ali erbaş mal varlığı / Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'a bin lira ikramiye, 35 bin lira emekli maaşı

Ali Erbaş Mal Varlığı

ali erbaş mal varlığı

\n

HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, 17 Şubat tarihinde Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın milyon TL’lik Pakistan seyahatini meclis gündemine taşıdı. Ersoy, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a, \"Diyanet İşleri Başkanı ve 10 kişilik ekip Pakistan’a neden özel jetle gitmiştir?\" diye sordu.

\n

17 Şubat tarihinde Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, resmi temaslarda bulunmak ve Uluslararası İslam Üniversitesi’nde İslamofobi konulu konferans vermek üzere koruma, fotoğrafçının da aralarında olduğu 10 kişilik bir ekip ile Pakistan’a gittiği haberlerini anımsatan Ersoy, \"Pahalı, lüks, zırhlı araçların varlığı ile eleştirilen Diyanet İşleri Bakanlığı bu sefer de Pakistan seyahatinde, THY’nin tarifeli uçağını tercih etmek yerine Cumhurbaşkanlığı filosundaki lüks uçaklardan birini kullanarak gereksiz lüks bir harcama yapması ile gündeme gelmiştir. Seyahat, THY ile gidildiğinde bin TL'ye mal olacak iken özel jetle maliyeti 1,5 milyon TL olmuştur. Halk açlık sınırında yaşarken bu şatafat niye?\" dedi.

\n

Ersoy, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a şu soruları yöneltti:

\n

\"Diyanet İşleri Başkanlığının dışında, Cumhurbaşkanlığı filosundaki lüks uçakları kullanan kişi, kurum, ya da bakanlık söz konusu mudur?\"

\n

funduszeue.infot İşleri Başkanlığı, Pakistan seyahatini THY ile yapmak yerine, neden bütçeye yük oluşturacak şekilde 1,5 milyon TL’ye yapmıştır?

\n

funduszeue.infot İşleri Başkanlığı, yılda kaç kez bu seyahatleri yapmaktadır? Hepsinde özel jet mi kullanmaktadır? Bunların bütçeye yükü nedir?

\n

funduszeue.infot İşleri Başkanı ve 10 kişilik ekip Pakistan’a neden özel jetle gitmiştir?

\n

funduszeue.infot İşleri Başkanlığının dışında, Cumhurbaşkanlığı filosundaki lüks uçakları kullanan kişi, kurum, ya da bakanlık söz konusu mudur?

\n

TL açlık sınırının olduğu ülkede, Diyanet İşleri Başkanlığının 1, 5 milyonluk bir harcama yapması kamu kaynaklarının israfı değil midir?

\n

funduszeue.info görevlileri etik davranış ilkeleri ile başvuru usul ve esasları hakkında yönetmeliği; Savurganlıktan Kaçınma Madde 17’de— “Kamu görevlileri, kamu bina ve taşıtları ile diğer kamu malları ve kaynaklarının kullanımında israf ve savurganlıktan kaçınır; mesai süresini, kamu mallarını, kaynaklarını, işgücünü ve imkânlarını kullanırken etkin, verimli ve tutumlu davranırlar” şeklindedir. Buna göre Diyanet İşleri Başkanlığı neden yönetmeliğe uygun hareket etmemiştir?

\n

DÖNEM : 20 CİLT : 6 YASAMA YILI : 1


T. B. M. M.
TUTANAK DERGİSİ

58 inci Birleşim
5 . 6 . Perşembe



İ Ç İ N D E K İ L E R
I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. – GELEN KÂĞITLAR
III. – YOKLAMA
IV. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1. – İstanbul Milletvekili H. Hüsamettin Özkan ve 14 arkadaşının, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller’in, yurtiçi gezilerinde
kullandığı yabancı hava siciline kayıtlı uçağın kullanımının Siyasi Partiler ve Türk Sivil Havacılık Kanunları karşısındaki
durumunun belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/79)
V. – ÖNERİLER
A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ
1. – Genel Kurulun Çarşamba günkü birleşiminde sözlü soruların görüşülmemesine ilişkin Danışma Kurulu Önerisi
VI. – GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI
A) ÖNGÖRÜŞMELER
1. – Erzurum Milletvekili Lütfü Esengün ve 62 arkadaşının, kanuna veya genel ahlaka aykırı şekilde mal edinmek suretiyle
görevini kötüye kullandığı ve bu eyleminin Türk Ceza Kanununun ve numaralı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve
Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 13, 14 ve 15 inci maddelerine uyduğu iddiasıyla eski Başbakan Tansu Çiller hakkında Meclis
soruşturması açılmasına ilişkin önergesi (9/4)
2. – Aydın Milletvekili Ali Rıza Gönül ve 56 arkadaşının, kanuna veya genel ahlaka aykırı şekilde mal edinmek suretiyle
görevini kötüye kullandığı ve bu eyleminin Türk Ceza Kanununun ve numaralı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve
Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 13, 14 ve 15 inci maddelerine uyduğu iddiasıyla eski bakan ve Başbakan Yardımcısı
Necmettin Erbakan hakkında Meclis soruşturması açılmasına ilişkin önergesi (9/5)
VII. – SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1. – İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit’in, Denizli Milletvekili Mustafa Kemal Akyurt’un konuşmasında, şahsına yönelik
yanlış anlamlara meydan verebilecek ifadeler bulunması nedeniyle konuşması
2. – İstanbul Milletvekili Korkut Özal’ın, Denizli Milletvekili Mustafa Kemal Akyurt’un şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
VIII. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
1. – Ankara Milletvekili Yücel Seçkiner’in Tarih ve Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun Bazı
Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi ve İçişleri Komisyonu Raporu (2/64) (S. Sayısı : 15)
2. – Türk Vatandaşları Hakkında Yabancı Ülke Mahkemelerinden ve Yabancılar Hakkında Türk Mahkemelerinden Verilen
Ceza Mahkûmiyetlerinin İnfazına Dair Kanunun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporu (1/) (S. Sayısı : 16)
3. – Tokat Milletvekili Ahmet Fevzi İnceöz ve 22 Arkadaşının, Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun
Teklifi ve Tütün ve Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Tarih ve Sayılı Kanun ve Anayasanın 89
uncu Maddesi Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi ve Adalet Komisyonu Raporu
(2/70, 1/5) (S. Sayısı : 17)
4. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kırgız Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kırgızistan’ın Başkenti Bişkek Şehrinde
Kırgızistan - Türkiye Manas Üniversitesi Kurulmasına Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun
Tasarısı ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ve Dışişleri komisyonları raporları (1/) (S. Sayısı : 18)
5. – Türkiye Cumhuriyeti ile Moldova Cumhuriyeti Arasında Dostluk ve İşbirliği Antlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/) (S. Sayısı : 19)
6. – Bursa Milletvekili Turhan Tayan ile Erzurum Milletvekili İsmail Köse ve 18 Arkadaşının Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanuna Ek Maddeler Eklenmesine
İlişkin Kanun Teklifleri ve Aynı Mahiyetteki Kanun Tasarısı; İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı ile Bursa Milletvekili Turhan
Tayan’ın Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair
Kanuna Bir Ek Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifleri ve Aynı Mahiyetteki Kanun Tasarısı; Bursa Milletvekili Turhan
Tayan’ın Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair
Kanuna Bir Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi ve Aynı Mahiyetteki Kanun Tasarısı ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve
Spor ve Plan ve Bütçe komisyonları raporları (2/, 2/, 1/; 2/, 2/, 1/, 2/, 1/)(S. Sayısı : 20)
7. – Milletlerarası Finansman Kurumuna Katılmak İçin Hükümete Salahiyet Verilmesine Dair Kanunun Bir Maddesinde
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/)(S. Sayısı : 21)
IX. – SORULAR VE CEVAPLAR
A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1. – Kastamonu Milletvekili Fethi Acar’ın, dağılımındaki dengesizliğe ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Ufuk
Söylemez’in yazılı cevabı (7/)
2. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, yap-işlet-devret modeliyle hangi şirket ve kuruluşlara, hangi şartlarla proje
tahsis edildiğine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı H. Hüsnü Doğan’ın yazılı cevabı (7/)
3. – Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu’nun, Türkiye Taş Kurumu Amasra ve Armutçuk Müessese ve Maden
Ocaklarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı H. Hüsnü Doğan’ın yazılı cevabı (7/)
4. – İstanbul Milletvekili Mehmet Tahir Köse’nin, İstanbul-Tuzla Deresinin ıslahına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanı H. Hüsnü Doğan’ın yazılı cevabı (7/)
5. – İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş’ın, tutuklu bulunan bazı öğrencilerin tedavilerinin önlendiği iddiasına ilişkin sorusu
ve Adalet Bakanı Mehmet Ağar’ın yazılı cevabı (7/)
6. – Kayseri Milletvekili Memduh Büyükkılıç’ın, kamu kesiminde çalışan işçilerin ikramiyelerine ilişkin Başbakandan sorusu
ve Devlet Bakanı Ufuk Söylemez’in yazılı cevabı (7/)
7. – Kütahya Milletvekili Mehmet Korkmaz’ın, Kütahya eski Hükümet Konağının adliye binasına dönüştürülmesine ilişkin
sorusu ve Adalet Bakanı Mehmet Ağar’ın yazılı cevabı (7/)
8. – Kütahya Milletvekili Mehmet Korkmaz’ın, Kütahya elektrik şebekesinin yenilenmesine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanı H. Hüsnü Doğan’ın yazılı cevabı (7/)
9. – Konya Milletvekili Lütfi Yalman’ın, Konya Ticaret Mahkemesi Başkan ve üyelerinin atamalarının neden yapılmadığına
ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Mehmet Ağar’ın yazılı cevabı (7/)
– Aydın Milletvekili Sema Pişkinsüt’ün, yurt dışından ithal edilen tıbbî malzeme-ekipman ve ilaç tutarına ilişkin sorusu ve
Devlet Bakanı Yaman Törüner’in yazılı cevabı (7/)
– Afyon Milletvekili Osman Hazer’in, Afyon’a bağlı bazı ilçe ve köylerin telefon ve santral ihtiyacına ilişkin sorusu ve
Ulaştırma Bakanı Ömer Barutçu’nun yazılı cevabı (7/)
I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat ’te açıldı.
Konya Milletvekili Veysel Candan, Et ve Balık Kurumu müesseselerinin özelleştirme öncesi ve sonrası durumuna,
Bursa Milletvekili Ali Rahmi Beyreli, kamu çalışmalarının sorunlarına,
Muğla Milletvekili Fikret Uzunhasan da, Gökova Termik Santralına,
İlişkin gündemdışı birer konuşma yaptılar.
Avusturya ve Bosna-Hersek’e gidecek olan Başbakan A. Mesut Yılmaz’a, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Nahit Menteşe’nin,
Polonya ve Bosna-Hersek’e gidecek olan, Devlet Bakanı Ali Talip Özdemir’e, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Abdülkadir
Aksu’nun,
Bosna-Hersek’e gidecek olan;
Devlet Bakanı İmren Aykut’a, dönüşüne kadar, Millî Savunma Bakanı Mahmut Oltan Sungurlu’nun,
Maliye Bakanı Lutfullah Kayalar’a, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Rüşdü Saracoglu’nun,
Amerika Birleşik Devletlerine gidecek olan Millî Savunma Bakanı Mahmut Oltan Sungurlu’ya, dönüşüne kadar, İçişleri
Bakanı Ülkü Güney’in,
Finlandiya’ya gidecek olan Kültür Bakanı Agâh Oktay Güner’e, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Cemil Çiçek’in,
Azerbaycan Cumhuriyetine gidecek olan Devlet Bakanı Yaman Törüner’e, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı H. Ufuk
Söylemez’in,
Kanada ve Almanya’ya gidecek olan Dışişleri Bakanı Emre Gönensay’a, dönüşüne kadar, Millî Eğitim Bakanı Turhan
Tayan’ın,
İtalya’ya gidecek olan Orman Bakanı Nevzat Ercan’a, dönüşüne kadar, Tarım ve Köyişleri Bakanı İsmet Attila’nın,
Belçika’ya gidecek olan;
Başbakan A. Mesut Yılmaz’a, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nahit Menteşe’nin,
Devlet Bakanı Rüşdü Saracoğlu’na, dönüşüne kadar, Maliye Bakanı Lutfullah Kayalar’ın,
Vekâlet etmelerinin uygun görülmüş olduğuna ilişkin Cumhurbaşkanlığı;
Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Konferansı HABİTAT II Global Parlamenterler Forumuna katılacak olan TBMM
heyetine Refah Partisini temsilen katılacak olan Kayseri Milletvekili Abdullah Gül’ün yerine İstanbul Milletvekili Ekrem Erdem’in
katılacağına,
Kuveyt Parlamentosunun daveti üzerine TBMM’yi temsilen Kuveyt’e gidecek olan 6 kişilik Parlamento heyetine,
Fas Parlamentosunun vaki daveti üzerine TBMM’yi temsilen Fas’a gidecek olan 6 kişilik Parlamento heyetine,
İlişkin Başkanlık;
Tezkereleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu.
TBMM’de, Türkiye-Almanya Parlamentolararası Dostluk Grubunun Kurulmasına ilişkin Başkanlık tezkeresi kabul edildi.
Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük ve 57 arkadaşının, Emlak Bankası eski Genel Müdürü Engin Civan’ın rüşvet
karşılığı verdiği krediler ve çıkar temin eden bazı tasarruflarına karşın gerekli işlemleri yapmamak suretiyle görevini kötüye
kullandığı ve bu eyleminin Türk Ceza Kanununun ıncı maddesine uyduğu iddiasıyla eski Başbakan A. Mesut Yılmaz
hakkında (9/16),
Aydın Milletvekili Ali Rıza Gönül ve 61 arkadaşının, partisine oy kazandırmak amacıyla Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü
yöneticilerine verdiği talimatlar neticesinde Çay-Kur’u zarara uğratmak suretiyle görevini kötüye kullandığı ve bu eyleminin Türk
Ceza Kanununun ve ilgili hükümlerine uyduğu iddiasıyla eski Başbakan A. Mesut Yılmaz hakkında (9/7),
İstanbul Milletvekili Zekeriya Temizel ve 60 arkadaşının, Başbakanlık Örtülü ödeneğinin kamuoyuna yansıyan miktarının,
Muhasebei Umumiye Kanununun 77 nci maddesine aykırı olarak harcamak suretiyle devleti zarara uğratarak görevine kötüye
kullandıkları ve bu eylemlerinin Türk Ceza Kanununun ve diğer ilgili maddelerine uyduğu iddiasıyla eski Başbakan Tansu
Çiller ve eski Maliye Bakanı İsmet Attila hakkında (9/8),
Aydın Milletvekili Ali Rıza Gönül ve 61 arkadaşının, bakan ve başbakan olarak görev yaptığı yıllarda kanuna veya genel
ahlaka aykırı şekilde mal edinmek suretiyle görevini kötüye kullandığı ve bu eyleminin Türk Ceza Kanununun ve
numaralı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun ilgili maddelerine uyduğu iddiasıyla
Başbakan A. Mesut Yılmaz hakkında (9/9),
Meclis soruşturması açılmasına ilişkin önergeleri okundu; Anayasanın üncü maddesine göre, en geç bir ay içinde olmak
üzere, görüşme gününün, Danışma Kurulunca tespit edilerek Genel Kurulun onayına sunulacağı açıklandı.
İzmir Milletvekili Hakan Tartan ve 16 arkadaşının, ülke çıkarlarına uygun bir enerji politikasının belirlenmesi (10/77),
Burdur Milletvekili Kâzım Üstüner ve 14 arkadaşının, hayvancılık sektörünün sorunlarının ve uygulanan yanlış politikaların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi (10/78),
Amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; Önergelerin gündemdeki yerlerini
alacağı ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşmelerin, sırasında yapılacağı açıklandı.
tarihinde Başkanlığa sunulan ve Genel Kurulun tarihli 48 inci Birleşiminde okunmuş bulunan eski
Başbakan Tansu Çiller’in mal varlığı konusundaki (9/4) esas numaralı soruşturma önergesinin, gündemin “Özel Gündemde Yer
Alacak İşler” kısmının birinci sırasında yer alması ve Anayasanın üncü maddesi gereğince soruşturma açılım açılmaması
hususundaki görüşmelerin, Genel Kurulun Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin Danışma Kurulu Önerisi ile,
tarihli Genel Kâğıtlarda yayımlanan ve Genel Kurulun aynı tarihli 49 uncu Birleşiminde okunmuş bulunan eski Bakan
ve Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan’ın mal varlığı konusundaki (9/5) esas numaralı Meclis soruşturma önergesinin,
gündemin “Özel Gündemde Yer Alacak İşler” kısmının ikinci sırasında yer alması ve Anayasanın üncü maddesi gereğince,
soruşturma açılıp açılmayacağı hususundaki görüşmelerin, Genel Kurulun 5 Haziran Çarşamba günkü birleşiminde
yapılmasına ve görüşmelerin tamamlanmasına kadar çalışma süresinin uzatılmasına ilişkin DYP Grubu önerisi,
Kabul edildi.
Adalet Komisyonunda açık bulunan ve DYP Grubuna düşen üyeliğe, Grubunca aday gösterilen Niğde Milletvekili Ergun Özkan,
Anayasa Komisyonunda açık bulunan ve DYP Grubuna düşen üyeliğe, Grubunca aday gösterilen İzmir Milletvekili Hasan
Denizkurdu,
Seçildiler.
Başkanlıkça;
Üye seçimi tamamlanan (9/1) esas numaralı Meclis Soruşturma Komisyonu ile (9/2) esas numaralı Meclis Soruşturma
Komisyonlarının, başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip üye seçimlerini yapmak için toplanacakları gün, saat ve yere ilişkin
duyuruda,
İçtüzük değişikliğinden sonra sözlü soruların görüşülmesinde uygulanacak usule ilişkin açıklamada,
Bulunuldu.
İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya’nın;
1 inci sırada bulunan (6/58),
2 nci sırada bulunan (6/1),
3 üncü sırada bulunan (6/2),
7 nci sırada bulunan (6/65),
8 inci sırada bulunan (6/66),
9 uncu sırada bulunan (6/67),
10 uncu sırada bulunan (6/68),
11 inci sırada bulunan (6/69),
12 nci sırada bulunan (6/70),
13 üncü sırada bulunan (6/71),
14 üncü sırada bulunan (6/72),
15 inci sırada bulunan (6/73),
16 ncı sırada bulunan (6/74),
17 nci sırada bulunan (6/75),
18 inci sırada bulunan (6/76),
19 uncu sırada bulunan (6/77),
20 nci sırada bulunan (6/78),
21 inci sırada bulunan (6/79),
22 nci sırada bulunan (6/80),
23 üncü sırada bulunan (6/81),
24 üncü sırada bulunan (6/82),
25 inci sırada bulunan (6/83),
26 ncı sırada bulunan (6/84),
27 nci sırada bulunan (6/85),
28 inci sırada bulunan (6/86),
29 uncu sırada bulunan (6/87),
30 uncu sırada bulunan (6/88),
31 inci sırada bulunan (6/89),
32 nci sırada bulunan (6/90),
35 inci sırada bulunan (6/92),
36 ncı sırada bulunan (6/94),
37 nci sırada bulunan (6/95),
39 uncu sırada bulunan (6/98),
41 inci sırada bulunan (6/),
43 üncü sırada bulunan (6/),
4 üncü sırada bulunan, İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın (6/60),
5 inci sırada bulunan, Ankara Milletvekili Yücel Seçkiner’in (6/63),
6 ncı sırada bulunan, Sıvas Milletvekili Mahmut Işık’ın (6/64),
40 ıncı sırada bulunan, Niğde Milletvekili Mehmet Salih Katırcıoğlu’nun (6/99),
42 nci sırada bulunan, Afyon Milletvekili Halil İbrahim Özsoy’un (6/),
44 üncü sırada bulunan, Çorum Milletvekili Hasan Çağlayan’ın (6/),
45 inci sırada bulunan, İstanbul Milletvekili Ali Şahin’in (6/5),
Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın:
46 ncı sırada bulunan (6/),
47 nci sırada bulunan (6/),
İzmir Milletvekili Hakan Tartan’ın :
48 inci sırada bulunan (6/),
49 uncu sırada bulunan (6/),
50 nci sırada bulunan, Diyarbakır Milletvekili Abdülkadir Aksu’nun (6/),
51 inci sırada bulunan, Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan’ın (6/),
52 nci sırada bulunan, Eskişehir Milletvekili Hanefi Demirkol’un (6/),
53 üncü sırada bulunan, İzmir Milletvekili Atilla Mutman’ın (6/7),
Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un :
54 üncü sırada bulunan (6/),
55 inci sırada bulunan (6/),
56 ncı sırada bulunan (6/),
57 nci sırada bulunan (6/),
58 inci sırada bulunan (6/),
59 uncu sırada bulunan (6/),
60 ıncı sırada bulunan (6/),
61 inci sırada bulunan (6/),
62 nci sırada bulunan (6/),
63 üncü sırada bulunan (6/),
64 üncü sırada bulunan (6/),
Esas numaralı sözlü soruları, ilgili bakanlar Genel Kurulda hazır bulunmadıklarından, ertelendi.
34 üncü sırada bulunan, İzmir Milletvekili Hakan Tartan’ın, Midilli açıklarında düşen fantom uçağının pilotunu arama
çalışmalarının erken durdurulduğu iddiasına ilişkin sözlü sorusuna (6/3) Millî Savunma Bakanı Mahmut Oltan Sungurlu cevap
verdi.
33 üncü sırada bulunan (6/91) ve 38 inci sırada bulunan (6/97) numaralı soruların, soru sahibi tarafından geri alındığı için,
gündemden çıkarıldığı açıklandı.
5 Haziran Çarşamba günü saat ’te toplanmak üzere, birleşime ’da son verildi.
Kamer Genç
Başkanvekili
Ali Günaydın Ünal Yaşar
Kâtip Üye Kâtip Üye
Konya Gaziante

II. – GELEN KÂĞITLAR
5 . 6 . ÇARŞAMBA
Sözlü Soru Önergeleri
1. – Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Ağrı’nın Hamur İlçesinin spor kompleksi ve kapalı spor salonu ihtiyacına ilişkin
Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/)(Başkanlığa geliş tarihi : )
2. – Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Ağrı’ya bir atletizm pisti yapılmasına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru
önergesi (6/)(Başkanlığa geliş tarihi : )
3. – Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Ağrı’nın Taşlıçay İlçesinde kapalı bulunan okullara ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/)(Başkanlığa geliş tarihi : )
4. – Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Ağrı’nın Hamur İlçesine bağlı bazı köy ve mezralarda kapalı bulunan okullara
ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/)(Başkanlığa geliş tarihi : )
5. – Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde branş öğretmeni ihtiyacına ilişkin Millî
Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/)(Başkanlığa geliş tarihi : )
6. – Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Ağrı’nın Hamur İlçesinde yapımı devam eden lojmanlara ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/)(Başkanlığa geliş tarihi : )
7. – Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Ağrı-Hamur-Köşk ve Tükenmez köyleri arasındaki yola köprü yapılmasına ilişkin
Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/)(Başkanlığa geliş tarihi : )
8. – Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Ağrı’nın Hamur İlçesindeki sağlık merkezine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü
soru önergesi (6/)(Başkanlığa geliş tarihi : )
9. – Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Ağrı’nın Hamur İlçesindeki Merkez Sağlık Ocağının onarım ve kalorifer tesisatı
ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/)(Başkanlığa geliş tarihi : )
– Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Sağlık kuruluşlarında, Sağlık Meslek Liselerinden mezun olanların
görevlendirilmemelerine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/)(Başkanlığa geliş tarihi : )
– Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Ağrı’nın Taşlıçay İlçesindeki hastane ve lojman inşaatına ilişkin Sağlık
Bakanından sözlü soru önergesi (6/)(Başkanlığa geliş tarihi : )
– Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Ağrı-Hamur-Sarıbuğday ve Kılıç köyleri arasındaki sulama kanalına ilişkin
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/)(Başkanlığa geliş tarihi : )
– Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Ağrı ve ilçelerinin kütüphane ihtiyacına ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru
önergesi (6/)(Başkanlığa geliş tarihi : )
– Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Doğu Anadolu Bölgesinde turizmi geliştirmeye yönelik program ve projelere ilişkin
Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/)(Başkanlığa geliş tarihi : )
– Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Ağrı Yatılı Bölge Kur’an Kursunun müdür ve öğretmen ihtiyacına ilişkin Devlet
Bakanından sözlü soru önergesi (6/)(Başkanlığa geliş tarihi : )
– Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Ağrı’nın, bazı köylerine cami ve minare yapılmasına ilişkin Devlet Bakanından
sözlü soru önergesi (6/)(Başkanlığa geliş tarihi : )
– Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Ağrı’nın Hamur İlçesine Kur’an Kursu açılmasına ilişkin Devlet Bakanından
sözlü soru önergesi (6/)(Başkanlığa geliş tarihi : )
– Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Ağrı-Patnos’da Büyük Klima İstasyon Müdürlüğü kurulmasına ilişkin Devlet
Bakanından sözlü soru önergesi (6/)(Başkanlığa geliş tarihi : )
– Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Ağrı-Eleşkirt Meteoroloji İstasyonunun ne zaman açılacağına ilişkin Devlet
Bakanından sözlü soru önergesi (6/)(Başkanlığa geliş tarihi : )
– Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Ağrı-Hamur İlçesine Meteoroloji İstasyonu kurulmasına ilişkin Devlet
Bakanından sözlü soru önergesi (6/)(Başkanlığa geliş tarihi : )
– Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Patnos Devlet Hastanesi ve lojman inşaatına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru
önergesi (6/)(Başkanlığa geliş tarihi : )
– Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Ağrı-Patnos Spor Salonu inşaatına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi
(6/)(Başkanlığa geliş tarihi : )
– Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Ağrı-Hamur İlçesi Ceylanlı Kamışlı köyleri arasında bağlantıyı sağlayacağı
belirtilen köprü yapımına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/)(Başkanlığa geliş tarihi : )
– Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Ağrı İli ve ilçelerindeki elektrik kesintilerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/)(Başkanlığa geliş tarihi : )
Yazılı Soru Önergeleri
1. – Diyarbakır Milletvekili Ömer Vehbi Hatipoğlu’nun, Diyarbakır-Güngüş İlçesi ve Adıyaman - Gerger İlçesini bağlayan
asma köprünün ne zaman yapılacağına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/) (Başkanlığa geliş
tarihi : )
2. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, Karaman Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü tarafından yapılan mucur ihaleleri hakkındaki
iddialara ilişkin Devlet Bakanından yazılı soru önergesi (7/) (Başkanlığa geliş tarihi : )
3. – Ankara Milletvekili Ali Dinçer’in, bir şahsın akibetine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/)
(Başkanlığa geliş tarihi : )
4. – Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Ağrı’nın Hamur İlçesi Yukarı Gözlüce Sağlık Ocağı’nın sağlık personeli
ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/) (Başkanlığa geliş tarihi : )
5. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, Avrupa Birliğinin Türkiye’ye yapacağı malî yardımlara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/) (Başkanlığa geliş tarihi : )
6. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın GAP projesine ilişkin Devlet Bakanından yazılı soru önergesi (7/) (Başkanlığa
geliş tarihi : )
7. – Sıvas Milletvekili Musa Demirci’nin, Sıvas İline bağlı ilçelerin yollarına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından
yazılı soru önergesi (7/) (Başkanlığa geliş tarihi : )
8. – Sıvas Milletvekili Musa Demirci’nin, Sıvas’ın bazı köylerinin sulama kanallarının yapımına ilişkin Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/) (Başkanlığa geliş tarihi : )
9. – Sıvas Milletvekili Musa Demirci’nin, Sıvas Kalkınma Projesine İlişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/) (Başkanlığa geliş tarihi : )
– Sıvas Milletvekili Musa Demirci’nin, Sıvas’ın bazı ilçelerinin kütüphane ve kültür sitesi ihtiyacına ilişkin Kültür
Bakanından yazılı soru önergesi (7/) (Başkanlığa geliş tarihi : )
– Sıvas Milletvekili Musa Demirci’nin, Sıvas’ın bazı ilçe ve köylerinin hastane, sağlık ocağı, sağlık evi ile personel
ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/) (Başkanlığa geliş tarihi : )
– İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, İstanbul TEM otoyoluna ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı
soru önergesi (7/) (Başkanlığa geliş tarihi : )
– İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, yurt dışı atamalarında gözönünde bulundurulan kıstaslara ilişkin Dışişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/) (Başkanlığa geliş tarihi : )
Meclis Araştırması Önergesi
1. – İstanbul Milletvekili H. Hüsamettin Özkan ve 14 arkadaşının, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller’in yurt içi gezilerinde
kullandığı yabancı hava siciline kayıtlı uçağın kullanımının Siyasî Partiler ve Türk Sivil Havacılık kanunları karşısındaki
durumunun belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün ve inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/79) (Başkanlığa geliş tarihi : )

BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati:
BAŞKAN : Başkanvekili Kamer GENÇ
KÂTİP ÜYELER : Ünal YAŞAR (Gaziantep), Ali GÜNAYDIN (Konya)


BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 58 inci Birleşimini açıyorum.
III. – YOKLAMA
BAŞKAN – Ad okunmak suretiyle yoklama yapılacaktır; sayın milletvekillerinin, salonda bulunduklarını yüksek sesle
belirtmelerini rica ediyorum.
(Gaziantep Milletvekili Mustafa Rüştü Taşar'a kadar yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayımız vardır; çalışmalarımıza başlıyoruz.
Bugün, gündemimiz yoğun olduğu için, gündemdışı söz vermedim.
Gündemin "Başkanlığın Genel Kurula Sunuşları" bölümüne geçiyoruz.
IV. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1. – İstanbul Milletvekili H. Hüsamettin Özkan ve 14 arkadaşının, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller’in, yurtiçi gezilerinde
kullandığı yabancı hava siciline kayıtlı uçağın kullanımının Siyasi Partiler ve Türk Sivil Havacılık Kanunları karşısındaki
durumunun belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/79) (1)
BAŞKAN – Bir Meclis araştırma önergesi vardır; önergenin aslı kelimeden fazla olduğu için özetini okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
DYP Genel Başkanı Prof. Dr. Tansu Çiller'in yurtiçi gezilerinde kullandığı yabancı hava siciline kayıtlı yabancı uçağın
kullanımının, Siyasî Partiler ve Türk Sivil Havacılık Kanunlarının karşısındaki durumunun belirlenmesi için, Anayasanın 98 inci
ve İçtüzüğün ve inci maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılması hususunu arz ve teklif ederiz.
Hasan Hüsamettin Özkan (İstanbul)
Hikmet Uluğbay (Ankara)
Mümtaz Soysal (Zonguldak)
Tahsin Boray Baycık (Zonguldak)
Mustafa Güven Karahan (Balıkesir)
M. Hadi Dilekçi (Kastamonu)
Ahmet Piriştina (İzmir)
Tuncay Karaytuğ (Adana)
Şükrü Sina Gürel (İzmir)
Nami Çağan (İstanbul)
Zekeriya Temizel (İstanbul)
Gökhan Çapoğlu (Ankara)
Hikmet Sami Türk (Trabzon)
M. İstemihan Talay (İçel)
Bülent Tanla (İstanbul)
Gerekçe:
Yazılı ve görsel basının 30 Mayıs gününden sonraki yayınlarında, Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Tansu
Çiller'in, yabancı bir ülkenin uçak siciline kayıtlı bir uçağı yurtiçi gezilerinde kullandığı haberlerine yer verilmektedir. Aynı
haberlerde, bir özel havayolu şirketince deneme amacıyla kiralanan bu uçağın, DYP Genel Başkanının kullanımına önce bedelsiz
olarak tahsis edildiği haberi, daha sonra da kiralandığı ve kira bedelinin de örtülü ödenekten karşılandığı iddiaları yayımlanmıştır.
Her gün yeni boyutlar kazanan bu olayla ilgili olarak henüz belgelenmemiş iddiaları bir tarafa bırakarak, şu ana kadar özel
havayolu şirketince açıklanan ve DYP Genel Başkanı Prof. Dr. Tansu Çiller tarafından da reddedilmeyen gerçekleri şu noktalar
etrafında toplamak mümkündür.
1. Söz konusu uçağın, yabancı ülke sicilinde, yabancı bir şirket adına kayıtlı olduğu
2. Uçağın, DYP Genel Başkanı tarafından, 1 Nisan-1 Haziran tarihleri arasında 25 saat süreyle yurtiçi gezilerinde
kullanıldığı ve
3. Uçağın kullanımı için Türk özel uçak şirketince bir bedel alınmadığı.
Basında yer alan ve taraflarca reddedilmeyen bu bilgilerin ortaya çıkardığı hukukî durumun sağlıklı bir değerlendirmesini
yapabilmek için, sayılı Siyasî Partiler ve sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunlarının bazı maddelerini anımsamakta yarar
vardır.
Siyasî Partiler Kanununun 68 inci maddesine göre, siyasî partiler, bir yıl içerisinde, gerçek ve tüzelkişilerin her birinden 50
milyon liradan fazla aynî veya nakdî bağış kabul edemezler; bu bağışların da makbuz karşılığı yapılması zorunluluğu vardır. Yine
aynı maddeye göre, siyasî partilerin, yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan, yabancı uyruklu kişilerle, yabancı ülkelerdeki
dernek, grup veya kurumlardan herhangi bir surette, aynî veya nakdî yardım veya bağış alamayacakları hükme bağlanmıştır.
Kanuna aykırı olarak bağış yapılması ve alınması da aynı Kanun nci maddesiyle hapis cezasına konudur.
DYP Genel Başkanının kullanımına verilen yabancı sicile kayıtlı uçak için bir bedel ödenmedi ise, uçağı kiralayan Türk özel
havayolu şirketi, Doğru Yol Partisine, Siyasî Partiler Kanunun 68 inci maddesine aykırı biçimde, 50 milyon lirayı aşan boyutta aynî
bir bağışta bulunmuştur; DYP de bu bağışı kabul etmekle, aynı kanunun ilgili maddesine aykırı davranışta bulunmuştur.
DYP Genel Başkanınca kullanılan uçağın, yabancı bir ülkenin uçak sicilinde, yabancı bir şirket adına kayıtlı olması ve
uçağın kullanımı için bir bedel ödenmemiş bulunması, bu önemin aynı zamanda, Siyasî Partiler Kanunun 68 inci maddesinin son
fıkrasında yer alan, siyasî partilerin yabancı kurumlardan aynî veya nakdî bağış alamayacağı hükmünü ihlal ettiği şeklinde
yorumlamak da mümkündür.
Konunun sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu açısından durumunu da şöylece özetlemek mümkündür: Türk hava
sahasından yararlanmak, kabotaj hakkı olarak, sadece, Türk hava araçlarına tanınan bir haktır. Bu hakkın istisnaları da Kanunun 6
ncı maddesi son fıkrasında kurallara bağlanmıştır. Kanunda belirtilen kurallara uyulmaması da, nci maddede hürriyeti
bağlayıcı ve para cezasını gerektiren davranışlar olarak tanımlanmıştır. DYP Genel Başkanı Prof. Doktor Tansu Çiller'in, yurtiçi
gezilerinde kullandığı, yabancı hava siciline kayıtlı, yabancı uçağın kullanımının, Siyasî Partiler ve Türk Sivil Havacılık
Kanunları karşısındaki durumunun belirlenmesi için, Anayasanın 98 inci ve İçtüzüğün ve 'inci maddeleri uyarınca, Meclis
araştırması açılması hususunu arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulur.
Önerge, gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusunda yapılacak öngörüşmeler, sırasında
yapılacaktır.
Danışma Kurulunun bir önerisi vardır, okutup oylarınıza sunacağım:
V. – ÖNERİLER
A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ
1. – Genel Kurulun Çarşamba günkü birleşiminde sözlü soruların görüşülmemesine ilişkin Danışma Kurulu Önerisi
Danışma Kurulu Önerisi
No: 15 Tarih:
Genel Kurulun Çarşamba günkü Birleşiminde sözlü soruların görüşülmemesinin Genel Kurulun onayına sunulması
Danışma Kurulunca uygun görülmüştür.
Mustafa Kalemli
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı
RP Grubu Başkanvekili DYP Grubu Başkanvekili
Abdüllatif Şener Ali Rıza Gönül
ANAP Grubu Başkanvekili DSP Grubu Başkanvekili
Cumhur Ersümer Hasan Hüsamettin Özkan
CHP Grubu Başkanvekili
Nihat Matkap
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler Etmeyenler Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, şimdi, gündemin "Özel Gündemde Yer Alan İşler" kısmına geçiyoruz.
VI. – GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE
MECLİS ARAŞTIRMASI
A) ÖNGÖRÜŞMELER
1. – Erzurum Milletvekili Lütfü Esengün ve 62 arkadaşının, kanuna veya genel ahlaka aykırı şekilde mal edinmek suretiyle
görevini kötüye kullandığı ve bu eyleminin Türk Ceza Kanununun ve numaralı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve
Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 13, 14 ve 15 inci maddelerine uyduğu iddiasıyla eski Başbakan Tansu Çiller hakkında Meclis
soruşturması açılmasına ilişkin önergesi (9/4)
BAŞKAN – Genel Kurulun tarihli 57 nci Birleşiminde alınan karar gereğince, 1 inci sırada yer alan, Erzurum
Milletvekili Lütfü Esengün ve 62 arkadaşının, Kanuna veya genel ahlaka aykırı şekilde mal edinmek suretiyle görevin kötüye
kullandığı ve bu eyleminin Türk Ceza Kanununun ve numaralı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla
Mücadele Kanununun 13,14 ve 15 inci maddelerine uyduğu iddiasıyla eski Başbakan Tansu Çiller hakkında Anayasanın üncü
maddesi uyarınca bir Meclis soruşturması açılmasına ilişkin önergesinin öngörüşmelerine başlıyoruz.
Bu görüşmede, sırasıyla, önergedeki ilk imza sahibi veyahut da onun göstereceği diğer bir imza sahibine söz verilecektir; ayrıca,
3 üyeye de şahısları adına söz verilecektir.
İşlemin sonunda da, hakkında soruşturma istenmiş bulunan eski Başbakan Tansu Çiller'e söz verilecektir.
Konuşma süreleri 10'ar dakikadır.
Malumunuz olduğu üzere, bu soruşturma önergesi, daha önce Meclis kürsüsünde okunmuş, ayrıca, bastırılarak üyelere
dağıtılmıştır. Bu itibarla yeniden okutulmasına gerek görmeden, şahısları adına söz isteyen Denizli Milletvekili Sayın Kemal
Aykurt, Hatay Milletvekili Sayın Nihat Matkap, Kayseri Milletvekili Sayın Salih Kapusuz ve Denizli Milletvekili Sayın Mehmet
Gözlükaya'ya söz vereceğim.
Buyurun Sayın Esengün. (RP sıralarından alkışlar)
Süreniz 10 dakika efendim.
LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Sayın Başkan, saygıdeğer arkadaşlar; hepinizi hürmetle selamlıyorum.
Eski Başbakan Sayın Tansu Çiller hakkında sayılı Yasaya muhalefet ve Türk Ceza Kanununun ıncı maddesine
muhalefetten dolayı 62 arkadaşımla beraber verdiğimiz soruşturma önergesi üzerinde önerge sahibi olarak söz almış bulunuyorum.
Muhterem arkadaşlar, bu konu, bilindiği üzere, iki yılı aşkın bir süreden beri kamuoyunu, medyayı meşgul eden; üzerinde çok
yazılan, çok söylenilen, çok çizilen, hatta üzerinde kitaplar yazılan bir konu. Bu işin böyle devam etmemesi ve bu iddialar, bu
isnatlar, bu şüpheler her ne ise bir an evvel sonuca ulaşması lazım.
Geçen dönem, liderlerin mal varlıklarının araştırılması için, malum olduğu üzere, bir araştırma komisyonu kurulmuştu. O
komisyonun asıl kuruluş amacı veya Meclis gündemine getiriliş gayesi, Sayın Tansu Çiller'in, o günlerde yoğun şekilde medyada
yer alan, yurtdışındaki ve yurtiçindeki mal varlıklarının araştırılması idi; ama, sonuçta, bu araştırma komisyonu, verilen bir başka
önergenin kabulüyle yılından sonra Mecliste temsil edilmiş bütün partilerin, bu partilerin genel başkanlarının ve yakınlarının
mal varlıklarının araştırılması gibi çok ağır bir görevle görevlendirildi. O komisyon, birbuçuk yıl civarında bir süre görev yaptı;
tabiatıyla 27 partiyi ve 'e yakın kişiyi araştırmakla mükellef olan bu komisyon, o günkü DYP'li arkadaşlarımızın da yanlış
hareketleri sonucunda amacına ulaşamadı, yeterli araştırma yapılamadı, sonuç elde edilemedi ve Sayın Başbakan Çiller'in mal
varlığı üzerindeki şüpheler, şaibeler, isnatlar hep devam edegeldi. O komisyon görevini layıkıyla yapmış olsaydı, aceleye
getirilmeyip de kapatılmasaydı, zannediyorum, bugün, biz, bu soruşturma önergesini verme durumunda, mecburiyetinde kalmazdık
ve bu tartışmalar, bu araştırmalar, soruşturmalar 19 uncu Dönemle bitmiş olurdu; 20 nci Dönemin hemen başında bu tür iddialarla,
bu tür soruşturmalarla Meclis gündemi işgal edilmezdi; ama, maalesef, geçen dönem yapılan yanlış uygulamalardan dolayı, bugün,
yine, bu Yüce Mecliste, bu konuyu tartışır durumdayız.
Muhterem arkadaşlar, öncelikle, şunu ifade etmek mecburiyetindeyim: Önergemizde daha tafsilatıyla yazılı, tabiatıyla, şöyle 10
dakikalık bir süre içerisinde bu konular üzerinde uzun uzadıya fikir serd etmek, izahta bulunmak mümkün değil. Önergemizde de arz
ettiğimiz gibi, biz -öncelikle arkadaşlarım ve ben- önerge sahibi olarak, mülkiyet hakkına saygılı olduğumuzu, mülkiyet hakkının
temel insan haklarından birisi olduğunu, bir kimsenin sırf mülkiyeti, malı mülkü var diye kınanmaması gerektiği kanaatindeyiz;
ama, yeter ki, o mülk, ol mal varlığı meşru olsun, alınteriyle kazanılmış bir mal varlığı olsun. Bu itibarla, bizim bu hareketimizin,
kesinlikle, mülkiyet hakkına muhalefet eden kişilerin önergesi veya hareketi gibi kabul edilmemelidir ve şunu da bir defa daha
huzurunuzda ifade etmek zorundayım: -Anayasamızda da yeri var, hüküm var; belki geçmişten beri de hukukun, hukuk devleti
olmanın temel ilkesidir- Herkes, mahkûm oluncaya kadar, masumdur; beraeti zimmet asıldır. Biz, bu önergemizle, Sayın Tansu
Çiller'i peşinen mahkûm etmek gibi bir niyetle hareket etmiyoruz. Biz, sadece, bu konu araştırılsın, bu yoğun tartışmalar Yüce
Mecliste ele alınsın, bir soruşturma komisyonuna havale edilsin, sonra da, prosedür ne ise, işlesin, soruşturma komisyonunun
getireceği rapora göre Yüce Meclisimiz bir karar versin; bu niyetle, bu düşünceyle hareket ettik ve konuyu Yüce Meclisin huzuruna
getirdik. Biz, ne hâkimiz, ne de savcıyız; sadece, anayasal görevini yapan milletvekilleriyiz.
Anayasa ve hukuk düzenimize göre, eski Başbakan Sayın Çiller hakkındaki bu tür iddiaların kesin olarak aydınlığa
kavuşturulmasının yeri de, tabiatıyla Yüce Meclistir. Bu konu, ne medyada karara, hükme bağlanabilir ne başka bir mercide Bu
konuya, Yüce Meclis el koymalıdır, soruşturması yapılmalıdır, soruşturma komisyonunun vereceği rapora göre de yine Yüce
Meclisimizin kanaati tecelli etmelidir.
Geçen dönem araştırma komisyonunun yaptığı çalışmalar sonucunda varılan neticeler ve yine, Yüce Meclisimizin bu konudaki
yetkisine dayanarak, tabiatıyla araştırma komisyonundan çok daha fazla yetkilere sahip bulunan bir soruşturma komisyonu
marifetiyle araştırılması, soruşturulması yapmamız gereken ve Yüce Meclisin de, saygıdeğer milletvekili arkadaşlarımızın da
destek olması gereken bir konudur.
Önergemize destek verilsin, bir soruşturma komisyonuna bu iş havale edilsin, soruşturma komisyonundan gelen sonuca göre,
yine vicdanî kanaatimiz ne ise, ona göre oy verelim, neticeyi hâsıl edelim.
Muhterem arkadaşlar, bizim bu dönemde Sayın Başbakan hakkında verdiğimiz soruşturma önergelerinin sayısı, sadece üçtür:
TEDAŞ, TOFAŞ ve mal varlığı. Bunların hemen üçünde de, elimizde ciddî deliller, ciddî belgeler, teftiş kurulu raporları, ciddî
isnatlar mevcuttur. Nitekim, TEDAŞ ve TOFAŞ'la ilgili önergelerimiz, Yüce Meclisçe, büyük bir çoğunlukla kabul görmüştür. Mal
varlığıyla ilgili iddiaların da, yine, Meclisimiz tarafından araştırılması gerekmektedir; ama, bakın, kamuoyunda şöyle bir kanaat
oluşuyor: Meclis, bütün işini gücünü bırakmış, sadece birbiriyle mücadele içerisinde, bir didişme içerisinde; niye bu hale getirildi;
bizim verdiğimiz üç tane soruşturma önergesine mukabil, maalesef, bu işi yozlaştırmak, içinden çıkılmaz hale getirmek, neticeyi
saptırmak için, Anayasaya ve İçtüzüğe aykırı birtakım önergeler de, yağmur gibi yağmaya başladı; daha dün, dört tane soruşturma
önergesi, Meclisimizin bilgisine sunuldu; ta, yirmi yıl evvel görev yapmış bakanların, başbakan yardımcılarının burada
soruşturulması gibi, Anayasaya ve hukuka aykırı önergeler, maalesef, işleme konuldu Bu konuda, Sayın Meclis Başkanının da,
gereken titizliği göstermediğini ifade etmek zorundayım. Sayın Cindoruk'un, geçen dönemki Sayın Başkanımızın ifade ettiği bir
sözü buradan tekrar etmek istiyorum: "Meclis Başkanlığı trafik memurluğu değildir" Gelen önergeleri, muhakkak, Anayasaya ve
İçtüzüğe uygunluğu yönünden incelemek, Anayasaya, İçtüzüğe aykırı önergeleri gündeme almamak, işleme koymamak mecburiyeti
vardır Meclis Başkanlığımızın; ama, maalesef, her gelen önerge, Meclis huzuruna getiriliyor. Bakınız, bu konuda Meclisi suçlamak
kimsenin hakkı değil. Maalesef, geçmişten beri, Meclisimiz, Hükümetin istediği şekilde çalışır hale getirildi. Hükümet çalışmadığı
için, üç aydan, beş aydan beri, maalesef, icraat yapacak bir hükümet mevcut olmadığı için, Meclisten, beş aydan beri, ancak -
malumunuz- 2 tane yasa çıktı; birisi Bütçe Kanunu
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Esengün, 2 dakika eksüre veriyorum; lütfen konuşmanızı bitirin efendim.
YAŞAR OKUYAN (Yalova) – Sayın milletvekili, önerge üzerinde hiç konuşmuyorsun, yoksa vazgeçtiniz mi bilelim?!
LÜTFÜ ESENGÜN (Devamla) – Arz edeyim efendim.
Geçen aylar içerisinde, ancak 2 tane yasa çıktı; ama, bizim, Refah Partisi olarak 70 tane kanun teklifimiz şu anda komisyonlarda
bekliyor.
Önergeye gelince, sayın milletvekilleri, biz önergemizin sahibiyiz, önergemizin takipçisiyiz, önergemizde ne iddia ediyorsak, ona
inanarak o iddiayı ileri sürdük; hiçbir zaman da vazgeçmeyiz. Ben, sözümün başında da ifade ettim; bu konuda 10 dakika içerisinde
hiçbir şey konuşmak mümkün değil; imkân olsa, saatlerce bu konuyu tartışabilsek.
Yalnız, sizden özellikle ricam, verdiğimiz soruşturma önergesini iyiden iyiye okuyun. Bizim, o önergede, kimseye haksız bir
isnadımız yoktur, iftiramız kesinlikle yoktur; olanı biteni, bildiğimizi ve Sayın Çiller'in kendi mal bildiriminde beyan ettiği mal
varlığını esas alarak hareket ettik.
Önergemizde sonuç olarak şunu istiyoruz: Eğer, bu mal varlığı -Sayın Çiller'in ve ailesinin- yasalara ve genel ahlaka uygun
şekilde edinilmişse, tabiî ki Sayın Çiller aklanır, bundan da herkes mutlu olur. Bu devlette, bu memlekette başbakanlık yapmış bir
insanın aklanması, tabiî ki, siyaset adına, Meclis adına güzel bir harekettir; ama, o mal varlığının içerisinde tüyü bitmemiş yetimin
hakkı varsa, işte, biz onun için bu kürsüdeyiz, onun takipçisi de biziz.
Bu düşüncelerle, önergemize kabul oyu vereceğinizi ümit ederek, hepinize saygılar sunuyor, inşallah hayırlısı olur diyorum.
(RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Esengün.
Sayın milletvekilleri, Sayın Esengün, Meclis soruşturma önergelerinin gündeme sevki konusunda Meclis Başkanlığının gerekli
titizliği göstermediği ve her gelen önergeyi Genel Kurula gönderdiği şeklinde bir beyanda bulundular ve kendilerinin yaptığı
konuşmayı da dinlediniz. Kendisi "bu konuda elimizde kesin bir kanıt olmamakla beraber, biz, işte böyle bir mal varlığı önergesi
verdik" (RP sıralarından gürültüler)
Efendim, bir dakika Rica ediyorum Hemen itiraz ediyorsunuz canım!.. Bir dakika efendim Bir dakika
Yani, kendisi "elimizde çok önemli bir kanıt yok; ama, gitsin, kendisini mahkemede ispatlasın, temize çıkarsın, getirsin" dedi.
(RP sıralarından gürültüler)
SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Değil, Sayın Başkan
BAŞKAN – Fikrimi söyleyeyim arkadaşlar Arkadaşlar, dinlemesini bir öğrenin; öğrenin, ondan sonra konuşun!.. Siz, burada,
kürsüye çıkıp konuşuyorsunuz Bir dakika
Şimdi, değerli arkadaşlarım, Sayın Esengün, 62 arkadaşıyla beraber bir önerge veriyor "Sayın Başbakan haksız olarak mal
iktisap etmiştir ve suç işlemiştir" diyor. Biliyorsunuz, Meclis soruşturması çok ağır bir yoldur
ABBAS İNCEAYAN (Bolu) – Yumuşamıştır!..
BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin başvurabileceği en son yoldur.
Şimdi, ben, sayın konuşmacıyı dinledim; aslında Meclis Başkanlık Divanının, 55 üyenin imzaladığı bir soruşturma
önergesini geri çevirme yetkisi yok; ama, istiyorsanız Dün, bakın, burada 4 tane soruşturma önergesi okundu; arkadaşlar, grupların
bilgilerine arz ediyorum; bunu önceden bir denetime tabi tutalım; bu işi yarış haline getirmeyelim dedim. Türkiye Büyük Millet
Meclisinin tek yargılama konusu, sahası, Meclis soruşturmasıdır.
Ne diyoruz; yarın bu soruşturma gidecek komisyona, komisyon, soruşturma raporu düzenleyecek, gelecek ve milletvekili,
burada -işi siyasî tarafa getirirsek- bir kişiye "bu, suç işlemiştir" diyecek. Türkiye Büyük Millet Meclisinde kişinin suçludur
dediği bir konuda, Anayasa Mahkemesinin 6 üyesi "yok efendim, bunda suç yoktur" derse beraat ediyor. Ne oluyor o zaman,
gerçekten çok kötü bir sonuç çıkıyor. Onun için
OĞUZHAN ASİLTÜRK (Malatya) – Kimin adına konuşuyorsunuz?
BAŞKAN – Bir dakika efendim Sözümü bitireyim.
Bunun için, bu yolun çok sağlıklı kullanılması lazımdır.
Şimdi, Sayın Esengün'ü ben burada dinledim "gitsin, kendisini aklasın gelsin" dedi. Biz, herkesi mahkemeye gönderirsek "gidin
kendinizi aklayın gelin" dersek, olur mu Böyle bir anlayış olmaz.
ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) – Sayın Başkan, yorum yapma!..
LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Sayın Başkan
BAŞKAN – Bir dakika Size söz vereceğim efendim. Bir dakika
Meclis soruşturmasının çok açık seçik, kesin delillere dayanması, ilgili kanun maddesinin de açık seçik belirtilmesi ve illiyet
rabıtasının kurulması lazım. (RP sıralarından gürültüler)
ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) – Sayın Başkan, yorum yapmaya hakkınız yok.
BAŞKAN – Efendim, arkadaşınız bizi itham etti (RP sıralarından gürültüler)
ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) –Hakkınız yok yorum yapmaya
BAŞKAN - Buyurun Sayın Esengün.
ÖMER EKİNCİ (Ankara) – Sen kimin avukatlığını yapıyorsun?
ABDULKADİR ÖNCEL (Şanlıurfa) – İçtüzüğe uymanız lazım, madde
BAŞKAN – Bakın, bir grupsunuz. Şimdi, Refah Partisi, bu Meclisin en büyük grubu. Dolayısıyla, Refah Partisinin, bu Meclisin
çalışmasına en büyük saygıyı göstermesi lazım, en büyük kolaylığı göstermesi lazım (RP sıralarından gürültüler)
RAMAZAN YENİDEDE (Denizli) – Önce sen göster
BAŞKAN – ama, siz geliyorsunuz, burada, kürsülerde konuşuyorsunuz, ondan sonra da hem Meclis Başkanını suçluyorsunuz
hem de size cevap verdiğimiz zaman bu defa da yerinizden kalkıyorsunuz Böyle bir anlayış olmaz efendim.(RP sıralarından
gürültüler)
RAMAZAN YENİDEDE (Denizli) – Kimin avukatlığını yapıyorsun?
BAŞKAN – Buyurun Sayın Esengün.
LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Sayın Başkan
ABDULKADİR ÖNCEL (Şanlıurfa) – İçtüzüğe uymanız lazım.
BAŞKAN – Efendim, biriniz konuşun, ben hepinizi nasıl dinleyeyim.
Buyurun efendim.
LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Siz, bu tutumunuzla
RAMAZAN YENİDEDE (Denizli) – Lütfü Bey, anlamıyoruz, kürsüden konuşun.
LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Müsaade edersiniz kürsüden konuşayım.
BAŞKAN – Yok efendim, yerinizden konuşun.(RP sıralarından gürültüler)
LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Siz, bu tutumunuzla görevinizi, yetkinizi ve makamınızı kötüye kullanıyorsunuz.
BAŞKAN – O sizin anlayışınız.
LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – O benim anlayışım değil, sizin tavrınız bu.
Bizim önergemizi lütfen bir defa da siz okuyun.
BAŞKAN – Ben okudum.
LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – O önergede hangi suçla suçladığımız, hangi madde ile cezalandırılması gerektiğine dair
kanun maddeleri yazılıdır. Bizim elimizde ve soruşturma önergemizin eklerinde deliller vardır.
Sizin bu haliniz ve bu tavrınız Meclis Başkanlığının tarafsızlığına yakışmayan bir tavırdır. Bu tutumunuzdan dolayı sizi
kınıyorum ve lütfen, bu tartışmayı devam ettirecekseniz
BAŞKAN – Sayın Esengün, ben size niye cevap verdim
Sizin, benim hakkımdaki yargılamalarınız benim için hiç değer ifade etmez, onu bilesiniz. (RP sıralarından gürültüler)
LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) –Sizinki de bizim için değer ifade etmez.
BAŞKAN – Siz ne dediniz; her gelen önergeyi Meclis Başkanı gönderiyor
LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Sayın Başkan
BAŞKAN – Efendim, konuştunuz, oturun.
Ben de, Meclis Başkanının böyle bir yetkisinin olmadığını, Meclis soruşturma önergesinin ciddi bir konu olduğunu söyledim
ve bitirdim konuşmayı.
Buyurun, oturun yerinize.
Efendim, şimdi, söz sırası Sayın Salih Kapusuz'da.
Buyurun.
SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Son söz benim Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Efendim, sıralamaya göre
SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Hayır, son söz benim Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Son söz meselesi yok; konuşacaksanız konuşun; konuşmayacaksanız Son söz olur mu canım (RP sıralarından
"Ne demek" sesleri)
SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Başkan Sayın Başkan
BAŞKAN – Efendim, bakın, şöyle bir durum oldu: Birinci sırada Kemal Aykurt vardı; fakat, arkadaşımız hazır değilmiş;
ikinci sırada, siz varsınız.
SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Son söz benim.
LÜTFİ YALMAN (Konya) – Senin Başkanlığın böyle işte!..
BAŞKAN – Ben, bir defa, Meclis Başkanıyım. "Senin Başkanlığın böyle" diyemezsiniz; Meclis Başkanına karşı saygılı
olun!..
LÜTFİ YALMAN (Konya) – Sen de adil ol!..
BAŞKAN – Bir defa, saygılı hareket etmesini öğrenin!..
LÜTFİ YALMAN (Konya) – Siz de, Genel Kurula karşı saygılı olun!..
BAŞKAN – Efendim, birinci sıradaki arkadaş, ben, sonra konuşayım diyor; arkadaşınız diyor, ben sonra konuşacağım; niye
böyle
Kayıt sırasına göre, Sayın Mustafa Kemal Aykurt, konuşacak mısınız efendim?
MUSTAFA KEMAL AYKURT (Denizli) – Konuşacağım efendim.
BAŞKAN – Söz istersiniz, sıranızı beğenmezsiniz Ben de anlamıyorum
Buyurun Sayın Aykurt. (DYP sıralarından alkışlar)
Süreniz 10 dakikadır Sayın Aykurt.
MUSTAFA KEMAL AYKURT (Denizli) – Sayın Başkan, Yüce Meclisin sayın üyeleri; Refah Partisi Grubu tarafından, Sayın
Tansu Çiller hakkında verilmiş bulunulan soruşturma önergesiyle ilgili görüşlerimi arz etmek üzere Yüce Meclisin huzurlarındayım.
Bugün, Refah Partisi tarafından verilen üçüncü soruşturma önergesini tartışmakta ve görüşmekteyiz. Bütün bu önergelerin
amacının ve hedefinin Türk Milleti tarafından çok iyi bilinmekte ve takip edilmekte olduğunu bilmenizi istiyorum. Sayın Genel
Başkanımız Tansu Çiller'in 13 Haziran tarihinden -Doğru Yol Partisinin Genel Başkanı olduğu tarihten- itibaren, kendisine ve
muhterem eşine, acımasız, merhametsiz ve seviyesiz saldırıların, kimler tarafından, ne maksatla yapılmakta olduğunu da iyi
biliyoruz. Hedef, yeniliğin, değişimin, çağdaşlığın, medenî âlemle bütünleşmenin ve ülkeyi 'li yıllara taşıyacak heyecanın
temsilcisi Sayın Tansu Çiller'i yok etmek ve Doğru Yol Partisini parçalamaktır.
Verilen önergeyle, Sayın Çiller'in, kanuna ve genel ahlaka aykırı şekilde mal edindiği ve görevini kötüye kullandığı iddia
edilmektedir.
Değerli millletvekilleri, şimdi, bu önergenin hangi hukukî çerçeveye oturtulması gerektiğini, bu önergenin muhtevası itibariyle
hangi hukukî çerçevede değerlendirilmesi lazım geldiğini tespit etmeye çalışacağız. Anayasamızın üncü maddesine göre,
Meclis soruşturması açılmasına karar verilmesi, ceza önsoruşturmasını başlatmak demektir. Bunun için, en azından, bir suçun
işlendiği konusunda, ciddî, inandırıcı delillerin ve kanıtların bulunması zorunludur. Meclis soruşturması açılması talebi, birtakım
söylentilere ve dedikodulara göre değil, iddiayı teyit eden ciddî delillere ve bulgulara dayandırılmış olmalıdır. Aksi takdirde, bu
gibi mesnetsiz iddialar, kişinin temel hak ve hürriyetlerini rencide eden, asılsız ve dayanaksız dedikodulardan ibaret kalır.
Anayasamızın 35, 48 ve 49 uncu maddeleri, herkesin, serbestçe mal edinme hakkına sahip olduğunu kabul etmektedir. Bir suç
hâsıl olmadıkça, Türk Ceza Kanununun inci maddesi ihlal edilmedikçe, hiç kimse, hiç kimseye servetini nasıl elde ettiğini
sormak hakkına sahip değildir; ancak, kamu görevlileri, Anayasamızın 71 inci maddesine göre, mal bildiriminde bulunmaya
mecburdurlar. sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu, sadece bu konunun
kapsamına giren hallerde ve Kanunun gösterdiği usul ve esaslar içerisinde, kamu görevlilerine, servetlerinin kaynağını açıklamak
zorunluluğunu getirmiştir.
Bu beyanlar, göreve atanmada, görevi bırakmada ve bir de muhtelif zamanlarda edinilen servetin kıyaslanması için
verilmektedir. Önerge, tarih ve sayılı Yasaya göre verilmiş olduğuna göre, soruşturma konusu, Sayın Tansu
Çiller'in, tüm hayatı boyunca edinmiş olduğu serveti değil, sadece servet beyanında bulunduğu tarihten sonra edindiği malları
kapsar.
Bu durumda, Anayasanın üncü maddesi uyarınca, Sayın Çiller'in servetinin, soruşturma konusu yapılması, ancak, mal
bildiriminde bulunduğu tarihle görevinin bittiği tarih arasında, önemli bir servet artışının tespit edilmiş olması halinde mümkündür.
Bu demektir ki, Meclis soruşturmasının konusu, ancak, sayılı Kanunun koyduğu esaslar içerisinde kalan ihlaller için
verilebilir. Oysa, burada, Meclis soruşturması açılması talebi, kanunun sınırları dışına taşmakta, böylece, hukuka aykırı olarak,
mülkiyet ve kişilik haklarına tecavüz edilmek suretiyle, Sayın Çiller'in tüm hayatı soruşturma konusu yapılmaktadır.
Değerli milletvekilleri, burada yaptığımız, bir savunma değildir; burada söylemeye çalıştığımız, yasalar çerçevesinde
yapılması veya yapılmaması lazım gelenlerin bir tespitidir. Bu itibarla, ifade etmek istediğimiz husus, bir savunma değil,
Anayasanın ve sayılı Yasanın gösterdiği çerçeveyi tespit etmektir. Şimdi, bu tespiti yaptıktan sonra, önerge hakkındaki genel
görüşlerimizi arz etmeye çalışalım.
Değerli milletvekilleri, aziz arkadaşlarım, Sayın Genel Başkanımız Tansu Çiller, yasaların hudutları dışına çıkarak, tüm
menkul ve gayri menkul mallarının listelerini, fiyatlarını, edinme sebeplerini, yerlerini, teker teker, mal varlığı araştırma
komisyonuna ibraz etmiştir. Komisyon, beyan edilen bu malları yerinde incelemiş, kayıtlarını resmî makamlardan celp ettirmiş,
toplanan bilgi ve belgelerin beyana uygun olduğunu saptamış, gerek gayri menkul gerekse menkul mallarının ediniminde bir
usulsüzlük ya da haksız bir iktisap olmadığını tespit etmiştir.
Değerli arkadaşlarım, sayın milletvekilleri; şu belgelere teker teker baktığımız zaman, Çiller ailesine zulüm yapıldığını
görüyoruz. Gerek Maliye Bakanlığınca
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Aykurt, size de 2 dakika eksüre veriyorum; lütfen, konuşmanızı toparlayın.
MUSTAFA KEMAL AYKURT (Devamla) – gerek diğer resmî makamlarca yapılan tetkik ve araştırmalarda, beyan edilen
bütün malların emlak beyanı, vergileri, her türlü menkul ve gayri menkul mallara ait tüm malların vergilerinin emlak değerlerine göre
verildiği, şu belgelerde tespit edilmektedir. O kadar ki, İstanbul Defterdarlığı, İstanbul'da bulunan bütün gayri menkullerin teker
teker incelemesini yapmış, hiçbir usulsüzlüğün, hiçbir yanlışlığın yapılmadığını saptamıştır.
Değerli arkadaşlarım, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına sunulan rapora imza koymayan milletvekilleri tarafından
hazırlanan ek raporun sonuç bölümünü, Yüce Heyetinizin dikkatlerine arz etmek istiyorum: Burada "Liderlerin mal beyanlarının
doğruluğu, araştırmalarımızda büyük ölçüde saptanmıştır. Sayın Tansu Çiller'in ve yakınlarının mal varlıklarının
araştırılmasına ağırlık verilmiştir" denilmektedir. Demek oluyor ki, sayın üyelerin amacı, bütün liderlerin ve yakınlarının mal
varlığını incelemek değil, sadece ve münhasıran Sayın Çiller'in mal varlığını incelemek oluyor. Yani, hedef, bilinen sebeplerle,
sadece Sayın Tansu Çiller'dir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen Son cümlelerinizi söyleyin.
MUSTAFA KEMAL AYKURT (Devamla) – Toparlıyorum Sayın Başkanım.
Değerli milletvekilleri, Sayın Çiller, her kademede mal beyanında bulunmuş olmasına rağmen, önergeyi veren Refah Partili
arkadaşlarımızın Genel Başkanı Sayın Necmettin Erbakan, komisyonun mükerrer ve ısrarlı taleplerine rağmen, mal beyanını
komisyona takdim etmemiştir. Ondan başka, Hüsamettin Cindoruk'la başlayan, bütün parti genel başkanları da araştırma
komisyonuna mal beyanında bulunmamışlardır. Hatta, o kadar ki, komisyon üyeleri, Refah Partisinin genel merkezine gittiğinde,
Refah Partisi, Partiyi, komisyon üyelerine kapatmış, defterlerin incelenmesine mâni olmuştur.
Değerli milletvekilleri, tapuya kayıtlı gayri menkullerin tespiti, fiyatı ve edinme sebepleri belli olduğu halde, kooperatif
ortaklığı, döviz, altın, sertifika gibi menkul malların ve bu gibi yatırım enstrümanlarının mücerret beyan dışında bir yolla
tespitleri mümkün olmamaktadır. Bu kişilerin para akışlarının incelenebilmesi amacıyla, bankalardan ve Hazine Müsteşarlığından
bilgi istenmiş; ancak, kişisel bilgilerin korunmasına dair yasal mevzuat gerekçesiyle, bu talepler geri çevrilmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Aykurt, süreniz bitti; lütfen Rica ediyorum
MUSTAFA KEMAL AYKURT (Devamla) – Toparlıyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu tür, aslı astarı olmayan ve dedikodulara dayanan sebeplerle verilen önergeler ve dosya
savaşları, artık, toplumda bıkkınlık uyandırmaya başlamıştır.
Geliniz, gayri ciddî işlerle değil, ciddî işlerle uğraşalım. Ülkemizin önünde, çözülmesi gereken bir sorunlar yumağı
bulunmaktadır. Halkımız, beklentilerine çare aramaktadır, sorunlarına çözüm aramaktadır. Etrafımıza baktığımız zaman,
ülkemizin dört bir yanında ateş yanmaktadır. Ülkemizin içinde ve özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgemizde, âdeta, sıcak savaş
devam etmektedir.
Böyle bir ortamda, biz, bu ciddî olayları bir tarafa attık "senin dosya benim dosya; sen şu kadar aldın ben bu kadar verdim" gibi,
halkı toplumsal çatışmaya götürecek gayri ciddî işlerle Meclisin önünü tıkadık; ama, bunu, maalesef, Refah Partisi Grubu getirdi,
biz de devam ettiriyoruz.
MEHMET KORKMAZ (Kütahya) – Kapı açıldı
MUSTAFA KEMAL AYKURT (Devamla) – Evet, kapı açıldı.
BAŞKAN – Toparlar mısınız efendim Lütfen
MUSTAFA KEMAL AYKURT (Devamla) – Sevgili arkadaşlarım, bakınız, bugün, bu olaylar sebebiyle, rejim, siyaset ve
siyasetçi yıpranmaktadır. Çok özür dilerim, şurada, hepinizin
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Aykurt, son cümlenizi söyler misiniz
MUSTAFA KEMAL AYKURT (Devamla) – Son cümle Sayın Başkanım.
Bakınız, bir yazar ne diyor: " Ya 25 altın adam çıkar ya da şu anda demiş, 'yi unutmuş- milletvekiliyle, insan yağı
ve kolesterol deposu haline gelen Meclis, bir yıla kalmadan, iyice, fışkı (hayvan gübresi) deposuna döner." (RP sıralarından
gürültüler)
OĞUZHAN ASİLTÜRK (Malatya) – Nasıl konuşuyorsun! Yapma Allah aşkına!
MUSTAFA KEMAL AYKURT (Devamla) – Bakınız, müsaade buyurun, bir yere geleceğim.
Şimdi, ben, buradan, Sayın Meclis Başkanına haykırmak istiyorum. Bu yazıyı gördüler mi? Gördülerse ne işlem yaptılar?
Burada, hem Türkiye Büyük Millet Meclisinin manevî şahsiyetine hem de milletvekilinin tümüne, ağıza alınmayacak şekilde,
çok süflî bir şekilde hakaret yapılmaktadır. Eğer, Meclis Başkanı, bu hakaret karşısında susuyorsa, ben, kendisini göreve davet
ediyorum.
Artık, bazı kalemler, kiralık köşeler, kalemlerinden mürekkep yerine kan damlatmaya başladılar, kan damlatmaya Böyle şey
olmaz
BAŞKAN – Lütfen, toparlar mısınız efendim.
MUSTAFA KEMAL AYKURT (Devamla) – Sevgili arkadaşlarım, geliniz, hepimiz, halkımızın ve ülkemizin sorunlarını
çözmek için birleşelim.
Bu duygularla, Sayın Başkanlık Divanını ve Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (DYP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Aykurt.
YAŞAR OKUYAN (Yalova) – Sayın Başkan, önergeyle ilgili konuşan hatipleri dinliyoruz, sanki, soruşturma önergesi
verilmemiş; başka bir şekilde Önerge geri mi alındı?
BAŞKAN – Efendim, tabiî, bu, milletvekillerinin vicdanını ilgilendiren bir şey. Tabiî, soruşturma önergesinin amacı, -burada,
biliyorsunuz gruplar da karar almıyor- her milletvekili burada konuşulanları dinleyecek ve bu olayda bir suç unsuru olup
olmadığına, vicdanına danışarak karar verecek.
YAŞAR OKUYAN (Yalova) – Soruşturmayla ilgili konuşan yok yani
BAŞKAN – Ne yapayım yani; önerge sahipleri veya önergelerle ilgili konuşanların adına, suç var ya da yok diyemem ki.
Sayın Aykurt'un, o, basınla ilgili olarak söylediği konuda da bir fikir beyan etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, maalesef, fikir fukarası olan bazı köşe yazarları, en kolay yolu seçiyor, Türkiye Büyük Millet Meclisi gibi
ulvî bir makama çatmakla yazılarına bir değer kazandırdıklarına inanıyorlar. Aslında, bunlar fikir fukarasıdır; (ANAP ve DYP
sıralarından alkışlar) bilgileri, mantıkları yoktur; zavallı insanlardır. Tabiî, biliyorlar ki, Türkiye Büyük Millet Meclisi, çıkıp da,
böyle küçük insanlarla uğraşmaz; ama, halkımız da bunlara gerekli dersi verir.
Tabiî, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının da, Türkiye Büyük Millet Meclisini küçülten bu kişilere karşı gerekli cevabı
vermesi lazımdır. Hatta, bu gazete sahipleri hakkında açmak lazım. Aslında, Türkiye Büyük Millet Meclisi görevini yapmıyor. Bu
basın böyle devam ettiği müddetçe, Türkiye'nin başına çok büyük belalar gelecektir. Bunlar, her türlü suiistimali yaparlar -hepsini
kastetmiyorum- vergi vermezler, sigorta aidatlarını yatırmazlar, devletten kredi alırlar; ama, üzerlerine gidildiğinde de her türlü
çamuru atarlar. (DYP, ANAP ve RP sıralarından alkışlar,CHP ve DSP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)
Şunu unutmamanızı istiyorum: Eğer, basına dayanarak
İSMAİL CEM (Kayseri) – Olmaz Olmaz Böyle konuşamazsın
BAŞKAN – Sayın Cem, biz basını da tanıyoruz, birbirimizi tanıyoruz. Eğer, biz, politikacı olarak, basının yazdıklarına,
basının rüzgârına kendimizi kaptırarak görev yaparsak, bundan sonra, o medya patronları "ya iktidar olanlar bize hizmet edecek
veyahut da biz onları indiririz" derler. Bunlara bu fırsatı vermeyelim, basını da ciddî bir kontrol altında tutalım. Herkes kendi
görevini yapmalıdır. (DYP, ANAP ve RP sıralarından alkışlar)
Şimdi, ikinci söz sırası Sayın Salih Kapusuz'da.
Buyurun efendim. (RP sıralarından alkışlar)
Sayın Kapusuz, süreniz 10 dakika.
SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; sözlerime başlarken, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Öncelikle, yanlış anlaşılmaması açısından, Sayın Başkana bir hatırlatma yapmak isterim. Ben, sıramı şaşırmadım, sizin
dünkü tespit etmiş olduğunuz sıraya göre hazırlık yapmıştım; onun için Bunu düzeltmek istiyorum; bir.
İkinci bir hatırlatma daha yapmak istiyorum. Dün, zatı âliniz bir konuşma yaptınız, özellikle soruşturma önergelerinin çok
gönderilmesiyle Meclisin meşgul edildiği doğrultusunda. Sayın konuşmacı arkadaşımız da, âdeta, sizi teyit eder yönde bir açıklama
yaptı. Galiba, münakaşa konusu edilmeyecek bir mesele yanlış anlaşılmıştır. Onu özellikle vurgulayıp düzeltmek istiyorum.
Böyle ciddî bir meseleyi de, takdir edersiniz ki, 10 dakika içerisinde enine boyuna tartışıp konuşmak mümkün değil. Ancak, bu
konunun bastırılıp dağıtılmış olması, aynı zamanda, değerli konuşmacıların da zaman içerisinde, kısaca ifade ettikleri hakikatler
ve bundan sonra Meclis tarafından kabul edilip bir komisyon kurulucak olduktan sonra, Anayasa gereği, iki aylık veya azami dört
aylık süre içerisinde, komisyon, gerekli çalışmaları yaparak en ince detayına kadar inerek tetkik edecek, hazırlık yapacak, raporu
Genel Kurula takdim edecek; Genel Kurul bu kadar geniş bilgiye sahip olduktan sonra, her bir milletvekili, vicdanının sesini
dinleyerek oy kullanacak; ona göre, olayın yargıya intikali gerekiyorsa gidecek; değilse, Genel Kurul, olayı kendisi sahiplenmiş ve
bitirmiş olacaktır. Sözlerime başlarken, bu konulara değindikten sonra, diğer meseleye geçmek istiyorum.
Konuşmacı arkadaşımız, Refah Partisinin defterleriyle ilgili bir konuyu gündeme getirdi. Anayasanın amir hükmü var; 69 uncu
madde açık ve nettir. Bu maddeye göre, siyasî partilerin defterleri ve malî işlemleri, ancak ve ancak Anayasa Mahkemesi denetimine
tabidir; Anayasa Mahkemesi denetler. Bunun dışında, herhangi bir komisyonca, özellikle her yıl bu denetimden geçmiş olan bütün
siyasî partilerle ilgili tekrar bir denetimine ihtiyaç olmadığı, hukuken sabittir.
Değerli arkadaşlar, bizler, ne bir savcı ne bir hâkim ne de bir mahkeme sıfatıyla değil, sadece, yetkisini milletten alan bir
milletvekili olarak konuşuyoruz. Şeref ve haysiyetler karşısında gösterilmesi gereken hassasiyete dikkat ederek, sorumluluk duygusu
içerisinde, konuyu değerlendirmek istiyorum. Milletimizden aldığımız yetkiye, Anayasanın, mevzuatın, ahlakî ve insanî değerlerin
gereğine göre görevimizi yapmaya mecburuz. Bizim kastımız, hakkın ve adaletin tecellisidir; devlet yönetiminde kaybedilen güvenin
yeniden kazanılmasıdır; kamu vicdanının huzura kavuşturulup rahatlatılmasıdır; seçim meydanlarında vatandaşlarımıza
verdiğimiz sözleri yerine getirmektir; Milletimizin hassasiyet gösterdiği konulara, Türkiye Büyük Millet Meclisinin ve
milletvekillerimizin el koyup, gerekeni yapıp, sahiplenip ve sonuçlandırmasıdır. Siyasîlerin de itibarlarını koruyup kollamak
kastımızdır.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bir milletvekili olarak, mülkiyet hakkının, temel insan haklarından biri olduğunu ve
meşruiyet sınırları içerisinde olmak kaydıyla, bu hakkın korunmaya ve itibar edilmeye layık olduğunu peşinen belirtmek istiyorum.
Ayrıca, beraatı zimmetin asıl olduğuna; yani, bir insanın, suçluluğu sabit oluncaya kadar, onun masum sayılması gerektiğine de
canı gönülden inanıyorum.
Bizler milletvekilleri olarak, sadece kanun yapmakla değil, aynı zamanda, devleti yönetenleri de, millet adına denetlemekle
görevliyiz. Bu gerekçelerden dolayı diyorum ki, eski Başbakan Tansu Çiller'in mal varlığıyla ilgili bilinmeyen gerçeklerin
öğrenilmesine, Sayın Çiller'in serveti hakikaten meşruysa aklanmasına; aksi halde, adalet önünde değerlendirilip, 19 uncu Dönemden
yarım kalan, bu dönemde tekrarlanması ihtiyacı duyulan bu soruşturmanın mutlaka sonuçlandırılmasına ihtiyaç vardır; çünkü, 25
Haziran 'ten; yani, Başbakan olduktan sonra, Sayın Çiller'in ve ailesinin mal varlığı, kamuoyunu sürekli meşgul etmiştir. Bu
ailenin, çok kısa bir zaman içerisinde ortaya çıkan serveti, birçok zeminlerde münakaşa edilerek değerlendirilmeye tabi tutulmuştur.
Kamuoyunda derin şüphelere ve endişelere düşüldüğü iddiaları yer almıştır. Bu konu, Türkiye'nin gündemine oturmuştur.
Bugüne kadar gerekli şekilde araştırma yapılmadığından, Sayın Çiller'in mal varlığı üzerindeki şüphe ve şaibeler
aydınlatılamadı. Kendisinin de, yaptığı açıklamalar yeterli olmadığından, mutlaka bu çalışmanın yapılması; hem kendisi hem
devletimiz hem milletimiz hem de Meclisimizin, bu olayı sonuçlandırması gerekmektedir.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Sayın Tansu Çiller, bir memur çocuğudur. Üniversiteyi bitirdikten sonra, eğitim amaçlı,
yedi yıl, Amerika Birleşik Devletlerinde kalmıştır. Bu konuda, kendi beyanları da açık ve nettir; kıt kaynaklarla geçindiğini
göstermektedir. Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeliği yapmıştır. 20 Ekim 'de milletvekili seçilmiş ve ekonomiden sorumlu
devlet bakanı olmuş, yılı haziran ayında da Başbakan olmuştur.
Kısaca, Sayın Tansu Çiller, esas itibariyle, Boğaziçi Üniversitesinde öğretim üyeliği, eşi Özer Çiller ise özel sektörde yöneticilik
yapmış; her ikisi de, bazı aile şirketlerinde hisse sahibi olmak dışında kazanç sağlayabilecek bir işle uğraşmamışlardır.
Önce geçinilebilecek bir gelire, daha sonra öğretim üyeliği maaşına, daha sonra da milletvekilliği ve nihayet bakanlık maaşına
göre tasavvur edilebilecek bir servete karşılık, Sayın Çiller'in -hem de birkaç yıl içerisinde- ciddî boyutta bir servetinin olduğu, her
zeminde iddia edilmektedir. Bu konuda, kendi beyanları da açık ve ortadadır.
Sayın Çiller'in mal varlığıyla ilgili toplam parasal değer, 5 trilyon lira olarak ifade edilmektedir. Bu durumda, öncelikle, Sayın
Çiller'in, bu servet ve muazzam mal varlığını, nasıl ve nereden kazandığı paralarla ve hangi yolla edindiğinin açıklığa
kavuşturulması gerekmektedir. Bu husus, bugüne kadar açıklığa kavuşturulup, kamuoyu yeterince tatmin edilememiştir.
Bunun için, mutlaka, şu suallerin cevabının bulunabilmesi gerekmektedir: Bakanlık ve Başbakanlık nüfuzunun kötüye
kullanılması, bu servetin kaynağında var mıdır? İstanbul Bankasıyla ilgili iddialar, bu servetle ne derece ilgilidir? Sayın Çiller
ailesine ait şirketlerin, bu servete katkıları nedir? Bu ticarî şirketlerin, devlete ödediği vergilerle ilgili ciddî iddialar söz konusudur.
Yine, yurtdışındaki mallarıyla ilgili vergiler gündemdedir. Özellikle, Çiller ailesinin, yurtdışında edindiği mallarla ilgili ödemeleri,
hangi kanunî yollarla yaptığı bilinmeli ve açıklığa kavuşturulmalıdır.
Dikkat çekici bir husus ise, Sayın eski Başbakanın servetiyle ilgili iddialar ortaya atılmadan, herhangi bir açıklamanın
zamanında yapılmamasıdır. Mesela, bir duyum aldığım için, ilk defa gündeme getirip sormak istiyorum: Sayın Çiller'in, Alanya'da,
arsa karşılığı edinilmiş, beyanda yer almayan dairesi var mıdır?
Bu soruşturmanın amacı, suçlamak ve itham etmek değil; öncelikle kamunun menfaatlarının kollanması ve suçlananın da
aklanmasına yardımcı olunmasıdır. Milletvekilleri olarak, bütün toplumun özlemi olan temiz siyaset ve temiz yönetim idealinin
gerçekleşmesi için göstereceğimiz çaba ve gayretler ise, inanıyorum ki, bizlerin en aslî görevi ve sorumluluğu olacaktır. Bendeniz, bu
konuda çalışma yapacak Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi arkadaşlarımın, şayet soruşturma önergesi kabul edilecek olduğu
takdirde komisyonlarda görev alacak arkadaşlarımın, vatanı, milleti, inancı, tarihi ve
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Kapusuz, size de eksüre veriyorum; buyurun efendim.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) – ülke menfaatlarını göz önünde bulundurarak, bu meseleyle ilgili en ciddî çalışmaları
yapıp, Türkiye Büyük Millet Meclisinin önüne en ciddî raporu takdim edeceklerine inanıyorum. Bizler de, vicdanımızın gereği
olarak, bunlarla ilgili muhasebemizi ve değerlendirmemizi yapıp, oylarımızı kullanacağız.
Biz, kimsenin peşinen suçlu olduğunu kabul etmediğimiz gibi, bu milletin fakir fukarasının bir tek kuruşuna, bir tek lirasına
tenezzül eden birileri varsa, onların da yakasına yapışmanın bir sorumluluk ve görev olduğuna inanıyoruz.
Hepinize saygılar sunuyorum. (RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Kapusuz.
VII. – SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1. – İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit’in, Denizli Milletvekili Mustafa Kemal Akyurt’un konuşmasında, şahsına yönelik yanlış
anlamlara meydan verebilecek ifadeler bulunması nedeniyle konuşması
BÜLENT ECEVİT (İstanbul) – Sayın Başkan
BAŞKAN – Buyurun Sayın Ecevit.
BÜLENT ECEVİT (İstanbul) – Sayın Başkan, biraz önce konuşan Sayın Kemal Aykurt, benimle ilgili olarak bir yanlış bilgi
verdi kürsüden. Mal beyanını vermeyenler arasında benim de bulunduğumu iddia etti; bunun gerçekle bir ilgisi yok.
MUSTAFA KEMAL AYKURT (Denizli) – Hayır efendim, öyle bir iddia yok.
BAŞKAN – Hayır, zatı âlinizin ismi geçmedi efendim.
BÜLENT ECEVİT (İstanbul) – Efendim, o zaman zaptın düzeltilmesi gerekiyor.
Aynen şöyle Sayın Kemal Aykurt'un sözleri: "Sayın Tansu Çiller, her kademede mal beyanında bulunmuş olmasına rağmen,
önergeyi veren Refah Partili arkadaşlarımızın Genel Başkanı Sayın Necmettin Erbakan komisyonun mükerrer ve ısrarlı taleplerine
rağmen
BAŞKAN – Efendim, madem sizin isminiz geçmiş, uygun görürseniz, buyurun, kürsüde konuşun.
Buyurun Sayın Ecevit. (DSP sıralarından alkışlar)
BÜLENT ECEVİT (İstanbul) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu tartışmaya girmek istemiyorum. Sadece, değerli
milletvekili Kemal Aykurt'un yaptığı konuşmada beni de ilgilendiren yanlış bir bilgi yer alıyordu -belki başka parti başkanlarını da
aynı şekilde ilgilendiren bir yanlış bilgi- onun, tutanaklarda düzeltilmesini sağlamak için söz aldım. Sayın Başkana, bana bu
olanağı verdiği için teşekkür ederim.
Sayın Kemal Aykurt, zabıtlarda görüldüğü üzere, aynen şöyle konuşmuş: "Sayın Tansu Çiller, her kademede mal beyanında
bulunmuş olmasına rağmen, önergeyi veren Refah Partili arkadaşlarımızın Genel Başkanı Sayın Necmettin Erbakan, komisyonun
mükerrer ve ısrarlı taleplerine rağmen, mal beyanını komisyona takdim etmemiştir. Ondan başka, Hüsamettin Cindoruk'la başlayan
bütün parti genel başkanları da araştırma komisyonuna mal beyanında bulunmamışlardır."
Ben böyle bir beyanda bulundum; diğer parti başkanlarının durumunu bilemem. Eğer, aksi bilgisi varsa Sayın Aykurt'un, tabiî
bir şey diyemem; ama, bir dil sürçmesi ise, tutanaklarda düzeltilmesini rica ederim.
Teşekkür ederim. (DSP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Ecevit.
Durum aydınlığa kavuştu efendim.
ABDÜLLATİF ŞENER (Sıvas) – Sayın Başkan
BAŞKAN – Buyurun Sayın Şener.
ABDÜLLATİF ŞENER (Sıvas) – Komisyona, Genel Başkanımız ve diğer genel başkanlar da mal beyanı vermişlerdir.
BAŞKAN – Peki efendim; mesele anlaşıldı.
ALTAN ÖYMEN (İstanbul) – Söz talebim vardı Sayın Başkan.
BAŞKAN – Efendim, bir dakika
Sayın milletvekilleri, biraz önce yaptığım konuşma üzerine Başkanlığa iki pusula geldi. Birisi "Cavit" imzalı "Sayın Başkan,
ben de gazete sahibiyim; bu ifadenizi size yakıştıramadım; bunun hesabını senden sorarım" diyor. Yalnız, hangi Cavit, onu
bilmiyorum. Bu pusulayı hangi arkadaş gönderdiyse
SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Refah Partisinde Cavit yok!..
BAŞKAN – Efendim, o zaman, soyismini yazacak kadar kendisinde cesaret bulamayan bir arkadaşın bu Genel Kurulda, pusula
göndermesini kabul etmiyorum. ("Bravo Sayın Başkan" sesleri)
Ben, malumunuz olduğu üzere
HASAN DİKİCİ (Kahramanmaraş) – Ne yazmış Sayın Başkan?..
BAŞKAN – Ben, aslında, tabiî, bu ifademle bütün gazeteleri kastetmedim. Biliyorsunuz, bir gazete, benim resmimi birinci
sayfaya koymuş "her gün makam arabasıyla gidip kiralarını topluyor" demiştir. Ben, mahkemeye verdim; tazminat aldım. Şimdi,
böyle iftira eden bir medyayla biz nereye gideceğiz arkadaşlar?!.
Sayın Altan Öymen "İçtüzüğün 63 üncü maddesine göre söz istiyorum" diyor.
Sayın Öymen, 63 üncü madde "Başkanın, çalışma usullerine riayet, gündeme riayet" diyor. Böyle bir şey yok o olayda.
ALTAN ÖYMEN (İstanbul) – 64 üncü maddeyi açıkça ihlal ettiniz.
BAŞKAN – 64 üncü maddeyle de ilgisi yok. Siz, 63 üncü madde demişsiniz.
ALTAN ÖYMEN (İstanbul) – Tabiî, bakın, şöyle var efendim
BAŞKAN – " Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışma usullerine uymaya davet" Burada usulsüzlük diye bir şey söz konusu
değil.
ALTAN ÖYMEN (İstanbul) – 64 üncü maddenin ikinci fıkrasını okursanız
BAŞKAN – Efendim, 64 üncü madde için ne diyorsunuz siz, onu bir söyleyin.
ALTAN ÖYMEN (İstanbul) – Müsaade ederseniz, kürsüden izah edeyim efendim.
BAŞKAN – Efendim, hayır Evvela niye söz istiyorsunuz, onu
ALTAN ÖYMEN (İstanbul) – Onu izah ettim zaten talebimde
BAŞKAN – Efendim, evvela burada söyleyin ki, söz verebilecek bir durumumuz var mı yok mu, ben, ona göre karar vereyim.
ALTAN ÖYMEN (İstanbul) – Efendim, 64 üncü maddenin birinci fıkrası diyor ki "Genel Kurula başkanlık eden Başkan veya
Başkanvekili, asıl konu görüşülürken"
BAŞKAN – Evet, görüşmelere katılmaz, oy kullanmaz diyor.
ALTAN ÖYMEN (İstanbul) – Müsaade edin Bana söz verdiniz
BAŞKAN – Ben, size söz vermedim efendim; yani, orada uzun süre konuşmanız için söz vermedim ki Açık söyleyin; ben
İçtüzüğü biliyorum.
ALTAN ÖYMEN (İstanbul) – Sorduğunuz şeye cevap veriyorum; müsaade ederseniz bitireyim.
"asıl konu görüşülürken ve oylanırken hiçbir surette görüşünü açıklayamaz."
Açıklayacaksa eğer, yerini bırakır, başka bir Başkanvekili gelir, ondan sonra görüşünü açıklar.
BAŞKAN – Orada öyle "yerini bırakır, başka Başkanvekili gelir" diyor mu?
ALTAN ÖYMEN (İstanbul) – Evet, son fıkrası efendim. "Görüşmelere katılmak isteyen"
BAŞKAN – O, Kâtip üyesi için Sayın Öymen. Bakın, demek ki, okuduklarımızı da iyi anlamamız lazım.
ALTAN ÖYMEN (İstanbul) – Müsaade ederseniz, onu da anlatayım
BAŞKAN – Efendim, bir dakika Rica ediyorum
Bakın "Görüşmelere katılmak isteyen bir Kâtip Üye Başkanlık kürsüsünde görevli ise, yerini bir diğerine bırakmak zorundadır"
deniliyor; yoksa, Başkanvekili olarak burada ben, efendim, şu sırada konuşmak istiyorum diye çıkıp da orada konuşmam. Rica
ediyorum Okuduklarımızı iyi anlayalım, ondan sonra konuşalım.
ALTAN ÖYMEN (İstanbul) – Şimdi, birinci fıkraya göre açıkça ihlal ettiniz; bunun için, bana söz vermek zorundasınız.
BAŞKAN – Efendim, ben, size söz vermek zorunda değilim, bir. İkincisi, ben, görüşmelere katılmadım. Sayın Aykurt dedi ki

ALTAN ÖYMEN (İstanbul) – Böyle bir istemde
BAŞKAN – Efendim, rica ediyorum Burada
ALTAN ÖYMEN (İstanbul) – Burada "diğer işlerden önce konuşulur" deniliyor, 63 üncü maddeye baksanıza.
BAŞKAN – Efendim, ben, İçtüzüğü gayet iyi biliyorum.
ALTAN ÖYMEN (İstanbul) – Ben de biliyorum
BAŞKAN – Ama, siz yanlış tefsir yapıyorsunuz; diyorsunuz ki "Başkan konuşacaksa" Bir defa, ben, müzakerelere
katılmadım. Türkiye Büyük Millet Meclisine hakaret eden bir yazı okundu burada; ben de, Meclis Başkanvekili olduğum için, şu
anda Meclisi temsil ettiğim için, buna, kısa bir cevap verdim; bu, müzakelere katılma değil.
Ben, şimdi, bu soruşturma önergesinin
ALTAN ÖYMEN (İstanbul) – Sizin yaptığınız 64 üncü maddeye aykıdır efendim.
BAŞKAN – Bakın Sayın Öymen Rica ediyorum Bir dinlemesini öğrenin
Benim müzakerelere katılmam şu şekilde olabilir: Burada müzakere edilen soruşturma önergesi hakkında fikir beyan edersem,
bu soruşturmada ilgilinin suçu yoktur veya vardır dersem, müzakerelere katılmış olurum; ama, burada, Türkiye Büyük Millet
Meclisine hakaret edecek şekilde birtakım konuşmalar veya Türkiye Büyük Millet Meclisini itham edecek bazı konuşmalar
yapılırsa, ben, ona cevap veririm ve bu, Meclis çalışmalarına katılma değildir.
Rica ediyorum Size, söz vermedim Oturun lütfen.
ALTAN ÖYMEN (İstanbul) – Söz vermediniz
BAŞKAN – Efendim, rica ediyorum
ALTAN ÖYMEN (İstanbul) – Ama, İçtüzüğü, bir kere daha ihlal ettiniz.
BAŞKAN – Efendim, rica ediyorum Ben, burada, söz verilecek bir durum görmüyorum Teşekkür ederim.
ALTAN ÖYMEN (İstanbul) – Hâlâ ihlal ediyorsunuz
BÜLENT ECEVİT (İstanbul) – Sayın Başkan
BAŞKAN – Efendim, son konuşmacı Sayın Mehmet Gözlükaya; buyurun.
Sayın Gözlükaya yok mu? Konuşmayacaklar mı?
BÜLENT ECEVİT (İstanbul) – Sayın Başkan
BAŞKAN – Efendim?..
BÜLENT ECEVİT (İstanbul) – Sayın Aykurt bir açıklama yapmadı
BAŞKAN – Anlamadım efendim
BÜLENT ECEVİT (İstanbul) – Tutanaklar düzeltiliyor mu?
BAŞKAN – Sayın Aykurt, Sayın Ecevit "Kendisinin bahsettiği genel başkanlar arasında ben de var mıyım" diyor.
MUSTAFA KEMAL AYKURT (Denizli) – Sayın Başkan, cevap vereyim efendim. Müsaade ederseniz kürsüden açıklayabilir
miyim.
BAŞKAN – Efendim, yerinizden açıklayın, gelmenize gerek yok.
MUSTAFA KEMAL AYKURT (Denizli) – Mal beyanında bulunmayan genel başkanlar arasında Sayın Ecevit yoktur. Ben,
zamanı kısaltmak için özetledim, birçoklarını da okumadım.
BAŞKAN – Bu, bütün parti başkanlarını da itham ettiği için, sadece, o kısma mahsus olmak üzere, mal beyanında bulunmayan
parti başkanlarını burada okuyun o zaman, öteki arkadaşlarımızı töhmet altından kurtarmak için.
Buyurun efendim.
MUSTAFA KEMAL AYKURT (Denizli) – Sayın Hüsamettin Cindoruk, Deniz Baykal, Turgut Sunalp, Necdet Calp, Ahmet
Türk, Aykut Edibali, Yaşar Kaya, Hatip Dicle, Osman Ceylan, İbrahim Özdemir, Korkut Özal, Ahmet Özal, Efe Özal, Hacı Ali
Demirel ve Kemalettin Erbakan mal bildiriminde bulunmamışlardır. (RP ve ANAP sıralarından "Bunlar genel başkan mı?" sesleri,
gürültüler)
BAŞKAN – Mal bildiriminde bulunmayan sayın genel başkanlar ve onların akrabaları. Biliyorsunuz, Mal Bildirimi Kanununda
o var, yani arkadaşımız "Bütün parti genel başkanları mal bildiriminde bulunmamışlardır" gibi bir ifade kullandı
MUSTAFA KEMAL AYKURT (Devamla) – Genel Başkan ve yakınlarıdır.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
OĞUZHAN ASİLTÜRK (Malatya) – Sayın Başkan, yerinden cevap versin: Sayın Erbakan'ın mal bildiriminde bulunduğunu,
kendisi burada ifade etti. Niçin herkesi itham ediyor?..
HASAN HÜSEYİN CEYLAN (Ankara) – Sayın Erbakan mal beyanında bulunmuştur.
BAŞKAN – Efendim, ben, başkasının yerine geçip, size cevap veremem.
Sayın Aykurt, lütfen, kürsüye çıktığınızda çok geniş bir sataşmada bulunmayın. Bakın, eğer, böyle bir geniş sataşmada
bulunulursa, o zaman bu Mecliste çalışmanın imkânı yok.
MUSTAFA KEMAL AYKURT (Devamla) – Sayın Başkan, yanlış anlaşılan bir husus var. Sayın Erbakan, mal bildirimi
beyanını Meclis Başkanlığına vermiştir, araştırma komisyonuna mal beyanında bulunmamıştır; onu söylüyorum.
Teşekkür ederim.
2. – İstanbul Milletvekili Korkut Özal’ın, Denizli Milletvekili Mustafa Kemal Akyurt’un şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
KORKUT ÖZAL (İstanbul) – Sayın Başkan, bana ismen sataşmada bulunuldu, söz hakkı istiyorum, söz vermeye de
mecbursunuz.
BAŞKAN – Peki.
Arkadaşlar, rica ediyorum; bir arkadaşımız, kürsüye çıkıp da Meclisteki tüm milletvekillerine sataşır şekilde konuşursa, o
zaman, Mecliste çalışma imkânımız olmaz.
Buyurun efendim. Yalnız, yeni bir sataşmaya meydan vermemek üzere.
KORKUT ÖZAL (İstanbul) – Muhterem Başkan, değerli milletvekilleri; önemli bir hususu konuşuyoruz ve hepimiz imtihandan
geçiyoruz şu anda. Eğer, burada kötü şeyler olursa, millete kötü örnek olur. Güzel örnek olmamız lazım.
Bir sayın sözcü, ismimden bahsederek, mal beyanı vermediğimi söyledi. Ben, iki defa mal beyanında bulundum. Biri o
araştırma önergesinden de evveldi. Bir vakfın yöneticisi olarak mal beyanımı verdim, de mi, 'de mi mal beyanımı
verdim, 20 nci Dönem Milletvekili seçildikten sonra da mal beyanında bulundum, dolayısıyla "vermemiş" demekle bana iftirada
bulunulmuştur.
MUSTAFA KEMAL AYKURT (Denizli) – "Araştırma Komisyonuna verilmedi" dedim ben.
KORKUT ÖZAL (Devamla) – Efendim, Mal Varlığı Araştırma Komisyonuna, hazırladık, tam gönderirken Meclis tatile girdi;
ama, öyle değil; bakın, siz burada başka bir şey söylüyorsunuz
Ben burada bir şey söyleyeceğim efendim: Bu seviyede tartışmalarla insanları yaralarız, siyaseti yaralarız, Türkiye'yi
yaralarız
KADİR BOZKURT (Sinop) – Çiller'i yaralarken iyiydi ama!..
KORKUT ÖZAL (Devamla) – ve kâfi derecede yaraladık. Bundan hiç birimize kazanç gelmiyor. Gelin, şu seviyeyi yukarıya
çıkaralım
MUSTAFA KEMAL AYKURT (Denizli) – Biz de onu söylüyoruz zaten.
KORKUT ÖZAL (Devamla) – Gelin, Türkiye'nin meselelerini çözelim. (DYP ve ANAP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Emin olun, şu Parlamento kurulduğundan beri ben rahatsız oluyorum. Bunun da yolu nedir; bu gibi meseleleri uzatmayalım.
Başka parlamentolar, bunları, çok kısa, etik sistemlerle çözüyorlar. Bugün, Amerikan Parlamentosunda böyle bir mesele, günlerce
Amerikayı meşgul etmiyor; bunun etik kurulları var, bu meseleler oralara gidiyor ve çözülüyor. Biz, burada bir yerde Parlamentonun
asli görevini bıraktık, Türkiye'de gündemi değiştirdik. Üzülerek söylüyorum, bu kişilerle uğraşarak biz bir yere gidemeyiz.
Burada, o dönemden arkadaşlarımız var, Parlamentosunda, gene bu kürsüden söyledim: Eğer, biz, görevimizi bu şekilde
yapmaya devam edersek, bu çatıyı çökertiriz. Millet bizden bunu beklemiyor. (DYP sıralarından "doğru" sesleri) Meselelerin üzerine
gidelim. Gelin, buraları hızla geçelim; nasıl geçeceksek geçelim (DYP ve ANAP sıralarından alkışlar) Araştırmaları da biran
evvel yapalım; ama, gelin, Türkiye'yi, milletin istediği
Bugün, ıstırap çeken bir ülkemiz var. Son seçimde vatandaşın dertlerini görmediniz mi; hepimiz gördük. Onları, buralarda
çözecek çok değerli milletvekilleri var, hepinize saygım var. Gelin, değerlerimizi
MUSTAFA KEMAL AYKURT (Denizli) – Bunu Genel Başkanınıza söyleyin, Mesut Beye söyleyin.
BAŞKAN – Müdahale etmeyelim efendim
KORKUT ÖZAL (Devamla) – Efendim, bakın, gene politika yapıyoruz
MUSTAFA KEMAL AYKURT (Denizli) – Bunu Genel Başkanınıza söyleyin, burada konuşmayın.
KORKUT ÖZAL (Devamla) – Efendim, ben politika yapmıyorum; ben, size, inandığım şeyleri söylüyorum, şahsımla ilgili bir
şeyden dolayı geldim.
Ben, bu memlekette, bir başbakanın kardeşi olarak, bu kötü politika yüzünden, emin olun, Türkiye'yi bırakmaya mecbur oldum.
İşimi tasfiye ettim, her şeyimi götürdüm, niye; çünkü, bu seviyede, düşük seviyede, iftiralarla dolu bir politika hayatı çıktı ve ben,
bunu bırakıp yurtdışına gittim. Bunu yapmayın (DYP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Bakın, ben, hiçbir partiyi, hiçbir kimseyi hedef almıyorum. Gelin, bu seviyeyi yükseltelim; gelin, seçtiğimiz bu kadar güzel
insanlarla Türkiye'ye hizmet üretelim ve hep beraber üretelim. Bunu yapmazsak, emin olun, hepimiz mesul oluruz, vatandaşın önüne
çıkamayız ve çıkamıyoruz. Ben, Hükümeti tenkit etmiyorum; ama, seyrini takip edin, kişisel seviyeye indirdik. 3 seviye var; fikirler
seviyesi, olaylar seviyesi ve insanlar seviyesi. Hatta, biz, insanlar seviyesinin de altına indik, iftiralar seviyesi ürettik.
Ben, şahsımla ilgili hesabımı her zaman veriyorum; ama, sizlerden de rica ediyorum; gelin, buradan çabuk çıkalım.
Yüce Meclise ve Sayın Başkana saygılar sunuyorum. (ANAP ve DYP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Özal.
VI. – GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE
MECLİS ARAŞTIRMASI (Devam)
A) ÖNGÖRÜŞMELER (Devam)
1. – Erzurum Milletvekili Lütfü Esengün ve 62 arkadaşının, kanuna veya genel ahlaka aykırı şekilde mal edinmek suretiyle
görevini kötüye kullandığı ve bu eyleminin Türk Ceza Kanununun ve numaralı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve
Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 13, 14 ve 15 inci maddelerine uyduğu iddiasıyla eski Başbakan Tansu Çiller hakkında Meclis
soruşturması açılmasına ilişkin önergesi (9/4) (Devam)
BAŞKAN – Hakkında soruşturma istenen eski Başbakan Sayın Tansu Çiller söz istememişlerdir. Bu itibarla, Meclis
soruşturması önergesi üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Soruşturma önergesini oylarınıza sunuyorum: Soruşturma önergesini kabul edenler Kabul etmeyenler Soruşturma önergesi
kabul edilmiştir.
Anayasanın üncü maddesi gereğince, soruşturma, siyasî partilerin, güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye
sayısının üç katı olarak gösterecekleri adaylar arasından her parti için ayrı ayrı adçekme suretiyle kurulacak onbeş kişilik bir
komisyon tarafından yürütülecektir.
Soruşturma komisyonunun görev süresi 2 aydır. Bu sürenin, komisyon başkanı, başkanvekili, sözcü ve kâtip seçimi tarihinde
başlamasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler Etmeyenler Kabul edilmiştir.
2. – Aydın Milletvekili Ali Rıza Gönül ve 56 arkadaşının, kanuna veya genel ahlaka aykırı şekilde mal edinmek suretiyle
görevini kötüye kullandığı ve bu eyleminin Türk Ceza Kanununun ve numaralı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve
Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 13, 14 ve 15 inci maddelerine uyduğu iddiasıyla eski bakan ve Başbakan Yardımcısı
Necmettin Erbakan hakkında Meclis soruşturması açılmasına ilişkin önergesi (9/5)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, şimdi, gündemin 2 nci sırasında bulunan soruşturma önergesine geçiyoruz.
Genel Kurulun tarihli 57 nci birleşiminde alınan karar gereğince, 2 nci sırada yer alan, Aydın Milletvekili Ali Rıza
Gönül ve 56 arkadaşının, kanuna veya genel ahlaka aykırı şekilde mal edinmek suretiyle görevini kötüye kullandığı ve bu
eyleminin Türk Ceza Kanununun ve numaralı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele
Kanununun 13, 14 ve 15 inci maddelerine uyduğu iddiasıyla eski Bakan ve Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan hakkında
Anayasanın üncü maddesi uyarınca bir Meclis soruşturması açılmasına ilişkin önergelerinin görüşülmesine başlıyoruz.
Bu görüşmelerde sırasıyla, önerge verenlerden, ilk imza sahibine veya onun göstereceği diğer bir imza sahibine; ayrıca, üç
sayın üyeye söz verilecektir. Bu işlemin sonunda da, eski Bakan ve Başbakan Yardımcısı Sayın Erbakan'a söz verilecektir.
Bu konu üzerinde de konuşma süreleri 10'ar dakikadır.
Bildiğiniz gibi, bu önerge, daha önce, Türkiye Büyük Millet Meclisinde okunmuş, bastırılıp sayın üyelere dağıtılmıştı; bu
itibarla, soruşturma önergesini tekrar okutmuyorum.
Söz isteyen sayın üyelerin isimlerini okuyorum: Önerge sahibi olarak Denizli Milletvekili Sayın Mehmet Gözlükaya.
Şahısları adına: İzmir Milletvekili Sayın Hasan Denizkurdu, Kocaeli Milletvekili Şevket Kazan, Trabzon Milletvekili Sayın
Şeref Malkoç, Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mustafa Kamalak, Trabzon Milletvekili Sayın Hikmet Sami Türk.
İlk söz, Denizli Milletvekili Sayın Mehmet Gözlükaya'nın.
Buyurun efendim.
Sayın Gözlükaya, süreniz 10 dakikadır.
MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) – Sayın Başkan, sözlerime başlamadan önce, şu Meclisin insicamı sağlansa iyi olur derim.
BAŞKAN – Sayın Gözlükaya, bir dakikanızı rica edeyim.
Sayın arkadaşlarım, bakınız, her soruşturma önergesinde özellikle ikaz ediyorum. Soruşturma önergeleri, çok ciddî bir Meclis
tasarrufudur. Burada bir Başbakanı, Başbakan Yardımcısını veya ilgili bakanı Yüce Divana sevk edecek kadar çok ağır bir karar
veriyoruz. Bu kararı, sağlıklı olarak, vicdanımızın sesine uyarak verebilmemiz için, olayı iyi kavramamız lazım.
Rica ediyorum, konuşmak isteyen arkadaşlarımız, salonun dışına çıksınlar, kulislerde konuşsunlar. Burada konuşan
arkadaşımızın sözlerinin anlaşılması için bize yardımcı olmanızı diliyorum.
Rica ediyorum, ayaktaki arkadaşlar, ya otursunlar ya da dışarı çıksınlar efendim.
Buyurun Sayın Gözlükaya.
MEHMET GÖZLÜKAYA (Devamla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Doğru Yol Partisinin belli sayıdaki milletvekili
tarafından, Refah Partisi Genel Başkanı Sayın Necmettin Erbakan hakkında verilen soruşturma önergesiyle ilgili olarak söz aldım.
Hepinize en derin saygılarımı sunuyorum.
Biraz önce, bir sataşma var iddiasıyla konuşan Sayın Korkut Özal'ın görüşlerine aynen katıldığımı ifade ediyor, kendilerine
teşekkür ediyorum.
Ayrıca, bir şey daha söylemek istiyorum: Bir partiyi ve bir genel başkanı yok etme pahasına, gerek Mecliste ve gerekse Meclis
dışındaki birtakım oyunlara da, bu Meclisin, artık, taviz vermemesini, son vermesini istirham ediyorum.
Türkiye'de, hakikaten, ciddî, samimî ve sevgiye dayalı, icraata dayalı hizmetlerin, Meclis çalışmalarının, Hükümet
çalışmalarının olduğunu ifade ediyor; bu vesileyle, kendilerine bir defa daha teşekkür ediyorum.
Ayrıca, Sayın Kapusuz'un, burada "Sayın Çiller'in Antalya'da dairesi olduğunu duyduk" gibi bir iddiadan da söz etmesine
muvafakat etmediğimizi söylüyorum; yanlış bir ifadedir. Eğer, duyumlar üzerine, herkes hakkında birtakım laflar edecek olursak, çok
büyük yanlış yaparız. Onun için, bu sözü söylenmemiş kabul ediyorum. Sayın Çiller'in dairesi olmadığını burada ifade
ediyorum.
Sayın Necmettin Erbakan ve kardeşi Kemalettin Erbakan'ın mal varlığıyla ilgili olarak beyanlarda bulunmaya çalışıyoruz. Biz
de istiyoruz ki
BAŞKAN – Sayın Gözlükaya, bir dakika
Arkadaşlar, rica ediyorum; lütfen, oturur musunuz Ayaktaki arkadaşlar, lütfen, oturur musunuz efendim
Sayın milletvekilleri Ayaktaki arkadaşlarım İsimlerinizi mi söyleyeyim!..
Sayın Aykut, Sayın Bakan, oturur musunuz
Arkadaşlarımız o kadar çok derin sohbete dalmışlar ki, duymuyorlar
Efendim, oturur musunuz yerlerinize Rica ediyorum
Buyurun efendim.
MEHMET GÖZLÜKAYA (Devamla) – Basında, kamuoyunda çok konuşulan bir konu olan, Sayın Erbakan ve yakınlarının
mal varlığının ve kaynaklarının su yüzüne çıkması için bu önergeyi verdik.
Şimdi, önergemizin tamamı olmamakla beraber, bu konuda satırbaşlarıyla bir şeyler söylemeye çalışacağız.
Sayın Erbakan, yılında milletvekili olduktan sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisine verdiği mal beyanında 3 Türk
Lirası olan milletvekili maaşından başka, Fatih'te bir dairesi ve bir de binek otosu olduğunu beyan etmişlerdir.
Sayın Erbakan, bu beyannamede, bankalarla kredi işlemi olmadığını, borcunun bulunmadığını, herhangi bir şirkette
ortaklığının olmadığını; ancak, Gümüş Motorda çok az, basit nitelikte bir miktar hisse sahibi olduğunu ifade etmiştir.
Sayın Erbakan, daha sonraki yıllar içerisinde düzgün bildirimlerde bulunmamış ise de, en son, yılında Mal Varlıklarını
Araştırma Komisyonuna verdiği beyanda, mal varlıklarını belirtmiştir. Bu mal varlıklarına göre, İzmit, Ankara ve Balıkesir'de 17
metrekare miktarında muhtelif 7 adet arsa; muhtelif şehirlerde -genelde, bu şehirler Ankara, İstanbul ve İzmit olmak üzere- 6
adet daire; Balıkesir Altınoluk'ta 40 bin metrekare arazi ve ortasında metrekarelik lüks bir villa, keza, 3 yazlığının olduğunu
ifade etmiştir. Ayrıca, bin dolar, bin İsviçre Frangı, bin Alman Markı olduğunu, bunlara ilaveten de, kilo külçe
altını olduğunu bu bildirimde ifade etmişlerdir.
Sayın Erbakan'ın, 'dan 'e kadar geçen süre içinde varlıklı bir aileden gelmediği kendi ifadesiyle sabitken ve
milletvekilliği dışında herhangi bir gelir sağlayan işi de bulunmadığına göre -ki, vergi kayıtlarından bu anlaşılmaktadır- mal
varlığındaki bu büyük artışın nereden kaynaklandığının ve meşruluğunun da tespiti gerekmektedir.
Sayın Erbakan, milletvekilliği, Devlet Bakanı olduğu ve Başbakan Yardımcılığı yaptığı dönemlerde, belirli şekilde
zenginleşmiştir.
Sayın Erbakan, gerekli zamanlarda verilmesi gereken mal bildirimlerini vermemiştir. Halbuki, sayılı Yasa ile daha önceki
yıllara ait yasal düzenlemeler, milletvekillerinin kanunî süreler içinde mal bildiriminde bulunmalarını mecburi kılmıştır.
yılında yok denilecek servete sahip Sayın Erbakan'ın, tarihinde Araştırma Komisyonuna verdiği mal
bildirimindeki sahip olduğu menkul, gayri menkul, döviz ve altın miktarını gördükten sonra, bu servetin ne derecede kanuna ve genel
ahlaka uygun olarak edinildiği konusunda toplumumuzda şüpheler vardır.
Gerek basında çıkan ve gerekse ve yılında vermiş oldukları bildirimi mukayese ettiğiniz zaman, edinilen servetler
arasında çok büyük, fahiş farklılıkların olduğu görülecektir. Sayın Erbakan, iki defa Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcılığı
yapmıştır. Servetinin büyük kısmının bu tarihlerde yapıldığı şüpheleri vardır.
Anayasamızın 83 üncü maddesine göre, milletvekilleri hakkında üyelikleri süresince zamanaşımı işlemez. İsnat olunan suçlar
ve iddialarla üyeliğin boş bulunduğu zamanlarda, zamanaşımının dolmadığı görülmektedir. Ayrıca, bu husustaki asıl yetkili merci
-karar verilip Yüce Meclisçe Yüce Divana sevk edilmesi halinde- Anayasa Mahkemesidir, yani yargıdır.
Sayın Erbakan'ın kardeşi Sayın Kemalettin Erbakan'ın, Araştırma Komisyonuna verdiği mal bildirimine göre, İstanbul'un
değerli birçok yerinde 40 adet muhtelif büyüklükte kıymetli arsanın bulunduğu görülmektedir. Bu arsaların çoğu, İstanbul-Kartal,
Samandıra, Sultanbeyli ve Çiftlik Mahallelerindedir. Burada, dikkatinizi iki gayri menkule çekmek istiyorum. Bunlar, 3
metrekare ve 1 metrekarelik değerli arsalar üzerindeki hisselerdir, arsaların tamamı değildir; ama, çok değer ifade eden
gayrimenkullerdir.
Bu itibarla, yukarıda arz ve izah ettiğimiz gibi, Türk Milletinin temiz toplum, temiz siyaset konusundaki haklı beklentilerine
cevap verebilmek, kamuoyunu tatmin etmek ve yılından itibaren, uzun bir süre, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcılığı
sıfatlarıyla görev yapan Necmettin Erbakan'ın -görev yaptığı dönemlerde ve sonraki tarihlerde kendisi ve yakınları aşırı derecede
zenginleşmiştir- tüm mal varlıklarının kaynaklarının iktisap şekillerinin haksız kazanç niteliğinde olup olmadığının tespiti, bu
aşırı mal edinmelerinin haklı hukukî sebep ve kaynaklarının soruşturma komisyonunda tahkiki elzemdir. Ayrıca, gerekli
zamanlarda bildirimlerde bulunmadıkları da açıkça görüldüğüne göre, Türk Ceza Kanununun ve sayılı Mal Bildiriminde
Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Yasasının 13, 14 ve 15 inci maddelerine göre, eski Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı ve bugün Refah Partisi Genel Başkanı olan Sayın Erbakan hakkında verdiğimiz bu soruşturma önergesinin kabulunü
Yüce Meclisten istirham ediyoruz.
Biz de insanların aklanmasından yanayız. Ortada birtakım iddialar var, bu iddiaların gün ışığına çıkması lazımdır. Eğer,
hakikaten, kaynağı hukukî ve ahlaka uygunsa, Sayın Erbakan'ın da, mal varlığı hakkındaki iddiaların ve şüphelerin ortadan
kalkması lazımdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Efendim, size ek süre veriyorum; buyurun.
MEHMET GÖZLÜKAYA (Devamla) – Bu bakımdan bu Meclis soruşturması önergesini verdik.
Yüce Meclisin bu önergeyi kabul edeceğini düşünüyor, hepinize en derin saygılarımı sunuyorum. (DYP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Gözlükaya.
Şahısları adına Sayın Hasan Denizkurdu; buyurun efendim.
Konuşma süreniz 10 dakikadır Sayın Denizkurdu.
HASAN DENİZKURDU (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmama başlamadan evvel, hepinizi en derin
saygılarımla selamlarım.
Değerli milletvekilleri, uzun süren bir iş hayatından sonra, 48 yaşında ve büyük umutlarla, 24 Aralık seçimlerinde Parlamentoya
geldik. 24 Aralıktan bu tarihe kadar, yaklaşık beş aylık süre içerisinde, Meclis sıralarında otururken, zaman zaman elimi başıma
koyup, ne konuşuluyor bu Mecliste diye düşündüğümde ve bunun vicdanî muhasebesini yaptığımda, daha ötesi, beni seçerek buraya
gönderen ve bir milletvekili olarak benden hizmet bekleyen insanlara hesap vermeye gittiğimde, açık söylüyorum -ve bu inancımı
buradan hepinizin önünde de ifade ediyorum ki- vicdanım hiç rahat değil.
60 milyon insanın, yasama ve ek olarak da denetleme görevini verdiği bu Yüce Meclis, sanki bir ağır ceza mahkemesi salonu;
üstelik, öyle bir mahkeme salonu ki, hiçbir iddia hiçbir insaf hiçbir delil olmadan, gazete kupürlerinin bile soruşturma önergesi olarak
-dört önerge- önümüze konulduğu bir ortam. Dolayısıyla, ben, Mecliste yaptığım bu ikinci konuşmada, bir soruşturma önergesi
hakkında söz almanın, açıkça, psikolojik ezikliğini yaşıyorum. Gönül isterdi ki, bugün, devasa sorunlar hakkında, hepimiz, buraya
çıkıp, hangi meseleyi nasıl çözeceğiz, bunun tartışmasını yapalım. Ülkemiz yollarında her gün binlerce insan, bir savaştan çok
trafik kazalarında ölürken, trafik yasalarını tartışalım; ama, biz, yine, bugün, biraz evvel, bütün milletin önünde soyut bir konuyu
tartıştık.
Değerli Meclis üyeleri, bu konuşmamı yapmadan evvel, dünyanın diğer parlamentolarında soruşturmalar nasıl ele alınır diye
araştırma yaptım. Yurtdışında bulunan arkadaşlarımdan, Fransa'da bulunan hocalardan ricada bulundum; dünyanın hiçbir
parlamentosunda, etik açıdan, ahlakî açıdan, soruşturma müessesesinin böylesine kötüye kullanıldığı bir parlamento yok. Bir iddia
geldiği zaman, parlamento, kendi içerisinden seçtiği alt komisyonda bu iddianın ciddiliğini araştırıyor, gerekirse işi yargıya
gönderiyor, ancak, yargıdan meclise gelecek ölçüde ciddî olduğu zaman, dokunulmazlık zırhının kaldırılması amacıyla konuyu
gündeme alıyor. Dolayısıyla, ben, Anayasayı hazırlayanların bile düşünmediği, bir hakkın suiistimali niteliğindeki bu gidişatın, ne
Meclisimize ne ülkemize yarar sağlamayacağı kanaatimi arz ederek sözlerime başlamak istiyorum.
Değerli milletvekilleri, günümüz, bilginin dünyanın her yanına çok çabuk ulaşabildiği bir toplum yapısına geldi, elektronik
iletişim çağına geldik; dolayısıyla, bilgi toplumunda, fertler, bilgiye ulaştıkları zaman, bilgiyi, eskiden olduğu gibi bir dogma olarak
kabul etmiyor; bunu soruşturmak, araştırmak ve kaynağına inmek istiyor.
Bu anlamda, temiz toplum, 21 inci Yüzyıla girerken dünyanın yükselen değeridir ve özellikle, bu yükselen değer içerisinde
siyaset ve siyasetçi ön plandadır; çünkü, siyasetçinin elinde tuttuğu kamu gücü, devlet erki dolayısıyla kendisine birtakım çıkarlar
sağlaması her zaman toplumların merak konusu olmuş ve sanıyorum ki, bu anlamda yeni kuralların yerleştiği bir yüzyıla doğru
gidiyoruz. Parlamentomuz da bu anlamda, geçen dönemde, mal varlıklarının araştırılmasıyla ilgili komisyonlar kurarak toplumun
her kesiminde tartışılan bu konulara açıklık getirmek istemiştir. Ancak, temiz toplum arayışları ve temiz toplum arayışları
içerisinde yasaların getirdiği hakları kullanırken, Medeni Kanunun dediği gibi, herkes iyiniyetli hareket etmek zorundadır. Oysa,
bugün, yargı ilamına bağlanmış TOFAŞ gibi, hiçbir şekilde tartışılamayacak örtülü ödenek gibi "temiz toplum" adı altında
birtakım iftiralarla insanların haysiyetleriyle oynanmaya çalışılması, temiz toplum arayışlarına set çekecek nitelik haline gelmiştir.
Üstelik, toplumun en çok değer verdiği bu konu, öylesine dejenere olmuştur ki, sokaktaki insan, evinde oturan vatandaş ciddî bir iddia
konusunda şüphe duyar hale gelmiştir. Başka bir deyişle, siyasetçinin ağzından çıkan bir iddianın doğruluğu sorgulanır hale
gelmiştir ki, bence, en vahim olay budur.
Değerli milletvekilleri, işte, bu anlamda, Doğru Yol Partisi olarak, bu iddiaların Meclis gündemine gelmeden, bağımsız yargıya
gitmesi konusundaki önerilerimizi iki aydan beri ısrarla kamuoyunun gündemine ve Parlamentoya sunduk. Ancak, o zaman, sanki
Doğru Yol Partisi Meclisin denetiminden kaçmak istiyormuş gibi bir izlenim uyandı ve diğer partiler tarafından da bu konu rağbet
görmedi. Eğer bu teklifimiz kabul edilseydi, ne biraz evvel görüşülen ne şimdi ne de yarın veya önümüzdeki haftalarda görüşülecek
olan bu soruşturma önergeleriyle bu Meclis işgal edilmezdi.
Değerli milletvekilleri, benim söz aldığım konu, Sayın Erbakan'ın mal varlığıyla ilgili araştırma yapılmasına ilişkin, biraz
evvel görüşülmesine başlanan 57 imzalı önergeyle ilgilidir.
Sayın Erbakan, özellikle, Mal Varlığı Komisyonuna, geçen dönemde, ısrarlı taleplere rağmen, ancak, yılında beyanname
vermiş. Ayrıca, yine, kanun kapsamında bulunan kardeşi Kemalettin Erbakan ise, yine, ısrarla, beyan vermekten kaçınmıştır.
Dolayısıyla, beyan vermek zorunda olan Sayın Kemalettin Erbakan'ın mal varlığına baktığımız zaman, İstanbul'da 40 adet
araziden -biraz evvel Sayın Gözlükaya söylediği için tekrarlamak istemiyorum- bayağı ciddî bir serveti vardır.
AHMET DOĞAN (Adıyaman) – Açık söyle.
HASAN DENİZKURDU (Devamla) – Efendim, bu böyle, Samandırası var İsterseniz tek tek sayayım, hisseleri de sayayım.
Yine, aynı şekilde, Sayın Erbakan'ın Ben bu iddialarımı söylerken, soyut ve sübjektif bir iddia getirmiyorum, geçen dönem
kurulan Mal Varlığı Komisyonu raporundan sayfa sayfa aldıklarımı ifade ediyorum. Nitekim, yine, geçen dönem Mal Varlığı
Komisyonunun hazırladığı raporun uncu sayfasında, Kemalettin Erbakan'ın beyan vermediği ve tespit edilen gayri menkulleri
de yazılı olduğu gibi, bu soruşturma komisyonu raporunda her ne kadar liderlerin ve yakınlarının gayri menkullerinin tespiti, tapu
sicil muhafızlıklarından talep edilerek tespit edilmişse de, varlıklarını gayri menkule yatırmayıp, hisse senedi, nakit ve dövizde
tutanların hesaplarının açıklanmasıyla ilgili istem, gerek Bankalar Kanununda yer alan hüküm ve gerek diğer mevzuat gereğince,
Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığının yazısıyla açıklanmamıştır. Dolayısıyla, geçen dönemde yapılan mal varlığı
araştırmasında -biraz evvel oyladınız- Sayın Tansu Çiller'in mal varlığı tamamen gayri menkule bağlı olduğu ve dört kere beyan
verdiği halde, mal varlığının içerisinde yüzbinlerce dolar, yüzbinlerce mark olan, belki de daha fazla olanların hesapları Komisyona
gelmediği için, Komisyon, incelemesini tamamlayamamıştır. Sırf bu neden dahi, tamamlanamayan bu soruşturmanın, Mecliste bu
dönem yeniden tekrarlanması gereğine işaret etmektedir.
Değerli milletvekilleri, ayrıca, Sayın Erbakan'ın verdiği mal beyanı içerisinde, Balıkesir Altınoluk'ta zeytinlik olarak gösterilen
ve içerisinde metrekarelik bir villanın bulunduğu 40 bin metrekarelik -değerinin milyar civarında olduğu söylenir- arazinin
beyanı yoktur. Şimdi, ben asla böyle bir iddiada bulunmak istemiyorum; ama, her gün basını açtığınızda, işte, bu villanın, Suud'lar
tarafından hediye edildiği polemik konusu olmaktadır, bu polemikleri sona erdirmek lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Denizkurdu, size de eksüre veriyorum; konuşmanızı bitirin lütfen.
HASAN DENİZKURDU (Devamla) – Yine aynı şekilde, biraz evvel kabul oyu verdiğiniz ve varlığını ailesinden gelen
servetiyle izah eden bir başka Profesör gibi, Sayın Erbakan da, üniversite kariyerini, doçentliğini, profesörlüğünü tamamlamış,
Gümüş Motor'da, Odalar Birliğinde çalıştıktan sonra siyasete atılmıştır.
Şimdi, sokaktaki vatandaşa, kilo altın ile bin Amerikan Dolarının, bin İsviçre Frangının, bin Alman
Markının makul izahını, herhalde, en iyi Sayın Erbakan yapıp, halkı inandırmak zorundadır. Aksi halde, yargısız infazların
yapıldığı, herkesin, âdeta manşetlerle mahkûm edilmeye çalışıldığı bir ortamda, madem bu yol açıldı, geliniz Yalnız, şunu
söyleyeyim: Parlamento içerisinde, soruşturma komisyonlarında, iddia makamında bulunanlar, iddiada bulunanlar, aynı şekilde,
komisyonda da çoğunluktadır. Eğer, biz, iddiada bulunanların iddiasını taraflı bir yargılama içerisinde yapar; başka bir deyişle,
adaleti sayısal çoğunluğa kurban edersek, siyasî engizisyonu başlatmış oluruz. Umarım ki, bu komisyonlara seçilecek olan
arkadaşlar, kendi partilerinin esiri olmazlar -ben, TEDAŞ Komisyonundayım; kendi adıma, bu konuda Yüce Meclise söz veriyorum-
vicdanlarıyla, hukukla ve Türkiye'nin gelecekte olması gereken etik değerlerle oynamazlar -biraz evvel Sayın Özal feveran etti bu
anlamda- ve dolayısıyla, biz, Anayasanın bize verdiği denetleme görevi içerisinde, yargıyı bir kenara bırakıp, tarihe, Dreyfus
davası gibi geçecek; tarihe, bir adaletsizlik örneği olarak geçecek örnekleri yaratmayız. Bütün Türk milletinin gözü, bugün, bu
Parlamentodadır; iftiralardan, ortaya atılan şahsiyetleri zedeleyen birtakım iddialardan, hepimizin ve herkesin arınması lazımdır.
Açık söyleyeyim, bir milletvekili olarak, kendi yöreme gittiğimde, milletvekili olmanın gururunu taşımam gerekirken, zaman
zaman halkın bakışlarından anlıyorum ki, milletvekiline bakış açısı bile değişti.
Ben, çok rica ediyorum -bunu hepimiz paylaşıyoruz- biz, bu görev süremiz içerisinde -kendisinden çok umut beklenilen bir
Parlamentoyuz- geliniz, Parlamentoyu tıkamak isteyenlere, Parlamentoyu, bu şekilde başka rejim arayışlarına itmek isteyenlere
vasıta kılmayalım.
Ben, sözlerimi tamamlarken, izin verirseniz, buradan, siz değerli milletvekillerine ve yüce Türk halkına, dünyadaki en iyi rejimin
demokrasi olduğunu ve hiç kimsenin demokrasiden umudunu kesmemesi gerektiğini, Türk halkının umutsuzluğa kapılmaması
gerektiğini ifade eder, bu vesileyle, siz Yüce Meclisi, en derin saygılarımla selamlarım. (DYP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Denizkurdu.
İkinci konuşmayı Kocaeli Milletvekili Sayın Şevket Kazan yapacaktır.
Buyurun Sayın Kazan. (RP sıralarından alkışlar)
Sayın Kazan, süreniz 10 dakikadır.
ŞEVKET KAZAN (Kocaeli) – Sayın Başkan, sayın millletvekilleri; müzakeresini yapmakta olduğumuz Meclis soruşturması
üzerinde, şahsî görüşlerimi arz etmek üzere söz almış bulunuyorum; Yüce Heyeti saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Aydın Milletvekili Ali Rıza Gönül ve 56 arkadaşı tarafından verilen bu önergede, özetle, Sayın
Erbakan'ın varlıklı bir aileden gelmediği halde, bugün itibariyle, aşırı bir zenginliğe sahip olduğu, Türkiye'de, bir hayli gayri
menkulleri olduğu, kilo külçe altını, bin Amerikan Doları, bin İsviçre Frangı ve bin Alman Markı servete sahip
olduğu; ayrıca, kendisine ve kızına ait özel arabalarının bulunduğu, hatta, Hollanda'da gayri menkullerinin olduğu iddia edilmekte
ve bu servetin, kendisinin, eski Bakan ve Başbakan Yardımcısı olduğu yıllarında, görevini kötüye kullanması suretiyle ve de
Libya'da bulunan İslama Çağrı Teşkilatının yılında gönderdiği paralarla elde edildiği iddia edilmektedir.
Sayın milletvekilleri, her şeyden önce, birkaç bilgi yanlışlığını baştan düzeltmek zaruretini hissediyorum.
Birincisi, Sayın Erbakan, varlıklı olmayan bir aileden değil, varlıklı bir aileden gelmektedir. Nitekim, beş kardeşten biri olarak,
sadece kendisine, yılında, babalarının vefatından sonra miras olarak Fatih'de 2 daire ve yılında da, annelerinin
vefatıyla, miras olarak Sinop'taki tarlalar kalmıştır. Beş kardeşten birine isabet eden bu varlık, ailenin varlıksız değil, varlıklı bir
aile olduğunu gösterir.
İkinci olarak, Sayın Erbakan'ın, ne Hollanda'da ne de bir başka yabancı ülkede mal varlığı yoktur.
Üçüncü olarak, yılından önce mal beyanının yapılmaması, kanunî bir zorunluluk olmamasındandır. Zira, sayılı
Mal Bildirimi Kanunu, malumunuz olduğu üzere, tarihinde kabul edilmiştir.
Dördüncü olarak, Sayın Erbakan'ın eşinin ve çocuklarının mal bildirimlerinin yapılmadığı iddiası da doğru değildir. Zira,
önergede dahi eşinin ve kızının binek arabalarından bahsedilmektedir.
Yine, Sayın Erbakan'ın, Libya'daki İslama Çağrı Cemiyetinden de kendisine herhangi bir para gönderilmiş değildir. Bir vesile
ile daha önce bu kürsüden belgesini gösterdim, işte yine gösteriyorum; bir gazetede intişar eden haber üzerine, Genel Sekreterimiz
Sayın Oğuzhan Asiltürk, adı geçen kuruluşa bir yazı göndermiş ve yazıya verilen cevapta da söz konusu kuruluşun dünyada hiçbir
siyasî kuruluşa böyle bir para göndermediği açıkça ifade edilmiştir; belgeler elimizdedir.
Sayın milletvekilleri, Refah Partisi Genel Başkanı Sayın Erbakan'ın mal varlığı; rahmetli babalarından miras kendi hissesine
düşen Fatih'teki bir apartman içinde 2 dairesi, yine rahmetli annelerinden miras olarak intikal eden Sinop'taki tarlaları; Kocaeli
Bahçecik'te bir dağ tepesinde, 50 arkadaşıyla sahip olduğu bir tarladaki hisse; aynı şekilde, Çubuk kenarında, profesör
arkadaşlarıyla birlikte kooperatif içinde edinilmiş bir diğer arsa; Ayrancı'da yılında satın aldığı 2 daire, halen ikâmet etmekte
olduğu Balgat'taki 1 bahçeli ev ile yazın kullandığı Altınoluk'taki bahçeli ev ve müştemilatı; kendisinin, eşinin ve çocuklarının
özel arabaları -tafsilatına girmiyorum- toplam 1 dolar değerinde dövizi, bunun bir kısmı İsviçre Frangı, bir kısmı Alman
Markı, bir kısmı da dolardır.
Peki, kilo altın ne oluyor; bunun mahiyetini biraz sonra sizlere açıkladığım zaman, siz de, bu kürsüden yaptğınız hatayı
açıkça fark edeceksiniz, eğer, Mal Varlığını Araştırma Komisyonuna Sayın Erbakan tarafından verilmiş olan beyannameyi iyi
incelemiş iseniz. Şimdi bu servet
Bu arada bir de değerli arkadaşlarımız kürsüye çıktılar, Sayın Erbakan'ın kardeşi Kemalettin Erbakan'ın milyonlarca
metrekare arsaya sahip olduğunu söylediler. Tabiî, bu arsaların listesi bundan bir ay kadar önce Hürriyet Gazetesinde yukarıdan
aşağı liste halinde neşredildi. Şimdi, ben buradan, size, Kemalettin Erbakan adına -belki bana yetki vermiş değil ama- rahatlıkla,
açıkça ifade ediyorum: Sayın Kemalettin Erbakan'ın Fatih'te, Sayın Erbakan gibi, babasından miras kalan daire dışında, bir de
Sultanbeyli'de takriben 2 dönüm -toplam 2 dönüm- telle çevrili arazisi dışında, Hürriyet Gazetesinde neşredilen o listedeki gayri
menkulleri gerçekse, ben bu gayri menkullerin tamamını 1 milyara isteyene satmaya hazır olduğumuzu ifade ediyorum. (RP
sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, tabiî, davalar açılıyor, bu haksızlığa maruz kalan kişiler, elbette, hukuk yoluna başvuruyor ve
davalarını açıyorlar. O nedenle, Kemalettin Erbakan'la ilgili soruşturma üzerinde değil, Sayın Necmettin Erbakan'la ilgili
soruşturma üzerinde konuşuyorum.
Sayın Erbakan bu serveti nasıl edinmiş:
1 - Miras yoluyla; biraz önce arz ettim, annelerinden ve babalarından intikal eden miras yoluyla.
2 - Elli yıla yakın bir çalışma hayatının alınteri neticesindeki tasarruflardan.
Değerli milletvekilleri, şurada arz ettiğim liste, 19 uncu Dönemde kurulan Malvarlığı Komisyonuna aynen verilmiştir. Bu liste
incelendiği zaman, bu listede bahsi geçen gayri menkuller ve bahsi geçen dövizlere ilaveten, ayrıca, kilo altın diye birşey yoktur;
lütfen, inceleyin göreceksiniz ki, yoktur. Peki, nereden çıkıyor bu; Sayın Erbakan tasarruflarını açıklarken Sayın Erbakan,
yılından yılına kadar olan tasarruflarını açıklarken; mesela, 21 yıllık üniversite öğretim üyeliğinde bin lira tasarrufu
Şimdi, bugün bin lira dediğiniz zaman, herkes güler; ama, o tarihte bin lira tasarrufun karşılığı 13,5 kilo altın tutuyor. O
nedenle, serveti ifade edebilmek için, yani, gerçek servetini ortaya koyabilmek için yan tarafına, bir yanda rakamsal, ama, öbür yanda
tekabül ettiği altın değeri ortaya konulmuştur; yani, iki rakam verilmişti. Sayın Erbakan'ın yılından yılına kadar öğretim
üyeliğinden; bu arada, 31 ay Almanya'da tank fabrikasındaki mühendisliğinden, Türkiye'de sanayi çalışmaları sırasında Gümüş
Motor'daki tasarrufundan ve hisse senetlerinden, Bursa'daki Gürsu Motor Fabrikasındaki tasarruflarından, Türkiye Odalar
Birliğindeki Genel Sekreter olarak aldığı maaştan tasarruflarından ve Genel Sekreter tazminatından ve bu 22 yıllık devre içerisinde
yaptığı, sahibi olduğu arsa satışlarından, yılında 2 milyon bin lira para biriktirmiştir. Bu 2 milyon bin lira para,
kilo altına tekabül etmektedir. Hesaplarında bir kolaylık olmak üzere, Sayın Erbakan, bu servetini, yani, 2 milyon bin lira olan
servetinin tekabül ettiği altını ifade etmiş ve kilo altın olarak belirtmiştir.
Şimdi, o tarihten bu yana her yanda, Sayın Erbakan'ın gayri menkulleri var, Sayın Erbakan'ın dövizleri var ve Sayın Erbakan'ın
bir de kilo altını var şeklinde konuşmalar yapılmaktadır ki, eğer, 19 uncu Dönem araştırma komisyonuna ibraz edilen mal
varlığı beyannamesi iyi incelendiği zaman bunun aynen anlattığım gibi olduğu görülür.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı )
BAŞKAN – Sayın Kazan, size de eksüre veriyorum ; buyurun.
ŞEVKET KAZAN (Devamla) – Değerli milletvekilleri, Sayın Erbakan kadar mal varlığının hesabını vermek zorunda kalan ve
bu hesabı her zaman yüzakıyla veren bir başka siyasî lider yoktur. Sayın Erbakan, bu hesabı, önce, 12 Eylül askerî darbesinden
sonra, 23 arkadaşıyla yargılandığı sıkıyönetim mahkemeleri sırasında vermiştir. O tarihlerde, 5 bakanlık temsilcisinden
oluşturulan bir komisyon tarafından, olağanüstü şartlarda, ille bir suç bulunsun gayretleri içerisinde, araba farlarımızın camlarına
varıncaya kadar, her şey araştırılmış; fakat, tek bir kirli kuruşa rastlanılmamıştır. (RP sıralarından alkışlar) İşte, sizlere, burada
belgesini arz ediyorum: 7 Mayıs tarihli, Türkiye Cumhuriyeti Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulunun 71 sayfalık raporu. Raporun
konusu: Münfesih Millî Selamet Partisinin mallarının, parti yöneticilerinin üzerinde bulunduğu kayıt dışı gelir ve giderleri ve bazı
şirketlerle ilişkileri konusundaki iddialarla ilgili incelemeler hakkında rapor. İşte, beraat raporu, yılında
Değerli milletvekilleri, öte yandan, bu hesap, tarihinde, köşe yazarlarının katıldığı bir basın toplantısında, kuruşu
kuruşuna, bir defa daha verilmiştir; yine, bu hesap, 19 uncu Dönem Siyasî Parti Liderlerinin Mal Varlığını Araştırma Komisyonuna
yazılı olarak bir defa daha verilmiştir ve nihayet, tarihli basına açık Grup toplantısında da bir defa daha verilmiştir ve 2
Haziran seçimlerinde de milletten cevabı alınmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Efendim, lütfen, son cümlelerinizi söyler misiniz.
ŞEVKET KAZAN (Devamla) – Sayın Başkanım, konuşmamı tamamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, her şeyden önce, önergenin konusu yoktur. Sayın Erbakan, yılında Bakan iken, hangi haksız
eylemi işlemiş de suçlu olmuş, müşahhas bir örnek, müşahhas bir delil ortada yoktur. Oysa, Anayasanın üncü maddesine göre,
soruşturma önergesi bir bakan veya başbakan hakkında, göreviyle ilgili bir suç isnadından dolayı verilir. O nedenle, bu önergenin
konusu yoktur.
Değerli milletvekilleri, hukukî bazı hususlar var; onu arz etmeye vaktim yok; Sayın Başkanın müsamahasını istismar etmek
istemiyorum.
Sözlerimi şöyle noktalıyorum: Değerli milletvekilleri, hepimiz, çok şükür, inanan insanlarız. İnançlarımızın gereğini yerine
getirmekte farklılıklarımız, eksikliklerimiz, noksanlarımız olabilir. Ben, ancak bizler adına konuşabilirim. Bizler, bu inancın
gereği, akşam başımızı yastığa koyarken gündüzün hesabını düşünürüz; şayet, iki gün yaşamışsak, mukayese ederiz, hesabını
düşünürüz; dünyada yaşarız; ama, ahretin hesabını düşünürüz; ancak bu hesabı yapanların temiz kalacağına, çamur atılsa dahi
aklanacağına inanırız.
Önerge konusunu vicdanî kanaatlerinize havale ediyor; hepinize saygılarımı sunuyorum. (RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Kazan.
Sayın milletvekilleri, bu arada, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Sayın Önder Sav, Başkanlığa gönderdiği bir
pusulayla;
Denizli Milletvekili Sayın Mustafa Kemal Aykurt, soruşturma önergesi üzerinde konuşurken, Cumhuriyet Halk Partisi Genel
Başkanı Sayın Deniz Baykal'ı mal beyanında bulunmayan parti liderleri arasında belirtmiştir.
İstanbul'da uluslararası bir konferansta bulunan Sayın Deniz Baykal ile yapılan telefon görüşmesinde, sayılı Mal
Bildiriminde Bulunulması Yasası uyarınca Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına muntazam şekilde beyanda bulunduğu
anlaşılmıştır.
Aslında, Türkiye Büyük Millet Meclisi yetkili organınca da bilinen bu hususun tutanağa geçmesi açısından Yüce Meclise
duyurulmasını talep ediyorum" demiştir.
Aslında, Sayın Aykurt "mal beyanını, Araştırma Komisyonuna vermemiştir" dedi.
ÖNDER SAV (Ankara) – Hiç tartışmaya girmek istemiyoruz.
BAŞKAN – Hayır Hayır Arkadaşımızın buradaki beyanı öyleydi "Türkiye Büyük Millet Meclisine zaten mal beyanında
bulunmuştur" dedi. Meclis Araştırma Komisyonuna mal beyanında bulunmayan parti liderlerini sayarken onları saydı. Bu
açıklamayı da yapmak durumunda kaldım.
Efendim, üçüncü konuşmayı Trabzon Milletvekili Sayın Şeref Malkoç yapacaklar. Buyurun.
ŞEREF MALKOÇ (Trabzon) – Vazgeçtim.
BAŞKAN – Vaz mı geçtiniz.
Dördüncü sırada söz isteyen Sayın Mustafa Kamalak?.. O da herhalde konuşmak istemiyor.
MUSTAFA KAMALAK (Kahramanmaraş) – Vazgeçtim Sayın Başkan.
BAŞKAN – Vazgeçtiniz.
Beşinci sırada söz isteyen Sayın Hikmet Sami Türk; buyurun efendim. (DSP sıralarından alkışlar)
Sayın Türk, konuşma süreniz 10 dakikadır.
HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; son günlerde, siyasal mücadelelerde hukukî
araçların çokça kullanıldığına tanık oluyoruz; soruşturma önergeleri birbirini izliyor; ancak, kulanılan aracın, hem amaca hem
hukuka uygun olması gerekir; konuyu bu açıdan incelemek istiyorum.
Hepinizin bildiği gibi, Meclis soruşturması, Anayasamızın üncü maddesine göre, başbakan veya bakanların cezaî
sorumluluğunu belirlemeye yönelik bir parlamento incelemesidir. Diğer denetim yollarından farklı olarak, suçlanan başbakan veya
bakanın, sonunda, Yüce Divana sevk edilmesi söz konusudur. O nedenle, Anayasamız, üncü maddesinde, bu denetim yolunu,
başbakan veya bakanların gereksiz yere suçlanmaması için, gerek soruşturma önergesi verilmesi gerek soruşturma komisyonu
kurulması gerek suçlanan başbakan veya bakanın Yüce Divana sevki bakımından özel hükümlerle düzenlemiştir.
Adi suçlar hakkındaki kovuşturma usulüyle karşılaştırılırsa, Meclis soruşturmasında, soruşturma komisyonu çalışmaları ilk
tahkikata, Yüce Divana sevk kararı son tahkikatın açılması kararına benzetilebilir. O nedenle, Meclis, soruşturmayla ilgili komisyon
ve Genel Kurul çalışmalarında, bir yargı fonksiyonunu yerine getirmektedir.
Nitekim, bu düşünceyle, ceza hukukundaki bir ilke Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün uncu maddesinin üçüncü
fıkrasında da belirtilmiş "ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa göre, hâkimlerin davaya bakmasına veya karara katılmasına engel
oluşturacak durumlarda bulunan, Meclis soruşturması önergesini veren veya daha önce Türkiye Büyük Millet Meclisinde ya da
dışında bu konudaki görüşünü açıklamış milletvekileri, bu komisyona seçilemezler" denmiştir.
Bu bakımdan, Meclisin soruşturmayla ilgili çalışmalarında ceza hukuku kurallarının göz önünde bulundurulması, onlara
aykırı karar verilmemesi gerekir. Zaten, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün nci maddesinin ikinci fıkrasında da,
soruşturma önergesinde, başbakan veya bakanın cezaî sorumluluğunu gerektiren fiillerinin görevleri sırasında işlendiğinden
bahsedilmesi, hangi fiillerinin, hangi kanun ve nizama aykırı olduğunun gerekçe gösterilmek ve maddesi de yazılmak suretiyle
belirtilmesi öngörülmüştür.
Görüşülmekte olan önergede Sayın Erbakan'a isnat edilen suçlar şunlardır: Türk Ceza Kanununun ıncı maddesi
anlamında, görevin kötüye kullanılması; sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması; Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele
Kanununun 13, 14 ve 15 inci maddeleri.
Bu maddelerde öngörülen cezalar ise şunlardır: Türk Ceza Kanununun ıncı maddesine göre, görevini kötüye kullanan kamu
görevlisi en çok bir ilâ üç yıl arasında hapis ve ağır para cezası; ayrıca memuriyetten süreli veya temelli yoksun bırakılma
cezalarına çarptırılır.
sayılı Kanunun 13 üncü maddesinde öngörülen ceza ise, üç ilâ beş yıl hapistir; ayrıca, ağır para cezası öngörülmüştür;
14 üncü maddede, haksız iktisap edilen malın zoralımı düzenlenmiştir; 15 inci madde de ise, kamu hizmetlerinden yasaklama
düzenlenmiş bulunmaktadır.
Anayasanın inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre, Anayasa Mahkemesi, Bakanlar Kurulu üyelerini görevleriyle ilgili
suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılar.
Şimdi, Sayın Erbakan'a isnat edilen suçların da, onun bakanlık yaptığı dönemde, göreviyle ilgili olması gerekir; yani, bakan
olarak görev yaptığı sırada, bu görevini kötüye kullanmak suretiyle mal varlığı edinmiş olması gerekir.
Hatırlayacağınız gibi, Sayın Erbakan, 'li yıllarda, üç hükümette, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olarak görev
yapmıştır. Önce, ilâ tarihleri arasında, Sayın Bülent Ecevit başkanlığındaki Hükümette, 10 ay 20 gün
süreyle; sonra, ilâ tarihleri arasında, Sayın Süleyman Demirel başkanlığındaki Birinci Milliyetçi Cephe
Hükümetinde, 2 yıl 2 ay 22 gün süreyle ve son olarak, yine, Sayın Süleyman Demirel başkanlığında ilâ tarihleri
arasında, İkinci Milliyetçi Cephe Hükümetinde, 5 ay 15 gün süreyle, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı sıfatıyla görev
yapmıştır. Toplam görev süresi, 3 yıl 6 ay 29 gündür. Sayın Erbakan'ın, son olarak görev yaptığı tarihten bu yana, onsekiz yılı
aşkın bir süre geçmiş bulunmaktadır. Soruşturma önergesinin Anayasaya uygun sayılabilmesi için, Sayın Erbakan'ın, haksız iktisap
niteliğinde olduğu iddia edilen mal varlığının bu süre içinde edinildiğinin öne sürülmesi gerekir. Oysa, önerge, Sayın Erbakan'ın
Bakan ve Başbakan Yardımcısı olarak görev yaptığı tarihlerdeki ve sonraki mal varlığı edinimlerini kapsamaktadır. Bu, Anayasaya
ve İçtüzüğe aykıdır. (RP sıralarından alkışlar)
Bu nedenlerle, bu soruşturma önergesiyle, Yüce Meclisi sonunda haksız duruma düşürecek bir yola gitmemek gerekir; çünkü,
ceza hukukunda zamanaşımı dediğimiz bir kurum var. İnsanlar, ilanihaye, işledikleri iddia edilen suçlardan dolayı sorumlu
tutulamazlar. Hukukta, her şeyin altına bir yerde bir çizgi çekmek, kamu düzeni bakımından gerekli görülmüştür. Ceza hukukunda,
Sayın Erbakan'a isnat edilen suçlar için öngörülen cezalar bakımından, Türk Ceza Kanununun nci maddesinde yazılı
zamanaşımı süresi 5 yıldır. Özel hukuktaki zamanaşımı sürelerinden farklı olarak, ceza hukukundaki zamanaşımı süreleri,
mahkemece doğrudan doğruya dikkate alınmak zorundadır. Mahkemenin -tabiî, burada Yüce Divanın- başka türlü davranması söz
konusu değildir; Yüce Divan bunu resen dikkate almak zorundadır. Bu, kamu düzeniyle ilgili bir konudur.
O nedenle, sonunda Meclisi haksız duruma düşürecek bir denetim yolunun işletilmesi, son derece sakıncalıdır. Burada
denebilir ki, Sayın Erbakan milletvekili olarak dokunulmazlığa sahipti. Yalnız, şu noktayı hatırlamak yerinde olacaktır:
Anayasanın 83 üncü maddesine göre, milletvekilleri hakkında, bu görevleri süresince zamanaşımı işlemez. Doğru; ancak, Sayın
Erbakan'ın milletvekili sıfatı 12 Eylül harekâtıyla sona ermişti ve ondan sonra, Sayın Erbakan, 19 uncu Dönem Milletvekili
Genel Seçiminin yapıldığı 20 Ekim tarihine kadar milletvekili değildi.
Dolayısıyla, aradan onbir yılı aşkın bir süre geçmiş bulunmaktadır
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Efendim, size de eksüre veriyorum; buyurun.
HİKMET SAMİ TÜRK (Devamla) –ve Türk Ceza Kanununun nci maddesinde öngörülen zamanaşımı süresi dolmuş ve
kamu hukuku davası bu nedenle düşmüş bulunmaktadır.
Bu bakımdan, bu soruşturma önergesinin kabulünün doğru olmayacağı düşüncesindeyim; ancak, Sayın Erbakan'ın mal
varlığıyla ilgili iddialar Meclis araştırması konusu yapılabilirdi; çünkü, Anayasanın 98 inci maddesine göre, Meclis araştırması,
Meclisin belli bir konuda bilgi edinmesi için yapılan bir incelemedir. Böyle bir araştırma sonucunda ortaya konulacak bulgular da,
halkımıza, Sayın Erbakan'ın mal varlığının edinim yolları hakkında bir fikir verebilir.
Özetle; gündemdeki önergenin Meclis soruşturması değil, Meclis araştırması olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına sunulması gerekirdi. Eğer böyle yapılsaydı, hukukî bir yanlışa meydan vermeden, Meclis soruşturması kurumunu
yozlaştırmadan istenen bilgiler elde edilebilirdi.
Böyle bir Meclis araştırması sonucunda elde edilecek bilgilerin de, kamu vicdanında gerektiği gibi değerlendirileceğinden hiç
kimse şüphe etmemelidir.
Bu düşüncelerle, Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.(DSP ve RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Türk.
Sayın Erbakan söz istiyorlar mı? Yok, istemiyorlar galiba, değil mi efendim?.. Yok.
Meclis soruşturması önergesi üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi, eski Bakan ve Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan hakkında Meclis soruşturması açılıp açılmaması konusunu
oylarınıza sunacağım: Meclis soruşturması açılmasını Kabul edenler Kabul etmeyenler (DYP ve CHP sıralarından alkışlar
[!])
Arkadaşlar, tezahürata gerek yok; herkes vicdanına göre oy kullanır, çok önemli bir konu bu.
Soruşturma önergesi kabul edilmemiştir. (RP sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri
NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Başkan
BAŞKAN – Buyurun efendim.
NİHAT MATKAP (Hatay) – Biraz önce, Doğru Yol Partisi Denizli Milletvekili Mustafa Kemal Aykurt tarafından, geçen
dönem, hangi genel başkanların Meclis Araştırma Komisyonuna servet beyanı vermediği, mal bildiriminde bulunmadığı
sayılırken, bizim Sayın Genel Başkanımızın ismi de sayılmıştır. Sayın Genel Başkanımız burada olmadığı için, telefonla
ulaşılmaya çalışıldı; ama, sağlıklı bilgi alınamadı. Ben, biraz önce, bu durumun en doğru biçimiyle tespit edilmesi için, o
dönemdeki komisyon üyelerinden Refah Partisi Erzurum Milletvekili Sayın Lütfü Esengün'e sordum. Sayın Esengün, Cumhuriyet
Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Deniz Baykal'ın, Meclis soruşturma komisyonuna
BAŞKAN – Efendim, soruşturma değil, araştırma
NİHAT MATKAP (Hatay) – Araştırma Komisyonuna mal bildiriminde bulunduğunu söyledi. Sizden istirhamım, bunu, Sayın
Esengün'den de teyit eder misiniz
BAŞKAN – Efendim, rica ediyorum, böyle bir şey yok; yani, eğer, Araştırma Komisyonuna beyanname vermişse, gelirsiniz,
bize
NİHAT MATKAP (Hatay) – Biraz önce, arkadaşımız, yanlış beyanda bulundu. Sayın Esengün de, komisyon üyesi sıfatıyla
bunu açıklamaya hazır.
BAŞKAN – Efendim, siz de açıklama getirdiniz. Arkadaşımız yanlış beyanda bulunmuşsa, bulunmuştur. Tabiî, aslında,
burada, konuşan her milletvekilinin çok dikkatli ifade kullanması lazım; çok geniş bir insan kitlesini töhmet altında bırakacak bir
ithamın, bir konuşmanın yapılmaması lazım.
Biraz önce oylanan Danışma Kurulu kararı gereği, bugün, soruları görüşmeyeceğiz.
Sayın milletvekilleri, şimdi, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.
VIII. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
1. – Ankara Milletvekili Yücel Seçkiner’in Tarih ve Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun Bazı
Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi ve İçişleri Komisyonu Raporu (2/64) (S. Sayısı : 15)
BAŞKAN – Ankara Milletvekili Yücel Seçkiner'in tarih ve sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun Bazı
Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi ve İçişleri Komisyonu Raporunun müzakeresine başlayacağız.
Komisyon ve Hükümeti arayacağım.
Komisyon var mı efendim? Komisyon yok.
Ertelenmiştir.
2. – Türk Vatandaşları Hakkında Yabancı Ülke Mahkemelerinden ve Yabancılar Hakkında Türk Mahkemelerinden Verilen
Ceza Mahkûmiyetlerinin İnfazına Dair Kanunun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporu (1/) (S. Sayısı : 16)
BAŞKAN – Türk Vatandaşları Hakkında Yabancı Ülke Mahkemelerinden ve Yabancılar Hakkında Türk Mahkemelerinden
Verilen Ceza Mahkûmiyetlerinin İnfazına Dair Kanunun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ve
Adalet Komisyonu raporunun müzakeresine başlayacağız.
Komisyon?.. Yok.
Komisyon olmadığı için ertelenmiştir.
3. – Tokat Milletvekili Ahmet Fevzi İnceöz ve 22 Arkadaşının, Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun
Teklifi ve Tütün ve Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Tarih ve Sayılı Kanun ve Anayasanın 89
uncu Maddesi Gereğince Cumhurbaşkanınca bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi ve Adalet Komisyonu Raporu
(2/70, 1/5) (S. Sayısı : 17)
BAŞKAN – Tokat Milletvekili Ahmet Feyzi İnceöz ve 22 Arkadaşının, Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair
Kanun Teklifi ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Tarih ve Sayılı Kanun ve Anayasanın
89 uncu Maddesi Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi ve Adalet Komisyonu
raporunun müzakeresine başlayacağız.
Komisyon?.. Yok.
Ertelenmiştir.
4. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kırgız Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kırgızistan’ın Başkenti Bişkek Şehrinde
Kırgızistan - Türkiye Manas Üniversitesi Kurulmasına Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun
Tasarısı ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ve Dışişleri komisyonları raporları (1/) (S. Sayısı : 18)
BAŞKAN – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kırgız Cumhuriyeti Hükümeti arasında Kırgızistan'ın Başkenti Bişkek
Şehrinde Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Kurulmasına Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında
Kanun Tasarısı ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ve Dışişleri Komisyonları raporlarının müzakerelerine başlayacağız.
Komisyon?.. Yok.
Ertelenmiştir.
5. – Türkiye Cumhuriyeti ile Moldova Cumhuriyeti Arasında Dostluk ve İşbirliği Antlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/) (S. Sayısı : 19)
BAŞKAN – Türkiye Cumhuriyeti ile Moldova Cumhuriyeti Arasında Dostluk ve İşbirliği Antlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu raporunun müzakeresine başlayacağız.
Komisyon?.. Yok.
Ertelenmiştir.
6. – Bursa Milletvekili Turhan Tayan ile Erzurum Milletvekili İsmail Köse ve 18 Arkadaşının Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanuna Ek Maddeler Eklenmesine
İlişkin Kanun Teklifleri ve Aynı Mahiyetteki Kanun Tasarısı; İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı ile Bursa Milletvekili Turhan
Tayan’ın Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair
Kanuna Bir Ek Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifleri ve Aynı Mahiyetteki Kanun Tasarısı; Bursa Milletvekili Turhan
Tayan’ın Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair
Kanuna Bir Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi ve Aynı Mahiyetteki Kanun Tasarısı ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor
ve Plan ve Bütçe komisyonları raporları (2/, 2/, 1/; 2/, 2/, 1/, 2/, 1/)(S. Sayısı : 20) (1)
BAŞKAN – Bursa Milletvekili Turhan Tayan ile Erzurum Milletvekili İsmail Köse ve 18 Arkadaşının, Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanuna Ek Maddeler
Eklenmesine İlişkin Kanun Teklifleri ve Aynı Mahiyetteki Kanun Tasarısı; İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı ile Bursa
Milletvekili Turhan Tayan'ın Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin
Değiştirilerek Kabülüne Dair Kanuna Bir Ek Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifleri ve Aynı Mahiyetteki Kanun Tasarısı;
Bursa Milletvekili Turhan Tayan'ın Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin
Değiştirilerek Kabülüne Dair Kanuna Bir Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi ve Aynı Mahiyetteki Kanun Tasarısı ve Millî
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ve Plan ve Bütçe Komisyonları raporlarının müzakeresine başlıyoruz.
Komisyon?.. Burada.
Hükümet?.. Burada.
Komisyon ve Hükümet yerlerini aldılar.
Raporun okunup okunmaması hususunu oylarınıza sunacağım: Raporun okunmasını kabul edenler Kabul etmeyenler
Raporun okunması kabul edilmemiştir.
Teklifin tümü üzerinde söz isteyen var mı? Yok.
Maddelere geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler Etmeyenler Maddelere geçilmesi kabul edilmiştir.
1 inci maddeyi okutuyorum:
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne
Dair Sayılı Kanuna Ek Maddeler Eklenmesi ile Sayılı Yükseköğretim Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
MADDE 1. – tarihli ve sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanunun 23 üncü maddesinin (a) bendindeki “ Alanya Reisoğlu Hukuk Fakültesi”
ibaresi “ Alanya Hukuk Fakültesi” şeklinde değiştirilmiştir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen var mı? Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler Kabul etmeyenler 1 inci madde kabul edilmiştir.
2 nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2. – tarihli ve sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanuna aşağıdaki ek maddeler eklenmiştir.
Işık Üniversitesi
Ek Madde – İstanbul’da Fevziye Mektepleri Vakfı tarafından, sayılı Kanunun vakıf yükseköğretim kurumlarına
ilişkin hükümlerine tabi olmak üzere, kamu tüzelkişiliğine sahip Işık Üniversitesi adıyla yeni bir vakıf üniversitesi kurulmuştur.
Bu Üniversite, Rektörlüğe bağlı olarak;
a) Fen-Edebiyat Fakültesi,
b) İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi,
c) Mühendislik Fakültesi,
d) Fen Bilimleri Enstitüsü,
e) Sosyal Bilimler Enstitüsü’nden,
Oluşur.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.
Kamu tüzelkişiliği vasfı oluyor mu acaba? Hükümet veya Komisyon bir açıklama yapabilir mi; bir vakfın kurduğu bir
üniversitede kamu hükmî şahsiyeti olabilir mi?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ NURHAN TEKİNEL (Kastamonu) – Olur Sayın Başkan.
VELİ ANDAÇ DURAK (Adana) – Sayın Başkan, zaten, Komisyondan öyle geçmiş
BAŞKAN – Efendim, öyle geçmiş de, önemli bir şey; yani, özel bir vakıf tarafından kurulan bir üniversiteye kamu hükmî
şahsiyeti verme imkânı var mı? Yani bir tereddüt doğdu da, o bakımdan sordum.
funduszeue.info ÇETİNKAYA (Konya) – Koç Üniversitesi de o şekilde Sayın Başkan.
HALİL CİN (İçel) – Sayın Başkan
BAŞKAN – Buyurun Sayın Cin.
HALİL CİN (İçel) – Efendim, üniversite, tüzelkişiliği haiz bir kamu kuruluşudur. Vakıflar tarafından kurulabilmesi de
Anayasayla öngörüldüğü cihetle
BAŞKAN – Yani, üniversite mallarının kamu malları statüsüne sokulması için değil mi efendim?
HALİL CİN (İçel) – Evet efendim.
BAŞKAN – Peki.
Madde üzerinde önerge yok.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler Kabul etmeyenler 2 nci maddeye bağlı ek madde 35 kabul edilmiştir.
Ek madde 36'yı okutuyorum:
Fatih Üniversitesi
Ek Madde – İstanbul’da Türkiye Sağlık ve Tedavi Vakfı tarafından sayılı Kanunun vakıf yükseköğretim
kurumlarına ilişkin hükümlerine tabi olmak üzere, kamu tüzelkişiliğine sahip Fatih Üniversitesi adıyla yeni bir vakıf üniversitesi
kurulmuştur.
Bu Üniversite, Rektörlüğe bağlı olarak;
a) Fen-Edebiyat Fakültesi,
b) Tıp Fakültesi,
c) İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi,
d) Mühendislik Fakültesi,
e) Hemşirelik Yüksekokulu,
f) Sağlık Bilimleri Meslek Yüksekokulu,
g) Fen Bilimleri Enstitüsü,
h) Sosyal Bilimler Enstitüsü,
ı) Sağlık Bilimleri Enstitüsü,
i) Biyomedikal Mühendislik Enstitüsü’nden,
Oluşur.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.
Madde üzerinde önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler Kabul etmeyenler Ek madde 36 kabul edilmiştir.
Ek madde 37'yi okutuyorum:
Sabancı Üniversitesi
Ek Madde – İstanbul’da Hacı Ömer Sabancı Vakfı tarafından, sayılı Kanunun vakıf yükseköğretim kurumlarına
ilişkin hükümlerine tabi olmak üzere, kamu tüzelkişiliğine sahip Sabancı Üniversitesi adıyla yeni bir vakıf üniversitesi kurulmuştur.
Bu Üniversite, Rektörlüğe bağlı olarak;
a) Fen-Edebiyak Fakültesi,
b) İktisadî ve İdari Bilimler Fakültesi,
c) Mühendislik Fakültesi,
d) Fen Bilimleri Enstitüsü,
e) Sosyal Bilimler Enstitüsü’nden,
Oluşur.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.
Madde üzerinde önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler Kabul etmeyenler Ek madde 37 kabul edilmiştir.
Madde kabul edilmiştir.
Ek madde 38'i okutuyorum:
İstanbul Bilgi Üniversitesi
Ek Madde – İstanbul’da Bilgi Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından, sayılı Kanunun vakıf yükseköğretim kurumlarına
ilişkin hükümlerine tabi olmak üzere, kamu tüzelkişiliğine sahip İstanbul Bilgi Üniversitesi adıyla bir vakıf üniversitesi
kurulmuştur.
Bu Üniversite Rektörlüğe bağlı olarak;
a)Fen-Edebiyat Fakültesi,
b) İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi,
c) İletişim Fakültesi,
d) Fen Bilimleri Enstitüsü,
e) Sosyal Bilimler Enstitüsü’nden,
Oluşur.
BAŞKAN – Daha önceki bir maddede " yeni bir vakıf üniversitesi kurulmuştur" diyorsunuz; burada da " bir vakıf
üniversitesi kurulmuştur" yazıyor. Oraya bir "yeni" kelimesi ilave edilmesi gerekiyor mu Sayın Başkan?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Doğrudur efendim.
BAŞKAN – Orada "yeni bir vakıf üniversitesi kurulmuştur" şeklinde bir düzeltme yapıyoruz.
Madde üzerinde söz isteyen var mı efendim?
HALİL CİN (İçel) – Sayın Başkan, izninizle, Komisyona bir soru yöneltmek istiyorum.
BAŞKAN – Sayın Cin, buyurun.
HALİL CİN (İçel) – Bilgi Vakfı, acaba, mal varlığı itibariyle, bir üniversiteyi yönetecek ve üniversite kuracak nitelikte
varlığa sahip midir; merak ettim, bilgi verebilirler mi?
VELİ ANDAÇ DURAK (Adana) – Yazılı olarak bilgi istiyor.
BAŞKAN – Efendim, bir dakika Bir üniversite kuruyoruz; hem vakfa bağlı hem de kamu tüzelkişiliği vasfını veriyoruz. Sayın
Hocamız da rektörlükten gelmiş. Bazı şeyleri öğrenelim.
Buyurun Sayın Başkan.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkan, bu konular Millî Eğitim
Komisyonumuzda ayrıntılı bir biçimde değerlendirilmiş ve burada kurulmakta olan vakıfların tümünün mal varlıklarının böyle bir
üniversite kurulmasına yeterli olacağı görüşü, Komisyonumuza da intikal ettirildiğinden, ayrıca tahkike değer görülmemiştir.
Arz ederim.
BAŞKAN – Çok genel bir ifade oldu Sayın Başkan.
Peki, teşekkür ederim.
Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.
Önerge yok.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler Etmeyenler Ek madde 38 kabul edilmiştir.
Ek madde 39'u okutuyorum:
Yeditepe Üniversitesi
Ek Madde – İstanbul’da, İstanbul Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından sayılı Yükseköğretim Kanununun vakıf
yükseköğretim kurumlarına ilişkin hükümlerine tabi olmak üzere, kamu tüzelkişiliğine sahip Yeditepe Üniversitesi adıyla yeni bir
üniversitesi kurulmuştur.
Bu Üniversite Rektörlüğe bağlı olarak;
a) Mimarlık-Mühendislik Fakültesi,
b) Tıp Fakültesi,
c) Fen-Edebiyat Fakültesi,
d) İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi,
e) Diş Hekimliği Fakültesi,
f) Güzel Sanatlar Fakültesi,
g) Hukuk Fakültesi,
h) İletişim Fakültesi,
ı) Yabancı Diller Yüksek Okulu,
i) Spor Yüksek Okulu,
j) Fen Bilimleri Enstitüsü,
k) Sosyal Bilimler Enstitüsü
l) Sağlık Bilimleri Enstitüsü’nden,
Oluşur.
BAŞKAN – Sayın Komisyon, elimizdeki metinde, yine, maddede, birinci fıkranın sonunda "yeni bir üniversitesi" diye yer
almış, "yeni bir vakıf üniversitesi" şeklinde olması lazım.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Uygun olur Sayın Başkan.
BAŞKAN – Peki efendim.
Bunu da o şekilde düzeltiyoruz.
Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.
Önerge yok.
Bu haliyle, maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler Etmeyenler Ek madde 39 kabul edilmiştir.
Şimdi, çerçeve 2 nci maddeyi ek maddeleriyle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler Etmeyenler Çerçeve 2 nci madde
ek maddeleriyle birlikte kabul edilmiştir.
3 üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3. – tarihli ve sayılı Kanunun Ek 18 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden
düzenlenmiştir.
Yapılacak Yardım : Devlet yardımının miktarı katma bütçeli Devlet yükseköğretim kurumlarına o yıl tahsis edilen toplam
bütçe ödeneklerinin örgün öğrenci sayısına bölünmesi ile elde edilen tutardır. Bu şekilde bulunacak miktar İstanbul, Ankara ve
İzmir illeri dışında kurulacak yükseköğretim kurumlarına bu illerdekilere nazaran iki katı; Fen, mühendislik, mimarlık ve tıp
dalları için de diğer dallara nazaran iki katı olacak şekilde bölüştürülür. Vakıf üniversitelerinin merkezleri dışındaki illerde
kurdukları yükseköğretim kurumları için yapılacak yardımın hesabında merkez dışındaki ilgili il esas alınır.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen var mı? Yok.
Önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler Etmeyenler Madde kabul edilmiştir.
4 üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.
Önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler Etmeyenler Kabul edilmiştir.
5 inci maddeyi okutuyorum:
MADDE Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.
Önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler Etmeyenler Madde kabul edilmiştir.
Teklifin tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler Etmeyenler Kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olsun.
Komisyona ve Hükümete teşekkür ediyoruz.
Sayın milletvekilleri, çalışmalarımıza devam ediyoruz.
7. – Milletlerarası Finansman Kurumuna Katılmak İçin Hükümete Salahiyet Verilmesine Dair Kanunun Bir Maddesinde
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/)(S. Sayısı : 21) (1)
BAŞKAN – Milletlerarası Finansman Kurumuna Katılmak İçin Hükümete Salahiyet Verilmesine Dair Kanunun Bir
Maddesinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu raporunun müzakeresine başlıyoruz.
Komisyon ve Hükümet yerlerini aldılar.
Raporun okunup okunmaması hususunu oylarınıza sunacağım: Raporun okunmasını kabul edenler Etmeyenler Raporun
okunması kabul edilmemiştir.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen?.. Yok.
Maddelere geçilmesini oylarınıza sunuyorum
ALİ OĞUZ (İstanbul) – Raporun okunması kabul edilmiştir Sayın Başkan.
BAŞKAN – Efendim, edilmedi
LÜTFİ DOĞAN (Gümüşhane) – Sayın Başkan
BAŞKAN – Buyurun Sayın Doğan.
LÜTFİ DOĞAN (Gümüşhane) – Sayın Başkan, raporun okunmasında fayda görüyorum; tekrar oylayalım.
BAŞKAN – Yani, çok da önemli bir şey değil; geçtik Eğer, uygun görürseniz, ben öyle dedim. Yani, belki benim de gözümden
kaçabilir; ama, baktım, ekseriyetle arkadaşlar kabul etmedi.
MUSTAFA ÜNALDI (Konya) – Tekrar oylayalım Sayın Başkan.
BAŞKAN – Peki
Raporun okunup okunmaması hususunu oylarınıza sunacağım: Raporun okunmasını kabul edenler Etmeyenler Raporun
okunması kabul edilmemiştir.
MUSTAFA ÜNALDI (Konya) – Saymadınız ki
BAŞKAN – Saydım efendim.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen?.. Yok.
Maddelere geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler Kabul etmeyenler Maddelere geçilmesi kabul edilmiştir.
1 inci maddeyi okutuyorum:
Milletlerarası Finansman Kurumuna Katılmak İçin Hükümete Salahiyet Verilmesine Dair Kanunun Bir Maddesinde
Değişiklik Yapılmasına ilişkin Kanun Tasarısı
MADDE 1. – tarihli ve sayılı Milletlerarası Finansman Kurumuna Katılmak İçin Hükümete Salahiyet
Verilmesine Dair Kanunun tarihli ve sayılı Kanunla değişik 2 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 2. – Milletlerarası Finansman Kurumuna yapılması gereken ödemeler, gelecek yıllar bütçelerine konulacak
ödeneklerden mahsup edilmek üzere, avans olarak yerine getirilebilir. Ancak, bu avansların toplamı 14 ABD Doları
karşılığını geçemez.
Bakanlar Kurulu, bu miktarı gerektiğinde üç katına kadar artırmaya yetkilidir.”
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?..
MUSTAFA ÜNALDI (Konya) – Karar yetersayısının aranmasını istiyoruz.
BAŞKAN – Tamam efendim, bir dakika
Daha oraya geçmedik Sayın Ünaldı, çok sabırsızsınız, sabrınızı koruyun, zamanında müdahale edin; belki madde üzerinde
söz isteyen arkadaşımız olur.
Madde üzerinde söz isteyen?..
YILDIRIM AKTÜRK (Uşak) – Sayın Başkan
BAŞKAN – Buyurun Sayın Aktürk.
Bakın, arkadaşımız söz istedi.
Şahsınız adına mı efendim?..
YILDIRIM AKTÜRK (Uşak) – Grup adına efendim.
BAŞKAN – Yetki belgeniz yok.
ZEKİ ÇAKAN (Bartın) – Sayın Başkan, grup adına konuşacak.
BAŞKAN – Buyurun Sayın Aktürk.
Süreniz 10 dakika.
ANAP GRUBU ADINA YILDIRIM AKTÜRK (Uşak) – Değerli milletvekilleri, Milletlerarası Finansman Kurumu (İngilizce
tabiriyle International Finance Corporation) IFC, Dünya Bankasının bir yan kuruluşudur. 'da Dünya Bankası grubu bünyesinde
kurulmuştur ve ana amacı, özel sektöre destek olmaktır. Özellikle yılından beri yürütmekte olduğumuz dışa açılma ekonomik
siyasetimizin bir parçası olarak, bu kurumla da çok yakın ilişkiye girmiş bulunuyoruz.
IFC, bugüne kadar 1,4 milyar dolarlık özel sektör projesine Türkiye'de finansman sağlamıştır. Burada getirilen teklifle, Türkiye
hissesinin bir miktar artırılarak, sağladığımız finansmana paralel, prestijimizi artıran bir hisse oranına kavuşmamız sağlanacaktır.
Aslında, IFC'nin ortak ülkeleri arasında -bilgi vermek gerekirse- bizim hissemiz yüzde 0,42 iken, Mısır yüzde 0,57 ile Meksika
yüzde 0,97 ile Macaristan yüzde 0,50 ile Belçika bile yüzde 2 ile temsil edilmekte, Avusturya 0,81 ile bizim önümüzde yer
almaktadır.
Türkiye, gelişmekte olan bir ülke; özel sektörü yeni projelerle bu kuruluşun devamlı müşterisi halinde ve IFC titiz bir finansman
kuruluşu olarak, finansmanına vize verdiği herhangi bir projede, diğer milletlerarası finans sektöründen de bankalardan da aynı
projelere finansman sağlamak mümkündür. Yani, sadece kendi katılma payı değil, yerine göre, hissedar olarak belli bir kuruluşta
görev aldığı gibi, kredi vermekte; fakat, bunun da ötesinde, kredi itibarı yüksek bir kuruluş olduğu için, vize verdiği, projesini
onayladığı Türk özel sektör projeleri, rahatlıkla dünya ölçeğinde finansman bulabilmektedir.
IFC'yi herhangi bir şekilde -belki Refahlı arkadaşlarıma bu mesajı vermek durumundayım- bir IMF'yle veyahut da, kendilerine
göre, bir komplo düzeninin parçası diye gördükleri milletlerarası bir kuruluşla karıştırmasınlar.
ABDÜLLATİF ŞENER (Sıvas) – Kimse karıştırmıyor!..
YILDIRIM AKTÜRK (Devamla) – IFC, Türkiye'de, üretime dönük ve düzgün fizibilitesi olan projeleri destekleyen bir
kuruluştur. Bir misal vermek gerekirse, İslam Kalkınma Bankasının da finansman modeli IFC'nin prensiplerine uygun olarak inşa
edilmiştir; hatta, kuruluşunda, aynı kuruluştan teknik yardım ve organizasyon desteği görmüştür.
Bu açıklamaları yapma ihtiyacını nereden hissettim derseniz Zannediyorum bir miktar karşı görüş var; fakat, aklın yolu
birdir. Bu kuruluşun Türkiye'de katkıda bulunduğu projeler, Türkiye'nin güzide, önde gelen özel sektör projeleridir. Bunların,
özellikle halka açılması yönünde ve sermaye piyasasının geliştirilmesi yönünde de öncü hizmetleri vardır.
IFC'nin, son yıllarda, özellikle önayak olduğu, öncülük ettiği konulardan birisi finans sektörünün geliştirilmesidir. Bu açıdan da,
Türkiyemizde finans sektörünün derinleştirilmesi, sermaye piyasasının geliştirilmesi, halk kapitalizmi dediğimiz, daha
arzuladığımız bir şekilde sermaye piyasasının teşviki, yine, bu tip milletlerarası kuruluşlarla geniş işbirliğimiz sayesinde
güçlenerek sürdürülecektir.
Hadisenin diğer bir boyutu da, özelleştirme meselesinde de -maalesef, neredeyse onbeş yıldır konuşuyoruz, fazla yol alamadık-
yine, IFC'nin çeşitli teknik katkılarını görebiliriz. Yapacağımız özelleştirmelerde -özellikle dış dünyaya açacağımız projelerde- bu
kuruluşun yardımları da yararlı olur.
Dünya Bankasıyla, genelde, ilişkilerimizde, maalesef, yılından sonra bir miktar örselenme olmuştur değerli arkadaşlarım.
Şöyle ki; biz konvertibiliteye geçince, Türk parasının kıymetini veyahut da kambiyo rejimini tam liberal hale getirince, dünya para
piyasalarından ve borsalardan borçlanabilir hale geldik diye, Dünya Bankasını özellikle ihmal ettik; hatta, küçümsedik. O zamanki
sorumlu sayın bakanlarımız "biz, dünya piyasalarından borçlanıyoruz; Tokyo'dan, New York'tan, Frankfurt'tan, Londra'dan, para
piyasalarından borçlanıyoruz; gidip de, öyle, Dünya Bankasıyla oturup da, müzakerelere yokuz" dediler. Bu, aslında bir kayıp
olmuştur; şöyle ki: Çok ciddî bir kullanıcı ülke olan Türkiye, bir ara dördüncü sıraya kadar yükselmiş olan Türkiye, tabiî ki, yeni
kredi kullanmayınca, eski kredilerini öder noktaya gelmiş ve Türkiye'nin kıymetli kaynaklarını, dışarıya, borçlarımızı erken öder
bir şekilde yönlendirmek mecburiyetinde kalmışızdır.
Maalesef, 5 Nisan ekonomik krizinden sonra da kredi itibarımız ortadan kalkınca, bu sefer, dünyadaki -o bahsettiğimiz- güzel
para piyasalarından borçlanamadık; fakat, zedelediğimiz Dünya Bankası ilişkilerini, daha iyi bir noktaya çekecek adımları da
atamadık.
Dünya Bankası, yapısal uyum kredilerini yılında başlayacak şekilde- ilk defa Türkiye'ye verdi ve bunlardan ciddî bir
şekilde istifade ettik; diğer ülkelere "ekonominizi yapı olarak nasıl değiştirirsiniz" konusunda Türkiye'yi örnek verdiler; fakat, son
yıllarda, her ne kadar siyasî otoritelerimiz, hükümette bulunan arkadaşlarımız, Dünya Bankası ve IMF ile yaptıkları müzakereler
çerçevesinde bazı vaatlerde bulundularsa da, yapısal değişimde ciddî adımlar atamadık. Onlar da, giderek "bu adımları atmadıkça
biz de, size finansman sağlamayız" şeklinde güçlük çıkarmaya başladılar.
Bugünlerde tekrar bir ısınma noktasına gelen hadise, özellikle enerji sektörümüzü ilgilendiriyor. Türkiye'de enerji darboğazına
girmememiz için, süratli bir şekilde, Türk özel sektörünün -Sayın Doğan'ın sevk ettiği kararnamede de var- "BOT modeli" dediğimiz,
yani yap-işlet-devret modeli dediğimiz modelin desteklenmesi ve milletlerarası ihale kurallarıyla bir an evvel yeni santral projelerinin
de devreye sokulması lazım. Bunlara da, yine, finansman sağlayabilecek olan kuruluşlar Dünya Bankası ve IFC'dir.
Özetleyecek olursam, bu kuruluşu, Dünya Bankasının veyahut da milletlerarası kuruluşların diğer müesseselerinden ciddî bir
şekilde ayırt ederek gözetmek lazım. Herhangi bir programı, hiçbir şekilde empoze eden bir tarafı yoktur. Case by case, proje
bazında, fizibilitesi düzgün olan projelere finansman sağlar; aklı yatıyorsa, hissedar olarak iştirak eder, yoksa kredi verir, bazen her
ikisini de yapar; fakat, böyle bir destek sağladığı projenin milletlerarası kredi itibarı söz konusudur ve bu konuda, özellikle Türk
finans sektörünün örselendiği -ben bunu daha evvelki bir konuşmamda da arz etmeye çalıştım- dış finans desteğine şiddetle
ihtiyacımız olan bir dönemde, Türk özel sektörünün dinamizmini kesmememiz için, o gayreti pekiştirmek için, bu tip desteğe
ihtiyacımız vardır.
Sabrınız için teşekkür eder, saygılar sunarım.
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Aktürk.
Madde üzerinde başka söz isteyen?funduszeue.info
MUSTAFA ÜNALDI (Konya) – Karar yetersayısının aranmasını istiyoruz.
BAŞKAN – Efendim, tamam Aslında bu tasarı zaten açık oylamaya tabi; isterseniz, maddelerin müzakeresini bitirelim,
sonunda açık oylama yapacağız Sayın Ünaldı.
MUSTAFA ÜNALDI (Konya) – Maddede istiyoruz, Sayın Başkan.
BAŞKAN – Canım anladım, istiyorsunuz da Meclisin çalışmasına biraz yardımcı olursanız memnun oluruz. Şimdi, ret
yönünde de karar yetersayısı yok, kabul yönünde de yok; arkadaşınız var, gelin, beğenmediğiniz kanunu reddedin. Olur mu?..
(RP sıralarından gürültüler)
Bu Meclisi çalıştırmak zorundayız. Hem gelmeyeceksiniz hem de Meclis çalışmasın diyeceksiniz; olmaz ki arkadaşlar
Hepimiz bu Mecliste görev yapıyoruz (RP sıralarından gürültüler)
SÜLEYMAN HATİNOĞLU (Artvin) – İlk defa doğruyu söyledin Sayın Başkan.
BAŞKAN – Ben her zaman doğruyu söylüyorum da, sen acaba benim dediklerimi anlıyor musun?!
FETHULLAH ERBAŞ (Van) – Sayın Başkan, 95 milletvekili var burada.
BAŞKAN- Evet, maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenlerKabul etmeyenlerKarar yetersayısı redde de kabulde de
bulunamadığı için, birleşime 10 dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:


İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati:
BAŞKAN: Başkanvekili Kamer GENÇ
KÂTİP ÜYELER: Ünal YAŞAR (Gaziantep), Ali GÜNAYDIN (Konya)



BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 58 inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
VIII. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
7. – Milletlerarası Finansman Kurumuna Katılmak İçin Hükümete Salahiyet Verilmesine Dair Kanunun Bir Maddesinde
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/)(S. Sayısı : 21) (Devam)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, çalışmalarımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Komisyon ve Hükümet yerlerini aldılar.
21 sıra sayılı, Milletlerarası Finansman Kurumuna Katılmak İçin Hükümete Salahiyet Verilmesine Dair Kanunun Bir
Maddesinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu üzerinde müzakereler yapılırken,
1 inci maddenin müzakeresi bitmiş, maddenin oylanması sırasında karar yetersayısı istenmişti.
Şimdi, 1 inci maddeyi tekrar oylayacağım ve karar yetersayısını arayacağım.
1 inci maddeyi kabul edenler Kabul etmeyenler 1 inci madde kabul edilmiştir.
2 nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2.– Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler Etmeyenler Kabul edilmiştir.
3 üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3.– Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler Etmeyenler Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, kanun tasarısının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın kupaların sıralar arasında dolaştırılması suretiyle yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler Kabul edilmiştir.
Kupalar sıralar arasında dolaştırılsın.
(Oylar toplandı)
BAŞKAN – Salonda olup da oyunu kullanmayan sayın üye var mı? Yok.
Oy verme işlemi bitmiştir; kupalar kaldırılsın.
(Oyların ayırımı yapıldı)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Milletlerarası Finansman Kurumuna Katılmak İçin Hükümete Salahiyet Verilmesine Dair
Kanunun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısının yapılan açık oylamasına sayın milletvekili
katılmış, kabul, 2 ret, 4 geçersiz oy çıkmıştır; ancak, toplantı yetersayısına ulaşılamadığı için, bu oylama geçerli değildir.
Oylama, ilerideki bir birleşimde tekrar yapılacaktır.
Bu durumda, Meclisimizin çalışmasına devam etmesi için toplantı yetersayısı bulunamadığından ve zaten çalışma süremizin
de bitmesine çok az bir zaman kaldığından, Başbakan Mesut Yılmaz hakkında verilen gensoru önergesini ve kanun tasarı ve
tekliflerini görüşmek için, 6 Haziran Perşembe günü saat 'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati:


IX. – SORULAR VE CEVAPLAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1. – Kastamonu Milletvekili Fethi Acar’ın, gelir dağılımındaki dengesizliğe ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Ufuk
Söylemez’in yazılı cevabı (7/)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki soruların Başbakan Sayın Mesut Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

Fethi Acar
Kastamonu
1. Bilindiği üzere son yıllarda enflasyon üç rakamlara ulaşmış bir türlü aşağı çekilememektedir. Bu durumda bihassa devlet
memurlarımızın geçim şartları gün geçtikçe zorlaşmaktadır. için memurların geçim durumu ile ilgili bir iyileştirme
düşünülecek midir?
2. Gelir dağılımındaki dengesizlik (özellikle işçi memur arasındaki fark) büyük uçurum halini almış, husursuzluk yaratacak
boyutlara ulaşmıştır.
Bu dengesizlik için ne düşünülmektedir?
(*) tarihli 48 inci birleşimde yer alan 7/’ye ek cevap

T.C.
Devlet Bakanlığı
Sayı : B (18)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : gün ve AGNS// sayılı yazınız.
Kastamonu Milletvekili Fethi Acar’ın Sayın Başbakanımıza tevcih ettiği 7/ sayılı yazılı soru önergesinin cevabı ekte
gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
H. Ufuk Söylemez
Devlet Bakanı
T.C.
Başbakanlık
Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı
Sayı : FDB/
Konu : Soru önergesi
Devlet Bakanlığına
(Sn. H. Ufuk Söylemez)
İlgi : Devlet Bakanlığının tarih ve 12/ sayılı yazısı
İlgi yazıda Kastamonu milletvekili Sayın Fethi Acar’ın memurların gelir durumu ile işçi ve memur arasındaki maaş ve ücret
farkıyla ilgili olarak Sayın Başbakanımıza tevcih ettiği yazılı soru önergesinin cevaplandırılması istenmektedir.
Mevcut kaynakların izin verdiği ölçüde memurlarımızın gelir durumu iyileştirilmeye çalışılmaktadır. Ancak, zaman zaman
uygulanan istikrar tedbirleri, Bütçe gelirlerinin harcamaları karşılamadaki yetersizliği ve memur sayısının gerektiğinden fazla
olması gibi nedenlerle memur maaşları bazı yıllarda düşük oranda artırılmakta ve reel olarak gerilemektedir. Son olarak, 5 Nisan
İstikrar Tedbirleri sonucu memur maaşları yılında reel olarak gerilemiştir. Bu gerilemeyi telafi etmek için, yılında
memur maaşları ortalama olarak Ocak ayında yüzde 19,6, Nisan ayında yüzde 36,2 ve Kasım ayında yüzde 57,6 oranında
artırılmıştır. Bu artışlarla, yılında memur maaşlarındaki artış oranı ortalama olarak yüzde ve yıl sonu itibariyle yüzde
,7 olmuştur. Böylece, 31 Aralık ’e göre en düşük dereceli devlet memurunun aylığı yüzde ,2, en yüksek dereceli devlet
memurunun aylığı da yüzde ,6 oranında artmış olmaktadır.
Bu maaşlar yılının ikinci yarısına kadar uygulanacak, ikinci yarıdaki maaş artışları yılın ilk altı aylık dönemindeki
ekonomik gelişmelere göre belirlenecektir. yılı personel harcamaları için, geçen yıla göre yüzde 81 oranında artış yapılarak,
trilyon lira ödenek ayrılmıştır. Bu ödenek, yüzde 69 olarak programlanan enflasyonun üzerinde bir artış yapmaya yetecek
miktardadır.
İşçi ücretleri ile memur maaşları arasında zaman içinde işçi ücretleri lehine oluşmuş bulunan farkın giderilmesi için, son
yıllarda memur maaşları işçi ücretlerinden daha yüksek oranda artırılmıştır. Örneğin, yılında işçi ücretleri yılın birinci
yarısında yüzde 16 ve ikinci yarısında da yüzde 16 olmak üzere yılı sonuna yüzde 39 oranında artırılmıştır. Bu artış oranı
ise yüzde ,7’lik memur maaş artış oranının oldukça gerisindedir.
Bilgilerinize arz ederim.
Necati Özfırat
Müsteşar
2. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, yap-işlet-devret modeliyle hangi şirket ve kuruluşlara, hangi şartlarla proje
tahsis edildiğine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı H. Hüsnü Doğan’ın yazılı cevabı (7/)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Sayın Hüsnü Doğan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını
saygılarımla arz ederim.
Bülent Akarcalı
İstanbul
1. Ocak ayından bu yana hangi kuruluş ve şirketlere, hangi şartlarla yap-işlet-devret modeliyle projeler tahsis edilmiştir?
T.C.
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı
Araştırma, Planlama ve Koordinasyon
Kurulu Başkanlığı
Sayı : BAPK/
Konu : Yazılı soru önergesi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : TBMM Başkanlığının 9 Nisan tarih ve AGNS// sayılı yazısı.
İstanbul Milletvekili Sayın Bülent Akarcalı’nın tarafıma tevcih ettiği ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 96 ncı
maddesi uyarınca cevaplandırılması istenen, 7/ esas no.’lu yazılı soru önergesi ile ilgili bilgiler hazırlanarak ekte sunulmuştur.
Bilgilerinize arz ederim.
Hüsnü Doğan
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı
İstanbul Milletvekili Sayın Bülent Akarcalı’nın soru önergesi ve cevabı (7/)
Soru :
Ocak ayından bu yana hangi kuruluş ve şirketlere, hangi şartlarla yap-işlet-devret modeliyle projeler tahsis edilmiştir-
Cevap :
sayılı yasa hükümleri çerçevesinde bu güne kadar YİD modeli kapsamında Bakanlığımızca toplam 37 projenin tahsisi
yapılmıştır. Herhangi bir YİD projesinin şirkete tahsis edilmiş olması, Bakanlığmız ile şirket arasında uygulama sözleşmesi
imzalanmasını zorunlu kılmamaktadır. Görüşmeler sonucunda anlaşmaya varılan şirket ile Ek-3’de yeralan esaslar çerçevesinde
uygulama sözleşmesi imzalanmaktadır.
Tahsisi yapılan 37 projeden 3 adedi işletmeye açılmış, 3 adedi inşa halinde olup, 15 adedinin sözleşmesi imzalanmış, 7 adedi
Danıştay incelemesinde, 9 adedinin ise sözleşme görüşmeleri sürdürülmektedir. Bu projeler ile ilgili detay bilgiler Ek : 2’de
verilmiştir.
Sözkonusu bu projelerden 12 adedinin tahsisi Ocak ayından sonra yapılmış olup, bu projeler ile ilgili detay bilgiler Ek :
1’de verilmiştir.

Not : Yazılı soru ile ilgili diğer bilgiler dosyasındadır.

3. – Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu’nun, Türkiye Taş Kömürü Kurumu Amasra ve Armutçuk müessese ve ocaklarına
ilişkin Başbakandan sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı H. Hüsnü Doğan’ın yazılı cevabı (7/)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Başbakan tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususuna emirlerinizi arz ederim.
Cafer Tufan Yazıcıoğlu
Bartın
5 Nisan kararları ile alınan Türkiye Taş Kömürü Kurumu Amasra ve Armutçuk Müessese ve Maden ocaklarının özelleştirilmesi
mümkün olmazsa kapatılması kararında bir değişiklik düşünülüyor mu?
T.C.
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı
Araştırma, Planlama ve Koordinasyon
Kurulu Başkanlığı
Sayı : BAPK/
Konu : Yazılı soru önergesi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : a) TBMM Başkanlığının tarih ve AGNS// sayılı yazısı.
b) Devlet Bakanlığının tarih ve B/ sayılı yazısı.
Bartın Milletvekili Sayın Cafer Tufan Yazıcıoğlu’nun Sayın Başbakan’a tevcih ettiği ve Millet Meclisi İç Tüzüğünün 96 ncı
maddesi gereğince cevaplandırılması istenen, 7/ esas no.’lu yazılı soru önergesi ile ilgili bilgiler hazırlanarak ekte sunulmuştur.
Bilgilerinize arz ederim.
Hüsnü Doğan
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı
Bartın Milletvekili Sayın Cafer Tufan Yazıcıoğlu’nun yazılı soru önergesi ve cevabı (7/)
Soru :
5 Nisan kararları ile alınan Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra ve Armutçuk Müessese ve Maden Ocaklarının özelleştirilmesi
mümkün olmazsa kapatılması kararında bir değişiklik düşünülüyor mu?
Cevap :
Eski Başbakan Sayın Tansu Çiller ile zamanın Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Murat Karayalçın’ın
“Ekonomik İstikrar Tedbirleri” konusunda 5 Nisan tarihinde yaptıkları ortak basın toplantısında, TTK Kurumu ile ilgili
olarak, özetle “Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda verimliliği artırmak üzere gerekli olan küçültme ve iyileştirme faaliyetlerine devam
edileceği, bazı ocakların özelleştirileceği veya personelin kanunî haklarının korunarak üretimlerinin durdurulacağı” ifade edilmiştir.
Ancak, Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra ve Armutçuk Müessese ve Maden Ocaklarının Özelleştirilmesi yada
kapatılmasıyla ilgili herhangi bir faaliyette bulunulmamıştır.
Ayrıca, tarih ve sayılı “Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” özelleştirme uygulamasına geçilebilmesi için, ilgili kurum ve birimlerinin
özelleştirme kapsamına alınmasını gerekli görmektedir. Bugüne kadar TTK Kurumu veya herhangi bir birimi bu kapsama dahil
edilmemiştir.
Halen, TTK Kurumunda verimliliği artırmak üzere gerekli olan küçültme ve iyileştirme faaliyetlerine devam edilmektedir. Bu
çerçevede; Armutçuk ve Amasra Müesseseleri, işletme haline dönüştürülerek konsantrasyona gidilmiştir. Küçük sahalar ya
terkedilmiş yada rödevans karşılığı üçüncü şahıslara devredilmiştir.
Havzada, modernizasyon projelerinin uygulamalarına geçilmekte, üretim verimini artırıcı teknolojiler devreye sokularak,
uygulamaların yaygınlaştırılmasına çalışılmaktadır.
Özellikle Amasra kömürünün briketlenmesi çalışmaları umut verici olmuştur. Kömür satış gelirlerini artırmak, linyit ve benzerî
yakıtların sebep olduğu çevre kirliliğini önlemek amacıyla Amasra kömürlerinin dışarıdan hizmet alımı yolu ile briketlenmesi için
yapılan çalışmalar sonuçlanmak üzeredir.
4. – İstanbul Milletvekili Mehmet Tahir Köse’nin, İstanbul-Tuzla deresinin ıslahına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanı H. Hüsnü Doğan’ın yazılı cevabı (7/)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki soruların Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
M. Tahir Köse
İstanbul
İstanbul-Tuzla deresi muhtelif tarihlerde birçok defa taşmış, tuzlada bulunan konut ve işyerlerinde çok büyük maddî zararlar
doğurmuştur. Geçtiğimiz günlerdeki son taşkında ise, ilçenin karşılaştığı maddî zararlar yanında bir de can kaybı olmuştur. Bu
güne kadar Bakanlık, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlğı, İstanbul Valiliği ve Tuzla Belediye Başkanlığı arasında birçok
yazışma yapılmıştır. Bu yazıların hepsi bende mevcuttur. Dolayısıyla bana verilecek cevapta bunların tekrarlanması yerine; bu
sorunun nasıl ve ne zaman çözüleceğini yöre halkına iletebilmem için bilgi verilmesini saygılarımla arz ederim.
1. Tuzla deresinin ıslahı nasıl yapılacaktır?
2. Şayet bu ıslahı yapmayı düşünüyorsanız ne zaman başlanacaktır?
T.C.
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı
Araştırma, Planlama ve Koordinasyon
Kurulu Başkanlığı
Sayı : BAPK/
Konu : Yazılı soru önergesi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : a) TBMM Başkanlığının tarih ve AGNS// sayılı yazısı.
İstanbul Milletvekili Sayın Mehmet Tahir Köse’nin Bakanlığıma tevcih ettiği ve Millet Meclisi İç Tüzüğünün 96 ncı maddesi
gereğince cevaplandırılması istenen, 7/ esas no.’lu yazılı soru önergesi ile ilgili bilgiler hazırlanarak ekte sunulmuştur.
Bilgilerinize arz ederim.
Hüsnü Doğan
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı
İstanbul Milletvekili Sayın M. Tahir Köse’nin yazılı soru önergesi ve cevabı (7/)
Soru : 1. Tuzla deresinin ıslahı nasıl yapılacaktır?
Cevap : 1. Tuzla ilçesinden geçen Tuzla deresi de dahil olmak üzere İstanbul Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde yer alan
dere yataklarının büyük bir bölümünde, dere yağış alanlarının tamamı şehir imar planında kentsel kullanımlar için
planlandığından, mecralardaki akış koşullarının düzenlenmesinin “Dere Islah Projeleri” yerine “Şehir Yağmur Suyu Projesi”
kapsamında ele alınması gerekmektedir.
Konu bu yönüyle tamamen kentsel alt yapı ile ilgili ve ayrı bir ihtisas gerektiren özellikte olup, DSİ Genel Müdürlüğünün görev
kapsamı dışındadır.
Soru : 2. Şayet bu ıslahı yapmayı düşünüyorsanız ne zaman başlanacaktır?
Cevap : 2. İSKİ Genel Müdürlüğü, kuruluş ve görevleri hakkındaki yasanın, İSKİ’nin görev ve yetkilerine ilişkin 2 nci
maddesinin “b” şıkkı çerçevesinde; yılına kadar İstanbul şehir merkezinde yaklaşık 30 derede DSİ Genel Müdürlüğünce
etüt, proje ve uygulama gibi muhtelif aşamalarda yürütülen çalışmaları, DSİ ile mutabakat sağlayarak üstlenmiş olup, belirtilen
tarihten itibaren de yürütmektedir. Bu çalışmalar sırasında, teknik danışmanlık hizmeti hususundaki talepler, DSİ Genel
Müdürlüğünce karşılanmaktadır. Yine, İSKİGenel Müdürlüğü tarafından “Tuzla deresinin ıslahı” konusunda da benzer bir talepte
bulunulması durumunda gerekli teknik yardım sağlanacaktır.
5. – İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş’ın, tutuklu bulunan bazı ögrencilerin tedavilerinin önlendiği iddiasına ilişkin sorusu
ve Adalet Bakanı Mehmet Ağar’ın yazılı cevabı (7/)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıda yer alan sorularımın Adalet Bakanı tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Ercan Karakaş
İstanbul
Ankara’daki öğrenci olaylarından sonra tutuklanan 26 öğrenciden, erkek olanlar Elmadağ, kız öğrenciler de Afyon cezaevinde
bulunuyor.
Elmadağ cezaevinde bulunan öğrencilerden Mehmet Akagündüz’ün kaburgasında ezik, Cevher Özbek’in omurgasında
zedelenme, ayrıca Ali Durdağı’nın kafasında, Köksal Kaysı’nın burnunda, Devrim Erdem’in kolunda kırık olduğu ve bu
öğrencilerin tedavi için doktora çıkma isteklerinin cezaevi yönetimince geri çevrildiği basında yer aldı. Aynı şekilde öğrencilerin
ailelerinin, tedavi için cezaevi yönetimine vermek istedikleri dilekçelerin de kabul edilmediği basın haberleri arasındaydı.
Sorular :
1. Polis tarafından yaralanan ve şimdi cezaevinde bulunan bu gençlerin tedavilerinin önlendiği doğru mudur?
2. Ailelerin verdiği dilekçeler neden alınıp işleme konulmamıştır?
3. Dilekçeleri almayan ve tedaviye sevketmeyen ilgililer hakkında herhangi bir idarî soruşturma açılmış mıdır? Açılmadıysa
açmayı düşünüyor musunuz?
T.C.
Adalet Bakanlığı
Bakan :
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı ifadeli, tarihli AGNS. // sayılı
yazınız.
İlgi yazınız ekinde alınan ve İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş tarafından verilen ve yazılı olarak cevaplandırılması
istenen soru önergesine verilen cevap iki nüsha halinde ekte sunulmuştur.
Bilgilerinize arz ederim.
Mehmet Ağar
Adalet Bakanı
Sayın Ercan Karakaş
İstanbul Milletvekili
T.B.M.M.
Bakanlığıma yönelttiğiniz ve yazılı olarak cevaplandırılmasını istediğiniz soru önergesinin cevabı aşağıda belirtilmiştir.
Ankara’da meydana gelen öğrenci olaylarıyla ilgili olarak, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet, öğrenim
özgörlüğünü engellemek, kamu hizmetine tahsis edilmiş eğitim kurumlarının mallarına karşı ızrar suçlarından sanık 23 kişi
Ankara nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesince günü tutuklanmışlardır. Tutuklu sanıkların suç yeri itibariyle Ankara Kapalı
Cezaevine konulmaları gerekmekte ise de; cezaevinin fizikî koşullarının yetersizliği ve aynı cezaevinde barındırılan tutukluların
işlemiş oldukları iddia olunan suçların nev’ileri göz önünde tutularak bunlardan 22’si Elmadağ Kapalı Cezaevine, 1’i Afyon E Tipi
Kapalı Cezaevine konulmuşlardır.
Elmadağ Kapalı Cezaevine konulan 22 tutuklu; tarihinde “Elmadağ Kapalı Cezaevinde kalmak istemediklerini ve
Ankara Kapalı Cezaevine sevkedilinceye kadar açlık grevine gideceklerini” beyan ederek tarihinde kontrol ve muayene
için cezaevine getirilen doktoru kabul etmemişler ve muayene olmamışlardır.
tarihinde bu tutuklulardan 12’si, doktor kontrolünü kabul ederek Elmadağ Devlet Hastanesinden getirilen doktora
muayene olmuşlardır.
tarihinde, cezaevine getirilen doktora ise, 10 tutuklu kendi istekleriyle muayene olmuşlardır.
günü açlık grevini bırakan tutuklulardan, daha önce muayene olmayanlar da cezaevine getirilen doktora kendi
istekleriyle muayene olmuşlardır.
Ayrıca, soru önergesinde isimleri geçen tutuklulardan;
Cevher Özbek’in; ve tarihlerinde cezaevine getirilen doktorun muayenesini kabul etmediği, günü
açlık grevini bırakarak sağlık ocağından getirilen sağlık ocağı tabibine tedavisinin yaptırıldığı,
Mehmet Akagündüz’ün; günü Elmadağ Devlet Hastanesinden getirilen doktor tarafından muayene edildiği, muayene
sonucunda Elmadağ Devlet Hastanesine sevkedildiği, günü Devlet Hastanesine gönderilerek burada tedavisinin yapıldığı,
Ali Durdağı’nın; tarihinde Elmadağ Devlet Hastanesinden cezaevine getirilen doktor tarafından muayene edildiği,
günü Elmadağ Merkez Sağlık Ocağı tabiplerinden birisi tarafından Elmadağ Devlet Hastanesi Dahiliye Polikliğine sevk
edildiği, tarihinde Elmadağ Merkez Sağlık Ocağında tedavi gördüğü, tarihinde Elmadağ Devlet Hastanesi
Dahiliye Polikliniğinde bir Dahiliye Mütehassısı tarafından tedavi edildiği,
Köksal Kaysı’nın; tarihinde Elmadağ Devlet Hastanesindeki bir doktor tarafından cezaevi revirinde muayene edildiği,
tarihinde tutukluları muayene için getirilen sağlık ocağı tabibi tarafından muayene edildiği, tarihinde Elmadağ
Merkez Sağlık Ocağında, sağlık ocağı tabiplerinden birisi tarafından muayene edildiği,
Devrim Erdem’in; günü cezaevine getirilen Merkez Sağlık Ocağı tabiblerinden birisi tarafından yapılacak muayeneyi
açlık grevinde olduklarından dolayı kabul etmediği, tarihinde Devlet Hastanesi doktorlarından birisi tarafından yapılacak
muayeneyi de aynı nedenle kabul etmediği, sonuçta günü Elmadağ Merkez Sağlık Ocağı tabiplerinden birisi tarafından
muayene edildiği ve günü Elmadağ Merkez Sağlık Ocağına, buradan da Elmadağ Acil Polikliniğine götürüldüğü ve
Elmadağ Hastanesi Acil Polikliniğince Ankara Numune Hastanesi Ortopedi Polikliniğine günü sevkedildiği,
Elmadağ Kapalı Cezaevi vizite defterleri ve ilgili tutanakların incelenmesinden anlaşılmıştır.
Öte yandan, Afyon E Tipi Kapalı Cezaevinde bulunan Ülkü Gündoğdu isimli tutuklunun da, Afyon E Tipi Kapalı Cezaevine
getirildiği günü kurum tabipliğine çıkartıldığı, cezaevi tabipliğince muayenesinin derhal yapıldığı, bilahare Devlet
Hastanesine iki defa sevkedildiği, bunun dışında hergün veya gün aşırı olmak üzere kurum tabipliğine çıkarılarak gerekli
tedavisinin yaptırıldığı kurum kayıtlarından anlaşılmıştır.
Bu nedenle, Elmadağ ve Afyon Kapalı Cezaevlerinde tutuklu olarak bulunan 23 kişinin, cezaevlerine alındıkları günden
itibaren tedavilerinin yaptırılmasına azamî gayret gösterildiği ve hiçbir tutuklunun bu yöndeki isteğinin geri çevrilmediği
anlaşıldığından, bu konuda idarî soruşturma açılmasını gerektirir bir husus bulunamamıştır.
Diğer taraftan, adı geçen tutukluların ailelerince sadece tarihinde Elmadağ Cumhuriyet Başsavcılığına verilen bir
dilekçe mevcut olup, bu dilekçe de derhal işleme konulmuş olduğundan, bu konuda da idarî soruşturma açılmasını gerektirir bir
husus bulunamamıştır.
Bilgilerinize arz ederim.
Mehmet Ağar
Adalet Bakanı
6. – Kayseri Milletvekili Memduh Büyükkılıç’ın, kamu kesiminde çalışan işçilerin ikramiyelerine ilişkin Başbakandan sorusu
ve Devlet Bakanı Ufuk Söylemez’in yazılı cevabı (7/)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki soru önergesinin delaletinizle Başbakanımız tarafından yazılı olarak cevaplandırılması için gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Dr. Memduh Büyükkılıç
Kayseri
Kamu kesiminde çalışan işçilerimizin ikramiyelerini Kurban Bayramı nedeniyle Bayram öncesi vermeyi düşünüyor musunuz?
T.C.
Devlet Bakanlığı
Sayı : B (18)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : gün ve AGNS// sayılı yazınız.
Kayseri Milletvekili Memduh Büyükkılıç’ın Sayın Başbakanımıza tevcih ettiği 7/ sayılı yazılı soru önergesinin
cevabı ekte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
H. Ufuk Söylemez
Devlet Bakanı
T.C.
Başbakanlık
Hazine Müsteşarlığı
Sayı : funduszeue.info
Konu : Soru önergesi
Devlet Bakanlığı Makamına
(Sayın Ali Talip Özdemir)
İlgi : Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının tarih ve AGNS// sayılı yazısı.
İlgide kayıtlı yazıda, Kayseri Milletvekili Sayın Memduh Büyükkılıç’ın Sayın Başbakan’a tevcih ettiği yazılı soru
önergesine ilişkin cevap talep edilmektedir.
Sözkonusu önergeye ilişkin cevabımız aşağıda sunulmaktadır :
Kamu İktisadî Teşebbüslerinde çalışan işçilerin ikramiye ödemeleri toplu iş sözleşmesi şartlarına uygun olarak yapılmaktadır.
Ayrıca Kurban Bayramı nedeniyle Bayram öncesi, finansman durumu uygun olan KİT’ler, işçilere daha sonra maaşlarından mahsup
edilmek üzere avans ödemesinde bulunmuşlardır.
Bilgileri arz olunur.
H. Ufuk Söylemez
Devlet Bakanı
7. – Kütahya Milletvekili Mehmet Korkmaz’ın, Kütahya eski Hükümet Konağının adliye binasına dönüştürülmesine ilişkin
sorusu ve Adalet Bakanı Mehmet Ağar’ın yazılı cevabı (7/)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki yazılı sorularımın Adalet Bakanı Sayın Mehmet Ağar tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda
gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Mehmet Korkmaz
Kütahya
1. Kütahya eski Hükümet Konağının restore edilerek, burasının adliye binasına dönüştürülmesi konusundaki çalışmalar neden
bitirilememektedir?
2. Bu güne kadar, söz konusu binanın restoresi için ne kadar ödeme yapılmış ve bitirilmesi için ne kadar ödeneğe ihtiyaç
vardır?
3. Bakanlık olarak, bu konudaki görüşünüz nedir?
T.C.
Adalet Bakanlığı
Bakan :
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı ifadeli, tarihli AGNS. // sayılı
yazınız.
İlgi yazınız ekinde alınan ve Kütahya Milletvekili Mehmet Korkmaz tarafından verilen ve yazılı olarak cevaplandırılması
istenen soru önergesine verilen cevap iki nüsha halinde ekte sunulmuştur.
Bilgilerinize arz ederim.
Mehmet Ağar
Adalet Bakanı
Sayın
Mehmet Korkmaz
Kütahya Milletvekili
T.B.M.M.
Şahsıma yönelttiğiniz ve yazılı olarak cevaplandırılmasını istediğiniz soru önergesinin cevabı aşağıda belirtilmiştir.
Kütahya Eski Hükümet Konağının restore edilerek Adliye Binasına dönüştürülme işi TL.’lik keşifle
tarihinde ihale edilmiş olup, 1 TL.’lik hakediş üzerinden tarihinde tasfiye kabulü yapılarak ilk keşif bedeli
tamamlanmıştır.
Yapılan ilk ihale ile binanın kiremitleri yenilenerek çatı onarımı, çevre direnajı, iç sıvalar sökülerek orjinaline uygun sıvası
yapılmış, ahşap tavan ve pencere doğramaları yenilenmiş, sıva altı tesisatlar çekilmiş, bodrum katların ıslahı yapılarak % 40’lık
kısım bitirilmiştir.
Geriye kalan kısmın tamamlanması için,
1. yılında 3 TL.
2. yılında 6 TL.
3. yılında 20 TL. ödenek istenilmiş olmasına karşılık ödenek yetersizliğinden gönderilememiştir.
yılı ödenek talebi ise 32 TL. + % 15 KDV ile birlikte (4 TL.) = 36 TL.’dir.
Bilgilerinize arz ederim.
Mehmet Ağar
Adalet Bakanı
8. – Kütahya Milletvekili Mehmet Korkmaz’ın, Kütahya elektrik şebekesinin yenilenmesine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanı H. Hüsnü Doğan’ın yazılı cevabı (7/)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki yazılı sorularımın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Sayın Hüsnü Doğan tarafından yazılı olarak
cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Mehmet Korkmaz
Kütahya
1. Kütahya il merkezinin Elektrik şebekesi 28 yıldan beri yenilenmediği için sık sık arızalar ve elektrik kesintileri meydana
gelerek, tehlikeler olmaktadır. Elektrik şebekesinin yenilenmesi konusunda Bakanlığınızın çalışmaları nedir? Yenileme ihalesinin
yapıldığı söylenmektedir. İhale edildi ise, hangi firmaya verilmiştir ve çalışmalara ne zaman başlanılacaktır? İhale bedeli ne
kadardır?
T.C.
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı
Araştırma, Planlama ve Koordinasyon
Kurulu Başkanlığı
Sayı : BAPK/
Konu : Yazılı soru önergesi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : T.B.M.M. Başkanlığının tarih ve AGNS. sayılı yazısı.
Kütahya Milletvekili Sayın Mehmet Korkmaz’ın tarafıma tevcih ettiği ve Millet Meclisi İçtüzüğünün 96 ncı maddesi gereğince
cevaplandırılması istenen, 7/ esas no.’lu yazılı soru önergesi ile ilgili bilgiler hazırlanarak ekte sunulmuştur.
Bilgilerinize arz ederim.
Hüsnü Doğan
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı
Kütahya Milletvekili Sayın Mehmet Korkmaz’ın yazılı soru önergesi ve cevabı (7/)
Soru : Kütahya il merkezinin elektrik şebekesi 28 yıldan beri yenilenmediği için sık sık arızalar ve elektrik kesintileri meydana
gelerek, tehlikeler olmaktadır. Elektrik şebekesinin yenilenmesi konusunda Bakanlığınızın çalışmaları nedir? Yenileme ihalesinin
yapıldığı söylenmektedir. İhale edildi ise, hangi firmaya verilmiştir ve çalışmalara ne zaman başlanacaktır? İhale bedeli ne
kadardır?
Cevap : Kütahya il merkezinin eskiyen elektrik şebekesinin yenilenmesi amacıyla, Kütahya-Merkez Ag/OG elektrik şebekesinin
ihalesi, TEDAŞ Genel Müdürlüğü tarafından TL. keşif bedeli ile tarihinde yapılmıştır. Söz konusu
ihaleyi Çağrı Mühendislik İnş. ve Tic. Ltd. Şirketi TL. ihale bedeliyle almış olup, TEDAŞ ile firma arasında
tarihinde sözleşme imzalanmıştır. Yüklenici firmaya Nisan tarihinde yer teslimi yapılmıştır. Yer teslimi ve iş
programı onaylanma aşamasında olup, firma bu onayı müteakip 1 ay içerisinde işe başlayacaktır. İş süresi ise işe başlama
tarihinden itibaren 5 yıldır.
9. – Konya Milletvekili Lütfi Yalman’ın, Konya Ticaret Mahkemesi Başkan ve üyelerinin atamalarının neden yapılmadığına
ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Mehmet Ağar’ın yazılı cevabı (7/)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Adalet Bakanı Sayın Mehmet Ağar tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını delaletlerinize arz
ederim.
Lütfi Yalman
Konya
tarih ve sayılı Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü yazısı ile kurulup faaliyeti için gerekli personel
kadroları tespit ve tayin edilen, Konya Ticaret Mahkemesine hala Mahkeme Başkanı ve Üyeleri atanmamıştır.
Başkan ve üye ataması niçin yapılmamıştır? Ne zaman atanacaklardır?
T.C.
Adalet Bakanlığı
Bakan :
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı ifadeli, tarihli AGNS. // sayılı
yazınız.
İlgi yazınız ekinde alınan ve Konya Milletvekili Lütfi Yalman tarafından verilen ve yazılı olarak cevaplandırılması istenen
soru önergesine verilen cevap iki nüsha halinde ekte sunulmuştur.
Bilgilerinize arz ederim.
Mehmet Ağar
Adalet Bakanı
Sayın
Lütfi Yalman
Konya Milletvekili
T.B.M.M.
Şahsıma yönelttiğiniz ve yazılı olarak cevaplandırılmasını istediğiniz soru önergesinin cevabı aşağıda belirtilmiştir.
Adliye hizmet binasında yer bulunamaması nedeniyle, Konya Ticaret Mahkemesi başkan ve üyeliklerine bugüne kadar atama
yapılamamıştır.
Konya Cumhuriyet Başsavcılığının tarihli ve /66 sayılı yazısıyla, Konya Adliyesi ek hizmet binasının
kullanılmaya başlandığı ve Ticaret Mahkemesine hizmet verecek bölümün tahsis edildiği bildirildiğinden, hâkim ve savcıların
atamalarıyla ilgili olarak yapılacak Kararname çalışmalarında Konya Ticaret Mahkemesi başkan ve üyeliklerine atama yapılması
hususu Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna sunulacaktır.
Bilgilerinize arz ederim.
Mehmet Ağar
Adalet Bakanı
– Aydın Milletvekili Sema Pişkinsüt’ün, yurt dışından ithal edilen tıbbî malzeme-ekipman ve ilaç tutarına ilişkin sorusu ve
Devlet Bakanı Yaman Törüner’in yazılı cevabı (7/)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın ilgili Bakanlık tarafından Dış Ticaret Müsteşarlığının kayıtlarına bağlı ve yazılı olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Dr. Sema Pişkinsüt
Aydın
1. Son 5 yıl içerisinde yurt dışından ithal edilen (bedelli ve bedelsiz) tıbbî malzeme-ekipman ve ilaç tutarı ne kadardır? Bunun
ne kadarı devlet, ne kadarı özel sektör tarafından ithal olunmuştur?
2. Sağlık Bakanlığının yurda sokulan bu iyileştirici mahiyetteki tıbbî malzemelerin ve ekipmanların hangi model olduklarına
ve ne miktar alındıklarına ait onayı var mıdır?
Teşekkürler ve Saygılarımla.
T.C.
Devlet Bakanlığı

kaynağı değiştir]

Dış bağlantılar[değiştir

Ali Erbaş

Ali Erbaş (d. , Kabadüz), Türk akademisyen ve Diyanet İşleri Başkanı.

Hayatı[değiştir

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.