaz: Hidrokarbon içerikli doğalgaz, yerin altında gözenekli olan kayaların boşluklarına sıkışmış veya petrol yataklarının hemen üzerinde gaz halinde oldukça büyük hacimler şeklinde bulunmaktadır. Doğalgazın oluşumu petrol ile aynıdır. Kokusuz, havadan hafif ve renksiz bir gaz olan doğalgazın kullanım aşamasında kişilerin sağlığı ve güvenliği açısından kokulandırılarak kullanılır. Doğalgazın birleşiminin büyük bir kısmı metan gazından oluşmuştur. Genellikle petrol ile beraber bulunur. Yani gaz biçiminde olan bir nevi petroldür. Fakat, petrolü oluşturmakta olan maddelere oranla daha hafif ve uçucu olan maddelerden meydana gelmiştir. Genellikle mutfak gaz olarak kullanılır. Bunun yanı sıra sanayide de enerji ihtiyacının karşılanmasında oldukça önemli bir rol oynar.

 ​​​​​

kaynağı değiştir]

Fosil yakıtların kullanımdan kaldırılması, fosil yakıt kullanımının kademeli olarak sıfıra indirilmesidir. Devam eden yenilenebilir enerji geçişinin bir parçasıdır. Fosil yakıtların kullanımdan kaldırılmasına yönelik mevcut çabalar, ulaşım ve ısıtma gibi sektörlerde fosil yakıtların sürdürülebilir enerji kaynaklarıyla değiştirilmesini içermektedir. Fosil yakıtlara alternatifler arasında elektrifikasyon, hidrojen ve havacılık biyoyakıt bulunmaktadır.

Kaynakça[değiştir

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası