Seslenme, şaşırma, hoşnutsuzluk ifadesi a! лекрён и! а! İsabet etti mi? абсолютнăй
тёрён- (térén) Körlenmek, zayıflamak, çarpmak.
тёрёнтер- (térénter-) Çarpmak, sıyırmak, köreltmek, körleştirmek.
тёрёс (térés) 1. Doğru, gerçek, halis, emin, güvenilir, kesin. 2. Sadakatle, doğru, kesin olarak, kesinlikle. тёп-тёрёс Dosdoğru.
тёрёсле- (térésle-) Saymak, olduğunu düşünmek, kontrol etmek, denetlemek, yoklamak.
тёрёслени (térésleni) Denetim, kontrol.
тёрёслеттер- (térésletter-) Kontrol ettirmek, doğrulattırmak, denetlettirmek.
тёрёслёх (térésléh) Doğruluk, eminlik, güvenilirlik, doğruluk, düzgünlük, yasallık, meşruluk.
тёрёслӳ/ тёрёслев (térésleü/ téréslev) Denetim, kontrol.
тёрёссипе (téréssipe) Doğrusu, hakikaten.
тёрёс-тёкел (térés-tékel) İyi durumda, gayretli, çalışkan, güvenli, sağlam.
тёрке/ тёркё (térke-térké) Balya, demet, boğum, demet.
тёркеле-/ тёрке- (térkele-/ térké) Sarmak, bükmek, kısmak.
тёркен- (térken-) Sarınmak, bürünmek.
тёркёш- (térkeş-) Sıkışmak, ittirmek, uğraşmak, gürültü yapmak.
тёркёшӳ (térkéşü) Gürültü, patırtı, telaş, kavga, dalaş.
тёрле- (térle-) Nakış işlemek, desen yapmak, motif işlemek, resim yapmak.
тёрлет- (térlet-) Gürültü yapmak, uğuldamak, gürüldemek, tepinmek, ayağıyla vurmak.
тёрлеттер- I (térletter-) Nakış işlettirmek, dikiş diktirtmek.
тёрлеттер- II (térletter-) Gürültü yaptırtmak, tepindirmek. сурăхсене ан тёрлеттер Koyunları koşturma.
тёрлё (térlé) Çeşitli, türlü, değişik, farklı.
тёрлёрен (térléren) Çeşitli, muhtelif, türlü türlü, değişik, her türlü, her çeşit.
тёрме (térme) Hapishane, cezaevi.
тёрмери (térmeri) Hapishanede, cezaevinde. тёрмери режим Hapishane idaresi.
тёрмеш- (térmeş-) Uğraşmak, savaşmak, mücadele etmek, boğuşmak.
тёрт- (tért-) 1. İtmek, dürtmek, teşvik etmek, dokunmak, ilişmek, ellemek. тёртсе кăлар- Kovmak, başından atmak, defetmek. сăмах тёрт- Söz dokundurmak. тёртсе кала- İma etmek, kinayeli konuşmak. 2. Tutuşturmak, ateşlemek, ateşe vermek. 3. Dokumak, örmek.
тёртём (tértém) Doku.
тёртён- (tértén) Değmek, dokunmak, değinmek, temas etmek, dokunmak, ilişmek, takılmak.
тёртёш- (tértéş-) İtişmek, kakışmak, dürtüşmek.
тёртлет- (tértlet-)Sessizce gülmek, sessizce eğlenmek, sessizce şaka yapmak.
тёршён- (térşén-) Büzülmek, buruşmak, kırışmak, korkudan siznmek, iki büklüm olmak.
тёс (tés) Renk, görünüş, biçim, tavır, hal, özellik. тёс кай- Boyası çıkmak, solmak, rengi atmak. хӳтёлекен тёс- Koruyucu renk. тёсрен ӳк Beti benzi atmak. тёсне çеç ту Üstünkörü yapmak.
тёсе- (tése-) Göstermek, işaret etmek, uyarmak, fark etmek, farkına varmak, dikkat çekmek. тёсесе пăх- Dikkatle bakmak. тёсесе хур- Sezmek, fark etmek, bulmak.
тёсел- (tésel-)Düzelmek, yola gelmek, değişmek, dönmek.
тёсет- (téset-) Düzeltmek, onarmak, tamir etmek, değiştirmek, dönüştürmek.
тёсё (tésé) Hak yerini buldu. тёсё сана Çek cezanı, hak yerini buldu.
тёсёпалли (tésé palli) Tarz.
тёслё (téslé) Renkli, -e benzer. тёслё металл Renkli metal. мён тёсле?Ne renkte? ман тёслё Bana benzer.
тёслёрен (tésléren) Çeşit çeşit, her tür, her renkte.
тёслёх (tésléh) Örnek, mesela, gösterge. кăтартнă тёслёхсенче Verilen örneklerde.
тёслёхрен (tésléhren) Örneğin, söz gelimi.
тёсмёрт- (tésmért-) Tanımak, bilmek, fark etmek, ayırmak.
тёссёр (téssér) Renksiz, solgun, donuk, tipsiz, şekilsiz, çirkin.
тёссёрлен- (téssérlen-) Donuklaşmak, sönükleşmek, solmak, rengi atmak.
тёссёрлет- (téssérlet-) Donuklaştırmak, soldurmak, rengini attırmak, kötüleştirmek, tipsizleştirmek, çirkinleştirmek.
тётём (tétém) Duman, is. тётём кăлар Tütmek.
тётёмле- (tétémle-) Tütmek.
тётёмлен- (tétémlen-) Tütmek, tütsülenmek.
тётёмлё (tétémlé) Dumanlı.
тётём-сёрём (tétém-sérém) Boğucu duman.
тётёр- (tétér-) Tüttürmek, tütsülemek.
тётёрлен- (tétérlen-) Tütmek, dumanlanmak.
тётёрлентер- (tétérlenter-) 1. Tüttürmek, dumana boğmak. 2. Azarlamak, paylamak, söylemek.
тётре (tétre) Sis, duman, bulanıklık. çёре тётре хупласа илчё Bütün yeri sis kapladı.
тётрелёх (tétreléh) Bulanıklık, sislilik.
тётреллё (tétrellé) Belirsiz, kapalı, dumanlı, bulutlu, kapalı, sisli.
тёттём (téttém) Karanlık, koyu, cehalet. тёттём пулать Hava kararıyor. сём тёттём, пăч тёттём, тём тёттём Kap karanlık.
тёттёмле- (téttémle-) Koyulaştırmak, karartmak.
тёттёмлен- (téttémlen-) Kararmak, koyulaşmak. хёвел тёттёмленни Güneş tutulması. уйăх тёттёмленни Ay tutulması.
тёттёмлёх (téttémléh) Karanlık, koyuluk, cehalet, bilgisizlik.
тётхем/ техтем (téthem/ tehtem) Baştan başa, boydan boya, tümüyle.
тёшек (téşek) Döşek.
тёшё/ тёш (téşé/ téş) Tahıl, tohum, çekirdek. мăйăр тёшши Fıstık çekirdeği. пушă тёш, выçă, вётё тёш Boş çekirdek.
тёшёр- (téşér-) 1. Düşürmek, dökmek, devirmek, yıkmak, alabora etmek. 2. Ezmek, dövmek, buruşturmak, çiğnemek.
тёшёрёл-/ тёшёрёлсе ан- (téşérél-/ téşérélse an-) Düşmek, yuvarlanmak, sendelemek, tökezlemek, devrilmek.
тёшлe- (téşle-) Kabuğunu soymak, kemirmek, çekirdek çitlemek.
тёшмёрт- (téşmért-) Fark etmek, anlamak, kavramak, tanımak.
тёшмёш (téşméş)Batıl inanç.
тёшмёшлен- (téşméşlen-) Batıl inançlara sahip olmak, evhamlı olmak.
тёшмёшлё (téşméşlé) Batıl inançlara sahip, batıl. тёшмешлё йăласем Batıl gelenekler.
тёштура/ тёш ватакан машина (téştura/ téş vatakan maşina) Kırma makinası.
тёштырă (téştırw) Tohumluk tahıl, тёштырă ыйтăвёTohum sorunu. тёштырă хуçалăхё Tahıl ekonomisi.
тив- (tév-) Dokunmak, ilişmek, ellemek, isabet etmek, değinmek, temas etmek, gücendirmek, darıltmak, incitmek, duygulandırmak. сёрём тив- Kömür çarpmak, kömür vurmak.
тивер- (tiver-) Vurmak, dövmek, dayak atmak, cezalandırmak, sökmek, kırbaçlamak.
тивет- (tivet-) Tam gelmek, düşmek, rastlamak, olmak. вăл мана хурăнташ тивет O bana akraba oluyor. “кили-килми” евёрлё сă-махсене дефиспа çырма тивет “kili-kilmi” şeklindeki sözcükleri kısa çizgiden sonra yazmak lazım.
тиверт-/ тиврет- (tivert-/ tivret-) 1. Değmek, dokunmak, değinmek, temas etmek, isabet etmek, el sürmek. 2. Ateş, mum, k, ibrit yakmak.
тивёç- (tivéşś) 1. Payına düşmek, kapmak, kavramak, yakalamak, yetişmek. 2. Layık, değer, hak eden, saygıdeğer, yakışık. 3. Ödev, yüküm, görev, boyun borcu.
тивёçлё (tivéşślé) Layık, değer, hak eden, saygıdeğer, yerinde, uygun, uygunluk, haklı. тава тивёçлё Saygıdeğer. тава тивёçлёартист Saygıdeğer artist. тивёçлине илчё Hakkını aldı.
тивёçлёх (tivéşśléh) Meziyet, üstünlük, onur, hak, yararlılık, hizmet, kullanılabilirlilik, elverişlilik. этем тивёçлёхне çухатнă çын İnsani özelliklerini kaybetmiş kişi.
тивёçлипе (tivéşślipe) Hakkıyla, layıkıyla, tam olarak, içtenlikle.
тивёçсёр (tivéşśsér) 1. İmkansız, olanaksız, layık olmayan, ahlaksız, samimiyetsiz, gereksiz. 2. Haksız yere, yok yere, boşu boşuna.
тивёçтер- (tivéşśter-) Karşılamak, gidermek, sağlamak, tatmin etmek, memnun etmek, uygun olmak, gerçekleştirmek, uygulamak.
тивлет (tivlet) Başarı, şans, uğur, mutluluk, talih.
тигр (tigr) Kaplan.
тие- (tiye-) Yüklemek, görevlendirmek, bindirmek.
тиев (tiyev) Yük, görev.
тиек (tiyek) Katip, yazıcı, bürokrat.
тиен- (tiyen) Yük almak.
тиеттер- (tiyetter-) Yükletmek.
тиечук/ течук (tiyeçk/ teçuk) Rahip yardımcısı.
тикенек (tikenek) Dulavrat otu.
тикёс (tikés) Değişmez, dengeli, sakin, düz, muntazam. тип-тикёс Dümdüz. тикёс вырăн Düz, yer, ova.
тикёсле- (tikésle-) Eşit kılmak, denkleştirmek, eşitleştirmek, düzlemek, düzleştirmek, düzeltmek, onarmak, tamir etmek
тнкёслен- (tikéslen-) Düzleşmek, düzenlenmek, düzgünleşmek.
тикёт (tikét) 1. Katran. 2. Katranlı, тикёт завочёKatran fabrikası, тикёт пичкитикёт ту- (хăвала-, юхтар-, кăлар-) Katran yakmak. тикёт курăкёKaranfil. тикётле-, тикёт сёр-Katranlamak, katranla sıvamak.
тикётлет- (tikétlet-) Katranla kirlenmek, katranlanmak.
тикётлё (tikétlé) Katranlı, katrana sahip. тикётлё пичке Katran fıçısı.
тикшер (tikşer-) Gözden geçirmek, saymak, gözü ile bakmak, incelemek, ele almak, çözümlemek. .
тилере/ тилере пёрре (tilere/ tilere pérre) Seyrek, rastlantı sonucu
тнлё (tilé) 1. Tilki, поляр тиллиKutup tilkisi, beyaz tilki, 2. Kurnaz insan. тилё хӳри Tilki kuyruğu. (Bitki)
тилёлле (tilélle) Tilki gibi, tilkiye benzer. тилёр, тилёрсе кай-Kudurmak. тилёрне- Kuduz, çılgınca, müthiş.
тилмёр- (tilmér-) Razı etmek, yormak.
тилмёре (tilmére) Ban otu.
тилпёрен (tilpéren) Siyah ban otu.
тилмёрттер- (tilmértter-) Razı ettirtmek, razı olmaya zorlamak.
тилчё/ тилçе (tilçé/ tilçe) Cüzamlı, at hastalığı.
тим (tim) Güdü, teşvik, eğilim, emel, özlem, heves, enerji, etkinlik, aktiflik, aktivite, azim, kararlılık, kesinlik, cesaret, yiğitlik, yüreklilik, gayret, özen, gayret, çaba, bilinç.
тимёр (timér) 1. Demir 2. Demir. тимёр пăтаDemir çivi. тимёр сенёкDemir çaba, demir çatal. тимёр тăпри Demir madeni. тимёр хулă Demir çubuk. Demir tel. тимёр пулă Demir balık. тимёр пăрçа Çok cimri insan. тимёр тарнаBalıkçıl.
тимёр-тамăр (timér-tamwr)Her çeşit demir. тимёр-тăмăр промышленноçё Demir endüstrisi.
тимёр шапa (timér şapa) Kaplumbağa. Вăтaм aзи тимёp шaпи Orta Asya kaplumbağası. Вăтa çёp тинёc тимёp шaпи Akdeniz kaplumbağası. Инçeт xёвeл туxăç тимёp шaпи Uzak Doğu kaplumbağası. çeçeн xёp тимёp шaпи Bozkır kaplumbağası. шуpлăx тимёp шaпи Bataklık kaplumbağası.
тимёрле- (timérle-) Demire vurmak, prangaya vurmak.
тимёрçё (timérşśé) Demirci. , тимёрçё лаççи Demirci dükkânı.
тимкесле- (timkesle-) Yöneltmek, hızla sürmek
тимле- (timle-) 1. Özenmek, gayret etmek, uğraşmak, çalışmak, çabalamak, 2. İtmek, sevk etmek, inandırmak, razı etmek, kandırmak.
тимлесе/ тимлё (timlese/ timlé) İnatla, ısrarla, dikkatle.
тимлё (timlé) 1. İnatçı, ısrarlı, dikatli, çalışkan, enerjik, duyarlı, yakınlık gösteren, iyi kalpli. 2. İnatla, ısrarla, dikkatle.
тимлёх (timléh) Etkinlik, aktiflik, aktivite. uyanıklık, açıkgözlük, gayret. azim, kararlılık, kesinlik, direnç, inatçılık, inat. шухăш тимлёхёdikkat.
тимре/ тимере (timre/ timere) Liken.
тимсёл-(timsél-)Çok istemek, niyetinde olmak, hevesi olmak, peşinde olmak, gözü olmak, çok özlemek, yanıp kavrulmak.
тимсёр (timsér)Dikkatsiz, duyarsız, kararsız.
тин (tin) Ancak, yalnız, sadece, sırf, salt, ama, ne var ki, demin, henüz
тинёс (tinés) Deniz. Вăтаçёр тинёсеAkdeniz. тинёс кукри Koy. тинёс пырёBoğaz. тинёс уриKoy. тинёс-çар флочё Donanma. тинёс мулкачёFok. тинес чёрёпёDeniz kestanesi. тинёc aвтaнё Deniz horozu. тинёc apăcлaнё Deniz aslanı. тинёc йёкeлё Deniz kestanesi. Тинёc кăвaкaлё Deniz ördeği. тинёc кăpтăшё Deniz mantarı. Тинёc cлoнё Deniz fili. тинёc cыcни Deniz domuzu, küçük yunus. тинёc улaнки Deniz levreği. тинёc чёpёпё Deniz kirpisi.
тинёсри (tinésri) Denizde bulunan, denizde, denize ait.
тинкелен- (tinkelen-) Halsiz düşmek, bitkinleşmek
тннкелентер- (tinkelenter-)Canını çıkarmak, halsiz düşürmek.
тинкерсе- (tinkerse-) Dikkatle, can kulağıyla dikkat etmek, kulak vermek. тинкерсе пăх- Dikkatle bakmak, dikkatle incelemek. тинкерсе шухăшла- Derin derin düşünmek.
тинкерӳ(tinkerü) Gerilim, dikkat, özen, itina, titizlik.
тинкерӳллё (tinkerüllé) Dikkatle, gergin bir şekilde.
тинкёле (tinkéle) Yulaf unu. тинкёле çуp-Yulaf unu yoğurmak.
тип (kip)Tip, kişi .
тип- (tip-)Kurumak, solmak, bayatlamak, nasırlaşmak.
типё/ тип (tipé/ tip) 1. Kuru, kurumuş, kurak. тип-типё Kup kuru. 2. Nöbetçi, bosta, nokta, yer, merkez, nöbet yeri, görev, mevki, perhiz, oruç, etsiz, yavan, типё тытнăOruç tutmak. типё апат Etsiz yemek. тип çиçёмGök parıltısı.
типёлле- (tipélle) Soğuk yiyecek yemek.
типён- (tipén-)Kurulanmak.
типёт- (tipét-)Kurutmak, fırınlamak.
типёттер- (tipétter-) Kurutturmak, fırınlatmak.
типири/ тытни (tipiri/ tıtni) Aşırı heyecandan ortaya çıkan ani kriz.
типлёх (tipléh) Kuraklık, kuruluk, sıcak.
типографи (tipografi) Basımevi.
тнппён (tippén) Kuru.
типпыр (tippır) Trake, yaprak damarı.
типçёр (tip şśér) Kara.
типтер (tipter) Düzen, âdet, sıra, usul, yol, düzen, nizam.
типтерле- (tipterle-) Düzenlemek, sıraya sokmak, yoluna koymak, düzenlemek.
типтерлё (tipterlé) Düzenli, özenli, titiz, tutumlu, edepli, zararsız.
типтеру (tipterü)İdare, tutum, tasarruf, düzenlilik, tertiplilik.
типтерӳллё (tipterüllé) Düzenli, tertipli, sıralı.
типшар (tipşar) Kuru kaygı, beklenmeyen bela.
типшём/ типшем (tipşém/ tipşem) Kuru, çok zayıf, bir deri bir kemik.
типшён- (tipşén-) Kurumak, solmak.
тир (tir) Bost, deri, cilt, kösele, meşin. тир сӳ-Derisini atmak.
тир- (tir-) Geçirmek, dizmek.
тираж (tiraj) Baskı sayısı, tiraj.
тиражлă (tirajlw) Tirajlı. нумай тиражлă Yüksek tirajlı.
тирек (tirek) Kavak. хура тирекKarakavak.
тирён- (tirén-) 1. Geçmek, saplanmak, dizmek. 2. tırmanmak, girmek, sığmak, karışmak, dökülmek, baskın yapmak, çarpmak, bindirmek, üşüşmek, konmak, uçuş yapmak.
|