erva binti abdülmuttalib / Cesur bir kadın Erva.. - Son Dakika Haberler

Erva Binti Abdülmuttalib

erva binti abdülmuttalib

Erva bint Abd&#;lmuttalib Hz. Muhammed'in halası

Annesi Fâtıma bint Amr b. Âiz olan Ervâ, Hz. Peygamber'in babası Abdullah ile ana-baba bir kardeştir. Câhiliye döneminde Umeyr b. Vehb ile evlendi. Ondan Tuleyb adında bir oğlu oldu. Kaynaklarda daha sonra Ertât b. Şürahbîl ve Kelede b. Abdümenâf ile de evlilik yaptığı zikredilmektedir.

Bazı tarihçiler, Hz. Peygamber'in halalarından sadece Safiyye'nin müslüman olduğunu söylemekteyse de diğer halaları Âtike ile Ervâ'nın da İslâmiyet'i kabul ettikleri anlaşılmaktadır. Ervâ'nın, oğlu Tuleyb'in tesiriyle müslüman olduğu bilinmektedir. Tuleyb b. Umeyr Erkam'ın evinde müslüman olduktan sonra annesini dine davet etti. Oğlunun İslâm'ı seçmesinden mutluluk duyduğunu belirten ve onu Hz. Peygamber'i desteklemeye teşvik eden Ervâ, kendisinin diğer kız kardeşlerinin İslâmiyet'i kabul etmelerini beklediğini ve onlarla birlikte müslüman olacağını söyledi. Fakat Tuleyb'in, dayısı Hamza'nın da İslâmiyet'i benimsediğini hatırlatarak artık müslüman olması zamanının geldiğini ısrarla söylemesi üzerine Ervâ İslâmiyet'i kabul etti. Diğer kız kardeşleri gibi kendisi de şair olduğundan sözleriyle ve şiirleriyle Resûl-i Ekrem'i ve müslümanları savundu. Bu hususta şöyle bir olay nakledilmektedir: Kureyş'in ileri gelenleri tarafından Hz. Peygamber'e çeşitli eziyetler yapıldığını gören Tuleyb bu zulme dayanamayıp Ebû Cehil'i tokatlamıştı. Bunun üzerine Tuleyb'i yakalayıp bağlamışlar, fakat dayısı Ebû Leheb araya girerek onu kurtarmıştı. Bu olaydan sonra Ervâ'yı ziyarete gelen bazı Kureyşliler, oğlunun Hz. Muhammed'i korumak için canını tehlikeye attığını söyleyerek buna engel olmasını istediler. Fakat Ervâ, "Onun hayatının en şerefli bölümü dayısının oğlu Muhammed'i koruduğu günler olmuştur" diyerek oğlunu savundu. Gelenler arasında bulunan kardeşi Ebû Leheb'e kendisinin de İslâm'ı seçtiğini söyleyerek yeğeni Muhammed'e destek vermesini istedi. Fakat Ebû Leheb bu teklifi kabul etmedi. Bütün bu bilgilerden Ervâ'nın Mekke döneminde müslüman olduğu, daha sonra da Medine'ye hicret ettiği anlaşılmaktadır.

Ervâ hem Câhiliye döneminde hem müslüman olduktan sonra şeref ve faziletiyle tanınan, görüşlerine başvurulan meşhur kadınlardan biriydi. Babası Abdülmuttalib'in ve Resûl-i Ekrem'in vefatı üzerine söylediği mersiyeler kaynaklarda zikredilmiştir.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

Cesur bir kadın Erva..

ÂMİNE ATEŞ KABAKTEPE

Abdulmuttalip’in göz bebekleri olan Erva, Ummu Hâkim, Atike, Safiye, Berra ve Amime adlarında altı tane kızı vardı. Bunların hepsi Abdulmuttalip’in ailesinden beklenilmeyen değil; takdire şayan, değerli karakterlerdi.

Erva binti Abdülmuttalip (r.a) Rasûlullah (s.a.v) Efendimizin halası

Oğlunun delâletiyle İslâm’la şereflenen bir hanım sahabe Çocuğuna devamlı nasihat eden, Rasûlullah’ın yanından ayrılmamasını tembih eden, ona destek olmasını isteyen faziletli bir anne!.. O, Haşimoğullarına mensuptur. Annesi Fâtıma binti Amr b. Âiz’dir. Babası Abdülmuttalib’dir. Sevgili Peygamberimizin babası Abdullah ile ana-baba bir kardeştir. İslâm’ın ilk günlerini gören ve akrabalık gayretiyle Resûl-i Ekrem (s.a.v) Efendimize destek olan bir hanımdır.

O, Cahiliye döneminde Umeyr İbni Vehb ile evlendi. Ondan Tuleyb adında bir oğlu oldu. Tuleyb İslâm’ın ilk günlerinde Erkam’ın evinde on beş (15) yaşında iken İslâm’la şereflendi. Annesi Erva Hatunun da Müslüman olması için dualar etti. Bir gün annesiyle karşılıklı olarak tatlı tatlı sohbet etti. Aralarında şöyle bir konuşma geçti:

- “Bak anne! Ben Müslüman oldum. Muhammed (a.s) uydum. Ona teslim oldum.” dedi. Ervâ Hatun da:

- “Hiç şüphesiz dayının oğlu, senin yardımına ve desteğine herkesten daha lâyıktır. Vallahi onu erkeklere karşı korumaya gücümüz yetseydi, her saldırıdan korurduk.” dedi.

Tuleyb annesinin bu yumuşak davranışının destek manasına geldiğini anladı. Ona daha nazik davranmaya, sözlerine, hareketlerine daha önem vermeye çalıştı. Anneciğinin bir an önce küfür bataklığından kurtulmasını istiyordu. Bunun için zaman kolluyor, fırsat gözlüyordu.

İslâmiyet gün geçtikçe Mekke’de yayılıyor ve Müslümanlar çoğalıyordu. Mekke’nin ileri gelen gençleri Mus’ab, Muâz, Mikdat, Bilâl, Zübeyr ve Sa’d İbni Ebu Vakkas (r.a) hep Müslüman olmuşlardı.

Halkın arasında cesaretiyle, kahramanlığıyla tanınan bileği bükülmez, korkusuz yiğit Hz. Hamza da İslâm’ın nuruna kavuşmuştu. Müslümanlar yeni yeni isimlerle, güç kazanmaya başlamıştı.

Tuleyb (r.a) bir an önce anneciğinin de cehalet karanlıklarından ve küfür bataklığından kurtulmasını arzu ediyordu. Bu sebeple gıyabında devamlı dua yapıyordu. Dayısının İslâm’a girmesini fırsat bilerek anneciğine tatlı ve yumuşak bir üslup ile yalvarmaya başladı. Ona İslâm’ın güzelliklerini anlattı. Gönlünü İslâm’a hazırladı. Şöyle dedi:

- “Anneciğim! Seni Müslüman olmaktan ve Rasûlullah’a teslim olup ona uymaktan alıkoyan nedir? Bak kardeşin Hamza da Müslüman oldu.” dedi.

- Ervâ Hatun oğlunun bu merhametli nazik davranışları karşısında dayanamadı. Gönlü ısındı ama teslim de olamadı. “Oğlum! Kardeşimin yaptıklarına bakıyorum. Sonra onlardan biri olacağım.” diyerek kadın safiyeti içinde bir cevap verdi.

Tuleyb (r.a) annesinin İslâm’a hazır hâle geldiğini fakat vaktini beklediğini hissetti. Onu üzecek bir harekette bulunmadan arzusunu tekrar etti ve: “Öyle ise ey anneciğim! Sen Rasûlullah’a gidip kelime-i şahadet getirinceye kadar ben de Allah’a yalvarmağa devam edeceğim.” diyerek üzerine düşen hizmete, duaya devam etti.

Oğlunun bu nazlı yakarışlarına, samimi davranışlarına ve gönlünün derinliklerinden gelen sevgisine dayanamayan Ervâ Hatun bu engin şefkat ve edeb karşısında teslim oldu ve hemen kelime-i şahadet getirdi. “Şahadet ederim ki, Allah’tan başka ilâh yoktur. Ve yine şahadet ederim ki, Muhammed Allah’ın resulüdür.” dedi.

Ervâ Hatun İslâm’la şereflendikten sonra yeğeni Hz. Muhammed (s.a)’e daha çok yardımcı oldu. Oğlunu Rasûlullah (s.a)’in yanından ayrılmaması için devamlı teşvik etti. İslâm’ın yayılması konusunda destek olmasını istedi.

Bir gün oğlu Tuleyb Ebu Cehil’in Efendimize hakaret ettiğini, sövüp saydığını duydu. Onun bu kaba hareketine dayanamayıp eline geçirdiği bir deve kemiği ile koşup gitti ve Ebu Cehil’in başını yardı. Ebu Cehil’in avenesi Tuleyb’i tutup bağladılar. Dayısı Ebu Leheb araya girerek onun bağlarını çözdü ve yeğenini kurtardı. Sonra kız kardeşi Ervâ Hatun’un yanına geldi ve:

- “Tuleyb Muhammed için kendisini tehlikeye atıyor. Onun yaptıklarını görmüyor musun?” diyerek azarladı. Ervâ Hatun gayet sakin bir şekilde müşrik kardeşine şöyle cevap verdi:

- “Onun günlerinin en hayırlısı, hayatının en şerefli dönemi dayısının oğlu Muhammed’i koruduğu ve ona yardım ettiği günlerdir. O, Allah’tan hak ve gerçeği getirmiştir.” diyerek oğlunu desteklediğini ifade etti.

Ebu Leheb o güne kadar kız kardeşinin Müslüman olduğunu bilmiyordu. Öfkeli bir şekilde ona:

- “Senin, baban Abdülmuttalib’in dinini bırakıp da Muhammed’e tâbi olduğuna şaşılır!” dedi.

- Ervâ Hatun gayet sakindi. Sabırlıydı. Ona merhamet ederek nasihat ediyor ve şu teklifte bulunuyordu:

- “Kalk! Sen de kardeşinin oğlunun yanında bulun! Onunla beraber dur! Ona yardımcı ol! Ona destek ol! Ona savunucu ol! Eğer o galip gelir, onun dini üstün gelirse, sen iyi kimselerden olursun. Yoksa yeğeninin yüzünden suçlu ve kusurlu olursun.” dedi. Yeğeni Muhammed’e destek vermesini istedi. Fakat Ebu Leheb bu teklifi kabul etmedi. Bir türlü içindeki kin ve öfkeyi atamadı. Oradan ayrılıp giderken:

- “Onun getirdiği, sonradan ortaya çıkardığı din yüzünden bütün Arap topluluklarına karşı koymağa bizim gücümüz mü yeter.” dedi.

Ervâ Hatun da fikrinde sebat ettiğini, imanından vazgeçmeyeceğini ve bu yolda ölünceye kadar canıyla malıyla çalışacağını, oğlu Tuleyb’i takip ettiği yolda desteklediğini ifade eden şu mısraları söyledi:

Tuleyb dayısının oğluna yardım eder

Ondan canını, malını esirgemez.

Erva Hatun hem Cahiliyye döneminde hem Müslüman olduktan sonra şeref ve faziletiyle tanınan, görüşlerine başvurulan meşhur kadınlardan biriydi. Babası Abdulmuttal¬ib’in ve Resul-i Ekrem’in vefatı üzerine söylediği mersiyeler kaynaklarda zikredilmiştir. Hiç kimseden çekinmeyen ve sözünü sakınmayan yaratılışta bir sahabeye idi. Gayet cesur ve atılgandı. Mekke’de müşrik erkekler dahi kendisinden sakınırdı. Oğlu Tuleyb, Habeşistan’a hicrete katıldı ve Bedir savaşında bulundu. Hicretin yılında Şam’da Rumlarla yapılan Ecnadeyn savaşında otuz beş yaşındayken şehit oldu. Hz. Erva’nın ise nerede ve ne zaman vefat ettiği hakkında bir kayıt bulunmamaktadır. Allah onlardan razı olsun!

Erva Binti Abdülmuttalib (ra) Kimdir?

Erva binti Abdülmuttalib radıyallahu anhâ Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimizin halası Oğlunun delâletiyle İslâmla şereflenen bir hanım sahâbî Çocuğuna devamlı nasîhat eden, Rasûlullah’ın yanından ayrılmamasını tenbih eden, ona destek olmasını isteyen fazîletli bir anne!..

Erva binti Abdülmuttalib (funduszeue.info) Haşimoğullarına mensuptur. Annesi Fâtıma binti Amr b. Âiz’dir. Babası Abdülmuttalib’dir. Sevgili Peygamberimizin babası Abdullah ile ana-baba bir kardeştir. İslâm’ın ilk günlerini gören ve akrabalık gayretiyle Resûl-i Ekrem (s.a.) Efendimize destek olan bir hanımdır.

O, Câhiliye döneminde Umeyr İbni Vehb ile evlendi. Ondan Tuleyb adında bir oğlu oldu. Tuleyb İslâm’ın ilk günlerinde Erkam’ın evinde İslâm’la şereflendi. Annesi Ervâ Hâtunun da müslüman olması için duâlar etti. Bir gün annesiyle karşılıklı olarak tatlı tatlı sohbet etti. Aralarında şöyle bir konuşma geçti:

– “Bak anne! Ben müslüman oldum. Muhammed aleyhisselâma uydum. Ona teslim oldum.” dedi. Ervâ Hâtun da:

– “Hiç şüphesiz dayının oğlu, senin yardımına ve desteğine herkesten daha lâyıktır. Vallahi onu erkeklere karşı korumaya gücümüz yetseydi, her tecâvüzden korurduk.” dedi. Tuleyb annesinin bu yumuşak davranışının destek mânâsına geldiğini anladı. Ona daha nâzik davranmaya, sözlerine, hareketlerine daha önem vermeye çalıştı. Anneciğinin bir an önce küfür bataklığından kurtulmasını istiyordu. Bunun için zaman kolluyor, fırsat gözlüyordu.

İslâmiyet gün geçtikçe Mekke’de yayılıyor ve müslümanlar çoğalıyordu. Mekke’nin ileri gelen gençleri Mus’ab, Muâz, Mikdat, Bilâl, Zübeyr ve Sa’d İbni Ebi Vakkas (funduszeue.infoüm) hep müslüman olmuşlardı. Halkın arasında cesâretiyle, kahramanlığıyla tanınan bileği bükülmez, korkusuz yiğit Hz. Hamza da İslâm’ın nûruna kavuşmuştu. Müslümanlar yeni yeni isimlerle, güç kazanmaya başlamıştı.

Tuleyb (r.a) bir an önce anneciğinin de cehalet karanlıklarından ve küfür bataklığından kurtulmasını arzu ediyordu. Bu sebeble gıyabında devamlı duâ yapıyordu. Dayısının İslâm’a girmesini fırsat bilerek anneciğine tatlı ve yumuşak bir üslûb ile yalvarmaya başladı. Ona İslâm’ın güzelliklerini anlattı. Gönlünü İslâm’a hazırladı. Şöyle dedi:

– “Anneciğim! Seni müslüman olmaktan ve Rasûlullah’a teslim olup ona uymaktan alıkoyan nedir? Bak kardeşin Hamza da müslüman oldu.” dedi.

– Ervâ Hâtun oğlunun bu merhametli nâzik davranışları karşısında dayanamadı. Gönlü ısındı ama teslim de olamadı. “Oğlum! Kardeşimin yaptıklarına bakıyorum. Sonra onlardan biri olacağım.” diyerek kadın sâfiyeti içinde bir cevap verdi. Tuleyb (r.a) annesinin İslâm’a hazır hâle geldiğini fakat vaktini beklediğini hissetti. Onu üzecek bir harekette bulunmadan arzusunu tekrar etti ve:

“Öyle ise ey anneciğim! Sen Rasûlullah’a gidip kelime-i şehadet getirinceye kadar ben de Allah’a yalvarmağa devam edeceğim.” diyerek üzerine düşen hizmete, duâya devam etti. Oğlunun bu nazlı yakarışlarına, samimi davranışlarına ve gönlünün derinliklerinden gelen sevgisine dayanamayan Ervâ Hâtun bu engin şefkat ve edeb karşısında teslim oldu ve hemen kelime-i şehadet getirdi.

“Şehadet ederim ki, Allah’tan başka ilâh yoktur. Ve yine şehadetederimki, Muhammed Allah’ın resûlüdür.” dedi. Ervâ Hâtun İslâm’la şereflendikten sonra yeğeni Hz. Muhammed (s.a)’e daha çok yardımcı oldu. Oğlunu Rasûlullah (s.a)’in yanından ayrılmaması için devamlı teşvik etti. İslâm’ın yayılması konusunda destek olmasını istedi.

Bir gün oğlu Tuleyb Ebû Cehil’in Efendimize hakaret ettiğini, sövüp saydığını duydu. Onun bu kaba hareketine dayanamayıp eline geçirdiği bir deve kemiği ile koşup gitti ve  Ebû Cehil’in başını yardı. Ebû Cehil’in âvânesi Tuleyb’i tutup bağladılar. Dayısı Ebû Leheb araya girerek onun bağlarını çözdü ve yeğenini kurtardı. Sonra kız kardeşi Ervâ Hatun’un yanına geldi ve:

– “Tuleyb Muhammed için kendisini tehlikeye atıyor. Onun yaptıklarını görmüyor musun?” diyerek azarladı. Ervâ Hâtun gayet sâkin bir şekilde müşrik kardeşine şöyle cevap verdi:

– “Onun günlerinin en hayırlısı, hayatının en şerefli dönemi dayısının oğlu Muhammed’i koruduğu ve ona yardım ettiği günlerdir. O, Allah’tan hak ve gerçeği getirmiştir.” diyerek oğlunu desteklediğini ifade etti. Ebû Leheb o güne kadar kız kardeşinin müslüman olduğunu bilmiyordu. Öfkeli bir şekilde ona:

– “Senin, baban Abdülmuttalib’in dinini bırakıp da Muhammed’e tâbi olduğuna şaşılır!” dedi.

– Ervâ Hâtun gayet sâkindi. Sabırlıydı. Ona merhamet ederek nasîhat ediyor ve şu teklifte bulunuyordu:

– “Kalk! Sen de kardeşinin oğlunun yanında bulun! Onunla beraber dur! Ona yardımcı ol! Ona destek ol! Onu savunucu ol! Eğer o gâlib gelir, onun dini üstün gelirse, sen iyi kimselerden olursun. Yoksa yeğeninin yüzünden suçlu ve kusurlu olursun.” dedi. Yeğeni Muhammed’e destek vermesini istedi. Fakat Ebû Leheb bu teklifi kabul etmedi. Bir türlü içindeki kin ve öfkeyi atamadı. Oradan ayrılıp giderken:

– “Onun getirdiği, sonradan ortaya çıkardığı din yüzünden bütün Arap topluluklarına karşı koymağa bizim gücümüz mü yeter.” dedi.

Ervâ Hâtun da fikrinde sebat ettiğini, imanından vazgeçmeyeceğini ve bu yolda ölünceye kadar canıyla malıyla çalışacağını, oğlu Tuleyb’i takib ettiği yolda desteklediğini ifade eden şu mısraları söyledi:

Tuleyb dayısının oğluna yardım eder

Ondan canını, malını esirgemez.

ERVÂ HÂTUN’UN ÜZÜNTÜSÜ

Ervâ Hâtun hem Cahiliye döneminde hem İslâm’la şereflendikten sonra şeref ve fazîletiyle tanınan, görüşlerine başvurulan kavminin ileri gelen hanımlardan biriydi. Şâir ruhlu olduğu için sözleriyle ve şiirleriyle Resûl-i Ekrem (s.a) Efendimizi ve müslümanları savunmaya gayret etmiştir. Babası Abdülmuttalib’in ve Resûl-i Ekrem (s.a)’in vefâtı üzerine söylediği mersiyeleri kaynak eserlerde zikredilmektedir. O, Fahr-i Kâinat (s.a) Efendimizin dâr-ı bekâya irtihallerinden sonra sevgisini, üzüntüsünü şu mısralarıyla dile getirmiştir:

Ey Allah’ın Resûlü! Sen bizim ümidimizdin

Sen bize iyilik ederdin, zulmetmezdin

Sanki kalbimin üzerinde Muhammed’in adı var

Peygamberden sonra kabileler bir araya gelemediler.

Ne mutlu fazîletli annelere!.. Ne seâdet çocuklarını İslâm yolunda eğitip Rasûlullah (s.a)’in izinden yürütebilenlere!.. Müjdeler olsun İslâm’ın hizmet erlerini yetiştiren annelere!.. Eyvâhlar olsun dünyanın kölesi, nefsinin oyuncağı şeytanın tuzağı olmuş annelere!..

Cenab-ı Hak cümlemizin kalblerini İslâm’ı yaşama ve destekleme yolunda Ervâ binti Abdülmuttalib (funduszeue.infoâ)’nın aşkı, heyecanı gayreti ve titizliği ile doldurmayı nasîb eylesin. Şefâatlerine nâil eylesin. Amin.

Kaynak: Mustafa Eriş, Altınoluk Dergisi, Sayı: , Temmuz

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası