çerçin köyü burdur / GÖKÇEBAĞ KÖYÜ NÜFUSU, BURDUR MERKEZ

Çerçin Köyü Burdur

çerçin köyü burdur

BURDUR İLİ ÇERÇİN KÖYÜ MAGNEZİT ZUHURLARI ÖN ETÜT RAPORU

1. ÖZET
Burdur İli Çerçin Köyü civarındaki magnezit zuhurunun değerlendirilmesi için 1980 arazi sezonunda ön çalışma mahiyetinde saha incelenmiş olup, sahadan alınan numunelerin kimyasal analizinde zuhurun değerlendirilebilecek kalitede olduğu, rezerv durumunun ise ekonomik değere haiz olduğu sonucuna varılmıştır.

2. GİRİŞ
Burdur civarındaki magnezitlerin araştırılması Genel Direktörlüğün emri ve Konya Bölge Müdürlüğü talimatı ile bölgedeki MTA Keçiborlu Kükürt Kampı elemanları ile diyalog kurarak ve adı geçen kamptan yararlanarak sağlanmıştır. Çalışma bir ön etüt mahiyetinde olup, çok kısa bir süreyi kapsamaktadır. Sahanın bulunmuş maden haline getirilmesi için Enstitümüz adına ruhsatı talep edilmiştir. İlgili saha Isparta M.24 b3 paftası dahilindedir.

3. GENEL DURUM
3.1 Coğrafi Durum
Bölge Göller Yöresi'nde olup, zuhur Burdur Gölü'nün yaklaşık 5-6 km kadar doğusunda, 1167 rakamlı tepenin eteklerinde bulunmaktadır. Bölgedeki en önemli yükselti Doğudaki Kaleyıkığı T. l6l4, ile daha Kuzeydoğu'da bulunan 1664 rakımlı Cevizliburun T.'dir. Batı ve Kuzeybatı'da Burdur Gölü civarında ise topografya aniden alçalım göstererek 850 m'ye kadar düşer.
3.1.1 Ulaşım Durumu
        Magnezit zuhuru Burdur-Keçiborlu Anayolu üzerindeki yaklaşık olarak Burdur'a 10 km Keçiborlu'ya 25 km mesafede bulunan Çerçin (Gökçebağ) Köyü'nün 2 km kadar kuzeybatısında bulunmaktadır. Çerçin Köyü ana yol üzerinde olduğundan ulaşım durumu gayet iyidir.Yalnız Çerçin Köyü'nü madene bağlayan 2 km'lik maden yolunun ufak çapta düzeltilmesiyle her çeşit ulaşım araçları rahatlıkla işleyebilecek vasıftadır. Ayrıca Burdur-Afyon Tren Yolu'da sahanın hemen yakınından geçmektedir.
3.1.2 Yerleşme Merkezleri
Bölgedeki en önemli yerleşim merkezi Güneydeki Burdur İli ile Doğudaki Isparta İli ve daha Kuzeyda Keçiborlu İlçesi'dir. Ayrıca sahanın hemen yakınında Çerçin Köyü ile daha Kuzeyde Gölbaşı vs, köyleridir.
        İlerde yapılacak çalışmalarda Keçiborlu Kampı veya Burdur İli kamp yerleşim alanı olarak seçilebilir.
3.2 Jeolojik Durum
        Bölge genel olarak flişle kaplı olup, içlerinde melanj halinde ofiolit karmaşığı ve bilhassa serpantinler bulunur. Serpantinler yer yer görünürler ve fliş bunlara bindirmiş durumdadır. Serpantinler yer yer altere bir durumda olup, cevherleşme serpantinlere bağlı olarak teşekkül etmiştir.
        Fliş ise genellikle kumtaşı, marn ardalarıması halindedir. Mala nj içinde serpantinlerle birlikte kireçtaşları bulunur. Bunlar genellikle kristalize olup, yer yer dolomitik bir hal kazanmışlardır.
        Flişlere Eosen fliş olup, türbit akıntılarla meydana gelmiş, karmaşık bir durumda olup, melanj bunların içinde adeta yüzer durumdadır.

Bu Köy Tarımcılığı Bırakmış

Bugünden bir önceki gün Burdur ilinin Çerçin köyüne gittim. Köyün yıllar önce değişmiş ismi Gökçebağ. Ama bu ismi ne Ispartalılar, ne de Burdurlular benimseyemediler. 

Eskisi gibi her iki ilin insanları Gökçebağ köyünü, Çerçin olarak diline alıyor.

Çerçin’ de ne işim vardı? Havasından, güneşinden nasiplenmek istedim. Köyleri gezmeyi seviyorum. Sonbaharın son demleri olunca, şehrime yakın bir yeri tercih ettim. 

Çok eskiden bir kaç kez Çerçin’e gitmişliğim olmuştu. O devirde Çerçinliler kendir üretimi ve kavun yetiştiriciliği yapıyorlardı daha çok. 

Hatta ben, ilk gidişimde  kuruması için birbirine yaslandırılmış kendirleri gördüğümde, köyü Kızılderililerin bir yerleşim yerine benzetmiştim. Bu lafımı duyan herkes kahkahaya boğulmuştu. Köylü düne kadar tarımcılıkla haşır neşirdi. 

Bir o kadar da bağcılık yapıyorlardı. 

Çerçin kavunu yörede meşhurdu. 

Çerçin'de yetişmiş domatesin tadı doyumsuzdu. Bademi, cevizi eşsizdi. Amerika'dan gelenlerle doğallık baş edemedi.

Bu gidişimde gördüm ki; Çerçinliler tamamıyla büyükbaş hayvan besiciliğine yönelmişler. Köyde hemen her evde montofon cinsi inekleri var. Hem de üçer beşer adet. 

Tarla işleri emeğin karşılığını vermiyor düşüncesiyle tamama yakın bitmiş, köylü süt üretimine ağırlık vermiş. 

Onlar inekleri besliyorlar, ineklerde onları. 

İneklerin bakımıyla daha çok kadınlar ilgileniyorlar. Köyün erkeklerinin çoğunluğu ya kapı kapı dolaşıp süt toplayıcılığı yapıyorlar, ya da süt fabrikasında işçi olarak çalışıyorlar. Hem de sütü toplayan da, fabrikasında çalışanda sigortalı, askeri ücretle çalışır vaziyetteler. Emekliliği garantili iş bulunca da, tarımdan uzaklaşmışlar her biri. 

Kadınların işleri daha ağır, ineklerin barınağını temizlemek ve sütlerini sağmak kadının görevi olmuş. Kız çocuklarına erkek evlatlardan daha fazla okuma tutkusunu aşılamış olan köylüler, kızlarına lise diploması aldırıyor, sonrasında onları da ahıra inek sağmaya sokuyor. Lise eğitimli kızlar bu işleri daha bilinçli yapıyor. Ancak bu işler karşılığında kadınların, kızların kazancı ‘evlerindeki lüks yaşam’ olarak karşımıza çıkıyor. Her evde plazma televizyon, uydu anten, her türlü beyaz eşya. Bilgisayar, kesintisiz internet ağı mevcut şekilde, eksiksiz bulunuyor. Gençler boş zamanlarını bilgisayar başında değerlendiriyor.

Son moda koltuk takımları, yemek masaları ve gösterişli yemek takımları, plazma televizyonları var köy evlerinde. Buna karşın eski alışkanlıklarını sürdürüp, yer sofrasında yemek yemeğe devam ediyorlar.

Çerçin köyü, besledikleri ineklerin ırk vatanı olan Hollanda köyleri gibi olmuş. Uzun zamandır görmediğimden, ben kendimi yaban illerde hissettim. Çok ilgilendim, çok imrendim. Emeklilikte yaşanılası bir yer olarak değerlendirdim Çerçin’i. Ama öyle inek bakım işiyle uğraşmadan, tepelerde çokça bulunan çam ağaçlarının verdiği oksijenden yararlanıp dinç yaşlanmak için ideal bir mekân. 

Köyün içinde dere vardı eskiden, suyunun şırıltısı dinleyeni dinlendirirdi. Bugün derenin yatağı kurumuş hallerde. Yağışlar eskisi gibi olmadığından kuraklaşmış. 

Tepelerden sel inermiş ve derenin suyu insan boyunu geçermiş eskiden. Şimdi tepeler çamlık olunca, seli engelliyor. Köylü sıkıntı çekmiyor eskisi gibi. Azgın sularla boğuşmuyor, ama bir gerçek var ki; susuz dere köyü yavanlaştırmış. 

Kendir balyasız köy, Kızılderili köyü olmaktan kurtulmuş belki, ancak gölünde ve derelerindeki susuzluğundan, soğuk bir ifade kazanmış. 

Modern evler yapılmaya başlanmış köyün her bir boş alanına, kerpiç evler birer birer yıkılmış, ya da kendince yıkılmaya terk edilmiş. 

Köyün sokakları taş döşenmiş olsa da, her bir evin yanında bulunan besihaneler bu bakımlı sokakları tezek kokusuna bürümüş.

Fakat bu köyü kalkındıran yegâne şey tezek kokusunu yayan inekler. Sütçülük köyü kalkındırmış, köylünün makûs talihini yenmiş.

Yakında ilinin mahallesi de olacağı söylenen Çerçin köyüne organize sanayi de yakınlaşmış. Buradaki fabrikalar gençlerin umudu olmuş. Gençler çok çalışıp kendilerini geliştirdiğinde varın düşünün o zaman; kalkınma şimdi böyle ise, o zaman nasıl olur? 

Darısı bizim köylerimizin başına, bu duamız Burdur içinde geçerli olsun. Köyü kalkınıyor, kendi adeta yerinde sayıyor. Biraz çelişkili gibi durum, ama gerçek bu yönde; yalnız yakın köyü olan Çerçin’e iyi bakıyor Burdur. 

Burdur ili Çerçin'e halk otobüsünü sokmuş bile. Her 15 dakika da bir Çerçin'den Burdur’a belediye otobüsü seferi bulunuyor. Bu sayede Çerçinliler, Pazar alış verişlerini Burdur’dan kolayca karşılıyorlar.

Çerçin köylüleri kıyafetleri dışında köylü gibi değiller artık. Şehirlilerden daha iyi beslenip, daha modern tarzda yaşıyorlar. Ama hep çalışarak başarmışlar bu zenginliği. 

Bakmışlar tarımın getirisi yok, hemen hayvancılığa yönelmişler. “Talihimiz bu deyip, tarıma bel bağlamakla kalmamışlar. Köylerine itfaiye aracı bile almış Çerçin köylüleri. Her konu da reform yapmışlar.

Biz Ispartalılar senelerce halıcılığa bel bağladık, bitiverince apışıp kaldık. Belki şimdiden sonramıza örnek olması bakımından, bir köyün değişimini, darlıktan varlığa geçişini kısaca anlatmak istedim.

Ayfer AYTAÇ 

ayferaytac.com

 

Burdur Gökçebağ Köyü

Ancak bugün Örenarası, Temellik, Ova Mezarlığı ve Kale isimleriyle anılan mahallerde eski yerleşim yerlerinin olduğunu, bu yerlerden çıkan arkeolojik bulgular ispatlamaktadır. Bu yerleşim yerlerinin Roma ve Bizans dönemine ait olduğu sanılmaktadır.
Türk ve dünya tarihinin dönüm noktalarından biri olan 26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi ile Anadolu'nun kapıları ardına kadar Türklere açılıyordu. Zira, Türklere karşı koyacak bir askeri güç daha yoktu. Bu nedenle Türkmenler hızla Anadolu içlerine yayılmaya başladılar. Malazgirt Zaferi'nin  üzerinden 4 yıl gibi kısa bir süre geçmesine rağmen 1075 yılında merkezi İznik olmak üzere Kutalmışoğlu Süleyman Şah tarafından Anadolu Selçuklu Devleti kuruluyordu.
1071 -1120 yılları arasında bir Türkmen aşireti ( Aşiretin ismi bilinmemektedir.) Çerçin köyünün bulunduğu mevkiye yerleşmiştir. Çerçin Köyü, Anadolu Selçuklu Devleti'nin hakimiyeti altına Sultan II. Kılıç Arslan zamanında 1177 yılında  girmiştir. Ancak Anadolu Selçukluları bu yörede tam bir hakimiyet sağlayamamışlardır. Bu yörede tam hakimiyeti Sultan I. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında sağlamışlardır.
1297 yılında Anadolu Selçuklu Devleti'nin bu bölgedeki uç beyi olan Hamid Bey'in istiklalini ilan etmesiyle birlikte Çerçin Köyü de Hamidoğulları Beyliği'nin idaresi altına girmiştir. Çerçin Köyü 1391 yılında Yıldırım Beyazıd Han zamanında Osmanlı idaresi altına girmiştir. Bu dönemde merkezi Kütahya'da bulunan Anadolu Beylerbeyliği'nin Hamideli (Isparta) Sancağı'nın Burdur Kazası'na bağlı bir köydür.  1510 yılında meydana gelen depremden  Çerçin Köyü de zarar görmüştür.
1306 tarihinde basılan Kamus'ul A'lam'da Çerçin Köyü'nün batısında demir, krom ve mangenez madenlerinin bulunduğu yazılmaktadır. 1330 (1914) tarihli Salname-i Konya Vilayeti adlı eserde Çerçin Köyü'nün doğusunda bulunan maden suyundan bahsedilmektedir. Bu suyun en faydalı olduğu dönem olan Ağustos ayında Burdur ve civar yerlerden insanların buraya gelerek bir hafta kadar burada ikamet ettikleri ve suyun hastalıklara karşı sağlamış olduğu faydadan istifade ettikleri ve şifa buldukları yazılıdır. (Bugün sözü edilen yerde maden suyu fabrikası bulunmaktadır.)
1914 yılında Burdur ve Isparta'da meydana gelen deprem Çerçin Köyü'nde fazla tahripkar olmamıştır.
Çerçin Köyü, her şehir, kasaba ve köy gibi Milli Mücadele (İstiklal Harbi)'ye destek vermiştir. Milli Mücadele döneminde Çerçin Köyü'nde başkanlığını Yusuf Efendi'nin yaptığı Heyet-i Milliye teşkilatı kurulmuş, bu teşkilat Burdur Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ile müşterek hareket etmiştir. Ayrıca Antalya ve çevresinden cepheye gitmek için Burdur'a gelen askerleri ve yardım malzemelerini Baladız tren istasyonuna Çerçinliler kağnılarla taşımışlardır.Köyün gelenek, görenek ve yemekleri hakkında bilgi yoktur. bu köy yanındaki askeriye köünün özelliklerini taşır .
Burdur merkezine 12 km uzaklıktadır.
Köyün iklimi, Akdeniz iklimi etki alanı içerisindedir.
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. kara kavun.ve üzümü meşhurdur.
Köyde ilköğretim okulu vardır. Köyün içme suyu şebekesi kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi yoktur ancak PTT acentesi vardır. Sağlık ocağı ve sağlık evi vardır. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik vardır sabit telefon vardır. 2008 rüzgâr enerjisine geçilmiş


nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir