Islahat Fermanı Tarihi
Islahat Fermanı, Bab-ı Ali tarafından ilan edilmiştir. Islahat fermanının ilan tarihi ise, Kırım savaşının ateşkesinden 18 gün sonraya denk gelmektedir. Islahat fermanı, 18 Şubat 1856'da Sultan Abdülmecid döneminde ilan edilmiştir.
Islahat Fermanı Maddeleri
- Gayrimüslimlere devlet görevine girme, askerlik yapma, askeri okullara girme konularında Müslümanlarla aynı haklar tanınacaktır.
- Vergi konusunda eşitlik sağlanacak, iltizam yönetimi ve cizye vergisi kaldırılacaktır.
- Tüm dini gruplara din ve ibadet özgürlüğü sağlanacaktır.
- Gayrimüslimlerin ibadethane, okul, mezarlık gibi yapıları tamir etmelerine, yenilerini inşa etmelerine izin verilecektir.
- Halka açık ve adil yargılanma sağlanacaktır.
- İşkence, kötü muamele yasaklanacak, hapishane ve ceza şartları iyileştirilecektir.
- Gayrimüslimler, eyalet meclislerine seçilebilecektir. Ayrıca gayrimüslimlerin kendi işlerini görebilmeleri için cemaat meclisleri oluşturulacaktır.
Islahat Fermanının Özellikleri
1- Islahat fermanının en önemli özelliklerinden biri; kanun önünde eşitliktir.
2- Osmanlı Vatandaşlarının canının, malının ve ırzının korunması güvence altına alınmıştır.
3- Vergilerin eşitlik içinde herkesin gelirine göre toplanması ve iltizam usulünün kaldırılması.
4- Mahkemelerin açık olması, ticaret, ceza ve hukuk davaları için karma mahkemelerin kurulması.
5- Devlet memurluklarına, askeri görev ve okullara Müslüman olmayan Osmanlı Vatandaşlarının alınması.
6- Din ve mezhep özgürlüklerinin tanınması, patrikhanelerin ıslah edilmesi.
7- Resmi yazı ve yazışmalarda Hristiyanlar için hakaret edici söz ve deyimlerin kullanılmaması.
8- İşkence, dayak, angaryanın kaldırılması.
9- Hristiyanların, il meclislerine üye olabilmesi.
10- Herkesin banka ve şirket gibi kuruluşları kurabilmesi.
11- Rüşvet ve adam kayırmanın kaldırılması.
12- Mahkemelerin açık yapılması, herkesin dinine göre yemin etmesi, hapishanelerin ıslahı ve kanunların Hristiyan dillerine de çevrilmesi.
Tüm bu sayılan özellikler, Islahat fermanının getirdiği düzenleme ve yeniliklerin içinde yer almaktadır.
Dönemin Padişahı Hakkında Bilgi
Islahat fermanının, ilan edildiği dönemde Osmanlı İmparatorluğu'nun padişahı, Sultan Abdülmecid'dir. Sultan Abdülmecid, 25 Nisan 1823 tarihinde doğmuştur. Babasının isteği doğrultusunda bir eğitim ve terbiye görmüştür. Bu sebeple ıslahatçı bir fikir yapısına sahiptir. Babasının ölümü üzerine 17 yaşında tahta oturmuştur. Devletin ilerleyişi için Avrupai bir yaşam tarzının yaygınlaşmasını istemiştir. Saltanatı döneminde ilan ettiği Gülhane-i Hattı Hümayun sebebi ile Tanzimat dönemi padişahı olarak nam salmıştır. Batılı yazarların, takdir ve sevgi ile andıkları padişahlardan biridir.
Sultan Abdülmecid; adil, yenilikçi, ıslahatçı bir karaktere sahiptir. 25 Haziran 1861'de vefat etmiştir. Sultan Abdülmecid döneminde; Londra Konferansı toplamış, Tanzimat fermanı ve Islahat fermanları ilan edilmiştir. Kırım Savaşı da yine onun döneminde vuku bulmuştur. Birçok önemli tarihi olaya Sultan Abdülmecid dönemi şahitlik etmektedir.
Bu tez çalışmasında, Islahat Fermanı sonrası ortaya çıkan ve aralarında bürokrat, alim ve aydınların bulunduğu isimler tarafından temsil edildiği savunulacak olan üç farklı modernleşme temayülü tespit ve konu edinilmiştir. XIX. Yüzyılın ikinci çeyreğinden itibaren ortaya çıkan modernleşme sürecinin başlangıcı Tanzimat Fermanı olsa da, Islahat Fermanı’nın şekillendirici rolü bu çalışmanın ana eksenini oluşturmaktadır. Bu sürecin tetiklemesiyle, isimlendirmeleri tarafımızca yapılan, “zarurî modernleşme”, “sentezci modernleşme” ve “sivil-gelenekselci modernleşme” olmak üzere üç farklı modernleşme temayülü ortaya çıkmıştır. Özellikle Islahat Fermanı’ndan itibaren, Avrupa devletlerinin Osmanlı Devleti’nden talep ettiği reformlarla ilgili baskıları artmış, Osmanlı bürokrasisi hem askeri krizler hem de ekonomik problemleri çözmeye çalışırken birtakım zaruretleri göz önünde bulundurarak hareket etmişlerdir. Ali ve Fuat Paşaların öncülük ettiği Islahat Fermanı sonrası Osmanlı bürokrasisinin, zaruretler çerçevesinde gerçekleşmesine ön ayak olduğu dönüşüm sürecinin bir süre sonra istenen başarıyı elde edememesi ve siyasi, sosyal ve ekonomik sorunların artması üzerine, Ahmet Cevdet Paşa’nın temsil ettiği savunulacak olan “sentezci modernleşme” temayülü ortaya çıkmıştır. Bu yaklaşım, Mecelle örneğinde görüleceği üzere dönüşüm sürecinin meşruiyeti konusunda daha dikkatli ve oluşmaya başlayan kamuoyunun beklentileriyle daha uyumlu bir modernleşme arayışı iddiasında olmuştur. Oluşmaya başlayan kamuoyu ve aydın profili, “sivil-gelenekselci” bir modernleşme temayülünün doğmasıyla sonuçlanmıştır. Başta Namık Kemal olmak üzere bu isimler, klasik dönem olarak bilinen devirlerin, İslami ilkelerle çelişmeyen bir yenileşmeye evrilmesi ve kamuoyunun da bu sürece katılımının sağlanması gerektiğini savunmuşlardır. Çalışmamızda yapmaya gayret ettiğimiz bu yeni modernleşme sınıflandırmasının, modernleşme literatüründe yeterince fark edilemediğini düşündüğümüz modernleşme farklılıklarına dikkat çekmesi bakımından fayda sağlaması hedeflenmektedir.
Tez (Yüksek Lisans) - Yıldız Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019
Show full item record