ünlü operalar / ÜNLÜ OPERALAR - İkinci El Kitap - kitantik | #

Ünlü Operalar

ünlü operalar

İzlenmesi Gereken Dünyanın En Ünlü 6 Operası

Opera, genellikle konusunu tarihten, mitolojiden, efsanelerden veya güncel olaylardan alan, sözlerinin tümü veya birçoğu müzikle bestelenmiş, içinde güzel sanatların tümünü barındırabilen (Dans, Dekor, Kostüm, Işık vb.), teatral formda bir sahne eseridir.

Özellikle Katolik kilisesinde ayin müziği ya da metni olan Missa&#;nın Ortaçağ&#;da şarkılı olarak söylendiği, Bach, Beethoven gibi birçok bestecinin Missa için müzik bestelediği bilinmektedir. Ortaçağ&#;da kilisede kısa dinsel oyunlar da sergileniyordu. Dinsel oyunlar zaman içinde kilise dışına çıkarak gezgin tiyatro kumpanyaları tarafından şehir meydanlarında sergilenmeye başlamıştır. Uzun yıllar popülerliklerini kaybetmeyen bu oyunlar, yüzyıla kadar sahnelenmeye devam etmiştir. Bu oyunlar, opera ile operanın dinsel eser olarak dengi olan oratoryo güçlenmeye başlayınca geri plana itildiler.

viyana opera

Viyana Operası

Aydınlanmanın ve Rönesans’ın önde gelen merkezlerinden Floransa’da Kont Giovanni de Bardi’nin sarayında, dönemin ilerici aydınları, şairler, müzikçiler, Camerata Hareketi adı verilen toplantılarda sanat sorunları üzerine tartışır ve yeni fikirler ileri sürerlerdi. ’lü yıllara rastlayan Camerata Hareketi ve bazı denemelerden sonra tarihte bilinen ilk opera olarak ’de Floransa Karnavalı&#;nda, Jacopo Peri’nin, Ottavio Rinuccini&#;nin sözleri üzerine bestelediği (Jacopo Corsi’nin müziksel katkılarıyla) Dafne adlı opera eseri sahnelenir.

İlerleyen zaman içerisinde romantizmin ağır opera anlayışına karşı bir tepki olarak ortaya çıkan operet ise, yüzyılın ikinci yarısında Viyana ve Paris’te neşeli, kendine özgü pırıltıları olan, şakacı özelliğiyle hafif ama sevimli ve bu özellikleriyle geniş halk kitlelerine seslenen müzikli sahne oyunudur.

Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet&#;in kuruluş döneminde tiyatro, opera, bale ve çoksesli müzik gibi sanat alanlarını çağdaş uygarlığın göstergeleri olarak belirlemiştir. Bu alanlarda elde edilecek gelişmelerin, genç Cumhuriyet&#;in toplumsal dönüşüm konusundaki gayretlerinin temel göstergeleri olacağını kabul etmiştir. Türk Beşleri olarak anılan Hasan Ferit Alnar, Ulvi Cemal Erkin, Cemal Reşit Rey, Necil Kazım Akses ve Ahmet Adnan Saygun, çoksesli müziğin gelişimine büyük katkıda bulunmuşlardır. Türk Beşleri’nin ilk bestelerini vermeye başladıkları yılından sonra en önemli gelişme yılında Musiki Muallim Mektebi’nin Konservatuvar’a dönüştürülmesi olmuş ve bu okulun ilk mezunlarını sezonunda vermesiyle Ankara’da Tatbikat Sahnesi’nde ilk opera temsilleri verilmeye başlanmıştır.

sureyya opera

Süreyya Operası

1. Carmen

Carmen, operada gerçekçilik (verismo) akımının çağdaş yaşamın sıradan insanlar arasındaki görüntüsünü yansıtmaya çalışan türün ilk eserlerinden biri olarak kabul edilir. Fransız yazar Prosper Mérimée’nin bir hikayesinden alınır, İspanya’da geçen hikaye Henri Meilhac ve Ludovic Halévy tarafından opera metni şeklinde düzenlenir, romantik dönem bestecilerinin en önemlilerinden biri olan Georges Bizet tarafından yılında bestelenir.⁣

Günümüzde de dünyanın en çok sahnelenen ve en çok sevilen operalarının başında gelir. Orijinali edebi bir eser olmasına rağmen George Bizet&#;in müzikleriyle müzik dünyasının unutulmazları arasına girmiş, farklı sanat disiplinlerine de esin kaynağı olmuştur. Paris&#;te &#;te sahnelendiğinde yerleşik opera ve ahlak anlayışının ihlali gibi algılandığından olumsuz tepkilerle karşılanan eser, sonraları çok sevilmiştir. ⁣

Dört perde olan Carmen&#;de, Don Jose adlı bir muhafız çavuşu, bir tütün fabrikasında işçi olan Carmen adında bir çingene kızına aşık olur. Herkesin aklını kolayca başından alan Carmen, sevgilisini saygın hayatından koparıp kendisiyle beraber dağlarda yaşamaya ikna eder. Fakat bir süre sonra Carmen’in aşkı biter ve hayatına yeni biri girer. Don Jose’nin ise bunca şeyi göze aldığı kadını kolayca bırakmaya hiç niyeti yoktur…⁣

Carmen operası, ülkemizde ise ilk olarak yılında Ankara’da Türkçe olarak sahneye koyulur.⁣

carmen opera

2. Madame Butterfly

Amerikalı yazar Luther Long’un yılında yazdığı Madam Butterfly adlı kısa öyküsünü, ABD&#;li oyun yazarı David Belasco tiyatro sahnesine uyarlayıp ’de New York’ta ilk kez sahneler. Oyun, aynı yıl Haziran ayında Londra’da oynandığında Giacomo Puccini&#;de izleyiciler arasındadır, çok etkilenir ve yılında Madam Butterfly Operası&#;nı besteler.⁣

Ancak sonrasında hikayenin gerçek mi yoksa uydurma mı olduğu konusunda pek çok soru ortaya atılır. Luther Long, Japonya’da misyoner olarak bulunmuş kız kardeşi Jeanne’den, batılı aşığı tarafından terk edilmiş bir çayevinde çalışan fakir bir geyşanın öyküsünü dinleyerek bu öyküyü yazsa da, elbette kurgusal yanı da olan bir öyküdür. Zaten yılında Jeanne ile yapılan bir dizi röportaj Japonya basınında “Gerçek Madam Butterfly” adıyla yayınlanmıştır.⁣

Üç perdelik Madam Butterfly Operası, ilk kez yılında Milano&#;da sahnelenir. Bu dokunaklı öyküde, Amerikalı Subay Pinkerton yılında geldiği Nagasaki’de 15 yaşında olan Madame Butterfly yani Ciò Ciò San ile tanışır, ona aşık olur. Pinkerton’un vaat ettikleriyle umuda kapılan Butterfly, evlilik töreni yapar, kendisini Amerikalı olarak takdim etmeye başlar, dinini dahi değiştirir. Ancak Pinterkon Amerika&#;ya döner. Bu arada hamile olan Butterfly, sabırla Pinkerton’u bekler. Amerika’da yeniden evlenen Pinkerton, Nagasaki’ye Butterfly’ın yanına üç yaşına gelen oğlunu almak için geri döner. Sevgilisinin kendisine yaptığı ihanet karşısında Butterfly, ailesinden kalma geleneksel hançer ile intihar eder.⁣

Madam Butterfly, ülkemizde ise ilk kez yılında sahnelenir.⁣

Maria Callas &#; Madam Butterfly

3. La Traviata

Giuseppe Verdi’nin, Alexandre Dumas Fils&#;in Kamelyalı Kadın romanından esinlenerek yılında bestelediği La Traviata operasının librettosu (opera, operet, oratoryo, bale, müzikal, mask gibi müziksel sahne eserlerinin metinleri) Francesco Maria Piave’ye aittir. Romanın konusu gerçek bir hayat hikayesinden esinlenilerek yazılmıştır. Yaşamı bu esere kaynak olan Alphonsine Plessis&#;in, o dönem Paris‘inde tanınmış hafifmeşrep kadınlarından biri olduğu ve daha sonra adını Marie Plessis olarak değiştirdiği söylenir. Yazar, çok etkilendiği olağanüstü güzellikte olan bu kadını ilk defa yılında görür ve bundan üç yıl sonra kadın veremden ölür.⁣

Eseri okur okumaz bestelemeye karar veren Verdi, Piave&#;nin hazırlamış olduğu metni 19 gün gibi bir sürede besteler. Üç perdelik olan opera ilk olarak yılında oynanır, fakat başarısız olur. Bu başarısızlığın türlü sebepleri olduğu düşünülür. Eserin o dönemdeki ahlak anlayışına uygun olmayışı, veremden ölen Violetta‘yı bir hayli kilolu olan bir sopranonun canlandırması (hatta son perdede ne zaman ince hastalığından söz edilecek olsa seyirciler gülme krizine girerler) ve kostümlerin sahnede çok fakir kalması gibi nedenleri sıralayabiliriz.⁣

Verdi içinde bulunduğu dönemin müzik anlayışı içinde her ne kadar geleneklerden kopmasa da yenilikçi bir yol izlemiş ve bu yenilikçi düşünüşünü bu operasına açıkça aktarmıştır. Herkesin Kamelyalı Kadın olarak tanıdığı Violetta karakteri, Verdi’nin operasında zirveye çıkar. Düşmüş kadın anlamına gelen La Traviata, Violetta Valery ve Alfredo Germont’un büyük aşkını konu alır. La Traviata’nın veremden ölmekte olan Violetta&#;sı, muhteşem aryalarıyla her sopranonun rüyasında yatan karakterlerden biridir. Hafifmeşrep hayatını bırakıp bir burjuva rahatlığına sığınmayı seçmesi ve bunun başına kakılması melodramını yaşayan ve trajik bir biçimde ölen Violetta karakteri, dönemin özgür kadına bakışını sergilemesi açısından da opera tarihinde ayrı bir öneme sahiptir.⁣

La Traviata, ülkemizde ilk kez yılında sahnelenir.

Leyla Gencer &#; La Traviata

4. La Bohéme

Luciano Pavarotti

İtalyan gerçekçi operasının en önemli temsilcilerinden olan Giacomo Puccini&#;nin en üstün eseri, hatta yaratıcılığının zirvesi olduğu konusunda tüm eleştirmenlerin birleştiği dört perdelik La Bohème operası, Fransız yazarı Henry Murger&#;in Bohem Hayatından Seçmeler (Scènes de la vie de Bohème) adlı eserinden esinlenerek, İtalyan libretistleri Giuseppe Giacosa ve Luigi Illica tarafından yazılır. Henry Muger&#;nin söz konusu eseri, Paris&#;in değişik sanat çevreleriyle ilgili hayatı, zarif ve ince bir anlatımla yansıtarak Parisli öğrencilerle şairlerin, sanatçı ve sanatseverlerin bohem hayatlarını olağanüstü çekicilikte bir üslupla dile getirir.

4 perdelik bir opera olan La Bohème, ilk kez tarihinde İtalya’da sahnelenir. Besteleriyle ve yüzyıla damgasını vuran Giacomo Puccini’nin müziği ve dönemin ünlü yazarı Henri Murger’in unutulmaz aşk hikayesini anlatan La Bohéme, ’ların Paris’inde bir dikişçi kadın olan Mimi ile şair Rodolfo arasındaki aşkı anlatır. Birbirlerine ilk görüşte açık olan bu çiftin aşkı çok büyüktür. Rodolfo Mimi’yi terk eder, çünkü Mimi’nin diğer erkeklerle flört etmesini kıskanmaktadır. Lakin Mimi veremdir ve ölmek üzeredir. Rodolfo birlikte yaşarken fakir yaşam şartlarının Mimi’nin sağlığını daha da kötüleştirdiğini bilerek vicdan azabı çekmektedir. Sonunda Mimi ölmeden önce kısa bir müddet için tekrar bir araya gelirler.

Ülkemizde yılında ilk kez sahnelenir La Bohéme.

5. The Barber of Seville (Sevil Berberi)

Dünya opera tarihinde iki tane Sevil Berberi bulunur. Popüler olan Rossini’nin ’da bestelediğidir; bir de Giovanni Paisiello’nun bestelediği tarihli eseri var. Paisiello bestelediği Sevil Berberi ile Mozart’a da (Figaro&#;nun Düğünü) ilham kaynağı olur.

Sevil Berberi denilince ilk akla Gioacchino Antonio Rossini’nin Sevil Berberi adlı komik operası (opera buffa) gelir. Rossini’ye, Dük Cesarini bir opera ısmarlar ve Cesare Sterbini’nin yazdığı libretto da (metin) verilince, Rossini bu operayı besteler. &#;da ilk defa sahnelenen eser başarısız olmuşsa da, opera tarihinde en sevilen eserleri arasında yerini alacaktır. Sevil Berberi, Fransız yazar Beaumarchais’nin oyunu Figaro&#;nun Düğünü üçlemesinin ilk bölümüdür ki, Mozart’ın Figaro’nun Düğünü adlı operasının esin kaynağı da bu serinin ikinci bölümüdür.

Melodik yapısıyla İtalyan komik operasının en güzel örneklerinden biri olan yüzyılda İspanya’nın Sevilla kentinde geçen bu 2 perdelik komik ve eğlenceli operanın konusu, genç ve güzel bir kız Rosina’nın kendisiyle evlilik hayalleri kuran vasisi Bartolo ve gönlünü kaptırdığı Kont Almaviva arasında bir gün içinde geçen komik olayların sonunda, her zamanki gibi aşkın galibiyeti ile sonuçlanmasını konu alır.

Sevil Berberi, ülkemizde gerçek anlamda ilk kez yılında ilk kez sahnelenir, zira Osmanlı İmparatorluğu&#;nun son dönemlerinde de sahnelenmiştir.

sevil berberi

6. The Marriage of Figaro (Figaro&#;nun Düğünü)

Fransız yazar Beaumarchais’nin oyunu Figaro&#;nun Düğünü üçlemesinin ikinci bölümü, bu operaya esin kaynağı olmuştur. İlk kez, yazıldığı yıl ’da Viyana’da seyirci karşısına çıkan Figaro’nun Düğünü, Wolfgang Amadeus Mozart ile İtalyan yazar, şair Lorenzo Da Ponte işbirliğinde gerçekleşen üçlemenin ilk operası olarak, bestelendiği dönemde bir devrim gibi karşılanmıştı. Bu operadan sonra Mozart ile liberetto yazarı (operanın metni) Da Ponte, Don Giovanni ve Cosi Fan Tutte operalarını yaratırlar.

Figaronun Düğünü için, tarih boyu yazılmış en gülünç ve akıcı opera olduğu söylenir. Dört perdelik opera buffa olan (komik opera, müzikli komedi, hatta şaka operası bile denilebilir) Figaro&#;nun Düğünü&#;nde, zeki bir metin üstüne köpük gibi zarif bir müzik yerleşmiştir. Politik ve ahlaki sınırların ucunda seyreden tema, ancak Mozart gibi bir dahinin müziğiyle yumuşatılabilirdi. Sonunda soylu ve halk kavramını sorgulayan, her ikisinin de zafiyetini korkusuzca sahneye taşıyan bir opera çıktı ortaya. Diğer yandan ikinci perdenin neredeyse tamamında konuşmalarla kesilmeyen müzikli bölüm, çağın müzikal anlayışına göre de son derece cesur bir denemeydi. Dolayısıyla Figaro’nun Düğünü, hem tematik hem de müzikal bağlamda sahnelendiği dönemde epeyce risk alan, hatta sanatın önünü açan gizli bir misyonu da yüklenmişe benziyordu.

Figaro ve Susanna evlenmek üzeredirler, ancak evinde hizmetçi olarak çalıştıkları Kont Almaviva’nın eski bir feodal gelenek olan “Hizmetçinin evleneceği kadın ilk gece ev sahibinin yatağından geçer” geleneğini uygulamayı planlıyor olmasından korkuyorlardır. Figaro, Susanna ve kocasının sadakatsizliğinden şikayet eden Kontes birlik olup Kont’a bir oyun çevirmeye karar verirler.

Kaynak
Türkiye&#;de Opera ve Bale, Dünya Opera Tarihi, Elçin Demiröz

Opera , Vol Farklı Dönemlerden Ünlü Operalar

Opera, klasik müziğin en tutkulu ve gözdeliğini tarih boyunca hiç yitirmemiş, popüler bir formu. Opera hakkında konuşmaya, operanın tanımı ve kısa bir opera tarihi hakkındaki ilk yazımızla başlamıştık. Sırada farklı dönemlerden farklı bestecilerin imzasını taşıyan ünlü operalar var!

En Ünlü Operalar

ünlü operalar

İtalyan Operaları

Opera, daha önce de bahsettiğimiz gibi, İtalya&#;da doğmuş. Fakat ortaya çıktığı ilk dönemlerden günümüze ulaşmış eser sayısı bir hayli az. Bunun yanında günümüze ulaşanların da popüleritesi ve sahneye konma sayısı, on dokuzuncu yüzyıl İtalyan bestecilerine göre yetersiz kalıyor. Olimpiyat oyunları sırasında geçen bir aşk hikayesi anlatan L&#;Olimpiade eseri tüm dünyada oldukça popüler olan, Türkiye&#;de ise konusu nedeniyle Beyazıt operası sık sık sahnelenen Antonio Vivaldi () bir istisna sayılabilir fakat İtalyan operaları dendiğinde akla on dokuzuncu yüzyılda sayısız eser vermiş üç isim geliyor: Gioacchino Rossini (), Giuseppe Verdi () and Giacomo Puccini ().

youtube playyoutube play

Rossini&#;nin en ünlü eseri, kuşkusuz Il barbiere di Siviglia / The Barber of Sevilla (). Paragöz, yaşlı ve çirkin bir doktorun, genç ve güzel bir kadına göz dikmesinin ardından, bu genç kadının kendi kalbini kaptırdığı gence kavuşmak için doktorun hırslarından yararlanmasını ve onu kandırmasını konu alan hikaye size pek tanıdık gelmeyebilir. Fakat bu operanın aryalarından, &#;Figaro Figaro Figaro&#;&#; diye akıp giden Largo al factotum della città&#;yı duymamış olmanız neredeyse imkansız. Bu aryanın size başka bir operayı, Figaro&#;nun Düğünü&#;nü çağrıştırması da çok doğal; Mozart&#;ın ünlü operasının librettosu (ilginç bir şekilde Sevil Berberi&#;nden önce sahnelenmiş olsa da) Sevil Berberi&#;nin librettosunun bir devamı niteliğinde. Rossini&#;nin ünlü eserlerinden bir diğeri ise, akılda kalıcı melodisi ve hızlı temposuyla izleyiciyi hazırladığı operanın önüne geçen Guillaume Tell Uvertürü ().

youtube playyoutube play

Verdi&#;nin ilk operalarından Rigoletto () herkesten sakındığı ve hayatta tek varlığı olan kızı Gilda&#;nın çapkın Mantua Dükü&#;ne aşık olmasını kabullenemeyip öç almaya karar veren kambur saray soytarısı Rigoletto&#;nun hikayesini anlatıyor, fakat bu operayı ünlü kılan konusu değil. Hem Venedik gondolcularının diline dolanmış aryalardan biri olması hem de 3 Tenors&#;un unutulmaz performansı sayesinde popüler kültürde çok sık karşımıza çıkan, güçlü tenor aryası La donna è mobile (tam Türkçe karşılığının &#;kadın dengesiz!&#; olduğunu söylemek mümkün) bu operadan. Verdi&#;nin en çok sahnelenen operalarından La traviata () ölümcül bir hastalığın pençesindeki zengin Violetta&#;nın hayata bakışının bir partide tanıştığı Alfredo&#;nun ilan-ı aşkı sonucu değişmesini, bir diğeri Mısır&#;da geçen Aida () ise genç kumandan ve düşman ülke kralının kızı olduğunu bilmediği Aida&#;nın imkansız aşkını konu alıyor.

youtube playyoutube play

Puccini&#;nin ilk operalarından La bohème (), dönemin bohem Paris&#;inde hüzünlü bir aşk hikayesi anlatıyor. Tosca (), politik bir suçlu ile Floria Tosca adlı kadının aşkı olan ressam arkadaşı arasındaki karmaşık ilişkileri, Madama Butterfly () bir geyşa ve bir Amerikan subayının aşkını konu alıyor. Bestecinin ölümünden sonra tamamlanarak &#;da prömiyeri yapılan Turandotise, Çin prensesinin kendisiyle evlenecek kişiyi seçmek için sorduğu, bilememenin cezasının ölüm olduğu bir sorunun ardından yaşananları anlatıyor. Turandot&#;taki Nessun dorma aryası, opera dünyasındaki en iyi tenor aryalarından biri olarak biliniyor.

youtube playyoutube play

Alman Operaları

Wolfgang Amadeus Mozart ()

Almanca komik operalarıyla devrim yaratan Wolfgang Amadeus Mozart, kısacık ömrü boyunca klasik müziğin neredeyse her formunda ve her enstrümanı için eserler vermiş, dahi bir besteci. Özellikle Almanca librettolara yöneldikten sonra operanın Alman halkı tarafından daha benimsenmesini ve Alman opera geleneğinin güçlenmesini sağlayan Mozart&#;ın operaları, bugün hala en çok bilinen, sahnelenen ve izlenen operalar arasında yer alıyor. Mozart&#;ın Almanca operaları arasında en tanınmış ve en sevilen eseri, aynı zamanda bestelediği son opera olan Die Zauberflöte / The Magic Flute (). Fantastik hikayesiyle Sihirli Flüt, Gece Kraliçesi&#;nin kızı Pamina&#;yı kötü büyücü Sarastro&#;nun elinden kurtarmaya giden prens Tamino&#;nun yolculuğunu konu alıyor ve Gece Kraliçe&#;sinin görkemli aryasıyla akıllara kazınıyor:

youtube playyoutube play

Mozart&#;ın İtalyanca operalarından öne çıkanlar ise Rossini&#;nin Sevil Berberi&#;nin librettosunun devamı niteliğinde olmasına ve aynı karakterlerin geleceğini konu almasına rağmen ondan önce bestelenen ve sahnelenen Le nozze di Figaro / The Marriage of Figaro/ Figaro&#;nun Düğünü (), İspanya&#;da yaşayan çapkın bir adamın hikayesini konu alan Don Giovanni () ve &#;ların Viyana&#;sında iki yakışıklı subay ve nişanlılarının birbirlerine olan bağlılıkları ve sadakatlerini konu alan Così fan tutte ().

youtube playyoutube play

Mozart&#;ın yaşadığı dönemde Osmanlı İmparatorluğu&#;nun Viyana&#;ya kadar dayanmış olması, Osmanlı sarayınının, padişahların, yeniçerilerin ve Müslüman karakterlerin de operalarında yer almasıyla sonuçlanmış. Mozart&#;ın Osmanlı etkisinde kaldığı operalardan en ünlüsü, Die Entführung aus dem Serail / The Abduction from the Seraglio (). Ülkemizde de Saraydan Kız Kaçırma olarak bilinen operanın başlığı konusunu yeterince özetliyor.

youtube playyoutube play

Alman operasının bir diğer önemli figürü ise Richard Wagner (). Wagner’in en ünlü operaları kıyamet gününe kadar ilahi güçler tarafından denizlerde bir yelkenli gemi kullanmaya mahkum edilmiş Hollandalı kaptanı konu alan Der fliegende Holländer / The Flying Dutchman / Uçan Hollandalı () Cornwall kralı Mark&#;ın yeğeni Tristan ve amcasıyla evlenmesi için İrlanda&#;dan getirmekle görevlendirildiği İsolde&#;nin aşk hikayesini konu alan Tristan und Isolde / Tristan and Isolde () ve on üçüncü yüzyılda Wolfram von Eschenbach&#;ın yazdığı, Kral Artur zamanı şövalyelerinden Parzival&#;in Kutsal Kase peşindeki serüvenlerini konu alan epik şiirden uyarlanan Parsifal / Parzival ().

youtube playyoutube play

Wagner’in verdiği en büyük eserin ise, opera tarihine geçmiş görkemli bir proje olduğunu söyleyebiliriz: Der Ring des Nibelungen / The Ring of Nibuleng / Nibelung Yüzüğü, dört ayrı epik operadan oluşan bir opera serisi. İskandinav mitolojisinden uyarlanan bu dört epik opera sırasıyla Das Rheingold / The Rhinegold / Ren Altını, Die Walküre / The Valkyrie / Valküreler, Siegfried ve Götterdämmerung / Twilight of the Gods / Tanrıların Alacakaranlığı başlıklarını taşıyor. Wagner’in Yüzüğü ya da kısaca Yüzük olarak da bilinen, bestelenmesi 26 yıl süren ve &#;nın ağustos ayında dört ardışık günde prömiyerini yapan bu eserin toplam süresi 15 saat. 

youtube playyoutube play

Fransız Operaları

Ünlü İtalyan ve Alman operalarının Paris&#;te sahnelenmesiyle opera ile tanışan Fransızlar, XIV. Louis döneminde bir Fransız opera geleneğinin oluşmaya başlamasının ardından ünlü Fransız bestecilerin Fransızca librettolarla hazırladığı operalarla da karşılaşmaya başlamış. Jean-Philippe Rameau gibi erken dönem Fransız opera bestecilerinin ardından on dokuzuncu yüzyılda Hector Berlioz, George Bizet, Camille Saint-Saëns ve Jules Massenet gibi isimler öne çıkıyor. Fransız operasının en ünlü eseri kuşkusuz Bizet&#;nin Carmen&#;i: Çok güzel ve seksi bir kadın olan, tütün fabrikasında işçi olarak çalışan Carmen ve onun cazibesine kapılan iki adamın, Carmen uğruna nişanlısını bırakan ve emirlere karşı gelerek ordudan ayrılan onbaşı Don José ile boğa güreşçisi Escamillo&#;nun hikayesi. Saint-Saëns&#;ın Eski Ahit&#;te geçen hikayeden uyarlanan Samson et Delilah / Samson and Delilah da sıkça sahnelenen bir Fransız operası.

youtube playyoutube play

Fransız opera geleneğinin gelişmesine tarih boyunca Verdi&#;den Rossini&#;ye, Salieri&#;den Gluck&#;e birçok Fransız asıllı olmayan besteci de katkıda bulunmuş. Bunlar arasında öne çıkansa Jacques Offenbach&#;ın () Les contes d&#;Hoffmann / The Tales of Hoffmann operası; Alman yazar E.T.A. Hoffmann&#;ın üç kısa öyküsünden uyarlanan komik opera Hoffman&#;ın Masalları, Hoffman adlı şairin aşık olduğu Stella&#;yı beklerken bir handaki kişilere eskiden yaşadığı üç aşk hikayesini anlatmasını ve bu üç kadının Stella&#;da birleştiğini fark etmesini konu alıyor.

youtube playyoutube play

Rus Operaları

Batılılaşma akımının etkisiyle klasik batı müziği eğitimi alan Rus bestecilerle beraber on sekizinci yüzyılda Rusya&#;da da popülerleşmeye başlayan operalar, on dokuzuncu yüzyılda en büyük eserlerini vermiş. Bu döneme damgasını vuran, operalar da besteleyen Rus bestecilerinden bazıları, Modest Mussorgski (), Piotr İlyiç Çaykovski (), Nikolay Rimski-Korsakov () ve Sergey Prokofiev ().

youtube playyoutube play

Ünlü Rus operaları, tematik olarak iki ana başlık altında toplanabiliyor. Bunlardan ilki, Rus edebiyatından, özellikle de Puşkin&#;in tiyatro oyunlarından uyarlanan eserler: Mussorgski&#;nin Boris Godunov (), Çaykovski&#;nin Eugene Onegin () ve The Queen of Spades / Maça Kızı () ve Rimski-Korsakov&#;un The Golden Cockerel / Altın Horoz () operaları bunlardan bazıları. Sonraki dönemlerde Dostoyevski ve Tolstoy&#;un eserlerinin de opera uyarlamaları karşımıza çıkıyor ve bunların en ünlüsü Prokofiev&#;in War and Peace / Savaş ve Barış () operası.

youtube playyoutube play

Edebiyat uyarlamaları dışındaki Rus operalarının çok büyük bir kısmı ise Rus milliyetçiliği, vatanseverliği üzerine kahramanlık hikayeleri anlatan, Büyük Petro başta olmak üzere tarihteki önemli Rus çarlarını yücelten operalar. Örneğin Mussorgski&#;nin Khovanshchina () ve Glinka&#;nın A Life for the Tsar / Çar için Bir Hayat operaları.

Türk Operaları

ünlü operalar - türk operaları

Cumhuriyet sonrası dönemde, Türk Beşleri’nin besteleriyle ülkemizde de özgün klasik batı müziği eserleri verilmeye başlandığında opera türü de es geçilmemiş. Türk Beşleri’nden Ahmet Adnan Saygun’un () bestelediği Özsoy, ilk Türk operası olarak 19 Haziran ’te Ankara’da sahnelenmiş. Saygun’un henüz 27 yaşındayken, İran Şahı Rıza Şah Pehlevi’nin ziyareti nedeniyle Mustafa Kemal Atatürk’ün bizzat siparişi üzerine iki ay gibi kısa bir sürede bestelediği Özsoy operası, İranlıların Şehname destanından uyarlanmış, librettosunu Münir Hayri Egeli yazmış. Türkiye ve İran’ın yüzyıllar boyunca kardeş olduğunu vurgulayan opera, doğduklarında şeytanın gazabıyla ayrı yollara gitseler de yüzyıllar sonra tekrar buluşan, Hakan Feridun’un ikiz oğulları Tur (Türkiye&#;yi simgeleyen kurt) ve İraç’ın (İran&#;ı simgeleyen aslan) hikayesini anlatıyor. Ahmet Adnan Saygun’un diğer operaları ise, mükemmel insanlardan oluşan yeni bir nesil yaratma fikrini işleyen Taş Bebek (), Kerem ile Aslı efsanesini konu alan Kerem () ve yine destanlardan uyarlanan Gılgameş () ile Köroğlu (). 

youtube playyoutube play

Tıpkı Saygun’un operaları gibi, Türk operalarının birçoğu bu toprakların destanlarından ve efsanelerinden besleniyor: Ferit Tüzün’ün () Midas’ın Kulakları (), Nevit Kodallı’nın () Gılgamış (), Çetin Işıközlü’nün ( &#; …) Ağrı Dağı Efsanesi “Gülbahar” () ve Selman Ada’nın ( &#; …) Ali Baba ve Kırk Haramiler () operaları bunlardan bazıları…

Yaz festivallerinde dünyaca ünlü opera ve bale eserleri seyirciyle buluşacak

Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü ve Genel Sanat Yönetmeni Murat Karahan, Opera Sahnesi'nde düzenlenen basın toplantısında festivallere ilişkin ayrıntıları anlattı. Bu yıl 4 festivalle izleyicilerin karşısına çıkacaklarını dile getiren Karahan geçen yıl 5 festivalde 25 temsille 37 bin seyirciye ulaştıklarını bildirdi.

"Halkımızın bu yüksek sanatlardan istifade etmesini sağlamak istiyoruz"

Karahan, "Devlet Opera ve Balesi olarak en temel amacımız dünyanın en zor, en komplike ve en yüksek sanatları olan opera ve bale sanatını halkımızla en yüksek seviyede buluşturabilmek. Halkımızın imkanına sunmak. Dünya standartlarında temsiller ve performanslar sergileyerek halkımızın bu yüksek sanatlardan istifade etmesini sağlamak." diye konuştu.

ULUSLARARASI İSTANBUL OPERA FESTİVALİ

Uluslararası İstanbul Opera Festivalinin 10 Haziran'daki açılışı Atatürk Kültür Merkezi Türk Telekom Opera Salonu'nda İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestrası eşliğinde seslendirilecek "Gala Konser" ile yapılacak. 

Mozart'ın ünlü eseri Saraydan Kız Kaçırma operası Haziran'da İstanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından AKM Tiyatro Salonunda seafoodplus.info Devlet Opera ve Balesi La Traviata operasını 15 Haziran Perşembe, Ankara Devlet Opera ve Balesi Andrea Chenier operasını 18 Haziran'da sahneleyecek. Festivalin kapanışı 22 Haziran Perşembe akşamı Ankara, Antalya ve İstanbul Devlet Opera ve Balesi Müdürlüklerinin ortak sahneleyecekleri Aida operasıyla sona erecek.

6. ULUSLARARASI EFES OPERA VE BALE FESTİVALİ

Efes Antik Tiyatro'da Temmuz'da düzenlenecek 6. Uluslararası Efes Opera ve Bale Festivali'nin açılışı İzmir Devlet Opera ve Balesince festivalde ilk defa sahneye konulacak Uyuyan Güzel balesi ile yapılacak. Samsun Devlet Opera ve Balesinin sahneleyeceği Carmen 10 Temmuz'da, Carmina Burana ise 13 Temmuz'da seyirciyle buluşacak.

Damdaki Kemancı müzikalinin Mersin Devlet Opera ve Balesince 16 Temmuz'da ilk kez sahneleyeceği festival, 21 Temmuz'da İzmir Devlet Opera ve Balesi tarafından sahneye konulacak Lucia Di Lammermoor operasıyla son bulacak.

ULUSLARARASI BODRUM BALE FESTİVALİ

Uluslararası Bodrum Bale Festivali ise Ankara Devlet Opera ve Balesince sahnelenecek Harem balesi ile açılacak. Bodrum Kalesi Kuzey Hendeği sahnesinde Ağustos tarihlerinde gerçekleştirilecek. İzmir Devlet Opera ve Balesi'nin 8 Ağustos'ta Notre Dame'in Kamburu balesini sahneye taşıyacağı festivalde, Navdhara Hint Dans Tiyatrosu 11 Ağustos'ta Hint danslarını sergileyecek. İspanya'dan gelen kadın dansçılar Woman adlı Flamenko eseri 13 Ağustos'ta sanatseverle buluşturacak. Festival, Ağustos'ta İstanbul Devlet Opera ve Balesinin Don Kişot balesiyle sona erecek.

ULUSLARARASI ASPENDOS OPERA VE BALE FESTİVALİ

Eylül tarihlerinde sanatseverlerle buluşacak Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali'nin bu sene 30'uncusu gerçekleşecek. Ankara ve Antalya Devlet Opera ve Balesi Müdürlüklerinin ortak yapımı Aida operasıyla başlayacak. Tosca operası 8 Eylül'de, Kuğu Gölü Balesi ise Eylül'de Antalya Devlet Opera ve Balesi Orkestrası eşliğinde Ankara Devlet Opera ve Balesince sahnelenecek. İstanbul Devlet Opera ve Balesinin 17 Eylül'de sahneleyeceği La Bayadere ile devam edecek festivalin kapanışı 21 Eylül'de Antalya Devlet Opera ve Balesi Orkestrası eşliğinde yıldızlar geçidi olacak Gala Konser ile yapılacak.


Devlet Opera ve Balesi Genel MüdürüoperaBale

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir