Diş Ağrısına Alkol

• doktorlara gore zararli oldugu soylenen ama halkin, doktorlari sallamadigini gozlerimiz onune seren eylem.
  edit:anlasilan zoruna giden doktorlar olmus.
  halkin destegini ararken doktorlari karsima almisim.

• (bkz: muhsin bey)

• 14 yaşında rakıyla tanışmamı sağlayan eylemdir. azı dişimin ağrımasıyla acıdan kıvranan evladının acısını az da olsa dindirmeye çalışan canım babam pamuğa yeni rakıyı döküp 1 saat boyunca dişime bastırmıştı. ağrı dinmiş miydi yoksa ben mi uyuyakalmıştım hatırlamıyorum fakat acil diş ağrısı durumunda ilk yapacağım eylemdir. tavsiye olarak başkalarına vermişliğimde vardır bu fikri.

• hastane yolu bilmeyen ebeveynler tarafından gerçekleştirilen eylemlerden biri. bunun bir de sigara dumanını çekip ağızda bekletme versiyonu vardır ki evlerden ırak.
  
  ''dişin üzerine kolonya veya alkol ( rakı vs..) basmak; ağrıyı geçirmez. tam aksine iltihabi bir durum varsa alkol iltihabi bölgede sıvı birikmesine neden olduğundan iltihabın artmasına dolayısıyla ağrının artmasına neden olur.''

• yıllar evvel çok soğuk bir kış gecesi denediğim yöntem. hayatımda çektiğim en şiddetli diş ağrısıydı kesinlikle ve tam yatmaya hazırlanırken birden başlamıştı. evde ağrıyı bastırabilecek hiçbir şey yoktu. odada bir ileri bir geri dolanmaya başladım, uyumaya çalıştım, tv müzik kitap falan açtım olmadı, geçmedi illet ağrı. geçmediği gibi artıyordu da. yalnız yaşamaya başlayalı bir kaç yıl olmuştu, sıkılmıştım artık yalnız yaşamaktan ama o saatte bana yardım edecek kimse de yoktu henüz hayatımda. bilmiyordum işte herşey öyle denk gelmişti. sıkı dostlar, anne, baba, akrabalar çok uzaklardaydılar, herkes bir yerlere dağılmıştı, bir anda yapayalnız kalmıştım şehirde ve iki yıldır bu böyleydi. 2 yıl önce terk eden sevgiliyi ben henüz terk edemediğim için çocuk gibi sızlanılabilecek, ağrıyı biraz olsun hafifletecek bir sevgili de yoktu. 2 yıldır 2 yıl önce beni terk edip başka bir ülkeye giden ve sonrasında hiç haber alamadığım sevgilimle beraberdim ve haliyle terk eden biriyle olmak çok keyifsizdi. iki yıldır hiçbir kadını öpmemiş, bir yerde iki kadeh bir şey içmemiş, sevişmemiştim. o zaman bilmiyordum ama bu, iki yıl daha böyle sürecekti. ağrı gerçekten dayanılmazdı. yapacak hiçbir şey yoktu, gecenin o vakti, o dondurucu soğukta çıkıp eczane bulmam gerekiyordu. dışarı çıktım. iki gündür yağan kar daha da şiddetlenmişti, tipi vardı. yeni yağmış kara her bastığımda çıkan o güzel gıcırtılı sesin keyfini çıkartamayacak kadar şiddetlenmişti ağrı. şiddetli rüzgar yağan karı, soğuğu ağzımın içine dolduruyor ve dişimin zonklaması daha da artıyordu. soğuktan mı acıdan mı bilmiyorum gözümden yaşlar gelmeye başlamıştı. karın içinde bata çıka ilerledim. yoldan bir allahın kulu geçmiyordu. o tipide bırak nöbetçi eczane, kapalı bir eczane bile bulmak zordu. eczanelerin yerini hatırlamaya çalışıyordum ama kafamın zonklamasından doğru düzgün düşünemiyordum da. önümü görmek zordu ama neyseki kapalı bir eczane çıktı karşıma sonunda. nöbetçi eczanenin adresine baktım ama orada yazan caddenin nerede olduğunu bilmiyordum. halim içler acısıydı sözlük. yapacak birşey yoktu, sadece tahmine dayanarak, eczanenin bulunduğunu düşündüğüm caddeye yürümeye karar verdim. soğuktan, yürümekten, ağrıdan nefesim kesilmiş, yorulmuştum. bu şekilde bir 15-20 dakika kadar yürüdüm ama bana bir saat gibi geldi tabi. sonra yürüdüğüm cadde boyunca sıralanan dükkanlardan birinin ışığının açık olduğunu gördüm hayal meyal, yakalştım, bir tekel büfesiydi. o an aklıma rakı formülü geldi. zaten eczaneyi bulma umudum yoktu, sadece bir saattir yapacak daha başka bir şey olmadığı için yürüyordum o tipide. büfeden içeri girdim, içerisi nispeten sıcaktı. kapının tam karşısındaki tezgahın arkasında iki adam kafası vardı. gecenin o saatinde içeri artık nasıl girdim, yüzüm ne haldeydi bilmiyorum ama adamların ikisi birden ayağa kalktılar. ağrıdan doğru düzgün göremiyordum önümü, yüzlerini net hatırlamıyorum ama sakallı olan biraz diklenerek “buyur birader” dedi. “ben” dedim, “bir küçük rakı alacağım”. adam rakıyı sararken, gözüm tezgahın arkasındaki diğer adama kaydı. bir bira kasasını ters çevirmişler, çay bardağında rakı içiyorlardı, ortada beyaz peynir vardı meze niyetine. neyse eve geri döndüm, hatırladığım şekliyle pamuğu rakıya daldırıp, dişime bastırdım. gerçekten de biraz rahatlar gibi oldu ama malesef bir süre sonra yine arttı ağrı. böyle bir saat kadar denemeye devam ettikten sonra büfede gördüğüm beyaz peynir geldi aklıma. gittim dolaptan beyaz peynir getirdim, çay bardağı aldım, çilingir soframı kurup gecenin ikisinde rakıyı içmeye başladım. şu malum sevgili beni terk ettikten sonra belirgin bir aşk acısı çekmemiştim aslında. bir iki ay ah vahlarla geçmiş, sonra rutine bağlamıştm. bir tek uyku sorunu vardı, geceleri uyuyamıyordum. uyuyabilmek için her gece bira içiyordum. içkiye pek dayanıklı olmayan bünyemin sayesinde sızıp kalıyordum her gece. neyseki uyku problemini bir yıl önce halletmiş, evde içki içmeyi bırakmıştım. sevmediğim birşeydi, hala da sevmem evde içmeyi. bir yıldan sonra evde ilk içtiğim içki bu rakı olmuştu. tvyi açtım, cüneyt arkın’ın çok çok genç yaşında çektiği siyah beyaz bir film vardı. bir yandan onu izledim, bir yandan rakıyı yuvarladım. rakıyı içmem ne kadar sürdü bilmiyorum. ertesi sabah gözümü açtığımda açık televizyon, elimden halıya düşmüş çay bardağı ve sehpanın üstünde peynirle, neredeyse sonuna gelmiş boş rakı şişesini gördüm. ağrı geçmişti. belki rakıyı dişime bastırmam işe yaramamıştı ama bir küçüğü devirip, sızıp kalmıştım. bu sayede rakı beni o lanet geceden kurtarmıştı. şimdi artık pek yalnız sayılmam. dişim ağrısa, akıl verecek, yardım edecek birileri var allahtan. evde tek değilim, bulunduğum şehirde bir sürü dostum, sevdiklerim, iyisiyle kötüsüyle mutlu denebilecek bir hayatım var. o gece artık çok gerilerde kaldı. ama üstünden yıllar geçse de ne zaman birisi hafif romantizm ve hüzün kattığı ses tonuyla ve buğulu bakışlarla bana yalnızlığı çok sevdiğini söylese, o dayanılmaz diş ağrısını çektiğim gece gelir aklıma. ve bana yalnızlığı sevdiğini söyleyen o kişinin aslında gerçekten hiç yalnız kalmadığını anlarım hemen.]]>

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.