ali kuşçu hayati kisaca / ALİ KUŞÇU - TDV İslâm Ansiklopedisi

Ali Kuşçu Hayati Kisaca

ali kuşçu hayati kisaca

Ali Kuşçu kimdir? İşte kısaca Ali Kuşçu'nun hayatı

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Aralık 16, 2020 16:36

LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi

Timurlular devrinde Semerkant'ta yetişen, Fatih Sultan Mehmet'in 1473'te Uzun Hasan üzerine yaptığı seferde yanında götürdüğü Ali Kuşçu, dönüşte Ayasofya Medresesi'ne müderris tayin edildi. Peki, Ali Kuşçu kimdir? İşte kısaca Ali Kuşçu'nun hayatı...

Haberin Devamı

Bilime verdiği önemle bilinen Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet tarafından Ayasofya Medresesi'ne müderris olarak tayin edilen, İstanbul'da astronomi ve matematik alanındaki çalışmalara canlılık getiren Türk astronom, matematikçi ve dil bilimci Ali Kuşçu, 546 yıl önce vefat etti.

Asıl adı "Alaeddin Ali" olan Kuşçu'nun, doğum yeri ve tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber 15. yüzyılın başlarında Semerkant'ta doğduğu rivayet edilir. Dini ve ilmi eğitimini Semerkant'ta alan Kuşçu'nun babası Muhammed'in, Uluğ Bey'in doğancıbaşısı olduğu ve bu nedenle lakaplarının "Kuşçu" olduğu düşünülmektedir.

Timurlular devrinde Semerkant'ta yetişen Kuşçu, buradaki eğitiminin ardından Bursalı Kadızade-i Rumi'den, Gıyaseddin Cemşid ve Uluğ Bey'den matematik ve astronomi eğitimi aldı.

Haberin Devamı

Kirman'da kaldığı dönemde, Şerh-i Tecrid adlı eserini kaleme alan Kuşçu, bunu Ebu Said Han'a sundu.

Alimlerden aldığı dersler neticesinde bir tez mahiye­tinde yazdığı ve ayın şekillerini anlatan Hallü'l-Eşkali'l-Kamer adlı bir de risale yazan Kuşçu, daha sonra Uluğ Bey'in yanına döndü. Ayın hallerini yazdığı risalesini Uluğ Bey'e sunan Kuşçu, hocasının takdirini kazandı.

Kuşçu, Semerkand Gözlemevi'nin müdürü olan Kadızade-i Rumi'nin ölümü üzerine gözlemevinin başına geçti ve "Uluğ Bey Zici"nin tamamlanmasında yardımcı oldu.

Uluğ Bey tarafın­dan Çin'e gönderilen Ali Kuşçu, bu ziyareti sırasında da bir eser kaleme aldı.

Uluğ Bey'in oğlu tarafından öldürülmesinden derin üzüntü duyan Kuşçu, Semerkant'tan ayrılarak, hac bahanesiyle Tebriz'e gitti. Kuşçu, burada Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan'dan hürmet ve değer görürken, kendisine Fatih Sultan Mehmet'le Uzun Hasan'ın arasını bulması için elçilik teklifinde bulunuldu.

Uzun Hasan'ın teklifini kabul eden Kuşçu, beraberindeki heyetle İstanbul'a geldi. İlmi bilgisi Fatih'in de ilgisini çeken Kuşçu, İstanbul'da kalması için sultan tarafından ikna edildi. Elçilik görevini tamamlamak için Tebriz'e dönen Kuşçu, Uzun Hasan'ın oluruyla 1472'de İstanbul için yola çıktı.

Kuşçu'nun İstanbul'a geldiğini öğrenildiğinde Fatih'in karşılama için kadırga donattırdığı ve alimlerden oluşan bir grubu ona gönderdiği rivayet edilir.

Haberin Devamı

Fatih Sultan Mehmet, 1473'te Uzun Hasan üzerine yaptığı seferde yanında götürdüğü Ali Kuşçu'yu, dönüşte Ayasofya Medresesi'ne müderris tayin etti. İstanbul'da astronomi ve matematik alanındaki çalışmalara canlılık getiren Ali Kuşçu'nun derslerini ilim adamlarının dahi takip ettiği biliniyor.

Kuşçu, medresedeki görevinin yanında medrese nizamnamelerini de hazırlarken, sadece astronomi ve matematik alanında değil kelam ve felsefe alanlarında eserler kaleme aldı.

İSTANBUL'UN ENLEMİNİ ÖLÇTÜ

Öte yandan Ali Kuşçu'nun Fatih Sultan Mehmet zamanında Molla Hüsrev'le birlikte Semaniye Medreseleri'nin programını düzenlemek için görevlendirildiği rivayet ediliyor.

Haberin Devamı

Ali Kuşçu'nun, İstanbul'un 60 derece olarak belirlenen boylam değerini düzeltip 59 derece, enlemini de 41 derece 14 dakika olarak tespit ettiği bilinmekle birlikte Fatih Camisi'nde güneş saati de bulunuyor.

16 Aralık 1474 İstanbul'da vefat eden Ali Kuşçu, Eyüp Sultan Türbesi civarına defnedildi. Kuşçu'nun yetiştirdiği talebeler arasında torunu Mirim Çelebi ile Molla Lutfi de yer alıyor.

ESERLERİ

Ali Kuşçu'nun daha çok şerhhaşiye türünden olan eserlerini "Astronomi-Matematik", "Kelam ve Usul-i Fıkıh" ve "Dil-Gramer" olmak üzere 3 grupta toplamak mümkün.

Kuşçu'nun "Astronomi-Matematik" alanında "Risale fi'l-heye", "Risale fi'l-hisab", "Er-Risaletü'l-fethiyye", "Er-Risaletü'l-Muhammediyye", "Şerh-i Zic-i Ulug Beg" ve Şerhu't-Tuhfeti'ş-şahiyye"; "Kelam ve Usul-i Fıkıh" alanında "Eş-Şerhu'l-cedid ale't-Tecrid" ve "Haşiye ale't-Telvih"; "Dil-Gramer" alanında ise "Şerhu'r-Risaleti'l-vaziyye", "Risale fi vazi'l-müfredat", "Unküdü'z-zevahir", "Şerhu'ş-Şafiye li'bni'l-Hacib", "Faide li-tahkiki lami't-tarif", "Risale Ma ene kultü" ve "Risale fi'l-hamd" adlı eserleri bulunuyor.

Haberin Devamı

Ayrıca, nüshaları tespit edilemeyen "Tarihu Ayasofya", "Tefsirü'z-zehraveyn", "Mahbubü'l-hamail", "Risale fi halli eşkali'l-kamer", "Risale fi mevzuati'l-ulum" ve "Meserretü'l-kulub fi defi'l-kürub" adlı eserler de kaynaklarda Kuşçu'ya atfediliyor.

Astronom, Matematikçi ve Dil Bilimci: Ali KUŞÇU

Matematik çalışmaları ile bilinen Ali Kuşçu, astronomi ve dil bilimi alanında da önemli bir isim.

Döneminin önemli astronomi ve matematik bilgini Ali Kuşçu, 15. yüzyılda Semerkant’ta yaşadı. Uluğ Bey, Kadızâde-i Rûmî ve Gıyâsüddin Cemşid el-Kâşî gibi dönemin önemli bilim adamlarından matematik ve astronomi dersleri aldı. Öğrenimini tamamlamak amacı ile Kirman’a giden Kuşçu, oradan yazdığı Hall el-Eşkâl el-Kamer adlı risalesi ile geri döndü. Ali Kuşçu, Semerkant’a dönüşünden sonra, Semerkant Gözlemevinin müdürü olan Kadızâde-i Rûmî’nin ölümü üzerine gözlemevinin başına geçti. Uluğ Bey Zîci eserinin tamamlanmasına yardımcı oldu. Ancak, Uluğ Bey’in ölümü üzerine Semerkant’tan ayrılan Ali Kuşçu, Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın yanına gitti.

SEMERKANT’TAN AYASOFYA’YA

Ali Kuşçu, Uzun Hasan tarafından Osmanlı ile Akkoyunlu Devletlerinin arasında barışı sağlamak amacıyla Fatih Sultan Mehmet’e elçi olarak gönderildi. Bilim adamlarına takdir eden Fatih, Ali Kuşçu’ya İstanbul’da kalmasını ve medresede ders vermesini teklif etti. Bunun üzerine İstanbul’da kalan Ali Kuşçu Ayasofya’ya müderris olarak atandı. Burada Fatih Külliyesi’nin eğitim programlarını hazırladı, astronomi ve matematik dersleri verdi. Medreselerde matematik derslerinin okutulmasında önemli bir rolü olan Ali Kuşçu, aynı zamanda İstanbul’un enlem ve boylamlarını ölçmüş ve çeşitli güneş saatleri yapmıştır.

İKİ ÖNEMLİ ESER

Astronomi ve matematik alanında iki önemli eser kaleme alan Kuşçu, Otlukbeli Zaferi’nden sonra Fatih Sultan Mehmet’e Fethiye eserini sundu. Astronomi alanında yazdığı Fethiye’nin birinci bölümünde, gezegenlerin küreleri ele alınıyor ve gezegenlerin hareketlerinden bahsediliyordu. İkinci bölüm yerin şekli ve yedi iklim üzerineydi. Son bölümde ise Ali Kuşçu, Yer’e ilişkin ölçüleri ve gezegenlerin uzaklıklarını veriyordu. Ali Kuşçu’nun diğer eseri ise Fatih’in ismine atfen Muhammediye adını verdiği matematik kitabıdır. Kuşçu, 1471 yılında İstanbul’da vefat etti.

 

Ali Kuşçu, ünlü matematikçi ve dil bilimci, Timur ve Osmanlı İmparatorluğu’nda bir astronom Ali Kuşçu Kimdir, hangi alanda çalışma yapmıştır ve neyi icat etti? Kuşçu’nun modern dünya üzerinde nasıl bir etkisi oldu? Ali Kuşçu’nun doğum ve ölüm tarihi ne zaman? Ali Kuşçu’nun en önemli eseri nedir?

Ali Kuşçu öleli kaç yıl oldu, ölüm yıl dönümü ne zaman? Ali Kuşçu kaç yaşında vefat etmiştir? Hayatı, Biyografisi, Başarıları ve Eserleri…

Ali Kuşçu Kimdir?

İslam dünyasına yön veren stronom, matematikçi ve dil bilimci Ali Kuşçu, asıl adı Alaeddin İbn Muhammed el-Kuşçu olarak bilinen Kuşçuzâde Alâüddîn Ebû el-Kâsım Ali İbn Muhammed, XV. Yüzyılın başlarında Maveraünnehir bölgesinde, tarihi kaynaklara göre tahminen 1403 yılında Semerkand’da doğmuştur.  71 yaşında Semerkant’ta hayatını kaybeden Ali Kuşçu’nun ölüm tarihi  16 Aralık 1474’tür.

Ali Bin Muhammed olan Ali Kuşçu, 15. yüzyılda yaşamış, Timur İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu’nda bir astronom, matematikçi ve kelam âlimi, dil bilimcidir.

Ali Kuşçu Kısaca Hayatı

Ali Kuşçu’nun Babası Muhammed, Timur İmparatorluğu Sultanı ve astronomu Uluğ Bey’in kuşçusu olduğu için ailesi “Kuşçu” lakabıyla meşhur oldu.

Babası Muhammed, doğan besliyordu. Uluğ Bey’in (1394 – 1449) doğancısı olduğu için önce Kuşçuzâde, sonradan da Kuşçu lakabıyla tanınmıştır.

Ali Kuşçu, eğitiminin önemli bir kısmı Uluğ Bey’in sarayında ve onun yakın çevresinde geçti. Uluğ Bey’den, Gıyâsüddîn el-Kâşî’den, Kadızâde-i Rûmî’den ve Uluğ Bey’in etrafındaki diğer bilim insanlarından matematik ve astronomi dersleri aldı. Uluğ Bey ondan “faziletli oğlum” diye bahsederdi.

Eğitim Hayatı ve İlk Yılları

Ali Kuşçu Semerkand’da tahsilini tamamladıktan sonra, söylentiye göre gizlice Kirman’a gitmiş ve oradaki bilim ve düşünce âlimlerinden dersler almıştır.

Ali Kuşçu, Semerkand’daki eğitiminden sonra İran – Kirman’a gitti ve burada Umman denizindeki fırtınalar hakkında araştırmalar yaptı ve bu konuda bir eser yazdı. Daha sonra 1423 civarında Herat’a (şimdiki Afganistan’da) ulaştı. Uluğ Bey’in babasının yönetimindeki Herat, tıpkı Semerkant gibi, önde gelen birçok sanatçı, matematikçi ve astronomu barındıran bir ilim merkeziydi. Burda Ali Kuşçu astronomi öğretti, Ay hakkında (Ayın Dönemleri Üzerine Açıklamalar) ve matematik üzerine bir eser yazdı.

Kirman’da kaldığı sürede içlerinde Nasîrüddîn-i Tûsî’nin Tecrîd el-Kelâm adlı eserinin de bulunduğu birçok kitabı okuma ve inceleme fırsatı buldu. Tûsî’nin kitabı üzerine hazırladığı ilk kelam çalışması olan Şerh el-Tecrîd (Tecrîd Üzerine) eserini de burada yazmış ve Ebû Sâid Bahâdır Han’a takdim etmiştir.

Ali Kuşçu burada kaleme aldığı bir diğer çalışması olan Risale Hall el-Eşkâl el-Kamer’i de (Ay’ın Görünümleri Üzerine) Semerkand’a döndüğünde Uluğ Bey’e takdim etmiş ve takdirini kazanmıştır.

Ayrıca Risâle der İlm-i Hey’e (Astronomi Risalesi) ve Risâle der İlm-i Hisâb (Aritmetik Risalesi) adlı Farsça iki makale daha yazmıştır.

Daha sonra Semerkand’a dönerek Ay’ın Dönemleri ile ilgili Açıklamaları, Uluğ Bey’in çok dikkatini çekti ve el yazmasının tamamını ayakta okuduğu iddia ediliyor. Daha sonra Ali Kuşçu’nun çalışmalarını tamamlamak üzere, büyük bir gözlemevi olan Semerkand Rasathanesi’ne astronom olarak atadı.

Kirman’da öğrenimini tamamlayan Ali Kuşçu, 1421 yılında Uluğ Beyin kurduğu rasathaneye müdür oldu ve onun Zîc (yıldızların yerlerini ve hareketlerini gösteren cetvel) isimli eserine yardım etti.

1449 yılında Uluğ Bey’in öldürülmesinden sonra başlayan taht kavgaları Semerkand’ı yaşanmaz hale getirince, Ali Kuşçu da, ailesiyle birlikte Timurluların sarayından ayrılarak Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan yönetimindeki Tebriz’e gitmiştir.

Tebriz Hayatı

Uzun Hasan bilime ve bilim insanlarına değer veren bir hükümdardı. Ali Kuşçu’ya bilimsel kimliğinden dolayı büyük ilgi gösterdi ve aralarındaki anlaşmazlığı çözmesi için Fatih Sultan Mehmed’e elçi olarak gönderdi. Ali Kuşçu’nun bilgisine hayran olan Fatih Sultan Mehmed, kendisine İstanbul’da çalışmasını teklif etti. Ali Kuşçu da elçilik görevini tamamladıktan sonra İstanbul’a dönmeye söz verdi.

Elçilik görevini tamamlayan Ali Kuşçu İstanbul’a döndü. Fatih Sultan Mehmed, yolculuğu boyunca kendisine refakat etmesi için bir heyet gönderdi ve İstanbul’da büyük törenlerle, armağanlarla karşılanmasını sağladı. Karşılayanlar arasında İstanbul kadısı Hocazâde de vardı.

Ali Kuşçu İstanbul’da daha önce Farsça hazırladığı Risâle der İlm-i Hisâb adlı çalışmasını genişleterek Arapça olarak kaleme almış ve Muhammediye adıyla Fatih’e sunmuştur.

Matematik alanındaki bu önemli çalışmasının ardından, Risâle der İlm-i Hey’e adlı çalışmasının da Arapça, genişletilmiş olarak yazarak hazırlamış ve Fatih’in Uzun Hasan ile gerçekleştirdiği Otlukbeli Savaşı’nın (11 Ağustos 1473) kazanıldığı gün Fethiye adıyla Fatih’e sunmuştur.

Fatih Sultan Mehmed, savaş dönüşü Ali Kuşçu’yu Ayasofya Medresesi’ne müderris tayin etti. Bu tayin İstanbul’da astronomi ve matematik alanındaki çalışmalara canlılık getirmiş, hatta Ali Kuşçu’nun derslerini bilim insanları dahi takip etmiştir. Ali Kuşçu ayrıca Molla Hüsrev’le birlikte Semâniye Medreselerinin programını hazırlamış, İstanbul’un boylamını 59 derece, enlemini de 41 derece 14 dakika olarak belirlemiştir.

Astronomi çalışmalarında kullandığı Güneş saati Fâtih Camisi’ndedir.

Vefatı

Ali Kuşçu 5 Şâban 879’da, Miladi 16 Aralık 1474’te İstanbul’da vefat etti ve Eyüp Sultan Türbesi civarına defnedildi. Yetiştirdiği talebeler arasında torunu Mîrim Çelebi ile Molla Lutfî meşhurdur.

Yetiştirdiği öğrenciler arasında Osmanlı bilim tarihinin iki önemli ismi Mîrim Çelebi ve Molla Lütfî de vardır.

Bilimsel Başarıları

Ali Kuşçu’nun matematik alanında en tanınan eseri Muhammediye’dir ve Osmanlılarda en fazla ilgi gören hesap kitabı olma özelliğini taşımaktadır.

Kitap iki bölüm (fen) olarak düzenlenmiştir, birinci bölüm aritmetiğe, ikincisi ise arazi ölçümü konusuna ayrılmıştır.

Birinci bölüm bir giriş ve beş makaleden oluşmaktadır. Hint hesabı (Onluk Dizge) konusuyla ilgili olan birinci makale üç alt bölümden oluşmaktadır. Birincisi rakamların biçimleri ve dizilimi, ikincisi tam sayılarla hesap, üçüncüsü ise kesirli sayılarla hesap konusundadır.

Ali Kuşçu bu konuları çok yalın ve anlaşılır bir şekilde ele alıp açıklamıştır. Açıklayıcı özelliği yüksek olduğundan uzun yıllar medreselerde ders kitabı olarak okutulmuştur.

İkinci makale, müneccim hesabı (Altmışlık Dizge) konusundadır ve burada da bir sayının iki katını alma, toplama, çarpma, çıkarma, karekök hesaplama ve aritmetiğin önemli bir konusu olan sağlama ele alınmıştır.

Bütünüyle cebir konusuna ayrılan üçüncü makalede bilinen cebir konularının yanı sıra çevirme (örneğin ax = b eşitliğini, x = b/a eşitliğine dönüştürme), bütünleme (örneğin x/a = b eşitliğini x = a.b eşitliğine dönüştürme) ve meşhur cebir meseleleri ele alınmıştır.

Dördüncü makale, iki yanlış yöntemiyle bilinmeyenlerin çıkarılması, beşinci makale de aritmetiğin çeşitli konuları başlığını taşımaktadır.

Kitabın ikinci bölümü ise bütünüyle arazi ölçümü konusundadır ve yüzeylerin ölçülmesine ilişkin açıklamalardan oluşmaktadır.

Ali Kuşçu aritmetikte olduğu gibi astronomi ve matematiksel coğrafya konusunda da uzun yıllar otorite olmuştur. Bu konuda kaleme aldığı eseri Fethiye, hem ders kitabı olarak yaygınlaşmış, hem de üzerine birçok bilim insanı tarafından yorum ve açıklama yazılmıştır.

Kitap bir giriş ve üç makale olarak düzenlenmiştir. Birinci makale gezegenlerin konumları ve dizilimleri üzerinedir. Burada kürelerin sayısı, gezegenlerin enlemsel, boylamsal ve hem enlemsel hem de boylamsal hareketleri incelenmektedir.

İkinci makale Yer’in biçimi, iklimlere bölünüşü ve göksel olgulara ilişkindir. Burada ayrıca ekvatorun özellikleri, enlemi 90 derece olan bölgelerin özellikleri, günler, gece ve gündüz uzunlukları, ekliptik yayın ufuktan yükselişi, gezegenlerin meridyenden geçiş, doğuş ve batış dereceleri gibi konular incelenmektedir.

Üçüncü makale uzaklık ve büyüklük miktarlarına ilişkindir ve Yer’in büyüklüğü, Ay’ın evrenin merkezine olan uzaklığının Yer’in yarıçapı cinsinden bilinmesi, Ay’ın ve Güneş’in çapının bilinmesi gibi konular hakkındadır.

Fethiye’nin ilginç bölümlerinden biri de evren sisteminin betimlendiği bölümdür.

Birinci makalenin birinci bölümünde evreni oluşturan kürelerin sayısı ve nasıl sıralandıkları anlatılmaktadır.

Astronomi Çalışmaları

Ali Kuşçu evrende dokuz küre bulunduğunu, bunların birbirlerini çevrelediğini belirterek, en dışta kürelerin küresinin (felek el-eflak) yer aldığını, sonra sırasıyla Satürn, Jüpiter, Mars, Güneş, Venüs, Merkür ve Ay küresinin dizildiğini ileri sürmektedir.

Kuşçu’nun Aristoteles karşıtı görüşlerinin bir sonucu, Dünya’nın hareket halinde olmasının pekâlâ mümkün olabileceğine dair çarpıcı iddiasıydı. Yer merkezli evren modelini temel aldığı anlaşılan bu çalışmasında Ali Kuşçu, gezegenlerin üzerlerine adeta çakılı olarak dolandığı kürelerinin konumlarını ve hareketlerini ele alınmaktadır. Konuyla ilintili olması dolayısıyla, boylamsal ve enlemsel hareketler ile dışmerkezli ve çember merkezli düzenekler hakkında da bilgi vermiştir.

Yer’in şekli ve iklimlere bölünmesi konularını da irdeleyen Ali Kuşçu, gezegenlerin büyüklük ve uzaklıklarını da ele almış, konuyu açıklayabilmek için gerekli daire çevresi ve alanı, küre yüzeyi ve hacmi, birbiri ile orantılı dört miktardan bilinmeyen miktarın nasıl hesaplanacağı, üçgenlerin kenarları ve açıları arasındaki oranlar gibi matematiksel bilgiler vermiştir.

Ali Kuşçu bu bölümlerde, Yer yarıçapını birim kabul ederek, her gezegenin en uzak mesafesinin (altında bulunan gezegenin en yakın mesafesine eşit olacak biçimde) ve gezegen kürelerinin yarıçaplarının bir listesini vermektedir. Ali Kuşçu’nun her gezegen için verdiği en uzak ve en yakın mesafe toplanıp ikiye bölündüğünde, gezegenlerin evrenin merkezine, yani Yer’e ortalama uzaklıkları yaklaşık olarak elde edilir. Ancak verdiği değerler günümüz değerleriyle uygunluk taşımamaktadır.

Astronomi tarihinde uzun yıllar egemen olan Ptolemaios modeli, Yer’in evrenin merkezinde ve gezegenlerin de dairesel yörüngelerde Yer’in çevresinde dolandığı bir gökyüzü tasarımına dayanmaktaydı.

Bu model, özü gereği gökyüzünü geometrik olarak modellemek üzerine kurulmuştu ve açıkçası görünüşü kurtarmaktan öte fiziksel bir açıklama getirmek, dolayısıyla da fiziksel bir temeli öngörmek gibi bir amaç gözetmiyordu. Uzun yıllar çeşitli bilim insanlarınca eleştirilen ve daha iyi bir hale getirmek için eklemeler yapılan modele yönelik yeni bir yaklaşımda bulunanlardan biri de Ali Kuşçu’dur.

Gezegen hareketlerinin açıklanması

Ali Kuşçu Ptolemaios astronomisinin temelini oluşturan gezegen hareketlerinin açıklanması için geliştirilmiş olan dışmerkezli ve çembermerkezli düzenekleri, fiziksel olarak temellendirmeyi denemiştir. Ali Kuşçu, temelini Sabit İbn Kurre (826-901) ve İbn el Heysem’in (965-1041) attığı küre katmanları sistemi olarak adlandırılan düşüncenin bir devamı olarak, Yer merkezli evren modelini fiziksel bir temele oturtmaya çalışmıştır. Ali Kuşçu’nun da içinde yer aldığı bu yeni yaklaşımın esası, bir taraftan bu modelin geometrik yapısını yeniden kurgulamak diğer taraftan da kurgulanan geometrik yapıyı Aristoteles fiziğiyle bütünleştirerek küre katmanları biçimine dönüştürmek düşüncesine dayanmaktaydı.

Küre katmanları sisteminde gezegenler, bir soğanın katmerleri gibi iç içe geçmiş küreler şeklinde tasavvur edilmiştir. Bu sistemde her gezegen iç içe geçmiş kürelere sahiptir ve bu küreler çapları birbirinden küçük olmak üzere, katmanlar halinde birbirlerinin içinde yer almaktadır. Bu sistemin Ptolemaios sisteminden farkı, gezegenlerin Ptolemaios sisteminde geometrik olarak çember merkezli üzerinde yer alması, küre katmanları sisteminde ise çember merkezli küreye çakılı olmasıdır, çember merkezli küre de dışmerkezli küre katmanının içindeki oyukta yuvarlanmaktadır. XIV. Yüzyıldan sonra astronomlar Ptolemaios sistemini daha anlaşılır bir hale getirmek için çok uğraştılar, bu konuya ilişkin yapıtlar kaleme aldılar.

Bu çalışmalar sırasında gezegen hareketleriyle Güneş’in hareketi arasında bir bağ olduğu, başka bir deyişle sistemde Güneş’in özel bir konumu olduğu anlaşıldı. İç gezegenlerin çember merkezlisi Güneş’e bağlı olarak hareket etmekteydi, yani iç gezegenlerde çember merkezlinin dolanım periyodu Güneş’in ortalama hareketine eşitti. Böylece iç gezegenlerin Güneş’ten belirli bir açıdan fazla uzaklaşması önlenmiş olmaktaydı.

Çünkü yapılan gözlemler, iç gezegenlerin Güneş’ten uzaklaşmasının 90°’yi hiç geçmediğini göstermekteydi. Ptolemaios bu ve benzeri zorlamalara neden başvurduğunu açıklamadığı gibi, neden Güneş’in iç gezegenlerle her türlü açıyı yapamadığını ve neden gezegenlerin zaman zaman durup ileri geri hareket ettiklerini de belirtmemişti. Bu soruların yanıtı daha sonra Güneş merkezli model tarafından verilecekti. Ancak Ali Kuşçu bu soruların yanıtını biraz daha önceden bulmuş, en azından sezinlemiş görünmektedir. Şunları söylemektedir:

“Bazı durumlarda, Güneş’e kıyasla gezegenlerde bir durum oluşur. Bu durum, Güneş ile gezegenin ilişkisinden doğar. Alt gezegenlerin Güneş ile olan ilişkileri şöyledir;

Alt gezegenlerin çember merkezlilerinin merkezleri Güneş’in merkezi ile daima karşılaşma konumundadır, Güneş’ten uzak olamazlar. Ancak çember merkezlilerin yarıçapları (Güneş’ten) büyük olur.”

Güneş ile gezegenler arasında olduğu belirlenen bu ilişki XV. yüzyıl astronomisinde önemli bir değişime yol açmış ve Kopernik astronomisine giden yolu açmıştır. Bu alıntı, ilk defa Ali Kuşçu’nun bu ilişkiye dikkat çektiğini açıkça ortaya koymaktadır. Ali Kuşçu’nun astronomiye ilişkin eserleri arasında, Merkür’ün dolanımını betimleyen modele ilişkin bir risale de yer almaktadır.

Ekuant Probleminin Çözümlenmesi

Risale fî Hall Eşkâl el-Mu’adil lî elMesîr (Ekuant Probleminin Çözümlenmesi Üzerine) adlı çalışması birkaç bakımdan önem taşımakla birlikte, astronomi tarihi açısından ele alındığında yine Ptolemaios sistemindeki aksaklıklardan biri olan, Merkür’ün ekuant noktasının belirlenememesi sorununu çözmektir. Sorun, sistemin matematiksel olarak dayandırıldığı dışmerkezli, çembermerkezli ve ekuant ekseninde oluşmaktaydı. Matematiksel açıdan en problemli gökcisimleri Merkür ve Ay’dı. Merkür, yörüngesinde iki kere Yer’e en yakın konumda yer alıyordu, Ptolemaios bunu açıklamak için Merkür’ün çember merkezlisinin merkezini, taşıyıcı dairenin merkezinde dönen bir dairenin çevresine yerleştirmişti. Yine Ay, dördün konumlarında Yer’e diğer konumlarındayken olduğundan daha fazla yaklaşıyordu.

Ali Kuşçu’nun Osmanlı Bilim Geleneğindeki Yeri

Kuşçui Maveraünnehir’de gelişen matematik ve astronomi geleneğinin temsilcisi olarak İstanbul’a gelmişti. Aslında bu Osmanlı bilim tarihi açısından önemli bir olaydır. Çünkü o tarihlerde İstanbul’da Ali Kuşçu ayarında astronomi bilgini yoktu. İstanbul’a gelişiyle başlattığı yeni bilim geleneği, hem Maveraünnehir bilim geleneğinin İstanbul’a taşınmasını sağlamış hem de astronomi biliminin Osmanlılarda yayılmasına neden olmuştur.

Diğer taraftan, eserleriyle de çok sayıda medrese öğrencisini etkileyerek birçok önemli bilginin yetişmesine yardımcı olmuş, Osmanlı dünyasında matematik ve astronomi bilimlerinin temellerini atmıştır.

Ali Kuşçu, Molla Hüsrev ile birlikte Fatih Medreseleri’nin programlarını hazırlamıştır. Burada dikkat çekilmesi gereken nokta, bu medreselerin çerçevesini çizen vakfiyede, dini bilimlerin yanı sıra pozitif bilimlerin de okutulmasının şarta bağlanmış olmasıdır.

Ali Kuşçu’nun görüşleri, ölümünden sonra yüzyıllarca tartışıldı ve özellikle medrese ve müfredatı aracılığıyla Osmanlı-Türk düşüncesi ve bilimsel araştırmaları üzerinde derin bir etki yaptı. Etkisi Orta Asya ve İran’a da yayıldı ve fikirlerinin çarpıcı bir benzerlik taşıdığı erken modern Avrupa bilimi üzerinde doğrudan veya dolaylı olarak bir etkisinin olabileceği iddia edilmektedir.

Matematik Eserleri:

  1. Risâle der İlm-i Hisâb (Aritmetik Üzerine):

Bir giriş ve üç bölümden oluşan matematik çalışmasıdır. Dünyanın değişik el yazması kütüphanelerinde birçok nüshası bulunmaktadır. Farsça özgün nüsha Süleymaniye Kütüphanesi’ndedir.

  1. Risâle el-Muhammediyye (Matematik Üzerine):

Risâle der İlm-i Hisâb adlı çalışmasının genişletilmiş halidir. Ali Kuşçu’nun el yazısıyla hazırladığı bu eseri Fatih Sultan Mehmed özel kütüphanesine koymuştur.

  1. Risâle fî İstihrac Makadir el-Zaviye min Makadir el-Azla (Kenar Uzunluğundan Açıların Hesaplanması):

Üçgenlerle ilgili bir çalışmadır.

  1. Risâle fî el-Kavâid el-Hisâbiye ve Dalâil el-Hendesiye (Hesap Kuralları ve Geometrik Kanıtlamalar Üzerine):

Cebir ve geometri konusundadır.

  1. Risâle fî Zâviyât (Açılar Üzerine):

Bir dar açının bir kenarı genişletilirse, geniş açı olur. Hareket sürdürülürse, dik açı olmaksızın yine dar açı meydana gelir şeklinde tarif edilen bir geometri problemiyle ilgilidir. Konu Fatih’in huzurunda tartışılmıştır.

Ali Kuşçu’nun bunların dışında kelam, fıkıh, Arap dili ve grameri konularında kaleme aldığı çok sayıda çalışması vardır. Bunlar içerisinde en önemlisi ve kendisine ün sağlayanı Şerh-i Tecrîd’dir (Tecrid Üzerine).

Ali Kuşçu’nun Kirman’da nakli bilimler diye adlandırılan fıkıh, kelam ve tefsir alanlarında dönemin kalburüstü bilginlerinden aldığı dersler sonucunda hazırladığı bu çalışma, Nâsırüddîn-i Tûsî’nin Tecrid el-Kelâm’ına yazılmış şerhtir.

Medreselerde Şerh-i Cedîd (Yeni Şerh) olarak tanınan bu çalışma, Ali Kuşçu’nun ünlü bir yorumcu (şarih) olarak tanınmasını sağlamıştır. Kirman’da Ebû Sâid Hân’a ithaf edilmiş olan bu çalışmanın bir diğer önemli yönü de, Ali Kuşçu’nun sadece astronomi ve matematik alanlarında değil, o dönemde popüler bir araştırma alanı olan kelâm ve dolayısıyla da felsefe dallarında da ciddi bir bilgi birikimine sahip olduğunun göstergesi olmasıdır. Nitekim astronomi eserlerine yapıldığı gibi, bu eserine de Celâleddîn Devvânî şerh yazmıştır.

Ali Kuşçu bütün bu çalışmaları yanında şiirle de uğraşmıştır. Kendisinin Farsça yazdığı bir beyit günümüze kadar ulaşmıştır.

Başlıca Yaptığı Çalışmalar

Ali Kuşçu’nun eserleri ve yaptığı çalışmalar şu şekildedir:

Bu yazılar da ilginizi çekebilir;

Nukteler.com Facebook’ta!

kaynağı değiştir]
Özel
  1. ^Aydüz, Salim. "Bursa, Semerkant, İstanbul, Kâdîzâde Ali Kuşçu, Uluğ Bey ve Yakubov". bilimvetarih.com. 13 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ekim 2016. 
  2. ^Haskan, Mehmet Nermi:Eyüplü Meşhurlar, Eyüp Belediyesi Yayınları, cilt.2, s. 40-41, İstanbul 2014
  3. ^King, David A. (Haziran 2001). "Osmanli astronomi literatürü tarihi (History of Astronomy Literature during the Ottoman Period). Ekmeleddin İhsanoğluOsmanli matematik literatürü tarihi (History of Mathematics Literature during the Ottoman Period). Ekmeleddin İlhsanoğlu". Isis. 92 (2): 357-359. doi:10.1086/385190. ISSN 0021-1753. 
  4. ^ERCAN, Yavuz (1991). "SEYYİD MEHMED EMİN VAHÎD EFENDİ'NİN FRANSA SEFARETNAMESl". OTAM(Ankara. doi:10.1501/otam_0000000320. ISSN 1019-469X. 
  5. ^SÜMER, Neslihan (1998). "BİR KÜLTÜR ÜRÜNÜ OLARAK HUKUK". Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi: 313-321. doi:10.1501/dtcfder_0000001259. ISSN 0378-2905. 
Genel

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası