Kemik Şişmesi Tedavisi

Olekranon Nedir?

Olekranon ön kol kemiklerinden birinin (ulna) dirseğin arkasındaki çıkıntısının ismidir. Dirsek büküldüğünde dirseğinizin arkasında hissettiğiniz sivri kemik çıkıntısıdır.

Olekranon Bursiti Nedir?

Bursa dokuları vücudumuzda eklemlerimizin yakın çevresinde bulunan, eklemlerimizi koruma fonksiyonları olan içi sıvı dolu keseciklerdir. Bursalar travma anında şoku emerek eklemin zarar görmesini engeller, bir nevi arabalardaki hava yastıkları gibi düşünebilrsiniz.

Bursit ise bu dokuların bir nedenden ötürü şişip ağrı yapması ile belirtiler gösteren bir durumdur. Normalde bursa dokularının içindeki sıvı saptanamaz. Bursit durumunda ise kesenin içindeki sıvı artarak ağrı oluşturur.

Olekranon bursası, dirsek ekleminin arkasındaki olekranon kemik çıkıntısı ile cilt arasında uzanan normal ince bir sıvı kesesidir. Cildin kemik üzerinde pürüzsüzce kaymasına yardımcı olur. Normalde bu kesenin içinde çok az miktarda sıvı bulunur. Olekranon bursitinde ise dirseğin bu bölgesinde dışarıdan dahi görülebilecek şişlik olur.

Olekranon Bursiti Nedenleri?

Olekranon bursitinin birçok nedenleri olabilir. En sık nedeni ise dirseğinizi sert bir cisme çarpma sonucu ya da dirseğinizin üzerine sert bir şekilde düşme sonucu oluşan travmadır.

Meslekleri gereği sürekli olarak dirseklerini sert bir yüzeye koyan kişiler bursa dokusunu tekrarlayıcı yaralamaya bağlı zaman içinde bursa dokusunun yapısını bozarak, bursa dokusu tahriş olup bursa kalınlaşarak şişer. Bu kronik tahriş sonucu olekranon bursiti gelişir.

Bu duruma en iyi örnek taksi şoförlerinde olduğu gibi uzun süre araç kullanırken dirseklerini dayadıkları kol dayanaklarının sert olmasından dolayı oluşan bursittir.

Enfekte Olekranon Bursiti Ne Demektir?

Olekranon bursiti olduğunda bazen ciltten giren bakteri gibi mikroorganizmalar, olekranon kesesini iltiphaplandırır. Buna enfekte olekranon bursiti denir.

Dirsekte Olekranon Bursitinin Belirtileri Nelerdir?

• Şişlik: Olekranon bursitinin ilk belirtisi şişliktir. Çoğu zaman birden ortaya çıkar. Zamanla yavaş yavaş şişliğin büyümesi de görülebilir. Boyutu değişiklik gösterebilir, küçük bir şişlikten pinpon topu boyutuna kadar değişen boyutlarda şişlik oluşabilir. Çoğu hastalar dirsekteki şişliği kitle zannedip, endişe duyabilir.
• Ağrı: Olekranon bursiti olan çoğu hastada ağrı olmaz. Ağrılı ise mutlaka infeksiyona bağlı bursit yönünden araştırmak gerekir.
• Kızarıklık: Enfeksiyöz bursitte ğer ağrı ile birlikte ciltte kızarıklık olur.
  
  

Dirsekte Olekranon Bursitinin Teşhisi Nasıl Konulur?

Ayrıntılı hikaye ve fizik muayene ile olekranon bursitinin tanısı konulabilir. Travma sonrası oluşan bursitte kemikte kırık olup olmadığını anlamak için röntgen istenebilir. Röntgende ayrıca bursanın içinde kalsiyum depozitlerinin olup olmadığını anlaşılır.

Eğer enfeksiyöz olekranon bursitinden şüphelenilirse ultrason altında bursaya iğne ile girilip örnek alınıp, kültür ve antibiogram gibi (enfeksiyona neden olan bakterinin tespiti ve hangi antibiyotiğe duyarlı olduğu) laboratuvar testleri istenir.

Dirsekte Olekranon Bursitinin Tedavisi

Ameliyat Dışı Tedavi

İlk yapılması gereken dirseğinizin olekranon bölgesini tahriş eden hareketlerden kaçınmanız ve burayı korumanız olacaktır. Korumayı dirseklik kullanımı ile yapabilirsiniz.

Ağrı kesici ilaç doktorunuza danışarak alabilirsiniz.

Olekranon Bursitinde Ultrason Altında Enjeksiyon

Eğer şişlik devam ederse, hafta hafta sonra şişlik ve rahatsızlık hissi yukarıda anlattığım önlemler ile geçmezse, ultrason altında olekranon bursasından iğne ile sıvı alınır ve bursanın içine kortizol injeksiyonu yapılır. Çoğu hastalarda kortizol enjeksiyonları ile bursit tekrar oluşmaz.

Olekranon Bursitinin Ameliyatı Kimlere Yapılır?

Eğer kortizol uygulaması sonucu da olekranon bursiti tekrarlarsa ameliyat gündeme gelir.

Olekranon Bursitinin Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Olekranon bursitinin ameliyatı, olekranon bursasının çıkarılmasını amaçlar. Olekranon bursası cilt altında olduğu için ameliyatta ulaşımı kolaydır. Basit pansuman ve elastik bandaj ile ameliyat yarası örtülür. Olekranon bursası çıkarılma ameliyatı olan hastalar aynı gün taburcu edilirler. Eklemi atel ve alçı ile sabitlemeye gerek yoktur.

Olekranon Bursitinin Ameliyatı Sonrası İyileşme Süreci Nasıldır?

Ameliyat kesisi gün sonra iyileşir. Ameliyattan gün sonra dirsek hareketlerinin tam kullanımına izin verilir. Ameliyattan 1 ay sonra tamamen normale döner. Fizyoterapiye ihtiyaç duyulmaz.

Copyright Utku Erdem Özer

İnsan vücudunda kendini onarabilen yapılardan biri de kemiklerdir. Kırık oluşması halinde bunların onarılması pek çok faktöre bağlıdır. Yapılan tedavi yöntemleri kırıkların daha hızlı bir şekilde iyileşmesini sağlamaya yöneliktir.

Kırık Sonrası Şişlik Nasıl İner?

 Çeşitli nedenlerden dolayı kemik yapısının bozulması kırık olarak adlandırılmaktadır. Kırık olan bölgede bazı belirtiler görülebilmektedir. Bu belirtiler:

Hareketlerin kısıtlanması

Kırık olan bölgede şiddetli ağrı

Şişlik

İşlevin kaybolması

Şekil bozukluğu 

Ödem ve kanama nedeni ile morarma görülebilmektedir.

Kırık olması halinde hızlı iyileşme sağlanması için alçı uygulaması yapılmaktadır. Bu durumda kas ve kemikler uzun bir süre hareketsiz oldukları için zayıflar ve tembelleşirler. Alçının çıkarılmasının ardından kırılan bölgenin bir süre kullanılamaması normaldir.

 Belli bir süre hareket edilememesi nedeni ile kemikte zayıflama görülebilmektedir. Bu gibi durumlarda Fizik Tedavi ile gücünü kaybeden kemik ve kasların güçlendirilmesi sağlanabilmektedir. 

 Kırıklarda uzun süreli alçı kullanılması halinde kasların ve kemiğin manuel olarak güçlendirilmesi sağlanabilmektedir. Bunun yanında direnç lastiği ya da kum torbası kullanılarak da bu işlem yapılabilmektedir. Bu aletler kullanılırken oldukça dikkat etmek ve hastada ekstra bir komplikasyon oluşumunu önlemek gerekir.

Kırık Tedavisi Sonrasında Oluşan Şişlik Nasıl Geçer?

 Kırık tedavisinden sonra kas ve kemiklerde oluşan limitasyonları gidermek için çeşitli manuel terapi yöntemleri uygulanmaktadır. Bu yöntemler ile eklemlerde meydana gelen limitasyonlar açılır. Sıklıkla bu yöntemler tercih edilmektedir. Bunun nedeni de yöntemin ağrısız olması ve hızlı sonuç vermesidir.

 Dolaşımın tekrar aktif hale gelmesi için de fizik tedavi yöntemleri uygulanabilir. Tedavi hastanın durumuna göre 1 ile 3 ay arasında değişiklik gösterebilmektedir. 

İçindekiler:

Osteomiyelit (kemik iltihabı) vücutta oluşan enfeksiyon sebebiyle kemik iliği ve çevresindeki kemiğin iltihaplanmasıdır. Bu enfeksiyon bakteri ya da mantar kaynaklı oluşabilir ve kan dolaşımı yoluyla diğer kemiklere ulaşabilir. Kemik iltihabına en sık neden olan etken cilt üzerinde bulunan stafilokok bakterisidir.  Bunun dışında nadir de olsa mantarlar da enfeksiyona sebep olabilir. Hastalığın tedavisinde genellikle antibiyotikler ile iyileşme gözlense de günümüzde antibiyotik dirençliliğinin her geçen gün arttığını düşünürsek, bakteriyofaj terapisi bize bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde güzel bir seçenek sunuyor. Kemik iltihabı tedavi edilmezse, kalıcı şekil bozuklukları, kırıklar ve kronik diğer sorunlara yol açabilir. Bu sebeple hastalık ihmal edilmemeli ve en uygun tedavi sağlanmalıdır.

Kemik İltihabı Nedir?

Halk arasında kemik iltihabı olarak bilinen osteomiyelit, enfeksiyon sonucunda kemik iliği ve kemik iliği çevresindeki kemiğin iltihaplanmasıdır. Bu enfeksiyon bakteri ya da mantar kaynaklı oluşabilir ve kan dolaşımı yoluyla diğer kemiklere ulaşabilir. Hastalığın erken dönemlerinde akut osteomiyelit tedavi edilmezse kronikleşebilir. Böylece iltihaplanan kemiğe kan akışı olmaz ve kemik dokusu ölüme gider. Osteomiyelit her yaş grubunda olabilir. Yetişkin bireylerde osteomiyelit genellikle omur ve pelvis bölgesini (karnın en altındaki bölge) etkilerken, çocuklarda kol ve bacak kemiği bölgelerini etkiler.

Kimlerde Oluşma Riski Daha Fazladır?

Kemik iltihabı belirli bir ırk veya cinsiyette daha yaygındır diye bir genelleme yapamayız. Ancak normalde enfeksiyona dirençli olan kemikler yaşlandıkça çeşitli nedenlerle savunmasız hale gelir. Bunun dışında enfeksiyonun oluşma riskinin daha fazla olduğu gruplar şu şekilde özetlenebilir;

• Yakın zamanda yaralanma ya da cerrahi operasyon geçirenler
• Kronik sağlık sorunu olanlar
• Şeker hastalığı olanlar
• Hemodiyaliz cihazı ile tedavi görenler
• Bağışıklık sistemi zayıflamış olanlar

Kemik İltihabı Neden Olur?

Kemik iltihabına en sık neden olan etken cilt üzerinde bulunan stafilokok aureus (resim 1) bakterisidir. Bunun dışında nadir de olsa mantarların sebep olduğu enfeksiyonlar da bu hastalığa yol açabilir. Erken evrede (akut) osteomiyelit genellikle antibiyotikler ile tedavi edilebilir. Ancak ileri evrede (kronik) veya antibiyotik dirençliliği oluşan durumlarda bakteriyofaj terapisi gibi alternatif tedaviler başarıyla kullanılmaktadır.

Peki bu mikroorganizmalar kemiğe hangi yollarla girer?

• Kan dolaşımı: Vücutta bulunan herhangi bir enfeksiyon kan dolaşımı yoluyla kemikteki bir noktaya gidip orada enfeksiyon oluşturabilir.
• Yaralanmalar: Şiddetli delinme yaralarında bakteri içeri girip kemiğe yayılabilir.
• Ameliyat: Cerrahi operasyonlar sırasında açık yaradan doğrudan bakterilerle kontaminasyon riski olabilir.

Kemik İltihabı Belirtileri Nelerdir?

• Ateş
• Bölgede ağrı ve hassasiyet
• Bölgede şişme ve kızarma
• Midenin bulanması
• Genel rahatsızlık, halsizlik
• Bir eklemin hareket kaybı veya azalması
• Yürüyüşte topallamaya neden olan değişiklikler

Ancak bazen osteomiyelit herhangi bir semptoma neden olmadan ilerler. Bu özellikle yaşlılar, bebekler ve bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde görülür.

Kemik İltihabı Tanı ve Teşhisi

Kemik iltihabının teşhisinde öncelikle doktorunuz fizik muayene yapacaktır. Muayene sırasında şişme, kızarıklık ve kemik hassasiyeti olup olmadığına bakılır ve ailedeki geçmiş hastalıklar değerlendirilir. Ardından tanının doğru konulması adına enfeksiyonun olup olmadığı ve varsa ne kadar yayıldığının öğrenmek için aşağıdaki testler istenir;

• Radyografi: Kemikteki anormallikleri, bakterilerin sebep olduğu kemik yıkımını gösterir. (resim 2)

• Kan testleri: Enfeksiyonun olup olmadığı lökosit, sedimantasyon ve CRP gibi kan testleriyle doğrulanır.
• MR: Kemikteki herhangi bir sıvının görüntülenmesini sağlar. Enfeksiyonun ne kadar yayıldığını gösterir (resim 3).

Resim 3:  Osteomiyelitin manyetik rezonans (MR) görüntüsü

• Biyopsi: Enfekte kemikten bir doku örneği alınır ve enfekte eden bakteri tespit edilir.
• Kemik taraması: Damar yoluyla vücuda az bir miktarda radyoaktif bir materyal enjekte edilir. Kemik dokusu sağlıklıysa, düzgün bir şekilde yayılır. Kemik dokusunda enfeksiyon varsa, materyal oraya doğru yoğunlaşmış bir şekilde görüntü oluşturur.

• İğne aspirasyonu: Kemikli alandan bir sıvı örneği çıkarmak için iğne kullanılır. Alınan örnek laboratuvar koşullarında büyütülür ve enfeksiyona sebep olan madde belirlenir. (resim 4)

Kemik İltihabı Tedavisi

Kemik iltihabı tedavi edilmezse, kalıcı şekil bozuklukları, kırıklar ve kronik diğer sorunlara yol açabilir. Bu sebeple hastalık ihmal edilmemeli ve en uygun tedavi sağlanmalıdır. Tedavinin amacı, oluşan enfeksiyonu ortadan kaldırmak ve enfeksiyon gelişimini durdurmaktır. Enfeksiyona sebep olan ana etken belirlendikten sonra tedavi için bir planlama yapılır. Kemik iltihabında kullanılan tedaviler aşağıdaki gibidir…

• Drenaj ile tedavi: Enfekte apse ve irinler, iğne aspirasyonu denilen bir işlemle boşaltılır. Bu işlemde enfekte bölgeye bir iğne sokulur ve sıvı çekilir.
• Cerrahi operasyon ile tedavi: İleri dönem kemik iltihaplarında, kemikteki enfeksiyon cerrahi bir operasyon ile temizlenir. Ameliyat sonrasında antibiyotik tedavisi yoğun bir şekilde devam eder.
• Antibiyotik ilaçlar tedavi: Antibiyotikler, hastalığa yol açan olan bakterileri hedefler (resim 5). Enfeksiyona sebep olan bakteri türüne ve enfeksiyonun derecesine göre farklı antibiyotikler kullanılır. Damar yolundan veya ağızdan hap şeklinde kullanılabilir. Ancak günümüzde yanlış dozlama ve bilinçsiz kullanım nedeniyle antibiyotik dirençliliği oluşturan bakteri türlerinin sayısı artmakta ve ileri dönemde meydana gelen kronik osteomiyelitte tedaviye yanıt alınamamaktadır.

• Bakteriyofaj (faj) terapisi ile tedavi: Bakteriyofaj Osteomiyelit, sadece bakterileri enfekte etme özelliğinde olan virüslerdir (resim 6). İnsan hücrelerini enfekte etmediklerinden yan etkileri yoktur. Hastalığa sebep olan bakterinin belirlenmesinin ardından, o bakteriyi öldüren bakteriyofajlar laboratuvarda özel koşullar altında üretilir. Günümüzde antibiyotik dirençliliğinin her geçen gün arttığını düşünürsek, bakteriyofaj terapisi bize bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde güzel bir seçenek sunuyor. Yapılan birçok çalışmada da, daha önce antibiyotik tedavisi alıp enfeksiyonun iyileşmediği hastalarda faj terapisinin başarılı olduğu kanıtlanmıştır.

Osgood Schlatter hastalığı erkeklerde kızlardan 3 kat daha fazla görülür. Görülme sıklığı erkek çocuklarda yaşlarında, kızlarda yaşlarındadır. Tek taraflı veya çift taraflı olabilir. Şimdi, Osgood Schlatter hastalığı nedir? Belirtileri, nedenleri ve tedavisi hakkında bilinmesi gerekenlere göz atalım

funduszeue.info

Yayınlanma:

En çok futbol, basketbol, artistik patinaj ve bale gibi koşma, zıplama ve yön değiştirme gibi sporları yapan çocuklarda görülen Osgood Schlatter hastalığı nedir? Belirtileri, nedenleri ve tedavisi hakkında merak edilen tüm detayları haberimizde bulabilirsiniz…

OSGOOD SCHLATTER HASTALIĞI NEDİR?

Osgood-Schlatter hastalığı, büyüyen ergenlerde diz ağrısının yaygın bir nedenidir. Diz kapağındaki tendonun (patellar tendon) kaval kemiğinin (tibia) bağlandığı dizin hemen altındaki bölgenin iltihabıdır.

Osgood-Schlatter hastalığı, kemik, kas, tendon ve diğer yapılar hızla değiştiğinde, büyüme ve gelişme sırasında en sık görülür. Fiziksel aktivite kemikler ve kaslar üzerinde daha fazla stres yarattığından, atletizm sporlarına katılan (özellikle koşma ve zıplama sporları) bu durum için yüksek risk altındadır. Bununla birlikte, daha az aktif ergenler de bu sorunu yaşayabilir. Dizin hemen altında şişlik, ağrı ve hassasiyete sebep olur. Ağrı genellikle oyun ve spor sırasında yani aktivite arttıkca şiddetlenir.

Osgood-Schlatter hastalığı vakalarının çoğunda, dinlenme, reçetesiz ilaç kullanımı ve germe ve güçlendirme egzersizleri gibi basit önlemler ağrıyı hafifletecek ve günlük aktivitelere geri dönüş sağlayacaktır.

OSGOOD SCHLATTER BELİRTİLERİ

Ağrılı semptomlar sıklıkla koşma, zıplama ve sporla ilgili diğer aktivitelerle ortaya çıkar. Bazı durumlarda, her iki dizde semptomlar vardır, ancak bir diz diğerinden daha kötü olabilir.

– Tibial tüberkülde diz ağrısı ve hassasiyet
– Tibial tüberkülde şişme
– Uyluğun önündeki veya arkasındaki kaslarda çekme

NEDENLERİ

Koşma, zıplama ve bükülme gibi aktiviteler sırasında – futbol, basketbol, voleybol ve bale gibi – çocuğunuzun uyluk kasları (kuadriseps), diz kapağını uyluk kemiğinin üst kısmındaki büyüme plakasına bağlayan tendonu çeker.

Bu tekrarlanan stres, tendonun uyluk kemiğinin içine girdiği büyüme plakasını çekmesine neden olabilir ve Osgood-Schlatter hastalığına bağlı ağrı ve şişmeye neden olur. Bazı çocukların bedenleri bu açığı yeni kemik büyümesiyle kapatmaya çalışır, bu da o noktada kemik yığınına neden olabilir.

OSGOOD SCHLATTER HASTALIĞI TEDAVİSİ

Osgood-Schlatter hastalığı genellikle kemiklerin büyümesini durduğunda ortadan kalkar. Osgood-Schlatter hastalığının tedavisi ağrı ve şişliğin azaltılmasına odaklanır. Bu genellikle, çocuğunuzun rahatsızlık duymadan veya daha sonra ciddi bir ağrı hissetmeden normal aktivitelerini rahatlıklaya yapacak duruma gelene kadar egzersiz aktivitesini sınırlandırmayı gerektirir. Bazı durumlarda, birkaç ay aktivitelerden uzak durmak, ve ardından bir güç koşullandırma programı gerektirir. Bununla birlikte, çocuğunuzun aşırı derecede ağrısı veya topallaması yoksa, spor yapmaya devam etmesi güvenli olabilir.

Doktorunuz aşağıdakiler dahil ek tedavi yöntemleri önerebilir:

– Esneme egzersizleri

Uyluğun önü ve arkası için germe egzersizleri(kuadrisepsler ve hamstring kasları) ağrıyı hafifletebilir ve hastalığın tekrarlamasını önleyebilir.

Steroid olmayan anti-enflamatuar ilaçlar

İbuprofen ve naproksen gibi ilaçlar ağrıyı ve şişliği azaltır.

Sonuç olarak bir çocuk, ergenlik büyümesini, kızlarda 14 yaş civarında, erkeklerde 16 yaşını tamamladığında çoğu semptom tamamen ortadan kalkacaktır. Bu nedenle cerrahi nadiren önerilmektedir. Ancak, tüberkülün belirginliği devam edecektir.

Ağrıartistik patinajbasketbolbel fıtığıbüyümeÇocukEgzersizFutbol